Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Haber Bülteni 14. Sayı

Haber Bülteni 14. Sayı

Published by Adaleti Savunanlar Derneği, 2020-07-08 10:46:27

Description: HaberBulteni_14

Search

Read the Text Version

Değerli ASDER Dostları, Bültenimizin 14 üncü sayısı ile karşınızdayız. ASDER olarak 22 Kasım 2009 Pazar günü 5. Olağan Genel Kurulumuzu gerçekleş- tirdik. İki dönemdir derneğimizin genel başkanlığını bihakkın yürütmekte olan onursal başkanımız Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi görevini Prof.Dr.Nevzat Tarhan’a dev- retti. Adnan Paşamıza sonsuz teşekkürlerimizi arz ederken Nevzat Hocamıza hayırlı hizmetler temenni ediyoruz. Adnan Paşamızın maddi ve manevi katkılarını ve yakınlı- ğını yaşamaya devam edeceğimizi biliyoruz. Son birkaç yıldır ülkemiz hiçbir dönemde olmadığı kadar yoğun ve hızla değişen gündemler yaşıyor. Oldukça karmaşık ve sıkıntılı gibi görünse de, yaşamakta olduğu- muz büyük ve her alanı kapsayan değişimin nedeniyle, yaşananları normal karşılama- lıyız. Muhtemelen sıkıntı katsayısı ve tempo daha da hızlanacak; ancak görünen o ki artık bir daha “geri”ye dönüş imkânı kalmayacaktır. Silahlı Kuvvetlerin kalbine girildiği günler yaşıyoruz. Demokratik ve problemlerini çözmeye odaklanmış her ülkede olduğu gibi TSK sü- ratle olması gereken normal pozisyonuna geçmek ve asli görev alanıyla sınırlı kalmak zorunda. Modern ve ileriye yönelik hedefleri olan her toplum ve her sistem, bütün uygulama- larını şeffaf ve denetlenebilir hale getirmekle yükümlü. Darbe ve vesayet dönemlerin- den kalma alışkanlıklarla TSK, kendisini her uygulamanın ve denetlemenin üstünde ve dışında görmek istiyor. Asıl sıkıntı ve kavga da bununla ilgili. “Paranoya” ile ifade edil- meye çalışılan, ya da “asimetrik savaş” kavramıyla pompalanan da yine bu sıkıntılarla ilgili. Pompalanmaya çalışılan bütün bu karmaşa, kurumlar arası çatışma ile ilgili değil; belki yerleşmiş ve tabu gibi kabul edilen belli duvarların yıkılması ve psikolojik eşiklerin çözülmesi ile ilgili. Bu arada hukuk diploması ve titri olan Genelkurmay adli müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu’nun Adalet Bakanlığına gönderdiği “gizli” damgalı ve Taraf Gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’ya yönelik “etkili ve caydırıcı işlem yapılması” talebini yeni bir hukuk skandalı olarak görmekte ve ibretle izlemekte yarar var. 367 kararına altlık teşkil eden müdahale benzeri bir gayretin olması üzücü. Ancak bu eşikler de aşılacak ve ümit etti- ğimiz hukuk devletine doğru hızla evrimle gerçekleşecektir. Buna yürekten inanıyoruz. Haberler bölümümüzün hemen sonrasında onursal genel başkanımız Sayın Adnan Tanrıverdi Paşamızın veda mahiyetindeki değerlendirme konuşmasını bulacaksınız. Yazarlarımızın gündeme dair dolu ve bir o kadar da tarihi değerlendirmelerini keyifle okuyacağınızdan eminiz. Aramıza yeni katılan değerli büyüğümüz Ramazan Ercan Bitikçioğlu’nun önemli de- ğerlendirmelerini bu sayımızdan itibaren izleyeceksiniz. Aramıza hoş geldin diyoruz. Nostalji bölümümüzde Ekrem Karakaş kardeşimizin 12 yıl öncesine dair duygularıy- la baş başa kalacaksınız. Katkılarınıza olan ihtiyacımızı yenilemek istiyoruz. Yeni sayımızda buluşmak dileğiyle… Editör

MİLLETİN BEKLENTİSİNE CEVAP VEREMEYEN BİR YAŞ TOPLANTISI DAHA... s.42 İsti̇ falar Başbuğ Aklını Ordunun İti̇barını Başına Almali Kurtarır Ya Da Gi̇tmeli̇ 9s. 12s. SAHİBİ ANKARA ŞUBESİ Adaleti Savunanlar Derneği Adına Başkan: Şahin AKDOĞAN GSM: 535.7973670 - 544.8594901 Nevzat TARHAN Adres: Meşrutiyet caddesi 42/11 EDİTÖR Bakanlıklar/ANKARA M. Abdullah KAPLAN e-posta: [email protected] YAYIN KURULU BURSA ŞUBESİ Gürcan ONAT - İbrahim TÖRE Başkan: Arif ÇELENK Peyami BAYRAM - Vehbi KARA Adres: Reyhan Mah. Kozaklı Sok. Çınar İşhanı No:1/21 OSMANGAZİ / BURSA Ömer Fuat ÖZÇELEBİ Tel&Fax: 0224 223 25 26 - 0224 224 32 47 Arif ÇELENK Cep: 0 505 500 98 90 YAZIŞMA ADRESİ E-mail: [email protected] Alemdar Mah. Çatalçeşme Sok. ADALETİSAVUNANLARDERNEĞİ Defne Han. 27/13 Cağaloğlu/İstanbul/Türkiye Bülteni Tel: +90 212 526 11 31 Fax: +90 212 526 11 32 E-mail: [email protected] Web: www.as-der.org.tr

İÇİNDEKİLER Geli̇ şmi̇ ş Haberler 4 Demokrasi̇ lerde Genelkurmay İsti̇ falar Ordunun İti̇ barını Kurtarır Başkanı Adnan Tanrıverdi̇ 13 29s. Başbuğ Aklını Başına Almalı Ya Da Gi̇ tmeli̇ 28 Şubat Modern Post Nevzat Tarhan 16 Kavgası Demokrati̇ k Açılımın Kodları 33s. Yusuf Çağlayan 18 Demokratik Açılım Bugün Mü Türk Si̇ lahlı Kuvvetleri̇ “Yaş” Tahtaya Basmasın... Doğdu? Ramazan Ercan Bi̇ ti̇ kçi̇ oğlu 24 44s. Yaş Ve Asi̇ metri̇ k Savaş Ersan Ergür 28 Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Trabzon’da Yaptığı Konuşmanın Düşündürdükleri̇ Gürcan Onat 30 Geli̇ şmi̇ ş Demokrasi̇ lerde Genelkurmay Başkanı Gürcan Onat 33 Askeri̇ Vesayet, Si̇ yasi̇ Vesayet, Merkezi̇ Vesayet Mustafa Hacimustafaoğulları 34 28 Şubat Modern Post Kavgası Şahin Özdaş 37 Daniştay’dan Katsayı Kararı Ahmet Türkan 42 7 Basamakli Bir Şükür Vehbi Horasanlı 44 Mi̇ lleti̇ n Beklenti̇ si̇ ne Cevap Veremeyen Bi̇ r Yaş Toplantısı Daha... Mustafa Mahtoğlu 46 Demokratik Açılım Bugün Mü Doğdu? Ersan Ergür 48 Türki̇ ye’ni̇ n, İsrai̇ l’e Veri̇ len Tank Moderni̇ zasyon İhalesi̇ Üzeri̇ ne Düşünceler Ve Türk Tankçılığı’na Kisa Bi̇ r Bakış Ali Coşar 50 Mi̇ llet Her Şeyi̇ n Farkında Ve Sabırla İzli̇ yor. Tehdi̇ de Pabuç Bırakmaz Nurettin Yavuz 56 Kırgızi̇ standa Kurban Reşat Fidan 58 Nostalji - Ekrem Karakaş 62 Basından 69 Çocukları Terbiye Hakkı Adalete Başvurma Hakkı ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ BÜLTENİ Hayat Hakkı SAYI 14  OCAK-ŞUBAT 2010 Eşitlik Hakkı KAYSERİ ŞUBESİ YAYINA HAZIRLIK Azınlık Hakları İstı̇ falar Ordunun İtı̇ barını Kurtarır Demokratik Açılım Başkan: Kemal METE Sığınma Hakkı Adnan Tanrıverdı̇ Bugün Mü Doğdu? Adres: Cumhuriyet Mah. Tennuri Sok. Özgürlük Hakkı Demokratı̇ k Açılımın Kodları No: 9/2 KAYSERİ Yusuf Çağlayan Tel&Fax: 0352 222 97 24 SANAT YÖNETMENİ Aile Kurma Hakkı Kemal METE Cep: 0 532 264 29 64 Mustafa Nazif Çalışanların Hakları Türk Sı̇ lahlı Kuvvetlerı̇ “Yaş” Tahtaya E-mail: [email protected] Seyahat, İkamet Özgürlüğü ve Hakkı Basmasın... www.mustafanazif.com Otoritenin Zulmünden Korunma Hakkı Ramazan Ercan Bı̇ tı̇ kçı̇ oğlu KONYA İRTİBAT 0505. 282 6999 İşkenceden Korunma Hakkı Adres: Mehmet KANMAZ 28 Şubat Modern Post Kavgası İktisadi Haklar Şahin Özdaş Tel: 0542.284 42 45 Din Özgürlüğü 0332. 351 76 19 Mı̇ lletı̇ n Beklentı̇ sı̇ ne Cevap Veremeyen Bı̇ r Yaş Toplantısı Daha... KÜTAHYA İRTİBAT Mustafa Mahtoğlu Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI GSM: 0535 7630500 İş: 0274 212 47071 Mülkiyet Hakkı ve Korunması E-mail: [email protected] BASKI-CİLT Fikir, İnanç Özgürlüğü Hakkı İmak Ofset Irz ve Namusu Koruma Hakkı Ferdin Sırlarını Koruma Hakkı Basım Yayın Tic. San. Ltd. Şti. Zaruri İhtiyaçları Elde Etme Hakkı Kamu Hizmetlerine Katılma Hakkı Atatürk Caddesi, Merkez Mahallesi, Göl Sk. No: 1Fikir Açıklama Hakkı Adil Yargılanma Hakkı Bahçelievler / İstanbul Başbuğ Aklını Başına Almali Ya Da Gı̇ tmelı̇ Tel: 0212 656 49 97 sayı:14 l ocak-şubat 2010 http://www.as-der.org.tr bültenimizde yayınlanan yazı, şema, şekil ve fotoğraflardan yayıncının izni olmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. yazıların sorumluluğu yazı sahiplerine aittir.

HABERLER n Dernek üyelerimiz 06 Ekim 2009 da van KAYA, Bereket Vakfı Başkanı Fırat Kültür Merkezi’nde toplandı. Emekli Tuğgeneral Mehdi SUNGUR ve Gazeteci Yazar Metin HASIRCI Genel Başkanımız E.Tuğgeneral Ad- katıldı. nan TANRIVERDİ 2006 yılında yapı- Genel Kurul saygı duruşu ve İstik- lan 4 üncü Olağan Genel Kuruldan lal Marşının okunması ile başla- günümüze ASDER’in yaptığı faali- dı. E.General Adnan TANRIVERDİ yetleri özetledi. Başkanın konuşma- geçmişin kısa bir değerlendirilmesi- sı ve soru cevap bölümü bitince 22 ni ve yaşadığımız hassas günlerde Kasım 2009 da yapacağımız 5 inci ASDER’i bekleyen görev ve sorum- Olağan Genel Kurul İçin delege se- luluklar hakkında yaptığı veciz bir çimine geçildi. Seçim tamamlandı. konuşma yaptı. Toplantı Saat 22.30’da bitti. Toplantıya katılan kıymetli misafirle- rimiz ve arkadaşlarımız tarafından n ASDER Genel Başkanlığına E.Alb. müsbet ve faydalı değerlendirme- Prof. Dr. Nevzat TARHAN Seçildi. ler yapılarak ileriye yönelik mesajlar verildi. Bilahare, mevcut yönetim ib- Adaleti Savunanlar Derneği olarak ra olunarak müteakip 3 yıl süre için kuruluşumuzun 9 uncu yılında 5 in- sorumluluk üstlenen, ASDER’in yeni ci Olağan Genel Kurul Toplantısını Yönetim Kurulu belirlendi. 22 Kasım 2009 Pazar günü, 10.00– 14.00 saatleri arasında Fatih Zübey- YENİ GENEL YÖNETİM KURULU de Hanım Kültür Merkezi’nde (İstan- 1 Genel Başkan Nevzat TARHAN bul) gerçekleştirdik. 2 Genel Başkan Yrd. Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI İki dönemdir Adaleti Savunanlar Der- 3 Genel Başkan Yrd. Gürcan ONAT neği Genel Başkanlığını büyük fe- 4 Genel Sekreter Nurettin YAVUZ dakarlık ve başarı ile yürüten Sayın 5 Genel Sekreter Yrd. Selahattin ARSLAN E.Tuğgeneral Adnan TANRIVERDİ, 6 Genel Sekreter Yrd. İbrahim TÖRE başkanlık görevini Sayın E.Alb.Prof. 7 Genel Muhasib Ekrem KARAKAŞ Dr Nevzat TARHAN’a devretti. Ken- disine şükranlarımızı sunar Onursal n Derneğimiz ARALIK 2009 Yüksek Başkanımız olarak çalışmalarımıza Askeri Şura Kararları İle İlgili Basın destek vermesini her zaman bekle- Bildirisi yayınladı diğimizi belirtiriz. ADALETİ SAVUNANLAR Genel Kurulumuz, Genel Merkez de- DERNEĞİ (ASDER) legelerimizin yanısıra, Ankara, Bur- BASIN BİLDİRİSİ sa ve Kayseri Şubelerimizle birlikte Aralık 2009 Yüksek Askeri Şurasın ülkemizin muhtelif yerlerinden üyele- da alınan “Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetle- rimizin ve davamıza gönül veren ko- rinin temel yapısını ve disiplinini boza- nuklarımızın katılımı ile basına açık cak şekilde, irticai tutum ve davranışla- olarak yapıldı. rı tespit edilen 2 personelin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmasına oy çoklu- 5 inci Olağan Genel Kurulumuza mi- safir olarak, Eski Adalet Bakanı İs- mail MÜFTÜOĞLU, Eski Milletvekili Sağlık İş Sendikası Başkanı Musta- fa BAŞOĞLU, MAZLUMDER İstan- bul Şb. Başkanı Cihat GÖKDEMİR, ÖZGÜR-DER Genel Başkanı Rıd- 4 ASDER | ocak-şubat 2010

HABERLER ğuyla karar verilmiştir.” kararı ile mille- hal; amir, memur yetkileri ve yönetim tin değerlerine karşı yürütülen Asimetrik prensipleri açısından anlaşılamaz bir Psikolojik Harekâtın gereği olarak, 28 durumdur. Şubat süreci öncesinde başlayan kad- rolaşmanın devam ettiği görülmektedir. YAŞ kararları tavsiye niteliğindedir. YAŞ ile ayırma işlemi subaylar için üçlü Genelkurmay’ın 2 personeli ayırma kararname (Cumhurbaşkanı, Başbakan işleminde bünyesinde bulunan mahke- ve MSB) astsubaylar için Milli Savunma meler yerine, kararları 12 Eylül Cunta- Bakanının imzası ile gerçekleşmekte- sı tarafından yargı denetimi dışına çı- dir. Vakit henüz geçmemiştir. Konulan karılan YAŞ’ı kullanması manidardır. şerhin gereği olarak karar ilgililerce im- TSK’den ayırma işlemine tabi tutulan zalanmamalı, kabul edilmeyen tavsiye personel hakkında kendilerini suçlaya- olarak bırakılmalı ve zulme ortak olun- cak somut delillerinin olmadığı ve isti- mamalıdır. nat edilen “irticai tutum ve davranışlar” soyut suçlamasının ne ifade ettiği mille- YAŞ’ın hukuk uygulamalarındaki çif- timiz tarafından çok iyi bilinmektedir. te standardının kamuoyunca bilinmesini temenni ediyoruz. Yüksek Askeri Şura’da alınan bu ka- rar, Genelkurmay’ın daha önce yaptığı Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 06 “Türk Silahlı Kuvvetleri, her fırsatta hu- ARALIK 2009 kukun üstünlüğüne ve yargıya saygısı- nı ifade etmiş, yargı kararını vermeden Nevzat TARHAN insanların peşinen suçlu ilan edilmele- rinin evrensel hukuk kurallarına ve ma- E.Alb.Prof.Dr. sumiyet karinesine aykırı olduğunu vur- gulamıştır” açıklamasında bahsedilen ASDER Genel Başkanı “hukukun” kendilerinin nevi şahıslarına münhasır hukuk anlayışı olduğunu ispat n Adaleti Savunanlar Derneği Filistin’e etmektedir. Özgürlük Konvoyu’nu (Viva Palesti- na) destekliyor. Bir tarafta Ergenekon ve ‘faili meç- hul’ davalarında yargılanmaları devam Gazze’de yaşanan insanlık dramına eden ve cezaevinde bulunan TSK per- dikkat çekmek ve Filistin halkına uy- sonelini koruma gayretleri, diğer tarafta gulanan ambargoyu kaldırmak için ise milletin değerlerine sahip persone- İngiltere Londra’dan yola çıkan, İtal- lini yargılamadan, adil olmayan, soyut ya ve Yunanistan’dan geçen Filistin’e bir suç isnat ederek YAŞ kararı ile ih- Özgürlük Konvoyu (Viva Palestina), raç… Genelkurmayın bu çifte standardı 15 Aralık 2009 Salı günü İpsala sı- TSK’ni yıpratmakta ve bağrından çıktığı nır kapısından Türkiye’ye girdi. Aynı milletini üzmektedir. Unutulmamalıdır ki gün akşam İstanbul’a ulaştı. milletten güç almayan ve milletin değer- lerine savaş açanların acı sonu tarih ki- 16 Aralık 2009 Çarşamba günü taplarına “Vakayı Hayriye” diye geçmiş- Feshane-İstanbul’da yapılan basın tir. açıklamasına derneğimizi temsilen Genel sekreter Nurettin YAVUZ ka- Kararların oy çokluğu ile alınmasın- tıldı. dan Başbakan ve MSB’nın kararlara şerh düştüğü anlaşılmaktadır. Kararlara Konvoy Türkiye’den sonra Suriye, şerh düşüp sonra imzalayarak yürürlü- Ürdün ve Mısır’ı geçerek 27 Ara- lüğe sokulması ayrı bir handikap… Bu lık 2009’da götürdüğü yardımlarla Gazze’de olacak. İngiltere’den 80 Araçla yola çıkan ocak-şubat 2010 | ASDER 5

HABERLER konvoya Türkiye’den 70 araç katıldı. ederek, bu gibi durumlarda Türk Silahlı Konvoyun diğer ülkelerden katılımla Kuvvetleri ile bilgi teatisi ve iş birliğinde 200 araca ulaşması bekleniyor. bulunulmasını, aksi durumlarda kurum- lar arası çatışmalara neden olunabile- Araçlarda Filistin halkının ihtiyacı ceğini” söyleyerek yargı üzerinde baskı olan gıda malzemeleri ve tıbbi mal- oluşturulmuştur. zemeler bulunmakta. Genelkurmayın arşivlerini açmayan n Derneğimiz Genel Kurmay sivil savcıları karargâha sokmayan sa- Başkanı’nın Trabzon konuşması dece emir komutası altındaki savcılara hakkında basın bildirisi yayınladı. güvendiğini eylemleri ile yansıtan Ge- nelkurmay Başkanı, üstüne üstlük ‘ça- ASDER BASIN AÇIKLAMASI ‘GE- tışma’ gibi bir kelime kullanmıştır. NELKURMAY BAŞKANI’NIN 17 ARA- LIK 2009 AÇIKLAMASINA CEVABI- Yargı ve TSK çatışabilir diyerek “göz- MIZDIR’ dağı verme” pozisyonu, gerçekte “doğ- ru yol ve doğru yer” değildir. “Yargı üzerinde baskı oluştura- mazsınız” Genelkurmay Başkanı suç işlemiştir. Askeri gücün yargıya kamuoyu önünde Genelkurmay Başkanı Orgeneral İl- mesaj vermesi suçtur. Tarbzon’da sav- ker Başbuğ’un Oruç Reis Fırkateynin- cıların harekete geçmesi gerekir. de ve Trabzon’da bulunmayı özellikle vurgulayarak yaptığı ‘’Türk Silahlı Kuv- 3-Diğer taraftan Sayın Başbuğ’un vetlerine karşı psikolojik harekât yürü- Reşadiye’de 7 Mehmetçiğimizin şeha- tenlere diyorum ki, bulunduğunuz yol, deti ile ilgili görev ihmali konusuna hiç bulunduğunuz yer doğru değildir’’ açık- değinmemesi ilginçtir. O bölge teröre laması kendi içinde çelişkiler taşımakta- duyarlı bölge ve zırhlı taşıyıcıları mev- dır. cut olan jandarma bölgesidir, askerleri- mizi korumasız olarak gönderen amirler 1-Birinci anlamlı bilgi Deniz Kuvvet- hakkında neden soruşturma açılmamış- lerinin Batı Çalışma Grubu gibi siyasete tır. müdahale grubu uygulaması icracıları- nın ve bugüne uzanan halen yargılama- Bunun cevabını bekliyoruz. Ayrıca sı süren cuntacı uzantıların çoğunlukla sivil savcılar konuyu olası kasıt açısın- denizci olmasıdır. dan incelemelidir. Ancak kamuoyunun vicdanı böyle rahatlar. Bu şüpheden İkinci anlamlı bilgi basın açıklaması kurtulmanın başka yolu yoktur. için Trabzon gibi milliyetçi duyarlılığın yüksek olduğu bir yer ve DzKK gemisi- 4-TSK’nin içindeki ‘darbeci nin seçilmesidir. vicdansız’ların temizlenmesi gerekir. Bu konuda nasıl bir işlem başlatıldığı konu- Bu tercihlerden “Biz geçmiş yaptık- sunda açıklama yapmadan haklı eleşti- larımıza sahip çıkıyoruz” biçiminde dar- rilere psikolojik harekât demek algı çar- beci damarın moral kazanması amacı pıklığıdır. dikkati çekiyor. Diğer taraftan da Türk kimliği dışında kimliği kabul etmiyoruz Eğer TSK’ni değil TSK içinde yan- mesajında ısrar devam ediyor. lış yapanları düzeltmek için eleştirenleri “kendilerin karşı savaş yürüten” olarak 2-“Adli makamların ihbar mektup- tanımlıyorsanız hata içerisindesinizdir. larına ve gizli tanıkların verdikleri ifa- delere karşı daha duyarlı ve daha dik- Yahut bu yazı ve sözleri ‘asimetrik katli hareket etmeleri gerektiğine işaret psikolojik harekât’ olarak değerlendiri- yorsanız karşı asimetrik savaş yapıyor- 6 ASDER | ocak-şubat 2010

HABERLER sunuz demektir. Konuya yandan cevap Hangi ortak değerden söz ettiğini vermek Genelkurmay Başkanının duru- açıklamasını bekliyoruz. Bu millet yal- şu olmamalıydı. dızlı konuşma değil gerçekleri öğren- mek istiyor. 5-Eğer arşivlerinizi darbeyi araştıran savcılara açmış olsaydınız bu tepkiniz- Kamuoyuna saygıyla duyurulur. de haklıydınız. 17.12.2009 Eğer darbe andıçları ile ilgili açık ve Nevzat TARHAN net duruş gösterseydiniz haklıydınız. E.Alb.Prof.Dr. Eğer bazı darbeci subaylara sahip ASDER Genel Başkanı çıkmasaydınız haklıydınız. n Yeni Üyelerimiz Gücümüze Güç ka- Eğer roketatara boru, adli tıpça onay- tıyor. lanmış metne kağıt parçası demeye de- vam etmeseydiniz haklıydınız. Selahattin ARSLAN E.Subay Ramazan ERCAN BİTİKCİOĞLU Eğer Koç Müzesindeki 400 kiloluk dinamitlere görev ihmali diyerek örtbas E.Subay etmeseydiniz haklıydınız. Ömer AKÇINAR E.Astsubay Recai KOÇAK E. Astsubay Yapımcı Eğer Bingöl’de 33 erin şehit edilme- si olayını görev ihmali diyerek örtbas et- Yönetmen. meseydiniz haklıydınız. n Derneğimiz üyeKleIrSi AHaKyISatAi ATALAY, Eğer Reşadiye’de 7 şehit askerimiz- Ahmet Cengiz TANGÖREN ve Bü- le ilgili görev ihmali olanlara TSK’den lent Demir ve derneğimize devamlı uzaklaştırsaydınız haklıydınız. destek veren dostlarımızdan Yahya ÖZTÜRK hac farizasını ifa ettiler. Al- Eğer Dağlıca’da yaşanan olayda gö- lah kabul etsin. rev ihmali olan subaya ödül vermesey- diniz haklıydınız. n Derneğimiz Genel Başkanı E.Alb. Prof.Dr. Nevzat TARHAN Beyin Muh- Görev ihmalinde ölen sizin çocuğu- terem eşi Nermin Tarhan 28 Ağustos nuz olsa o subaylara ihtar cezası ile ye- 2009 tarihinde Hakkın rahmetine yü- tinir miydiniz? rüdü. Mekânı cennet olsun. Ailesi ve yakınlarına Allah sabır versin. Sayın Başbuğ şimdi bu sorulara ce- vap vermek yerine “yandan cevap”lar n Derneğimiz Üyesi Hulusi Gülen ken- vererek tehdit kokan, denizcilere sahip di tadil ettiği teknesi ile Marmara’yı çıkan konuşmalar yaparak Ordumuza gezdi. Gezi notlarını bizimle http://as- olan sevgi ve güveni artıramazsınız. der.org.tr/index.php?option=com_co ntent&task=view&id=1049&Itemid= Bu millet artık baskı, korku ve tehdit- 64 adresinde bulabilirsiniz. le yönetilemez bunu halen anlamayan Genelkurmay Başkanı tarihi bir yanılgı içindedir. Türk toplumunun açıklık ve netlik is- temesine karşılık vermek asimetrik psi- kolojik savaşa verilecek en iyi cevap ol- maz mı? 6-Genelkurmaya Başkanı toplumun ortak değerlerinden bahsediyor. Ama toplumun yarıdan fazlası kıyafeti nede- niyle kışlaya giremiyor. ocak-şubat 2010 | ASDER 7

HABERLER ASDER’İN 5. GENEL KURULU VE NÖBET DEĞİŞİMİ Adnan Tanrıverdi - Emekli Tuğgeneral / ASDER Onursal Başkanı (Genel Kurul Açış Konuşması 22 ken, zaman içinde, MİLLET ile DEVLET KASIM 2009) arasındaki büyük sorunlar çözülmeden, kişisel meselelerin hukuk çizgisine otur- 07 Nisan 2000 tarihinde kuruluşunu tulamayacağını, siyasi iradenin de buna tamamlayan derneğimiz, ilk dört genel muktedir olmadığını, tespit etmiş; bu- kurulunu iki yılda bir, beşincisini de 3 nun için de, gayret ve faaliyetlerinin ana yıl arayla bu gün yapma bahtiyarlığına mihverini, bu köklü sorunların çözümü ulaşmıştır. için, bir devletin vazgeçemeyeceği iki ana faaliyet alanı olan, İDAREDE ADA- Derneğimiz dokuz yaşını doldurmuş- LET ve GÜVENLİKTE MİLLİLİK pren- tur. siplerinin tesisine teksif etmiştir. Genel kurullar, geçmiş dönemin mu- Derneğimiz; hasebesinin yapıldığı, geleceğe yeni ufuklar açan ve yeni atılımların başla- Darbelerin ve bu dönemlerde oluş- tılacağı önemli dönüm noktaları olarak turulan yasal mevzuatın, temel hak ve görülmelidir. Bu bakımdan 5. Genel Ku- özgürlüklerin gaspı için uygun sistemi rulun ASDER mensuplarına ve milleti- oluşturduğunu; mize hayırlı olmasını dilerim. Darbe ve dayatmaların merkezinde, Derneğimiz; Türk Silahlı Kuvvetlerinin yer aldığını; Gayrimeşru 28 Şubat döneminin, hukuk dışı uygulamalar ile, mağdur et- DAYANAĞINI İSE; tiği TSK mensupları tarafından, uzun ve özverili çalışmalar sonucunda, sos- Yasal mevzuat, yal ve siyasal içerikli, HAK ARAMA ve SOSYAL DAYANIŞMA amaçlı bir kuru- Manevî değerleri tehdit gören, sekü- luş olarak üyelerinin ve milletimizin hu- ler, kavmiyetçi ve devletçi kadrolaşma zuruna çıkarılmıştır. ve istikrarsız ortamın, oluşturduğunu tespit etmiştir. Derneğimiz; 1960 İhtilalinden itibaren, sonra ge- len her müdahale ve Darbeciler, iktidarı Kurulduğu günden itibaren, DARBE- sivil kadrolara teslim ederken, öncelik- LERİN VE GAYRİ MEŞRU DAYATMA- le kendi geleceklerini garantiye almak LARIN karşısında durmuş, HUKUKUN için, darbeleri koruyucu yasal mevzuatı ÜSTÜNLÜĞÜNE inanmış ve ADALETİ muhkem hale getirirken, Silahlı Kuvvet- savunmuştur. ler içinde de yeni, darbeci bir damarı teşkilatlandırmıştır Mensuplarının hak ve hukukunu arar- 8 ASDER | ocak-şubat 2010

HABERLER İstikrarlı dönemlerde sinen devlette- Yazılı ve görsel basına, makale, gö- ki bu darbeci damar, ideolojisini uygun rüş ve demeçler vererek, bulmadığı iktidarların zaafa uğraması için sinsi faaliyetlerini sürdürmüştür. Sivil toplumda oluşan tepki ve göste- rilere fikri ve fiziki destek vererek, İstikrarın bozulduğu ortamlarda da, mevcut yasal mevzuatı kendine göre Paneller düzenleyerek, yorumlayarak, ideolojisine ters iktidarla- Periyodik sürelerde bülten yayınla- ra, açık-kapalı, sözlü ve fiili müdahale- yarak, lerde bulunmuştur. Web sitemizi güncel tutarak, Fikri çalışmaları kitap haline getire- Her darbeden sonra, merkezi Silahlı rek, Kuvvetlerde olmak üzere,dDevlette yeni Kamuoyumuzla paylaştık. bir darbeci damar oluşturulmuştur. ASDER olarak, geçmiş dönem çalış- 28 Şubat gayrımeşru yönetiminin ma ve etkinliklerimizle, Ülke olarak, 28 kadroları da, aktif görevden ayrılırken, Şubat ortamına kıyasla, bu gün gelinen yeni darbeci damarı oluşturmayı ihmal noktada ve yaşadığımız gelişmelerde, etmemiştir. Bu damar, bu gün ERGE- aktif, yapıcı, müspet katkılarımızın bu- NEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ lunduğuna inanıyoruz. olarak mahkeme önündedir. Milli Birlik ve beraberliğin pekişmesi Bugünkü mücadele, 28 Şubatın orga- için, DEMOKRATİK AÇILIMI destekliyo- nize ettiği darbeci damarın, başta TSK ruz ve gerekliliğini savunuyoruz. ve yüksek yargı olmak üzere, devlette aktif görevde bulunan mensuplarının Demokratik Açılım sürecini, fevkala- yargıdan ve yargılanmaktan kurtarılma- de önemli bir aşama olarak kabul edi- sı için yapılan çırpınışlardır diyebiliriz. yor, Temel hak ve özgürlükler üzerine konulan kısıtlamaların kaldırılmasının ASDER olarak müktesebatımızla, ilk adımı olarak kabul ediyoruz. darbeci damarla mücadelede, en etkili ve yetkili açılımlara öncülük etmemiz Sürecin akamete uğramaması için, gerektiğini ve bunun, kaderin bize yük- köklü yasa değişikliklerine gidilmeden lediği bir ulvî görev olduğunu kabul ettik önce, mevcut mevzuata rağmen tesis ve son beş yıllık gayret ve faaliyetlerimi- edilen hukuk dışı işlemler ve uygulama- zi bu anlayışla gerçekleştirdik. lar, idarede adalet esasına göre hukuk zeminine oturtulmalıdır. Silahlı Kuvvetlerimizin hukuk dışı uy- gulamalarına, Bu yolla pek çok sorun, yasa çıkar- maya ve muhalefetin desteğine ihtiyaç İç ve dış güvenlik konularına, duyulmadan çözümlenmesi mümkün- dür. Terörle mücadeleye, Bunun en önemli engeli, devletteki, Kürt meselesine, darbeci damar ve menfi kadrolaşmadır. Milli iradenin hâkimiyetine, Bu bakımdan TSK ve yüksek yargı- daki menfi kadrolaşmanın kırılması gi- İslam Ülkelerinin maruz kaldığı teca- vüzlere, dair meselelerdeki görüş ve önerile- rimizi, yapıcı bir üslupla, ocak-şubat 2010 | ASDER 9

HABERLER rişimleri, sürecin başarısına katkı sağ- te düşüren belgeler, serinkanlılığımızı layacak en önemli faaliyet olarak kabul bozmamalı, bizi ve özellikle yönetimi edilmelidir. ellerinde bulunduranları hukuk çizgisin- den ayırmamalı, yargının talepleri karşı- Demokratik açılım süreci TBMM inde landığı ve Kurumlardaki darbeci damarı oluşturulacak geniş katılımlı bir komis- oluşturanların yargı önüne çıkarılması yon vasıtasıyla yürütülmeli ve bu ko- kolaylaştırıldığı, bilgi ve belge karart- misyona bağlı, icra gücü olan, haftanın ması yapılmadığı sürece, bu kurumla- her günü 24 saat faaliyet gösterecek, rın yönetici kadrolarının idarî işlemlerle “Demokratik Açılım Kriz Merkezi” oluş- devre dışı bırakılması düşünülmemeli- turulmalıdır. dir. Ama yargı süreci engellenirse, idarî işlemlerden kaçınılmamalıdır. İlk PKK lı grup Habur Sınır Kapısın- dan girerken bu merkez faaliyette olsay- ERGENEKON meselesinde, bir ta- dı, toplumda oluşturulan tepkiler müspet raftan soruşturma ve yargılamanın sivil yöne çevrilebilir, menfi propagandanın, mahkemelerde serbestçe yapılmasının süreci tahrip etmesi önlenebilirdi. sağlanması üzerinde durulurken; diğer taraftan darbelere ve menfi kadrolaş- TBMM deki genel görüşme çok ba- maya dayanak yapılan yasal mevzuatın şarılı olmuş ve sürecin sağlıkla devamı- değiştirilmesi girişimleri sürdürülmelidir. na büyük destek sağlamıştır. Demokratik hakların talep edilmesi Demokratik Açılımın kapsadığı; için uygun sosyal ve siyasî ortam oluş- tuğundan, yeni dönemde ASDER; Terörle mücadele, Bir taraftan “Demokratik Girişim Sü- Kürt Meselesi, recini” destekleyecek etkinlikler gelişti- rirken, Alevi Açılımı, Diğer taraftan, TSK’den yeni tasfiye- Üniversitelerde İnanç Özgürlüğü, leri önleyecek ve üyelerin kaybedilmiş haklarının iadesini sağlayacak girişim- Kamuda İnanç Özgürlüğü, lere ağırlık verilmelidir. TSK’de inanç özgürlüğü, İlk adım, Hiçbir mevzuat değişikliğine gerek kalmadan YAŞ kararı ile tasfiyeyi Başörtü sorunu, önlemek olmalıdır. gibi alanlarda da ayrı ayrı genel gö- Bundan sonraki adım da “Hukuki Gi- rüşmeler yapılmalı, bütün siyasi partile- rişim Dokümanında” önerilen mevzuat rin ve Anayasal kurumların eteklerinde- değişikliklerinin yapılması için gayretler ki taşların dökülmesi ve millet nezdinde teksif edilmelidir. konsensüsün tesisi sağlanmalıdır. ASDER yeni dönemde etkinliğini art- “ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ” tırarak devam ettirebilmesi için; soruşturması da, darbeci kadroların yar- gı yoluyla tasfiyesi ve darbelere daya- Üye ve şube sayısını arttırmalı; nak yapılan mevzuatın yeniden düzen- lenmesi için fevkalade önemli bir aşama Yayın Kurulu vasıtasıyla, Bülten ça- ve fırsat olarak kabul edilmelidir. lışmasını sürdürmeli; 28 Şubat kalıntısı pek çok gayrimeş- ru belge bu gün yargı önüne getirilmiş- tir. Basına yansıyan ve toplumu dehşe- 10 ASDER | ocak-şubat 2010

HABERLER Bu dönemin başında teşkil edilen oluşturulması için proje geliştirilmeli ve ancak aktif olarak çalıştırılamayan bu faaliyet alanlarında üye dernekler teşvik edilmelidir. Strateji Çalışma Gurubu, Hâsılı kelam; Hukuk Çalışma Gurubu; Nöbet değişim zamanının geldiğine inanıyorum. Ekonomi Çalışma Gurubu; Bunun için bugün beş yıldır sorumlu- luk yüklendiğim ASDER Yönetiminden aktif hale getirilmeli, ürettiği fikirler, ayrılıyorum. çıkarılacak bir dergide yayınlanmalı; Nöbeti, ehl-i ilim, ehl-i dil, ehl-i kalem ve ehl-i kelam, değerli bir arkadaşıma, Aylık konuklu bilimsel toplantılara Prof Dr. Nevzat Tarhan kardeşime tes- devam edilmeli; lim edeceğim için, mutlu ve müsterihim. Sosyal etkinlikler sürdürülmeli; Son üç yıllık süre içinde, derneği- mizin yönetiminde, birlikte çalıştığımız, Sosyal amaçlı platform ve çatı ku- yönetim ve denetim kurullarımız ile ruluşlarla müşterek etkinliklere devam haysiyet divanı üyelerimize, idari genel edilmelidir. sekreterimize ve dernek mensupları- mıza gönülden teşekkür ve arz-ı veda Üyesi olduğumuz çatı kuruluşların ediyorum. daha aktif çalışması için; Oluşacak yeni yönetime başarılar di- TGTV’nin üyelerinin amaç ve faaliyet liyorum. 22 Kasım 2009 alanlarına göre tasnif edilerek, platform- lar oluşturulması teşvik edilmeli; İDSB bünyesinde ise, İslam ülkele- rinin bir irade altında hareket etmesinin adımını teşkil edecek şekilde İKÖ ön- derliğinde; İslam Dünyası Savunma İşbirliği, İslam Dünyası Savunma Sanayi İş- birliği, İslam Ülkeleri Ani Müdahale Gücü, İslam Dünyası İnsan Hakları Mahke- mesi, İslam Dünyası Ceza Mahkemesi, ocak-şubat 2010 | ASDER 11

HABERLER ADNAN PAŞAMIN VEDASI Gürcan ONAT Böyle bir 22 Kasım 2009 Adnan Paşam AS- Hadiseleri gözlem ve vukufiyetiyle, başkandan DER Genel Başkanlığı vazifesini Prof. gelişmeleri takip ve yorumlamasıyla, ayrılmak kolay Dr. Nevzat Tarhan’a devretti. Bir yerde geleceğe yönelik muhtemel olayları ön- emekli oldu diyebiliriz. Bu, Adnan Pa- görü ve değerlendirmesiyle, bizlere fe- değil. Bu şamın ikinci emekliliğiydi. İlginçtir, iki raset ve basiretin zirvelerini göstermiş- nedenle ayrılığı emekliliği de hemen hemen aynı sima- tir. kabullenmiyoruz. larla olmuştu. Birincisinde silah arka- daşlarına veda etti, ikincisinde silah- İmanından gelen cesaret ve karar- Onursal sız arkadaşlarına veda etti. Birincisinde lılığıyla liderliğin de kemalatını sergile- Başkanımız devletinin silahlı kuvvetlerinden alnı- miştir. olarak yine her nın akı, şerefi ve namusuyla emekli ol- zaman olduğu du. İkincisinde devletin yanlışlarına kar- Tevazuu ve zarif yönetimiyle adeta gibi, ufkumuzu şı hak ve hukuk mücadelesi veren sivil bir manyetik çekim alanında ağabeyli- aydınlatmaya toplum kuruluşundan yine alnının akı, ğin sıcaklığını yaşatmıştır. devam etmesini şerefi ve namusuyla emekli oldu. Ancak bekliyoruz. birinci görevi üniformalıydı ve devletin Güçlü iradesi ile fikir ve düşünceleri- kanunlarının koruması altındaydı. İkinci nin nur ve aydınlığında bizleri perverde görevinde ise üzerinde ateşten bir göm- etmiştir. lek vardı ve ilahi sorumluluğunun vicda- nında yeşerttiği manevi şuur üniforma- Böyle bir başkandan ayrılmak kolay sını kuşanmıştı. değil. Bu nedenle ayrılığı kabullenmi- yoruz. Onursal Başkanımız olarak yine her zaman olduğu gibi, ufkumuzu ay- dınlatmaya devam etmesini bekliyoruz. Adnan Paşam, iki görevini de en gü- Nevzat ağabeyimizin de bayrağı zel şekilde yerine getirip mesai arka- devraldığı komutanına layık bir şekilde daşlarının ve irtibatta bulunduğu kişile- taşıyacağının gönlümüzdeki inanç ve rin sevgi ve muhabbetlerini kazanarak, huzuruyla teselli buluyor, tüm ASDER gönüllerinde eksilmeyecek ve yeri dol- camiası için Allah’tan hayırlı muvaffaki- durulamayacak hayranlık bırakmıştır. yetler niyaz ediyoruz. 12 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE İSTİFALAR ORDUNUN İTİBARINI KURTARIR Adnan TANRIVERDİ / Emekli Tuğgeneral - ASDER Onursal Başkanı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sn. bu kadar vahim olmadığı anlaşıldı. İlker Başbuğ’un Trabzon Limanında de- mirli Oruç Reis Firkateyninde 17 Aralık Poyrazköy Cephaneliği ve “Kafes 2009 tarihinde yaptığı “Basın Açıklama- Planı” Deniz Kuvvetlerindeki Ergene- sı” nı dinlerken aklıma üç soru geldi: kon yapılanmasını kamuoyunun gözleri önüne serdi. • Basın toplantısı neden bu mekânda yapıldı? Silahlı Kuvvetler, bu olaylardan bü- yük zarar gördü ve prestij kaybına se- • Bu basın açıklaması neden yapıl- bep oldu. dı? Bu toplantı bu nedenle denizde ya- • Genelkurmay Başkanının böyle bir pıldı. basın açıklaması fayda sağladı mı? Basın Toplantısı neden yapıldı? Basın Toplantısı neden denizde ya- pıldı? Bu soruyu, Genelkurmay Başkanı böyle bir açıklamayı basına yapma ih- İlk anlarda, Oruç Reis Firkateyni tiyacını neden duydu diye de değiştire- Bandırma Vapuruna, Trabzon da İstik- biliriz. lal Mücadelesinin başlangıç yeri olan Samsun’a nazire olsun diye mi seçildi Genelkurmay Başkanı’nın kafası ka- diye düşündüm. rışık. Ama konuşma ilerledikçe meselenin Aşağı baksa sakal, yukarı baksa bı- yık. Her gün kirli çamaşırları ortaya dökülen bir cuntayı içinde barındıran bir kurumu ayakta tutma isteği ile meşru düzene köstek olmamak isteği arasında kalan bir Genelkurmay Başkanı ocak-şubat 2010 | ASDER 13

MAKALE Bütün 28 Her gün kirli çamaşırları ortaya dö- Ergenekon soruşturmasının Silahlı Şubat zihniyeti külen bir cuntayı içinde barındıran bir Kuvvetlerin muvazzaf kadrolarında de- kurumu ayakta tutma isteği ile meşru rinleşmesinin engellenmesi için, Genel- ve sonraki düzene köstek olmamak isteği arasın- kurmay Başkanı, bir şeyler yapması ko- tasfiyelerle da kalan bir Genelkurmay Başkanı. nusunda, baskı altında tutuluyordur. sağlanan Silahlı Kuvvetlerde çöreklenen, ma- 28 Şubat zihniyeti ve sonraki tasfiye- kadrolaşma nevi değerleri tehdit gören ve darbeci lerle sağlanan kadrolaşma dikkate alın- cuntadan baskı gördüğü anlaşılıyor. dığında Genelkurmay Başkanının böyle dikkate bir baskı altında olabileceğini anlamak alındığında “İrtica ile Mücadele Planı” ve “Kafes zor değildir. Genelkurmay Planı” ile ilgili sorgulamalar muvazzaf Başkanının böyle general ve amirallere geldi dayandı. Resmî ideoloji çizgisindeki muhale- bir baskı altında fet partileri de; Silahlı Kuvvetlerdeki dar- olabileceğini Muhtemelen önümüzdeki haftalar- beci damarın, yargı önünde hesaba çe- anlamak zor da, Ergenekon savcıları bu planlarda kilmesi halinde, iktidar partisi ve temsil ismi geçen muvazzaf general ve ami- ettiği muhafazakar zihniyetle rekabette, değildir. ralleri ifadeye davet edeceklerdir. Silahlı Kuvvetlerin desteğini bulamaya- caklarını anladıklarından, bu gidişe dur Muhataplar, bu gidişin durdurulması demesi için Genelkurmay Başkanını, için Genelkurmay Başkanının bir şeyler dolaylı dolaysız, sıkıştırıyorlardır. yapmasını istiyorlardır. Tesettürlü hanımlarla, dindar ve mü- Bu istek, mevcut siyasi otoriteyi ül- tedeyyin insanlarla, aynı atmosferi pay- kenin felaketi olarak algılayan, Silahlı laşmaktan büyük sıkıntı duyan, onlara Kuvvetlerin profesyonel çoğunluğu ta- tahammül edemeyen, onlara hakaret rafından da destekleniyordur. etmeden rahat edemeyen yapıya sa- hip ve askerî yetkililerle içli dışlı olan, İstisnalar dışındaki emekli askerler de aynı düşüncededir. 14 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE gördükleri yerde askerî yetkililerin bo- sı ve kısıtlı imkânlara rağmen bu kadar Eğer gerçekten, yunlarına sarılan, kendileri gibi düşü- bilgi ve belgeye ulaşabiliyorlarsa; Ge- ülkenin nüp yaşamayanlara hayat hakkı tanı- nelkurmay, çemberi daha genişletme savunmasına mayan kadınlı erkekli fanatik tiplerin de, imkânı verecek suçlu ve şüpheliler hak- önem veriliyorsa, bir şeyler yapılması hususunda cesaret kında daha geniş bilgi ve belgeye sahip Silahlı Kuvvetlerin veren ve baskı yapanların arasında bu- olabilir. Milletin göz lundukları unutulmamalıdır. bebeği olarak Bu bilgi ve belgelere, idarî soruştur- kalmasının Hâsılı kelam, ma ve askerî adlî tahkikat ile ulaşılabi- önemine lir. inanılıyorsa; • Ergenekon soruşturmasında Silahlı Kuvvetlerin adı geçen ve bu zihniyetin temsilcisi ge- İddianamede suç isnat edilen, kritik yıpratılmaması neral ve amirallerin; görev ve makamlardaki general ve ami- samimi olarak rallerin istifaları ve emekliliğe sevkleri isteniyorsa; • Resmi ideolojinin temsilciliğini sağlanmalıdır. iddianamelerde yapan muhalefet partilerinin; isimleri geçen; Silahlı Kuvvetler bu kamburdan kur- general ve • Mütedeyyin insanlara taham- tarılmalıdır. amiraller mül edemeyen toplum kesiminin baskı başta olmak ve kışkırtması ile Genelkurmay Başka- İşlenen suçları örtmeye çalışmak üzere, TSK’nin nının Trabzon açıklamasını yapmış ol- onurluluk değildir. Yeni hatalara ve kadrolarında ma ihtimali yüksektir. olumsuzluklara sebep olur. bulunan muvazzaf subay Trabzon konuşması bir fayda sağla- Hiç kimse vazgeçilmez değildir. ve astsubaylar dı mı? İSTİFA Boşalan yerler daha yeterlilerle en etmelidirler. Tek kelime ile HAYIR. kısa zamanda doldurulabilir. Silahlı Kuvvetler üzerindeki kuşkular Eğer gerçekten, ülkenin savunması- dağılmadı. na önem veriliyorsa, Silahlı Kuvvetlerin Milletin göz bebeği olarak kalmasının Yapılan tenkitlerin “asimetrik psiko- önemine inanılıyorsa; Silahlı Kuvvetle- lojik harekât” olduğuna inananların mik- rin yıpratılmaması samimi olarak iste- tarında artış olmadı. Belki azalma oldu. niyorsa; iddianamelerde isimleri geçen; general ve amiraller başta olmak üzere, TSK’ne ilave itibar kazandırmadı. TSK’nin kadrolarında bulunan muvaz- zaf subay ve astsubaylar İSTİFA etme- Soruşturmanın hızını kesemedi. lidirler. Genelkurmay Başkanının susması Böylece, şüpheli askerleri, bütün Mil- gerektiğine inananların sayısını arttırdı. letin kararlarına boynunu uzattığı, Türk yargısından kaçırmak için değil, yargı- Askerin suçluluk duygusu içinde ol- lamanın kısıntısız sürdürülmesi için yar- duğunu düşünenlerin sayısında artış ol- dımcı olunmalıdır. Yargılama Ordunun du. şahsi manevisini yıpratacaksa, Milletini ve Devletini sevdiğini iddia edenler, isti- Genelkurmay Başkanı keşke bu ko- fa ederek muvazzaf görevden ayrılmalı nuşmayı hiç yapmasaydı. ve Adaletin tecellisini beklemelidirler. Eleştiriler gerçekten durdurulmak ve Olumsuz gelişmeler karşısında, Ku- orduya itibar kazandırılmak isteniyorsa; rumların yıpranmaması için, İSTİFA mü- essesesi en onurlu davranıştır. Genelkurmay Başkanı; Eğer bunu sağlayamıyorsa, Genel- En yakın mesai arkadaşları bile ol- kurmay Başkanı vakit geçirmeden isti- sa, Ergenekon İddianamelerinde ismi fa etmelidir. geçen muvazzaf general, amiral, subay ve astsubayların yargı önüne sevkinin Ülkenin önü ancak böyle açılır. 20 önünü açmalıdır. Ergenekon Savcıları, bilgi karartma- ocak-şubat 2010 | ASDER 15

MAKALE BAŞBUĞ AKLINI BAŞINA ALMALI YA DA GİTMELİ Prof. Dr. Nevzat TARHAN 16 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE Nevzat TARHAN / ASDER Genel Başkanı Samsun Vezirköprü’den 1993’te Genelkurmay Başkanının moral ver- Şehit ailesi “Ben Bingöl’de şehit olan Şenol Cansız’ın An- meye çalışması işe yaramıyor. şikâyetçiyim. nesi Hanım Cansız’ın şahsında Anado- Çocuğumun lu insanının ferasetini gördük. CHA’nın Dz. Yarbay Ali Tatar Beylerbeyi’nde ölümüne neden haberine göre şehit anası hem ‘Vatan lojmanda ölü bulundu. Ali Tatar olan subayı sağ olsun’ diyor hem ‘Askeriye suçlu- Poyrazköy’de bulunan silahlarla ilgili istiyorum. dur, evladıma sahip çıkmadı’ diyor. Hem ETÖ davası kapsamında sorgulanıyor- Emanete niye de ‘PKK’lılar pişman olarak Türk bayra- du. hıyanet etmiş. ğı ile gelirlerse onları affederim’ diyor. O subayın Son aylarda dört deniz subayını şüp- tutuklanıp ceza Herhalde Anadolu insanındaki “Pey- heli ölümlerle kaybettik. 20 Aralık 2009 aldığını görürsem gamber ahlakı ile yoğrulmuş Oğuz bo- günü ETÖ’nün karakutusu Levent Er- rahat edeceğim. yunun asaleti” bu olsa gerek. söz hastanede öldürülme tehlikesi at- Kimi kime lattı. dava edeceğiz. Yanlış yönetim kültürü Televizyona çıktık Çözüm bu cümlelerde fakat Genel- Diğer taraftan toplum adalet istiyor anlattık. İki çift kurmay Başkanının basireti bağlanmış ve artık susmuyor. TSK’de subayların laf ettik diye 33 çözümü göremiyor. Generaller konuş- morali çok bozuk. Komutanların akıl askerin anısına tukça hatalar ortaya çıkıyor. gözleri kapanmış durumda. İstanbul’da Genelkurmay Başkanının savaş ge- yapılan anıttan misinde basın toplantısı yapıp yargı, “Türkiye’nin freni patladı” diyen fır- çocuğumun basın ve akademisyenlere buyurgan bi- satçı eski siyasilerin etkisinde kalan ko- ismini kazıdılar.’’ çimde emir ve talimat verir gibi konuş- mutan hata yapıyor. ması Türkiye’nin yönetim kültürü olarak Ortadoğu veya Güney Amerika ülkesi Şehit ailesi “Ben şikâyetçiyim. Çocu- düzeyinde olduğunu çağrıştırıyordu. ğumun ölümüne neden olan subayı is- Harp Akademileri, askerlik bilimine tiyorum. Emanete niye hıyanet etmiş. göre değil ‘tek parti resmi ideolojisi’ne O subayın tutuklanıp ceza aldığını gö- göre eğitim verdiği için çağdışı kaldı. rürsem rahat edeceğim. Kimi kime da- Yönetim bilimlerinin temel ilkelerin- va edeceğiz. Televizyona çıktık anlattık. den birisinde; “İdeal yönetim, görünme- İki çift laf ettik diye 33 askerin anısına den işleri yürütür” denilir. Bu kural hem İstanbul’da yapılan anıttan çocuğumun devlet için hem de ordu için geçerlidir. ismini kazıdılar.’’ Yıllar önce Mısır’a gittiğimde rehber anlatmıştı, altı milyon asker var diye. Bu feryat arşa çıkıyor, karşılıksız kal- Yani devletin kaynakları asker maaşına maz. Şehit ismini mezardan silen zihni- gidiyordu. yet düşmanca zihniyettir. TSK bu zihni- Türkiye’mizin güvenlik yönetimi ma- yetle daha fazla yönetilemez. alesef Batı’dan çok Mısır’a benziyor. Osmanlıların son dönemlerinde mo- Ordumuz cuntacıların babasının dernizmin öncülüğünü yapmış ordumuz çiftliği değildir. Demokratik açılım klasik şimdi tam anlamı ile dökülüyor. Sebep subayların zihniyet açılımından başla- parasızlık değil asli görevini ihmal edip malıdır. güncel siyasetle ilgilenmesi. Şehit annesi kadar feraset, basiret Deniz Kuvvetlerinde karanlık şey- sahibi olmayan aklı ve kalbi körleşmiş ler oluyor. bir Genelkurmay Başkanı o makama yakışmıyor. Ya aklını başına almalı ya da gitmeli. ocak-şubat 2010 | ASDER 17

MAKALE Müslüman DEMOKRATİK AÇILIMIN toplumlardaki KODLARI elitlerin, İslam’a karşı önyargılarını Yusuf ÇAĞLAYAN / Emekli Askeri Hâkim besleyecek ve rejimin güvenliği Sosyal organizmanın bünyesinde- açan açılımları sağladığı oranda pozitif ki gizli rahatsızlıkların da üzerindeki ör- işlevler kazanır. Açılım alanlarını doğru açısından tüyü ilk çekip alan, biyolojik organizma- belirler ve bu alanlarda gerekli açılım- duydukları da olduğu gibi bunalımdır. Bugün karşı ları yapmayı başarabilirsek, yaşamakta endişeleri haklı karşıya bulunduğumuz büyük ölçekteki olduğumuz derin etnik bunalım da pozi- kılacak olaylar etnik bunalım, aynı büyüklükte bir sos- tif süreçlere kapı açar ve birlikte öznesi tezgahlanarak yokültürel düşünce bunalımının yan- olduğumuz yepyeni ortak bir geleceğin küresel üst sımalarıdır. Toplumsal bunalımlar, iler- temellerini atmış oluruz. leme doğrultusunda değişimlere kapı sistemin Geçmişte ve halen yaşadığımız kül- güvenliğini tehdit eden, aslında Siyasal İslam şaşırtmacasının arkasındaki İslami kimlik, yerel üst sistemlerle ortak sorun haline getirilmektedir. 18 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE türel ikilemler, buna bağlı zihniyet iki- dışı bırakılmasına yönelik küresel poli- Sistem içi lemleri, bu zihniyetler arasındaki ça- tikaların uygulanmasına ve dolayısıyla ihtilaflar ve tışmaların ürettiği ulus devlet, resmi da İslama karşı verilen mücadelede yer- çatışmalar ideoloji, güvenlik kültürü ve bunun do- li işbirliğine imkan sağlanmaktadır. İsla- varlığını ğurduğu tehdit algılamaları, kısaca mo- mi dayanışmanın önünü kesmek için korudukça, dern ulus devletin paradigmaları irde- rejim hassasiyetini körükleyerek, bölge sistem dışına lenmeden, tüm bunlarla şekillenen üst halkının karşısına bizzat kendi elitlerini karşı pozitif sistemin toplumun değişik kesimlerince dikmek suretiyle, politik operasyonları- bir pozisyon nasıl anlamlandırıldığını ve neden et- nı sıfır masraf ile ve yerli unsurlar eliyle alınamayacağı nik reflekslere sığınıldığını anlamamı- yürüten bir küresel üst sistemden bah- açıktır. Bu za ve sağlıklı bir açılım gerçekleştirme- sediyoruz. sebeple, İslâm mize imkân yoktur. Bu sebeple bizi tek dünyasında, bir toplum halinden, büyük ölçekte etnik Küresel üst sistemin politikalarının coğrafi gerilimle sarsılan bir topluma evrimleşti- hedefi olan toplumlarda, kültürel kim- bölünmelerden ren sosyokültürel geçmiş ile yüzleşme- lik, siyasi kimlik, dini kimlik, etnik kim- önce zihinsel miz zorunludur. lik ve cinsiyete kadar varan daha alt bölünmeler kimlikler daima sosyal bütünleşmeyi, kışkırtılmakta, Küresel Üst Sistem, dayanışma ve organizasyonu engelle- bu zihinsel Resmi İdeoloji ve Açılım yen işlevler kazanmaktadır. Bu toplum- paralanmışlık Zekânın karşıtı çoğu kez sandığımız lar, adeta farklı kimliklerin çarpıştığı bir üzerine gibi aptallık değil, koşullanmışlıktır. Ko- arenaya dönüştürülmüştür. Türkiye ve geliştirilen şullanmışlık, karşı tarafa en fonksiyonel Ortadoğu’yu hedef alan bu politikalar, politikalar kontrol ve yönlendirme manivelasını farklı etnik ve kültürel grupları politize sayesinde, sağlayan araçlardan birisidir. İslam Dün- ederek suni gerilimlere sürüklemek ve güvenlik yasında ise “Siyasal İslam” en fonksiyo- bu gerilimlerin yol açtığı istikrarsızlığın sorunlarından nel koşullandırmadır. Bu koşullandırma istismarına dayanmaktadır. Çünkü, sis- nefes sayesindedir ki, küresel sistemin yerel tem içi ihtilaflar ve çatışmalar varlığını alamayan İslam mekanizması işlevi kazandırılan rejim- korudukça, sistem dışına karşı pozitif coğrafyasında lerin güvenceye alınması noktasında bir pozisyon alınamayacağı açıktır. Bu ucuz güvenlik küresel ve yerel strateji örtüşmektedir. sebeple, İslâm dünyasında, coğrafi bö- teminatları ile Yani, küresel sistemi ihlal eden her ge- lünmelerden önce zihinsel bölünmeler pahalı ekonomik lişme, uluslar arası tekellerin çıkarlarına kışkırtılmakta, bu zihinsel paralanmışlık imtiyazlar elde yataklık eden yerel sistemler için de bir üzerine geliştirilen politikalar sayesinde, edilmektedir. tehdit olarak algılanmaktadır. Aynı şe- güvenlik sorunlarından nefes alamayan kilde, Müslüman toplumlardaki elitlerin, İslam coğrafyasında ucuz güvenlik te- İslam’a karşı önyargılarını besleyecek minatları ile pahalı ekonomik imtiyazlar ve rejimin güvenliği açısından duyduk- elde edilmektedir. ları endişeleri haklı kılacak olaylar tez- gahlanarak küresel üst sistemin güven- Modernleşme tarihimiz ne yazık ki liğini tehdit eden, aslında Siyasal İslam sözünü ettiğimiz küresel üst sistem ile şaşırtmacasının arkasındaki İslami kim- örtüşen bir resmi ideoloji tasarımına da- lik, yerel üst sistemlerle ortak sorun ha- yanmaktadır. Resmi ideoloji, modern- line getirilmektedir. Böylece, Müslüman leşme paradigmalarına aykırı kabul toplumlarda halkın iradesinde en etkili ettiği ve Siyasal İslam olarak algıladı- dayanışma unsuru olan İslam’ın devre ğı sosyokültürel dinamikleri devre dı- şı tutmaktadır. Bu kültürel dinamiklere mensup kitleler de birer iç tehdit unsuru ocak-şubat 2010 | ASDER 19

MAKALE İslam’ı irtica olarak algılanmaktadır. Böylece, resmi lamaya başlamıştır. olarak algılayan ideoloji mekanizması ile toplumlar ken- Küresel üst sistem ise, yukarıda yerli unsurların di elitlerine ve kurumlarına kontrol etti- rilmektedir. Dolayısıyla resmi ideoloji, özetlediğimiz koşullandırma mekaniz- İslam’ı bir toplumun iletişim ve uzlaşma kanalla- masının sağladığı meşruiyet zemininde üst kimlik, rı olan ortak değerleri, toplumun deği- bölgeyi askeri olarak işgal etmiştir. Daha bir toplumsal şik kesimleri arasında ortak bir bağ olan sonra şirketleri gelerek ileride bağımsız bütünleşme İslam’ı etkisizleştirerek, bu kesimlerin, olsa dahi bu anlaşmaların yükümlülü- bağı olarak birleştirici manevi değerlerin hükmün- ğü altına soktuğu bir yerel sistem oluş- görmemelerinin den çıkıp, farklılaştırıcı etnik özellikle- turmuş ve anlaşmalar imzalayıp, askeri temelinde küresel rinin hükmü altına girmelerine yol aç- olarak çekilme aşamasına gelmiştir. An- üst sistemin bu mıştır. Bu da alt kimlik dayanışmalarını cak, bölgeyi işgal ve enerji kaynakları- “siyasal İslam” beslemiş ve günümüzdeki yıkıcı boyut- nı kontrol altına alma ne kadar bölgede koşullandırması lara evrimleştirmiştir. istikrarsızlığı, iç çatışmaları ve parça- bulunmaktadır. lanmayı gerekli kılmışsa; bu gün de, o İslam’a karşı İslam’ı irtica olarak algılayan yerli un- oranda istikrarı şart kılmaktadır. Hem gerçekleştirilen surların İslam’ı bir üst kimlik, bir toplum- şirketlerin hem de enerji kaynaklarının bu koşullandırma, sal bütünleşme bağı olarak görmeme- güvenliği ve transferi bölgede bu amaç- etnik temel lerinin temelinde küresel üst sistemin la bağdaşır bir istikrarın hâkim olmasına üzerinde yükselen bu “siyasal İslam” koşullandırması bu- bağlı bulunmaktadır. Bu sebeple uluslar sorunları da lunmaktadır. İslam’a karşı gerçekleştiri- arası sistemin yol açtığı suni sorunlar tetiklemiştir. len bu koşullandırma, etnik temel üze- bir ölçüde devre dışı kalmıştır. Bölgede rinde yükselen sorunları da tetiklemiştir. kontrollü bir istikrar dönemi başlamıştır. Hem İslam’ı, hem de etnik dayanışma- İstikrarı bozan unsurların tasfiyesi gün- ları tehdit olarak algılayan yerel üst sis- deme gelmiştir. tem ise, demokrasiyi de, temel hak ve özgürlükleri de birer tehdit olarak algı- Yerel Üst sistem ve Açılım Ortak üst kültürün fonksiyonel dü- zeyden sembolik düzeye itilmesi, süreç içinde kimlik referanslarını da değiştir- miştir. Resmi modernleşme kurgulama- sının kültürel ve felsefi arkaplanı, Türk ve Kürt kesiminde ortak bir gelecek için dayanışma tutumunu ayakta tutacak ortak değerleri tahrip etmiştir. Tüm mo- dern araçlarla yapılan kimlik dayatma- ları, ortak gelecek için sürdürülebilir bir dayanışma gelişimine mani olan kim- lik ikilemleri ortaya çıkarmış ve bu ise, etnik ikilemlere yol açmıştır. Katılımcı ve dayanışmacı bir “üst kültürel kimlik” yerine, egemen bir Türk kimliği ikame edilmiştir. Ulus devlet Türklük vurgusu- na dayandırılmıştır. Türklüğün siyasal- laştırılması, Kürt kimliğinin de siyasal- laşmasına yol açmıştır. Aynı zamanda, 20 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE modernleşme hareketlerinin üretim mo- Hatta, Kemal Burkay, Apo ve PKK’yı Türk ulusalcı dernleşmesi yerine, dine karşı yıkıcı bir “Kürt sorununu terör sorunu” haline ge- zihniyeti ağır hüviyet kazanması, etnik kesimler ara- tirmekle suçlamış ve işbirliği imalarında değişen, sındaki manevi bağları koparmıştır. Sü- bulunmuştur. Neticede sorun hem siya- dolayısıyla reç içinde, özellikle Türk-Kürt kesimleri sallaşmış, hem de terör sorunu olarak değişime en arasında hâkimiyet, mahkûmiyet ve ita- gelişmiştir. Bu iki algı çerçevesinde iz- katı direnç at ilişkisine yol açan bir üst sistem or- lenen strateji ve taktikler, merkezinde unsurları olan taya çıkmıştır. Ortak geleceğimizin önü etnik kimlik olan bir sosyolojik ayrışma kurumsallaşmış Türk-Kürt ulusalcılığı ikilemi ile uzun yıl- sürecini beslemiştir. Bu süreçteki özne- bir resmi lar kapalı tutulmuştur. lerin, entegrasyon ve çözüm açısından ideolojiyi temsil kötü huylu muhataplar olduğunu görü- etmektedir. Türk ulusalcıları 1920’li yılların kon- yoruz. Ortak söylemleri etnokültüreldir. Bu zihniyet jonktüründen hareketle üretilen tezle- Bir diyalog geliştirmeye, işbirliğine, çö- kurumlara, ri kutsallaştırmış ve tek parti dönemin- züm üretmeye ve entegre bir dayanış- sisteme boyun de olanca gücü ile suni bir ulus kimliğini ma inşasına kapalıdırlar. Kısaca, Türk eğmeyi sağlayan dayatmıştır. Diğer elit kesim ise, aynı ve Kürt ulusalcılarının muhatap olduğu bir güç, bir baskı tezleri kendi etnisitesine uyarlamış, et- 30 yıllık bir süreçte, etnik yabancılaş- ve tahakküm nik kimliğe vurgu yapan paralel ideolo- ma adeta merkezi esir almış, terörü az- aracı işlevi jisini ve tek partisini üretmiştir. Uzun bir dırmış ve paralel olarak da askeri ope- kazandıran dönem sahneyi bu iki elit işgal etmiştir. rasyonlar gittikçe şiddetlenmiştir. Öyle darbeci bir Türk ve Kürt Ulusalcıları arasındaki bu ki, çatışma düşük yoğunluklu bir savaş zihniyettir. çatışmacı ilişki, iki tür tepkisel çözümü olarak tanımlanan boyutlar kazanmış- beslemektedir: Türk Ulusalcıları diğer tır. Görüldüğü üzere, açılım sürecinde tüm kesimleri hakimiyeti ve itaati altına muhataplar çok önemlidir. Etnik kim- almayı hedeflemekte, bu hedefe ulaş- liğe odaklı öznelerin muhatap olduğu mak için gücü esas almaktadır. Kürt ke- bir ortamda gelişen sorunların çözümü, siminde ise mukabil bir direnç oluşmak- ancak bu muhatapların değişmesi ile ta, etnisite şiddetlenmekte ve ayrılıkçı mümkün olacaktır. ve bölücü bir terör karakterinde ortaya çıkmaktadır. Bir tarafta ırkçı despotizm, Türk ulusalcı zihniyeti ağır değişen, öte yanda bölücülük ve terör… İşte üst dolayısıyla değişime en katı direnç un- sistem bu ilişki biçimini artık bir kısır surları olan kurumsallaşmış bir resmi döngü haline getirmiş bulunmaktadır. ideolojiyi temsil etmektedir. Bu zihniyet kurumlara, sisteme boyun eğmeyi sağ- Açılımda Muhatap layan bir güç, bir baskı ve tahakküm Özneler Sorunu aracı işlevi kazandıran darbeci bir zih- Ulus devlet, üniter devlet ve resmi niyettir. Bu zihniyet, 28 Şubat dönemin- ideolojinin paradigmaları çerçevesin- de bariz bir şekilde milletten koptuğunu, de bir strateji geliştiren Türk ulusalcıla- milletin temel değerlerine yabancılaştı- rı, sorunu bir terör sorunu olarak kabul ğını, hatta bu değerleri tahribe yönel- etmiş, hatta bu özellikte tutmayı bir tak- diğini bilfiil ortaya koymuştur. Milleti, tik haline getirmiştir. Ülke bütünlüğünü değerlerini, hür ve serbest seçimlerde muhafaza etmek için hâkimiyet-itaat et- tecelli eden milli iradeyi tehdit olarak tirme hedefine yönelmiştir. Kemal Bur- algılayan, bu iradeyi tahakkümü altına kay gibi Kürt ulusalcıları ise, sorunu bir almak için yasadışı faaliyetlere girişen Kürt sorunu olarak tanımlamışlardır. darbeci zihniyet despot, demokrasi ve ocak-şubat 2010 | ASDER 21

MAKALE Sorunun karşıt insan hakları karşıtı bir zihniyeti temsil Öncelikle herkes kökü 1950’lere kadar öznesi olan Kürt etmektedir. 28 Şubat döneminde perva- uzanan bu değişimin bilincinde olmalı- sızlaşan bu darbeci zihniyet artık orga- dır. Dolayısıyla, etnik hiyerarşiye dayalı ulusalcıların nize suç örgütü iddialarının konusu ha- bir yönetim, tahakküm ve itaat ilişkisine benzer bir irade line gelmiş bulunmaktadır. değil; katılıma dayalı ortak bir geleceği inşa etmeye, herkesin saadeti, özgürlü- ile devre dışı Açılım 1950’lerde Başladı ğü ve güvenliğini gerçekleştirmeye; bu bırakılamadığını Ülkemizde 1950’li yıllardan itibaren çerçevede yeniden yapılanmaya; dev- bir demokrasi ve muhafazakârlık açılı- leti herkesin devleti, ülkeyi herkesin görüyoruz. mı süreci yaşanmıştır. Bu süreçte, mil- ülkesi, İstanbul’u herkesin İstanbul’u, DTP Türk li iradeyi temsil eden muhafazakâr ve Hakkâri’yi herkesin Hakkâri’si yapmaya demokrat bir zihniyet ile resmi ideolojiyi dönük samimi bir siyasi irade ile muha- ulusalcılığının temsil eden elit ve ulusalcı zihniyet ara- tap olunduğu görülmelidir. temsilcisi olan sında hür seçimlerin ve darbelerin belir- CHP’nin adeta leyici olduğu dönemsel gel-gitler yaşan- Sorunun karşıt öznesi olan Kürt ulu- tek parti dönemi mıştır. Gelinen noktada, galip olan milli salcıların benzer bir irade ile devre dışı iradedir ve milletin değerlerinden, ortak bırakılamadığını görüyoruz. DTP Türk versiyonunu paydalarından, üst kimliğinden kopuk, ulusalcılığının temsilcisi olan CHP’nin temsil etmektedir. dar, despot, tahakkümcü, ulusalcı zihni- adeta tek parti dönemi versiyonunu yeti ve bu zihniyeti temsil edenleri mu- temsil etmektedir. PKK’nın siyasi ka- halefete iterek değerlerini temsil eden, nadı rolündedir. Zihniyet itibariyle ge- dindar ve demokrat bir meclis çoğunlu- niş dindar-demokrat Kürt tabanı temsil ğu teşkil etmiştir. Yani, ulusalcı muha- etmekten uzaktır. Sadece, resmi ideo- taplardan birisi sahneden indirilmiştir. lojinin İslam’ı devre dışı tutması saye- sinde, toplumsal taban nezdinde İslam ölçütü ile sorgulanmama avantajını kul- lanmaktadır. Takiyyeci ve istismarcı bir tutum içindedir. Açılımı bir çözüm, en- tegrasyon, toplumsal bütünleşme ola- rak değil; bir mevzi kazanma, daha avantajlı bir pozisyona yerleşme, bir taviz, devleti PKK ile masaya oturtma, dolayısıyla da etnik kimliği daha da si- yasallaştırmada bir ara geçiş formülü olarak algılamaktadır. Bu kafa yapısı ile de, çözüm iradesine sahip olan karşı- sındaki muhatabın elini kolunu bağla- yan Türk ulusalcı tepkilerle adeta işbirli- ği yapmaktadır. Açılımın temel sorunu, dindar ve demokrat mukabil bir muhatap boşlu- ğudur. Sahnede çocukları ve kadınla- rı kullanmak, esnafa kepenk kapatma eylemlerini dayatmak, hatta seçimlerde PKK tahakkümü ile geniş muhafazakâr ve demokrat Kürt tabanı provake etmek, 22 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE en kritik günlerde organize ettiği karşıla- Etnisiteyi şiddetlendiren kültürel açı- Etnisiteyi şiddet- ma törenleri ve gösterilerle etnik ve bö- lımları savunanlar, resmi ideoloji ile el lendiren kültü- lücü rengi daha da artırmak gibi DTP ve ele vererek bu sosyokültürel üst kimliği rel açılımları sa- sahnede kaba gürültüsü olan bir avuç etkisizleştirmektedir. Tabanın bir kesimi vunanlar, resmi Kürt ulusalcının sergilediği duruş, açı- bu üst kimliği keşfetmiş ve ona yasla- ideoloji ile el ele lımın ortak gelecek açısından işlevsel- narak kendi ulusalcılığını yontmayı ba- vererek bu sosyo- liğini sorgulanır hale getirmektedir. Ge- şarmış ve elini uzatmış beklemektedir. kültürel üst kim- niş Türk muhafazakâr kitleler dahi bu Tabanın kalan kısmı da, artık sahne- liği etkisizleştir- muhatabın iyi niyeti konusunda tatmin den inmiş olan Türk ulusalcılığına, res- mektedir. Tabanın olmamakta, açılım hakkında derin kay- mi ideolojiye tepki ve isyan tutumunu bir kesimi bu üst gılar taşımaktadır. DTP bu özellikleri ve bir yana bırakmalıdır. Karşısındaki mu- kimliği keşfetmiş ulusalcı zihni yapısı itibariyle aynen tek hatabın değiştiğinin artık bilincine varıl- ve ona yaslana- parti dönemindeki CHP ile toplum ara- malıdır. Kendisini hala resmi ideolojiye rak kendi ulusal- sındaki çarpık temsil-tahakküm ilişkisini ve Türk ulusalcılara karşı konumlandı- cılığını yontmayı yansıtmaktadır. ran DTP ve PKK türü yapılardan kurtu- başarmış ve elini lunmalıdır. Türk ulusalcılarına ve resmi uzatmış bekle- Açılım ve ideolojiye sallanan etnik kılıcın sahne- mektedir. Sosyokültürel Üst Kimlik deki dindar-demokrat ve doğru muhata- Açılım sürecinin temel sorunu olan bı, daha da kötüsü din kardeşlerini ya- muhatap sorunu, bir başka sorunu da raladığı artık görülmelidir. Bu taktirde temele oturtmaktadır. Sosyokültürel üst açılım için gerekli şartlar tam kıvamını kimlik sorunu… Ülke genelinde Türk bulacaktır. ulusalcıların 1950’li yıllardan önceki tek parti despotizmi ve bu yıllardan itibaren Tabanların bütünleşmesi, sözünü et- de darbelerle dikte ettiği yazılı ve tea- tiğimiz dindar demokrat sosyokültürel müli normların önüne geçerek kendini sistem ile mümkündür. Zaten bu sistem kabul ettiren dindar demokrat ve etnik bu güne kadar işlevini yerine getirmiş iki tür sosyokültürel sistem ortaya çık- ve tabanda derin çatlaklar oluşması- mıştır. Zaten, bu iki sosyokültürel sis- nı engellemiştir. Çatlak, ulusalcı karak- temin politik sürece yansıması ile yu- terdeki üst sistemde ortaya çıkmış, bu- karıda sözünü ettiğimiz iki tür muhatap radan tabanı etkisi altına almıştır. Üst ortaya çıkmıştır. Dindar ve demokrat sistemdeki bu çatlağın ortadan kaldı- Kürt tabanın kafa karışıklığı, bu kültürel rılması da, demokrasi, insan hakları ve kod ikileminden kendini kurtaramayışın- katılım temelinde gerçekleşecek bir üst dan kaynaklanmaktadır. Bu da, dindar dayanışma ve ortak bir geleceği inşa et- ve demokrat muhataba karşı, DTP gibi me iradesini üretecek dindar ve demok- etnik kimlik odaklı çatışmacı ve marjinal rat sosyokültürel sistemin Türk kesimde bir muhatabı sahnede tutmak gibi bir tu- olduğu gibi Kürt kesimde de politik sü- tumu sürdürmesine yol açmaktadır. rece yansımasıyla mümkün olacaktır. 17.12.2009 Tarihli Zaman/Yorum’da “Açılımın Geleceği” başlığı ile kısmen yayınlanmıştır. ocak-şubat 2010 | ASDER 23

MAKALE TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ “YAŞ” TAHTAYA BASMASIN... 24 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU / Emekli Hv. Plt. Sb. YAZAR YAŞ konusu TSK için yüzkızartı- YAŞ mağduru kardeşlerimizden (be- 28 Şubat cı suçlar gibi bir sabıka olmuştur... Ne- nim gibi emekli bir havacı yüzbaşı olan) postmodern den böyle olmuştur? Zira insaniyet ca- Gürcan Onat beyefendinin geçenlerde darbesinin miası içinde hiçbir Allah kulu –her türlü yazdığı makaleyi hemen bütün çevre- planları yapılmaya meslekî ihtisas kaabiliyet ve haysiyetine me yaydım. Herkesin okuması gereken başlanınca (yetenek, bilgi ve disiplinine) fazlasıyla sözler, incitici fakat çok mühim madde- namaz kılarken sahip olduğu halde− bir üyenin bir ku- ler sıralıyordu Gürcan. Öyle ki, askerce görülmüş ve/ rumdan ihracını makul karşılayamaz... diyeyim; her biri bir ok gibiydi... veya hanımlarının da tesettürlü l Akıl, iz’an, hikmet (bilgelik) buna “Yine bir YAŞ toplantısı.... Manşet- oldukları tespit hayır der. ler: “disiplinsizlik nedeniyle TSK’den... edilmiş. Sonra Personel ihraç edildi...” bunlar birden bire l İnsaf, vicdan, basiret ve tüm insanî irticacı olarak erdemler kocaman bir hayır der... l Kim bunlar? —İrticacı subay ve/ yaftalanarak, veya astsubaylar. atılmaya l Silahlı Kuvvetlerimizin bin küsur başlanmış yıllık teamülleri buna hayır der. l Yargılanmış mı bunlar? —Hayır! l Haklarında belge açıklanmış mı? l Kadim hukuk ve modern hukuk ha- —Hayır! yır diyor... l Kendilerinin irticacı olduklarına da- ir bilgileri var mı? —Hayır! l İnsan Hakları ihlâllerini inceleyen l İrtica tanımlanmış mı? —Hayır! yüksek yargıçlar heyeti bu tür şeylere l Kendilerine uyarı yapılmış mı? hayır diyen kararlar aldılar... -- Hayır! Peki, kim bunlar? Ne zamandan be- Bu hukuksuz, akıl ve iz’ana muhalif, ri TSK içindeler? Ne yapmışlar? Ne za- basiretsiz ve hiçbir insanî felsefenin ka- man tespit edilmişler? Bunlar; Astsubay bullenmediği icraatı azaltmak değil, kö- çavuş rütbesinden Albay rütbesine ka- künden kesmek zamanı gelmiş ve hattâ dar her rütbede personel. Dolayısıyla, geçmektedir. Şu çağda böylesi ilkel bir bir aydan 30 seneye kadar görevinin uygulamayı sürdürmek millî menfaat- başında vazifesini sürdürmüş, TSK’nın lerimiz kadar dünyaya karşı düştüğü- muhtelif görev yerlerinde en basit bir müz basit konum nedeniyle –sadece vazifeden en gizli Kozmik Evrak Su- TSK’nin değil− milletçe hepimizin yü- baylığına kadar her görevi üstlenmişler. zünü kızartmaktadır... 2007 yılında bir Umumiyetle (bence hemen hiç.....REB) Amerikan subayı ile Abudabi’de sohbet pek disiplin cezaları olmayan, gayret- ederken birden bana “size bir sualim li, başarılı birçok takdirleri ve hattâ üs- var sör” dedi. Buyrun demek gafletin- tün cesaret madalyaları olan personel. de bulundum. Adam, “sizin ordudan na- 28 Şubat postmodern darbesinin plan- maz kıldığı için, karısı örtülü olduğu için ları yapılmaya başlanınca namaz kılar- atılanlar varmış, yoksa sen de onlardan ken görülmüş ve/veya hanımlarının da mısın?” diye soruverdi... Yüzümün al- tesettürlü oldukları tespit edilmiş. Sonra dığı şekil dikkatini çekmiş olacak ki, ar- bunlar birden bire irticacı olarak yaftala- dından “yaaa... sory (üzgünüm)” deyip narak, atılmaya başlanmış...” ilave etti: “sohbetimizde hep bizim US Gürcan kardeşim, gür bir sesle; bu olarak Irak’ta, şurda burda yaptığımız hepimizin yüzünü kızartan eylemi or- günahlardan bahsettin ama senin ordun ganize edenlerin mel’un gayelerini de da öyle çok mâsum değilmiş..” deyiver- ifşa ediyor, bu YAŞZEDE’lerin “büyük di... Bu şekilde (suali için) özür dilemesi bir sinsi ve mel’un planın gereği olarak ile bir nebze olsun teselli olmuştum. Bi- ihraç edildiklerini” de yazıyordu ki, son raz sessizlik oldu ve ben, “hayır ben o şerefe nail olamadım” dedim ve konuyu değiştirdik... ocak-şubat 2010 | ASDER 25

MAKALE derece haklı ve üzerinde çok düşünül- tavrıyla zeytinyağı gibi üste çıkma, ka- mesi gereken bir tesbitti... Nitekim onun bahatini saklama gayretini ifşa ediyor- gibi düşünüyorduk bizler de... du: Emekli bir askerî hazık hekim (psi- “Yüzlerce hikâyeden sadece birisi. kiyatri alimi) olan Prof.Dr. Nevzat TAR- Bu hikâyenin neresi asimetrik Psikolo- HAN hocamızın üst üste yazdığı birkaç jik Savaş, kapı gibi gerçek. Ama aslın- ilgili makalesiyle dikkat çekmek istediği da sahte ve hukuk denetiminden kaçırı- de hep bu husustu. Yani Adnan, Tarhan, lan BÇG raporları ile YAŞ yoluyla subay Ercan, Gürcan... hepimiz aynı noktayı ihraç etmek Asimetrik Psikolojik Savaş- gösteriyoruz ısrarla. “TAŞIN ALTINDA- tır...” Bir sonraki yazısında: “Dnz. Kur Kİ ÇAPANOĞLUNA DİKKAT!” diyoruz: Alb. Dursun Çiçek’in Reşadiyeli olması ve bir türlü yargılanamaması, Ordu’dan Nevzat hocanın, “TSK’da asimetrik ihraç edilen subaylarının çoğunun de- psikolojik savaş kaygısı” başlıklı yazı- nizci olması...” tesbitini yapıyor, bilaha- sında Kaymakam Ahmet Çınar’ın “Ben re bunları yorumluyordu. Ben o yazıla- bir Kaymakamım-her şeyi yazamadım” rın da ilginç ve son derece ibretamiz, adlı kitabından aktardığı “sakıncalı ko- düşündürücü kısımlarını burada tekrar- mando”, YAŞ yoluyla irtica ve disiplin- lamak istiyorum: sizlik gerekçesi ile ihraç edilenlerden “Aydın Yılmaz” yüzbaşının nasıl bir er- “Bu veriler ve bağlantılara göre han- dem ve nasıl bir üstün asker misâli ol- gi anlamları çıkarabiliriz? Birinci anlam duğu anlatılıyordu. Hocanın yazısını bi- Dursun Çiçek zannedildiğinden daha tirdiği cümlelerde de aynı tesbit vardı. çok önemli birisidir. İkinci anlam Erge- Hoca, TSK’nin hem suçlu hem güçlü nekon çetesinin denizci ayağı farklı bir yapı oluşturuyor ve irtica ile mücadele Emekli bir askerî görevi onlara verilmiştir. (...) Altıncı an- hazık hekim lam, darbeci ve cuntacı damarın ken- dilerine yardım etmeyen komutanlara (psikiyatri alimi) “Bize ışığı göstermezseniz, biz de size olan Prof.Dr. ışığı göstermeyeceğiz” blöfü...” Nevzat TARHAN Ne dersiniz? Bunlar son derece hocamızın üst hayatî tesbitler değil midir? Emekli Tuğ- üste yazdığı general Adnan TANRIVERDİ Paşa ise, birkaç ilgili “MİLLETİN BEKLENTİSİNE CEVAP makalesiyle VEREMEYEN BİR YAŞ TOPLANTISI dikkat çekmek DAHA...” başlıklı makalesinde son YAŞ istediği de hep toplantısından ümid ettikleri gibi (olan- bu husustu. lardan ders alındığını gösteren) bir ne- Yani Adnan, tice çıkmadığını, bunun yerine bilakis Tarhan, Ercan, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışan, hem suçlu hem güçlü olan TSK mev- Gürcan... hepimiz cut riyasetinin (komuta kademesinin) aynı noktayı bir nevi hükûmeti fırçaladığını (benim gösteriyoruz anladığım budur, paşamızın yazdıkla- rı değil), hükûmetin hesap sormak ye- ısrarla. “TAŞIN rine TSK’nin “Son dönemde Türk Silah- ALTINDAKİ lı Kuvvetlerine karşı yürütülen asimetrik psikolojik harekât konusunda bilgi (!)” ÇAPANOĞLUNA aktarışını (fırçasını demek daha doğru DİKKAT!” diyoruz değil mi?) dinlemekle iktifa edip sustuk- 26 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE ları ifade edilmiş... O günlerde bu millet (yakın tarihimizdeki Adnan Tanrıverdi Adnan Tanrıverdi Paşamız bunları tüm dejenerasyonlar ve İslâm düşman- Paşamız bunla- lığı gayretleri hep ordu menşeli olduğu rı yorumlarken şu yorumlarken şu güzel ve mühim tesbit- halde) hálâ ordusunu PEYGAMBER güzel ve mühim lerde bulunuyor: “Kirli çamaşırların or- OCAĞI olarak görüyordu çünkü... Son- tesbitlerde bulu- taya dökülmesi, «Asimetrik Psikolojik ra bu YAŞ’zede subayları tanıdıkça gö- nuyor: “Kirli ça- Harekât» olarak değerlendiriliyorsa, bu rüp anladılar ki, ordu artık “Peygamber maşırların ortaya harekâta malzeme vermemek gerek- Ocağı” olmaktan çıkmış, hattâ neredey- dökülmesi, «Asi- mez mi? Aslî görevle meşgul olmak ye- se şu haliyle tam bir “ŞEYTAN OCAĞI” metrik Psikolojik rine darbe planları ile uğraşan muvaz- haline gelmiştir! Ama kimse hüzünlen- Harekât» olarak zaf subaylar ve hattâ Kuvvet Komutanı mesin, bu ocağın tekrar eski satvet ve değerlendiriliyor- seviyesindeki generallerin marifetlerini ikbaline kavuşması yakındır!.. Şafak, sa, bu harekâta haber yapmak mı (asimetrik) psikolojik karanlığın en koyu hali tecelli ettikten malzeme verme- harekât oluyor? Yoksa onların yargıya sonra söker, unutmayın... 11/12/2009 mek gerekmez intikal eden planlarındaki eylemler mi? mi? (...) Yargılamadan ihraç etmek zorunda kaldığınız iki kişi nasıl bir irticai faaliyet- te bulundu ki, Silahlı Kuvvetlerin “temel yapısını ve disiplinini bozacak” şekilde tehdit oluşturuyor? (...) Silahlı Terör Ör- gütü oluşturmak suçundan yargılanan muvazzaf askerlere, TSK’nin bünyesin- de kalmasına tahammül edilerek göste- rilen tolerans, bu iki kişiye de gösterile- mez miydi? Haklarındaki işlemler yargı kararı sonucunda tesis edilemez miy- di? Bütün bu güzel ve mühim tesbitler- den sonra başlıktaki sözü –çok iyi an- laşılsın inşaallah− diyerek tekrar etmek istiyorum: TSK, bir daha asla bu “yaş” tahtaya basmasın... Denizci kadronun riyasetinde yürüyen darbeci derin te- rörist yapılanmanın kendilerine mani olabilecek namuslu ve şerefli subayla- rı tasfiye (ayıklama, yoldan çekme) gi- rişimleri artık yüce milletimiz tarafından ayan beyan görülmüş, anlaşılmıştır!.. Dahası onların bu oyunlarıyla millet en kıymetli askerlerinden mahrum bırakıl- mıştır... Şah rejimini deviren Humeyni iktidarı bütün eski komuta kademesini öldürmek suretiyle nasıl askerî gücünü korkunç bir şekilde kaybettiyse TSK de böyle olmuştur bir nevi... Adeta yüz kızartıcı bir suç işlemişler gibi ordudan atılan bu insanlara maale- sef önceleri biraz kuşku ile bakılıyordu ama artık o günler çok gerilerde kaldı... ocak-şubat 2010 | ASDER 27

MAKALE YAŞ VE ASİMETRİK SAVAŞ Ersan Ergür İşte devletin hatta Akşam haberleri izliyorum alt yazı YAŞ’ta ihraçlar var… Var ama ben bu Peygamber Ocağı dikkatimi çekti; YAŞ’ta ihraç var mı? ihraçları çaresizliğin, zulmün, zayıflığın ve güçsüzlüğün eseri olarak görüyo- denilen ve bu ül- Evet, dün yaşanmış gibi hatırımda. rum. Bu ne demektir biliyor musunuz? kenin kanla alın- 1994 yılı yaz aylarının sonlarıydı. Bağ- Her bakımdan sizin himayenize muhtaç masında en büyük lı birlik komutanı olarak Tugay Komuta- savunmasız bebeğinizin horlanıp, itilip pay sahibi, şehit- nı Tuğgeneral Kenan DENİZ ‘in döne- kakılıp ve tokatlanarak zulme uğrama- ler yuvası, şerefli min Genelkurmay başkanı Orgeneral sıdır. Bu aslında o çocuğun acizliği ol- Türk Ordusunun İ.Hakkı KARADAYI’nın çağrısı ile katıl- mayıp, sizin acizliğiniz ve zavallılığınız- dığı toplantı sonuç değerlendirmesi ve dır. Çünkü o sizin himayenize verilmiş en üst kademe- ilgili emirlerini aktardığı toplantıdayım. ve korumanız altında olması gereken sindeki komutan- altın bir emanettir. ları olarak YAŞ’a Sn. Kenan DENİZ; “Genelkurmay Başkanımızla görüştük. Artık mahke- İşte devletin hatta Peygamber Ocağı başvurursanız, melerle uğraşmayacağız. Birliklerinizde denilen ve bu ülkenin kanla alınmasın- sizler de bu du- hanımlarının başları örtülü personel var da en büyük pay sahibi, şehitler yuvası, ruma düşmez mi- ise derhal bana bildiriniz. YAŞ kararla- şerefli Türk Ordusunun en üst kademe- rı ile ordudan ilişiklerini keseceğiz. Hem sindeki komutanları olarak YAŞ’a baş- siniz? zaten Kuran-ı Kerimde örtünme ayeti vurursanız, sizler de bu duruma düş- yok.” diyerek ve konuşmasını detaylan- mez misiniz? dırarak devam etti. YAŞ’ta komuta kademesinden; “Asi- İşte o gün bugündür, maalesef 28 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE metrik Psikolojik Harekât kapsamında yorum. Ama sanırım bunu dünyada öğ- Kendinizi, TSK’ne karşı bir faaliyet yürütüldüğü- renemeyeceğim. yüzyıllardır çeşitli nü ve bu faaliyetlerin farkında oldukla- entrikalarla rını vs.” ifade eden bir açıklama geldi. Bildiğim ve merak etmediğim, aşikâr düşmanlıklarını İşte bakınız siz silahlı güçlerinizle ve olmuş bir gerçek var ki benim beni atan- esirgememiş, kanunlarınızla topyekûn bir güce sahip- lardan daha mutlu olduğum. Gerçekten yurdumuzu işgal ken savunma yapma ihtiyacı duyacak ben daha mutluyum. Belki düşünülebi- ettikten sonra bir hale düşebiliyorsunuz. Hâlbuki bu lir ki YAŞ’a nispet için böyle yazıyorum. yakarcasına konuda eğitimli olan sizsiniz. Gelecek- Asla ve kat’a… Ne borcum var ki… kaçmış sinsi te ne gibi yaklaşım ve sonuçların çıka- düşmanlıklarını bileceği ise meçhul... Bazı isimler nere- Ben toplumda halen saygın bir insa- halen devam deyse maskara olmuş durumdalar. Bu nım. Benimle aynı görüşleri paylaşma- ettiren uluslara olayların batıni nedenlerini deruni akıl- yanlar dahi beni el üstünde tutuyor. Ne- karşı bir zafer larınızda sorgulamanızı şiddetle tavsiye reye gitsem kapılar bana ardına kadar kazanmışçasına ediyorum. İşte size küçük bir yol harita- açılıyor. İsimleri yazmak istemiyorum mutlu mu sı öküz altında buzağı aramaya gerek Emin olun ki; çok meşhur bir zamanlar hissediyorsunuz? yok. Siz mazlumlara, masumlara ve Al- solcu olan insanlar dahi ayakta alkışlı- lahın sabi kullarına haksızlık ederseniz, yorlar beni. Aslında ben, beni atanlara onların sahibi olarak yüce Allah elbette teşekkür ediyorum. Beni hak ettiğimden onları yalnız bırakmayacaktır. İnanmak daha saygın kıldılar. Hem toplum karşı- ise işte deruni akıllarınızda gizli… sında hem Hakkın nazarında gerçekten hak etmediğim yerlere geldim. Evet, yaptıkları ayyuka çıkan her tür- lü ahlaki zafiyeti aşikâre işleyen, cunta- Ve ben inanıyorum ki; dün beni atan- cılık harekâtına adı karışan birçok ismi lar bugün içinde olduğum mutluluğun ve değil YAŞ’A getirmek belki de elinizden saygınlığın farkında olsalar vallahi beni gelse ödüllendirmek isterken, yine ma- atmazlardı. Bilakis beni kurmay yapar- sum vatanperver iki subayı disiplinsiz- lar, bir de üstüne üstelik general yapar- lik gerekçesiyle ihraç ettiniz. Hem de lardı… maalesef mertçe değil, adil olmayan bir şekilde ve evlatlarını gerektiğinde şehit Ama ben onlara diyorum ki, ben olmak üzere sizlere emanet eden ana- Hakkın ve halkın nezdindeki rütbe ve ların emanetlerine ihanet ederek. makamı sizin uygun göreceğiniz rütbe- lere tercih ediyorum. Yol sizin, arşın bi- Sizlerin karşısında iç hizmet kanu- zim… nuna göre esas duruşta gözlerini dahi kırpmadan emirlerinize hazırım diyen Kalın sağlıcakla sevgili dostlar… bu insanlara yaptıklarınız karşısın- 04.12.2009 da kendinizi çok mu güçlü hissediyor- sunuz. Görevinizi böylelikle mi yapmış hissediyorsunuz? Kendinizi, yüzyıllardır çeşitli entrika- larla düşmanlıklarını esirgememiş, yur- dumuzu işgal ettikten sonra yakarcası- na kaçmış sinsi düşmanlıklarını halen devam ettiren uluslara karşı bir zafer kazanmışçasına mutlu mu hissediyor- sunuz? Ben gerçekten bu makamları işgal etmiş, birçok YAŞ kararına imza at- mış, bu görevlerde bulunmuş ve halen bulunmakta olan bu insanların bulun- dukları gerçek ruh hallerini merak edi- ocak-şubat 2010 | ASDER 29

MAKALE GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL İLKER BAŞBUĞ’UN TRABZON’DA YAPTIĞI KONUŞMANIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Gürcan ONAT Genelkurmay Başkanı; son zaman- larda sürekli olarak kendilerine karşı yü- rütülen asimetrik psikolojik harekâttan söz etmektedir. Gelişmiş demokrasile- rin hâkim olduğu ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde bir Genelkurmay Başkanı- nın ne zaman, ne hakkında ve ne şe- kilde konuşabildiğini bir başka zamana bırakarak, Sayın Başbuğun ÖZELLİK- LE TRABZON’DAN neler dediğine ba- kalım: “Bugün, bu konulara özellikle üzerinde olduğumuz TCG Oruç Reis Firkateyni’nde değinmemin özel bir an- lamı var. Herhalde herkes, açıkça ne demek istediğimi anlamaktadır” Bu ne- dir? Kimlere nasıl bir mesajdır? Genel- kurmay Başkanının vazifesi, birileri- ne anlamlı mesajlar göndermek midir? Cevabını konuşmasının biraz ilerleyen kısımlarında kendisi veriyor. Ne diyor? Kendi ağzından aynen alıntı! “Ciddi hu- kuk devletinde imalı konuşmalara, dedi- kodulara yer yoktur” Yoksa bunu şöyle mi anlamalıyız. Biz istediğimiz kimsele- re istediğimiz gibi, her türlü imayı yapa- rız. Fakat bize asla yapılamaz! Biz iste- diğimiz gibi psikolojik harekât yaparız. Fakat bize asla yapılamaz! Başbakanı 30 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE beğenmediğimiz zaman ona küfür et- nelkurmay Başkanısın? Türkiye Cum- Asli işin olan tiririz, her türlü hakaretleri yaptırırız. O huriyeti Devletinin değil mi? Türk milleti terör örgütleriyle adamı da terfi ettiririz. Medyadan akredi- desen belki kaldırırdı. Kaldı ki; aslında mücadeleni te olanları tasnif ederiz, istediğimizi an- o bile tartışmalı sözdür. Çünkü bu dev- de sanki dıçlarız. Savcılara yargıçlara brifingler let içinde; kendisini vatandaşlık bağı lütfediyormuş veririz, kendimizi ayakta alkışlattırırız. ile devletine bağlı gören, yasalara itaat gibi başa İstediğimiz kişilere telefonlar açar, tali- eden, vergisini veren, aidiyet şuuruna kakarmışçasına, matlar veririz. Fakat bize asla yol gös- sahip Kürtler, Çerkezler, Boşnaklar, v.s. sürekli terilemez. Biz hükümetlere yol göste- unsurlar da var… Çanakkale şehitliğin- dillendirmenin de ririz. Dinlemeyenleri balans ayarlarıyla de kimler yatıyor bir bakmalı Başbuğ! hiç anlamı yok. hizaya çeker, gerektiğinde parlamenter- Kurtuluş savaşı verilirken, tüm ülke ev- Elbette mücadele leri tehdit ederek, post modern darbe- latları kanının son damlasına kadar edeceksin. ler yaparız. Bütün bunları yapabilmek savaştı. Bu ülkenin karış karış her bir Bu senin asli için de vatanını, milletini canından çok toprak parçasında yaşayan vatan evlat- görevindir. Sen seven, Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefi- larının hepsi de zor koşulların insanıdır, askersin. Senin ni kendi namusu gibi bilen, Peygamber milli konulara duyarlıdır ve gerektiğin- görevin hudutları ocağı inancıyla görevini üstün gayret ve de ülkesi için hiçbir fedakârlıktan kaçın- beklemektir. çabayla en güzel şekilde ifa eden, şe- maz. Bu bir gerçek iken Sayın Başbuğ Bu millet bunun ref madalyalı, kahraman subay ve ast- Trabzon’da ne yapmaya çalışıyor? için besliyor subaylarımızı da sorgusuz sualsiz ve seni. Bunun için yargılamadan tasfiye ederiz. Bize kim- “Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu- peygamber ocağı se hesap soramaz. Cumhurbaşkanını nu da hiç kimse unutmamalıdır” diyen demiş. Bunun için biz belirleriz. Eğer belirleyemezsek, içi- Sayın Başbuğ; şunu bilesin ki; bu millet de baş tacı etmiş. mizden bir grup darbe planları yapmaya bunu hiç unutmamaktadır. Ayrıca 1960 başlar. Bu planlar açığa çıktığı takdirde yılından beri her on senede bir kaşıntısı hiçbir medya mensubu bunları yaza- tutanları da unutmamaktadır. 28 Şubat maz, yorumlayamaz, deşifre edemez. sürecinde yaşananları da unutmamak- Siviller bunları yargılayamaz. Gerekir- tadır. E-Muhtıralarını da unutmamakta- se biz yargılarız. İşte bütün bunların ak- dır. Ses kayıtları ortalığa saçılmış olan si asimetrik psikolojik harekâttır. Çünkü Ergenekon çetecilerine sahip çıkanları psikolojik harekât bizim işimizdir… da gözlemektedir… Savcıları ve Yargıç- ları etkileme manevralarını da görebil- Sayın Başbuğ’un Oruç Reis Firka- mektedir… teynini seçmesinin özel bir anlamı ol- duğu gibi Trabzon’u seçmesinin de Asli işin olan terör örgütleriyle müca- özel bir anlamı var elbette. Kendi ifa- deleni de sanki lütfediyormuş gibi ba- deleriyle; “Karadeniz insanı, zor koşul- şa kakarmışçasına, sürekli dillendirme- ların insanıdır. Mücadele azmi yüksek, nin de hiç anlamı yok. Elbette mücadele zeki, pratik ve çalışkandır. Her şeyden edeceksin. Bu senin asli görevindir. Sen önce millî konulara duyarlıdır. Ülke- askersin. Senin görevin hudutları bekle- si için fedakârlıktan hiçbir zaman ka- mektir. Bu millet bunun için besliyor se- çınmaz” Çok doğru ifadeler. Ancak bir ni. Bunun için peygamber ocağı demiş. Genelkurmay Başkanının ağzından Bunun için de baş tacı etmiş. özellikle vurgulanarak dökülecek söz- ler midir bunlar? Genelkurmay Başka- “Toplumsal huzura giden yolun or- nı bölge ayırımı yapabilir mi? Yarın sen tak değerlerimizin güçlendirilmesinde Edirne’ye, İzmir’e, Antalya’ya, Kars’a olduğunu düşünüyoruz… Özellikle bu- gittiğinde ne diyeceksin? Sen kimin Ge- günlerde, bizi birbirimize kenetleyen binlerce yıldır sahip olduğumuz ortak değerlerin sıkça vurgulanması ve bu ocak-şubat 2010 | ASDER 31

MAKALE Anlaşılan o ki Başbuğ topyekün olarak milletin üç maymunu oynamasını istiyor. Son söz değerlere sahip çıkılması ayrı bir önem ve şerefli olduğunu çok iyi bilmektedir. olarak sizin de taşımaktadır.” Diyen Sayın Başbuğ; bu Eğer siz rahatsızsanız, mahkeme celbi söylediğiniz gibi ortak değerlerimizin neler olduğunu gelen Albayların bilgisayarlarını, içinde- gerçekten; “Türk açıkça sayar mısınız? Eğer bu cümleyi ki bilgileri temizlemeden sivil savcılara milletinin büyük laf olsun diye söylemediyseniz, asıl kav- göndertin. Bir ülkenin askeri ve sivil di- çoğunluğu da ganın ortak değerleri provoke etmekten ye iki yargısı olmaz. Yargı tektir. Eğer ne yaptığınızın kaynaklandığını hala anlamadınız mı? farklı kurumların farklı yargıçları farklı Gelin; gerçekten çok önemli ve mem- kararlar veriyorsa orada adaletten söz farkındadır.” leketin hakikaten yegâne huzur kayna- etmek mümkün değildir… Ve Türk milleti ğı olan ortak değerlerimizi anlayalım ve ordusunu çok anlatalım. Bu ortak değerlerden bir ta- Son söz olarak sizin de söylediğiniz nesi, binlerce yıldır bu topraklarda bir- gibi gerçekten; “Türk milletinin büyük ço- sevmektedir. likte yaşamış olan, Türk ve Kürt mille- ğunluğu da ne yaptığınızın farkındadır.” Bunun için tinin ortak değeri, “din” değil mi? Peki Ve Türk milleti ordusunu çok sevmekte- de; gücünü sen sayıları binleri geçen dindar perso- dir. Bunun için de; gücünü kendisinden nelini disiplinsiz diye yaftalayarak tasfi- alan ordusu içinde, kendi bin yıllık de- kendisinden alan ye etmedin mi? Bu sözünü nasıl anla- ğerlerine aykırı yapılanma olduğu taktir- ordusu içinde, yalım, senin? de, bunun takipçisi olacaktır. Şüphesiz kendi bin yıllık ki; Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine Çelişkilerinizi gideriniz Sayın Baş- birlik beraberlik ve bütünlüğünü korudu- buğ. Ve şunu biliniz ki; Türk Silahlı ğu müddetçe her türlü zorluğu ve güç- aykırı yapılanma Kuvvetleri içerisindeki çarpık yapılaş- lüğü yenebilecek güçtedir. Gün, birlik olduğu taktirde, mayı ve çeteleşmeyi ve bunları koru- beraberlik ve bütünlük günüdür. Cum- bunun takipçisi yanları tenkit eden insanlar, kesinlikle hurbaşkanı, Başbakanı, Parlamentosu Türk Silahlı Kuvvetlerinin şahsı mane- bunların emrindeki Silahlı Kuvvetleri ve olacaktır. visini hedef almamaktadır. Türk Silahlı sınırlarının içinde yaşayan tüm vatan- Kuvvetlerinin ne kadar önemli, gerekli daşlarıyla… 32 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE GELİŞMİŞ DEMOKRASİLERDE GENELKURMAY BASKANI Gürcan ONAT ABD veya AB ülkelerinden birisin- dirmek için medya karşısına çıkabilir. Barış zamanı de yaşadığınızı hayal edin. Bir gün Yani olağan üstü durumlarda, Genel- asker konuşmaz. Genelkurmay Başkanı üniformasıyla kurmay Başkanı konuşur. Hatta böyle Vazifesi bellidir. medyanın karşısına çıkıyor ve ülke yö- bir durumda dahi, Genelkurmay Baş- Görevini en güzel netimiyle, yargı kurumlarıyla ve med- kanlığı adına yetki verilmiş olan söz- şekilde yapmaya yayla alakalı yorumlar yapıyor. cü konuşur. Başka zaman konuşmaz. çalışır. Her Barış zamanı asker konuşmaz. Vazi- türlü ihtiyacını Ne düşünürdünüz? fesi bellidir. Görevini en güzel şekilde talebini, isteğini Tabi siz şimdi bir yorum yapamıyor- yapmaya çalışır. Her türlü ihtiyacını ta- bağlı olduğu sunuz. Çünkü farklı bir şey görmediniz lebini, isteğini bağlı olduğu Bakanlıklar Bakanlıklar yaşamınız boyunca. aracılığıyla hükümete bildirir. Hükümet aracılığıyla Ya da şöyle diyelim. Bu olayı bir ya- gereğini yapar. hükümete bildirir. bancıya anlatın. Hükümet gereğini Anlamayabilir, çünkü o hiç böyle bir Ya konuşursa? yapar. şey görmemiştir. Göremez de! Böyle bir Konuştuğu dinlenmez. şey gelişmiş demokrasilerde olmaz! Peki ya imalı laflarla bir takım yerle- Genelkurmay Başkanı ancak, ül- re mesajlar gönderir, bir takım unsurları ke topyekûn bir harbe girerse, Savaş tahrik eder, bir de tehditler savurursa? harekât merkezinden, milletini bilgilen- Derhal görevden alınır. 21.12.2009 ocak-şubat 2010 | ASDER 33

MAKALE ASKERİ VESAYET, SİYASİ VESAYET, MERKEZİ VESAYET Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI Vesayet, vasi kökünden gelen bir ke- oylarla şehri yönetmek üzere belirli bir lime. Vasi; bir ölünün vasiyetini yerine süre için göreve getirilen belediye baş- getirmeye memur edilen veya bir yeti- kanı ve meclis üyelerinin üzerinde vesa- min, akılca yetersiz olan kimsenin malı- yeti düşünmek, bu kişileri ya ölü saymak nı/işini, idare eden kimse anlamına ge- ya da akıl noksanlığı ile itham etmektir. liyor. Ölü ya da malul kişilere oy verenler de aynı şekilde değerlendirilirse, demokra- Kavramı kişisel ilişkiler boyutundan siyi kökten inkâr etmişiz demektir. devlet idaresi/siyaset boyutuna taşıdı- ğımızda önümüze çıkan tablo hiç de Türkiye’de demokratik sistemin bir hoş değildir. Kelime anlamıyla vesayet türlü oturtulup işlerlik kazanamaması- edenin muhatabı ya ölü ya da maluldür. nın en önemli engeli olan askeri vesa- Kendi işini yapmaktan aciz olan birinin yeti de bu bağlamda ele almak gerekir. işlerini bir akraba veya dostunun yap- Askerler ülkenin varlığı ve geleceği için ması hem erdem hem de görevdir. Fa- sivilleri en azından malul gördüğünden kat bir şehir veya belde halkının verdiği vesayet rejimini zinde tutmak ihtiyacını hissetmektedir! O yüzden on yılda bir Türkiye’de demok- devlet yönetimini ele alıp revize etme ratik sistemin bir gereği hâsıl olmaktadır. Yukarıdaki ta- türlü oturtulup iş- nıma göre askeri vesayetin anlamı, si- lerlik kazanama- villerin ölü veya malul kabul edilmesi- masının en önem- dir. Askeri vesayeti sinesine yedirebilen li engeli olan ve daha ötesi destekleyen siviller ise bu askeri vesayeti durumu kabul etmiş olmaktadır. de bu bağlamda ele almak gerekir. Ülkemizde siyasetin işleyişinde, he- Askerler ülkenin men hemen bütün siyasi partilerde varlığı ve gele- ve siyasette öne çıkan isimlerde siya- ceği için sivilleri si vesayet uygulaması teamül haline en azından ma- gelmiştir. Bir bilenler, emanetçi genel lul gördüğünden başkanlar, emanetçi (vekil) başkanlar, vesayet rejimini emanetçi vekiller, il ve ilçe başkanları… zinde tutmak ihti- vs. Ayrıca en alttan en yukarıya kadar yacını hissetmek- parti karar organlarının kendi özgün dü- tedir! şünce ve kararlarına değil, liderin dü- şündüğü/istediği yönde fikir beyan et- meleri, bir ölü gibi lidere teslim olmaları da siyasi vesayetin bir sonucudur. Bu 34 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE durumda adı demokrasi de olsa uygula- olmaktan öteye geçemeyecektir. Bu, bir Bilhassa 12 Eylül manın demokratik katılımla zerre kadar babanın evladına yapabileceği en bü- askeri darbesin- ilgisi yoktur. Biçimsel olarak halkın yö- yük kötülüklerden biridir. Baba evladı- den sonra oluştu- netimi halka arz edilmektedir, fakat ruh nın alacağı kararlar ve yapacağı işler- rulan anayasal dü- köküne baktığımızda sistem saltanat- de, kendisine danışabileceği iyi bir dost, zen ve kurumlar tan, faşizmden, diktatörlükten başka bir yetersiz kaldığı yerlerde maddi/manevi iktidarı; tepkisiz, şey olmamaktadır. İşin garibi siyasiler, yönden iyi bir destek olursa en doğru fikirsiz, eylemsiz kendi iç işlerinde siyasi vesayet uygula- davranışı göstermiş olacaktır. Hem ço- tek tip insan mo- masını en katı biçimde devam ettirirken cuğunun zekâ ve gücünden faydalana- delini ortaya çı- kendileri askeri vesayetten şikâyetçi rak onu israf etmeyecek, hem de “baba” karmayı en büyük olabilmektedirler. olmanın gerektirdiği asıl işlerine daha görev olarak belir- fazla zaman ve güç ayırabilecektir. lemiştir. Öncelikle Milletin, benim adıma yasama göre- gençliğin içinde vini yürüt diye yetki verdiği mecliste de Toplumsal sorunların çözümü ve ar- bulunduğu atalet durum genel işleyişe paralel yürümek- zu edilen hedeflere ulaşmak, bir bedel bunun sonucudur. tedir. Milletvekilleri kendi üstlerindeki ödemeyi gerektirmektedir. Halkımız ve iradenin buyruğu yönünde elini kaldı- bireyler böyle bir bedeli ödemeyi maale- rarak oylarını kullanmaktadırlar. Bunun sef göze alamamaktadırlar. Bedel öde- sonucunda temsili demokrasi ile yöneti- mek yerine bu sorumluluğu da vekâlet len ülkemizde halkın beklentileri, siyasi verdiği kişilere yüklemekte “ben sana karar ve uygulamalara yeterince yansı- oyumu verdim, tüm bedeli sen toptan mamakta, halkın memnuniyetsizliği or- ödeyeceksin” gibi bir tavır geliştirmekte- taya çıkmaktadır. İktidarda olanın yıp- dir. Vekâlet verdiği kadroların arkasında ranmasının en önemli nedeni bu olsa durma erdemini gösterememekte, hatta gerektir. seçtiklerinin uğradığı haksız muamele- lerde karşı tarafı onaylar bir görüntüye Hükümetlerin iktidar olmadan önce girebilmektedir. 27 Mayıs darbesi sonu- halka verdiği sözler değil, devlet ikti- cu idam edilen Menderes ve arkadaş- darının hükümetin önüne koyduğu yol ları seçimlerde halkın büyük desteğiyle haritası (kırmızı kitap) icraatlarında et- iktidara getirilmişti, fakat idam edilirken kili olmaktadır. Dolayısıyla hükümetle- kendilerini savunacak, destekleyecek rin üzerinde de derin bir devlet vesayeti kimseleri yoktu… Şimdi bu yazıyı kale- söz konusudur. me aldığım işyeri Adnan Menderes Bul- varı üzerinde, ancak bu bulvara Mende- Hâlbuki toplumu oluşturan en küçük res ismini vermek onu geri getirmiyor…! nüve olan aileden, en karmaşık devlet Siyasi ilmek her zaman idam sehpasın- kurumuna kadar her birim, fıtrat olarak da inanların boynuna geçmiyor. Tarihte hiçbir şekilde vesayeti kabul etmez. Bir ve günümüzde siyaseten idama maruz çocuk bile kendisi ile ilgili kararlarında kalan birçok siyasi şahsiyet, münevver özgür olmayı arzu eder. Kararların ve insan ve toplum önderleri var… uygulamaların isabeti açısından ilgi- li olduğu toplum kesiminin veya karar Bilhassa 12 Eylül askeri darbesin- organlarının tesbitleri daha yerindedir. den sonra oluşturulan anayasal düzen Aile reisi, çocuğunun her işine ve her ve kurumlar iktidarı; tepkisiz, fikirsiz, kararına müdahale ederek bir vasi gi- eylemsiz tek tip insan modelini ortaya bi davranırsa, onun kişilik kazanması- çıkarmayı en büyük görev olarak belir- nı ve kişiliğini, becerilerini geliştirmesini lemiştir. Öncelikle gençliğin içinde bu- engeller. Babası var olduğu sürece ço- lunduğu atalet bunun sonucudur. Tabii cuğun onun gözüne, sözüne bakmak- ki 12 Eylül öncesinde olduğu gibi, deği- tan başka yapacağı bir şey yoktur. Peki, şik mihrakların manipüle ettiği mankurt babası ölünce ne olacak? Yaşayan ölü ocak-şubat 2010 | ASDER 35

MAKALE Yerinden yönetim, tipi insanların, birbirini katlettiği anarşi Olaya belediye açısından baktığımız- yerel yönetimler ortamının özlemini çekmiyoruz. Ölümü da merkezi vesayet çok daha etkili ve için en doğru en gösterip kansere razı edercesine, çok baskındır. Hâlbuki Belediye Başkanı ve etkili yönetim sinsi bir toplum mühendisliği gayretiy- Meclisi, kendisini seçen halka karşı so- biçimidir. Tabii ki le bir milletin var olabilmesinin ve ayak- rumludur. Müteakip seçimde yaptıkla- ülke genelinde ta kalabilmesinin gerçek temelleri tahrip rının ve yapmadıklarının hesabını ver- yatırımlarda edildi. Fikirler öldürüldü, fikir üretme or- mekle mükelleftir. Merkezi yönetimin adaletin tamı yok edildi. ise doğrudan o bölge seçmenine karşı sağlanması, sorumluluğu yoktur. Hükümetin de, ken- standardın Yerel yönetimlerin kendi bölgeleri ile di tasarrufu ile o bölgede uygulayacağı korunması ve ilgili karar ve uygulamalarında, başın- vesayet, olumlu veya olumsuz sandığa yükseltilmesi, dan beri zikrettiğimiz olumsuzlukların yansıyacaktır. Fakat atanmışlardan olu- yolsuzluk ve etkisini merkezi vesayet biçiminde gör- şan kurumların adına yerel yönetimlere olumsuzlukların mekteyiz. Yerel yöneticilerin sorunlarla karşı uygulanan vesayetin her ne kadar önlenmesi için ilgili çözüm önerileri, ürettikleri projele- idari ve hukuki sorumluluğu olsa da si- merkezi yönetim, rin hayata geçirilmesi ile ilgili hedefleri yasi sorumluluğu yoktur. Hatta merkezi denetim ve konusunda ortaya koyduğu performans, vesayetin yerel yönetim üzerinde oluş- destek görevini merkezi yönetimin yaklaşım ve beklen- turduğu baskı ve yönlendirmelerle ya- yürütecektir. tileri ile zaman zaman çatışabilmekte- pılacak tüm uygulamaların hesabını da dir. Örneğin bir şehrin Valisi, il hudutla- halka karşı yerel yöneticiler verecektir. rı içerisindeki meşhur bir turizm sahası ile ilgili gelirlerin %75’ini İl Özel İdaresi- Yerinden yönetim, yerel yönetimler ne %25’ini de Kültür Bakanlığına gön- için en doğru en etkili yönetim biçimidir. dermeyi uygun bulmaktadır. Önceki uy- Tabii ki ülke genelinde yatırımlarda ada- gulamalar da bu yöndedir. Fakat Kültür letin sağlanması, standardın korunması Bakanlığı gelirin %75’ini istemektedir. ve yükseltilmesi, yolsuzluk ve olumsuz- Yerel yönetim organlarının talepleri doğ- lukların önlenmesi için merkezi yönetim, rultusunda davranan Vali, makamından denetim ve destek görevini yürütecektir. olup, merkeze alınmıştır. Burada mer- Uygulamada bazı kurumların belediye- kezi yönetimin, valilik düzeyinde yerel lerin çalışmasını ciddi şekilde engelledi- yönetim üzerindeki vesayetini etkin bi- ği görülmektedir. Atanmış olduğu halde çimde görüyoruz. bir seçilmiş gibi pervasızca siyasi hatta ideolojik tavır ortaya koyabilen kişiler çı- kabilmektedir. Kendi siyasi ve ideolojik görüşüne uygun olmadığını düşündüğü yerel yönetimlerin faaliyetlerini engel- lemek için her türlü gayreti gösterebil- mekte, kendisine yakın gördüğü yerel yöneticilerin önünü açmak içinse “her yol mubah” zihniyeti ile hareket edebil- mektedir. Bunları somutlaştırmak başka bir yazının konusu olduğu için genel bir tesbiti yeterli görüyoruz. Merkezi yönetim ve organları; yerel yönetimlerin halka en iyi hizmet vere- bileceği ortam ve şartları oluşturmalı, yerel yönetimlerin önünü açmalı, yön- lendirmeli ve olumlu yönde destekleyip denetlemelidir. 36 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE 28 ŞUBAT MODERN POST KAVGASI Şahin ÖZDAŞ / Asder Ankara Şb. Onursal Başkanı Kirpi ile yılanın savaşını bilir misiniz? Tıpkı “cumhur sistemi’nin” muhafızlığı- Kendisine tevdi Kirpi yılana arkasından yaklaşabilirse na soyunmuş elit egemenler ile cumhu- edilen yetki ve kuyruğuna bir vurur yılan hızla geriye run “hüküm et” diye oy verip işbaşına salahiyetleri dönüp kirpiyi ısırmaya kalkışınca kir- getirdiği hüküm edemeyen hükümetler kullanamayan pinin dikenlerine batar ve kirpiye yem gibi. hiç bir hükümet olur. Yılanda, kirpiyi yaklaşabilirse an- ne ileri hamle cak arka ayaklarından sokabilir. Bazen Özellikle cumhuriyet sisteminden bu yapabilir ve ne tevafuk, ikisi de çayırda gezintiye çık- yana ülke yönetimini üstüne vazife bi- de geri çekilmeyi mış bir halde iken tam kafa kafaya denk len egemenler ile muktedirliğini ispatla- göze alır. gelirler. Ne ileri hamle yapabilirler ve ne yamamış hükümetler Kirpi ve Yılan ör- de geri çekilebilirler. Bu durumda her neğindeki gibi her daim karşı karşıya ikisi de çok iyi bilir ki geriye çekilmek ve- kalmışlardır. Kendisine tevdi edilen yet- ya vazgeçmek amacıyla dönüp gitmeye ki ve salahiyetleri kullanamayan hiç bir kalkışan hayatını kaybeder. Öylece ka- hükümet ne ileri hamle yapabilir ve ne lakalırlar. Saatlerce belki de günlerce. de geri çekilmeyi göze alır. Yaraya mer- hem için, General, Binbaşı, Astsubayı ocak-şubat 2010 | ASDER 37

MAKALE Tevhidi bilinçten bırakın bir Onbaşıyı bile azledemez. İki- en önemli faktörlerinden birisiydi. Siyasi uzak, vahyin inşa si de öylece beklemede kalakalırlar. Bu belirleyicilikte söz hakkı, hak ve özgür- sürecinde görev- durumda her ikisi de çok iyi bilir ki kırıl- lük taleplerinin umuma yayılması, gasp- ma veya kırma noktalarında “azil” veya ların geri iadesinin yüksek sesle dillen- lerini anlama- “darbe” mihenk taşı olarak ortaya çıkar. dirilmesi, rejimin sorgulanması, kimler yan veya görev En iyi savunmanın taarruz olduğunu tarafından yapıldığına bakılmaksızın lo- almayan/alama- okuyan egemenler zaman zaman “dar- calara ve rantlara bağımlı yaşayanları yan “gelenekçi be” taşını ileri sürerek, pasif direnişle her zaman rahatsız etmiştir. dindarlar” dev- ayakta kalmaya çabalayan hükümetle- lete asla bir teh- ri yıldırarak, “azil”cilerin arkasındaki ço- Tevhidi bilinçten uzak, vahyin inşa dit oluşturmaz. ğunluğa rağmen birçok kazanımlar elde sürecinde görevlerini anlamayan ve- Muhafazakârlık ederler/etmişlerdir ya görev almayan/alamayan “gele- ta diyebileceğimiz nekçi dindarlar” devlete asla bir tehdit gelenekçilik “Var Yüzde 70 “taraftar!” vehmine kapı- oluşturmaz. Muhafazakârlık ta diyebile- olanın korunması, lan “azilciler” mağlubiyet psikolojisiyle ceğimiz gelenekçilik “Var olanın korun- statükonun savu- iki büklüm bir vaziyette ve ellerinin par- ması, statükonun savunulması” ifade- nulması” ifadele- maklarını birbirine kenetleyerek “estağ- lerinde daha da anlam kazanır.. Bunlar rinde daha da an- furullah paşam yanlış anlaşıldık” deme her türlü özgürlük taleplerini militarist cüretini bile gösteremeden, konsensüs bir akılla düşünür ve “Allah (cc), dev- lam kazanır. arayışlarını öne sürerek darbecilerden lete zeval vermesin, muzaffer ordumu- gasp edilmiş haklarını geri almak ba- za güç ve kuvvet versin!” diye her daim hanesiyle uzlaşı, diyalog çağrılarını hep duada bulunurlar. Devletin yönetimini tekrarlarlar. Az az istediklerinde zerre elinde bulunduranlar da bunu gayet iyi zerre, çok çok istediklerinde ise azar bilir. Ancak bir “irtica” kampanyası baş- azar alırlar. Tamamının üçte birini iste- latıldığında bu kesimlerde süreçten et- diklerinde ise düdük öttürülür ve ense- kilenirler. Buradaki asıl amaç rejimi lerine tekme, darp almış kırık burunla- sorgulayanın yanında sorgulamak iste- rının üstüne de yumrukların tersiyle bir yenlerinde sindirilerek hiza-i istikamete “darbe” daha indirilir. getirilmesidir. 28 Şubat süreci yani irti- ca ile mücadele süreci, açıkçası; İslam Ülkemizde artık bir meslek halini al- inancının yaşam alanlarının içinde yer mış olan “darbecilik” ve darbe goygoy- almasıyla, “Tevhidi bilinçlenme yapısı- culuğu, hayali ihracattan, hortumculuk- na giden yol’a” karşı, bir tepki mahiye- tan, soygunculuktan, rüşvetçilikten daha tinde, masonların ve “masonik zihniyet” kârlı ve daha güvencelidir. Bunu bilen- sahiplerinin azılı söylemleriyle daha da ler Türkiye’de en büyük yolsuzlukları, perçinlenmiş, siyonist müttefiklerin, rant soygunları, hırsızlıkları darbe dönem- kapıcılarının ve uslanmaz “aslankabir” lerinde yapmıştır. Bu dönemler birçok yolcusu şak şakçı Kemalistlerin ortak kesim için tam bir rant kapısı olmuştur. tavırlarıyla, bu yapının dışlanması için Kapı bekçiliği yapanlar, “Cambaza bak” bir darbe refleksinde yapılmıştı.. işaretiyle kuklaları gösterirken, insan- ların cepteki paralarını çalmış, “kutsal Fransa Yüce Mason Konseyi 14 Şu- ülke’yi!” soyup soğana çevirmişlerdir. bat 1997 tarihinde Paris’te önemli bir toplantı yaparak, Türkiye Büyük Mason 28 Şubat sürecinin başlangıcı; ye- Locası Üstadı Necip Anduru’ya bir mek- ni dünya düzeninde İslam’ın baş tehdit tup göndermişti. Gönderilen mektupta olarak görülmesinin bir sonucuydu. Bu- kısaca: “Büyük Locanız’da irşad edilmiş güne kadar halkın şuur altında gizledi- bazı masonlar, masonluğun vakarına ği “İslam dininin” dışa vurumu biçimin- ve yeminlerine ihanet etmişlerdir. Top- de bireysel ve toplumsal hayatı yeniden raklarınızda başıboş dolaşan bu dönek şekillendirmesi 28 Şubat’a giden yolun 38 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE masonlar, 33’cü derecedeki kutsal ayin dizip; Darbe teşebbüsü ve törenleri kaydetmişlerdir. Bu filmle- “istemeyiz inekliyi, yoğurdu sinekliyi, karşısında ne ya- rin, gerici ve İslamcı bir televizyon ka- Mevlam nasip eylesin, omuzu tüfek- pacağını bileme- nalı (Kanal 7) aracılığıyla yayınlanması yen ve irtica’ya sonucunda milyonlarca Türk seyircisi, liyi” pirim veren! Şaş- aşağı derecelerdeki biraderlerimiz tara- Diyerek İslam inancını yaşamına kın bir hükümetin fından bile bilinmemesi gereken kutsal devlet kadroların- ayini , ne yazık ki izlemiştir. Bu skandal- uygulayanların devletten tasfiyesinde da yoğunlaşma- la ilgili tahkikat yapmaya yetkili tek otori- “Horoz başı” görevini TSK’ya vermiş- sı örnek gösterili- te olan, İsrail Yüce Konseyi, olayın mü- lerdi Ülke insanını “topyekün savaşla” yordu. Aslında bu sebbiplerini açıklama, gerekli önlemleri imha etmeyi düşünen tutulmuş fikir işç- isabetli bir görüş alma ve 27 Mart 1997’ye kadar geniş leri, laiklik gözcülerini göreve çağırmış, değildi. Zira, ba- bir tutanak fezlekesi hazırlama görevini 28 şubat 1997 de M.G.K’nun 9.5 saat lansçı kuman- bize tevdi etmiştir. Türk Hükümeti baş- süren bir toplantı süresinde 18 madde- danlar karşısında langıçtan itibaren dincilerin zorlamala- lik kararlar almasına mihmandarlık yap- boncuk boncuk rına boyun eğmiştir. Hükümet locaları- mışlardı.. “Analarından Yahudi düşma- terleyen “Muhte- mıza baskı uygulayarak, adli tahkikat nı olarak doğanlar” hitabıyla ülkenin rem Başkan”ın açarak düşmanca tavrını belli etmiştir, inançlı insanlarına her türlü zulmü reva kadrolaştığına ço- bu baskıyı derhal ortadan kaldırmak ka- gören militarist zihniyet durumdan va- cuklar bile inan- çınılmaz görünmektedir.” Diyerek “kar- zife çıkarmış, Sincan belediyesi tara- mazdı. deşçe!” bir dizi kararlar almıştı. Bu ka- fından düzenlenen “Kudüs gecesi’ne” rarlar kısa sürede etkisini göstermiş, karşı, 28 Şubat sürecinin ilk startını ver- Yargı’dan Ordu’ya kadar, çeşitli kade- mişti. Müttefik locaların geceye karşı at- melerdeki mason biraderler, ana mad- tığı çığlıklar, balans ayarı için Filistin’le de olarak, iktidardaki hükümetin uzak- ilgili toplantının seçilmesini anlamlı kı- laştırılması çalışmalarının başlatılması, larak, 4 Şubat 1997 günü “iktidarsız” İslamcı basının ekonomik olarak etki- bir muhalefete karşı “Kazıklı Voyvoda” sizleştirilmesi gibi bir dizi önlemler ala- söylemli “bir cenırıl’ın” emriyle tanklar, rak uygulamaya koymuşlardı. Türk ma- ağır ağır ilerleyerek Sincan’ı muhasara sonlarını baş aktörlerinden biri olan ve altına almıştı. Amerika’daki Yahudi kö- MGK’da 30 yıl görev yaparak alınan ka- kenli “jinsa” adlı kuruluştan alınan ödül- rarlarda etkisi olan mason Mustafa Ağa- lerle de bu görev tamamlanmıştı. oğlu: “Erbakan, İsrail lobisini rahatsız etti. “Müslümanlar birbirinden mal alsın” Darbe teşebbüsü karşısında ne ya- anlayışı yanlıştır. Dünya küreselleşme- pacağını bilemeyen ve irtica’ya pirim ye giderken, Müslümanları bir araya ge- tirmek, ortak bir şeyler yapmak gibi. Bu rahatsızlık verdi, 28 Şubat’ın zihin altın- da bunlara tepki yatıyordu. İsrail’e tank modernizasyonu işine bile karşı çıkmak- la sonunu hazırladığını” belirtiyordu. Kendini postallara paspas yapmaya amade sözüm ona kuvvetli silahların desteklediği demokrat aydınlar! Ve “ce- maatim” ezberini bozmayan gelenekçi dindarlar hayali senaryolarla, irtica yay- garalarıyla ortalığı velveleye vererek, TSK için birçok methiyeler ve maniler ocak-şubat 2010 | ASDER 39

MAKALE 28 Şubat süreci- veren! Şaşkın bir hükümetin devlet kad- rıyla sahte BÇG raporları gerçek gibi ne giden yolda, rolarında yoğunlaşması örnek göste- gösterilerek TSK den uzaklaştırılmıştı. “Türkiye laik- riliyordu. Aslında bu isabetli bir görüş (Bu personelin çoğu görevlendirme em- tir, laik kalacak, değildi. Zira, balansçı kumandanlar kar- ri ile önce Ankara’da belirli bir yere çağ- şısında boncuk boncuk terleyen “Muh- rılmış Kuvvet Komutanlığında hazır ba- kahrolsun şeriat terem Başkan”ın kadrolaştığına çocuk- sılı bir matbu suç isnat emri okutularak (haşa)” söylemleri lar bile inanmazdı. Asıl maksat İrtica adı yazılı savunmaları istenmiş savunmaya cenazelerde sıkça altında TSK’de kadrolaşmaktı. 28 Şubat ne yazarsa yazsın 15 dakika sonra yi- kullanılmış, Cum- süreci,, cumhuriyet tarihinin en büyük ne ilgili Kuvvet Komutanlığında matbu kadrolaşmasının yaşandığı bir dönem- imzalı bir evrakta “Savunmanız yetersiz hurbaşkanının dir. Atılan her personelin yerine kendi görülmüştür, 28 gün hapis cezası ile ce- senfoni orkestra- adamlarını yerleştirmişlerdir. zalandırıldınız” emri tebliğ edilerek pen- sındaki “işte laik cereleri tahtalarla tamamen kapatılmış Türkiye” bağırtı- Bir Albay Meclis’e gelip koltuğu altın- gün ışığı görmeyen, devamlı ışık yanan sıyla da irticacı- daki birkaç dosyayı masaya bırakarak tek kişilik hücre odalarda tecrit edilerek ların sermayeleri “Bütçemiz budur. Ona göre haaa!” dedi- 28 gün süreyle sorgulanarak hapis ve- “yeşil” olarak ta- ğinde TBMM’nin hangi gücünden bah- rilmiş ve 28 gün sonra hiç hakim önü- nımlanıp cepleri- sedilebilirdi.. TSK önce bu tasfiye süre- ne çıkarılmadan birliğine gönderilerek ne göz dikilmişti. cini kendi içinde başlatmış, cemaatlere, ilk şurada ilişkileri TSK den kesilmiştir.) Kamu Kurum Kuruluşlarına, bürokra- 28 Şubat sürecinde ise; ilk iki yıl yapılan si kademelerine, Üniversitelere, İmam olağan ve olağanüstü şuralarda 600 ki- hatip Liselerine, Kur’an Kurslarına hatta şinin TSK den ilişkileri kesilmiştir. Yani esnaf ve sanatkârlara kadar yaymıştı. iki yılda atılanlar 14 yılda atılanların dört katını oluşturmuştu. 1982-1996 yılları arasında yapılan 27 olağan YAŞ toplantısında, “irtica- Hala daha Türkiye’de, “modernleşi- i faaliyet içindedirler” gerekçesiyle or- yoruz, büyüyoruz, ilerliyoruz” nutukla- du ile ilişiği kesilen kimselerin, kiminin rı altında insan hak ve özgürlükleri ih- eşinin başörtülü olduğu, kiminin de na- lal ediliyorsa, fikirlere pranga vuruluyor, maz kıldığı “disiplinsizlik” sayılarak yak- parmakların becerisine değil o parmak- laşık 150 Subay, Astsubay YAŞ kara- lardaki gümüş yüzüklere bakılıp o par- makların sahipleri ordudan atılıyorsa, hala daha eşleri başörtülü ve namaz kı- lan Subay ve Astsubaylar yargısız bir in- fazla resen ihraç ediliyorsa, Türkiye’nin yeni bir yıla mı girdiği, yoksa geri bir yıla mı döndüğünü anlamamaya imkan var mı? 28 Şubat sürecine giden yolda, “Tür- kiye laiktir, laik kalacak, kahrolsun şeri- at (haşa)” söylemleri cenazelerde sıkça kullanılmış, Cumhurbaşkanının senfoni orkestrasındaki “işte laik Türkiye” bağır- tısıyla da irticacıların sermayeleri “yeşil” olarak tanımlanıp ceplerine göz dikilmiş- ti. Çok yakın bir gelecekte Türkiye’nin, %70’in eline geçmesini önlemek için “Laik olmayan insan olamaz” fikri bas- 40 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE kı amacı olarak kullanılmıştı. Denetle- alanlar belli ki bu milletin kendisi ve de- Neden, niçin, nemeyen askeri harcamalar, kendi büt- ğerleriyle savaşmıştı. nasıl’dan önce ya- çesini hazırlayan, malları sayılamayan pılması gereken “Oyak Bank” gibi bankası olan bir ordu- Neden, niçin, nasıl’dan önce yapıl- nedir? Sorusu- nun holdingleşme eğilimine girmesi ve ması gereken nedir? Sorusuna veri- na verilecek tek şeffaf olmadığı için de yolsuzluk zan- lecek tek cevap “halihazırda yaşayan cevap “halihazır- nından kurtulamaması, kontrolü kay- bütün darbecilerin göstermelik olarak da yaşayan bütün betme korkuları ve para musluklarının değil gerçekten yargılanmaları gerek- darbecilerin gös- istendiği gibi kullanılamaması 28 Şubat mektedir.” Diyebiliriz. Yoksa “şıracıya, termelik olarak yolunu açan sebeplerden birisiydi. bozacıyı şahit tuttuktan sonra” Bu baldo değil gerçekten pirinç daha çoook su kaldırır. Tıpkı za- yargılanmaları ge- 28 Şubat sürecinin Türkiye’ye mali- man zaman e-muhtıra resimlerinde gö- rekmektedir.” yetini hesaplamış ve o zaman 200 mil- rüldüğü gibi. Atalarımız da maniler diz- yar dolar maliyet çıkarılmıştı. Yani 200 miş ve demişlerdir ki: milyar dolarlık bir soygun yapılmıştı. Bu süreçte fiili olarak yer alan aktör gene- “isterim inekliyi, yoğurdu sinekliyi, raller daha sonra büyük holdinglerin yö- Mevlam nasip eyleme, omuzu tüfek- netim kurullarına alınarak avantaj elde liyi” edilmişti. Bazı emekli generallerin ba- Darbeler, bildiriler, muhtıralar, tahkir- tık bankaların yönetiminde çalıştıkları ler, sürgünler, tehditler, mehditler, mah- açıkça ortaya çıkmış, devletin takdir et- kemeler, hapisler, işkenceler, dışkı ye- tiği maaşın dışında aşırı şekilde zengin- dirmeler, bu uzun yıllar böyle sürüp leşen, villalarda oturan generaller “28 gider. Ta ki insanların fikirlerinde tev- Şubat bin yıl sürecek” diyerek, eşlerinin hid, metotlarında Peygamber (s.a.v) ör- karnındaki bebeklerin torunlarının gele- nekliği oluşturulup, egemenlerin çekim ceklerini bile güvenceye almak istemiş- gücü azaltılarak, Allah (c.c)’ın yardımı lerdi. gelinceye kadar. İşte o zaman; “Sular yükselince balıklar karıncaları yer, su- Netice-i kelam “yorgan gitmiş, kav- lar çekilince de karıncalar balıkları yer.” gada bitmişti.” Ve bizler cambazların Hiçbir yönetim erki, kendisini halkın üs- farkına varmadan, vermiş olduğumuz tünde görüp, bugünkü üstünlüğüne ve vergilerimizle darbecileri üçyüzbin, beş- militarist gücüne güvenerek, şimdiden yüzbin, sekizyüz bin dolarlık villalarda kimi ve neyi yiyeceğine karar vermesin. beslemeye devam etmiş daha nice be- Çünkü “Kimin kimi yiyeceğine ALLAH leşçileri de darbeciliğe özendirmiştik. KARAR VERİR” Bak, “bidefa” canım kardeşim! bura- 28 Şubat aktörlerinden ne kimse kal- dan bir çift lafımda sanadır; hani biz se- dı nede idealleri. Yani “aktı boyası, çık- ninle “Beraber yürüdük biz bu yollarda, tı foyası.” Ve 28 Şubat utanç verici bir beraber ıslandık yağan yağmurda” şar- olay, bir darbe olarak, arkasında da kısı üzerine, ve “anca beraber, kanca birçok sorular bırakarak “kara bir le- beraber” diye sözleşmiştik ya! Hatırladın ke” halinde tarihe gömülmüştü. Acaba! mı? Sana helal olsun be kardeşim, sen Bu operasyonla, batı tarzında bir aske- paçayı kurtardın. Oysa ben hala yürü- ri kültür inşa etmeyi amaçlayan ve dış yorum. Artık, “bidefa sabretmeyi öğren, düşmanlara karşı zayıf ama içeride reji- bak sana şemsiye göndereceğim” diye- mi koruyan, kendi halkına yabancı, hal- rek beni yırtık pırtık şemsiyelerle oyala- kından korkan, onun inancını ve değer- mayı bırak. “YAŞ’ın” altında yaşlanarak lerini tehdit olarak gören bir ordu mu donuma kadar da ıslandım valla. oluşturulmak istenmişti? El cevap; ko- Dua buyurunuz. caman bir “EVET”tir. Bu filimde görev ocak-şubat 2010 | ASDER 41

MAKALE DANIŞTAY’DAN KATSAYI KARARI Ahmet TÜRKAN Danıştay, YÖK’ün katsayı kararı iti- oranları nelerdir. razını karara bağladı. • Düz Liselerin ÖYS kazanma oran- Danıştay, YÖK’ün katsayı kararına ları nelerdir? yaptığı itirazını reddetti... • Meslek Liselerinin ve Düz Liselerin Evet, sonuç şaşırtmadı. Tahmin edil- müfredatında hangi dersler var? diği gibi. Farklı olsaydı şaşkınlıktan kü- • Düz Lise mezunlarının bir işe yara- çük dilimi yutabilirdim. Her neyse. maları için ne yapılması gerekir? Olayı iyi bir analiz etmeden sonuca • Düz Lise Mezunu olup bir üniver- varmanın ne demek olduğu konusunda biraz kafa yoralım: siteye yerleşemeyenler hangi kurslara gitmek zorunda kalıyorlar? • Anadolu Liselerinden mezun olan- ların ÖYS kazanma oranları nelerdir? • Düz lise mezunları Üniversiteyi ka- zanamayınca hangi iş kollarına talip ol- • Sosyal Liselerin ÖYS kazanma mak zorunda kalıyorlar. Oranları nelerdir? • Güvenlik personeli olmak için iste- • Fen Liselerinin ÖYS’yi kazanma nen krtiterler nelerdir? oranları nelerdir? (Bu sorunun cevabı- nı kopya olsun diye ben vermek istiyo- • Türkiye’de kaç Üniversite var? Dev- rum. Evet… Neredeyse tamamı. Başka let, özel, vakıf… cevap yok) • Kaç Fakültenin öğrenim süresi 4 • İHL’lerin ÖYS kazanma oranları yıllık? Uydurma olmamak şartı ile… nelerdir? • Hangi Üniversite mezunları iş bul- • Meslek Liselerinin ÖYS kazanma ma sıkıntısı çekmiyor? • Hangi üniversite mezunları iş baş- 42 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE vurularında kale alınmıyor, mülakata nelde çalışanların devam ettiği göz ardı dahi çağrılmıyor? edilmemelidir.) • Türk Üniversiteleri Dünya klasma- • 2 yıllık Yüksek okulların mezunları- nında neredeler? nın büyük bir bölümü neden daha sonra AÖF’ye devam etmek zorunda kalıyor? • Türk Sanayisi Üniversitelerden ya- rarlanabiliyor mu? Bu soruların cevabını Sayın YÖK başkanı biliyordu ki, katsayı adaletsiz- • Akademik yayınları Sanayimiz ve liğinin kaldırmak, çalışana, başarılıya Türk halkı nasıl takip edecek? öncelik vermek istedi. • Üniversitelerin İnternet sitelerin- Sayın Danıştay üyeleri bu sorularım de neden toplumu aydınlatacak bilgi ve size. belgeler yer almıyor? Cevaplarınızı klasik metotla (TEST • Liseler Üniversitelerin tabanını USULÜ GEÇERSİZDİR) cevaplandırıp oluşturması gerekirken neden ısrarla yayınlayabilir misiniz. DÜZ adamlar yetiştirilmeye çalışılıyor? Lütfen… Türk halkı olarak bu sorula- • Sanayi kalifiye elemanlar bulamaz- rın cevabını bilmek istiyoruz…. ken DÜZ adamlar yetiştirilmesinin hik- meti nedir? Eğer cevabınız yok ise…. kaldınız…. Hem de bütünlemesi olmayan bir sınav- • Bu yıl Üniversite sınavına kaç öğ- dan…. renci başvurdu, bunların kaçı Üniversi- teli olabilecek? • Bu sayının içinde AÖF’nin oranı nedir? (Açık Öğretim Fakültelerine ge- ocak-şubat 2010 | ASDER 43

MAKALE 7 Basamaklı borcumuz var. bir şükür İkinci olarak Allah bize bir hayat ver- Vehbi Horasanlı miş. Yaşıyoruz. Çevremizde çok büyük camid yani cansız varlıklar var. Bazıları Atlantik sularında günlerdir yol alıyo- kocaman, dağ gibi. Bazıları ise mini min- ruz. Bir hayli fırtına yedik. Gemimiz boş nacık, elektron mikroskopları bile göremi- olduğu için fırtına üzerimizde bir hayli et- yor. Atomlar gibi. Koskoca bir yıldız bü- kili oluyor. yüklüğünde bile olsa, hayatı olmadıkları için biz onlardan üstünüz. O halde Allah’a Bütün gemici arkadaşlarım gibi ben de şükretmemiz gerekmez mi? bayağı hırpalandım, lakin elimde dünya- nın en büyük hazinesi Risale-i Nur Külliya- Üçüncü olarak bizim hayatımız geliş- tı var. Bol bol Cevşen ve Risale okuyorum. miş bir hayat. Bitkiler gibi sabit değil. Bakın Okurken üzerinde bir hayli düşündüğüm ben dünyanın bir ucundan diğer bir ucuna ve tefekküre daldığım bir konuyu okuyu- güney yarımküreye gidiyorum. Benim gibi cularımla paylaşmak istiyorum. hayat sahibi olan varlıklar hareket edebi- liyor. Nefes alıp Allah’ın yaratmış olduğu Biz insanlar başımıza gelen kötü olay- nice güzellikleri görüp koklayabiliyoruz. ları büyütmeyi güzel şeyleri ise küçük Denizin bir çeşit zikir sesi olan hışırtısı- görmeyi çok severiz. Denizcilerin fırtına- nı dinleyebiliyoruz. Her canlı bu özellikle- lardan şikâyeti gibi küçücük bir musibet re sahip değil. O halde yeniden Allah’a el dünyamızın altını üstüne getirir. Hâlbuki açıp şükretmek gerekmiyor mu? bize o kadar çok nimet verilmiştir ki Kör Şeytan hiçbir zaman bunları düşünmemi- Dördüncü olarak; Allah, bizi insan ola- zi istemez. rak yaratmış. Kuran’da “Ahsen-i takvim” yani en güzel surette yaratılan canlı ola- Namazın her rekâtında okunması farz Fotograf: Mustafa Nazif olan “Fatiha” suresinin başında hamd et- mek vardır. Besmeleden sonra daima “el- hamdülillah” deriz. Bundan da anlaşı- lacağı gibi “Allah’a şükür etmek” çok önemlidir ve aynı zamanda da boy- numuzun borcudur. Zira her şeyden evvel yoktan var edilmişizdir. Allah dilesey- di bizi yaratmazdı. Ama varız işte. Demek ki yokluk karan- lıklarından bizi çıkarıp var eden Allah’a bir şükür 44 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE rak, bir başka deyişle insan olduğumuz yan Rabbimize şükretmemiz gerekmez İman, Cenabı için Allah’a bir şükür borcumuz yok mu- mi? Allah’ın kalbimize dur? verdiği bir nurdur. İman, Cenabı Allah’ın kalbimize ver- Allah’tan başka Biz bu canı ortadayken ve sahipsiz diği bir nurdur. Allah’tan başka hiçbir şey hiçbir şey imanı iken bulmadık. Cenabı Allah bize verdi. imanı ve hidayeti veremez. Bize iman nu- ve hidayeti İsteseydi vermeyeceği gibi hiç yaratmaz- runu veren Allah’a karşı daima secdede veremez. Bize dı da. Fakat yerlerin ve gökyüzünün sa- kalsak bile gerekli şükrü yerine getirmiş iman nurunu hiplenemediği bir emaneti “teklif sırrını” olamayız. O halde ne duruyoruz. Kalkıp veren Allah’a yükleterek bizi yeryüzüne gönderdi. Yer- bir şükür namazı kılalım. Bize bu dünya- karşı daima yüzünün halifesi kıldı. O halde ne için şü- nın en güzel nimetini veren Allah’a hamd secdede kalsak kür etmeyeceğiz? Şükürsüzlük aynı za- edelim. Çok mu zor bir şey söyledim? Ha- bile gerekli şükrü manda büyük bir nankörlük olmuyor mu? yır, bizim vazifemiz naz değil niyazdır, şü- yerine getirmiş kürdür. olamayız. O halde Beşinci olarak; Allah bizi Müslüman ne duruyoruz. olan bir anne ve babanın çocuğu olarak Yedinci olarak; Allah’a bize Bediüzza- Kalkıp bir şükür dünyaya getirdi. İsteseydi Afrika’nın balta man Said Nursi gibi bir zatı tanımak ve namazı kılalım. girmemiş ormanlarında yaşayan bir pig- onu üstad etmek gibi bir nimeti verdiği me yavrusu olarak da halk edebilirdi. Ve- için ayrıca bir şükür daha yapmamız ge- yahut tamamen materyalist felsefe ile ye- rekiyor. Bu noktada kendimi bahtiyar bi- tişmiş bir Avrupalı ailenin veya yüzü hiç ri olarak görüyorum. Üstadımın eserlerini gülmemiş bir anne babanın çocuğu ola- okudukça imanın güzelliklerini anlıyor ve rak da doğabilirdik. Dünyaya sadece hay- bana bu fırsatı verdiği için Rabbime şük- van gibi yaşamak için geldiğini zanneden rediyorum. Evet, böyle dehşetli bir asır- insanlar yerine Allah’ı ve Peygamberimi- da ve tehlikeli hastalıklara maruz kalmış zi tanıyan bir anne babaya sahip olduğu- insanlar arasında bu eserleri tanıyarak muz için şükretmemiz gerekmez mi? iman şuuru vermesinden dolayı Allah’a ne kadar şükür etsem, yine de vazifemi tam Altıncı olarak Allah bize iman vermiş. olarak yapabilmiş sayılmam. En büyük şükür işte burada. Zira nice Müslüman anne babanın imansız çocuk- Öyle değil mi? Ne dersiniz? ları oluyor. Sonsuz cehennemi netice ve- recek böyle korkunç bir tehlikeden koru- Fotograf: Mustafa Nazif ocak-şubat 2010 | ASDER 45

MAKALE MİLLETİN BEKLENTİSİNE CEVAP VEREMEYEN BİR YAŞ TOPLANTISI DAHA... Mustafa MAHTOĞLU Aslî görevle Ağustos 2009 YAŞ toplantısından kacak düzenlemelerle ilgili meselelerin meşgul olmak bugüne tam dört ay geçti. görüşüldüğünü duymak istiyorduk. yerine darbe Bu süre içinde TSK ile ilgili baş dön- Bu YAŞ bir dönüm noktası olmalıy- planları ile dürücü bilgiler basın vasıtası ile ortaya dı. saçıldı. uğraşan muvazzaf Maalesef, basın açıklamasındaki subaylar ve hatta Islak imzalar, ihbar mektupları, ses başlıklar ümitlerimizi boşa çıkardı. Kuvvet Komutanı kayıtları, kafes planı, TSK’nin katsayı hassasiyeti... YAŞ üyeleri 04 Aralık günü, sabah seviyesindeki 09.30’dan akşam 17.00’ye kadar; generallerin Kamuoyu, Silahlı Kuvvetler için- marifetlerini de ciddi bir gayrimeşru örgütlenmenin • Son dönemde Türk Silahlı Kuvvet- mevcudiyeti hakkında derin kuşkulara lerine Karşı Yürütülen Asimetrik Psiko- haber yapmak mı düşürüldü. lojik Harekât konusunda bilgi verilmiş, psikolojik harekât Aralık YAŞ toplantısından ezber bo- • TSK’nin Harbe Hazırlık Durumu in- oluyor? Yoksa zucu açıklamalar bekliyorduk. celenerek, bu kapsamda ortaya çıkan onların yargıya ihtiyaçlar ile bu ihtiyaçları karşılamak Milletin istekleri istikametinde, Silahlı için alınan tedbirler görüşülmüş, intikal eden Kuvvetlerimizi iç politikanın içinden çe- planlarındaki kip çıkaracak ve darbe geleneğini yı- • TSK’nin temel yapısını ve disiplinini eylemler mi? bozacak şekilde, irticai tutum ve davra- 46 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE nışları tespit edilen 2 personelin Türk Si- ile uğraşılıyor? Silahlı Terör lahlı Kuvvetlerinden ayrılmasına oy çok- Yargılamadan ihraç etmek zorunda Örgütü luğuyla karar verilmiştir. oluşturmak kaldığınız iki kişi nasıl bir irticai faaliyet- suçundan Kirli çamaşırların ortaya dökülmesi, te bulundu ki, milyonluk Silahlı Kuvvetle- yargılanan asimetrik psikolojik harekât olarak de- rin “temel yapısını ve disiplinini bozacak” muvazzaf ğerlendiriliyorsa, bu harekâta malzeme şekilde tehdit oluşturuyor? askerlere, TSK’nin vermemek gerekmez mi? bünyesinde Bu iki kişinin fiilleri askeri ceza kanu- kalmasına Aslî görevle meşgul olmak yerine nunda hangi cürüm veya kabahati oluş- tahammül darbe planları ile uğraşan muvazzaf su- turuyor, bu fiilleri suç sayan ilgili bir mad- edilerek baylar ve hatta Kuvvet Komutanı seviye- de yok mu? gösterilen sindeki generallerin marifetlerini haber tolerans, bu yapmak mı psikolojik harekât oluyor? Bu kişilerin fiillerini suç sayan bir ya- iki kişiye de Yoksa onların yargıya intikal eden plan- sa maddesi yoksa, heyetinizin çoğunun gösterilemez larındaki eylemler mi? “TSK’nin temel yapısını ve disiplinini bo- miydi? zacak” irticai tutum ve davranış olarak Haklarındaki Sonra, psikolojik harekâtın, kendi mil- kabul edilen söz konusu fiiller için, yasal işlemler yargı letimiz ve dost unsurlar üzerinde müs- düzenlemeye neden gidilmiyor? kararı sonucunda bet duygu ve düşünce yaratmak amacıy- tesis edilemez la yapılan propaganda faaliyetleri olarak Bu iki kişinin fiillerini kapsayan bir ka- miydi? tanımlandığına göre, bu yayınlardan ne- nun maddesi varsa, yargılanma için ge- den şikâyet ediliyor? çecek sürede TSK’nin temel yapısının ve disiplininin bozulacağına mı inanılıyor? Elinde silah bulunduranların, meşru görevleri dışında örgütlenerek, toplumu, Silahlı Terör Örgütü oluşturmak su- Meclisi ve Hükumeti tehdit etmesinden çundan yargılanan muvazzaf askerlere, daha vahim bir durum olabilir mi? Nasıl TSK’nin bünyesinde kalmasına taham- oluyor da, YAŞ Kararlarında bunlardan mül edilerek gösterilen tolerans, bu iki ki- bahsedilmiyor da, belki namaz kıldığı şiye de gösterilemez miydi? Haklarında- için, belki eşinin giyim kuşamı için, irticai ki işlemler yargı kararı sonucunda tesis faaliyette bulunduğu ileri sürülen iki kişi edilemez miydi? Bu iki kişinin irticai faaliyeti “TSK’nin temel yapısını ve disiplinini bozuyor” da, disiplinin olmazsa olmaz şartı olan “astı- nın hukukuna” riayet etmeyen YAŞ üye- leri, “TSK’nin temel yapısını ve disiplini- ni” bozmuyor mu? Savunma imkânı verilmeden ve yar- gıya başvurma hakkı da elinden alınarak ihraç işlemleri hukukun üstünlüğü ve adil yönetim ilkeleri ile bağdaşıyor mu? Milletin büyük çoğunluğunun, irtica gerekçesi ile subay ve astsubayların yar- gılanmadan ihraç edilmesini tasvip et- mediği hâlâ anlaşılmadı mı? Milletin hassasiyetleri dışında hangi esaslar “TSK’nin temel yapısı” nın temel taşı olabilir ki? Milletin manevî değerleri ile barışık bir kadroya ulaşmadan, Milletin mesafe- li duruşunun değişmeyeceğini ve şikâyet ettiğiniz “asimetrik psikolojik harekât” fa- aliyetlerinin hedefi olmaktan kurtulama- yacağınızı ne zaman anlayacaksınız? 06 Aralık 2009 ocak-şubat 2010 | ASDER 47

MAKALE Demokratik Açılım Bugün mü Doğdu? Ersan ERGÜR Aslınsa Türkiye’de tek partili dönem- lan ihlaller için mazeretler gösterilmiş. den çok partili döneme geçiş tarihi olan Hâlbuki geçmişte söylenen hiçbir kor- 1946 yılından beri demokratik haklar ve kunun aslında gerçeği yansıtmadığı net özgürlükler alanında ihlaller hep yapıl- olarak ortaya çıkmış. makta. Geçmişimize bakacak olursak sürekli kişi hak ve özgürlüklerinin ih- Her ne ise gelelim konumuza; ‘de- lalleri sözkonusu olmuş. Bazen solcu- mokratik açılıma’… Aslında demokra- lar, bazen sağcılar denilen kesim hep tik açılım diye nitelenen hususlar bugün hırpalanmış. Bazen dinciler denmiş, bu başlığa en çok karşı çıkan iki par- bazen gericiler denmiş ve hep yapı- tiden biri olan CHP’nin Genel Başkanı Sn. Deniz Baykal’ın talimatı ile 1990 yı- lında SHP’nin MYK’da gündeme alın- Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Şura üyeleri yaptıkları yanlışın bedelini ve hesabını bir gün elbette ödeyecekler. Eğer bu dünyada olmaz ise hesap günü niçin var? Elbette bir miskal hayır ve şerrin, kimsenin yanına kar kalmayacağı o dehşetli günde bu yaptıklarının hesabı sorulacak. 48 ASDER | ocak-şubat 2010

MAKALE mıştı. O günlerde “Doğu ve Güneydoğu dan yapmalısınız. İnanıyorum ki Sayın Terörün Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri” Başbakan dâhil tüm kurmayları bu ba- artık silahla başlıklı bir rapor hazırlatılmış ve bugün kış açılarını da dikkate alacaklardır. bitmeyeceği gündeme alınan konular hemen hemen aşikârdır. 1984 aynı başlıklar altında o gün rapora gir- Peki, madem yeni bir konu değildi, Eruh baskınından mişti. Raporda özetle şöyle deniliyor- öyle ise neden bu sadece Ak Parti ile bugüne bu du; DTP arasında sığ bir kapsamda yürü- net ortadadır. tülmek zorunda bırakıldı. Aslında bu da Yeni yüreklerin “Türkiye’nin her yöresinde, her tür- çok basit, sadece oy kaygısı. Evet, ma- yanmasına hiç lü düşüncenin özgürce açıklanabilme- alesef sadece oy kaygısı. Bu kaygıyı gerek yoktur. si için gerekli tüm önlemler alınacaktır. duymayan tek parti de Ak Parti. Çünkü Sn. Başbakan Kürt kökenli yurttaşlarımızın da düşün- bu süreç mevcut iktidara oy kaybettir- bu projeyi bir celerini özgürce açıklayabilecekleri or- me riski taşıtmaktadır. Sayın Başbakan Türkiye Projesi tam ve koşullar oluşturulacaktır. İnsanlar ve kurmayları bunu bilerek bu işe girdi- olarak uygulamak özgürce etnik, dolayısıyla (Kürt kimlikle- ler. Ama diğer partiler de bu işin başarılı istedi, ama rini) açıklayabilmelidir. Kürt kökenli yurt- olması durumunda oy kaybını göze ala- maalesef buna taşlarımızın çocuklarına istedikleri ad- madıklarından köstek olmak için ellerin- yanaşmadılar. ları koyabilmesini, yerleşim yerlerinin den geleni yapmaktalar. Karşı çıkanlar geçmişteki adları ile anılmasını ve kim- tarih önünde bir likte bütünlük gösteren ögelerin orta- Terörün artık silahla bitmeyeceği kez daha mahkûm ya çıkmasını önleyen, yasaklanmasına aşikârdır. 1984 Eruh baskınından bugü- olacaklardır. neden olan tüm engeller ortadan kaldı- ne bu net ortadadır. Yeni yüreklerin yan- rılacaktır. Kürt dilinin öğretilmesinin ge- masına hiç gerek yoktur. Sn. Başbakan rekliliği vurgulanarak, öğretim kurumları bu projeyi bir Türkiye Projesi olarak uy- kurulmalı ve Kürt dili özgürleştirilmelidir. gulamak istedi, ama maalesef buna ya- Kürtçe televizyon ve radyo yayınlarının naşmadılar. Karşı çıkanlar tarih önün- serbest bırakılmasının, Kürt ve Kürdo- de bir kez daha mahkûm olacaklardır. loji enstitüsünün kurulmasının destek- Irak’ın işgali ebedi olmayacağına göre lenmesinin gerekliliği de vurgulanmıştır. ve Kuzey Irak yönetimi de Türkiye’nin Bunun için de yasal ve zorunlu engeller şemsiyesine muhtaç olduğuna göre ortadan kaldırılacaktır.” PKK kalıcı olamazdı. Görüldüğü gibi bugün Ak Parti Hü- Sn. Hasan Celal Güzel bir konfe- kümetinin demokratik açılım adı altın- ransta bir fıkra anlatmıştı. “Neferin biri da desteklediği hususlar aslında bugü- Napolyon’a sorar; “ric’at ediyoruz de- nün eseri olmayıp yılların birikiminin bir ğil mi efendim.” Napolyon askere döner gereği olarak doğmuştur. Gerek ve lü- “asla!, Paris’e doğru ilerliyoruz.” Şimdi zumlu bir şarttır. Ancak adının demok- PKK da mevcut köylerine ve gerçek va- ratik Kürt açılımı olması eksiktir, belki tanına doğru ric’at ederken gövde gös- de yanlıştır. Türkiye’de var olan bir de- terileri ile ilerliyoruz diyor. mokrasi ihlalleri topluluğunun adı olma- sı en doğru adımdır. Siz bunu Kürt me- Varın gerisini siz yorumlayın… selesi, başörtüsü, fikir özgürlüğü gibi sadece bir kesime yönelik bir demokra- tik açılım olarak yönlendirirseniz süre- ci iyi yönetemezsiniz. Nitekim DTP Ge- nel Başkanı Ahmet Türk de Meclisteki konuşmasında “…Bu Türk-Kürt sorunu değildir. Türkiye’deki mevcut demokra- tikleşmenin sorunudur…” diyerek kendi bakış açılarını da bence güzel bir şekil- de ifade etmiştir. Bunu Türkiye demokrasisi adına bir paket olarak ve bir kesimi hedef alma- ocak-şubat 2010 | ASDER 49


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook