İNTİHARKimse duymadan ölmeliyimAğzımın kenannda bir parça kan bulunmalı.Beni tanımayanlar«Mutlak birini seviyordu» demeliler.Tanıyanlarsa, «Zavallı, demeli,Çok sefalet çekti...»Fakat hakiki sebep bunlardanhiçbirisiolmamalı.(Aralık 1937/Varlık, 15.12.1937)SOKAKTA GİDERKEN
Sokakta giderken, kendi kendimeGülümsediğimin farkına vardığım zamanBeni deli zannedeceklerini düşünüpGülümsüyorum.(1937/Varlık. 15.3.1940)YATAĞIMBen ki her akşam, yatağımdaOnu düşünüyorum,Onu sevdiğim müddetçeYatağımı da seveceğim.
(Ocak 1938/İnsan, 1.10.1938)QUANTİTATİFGüzel kadınları severim,İşçi kadınları da severim,Güzel işçi kadınlarıDaha çok severim.(Ocak 1938/Varlık, 15.3.1940)ALİ RIZA İLE AHMED’İN HİKÂYESİ
Ne tuhaftır Ali Rıza ileAhmedin hikâyesi!..Birisi köyde oturur,Birisi şehirdeVe her sabahŞehirdeki köye gider,Köydeki şehire.(1938/ İnsan. 1.10.1938)İÇKİYE BENZER BİR ŞEYİçkiye benzer bir şey var bu havalardaKötü ediyor insanı, kötü...
Hele bir de hasretlik oldu mu serde;Sevdiğin başka yerde,Sen başka yerde;Dertli ediyor insanı, dertli.İçkiye benzer bir şey var bu havalarda,Sarhoş ediyor insanı, sarhoş.(Varlık, 1.9.1951)KÜÇÜK BİR KALP(Jules Supervielle’den mülhem)
Asfaltın üzerindenBisikletle geçen kızınBacaklarının arasındaBir güvercin çırpınmadaVe küçük bir kalp,Küçük bir kalp çarpmadadır.(1938/Papirüs, 1.6.1967)MANGALAkşam karanlığında bir şey görünmezmişAteşten ve dumandan başka.Kıtlık senelerinde kömürün bolluğuHuzur ve saadet verirmiş çocuk ruhuna
Şair arkadaşım Oktay Rifat’ın...Ve Münevver Hanım, validesi,Balık pişirirmiş mangalda ve dumanınıMukavvadan yelpazesiyleGenzine doldururmuş arkadaşım.(1938/İnsan, 1.10.1938)ÜSTÜNEKuşlar geçer bulutun üstünden,Yağmur yağar bulutun üstüne.Kuşlar geçer trenin üstünden,Yağmur yağar trenin üstüne.
Kuşlar geçer gecenin üstünden,Yağmur yağar gecenin üstüne.Ve ay gelir, kuşlar nereye giderse..Güneş doğar yağmurun üstüne.(Mart 1939/Vatan, 16.11.1952)ŞEHİR HARİCİNDEÇatlamak üzre olan tomurcuklarGüzel günler vadetmededir.Ve bir kadın, şehir haricinde;Otların üstünde,
Güneşin altında,Yüzükoyun uzanmış;Göğsünde ve karnındaBaharı hissetmededir.(Mayıs 1939/Vatan, 16.11.1052)HAYAT BÖYLE ZATENBu evin bir köpeği vardı;Kıvır kıvırdı, adı Çinçon’du, öldü.Bir de kedisi vardı: Maviş,Kayboldu.Evin kızı gelin oldu,
Küçük Bey sınıfı geçti.Daha böyle acı, tatlıNeler oldu bir yıl içinde!Oldu ya, olanların hepsi böyle...Hayat böyle zaten!..(Haziran 1939/Vatan. 16.11.1952)RÖNESANSYarın rıhtıma gitmeli,Rönesans çıkacak vapurdanBakalım, nasıl şey Rönesans?Kılığı, kıyafeti nasıl?
Şık mı, sünepe mi?Siyasî mi, bastonu var mı elinde?Yoksa kâküllü, bıyıklı;Hokkabaza mı benziyor?Ambardan mı çıkacak, kamaradan mı?Yoksa ateşçi filân mı?Çalışarak mı geliyor gemide?(Temmuz 1939/Vatan. 16.11.1952)KARANFİLHakkınız var, güzel değildir ihtimalMübalâğa sanatı kadar
Varşova’da ölmesi on bin kişininVe benzememesiBir motorlu kıtanın bir karanfile,«Yârin dudağından getirilmiş».(Eylül 1939/Varlık. 15.10.1939)LAKIRDILARIM1914’de doğdum15’de konuştumHâlâ konuşuyorum.Lakırdılarım ne oldu,
Gökyüzüne mi gitti?Belki de hepsi geri gelecekTayyare biçimine girip1939’da.Allah varsa eğerBaşka bir şey istemem ondan.Bununla beraber istememNe Allahın olmasını,Ne de işiminAllaha kalmasını.(Eylül 1939/Varlık. 15.10.1939)
BİZİM GİBİArzulu mudur acabaBir tank, rüyasında?Ve ne düşünürtayyareYalnız kaldığı zaman?Hep bir ağızdan şarkı söylemesini,Sevmez mi acaba gaz maskeleri,Ay ışığında?Ve tüfeklerin merhameti yok mudurBiz insanlar kadar olsun?(Eylül 1939/Varlık, 15.10.1039)
TEREYAĞIHitler amca!Bir-gün de bize buyur.Kâkülünle bıyıklarınıAnneme göstereyim.Karşılık olarak ben de sanaMutfaktaki dolaptan aşırıpTereyağı veririm.Askerlerine yedirirsin.(Eylül 1939/Vatan, 16.11.1952)
VEDAYolum asfalt,Yolum toprak,Yolum meydan,Yolum gökyüzüVe ben neler düşünüyorum!..Aşkı, yağmuru,Tramvay sesini,Otelciyi...Ve bir mısra mırıldanıyorumSıcak bir yemek lezzetinde..*
Postacı, jandarma ve işsizHâlâ gidip geliyorlar.Yalnız Niyazi oturuyor,Rahmetli Süleyman Efendinin oğlu,Kahvede.Ajans dinliyor, düşünüyor.-«Harp olur mu,Kıtlık olur mu?» diye.Yahut o da biliyor,Yakında muharebeye gideceğini.(Ekim 1939/Vatan, 16.11.1952)GANGSTER
(Hitler, kendini edebiyata verecek)Şiir yazdım bunca senedir,Ne buldum?Eşkıyalık edeceğim bundan sonra.Haberi olsun yol kesenlerin:İş yok artık kendilerineDağ başlarında.Mademki ekmeklerini alıyorumEllerinden,Buyursunlar onlar da benim yerime.Münhal var edebiyat âleminde.
(Eylül 1939/Vatan. 10.11.1952)TENEZZÜHBöyle gece yansından sonra,Ne diye ışık yanar bu dağ evinde?Ne yaparlar acaba içerdekiler?Konuşurlar mı, tombala mı oynarlar?Belki o, belki bu..Konuşurlarsa ne konuşurlar?Muharebeden mi, vergilerden mi?Belki de hiçbir şey yapmazlar;Çocuklar uyumuştur,
Efendi gazete okur;İyâli dikiş dikmektedir.Onu da yapmazlar belki de.Kimbilir,Belki de yazılmazNe yaptıkları.(Şubat 1940/Vatan. 16.11.1952)BEN ORHAN VELİBen Orhan Veli,«Yazık oldu Süleyman Efendiye»Mısra-ı meşhurunun mübdii..
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,Hususi hayatımı,Anlatayım:Evvelâ adamım, yaniSirk hayvanı filân değilim.Burnum var, kulağım var,Pek biçimli olmamakla beraber.Bir evde otururum,Bir işte çalışırım.Ne başımda bulut gezdiririm,Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.Ne İngiliz kıralı kadarMütevazıyım,Ne de Celâl Bayar’ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.Ispanağı çok severim.Puf böreğine heleBiterim.Malda mülkte gözüm yoktur.Vallahi yoktur.Oktay Rıfat’la Melih Cevdet’tirEn yakın arkadaşlarım.Bir de sevgilim vardır pek muteber;İsmini söyleyemem,Edebiyat tarihçisi bulsun.Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,Meşgul olmadığım ehemmiyetsizSadece üdeba arasındadır.
Ne bileyim,Belki daha bin bir huyum vardır.Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya?Onlar da bunlara benzer.(Nisan 1940/İnkılâpçı Gençlik, 15.8.1942)HARDALNAMENe budala şeymişim meğer,Senelerdenberi anlamamışımHardalın cemiyet hayatındaki mevkiini.«Hardalsız yaşanmaz.»Bunu Abidin de söylüyordu geçende.
Daha büyük hakikatlereErmiş olanlara.Biliyorum, lâzım değil ama hardalAllah kimseyi hardaldan etmesin.(Mart 1940/Vatan. 16.11.1952)MANZARAKarşı evin arkasından ay doğdu.Akşam serinliğiçıktı.Tramvay sesleri geliyor,Deniz kokusu geliyor uzaktan.
Manzaradan pek fazla mütehassisim.(Nisan 1940/Papirüs. 1.6.1967)RESİMLERHiçbiri ona ait değil,Fakat ne hazin isimleri varŞu resimlerin:«Nisan sabahı»,«Yağmurdan sonra»Ve «Dansöz».Baktıkça ağlamak geliyor içimden.
(Nisan 1940/Papirüs, 1.6.1967)KUŞ VE BULUTKuşçu amca!Bizim kuşumuz da var,Ağacımız da.Sen bize bulut ver sadeYüz paralık.(Varlık, 15.3.1940)BEYAZ MAŞLAHLI HANIM
Kalender’den sandala bindiBeyaz maşlahlı hanım.Birelinde şemsiye,Bir eliyle açtı yelpazesini;Cuma günü Göksu’ya gittiBeyaz maşlahlı hanım...(Eylül 1940/Vatan,. 16.11.1952)ÇOK ŞÜKÜRBir insan daha var, çok şükür, evde;Nefes var,Ayak sesi var;
Çok şükür, çok şükür.(Yeni Ufuklar. Mayıs 1958)FENA ÇOCUKMektepten kaçıyorsun,Kuş tutuyorsun.Deniz kenarına gidipFena çocuklarla konuşuyorsun,Duvarlara fena resimler yapıyorsun;Bir şey değil,Beni de baştan çıkaracaksın.Sen de fena çocuksun!
(Nisan 1941/Vatan, 16.11.1952)BAYRAKEy bir muharebe meydanındaAvuçları kanımla dolu,Kafası gövdemin altında,Bacağı kolumun üstünde,Cansız uyuyan insan kardeşim!Ne adını biliyorum,Ne günahını.ihtimal aynı ordunun neferleriyiz,ihtimal düşman.
Belki de tanırsın beni.Ben İstanbul’da şarkı söyleyenTayyareyle Hamburg’a düşen,Majino’da yaralanan,Atina’da açlıktan ölen,Singapur’da esir edilenim.Alınyazımı kendim yazmadım.Bununla beraber biliyorum,O yazıyı yazanlar kadar olsun,Çilekli dondurmanın tadını,Cazbant sesindeki sevinci,Meşhur olmanın azametini.Sen de nimetler tanırsın biliyorum;Çaydan, simitten,
Kalınca bir paltodan gayrı.Zeytinyağlı enginar, kremalı keklikBir kadehBlack And White viski,Kıl pranga kızıl çengi bir esvap.Yirmi yıllık çalışmanınBir kurşunluk hükmü varmış,HayataHarkof bölgesinde atılmakmış nasip;Aldırma.Biz bir bayrak getirdik buraya kadar;Onu daha ileriye götürürler;Şu dünyada topu topuiki milyar kişiyiz,
Birbirimizi biliriz.(Papirüs, Ocak 1087)HAY-KAY1Yosun kokusuVe bir tabak karidesSandıkburnu’nda.1. Şairin şiir el defterinde bu hay-kay’ınaltında ve yine «hay-kay» başlığıyla şu şiiribulunmaktadır:Gemliğe doğru
Denizi göreceksinSakın şaşırma!
NETİCEROBENSONHaminnemdir en sevgilisiÇocukluk arkadaşlarımınZavallı Robenson’u ıssız adadanKurtarmak için çareler düşündüğümüzVe.birlikte ağladığımız günden beriBiçare Güliver’inDevler memleketindeÇektiklerine.(Kasım 1937/Varlık, 15.12.1937)
RÜYAAnnemi ölmüş gördüm rüyamda.Ağlayarak uyanmışımHatırlattı bana, bir bayram sabahıGökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıpAğlayışımı.(1938/İnsan, 1.10.1938)İNSANLARNe kadar severim o insanları !O insanlar ki, renkli, silikDünyasında çıkartmaların
Tavuklar, tavşanlar ve köpeklerle beraberYaşayan insanlara benzer(Ağustos 1937/Varlık.15.0.1937)BAYRAMKargalar, sakın anneme söylemeyin!Bugün toplar atılırken evden kaçıpHarbiye Nezareti’ne gideceğim.Söylemezseniz size macun alırım,Simit alırım, horoz şekeri alırım;Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar,Bütün zıpzıplarımı size veririm.Kargalar, ne olur anneme söylemeyin!
(Kasım 1938/Varlık, 15.3.1940)HİCRET - IDamlara bakan penceresindenLiman görünürdüVe kilise çanlarıDurmadan çalardı, bütün gün.Tren sesi duyulurdu yatağındanArada birVe geceleri.Bir de kız sevmeye başlamıştı.Karşı apartımanda.Böyle olduğu haldeBu şehri bırakıp
Başka şehre gitti.(Kasım 1937/Varlık, 15.12.1937)HÎCRET - IIŞimdi kavak ağaçlan görünüyor-Penceresinden,Kanal boyunca.Gündüzleri yağmur yağıyor;Ay doğuyor geceleriVe pazar kuruluyor, karşı meydanda.Onunsa daima;Yol mu, para mı, mektup mu;Bir düşündüğü var.(Kasım1938/Gençlik,19.5.1938)
SOL ELİMSarhoş oldum daSeni hatırladım yine;Sol elim,Acemi elim,Zavallı elim!GÖLGEMBıktım usandım sürüklemekten onu,Senelerdir, ayaklarımın ucunda;Bu dünyada biraz da yaşayalım,
O tek başına, Ben tek başıma.(Eylül 1937/Varlık, 15.12.1937)GÖZLERİMGözlerim,Gözlerim nerde?Şeytan aldı götürdü;Satamadan getirdi.Gözlerim,Gözlerim nerde?(Ekim 1937)
DAĞ BAŞIDağ basındasın;Derdin günün hasretlik;Akşam olmuş,Güneş batmış,İçmeyip de ne haltedeceksin?ŞOFÖRÜN KARISIŞoförün karısı, kıyma bana,El etme öyle pencereden,Soyunup dokunup;Senin, eniştende gözün var;Benimse gençliğim var;Mapuslarda çürüyemem;
Başımı belâya sokma benim;Kıyma bana.(İşte, 15.6.1944)DEDİKODUKim söylemiş beniSüheylâ’ya vurulmuşum diye?Kim görmüş, ama kim,Eleni’yi öptüğümü,Yüksekkaldırım’da, güpegündüz?Melâhat’i almışım da sonraAlemdar’a gitmişim, öyle mi?Onu sonra anlatırım, fakat
Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?Güya bir de Galata’ya dadanmışız;Kafaları çekip çekipOrada alıyormuşuz soluğu;Geç bunları, ‘anam babam, geç,Geç bunları bir kalem;Bilirim ben yaptığımı.Ya o, Muallâ’yı sandala atıp,Ruhumda hicranın’ı söyletme hikâyesi?KİTABE-İ SENG-İ MEZARIHiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;Hattâ çirkin yaratıldığından bileO kadar müteessir değildi;Kundurası vurmadığı zamanlardaAnmazdı ama Allahın adını,Günahkâr da .sayılmazdı.Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.(Nisan1938/İnsan. 1.10.1938)KlTABE-İ SENG-İ MEZARIIMesele falan değildi öyle,To be or not to be kendisi için;Bir akşam uyudu;Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.Duyarlarsa öldüğünü alacaklılarHaklarını helâl ederler elbet.Alacağına gelince...Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.(Ocak 1940/Varlık, 15,3.1940)KİTABE-İ SENG-İ MEZARIIITüfeğini deppoya koydular,Esvabını başkasına verdiler.Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,Ne matrasında dudaklarının izi;Öyle bir rûzigâr ki,
Kendi gitti,İsmi bile kalmadı yadigar.Yalnız şu beyit kaldı,Kahve ocağında, el yazısıyla:«Ölüm Allahın emri,Ayrılık olmasaydı.»(Eylül1941/İnsan, 1.8.1943)DERDİM BAŞKASanma ki derdim güneşten ötürü;Ne çıkar bahar geldiyse?Bademler çiçek açtıysa?Ucunda ölüm yok ya.Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden?Ben ki her Nisan bir yaş daha genç,Her bahar biraz daha âşığım;Korkar mıyım?Ah, dostum, derdim başka...?Neden liman deyinceHatırıma direkler gelirVe açık deniz deyince yelken?Mart deyince kedi,Hak deyince işçiVe neden ihtiyar değirmenci
Allaha inanır düşünmeden?Ve rüzgârlı havalardaYağmur iğri yağar?(Mart 1938/İnsan, 1.10.1938)HARBE GİDENHarbe giden sarı saçlı çocuk!Gene böyle güzel dön;Dudaklarında deniz kokusu,Kirpiklerinde tuz;Harbegiden sarı saçlı çocuk!
(Mayıs 1940)BAŞAĞRISIIYollar ne kadar güzel olsa,Gece ne kadar serin olsa,Beden yorulur,Başağrısı yorulmaz.IIŞimdi evime girsem bileBiraz sonra çıkabilirimMadem ki bu esvaplarla ayakkaplar benim
Ve madem ki sokaklar kimsenin değil.(Nisan 1938/İnsan, 1.10.1938)SABAHA KADARŞu şairler sevgililerden beter;Nedir bu adamlardan çektiğim?Olur mu böyle, bütün bir geceyiBir mısraın mahremiyetinde geçirmek?Dinle bakalım, işitebilir misinTürküsünü damların, bacalarınYahut da karıncaların buğday taşıdıklarınıYuvalarına?
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110
- 111
- 112
- 113
- 114
- 115
- 116
- 117
- 118
- 119
- 120
- 121
- 122
- 123
- 124
- 125
- 126
- 127
- 128
- 129
- 130
- 131
- 132
- 133
- 134
- 135
- 136
- 137
- 138
- 139
- 140
- 141
- 142
- 143
- 144
- 145
- 146
- 147
- 148
- 149
- 150
- 151
- 152
- 153
- 154
- 155
- 156
- 157
- 158
- 159
- 160
- 161
- 162
- 163
- 164
- 165
- 166
- 167
- 168
- 169
- 170
- 171
- 172
- 173
- 174
- 175
- 176
- 177
- 178
- 179
- 180
- 181
- 182
- 183
- 184
- 185
- 186
- 187
- 188
- 189
- 190
- 191
- 192
- 193
- 194
- 195
- 196
- 197
- 198
- 199
- 200
- 201
- 202
- 203
- 204
- 205
- 206
- 207
- 208
- 209
- 210
- 211
- 212
- 213
- 214
- 215
- 216
- 217
- 218
- 219
- 220
- 221
- 222
- 223
- 224
- 225
- 226
- 227
- 228
- 229
- 230
- 231
- 232
- 233
- 234
- 235
- 236
- 237
- 238
- 239
- 240
- 241
- 242
- 243
- 244
- 245
- 246
- 247
- 248
- 249
- 250
- 251
- 252
- 253
- 254
- 255
- 256
- 257
- 258
- 259
- 260
- 261
- 262
- 263
- 264
- 265
- 266
- 267
- 268
- 269
- 270
- 271
- 272
- 273
- 274
- 275
- 276
- 277
- 278
- 279
- 280
- 281
- 282
- 283