Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Aliya İzzetbegoviç - İslami Yeniden Doğuşun Sorunları

Aliya İzzetbegoviç - İslami Yeniden Doğuşun Sorunları

Published by eminyukseloglukaihl, 2019-10-25 15:15:09

Description: Aliya İzzetbegoviç - İslami Yeniden Doğuşun Sorunları

Search

Read the Text Version

1 08 1 islami Yeniden Doğuşun Sorunları şun, namazı kılın, zekatı verin. . .\" (Bakara, 83). \" . . .Ha­ yırlı işlerde birbirinizle yarışın. Nerede olursanız olun Allah sizi bir araya toplar. . . \" (Bakara, 148). \"Yüzlerinizi doğudan yana ve batıdan yana çevirmeniz iyi olmak de­ mek değildir; Lakin iyi olan, Allah'a, ahiret gününe, me­ leklere, Kitap'a, peygamberlere inanan, O'nun sevgisiy­ le, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksul­ lara ve köleler uğrunda mal veren, namaz kılan, zekat veren ve ahideştiklerinde ahiderine vefa gösterenler, zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir. İşte onlar doğru olanlardır ve sakınanlar ancak onlardır.\" (Bakara, 1 77). \"Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe iyiliğe erişe­ mezsiniz . . . \" (Al-i İmran, 92). \"Ey İnananlar! Akidleri ye­ rine getirin . . . iyilikte ve fenalıktan sakınmakta yardım­ laşın, günah işlernek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın ve Allah'tan sakının. . .\" (Maide, 1, 2). \"Ey İnananlar! İç­ ki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pislik­ lerdir, bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.\" (Maide, 90). \"De ki: \"Gelin size Rabbinizin haram kıldığı şeyleri söyleyeyim: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anaya ba­ baya iyilik yapın, yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öl­ dürmeyin, sizin ve onların rızkını veren Biziz, gizli ve açık kötülüklere yaklaşmayın, Allah'ın haram kıldığı ca­ na haksız yere kıymayın. Allah bunları size düşünesiniz diye buyurmaktadır. Yetim malına, erginlik çağına erişe­ ne kadar en iyi şeklin dışında yaklaşmayın; ölçüyü ve tartıyı doğru yapın. Biz kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözü­ nüzde adil olun. Allah'ın ahdini yerine getirin. Allah si­ ze bunları öğüt almanız için buyurmaktadır.\" (En'am, 151-152). \" . . .Ne sarfedeceklerini sana sorarlar, de ki: 'Ar­ tanı' (bağışlamayı) . . .\" (Bakara, 219). \" . . .Allah, kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez. Onlar cimrilik eder-

ALIYE izzETBEGovıc 1 1 09 ler, insanlara cimrilik tavsiyesinde bulunurlar, Allah'ın bol nimetinden kendilerine verdiğini gizlerler. . . ( Nisa, 36-37). \" . . .0, büyüklük taslayanları asla sevmez.\" (Nahl, 23). \"Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır; on­ larla en güzel şekilde tartış; doğrusu Rabbin, kendi yo­ lundan sapanları daha iyi bilir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilir.\" (Nahl, 125). \"Kitap'tan sana vahyolunanı oku; namaz kıl; muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve fe­ nalıktan alıkoyar . . .\" (Ankebut, 45). \"Bu insanlar, deve­ nin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağ­ ların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bak­ mazlar mı? Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçü­ sün. Sen, onlara zor kullanacak değilsin.\" (Gaşiye, 1 7- 22). \". . . Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden önce geçenlerin sonlarının ne olduğunu görsünler. . .\" (Yusuf, 109). \"Ey İnananlar! Kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhlerine de olsa, Allah için şahit olarak adaleti gözetin; ister zengin, ister fakir olsun, Allah onla­ ra daha yakındır. O halde, adaletten ayrılmamanız için heva ve hevesierinize uymayın. . . !\" Nisa, 135). \"Yakını­ na, düşküne, yolcuya hakkını ver; elindekileri saçıp sa­ vurma.\" (İsra, 26).3 \" . . .Birbirinizden meydana gelen siz­ lerden, erkek olsun, kadın olsun, iş yapanın işini boşa çı­ karmam. . .\" (Ali İmran, 195). \" . . . Erkeklere, kazandıkla­ rından bir pay, kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. . . (Nisa, 32). \"Ey inananlar! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra et­ tiğinize pişman olursunuz..\" (Hucurat, 6). \"Bir haksızlı­ ğa uğradıklarında, üstün gelmek için aralarında yardım­ laşırlar. Bir kötülüğün karşılığı, aynı şekilde bir kötülük­ tür. Ama kim affeder ve barışırsa, onun ecri Allah'a ait­ tir. Doğrusu O, zulmedenleri sevmez. Zulüm gördükten



















































ALIYE lzzETBEGovic 1 1 35 ler. Yine de bununla alakah bilinç yavaş ilerlemekte ve Müslüman ülkelerin resmi siyaseti üzerinde pratikte et­ kisizdir. İsrail'le olan çatışmada Arap ülkelerin peş peşe üç defa yenilmeleri ve kısa bir süre evvel Pakistan'ın as­ keri mağlubiyeti tasvir edilen durumun sadece neticesi­ dir. Müslüman ülkelerin çoğundaki İslami kurumlar ve onun yüksek temsilcileri, görevlerini yerine getirmede her türlü bağımsızlığı kaybettiler. Onlar İslami fikir ve çıkarların savunucuları değiller, aksine iktidardaki re­ jimlerin memurlarıdır. Onlar, İslam hakkında, siyasi ikti­ darın iradesi istediği kadar konuşurlar ve genel olarak bu iktidara hizmet ederler. Bir ülkede kralın feodal dü­ zenini savunurlar, başka bir ülkede hükümet hutbeleri yazar ve doğal olarak işine gelenleri duyururlar, üçün­ cüsünde yüksek din memuru olarak hükümetin apaçık gayr-ı İslami olan tedbirlerini savunurlar, dördüncüsün­ de cahiliye mazisinin kutlanmasını sakin olarak karşılar­ lar v.s. Müslüman ülkelerin iktidar sahiplerinin çoğunun özel hayatı apaçık gayr-ı İslamidir ve din memurları bu­ na karşı seslerini yükseltme cesaretini gösteremiyorlar. Onların görevi, devlet törenlerinde, devlet başkanlarının sağlığına dua etmektir. İslam dünyasının bugünkü haya­ tı, İsa a.s.'ın geldiği vakitteki Yahudilerin hayatına ben­ zemektedir. Dinin şekli tarafı yerine getiriliyor fakat di­ nin ruhu yok olmuştur. Din işleri ülküsüz ve kayıtsız in­ sanların, bazı durumlarda ise meşhur münafıklar ve hat­ ta açık mürtetlerin elindedir. Gözlemden sonra hüküm verecek olur ve sadece İsla­ mi cepheyi müşahede edecek olursak, kendilerini Müs­ lüman olarak ilan eden kimselerin sayısına nazaran onun da, olmak zorunda olduğundan çok daha zayıf ol­ duğunu fark ederiz. Bu cephe, kendini, bir olan İslam

1 36 1 Islami Yeniden Doğuşun Sorunları adına onlarca farklı ve çoğu zaman birbirine aykırı prog­ ramın varlığıyla, tam bir fikir ve eylem uyuşmazlığıyla belli eder. Her önde gelen birey tek başına bir program, partidir ve birbirine tamamen zıt olan şeyler İslam'ın sağlam kaynağına izafe edilmektedir. Toprak reformunu hayata geçirenler ile ona karşı çıkanlar İslam'a dayan­ maktadırlar. Birileri spesifik İslam sosyalizmi hakkında konuşurken, diğerleri İslam adına mutlak şahsi mülki­ yeti savunurlar. Diğerleri yanında, sorunlarla olan karşılaşmalarımız­ daki başarısızlığımız, her zaman geç kaldığımızda, mü­ cadelemizi sebeplerle değil sonuçlara karşı yaptığımız­ daki tespitlerdedir. İsrail ile olan çatışmamızdaki mağlu­ biyetlerimiz, bizim hastalık sebebi yerine belirtiye karşı mücadele ettiğimizin örneğidir. İsrail adı altındaki zehir­ li tohum, çoğunun düşündüğünün aksine, İkinci Cihan Harbi sonrasında ekilmiş değildir. Kökler çok daha de­ rinlere uzanır ve en yakını da 1914-1917 arasında yapılan Arap-Türk kardeş savaşında bulunmaktadır. İsrail bu anlaşmazlığın yavrusudur. Bu durumun sonraki eğilimi de ruhların sürekli zehirlenınesinde ve sadece şeklini ve vasıtalarını değiştirmiş fakat asla bitmemiş olan haçlı se­ ferindeki Müslümanlara karşı nefretin yaratılmasıdır. Bunun neticesi olarak da İslam ve Müslümanlara zarar vermek gerektiğinde her zaman kolaylıkla bir araya ge­ lecek bir dünya yaratıldı. 1971 yılında, Pakistan'a karşı yapılan ve klasik bir örnek olan askeri saldırı, bir süper gücün doğrudan izin vermesiyle, diğerinin de sessiz izin vermesi ve geri kalan dünyanın da suskun kalmasıyla gerçekleşmiştir. Bugün Müslüman karşıtı olan bu dün­ yanın kısmi de olsa onların lehine olması için hiçbir şey yapmadık. . . Böylece her zaman sonuçlara karşı müca­ dele ederek, sebeplere vakit ayıramaz olduk ve biz her


























Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook