Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Haber Bülteni 20. Sayı

Haber Bülteni 20. Sayı

Published by Adaleti Savunanlar Derneği, 2020-07-11 01:28:01

Description: HaberBulteni_20

Search

Read the Text Version

EDİTÖRDEN... Kıymetli Dostlar, Seksenli yılların sonlarında başlayan ve 28 Şubat süreciyle zirve yapan zulüm ve baskı dönemi, Türk Silahlı Kuvvetlerinden binleri bulan mağduriyetlere sebep oldu. Geçen süre içinde neticesi intiharlara, ciddi psikolojik problemlere varan ciddi travmalar yaşandı. Bi- reysel olarak TSK’den ilişiği kesilenleri etkilemedi sadece bu travma, ilişiği kesilenlerin eş ve çocuklarını ve hatta aile çevrelerini de etkiledi. Çocukların ruhlarında açtığı derin yaraların sonuçları belki de yıllar sonra ortaya çıkacak. Şükürler olsun ki bu zulüm periyodu 6191 sayılı yasa ile sonlanmış oldu. Yasa kendi içinde birtakım çelişkiler taşımakla birlikte, öncelikle mağduriyete ve zulme devlet eliyle son vermesi bakımından son derece önemli. Devletin geçmişte yapılan hak- sızlıklar sebebiyle mağdurlara itibarlarını iade etmesi mükemmel bir başlangıç. Başta OYAK kesintileri olmak üzere yasadaki eksikler zamanla düzeltilebilir. Yasa kapsamında emekli olan arkadaşlarımıza hayırlı olsun diyor, afiyet üzre uzun bir ömür diliyoruz. Yasadan istifade ederek kamu kurumlarına atanan arkadaşlarımız görevlerine başladılar, hayırlı olsun. Görev kadrosu, ihdas mantığı açısından taşıdığı problem sebebiyle, kurum- larında göreve başlayan arkadaşların ciddi bazı sıkıntılar yaşamalarına sebep olmakta. Elbette bu tür problemler beklenmekteydi. Bazı kurumlarda mükemmel şekilde karşılan- dı arkadaşlarımız, bazı kurumlar son derece berbat bir sınav verdiler ve vermeye devam ediyorlar. Göreve başlayan her arkadaşımız, misyonuna ve birikimine uygun bir görev anlayışı ile bu problemleri de aşabilecek güçtedir. Memleketimizin en sıkıntılı dönemlerinde ciddi be- deller ödemiş bu misyon, önüne çıkan sıkıntıları da Allahın izniyle aşacak ve kendilerin- den beklenen hizmetleri yerine getireceklerdir. Geçiş süreçleri elbette sıkıntılı olabilmek- tedir. ASDER misyonunun önünde önemli hizmetler durmaktadır, bundan sonrası için daha faz- la ve sıkı bir çalışmaya ihtiyaç vardır. ASDER, tesis edildiği zaman yargıya açık olduğu için 6191 Sayılı Yasanın kapsamı dı- şında bırakılan, idari işlemlerle re’sen emekli edilen diğer bütün asker mağdurların da haklarını almaları için yoğun gayret sarf etmektedir. Bu meyanda kararname mağduru subay ve astsubaylar, emekliliğe veya istifaya zorlanan subay ve astsubaylar, okulların- dan çıkarılan askeri öğrenciler ve süreleri dolmadan sözleşmeleri feshedilen uzman jan- darma ve uzman erbaşların, ayrıca 27 Mayıs 1960 ile 12 Mart 1971 tarihleri arasındaki

MAKALE mağdurların da 6191 sayılı yasadan ya- yönetim sistemlerinin yeniden teşkilatlan- rarlanmaları için hazırlanan ek yasa tekli- masında, emperyalist güçlerin kontro- fi 19-23 Aralık tarihleri arasında, etkin bir lüne girmelerine mani olmak ve ihtiyaç ASDER ekibi ile Ankara’da T BMM Baş- duydukları desteği temin etmek amacıy- kan ve Komisyonlarına ve ilgili Bakanlara la, 64 ASDER üyesinin biraraya gelme- sunulmuştur. Tasarının kanunlaşması için si ile “Uluslararası Savunma Danışman- girişimler sürdürülmektedir. lık İnşaat, Sanayi ve Ticaret A.Ş (SADAR) kurulmuştur. Gerekli hizmetlerin verilme- Bir diğer önemli husus da kurumlarda gö- si için organizasyonun tamamlanmasına reve başlayan arkadaşlarımızın sıkıntıla- çalışılmaktadır. Beylikdüzü ilçesi Adnan rına çözüm üretmek. Beraber olmaya ve Kahveci Mahallesindeki şirket merkezinin birlikte hareket etmeye her zamankinden bakım onarım faaliyetleri sonuçlandırıl- daha çok ihtiyaç olduğu açıktır. mış ve şirket faaliyetleri bu merkezde yü- rütülmeye başlanmıştır. ASDER’in misyonu, sadece ferdi mağ- duriyetlerin giderilmesi değildir. Milli me- Ülkemizin darboğazlardan sıyrılarak ivme selelerimiz ve İslam âleminin sorunları kazandığı bir dönemde, ASDER misyo- da bizim derdimizdir. Adaleti Savunan- nuna ve bu misyonun mensuplarına olan lar Stratejik Araştırma Merkezi (ASSAM) ihtiyacı her geçen gün artarak devam et- bu amaçla oluşturulmuş ve çalışmalarına mektedir. başlamıştır. Yeni Anayasada ASDER gö- rüşünün de yer alması için ilkeler bazında Bu bültenimizle 20 sayıyı devirmiş oluyo- Anayasada bulunması gereken hususla- ruz. Katkılarınızın devamını arzu ediyo- rın belirlenmesi ve ifade edilmesi konu- ruz. sundaki çalışmalarını sonuçlandırmıştır. Yeni sayımızda buluşmak üzere. Rejim değişikliğine uğrayan İslam ülkele- rinin, silahlı kuvvetleri başta olmak üzere ASDER’in misyo- nu, sadece ferdi mağduriyetlerin giderilmesi değil- dir. Milli mesele- lerimiz ve İslam âleminin sorunla- rı da bizim derdi- mizdir. 2 ASDER | ocak 2012

ADALETİ SAVUNANLAR SADAT

Dış Savunmada Yeni Yapılanma 55s. ASDER’in Çukurca’da Ankara Hain Temasları Saldırı 8s. 12s. ADALETİ SAVUNANLAR BÜLTENİ SAHİBİ Fax: +90 212 526 11 32 Adaleti Savunanlar Derneği Adına E-mail: [email protected] Prof. Dr. Nevzat TARHAN Web: www.as-der.org.tr EDİTÖR ANKARA ŞUBESİ M. Abdullah KAPLAN Başkan: Şahin AKDOĞAN YAYIN KURULU GSM: 05357973670 M.Abdullah Kaplan Adres: Meşrutiyet caddesi 42/11 Gürcan Onat Bakanlıklar/ANKARA İbrahim Töre Tel-Fax: 0312 432 08 77 Ahmet Türkan e-posta: [email protected] Hulusi Gülen BURSA ŞUBESİ YAZIŞMA ADRESİ Başkan: Arif ÇELENK Gureba Hüseyinağa Mah. Kakmacı Sok. İnci Apt. Adres: Reyhan Mah. Kozaklı Sok. Çınar İşhanı No:1/21 OSMANGAZİ / BURSA No:10 Daire:11 Aksaray/FATİH/İSTANBUL Tel&Fax: 0224 223 25 26 - 0224 224 32 47 Tel: +90 212 526 11 31 Arif ÇELENK Cep: 0 505 500 98 90 E-mail: [email protected]

İÇİNDEKİLER Profesyonel Dernekten Haberler 6 Orduyu Kim Dersim, Özür, Kerbela İstemiyor? Travması ve Tazminat Hakkı Prof. Dr. Nevzat TARHAN 10 30s. Çukurca’da Hain Saldırı... 6191 Sayılı Yasa Adnan Tanrıverdi 12 İade-i Siyasal Misyonerlik Ve İtibar mıdır? İslam Dünyası* Yusuf ÇAĞLAYAN 16 35s. Vesayetten Normalleşmeye Ahmet TÜRKAN 23 İslâm Dünyası Evrensel Ölçütte Bir Anayasa Nereye Ersan ERGÜR 25 Gidiyor? 6191 Sayılı Kanun ve Kararname Mağdurları 38s. Mehmet Yavuz AY 28 Güçlü ve Profesyonel Bir Orduyu Kim İstemiyor? Vehbi KARA 30 Fıtratım Öyle Komutanım Halit BAĞDATLI 32 6191 Sayılı Yasa İade-i İtibar mıdır? Hamza EROĞLU 35 ilimler Ömer OKÇU 37 İslâm Dünyası Nereye Gidiyor Mehmet Yavuz AY 39 Başbakan’a Mektup... Esat ATACAN 41 6191 Sayılı Yasa İle Nereye Geldik? Esat ERGÜR 43 Muavenet Faciası Pakistan’da Tekrarlandı Vehbi HORASANLI 45 Dış Savunmada Yeni Yapılanma Mehmet İNKAYA 47 Milletlerde Devamlılık Esası Ve Köksüz Ağaçlar Kemal GÖKDOĞAN 50 Hz. Muhammed’in (SAV) Sevdiği Yemekler ve İçecekler Hasan KAYA 52 Bir İbret Vesikası: Rum Fener Patriği’nin Mektubu... Yusuf ÇAĞLAYAN 55 Nostalji / Kemal ŞAHİN 56 Basından 70 KAYSERİ ŞUBESİ YAYINA HAZIRLIK Sayı:20 l ocak 2012 Başkan: Kemal METE SANAT YÖNETMENİ Adres: Cumhuriyet Mah. Tennuri Sok. Bültenimizde yayınlanan yazı, Mustafa Nazif şema, şekil ve fotoğraflardan No: 9/2 KAYSERİ www.mustafanazif.com yayıncının izni olmadan, kaynak Tel&Fax: 0352 222 97 24 GSM: 0 532 264 29 64 belirtilmeden tam veya özet alıntı BASKI-CİLT yapılamaz. Yazıların sorumluluğu E-mail: [email protected] İmak Ofset yazı sahiplerine aittir. Basım Yayın Tic. San. Ltd. Şti. TEMSİLCİLİKLERİMİZ Atatürk Caddesi, Merkez Mahallesi, Göl Sk. No: 1 Gaziantep Sadık PAKSOY 0554 882 84 01 Bahçelievler / İstanbul Isparta İbrahim GÜNGÖR 0533 688 64 01 Tel: 0212 656 49 97 İzmir Ali YALÇINKAYA 0536 415 18 18 www.as-der.org.tr Konya Mehmet KANMAZ 0542 284 42 45 Kütahya Bayram ÖZCAN 0532 671 44 10 Osmaniye Mehmet Ali ÇOBAN 0555 394 77 77 Sakarya Tansel Cavit KULAK 0535 867 06 50 Tokat Salih ÖZGÜR 0554 433 02 15 Uşak Soner ŞENTÜRK 0533 726 64 46

HABERLER DERNEKTEN HABERLER yonu, Emekliliğe ve İstifaya Zorlananlar Komisyonu, Uzman Erbaş Komisyonu -Üyemiz Mehmet DEMİRTAŞ’ın oğlu Ali üyeleri 926 sayılı yasaya 33. madde ek- Halit ile Reyhan Hanım 16 Eylül 2011 lenmesi ile ilgi çalışmayı tamamlamış- tarihinde dünya evine girmişlerdir. Yeni tır. ASDER teklifi olarak hazırlanan tas- çifte mutluluklar temenni ederiz. lak yasa kitapçık haline getirilmiştir. 10 Aralık 2011 - Tokat İl Valisi ve Tokat Barosu Başka- nı, Derneğimiz Tokat İl Temsilcisi Salih - ASDER Onursal Başkanı Em. Tuğg. ÖZGÜR tarafından ziyaret edilmiş ve Adnan TANRIVERDİ ve beraberinde- Derneğimiz çalışmaları hakkında bilgi ki heyet TİKA Başkanı Dr.Serdar ÇAM’ı verilmiştir. 15 Eylül 2011 19 ARALIK 2011 tarihinde ziyaret etmiş- lerdir. -28 Şubatın öncesi ve sonrasının konu edildiği ve ASDER üyesi bazı arkadaş- -TGTV Sivil Toplum Akademisi STK larımızın da katıldığı, 50 dakikalık bir Okulu 6 ncı Dönem Seminerleri 26 Ka- program, TV NET Televizyonunda 27 sım - 17 Aralık 2011 tarihleri arasında Eylül 2011 tarihinde yayınlanmıştır. Edirnekapı/FATİH’te yapılmıştır. Aşağı- daki konular hakkında katılımcıların bil- -Üyelerimiz Bülent DEMİR, Çetin ÇA- gilendirildiği ve karşılıklı bilgi alışverişin- de bulunulduğu programa, Derneğimiz NAK, Fettah KOÇ, Mustafa KAYIŞOĞ- İdari Genel Sekreteri Reşat FİDAN ka- tılmıştır. LU ve Necmettin KELEŞ hac va- PROGRAM: zifelerini ifa etmişlerdir. Allah kabul etsin 1. STK’larda temel mevzuat ve vakıf der, feyiz ve bereketlerinin ömür boyu İşlemleri devam etmesini dileriz. 21 Kasım 2011 2. STK’larda yönetim ve kurumsallaş- ma -Genel Bşk. Yrd. Mustafa HACI- MUSTAFAOĞULLARI, Abbas AK- 3. Protokol kuralları ve kurumsal ileti- BULUT ve Mehmet ÇAKIROĞLU şim Sn.Başbakanımıza geçmiş olsun ziya- retinde bulunmuş ve ASDER adına zi- 4. Bilişim güvenliği ve internet tekno- yaretçi defterine dilek ve temennilerini lojileri yazarak imzalamışlardır. 02 Kasım 2011 5. Tören sunma ve takdim yapma -Onursal Başkanımız E.Tuğg. Adnan TANRIVERDİ Başkanlığında toplanan 6. Basın kiti hazırlama ve medya Hukuk Komisyonu, Kararname Mağdur- ları Komisyonu, Askeri Öğrenci Komis- 7. Dernek mevzuatı ve işlemleri 8. Sivil Toplum Okumaları - ASDER Yüksek İstişare Kurulu üye- si Prof.Dr. İskender PALA, Atatürk Kül- tür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yöne- tim Kurulu Üyeliğine atanmıştır. Tebrik eder, başarılar dileriz. 21 ARALIK 2011 - ASDER Onursal Başkanı E.Tuğg. Ad- nan TANRIVERDİ ve beraberindeki he- yet Hizmet İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut ARSLAN’ı ziyaret etmişlerdir. 23 ARALIK 2011 - ASDER Onursal Başkanı Adnan 6 ASDER | ocak 2012

TANRIVERDİ’nin Başkanlığında 10 ki- Harita Tek. şilik bir heyet 19 – 23 ARALIK 2011 ta- 16. Turan TEKİN - Kimya Öğretmeni rihlerinde TBMM’de Meclis Başkanı ve 17. Mesut YÜCETÜRK – Emekli Astsu- Komisyon Başkanlarının aralarında bu- bay lunduğu milletvekilleri ile temaslarda 18. Mehmet Şükrü BATUR bulunmuştur. 19. Cengiz ÇIKRIKÇI – Başmühendis 20. Osman GÜNEYİK – Memur GÜCÜMÜZE GÜÇ KATAN YENİ ÜYE- 21. Ramazan Adil UYSAL – Ticaret LERİMİZ (25.08.2011-26.12.2011) (Şekerleme) 22. Recep AKBUDAK – Yönetici 1. Osman TAŞKIN - Esnaf 23. Şaban CİHAN – İletişim/Elektronik 24. Yunus SERTTAŞ – Kaptan 2. Serdar DÜZEN – Gemi Adamı 25. Cavit SATI – Yönetici 26. Murat HAYIRLI – Öğretmen 3. Oğuz ÇALIŞKAN – İşletmeci 27. Mehmet DOĞAN - Yönetici 28. İbrahim DİRİCAN – Kayseri Şube 4. Osman AKŞAN – Emekli Astsubay 29. Sabahattin GÜNGÖR – Kayseri Şube 5. Nevzat EMRE – Tekstil 30. Bekir KOCABAY – Kayseri Şube 31. Hakan BÜYÜKSUNGUR – Kayseri 6. Ahmet Fatih TUTYER – Muhasebe Şube 7. Fatih GÜL – Fotoğrafçı Reşat FİDAN 8. Raşit ARTUÇ – Kuru Yemiş Tic. 9. Engin ZORBA 10. Dursun GÜRLER –Emekli Subay 11. Şerif ŞENYIL – Scada Operatörü 12. Kemal GÖKDOĞAN – Ticaret 13. Burhan KOCAMAN – Uluslar arası Tic. 14. Bilal KARA 15. Hasan Hüseyin KARAARSLAN – ocak 2012 | ASDER 7

MAKALE ASDER’İN ANKARA TEMASLARI ASDER Gnl. Sek.Tnk Kd. Bçvş. Nurettin Yavuz Adaleti Savunanlar Derneğini (ASDER) ASDER Ynt. Krl. Üyesi Kd. Bçvş. Ekrem Karakaş temsilen aşağıdaki heyet, 19-24 tarihle- ri arasında Ankara’da parlamenterler ve ZİYARET PLANLANAN MAKAMLAR: devlet ricalı ile temaslarda bulunmuştur. Askeri öğrenciler sınavları olduğu için, Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül emekliliğe zorlananlar yoğun faaliyetleri nedeniyle, davetimize rağmen heyetimi- TBMM Başkanı Sn. Cemil Çicek ze temsilci verememiş; RE-DER’i temsi- len Süleyman Göncü başkanlığında dört Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdogan, kişilik bir heyet meclis temaslarımızda bi- zimle birlikte olmuş; uzmanlar Ekrem Ka- Devlet Bakanları, Sn. Bülent Arınç ve Sn. rakaş tarafından temsil edilmiş; 12 Mart Bekir Bozdağ, mağdurları, telefon görüşmeleri ve ma- il ortamındaki haberleşmeler ışığında ta- Milli Savunma, Dışişleri, Adalet, Çalışma rafımızdan temsil edilmiş; ADAM-DER bu ve Sosyal Güvenlik Bakanlarımız, Sn. İs- safhada ASDER’in insiyatif kullanmasını met Yılmaz, Sn. Ahmet Davutoğlu, Sn. kabul etmediği için heyete davet edilme- Sadullah Ergin, Sn. Faruk Çelik, miş, ama heyetimizce 12 Eylül mağdurla- rının durumları sürekli göz önünde bulun- AK Parti Başkan Yrd. Sn. Salih Kapusuz durulmuştur. Milli Savunma, Adalet, İnsan Hakları, ZİYARET HEYETİ: Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Ko- misyon Başkanları, Sn. Oğuz Kağan Kök- ASDER Onursal Bşk.E. Tuğg. Adnan Tanrıverdi sal, Sn. Ahmet İyimaya, Sn. Ayhan Sefer Üstün, Sn. Cevdet Erdöl, ASDER Üyesi E. Kur. Alb. Fethi Kıran, Milli Savunma ve Anayasa Kom. Bşk. V. ASDER Huk. Danş. E. Hak Alb. Yusuf Çağlayan leri; Sn. Şirin Ünal ve Sn. Mustafa Şen- top, TBMM İdare A. Sn. Salim Uslu ASDER Ankara Ş. Md. E. Alb. Şahin Akdoğan Bütçe ve Plan Kom. Üyesi Sn Hüseyin ASDER Üyesi E. J. Kur. Alb. Kemal Şahin Şahin Mv. Sn. Şamil Tayyar ASDER Ankara Ş. Sek. E. Tnk Alb. M. Yavuz Ay ZİYARETİN ÖZETİ ; ASDER Bşk. Yrd. E. Hv. Bnb. Gürcan Onat Ankara Seyahatimiz, TBMM temasları açısından başarılı olmuştur ASDER Bursa Ş. Bşk. E. Öğ. Alb. Arif Çelenk 6191 Sayılı Yasanın kapsamı dışında ka- lan askerlerin mağduriyetlerinin gideril- 8 ASDER | ocak 2012

mesi için hazırlanan yasa taslağı ile ilgi- nelkurmay Başkanlığının tez ve zihniye- li olarak; AK Parti Bşk. V. Salih Kapusuz, tini paylaşmasının fazla yadırganmaması TBMM Başkanı, Milli Savunma Komis- gerektiği ve Bakanımızın yasa teklifimizin yon Bşk., Adalet Kom. Bşk., İnsan Hakla- TBMM’ne gönderilmesi için inisiyatif kul- rı Kom. Bşk., Sağlık, Aile, Çalışma ve So- lanmasının fazla iyimserlik olacağı kana- yal İşler Kom. Bşk., Milli Savunma Kom. atine varılmıştır. Bşk. V., Anayasa Kom. Bşk. V. TBMM İda- re Amiri, Bütçe ve Plan Kom. Üyesi ve Mv. Aslında, askeri yargının konumunun tartı- Şamil Tayyar Bey ile özellikle yasa tasarı- şıldığı, Askeri Yüksek Yargının anayasal sı ile ilgili verimli görüşmeler yapılmıştır. bir kurum olmaktan çıkarılabilecek bir saf- Temaslarımız sırasında kapsam dışında haya girildiği, dikkat edilebilip de, idarenin kalan beş ayrı grubun da gerçek mağdur mağdur ettiği insanların haklarının telafisi olduklarını, birinin diğerinden ayrılması- için öncülük etmenin hukuk devletinin te- nın mümkün olmadığını, yapılan işlemle- sis edilmesinde önemli bir aktivite olacağı rin yargıya açık olmasının bir mana ifade değerlendirilebilmeli idi. Geçmiş dönemin etmediğini, TSK’de disiplinin temini için yanlışları ile hesaplaşmanın zamanı gel- askeri yargı sisteminin yeterli olduğunu, diği anlaşılabilmeli idi. yargı bay-pas edilerek yapılan işlemlerin hukuken sakat sayılması gerektiğini be- Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Baş- lirttik. Tasarı Meclise gelirse destekleye- bakan Yardımcılarımız ve diğer Bakanla- ceklerini belirttiler. rımızla bütçe çalışması ve Ankara dışında bulunmaları nedeniyle görüşememiştir. Son günde Bakanlık dışında bir mekânda, MSB ’ı ile yarım saat kadar bir görüş- Yasa teklifinin MSB‘lığı tarafından TBMM me imkânımız olmuştur. MSB Bakanı Başkanlığına gönderilmesi mümkün gö- Sn.İsmet Yılmaz, yargıya açık işlemler rülmediğinden meselenin Sn. Başbakanı- için, Askeri Yüksek İdare Mahkemesine mıza anlatılması ve olurunun alınmasına (AYİM) başvurma hakkı bulunduğunu; ihtiyaç vardır. başvuranlar için ilgili mahkemenin kararı- nın olduğunu; bu personeli kapsam içine Bu imkân sağlanıncaya kadar, kendini alacak yasanın çıkarılmasının, mahkeme mağdur görenlerin; haklarında tesis edi- kararını yok saymak anlamına geleceğini len işlemlerin haksız dayanaklarını ve da- belirterek, bu durumu hukuki bulmadığını valarının reddinde haksız buldukları yön- ifade etmiştir. Kendisine sorulduğunda bu leri kamuoyu ile ve bizimle paylaşmaları şekilde görüş bildireceğini belirtmiştir. sorunun çözümüne önemli katkı sağlaya- caktır. Kendisinden başka sivilin bulunmadığı bir karargâha sahip olan MSB’ımızın Ge- ocak 2012 | ASDER 9

MAKALE Dersim, Özür, Kerbela Travması ve Tazminat Hakkı Prof. Dr. Nevzat TARHAN - ASDER Genel Başkanı Zalim yöneticili- Kerbela olayı Emeviler’in uzun ömür- nün Muharrem ayında yaşatıldığını bi- ğin ve siyasetin lü olmamasının en büyük nedeniydi. Ab- liyoruz. çıkarının girdi- basiler 500 yıl yaşarken Emeviler’in 80 ği yerde kardeş- yıllık kısa ömrü anlamlıdır. Dersim ko- Aynı biçimde Seyit Rıza Anadolu’da- liklerin kolayca nusuna gelince... ki seyyitlerdendi. Osmanlı zamanında unutulmasının acı aşireti istenmeyerek de olsa idare edil- örneği o tarihler- Gerçeklerle yüzleşip özür dilemek, mişti. Doğru dürüst vergi vermeyen, as- de yaşanmıştı. nefreti arttırmaz tam tersi bağışlamayı kere adam göndermeyen ama isyan da Emeviler’in siyasi sağlayarak düşmanlığı azaltır. etmeyen bu topluluğu Osmanlı özel fer- otoritesine itiraz manlarla isyan ettirmeden yönetebili- eden verilmiş söz- İnsanların hayatında travmatik ya- yordu. lerin tutulmasını şantılar da olduğu gibi toplumların ha- isteyen seyyitler yatında da travmatik yaşantıların top- Fakat Cumhuriyet döneminin yuka- lumsal davranışları belirleyici etkisi rıdan aşağı modernleşmesine direnen topluluğu kat- vardır. Kerbela olayı Emeviler’in uzun eski alışkanlıklarını terk etmeyen ve ledildi. O acının ömürlü olmamasının en büyük nede- Şeyh Sait isyanına karışmayan, ancak etkisi ile halen ni idi. Hemen sonraki dönem Abbasiler isyan etmeyen bu topluluğu o tarihle- Mezopotamya’nın 500 yıl yaşarken Emeviler’in 80 yıllık kı- rin Ergenekon’u tahrik etti. Tıpkı Şeyh acı çekme kültü- sa ömrü anlamlıdır. Sait’in düğününe baskın yapıp isyanı rünün Muharrem başlatan Menemen’de ne olduğu belir- ayında yaşatıldığı- Zalim yöneticiliğin ve siyasetin çı- siz olayları gibi… karının girdiği yerde kardeşliklerin ko- nı biliyoruz. layca unutulmasının acı örneği o tarih- O tarihlerin Ergenekon çetesi Said lerde yaşanmıştı. Emeviler’in siyasi Nursi’yi ve Arvasi’leri tahrik edip taraf- otoritesine itiraz eden verilmiş sözle- tarlarını sokağa dökmeyi başaramamış- rin tutulmasını isteyen seyyitler toplu- tı. luğu katledildi. O acının etkisi ile halen Mezopotamya’nın acı çekme kültürü- 6-7 Eylül azınlık katliamı, 12 Eylül 10 ASDER | ocak 2012

öncesi Maraş, Çorum olayları, 27 Mayıs şını desteklemiş birisi olarak böyle bir Hürriyet meydanında Üniversiteli Turan oyuna geleceğini hiç düşünememişti. Emeksiz’in öldürülmesi olayları gibi fa- ili meçhul olaylarla halk tahrik edilerek Sonuçta o bölge insanının unutama- olaylar başlatılıyor ve sonra “En kötü yacağı acılar ve kayıplar yaşandı. Anla- olasılıklı senaryoya göre hazırlanmış tılar halinde bugüne geldi hatta yanılmı- harekât planı” uygulamaya geçiyordu. yorsam yönetmenliğini Özgür Fındık’ın yaptığı ‘Kara Vagon/38 Dersim Sürgün- En kötü olasılıklı senaryo olarak ha- leri’ adlı bir belgesel de yapıldı. zırlanmış Balyoz planının ayrıntıları in- celendiğinde Adapazarı, İzmit ve Fatih Çözülmemiş travmaların çözülmüş camii olayları ve arkasından isyana mü- travma haline gelmesi için hem mantık- dahale senaryoları ne kadar birbirine sal hem de duygusal çözümlenmesi ge- benziyor. rekmektedir. Osmanlı döneminde Yavuz Sultan Travmalarda yüzleşme ile gerçek or- Selim Doğu Anadolu’da benzer katli- taya çıktıktan sonra dört türlü tepki çö- am yapmak istiyor fakat tarihçilere göre zümlemeyi sağlar. Şeyhülislam’ın fetva vermediği Dersim benzeri kıyımın gerçekleşmediği bilini- 1-İntikamın alınması, yor. Çünkü Osmanlı dönemi hukuk için- de kalarak asayişi sağlamayı esas al- 2-Kurban ve mağdurun kusurluyu af- mıştı. fetmesi, Ancak Cumhuriyetin ilk yıllarında 3-Kusurlu tarafın özür dilemesi, “Devletin ali menfaati için hukuku rafa kaldırarak” isyanlara müdahale olağan 4-İntikamın kader mahkemesine ha- bir durumdu. vale edilmesi. Bu uygulamalar toplumsal yara oluş- Güneydoğu’da ve Dersim’de teröris- turuyordu. Mamafih Sayın Başbakan’ın tin çok yetişmesinde çözülmemiş trav- açıkladığı belgede şu cümlelerin satır manın büyük rolü vardı tarihi gerçekler aralarını iyi okumak gerekiyor. konuşulamıyor dolaylı psikodinamik iş- liyor, öfke farklı ifade ediliyor, acılar sü- “Dersim gittikçe Kürtleşiyor, rüyordu. mefkûreleşiyor, tehlike büyüyor. Seyit Rıza’nın hükümete karşı takındığı va- Başbakan ileri bir tavırla kanayan ziyetten kendisine husumetleri hasebile travmaya özür ilacını uyguladı. Gerçek- müteessir olan bazı aşairin hissiyatının lerle yüzleşip özür dilemek nefreti artır- da istifadeye çalışılacaktır. maz tam tersi bağışlamayı sağlayarak düşmanlığı azaltır. Yarayı yanlış tedavi Dersim, Hükümet-i Cumhuriye için eden uzva zarar veren hekim bedelini bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kat’i bir ödemeli veya affedilmeyi beklemeliydi. ameliye yapmak ve ihtimalat-ı elime- yi önlemek, selameti memleket namına Özür dileyen tarafın özrün kabulü farzı ayindir…” için kan parası vermesi de gelenek ha- line gelmiştir. 1-Bazı aşiretlerin hissiyatından isti- fade eden o tarihin provakosyanları ne- Dersim kurbanları kuru özürle yetin- lerdi? meden mahkeme yolu ile en azından tazminat davaları açabilirler mi? 2-Dersim’in Türkleşmeye direnmesi- nin suç sayılması dikkat çekiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesin- de davalar şimdiden kazanılmış olarak 3-Çıban’a müdahale eder gibi düşü- düşünülemez mi? nülüp ameliyat-ı cerrahiye çözüm ola- rak sunuluyor. Muhtemelen Seyit Rıza İstiklal sava- ocak 2012 | ASDER 11

MAKALE Çukurca’da Hain Saldırı... Adnan Tanrıverdi - Emekli Tuğgeneral / ASSAM Başkanı Devlet, terörle ve 19 Ocak 2012 saat 01.00 civarında Saldırının zamanlaması düşündürü- terörizmin ülke bir grup bölücü terör örgütü mensubu cüdür. içindeki örgüt- tarafından, Çukurca İlçe J.K.lığı ile Çu- lenmesi ile hu- kurca yakın emniyet unsurunun konuş- Milletimiz, genel seçimlerde Kürt kuk çizgisinde landığı Asayiş Tepesi, polis ve jandarma meselesinin çözümü istikametinde ka- ve yasaların ge- lojmanları, Kavuşak, Barakambi Tepe, rarlılığını belirtmiştir. Keklikkayası Tepe, Baski Tepe, Han Te- rektirdiği şekilde pe ve Gazi Tepe üs bölgeleri olmak üze- Sivil toplum kuruluşları meselenin mücadelesini sür- re sekiz ayrı bölgeye eş zamanlı olarak barışçı yoldan çözülmesini talep etmek- dürmekte ve yasa silahlı saldırıda bulunulmuştur. tedir. dışı faaliyetler Güvenlik güçlerimizce saldırılara Bölge sorunlarının çözümünü inhi- içinde oldukları anında cevap verilmiş, çatışma sırasın- sarında gören bir muhalefet partimizin tespit edilen terör da 24 askerimiz şehit olmuş, 18 askeri- parlamentoya dâhil olması sağlanmıştır. örgütünün şehir miz de yaralanmıştır. teşkilatı mensup- Devlet, terörle ve terörizmin ülke larını yargıya tes- Şehitlerimize Allah’tan rahmet, aile- içindeki örgütlenmesi ile hukuk çizgi- lim etmektedir. lerine ve milletimize baş sağlığı, yara- sinde ve yasaların gerektirdiği şekilde lılarımıza da acil şifalar diliyorum. Şehit mücadelesini sürdürmekte ve yasa dışı ve yaralılarımız milletimizin canını acıt- faaliyetler içinde oldukları tespit edilen mıştır. Toplumumuzun her katmanında terör örgütünün şehir teşkilatı mensup- infial büyüktür. Tesellimiz, onların ha- larını yargıya teslim etmektedir. yatlarını cennet ile değiştirdiklerine olan inancımızdır. TBMM’de yeni yasama dönemin- de, yeni anayasa ile birlikte temel hak ve özgürlükler üzerindeki baskının kal- dırılması, etnik ve inanç ayrımcılığının 12 ASDER | ocak 2012

son bulması hususunda girişimler baş- irede çözülmesini engelleyecek girişim- latılmıştır. lerin yeşermesine meydan vermemiştir. Buna karşı bölücü terör örgütü, ge- Cumhurbaşkanımız ve Başbakanı- nel seçim sürecinde başlayarak, Rama- mız milletimizin barış içinde birlikte ya- zan ve bayram demeden kanlı tecavüz- şaması için bir şans olmuştur. lerini arttırmıştır. Genelkurmay Başkanımız, Kuvvet Son eylemleri, yaptıklarının üzerine Komutanlarımız ve Jandarma Genel tuz biber ekmiştir. Komutanımız Başbakanımızla görüş- tükten sonra, vakit kaybetmeden saldırı Terör örgütünün yaz boyunca yaptı- bölgesine intikal ederek, askeri duruma ğı eylemlerle son kanlı eylemini dikka- en üst düzeyde el koymuş, özel yetiş- te aldığımızda amacının, iddia edildiği miş 22 taburu gerekli hava desteği ile gibi Kürt sorununun çözümüne yardım terör örgütünün sınır ötesi üs ve yuvala- etmek olmadığı; aksine, gerginliğin art- rına sevk etmişlerdir. ması, toplumsal barışın bozulması, Türk-Kürt çatışmasına gidecek bir yola Genelkurmay Başkanımızın girilmesi gayreti içinde olduğu anlaşıl- maktadır. harekât bölgesinde bulunması, Silah- Çukurca saldırısı; şehit ve yaralıları- lı kuvvetlerimizin ihtiyaç duyulan bütün mız göz önüne alındığında; belki terör örgütüne, taktik seviyede sınırlı bir ba- imkânlarının, harekât bölgesinde sürat- şarı sağlamış olabilir. Ama, milletimizin feraseti ve siyasi iktidarın yol gösteri- le toplanmasını sağlayacağından tak- ciliği ile ve şehitlerimizin de yüzü hür- metine, toplumsal kaynaşma ve iç barı- dirle karşılanmalıdır. şa giden adımların sıklaşmasına neden olduğu için, terör örgütünün maşasını Çapulcu olarak görülen terör örgü- ellerinde tutanların stratejik seviyede tü tarafından birliklerimize verdirilen şe- mağlup olmalarına sebep olmuştur. hit ve yaralıların miktarının fazla olması milletimizce hazmedilememiş, bu ne- Milletimiz ferasetle ve aklıselimle denle de Çukurca’daki güvenlik kuvvet- davranmıştır. lerimizin uygun şekilde kullanılamadığı, saldırıya maruz kalan unsurların vaktin- Son saldırı karşısında, ülkemizin si- de takviye edilemediği ve terör örgütüne yasetini yönetenler, Genelkurmay Baş- hak ettiği darbe vurulamadığı konusun- kanlığı ve saldırıya maruz kalan birlik- da tereddüt ve endişeler hasıl olmuştur. lerimizin davranışını seviyelerine göre değerlendirirsek; Çukurca’da görev yapan; Jandarma Genelkurmay Baş- Taburu, Sınır Jandarma Komutanlığı, kanımızın harekât Cumhurbaşkanımız ve Başbakanı- Jandarma Asayiş Bölüğü, İl Jandarma bölgesinde bu- mız, bir sefer daha gerçek liderlik yete- Komutanlığı ve İç güvenlik Taburundan lunması, Silahlı neklerini sergileyerek, duruma başlan- oluşan güvenlik kuvvetlerinin; harekât kuvvetlerimizin ih- gıcından itibaren el koymuş ve kontrolü planları, istihbarat faaliyetleri, baskın tiyaç duyulan bü- ellerine almışlardır. Otorite boşluğu bı- öncesindeki ve sonrasındaki sevk ve tün imkânlarının, rakmadan bir taraftan Silahlı Kuvvetleri- idaresi hakkında ayrıntılı bilgimiz olma- harekât bölgesin- mizi ve bütün güvenlik güçlerimizi sınır dığı için, askeri kıstaslara uygun kulla- de süratle toplan- ötesindeki terör üstlerine yönlendirir- nılıp kullanılmadığı hakkında sağlıklı ve masını sağlaya- ken, diğer taraftan terör örgütünün ey- doğru değerlendirme yapmak mümkün cağından takdirle lemlerinden medet uman dış güçlere değildir. Bu husus sıralı komutanlıklar karşılanmalıdır. politik taarruza başlamış; ayrıca med- tarafından kuşkusuz değerlendirilecek- yayı yönlendirirken meseleyi TBMM’ne tir. mal etme yolunu açmış; milletimizi de sağduyu dairesine davet etmiştir. Kürt Biz eski bir asker olarak, terörle mü- meselesinin barış içinde ve meşru da- cadelenin çok meşakkatli, yorucu, yıp- ratıcı ve bıktırıcı bir iş olduğunu belir- terek; askeri faaliyetlerin, mihenk taşı mesabesindeki harp prensipleri ışığın- da, Çukurca Güvenlik Kuvvetlerinin ol- ması gereken planlarının ve yapılma- ocak 2012 | ASDER 13

MAKALE Hedefine ulaşmak sı gereken sevk ve idarenin prensip ve SIKLET MERKEZİ PRENSİBİ: Kesin için faaliyetlerini, esaslarını değerlendirmeye çalışalım. sonuç alınacak yer ve zamanlarda, ge- taarruzî harekâtı reken manevra ve ateş destek unsurla- ihtiyar ederek yü- Çukurca Güvenlik Kuvvetleri; en uy- rı bulundurulabilmeli, bölgenin sorumlu rütmelidir. İnisiya- gun askeri harekâtı yapmış olmak için, en üst komutanı da kesin sonuç yerin- tifi daima elinde harp prensiplerinin her birini nasıl uygu- de olmalıdır. Komutanın, kesin sonuç tutmalı, terör ör- lamalı idi? yerinde bulunması; durumu bire bir gör- gütünün saldırısı- me imkânına sahip olunacağından, sü- HEDEF PRENSİBİ: Vazifesi, ken- ratli ve doğru kararların verilmesini ve nı beklememeli, dilerine verilen sorumluluk bölgesinde elindeki bütün imkânların ve takviyele- tespit ettiği her faaliyet gösteren terör örgütünün yeri, rin en süratli şekilde ihtiyaç mahallinde unsurunu taarruzî miktarı, örgüt yapısı ve faaliyetleri hak- bulundurulmasını sağlayacak ve vazife- hareketlerle ber- kında sağlıklı istihbarat elde ederek, te- nin başarılmasını temin edecektir. Çu- taraf etmeli, böl- rör örgütünün unsurlarını etkisiz hale kurca’daki güvenlik güçlerinin en üst gesindeki örgüt getirmek olmalıdır. Sorumluluk sahası komutanı da, teröristlerin asıl kuvvetleri unsurlarına göz da, sınırlarımız içinde üst komutanlık ta- ile saldırdıkları anlaşılan, Keklikkayası açtırmamalıydı. rafından belirlenen yerleşim merkezleri Tepe’de bulunan karakol bölgesine in- ile kırsal alanı içerdiği gibi, etki ve ilgi tikal etmeli idi. alanındaki sınır ötesi bölgeleri de içer- meliydi. Yani, Çukurca Güvenlik Komu- KUVVET TASARRUFU PRENSİBİ: tanlığına sınır berisindeki vatan toprak- Anlaşılan, teröristler, Keklikkayası Tepe larımızda Çukurca İlçesi sınırlarını içine dışındaki diğer yedi üsse aldatma taar- alan bir sorumluluk bölgesi tahsis edil- ruzu gerçekleştirmiş. Diğer yedi bölge- mişse, bu ilçe hudutlarının Türk-Irak hu- de asgari yeterli kuvvet bulundurularak, dudunu kestiği yerden itibaren, komşu buralardan tasarruf edilen unsurlarla güvenlik komutanlığı ile olan ara hatları birlikte ihtiyatlar, Keklikkayası Tepeye sınır ötesine doğru uzatılarak, Çukurca taarruz eden terör gruplarını kuşatacak ilçesine en yakın PKK üslerini de kap- şekilde daha önce belirlenen mevzile- samalıydı. rine kaydırılmalı idi. Kuvvet tasarrufu prensini, imkânların tamamına yakını- TAARRUZ PRENSİBİ: Hedefi- nın kesin sonuç yerinde bulundurulma- ne ulaşmak için faaliyetlerini, taarruzî sını gerektirmektedir. harekâtı ihtiyar ederek yürütmelidir. İni- siyatifi daima elinde tutmalı, terör örgü- SADELİK PRENSİBİ: Planlar ve tünün saldırısını beklememeli, tespit et- emirler, açık, kısa ve anlaşılır olmalıydı. tiği her unsurunu taarruzî hareketlerle bertaraf etmeli, bölgesindeki örgüt un- BASKIN PRENSİBİ: Terör örgütü- surlarına göz açtırmamalıydı. ne beklemediği yer ve zamanda darbe- ler vurulabilmeliydi. Baskına gelen terör MANEVRA PRENSİBİ: Güvenlik örgütü, emniyet güçlerimizi sabit tesis kuvvetleri sorumluluk bölgesinde de- ve gözetleme yerlerinde ararken, belli- vamlı hareket halinde bulunmalı. Sınır sabit tesisler dışındaki hareketli timler- içi ve ötesindeki sorumluluk bölgesinde, le darbeler vurulabilmeliydi. Ama esas en az terör örgütü kadar hareketli olma- itibariyle, teröristlere kendi üs bölge- lı, terör unsurlarına hassas duruma dü- lerinde veya hiç olmaz ise baskın için şürecek ve üstünlük sağlayacak şekilde toplandıkları ve hazırlandıkları mevzile- esnek kullanılmalı, devletimizin gücü ile rinde baskına uğratılabilmeliydi. Baskın sahip olacağı hareket kabiliyeti, haber prensibinin uygulanması ile sarf edilen toplama vasıtaları, silah ve donanım ve gayretten daha fazla başarı elde etme özel eğitimle üstünlüğü elde bulundura- imkânı yakalanabilirdi. rak vazifesini yerine getirebilmeliydi EMİR KOMUTA BİRLİĞİ PRENSİBİ: Sabit bir tesiste kalınsa bile, bu tesi- Çukurca’daki farklı komutanlıklara bağ- sin güvenliğini sağlayan emniyet unsur- lı ve farklı kuruluşta olan birlikler bir ko- ları yaklaşma istikametlerini kapatacak mutanın emrinde bulunmalı ve harekât şekilde ilerilerde mevzilendirilmeliydi. 14 ASDER | ocak 2012

da emir-komutayı eksiksiz sürdürecek yarayan, sınır ötesinden gelen unsurları Çukurca’da saldı- irtibat sistemine de sahip olunmalı idi. ile içerde örgütlenmiş yardım ve yatak- rıya maruz kalan lık edenlerin desteği ile gerçekleştirilmiş güvenlik kuvvet- EMNİYET PRENSİBİ: Hesapsız risk bir eylemdir. lerimizin plan ve alınmamalıdır. Sürat, hareket, taarruzî harekâtı hak- kullanma ve manevra emniyeti arttırıcı Bunun için; kındaki doğru hareket tarzlarıdır. Örtülü hareketi içe- bilgiler, yukarı- ren, önce emniyet sonra verim prensi- Sınırlarımızın içinde; İçişleri Bakan- daki prensipler bi ile faaliyet gösteren terör unsurlarına lığına bağlı yetişmiş yeterli miktardaki ışığında değerlen- karşı sabit nokta savunmaları en emni- profesyonel kolluk kuvveti ile hukuk çiz- dirilerek, varsa yetsiz terörle mücadele yöntemleridir. gisinde, zanlıları cımbızla çekerek yargı noksanlıkların gi- Baskına açıktır. Dikkatsizlikten dolayı önüne çıkarılmalı: derilmesi için ted- pusuya düşmekten korkan, yine mayın birler alınmalıdır. arama imkânını kullanmadığı için ma- Sınır ötesinde ise; yına basmaktan çekinen, sağlam istih- barat temin edemediği için düşmanı- Profesyonel personelden oluşan ko- nı takip edemeyen birlikler, belirli sabit mando ve özel unsurlarla da takviye mevzilerde çakılır kalır ve hem terörist- edilmiş, Özel Kuvvetler Komutanlığı, sı- lere istenen darbeyi vuramaz, hem de nır bölgesine yerleştirilerek, ast unsurla- baskınların hedefi olmaktan kurtula- rının sorumluluklarına verilen sınır ötesi maz. terör üst ve tesislerinin bulunduğu böl- gelere gizli hareket teknikleri ile sızdırı- Çukurca’da saldırıya maruz ka- larak, öncelik lider kadrosu olmak üze- lan güvenlik kuvvetlerimizin plan ve re, terörist unsurlar, karargâhları, üsleri, harekâtı hakkındaki doğru bilgiler, yu- lojistik tesisleri etkisiz hale getirilinceye karıdaki prensipler ışığında değerlendi- kadar sınır ötesi harekât devam etme- rilerek, varsa noksanlıkların giderilmesi lidir. için tedbirler alınmalıdır. Terörü destekleyen ülkeler üzerinde Sonuç olarak; baskı kurularak destekten vazgeçmele- ri sağlanmalı, vazgeçmeyenlerin ülkele- Çukurca’ya yapılan saldırı, iç barışı rindeki terör örgütü bürolarına ve lider- bozmak ve Kürt Meselesinin barış orta- lerine suikast ve sabotajlar yapılmalıdır. mında, diyalogla çözülmesini engelle- mek amacına dönük, dış güçlerin işine 19 Ocak 2012 ocak 2012 | ASDER 15

MAKALE Siyasal Misyonerlik Ve İslam Dünyası* Yusuf ÇAĞLAYAN - Emekli Hâkim Binbaşı İslâm coğrafyası- 1890 Küreselleşmesi ve Ayrışan Bu ihtilâfların, İslâm coğrafyası- nın bugün içinde İslâm dünyası nın kontrol ve yönlendirilmesinde ve bulunduğu siyasî ABD ile müttefiki Avrupalı devletler ve ve ekonomik du- 19’ncu yüzyılın sonlarından itibaren İsrail’in müdahalelerine karşı bütün Batılı olmayan toplumlar, özellikle de stratejik oluşumların engellenmesinde ruma yol açan İslâm coğrafyası, yönünü, biçimini ve olduğu kadar, bölgeye yapılan kültürel, sosyolojik süreç, zamanlamasını kendilerinin belirlemedi- siyasî, ekonomik ve askerî müdahale- ği bir değişim süreci geçirdi. Tabiî olma- lerin meşrulaştırılmasında, fonksiyonel “sömürgecilik yan, planlı ve zorlamalı olan bu değişim bir araç olarak kullanıldığı da açıktır. hareketleri” ile süreci sonunda, İslâm coğrafyasında başlayan kültü- oluşan siyasi sınırların, yeni yeni dev- Bir yanda çıkarları elverdiği oranda rel müdahaleler letlerin ve siyasal rejimlerin, bu coğraf- alabildiğine işbirliği yapan ABD, İsrail ve ile gerçekleştiril- yada sürekli kronik ihtilâflar doğuran bir Batılı devletler; öte yanda çıkarları ile şekil kazandığı herkesçe bilinmektedir. taban tabana zıt bir biçimde alabildiği- miştir. 16 ASDER | ocak 2012

ne ayrışan, parçalanan, ufalanan ve bir- dan kalkacak, hem de Müslüman top- birleri ile ihtilâfa düşmüş, her türlü birlik lumlar uzun vadede baş edilebilecek ve beraberlik ve dayanışmaya elveriş- boyutlarda alt kimlik dayanışmalarına siz hale gelmiş bir İslâm dünyası... ufalanacaktı. Artık, bu ufalanmış kimlik- ler istendiği gibi çatıştırılıp, kullanılabi- ABD ve müttefikleri için son derece lirdi. fonksiyonel olan bu yapı İslâm coğraf- yasında nasıl inşa edildi? Bu yapıyı, sö- Bu amaçla, İslam toplumunda tezat- mürgecilik hareketlerinden, bu hareket- ları daha da arttırmaya yönelik olarak, lerin yol açtığı değişim süreçlerinden bütün içinde farklı, kendi içinde homo- soyutlayarak sağlıklı bir şekilde anla- jen ulusal kültürler ve farklı etnik grup mamız mümkün değildir. İslâm coğraf- veya azınlıklar meydana getirme süre- yasının bugün içinde bulunduğu siyasî ci başlatıldı ve geniş bir zamana yayı- ve ekonomik duruma yol açan sosyo- lan faaliyetlerle bu süreç sürekli olarak lojik süreç, “sömürgecilik hareketle- beslendi. ri” ile başlayan kültürel müdahaleler ile gerçekleştirilmiştir. İslâm coğrafyasın- Avrupa Ülkeleri gibi ABD de, sana- da sömürgecilik hareketleri ile birlik- yi devrimini gerçekleştirip, hammadde te başlatılan alt kimlik dayanışmalarını ve tüketim pazarlarına ihtiyaç duyduğu ön plana çıkarıcı tedricî süreçler sonun- bir dönemde, oryantalistlerin bu ihtiyaca da, Ortadoğu fotoğrafının tedricen Batılı cevap verecek topraklara nüfuz etme- devletler lehine değiştiği tartışılmaz bir deki başarılarını keşfetti. Bu da, oryan- gerçektir. talistlerin bölgede ayrıştırma ve yeniden gruplama politikalarının etkili bir aracı Emperyalist teşkilâtların politikaları- olarak kullanılmasına yol açtı. nı çizenler, çeşitli etnik, dini ve kültürel grupların aynı bir millet halinde yaşadık- Emperyalist bir güç olarak, dünya ları İslam topraklarında, kendi kontrolle- sahnesine biraz gecikmeyle çıkan ABD, rinde birçok küçük devletçiklerin doğ- masını sağlamak amacıyla, bu farklı grupların her birinde “ayrı bir ulus olma şuuru” vermeyi planladılar. Bu amaçla, Ortadoğu’daki soy, dil, din ve mezhep farklılıklarını, kendi çıkarlarına hizmet edecek doğrultuda evrimleştirmeyi te- mel politika haline getirdiler. İlk planda, ayrışmaya en elverişli Hıristiyan toplu- luklarda, soy ve mezhep farklılıkları te- melinde başlatılan çalışmalar, giderek Müslüman toplumları da hedef aldı. Farklı etnik ve mezhebî kökenlere sahip Müslüman toplumlarda da, eğer “ortak payda” ve “dayanışma kültürü” devre dışı bırakılır ise, bu takdirde, bir- lik ve bütünlüğün bozulacağı, bunun da yalnızlaşan fertleri ve gurupları kendi ait olduğu alt kimlik dayanışmasına iteceği gerçeğinden hareket edildi. İşte, İslam Dünyasında bu alt kim- lik dayanışmasının ön plana çıkartılıp, birbiri ile tutarsızlaştırılması ve siyasal- laştırılması ile hem en kapsayıcı kimlik olan İslâm’dan gelen dayanışma orta- ocak 2012 | ASDER 17

MAKALE Asya, Afrika, Latin Amerika gibi dünya- gelecekte de devletlerine bölgede etki- nın değişik bölgelerine nüfuz ederken li olacak ve hâkimiyetlerine hizmet ede- olduğu kadar, İslam topraklarına nüfuz cek politik mekanizmalar sağlamaya ederken de oryantalist teşkilâtlarından devam ettikleri unutulmamalıdır. etkin bir şekilde yararlandı. Lawrence gibi oryantalistlerin, Batılı Dünyayı kendi imgesine göre yeni- devletlere, ne derece fonksiyonel politik den kurma yönündeki dürtü, Batı’nın, mekanizmalar oluşturduğunu somut bir özellikle de Amerika’nın siyasal kültü- örnek ile açıklamamız yerinde olacaktır. ründe çok derinlere kök salmıştır. Bu sebeple de, ABD’nin kendi toprakları Hindistan’dan Mağrip’e kadar Müs- dışındaki varlığı, önce oryantalist hare- lümanların gözbebeği Osmanlı İmpa- ketlerle başlamış, arkasından şirketleri, ratorluğu, 1800’lü yılların başlarından malları, hatta askerleri yayılmıştır. beri sürdürülen yoğun faaliyetler sonu- cunda 1914’lü yıllara gelindiğinde, artık İkinci Dünya Savaşında, Nazi Al- batış işaretleri veriyordu. Osmanlı, Ba- manya’sının Avrupa’daki tüm sanayi ül- tılı güçlerce, hazırlıksızlığın ve tutarsız- kelerini yerle bir edinceye kadar ses çı- lığın ağırlaştırdığı bir askerî ve siyasî karmayan ABD, daha sonra Avrupa’nın savunma içinde kıstırılmıştı. 1820’li yıl- yardımına(!) koşarak Almanya’yı da bir- larda başlayan oryantalist faaliyetler, ar- likte tahrip etmişlerdir. Böylece ABD iz- tık Batılı güçlerin yayılmacı dalgalarının lediği strateji ile İkinci Dünya Savaşın- önünü açmıştı. dan sanayi alt yapısı tahrip edilmeyen tek ülke olarak çıkmıştır. Batılı güçler Birinci Dünya Savaşı- nın başından itibaren, yaptıkları görüş- Emperyalist ülkelerin dış politika ma- melerde, Osmanlı İmparatorluğunun nevralarında doğrudan ve etkin bir şe- etki alanlarına bölünebilmesi için nihaî kilde rol almış olan oryantalistlerin, geç- parçalanması ilkesini getirdiler. Savaş mişte olduğu kadar, bu gün ve uzun bir yılları boyunca İngiltere ve Fransa’nın diplomatik ve askerî eylemleri, İslam’ın Dünyayı kendi iki temel unsuru olan Türkler ve Arap- imgesine göre ların birbirinden koparılmasını hedefli- yeniden kurma yordu. Harekât alanının cesameti dü- yönündeki dürtü, şünülürse, bu hedefi gerçekleştirmede Batı’nın, özellikle silâhların gücüne olduğu kadar, kayna- de Amerika’nın si- şan milliyetlerin sempatisini kazanmaya yasal kültüründe yönelik psikolojik girişimlere de dayan- çok derinlere kök mak gerekiyordu. İngiliz istihbarat ser- salmıştır. Bu se- visleri bu amaçla, bir Arap krallığının beple de, ABD’nin kurulmasına yatkın unsurları harekete kendi toprakları geçirmeye yöneldiler. dışındaki varlığı, önce oryantalist İngiltere’nin Ortadoğu siyasetinin hareketlerle baş- esas hedefleri, kutsal yerleri denetle- lamış, arkasından mek ve uluslar arası siyonizmin işbirli- şirketleri, malları, ğini sağlamak, Sykes’in bir raporunda hatta askerleri ya- “İngiltere’nin deniz, hava ve sanayi gü- cü için esas” olduğunu belirttiği Irak pet- yılmıştır. rol alanlarına hâkim olmak için Filistin’e ve Mezopotamya’ya el koymak, ün- lü Hint yolu üzerindeki bütün engelleri bir darbe ile aynı anda ortadan kaldır- maktı. İşte bu hedeflere ulaşılmasında, Osmanlıya karşı uygulanacak strateji, Arapların işbirliğini zorunlu kılıyordu. 18 ASDER | ocak 2012

Amerikalı oryantalistler ve eğitimci- durum için bu teşhis geçerliliğini sürdür- Jeopolitik, poli- ler, öteden beri faaliyetlerini sadece Hı- mektedir. Siyasi birlik bağlamı etnik ve tik gücün etkin ristiyan kültür gurupları ile sınırlandır- mezhebi kimlikler temelinde yapılandı- olduğu coğrafya; mamışlardır. Aynı zamanda klasik Arap rılan Müslüman toplumlar, hem kendi jeokültür ise, kül- edebiyatının canlanmasını teşvik etmiş- içlerinde, hem de diğer Müslüman top- türün etkin oldu- ler, böylece Osmanlı bünyesinde bü- lumlar arasında İslâm’dan gelen daya- ğu coğrafî alan yük bir kitleyi ve coğrafî alanı işgal eden nışmanın sağladığı güçten yoksun bıra- olarak tanımlanır- farklı soydan Müslümanların da ayrış- kılmışlardır. Bu hali ile günümüze kadar sa; bu iki kavram masını sağlayacak “modern Arap milli- gelen İslâm Dünyası, bu güçsüzlüğün arasındaki ilişki, yetçiliğine” zemin hazırlanmasına kül- ve parçalanmışlığın yol açtığı iç ve çev- bir kültürü temsil türel yatırım yapmışlardır. İşte, uzun bir re sorunları ile emperyalist güçlerin po- eden devlete, o zaman diliminde yapılan bu kültürel ya- litik ve askerî müdahalelerine açık yapı- kültürün etkin ol- tırımların sonucunu alma zamanı gel- sını sürdürmektedir. duğu coğrafî alan mişti. oranında jeopoli- Özellikle Sovyetlerin çöküşünden tik güç vereceği İngilizler, Mekke Şerifi Hüseyin’e sonra tek kutuplu hale gelen dünyada, şeklinde açıkla- “Osmanlı boyunduruğu”ndan(!) kur- ABD gelecekte kendine rakip olma po- nabilir. tulmaları halinde kendisine halifelik ve tansiyeli gördüğü güçlere karşı koyabil- Arap Birliğinin krallığını vaat ettiler. O mek için, İslâm coğrafyasındaki haki- da 10.6.1916 tarihinde Osmanlı’ya kar- miyetini daha ileri seviyede pekiştirme şı Arap isyanını başlattı. Mekke Emiri- stratejisi izlemektedir. nin bu muhalefeti, birçok cephede ve birçok emperyalist devlete karşı sava- Jeokültür, Jeopolitik şan Osmanlıya ölümcül bir darbe indir- miş, O’nu “İslâmî dayanışma” tezinden Jeopolitik, politik gücün etkin olduğu yoksun bırakmıştır. coğrafya; jeokültür ise, kültürün etkin ol- duğu coğrafî alan olarak tanımlanırsa; Hâlbuki Mekke Şerifi Hüseyin’e ha- bu iki kavram arasındaki ilişki, bir kültü- lifelik ve Arap Birliğinin krallığını va- rü temsil eden devlete, o kültürün etkin at eden emperyalist müttefikler, Mayıs olduğu coğrafî alan oranında jeopolitik 1916’da kendi aralarında Sykes-Picot güç vereceği şeklinde açıklanabilir. Bir gizli anlaşmasını yapmışlardı. Bu an- devletin jeopolitik gücü, temsil ettiği je- laşmaya göre, Osmanlı’dan ayrılan top- okültürel olgudan kaynaklanır. Örneğin, rakları manda yönetimi sistemi kabul Fransız ihtilâlinin veya komünizmin je- edilerek aralarında paylaşılmıştı. Arap- okültürel etkinliği oranında, Fransa ve- lar, İngilizlerin öngördüğü ayrılıkçı ha- ya SSCB’ne jeopolitik güç kazandırdığı reketi gerçekleştirdikten sonra, İngiliz, malûmdur. Nazi Almanya’sının jeopolitik Fransız ve Amerikalıların isyan son- rası durum ile ilgili olarak planladıkları politikalar ile karşı karşıya kaldılar. Ba- tılı güçlere umut bağlayan Araplar, bu acı gerçek ile yüz yüze gelince şaşkına dönmüşlerdir. Hatta Batılılar ile işbirliği yapan Şerif Hüseyin, ölüm döşeğinde, o tarihlerde Arap dünyasında yaşanan acı olayların temelinde, İslam dayanış- masını terkle, milliyetçi dayanışma ile Osmanlı’ya yaptıkları muhalefetin bu- lunduğunu itiraf ederken, aslında İslam Dünyasının günümüze kadar uzanan mağlubiyet döneminin sebebini de teş- his ediyordu. Gerçekten de, günümüz- de İslam Dünyasının içinde bulunduğu ocak 2012 | ASDER 19

MAKALE İslâm dünyasında, gücünün Alman ırkı ile sınırlı kalması ve gedeki “İslâmî dayanışma”dan kaynak- coğrafî bölünme- zamanla bu ırk üzerinde de etkisini yitir- lanan “jeopolitik gücünü” yıkmaya yöne- lerden önce zihin- mesinin temelinde, Nazizmin jeokültürel lik olmuştur. sınırlılığı bulunmaktadır. sel bölünmeler Günümüzde de, ABD ve müttefikle- kışkırtılıyor. Bu İslâm coğrafyasının etnokültürel te- rinin İslâm’a karşı yürüttükleri savaşın zihinsel parça- melde farklılaştırılması yönündeki or- perde arkasında, “İslâmî dayanışma”nın lanmışlık üzerine yantalist çalışmaları, yukarıda belirtti- yeniden hayatiyet kazanmasını önleme ğimiz açıdan değerlendirdiğimizde, bu amacı bulunmaktadır. Çünkü Müslü- politikalar ge- faaliyetlerin amacının, tüm İslâm coğ- man toplumun en kapsayıcı ve üst kim- liştiriliyor. İslâm rafyasının bütünlüğünü sağlayan jeo- liği olan “İslâm” ortak payda haline ge- coğrafyası, Batı kültürü; dolayısıyla da bu jeokültürden lerek, bu toplumları siyasî, ekonomik, doğan jeopolitik gücü saf dışı bırakmak kültürel, hatta savunma konularında iş- tarafından hep ve etkisizleştirmek olduğu görülecektir. birliğine organize edebilir. Bu yöndeki güvenlik sorunla- bir uyanışın önlenmesi için verilen sa- rı ile karşı karşıya İslâm coğrafyasındaki siyasal sınır vaşta en etkili araç, “yerli işbirlikçiler”dir. bulundurularak sı- ve rejimlerin oluşturulmasında, Batı’nın Yerli işbirlikçiler, alt kimlik hassasiyetle- kıştırılıyor. Güven- askerî müdahalelerinde olduğu gibi, ri körüklenip, sözde bağımsızlık iştahla- lik teminatları ile kültürel, ekonomik ve politik müdaha- rı kabartılan etnik gruplar, İslâm adına ekonomik imtiyaz- lelerinde de asıl hedef tahtasını “İslam şiddet ve teröre başvuranlar ve İslâm Dayanışması” teşkil etmekteydi. Çünkü inanç ve kültürü ile barışık olmayan lar elde ediliyor. dünya coğrafyasının “hammadde depo- siyasî, askerî ve ideolojik çevrelerdir. su” ve “tüketim pazarı” niteliğinde kal- ması planlanan bir bölgesinde “İslâmî Osmanlı’ya 600 yıl, üç kıt’a üzerin- dayanışma” temelinde örgütlenen si- deki uçsuz bucaksız bir coğrafya ve yasal bir güç, kaçınılmaz olarak hedef birçok milletler ve dinler üzerindeki je- haline gelmiştir. Bu sebeple, başta ABD opolitik gücü sağlayan jeokültürel olgu olmak üzere tüm Batılı güçlerin İslâm “İslâm”dır. Yine, günümüzde İslâm coğ- dünyasına karşı tavrı, Osmanlı’nın böl- rafyasında, birlik ve beraberliği sağlaya- 20 ASDER | ocak 2012

cak yegâne jeokültürel olgu, İslâm’dır. tırılıyor. Güvenlik teminatları ile ekono- Bugün emperya- İşte, dünya haritasının önemli bir bölü- mik imtiyazlar elde ediliyor. lizm ve küresel münü kapsayan jeokültürel bir olgu olan ölçekte temsilci- İslâm’ın, Müslüman topluma ne kadar Günümüz Orta Doğusunun, si ABD, sadece etkin jeopolitik bir güç sağlayacağı tar- Balkanlar’ın ve Kuzey Afrika’nın siyasî İslâm dünyasının tışmasızdır. coğrafyası, Osmanlı’nın parçalanması güvenliğini değil, ile ortaya çıkmıştır. Osmanlı’dan parça- tüm insanlığın Gerçekten de Müslüman toplum, lanan Hıristiyan tebaa, hatta birçok Müs- güvenliğini ve ge- hammadde ve tüketim pazarı açısından lüman Arap toplumlarında baş gösteren leceğini tehdit et- dünya coğrafyasının stratejik bir bölge- isyan hareketlerinin lider kadrolarının mektedir. Hatta, sinde yer alan potansiyel bir jeopolitik İslâm coğrafyasındaki yabancı okulla- uzun vadede biz- güçtür. Çünkü İslâmî duyarlılığın yayıl- rında yetiştiği tartışmasızdır. Günümüz- zat Amerikan top- ması, İslâmî dayanışmayı, bu da, Müs- de İslâm dünyasının karşı karşıya oldu- lumunu da tehdit lüman birliğini ister istemez gündeme ğu güvenlik sorunlarının temel sebebi, etmektedir. Em- getirmektedir. Günümüzün emperyalist etnik ve mezhep temelindeki ayrışma- peryalizme karşı güçleri İslam coğrafyasında dağılmış nın yol açtığı İslâmî dayanışmanın yok- verilecek müca- devletlerin İslâm’ı ve İslâm’ın jeopolitik luğudur. İslâm dünyası sadece “birlik delede, İslâmın mirasını temsil etmeye yönelme ihtima- ve dayanışma” ile çözebileceği güven- gücü, sadece lini her zaman göz önünde tutmaktadır. lik sorunları yanında, birçok ekonomik, İslâm dünyası ile Bu sebeple, birilerinin şuuraltında po- politik ve askerî sorunlarla da karşı kar- sınırlı değildir. tansiyel bir Osmanlı olarak algılanan bu şıyadır. Oryantalist çalışmalarla yapı- devletler, ister istemez bu birilerinin po- lan kültürel müdahalelerle bu “birlik ve litik müdahalesinin hedef tahtasında ye- dayanışmayı” gerektiren değerlerinden rini alacaktır ve almıştır. arındırılmış olan İslâm dünyası, tek ba- şına bir anlamı olmayan etnik ve mez- Bugün, dünya coğrafyasının en stra- hep temelli alt kimlik dayanışmalarına tejik hammadde deposu ve tüketim pa- sürüklenerek parçalanmıştır. zarı İslâm coğrafyasıdır. Bu coğrafya ayrıştırılmak, birlik, bütünlük ve daya- İslâm coğrafyasında kurulan, kont- nışması önlenmek suretiyle, hammad- rol ve yönlendirilmesi kolay devletçik- deleri yağmalanmakta, tüketim pazarı ler, bu devletçikleri temsil eden işbirlikçi olarak kullanılmaktadır. Uzun vadede rejimler, Batılı şirketlerin kontrolüne ge- böyle kalmasını sağlamak, buna engel çen petrol ve diğer yer altı kaynakları, olacak gelişmeleri önlemek için tedbir- yerli sanayici hareketlerin bastırılması, ler alınmaktadır. Bu sebeple, bu coğ- Batı ürünlerini pazarlamaya uygun mo- rafyanın bütünlüğünü, bloklaşmasını dern tüketim toplumları oluşması... Ve ön gören düşünceler ve bu düşüncele- başta ABD olmak üzere, Batılı emper- ri besleyen İslâm dayanışması bir öcü, yalist güçlerin tepesinde oturduğu ulus- lânetli birer kavram olarak algılanır ha- lar arası sistem... le getirilmektedir. Bunun en etkili meka- nizması da, o toplumlarda İslâmı rejim- Bugün ABD, İngiltere ve Fransa gi- le bağdaşmaz olarak algılatan ideolojik bi devletlerce, bilim ve teknoloji üstün- bir yaklaşımı etkinleştirmektir. Türkiye, lüğünün sömürgeciliğe ve soğukkan- Tunus, Cezayir, Libya, Mısır, Irak, Su- lı, bilimsel olarak hazırlanmış zulüm ve riye ve diğer Ortadoğu devletlerinin yüz katliâmlara alet edilmesinin temelinde, yıllık geçmişi ve yer yer süren bugünkü bu devletlerin içinde bulunduğu manevî durumu bu konuda en hazin örneklerdir. ve kültürel atmosferin adaleti üstün se- viyeye getirme konusundaki sorunlu ya- İslâm dünyasında, coğrafî bölünme- pısı bulunmaktadır. Bu devletler bu bi- lerden önce zihinsel bölünmeler kışkırtı- lim ve teknoloji üstünlüğünü korudukça lıyor. Bu zihinsel parçalanmışlık üzerine ve bu sorunlu manevî ve kültürel at- politikalar geliştiriliyor. İslâm coğrafyası, mosferde bulundukça, hak, hukuk, ada- Batı tarafından hep güvenlik sorunları let, merhamet, vicdan, sevgi ve barış ile karşı karşıya bulundurularak sıkış- gibi insanî değerlerin devre dışı kaldı- ocak 2012 | ASDER 21

13.02.2007/17.2.2007 tarihleri arasında dizi yazı olarak yayınlanmıştır. FAYDALANILAN KAYNAKLAR -Amerika’nın Ortadoğu Politikası- Prof. Dr. Ahmet CAN, Bayrak Yay. İst. 1993 -Kendi Belgeleriyle Anadolu’daki Amerika-Dr. Uygur KOCABAŞOĞLU, Arba Yay. İst. 1991 -Bir Değişim Süreci Olarak Modern- leşme-Kadir CANATAN, İnsan Yay. İst. 1995 -Amerikan Yüzyılının sonu-Mustafa ÖZEL, İz. Yay. İst. 1993 -Jeopolitik-Jeokültür-İmmanuel WALLERSTEİN, Çev: Mustafa ÖZEL, İz Yay. İst. 1993 -Hangi Batı-Attila İlhan, 3.Basım, Bil- gi Yay.İst.1982 ğı, sadece kaba teknolojik gücün geçer- -Batının Deli Gömleği-Attila İLHAN, li olduğu eylemlerine devam edecek- 2.Basım, Bilgi Yay. İst. 1995 tir. Gerçekten de, günümüz dünyasının en büyük sorunu, bilim ve teknolojinin -Medine’den Lozan’a-Taha AKYOL, “güçlü” kıldığı ABD, İngiltere ve Fransa Milliyet Yay. 2. Baskı, İst.1996 gibi emperyalist küresel güçleri “adil” kı- lacak bir kültür ve uygarlık anlayışından -Çağdaş Sömürge İmparatorluğu- yoksun bulunmasıdır. Böyle olunca da, Kemal KAHRAMAN, Seha Neşriyat, İst. bu küresel güç odakları ile işbirliği ya- 1989. panlar, bu odakların çıkar ve imtiyazla- rına yataklık etme durumuna düşmek- -Amerikan Fundamantalizminin tedir. tarihî yapısı ve İslam gerçeği-Yrd. Doç. Dr.Osman ŞEKERCİ, Sinan Yay. Bugün emperyalizm ve küresel öl- çekte temsilcisi ABD, sadece İslâm -Kuşatılanlar-İslâm Ve Batı’nın Je- dünyasının güvenliğini değil, tüm insan- opolitiği; Graham E. FULLER, IAN O. lığın güvenliğini ve geleceğini tehdit et- LESSER, Çev: Özden ARIKAN, Sabah mektedir. Hatta, uzun vadede bizzat Kitapları, Ist. 1996 Amerikan toplumunu da tehdit etmek- İslâm dünyasında, tedir. Emperyalizme karşı verilecek mü- -Kapitalizmin Geleceği-Bugünkü coğrafî bölünme- cadelede, İslâmın gücü, sadece İslâm Ekonomik Güçler Yarının dünyasını na- lerden önce zihin- dünyası ile sınırlı değildir. İslâm dünya- sıl şekillendiriyor?, Lester C. THUROW, sının dışında kalan mağdur milletler de Çev: Mustafa SÜNNETÇİOĞLU, Yase- sel bölünmeler böyle bir mücadelede İslâm dünyası- min BAKKAL, Sabah Kitapları, İst.1997 kışkırtılıyor. Bu nın çekim alanında kalacaktır. Yeter ki, zihinsel parça- emperyalizmin en mağdur ettiği İslâm -Yakınçağ Batı dünyası ve Türki- lanmışlık üzerine dünyası böyle bir mücadelenin bayrak- ye’deki Yansımaları-Alaattin Özdenö- tarlığını yapacak bir dayanışmayı gös- ren, Akabe Yay. İst. 1986 politikalar ge- terebilsin... liştiriliyor. İslâm -Osmanlı İmparatorluğundan coğrafyası, Batı * BU MAKALE “ABD VE İSLAM DÜNYA- Ortadoğu’ya-Belgeleriyle Şark Mese- tarafından hep SI” başlığı ile Yeni Asya Gazetesinde, güvenlik sorunla- lesi-Necdet Kurdakul, Dergah Yay. İst. rı ile karşı karşıya bulundurularak sı- 1976. kıştırılıyor. Güven- lik teminatları ile -Kültür Sömürgeciliği Ve Eğitim-Doç. ekonomik imtiyaz- Dr. Metin İŞÇİ,Turan Yay. İst. 1995 lar elde ediliyor. 22 ASDER | ocak 2012

Vesayetten Normalleşmeye Ahmet TÜRKAN- ASSAM Genel Sekreteri Pek çok ülkenin tarihinde kara delik- sesi ile son demlerini yaşamakta olup Ülkemizin son 50 ler olduğunu görüyoruz. Muhteris yöne- nihayet bulması için son hamleyi bek- yılına damgası- timler, muhteris krallar halkı canından lemektedir. Maalesef henüz vesayetçi, nı vuran darbeci bezdirircesine zulüm etmişlerdir. Enin- yasakçı darbeci zihniyetin köklerini ka- zihniyet ise mil- de sonunda bir şekilde yok olmaya, yer- zıyacak son hamle gerçekleşemedi. li iradenin sesi lerine daha müreffeh, daha aydınlık yö- ile son demlerini netim ve yöneticiler bırakmaya mahkûm Bu son hamle darbeci zihniyet gi- yaşamakta olup olmuşlardır. bi zorlama değil milli iradenin adil yan- nihayet bulması sıması olacaktır. Bu girişim demokratik için son hamle- Kendilerini putlaştıran, halkının kar- bir anayasayı hayata geçirmektir. Yoksa yi beklemektedir. şısına geçip bana secde edin diye hay- demokrasimizin içine yuvalanmış kara Maalesef henüz kıran Orta doğunun Firavunları, Nem- delikler faaliyete geçmeye her an hazır vesayetçi, yasakçı rutları ve Ebu Cehilleri toprağın kara beklemektedirler. darbeci zihniye- bağrında yok olup gitmişlerdir. Hak yo- tin köklerini kazı- lun yolcuları muzaffer olmuşlardır. Yeni Anayasaya start verilmesi ile yacak son hamle Meclis, Sivil Toplum Kuruluşları, aka- gerçekleşemedi. Aynı şekilde batı dünyasının kendile- demisyenler ve siyasi partiler anayasa rini Tanrı ilan eden haşmetli Roma kral- taslaklarını hazırlayıp komisyona ilet- ları da halkın karşı duruşu ile yok olup meye başladılar bile. gitmişlerdi. Hazırlanan bu taslakları takip edip Ülkemizin son 50 yılına damgasını incelediğinizde vesayetin baskısını he- vuran darbeci zihniyet ise milli iradenin nüz kıramadıkları anlaşılıyor.

MAKALE Yeni Anayasaya Henüz cesaretli, demokratik öngörü- edindi, derin yapılanmalarda tutunabil- start verilmesi ile lü anayasa taslakları ortaya çıkabilmiş di. Meclis, Sivil Top- değildir. Cılız demokrasi talepleri vesa- yet zincirinin kırılmasına yetmez. Bunun izlerinin kanunlarda görebil- lum Kuruluşları, mek mümkündür. akademisyenler Daha liberal, daha özgür, daha me- ve siyasi partiler deni taleplerimizi iletebilmeliyiz. Kanunlarda vesayete imkân veren anayasa taslakla- maddelerin bulunması, bu maddele- rını hazırlayıp ko- Fezada kara deliklerin yıldızları yut- ri fırsat bilerek yapılan menfi kadrolaş- misyona iletmeye ması gibi, ülkemizin kara delikleri olan malar ve bozuk, düzensiz siyasi hayat başladılar bile. darbeler de kendi öz evlatlarını yuttu. bu yapıların olgunlaşıp kuvvetlenmesi- Hazırlanan bu tas- ne ve kendi evlatlarını yemesine fırsat lakları takip edip Başka kara delikler de var maalesef vermiştir. incelediğinizde ve her biri ile teker teker yüzleşeceğiz. vesayetin baskısı- Yüzleşmek zorundayız. Lafı dolandırmaya gerek yoktur. nı henüz kırama- 1960 darbesinde asılan Başbakan’dan dıkları anlaşılıyor. Ancak en büyük kara delik darbeci başlayıp 28 Şubat sürecinde meslekle- zihniyet olup çaresi önümüze gelmeye rinden yaka paça atılan binlerce subay, yakın iken es geçemeyiz. Darbe zihni- astsubay, öğretim üyeleri, hâkimler, yeti ile olan hesabımızı bir şekilde kapa- savcılar, öğretmenler ve daha binlerce- tıp yolumuza devam etmeliyiz. si bu davamızı ispat etmeye yeter. Bu zihniyet önümüzde durdukça sı- Yeni hazırlanacak anayasada vesa- kıntılar asla bitmeyecektir. yete imkân verecek maddelerin kökü kazınmalı, en küçük bir imaya bile yer Kendi halkına düşman bir zihniyet, verilemelidir. Tüm kurumlar kendi mec- kendi halkını fişleyen, gereğinde yok rasında gitmek üzere yolunu bulmalıdır. edilmesi fetvası veren bir zihniyet na- sıl oldu da toplumumuzda kendine yer 24 ASDER | ocak 2012

Evrensel Ölçütte Bir Anayasa Ersan ERGÜR Şimdilerde başta iktidar olmak üzere Bu Anayasadaki en büyük farkın ya- Demokratik hak- mecliste grubu olan tüm siyasi partile- sakçı, kısıtlayıcı ve halkından korkan kımı kullanaca- rin, sivil toplum kuruluşlarının hatta her bir rejim anlayışından uzak olması an- ğım diye bir birlik- bir vatandaşın dilinden düşmez oldu si- cak onu sivil bir Anayasa görünümüne te farklı hedeflere vil bir Anayasa… sokabilir. yönelen birlik ko- mutanları olabi- Aslına bakarsanız 1924 ten beri TC Düşünün askeri bir birliğe tek tip üni- lir mi? Makul ve Anayasası hep askerlerce hazırlanmış forma giydirirsiniz. Verdiğiniz emrin uy- mantıklı mı? bir anayasadır. Başta İnkılâp Kanunla- gulanması ve yorumlanmaması gerekli- rı olmak üzere değiştirilemez kanunlar, dir. Çünkü başarı ancak emrin harfiyen cumhuriyetin temel nitelikleri gibi kav- uygulanması ile mümkündür. Sıklet ramlar en başından beri askerler tara- merkezi bir olursa vurucu gücünüz et- fından konulmuştu. ki gösterir. Daha sonraları yine askerlerce yapıl- Demokratik hakkımı kullanacağım dıkları dönemlerde küçük ifade değişik- diye bir birlikte farklı hedeflere yönelen likleri ile aynen devam ettirilmiştir. birlik komutanları olabilir mi? Makul ve mantıklı mı? Bu Anayasanın askeri vesayetten kurtulmasının yegâne çaresi sivil otori- İşte bu bakış açısı ile hazırlanmış ya teler tarafından hazırlanmış olması de- da hazırlatılmış önceki Anayasalar. Bir ğildir. Zaten 1982 Anayasası da sivil şapka kanunu çıkarılmış ve çıkarıldık- otoritelerce hazırlanmadı mı? tan iki yıl önce yazılan bir kitap nedeni ocak 2012 | ASDER 25

MAKALE Dini inançları ge- ile idam edilmiş İskilipli Atıf Hoca Efen- reğidir bu hak ve özgürlükler. Eğitim reği nikâh kıymak di. hakkı, sağlık hakkı, seçme ve seçilme artık suç olmama- hakkı, ana dilde eğitim hakkı, düşünce Herkese şapka giydirilmesi murat kanaat ve ifade özgürlüğü, basın özgür- lı. Siz devlet ola- edilmiş. Millet askeri bir birlik gibi gö- lüğü, din ve vicdan özgürlüğü... Bu liste- rak kural koyar- rülmüş hep. Ama uygulamada şapka yi uzatmak mümkün. sınız. İnsanlar o giyen kimse yok. Şapkanın giymesini kurallara uyarlar. sağlamaktan sorumlu yürütme de, giyil- Bunlar zaten darbe Anayasası de- mediği takdirde cezalandırmaktan so- nen eski Anayasada da mevcut. Kuv- Ama kalkıp da rumlu yargı da giymez olmuş şapkayı. vetle muhtemel daha da geliştirilerek dini vecibelerin yeni Anayasaya da konulacaktır. gereği nikâh kıya- Ama bakıyorsunuz şapka değişti- mazsın diyemez- rilmesi teklif edilemeyecek inkılâp ka- Fakat önemli olan başlıkları ile değil siniz. O zaman bu nunları arasında. Bir de bakıyorsunuz uygulayıcıların yorumuna meydan bı- laiklik değil kana- Tevhit-i Tedrisat Kanunu. Eğitimde bir- rakmayacak genişlik ve özgürlükte bir atimce dinsizlik lik hedeflenmiş. Devlet her şeyi kont- açıklıkta olmasıdır. tarafına tarafgir- rol edecek ya... Millet potansiyel suçlu, lik olur ki bu da kontrol edilmeli her daim. Vatandaşın devletten, devletin va- hukuk devleti an- tandaşından korkmadığı, dini ve kültürel layışına terstir. Ama bakıyorsunuz o da uygulama- anlayışının gerektirdiği her türlü eğitimi da yok. Yok, ama o da değiştirilemez ve öğretimi sınırsızca, zaman ve mekân inkılâp kanunları arasında. Daha bunun kısıtlaması olmadan, din ve mezhep ay- gibi bu örnekleri uzatmak mümkün. rımcılığına gidilmeden aldığı evrensel boyutta bir Anayasa olmasıdır. Biraz da temel hak ve özgürlüklere bakalım. Sosyal hukuk devletinin ge- Bilgi çağı ile artık sınırlar kalkmış ve 26 ASDER | ocak 2012

gizlilik kalmamıştır. Kişiler ve devlet- Dini inançları gereği nikâh kıymak ler oturdukları yerlerden kilometreler- artık suç olmamalı. Siz devlet olarak ku- ce uzaktan bir tuşla evinizin içini kontrol ral koyarsınız. İnsanlar o kurallara uyar- eder olmuşlardır.İstihbarat artık kalma- lar. Ama kalkıp da dini vecibelerin ge- mıştır. Gizlilik kesinlikle kalkmış, aşikâr reği nikâh kıyamazsın diyemezsiniz. O olmuştur. Dünya kesinlikle evrensel zaman bu laiklik değil kanaatimce din- normlara yönelmişken siz asrın gerisin- sizlik tarafına tarafgirlik olur ki bu da hu- de bir Anayasa yaparak halkınızı kont- kuk devleti anlayışına terstir. rol edemezsiniz. Eğitim hakkı kesinlikle kısıtlanma- Artık kitleler bir tuşla meydanlara dö- malı. İnsanlar din, dil, ırk, mezhep ihti- külmektedirler. Kafalar, kısıtlayıcı norm- yaçlarının gerektirdiği eğitimleri istedik- lara yorulacağına, halkın gelişimine, leri zaman ve mekânda alabilmeli ve yasakçı zihniyetin kaldırılmasına yön- kendi aile fertlerine de verebilmelidirler. lendirilmelidir. Laiklik vurgusu Anaya- sadan kaldırılmalıdır. Devletin organları Buradan Anayasa hazırlamaya yet- zaten birbirinden ayrılmış durumda. Ka- kili TBMM’ne bir vatandaş olarak ses- nunlar daha açık ve net olarak ortaya lenmeyi bir borç biliyorum. konulmalı. Artık halkından ürken çekinen değil, Değiştirilemez denilen ve bugün fii- onu kucaklayan, ona güvenen ve onun- len uygulaması kalkan İnkılâp Kanunla- la yükselmeyi hedefleyen bir Anayasa- rı Anayasadan çıkartılmalı. yı hedefleyin. Varsa geçmiş korkularını- zı atın. Halkı ile barışık gerçek anlamda Din ve vicdan özgürlüğü yeniden ve sivil bir Anayasa ile halkınızın karşısına açıkça düzenlenmeli. Kişilerin din, mez- çıkarak tam güvenoyu alın. hep, ırk ve kültürel yapılarına müdahale eden yasaklar kaldırılmalı. Herkes inan- Unutmayınız ki; bu millet kanı ve ca- cı gereği istediği gibi giyinmeli ve istedi- nı pahasına koruduğu ve teslim etmedi- ği tarz da ve istediği yerde ibadet ede- ği bu vatana asla ihanet etmez. bilmeli. Sağlıcakla kalın sevgili dostlar… 11.12.2011 ocak 2012 | ASDER 27

6191 Sayılı Kanun ve Kararname Mağdurları Mehmet Yavuz AY ASDER heyeti 12 Eylül 2010’da yapılan Anaya- Derneği’nin yaptığı girişimler sonucu, Başbakanla olan sa Değişikliği Referandumu, Türkiye Askerî Vesayet Sistemi mağdurlarının için tarihî bir dönüm noktası olmuştur. haklarını iade edecek bir yasa çalışma- görüşmelerin- Referandumla ordu ve yargıdaki çe- sı ile 6191 sayılı yasa çıkarılmıştır. 6191 de sadece kendi teleşmenin önünü açan anayasa hü- sayılı yasanın çıkmasında bizzat önem- üyelerinin değil, kümleri değiştirildi. Yeni durumun ge- li katkıları olan Başbakan Recep Tayyip bütün darbe mağ- rektirdiği uyum yasaları çıkarılmaya Erdoğan’a binlerce mağdur adına te- başlandı. Anayasa’nın 125. maddesinin şekkür ediyorum. durlarının hak- yargı denetimine açılması; askerî dar- larının iadesini belerin, darbeci zihniyetin, militarizmin, ASDER heyeti Başbakanla olan gö- istemiştir. Hükü- “devlet benim” mantığının geçmiş yıllar- rüşmelerinde sadece kendi üyelerinin mete verilen yasa da açtığı yaraları sağaltması teknik ola- değil, bütün darbe mağdurlarının hakla- taslağında yargı rak mümkün değildi. 1984 yılından bu rının iadesini istemiştir. Hükümete veri- kararı olmaksızın yana engizisyon mahkemeleri gibi çalı- len yasa taslağında yargı kararı olmak- yapılan idari tasfi- şan Yüksek Askeri Şura (YAŞ), binler- sızın yapılan idari tasfiyelerin (sicil yolu yelerin (sicil yolu ce subay/astsubayın ordudan atılması- ile re’sen emeklilik) de kapsam dâhilinde ile re’sen emek- na karar vermişti. 60 ıncı dönem AKP olmasını belirtmiştir. 6191 sayılı kanun lilik) de kapsam Hükümeti nezdinde Adaleti Savunanlar ile darbe mağdurlarının gasp edilen dâhilinde olması- hakları iade edilirken, birçok verilmesi nı belirtmiştir. 28 ASDER | ocak 2012

gereken hakları maalesef verilmemiştir. siplinsizlik sebep gösterilerek TSK’dan M. Erkılıç, yaşı Geriye dönük maaşların verilmemesi, ilişiği kesilmiştir, Milli Savunma Baka- ve ordudan ilişiği OYAK aidatlarının yatırılmaması, astsu- nı onaylı kararname ile savunma hak- kesilmiş olması bayların birinci derece hakları, emsal- kı bile verilmeden… Diğer kararname nedeniyle iş bula- lerin rütbesine uygun kimlik kartlarının mağdurları gibi hakkını aramak için mü- mıyor. Emekli san- verilmemesi, yasanın önemli eksikleri racaatta bulunmak istediğinde, kendisi- dığı keseneklerini olarak sayılabilir. ne zamanını ve parasını boşa harcama- çekip yatıramadı- masını, “Herhangi bir sonuç alamazsın” ğı, emeklilik sü- Bunlardan daha önemli olan, içimi- gibi görüş bildirilmiştir. O dönem, kamu- resini doldurama- zi burkan, adalet duygumuzu zedele- oyunun çok iyi bildiği gibi TSK’nın devlet dığı için emekli yen hususlara dikkat çekmek istiyorum: içinde devlet olduğu yıllardı. de olamıyor. Zorlu 6191 sayılı kanunun kapsamı dışın- sürece dayanacak da oldukları için başvuruları reddedi- M. Erkılıç, yaşı ve ordudan ilişiği ke- maddi ve manevi len askerî öğrenciler, yargıya açık iş- silmiş olması nedeniyle iş bulamıyor. gücünün kalmadı- lemle ilişiği kesilen subay/astsubaylar… Emekli sandığı keseneklerini çekip ya- ğını ifade ediyor. Gerek 6191 sayılı kanunun eksiklerinin tıramadığı, emeklilik süresini doldura- giderilmesi, gerekse askerî öğrenci ve madığı için emekli de olamıyor. Zor- yargıya açık kararname mağdurlarının lu sürece dayanacak maddi ve manevi haklarının iadesi ASDER olarak bizim gücünün kalmadığını ifade ediyor. 6191 temel hedeflerimizdendir. sayılı kanun ile yeşeren umutlarının he- ba olması, mide rahatsızlığına ve şeker İşte o kararname mağdurlarından bi- hastalığına yakalanmasına neden ol- ri : Hv.Per.Bşçvş. M.Erkılıç… 1981 yı- muş… lında Hv.K.K.lığında Per. ve İd.İşl. Astb. olarak göreve başlamıştır. Değişik bir- Yeni çıkarılacak bir yasaya tüm mağ- liklerde yıllarca başarı ile görevini yeri- durların şiddetle ihtiyacı var. Askeri öğ- ne getirmiştir. Yüksek sicil ortalamaları renciler, yargıya açık kararname mağ- ile herhangi bir ceza almadan ve rütbe durları, muvazzaf uzman çavuşlar, kaybetmeden 1994 yılına kadar gelmiş- istifaya/emekliliğe zorlananlar… tir. 15 inci Füze Üs K.lığında görevini ya- parken, ilgili kanunların sicil amirlerine Adaletin olmadığı yerde zulüm ve verdiği olağanüstü yetkiler sonucu, di- gözyaşından başka ne olabilir ki? 10.12.2011 ocak 2012 | ASDER 29

MAKALE Güçlü ve Profesyonel Bir Orduyu Kim İstemiyor? Vehbi Kara Öncelikle bedelli Bedelli askerlik ile ilgili yasa tasarısı askerlikten ancak bir yedek subay ka- askerlik yasası bir meclisten geçerek kısa bir zamanda ka- dar anlıyor ve ona göre hareket ediyor. nunlaşarak yürürlüğe girdi. Hükümetin Allah akıl ve izan nasip etsin ne diye- çözüm değildir. önerdiği 30 yaş ve 30 milyon sınırı bir- yim… Günü kurtarmak çok kişi tarafından çok yüksek bulunup adına her yedi yıl- indirilmesi talep edilmişti fakat aynen Öncelikle bedelli askerlik yasası bir da bir yapılmış ve kanunlaştı. Bence de yaş sınırı ve meb- çözüm değildir. Günü kurtarmak adı- sorunu küçültmek lağ çok yüksekti, makul bir seviyeye dü- na her yedi yılda bir yapılmış ve soru- şürülmesi gerekirdi. Neyse hayırlı olsun nu küçültmek yerine daha da azdırmış yerine daha da diyelim fakat asıl sorun; bu kanun ile or- bir çalışmadır. 1987’de 40 yaş ve üzeri, azdırmış bir çalış- taya çıkacak olan zengin ile fakir vatan- 1992’de 28 ve 1999’da da 27 yaşın üze- daş arasındaki adaletsiz uygulamada. rindekilere uygulandı da ne oldu. Yeni madır. bir yasa beklentisine giren birçok erkek Vicdani red konusu ise tamamen vatandaş, bakaya suçu işleyerek “ka- göz ardı edilmiş durumda. Eğer gerek- çak asker” durumuna düştü. Şimdi ola- li kanun değişiklikleri yapılmaz ise Av- cak olan da odur. Beş altı yıl sonra aynı rupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları problemle tekrar karşılaşacağız, aksini Mahkemesi ile ters düşeceğiz. Bu konu- söyleyen varsa beri gelsin. da hükümetin hiçbir çalışması olmadığı bizzat hükümet sözcüleri tarafından ifa- Şimdi problemin kaynağına gidelim de edildi. ve öncelikle “ülkemizdeki problem ne- dir?” ona bakalım. Zira hastalığın teşhi- Hükümetimiz maalesef gerekli cid- si tedavinin yarısıdır. diyetten uzak ve kamuoyundan gelen tepkileri göz ardı eden bir yaklaşım tar- Evet, asıl sorun “mükellef askerlik” zı içinde. Adeta askeri bürokrasinin dü- adı verilen askerliğin mecburi olması- men suyuna girmiş. Generaller ne der- dır. Modern ve güçlü orduların “profes- se onu yapıyor. Milli Savunma Bakanı, yonel” olduğu bir dönemde hala “soğuk savaş” hatta kelle sayısının önemli ol- 30 ASDER | ocak 2012

duğu “cephe savaşları” stratejisi, tam ne biçim bir kazadır. Yarı aktif homing Profesyonel as- anlamıyla gericiliktir, aymazlıktır. güdümlü mermi ile kaza olduğu nere- kerlik sistemi- de görülmüş. Sigarayı mı yakıyorsun be ne halen görev- Askerlik sistemi gönüllülük üzerine adam, bunun adına bal gibi “gözdağı” de olan ve emekli ve profesyonel olduğu takdirde ne” vic- vermek” denir. Ayağını denk al, benim olmuş generalle- dani red” problemi kalır ne de şimdi ya- verdiğim silahları kabul et, yoksa yaka- rin karşı çıktığını şadığımız gibi “bedelli askerlik” sorunu. rım, demektir. gayet iyi biliyo- Devletimiz, adam gibi devlet olur. Her- ruz. Sayısı 360’ın kes işini bilir, asker askerliğini, siyaset- Bu vahşice yapılan saldırının hemen üzerinde olan çi siyasetini yapar. Zira şimdi “kimin eli öncesinde silah alımı için giden Türk generallerin yeni kimin cebinde” bilmiyoruz. Asker mi si- heyeti “Knox” sınıfı fırkateynleri almak düzenleme ile ya- yasetçileri yönlendiriyor yoksa siyasetçi istememiş dizel gücü ile çalışan “Perry” rısının tenkisata mi askeri yönlendiriyor, belli değil. sınıfı savaş gemilerini almak istemiş- uğrayacağı da bi- ti. Çünkü stim yani buhar gücü ile tah- linen bir gerçek. Profesyonel askerlik sistemine ha- rik edilen bu gemiler çok masraflı, ça- len görevde olan ve emekli olmuş gene- ğın gerisinde kalmış kol gücü ile çalışan rallerin karşı çıktığını gayet iyi biliyoruz. hurdalardı. 25-30 Askerin çalıştırdığı ci- Sayısı 360’ın üzerinde olan generalle- hazları ancak 300 kişi ile kullanabiliyor- rin yeni düzenleme ile yarısının tenkisa- dunuz. ta uğrayacağı da bilinen bir gerçek. Or- dunun küçülmesi ile birlikte “birçok özel Ne de olsa bizde insan çok. Profes- avantajlarından mahrum kalırım” endi- yonellikmiş, sen dur bakalım, neyine la- şesini de anlayabiliyoruz. Peki, profes- zım. Güçlü orduymuş, sana ne, onu ben yonelleşmeye karşı çıkan sadece “men- düşüneyim, diyen ABD, bu saldırıdan faat ve çıkarlarım zarara uğrayacak” sonra 9 adet “Knox” sınıfını güle oyna- diye düşünen bu küçük azınlık mıdır? ya bize verdi, iyi mi! Hala bunları kulla- nıyoruz. Hayır, değildir. Asıl büyük endişeyi Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük silah Hâlbuki dünyanın en iyi savaş gemi- tedarikçisi olan ABD yaşıyor. Zira hur- lerini yapacak tersanelerimiz var. Hat- daya çıkardığı, kendi ordusunda kulla- ta “Meko” sınıfı fırkateynlerimiz başta namadığı binlerce silahı ve yedek par- ABD’liler olmak üzere herkesin gıpta ile çayı çöpe atmak zorunda kalacak. Hazır baktığı modern gemiler. Bunlarla dona- böylesine enayi insanları bulmuşken fır- tılmış güçlü ve profesyonel bir ordu, bi- satı kaçırır mı? Elbette her yıl ülkesine zim için elbette iyidir de, başkaları için davet ettiği sivil ve askeri uzmancıkla- endişe kaynağıdır. Bunu bilmeyecek ne rı, biraz yedirip semirterek, allayıp pul- var? Şimdi “nereden çıktı profesyonel layıp gösterdiği hurda silahları almaları ordu, ne güzel geçinip gidiyorduk” di- için ikna edecek. yenleri anlamamak için eşşek olmak la- zım. Eğer bu iddiaları aşırı buluyor iseniz lütfen hafızalarınızı yoklayın. Bundan Evet, sevgili okurlar, denizci oldu- 20 yıl önce ne oldu düşünün birazcık, ğum, 15 yıl bahriyemizde görev yaptı- ne olur. ğım ve Muavenet faciasını bildiğim için bu satırları yazıyorum. Kara ve hava ABD, Türk askeri heyeti hurda gemi- kuvvetlerinde de durumumuzun farklı leri almadığı için gözdağı verdi, ne ça- olduğunu düşünmüyorum. İnşallah bu buk unuttunuz. Saratoga uçak gemisi satırlar vicdan sahibi, aklı başında as- TCG Muavenet’i göz göre göre vurma- ker ve siyasetçilerimizi uyandırır. Gir- dı mı? diğimiz yol çıkmaz sokaktır. Âlem oto- banda son sürat yol alırken bizi yolda Efendim kaza oldu. bırakanlar ne büyük bir yanlışa imza at- tıklarını anlamalarını Yüce Rabbimden Siz onu benim külahıma anlatın. Ay- niyaz ederim, vesselam… nı silahı yıllarca kullanan adamım yahu. Sea Sparrow güdümlü mermisi ile kaza yapmak hem de 2 tane füze ateşlemek, ocak 2012 | ASDER 31

MAKALE Fıtratım Öyle Komutanım! Halit BAĞDATLI - Em.J.Astsb.Kd.Bçvş. Alay komutanı- Gaziantep- Kilis- Kersantaş kara- cak; ne selamımı aldılar ve nede iltifatı- mız; ‘’bu kara- kolunda Karakol Komutanı olarak gö- ma karşılık verdiler. kol bana deği- revliyim. Alay Komutanım müteaddit şik geldi, sanki defa’lar farklı kişilerle bana haber gön- İşin başka bir tuhaf yönü ise; makam bir Kur’an kursu dererek ‘’o astsubaya söyleyin bıyıkla- odamda arama yapmışlar. Bavulumu havası estiriyor’’ rını kessin’’ diyormuş. Ben de bu habe- açmışlar, elbiselerimi indirmişler, yata- dedi. Ben de “ha- ri getirenlere şöyle diyordum. İç Hizmet ğımı ters çevirip altına bakmışlar. Tabi yırdır komutanım Kanunu, subay ve astsubaylara bıyık ne aradıklarını bilmiyorum. abes bir şey mi bırakma yetkisini vermiş ve hatta bıyı- gördünüz” dedim. ğın şeklini bile tarif etmiş. Şöyle ki; ‘’su- Alay komutanımız bana ‘’sen neden ‘’Evet, kapının ar- bay ve astsubaylar, ağız boyunu geç- bıyığını kesmiyorsun?’’ dedi. Ben de “İç kasında post asılı, memek, üstten almamak ve üst dudak Hizmet Kanunu bize bıyık bırakma yet- ranzanın başında kırmızısı görünmek şartıyla bıyıkları- kisini verdiğinden kesmiyorum” dedim. Kur’an asılı, çalış- nı tabi bir şekilde bırakabilir’’ deniliyor. ‘’Senin bıyığın kanuna aykırıdır. Çünkü ma masanın üze- Hiçbir amir kanuna aykırı emir veremez. sen üstten alıyorsun’’ dedi. Ben de üst- rinde eski yazılar, ten almıyorum deyince ‘’neden o zaman divit ve okka var. Alay Komutanım, benim bu söyle- bıyığın ince?’’ Dedi. Ben de “fıtratım öy- Bu ne biçim kara- diklerimi öğrenince çok fena kızmış. Ya- ledir” dedim. nına Tabur Komutanı Binbaşı ve Bölük kol ?‘’ dedi. Komutanı Yüzbaşıyı da alarak bir gün Alay komutanımız; ‘’bu karakol ba- sabah erken daha henüz güneş doğma- na değişik geldi, sanki bir Kur’an kursu dığı bir saatte karakoluma gelmişler. havası estiriyor’’ dedi. Ben de “hayırdır komutanım abes bir şey mi gördünüz” Ben de mıntıkamda herhangi bir ge- dedim. ‘’Evet, kapının arkasında post çiş olup olmadığını, mayınlı saha üze- asılı, ranzanın başında Kur’an asılı, ça- rinden kontrolümü yaparak henüz lışma masanın üzerinde eski yazılar, di- karakoluma dönmüş ve vukuatımın ol- vit ve okka var. Bu ne biçim karakol ?‘’ madığını bölük merkezine bildirmiştim. dedi. Ben de, “postun üzerinde namaz kılıyorum, Kur’an-ı Kerimi okuyorum, Karakolun tuvaleti 30-40 m.lik bir o eski dediğiniz yazıları da yazıyorum” mesafede idi. İz kontrolünden gelince dedim. ‘’Namaz postu ve Kur’an anla- tuvalete gitmiştim. Tuvalette iken bir as- şıldı. Ancak; o eski yazıları neden yazı- ker geldi. Alay Komutanı, Tabur Komu- yorsun? Onlar zaten yazılmış. Bir daha tanı ve Bölük Komutanının geldiklerini yeniden neden yazıyorsun?’’ dedi. Ben haber verdi. de “herkesin bir hobisi vardır. Kimi saz çalar, kimi resim yapar, kimi pul birikti- Tuvaletten çıkıp yanlarına gittim. rir. Ben de hüsnü hatta çalışıyorum” de- Selam verdim, hoş geldiniz dedim. An- dim. “Hayret! Senin gibi ilk defa böyle 32 ASDER | ocak 2012

bir astsubay görüyorum” dedi. “Peki, o tecrit ederim dedim.” “Şimdi serbestsin “ST-7-10-B birleş- eski yazılar neden bahsediyor ?” dedi. gel beni ara, ne desen yapacağım” de- tirilmiş Piyade Ta- Ben de “Kur’an tefsiridir” dedim. “Oku di. Tabur Komutanım ve Bölük Komu- limnamesini ver, bakalım ne yazmışsın?” dedi. En üstte- tanım oturmuş sessizce bizi izliyorlar- dinde iyisin bir de ki sayfayı aldım okuyacakken “dur” de- dı. Sağ elimde sanki tabancam varmış askeri konular- di. “Onu bırak, benim vereceğim yazıyı gibi elimi kaldırarak Alay Komutanıma da seni imtihan oku” dedi. Kalktı aradan bir sayfa çek- “geriye dön, ellerini duvara koy, arası- edeceğim” dedi. ti ve “al bunu oku” dedi. Başladım oku- nı aç, ayaklarını geriye çek ve arasını Ben de; “Komuta- maya. “Ey insan kat’iyyen bilki hilkatin aç” dedim. Aynısını yaptı. Ben, arka- nım biz onu aske- en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce ne- dan yaklaşarak sol ayağımı kendisinin ri okulda okuduk ticesi imanı billahdır.” Devam etmeme sağ ayağına içten çelme taktım. Be- ama şimdi unut- müsaade etmeden “dur” dedi ve yerine nim sağ ayağım geride ve sağ elimde muş olabilirim oturdu. “Bunları buradan kaldıracaksın, tabanca varmış rolü ile sol elimle kolla- deyince” “elinle git bağların içinde bir kulübe yap oraya rından aramaya başladım. Sırtına gel- ayağınla konuş- taşı” dedi. miştim ki “dur” dedi. “Neden bana çel- ma esas duruşu- me taktın?” diye sordu. Ben de, “suçlu nu muhafaza et” “ST-7-10-B Birleştirilmiş Piyade Ta- aniden döner, silahımı alamaya kalkar- dedi. limnamesini ver, dinde iyisin bir de as- sa sol ayağımla suçlunun sağ ayağını keri konularda seni imtihan edeceğim” geriye çekerek yüzükoyun düşürür etki- dedi. Ben de; “Komutanım biz onu as- siz hale getiririm” dedim. “Tamam, dur keri okulda okuduk ama şimdi unutmuş asıl püf noktası işte burası idi aferin” de- olabilirim deyince” “elinle ayağınla ko- yip oturdu. nuşma esas duruşunu muhafaza et” dedi. Sonra Talimnameyi kendisine ver- “Şimdi sana başka suallerim var, kı- dim. Sayfalarını çeviriyor, sormak için sa, öz ve doğru cevap vereceksin” dedi. bir konu bulmaya çalışırken Bediüzza- man Hazretlerinin şu sözü aklıma geldi 1 inci sual : “Bu, kökten dinciler; “Çocukluk yıllarımda cevizim kaybolsa Mustafa Kemal Atatürk’ü hiç sevmiyor- Gavs-ı Geylani Hazretlerine; Ya Şeyh! lar. Şimdi sana soruyorum. Seviyor mu- Sana Bir Fatiha, sen benim bu şeyi- sun sevmiyor musun? Uzatmadan bana mi buldur. Acaiptir ve yemin ediyorum iki kelime ile izah et” dedi. ki bin defa böyle Hazreti Şeyh himmet ve duasıyla imdadıma yetişmiş.’’(8 nci “ Mustafa Kemal Atatürk’ü iki keli- Lem’a 5 nci Vecih) meye sığdıramam” dedim. “Neden?” dedi. “Müsaadenizle arz edeyim” de- Ben de Gavs-ı Azamdan himmet dim. “Ben O’nun kurduğu askeri okul- istemek için Fatihayı Şerifeyi sessizce da okudum, onun üniformasını taşıyo- okumaya başladım. Alay Komutanım o rum, onun karakolunda çalışıyorum ve anda kafasını kaldırıp bana baktı. Du- onun kanunlarını icra ediyorum. Musta- daklarımın kıpırdadığını görünce “oku, fa Kemal Atatürk’ün şu memlekete yap- oku sen” dedi. Ben Fatihayı bitirdim tıkları hiç unutulur mu komutanım” de- ve Gavsı Azamın ruhuna hediye ettim. yince, “aferin böyle bir cevap vereceğini Alay Komutanım o anda bir askeri konu hiç tahmin etmemiştim” dedi. bulmuş ve bana sordu. Elhamdülillah onu bildim. “Bu Talimnameyi al, Jandar- 2 nci sual : “Ben Emirdağ’da İlçe ma Meslek kitabını ver “ dedi. Bu sefer Jandarma Komutanlığı yaptım. Benim onu verdim. Kitabı karıştırdı, bir yer aç- bölgeme Said-i Nursi’yi getirdiler. Onu tı okudu, kapattı ve ayağa kalktı. “Bu takip ettim. Topladığım istihbarı bilgileri sualin cevabını tatbiki yapacağız” de- üst makamlara arz ederdim. Şimdi so- di. “Ben suçluyum sen karakol komuta- ruyorum bu nasıl bir adam?” dedi. Ben nısın, beni yakaladın ne yaparsın?” de- de “Bir dalda söz sahibi olabilmek için di. Ben de” önce üzerini ararım. Silah, o dalın mütehassısı olmak lazımdır. Din bıçak, patlayıcı madde, vs. aletlerden âlimi kendi seviyesindeki başka bir din âlimine sorulur. Ben askerim. Askeri ko- nuları sorun arz edeyim. Ancak; şunu ocak 2012 | ASDER 33

MAKALE Bir birliğin muvaf- söyleyebilirim ki; bazı dindar yazarların siplinli, dürüst ve çalışkan ise de çok fakıyeti; astların kitaplarını okuduğumda bir kısmı Said- dindardır. Dikkat edin ne olur ne olmaz” üstlerine sami- i Nursi’ye yer vermişler. Ancak, kimse diye tembih etti. Sonra kalktılar arabaya mi saygı ve hür- kötüdür dememiş” dedim. “Bu cevap ilk bindiler. Selamlayarak uğurladım. met, üstlerinde sualin cevabı gibi pek net değil bu sua- astlarına samimi lin cevabı pek anlaşılmadı” dedi. Birkaç gün sonra Bölük Merkezi- sevgi şefkat ve ne vardığımda Bölük Komutanım ba- merhametleri ile 3 ncü sual : “Her aybaşı, levazım su- na “sen geçen gün bıyık için Alay Ko- mümkün olabilir. bayı size toplu erzak getiriyor. Sen o mutanım; senin bıyığın kanuna aykırıdır Hakiki disiplin o erzakların içerisinden katı yağları iade dediğinde, fıtratım öyledir, demiştin. zaman meydana ediyor yerine sıvı yağla değiştiriyormuş- Bu kelimeyi anlayamadık. Çocuğumun gelir ve temelle- sun, neden?” dedi? Ben de “katı yağ- sözlüklerini araştırdım yine bulamadım, ri sağlam bir ze- lar bize dokunuyor” dedim. “Nerenize fıtrat kelimesi ne demektir?” dedi. Ben mine oturtulmuş dokunuyor?” dedi. “Midemize dokunu- de “fıtratın manası hilkattir” dedim. “Bu olur. yor” dedim. “Yalnız sana mı yoksa as- ne demektir?” dedi. Ben de “fıtrat ve hil- kerlere de dokunuyor mu?” dedi. “Hem katin manası yaratılış, yani yaratılışım bana hem askerlere dokunuyor” dedim. öyledir demek istedim” dedim. “Benim yüzlerce karakolum var, bu ka- tı yağlar hiçbir karakol komutanına ve Karakolum, Suriye hududunda, ma- askerlere dokunmuyor, senin karakolu- yınlı sahanın hemen kenarında konuş- na topyekûn dokunuyor bu ne bicim iş?” landırılmış, beş kilometrelik bir sorumlu- dedi. “Bana inanmıyorsanız askerleri- luk alanım mevcuttur. Halkla irtibatımız me sorun. Bu katı yağla kızartma yaptı- kesik, şehre gitmemiz yasak. Karakol- ğımız zaman hepimizin midesi yanıyor” da yatıp kalkıyorum, yirmi civarında as- dedim. “Sen bunları geç, onun iç yüzü- kerim var. Karakol komutanının makam nü bile öğrendim. Sen askerleri topla- odası, hem yatakhane, hem misafirha- mışsın onlara, bu katı yağları yemeyin ne, hem yemekhane, hem ibadethane içinde domuz yağı var demişsin” dedi gibi çok amaçlı kullanıyorum. Güneş ve başka bir konuya geçti. batınca hudut boyuna çıkıyor, sabah olunca karakola dönüyoruz. Bilgimi, di- “Sen bu karakola tayin olmadan ön- siplinimi, çalışkanlığımı ve dürüstlüğü- ce, bu bölgede sık sık kaçakçılık olur- mü beğenen Alay Komutanım bu ah- du. Sen geldin kaçakçılık da kesildi. Bu val ve şartlar altında bize moral vermesi yüzden senden çok şüphelenmiştim. gerekirken, İç Hizmet Kanununun ver- Arkana pek çok haber elemanı yerleş- diği yetkiye dayanarak bırakmış oldu- tirdim. Hatta bunların içinde kaçakçılar ğum bir bıyığı bahane ederek moral bile vardı. Ancak; hepsinden aldığım bozucu tutum ve davranışlarda bulun- ortak raporda ‘biz bu karakol bölgesi- ması, “Kur’anı Kerim-Namaz postum ne girmeye cesaret edemiyoruz’ diyor- ve Kur’an Tefsirlerini buradan kaldır şu lar. Aferin bu da takdire şayandır. Bilgin bağların içine bir kulübe yaptır, oraya iyi, disiplinin iyi, dürüstlüğün iyi ancak, taşı”’ demesini siz okuyucularımın tak- ah! Şunlar olmasaydı” dedi. (Şunlar di- dir ve vicdanına havale ediyorum. ye seccadem, Kur’an-ı Kerimim, Kur’an tefsiri kitaplarım kastediliyordu.) Bir birliğin muvaffakıyeti; astların üst- lerine samimi saygı ve hürmet, üstle- Ben de, “Komutanım bendeki o me- rinde astlarına samimi sevgi şefkat ve ziyetler inancımdan ve imanımdan kay- merhametleri ile mümkün olabilir. Ha- naklanıyor” deyince, “hayır! İşte burada kiki disiplin o zaman meydana gelir ve yanılıyorsun. Çünkü ben de Müslüma- temelleri sağlam bir zemine oturtulmuş nım. Hem de iyi bir Müslümanım. İster- olur. sen şoförüme sor. Her mezarlıktan geç- tiğimde Fatiha okuyorum” dedi. Tabur Sözümü Bediüzzaman Hazretlerinin Komutanım ve Bölük Komutanıma hita- şu sözü ile noktalıyorum.’’Adalet, raiy- ben “bu arkadaş her ne kadar bilgili, di- yetin hukukunun muhafazasını ister. Ta hükumetin haysiyeti saltanatın haşmeti 34 ASDER | ocak 2012

6191 Sayılı Yasa İade-i İtibar mıdır? Hamza Eroğlu 2010 yılında yapılan referandumla 1. Ehemmiyet vermek. Hürmet, Kararın tebliğ Yüksek Askeri Şura ile keyfi, alınan ka- riâyet ve hatır saymak. Kulak asmak. edildiği günden rarlara millet dur demiş ve vatan evlatla- İbret alıp uyanık olmak. Birisini veya sö- sonra bölük ko- rının kıyımına engel olunmuştu. zünü makbul farz etmek. mutanlığını yap- tığım bölük gel- Sonrasında çıkarılan 6191 sayılı ya- 2. Taaccüp etmek. memek üzere sa ile YAŞ kararlarına iade-i itibar veril- emir aldığı halde, di diye ilan edildi. Elbette bu ülke için 3. Şeref, haysiyet. koşar adımlarla, iktidar için ve YAŞ kararları ile mazlum daha bir disip- konumuna düşmüş peygamber ordu- 4. Bir şeyin gerçek değil, kararlaştı- linle gelmişlerdi su askerler ve aileleri için beklide hayal rılan değeri. bana… edilemeyecek bir olaydı. 5. Ticarette söz veya imzaya olan iti- Elbette bu olayda emeği geçenle- mat. ri tebrik etmek ve kutlamak özellikle bu yasadan faydalanan bizlerin öncelikli İşte yukarıdan da anlaşılacağı üzere görevlerinden biridir. iade-i itibar; özellikle 3. maddede ol- Bu kararın ve uygulaması henüz gö- duğu üzere kaybedilen şeref ve haysi- rülemeyen sonuçlarının herkese hayır- yetin iade edilmesi anlamında kullanıl- lar getirmesini dilerim. maktadır. Ancak bu iade-i itibar meselesini Şimdi buradan yola çıkarak bu itibarı farklı bir açıdan ele almak istiyorum. tahlil edelim. Ben 1998 yılı Aralık ayında İtibar Osmanlıca Lügatte şu anlamlara TSK’den ilişiğim kesildikten sonra top- gelmektedir; lumda bir anda değer kazanarak kahra- man oldum. İnsanlar genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeği ile adeta beni görmeye gelir ve tebrik ederlerdi. ocak 2012 | ASDER 35

MAKALE Bir anda tüm kapılar insanlık namı- yor muyuz? na bana açılmış ve manevi bir maka- ma oturtuluvermiştim. Yani sıradan bir Bu yasa ile bizlere verilen iade-i iti- kul iken Bedir’de, Uhud’da, Tebük’te var bar değil, olsa olsa bir ikram nevinden olan ashaba verilen değerin günümüze özür dilemektir. Topluma değerlerini ya- yansıyan benzeri ile karşılaştım. şamasına imkân sunmaktır. Hatta günahlar içerisinde bocalarken Ve bu işlerin olabilmesinin olmaz- bir anda şuurlu ve cihad ruhlu bir Müslü- sa olmazı da bizlerin bir hikmet gereği man oluvermiştim adeta… meslekten çıkarılmasıdır. Allah bu va- zifeyi bizlere yaptırdı. Bu bir iade değil, Bir seyahat esnasında Ankara De- zaferdir. Zulmün belinin kırıldığı andır. deman otelde karşılaştığım Kor. Gene- Bu herkesin bir hesabı olduğu gibi Yü- ral A.Ş. beni ayakta ve masama gelerek ce Yaratıcının da hesabının olduğunun kucaklamıştı. Benden gördüğü saygı delilidir. neticesinde mutluluk ve belki de hüzün- le ayrılmıştı oradan. Bu Asr-ı Saadetin müjdecisidir. Kararın tebliğ edildiği günden sonra Umarım ki; gerçek itibar bize arşın bölük komutanlığını yaptığım bölük gel- gölgesinde verilecektir inşallah. İnşallah memek üzere emir aldığı halde, koşar hepimiz orada gölgelenecek hayırlarla adımlarla, daha bir disiplinle gelmişler- donanırız. Umarım nefsin ve şeytanın di bana… mağlubu olmayız. O artık sivil, komutan değil diyen bir- Umarım nefsine değil iradesine bağ- lik komutanına; hayır yanılıyorsunuz o lı, sabır ehlinden olmuşuzdur. benim için ebeden komutan olarak hay- kırmıştı C. Üsteğmen. Umarım küçülen dünyada büyüyen olabiliriz. Kıbrıs’ta ilk evladımız kız olarak dün- yaya geldiğinde Cennet annelerine na- Kalın sağlıcakla sevgili dostlarım… sıl komşu olacağı endişesi yerini umu- 11.12.2011 da bırakmıştı. Ümmetin gelecek nesline Bu yasa ile bizle- umut dolu hayırlı bir anne nasıl olmalı re verilen iade-i düşüncesini ve vazifesini ifa edecek bir itibar değil, olsa Meryem olmuştu adeta… olsa bir ikram ne- Yani aslında ben itibarımı kaybet- vinden özür dile- memiş, aslında Allaha doğru yürümekle mektir. Topluma şereflenmiş ve gerçek zenginliğe ulaş- mıştım. değerlerini ya- şamasına imkân Ben şerefimi yitirmemiş aksine şeref- lenmiştim. Asıl o zaman kul olarak itiba- sunmaktır. rım iade edilmişti. Hem de yüce yaratı- Ve bu işlerin ola- cım tarafından bizzat. bilmesinin olmaz- sa olmazı da biz- Dünya sevgisinden kopamayan, mesleğinin sonuna kadar hep tedbir- lerin bir hikmet ler ve endişeleriyle yaşayan, bir sonraki gereği meslekten nesile gerçek sünnetullahı öğretemeye- çıkarılmasıdır. Al- cek bir insan olmaktansa, cesur, atak, lah bu vazifeyi biz- şuurlu, topluma ve ümmete faydalı, ge- leceğin aydınlığına çalışan bir fert ola- lere yaptırdı. rak yaşama erdemine kavuşmadım mı, kavuşmadık mı? İşte bütün bunlara baktığımızda biz gerçek bir şerefle şereflendirilmiş olmu- 36 ASDER | ocak 2012

İlimler Ömer OKÇU İslamiyet ilimde ve teknikte ilerle- Biz havacılar uçak memizi emretmiştir. Fakat İslam ahla- yaparız, tamir İlimler Allah’ın yarattıklarını anla- kı şarttır. Çünkü kötülükler azaltıyorsa ederiz, kullanırız; tır. Mesela fizik, kimya maddeyi anla- o sistem medeniyettir. Kötülüklerin sa- bununla beraber tır. Maddeyi yaratan Allah’tır. Dinsiz ilim yısını artıran sistemler medeniyet değil- sineği ve dünyayı yoktur. Çünkü ilimlerin bütünü misalde dir. Müslümanlara bakarak konuşmak uçak gibi yaratan olduğu gibi Allah’ın yarattıklarını anla- hatalı olabilir. Herkesin hatası kendisi- Allah’a da iman tır. Fakat Natüristler ilmin yönünü sap- ne aittir. İyiliklerin bütünü İslamiyet’te- ederiz. Allah’ı tırıyorlar. Kur’an-ı Kerim ilim ve fenlerin dir. Kötülüklerin de bütünü İslamiyet’in görmüyoruz, di- doğru hedeflerini gösteriyor. Mesela Ar- dışındadır. yorlar. Yeryüzü bir şimet kanunu şöyle olmalıdır: Suları ya- fuardır. Bu fuarda- ratan Allah suların kaldırma kanununu İslamiyet teknolojiye o kadar önem ki sanat eserleri- koydu, Arşimet buldu. Gezegenleri ve verir ki peygamberlerin mucizeleri tek- nin bütünü Allah’a yıldızları yaratan Allah, bunlar arasında- nolojinin varacağı son noktaları göste- aittir. ki çekme ve itme kuvvetini koydu, Kep- rir. Mesela Nuh(as) öyle bir gemi yap- ler buldu. Astronomi kitaplarında bunla- tı ki tufanlara, fırtınalara karşı koydu, rın açıklaması vardır. batmadı. Süleyman(as) Belkıs’ın tahtını yanına getirmişti, bu mucize de televiz- Tabiat kanunlarının bütününü Allah yona işarettir. İdris(as) terziliği ümmeti- yaratmıştır, bilim adamları bulmuştur. ne gösterdi. Dolayısıyla dikiş makinele- Dolayısıyla Natürizm Allah inancını kal- ri, terzilik İdris (as)’ın sünnetine ittibadır. dırmak istiyor. Allah’a inanmayanlar sa- Davud (as) demiri hamur gibi yoğurdu, tanistler gibi şeytana inandılar. Budistler istikbalde medeniyetin esasında demir gibi Buda’nın heykeline taptılar. Natü- önemli rol oynayacaktır. Allah binler- ristler gibi tabiata taptılar. Tabiatın ger- ce sene evvel 20. asır medeniyetinin çek tarifi şudur: Tabiat bir kitaptır kâtip temellerini atmış, yerin altında petrolü olamaz. Tabiat sanat eseridir sanatkâr yaratmış. Petrol olmasaydı motor sa- olamaz. Tabiat yaratılmıştır yarata- nayi olmazdı. Kuzey kutbunda manye- maz. Her şeyi yaratan, yaşatan Allah’tır. tik alan koymuş. O manyetik alan olma- Allah’ı tarif eden ihlas suresidir. saydı, pusula olmazdı. Gemiler, uçaklar yol bulamazdı. Bugün en ileri teknoloji “De ki Allah birdir. Allah’tan başka computer, elektronik beyindir. Fakat in- ilah yoktur. Her şey Allah’a muhtaçtır san beyni elektronik beyni yaptığı için Allah hiçbir şeye muhtaç değildir. Allah insan beynindeki sanat computerden doğmamış, doğurmamıştır. Allah hiçbir üstündür. Medeniyet ne kadar ilerlerse şeye benzemez.” ilerlesin sinek kadar küçük, dünya ka- dar büyük uçak yapamaz. İhlas suresi Allah’ı böyle anlatırken Asr suresi de mü’minlerin ne yapacağı- Biz havacılar uçak yaparız, tamir nı anlatmaktadır: ederiz, kullanırız; bununla beraber sine- ği ve dünyayı uçak gibi yaratan Allah’a Asra yemin olsun ki, yani kat’i ola- da iman ederiz. Allah’ı görmüyoruz, di- rak bilin ki insan hüsrandadır, zararda- yorlar. Yeryüzü bir fuardır. Bu fuarda- dır. Ama iman edenler ve salih amel iş- ki sanat eserlerinin bütünü Allah’a ait- leyenler, sabredenler ve hakkı tavsiye tir. Mesela bardak varsa cam fabrikası edenler kurtuldu. Böylece Kur’an-ı Ke- da vardır. Kitap varsa kâğıt fabrikası ve rim neye nasıl inanacağımızı ve nasıl matbaa da vardır. Aynı şekilde yaratık- yaşayacağımızı bildiriyor. ların bütünü yaratanın varlığına şahit- Medeniyetin üç esası vardır: İlim, teknik ve İslam ahlakı. ocak 2012 | ASDER 37

MAKALE Allah kullarının tir. Ateistler hiçbir şeye inanmaz. Bunun ve ibadettir. Beynin gıdası İslamiyet’i kendisine inan- cezası, kendileri perişan olduğu gibi mil- anlamaktır. Eğer bu organlardan biri letlerini ve devletlerini perişan ederler. kendi gıdasını bulamazsa can sıkıntıları masını istiyor. Çünkü inançsızlar ipini kopartmış da- başlayacaktır. Soluğu psikiyatristler de Çünkü insanın na gibidir. Nereye gideceği, kime boy- alacaktır. olduğu yerde İs- nuz atacağı bilinmez. Anarşizm buna lamiyet olabilir, delildir. Bir mü’min karıncayı çiğneme- Din hayatın hayatı, İslamiyet’in oldu- meye dikkat ederken anarşistler insan ğu yerde de insa- öldürüyor. İnançsızlığın acı meyvesi bu- hem nuru hem esası niyet olur. Allah dur. Her geçen gün boşanmaların sa- peygamber gön- yısı artıyor. Hastalıkların çeşidi çoğa- İhya-yı dinle olur, bu milletin ihyası dermeseydi dünya lıyor. Amansız hastalıklar hastanelere hayvanat bahçesi meydan okuyor. Çünkü Allah kullarının Allah için işleyiniz, Allah için görü- olurdu. Çünkü göz kendisine inanmasını istiyor. Çünkü in- şünüz, Allah için çalışınız, O’nun rıza- veren Allah okuya- sanın olduğu yerde İslamiyet olabilir, sı dâhilinde hareket ediniz. Helal dai- cağımız Kur’an’ı İslamiyet’in olduğu yerde de insaniyet re keyfe kâfidir, harama girmeye gerek göndermiş. Kulak olur. Allah peygamber göndermeseydi yoktur. Eğer dindarların sayısı artarsa veren Allah dinle- dünya hayvanat bahçesi olurdu. Çünkü onlar her türlü haramdan kaçınacaklar, yeceğimiz âlimleri göz veren Allah okuyacağımız Kur’an’ı böylece kokteyl partileri, plajlar, tekel göndermiş. Kulak veren Allah dinleye- bakanlığı olmayacak. Bu hal bir kısım göndermiş. ceğimiz âlimleri göndermiş. Eğer insan insanların işine gelmiyor. manevi organlarını aç bırakırsa sıkıntı- lara düşecektir ve düşmüştür. Mesela Dolayısıyla bugün helallerle haram- aklın gıdası ilimdir. Kalbin gıdası iman ların mücadelesi var. 38 ASDER | ocak 2012

İslâm Dünyası Nereye Gidiyor? Mehmet Yavuz AY Yükselen Batı Dünyası teknolo- Tarih, yükselen ve sönen medeniyet- sında rahatlıkla ayırt edilebilir. jik üstünlüğüyle lerin hikâyeleri ile doludur. Zaferler ve İslam Dünyası’nın mağlubiyetler artarda gelir. Allah, gün- İslam Dünyası inişli çıkışlı serenca- üzerine abandı. leri toplumlar arasında döndürür durur. mı ile tarihte yol alırken Batı Dünyası Batı medeniye- Hiçbir toplum, devlet, ideoloji ya da me- 1530’lu yıllarda moderniteye adım atı- tinin edebiyat, deniyet tarihin bütününe vaziyet ede- yordu. 1798’de Mısır’ın Fransa tara- sanat, bilim ve mez. Ölümlü insan gibi devlet ve mede- fından işgal edilişi Osmanlı ve İslam düşünce insanla- niyetlerin de eceli vardır. İnsan tekinin dünyasının gerileme sürecine girdiği- rının ortaya koy- kendi ömrü içinde göremeyeceği sonlu- ni gösteriyordu. Haçlı seferleri sırasın- duğu çalışmalar luk duygusu, zamanın uzun kolları ara- da İslâm Dünyasının medeniyet unsur- din dışı aklı kutsa- yan bir tasavvura hayat verdi. Sekü- ler aklın zihin ha- ritası, Müslüman aklın zihin kodla- rını altüst etti . ocak 2012 | ASDER 39

MAKALE Tarihte eşi görül- larını Batı’ya taşıyan, Osmanlı birikimi sa serbest piyasa ekonomisinin ege- memiş biçimde ve Endülüs üniversitelerinden bilgi/tek- menliği için savaşlar çıkarılıyor. Dünyayı bütün dünya de- noloji transfer eden Batı Dünyası, Rö- devletler değil küresel ekonomik güçler mokrasi ile yö- nesansla kendini yeniden inşa sürecini yönetiyor. Tarihte insanın bu denli aşa- netilmek istiyor. başlatıyordu. ğılandığı, sadece tüketen/tüketmesi ge- reken bir canlı olarak görüldüğü başka Demokrasi, büyük Yükselen Batı Dünyası teknolojik bir dönem var mıdır? Değerler dünyası- oranda seçme üstünlüğüyle İslam Dünyası’nın üzeri- nı temsil etmesi gereken Müslümanlar ne abandı. Batı medeniyetinin edebi- görevlerinin farkında değiller. ve seçilme hakkı yat, sanat, bilim ve düşünce insanları- olarak algılanı- nın ortaya koyduğu çalışmalar din dışı Demokrasi ve ulus devlet sonrası yor. Demokrasi- aklı kutsayan bir tasavvura hayat verdi. sürece yürüyen Batı Dünyası ekonomik Seküler aklın zihin haritası, Müslüman buhranlarla kendine güvenini yitirmeye nin beşiği denilen aklın zihin kodlarını altüst etti . Batı me- başlarken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika İngiltere’den tutu- deniyetinin kelime ve kavramları Müslü- İslam coğrafyalarındaki halk hareketle- man birey ve toplumların üzerine püs- ri sözcüleri Batı’nın ideolojik artıklarına nuz, Batı Avrupa kürmeye başladı. İslam Dünyası’nda talip olduklarını ilân ediyorlar. Baskıya, ve Amerika’nın ciddi anlamda kimlik buhranı baş gös- zulme, diktatörlüğe karşı silkinmek, bi- terdi. linci ayaklandırmak kendi kelimelerimiz, dünyaya ne verdi- kavramlarımız, değerlerimiz üzerine in- ğini kimse düşün- 19. yüzyıldan günümüze Batı’nın şa edildiğinde anlamlı olacaktır. Özgür- tüm dünyaya dayattığı modern ulus lüğümüz, emperyalist güçlerin kanatları müyor. devlet; demokrasi, insan hakları, ser- altında hayat bulabilir mi? best piyasa ekonomisi üçayağı üze- rinde yükseldi. Tarihte eşi görülme- Yeni bir sömürge dönemi başlıyor… miş biçimde bütün dünya demokrasi ile yönetilmek istiyor. Demokrasi, büyük Halklarımıza sahip çıkmak, halkları- oranda seçme ve seçilme hakkı olarak mızın vicdanının sesi olmak zorundayız. algılanıyor. Demokrasinin beşiği deni- Hakkın sesine yabancılaşmış kitlele- len İngiltere’den tutunuz, Batı Avrupa ri uyandırmak en büyük görevimiz. Ba- ve Amerika’nın dünyaya ne verdiğini şımıza musallat ettikleri diktatörleri te- kimse düşünmüyor. Demokratik emper- davülden kaldırıyorlar. Bünyesine virüs yalist devletlerin ve onların seküler, pa- salınmış kitlelere demokrasi rüzgârları gan, materyalist medeniyetinin dünyaya estirmeleri boşuna değil.”Siz kendi ken- söyleyecek bir sözü var mı? Teknolojik dinizi yönetemezsiniz. Sizin değerleri- üstünlükleri; sosyal, siyasal, kültürel ve nizle insan-toplum-devlet yönetilemez. ahlakî anlamda yaşadıkları kaosun üze- Alın demokrasiyi kurtulun. Meşruiyetiniz rini örtüyor. İslam dünyasının çocukları, buradan geçiyor” diyorlar. Dünden daha teknolojik ve askeri üstünlüğün gözleri- sinsi, çok zehirli bir operasyonun haya- ni kamaştıran illüzyonu ile akıl körlüğü ta geçirildiğine şahit oluyoruz. yaşıyorlar… Demokrasi ve insan hakla- rı söyleminin emperyal amaçlara hizmet Batı’nın iddia ettiği “Tarihin sonu” de- ettiğini görmek istemiyorlar. Serbest pi- ğilse de fani bir hayatın gelip bize daya- yasa ekonomisini sorgulamıyorlar. Oy- tacağı büyük hesaplaşmaya hazırlan- mamız gerekiyor. Sahte gerçekliklerin 40 ASDER | ocak 2012

Başbakan’a Mektup... Esat ATACAN Sayın Başbakanım; Orduya ayak atar atmaz gördüğüm Sayın Başbaka- ilk şey GENERAL SALTANATI idi.(gerçi nım, sizin gibi Size yazmak zorunda kalarak ver- o saltanatı artık siz yıktınız)İdealist ola- adil, dürüst, ça- diğim rahatsızlıktan peşinen özür dili- rak devletin malını ne kadar korumaya lışkan bir liderin yor, çok üzgün olduğumu belirtmek is- çalışıp didindiysem de General hege- bu durumdan ha- tiyorum. Başbakanım, ben 1951 yılında monyasıyla başa çıkamadım. Kanun berdar olduğuna eski adı Yugoslavya yeni adı Kosova’da dışı isteklerinden; yazılı emir istemem- inanmıyorum. Zira doğdum. 1957 yılında Türkiye’ye gel- den, sevilmeyen ve disiplinsiz subay ol- YAŞ kararıyla ve dim. Yani Arnavut’um. Osmanlılarda dum. Bana her türlü disiplinsizliği ya- bakanlık onayıy- çok Arnavut Paşa oluşundan, vatanse- kıştıran Generaller niye bir defa olsun la emekli edilen- verliğimizden daha iyi hizmet edebilmek (sınıfımdan dolayı) bana hırsızlık, rüş- ler, aynı haksızlı- için ailem subay olmam için beni seçti. vet, irtikap suçundan bir tek işlem yap- ğa uğrayanların, madılar da disiplinsizlik gerekçesiyle ayrı muameleye 1973 yılında kara HARP 1985 yılında Kd.Yüzbaşı rütbesinde 3K tabi tutulmalarını OKULU’ndan Lv.Tğm. olarak mezun ve Bakanlık onayıyla dürüstlüğümü,şe başta siz içinize oldum. Bilahare Lv. ve Mly.Ok. dere- refimi,ideallerimi bozamadan (general- sindiremezsiniz. ceyle bitirdiğimden kurasız, istekle lerden yıllarca alamadığım yazılı emir- Ben de sindire- Kırklareli’ne tayin oldum. le) res’en emekli ettiler.Tabii ki dava aç- mediğim için size yazmaya cesaret buldum. ocak 2012 | ASDER 41

ma haklarımı elimden alarak,beni dışarı attılar adeta bir sümük gibi. 12 yıl görev yaptığım orduda iki şark yeri dâhil yedi kez tayin gördüm. Sırf meydanı açmak, rahat hareket için Le- vazım olmama rağmen beni KAYSERİ Hv.İnd.Tuğ.da ‘’Paraşüt ve Komando Kursu’’na gönderdiler.(O kursu da birin- cilikle bitirdim ).Muhtelif defalar Tuğ.K. idari emirlerle Kuvvet K.nın bilgisi dı- şında Levazım görevlerimden alınarak personel subayı görevinde kullanıldım. Hep kendi isteklerini sözlü emirle yeri- ne getiren kişileri benim tayin yerimde çalıştırdılar. Tam 26 yıl yaşadığım fırtı- nalar, toplumdan dışlanma korkusuyla DEVOĞLU olan soyadımı ATACAN ola- rak değiştirerek, çevremi değiştirerek ve hep sizin gibi bir LİDER gelecek hakla- rımızı iade edecek umudumu korudum. Kanun çıkınca ailemle, çocuklarımla sevince boğulduk itibarımız iade edile- cek, çevremize yüzümüzü açabileceğiz, milletimize tekrar hizmette varız diyece- ğimiz umuduna kapıldık. Ancak, bakan- lıktan RET cevabı aldım. Sayın Başbakanım, sizin gibi adil, dürüst, çalışkan bir liderin bu durum- dan haberdar olduğuna inanmıyorum. Zira YAŞ kararıyla ve bakanlık onayıyla emekli edilenler, aynı haksızlığa uğra- yanların, ayrı muameleye tabi tutulma- larını başta siz içinize sindiremezsiniz. Ben de sindiremediğim için size yazma- ya cesaret buldum. Artık bu şekilde iti- barsız olarak, toplumdan kopuk vaziyet- te yaşamak istemiyorum. Yalnız benim değil ailemin bile bu şekilde yaşaması çok ama çok zor. N’olur bu durumu dü- zelterek bizi kurtarın. Kalan ömrümde sizin gibi cesur bir lider daha görmeye ne ömrüm yeter, nede gelir. Böyle bir şansı bir daha yakalayamayız. Siz bu ülkenin başına gelebilecek çok büyük şanssınız. Size olan inancımı kaybet- meyeceğim. Elimden alınan itibarımı, şerefimi kurtarmak ve alnım açık emekli ALBAY olarak yaşamak istiyorum. Son bir umut, bunu sizden istiyor ve bekliyorum. SAYGILARIMLA... 42 ASDER | ocak 2012

6191 Sayılı Yasa İle Nereye Geldik? Her şey olumsuz muydu bu yasa- Ersan ERGÜR dan faydalananla- ra, elbette hayır. TSK’den YAŞ kararları ile tasfiye edi- ile başladılar yeni görevlerine. “Sizler bizim ba- len ve hepsi de birliklerinin en başarı- şımızın tacısınız. lı personeli olan yüzlerce subay ve ast- Ancak daha ilk günlerde hepsi de bir Sizler bir dönemin subay 6191 sayılı yasa ile yeniden eşiti sükût-u hayale uğradı kanımca. Araş- haksızlığına uğ- rütbeden özlük haklarına kavuştu. tırmacı kadrosu ile atanan bu perso- ramış fedakâr in- nel daha önce askerlik vazifesini ifa için sanlarsınız. Sizler- Büyük bir çoğunluğu emekliliği tercih yanında görev yapan ve kendince hak den faydalanmak ederken yaklaşık üçte biri de çalışmayı ettiği bu personeli karşısında görünce bizlerin boynumu- tercih etti. Çalışmayı tercih edenler, ikti- acemi er eğitimine tabi tuttu. Nasıl olsa zun borcudur. Bil- darın kendilerine tevcih ettikleri bu gö- kendisi de okumuştu. Devletin üniver- gi birikimleriniz- reve layık olmanın gayreti ve heyecanı sitelerinde ya da farklı birimlerinde me- den en iyi istifade edeceğimiz şekli ve süreci birlikte yöneteceğiz” di- yenler de oldu ve belki de çoğun- luktaydılar… ocak 2012 | ASDER 43

MAKALE Her şey olumsuz zun olmuş ve edindiği tecrübe ile geldiği sizleri kalifiye personel sanmıştık dedi. muydu bu yasa- askerlik vazifesinde acemi olarak baş- dan faydalananla- latılmıştı. Diploması ve ustalık belge- Evet, kalifiye personeldi o arkadaş. ra, elbette hayır. si işe yaramamıştı. Derdini de kimseye Gerçekten üstad idi. Branşında en iyi- “Sizler bizim ba- anlatamamıştı. Ben kalifiye personelim, siydi, takdirleri vardı, başarılıydı, çalış- şımızın tacısınız. uçak mühendisiyim. Öğretim görevlisi- kandı, birliğini muharebeye hazırlama- Sizler bir dönemin yim ya da bürokratım diye… da çok önemli bir görevi vardı, o, silah haksızlığına uğ- teknisyeni idi.Sonra birileri fark etti ken- ramış fedakâr in- Şimdi burası da farklı bir kurumdu. disini, kalifiye olduğunu. Kendisinden sanlarsınız. Sizler- Askeriye değildi. Burası da acemi bir- silah bakımı rica etti. Az da olsa mut- den faydalanmak liği gibi birimlere sahipti. Onlar da ora- lu olmuştu bizim üstad. Çünkü saygın- bizlerin boynumu- lardan başlamalıydılar. Öğrenmeliydiler lık görmek, bir defaya mahsus da olsa bu işleyişi. Kendilerini deneyimli ve biri- saygınlık görmek mutlu etmişti onu. zun borcudur. kimli gören, üstelik bir de özel sektörün tecrübesini de yaşayan bu araştırma- Her şey olumsuz muydu bu yasadan cı personel; faydalı olacağım, ülkeme faydalananlara, elbette hayır. “Sizler bi- ve bürokrasiye katkı sağlayacağım di- zim başımızın tacısınız. Sizler bir döne- ye gelen bu dahi insanlar bir anda ev- min haksızlığına uğramış fedakâr insan- rak kayıt odalarında buluverdiler ken- larsınız. Sizlerden faydalanmak bizlerin dilerini. Bir başkası de giden evraklara boynumuzun borcudur. Bilgi birikimleri- kaşe basma işini öğrenmeye başlamış- nizden en iyi istifade edeceğimiz şekli tı. Sonra bir diğeri çıktı ya üstad biz de ve süreci birlikte yöneteceğiz” diyenler de oldu ve belki de çoğunluktaydılar… Ne kaybettiler böyle yapmakla, nele- ri eksildi? Bilakis halkın ve hakkın naza- rında yüceldiler. Mazlumların ve zulme uğramışların dualarına hissedar oldular. Kazananlardan oldular. Yetmez mi? Bu davranışla tamamen farklı bir or- tamda olan bu insanlar dört elle sarıl- dılar ve sarılacaklar bu işlerine. Ülke- lerine, milletlerine ve dostlarına faydalı olmanın hazzını yaşayacaklar. Yeniden dirilişi, varoluşu tadacaklar. Her şeyden önemlisi hayata yeniden ve heyecanla tutunacaklar. Ancak elbette bir husus var ki bu heyecanı buruk bir sevince, tatsız bir düşünüşe sevk etmiyor değil. O da olanca güçleri ile seslerini yasa koyucuya duyurmaya çalışan kararna- me mağduru arkadaşlarımız. Bu sürecin yeniden değerlendirilme- si ve sistemli bir şekilde ele alınarak bu mağduriyetlerin de giderilmesi için ge- rekenlerin yapılacağı bir çalışmanın aci- len başlatılması gerekmektedir. Elbette iktidarın bu çalışmaları da ih- mal etmeyeceğini ve bir an önce günde- mine alacağına olan inancımız yüksek. Elbette bu sorunların yanında yukarıda- ki sıkıntılar devede kulak misalidir. Kalın sağlıcakla sevgili dostlar… 44 ASDER | ocak 2012

Muavenet Faciası Pakistan’da Tekrarlandı Vehbi Horasanlı 26 Kasım 2011 günü Afganistan sı- ABD’yi çıldırtan olay neydi? Durup du- ABD, Pakistan’da nırına yakın Salala Köyü’nde bulunan rurken niçin saldırmışlardı? Çin ve Pa- elde ettiği 2 üssü iki Pakistan karakoluna havadan saldı- kistan ordu birliklerinin Çin-Pakistan kullanarak insan- rı düzenleyen ABD ve NATO, karakol- sınırında ortak tatbikat yapmaları bu sız hava araçla- lardaki 40 Pakistan askerinin 28’ini şe- barbar Amerikalıları kızdırmış olmasın rı Predatörler ile hit etmiş, 15’ini de yaralamıştı. Saldırıya sakın. başta Pakistan’ın helikopterlerin yanı sıra savaş uçakları- kuzeyindeki Ve- nın da katılmış olması, saldırının yan- Bakın neler oluyordu o esnada. 24 ziristan olmak lışlıkla yapıldığı ihtimalini ortadan kaldı- Kasım’da başlayan ve bir hafta sürecek üzere birçok yeri rıyor. olan tatbikata iki ülkenin seçkin birlikle- “Terörle mücade- ri katılıyor; belirlenmiş hedeflere ortak le”, “Taliban ve El- Bundan 19 yıl önce de 2 Ekim saldırılar düzenleniyor ve hedefler imha Kaide ile mücade- 1992’de Akdeniz ve Ege’de yapılan NA- ediliyordu. Planlaması ortak yapılan bu le” bahanesi ile TO deniz tatbikatında da benzeri bir gösteriyi her iki ülkenin yüksek rütbe- bombalıyor, bu olay meydana gelmiş facia Pakistan’da li subayları izliyordu. Tatbikatla birlikte, arada birçok sivil olduğu gibi kaza süsü verilerek kapa- Çin - Pakistan ilişkilerinin askeri ittifak de öldürüyordu. tılmıştı. Display Determination 92 isim- düzeyine ulaştığı ifade ed iliyordu. li tatbikatta gece yarısı Amerikan uçak gemisi Saratoga, attığı 2 füzeyle TCG Bu arada Pakistan ekonomisine bü- Muavenet isimli muhribimizi vurmuştu. yük destek veren Çin, Pakistan’da iki yeni nükleer reaktör inşa ediyordu. Bu Füzelerden biri köprüüstüne, diğeri durum karşısında çılgına dönen ABD, ise savaş harekât merkezine isabet et- bu saldırıyı düzenleyerek Pakistan’ı miş gemi komutanın Kudret Güngör’ün tehdit etmek istediği anlaşılıyor. de aralarında olduğu 5 bahriyeli aske- rimiz şehit olmuş, 18’i ise yaralanmıştı. Fakat ABD, Türkiye’deki Muavenet Bu olay “buharlı gemileri satın almadığı Faciasının aksine sert bir direnişle kar- için Türkiye’ye verilen gözdağı” şeklinde şılaştı. Karşısında müzik notası gibi de- değerlendirilmişti. ğil gerçek diplomatik nota veren devlet adamlarını görmüştü. Peki, aradan 19 yıl geçtikten sonra ocak 2012 | ASDER 45

MAKALE Tarih bir defa Hükümetin olağanüstü toplantısı- yordu. Amerika ayrıca, Şemsi hava üs- daha tekerrür na katılan Genelkurmay Başkanı Eşfak sünün bulunduğu Belucistan eyaletinin ediyor. Akif’in de- Perviz Keyani, NATO veya ABD, benzer Pakistan’dan ayrılması için çalışan bö- diği gibi “ibret bir saldırı düzenlerse Pakistan Silah- lücülere yardım ediyor, “Hür Belucistan” alınsa tekerrür lı Kuvvetleri’nin aynen karşılık verece- haritaları bastırıp dağıtıyordu. Aynen eder” miydi. Fa- ğini söyledi. Keyani, yayımladığı bildi- bizdeki İncirlik Üssü’nü kullanıp PKK’ya kat ibret alınma- ride, NATO saldırısını “Kabul edilemez destek verdiği, “Hür Kürdistan” haritala- dı. Aynı küstahlık düşmanca bir hareket” olarak niteledi. rı çizdiği gibi Pakistan’ında başına çuval aynı edepsizlik. Bildiride, “Pakistan birlikleri kendilerini geçiriyordu. Harbi kâfir ismet- savunmak için NATO saldırısına elde siz olur, bunlar bulunan bütün silahları kullanarak kar- Son olayda köklü bir değişiklik oldu. aynen öyle, çok şılık verildiğini” ifade etti. Amerikan uçakları bu defa Talibanı ve- gaddar ve vahşi ya El-Kaide’yi değil, Pakistan ordusunu insanlar. Baka- ABD, Pakistan’da elde ettiği 2 üs- hedef almıştı. Bölünmeyi kabul etme- lım bize yaptıkları sü kullanarak insansız hava araçları yen ve direnen, ülkesinin bütünlüğünü gibi Pakistan’ı da Predatörler ile başta Pakistan’ın kuze- korumak için Çin ile işbirliğine kalkışan hizaya getirip Çin yindeki Veziristan olmak üzere birçok Pakistan hükümetine sopa gösteriliyor ile olan ilişkilerini yeri “Terörle mücadele”, “Taliban ve El- hizaya getirilmeye çalışılıyordu. bozmaya muvaf- Kaide ile mücadele” bahanesi ile bom- fak olacak mı? balıyor, bu arada birçok sivil de öldü- Tarih bir defa daha tekerrür ediyor. rüyordu. Akif’in dediği gibi “ibret alınsa tekerrür eder” miydi. Fakat ibret alınmadı. Aynı Bu bombalamalardan Pakistan hü- küstahlık aynı edepsizlik. Harbi kâfir is- kümetinin sonradan haberi oluyordu. metsiz olur, bunlar aynen öyle, çok gad- İşin başında bu araçların ortak kullanı- dar ve vahşi insanlar. Bakalım bize yap- lacağı, rotalarının Pakistan ile ortaklaşa tıkları gibi Pakistan’ı da hizaya getirip tespit edileceği, anında istihbarat pay- Çin ile olan ilişkilerini bozmaya muvaf- laşılacağı gibi masallara inanmış olan fak olacak mı? Pakistan Hükümeti, bombardımanla- ra isyan eden aşiretlerin öfkesi ile karşı Son söz olarak şunu söylemek iste- karşıya kalıyordu. rim: Eğer Muavenet faciasında Ameri- kalılara karşı dik durup direnebilse idik, Predatörler, Pakistan devlet aygıtı- emin olun Pakistan’ı vuran bu acımasız nı felç etmişti. Bu yüzden Veziristan’da katliam yapılamazdı. devlet otoritesi kalmamıştı. Bu sefer sert bir kayaya çarptılar sa- Pakistan, Amerikalı casusları ya- nırım zira bu sefer özür mözür dileyip kalayıp sınır dışı ediyor, Amerika’nın işin sorumluluğundan kurtulamazlar. 28 Şemsi hava üssünü boşaltmasını isti- Şehit Pakistanlının kanı yerde kalmaz yor, ancak Amerika duymazdan geli- inşallah… 46 ASDER | ocak 2012

Dış Savunmada Yeni Yapılanma Mehmet İnkaya Dış savunmanın temeli; askeri güç- ortaya çıktıkça bunları daha iyi anlıyo- Slahlı kuvvetle- tür. Kadın ve erkeğiyle, yediden yetmi- ruz. rin sosyal statü şe emsali görülmemiş zaferler kazanan ve sosyal rolle- milletimiz dış savunmanın gerektiğinde Silahlı Kuvvetlerimiz hukukun üs- rinde bir dizi re- nasıl yapılacağını bütün dünyaya gös- tünlüğü ilkesini kabul eden, sözde de- formlar yapmak termiştir. İstiklal savaşımız bu anlamda ğil özde demokrasiyi benimseyen yapı- gerekmektedir. örnek alınacak Kahramanmaraş, Şan- ya dönüştürmelidir. Bunun içinde silahlı Bu sosyal statü ve lıurfa, Gaziantep gibi asker ve sivil da- kuvvetlerin sosyal statü ve sosyal rol- roller; yetki, görev yanışması ile kazanılmış zaferlerle do- lerinde bir dizi reformlar yapmak ge- ve sorumluluklar ludur. Savunma görevinde asker kadar rekmektedir. Bu sosyal statü ve roller; olarak demokrasi sivil de sorumluluk almıştır. Askeri bü- yetki, görev ve sorumluluklar olarak de- çerçevesinde ana- rokrasi kendisini savunmanın tek hami- mokrasi çerçevesinde anayasa ve ya- yasa ve yasalarla si olarak görmekten vazgeçmelidir. salarla yeniden belirlenmelidir. Ülke- yeniden belirlen- mizde eli kalem tutan her vatandaş bu melidir. Biz olmazsak her şey tufan diyen as- konuda ortak aklın oluşmasına katkıda keri tekelci anlayış 28 Şubat sürecinde bulunmalıdır. Çünkü ülkemiz insanı dar- Ergenekon vari kalkışmaların oluştur- belerden çok çekmiştir, başka darbeler duğu alevlerle önce kendini yakmıştır. yaşamak istememektedir. Bu tür iktidar kalkışmalarının oluşturdu- ğu alevler 12 Eylül, 28 Şubat dönemleri Askerin sosyal statü ve sosyal rolle- geride nice harabeler bırakmıştır.12 Ey- rinde; anayasa ve yasalarla, devletimi- lül, 28 Şubat gibi alevlerin küllerini ka- zin imkânları çerçevesinde yapılması rıştırdıkça, işkenceler ve faili meçhuller gerekenleri günümüzün koşullarına gö- re sıralayabiliriz. ocak 2012 | ASDER 47

MAKALE Atatürk’ün özel- 1. Ankara’da bakanlıklar ve çevre- lerimizin ülke savunmasında daha ba- likle işaret ettiği sinde yer alan Genel Kurmay Başkanlı- şarılı olabileceklerini şimdiden görmek ğı, Kara, Hava, Deniz Kuvvet Komutan- mümkündür. ‘Türk evladı ec- lıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı dadını tanıdıkça AB ülkeleri ve ABD’de olduğu gibi askeri 3. Milli Güvenlik dersleri liseleri- daha büyük işler bir bölgeye taşınmalıdır. Bu bölge; Pen- mizin onuncu sınıfında pedagoji eğiti- tagon benzeri olmalı, yetkisi olmayan mi almamış halen görevde bulunan ve- başarmak için hiçbir sivil buraya girmemeli, bu bölge, ya emekli olmuş subaylar tarafından kendinde kuvvet üst düzeyde korumaya sahip olmalıdır. okutulmaktadır. Milli Güvenlik müfre- Üst düzeyde korunan bölgede komuta dat programı incelendiği zaman mille- bulacaktır.’ ifa- heyeti ve kurmaylar plan tatbikatı ve sa- timizin tarihsel dokusu ve zaferleri ve desi milli gücün vunma icrasını birlikte yaparak askeri bunlardan nasıl güç alınacağı vurgulan- ve güvenliğin ta- sinerji oluşturmalıdırlar. Askeri komuta maktadır. Atatürk’ün özellikle işaret et- rihsel bütünlüğü heyeti yalnızca dış savunma amaçlı hiz- tiği ‘Türk evladı ecdadını tanıdıkça da- olduğunu göster- met vermeli ve bu şekilde de Ankara’nın ha büyük işler başarmak için kendinde mektedir. Bu çer- siyasi ortamından uzaklaşmalıdır. İl- kuvvet bulacaktır.’ ifadesi milli gücün ve çevede verilecek gili bölgenin Ankara’ya 70 km uzaklık- güvenliğin tarihsel bütünlüğü olduğunu derslerin pedagoji ta Topçu ve Füze Okulunun bulunduğu göstermektedir. Bu çerçevede verilecek eğitimi almamış Polatlı olabileceğini düşünüyorum. derslerin pedagoji eğitimi almamış ve ve çoğu zaman çoğu zaman işlerinin yoğunluğu nede- işlerinin yoğunlu- 2. Kara, Hava, Deniz Harp Okul- niyle milli güvenlik dersine gelemeyen ğu nedeniyle milli larının ayrı ayrı yerlerde olması ileride kişilere planlanması bir eğitim zafiye- güvenlik dersine alınacak görevlerde iletişim ve koordine tidir. Özellikle haftada bir saatten otuz gelemeyen kişile- eksikliklerine neden olmaktadır. Harp beş hafta süren eğitim sürecinde otuz re planlanması bir Okulları komutanlığı diye bir üst ko- beş ders saati olarak planlanan milli gü- eğitim zafiyetidir. mutanlık bünyesinde aynı mekân için- venlik derslerinin bir kısmı boş geçmek- de yer almaları koordine ve iletişim için tedir. Demokrasi ve insan hakları dersi önemlidir. Böylece öğrencilik yıllarından de haftada bir saat olarak liselerimizin itibaren birbirlerini tanıyan ve bazı ders- onuncu sınıfında seçmeli ders olarak leri ortak alabilen Harp Okulu öğrenci- okutulmaktadır. Haftada bir saat oku- 48 ASDER | ocak 2012

tulan dersin demokrasi ve insan hakla- bedelli askerlik ile 30 yaş ve üzerinde Askeri binalar rı noktasında insanları bilgilendirmesi olanlara askerlik dışında vatani görevin ülkemizin çoğu ve bilinçlendirmesi pek mümkün görün- yapılabilmesine imkan sağlanması, as- yerinde şehirleri- memektedir. Bu nedenlerle demokratik kerliğin vatani hizmetin odağında olma- mizin merkezin- hukuk devleti ideali doğrultusunda sivil- dığını, farklı şekillerde de vatani hizmet de kalmıştır. Bu leşmeyi de ön plana alan bir yaklaşım- yapılabileceğini gösteren olumlu yakla- binalar dışarıdan la Milli Güvenlik Bilgisi ile Demokrasi ve şımlardır. . gelebilecek te- İnsan Hakları derslerinin birleştirilerek rörist saldırılara ‘Milli Güvenlik ve Demokrasi’ dersi ola- 6. Özellikle Van depreminde bi- karşı basit kum rak haftada iki saat okutulması yukarıda naların depreme dayanıklı olmadığı ve torbaları ve profil belirtilen nedenlerin doğal sonucu ola- çeşitli değerlendirmelere göre de mev- barakalarda nö- rak ortaya çıkmaktadır. Böylece insani cut binalarımızın %40’nın yıkılıp yerine bet tutan asker- değerler ile milli değerler bu ders kap- depreme dayanıklı binaların yapılacağı lerimiz tarafından samında verilerek tek taraflı yaklaşım ifade edilmektedir. Sayın Başbakanımız korunmaktadır. dönemi de sona erecektir. Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Ak Partinin Bu durum Emek- iktidarı kaybetmesine mal olsa da Türki- li Genel Kurmay 4. Askeri binalar ülkemizin çoğu yedeki bütün çürük binaları yıkıp yerine Başkanımız Sayın yerinde şehirlerimizin merkezinde kal- depreme dayanıklı binalar yapılacaktır’ Işık Koşaner’in de mıştır. Bu binalar dışarıdan gelebilecek ifadesini kullanması, kararlı, doğru ve ifade ettiği gibi terörist saldırılara karşı basit kum torba- özlenen bir iradedir. Ülkemiz insanımı- “savunma zafiyeti’ ları ve profil barakalarda nöbet tutan as- zın can ve mal güvenliği için bu karar oluşturmaktadır. kerlerimiz tarafından korunmaktadır. Bu en kısa zamanda uygulamaya geçmeli- durum Emekli Genel Kurmay Başkanı- dir. Bu çerçevede askeri kurumlarımızın mız Sayın Işık Koşaner’in de ifade ettiği binalarının toplumun dış savunmada- gibi “savunma zafiyeti’ oluşturmaktadır. ki askere verdiği sosyal statü ve rolle- Şehirlerimizin merkezlerinde bulunan re göre belirlenip yapılması, hem Silahlı askeri binalar korunaklı askeri bölge Kuvvetlerimizi demokratik devlet anlayı- oluşturulabilecek alanlara taşınmalıdır. şına uygun hale getirecek, hem de dış Şehirde bulunan bütün askeri kurum ve savunmada daha etkili kılacaktır. birlikler (Askerlik şubeleri hariç) meskûn mahal dışında ve bir arada olacak şekil- Özet olarak askeri kurum persone- de yapılandırılmalıdır. Yerleşim birimle- linin siyasi ve günlük çekişmelerin dı- rinde garnizondaki komutanların siyasi şında tutulması için fiziki mekânların ve bürokratik kişilerle birlikte olması on- bir arada ve daha sıkı korunuyor olma- ları güncel tartışmaların içine çekmek- sı gereklidir. Gelişmiş devletlerde ku- tedir. Bu ise savunmada zafiyet oluştur- rumlar incelendiğinde eğitim, sağlık ve maktadır. Bu nedenlerle askeri personel adalet gibi kurumların askeri kurumla- bir sivil olarak yerleşim bölgesinin sos- ra göre daha etkin görevler aldığı görül- yal aktivitelerine katılabilmeli ancak as- mektedir. keri statüde dış savunma ve olağanüstü durum hariç görev almamalıdır. (Aske- Askeri kurumların yalnızca dış sa- ri bürokrasinin görev almaması gereken vunma yapılanmasına sahip olduğu ve yerler: bayramda halkı selamlama, iç bu alanda kazandığı başarılarla saygın- asayişin sağlanması gibi.) lığını sağladığını görüyoruz. Artık aske- ri kurum odaklı devlet yapıları çok ge- 5. Türkiye Büyük Millet Meclisi- rilerde kalmıştır. Şimdi gelişmiş devlet nin korunmasında askeri birliğin yerine yapılanmalarında kurumsal odak eği- polis kuvvetinin görevlendirilmesi sivil- tim, adalet ve ekonomidir. Askeri Kurum leşme adına önemli bir adımdır. Ayrı- ise düşmana karşı gerektiğinde indirile- ca silah taşımadan, üniforma giymeden cek kadife eldiven içindeki yumruktur. vatani görevinin yapılmasına imkân ta- Bu yumruğun inmeye hazır olması, ya- nıyan “vicdani ret” yasasının çıkması, ni caydırıcılık gücü kazanması inmesin- den daha önemlidir. ocak 2012 | ASDER 49


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook