ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ DERS NOTLARI TEMEL KAVRAMLAR ÖĞRENME: **Tekrar ve yaĢantı yoluyla organizmanın davranıĢlarında meydana gelen oldukça kalıcı, izli/sürekli davranıĢ değiĢiklikleridir. **Büyüme ve vücutta değiĢik etkilerle oluĢan geçici değinmelere atfedilmeyecek, yaĢantı ürünü olarak meydana gelen davranıĢta potansiyel davranıĢtaki nispeten kalıcı izli değiĢmedir. DĠKKAT: Sınav için ders çalıĢan bir öğrenci kazandığı ediminleri sınavdan önce unutursa kalıcı izli özelliği kaybolur 2007 ÖSYM TANIMI: YaĢantılar yoluyla meydana gelen nispeten kalıcı davranıĢ değiĢikliği. **BĠR DAVRANIġIN ÖĞRENME OLABĠLMESĠ ĠÇĠN AġAĞIDAKĠ SORULARA CEVAP VERMESĠ GEREKĠR 1-DavranıĢ tekrar ya da yaĢantı yoluyla mı oluĢmuĢtur? 2-DavranıĢta değiĢiklik meydana gelmiĢ midir? 3-DeğiĢiklik oldukça kalıcı izli midir? DĠKKAT: Bu sorulardan herhangi birine HAYIR yanıtı veriliyorsa o davranıĢ öğrenme ürünü değildir. Mesela bazı psikolojik rahatsızlıklarda ve tiklerde de davranıĢ değiĢikliği ortaya çıkmaktadır ve bu davranıĢ değiĢiklikleri de oldukça kalıcıdır fakat öğrenme ürünü değildir, çünkü bireyin kendi isteğiyle meydana gelmemiĢtir ve tekrar ve yaĢantı sonucu oluĢmamıĢtır. BĠR DAVRANIġIN ÖĞRENME OLABĠLMESĠ ĠÇĠN SAHĠP OLMASI GEREKEN ÖZELLĠKLER: 1-DavranıĢta gözlenebilir bir değiĢme meydana gelmeli. 2-DavranıĢta değiĢme nispeten kalıcı izli olmalı. 3-DavranıĢta değiĢme yaĢantı sonucu meydana gelmeli. 4-Kazanılan davranıĢ farklı durumlarda kullanılabilmeli. 5-Önceki öğrenmelerden farklı olmalı. 6-DavranıĢ: Sakatlık, hastalık, yorgunluk, ilaç, alkol, uyuĢturucu kullanımı sonucu ortaya çıkmamalı. 7-Refleksif ve içgüdüsel davranıĢlar olmamalı. DoğuĢtan getirilmemiĢ olma. 8-Büyüme ve olgunlaĢma sonucu ortaya çıkmamalı.(yürüme, ayakta durabilme, değiĢik sesler çıkarma gibi) DĠKKAT: 9-Öğrenme sonucu yeni farklı sonuçlara varılmalı-eskisinden farklı tepkilerde bulunma. 10-Öğrenme sonucunda yaĢantıya dayalı iliĢkiler kurulabilmeli. 11-Geçici davranıĢ değiĢiklikleri öğrenme değildir. Kolu kırıldığı için yüzemeyen bir çocuğun durumu 12-DavranıĢ değiĢmesinde birey aktif ve etkileĢim içindedir. NOT: Eğitim ile kazanılmıĢ davranıĢların tamamı öğrenilmiĢ davranıĢlardır. BĠRLĠKTE KARAR VERELĠM: 1-Bir annenin bebeğinin altını değiĢtirmesi,,__________________________________________ 2-ĠĢine hep zamanında giden bir kiĢinin çalar saati bozulduğu için iĢine geç kalması_________ 3-Bir bebeğin annesini görünce gülümsemesi,,_______________________________________ 4-Bisikletten düĢen bir çocuğun ayağını incitip pedal çevirememesi______________________ 5-Bir köpeğin eve ilk kez gelen bir misafiri görünce huysuzlanması,,______________________ 6-Bir bebeğin biberondan emdiği süt çok sıcak olduğunda ağzından püskürtmesi___________ 7-Bir bebeğin hareket eden bir nesneyi gözleriyle takip etmesi______________________ 8-Bir bebeğin değiĢtirilmek için alt bezi açıldığında ellerini ayaklarını oynatması______________ 9-Bir bebeğin elini,ayağını ısırarak seven bir yetiĢkini görünce ağlamaya baĢlaması(Ö.Y.),,___________ 10-Yoldan geçmekte olan bir yayanın klakson sesiyle irkilmesi_______________ 11-Limon kelimesini duyan bir kiĢinin ağzının sulanması,,_________________________ 12-Alkolün etkisiyle ya da hastalığından kaynaklanan ateĢin etkisiyle bir kiĢinin sayıklaması_____ YAġANTI: Taklit-Tekrar-Deneyim Bireyin çevresi ile etkileşimi sonucu bireyde kalan izdir. Büyüme ve olgunlaşma düzeyine erişen organizmanın çevresi ile etkileşime geçmesi. **Bir anaokulu öğrencisinin öğretmenini gözleyerek yazı yazmaya çalışması. Dikkat: Bireyin çevresi ile etkileşimi sonucu davranışında meydana gelen değişim ise öğrenme yaşantısı olarak açıklanır. Bir anaokulu öğrencisinin öğretmenini gözleyerek yazı yazmaya çalışması, YAŞANTI iken aynı şekilde yazmayı öğrenmesi ÖĞRENME YAŞANTISI olarak ifade edilebilir. *-*-Günlük yaşantımızda sokak ve caddelerde yüzlerce kişi ile karşılaşırız. Ancak bu etkileşimler, yaşantı eşiğini aşmadığı için kalıcı izli olmazlar. SAYFA 1
DAVRANIġ: **Organizmanın etkiye karĢı gösterdiği tepki U->T **Organizmanın bilinçli ya da bilinçsiz olarak gerçekleĢtirdiği her türlü etkinlik NOT: Aynı uyarıcıya bütün organizmalar aynı tepkiyi göstermek zorunda değildir. Aynı uyarıcıya farklı tepkiler gösterilebilir. Davranışlar; 1. Doğuştan gelen davranışlar (içgüdüsel-Refleksif) 2. Geçici davranışlar (alkol, ilaç, vb. etkisiyle oluşan davranışlar). 3. Sonradan kazanılan davranışlar (öğrenme ürünü davranışlar)- istendik ve istenmedik davranış DAVRANIġ TÜRLERĠ ÖğrenilmemiĢ DavranıĢlar ÖğrenilmiĢ DavranıĢlar DoğuĢtan Gelen DavranıĢlar Sonradan Kazanılan DavranıĢlar: (İçgüdüsel-Refleksif Öğrenme Ürünü Davranışlar -Kuşların yuva yapması-arının bal yapması ĠSTENDĠK-ĠSTENMEDĠK DAVRANIġLAR -Gök gürültüsünde irkilme Geçici DavranıĢlar: ĠSTENDĠK DARANIġLAR: Alkol-ilaç-narkoz alma-uyuĢturucu kullanımı- Planlı eğitim ürünü davranıĢlar hastalık yorgunluk gibi durumlarda gösterilen A-Ġnformal-aile, akran, TV, internet davranıĢlar. B-Formal-okul kurs v.b Büyüme Sakatlanma-OlgunlaĢma Sonucu ĠSTENMEDĠK DAVRANIġLAR: Ortaya Çıkan DavranıĢlar: Eğitimin hatalı yan ürünü davranıĢları Yürüme-dik durma-ses çıkarma-sesin Argo konuĢma-kopya çekme kalınlaĢması,üreme sistemini kazanma ÖNEMLĠ UYARI: **AlıĢma ve duyarsızlaĢma sonucunda kazanılan davranıĢlar öğrenilmiĢ davranıĢ değildir. -Sürekli aynı kokunun olduğu ortamda çalıĢan bir kiĢinin bir süre sonra o kokuya alıĢması **Çocukluk ve ergenlikteki benmerkezci düĢünme eğilimine bağlı olarak ortaya çıkan davranıĢlar da öğrenilmiĢ davranıĢlar değildir. -Kıskançlık sahiplenme kuĢkulanma saldırganlık ĠÇGÜDÜ: Ġnsanlarda OLMAYAN (Ġnsanlarda içgüdüsel davranıĢlar vardır(TARTIġMALI BĠR KONUDUR)-en güzel örneği ise ANNELĠK içgüdüsü),doğuĢtan getirilen türe özgü ve bir türün tüm üyelerinde aynı olan öğrenilmemiĢ karmaĢık davranıĢ örüntüleridir. Çok kısa bir ifade ile Doğal Güç NOT: Ġnsanlarda görülen cinsel istek tepkileri-yemek yeme, nefes alma korunma, beslenme gibi davranıĢları da içgüdüsel (ĠÇGÜDÜ DEĞĠL) davranıĢ olarak açıklayanlar vardır Temel Özellikleri: 1-DoğuĢtandır-kalıtsal 2-Bir türün tüm üyelerinde vardır ve aynıdır 3-KarmaĢık davranıĢ örüntüsü olmalıdır. 4-BaĢka türlerde olmamalıdır. 5-Ertelenemezler. 6-Amaca yöneliktir, düĢünme yoktur, kendiliğindendir. Arıların bal yapması-kuĢların göç etmesi-hayvanların depremi önceden hissetmesi v.b REFLEKS: **DoğuĢtan getirilen belirli bir uyarıcıya karĢı organizmanın gösterdiği hızlı tutarlı ve basit istem dıĢı öğrenilmemiĢ davranıĢlardır. **Bilinçli ve iradeli olarak yapılmazlar. **Sonradan öğrenilmez. **Bir süre ertelenebilirler fakat engellenemezler. Organizma rahatladığı ilk anda refleks ortaya çıkacaktır. ÖRNEKLER: ÜĢüyen birinin titremesi-tozlu ortamda hapĢırma-ani gürültü karĢısında irkilme- karanlıkta gözbebeğinin büyümesi-Soğan doğrayan birinin gözlerinin sulanması-bir bebeğin ağzına gelen bir nesneyi emmesi-köpeğin eti görünce salya akıtması SAYFA 2
ĠÇGÜDÜ-REFLEKS KARġILAġTIRMASI ĠÇGÜDÜLER REFLEKSLER 1-ERTELENEMEZ-ZAMANI GELDĠĞĠNDE ORTAYA ÇIKAR 1-ERTELENEBĠLĠR Örümcek ağ yapmayı erteleyemez Nefes alma ile oksijen alma ihtiyacımız bir süre erteleyebiliriz 2-KARMAġIKTIR 2-BASĠTTĠR 3-BELLĠ BĠR UYARICI YOKTUR 3-UYARICI VARDIR 4-TÜRE ÖZGÜDÜR 4-TÜRE ÖZGÜ DEĞĠLDĠR KuĢlar bal yapamaz Nefes alma-kabin atması bütün türlerde vardır UYARICI: Organizmayı harekete geçiren organizmada tepkiye yol açan iç ve dıĢ etkilerdir. Açlık susuzluk-ĠÇSEL UYARICILAR Isı ıĢık ses v.s-DIġġAL UYARICILAR TEPKĠ: Organizmanın uyarıcılara karĢı göstermiĢ olduğu davranıĢlardır. Uyarıcı ile tepki arasındaki iliĢki karĢılıklıdır. Bir durumda tepki olan bir davranıĢ baĢka bir durumda uyarıcı olabilir. Aynı uyarıcı farklı organizmalarda farklı tepkilere yol açabilir. Gülme: Fiziksel tepki Terleme: Biyolojik tepki Hayal Kurma: Psikolojik tepki KARġILIK: Organizmanın tepkisinin ortaya çıkardığı sonuçtur. KarĢılık üç türlü sonuç doğurur. Görmezden Gelme Veya PekiĢtirme Ceza KarĢılık Vermeme DavranıĢın tekrar edilme DavranıĢın tekrar edilme DavranıĢ ile ilgilenmeme olasılığını artırıyorsa pekiĢtirme olasılığını azaltıyor ya da durumu ortadan kaldırıyorsa ceza Ġstenmeyen davranıĢı azaltmak **Sorduğu soruya doğru cevap için kullanılır. veren öğrenciye öğretmenin **Öğrencinin verdiği yanlıĢ **Sınıfta ders anlatırken aferin demesi cevaba karĢılık öğretmenin öğretmenin öğrencinin dikkat öğrenciye bağırması çekmek için yaptığı davranıĢı görmezden gelerek ona pirim vermemesi UYARICI----------------------------TEPKĠ-----------------------------------KARġILIK Bir soru soruldu Soru cevaplandı Aferin denildi EDĠM-PERFORMANS: Öğrenilenlerin gözlenebilir duruma gelmesidir. Öğrenmenin gerçekleĢip gerçekleĢmediğini anlamak için performansa bakmak gerekir. DOĞRU-YANLIġ-BOġLUK DOLDURMA 1-Alkol kullanan bir kiĢinin sokakta nara atması______________öğrenilmemiĢ davranıĢa örnektir. 2-Limon sözcüğünü duyan bir kiĢinin ağzının sulanmasının öğrenilmiĢ bir davranıĢ olabilmesi için aynı anda limonu görmesi gerekir.________________ 3-Kartalın yuva yapması, örümceğin ağ örmesi ve ani bir gürültü karĢısında irkilme sonradan öğrenilmemiĢ karmaĢık davranıĢ örüntüleridir. _______________ 4-Ertelenebilir ve engellenebilir niteliklere sahip davranıĢlar reflekslere ait özelliklerdir____ 5-Refleksler organizma için uyum sağlayıcıdır, hem de organizmanın rahatsız edici uyarıcılardan kaçmasını sağlar.____________ 6-Uyurgezer bir kiĢinin gece dıĢarı çıkması bir davranıĢ değiĢikliği olduğu için bir öğrenmedir._____________ 7-Bir kuĢun uçması, kuĢun yuvanın kenarına gelmesini, yuvanın üstüne ya da uçabileceği bir açıklığa çıkmasını, etrafına bakmasını ve kanatlarını çıkmasını gerektirir ve ani bir gürültüde irkilen bir insanın davranıĢı kadar basit değil ________________davranıĢ örüntüsüdür. ********************************************************************************************************************************* Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularını dağıttı. Ben okulun en iyi öğrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada çakıldım kaldım. Son soru şöyleydi: \"Her gün okulu temizleyen hademe kadının ilk adı nedir?..\" Bu herhalde bir çeşit oyun olmalıydı. Kadını yerleri silerken hemen her gün görüyordum. Uzun boylu, siyah saçlı bir kadındı. 50´lerinde falan olmalıydı. Ama adını nerden bilecektim ki!.. Son soruyu yanıtsız bırakıp kağıdı teslim ettim. Süre biterken bir öğrenci, son sorunun test sonuçlarına dahil olup olmadığını sordu. \"Tabii dahil\" dedi, hocamız... \"İş yaşamınız boyunca insanlarla karşılaşacaksınız. Hepsi bir birinden farklı insanlar, ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar, onlara sadece gülümsemeniz ve ´Merhaba´ demeniz gerekse bile... Bu dersi hayatım boyunca unutmadım. Hademenin adını da... Dorothy idi. SAYFA 3
ÖĞRENMEYĠ ETKĠLEYEN FAKTÖRLER A-Öğrenen B-Öğrenme Malzemesi- C-Öğrenme Yöntemi ve Konusu Stratejisi Ġle Ġlgili Faktörler (Öğrenilen ġey) Faktörleri >DoğuĢtan donanım-Türe özgü >Telaffuz edilebilirlik >Konunun yapısı hazıroluĢ >Genel uyarılmıĢ hali-kaygı >Algısal ayırt edilebilirlik >Öğrenmeye ayrılan zaman >OlgunlaĢma >GeçmiĢ yaĢantılar ve öğrenmelerimiz- >Anlamsal çağrıĢım >Geri bildirim-feedback Aktarım-Transfer >Kavramsal gruplandırma >Öğrenci katılımı-aktivitesi >Güdü-güdülenme-motivasyon >Fizyolojik Durum >Dikkat >YaĢ >Zekâ >Ġhtiyaçlar >Ket vurma-engelleme Not=Dikkat: Öğreten ve öğrenme ortamı da öğrenmeyi etkileyen faktörler arasında yer alır. Öğretmenin niteliklerin, niteliklerine bağlı olarak kullanacağı öğretim yöntem ve teknikleri, kullanılan araç- gereç ve materyaller, ortamın öğrenme için uygun olup olmaması gibi faktörlerinde öğrenmeyi etkilediğini bilmeliyiz. A-ÖĞRENEN ĠLE ĠLGĠLĠ FAKTÖRLER 1-TÜRE ÖZGÜ HAZIR OLUġ (DoğuĢtan donanım) *-Kaz uçar Laz uçamaz- KuĢ uçabilir ama insana uçmayı öğretemezsiniz. *Bir papağana konuĢmayı öğretebilirsiniz fakat serçeye öğretmezsiniz *Öğrenme organizmanın genetik donanımıyla sınırlıdır. *Türe özgü hazır oluĢ: Organizmanın öğrenilecek davranıĢı öğrenebilmesi için gerekli biyolojik donanıma sahip olarak dünyaya gelmesini ifade eder. *6 yaĢındaki Sevgi ile 3 yaĢındaki Harun tenis öğrenmeye baĢlarlar aradan geçen zaman içinde Sevgi raketi kavramayı kardeĢinden çabuk ve iyi öğrenmiĢtir. Dikkat: Çocukların raketi kavrama ve temel hareketleri yapma hızları arasındaki farkın nedeni ne olamaz diye bir soru sorulmuĢ. TÜRE ÖZGÜ HAZIR OLUġ nedeni olamaz kardeĢler doğuĢtan gerekli donanıma sahipler ve eksiklikleri yok, beklenen davranıĢı yapabilirler. Burada kardeĢler arasındaki temel fark olgunlaĢma ve ayrıca hazır bulunuĢluk, ilgi düzeyi yetenekler sayılabilir *Bir kedinin elleri olmadığı için muz soymayı öğrenememesi türe özgü hazır oluĢ a örnektir. *Bir banka reklamı için rakunlardan yararlanmaya karar verilmiĢtir. Bu hayvanlara, bozuk paraları kumbaraya atmaları öğretilmeye çalıĢılmıĢtır. Köpekler kısa sürede bu beceriyi kazanmıĢlar, bozuk paraları ağızlarıyla kumbaraya atmıĢlardır. Rakunlar ise parayı kumbaraya atmak yerine ön ayakları arasında tutmuĢlardır. Pek çok deneme yapılmasına karĢın, hiçbir rakuna bu beceri öğretilememiĢtir. Köpekler ile rakunlar arasında gözlenen bu fark aĢağıdakilerin hangisiyle açıklanabilir? TÜRE ÖZGÜ HAZIR OLUġ 2-OLGUNLAġMA: **Organizmanın bir davranıĢı öğrenebilmesi için belirli bir olgunluğa yani geliĢmiĢlik düzeyine ulaĢması gerektiğini ifade eder. **Fiziksel, yaĢ ve zekâ anlamında olgunlaĢma Ģeklinde de ifade edilebilir. **Bireyin herhangi bir organının, o organdan beklenen görevi yapabilecek duruma gelmesidir. **Mesela 3 yaĢındaki bir çocuk okuma yazmayı öğrenmez. YAġ: Örneğin çocuğun yürümeyi öğrenebilmesi için yaklaĢık on aylık olması gerekmektedir. Genellikle en iyi öğrenme yaĢı genç yetiĢkinlik yaĢıdır. Ne çok gençler ne de çok yaĢlılar genç yetiĢkinler kadar kolay öğrenemezler. ZEKÂ: Bir insan yaĢ olarak ne kadar olgunlaĢmıĢ olursa olsun, zihinsel anlamda yeterli düzeye ulaĢmamıĢsa öğrenme gerçekleĢemeyecektir. Zihinsel anlamdaki bu olgunluk kendini zekâ olarak gösterecektir. SAYFA 4
3-GENEL UYARILMIġLIK HALĠ VE KAYGI: UYARILMIġLIK HALĠ: **Bireyin dıĢarıdan gelen uyarıcıları alma derecesidir. Birey dıĢarıdan yeterli düzeyde uyarıcı almıyorsa bireyin uyarılmıĢlık hali yok ya da çok düĢüktür. (Örn, Uyku hali ). **Birey çok sayıda uyarıcı alıyorsa genel anlamda uyarıcılara açıktır ve genel uyarılmıĢlık hali yüksektir. (Örn; Panik hali). Dikkat: UyarılmıĢlık halinin düĢük ya da yüksek olması öğrenmeyi olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle iyi bir öğrenmenin meydana gelebilmesi için uyarılmıĢlık halinin orta düzeyde olması gerekmektedir. ÖRNEK: Yatarak, uykulu halde, isteksiz, yorgun bir Ģekilde sınava çalıĢma uyarılmıĢlık halini düĢüreceği için öğrenme olumsuz yönde etkilenir.----Kalabalık ortamlarda, tv izleyerek ya da müzik dinleyerek ders çalıĢma genel uyarılmıĢlık halini artıracağı için öğrenme yine olumsuz yönde etkilenecektir. ** Öğrenme için oldukça önemli bir Ģarttır. ** ―Bugün canım ders çalıĢmak istemiyor‖ diyenlerin genel uyarılmıĢlık hali düĢüktür. *-*-* Genel uyarılmıĢlık düzeyi ile öğrenme hızı arasında çan eğrisi biçiminde iliĢki bulunmaktadır. Bunun anlamı ise genel uyarılmıĢlık düzeyinin artması, öğrenme hızını bir noktaya kadar olumlu, bir noktadan sonra olumsuz etkilemektedir. *-*-*ÇalıĢma ortamını düzenlerken ıĢık ve ısının uygun olmasına bir masa ve sandalyede çalıĢılmasına özen gösteriniz—Bu tavsiyenin temel dayanağı olarak uyarılmıĢlık halinin ayarlanması gösterilebilir. KAYGI: **Kaygının öğrenmeye etkisi uyarılmıĢlık hali ile benzerdir. **Kaygı, güçlü bir istek ya da dürtünün, ihtiyacın karĢılanmayacak ya da gerçekleĢmeyecek gibi görüldüğü durumlarda ortaya çıkan tedirgin edici bozucu duygudur. **Kaygıda uyarılmıĢlık hali gibi orta düzeyde olmalıdır. **Sonuç: Kaygısızlık öğrenmeyi olumsuz etkilediği gibi aĢırı kaygıda öğrenme için zararlıdır. EK YORUM: 1- Akademik yeteneği yüksek olan öğrenciler yüksek düzeyde kaygı duysalar bile, bu durum onların öğrenmelerini pek fazla etkilemez. Çünkü öğrenme iĢlemi o birey için çok kolay bir iĢtir. 2- Akademik yeteneği düĢük olan öğrencilerde, yeteneğin az olması kaygının yükselmesi için baĢlı baĢına bir nedendir. Söz konusu edilen birey öğrenirken çok fazla zorlanır. Buna bağlı olarak kaygı düzeyi de yükselir 4-GEÇMĠġ (ESKĠ) YAġANTILAR (ÖNCEKĠ ÖĞRENMELERĠMĠZ-DENEYĠMLERĠMĠZ) -AKTARIM-TRANSFER (OLUMLU-OLUMSUZ) **Bireylerin yeni öğrenmelerinde eski yaĢantı ve deneyimlerinin, önceden öğrendiklerinin, ön bilgilerinin önemli derecede etkisi söz konusudur. Kısaca bunlar yeni öğrenilecek olanları olumlu ya da olumsuz etkiler. Bu duruma transfer ya da akarım adı verilir. >>AKTARIM-TRANSFER: ** Önceki öğrenilenlerin yeni öğrenilenleri kolaylaĢtırması ya da zorlaĢtırmasıdır. ** Her öğrenme bir önceki öğrenmenin üstüne kuruludur. Hiçbir öğrenme temelsiz değildir. KiĢinin ön bilgileri bazen yeni öğrenmeyi kolaylaĢtırır, bazen de zorlaĢtırır. Buna aktarma (transfer) denir. KolaylaĢtırması: Olumlu-pozitif transfer (aktarım) ZorlaĢtırması: Negatif-olumsuz transfer (aktarım) ^^^^^^^^^^ÇOK ÖNEMLİ BİR UYARI:^^^^^^^^^^ *Transfer olumlu olduğunda öğrenmeye katkıda bulunurken, olumsuz olduğunda öğrenmeyi güçleĢtirir. *Buna karĢılık ket vurma ise, ister ileriye olsun ister geriye olsun iki durumda da hatırlama üzerinde bozucu etkiye sahiptir. TRANSFER>>>>>>>>>>ÖĞRENME KET VURMA>>>>>>>>>HATIRLAMA-UNUTMA SAYFA 5
KET VURMA: ** Ket vurma, öğrenilmiș bir materyalin hatırlanma sürecinde ortaya çıkan bozucu bir etkidir. **Öğrenilen bilgilerin hatırlanmasını zorlaĢtırma durumu ya da unutturma durumu **Ġleriye ya da geriye her iki durumda da hatırlamaya bozucu etki söz konusudur. OLUMSUZ TRANSFER ĠLE YAKINDAN ĠLGĠLĠ GĠBĠDĠR. Olumsuz transfer ile ileriye ket vurma bazen çok karıĢtırılmaktadır. Olumsuz transferin ―öğrenmeyi‖, Ġleriye ket vurmanın ise ―hatırlamayı‖ engellediği unutulmamalıdır **Ket vurma iki türlü gerçekleĢir. 1. Ġleriye ket vurma: ESKĠ YENĠYĠ UNUTTURUR. Hatırlamayı zorlaĢtırma 2. Geriye ket vurma: YENĠ ESKĠYĠ UNUTTURUR. Hatırlamayı zorlaĢtırma Örneklere Birlikte Karar Verelim : Olumlu Olumsuz Aktarma<>Ġleri-Geri Ket Vurma 1-Otomobil kullanmayı öğrenen bir kiĢi, değiĢik bir model ya da marka otomobili de kullanabilir._____________ 2- Ġki parmak yöntemiyle klavye öğrenen birisi, on parmak ile yazmaya çalıĢtığında zorlanarak daha yavaĢ yazması. Ya da F klavyeyle yazmaya alıĢmıĢ bir kiĢinin Q klavye ile yazarken zorlanması_________________ 3-Yeni aldığımız bir telefonun numarasını söylerken aklımıza sürekli eski telefon numaramızın gelmesi____________ 4-Bir yabancı dil bilen bir kiĢinin yeni bir yabancı dili daha kolay öğrenmesi_____________________ 5-Yeni evlenen birinin eĢine dikkatsiz bir anında eski sevgilisinin adıyla hitap etmesi__________________ 6-Matematik dersindeki eksikliklerini tamamlayan bir öğrencinin fizik dersinde de baĢarılı olmaya baĢlaması ya da öğrenme psikolojisini çok iyi kavrayan bir öğretmen adayının geliĢim psikolojisi dersini almamıĢ olmasına rağmen deneme sınavlarında netlerinin öncekine göre daha yüksek olması_______________________________ 7-Ġngiltere ye yerleĢen bir gurbetçimizin daha önce Türkiye de araba kullandığı için, Ġngiltere de araba kullanırken sık sık kaza yapması___________________________ 8-Sıddıka Hanım yeni taĢındığı evde mutfağının uygun olmaması nedeniyle sağa doğru açılan buzdolabı kapağını sola doğru açılacak Ģekilde ayarlamıĢtır. Ancak kapağı açması gerektiğinde uzun bir süre dolap kapağını önce sağa doğru açmıĢtır__________________________________ 9- Yeni yılın ilk günlerinde tarih atarken, bir önceki yılın tarihinin atılması sık karĢılaĢılan bir hatadır_______________ 5-GÜDÜ (MOTĠVASYON) **Organizmayı harekete geçiren, onu davranıĢa yönelten güçtür. **Güdüler organizmanın ihtiyaçlarından doğar ve bu ihtiyaçların giderilmesi için organizmayı harekete geçirirler. **ĠHTĠYAÇ: Organizmada herhangi bir eksikliğin hissedilmesidir. Bu ihtiyaçların giderilmesine yönelik organizmada oluĢan iç gerilime ise DÜRTÜ denir. Dürtüler organizmada bir DENGESĠZLĠK oluĢtururlar. **Güdüler insanları harekete geçiren güçlerdir. Yani davranıĢı bir amaca doğru baĢlatan ve sürdüren bir iç Ģarttır. **Organizmanın öğrenmeye güdülenmiĢ olması bireyin öğrenmesini kolaylaĢtırır. **Güdülenme; önce ihtiyacın hissedilmesi, sonra ihtiyacın giderilmesi için harekete geçme ve ihtiyacın giderilmesiyle rahatlama Ģeklinde süreklilik göstermektedir. **Acıkmayan insan yemek yemeye güdülenmemiĢtir. **Yeterince güdülenmeyen bir kiĢi, diğer koĢulların (yaĢ, zekâ vb.) uygun olduğu durumlarda bile gerekli olan, beklenen öğrenmeyi gerçekleĢtiremeyebilir **Fizyolojik ihtiyaçlar birincil güdü, sevme, sevilme. BaĢarı gibi güdülerde ikincil güdü olarak adlandırılır. **Güdüler öncelikle organizmayı uyarır sonra uyarılan organizmayı eyleme sevk eder ve eylemde bulunan organizmayı belli amaçlara yöneltir. **Ġnsan öğrenmesindeki güdülenme, yalnızca fizyolojik gereksinimlerin karĢılanmasına yönelik değildir. Onaylanmak, beğenilmek vb. güdüler insan yaĢamında çok fazla önem taĢır. ĠHTĠYAÇ>>>DÜRTÜ>>>>GÜDÜ>>>>>DAVRANIġ SAYFA 6
BAġLICA GÜDÜLER BĠRĠNCĠL ĠKĠNCĠL ĠÇTEN DIġTAN GÜDÜLER GÜDÜLER GÜDÜLENME GÜDÜLENME **DoğuĢtan ve fizyolojik kökenlidirler **Sonradan kazanılan- *Birey kendi içinden *Birey dıĢarıdan bir geldiği için davranıĢta **ÖğrenilmemiĢlerdir. sosyal ya da psikolojik bulunur. ödül almak için kökenlidirler davranıĢta bulunur. **Açlık, susuzluk, cinsellik, ısıyı koruma, **ÖğrenilmemiĢlerdir *Öğrencinin merakını *Öğrencinin öğretmenin sevgi **Bilme anlama tanıma gidermek için ders gözüne girmek için ders Kendini gerçekleĢtirme çalıĢması çalıĢması **Para baĢarılı olma **BaĢarılı olma, merakı **BAġKASI-etkili dikkati çekme, mevki, Statü, giderme, kiĢilerin **Ödül alma, iyi not alma, ihtiyaçları, yetenekleri cezadan kaçma, göze ****BaĢkasını girme, dikkat çekme beklemez, kendi harekete geçer ÖRNEKLER 1-Derste öğretilecek bilgilerin nerede, ne iĢe yarayacağını söyleme 2-Bir öğrencinin, öğretmenin vereceği ödülü kazanmak için sınavda baĢarılı olmak istemesi-DIġ 3- Bir gencin, sağlığına önem verdiği için dengeli beslenmeyle ilgili konuları öğrenmek istemesi-ĠÇ 4- Bir gencin, arkadaĢları ısrar ettiği için onlarla birlikte resim sergisine gitmeyi kabul etmesi-DIġ 5- Bir öğrencinin, ceza almak istemediği için sınıfta disiplin sorunu çıkarmaktan çekinmesi-DIġ 6- Bir gencin, eleĢtirmenler tavsiye ettiği için bir film izlemesi-DIġ 7-Vatan uğruna ölmek-ifadesinin güdüler açısından bir cümleyle açıklayınız ___________________________________________________________________________________________ AġAĞIDAKĠ ĠFADELER ARASINDA 1 TANE YANLIġ VAR BULUNUZ 8-Eğitim-öğretim ortamında öğrencinin istenilen davranıĢı göstermesinin hemen arkasından yapılan ödüllendirme, öğrenme güdüsünü güçlendirir 9- BaĢarı güdüsü düĢük bir öğrencide gözlenebilecek özellik dıĢsal faktörlere yükleme yapma davranıĢını gösterir 10-Öğretme-öğrenme sürecinde öğrencinin baĢarı güdüsünün yüksek olması, etkili öğrenmenin sağlanmasında oldukça belirleyici bir etkendir. baĢarı güdüsü yüksek olan bir öğrenci tarafından genellikle gösterilen davranıĢ karĢılaĢtığı güçlüklerden yılmamaktır 11-Öğrencinin öğrenmeye güdülendiğinin en güçlü kanıtı, DavranıĢlarıyla derse katılmaya istekli olduğunu göstermesidir. 12-Öğrenme güdüsünün (motivasyon) bir göstergesi olarak aĢağıdakilerden hepsi doğrudur. -Öğrenme sürecinin öğrencide yarattığı ilgi ve merak uyandırma düzeyi -Öğrenme sürecinin bireysel ihtiyaçlarını karĢılama ve amaçlarına uygunluk derecesi -Öğrencinin baĢarısına iliĢkin beklenti düzeyi -Öğrencinin öğrenme sürecinde tatminlik derecesi 13-Öğrenciler öğrenmeye güdülenerek süreçte etkin Ģekilde yer aldıklarında sınıf içinde disiplin sorunları azalır 14-Hedeflenen davranıĢı öğrenmeye güdüleme, dersin baĢında öğrencilerin öğrenmeye istekli hale getirilmesinin nedenleri arasında sayılabilir. SAYFA 7
6-DĠKKAT: **Bilincin belli bir noktada toplanmasıdır. **Öğrenmenin gerçekleĢebilmesi için dikkatin öğrenilecek konuya toplanması gerekir, bu sebepten dolayı öğretmenler derslerinde dikkati artırmaya yönelik çalıĢmalar yapmalıdırlar. **Dikkati etkileyen iki önemli faktör vardır 1-Uyarıcı ile ilgili olanlar: Uyarıcının Ģiddeti, büyüklüğü hareketliliği parlaklığı bulunduğu ortam 2-Bireyle ilgili faktörler: Bireyin ilgileri inançları beklentileri ihtiyaçları ÖĞRENCĠLERĠN ÖĞRENME SÜRECĠNDE DĠKKATĠNĠ ÇEKMEK ĠÇĠN YAPILABĠLCEKLER: 1-Günlük yaĢamdan örnekler sunma-öğrencilerin yakın çevresinden örnekler sunma, güncel olayları sınıfa taĢıma 2-Ġlginç durumlar resimler Ģekiller örnekler sunma 3-Birbirlerinden farklı uyarıcıları kullanma, hareketlilik, zıtlık, beden dili ses tonu araç gereç soru 4-Sınıfta farklı oturma düzenleri oluĢturulabilir. 5-TartıĢma, panel soru cevap v.s 6-Öğrencinin öğreneceklerini nerede kullanabileceği, ne iĢe yarayacağını söyleme v.b 7-FĠZYOLOJĠK DURUM: **Öğrenmenin gerçekleĢmesi kiĢinin sağlığıyla da doğru orantılıdır. **Özellikle görme, iĢitme gibi duyum bozuklukları ya da kronik bedensel bir hastalık gibi sağlık bozukluğu durumlarında öğrenmenin tam olarak gerçekleĢmesi mümkün değildir. B-ÖĞRENME MALZEMESĠ-KONUSU ĠLE ĠLGĠLĠ FAKTÖRLER: (Öğrenilen ġey) 1-ALGISAL AYIRT EDĠLEBĠLĠRLĠK **Etraftaki diğer uyarıcılardan ayırt edilmeyen bir uyarıcının öğrenilmesi zor olacaktır. **Öğrenme malzemesinin çevredeki uyarıcılardan ayırt edilebilmesidir. **Zıtlıklar ve farklılıklar ayırt edilebilirliği güçlendirir. **Konuyu anlatırken öğretmenin konunun önemini vurgulayıp sınavda çıkabileceğini söylemesi buna örnek gösterilebilir **Öğrenilecek metindeki bazı cümlelerin renkli ya da koyu yazılması, öğretmenin bazı konulara dikkat çekmesi algısal ayırt edilebilirliğe örnektir. 2-ANLAMSAL ÇAĞRIġIM: **Zihinde bir takım çağrıĢımlara yol açan öğrenme malzemesi öğrenmeyi kolaylaĢtıracaktır. Ġnsanlarda çağrıĢım genellikle zıtlıklarda ve eĢ anlamlılarda görülür **Öğrenme malzemesinin öğrencinin zihninde çeĢitli çağrıĢımlar yapması, öğrencinin önceki öğrenme ve yaĢantılarıyla ilgilidir, öğrenmede transferi sağlar. **Mesela KPSS KAVRAMI ZĠHĠNDE NELER CANLANDIRIR? Yazınız 1- 4- 2- 5- 3- 6- **Öğretmenlerin algısal ayırt edilebilirliği kullanması aynı zamanda bilgilerin kalıcılığı açısından anlamsal çağrıĢımı güçlendirecektir. KAVRAMLARIN BĠRBĠRLERĠNĠ ÇAĞRIġTIRMASI 3-KAVRAMSAL GRUPLANDIRMA **Öğrenilen konunun benzerliklerine göre gruplandırılması öğrenmeyi kolaylaĢtıracaktır. **Kavramsal gruplama bilginin zihinde somut ve görsel bir Ģekilde düzenlenmesini ve öğrenilmesini sağlar **Novak tarafından geliĢtirilen kavram haritaları bu amaç için kullanılmaktadır. Anlamlı öğrenmeyi sağlayan önemli tekniklerden biridir. Mesela canlıların sınıflandırılması-ġEMAYI OLUġTURUNUZ-uygulama **Öğrenilen konunun kavramsal benzerliklere göre gruplandırılması, bütünleĢtirilmesi örgütlenmesi söz konudur. 4-TELAFFUZ EDĠLEBĠLĠRLĠK: **Dil ile düĢünce arasında sıkı bir iliĢki vardır. Dile getirilemeyen, telaffuz edilemeyen öğrenme malzemesi öğretici tarafından aktarılmaz, öğretilemez SAYFA 8
C-ÖĞRENME YÖNTEMĠ / STRATEJĠSĠ ĠLE ĠLGĠLĠ FAKTÖRLER 1-Konunun Yapısı, 2-Öğrenmeye Ayrılan Zaman-(Aralıklı veya Toplu ÇalıĢma) 3-Feedback-Geri Bildirim (Dönüt-Düzeltme) 4-Öğrenmede Öğrencinin Etkinlik Düzeyi-Aktif katılımı-Öğrenci Aktivitesi 1-Konunun Yapısı **Genel kural önce bütün sonra parçalara bölerek ve daha sonra tekrar bütün olarak öğrenilmesidir. Öncelikle konunun bütünü hakkında bilgi sahibi olduktan sonra konuyu parçalara bölerek çalıĢmak ve son aĢamada toparlamak bütünleĢtirmek tavsiye edilir **Fakat konunun yapısına göre bu genel kural değiĢim gösterir. Konunun uzun ya da kısa olması bunda etkili olabileceği gibi Öğrencinin düzeyi de burada etkili olmaktadır. Hangi yöntemin daha faydalı olacağı konuya göre değir. **Eğer öğrenilecek konu kısa ve birbirleriyle bütünleĢmiĢ ise parçalara ayrılması durumunda tekrar bütünleĢtirmede ve anlamlı hale getirmede zorluk çekilecektir. Konu uzun ise parçalara ayırmak daha faydalı olacaktır. **Unutulmaması gereken öğrenci yapısı ve düzeyine göre ve konunun yapısına göre yöntem değiĢecektir. 2-Öğrenmeye Ayrılan Zaman-(Aralıklı veya Toplu ÇalıĢma) **Öğrenmeye ayrılan ve bunun nasıl kullanılacağı önemlidir. Bu durum karĢımıza 2 Ģekilde çıkar. 1-ARALIKLI ÇALIġMA: Konuların belirli programa göre düzenli aralıklarla tekrar edilmesidir. Konu ya da derslerin zamanında günü gününe çalıĢılması ya da haftalık düzenli tekrarların yapılmasını ifade eder. 2-TOPLU ÇALIġMA: Sınavlardan önce yapılan sıkıĢık ve yoğun çalıĢması buna örnektir. Vize ve final haftalarındaki yoğun çalıĢmalar buna örnektir Not: Her iki durumunda olumlu ya da olumsuz yanları vardır. Genel olarak aralıklı çalıĢma tavsiye edilir. Parçalara bölerek yapılan öğrenmelerin genelde öğrenmeyi kolaylaĢtırdığı söylenebilir. **AMAÇ YÜKSEK NOT ALMAK VE BĠLGĠLERĠ DAHA SONRA KULLANMAK NĠYETĠ YOKSA-TOPLU **AMAÇ BĠLGĠLERĠN KALICILIĞI ĠSE-ARALIKLI ÇALIġMA KPSS: Bir hafta sonra gireceği sınava hazırlanan öğrencisine ―Her gün yarım saatini ayırıp çalıĢman sınavdan bir gün önce 15 saat çalıĢmandan daha yararlı olur.‖ Biçiminde öneride bulunan bir öğretmen, Öğretmen burada aralıklı-toplu öğrenme üzerine vurgu yapmıĢtır. 3-Feedback-Geri Bildirim (Dönüt-Düzeltme) **Sonuç hakkında bilgi verme-Öğrenen öğrenme durumu hakkında bilgi sahibi olur. Öğrenenin ne düzeyde öğrenip öğrenmediği hakkında bilgi sahibi olması önemlidir. Öğrenmesi yeterli mi yetersiz mi? Öğrenen bunu fazla gecikmeden öğrenmelidir. **Öğretmen, öğrencilerini ne kadar öğrenip ne kadar öğrenemedikleri konusunda mutlaka bilgilendirmelidir. Bunu da öğrencinin derse motivasyonunu kaybetmeden yapması doğru olacaktır. **Öğrenciye öğrendikleri hakkında bilgi vermeye ne kadar doğru ya da yanlıĢ yaptığını bildirmeye Geri Bildirim-Dönüt denir. **Aferin denilerek pekiĢtirilmesi de güdülenmeyi artırır. **Sınav sonuçlarının öğrencilere zamanında duyurulması, sınav kâğıtlarını dağıtılarak kontrol ettirilmesi bu açıdan önemlidir. **Skinner in Programlı Öğrenmesi ve Bloom un tam öğrenmesi bu konuyu çok önemser.-dönüt ya da anında dönüt kavramları vurgulanır. 4-Öğrenmede Öğrencinin Etkinlik Düzeyi-Aktif katılımı-Öğrenci Aktivitesi **Öğrencilerin duyu organlarıyla öğrenmeye katılması önemlidir. Öğrenmede en yüksek kalıcılık aktif katılım ve yaparak yaĢayarak yapılan öğrenme ilkelerindendir. **Öğrenci sürece aktif olarak katılmalıdır. **Dinlemeli okumalı yazmalı sormalı tartıĢmalıdır. Kısaca öğrenci yaparak yaĢayarak öğrenmelidir SAYFA 9
DAVRANġCI ÖĞRENME KURAMLARI ÇAĞRIġIMCI 1-Klasik KoĢullanma-Tepkisel-------------ĠVAN PAVLOV BAĞSAL 2-Edimsel KoĢullanma-Operant-----------SKĠNNER 3-BitiĢik kuramlar------------------------------WATSON-GUTHRĠE KURAMLAR 4-Bağ Kuramı-----------------------------------THORNDĠKE 5-Sistematik DavranıĢ Kuramı-------------HULL BĠLĠġSEL 1-Gestalt Kuramı--------------------------------Wertheimer-Köhler-Kofka 2-Bilgiyi ĠĢleme Kuramı-----------------------GAGNE KURAMLAR 3-Yapılandırmacı Kuram----------------------PĠAGET-VGOTSKY BĠLĠġSEL 1-ĠĢaret Kuramı-------------------------------TOLMAN 2-Sosyal Öğrenme Kuramı ---------------BANDURA AĞIRLIKLI (Gözlem Yoluyla Öğrenme) DAVRANIġCI 1-Ġhtiyaçlar HiyerarĢisi----------------------MASLOW KURAMLAR 2-Benlik GeliĢimi------------------------------ROGERS 3-Ahlak GeliĢimi-------------------------------KOHLBERG ĠNSANCIL DUYUSAL KURAMLAR BEYĠN TEMELLĠ 1-Nöro-Fizyolojik Kuram-------------------HEBB ÖĞRENME KURAM DAVRANIġCI KURAMIN TEMEL ĠLKELERĠ GENEL BĠLGĠ: Ġlk kurucu ve savunucu J.B. Watson. Öğrenmeyi uyarıcı-tepki arasında bağ kurulması ve pekiĢtirme yoluyla davranıĢın sürdürülmesi Ģeklinde açıklanır. DavranıĢçı kuramların; Felsefi alt yapısını; John Locke Fizyolojik alt yapısını; Ġvan Petroviç Pavlov Psikolojik alt yapısını ise; E.L. Thorndike, B.F. Skinner, Hull ve L.L Bernard 1-Ġnsan ve hayvan davranıĢları benzerdir. Bundan dolayı çalıĢmalarını hayvanlar üzerinde yapmıĢlardır, insan öğrenmelerini bu çalıĢmalara dayalı olarak açıklamaya çalıĢmıĢlardır. 2-Öğrenme için gözlenebilir davranıĢlar Ģarttır. Organizmanın gözlenebilir davranıĢlarında değiĢiklik olduğunda öğrenmeden bahsetmek mümkündür. Bunun dıĢında kalanlar bilimsel olarak ele alınamazlar. Mesela inançlar, değerler duygu ve hisler, hayaller doğrudan gözlenemediği ve ölçülemez. Basit davranıĢların nasıl oluĢtuğu üzerinde durmuĢlardır. 3-Ġnsan zihni doğuĢtan TABULA RASA dır, Yani boĢ levhadır. Sonradan bu levha yaĢantı ve deneyimlerle doldurulur. DoğuĢtan hiçbir bilgiye sahip değilizdir hepsini sonradan öğreniriz. J.LOCKE -Üzerine hiçbir Ģey yazılmamıĢ boĢ beyaz kâğıt gibidir. -Watson: Bana çocuklar getirin ben onları istediğiniz insan olarak yetiĢtireyim derken zihnin sonradan doldurulduğunu öğrenmelerin sonradan kazanıldığını vurgulamıĢtır. 4-UT YAKLAġIMI olarak da bilinir. Veya BAĞSAL ÖĞRENME 5-DavranıĢ öğrenilir. Önemli olan davranıĢın gözlenebilir ve ölçülebilir olmasıdır 6-PekiĢtireç davranıĢı kuvvetlendirir, dıĢtan verilen pekiĢtireç önemlidir. SAYFA 10
7-DavranıĢçılar, öğrenmenin oluĢumunu, uyarıcı ile davranıĢ arasında bağ kurma iĢi olarak nitelendirirler. 8-1960'lı yılların sonuna kadar egemenliğini sürdüren davranıĢçı akımlar eğitim alanında çok derin izler bırakmıĢ ve o dönemde çok kabul görmüĢ bir yaklaĢım sergilemiĢtir. Algılama, benlik, dikkat, problem çözme vb. karmaĢık biliĢsel süreçleri, duyguları hisleri düĢünme ve inançları açıklamada yetersiz kalmıĢ ve 1970'lerden itibaren etkisini yitirmeye baĢlamıĢtır. Aynı zamanda davranıĢçılıktan biliĢselciliğe geçiĢ dönemi baĢlamıĢtır. DavranıĢçı kuramlar günümüz öğrenme kuramlarını etkilemiĢtir. 9-Somut olmayan, gözlenemeyen, ölçülemeyen, hiçbir davranıĢ ya da yaklaĢımın önemi yoktur. Objektif olabilenler geçerlidir. DavranıĢların somut sonuçları ve nasıl olduğu sebeplerinden daha önemlidir. 10-Bilgi insandan bağımsız olarak nesnel-objektif olarak vardır ve öğreten tarafından aktarılır. Bilgi nesneldir ve öğrenenden bağımsızdır. Uyarıcıya yöneltilen tepkilerle edinilir 11-Öğrenci öğrenme sürecinde pasiftir. Birey yeni bir problem durumuyla karĢılaĢtığında deneme yanılma yoluyla çözüm üretir. 12-Laboratuar ortamında çoğunlukla hayvanlar üzerinde araĢtırmalar yaparak öğrenmeyi açıklamıĢlardır. Ġnsan öğrenmesi ile diğer canlıların öğrenmesi benzerlik göstermektedir. 13-DavranıĢçılar uyaranların ortaya çıkardığı tepkileri gözleyerek öğrenme ve hatırlamayla ilgili temel yasaları keĢfetmeye çalıĢmıĢlardır. Gözlenen davranıĢa ilgi duymuĢlar ve uyaran tepki bağını oluĢturan süreçleri incelemiĢlerdir. 14-ÖNEMLĠ ELEġTĠRĠ: Öğrenmeyi yalnızca U-T etkileĢimine bağlayarak sadece gözlenebilir - ölçülebilir olanları dikkate alıp basite indirgediği, öğreneni süreçte pasif kabul ettiği için hayvan davranıĢlarını insanlara genellediği için VE Ġçsel pekiĢtireçleri, zihinsel süreçleri -beyin fonksiyonlarını önemsemediği ELEġTĠRĠLER ALMIġTIR. 15-Ġnsan zihnini bir kara kutuya benzeten davranıĢçılar, kara kutu içinde olup bitenleri değil, kara kutuya girip çıkanları dikkate alırlar. Kara kutuya girip çıkanlar ayarlanabilir, kontrol edilebilir ve düzenlenebilir. DavranıĢçılığın hedef alanı davranıĢtır ve hisler ve diğer biliĢsel süreçler gibi kavramlara kuĢkuyla yaklaĢmaktadırlar. 16-Çevrenin ve çevredeki uyarıcıların öğrenme üzerinde etkisi vardır bundan dolayı çevre düzenlemesi gerekmektedir bu görev ise öğretmene düĢmektedir. 17-Bu yaklaĢımın dayandığı anlayıĢ; \"objektif olmayan, kanıtlanamayan, somut olarak ölçülüp değerlendirilemeyen hiçbir yaklaĢımın değeri yoktur.\" Zihin, gözlenen davranıĢlarla kanıtlanamayacağına göre davranıĢçılar temelde insan davranıĢlarını açıklayan ilkelere odaklanmıĢlardır. Bu sebeple içsel yaĢantıları tümden reddederler. ÖNEMLĠ KĠġĠLER GENEL ÖZET J.LOCKE Felsefi alt yapıyı oluĢturmuĢtur. Öğrenme uyarıcı tepki arasındaki bağın kurulması ve pekiĢtirilmesi ile açıklanabilir. DoğuĢtan hiçbir bilgiye sahip değiliz. ĠVAN PAVLOV Bilinen kuramı klasik koĢullanmadır. BaĢlangıçta tanınmayan bir uyaranın GUTHRĠE yaĢantılar yoluyla tanınarak koĢullu uyarıcı haline gelmesi olarak öğrenme THORNDĠKE açıklanır. Doğal uyarana gösterilen tepkinin yapay uyarana da gösterilmesi. SKĠNNER BitiĢiklik-Bir uyarana verilen tepki, uyaran her görüldüğünde ya da benzer uyaran görüldüğünde tekrarlanır, tekrar ortaya çıkar. Öğrenme deneme-yanılma yoluyla problem çözme süreci olarak açıklanır. BAĞ KURAMI -Otomatik tepki yok iradeli davranıĢlar vardır -Operant: KarmaĢık uyarıcılara karĢı gösterilen edim -Bu edimler sonucu etkiler ve pekiĢtirildikçe davranĢın devamı sağlanır Bu durum ise EDĠMSEL KOġULLANMA olarak adlandırılır. -Programlı öğrenme-Anında dönüt-Düzeltme SAYFA 11
BĠLĠġSEL VE DAVRANIġCI KURAMLARIN KARġILAġTIRILMASI DAVRANIġCILAR BĠLĠġSELCĠLER Gözlenen ölçülebilen davranıĢlara ilgi DavranıĢçıların açıklayamadıkları ve eksik duymuĢlardır. Uyaran-tepki arasındaki bağa bıraktıkları konuları tamamlamıĢlardır. Zihinsel dikkat çekmiĢlerdir yapıdaki (algılama, kavrama, bilme, düĢünme) değiĢmeleri, içsel süreçleri, bilgiyi iĢleme tarzındaki değiĢmeyi ve öğrenmeye etki eden bireysel özellikleri ele almıĢladır. DavranıĢ öğrenilir. Önemli olan davranıĢın Bilgideki değiĢme davranıĢa yansır ve davranıĢı gözlenebilir ve ölçülebilir olmasıdır yönlendirir. PekiĢtireç davranıĢı kuvvetlendirir, dıĢtan PekiĢtireç; baĢarılı olma, belirsizlikten kurtulma, verilen pekiĢtireç önemlidir. keĢfetme gibi içsel özelliklerdir Öğrenci öğrenme sürecinde pasiftir. Birey yeni Öğrenci dikkatini kullanarak, uyarıcıları seçerek bir problem durumuyla karĢılaĢtığında deneme ve anlamlı hale getirerek kavrama yoluyla yanılma yoluyla çözüm üretir. öğrenmede aktiftir. Laboratuar ortamında çoğunlukla hayvanlar üzerinde araĢtırmalar yaparak öğrenmeyi Bireyin doğal çevre içinde, değiĢik ortamlarda açıklamıĢlardır. Ġnsan öğrenmesi ile diğer nasıl öğrendiğini ele almıĢlardır canlıların öğrenmesi benzerlik göstermektedir Kavram ve ilke öğrenme, problem çözme, Basit davranıĢların nasıl oluĢtuğu üzerinde eleĢtirel düĢünme gibi biliĢsel yönü ağır basan durmuĢlarıdır. karmaĢık davranıĢların öğrenilmesinde kullanılır DavranıĢçılar, öğrenmenin oluĢumunu, uyarıcı BiliĢselciler, öğrenmeyi, algıların belli kurallara ile davranıĢ arasında bağ kurma iĢi olarak göre zihinde yeniden organizasyonu olarak nitelendirirken ifade etmektedirler. 1-Somut sonuç-ürün önemli 1-Süreç nasıl öğrendiği önemli 2-Bilginin nasıl elde edildiği-olgulara dayalı bilgi 2-Kuramsal bilgi-sebep ve niçin önemli önemli 3-Sınama-yanılma yoluyla öğrenme 3-KeĢfetme-problem çözme öğrencinin kendisinin sonuca gitmesi önemli 4-Geri bildirim ölçme değerlendirme amaçlı 4-Geribildirim ve ölçme değerlendirme bilgi yapılır vermek ve geliĢtirmek amaçlı yapılır. BĠLĠġSEL, DAVRANIġÇI ve YAPILANDIRMACI KURAMLARIN KARġILAġTIRILMASI DAVRANIġCILAR BĠLĠġSELCĠLER YAPILANDIRMACILAR Öğrenme; uyarıcı ve tepki Öğrenme; algıların belli Öğrenme; öğrencilerin somut arasında bağ kurmadır. kurallara göre zihinde yeniden yaĢantıları sonucunda anlamda organizasyonudur. meydana gelen değiĢimleridir Bilgi nesneldir ve Bilgi nesneldir, öğrenenin Bilgi özneldir ve öğrenenin öğrenenden bağımsızdır. ön bilgilerine ve zihinsel somut yaĢantıları ile Uyarıcıya yöneltilen süreçlerine bağlı olarak tepkilerle edinilir edinilir. oluĢturulur SAYFA 12
ÖĞRENDĠKLERĠMĠZĠ PEKĠġTĠRELĠM 1- Öğrenme, uyarıcıya verilen tepki olarak açıklanır./Bir davranıĢın ölçülebilir olması gerekmektedir./Yalnızca gözlenebilir etkinliklerle ilgilenir./Öğrenme sürecinde, öğrenen edilgen bir role sahiptir. Bu eleĢtiriler aĢağıdaki hangi öğretme-öğrenme yaklaĢımı için yapılabilir? (KPSS 2005)_________________________ 2- -Uyarıcı davranıĢ arasında bağ kurulması sonucunda gerçekleĢmesi__________________ -DavranıĢın tekrarlanma sıklığının, sonuçları tarafından kontrol edilmesi____________________ -Deneme-yanılma yoluyla gerçekleĢmesi__________________________________ -Bilgi iĢleme tarzında bir değiĢmeyi içermesi_____________________________ 3- Bebeklerin kiĢilikleri doğduklarında ĢekillenmemiĢ bir kil kütlesi gibidir. Geçirdikleri yaĢantılar, kiĢiliklerini bir heykeltıraĢın kil kütlesini Ģekillendirmesine benzer biçimde Ģekillendirir. Yukarıdaki görüĢü savunan yaklaĢım hangisidir? (KPSS 2007)_______________________ 4- Öğrenme kuramlarına göre bilgi, I) nesnel ve öğrenenden bağımsız______________________________ II) nesnel ve öğrenenin ön bilgileriyle iliĢkili,______________________________ III öznel ve öğrenenin oluĢturduğu___________________________________ 5-Canlı organizmalar sürekli bir etkinlik içerisindedir. Ġnsan davranıĢlarını anlamak için gözlenebilir davranıĢlar incelenmelidir. Bir davranıĢ ne kadar karmaĢık görünürse görünsün, en küçük birimine kadar incelendiğinde bir uyarıcı tepki bağlantısı görülecektir ifadesi biliĢsel yaklaĢımın temel varsayımıdır. D-Y_____________________ 6- -Öğrenme sürecine aktif olarak katılım zorunludur____________ -Ön bilgiler ve biliĢsel beceriler öğrenmeyi etkiler____________________ -Birey maruz kaldığı uyarıcılara kendisi anlam verir ve yorumlar__________________ -Anlamlandırma ve yorumlama süreci öğrenmeyi etkiler__________________ -Öğrenmenin ortaya çıkması için pekiĢtireç gereklidir._________________________ -Bütün davranıĢlar öğrenilmiĢtir____________________ -Ġnsan davranıĢları çevresel uyarıcılar tarafından baĢlatılır________________ -Ġnsan davranıĢlarını anlamak için gözlenemeyen etkenleri izlemek yersizdir____________ -DavranıĢların mekanizmasını anladıktan sonra onları kontrol etmek mümkündür____________ 7 -Oyun sırasında rolünü unutan bir aktörü eleĢtiren yönetmen aktörün kendisini rolümü çok iyi öğrenmiĢtim diyerek savunması üzerine. Ben rolünü öğrenip öğrenmediğini sahnede yaptıklarına bakarak karar veririm yanıtını verir.2003___________________________ -Sınavdan düĢük not alan öğrenci, ben çok çalıĢmıĢtım sözcüklerin anlamını biliyordum diyerek notuna itiraz eder,öğretmen:______________________________________________________ ____________________________________________(davranıĢçı kurama göre öğretmenin verebileceği yanıtı boĢluk kısma yazınız) 8-AĢağıdakilerin hepsi biliĢsel kuramın ilkelerdir. D-Y_________________ -Öğrenci verilen bilgiyi daha önce öğrendikleri ile karĢılaĢtırarak zihninde anlamlı hale getirir -Anlayarak kavrayarak öğrenme ezber öğrenmeden daha kalıcıdır -Öğrenci öğrenebileceği bilgideki iliĢkileri kendisi keĢfederse öğrendikleri daha kalıcı olur. -Bilgi öğrenciye anlamlı bütünler halinde sunulmalıdır 9- AĢağıdakilerin hepsi yapılandırmacı kuramın ilkelerdir. D-Y_________________ * Yapılandırmacı öğrenmede temele alınanlar aĢağıdaki gibi özetlenebilir. 1- Bilgiyi araĢtırma yorumlama ve analiz etme. 2- Bilgiyi ve düĢündürme sürecini geliĢtirme. 3- GeçmiĢteki yaĢantılarla yeni yaĢantıları bütünleĢtirme. *Öğrenenler, bilgiyi olduğu gibi kabul etmezler, bilgiyi yaratır ya da tekrar keĢfederler. * Yapılandırmacı öğrenmede asıl olan bilginin öğrenen tarafından alınıp kabul görmesi değil, bireyin bilgiden nasıl bir anlam çıkardığıdır. Bilgi, öğrenenin var olan değer yargıları ve yaĢantıları tarafından üretilir. *Öznel bilgi anlayıĢından dolayı herkes için geçerli evrensel bilgileri edinme çabasından çok anlamlandıran kiĢi sayısı kadar bilgi önemlidir. Herkes aynı doğruya ulaĢmak zorunda değildir. SAYFA 13
1-Klasik KoĢullanma-Tepkisel ĠVAN PAVLOV Ġvan Pavlov 1849-1936 yılları arasında yaĢamıĢ Rus Fizyologdur. Köpeklerin sindirim sistemleri ile ilgili yapmıĢ olduğu bir araĢtırmada köpeklerin henüz yiyecekler gelmeden önce salya salgıladıklarını görmüĢ, bu durumun bir baĢka uyarıcıdan dolayı gerçekleĢtiğini fark etmiĢtir. Daha sonra bu durumu kontrollü bir ortamda gözlemeye karar vermiĢtir ÖRNEK: Bir çocuğun doktora götürüldüğünü düĢününüz. Eğer çocuk daha önce doktora gitmediyse, doktorla herhangi bir yaĢantı geçirmediği için doktordan korkmayacaktır. Bu sebeple herhangi bir tepki vermeyecektir. Yani çocuk için doktor ―nötr‖ bir uyarıcıdır. Ama çocuk doktora giderse ve doktor da çocuğa iğne yaparsa bu iğne de çocuğun canını yaktığı için çocuğun ağlamasıyla sonuçlanıyorsa o zaman koĢullanma gerçekleĢecektir. Artık doktor veya iğne çocuğun canının yanması ve ağlamasıyla iliĢkili hale gelir. Çocuk için bundan sonra doktor; ―koĢullu uyarıcı‖, doktora karĢı duyulan tepki de ―koĢullu tepki‖dir. 1.Uyarıcı BU PARÇAYI TABLOLAġTIRIRSAK Tepki Doktor 2.Uyarıcı Yok (nötr) Ağlama *** (Ģartsız) Doktor (nötr) Ġğnenin Ağlama Yapılması (Ģartlı) Doktor (Ģartsız) (Ģartlı) **** PAVLOV UN DENEYĠ ĠġLEM SAYISI 1.UYARICI 2.UYARICI TEPKĠ 1 Zil (Nötr) *** YOK 2 Zil (Nötr) Et (ġartsız) Salya (ġartsız Tepki) 3 Zil (Nötr) Et (ġartsız) Salya (ġartsız Tepki) 4 Zil (Nötr) Et (ġartsız) Salya (ġartsız Tepki) 5 Zil (ġartlı) Salya *** (ġartlı Tepki) 6 Zil (ġartlı) Salya *** (ġartlı Tepki) AÇIKLAMA-1: Pavlov organizmanın başlangıçta nötr olan ve herhangi bir tepkiye yol açmayan bir uyarıcının organizmanın herhangi bir tepkisine neden olan bir uyarıcıyla birlikte verilmesi durumunda nötr olan uyarıcıya organizmanın tepki verebileceğini ileri sürmüştür. Pavlov deney düzeneğini hazırlarken köpek için herhangi bir şey ifade etmeyen zil sesini (nötr uyarıcı), köpeğin hoşuna giden eti (koşulsuz – doğal uyarıcı) birlikte ard arda vererek köpeğin ete karşı göstermiş olduğu salyayı (koşulsuz – doğal tepki) zil sesine vermesini sağlamıştır. AÇIKLAMA-2:Klasik koşullanma sürecinde köpeğin hoşuna giden ve salya tepkisine neden olan doğal uyarıcı olan et, zil sesinden hemen sonra verilerek köpeğin zil sesine şartlanması sağlanılmaktadır. Önce zil sesi, hemen ardından verilen et birkaç kez tekrar edildikten sonra zil sesi tek başına verilse bile salya tepkisi ortaya çıkmaktadır. Zile karşı gösterilen bu tepki doğal bir tepki olmadığından bu tepkiye koşullu ya da şartlı tepki denilmektedir. SAYFA 14
Klasik KoĢullanmanın Temel Kavramları Nötr Uyarıcı: Organizma için bir tepkiye neden olmayan, henüz koĢulsuz uyarıcı ile iliĢkilendirilmemiĢ olan uyarıcılardır. BaĢlangıçta organizma için bir Ģey ifade etmez. ZĠL KoĢulsuz(ġartsız-Doğal) Uyarıcı: Organizma için doğal olan tepkilere yine doğal olarak ortaya çıkaran uyarıcılardır. Organizmanın doğası gereği tepki gösterdiği uyarıcılar. DoğuĢtandır, öğrenilmemiĢtir. ET KoĢulsuz (ġartsız-Doğal)Tepki: Organizmaya sunulan koĢulsuz uyarıcının oluĢturduğu doğal tepkidir. Organizmanın doğası gereği gösterdiği tepkiler. DoğuĢtandır, öğrenilmemiĢtir. ETE KARġI SALYA KoĢullu(ġartlı-Yapay) Uyarıcı: Zil gibi önceden nötr olan bir uyarıcının; et gibi koĢulsuz, doğal bir uyarıcı ile iliĢkilendirilerek aynı tepkiyi oluĢturmasıdır. Burada zil koĢullanmıĢ bir uyarıcıdır. YaĢantılar sonucu öğrenilmiĢtir. KoĢullu(ġartlı-Yapay) Tepki: Organizmanın koĢullu uyarıcıya verdiği tepkidir. Zil sesine verilen salya tepkisi. YaĢantılar sonucu kazanılmıĢ, öğrenilmiĢtir. EK BĠLGĠ: Konorski tipi Ģartlı tepki: Klasik koĢullanmada ilginç bir Ģartlanma tipidir. Örneğin; köpeğin ayağı bir sinyal sesinden sonra deneyci tarafından bükülmektedir ve hemen bunun ardından da köpeğin karnı doyurulmaktadır. Bu Ģekilde devam eden tekrarlardan sonra, sinyal sesinin ardından köpeğin kendiliğinden ayağını büktüğü görülmektedir. Buna sinyal öğrenme denir. UYGULAMA SORULARI: Tablo OluĢturunuz. Tüm Kavramları Gösteriniz 1-Kullanılacak Kavramlar: El-Soğuk Sus-Vuvuzela Sesi-Kan Damarlarının BüzüĢmesi 2-Öğretmen-Ceza-Korkma 3-Okul-Güler Yüzlü Öğretmen-Sevinme 4-Sıcaklık-Terleme-KarĢı Cins AĢağıdaki Açıklamaların DOĞRU-YANLIġ Olup Olmadığına Karar Veriniz. HATA VARSA ALTINI ÇĠZEREK DOĞRUSUNU YAZINIZ. 1- KoĢullu uyarıcıya gösterilen tepki de koĢullu tepkidir. Et ve salya arasında görülen doğal iliĢki, zil sesi ve salya arasında da yaratılmıĢtır. Bu durumda, zil sesi koĢullu uyarıcı, zil sesini duyunca salya salgılama ise koĢulsuz tepkidir.____________________________________________ 2- koĢulsuz uyarıcı organizmada doğal ve otomatik olarak tepkiyi oluĢturan uyarıcı, koĢulsuz tepki ise koĢulsuz uyarıcının organizmada meydana getirdiği doğal ve öğrenilmiĢ tepkidir.____________ 3-Özetle klasik koșullanma önceden aralarında bağlantı bulunmayan bir uyarıcı ile tepki arasında bağ kurulması sonucu oluĢur. Koșullanma nötr uyarıcının koĢulsuz uyarıcıyla eșleșmesi sonucu oluĢan koĢullu uyarıcıya doğal tepkinin verilmesiyle gerçekleșir.___________________________ 4-KoĢulsuz tepki yaĢantıya bağlı değildir ve doğal bir davranıĢtır. DoğuĢtan geldiği için öğrenilmiĢ değildir. KoĢulsuz uyarıcı karĢısında gösterilen yapay tepki otomatiktir._____________________ OKUMA PARÇASI: Klasik koĢullanma olayı anlatılırken örnek olarak salya koĢullanmasının seçilmesi, bu olayın her günkü hayatta çok önemli bir rol oynamasından değil, önemli koĢullanmaların nasıl meydana geldiğine bir örnek oluĢturmasındandır. Aslında çoğumuz bu tür koĢullanmaya maruz kalmıĢızdır. Günümüzde artık, eski büyük Amerikan çiftliklerinde olduğu gibi, çalıĢanlarda masaya koĢuĢma ve ağız sulanması davranıĢlarına yol açan büyük sirenler ve ziller çalınmıyor ama, modern hayatta da yiyeceğin kokusu, yemekten söz edilmesi, hatta yemeğin düĢünülmesi bile ağzımızı sulandırmaya yetiyor. Diğer bir tür koĢullanma, korku koĢullanması, gündelik hayatta daha önemli bir rol oynar. Çoğumuz korku koĢullanması türünde deneyimler geçirmiĢizdir; bu deneyim ve korkular çevreye yaptığımız uyum (veya uyumsuzluğun) temelini oluĢturmuĢtur, insanlarda korku koĢullanmasının psikolojide çok ünlü bir örneği, Albert adlı 11 aylık bir erkek çocuğun vakasıdır (VVatson ve Rayner, 1920). Deneyin baĢlangıcında Albert'in hayvanlardan korkusu yoktur. Kendisine beyaz bir tavĢan sunulduğunda sevinç gösterilerinde bulunmuĢ ve hayvandan uzaklaĢmak için hiç bir çaba göstermemiĢtir. Ancak daha sonra kendisine bir fare gösterilirken çok Ģiddetli bir gürültü duyması sağlanmıĢtır. ġiddetli gürültüler genellikle çocuklar için, hatta hepimiz için, korku uyandırıcı uyarıcılardır. Ses Albert'in geriye doğru çekilmesine neden olmuĢtur. Beyaz farenin gösterilip hemen arkasından Ģiddetli bir gürültünün verilmesi iĢlemi, birçok kez tekrar edilmiĢtir. Daha sonra, önceleri korku uyandırmamıĢ olan beyaz tavĢan Albert 'te yeniden gösterilince, bu kez tavĢanın sadece görünümünden bile korkan Albert ondan uzaklaĢmaya çabalamıĢtır. Hatta bu korku diğer tüylü beyaz nesnelere, örneğin bir insanın yüzündeki beyaz sakala karĢı da gösterilmeye baĢlamıĢtır. TavĢana ve diğer tüylü beyaz nesnelere bu geçiĢ, bir sonraki bölümde ele alınacak olan uyarıcı genellemesi olayını göstermektedir. ġu halde, korkuyu koĢullanmak için gerekli olan Ģey nötr bir uyarıcıyı, doğal ya da koĢulsuz bir korku uyarıcısıyla eĢleĢtirmektir. Korku koĢullanmasının önemli bir özelliği çok çabuk, adeta bir anda oluĢmasıdır. Salya koĢullanmasının gerçekleĢmesi için birçok tekrar gerekir, oysa korku koĢullanması birkaç tekrarda oluĢur. Boğulma geçiren bir insanın suya karĢı çok Ģiddetli bir korku geliĢtirmesi sık sık görülen bir olaydır. \"The Locomotive God\" (Leonardo, 1927) adlı kitapta Ģöyle bir yaka anlatılmaktadır: Evinden birkaç sokak uzakta dolaĢırken tren raylarına çok yaklaĢan bir çocuk, geçen bir trenin çıkardığı buharla haĢlanmıĢtır. Yıllar sonra, bir profesör ve ozan olan bu aydın kiĢi evinden ya da evinin yakın çevresinden uzaklaĢması gerektiğinde çok Ģiddetli bir korku göstermektedir. SAYFA 15
KLASĠK-TEPKĠSEL KOġULLANMA YOLUYLA ÖĞRENME ÖRNEKLERĠ 1-Korkular ve fobilerde klasik koĢullanma yoluyla kazanılmaktadır. -Öğretmen, köpek, enjektör görünce korkma. 2-Duyusal davranıĢlarda klasik koĢullanma yoluyla oluĢmaktadır. -Birini sevme, birinden hoĢlanma, birinden nefret etme. 3-Kapı zili çaldığında kapıya yönelme. Teneffüs zili çaldığında ayağa kalkma. 4-Kırmızı ıĢık gördüğünde durma, bayrak görünce saygı duyma, polis görünce heyecanlanma. 5-Otobüs görünce midenin bulanması, limon görünce ağzın sulanması, fren sesi duyunca heyecanlanmak, sınav sırasında heyecanlanmak, 6-Sevdiğimiz bir insanı ya da karĢı cinsi gördüğümüzde mutlu olmamız 7-Ağlayan çocuğun annesini görünce susması. Ayakları yerden kesilen birinin tedirgin olması 8-Parfümün bir yakını hatırlatması, Ģarkı sözlerinin sevdiğimiz birini çağrıĢtırması. Klasik KoĢullanma Yoluyla Öğrenme Olmayanları KarĢılarına Yazınız -Sıcak havada terlememiz_____________ -Elimizi suya soktuğumuzda kan damarlarımızın büzüĢmesi_______________ -Bozuk yiyecekleri yediğimizde midemizin bulunması__________________ -Bozuk yiyecekleri gördüğümüzde midemizin bulunması________________ Bir Örnekle klasik koşullanmayı açıklamaya devam edelim; Ayı oynatıcıların ayıları tef sesiyle nasıl oynattığını biliyor musunuz? Ayı oynatıcısı tef çaldığında ses başlangıçta ayı için herhangi bir şey ifade etmez tef sesi ayı için nötr uyarıcıdır. Ayı bir sac üzerine çıkarılıp altı açıldığında ayakları yanmaya başlayacaktır. Bu da ayı için koşulsuz yani doğal bir uyarıcıdır. Bu uyarıcı karşısında ayı ayaklarını kaldırma eğilimi gösterecektir. Bu gösterilen tepki koşulsuzdur. Önce tef sesi verilip hemen ardından ayı kızgın sac ile karşı karşıya kaldığında göstereceği tepki ayaklarının yanmasından dolayı koşulsuz bir tepki olan ayaklarını kaldırma davranışı olacaktır. Tef sesi ve kızgın sac yeterince birlikte verildiğinde artık kızgın sac olmasa bile ayı ayaklarını kaldırma davranışını gösterecektir. Ayının kızgın sac olmadığı halde daha doğrusu ayakları yanmadığı halde ayaklarını kaldırma davranışı koşullu bir tepki bu koşulu tepkiye neden olan tef sesi ise koşullu uyarıcı olacaktır. Tef sesi (nötr uyarıcı) Kızgın sac (koşulsuz uyarıcı) Ayının ayaklarını kaldırması (koşulsuz tepki) Tef sesi kızgın sac ayının ayaklarını kaldırması (nötr uy.) (koşulsuz uy) (koşulsuz tepki) Tef sesi ayının ayaklarını kaldırması (koşullu uy.) (koşullu tepki) KOġULLANMA-ġARTLANMA ĠLKELERĠ --Klasik koĢullanmada koĢullanmanın gerçekleĢmesi için nötr uyarıcı ile koĢulsuz uyarıcının birlikte ve ard arda verilmesidir. Klasik koĢullanmanın gerçekleĢebilmesi için temel ilke nötr uyarıcının koĢulsuz uyarıcıdan hemen önce verilmesidir. --KoĢullama sürecinde, koĢullu ve koĢulsuz uyarıcıların verilme zamanının birbirine yakın olması önem taĢımaktadır. Genel olarak, koĢullu uyarıcı, koĢulsuz BĠTĠġĠKLĠK uyarıcıdan yarım saniyelik bir süre önce verildiğinde en etkili koĢullamanın Uyaranlar oluĢtuğu ileri sürülmektedir. Fakat genel süre ortalaması 5-30 saniye arasındadır Arasındaki Zaman Aralığı- -- Watson‘a ait bir açıklama: KoĢullu ve koĢulsuz uyarıcıların verilme zamanı birbirine Yakınlığı çok yakın olmalıdır. KoĢullanma da koĢullu uyaran, koĢulsuz uyarandan önce verilmelidir. Yani önce zil sonra et verilmelidir. Klasik koĢullanma yoluyla kazanılan davranıĢlar koĢullu uyarıcı – koĢulsuz uyarıcı bitiĢikliği ortadan kaldırıldığı zaman giderek azalır ve kaybolur, söner. ÜÇ AYRI ġEKLĠ VARDIR: >ĠZE KOġULLAMA: Önce nötr uyarıcı verilerek sonlandırılır, birkaç saniye sonra koĢulsuz uyarıcı verilir. >GEÇĠKMELĠ KOġULLAMA: Önce nötr uyarıcı verilir ve nötr uyarıcı kesilmeden koĢulsuz uyarıcı verilir. Organizma tepkiyi gösterince nötr uyarıcı bitirilir. >AYNI ANDA KOġULLAMA: Nötr ve koĢulsuz uyarıcı birlikte verilir, tepki gösterilence nötr uyarıcı kesilir. SAYFA 16
**BÜTÜN KOġULLU UYARICILAR AYNI ZAMANDA HABERCĠ NĠTELĠĞĠ TAġIR. **Koşullu uyarıcı kendisinden sonra gelecek koşulsuz uyarıcının haber vericisi nitelikte olmasıdır. Zil, etin geleceğinin habercisidir. Koşullu uyaranın (zil) kendisinden sonra koşulsuz uyaranın geleceğini organizmaya anımsatmasıdır. >>Gök gürültüsünden korkan insanların, gök gürültüsünün habercisi olabilen şimşek çakması, havanın kararmasından da korkması olarak verilebilir. *OLUMLU HABERCİLİK: İleriye Yönelik Koşullanma -Zil etin geleceğinin habercisidir. Saatin zil sesi uyanma zamanının geldiğinin habercisidir. -KoĢullu uyarıcının kendisinden sonra gelecek olan koĢulsuz uyarıcıyı haber vermesidir. -Uyarıcının olumlu haberci olabilmesi için haber verdiği durumun olumlu olması gerekmez. Örnek: Siren sesi duyulduğunda tehlikenin geleceğini anlamak *OLUMSUZ HABERCİLİK: Geriye Yönelik Koşullanma -KoĢullu uyarıcının, artık koĢulsuz uyarıcının verilmeyeceğini yani geride HABERCĠLĠK kaldığını, haber vermesidir. Uyarıcı Örnek: Köpeğe önce elektrik Ģoku verilir, ardından zil sesi. Bu durumda köpek zil Sıralaması sesini duyunca Ģokun geçtiğini anlar. ÜST DÜZEY Veya Dikkat: Teneffüsün baĢlangıcında çalan zil, teneffüs zamanının geldiğini haber DERECELĠ verir(olumlu habercilik)-Teneffüsün bitiminde çalan zil ise teneffüsün bittiğini Veya SIRA haber verir(olumsuz habercilik) Ayrıca maçın bitiminde çalan düdük maçın KOġULLAMA bittiğine dair olumsuz haberciliktir. Birden Fazla DĠKKAT: Habercilik tepki oluĢuncaya kadar nötr uyarıcıdan sonra doğal Uyarıcıya koĢullama uyarıcının sürekli verilmesidir, organizmanın doğal uyarıcıdan sonra neyin ÖN geleceğini bilmesi fakat BĠTĠġĠKLĠKTE ise doğal uyarıcı ile nötr uyarıcı KOġULLANMA arasındaki zaman aralığının kısa yada uzun olması yada birlikte verilmesi durumu üzerinde durulur. Kervanbaşı gökyüzüne bakar kararmış bulutları fark eder ve kervanın bir süre konaklaması gerektiğini yağmur yağacağını söyler. Bir gün sonra kervanbaşı kararmış bulutların yerini beyaz bulutların aldığını görünce yola devam der. Bu örnekte hem olumlu hem de olumsuz habercilik vardır. KararmıĢ bulutlar------olumlu habercilik-yağmur geliyor Beyaz bulutlar----------olumsuz habercilik- yağmur yok atık -- Organizmaya koĢullu tepki yerleĢtikten sonra aynı sistem içinde yapılan çalıĢmalarla baĢka bir koĢullu uyarıcıya karĢı da koĢullanmanın sağlanmasıdır. Zil – et arasında kurulan tepki bağı aynı iĢlem sonun da ıĢık (2. koĢullu uyarıcı) uyarımına da geliĢtirilmesi zil etin, ıĢık ise zilin yerine geçer. Örnek: Otobüs görünce midesi bulanan biri, otobüs terminalini görünce de midesi bulanır. 1-Önce nötr uyarıcı ile koĢulsuz uyarıcı eĢleĢtirilir (zil sesi-et) 2-Yeni bir nötr uyarıcı koĢullu uyarıcı ile eĢleĢtirilir.(ıĢık-zil) ÖRNEK: Kendisini tırmalayan kediyi her gördüğünde korku tepkisi veren çocuğun daha sonra aynı kediyi sahibiyle görür ve bundan sonra yanında kedi olmasa bile sahibini görünce korku tepkisi verir. NOT: 1.KoĢullu uyarıcıya tepki daha güçlüdür. Sönme durumunda önce 2.koĢullu uyarıcı ile baĢlar. **Ön koşullanma nötr olan ve genelleştirilme özelliği bulunmayan iki uyarıcının önce birlikte uygulanması, sonra da birisinin koşulsuz uyarıcı ile birleştirilmesi sonucu her iki nötr uyarıcının da tepki yaratma gücü kazanmasıdır. **Tepkisel koşullanma bazı durumlarda koşul ilişkisi oluşmadan önce aralarında bağlantı kurulmuş uyarıcıları da etkisi altına alır. DİKKAT: Dereceli koşullanmada koşullanma gerçekleştikten sonra diğer uyarıcı ile ilişki kurulur. Ön koşullanmada ise uyarıcılar arasında zaten ilişki vardır. SAYFA 17
Veya Ön koşullanma sürecinin aşamaları: Duyusal Ön ġartlanma 1. Zihinde Çağrışım: Otomobil (içerisinde) köpek görüldü. PEKĠġTĠRME 2. Klasik koşullanma ile öğrenme oluştu: Köpek + saldırı sonucu canı yandı ve korku oluştu. 3. Organizma otomobil ile olumsuz bir yaşantı geçirmediği halde daha önce koşullu uyaran (köpek) ile geçirilen yaşantı sonucunda zihinde oluşan bağa göre koşullu tepki ortaya çıktı ve ön koşullanma oluştu: Otomobil görünce korku oluştu. ÖRNEK: Sinan Hoca ile İsmail Hoca sürekli birlikte gezerler. Sinan Hocanın sınıfı bu duruma alışmıştır. Sinan Hocanın sınıfı bir gün İsmail Hocayı öğrencileri döverken görürler ve artık masum olmasına rağmen Sinan Hocaya karşı da korku tepkisi geliştirirler. --Klasik ġartlanmada PekiĢtireç koĢulsuz uyarıcıdır ve pekiĢtirme koĢulsuz uyarıcının tekrar verilmesi yoluyla gerçekleĢir. --KoĢulsuz uyaranın meydana getirdiği etkidir. Bir davranıĢın gelecekte olma olasılığını artıran uyarıcılardır. Klasik koĢullanmada pekiĢtirme koĢulsuz uyarıcının tekrar verilmesidir. KoĢulsuz uyarıcının meydana getirdiği etki pekiĢtirme görevini yerine getirir. Böylece köpek salya tepkisine devam eder. KoĢulsuz uyarıcı (et) pekiĢtireçtir. Klasik koĢullandırmada pekiĢtirme tepkiye bağlı olarak verilmez, tepkiden önce verilir. --DĠKKAT: Klasik koĢullanmada pekiĢtireç tepkiye bağlı olarak verilmez. Tepkinin meydana gelmesinden önce sunulur ve tepkiyi doğuran uyarıcıdır. Bu yönüyle klasik koĢullama, gerek araçsal koĢullanmadan gerekse edimsel koĢullanmadan ayrılır. Çünkü diğer iki koĢullanmada da pekiĢtireç tepkiye bağlı olarak verilmektedir. ĠKĠ TÜR PEKĠġTĠREÇ VARDIR: Birincil Pekiştireçler: Temel gereksinimsizleri karĢılayan öğrenilmemiĢ davranıĢlar. Gıda gibi. Et klasik koĢullanmada birincil pekiĢtireçtir. Çikolata sevgi cinsellik elma suyu DOĞAL PEKİŞTİREÇLER-ÖĞRENİLMEMİŞ İkincil Pekiştireçler: ÖğrenilmiĢ pekiĢtireçlerdir. I.’den yola çıkarak oluĢurlar. Aferin not, para, zil ÖĞRENĠLMĠġ **Klasik koşullanmada organizma çaresizdir. Organizma ne yaparsa yapsın durumu değiştiremeyecektir. Herhangi bir ödül elde etmek ya da cezadan kaçmak için tepki gösterilir. Organizma ne kadar çaba harcarsa harcasın durumu değiştiremeyeceğini öğrenerek pasif kalır ve bu pasifliği de istenmeyen tüm durumlara geneller. ÖRNEKLER: --Okuldaki derslerde ve sınavlarda sürekli başarısız olan bir öğrenci hayatı boyunca başarısız olacağını düşünür. --Bir genç erkek kızların kendisini beğenmediğini ve kendisinden sürekli kaçtıklarını düşünerek buna inanır. --Öğrenilmiş çaresizliğin başlıca belirtileri; herhangi bir pekiştireci elde etmek ya da cezadan kaçmak için davranış göstermeye isteksiz olma, pasif olma, depresyon, korku, her türlü sonucu ÖĞRENĠLMĠġ kabul etmeye isteklilik, boyun eğmedir. ÇARESĠZLĠK -- Gökhan, okuldaki derslerde isteksiz davranmakta ve sınavlarda başarısız olmaktadır. ACĠZLĠK Bu nedenle yaşamı boyunca başarısız olacağını düşünerek, bu durumunu düzeltmek için hiçbir çaba içersine girmemektedir. Gökhan’ın bu durumu koşullanma sürecinde öğrenilmişlik çaresizlik ile açıklanabilir. ÖRNEK: Fillerin önce kalın kıramayacağı iplerle ve sökemeyeceği kazıklara bağlanması. Bu durumda fil ne kadar uğraşırsa uğraşsın başarılı olamamaktadır. Belli bir süre geçtikten sonra artık bunu başaramayacağını anlar ve kurtulmak için çaba harcamaz. Daha sonra çok basit bir ip ya da kazık olsa bile kendilerini zorlamazlar. SAYFA 18
GARCĠA --Garcia etkisi (Olumsuz Tat koĢullanması) tepkisel koĢullamanın özel bir halidir. ETKĠSĠ Temel mantığı bitiĢiklik olmadan koĢullama gerçekleĢebilir. Yani uyarıcı ile tepki Olumsuz Tat arasında geçen süre oldukça uzundur. Ancak tepkisel koĢullamada bitiĢiklik ġarlanması söz konusudur. --Olumsuz tat koĢullanması (Garcia Etkisi), organizmanın yediği her hangi bir yiyecekle, o an içinde bulunduğu hastalıkla (mide bulantısı, zehirlenme vb.) arasında iliĢki kurması sonucu yediği yiyecekten kaçınması durumudur. --Olumsuz tat koĢullanması bir seferde geliĢebilir. Tekrara gerek yoktur. --Kemoterapi tedavisi gören hastalarda da kemoterapi süreci devam ederken bazı yiyecekler kemoterapiyle birleĢince mide bulantısını neden olabilir. Mide bulantısını ise daha sonra kiĢi yediği yiyeceklere bağlayarak bu yiyeceklerden uzak durabilir (Olumsuz tat koĢullanması) DĠKKAT: Bazı kpss kitaplarında Garcia etkisi genellemenin karĢılığı olarak verilmektedir. Ancak bu doğru değildir. Garcia etkisi bitiĢikliğin olmadığı durumlarda gerçekleĢir. ** Örneğin öğle arası tavuk döner yiyen birisi belli bir süre sonra rahatsızlanırsa, bu rahatsızlığı tavuk dönere bağlarsa bu durum Garcia etkisidir. Ayrıca kiĢinin tavuk döneri çağrıĢtıran diğer Ģeylerden de tiksinmesi ya da kaçınması da Garcia etkisi olarak açıklanabilir. Yani burada koĢullanma gerçekleĢtikten sonra koĢullanmanın iliĢkili diğer öğelere gösterilmesi durumu söz konusu iken genelleme de benzer tüm uyaranlara aynı tepkiyi verme durumu söz konusudur. DOLAYISIYLA; Garcia etkisinde iliĢkili uyarıcılara, genelleme de benzer uyarıcılara tepki söz konusudur. ÖRNEK: ArkadaĢlarıyla birlikte hamama gider Hakan diğer gün ateĢlenir, hastalanır Bunun üzerine Hakan hamamda mikrop kaptığını hatta üĢüdüğünü düĢünerek hastalığının sebebini buna bağlar ve bir daha hamama gitmez. Dikkat: Garcia bu çalıĢmasıyla koĢullu uyarıcı ile koĢulsuz uyarıcı arasındaki sürenin kısa olması gerektiği kuralına karĢı gelmiĢ ve kanıtlamıĢtır. BitiĢiklik ilkesine karĢı bir durumdur. --Garcia etkisi ile kurtların kuzu yemesi kuzu etine karĢı tiksinti duymaları sağlanarak engellenebilir. GENELLEME --Koşullu uyarıcı benzer diğer uyarıcılara da koşullu tepkinin verilmesidir. Benzer Olan --Örneğin; beyaz tüylü her hayvanın tavşana benzetilmesi, köpeğin zil sesine Uyarıcılara benzer başka uyarıcılara da salya akıtması, sobada eli yanan çocuğun diğer ısı yayıcı aletlerden kaçınmayı öğrenmesi. --Genelleme olmasaydı, öğrenme pek iĢe yaramazdı. Öğrendiğimiz bir Ģey tıpatıp benzer bir durum ortaya çıkmadıkça uygulanamaz, bizim de aynı Ģeyleri tekrar tekrar öğrenmemiz gerekirdi. Neyse ki genelleme, öğrenilmiĢ bir davranıĢın çok çeĢitli durumlarda iĢe yaramasını sağlamaktadır. --Temel koĢullanma sürecinde, koĢullu uyarıcı olarak ses, koĢulsuz uyarıcı olarak da et kullanılmıĢtı. Ses ve et, yeterince birlikte verilerek ete karĢı tepki (salya), tek baĢına ses verildiğinde de oluĢturulduktan sonra, orijinal sese benzer farklı tonlardaki seslere de aynı tepki gösterilmektedir. Verilen ses ton, koĢullanan ses tonundan farklılaĢtığı ölçüde ise salyanın azaldığı gözlenmektedir. Bu durumda, genellemenin meydana gelmesinde, verilen uyarıcının önceki koĢullu uyarıcıya benzerliği önemlidir. --Sürekli olarak 75 desibel düzeyinde zil sesinde et verildiğinde köpeğin 50 ve 100 desibellik zil sesine de salya salgılaması genellemedir. --Bir çocuğun kuzuya köpek demesi, köpekten korkan çocuğun tüylü hayvanlardan da korkması **Kahraman Hocanın okuttuğu bir derste zorlanan öğrencilerin onun verdiği diğer derslerden de ürkmeye başlaması UYARICI GENELLEMESİDİR **Gölde boğulmaktan son anda kurtulan kişinin daha sonra havuzdan da korkmaya başlaması SAYFA 19
AYIRT ETME -Genellemenin tersidir. Organizmanın koĢullanma sürecinde kullanılan koĢullu uyarıcıyı diğerlerinden ayırt ederek ona tepkide bulunmasıdır. Benzer olan diğer uyarıcılardan farkını görebilme -Organizmanın iki uyarıcı arasındaki farkı ayırt ederek koĢullanmıĢ olduğu sese tepki vermesidir. ÖRNEKLER -DeğiĢik tondaki zil seslerini ayırt ederek sadece koĢullandığı ses tonuna tepki vermesi gibi. -Çocuğun beyaz önlüklü kiĢilerden sadece elinde iğne olandan korkması -Bir çocuğun askerle polisi birbirlerinden ayırabilmesi ve çocuğun annesini diğer bayanlardan ayırabilmesi -Köpeğin zil sesine salya ile tepki verirken Vuvuzela sesine salya ile tepki vermemesi -Okula geç gelmeyi alışkanlık haline getiren Ahmet Tarih hocasından GÖLGELEME çekindiğinden dolayı onun dersine zamanında gelmeye dikkat etmesi. -Organizmaya iki koĢullu-nötr uyarıcı aynı anda-birden verildiğinde birinin etkisinin diğerinin etkisini yok etmesidir. -Ġki uyarıcıdan dikkati çeken uyarıcıya karĢı Ģartlanmanın gerçekleĢmesi ve diğerinin etkisiz kalmasıdır. ÖRNEKLER - Köpeğe güçlü bir ıĢık ile birlikte hafif düzeyde müzik beraber verilmiĢ ancak köpek güçlü ıĢığa salya tepkisi vermiĢ fakat müziğe salya tepkisi vermemiĢtir. Burada güçlü ıĢık gölgeleyen müzik ise gölgelenendir. Çünkü ıĢık baskın olandır -Zil sesine koşullandırılırken, zil sesinden daha yüksek bir ses var ise ortamda (gök gürültüsü gibi) o zaman köpek gök gürültüsüne koşullanabilir. ENGELLEME -Önceden oluĢturulan bir koĢullu uyarıcının daha sonra eĢleĢtirildiği farklı nötr bir uyarıcının koĢullanmasına engel olmasıdır. -Üst düzey koĢullamanın gerçekleĢmemesi olarak değerlendirilebilir veya bir tür ayırt etme vardır. ÖRNEK: Annesinden çikolata almaya alıĢmıĢ bir çocuk, annesinden çikolata aldığında sevinme tepkisi gösterir. Çocuğa daha sonra teyzesi de çikolata almıĢtır, fakat çocuk sevinmemiĢtir çünkü teyzesi çocuk için koĢullu uyarıcı durumunda değildir GENELLEME DERECELĠ KOġULLAMA ÖN KOġULLANMA -Uyarıcılar arasında benzerlik -Önce bir uyarıcıya koĢullanma -Bir uyarıcıya koĢullanma vardır ve bundan dolayı verilen meydana gelir, sonra ise gerçekleĢir, bu koĢullanma tepki aynıdır koĢullanılan uyarıcı ile yeni bir gerçekleĢtikten sonra, daha önce nötr uyarıcı eĢleĢtirilir. En son bu uyarıcı ile iliĢkili uyarıcılara da ÖRNEK: Sevgi doğa resimleri koĢullanılan uyarıcıya da ayını aynı tepki verilir. çekerken dere kenarında bir tepki verilir. kurdun saldırısına uğramıĢ ve ÖRNEK: Sevgi daha sonra kurdu ÖRNEK: Sevgi‘nin daha önce dere daha sonra köpeklerden de hayvanat bahçesinde görmüĢtür. korkmaya baĢlamıĢtır. Hayvanat bahçesine karĢıda kenarından geçerken ürpermemesine Sevgi de bir korku oluĢmuĢtur. korkmamasına rağmen daha sonra Burada kurdun saldırısına dere kenarından da korkmaya, uğrayan sevginin kurda Burada Sevgi‘nin sadece benzediği için köpeklerden de kurttan korkarken kendisi için ürpermeye baĢladığı görülmüĢtür. korkması uyarıcı nötr uyarıcı olan hayvanat Burada Sevgi‘nin kurdun genellemesidir. bahçesinden de korkmaya baĢlaması dereceli saldırısına uğradığı yeri kurt ile **Benzerlik koĢullamadır. iliĢkilendirmesi ise ön -Koşullanma gerçekleştikten koĢullamadır. Kurt+dere kenarı sonra başka uyarıcı ile ilişki kuruluyor daha sonra iliĢkilendiriliyor. -Koşullanma gerçekleşmeden önce zaten uyarıcılar arasında ilişki vardı kurt dere kenarındaydı ve saldırıda orada gerçekleşti SAYFA 20
GÖLGELEME ENGELLEME -Ġki nötr uyarıcı aynı anda verilir ve -Önce ilk koĢullu uyaranla koĢullama yapılır. koĢullanmaya çalıĢılır fakat uyarıcılardan biri Daha sonra ikinci koĢulu uyaran devreye girer daha baskın olduğu için, baskın, güçlü olana ve üst düzey koĢullama denenir. Fakat organizma koĢullanır, baskın olmayan ise devre gerçekleĢmez. dıĢı yani nötr olarak kalır. DĠKKAT: Burada uyaranlar arsında baskınlık durumu yoktur, uyaranlar aynı anda verilmez. -Ġki koĢuĢu uyaran aynı anda yakın zamanda -Burada bir tür olumsuz transfer söz konusudur çünkü verilir. KoĢullu uyarandan biri daha baskındır, durumlar değiĢse bile baskın olan uyarana tepki önceki öğrendiği yeni öğreneceğini zorlaĢtırmaktadır. gösterme devam eder. ÖRNEK: -Uyarıcıların yanlıĢ sıra ile verilmesi olarak açıklanabilir. Ġlk öğrendiği uyaranın organizmaya ilk Zil sesine koşullandırılırken, zil sesinden daha önce sunulması, diğer ilk koĢullu uyarandan sonra sunulması önemlidir. yüksek bir ses var ise ortamda (gök gürültüsü ÖRNEK: Zil-Ortama verildi tepki yok gibi) o zaman köpek gök gürültüsüne Zil+Et. Tepki salya Bu durum 5 defa tekrarlandı Zil. Et yok. Tepki ---salya- koĢullu tepki koşullanabilir. ZĠL KOġULLU UYARICI HALĠNE GELDĠ -Hem köpekten hem de yüksekten korkan bir kiĢinin ZĠL verildi ardından ıĢık veridi tepki SALYA köpekten kaçıp yüksek bir yere tırmanması IĢık Nötr uyarıcı durumunda zil ise koĢullu uyarıcı gölgelemedir. -Bir personelin görevine son verecek olan bir patron DAHA SONRA tebliği kendisi değil de herhangi bir çalıĢanına SADECE IġIK VERĠLDĠ TEPKĠ YOK yaptırması gölgelemedir. Burada tepkiler çalıĢana Burada zil sesi ıĢığın öğrenilmesini olacağından patron kendini gölgelemiĢtir engellemiĢtir. Dikkat önce nötr uyarıcı verilmeliydi, daha sonra ise koĢullu uyarıcı zil-ıĢık yerine ıĢık sonra zil olmalıydı Çünkü gök gürültüsü daha baskındır. Organizma baskın olan nötr uyarıcılardan birine koşullanır. GÖLGELEME- ENGELLEME ORTAK ÖZELLĠKLERĠ -Birden fazla Ģartlı-koĢullu uyaran vardır. -Her iki uyarana da aynı tepki verilmesi beklenir. -Fakat uyaranlardan birine tepki gösterilmesi sağlanamaz. Yani sonunda uyaranlardan sadece birine tepki verilmesi gerçekleĢir. -Uyarıcılardan biri nötr uyarıcı olarak kalırken biri koĢullu uyarıcı olur. - Koşulsuz uyarıcı (et) olmadan, koşullu uyarıcı (zil) tek başına verildiğinde, bir müddet sonra koşullu tepkinin (salya) azaldığı ve yok olduğu görülür. -Koşullu uyarıcının artık tek başına koşullu tepkiyi oluşturmamasıdır. Bir süre zil verilip et verilmezse salya gözlenmez. SÖNME -Pekiştirilmeyen davranışlar söner, koşullu uyarıcı eski haline döner, ama Deneysel tamamen yok olmaz, sadece güçlü bir şekilde bastırılır. Çözülme ÖRNEKLER: -İlk defa iğne vurulduğunda iğneyi vuran doktordan korkan bir çocuk daha sonra bir doktor gördüğünde korkar. Daha sonra uzun süre doktora gitmediğinde bu korkuyu unutabilir, korku duygusu sönebilir. -Düzenli ders çalışarak girdiği sınavlardan düşük not alan Ahmet bir süre sonra düzenli ders çalışmayı bırakması. -2010-Bindiği uçağın düşmekten kıl payı kurtulması nedeniyle Mehmet Bey’de uçma korkusu gelişmiştir. Ancak görevi gereği sık sık uçakla seyahat etmek zorunda kalan Mehmet Bey’in uçma korkusu zamanla zayıflamıştır, sonuçta ortadan kalkmıştır. SAYFA 21
-Bazı tepkilerin unutulduğu zannedilirken, sönmeden bir süre sonra uyarıcı aldığında davranıĢ yeniden gösterilebilir. Unutulduğu sanılan bilgiler geri gelebilir. -Sönme tepkinin tamamen bellekten silinmesi değildir. Sönmeyi takip eden bir süreçten sonra koĢullu tepkinin yeniden ortaya çıkmasıdır. -KoĢullu uyaran yada koĢullu uyaranı çağrıĢtıran bir uyaranın ortaya çıkması durumunda koĢullu tepki yeniden ortaya çıkabilir. Bu tepki az ve kısa sürelidir. KENDĠLĠĞĠNDEN ÖRNEKLER: GERĠ GELME -Caddede kaza tehlikesi geçirdiği için o caddeden uzun süre geçemeyen, bir GEÇĠCĠ daha kaza yaĢanmadığında o korkusunu üzerinden atan (sönme) bir bireyin KOġULLANMA korkuyu yenmiĢ olmasına rağmen aynı caddeden geçiĢinde aynı korkuyu KENDĠNĠ duyabilir (kendiliğinden geri gelme). GERÇEKLEġTĠREN -Okulda arkadaĢlarıyla top oynarken, ―top benim alır giderim‖ diyerek onlara Pygmalion etkisi her istediğini kabul ettirebileceğini öğrenen bir çocuk, arkadaĢlarının KENDĠNĠ KEHANET durmadan sıkılıp birkaç kez üst üste ―istiyorsan al topunu git‖ demeleri üzerine Pygmalion etkisi bu davranıĢı bir daha tekrar etmemiĢtir. Ancak, yarıyıl tatili dönüĢünde çocuk arkadaĢlarıyla oynarken istediklerini yaptırmak için tekrar ―top benim alır giderim‖ demeye baĢlamıĢtır. Çocuğun tatil dönüĢünde ―top benim, alır giderim‖ demesi -KoĢullanma boyunca (yalnızca) koĢulsuz uyarıcı kullanılıp bu koĢulsuz uyarıcı organizmaya eĢ zaman aralıklarıyla verilir. Artık eĢ zaman aralıkları, koĢullu uyarıcı hale gelir. -Sadece koĢulsuz uyaran verilir. ÖRNEK: -Köpeğe 2 saat aralıklarla et verilir. Bu durum belirli aralıklarla tekrarlanır. Belli bir süre sonra köpeğin zamanı geldiğinde ağzının sulandığı görülür. Burada aradaki zaman köpek için koĢullu uyaran haline gelmiĢtir -Rosenthal literatüre \"Pygmalion Etkisi\" kavramını getiren kiĢi. Mitolojiye göre, Pygmalion bir kadın heykeli yarattı ve ona öylesine bir sevgi gösterdi ki, Afrodit''in müdahalesi ile heykel bir canlıya dönüĢtü ve onun sevgisine yanıt verdi. Kendini gerçekleĢtirme kehanetine göre de neyi beklersek onun gerçekleĢme olasılığı daha yüksektir. Teorinin gerçek hayattaki karĢılığına bakarsak, kendisine saygı duyulmadığını düĢünen bir kiĢi, gerçekte böyle bir durum söz konusu olmasa da, bu algısı nedeniyle çevresindeki insanların tavırlarını düĢmanca algılayacak, pek çok durumda aĢırı hassas davranacak ve çevresine karĢı Ģüpheci yaklaĢacaktır. Bu durumda çevresi de ona düĢmanca davranacaktır. Yani kehanet gerçekleĢir. -Her sınıftan eĢit sayıda öğrenci iki gruba ayrılır. Rosenthal, gruplardan birine \"zeki grup\" der. Öğretmenlere \"zeki grubun\" içinde yer alan öğrencilerin adını vererek, bu öğrencilerin öyle olmadığı halde \"ileri zekalı\" olduğunu ve yüksek potansiyelleri olduğunu söyler. Bir yılın sonunda bu çocukların diğerlerine oranla akademik açıdan çok daha fazla geliĢtikleri görülür. Üstelik zeka puanları bile anlamlı derecede artar. Rosenthal''a göre, öğretmenlerin yüksek performans beklentisi, öğrencilere söyledikleri Ģeyler, yüz ifadeleri, gibi sözel ve sözel olmayan çeĢitli Ģekillerde iletilmiĢ olabilir. Bu deneyde her iki grup arasında öğretmenlerin öğrencilerle geçirdiği süre açısından bir fark bulunmamaktadır, ancak öğrencileri ile kurdukları iliĢkinin niteliği daha farklıdır. Bu Ģekilde gruba hissettirilen olumlu beklentinin öğrencilerin benlik kavramları üzerinde etki etmiĢ ve motivasyonlarını, kavrama becerilerini yükseltmiĢ olduğu düĢünülmektedir. Yani bir hastaya uzmanından aile bireylerine kadar herkes \"sen Ģizofreniksin ve de iyileĢemezsin\" derse, o hasta hayat boyu Ģizofren gibi davranmaya devam eder. -Bir çocuğa baĢarabileceğine inandığınızı belli ederseniz baĢarılı olma ihtimali artar. Yani kehanet gerçekleĢir. -Yoksa ya \"kötü\" ya da \"deli\" olacağım. Einstein \"Neyi gözlemleyebileceğimizi teorimiz belirler\" derken aynı Ģeyi kast ediyordu. -Nick adında bir demiryolu isçisinin öyküsü bu. Nick güçlü, sağlıklı bir iĢçi manevra sahasında çalıĢıyor. ArkadaĢlarıyla iliĢkisi iyi ve iĢini iyi yapan güvenilir bir insan. Ne var ki, kötümser biri, her Ģeyin kötüsünü bekler ve baĢına kötü Ģeyler geleceğinden korkar. SAYFA 22
Bir yaz günü, tren isçileri, ustabaĢının doğum günü nedeniyle bir saat önceden serbest bırakılırlar. Tamir için gelmiĢ olan ve manevra alanında bulunan bir soğutucu vagonun içine giren Nick, yanlıĢlıkla içerden kapıyı kapatır, kendini soğutucu vagona kilitler. Diğer iĢçiler Nick'in kendilerinden önce çıktığını düĢünürler. Nick kapıyı tekmeler, bağırır, ama kimse duymaz, duyanlar da bu tür seslerin sürekli geldiği bir ortamda olduğu için pek kulak vermezler. Nick burada donarak öleceğinde korkmaya baĢlar. Eğer buradan çıkmazsam, burada kaskatı donacağım, diye düĢünmeye baĢlar. Ġçerde yarısı yırtılmıĢ bir karton kutunun içine girer. Titremeye baĢar. Eline geçirdiği bir kağıda karısına ve ailesine son düĢündüklerini yazar: Çok soğuk, bedenim hissizleĢmeye baĢladı. Bir uyuyabilsem! Bunlar benim son sözlerim olabilir? Ertesi günü soğutucu vagonun kapısını açan iĢiler, Nick'in donmuĢ bedenini bulurlar. Üzerinde yapılan otopsi, onun donarak öldüğünü göstermektedir. Fakat bu olayı olağanüstü yapan, soğutucu vagonun soğutma motorunun bozuk ve çalıĢmıyor olmasıydı. Vagonun içindeki ısı 18 C idi, ve vagonda bol hava vardı. Nick'in korkusu, kendini gerçekleĢtiren bir kehanet oluĢturmuĢtu. MEMURLAR NET TARTIġMA FORMUNDAN: DĠKKAT ÖğrenilmiĢ çaresizlikte bir iĢi defalarca denersin ve o iĢte baĢarısız olursun ve sen bu baĢarısızlığını bu deneyimlerin sonucunda kabullenirsin. ÖRNEK: matematik yazılısına sürekli çalıĢan ama bir türlü iyi not alamayan biri öğrenilmiĢ çaresizlik yaĢar. Kendini gerçekleĢtiren kehanette ise kiĢi deneyimleriyle değil düĢünceleriyle hareket eder. Yani bir olaya karĢı sürekli olumsuz tavır takınır. ÖRNEK: Bir kızın erkekler beni beğenmez düĢüncesiyle hareket etmesi ve bu olumsuz düĢünceleri sonucunda gerçekten de erkekleri kendinden uzaklaĢtırması. Hiç bir deneyim yok sadece olumsuz düĢüncelerin kendini doğrulaması vardır. ÖRNEK: Ben bu yazılıdan zaten 1 alacağım demek öğrenilmiĢ çaresizlik yazılıya KENDĠNĠ girdikten sonra 1 alıp ben zaten demiĢtim, biliyordum 1 alacağımı demek kendi KEHANET Pygmalion etkisi kendini gerçekleĢtiren kehanettir. Bu örneği unutmazsan sınava kadar tamamdır KENDĠNĠ bu konu abicim KEHANET Pygmalion etkisi ÖRNEK: K.G.K de kendini olmayacağı konusuna Ģartlıyorsun olmayacak ALIġMA olmayacak diyorsun, beyin de senin emirleri yerine getirdiği için evet sonuçta olmuyor. örnek vereyim; cafede oturuyorsun karĢında güzel bir kız var, bu kız benim neyime baksın asla bakmaz diyorsun. bakmayacağına eminsin ve ona göre davrandığın için o kız sana bakmıyor. SONUÇ: K.G.K. Bir kiĢi neyi beklerse onun gerçekleĢme ihtimali yüksektir Ģeklinde açıklanır. Yani duygu ve düĢüncelerimiz hangi yönde ise baĢımıza da muhtemelen bu örnekler gelir. ÖĞ. ÇARESĠZLĠK ĠLE K.G.K arasında yakın iliĢki vardır. ÖğrenilmiĢ çaresizliğe sahip kiĢiler ne yaparlarsa yapsınlar durumun değiĢmeyeceğine inanırlar, çaresizliği, imkansızlığı kabullenirler(ÖğrenilmiĢ çaresizlik). Böylece beklentileri de bunun üzerine kurulur, pasif duruma geçerler ve bu noktada artık baĢarısız olurlar ve K.G.K gerçekleĢir. Ben zaten baĢarısız olacağım der ve yatmaya baĢlar, direnmez-Öğr. çaresizlik Yatan insan zaten baĢarısız olur ve kehanet gerçekleĢir -Daha önce çok sık pekiĢtirilen ya da sürekli pekiĢtirme tarifesi kullanılarak kazandırılan tepkinin Ģiddetinde bir süre sonra azalma olur. Alışma etkisi denir. -Tepkiyi ortaya çıkaran bir uyarıcının sürekli verilmesi sonucunda, bu uyarıcının tepkiyi ortaya çıkarma gücünün azalması durumudur. ÖRNEK: Zile ilk etapta gösterilen tepkinin Ģiddeti ile sonradan gösterilen tepkinin Ģiddeti arasında azalmaya dönük bir fark vardır. DĠKKAT: AlıĢmada tepki devam etmektedir ve bitmemiĢtir sadece görülme sıkılığı azalmıĢtır. Sönme ile karıĢtırmayınız. 2006-KoĢullu bir tepkiyi ortaya çıkaran bir uyarıcının tekrar tekrar verilmesi sonucunda, bu uyarıcının söz konusu tepkiyi ortaya çıkarma kuvvetinin azalması-ALIġMA SAYFA 23
2009-Ġrem öğretmen bir öğrencisine düzenli olarak ödev yapma alıĢkanlığı kazandırmak amacıyla her ödev yapıĢında onu arkadaĢlarının önünde ALIġMA ödüllendirir. Bunun sonucunda öğrenci ödevlerini düzenli olarak yapmaya baĢlar. Ancak bir süre sonra, ödüllendirme devam etmesine rağmen öğrencinin ödev yapmayı ihmal etmeye baĢladığı görülür. ALIġMA -Çıkan 2 sorudan da anlaĢılacağı gibi bir doyum söz konusu. -Önceden öğretmeninin aferin demesi ile gaza gelen öğrencinin sürekli aferin duyması sonucu artık eskisi kadar önemsememesi -Çocuğa yeni cep telefonu aldığında telefonu ilk eline aldığında göstermiĢ olduğu tepkiyi bir süre sonra göstermeyecektir. --Balık pazarındaki satıcıların balık kokusundan rahatsız olmaması- ĠnĢaat iĢçilerinin gürültüden rahatsız olmaması DAHA ÇOK FĠZĠKSEL -AlıĢmanın tersi olan tepkideki artıĢa da Duyarlılaşma etkisi denir. KoĢullu uyarıcının hoĢa gitmesiyle verilen tepkinin Ģiddetinin artmasıdır. DUYARLILAġMA ÖRNEK: Normal koĢullarda nabzı ortalama 70 atan bir genç kızın sevgilisini gördüğünde nabız atıĢlarının - 90 Olması-DuyarlılaĢma -73 Olması-AlıĢma -70 Olması-Sönme -DuyarsızlaĢma; Olumsuz uyarıcılara baĢlangıçta verilen tepkinin verilmemesi durumudur. En bilineni acil servis örneğidir. Daha çok biyolojik örnekler karĢımıza çıkar DUYARSIZLAġMA -Yeni atanan doktorlar önceleri kan-revana dayanamazken sonraları bu durumu kanıksarlar. Hastaneye ilk giden bir kiĢi oradaki kokuyu hemen fark eder ama orda çalıĢanlar o kokudan habersizdir -Kadavra görmeye alıĢan bir doktor ya da hemĢire duyarsızlaĢır çünkü sürekli aynı ortamda bulunurlar. DAHA ÇOK DUYGUSAL DĠKKAT Küçük çocuk evde canı sıkılmıĢtır ve etrafı dağıtmıĢtır. Annesi mutfaktan döndüğünde her Ģeyi çok dağınık görür ve sinirlenir çocuğu terlikle döver. Küçük Ġsmail annesinin mutfaktan dönüĢüne denk gelen zamanlarda birkaç defa daha dayak yemiĢtir sonra. Küçük Ġsmail‘in daha sonra misafirlikte iken mutfaktan çıkan bayandan korktuğu saptanmıĢtır. Evde mutfağın yakınından geçerken tedirgin olduğu gözlenmiĢtir. Ayrıca annesinden baĢlangıçta korkmayan Ġsmail‘in dayak yediği için annesinden korktuğu saptanmıĢtır. Artık annesi ne zaman mutfaktan terlikle çıksa anlar ki dayak yiyecek, annesi elinden terliği bıraktığında anlar ki tehlike geçti. Uzun bir zaman geçtikten sonra Ġsmail annesinden korkmaktadır fakat önceki kadar değildir. Zavallı Ġsmail‘in terliğe benzer nesnelerden ve elinde terlik gördüğü bayanlardan korkması da bir baĢka çilesidir. Annesinin mutfaktan gelip Ġsmail‘Ġ dövmesinden dolayı mutfağın yanından geçip tuvalete gidememesi daha da düĢündürücüdür. Aradan yıllar geçer Ġsmail de bu korkuların hiçbiri kalmaz. Aradan yıllar geçer Ġsmail Okulu bitirir öğretmen olarak atanır ve gider bir baĢka memlekete bir gün arkadaĢları Koskoca Ġsmail‘in mutfağın yanından geçerek tuvalete gidemediğini anlayınca baĢlarlar gülmeye. Ġsmail o an düĢünür aklına çocukluğu gelir ve anlar mutfaktan neden korktuğunu çünkü annesi mutfaktan çıktıktan hemen sonra onu döverdi. Derin bir ah çeker ve bu andan itibaren bayanlara annelere, onların yaptıkları iĢlere nefretle bakmaya baĢlar. DüĢünür yine ben demiĢtim der bütün bayanlar kötüdür, beni sevmezler zaten diye ve bu düĢüncesinden yola çıkarak, bayanları kırmaya baĢlar, birde ne görsün bu hareketleri tüm bayanları kendinden uzaklaĢtırmıĢ ve gerçekten sevilmeyen biri olmuĢ bayanlar Ġsmail‘den uzaklaĢmıĢ. KÜÇÜK ĠSMAĠL‘ĠN ÇOCUKLUĞU ADLI PARÇADAN 1‘ER BĠTĠġĠKLĠK:____________________________________________________________________ ÜST DÜZEY KOġULLAMA:_______________________________________________________ ______________________________________________________________________________ UYARICI GENELLEMSESĠ:_______________________________________________________ SÖNME_______________________________________________________________________ KENDĠLĠĞĠNDEN GERĠ GELME:___________________________________________________ ALIġMA:_______________________________________________________________________ GARCĠA ETKĠSĠ:________________________________________________________________ KENDĠNĠ GERÇEKLEġTĠREN KEHANET:____________________________________________ OLUMLU HABERCĠLĠK:__________________________________________________________ GERĠYE YÖNELĠK KOġULLANMA:_________________________________________________ OLUMSUZ HABERCĠLĠK_________________________________________________SAYFA 24
KLASĠK KOġULLANMA YOLUYLA ÖĞRENĠLEN DAVRANIġLARI ORTADAN KALDIRMA YOLLARI Klasik koĢullamada koĢullu tepkileri (korku, sınav kaygısı, huzursuzluk, mide bulantısı gibi) ortadan kaldırmada kullanılabilecek beĢ ayrı teknik vardır. Bu teknikler: -Bir tepkinin oluĢmasına neden olan uyarıcılar değiĢtirilerek karĢı tepkinin oluĢturulması sürecine denir. - KoĢullu uyarıcı, istenmeyen koĢullu tepki yerine zıt bir tepki yaratan bir uyarıcı ile eĢlenmektedir - Ġstenmeyen bir davranıĢı bu davranıĢla uyuĢmayan karĢıt uyarıcılar ile koĢullayarak önceki koĢullanmanın etkisinin zayıflatılması böylece koĢullu tepkinin tersi olan davranıĢın ortaya çıkartılmasıdır. KarĢıt ÖRNEKLER: KoĢullanma - Okulunda sinirli, suratı asık ve sürekli bağıran öğretmenler olduğu için nefret eden TERSĠNE ve devamsızlık yapan bir öğrenci için, öğretmenlerin sevecen ve yakın ilgi gösterdiği bir okulu olan nefret ve devamsızlık davranıĢları okula olan ilgiye dönüĢür. -Sürekli saldırdığı ve havladığı için bir köpekten korkan çocuk için uyumlu ve sevecen köpekle etkileĢime geçtiğinde köpeğe olan nefretin yerini köpek sevgisi alır. - Hastanede yatan bir hastaya gönderilecek olan çiçek karĢıt koĢullanma etkisi yaratabilir. Hastane bireyde olumsuz duyguya yol açacaktır. Çiçek ise, bu olumsuzluğu giderebilecek hoĢ bir etkiye sahiptir. -2010-Sınav kaygısından yakınan bir öğrenciye verilebilecek ‗‘Kaygı duyduğun anda sınavla ilgili geçmiĢteki hoĢ yaĢantılarını düĢünmelisin‘‘ yanıtı karĢıt koĢullamadır. - DiĢçiye dönük korkunun sevgiye dönüĢtürülmesi DiĢçi + DiĢin Çekilmesi can yanması.. Korku DiĢçi + Çocukla ilgilenme oyun oynama.. Sevgi Dikkat: Bazen olumlu bir tutum olumsuz bir tutuma da yol açabilir. ÖRNEK: Havuzda yüzmeyi çok seven Ġsmail bir gün havuzda boğulma tehlikesi geçirir ve o günden sonra bir daha havuza gitmez ve havuzdan korkmaya baĢlar. - KoĢullu tepkinin ortadan kalkması için koĢulsuz uyarıcı ortamdan çekilmeli ve uzun süre verilmemelidir. Böylelikle davranıĢ sönecektir. - PekiĢtirilmeyen davranıĢlar söner. KoĢullu uyarıcı bir süre (zil) tek baĢına verildiğinde, (koĢulsuz uyarıcı olan et verilmeden) bir süre sonra koĢullu tepki (salya) görülmez DavranıĢın ÖRNEKLER: Sönmesini 2007-Bir bebeği annesi, ayağında sallayarak uyutmaya alıĢtırmıĢtır. Bir Bekleme psikoloğun tavsiyesi üzerine anne bebeği ayağında sallayarak uyutmaktan vazgeçmiĢ ve onun ağlamasına aldırmadan yatağında kendi kendine uyumasını beklemeye baĢlamıĢtır. Ġlk günlerde bebeğin ağlama davranıĢında bir artma olmuĢ ama daha sonra ağlama davranıĢı azalarak ortadan kalkmıĢtır. — Daha çok korkuların ve fobilerin ortadan kaldırılmasında kullanılan sistematik duyarsızlaĢtırma, korku veren uyaranın korku vermeyen durumlarda Sistematik alıĢtırarak verilmesini tanımlar. DuyarsızlaĢtırma —KiĢi korktuğu uyarıcı ile kendisi için korkutucu olmayan bir derecede karĢı karĢıya getirilir. Bu düzeye alıĢtıktan sonra uyarıcının düzeyi, \"kiĢiyi rahatsız etmeyecek\" derecede artırılır. —Ardından kiĢi çok fazla tedirgin olmadan uyarıcının düzeyi artırılmaya devam eder ve bu Ģekilde aĢamalandırılarak korku tedavi edilmiĢ olur. —Bu yolla öğrenilen korkular ve fobiler tedavi edilir. ÖRNEKLER: —Topluluk karĢısında konuĢmaktan korkan bir öğrenciye, önce tanıdığı ve sevdiği arkadaĢlarına, sonra çok kalabalık olmayan ve yabancıların da olduğu gruba en sonunda kalabalık bir gruba karĢı sunu yapmasını sağlayarak kalabalık karĢısında konuĢma korkusunu ortadan kaldırmak mümkündür. SAYFA 25
Sistematik --Köpek korkusu olan bir çocuğa önce sevimli köpek resimleri gösterme, daha DuyarsızlaĢtırma sonra evci hayvanların satıldığı yerde köpek gösterme, daha sonra köpeğe dokundurma sonucunda çocuğun köpek korkusunu yenmesi. KarĢı karĢıya -2007- Köpeklerden korkan bir çocuğa, bu korkusunu yenmesi için, önce Getirme köpek resimleri, daha sonra oyuncak köpekler gösterilmiĢtir. Bunların ardından, çocuğun canlı bir köpeği önce uzaktan, daha sonra yakınlaĢarak Ġtici uyarıcılara izlemesi sağlanmıĢtır. Son aĢamada ise çocuk köpeğe dokunarak onu KoĢullama sevmiĢtir. AġAMA-KADEME-AĞIR AĞIR YAKLAġTIRMA KELĠMELERĠ ĠPUCUDUR EDĠMSEL KOġULLAMADA DETAYLI ĠġLENECETĠR - KoĢullu tepkinin sönmesi için koĢullu (korkulan) uyarıcı ile kiĢi belli bir süre bir arada tutulur. Bir süre sonra koĢullu tepkinin sönmesi beklenir. - KoĢullu tepkinin sönmesi için korkulan uyarıcı ile organizma uzun süreli olarak bir arada tutulur. ÖRNEKLER - Balon fobisi olan bir çocuk içi balon dolu bir odaya konur - Kediden korkan bir çocuğun kedi olan bir odaya sokularak orada bir süreliğine kalması sağlanır. Kedi korkusunun bir süre sonra ortadan kalkması beklenir ** KORKUNLA KARġI KARġIYA GEL - Bazı uyarıcılar çekici olduğu için organizma tarafından tercih edilir. Ancak bu durum bazı problem davranıĢları ortaya çıkarır. Problemli davranıĢı ortadan kaldırmak için bu uyarıcının çekiciliği ortadan kaldırılır. - Bazı uyarıcılar kiĢi için çekici durumda olduğundan tercih edilmektedir. Bu çekicilik bazı problem durumlarının yaĢanmasına da sebep olur. Ortaya çıkan bu problemli davranıĢı ortadan kaldırmak için uyarıcının çekiciliğini azaltmak gerekir. ÖRNEKLER: - Alkol bağımlısı birine alkolün çekiciliğine karĢı kokusuyla mide bulantısı eĢleĢtirilerek tedavi yapılır. Önce mide bulantısı yapan ilaç verilir hemen arkasından alkol verilir bu birkaç kez tekrarlanınca bireyin alkole dönük alıĢkanlığı ortadan kaldırılır. - Sigara içmekten hoĢlanan bir bireye sigara içmeden önce mide bulantısına yol açan bir ilaç verilir. Bir süre sonra bireyin içtiği sigara ile mide bulantısı arasında bir iliĢki kurması sağlanır. Böylelikle itici bir uyarıcıyla iliĢkilendirilen sigara çekiciliğini yitirecek ve sigara istenmeyen bir uyarıcı haline dönüĢecektir. -Tırnak yeme alıĢkanlığı olan çocuğun tırnaklarına oje sürülmesi Teddy’den Üç Mektup Tedyy Stallard’ı 15 yıl önce, beĢinci sınıfta, iki yıllık bir öğretmenken tanıdım. Sınıfıma ilk girdiği günden beri Teddy’den nefret etmiĢtim. Hiçbir çocuğa özel bir antipati göstermemem gerektiğini biliyor. Ama insan doğası gereği, parlak, güzel ve zeki insanları tercih etme eğilimindedir. Tedyy pis bir çocuktu. Hem de ara sıra değil, sürekli olarak pis kokan bir çocuktu. Ayrıca, bir türlü adlandıramadığım tuhaf bir kokusu vardı. Fiziksel kusurlarının çokluğuna ek olarak, zihinsel durumu da pek parlak değildi. Ġlk haftanın sonunda, onun sınıftaki diğer çocuklara göre umutsuz bir biçimde geri kaldığını anlamıĢtım. Yalnız yetersiz bilgiye sahip olmakla kalmıyordu, yavaĢ öğrenen bir çocuktu. Hızla ondan uzaklaĢmaya baĢladım. O yıl en iyi öğrencilerim ve onları izleyenler üzerinde yoğunlaĢtım. Ġtiraf etmeye utanıyorum, kırmızı kalemimi kullanmaktan sapıkça bir zevk alıyor ve ne zaman Teddy’nin ödevlerini kontrol etsem, zaten bol kullandığım yanlıĢ iĢaretlerini iyice koyu kırmızı yapıyordum. “Yetersiz bir çalıĢma” diye yazıyordum kağıtların üstüne. Çocuğu açıkça hırpalamadığım halde, sınıf tutumumu fark etmiĢti. Kısa sürede Teddy sınıfın günah keçisi oldu. Sevilmeyen ve sevilmesi mümkün olmayan, dıĢlanmıĢ bir kiĢi haline geldi. Ondan hoĢlanmadığımı biliyor, fakat nedenini anlamıyordu. Aslında ben de ona karĢı neden böyle yoğun bir hoĢnutsuzluk duyduğumu bugün bile anlayabilmiĢ değilim. Tek bildiğim, bu küçük çocuğa kimsenin aldırmadığı ve benim de durumu düzeltecek hiçbir Ģey yapmadığımdır. Bir yılbaĢı günü çocuklardan gelen hediyeleri açıyordum. Sıra Teddy’ninkine geldi, paketin içinden taĢların çoğu dökülmüĢ gösteriĢli bir bilezik ve yarısı boĢalmıĢ bir kolonya düĢtü. Bileziği koluma taktım ve kolonyayı sürdüm. Teddy yanıma gelerek “Tıpkı annem gibi kokuyorsunuz, bileziği size çok yakıĢtı, beğendiğinize sevindim.” dedi ve hızla sınıfı terketti. Ben kapıyı kilitleyip, masama oturdum ve ağlayarak, Teddy’ye çektirmiĢ olduğum yoksunluğu telafi etmeye, ilgili bir öğretmen olmaya karar verdim. Teddy ile özel olarak ilgilendim. Ders çalıĢtırdım, ödevlerini kontrol ettim ve eksikliklerini tamamlamaya çalıĢtım. Hızlı fakat emin adımlarla sınıf seviyesine yetiĢiyordu. Notlar giderek yükseldi, sınıfın en iyileri arasına girdi. O yıl okuldan ayrıldı. Daha sonra üç mektup aldım. 15 yıl sonra aldığım üçüncü mektubunda “Bugünden itibaren ben tıp doktoru Theodore J. Stallard’ım.” diyordu ve beni nikâhına davet ediyordu. Ben de kendisini tebrik ettim ve “kutlarım, baĢardın, hem de kendi baĢına, benim gibilere rağmen” diye cevap yazdım. Nikâhında SAYFA 26
KLASĠK(TEPKĠSEL)KOġULLANMA GENEL ÖZELLĠKLERĠ VE EĞĠTĠM AÇISINDAN DEĞERLENDĠRLMESĠ --Okula, derse, öğretmene, ders çalıĢmaya karĢı ilgi ve tutum geliĢtirmede kullanılır --Bazı durum ve varlıklara karĢı olan korku, kaygı, sevgi, nefret, olumlu, olumsuz düĢünceler gibi duygular koĢullanma yoluyla öğrenilir. Ödev yapmayan öğrenci azar iĢitirse öğretmenden korkmayı öğrenir. --Bazı alıĢkanlıklar ve fobiler de koĢullanma ile oluĢur. --Otonom sinir sistemine bağlı fizyolojik tepkiler klasik koĢullanma yoluyla olur (fare görünce irkilme) --Refleksif bazı davranıĢlar da klasik koĢullanma yoluyla öğrenilir, (limonu gören ya da ismini duyan birinin ağzının sulanması) --Korku koĢullanması kolay olan ama zor ortadan kaldırılan bir Ģartlanmadır. --KoĢullanma ile ilk ve basit düzeydeki öğrenmeler zihinsel engelli çocukların eğitiminde yaygın olarak kullanılır --KoĢullanmada organizma pasif durumdadır. Olayı ya da durumu değiĢtiremez. KoĢullanma otomatiktir.Tepkiyi seçmek için düĢünememektedir. --Klasik koĢullanmada önce uyaran vardır ve koĢullanmanın sağlanabilmesi için davranıĢa neden olan uyarıcının bilinmesi gerekir. --Tepkisel koĢullanmada doğal uyarıcı nötr uyarıcı ve bunların iliĢkilendirilmesi Ģarttır. Ayrıca bitiĢiklik ilkesi de gereklidir. NOT: Garcia etkisi bu durumun dıĢındadır. BitiĢiklik ilkesi olmadan gerçekleĢebilmektedir. --Duygusal tepkilerin hepsi doğaldır. Hangi tepkilerin hangi uyarıcıya karĢı yapılacağı ve tepkilerde görülen zenginlik öğrenmenin sonucudur. Bazı öğrencilerin okula, bazı öğrencilerin öğretmenlere ya da belli derse karĢı kaygıları ve yersiz korkuları, okul içi ve okul dıĢı yaĢantıları meydana gelen Ģartlandırmaların bir sonucudur. Örnek: Bir üniversite öğrencisinin sezonun ilk maçında hakemin baĢlangıç düdüğü ile birlikte binlerce kuĢun sahaya dolmasını sağlamak amacıyla yaptığı iĢlemler Ģartlanmadır. Klasik koĢulmamanın eğitim öğretim ortamında kullanımı sınırlıdır. Buna karĢın duyuĢsal özelliklerin kazandırılmasında önemli roller üstlenebilir. Örneğin; ---Öğrencilerde kendilerine olan özgüvenin, olumlu benlik kavramının geliĢtirilmesi, ---Okula karĢı olumlu tutum oluĢturulması, sınav korkusunun, kaygısının azaltılması, ÖRN. Matematik dersine karĢı olumsuz tutum geliĢtirmiĢ bir öğrenciyi klasik koĢullanma ile matematik dersini seven baĢarılı olan bir duruma getirmek mümkün olabilmektedir. ÖRN. Küçük çocuklara yaramazlık yaptıkları zaman iğneciye, polise vereceklerini söylemek çocukların hemĢirelerden polislerden korkmalarına (koĢullanmalarına) neden olmaktadır. Çocukların normal olarak yapması gereken etkinlikleri ceza aracı olarak kullanmamak gereklidir. ÖRN. Klasik koĢullanma ilkeleri eğitim alanından çok reklam sektöründe oldukça etkili bir Ģekilde kullanılmaktadır. Bir banka reklamında güven verici bir kiĢi ile birlikte kredi kartı birleĢtirilmekte ve kredi kartlarına karĢı bir süre sonra tek baĢına güven biri hizmet olarak algılanmasına neden olmaktadır. Diğer önemli bir nokta ise öğrencileri öğrenilmiĢ çaresizlikten kurtarıp, kendilerine olan özgüven kazandırılabilir. Öğrencilere yapabilecekleri problemler verip kendilerine özgüven kazanmaları sağlanabilir. --Klasik koĢullama ilkelerinin, sınıfta öğretme-öğrenme ortamında kullanılma alanının sınırlı olduğu ileri sürülmekle birlikte, duyuĢsal ve duygusal özelliklerin kazandırılmasında önemli rol oynamaktadır. Okullarda ilgi, olumlu tutum, olumlu benlik kavramı, akademik özgüven ve diğer olumlu duyguların geliĢiminde, öğrenilmesinde, klasik koĢullanma etkili olmasına rağmen, bu tür öğrenmeler tesadüfen oluĢmaktadır. Oysa, bu özelliklerin kazandırılması için klasik koĢullanma ilkelerinin etkili bir Ģekilde iĢe koĢulmasını sağlayacak eğitim programlarının düzenlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Böylece tesadüfen değil, bilinçli bir Ģekilde, çocuklarımızın okulu, öğrenmeyi, okumayı seven, olumlu tutumlara sahip, öğrenilmiĢ çaresizlikten uzak, özgüveni yüksek olan bireyler olarak yetiĢmelerine yardımcı olabiliriz. -- Bazı çocukların mutlu ve istekli bir Ģekilde, bazılarının da ağlayarak ve korkarak okula gitmelerinin nedeni acaba nedir? Çocukların farklı duygulara sahip olmalarının nedeni; okul ile çevrelerinde, kendilerine mutluluk veren ya da kaygı, korku yaratan uyarıcıları iliĢkilendirmeleridir. Okul, baĢlangıçta nötr bir uyarıcıdır. Çocuk, okula, ilk gittiği gün, kendisini seven, yumuĢak davranan, kendisiyle oynayan bir öğretmenle karĢılaĢtıysa, bu sevecen öğretmenin yarattığı olumlu etki, öğretmenle birlikte olan okul tarafından da paylaĢılacak, öğretmenin oluĢturduğu mutluluk duygusunu okul da meydana getirecektir. Ayrıca öğretmenin yarattığı bu mutluluk duygusu öğretmenle iliĢkili diğer uyarıcılara da genellenebilir. Örneğin; ders çalıĢmaya, kitap okumaya, diğer öğretmenlere v.b.”” • Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi okulda yaĢanan olaylarla ilgili olumsuzluk, okul ve okulla ilgili diğer öğelere genellenebilir. Hatta bu etki öyle güçlü olabilir ki (garca etkisi) çocuk yaĢamı boyunca eğitime, okula, öğretmenlere karĢı olumsuz tutum geliĢtirebilir; eĢyalarına zarar vermek isteyebilir. • Öğrencilerin duyuĢsal ve duygusal özelliklerinin olumlu hale getirilebilmesi için, öğretmenler, öncelikli çocukların özelliklerini ve özel ihtiyaçlarını tanımalı, onlara karĢı duyarlı olmalıdırlar. Böylece, çocuklara her herhangi bir Ģeyi sevme, ilgi duyma, olumlu tutum geliĢtirme, mutlu olma gibi olma özellikler, onların daha önce istedikleri, sevdikleri, hoĢlandıkları durumlarla, nesnelerle, olaylarla iliĢkilendirilerek kazandırılabilir. SAYFA 27
EDĠMSEL –OPERANT ġARTLANMA SKĠNNER DavranıĢ bilimlerine sayısız katkısı bulunan Skinner gerek deneyleriyle gerek geliĢtirdiği edimsel koĢullanma gibi kavramlarla özellikle davranıĢçı yaklaĢıma öncülük etmiĢtir. Programlı öğretimin kurucusu olarak tanınmaktadır. YaĢamının son dönemine kadar etkin olarak ders vermeye ve araĢtırma yapıp yayın hazırlamaya devam etti. 1990 yılında lösemi nedeniyle hayata veda etti. KLASĠK-TEPKĠSEL EDĠMSEL-OPERANT-VASITALI-ARAÇSAL KOġULLANMA KOġULLANMA U-T Bağı vardır T-U Bağı vardır. 1 ġartlanma sürecinde önce uyarıcı(Et) verilir, KoĢullanma sürecinde davranıĢ yapıldıktan sonra sonra tepki beklenir. pekiĢtireç verilir. Organizma pasiftir, sadece dıĢarıdan gelen Denetim organizmanın kendi elindedir. Organizma uyarıcıya tepkide bulunur. Mevcut durumu davranıĢının sonucuna göre hoĢnutsa davranıĢı 2 değiĢtiremez. ĠstemdıĢıdır. Kontrol kendi elinde tekrarlama sıklığını artırır, hoĢnut değilse değildir. Genellikle tepkisel olarak yapılan ve davranıĢtan kaçınır. Uyarıcı durumunda yapılan doğuĢtan gelmedir rastlantısal davranıĢlardır ve baĢlangıçta çeĢitlilik gösterirler. Klasik koĢullanmanın gerçekleĢebilmesi için Vasıtalı koĢullanmada davranıĢa neden olan 3 davranıĢa neden olan uyarcının mutlaka uyarıcı net olarak tahmin edilemez. Belirli bir olay bilinmesi gerekir. Bir ıĢık ya da ses gibi bir olaydır değildir. Çok daha uzun süreli ve birçok öğesi olan ve kısa bir süre için sunulur durumdur.Uyarıcıyı görmek mümkün değil. 4 DuyuĢsal, psiklojik davranıĢlarda ve Psikomotor davranıĢlarda kullanılır. Bilgi ve reflekslerde kullanılır. becerilerde kullanılır. PekiĢtirme, organizmanın yaptığından bağımsız PekiĢtirme davranıĢa bağımlıdır. Denek doğru 5 olarak koĢullu uyarıcıdan hemen sonra yapılır. davranıĢı yaparsa pekiĢtirilir, aksi halde PekiĢtirme yapılan davranıĢtan bağımsızdır. pekiĢtirilmez. 6 Klasik koĢullanmada aynı türlerden aynı Bireysel ayrılıklar edimsel koĢullanmada etkilidir, aynı türler aynı tepkiyi vermeyebilir. tepkiler beklenir. Otonom sinir sistemi tarafından yöneltilen Organizma aktif olduğu için merkezi sinir 7 davranıĢlardır.(Kalp atıĢı, salya salgılama, sistemi tarafından bilinçli ve kasıtlı yöneltilen davranıĢlardır. mide bulantısı)-Ġstemsiz PekiĢtireç davranıĢtan önce verilir. KoĢulsuz Olumlu ve olumsuz olmak üzere iki tür 8 uyarıcı birincil koĢullu uyarıcı ikincil pekiĢtireç vardır ve yapılan davranıĢa bağlı olarak organizmaya verilir. pekiĢtireçdir. Kontrol eden uyarıcıların davranıĢtan sonra 9 Organizmada var olan ve bir uyarıcı verilmesi ve organizma tarafından bilinçli istemli olarak ortaya konan uyarıcılardan tarafından ortaya çıkarılan davranıĢlardır. bağımsız davranıĢlardır. Operant KoĢullama Genel Açıklamalar-Örnekler 1-Skinner, iki tür koĢullanmadan söz etmektedir. Bunlar; tepkisel ve edimsel koĢullanmadır. Skinner, tepkisel ve edimsel davranıĢın ayrımını yaparak geleneksel uyarıcı-tepki psikologlarından büyük ölçüde ayrılmıĢtır. Watson‘dan beri geleneksel uyarıcı tepki psikolojisine göre, uyarıcının olmadığı yerde tepki de yoktur. Oysa Skinner bu görüĢü meydana getirilen tepki ve meydana gelen tepki ayrımını yaparak farklı hale getirmiĢtir. Skinner‘e göre tepkisel davranıĢlar bir uyarıcı tarafından oluĢturulur. Klasik koĢullanmada koĢulsuz tepki, koĢulsuz uyarıcı tarafından meydana getirildiğinden tepkisel davranıĢa örnektir ve tepkisel davranıĢlar tüm refleksleri kapsar (Senemoğlu, 2005). Klasik Ģartlanmayla birçok öğrenme durumunu açıklamak mümkün değildir. Çünkü insanlar sadece çevrelerindeki uyaranlara tepki vermekle kalmayıp bilinçli ve açık bir Ģekilde birçok davranıĢlar sergilerler. Klasik Ģartlanma yoluyla öğrenmeyi sağlamak için, yapılan bir davranıĢa neden olan uyarıcının bilinmesi gerekir. Edimsel koĢullamada karmaĢık bir yapı söz konusudur. Ama insan davranıĢlarına neden olan uyarıcıları her zaman tahmin etmek mümkün değildir. Bu gibi durumlarda edimsel koĢullanma karĢımıza çıkmaktadır SAYFA 28
2-Skinner‘e göre, tepkisel ve edimsel olmak üzere iki çeĢit davranıĢ vardır. -Tepkisel davranıĢa neden olan uyarıcı her zaman bilinirken, Bilinen bir uyarıcı tarafından oluĢturulur. Örnek; Etin salya meydana getirmesi Tüm refleksler tepkisel davranıĢa bir örnektir Karanlıkta göz bebeğinin büyümesi bir tepkisel davranıĢtır. -Edimsel davranıĢa neden olan uyarıcı çok belirgin değildir. Bilinen bir uyarıcı tarafından oluĢturulmaz; organizma tarafından ortaya konur ve sonuçları tarafından kontrol edilir. 3-Klasik koĢullanmada önce uyaran vardır ve organizma ona tepki gösterir. (U-T) Edimsel davranıĢta önce tepki yapılır sonra tepkinin doğurduğu uyarıcı gelir. (T-U) 4- DavranıĢın sonunda organizma için hoĢa giden ya da gitmeyen bir durum vardır. DavranıĢ sonucunda organizmanın hoĢuna giden bir durum ortaya çıkar. HoĢa giden sonuç oluĢabilir. Bu durumda davranıĢın tekrar ortaya çıkma, yani öğrenilme olasılığı artar. ÖRNEK: Skinner deneyinde, edimsel davranıĢ olarak manivelaya basmayı kullanmıĢtır. Skinner edimsel koĢullama ile öğrenmeyi açıklamak amacıyla Skinner Kutusu olarak bilinen bir deneysel düzenek geliĢtirmiĢtir. Bu düzenek, içeriye doğru çıkıntılı bir pedal ve altındaki yemek kabından oluĢmaktadır. Skinner'in deneyde kullandığı fare kutuya bırakıldığında, merak güdüsüyle sağa sola hareket eder ve çevreyi inceler. Bu esnada rastlantısal olarak pedala dokunur ve böylece yiyeceğe ulaĢır. Fare yiyeceği yedikten sonra, tekrar pedala basar. Bu süreçte yiyeceğe ulaĢma, pedala basma davranımını pekiĢtirir. Böylece pedala basma fareyi amaca ulaĢtırdığı için pedala basma davranımı daha sık yapılır. Ancak Skinner, deney sırasında kutu içerisinde değiĢiklikler yapar ve bazen fare düğmeye bassa bile yiyecek gelmez. Bu durumda farenin pedala basma hızı düĢer. Yani davranım pekiĢtirilmezse, klasik koĢullamada olduğu gibi edimsel öğrenmede de sönme baĢlar --Aç olan hayvan, manivelaya basarak yiyeceği elde eder, yiyeceği elde eden hayvan manivelaya basma davranıĢını sürdürür --Yeni aldığınız bir kazağı giydiğiniz zaman arkadaĢlarınız ―Kazağın çok güzel, sana çok yakıĢmıĢ‖ derse, o kazağı giyme davranıĢınız devam eder. DavranıĢın sonucunda organizmanın hoĢuna gitmeyen bir durum ortaya çıkar. HoĢa gitmeyen bir sonuç oluĢabilir. Bu durumda davranıĢtan kaçınma durumu ortaya çıkabilir. ÖRNEK: Yeni kazağınızı giydiğiniz gün değer verdiğiniz bir arkadaĢınız size yakıĢmadığını söylerse, o kazağı giymek istemezsiniz. 5- Thorndike gibi Skinner de davranıĢ ve sonuç iliĢkisi üzerinde durmuĢtur. Örneğin, bireyin davranıĢı hoĢ bir Ģeyle sonuçlanırsa o davranıĢı birey, tekrar tekrar yapmaya yönelir. HoĢ veya hoĢ olmayan sonuçların bireyde yarattığı değiĢikliklere edimsel koĢullanma denir. Gereksinimleri organizmayı eyleme iterken, davranıĢlarına yön veren kuvvetlerin de güdüler olduğu bilinmektedir. Herhangi bir güdünün etkisiyle eyleme geçen organizma hedefine ulaĢabilmek için güdülenmenin etkisiyle çeĢitli tepki ve davranıĢlarda bulunacaktır. O anda içinde bulunduğu Ģartlarla ilgili önceden öğrenmiĢ olduğu deneyimleri yoksa hedefe varmak için çeĢitli tepki ve davranıĢlarda bulunarak denemeler yapacaktır. Duruma göre belli sayıda deneme yanılmanın sonunda hedefe ulaĢacaktır. Böylelikle organizma ya bir ödül elde edecek ya da bir cezadan kurtulacaktır. Süreç içinde yaĢanan tekrarlar sonucu hedefe ulaĢtırıcı tepkilerin sayısı artarken sonuca götürmeyen davranıĢlar elenir ve hedefe ulaĢtırıcı tepkiler giderek öğrenilmiĢ davranıĢ durumuna gelir Sınıf ortamında yapılan bir deneyi ele alalım; Pazartesi: Öğretmen sınıfa Colombya‘nın dünya üzerindeki yerini sorar. Mark, nerede olduğunu bilmektedir ve oturduğu yerden kollarını bağlayıp gülümser, öğretmeninin onu kaldıracağını umar. Fakat aksine öğretmen baĢkasına söz verir. Salı: Öğretmen sınıfa Colombya‘nın ismini nereden aldığını sorar. Mark bu ismin Christopher Coloumbus‘tan geldiğini bilir ve elini çekimser Ģekilde çok az kaldırır. Öğretmen baĢkasına söz verir. ÇarĢamba: Öğretmen Colombya‘da insanların Ġngilizce ve Fransızca yerine neden Ġspanyolca konuĢtuklarını sorar. Mark bu sorunun da cevabını bilmektedir. Elini görülecek Ģekilde yükseğe kaldırır ve sağa sola sallar. Öğretmen ona söz hakkı verir. Cuma: Ne zaman öğretmen Markın cevabını bildiği soru sorsa Mark artık elini yükseğe kaldırır ve iki yana sallar 6- Edimsel koĢullanmada davranıĢ A B C formülü içinde ele alınır. Yani davranıĢı anlayabilmek için öncülünü, davranıĢını ve sonucunu incelemek gerekir. DavranıĢ değiĢtirilmek istenildiğinde öncülü ve sonucu değiĢtirerek davranıĢın değiĢmesi sağlanabilir. DavranıĢçı yaklaĢım ele alındığında davranıĢın sonucunu değiĢtirerek davranıĢı değiĢtirmek mümkündür SAYFA 29
7-KARġILAġTIRMALI ÖRNEKLER VASITALI KOġULLAMA TEPKĠSEL KOġULLAMA Köpeğin yanından uzaklaĢma Araç kullanırken ani fren yapmama Köpek görünce irkilme Limon satın almama Fren sesiyle irkilme Sınava girmeme Limon görünce ağzın sulanması Yeniden sinemaya gitme Sınav sırasında heyecanlanma Asansörlü binalara girmeme Sinemaya gidince sevinme ĠĢe geç kalmamak için kırmızı ıĢıklı durakları Asansörden korkma kullanmama Kırmızı ıĢığı görünce durma Para kazanmak için 2 farklı iĢte çalıĢma Kan vermeme Parayı sevme Parfüm almama ya da kullanmama Kan görünce bayılma Evde köpek besleme Parfüm kokusundan etkilenme Öğretmeniyle soruyu tartıĢma Köpek sevgisi Çocuk parkına gitmeme Öğretmenini gördüğünde ayağa kalkma Düzenli olarak okula gitme ve ödev yapma Çocuk parkını görünce sevinme Okulu ve çalıĢmayı sevme KPSS SORULARINDAN 1- Matematik sınavına hazırlanıp sınavdan iyi bir puan alan öğrencinin matematik dersine daha fazla çalıĢmaya baĢlaması, aĢağıdakilerden hangisine bir örnektir? (KPSS 2002)--- Edimsel (Operant) koĢullanma 2-AĢağıdakilerden hangisi edimsel (Operant) koĢullanmanın temelidir? (KPSS 2002)--- DavranıĢ, ortaya çıkardığı sonuçtan etkilenir. 3-Bir davranıĢın tekrarlanma olasılığını edimsel (Operant) koĢullanma yoluyla kontrol edebilmenin önkoĢulu aĢağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2003)--- DavranıĢın en az bir kere yapılmıĢ olması 4- Bir psikolog utangaçlık Ģikâyetiyle kendisine baĢvuran bir kiĢiye tedavi sürecinin ilk adımı olarak, oturduğu apartmandaki komĢularına her rastladığında \"Merhaba, nasılsınız?\" demesini söyler. KomĢularının bu tür bir yakınlığa olumlu tepki verdiklerini gören bu kiĢi, karĢılaĢtığı kiĢilere çekinmeden selam vermeye ve onların hatırlarını sormaya baĢlar. Bireyin selam verme davranıĢında görülen değiĢme, aĢağıdaki öğrenme türlerinden hangisiyle açıklanır? (KPSS 2004)--- Edimsel koĢullanma 5-Edimsel koĢullanma yoluyla öğrenmede pekiĢtirece iliĢkin aĢağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? (KPSS 2006) A) DavranıĢın sonunda ortaya çıkar. B) DavranıĢla eĢ zamanlı olarak verilir. C) DavranıĢı engeller. D) DavranıĢtan önce verilir. E) DavranıĢtan bağımsız olarak ortaya çıkar. 6-Bir baba çocuğunun sürekli televizyon izlemesinden ve bu nedenle ödevlerini ihmal etmesinden yakınmaktadır. Edimsel koĢullanma ilkeleri dikkate alındığında, çocuğun bu davranıĢının ortadan kaldırılabilmesi için babaya aĢağıdakilerden hangisinin önerilmesi en uygun olur? (KPSS 2007)--- Televizyon izlemeyip ödev yaptığı zaman çocuğu uygun biçimde ödüllendirmesi 7-AĢağıdakilerden hangisi, edimsel koĢullanmanın özelliklerinden biri değildir? (KPSS 2007) A) DavranıĢ ayırt edici bir uyarıcı tarafından kontrol edilir. B)PekiĢtireç alma iĢlemi, tamamen, öğrenenin denetimi dıĢındadır. C) PekiĢtireç belirli bir davranıĢı izler. D)Öğrenilecek davranıĢ, pekiĢtireç almayı sağlayan bir araçtır. E) Edim, istemli olarak ortaya konur. 8-AĢağıdakilerden hangisi, edimsel koĢullama yoluyla öğrenme sürecinde davranıĢın özelliklerini ve ortaya çıkma sıklığını belirleyen etkenlerden birisi değildir? (KPSS 2008) A) DavranıĢtan önce gelen çevresel koĢullar B) DavranıĢın bir sonucu olarak değiĢen çevresel olaylar C) Organizmanın doğuĢtan getirdiği potansiyel D) Organizmanın çevreyle ilgili geçmiĢ yaĢantıları E) DavranıĢla birlikte bulunan çevresel koĢullar 9- Edimsel koĢullama yoluyla öğrenme ilkelerinden yararlanarak çekingen bir öğrencisinin derslere katılmasını sağlamak isteyen bir öğretmenin izleyeceği en uygun yol aĢağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2008)---Öğrencinin derste konuyla ilgili her konuĢma davranıĢını pekiĢtirmek SAYFA 30
10-Evde oyuncaklarını toplama alıĢkanlığı olmayan Özgür, yuvaya baĢladığı ilk gün oynadığı oyuncakları toplayıp oyuncak dolabına kaldırmadığı için öğretmeni tarafından sertçe uyarılmıĢ ve o günden sonra yuvadayken her zaman oyuncaklarını toplamıĢtır. Ancak Özgür evde yine oyuncakları toplamama alıĢkanlığını devam ettirmiĢtir. Özgür‘ün yuvadayken oyuncakları toplamayı öğrenmesi ancak evdeyken toplamama alıĢkanlığını devam ettirmesi, sırasıyla aĢağıdaki süreçlerden hangileriyle açıklanabilir?--- (KPSS 2009)--- Edimsel koĢullanma – Ayırt etmeyi öğrenme 11-Bir futbolcu, rakibinin sert bir hareketiyle yere düĢmüĢ ve hakem rakip oyuncuyu oyundan atmıĢtır. Bu olaydan sonra, bu futbolcu canı yanmıĢ gibi davranarak rakibini oyundan attırabileceğini öğrenmiĢtir (I). Aynı oyuncu farklı hakemlerin yönettiği diğer maçlarda da kendini yere atarak rakibini oyundan attırmayı denemiĢtir (II). Bu denemelerde baĢarısız olan futbolcu sadece rakibini oyundan atan ilk hakemin yönettiği maçlarda bu numarayı denemeye devam etmiĢtir (III). Yukarıdaki parçada I, II ve III rakamlarıyla ifade edilen durumlar, sırasıyla aĢağıdaki kavramlardan hangileriyle açıklanabilir? (KPSS 2009)---Edimsel KoĢullama-Genelleme-Ayırt Etme SONUÇ OLARAK: Ġnsanlar çevrelerinden karmaĢık birçok uyarıcı almaktadır. Bu uyarıcılara karĢı organizma değiĢik tepkilerde bulunur. ĠĢte bu tepkisel davranıĢları uyarıcılar meydana getirir. Bunun yanı sıra organizmanın kendiliğinden ortaya koyduğu davranıĢlarda edimsel (Operant) davranıĢlardır. Bu bağlamda Ģu yargıya varmak doğru olacaktır; iki tür koĢullanma vardır. a) Tepkisel KoĢullanma b) Edimsel KoĢullanma Tepkisel KoĢullanma Önceleri etkisiz olan bazı uyarıcıların sonraları organizmada bazı tepkileri uyandırmaya baĢlamasıdır. Edimsel KoĢullanma B.F. Skinner tarafından geliĢtirilen bir diğer öğrenme yolu da edimsel koĢullanmadır. Edimsel koĢullamada uyarıcı, yapılan tepkinin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Edimsel koĢullanmada önemli olan nokta; davranıĢ ve onun sonuçlarıdır. Bir davranıĢın sık olarak ortaya çıkmasında, davranıĢın sonucu önemlidir. Bütün bu bilgiler ışığında; Organizmayı, ödüle götüren veya cezadan kurtaran bir tepkinin öğrenilmesine ya da bir davranışın pekiştireçle kuvvetlendirilmesine Edimsel Koşullanma denir. EK BİLGİLER: 1-Skinner‘in edimsel-operant-vasıtalı koĢullanma kuramı THORHDĠKE‘nin ETKĠ YASASI ‗na dayanmaktadır 2- Kuramın Kapsamı / Uygulamaları Edimsel davranıĢ bilinen bir uyarıcı tarafından oluĢturulmaz. Organizma tarafından ortaya konur. Edim, herhangi bir ihtiyaç durumunda organizmanın kendiliğinden ortaya koyduğu davranıĢtır. Edimsel davranıĢ kendiliğinden ortaya çıkar ve sonuçları tarafından kontrol edilir. Edimsel koĢullanma özellikle çocuk eğitiminde sınıfta disiplinin sağlanmasında Psikomotor ve duyuĢsal davranıĢların kazanılmasında önemli rol oynar. 3-Herhangi bir ihtiyaç durumunda, organizmanın kendiliğinden ortaya koyduğu davranıĢlara edim denir. 4- Klasik koĢullamayla edimsel koĢullama arasındaki en önemli fark, klasik koĢullamanın refleksif davranıĢlarla, edimsel koĢullamanın ise bilinçli ve kasıtlı davranıĢlarla ilgilenmesidir. 5- Edimsel (operant) koșullanma da davranıĢ sonuçları tarafından kontrol edilir. Olumlu sonuçlanan davranıĢ devam ettirilir. DavranıĢın olumlu sonuç olușturması (pekiĢtirilmesi) tekrar yapma olasılığını güçlendirir. Olumsuz sonuçlanan davranıĢ (pekiĢtirilmeyen) ise söner 6- Skinner (1904-1990); edimsel koĢullama kuramını Thorndike'nin etki kanunu uyarlayarak oluĢturmuĢtur. Klasik koĢullamanın birçok davranıĢı açıklamada sınırlı kaldığını belirtmiĢtir. Skinner, Pavlov'un klasik koĢullamayı açıklamada kullandığı temel ilkeleri kabul etmekle birlikte bu ilkelerin yalnızca psikolojik ve duygusal öğrenmeler için geçerli olduğunu düĢünmektedir. Tepkiler yüksek düzeydeki organizmaların davranıĢlarının ancak çok küçük bir kısmını meydana getirir. Ġnsanlar çevrelerinde karmaĢık uyarıcı durumlarıyla karĢılaĢırlar. Bu durumda organizmanın kendisi tarafından yapılan davranıĢ önemlidir. Bunlara edimsel (operant) davranıĢ adı verilir. \"Operant\" kelimesiyle hayvanın çevresi üzerinde bir iĢlemde, edimde bulunduğu kastedilir 7- Edimsel koĢullama durumundaki bir organizma bir takım davranımlar ortaya koyar; etrafta dolaĢır, koklar, nesnelere bakar, onları iter, fakat belirli bir uyandırılmıĢ davranım göstermez. Sonunda yaptığı davranımlardan biri bir ödül alır ya da cezadan kaçınmasını sağlar. 8- Klasik koĢullamada öğrenme, davranıĢın nedeni olan uyarıcı temeline dayandırılırken, edimsel koĢullamada davranıĢın sonucu önem kazanmaktadır. Çünkü davranıĢın nedenlerini tahmin etmek ve kontrol etmek mümkün değildir. SAYFA 31
OPERANT ġARTLANMANIN ĠLKELERĠ VE KAVRAMLARI 1-Önemli olan nokta davranıĢ ve onun sonuçlarıdır. Yani bu tür koĢullanmada öneli olan tepkidir. Tepki olumlu ve doğru olduğunda pekiĢtirici uyarıcı verilir ve davranıĢın tekrarlanma olasılığı artırılır. 2-Edimsel koĢullama insan davranıĢlarının biçimlendirilmesinde kullanılır. 3-Derse katılımın pekiĢtirilmesi, soru sormak için parmak kaldırma davranıĢının pekiĢtirilmesi, arkadaĢının kalemini geri verirken teĢekkür etmesinin pekiĢtirilmesi 4-Skinner kutunun içine koyduğu farenin düğmeye basarak yiyecek almayı öğrenmesini istemiĢtir. Aç olan fare kutunun içinde rastgele dolaĢırken ve tesadüfen düğmeye her yaklaĢtığında yiyecek verilmiĢtir. AĢama aĢama yaklaĢtıkça yiyecek alan fare daha sonra düğmeye basma davranıĢını göstermiĢtir. Daha sonra fare her acıktığında düğmeye basarak yiyeceğini almıĢtır. Daha sonra farenin bir ceza karĢısında nasıl davrandığını öğrenmek için kutu içine birkaç düğme daha koyulmuĢ ve bunlardan birine elektrik Ģoku verilmiĢtir. Aç fare Ģok olan düğmeye bastığında Ģok sonrası o gün tekrar düğmeye basmamıĢtır.2.günde aynı uygulama devam etmiĢ fare yine Ģoklanan düğmeye basmıĢ yine o gün baĢka düğmeye basmamıĢtır. 3.günde Ģok verilmemiĢtir. Böylece ceza ortadan kalktığında farenin davranıĢının nasıl değiĢeceği görülmek istenmiĢtir. Fare düğmeye bastığında Ģok olmadığını anlamıĢ ve davranıĢın tekrarlanma olasılığının arttığı gözlenmiĢtir. SONUÇ: PekiĢtireç davranıĢın tekrarlanma olasılığını artırmaktadır, Ceza istenmeyen davranıĢı ortadan kaldırmaz o an için bastırır ve yapılma olasılığını azaltır, Ceza ortamdan çekildiğinde istenemeyen davranıĢta artma görülür. 5-Organizmanın ihtiyaç hissetmesi gerekir ve deneyde de görüldüğü gibi farenin aç olması onu arayıĢa ve davranıĢa sürüklemiĢtir. 6-Edimsel Ģartlanmada davranıĢ organizma tarafından baĢlatılır ve tesadüfen rastlantısal olarak baĢlayan davranıĢ zamanla bazı ipuçlarından yararlanarak tam sonuca gider. DavranıĢın sonunda edinilen doyum pekiĢtireç niteliği taĢır ve davranıĢın tekrarlanmasını sağlar. Unutulmaması gereken nokta davranıĢın sonundaki baĢarı ya da baĢarısızlık organizma için DÖNÜT niteliği taĢır. OPERANT ġARTLANMA KAVRAMLARI 1-PEKĠġTĠREÇ: DavranıĢı izleyen ve organizma üzerinde hoĢa gidici bir tepki yaratarak davranıĢın (edim) ortaya çıkma olasılığını arttıran uyarıcılara pekiĢtireç denir. -PekiĢtireçler meydana getirdikleri etkilere göre tanımlanmakta ve bu bakımdan iki gruba ayrılmaktadır. 1. Olumlu PekiĢtireç: Ortama konduğunda belirli bir davranıĢın yapılma olasılığını arttıran uyarıcılardır. HoĢa giden uyarıcıların ortama konulmasıdır. Para-bisiklet-not-sinemaya gitmek, yiyecek, içecek, cinsellik, uyku 2. Olumsuz PekiĢtireç: Ortamdan çıkarıldıklarında belirli bir davranıĢın yapılma olasılığını arttıran uyarıcılardır. HoĢa gitmeyen uyarıcı ortamdan çıkarılır. Azar-düĢük not-yüksek rahatsız edici ses-gürültü-tokat-elektrik Ģoku, ateĢ, ütü UYARI-1: Unutmamak gerekir ki hem olumlu, hem de olumsuz pekiĢtireç organizmanın hoĢuna giden bir etki yaratır ve davranıĢın tekrar ortaya çıkma olasılığını arttırır. PekiĢtireçler yoluyla istendik veya istenmedik yönde davranıĢlar öğrenilebilir. Bu nedenle pekiĢtireçler çok dikkatli kullanılmalı ve sadece doğru davranıĢlar pekiĢtirilmelidir. ÖRNEKLER: OLUMLU PEKĠġTĠREÇ OLUMSUZ PEKĠġTĠREÇ -Sınıfta soruya doğru cevap veren öğrenciye, aferin -Bir çocuğun arkadaş ve aile ortamındaki denmesi huzursuzluktan kaçarak okula gelmesi -Bayramlarda el öpen çocuklara şeker veya para -Ayakkabısı sıkan bir çocuğun ayakkabısının verilmesi çıkarılması -Yerdeki çöpü kaldıran bir öğrencinin başının -Dişi ağrıyan bir çocuğa ilaç verilmesi okşanması -Bir çocuğun, annesinin kendisine kızmaması için -Odasını toplayan çocuğa annesinin aferin demesi odasını toplaması -Ödevlerini sürekli ve düzenli olarak yapan -Arkadaşına küfür eden öğrenciyi öğretmen öğrenciye +10 puan verilmesi çağırarak bir tokat attı.(Öğretmen açısından tokat olumsuz pekiştireçtir) SAYFA 32
BĠRĠNCĠL(KOġULSUZ) PEKĠġTĠREÇLER ĠKĠNCĠL(KOġULLU) PEKĠġTĠREÇLER -Organizma tarafından öğrenilmemiĢ olan bir değiĢkendir. -Birincil pekiĢtireçlerle birlikte ortaya çıkan Ġnsanların temel fizyolojik-biyolojik ihtiyaçlarını karĢılayanlardır pekiĢtireçlerdir, bu nedenle koĢullu pekiĢtireçler de -YaĢamsal nitelik taĢır denilebilir. - Yiyecek, su, kendine güven, hava, cinsellik ve yakınlık -Ġkincil pekiĢtireçler; organizma tarafından öğrenilen duygusu gibi. ve onu amaca ulaĢtıran kuvveti tanımlamaktadır - Para ve not ikincil pekiĢtireçtir. Çünkü tek baĢlarına bir değerleri yoktur. Sadece birincil pekiĢtireçlerle beraber veya çok iyi yapılanmıĢ ikincil pekiĢtireçlerle beraber bir anlam ifade etmektedir. BĠRĠNCĠL OLUMLU ĠKĠNCĠL OLUMLU BĠRĠNCĠL OLUMSUZ ĠKĠNCĠL OLUMSUZ PEKĠġTĠREÇ PEKĠġTĠREÇ PEKĠġTĠREÇ PEKĠġTĠREÇ -Organizmanın sahip Önceden nötr olan, YaĢamı tehdit Önceden nötr olan ve olmak istediği hoĢa sonradan birincil sonradan birincil olumsuz giden yaĢamsal nitelik pekiĢtireçlerle edebilecek, organizmaya pekiĢtireçlerle taĢıyan uyarıcılardır iliĢkilendirilerek hoĢa giden, zarar verebilecek iliĢkilendirilerek kaçınılan ÖRNEKLER öğrenilmiĢ pekiĢtireçlerdir. uyarıcılardır durumlardır. Organizmaya Yiyecek, su, cinsellik, ÖRNEKLER: ÖRNEKLER: fizyolojik olarak zarar sevgi gibi biyolojik vermeyen fakat yinede ihtiyaçlardır Para, aferin, not aferin, Elektrik çarpması, ateĢ, organizma tarafından marka, jeton, sinemaya ya istenmeyen uyarıcılardır. da tatile gitmek, dayak, yüksek tonda ÖRNEKLER: bilgisayarda oyun ses, radyasyon, gibi Azar, küfür, hakaret, kötü oynamak, oyuncak araba, durumlardır. söz, düĢük not kalem V ĠKĠNCĠL OLUMLU PEKĠġTĠREÇLER 4 E AYRILIRLAR. SOSYAL ETKĠNLĠK-FAALĠYETSEL SEMBOLĠK NESNEL PEKĠġTĠREÇ-2010 KPSS PEKĠġTĠREÇ PEKĠġTĠREÇ PEKĠSġTĠREÇ Bireyin onura edilmesi Bireylerin yapmayı istediği YaĢamsal önemi olmayan Somut nesnelerdir. vardır. Sosyal açıdan faaliyetlerdir. fakat elle tutulabilir-gözle ÖRNEK bireyin desteklenmesi- ÖRNEK: görülebilir maddesel Kalem, top, silgi olumlu tepki verilmesi. Yüzmeye gitme, saz pekiĢtireçlerdir. ÖRNEK: çalma, tatile gitme ÖRNEK: Gülümseme, aferin tebrik Kart, para, jeton, yıldız NOT: Ġkincil pekiĢtireçler tepkisel koĢullamadaki koĢullu uyarıcılara karĢılık gelirler ve fizyolojik ihtiyaç karĢılamazlar. Sonradan öğrenme yoluyla nötr uyarıcı olmaktan çıkıp koĢullu uyarıcı durumunu alırlar. Bütün koĢulsuz uyarıcılar birincil ve bütün koĢullu uyarıcılar ikincil pekiĢtireçtir ÖRNEK: Para ikincil pekiĢtireçtir. Çünkü yeni doğan bir çocuk için paranın hiçbir değeri yoktur ama çikolata birincil pekiĢtireçtir. Zamanla çocuk para ile çikolatayı iliĢkilendirir ve para ikincil pekiĢtireç değerini alır. Nötr uyarıcı olan para koĢulsuz uyarıcı olan çikolata ile eĢleĢmiĢ ve koĢullu uyarıcı olmuĢtur yani ikincil pekiĢtireçtir 2-PEKĠġTĠRME VE CEZA Bir pekiĢtirecin (olumlu veya olumsuz) ortama eklenmesi ya da çıkarılması durumunda dört faklı olay meydana gelir. 1-Olumlu pekiĢtirme 2-Olumsuz pekiĢtirme 3-I. Tip Ceza 4-II. Tip Ceza PEKĠġTĠRME CEZA OLUMLU OLUMSUZ I.TĠP CEZA II. TĠP CEZA -Organizmanın -Organizmanın hoĢuna Olumsuz pekiĢtireç- -Organizmanın istediği hoĢuna giden bir gitmeyen uyarıcı organizmanın hoĢuna bir uyarıcı ortamdan gitmeyen uyarıcı çekilir. uyarıcı ortama eklenir- ortamdan çıkarılır- ortama eklenir. Olumlu pekiĢtireçten olumsuz pekiĢtireç olumlu pekiĢtireç mahrum edilir. DAVRANIġLARDA ARTIġ GÖRÜLÜR DAVRANIġLARDA AZALMA GÖRÜLÜR Ortama Eklendiğinde Olumlu pekiştireç Olumsuz pekiştireç SAYFA 33 Ortamdan Çıkarıldığında Olumlu Pekiştirme I.TİP CEZA II. TİP CEZA Olumsuz pekiştireç.
OLUMLU PEKĠġTĠRME OLUMSUZ PEKĠġTĠRME -Ders çalıĢırken dıĢarıdan gelen gürültüden -Kahraman Hocanın odasını toplayan Ġsmail‘e rahatsız olan öğrencinin kalkarak pencereyi çikolata alması kapatması -Kısa boylu bayanların yüksek topuklu ayakkabı -Fizik öğretmeninin yıl boyunca derse düzenli giymeleri ve çevrelerinde beğenilmeleri -2010 olarak katılan öğrencilerin yılsonunda geçme Yapılan davranıĢ ile istenmeyen durum kısa notlarına 10‘ar puan eklemesi boyluluktan kurtulurlar. -Derslerde kendisinin yerine imza atmasını Olumsuz DavranıĢlarda PekiĢtirilebilir konusunda sürekli ısrar eden arkadaĢının bu sıkıcı ısrarından kurtulmak isteyen Ali‘nin arkadaĢının -Ağlayan çocuğun susturulması için çocuğa yerine imza atmayı kabul etmesi-2010 oyuncak alınması. -Ödevini yapan çocuğun bilgisayarla oynanmasına Simgesel Ödüllerle de PekiĢtirme Yapılabilir (Simgesel Ödülle PekiĢtirme) izin verilmesi (çocuğun bilgisayarla oynamasına izin verilmemesi; olumsuz pekiĢtireçtir. Ġzin verilmeme *Tarih öğretmeninin her olumlu davranıĢtan sonra durumunun ortadan kalkması ise kiĢinin olumsuzluktan bir yıldız vermektedir. OnbeĢ yıldız alan öğrenciye kurtulması, dolayısıyla olumsuz pekiĢtirmedir) ise bir kitap verecektir.2009 -Ödevleri çok iyi yapan öğrencilerini sınavdan muaf *Yıldızlar burada simgesel pekiĢtireçlerdir. tutmak da bir olumsuz pekiĢtirmedir. Yapılan ödevler istenilen davranıĢtır. Bu istenilen davranıĢın öğrenciler *Yıldız, plaket, marka, fiĢ gibi semboller tarafından gösterilmesi istenmeyen durumdan kullanılabilir. Ġhtiyacı doğrudan karĢılamaz. (sınav) öğrencileri kurtarmıĢtır. -Kaza riskini azaltmak için trafik kurallarına uyulması -BaĢ ağrısını gidermesi için bitki çayının içilmesi birer olumsuz pekiĢtireçtir. -Odası karanlık olduğu için odasında yatmak yerine ailesinin yanında yatmak istediğinde ona kızmak yerine, karanlık engelini ortadan kaldırarak; ıĢığı açık bırakarak olumsuz pekiĢtirme yapılır. I.TĠP CEZA II. TĠP CEZA Organizmanın istemediği bir olumsuz Organizma istediği bir Ģeyden mahrum pekiĢtireç ortama eklenir. Organizma için bırakılır. Organizma için kötü bir durumdur. kötü bir durumdur. -Olumlu pekiĢtirecin ortamdan çekilmesi ÖRNEKLER ÖRNEKLER -Yaramazlık yapan öğrenciyi öğretmeninin -Ödevini yapmayan çocuğun teneffüse azarlaması çıkarılmaması -BaĢarısız öğrenciye düĢük not verilmesi -Ders çalıĢmayan öğrenciye TV izletilmememsi -Yaramazlık yapan çocuğun babası tarafından -Yemeğini bitirmeyen çocuğa çikolata verilmemesi dövülmesi -Kural ihlali yapan sürücünün ehliyetine el -Kural ihlali yapan sürücüye para cezası verilmesi konulması -I.tür cezada çocuğun dövülmesi, -II. tür cezada çocuktan sevgiyi esirgeme, azarlanması çocuğun teneffüse çıkarılmaması Tüm bu örneklerde ortamdan çekilen ve Tüm bu örneklerde ortama giren ve bireye çekilmesi bireyde rahatsızlık uyandıran hoĢ rahatsızlık veren uyarıcılar vardır (azarlama, uyarıcılar vardır (teneffüs, TV, çikolata, ehliyet). düĢük not, dövmek, para cezası, elektrik Ģoku, pis koku). _ 1- AĢağıdakilerden hangisi olumsuz pekiĢtirmeye bir örnektir? (KPSS 2002) CEVAP: Çizgi film izlemesine izin verilmeyen bir çocuğa, ödevlerini zamanında tamamladığında çizgi film izlemesi 2- Ġki yaĢındaki çocuğuna tuvalet terbiyesi kazandırmak isteyen bir anne, kendi baĢına her tuvalete gidiĢinin ardından çocuğunu çikolatayla ödüllendirmektedir. Bu örnekte annenin çocuğuna verdiği çikolata aĢağıdakilerden hangisinin iĢlevini karĢılamaktadır? (KPSS 2003) CEVAP: Birincil pekiĢtireç SAYFA 34
3- Öğretmen öğrencilerine bir soru sorduktan sonra cevaplamak isteyenlerin el kaldırmalarını ister. Bir öğrenci söz alarak soruyu cevaplar. Öğretmen cevaplayan ve el kaldırıp söz isteyen herkese teĢekkür eder. Öğretmenin bu davranıĢı, söz isteyen öğrenciler açısından nasıl bir iĢlev görmektedir?(KPSS 2005) CEVAP: PekiĢtireç 4- Bir öğretmenin derse düzenli devam eden öğrencilerin sınav sonuçlarına beĢer puan eklemesi aĢağıdakilerden hangisine bir örnek olabilir? (KPSS 2006) CEVAP: Olumlu pekiĢtirme 5- Dersin dönem ödevini çok iyi yaptığı için, öğretmeni Okan'ın bir sonraki sözlü sınavdan muaf olmasına karar vermiĢtir. Örneği açıklayan kavramlar aĢağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiĢtir? (KPSS 2006)---Olumsuz pekiĢtirme 6- ArkadaĢlarının kendisiyle alay etmesinden rahatsız olan bir ilköğretim okulu öğrencisi onları öğretmenine Ģikâyet etmiĢ ve öğretmeni duruma müdahale ederek arkadaĢlarının onunla alay etmekten vazgeçmelerini sağlamıĢtır. Bu olaydan sonra, arkadaĢları hoĢlanmadığı bir davranıĢta bulunduğunda öğrenci hemen öğretmenine baĢvurmaya baĢlamıĢtır. Öğrencinin arkadaĢlarının kendisini rahatsız eden her davranıĢını öğretmene Ģikâyet etmeye baĢlaması aĢağıdakilerden hangisinin sonucudur? (KPSS 2006) CEVAP: Olumsuz pekiĢtirme 7- BaĢı ağrıyan bir kiĢi, arkadaĢının tavsiye ettiği bitki çayını içtikten sonra ağrısının geçtiğini fark etmiĢ ve bu olaydan sonra ne zaman baĢı ağrısa bu bitki çayından içmeye baĢlamıĢtır. Bu kiĢinin baĢı ağrıdığında bitki çayı içmeye baĢlaması aĢağıdakilerden hangisinin sonucudur? (KPSS 2007) CEVAP: Olumsuz pekiĢtirme 8- Ayağına batan dikeni ayağını yere sürterek çıkarmayı baĢaran bir köpeğin benzer bir durumda aynı davranıĢı tekrarlaması aĢağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? (KPSS 2008) CEVAP: Olumsuz pekiĢtirme 9- Bir teknik direktörün baĢarıyı artırmak amacıyla, en iyi performans gösteren sporcusuna her ayın sonunda bir spor malzemesi hediye etmesi aĢağıdakilerden hangisine örnek olabilir? (KPSS 2008) CEVAP: Olumlu pekiĢtirme 10- Bir deneyde Ģempanzeye tavanda bulunan kırımızı- ıĢık yandığında bir düğmeye bastığı takdirde bir kart elde edebileceği ve bu kartı muzla değiĢtirebileceği öğretilmiĢtir. Bu deneyde kart Ģempanze için aĢağıdakilerden hangisinin iĢlevini görmektedir? (KPSS 2008) CEVAP: Ġkincil pekiĢtireç 11-Gürültü yaparak çevresini rahatsız eden çocuğunu bu davranıĢı yapmaması için ona hoĢlandığı masallar okuyan bir anne, bir süre için bu amacına ulaĢabildiğini, ancak çocuğun gürültü yapma davranıĢını giderek artırdığını gözlemiĢtir. Çocuğun gürültü yapma davranıĢının artma nedeni aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? (KPSS 2004) CEVAP: Çocuğun gürültü yapma davranıĢı pekiĢtirilmektedir 12-Odasını düzenli tutma alıĢkanlığı kazandırmak isteyen bir anne, çocuğuna bir hafta boyunca yatağını düzelttiği her gün için ona sütlü kakao vermiĢ; bir haftanın sonunda, artık yatağını her gün düzelten oğlunun düzenli olmanın yararlarını anladığını düĢünerek sütlü kakao vermeyi kesmiĢtir. Ancak bu düĢüncenin aksine, çocuğu yavaĢ yavaĢ yatağını düzeltmekten vazgeçmiĢtir. Bu durum aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?(KPSS 2003) CEVAP: Bazı davranıĢların alıĢkanlık haline gelmesi için çok uzun süre pekiĢtirilmesinin gerekmesi 13-Bir anne, ödevini yaparken kendisinden yardım isteyen çocuğunun ödevi kendisinin yapmasını sağlamak için ona: \"Ödevini kendin yaparsan seni hafta sonu çarpıĢan arabalara götürürüm\" demiĢtir. Fakat çocuk, vaat edilen ödüle rağmen, annesinden yardım istemeyi sürdürmüĢtür. KoĢullanma yoluyla öğrenme ilkeleri çerçevesinde düĢünüldüğünde çocuğun isteğinde ısrarcı olmasının nedeni aĢağıdakilerden hangisi olamaz? (KPSS 2003) CEVAP: Kullanılan ödülün davranıĢtan hemen sonra verilmiyor olması 14-Bir ilköğretim okulunun ikinci sınıfında eğitim gören öğrenciler yazı yazma alıĢtırmasından hoĢlanmamakta, bunun yerine resim yapmayı tercih etmektedir. Bu durumda, öğrencilerin bazı yazı yazma alıĢtırması yapmalarını sağlamak isteyen öğretmen için aĢağıdaki yöntemlerden hangisi en uygundur? (KPSS 2003) CEVAP: Öğrencilere yazı yazma alıĢtırmasını tamamlayanların resim yapabileceklerini söylemek 15-AĢağıdakilerin hangisi olumsuz pekiĢtirme ile ceza arasındaki farka iliĢkin yanlıĢ bir ifadedir? (KPSS 2004) A) Olumsuz pekiĢtirme sadece ortamdan itici bir uyarıcının çıkması ile gerçekleĢirken ceza, pekiĢtirici bir uyarıcının ortamdan çıkmasıyla da gerçekleĢebilir. B) Olumsuz pekiĢtirme istenmedik davranıĢların, ceza ise istenilen davranıĢların tekrarlanma olasılığını azaltır. C) Olumsuz pekiĢtirmenin gerçekleĢebilmesi için baĢlangıçta ortamda itici bir uyarıcının bulunması gerekliyken cezanın gerçekleĢmesi için böyle bir gereklilik yoktur. D) Olumsuz pekiĢtirmede ortamdan itici bir uyarıcının çıkması, cezada ise ortama itici bir uyarıcının girmesi söz konusudur. E) Olumsuz pekiĢtirme davranıĢın tekrarlanma olasılığını artırır, ceza ise azaltır. 16-Öğrencilerine öğrettiği istenen davranıĢın sürekliliğini sağlamak isteyen bir öğretmen, onların bu davranıĢını aralıklarla pekiĢtirmekte, ancak her seferinde aynı pekiĢtireci kullanmamaktadır. Bu öğretmenin farklı pekiĢtireçler kullanmasının nedeni aĢağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2005) CEVAP: Bir pekiĢtirece alıĢmanın gerçekleĢmesini önlemek SAYFA 35
17-Bisikleti bozulan Rüveyda'yı babası: \"Bisikletine herkesi bindirirsen bozulur tabi.\" diyerek azarlamıĢtır. Bu olaydan önce bisikletine arkadaĢlarını bindiren Rüveyda, artık bisikletine arkadaĢlarının binmesine izin vermemiĢtir. Rüveyda'da gözlenen bu davranıĢ değiĢikliği aĢağıdakilerden hangisine örnektir? (KPSS 2005) CEVAP: Ceza 18-Öğrenmede cezanın rolüyle ilgili aĢağıdaki ifadelerden hangisi yanlıĢtır? (KPSS 2006) A) Ceza uygulamanın bir yolu, istenmedik davranıĢ sergileyen bir öğrenciyi sahip olduğu pekiĢtirici bir uyarıcıdan mahrum bırakmaktır. B) Ġstenmedik davranıĢı cezalandırılan bir öğrencinin bu davranıĢının gelecekte aynı koĢullarda tekrarlanma olasılığı azalır. C) Ceza uygulamanın bir yolu, istenmedik bir davranıĢ sergileyen öğrenciyi itici bir uyarıcıya maruz bırakmaktır. D) Ceza ne kadar Ģiddetli olursa cezalandırılan davranıĢ o kadar çabuk unutulur. E) Ceza, sadece hangi davranıĢın uygun olmadığını öğretir. 19- I-Bilgisayarda bir saat oyun oynamasına izin verilen Muratcan kardeĢiyle kavga ettiği için annesi tarafından oyun süresi yarım saate indirilmiĢtir. II-Dersin dönem ödevini çok iyi yaptığı için, öğretmeni Okan'ın bir sonraki sözlü sınavdan muaf olmasına karar vermiĢtir. Bu iki örneği açıklayan kavramlar aĢağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiĢtir? (KPSS 2006) CEVAP: II. tip ceza / Olumsuz pekiĢtirme 20-Bireyin, üyesi olduğu sosyal gruplar tarafından onaylanan davranıĢlarının tekrarlanma olasılığı artar. Buna göre, sosyal onay aĢağıdakilerden hangisinin iĢlevini yerine getirmektedir? (KPSS 2007) CEVAP: Olumlu pekiĢtireç 21-AĢağıdaki anne-baba davranıĢlarından hangisi II. Tip cezaya örnektir? (KPSS 2007) A) Ellerini iyi yıkamayan çocuğu tekrar yıkaması için banyoya geri göndermek B) Odasını toplamadığı için çocuğun bilgisayarda oyun oynama iznini kaldırmak C) Matematik dersinden zayıf aldığı için çocuğu özel kursa göndermek D)Ödevlerini yapmadığı için çocuğu öğretmenine Ģikâyet etmek E) KardeĢiyle tartıĢtığı için çocuğu azarlamak 22-Bir baba çocuğunun sürekli televizyon izlemesinden ve bu nedenle ödevlerini ihmal etmesinden yakınmaktadır. Edimsel koĢullanma ilkeleri dikkate alındığında, çocuğun bu davranıĢının ortadan kaldırılabilmesi için babaya aĢağıdakilerden hangisinin önerilmesi en uygun olur? (KPSS 2007) CEVAP: Televizyon izlemeyip ödev yaptığı zaman çocuğu uygun biçimde ödüllendirmesi 23-Edimsel koĢullama yoluyla öğrenme ilkelerinden yararlanarak çekingen bir öğrencisinin derslere katılmasını sağlamak isteyen bir öğretmenin izleyeceği en uygun yol aĢağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2008) CEVAP: Öğrencinin derste konuyla ilgili her konuĢma davranıĢını pekiĢtirmek 24-AĢırı kilolu bir genç, diyetisyeniyle bir anlaĢma yapmıĢtır. Bu anlaĢmaya göre belirli bir kaloriyi aĢmayacak biçimde yemek yediği her öğün için bir yıldız kazanacak altı yıldız topladığında ise bir güneĢ elde edecektir. Dört güneĢ topladığı zaman kendisine sevdiği bir sanatçının konseri için bilet verilecektir. Gencin belirli kaloride yemek diyetisyenin kullandığı teknik aĢağıdakilerden hangisine örnek olabilir? (KPSS 2008 CEVAP: Simgesel ödülle pekiĢtirme 25-BeĢ yaĢındaki Ata, evde sürekli olarak çalıĢan annesinin dikkatini çekmek için bilgisayarın ekranını boyalı kalemle karalamıĢtır. Bu duruma çok öfkelenen annesi de, bu davranıĢı bir daha yapmaması için Ata‘nın en sevdiği oyuncağını ortadan kaldırmıĢtır. Annenin bu durumda oyuncakları ortadan kaldırması aĢağıdakilerden hangisine örnek olabilir? (KPSS 2008) CEVAP: II. tip ceza 26-Yalçın yeni aldığı kırmızı beresiyle okula gelince, tüm dikkatleri üzerine toplamıĢtır. Birçok arkadaĢı, Yalçın‘a beresinin çok güzel olduğunu söylemiĢtir. Bu durumu izleyen Altan da, kendisine kırmızı bir bere almaya karar vermiĢtir. Altan‘ın kırmızı bere almaya karar vermesi aĢağıdakilerden hangisiyle en iyi açıklanabilir? (KPSS 2008) CEVAP: Dolaylı pekiĢtirme 27-―Her gün baklava, börek yense bıkılır.‖ atasözü öğrenmeyle ilgili aĢağıdaki süreçlerden hangisine bir örnek olabilir? (KPSS 2009) CEVAP: Sürekli olarak aynı pekiĢtirecin kullanılmasının, bir süre sonra bu pekiĢtirecin pekiĢtirme gücünün azalmasına yol açması 28-Öğrencilerine ödev yapma alıĢkanlığı kazandırmak amacıyla yaptıkları her ödeve bir yıldız veren ve toplam on yıldız kazananlara bir kitap hediye eden bir öğretmen, aĢağıdaki davranıĢ kontrol tekniklerinden hangisini kullanmaktadır? (KPSS 2009) CEVAP: Simgesel ödülle pekiĢtirme 29-Yalancı emziği bırakma zamanı gelen bir bebek emzik verilmediğinde ağlar. Anne bebeğinin ağlamasına dayanamaz emziği verir; bebek susar, anne rahatlar. Böylelikle emzik isteyince ağlama, emziğin verilmesi, bebeğin susması ve annenin rahatlaması Ģeklinde bir kısır döngü oluĢur ve bebeğe yalancı emziği bıraktırma çabası sonuçsuz kalır. Bu kısır döngünün devam etmesinin nedeni, aĢağıdakilerden hangisinde doğru olarak açıklanmaktadır? (KPSS 2009) CEVAP: Bebeğin ağlama davranıĢı olumlu, annenin emzik verme davranıĢı olumsuz pekiĢmektedir KAHRAMAN ÖZKUL SAYFA 36
3-PEKĠġTĠRME TARĠFELERĠ AĢağıdaki Tablo: 1-Basitten karmaĢığa doğru TARĠFELER 2-En çabuk sönenden en zor sönene doğru 3-En kolay kazanılandan en zor kazanılana doğru 4-Sönmeye karĢı en zayıf olandan en güçlü olana doğru -Her davranıĢ pekiĢtirilir -Yapılan her davranıĢın pekiĢtirilmesidir. Fakat sürekli pekiĢtirme belli bir süre Sürekli sonra organizmada ilgisizlik-alıĢma ya da sönme gibi süreçler oluĢur. PekiĢtirme - Özellikle yeni öğrenilen davranıĢların pekiĢtirilmesinde kullanılır. -Okuma yazma öğrenmekte olan çocuklara verilen pekiĢtirmeler - En basit pekiĢtirme tarifesidir. Bu tarife yeni, zor ve karmaĢık konuların öğretilmesinde Bunun kullanılır. Tepki öğrenildikten sonra sürekli pekiĢtirme bırakılıp, diğer pekiĢtirme tarifeleri dıĢındakiler uygulanmalıdır. PekiĢtireç sürekli verilirse, değerini kaybeder. Öğrenme olduktan sonra kısmidir diğerleri kullanılmalıdır. Sönmeye karĢı en az dirençli pekiĢtirme tarifesidir. DavranıĢ sabit süreler sonunda pekiĢtirilir ZAMANLI-HER… -Sabit aralıklı pekiĢtirmede belli bir zaman diliminde tekrarlanan pekiĢtirme söz konusudur. 10 dakika ara ile, saat baĢı, her ayın onbeĢi, yılda bir kez gibi… Sabit -Memur maaĢları, Evlilik yıl dönümleri Aralıklı -Bu tarife uygulandığında durumlarda canlılar, pekiĢtireç aldıktan sonra davranıĢı sergilemeyi durdurur, pekiĢtirme zamanı yaklaĢtıkça tekrar davranıĢı sergilerler. Sabit zaman - Bu pekiştirmede doğru davranış sayısı önemli değildir. Belirli bir sürenin geçmesi sonucunda organizma aralıklı pekiştireç alır. ÖR: Hayvan her iki dakika sonunda pekiştirilir. Bu iki dakika içerisinde doğru davranışı ne kadar gösterirse göstersin pekiştireç süre sonunda verilir. Bu şekilde tepki, zaman aralığının bitimine doğru hızlanırken zaman aralığının başında yavaştır. ÖR: Belli bir sürede tamamlanacak işler (tez), dönem ödevleri, maaş, teneffüs sabit aralıklı pekiştirmeye örnektir. ● Sabit oranlı pekiştirmede olduğu gibi pekiştirme yapıldıktan sonraki zamanda, organizma yavaş hareket eder. Belirli sayıda tekrar edilen davranıĢ pekiĢtirilir SABĠT TEPKĠ SAYILI-HER… Sabit sayıda tepkiye karĢılık pekiĢtirme iĢlevinin gerçekleĢtirilmesidir. -Bir derste her üç doğru cevapta çocuğa 5 verilmesi. Sabit -Konfeksiyon iĢçisinin her beĢ parça için 1 lira alması, her 100 liralık akaryakıt için 5 liralık bonus kazanılması… Oranlı - Organizmanın belli bir sayıdaki davranışı pekiştirilir. Ör: Hayvanın her 10 doğrudan sonra Sabit oran yiyecek alması, 5 doğru cevaba artı vermek, 10 gömlek diken işçiye belli bir ücret vermek. aralıklı ● Sabit oranlı pekiştirmede zaman önemli değil, doğru davranışın sayısı önemlidir. ● Organizma pekiştirildikten sonra hemen pekiştirilmeyeceğini bildiği için durgunluk içine girer. DavranıĢ farklı süre aralıkları sonunda pekiĢtirilir. ZAMANLI PekiĢtirme zamanı belli değildir. Canlı davranıĢı sergiledikten sonra her an pekiĢtireç DeğiĢken verilebilir. Aralıklı -Farklı zamanlarda eĢini yemeğe götürmek -ĠĢini düzgün yapan bir iĢçiye ayın farklı günlerinde erken paydos izni vermek… DeğiĢken - Bu pekiştirmede zaman sabit değildir. Pekiştirecin ne zaman geleceğini birey bilmez. Bu zaman aralıklı nedenle davranış uzun süre devam eder. ● Sabit aralıklıya göre tepkiyi arttırır ancak değişken oranlı pekiştirmeden daha az etkilidir. ÖR: Bazen haftada bir bazen iki kez sınav yapmak (Öğrenci sınava her zaman hazırdır) ● Sabit aralıklı pekiştirmeden sonra görülen tepkisizlik görülmez. DavranıĢ farklı sayıdaki tekrarlar sonunda pekiĢtirilir. SABĠT OLMAYAN TEPKĠ SAYILI Farklı sayıda tepkiye karĢılık pekiĢtirme iĢlevinin gerçekleĢtirilmesidir. DeğiĢken - Ġlk üç davranıĢtan sonra bir pekiĢtirme, sonraki 5 davranıĢtan sonra pekiĢtirme, sonraki Oranlı 2 davranıĢtan sonra pekiĢtirme… -Kumar makineleri-piyango DeğiĢken oran - Kaç doğru davranışa pekiştireç verileceği belli değildir. Değişen sayıdaki davranışlar pekiştirilir. aralıklı Bu tarifede organizma, kaç doğru davranıştan sonra pekiştireç geleceğini bilmediği için sürekli olarak etkin olmaktadır. ● Sönmeye karşı en dirençli pekiştirme türüdür. ● En etkili pekiştirme tarifesidir. SAYFA 37
PEKĠġTĠRME TARĠFELERĠNE EKLER: 1-Sürekli pekiĢtirme yeni bir Ģey öğretirken- ilköğretim birinci kademe-okul öncesi ve engelli çocukların eğitiminde tercih edilen bir tarifedir. 2-Sabit aralıklı pekiĢtirmede zaman aralıklarının eĢit zamanlarda olması Ģartı yoktur. Örnek: Öğretmenin öğrencilerine sınav tarihlerini söylemesi 1 Kasım-5 Ocak-25 Ocak Burada araklıklar eĢit değil fakat öğrenciler sınavların hangi tarihlerde yapılacaklarını bilmektedirler. Organizma davranıĢın ne zaman pekiĢtirileceğini bilir. 3-Sabit oranlı pekiĢtirmede organizma kaçıncı davranıĢın pekiĢtirileceğini bilir. 4-DeğiĢken oranlıda pekiĢtirmeyi uygulayan kiĢi belli bir kurala göre uyguluyor ve organizma bunu fark ediyorsa ona göre davranıyorsa sabit oranlı olur. Organizmanın kuralı çakmaması gerekir. 5-TABLOYU ĠNCELEYĠNĠZ PekiĢtireç Neden Sonra VerilmiĢ? DavranıĢın Ardından Aradan Geçen Zamanın Ardından PekiĢtirme Her Doğru DavranıĢtan Organizma pekiĢtirmenin yapılacağı Sonra mı YapılmıĢ? zamanı biliyor mu? EVET HAYIR EVET HAYIR SÜREKLĠ TARĠFE Organizma Kaçıncı SABĠT DEĞĠġKEN davranıĢtan sonra ARALIKLI TARĠFE ARALIKLI TARĠFE EVET pekiĢtirecin geleceğini SABĠT ORANLI TARĠFE biliyor mu? V HAYIR DEĞĠġKEN ORANLI TARĠFE PEKĠġTĠRME TARĠFELERĠ KPSS SORULARI 1- Öğretmen, doğru çözdükleri her sekiz problem için öğrencilerine bir puan vermektedir. Bu öğretmenin kullandığı pekiĢtirme tarifesi aĢağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2002) CEVAP: Sabit oranlı 2- Bir öğretmen öğrencilerin derse devamlı çalıĢmalarını sağlamak için önceden tahmin edilemeyen değiĢik ders saatlerinde küçük sınavlar yapmaktadır. Böylece öğrencilerinin daha iyi öğrenmesini sağlamaya çalıĢmaktadır. Bu davranıĢı, aĢağıdaki pekiĢtirme tarifelerinden hangisiyle açıklanabilir? (KPSS 2003) CEVAP: DeğiĢken aralıklı 3- Bir anne oğlu dıĢarıdan gelip elini her yıkayıĢında onun bu davranıĢını çeĢitli Ģekillerde pekiĢtirmiĢ ve bir süre sonra çocuk dıĢarıdan geldiğinde kendiliğinden elini yıkamaya baĢlamıĢtır. Anne, oğlunun el yıkama davranıĢını aĢağıdaki pekiĢtirme tarifelerinden hangisine göre pekiĢtirmeye devam ederse, davranıĢın sönmeye karĢı dirençli olma olasılığı daha yüksek olacaktır? (KPSS 2004) CEVAP: DeğiĢken oranlı 4- Her sabah uyandığında kapısının önüne bırakılmıĢ olan gazetesini alan bir kiĢinin kapısının önüne her sabah bakma davranıĢı, aĢağıdaki pekiĢtirme tarifelerinden hangisine bir örnek olarak gösterilebilir? (KPSS 2004) CEVAP: Sabit aralıklı 5-Bir annenin odalarını temizleme görevi verdiği çocuklarının odalarını bazen iki, bazen üç, bazen de bir hafta arayla kontrol edip tebrik etmesi hangi pekiĢtirme tarifesine örnektir? (2006 KPSS) CEVAP: DeğiĢken aralıklı 6- Bir öğretmen her yapılan ödevi bir ödülle pekiĢtirmek yerine bazen iki, bazen üç ödevi ödüllendirmektedir. Bu öğretmen aĢağıdaki pekiĢtirme tarifelerinden hangisini kullanmaktadır? (KPSS 2006) CEVAP: DeğiĢken oranlı 7- Bir öğretmen, bir eğitim dönemi içinde bazen iki hafta, bazen de bir hafta arayla kısa sınav yaparak öğrencilerinin öğrenme çabalarında süreklilik sağlamaya çalıĢmaktadır. Öğretmenin bu uygulamasının, pekiĢtirme tarifelerindeki karĢılığı aĢağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2007) CEVAP: DeğiĢken aralıklı 8- Dersi soru cevap yöntemiyle iĢleyen bir öğretmen, sorulara doğru cevap veren öğrencilerine bazen beĢ soruda, bazen de üç soruda bir puan vermektedir. Öğretmenin kullandığı pekiĢtirme tarifesi aĢağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2008) CEVAP: DeğiĢken oranlı 9-Bir baba çocuğunun baĢlangıçta her çözdüğü 10 test için bir bilgisayar oyunu oynamasına izin verir. Daha sonra aynı pekiĢtireci elde edebilmesi için çözmesi gereken test sayısını her pekiĢtirme sonrası sabit bir miktar artırır. AĢağıdakilerden hangisine uygun pekiĢtirme tarifesi vardır? KPSS 2010 CEVAP: Artan oranlı SAYFA 38
CEZANIN OLUMSUZ SONUÇLARI Cezanın Uygulanması ile Ġlgili Genel Ġlkeler CEZAYA ALTERNATĠF DURUMLAR 1- CEZANIN OLUMSUZ SONUÇLARI 1-Ceza, istenmedik davranıĢların bastırılmasında etkili olabilir. Ancak davranıĢ değiĢikliğine neden olmaz. Diğer bir deyiĢle istenmedik bir davranıĢı istendik yönde değiĢtirmez. Cezanın diğer bir olumsuz yönü ise saldırgan davranıĢlara neden olmasıdır 2-Organizmaya istemediği bir uyarıcının verilmesi veya istediği bir uyarıcının verilmemesidir. Diğer bir ifadeyle, organizmaya olumsuz pekiĢtireçlerin verilmesi ya da olumlu pekiĢtireçlerin verilememesidir. 3-Ceza yapılmaması istenen davranıĢı yok etmez, baskı altına alır. (Eğer yok etseydi hapse giren hırsız, çıkınca hırsızlık yapmazdı) 4- Skinner ve Thorndike, ―cezalandırılan davranıĢ, cezanın etkisi ortadan kalkınca tekrar ortaya çıkar‖ demiĢtir. 5- Skiner‘e göre ceza ilk aĢamada etkili görülebilir ancak, ceza kalktığı zaman cezalandırılan davranıĢ eski haline döner. 6- Cezalandırılan bireyde korku meydana gelir ve bu korku çevrede bulunan diğer uyarıcılara da genellenir. 7-Ceza, organizmaya ne yapmamasını göstermekle birlikte, ne yapması gerektiğini göstermez. (Doğru davranıĢı pekiĢtirmez. Para çalan çocuğu döversin ama bu dayak ona doğru davranıĢı göstermez) 8- Verilen ceza, istenmeyen baĢka bir davranıĢa sebep olur. ÖRNEK: Öğrencinin harçlığını kesmek, arkadaĢının parasını çalmasına sebep olabilir. 9- Bir davranıĢı yapmamayı değil, yaptıktan sonra yakalanmamayı öğretir 10-cezalandırılan davranıĢı –alıĢkanlığı- yok etmeyip sadece baskı altına almaktadır. Cezalandırılan davranıĢ cezanın etkisi yok olunca tekrar ortaya çıkmaktadır. Cezanın bu kadar yaygın olarak kullanılmasının sebebi ise cezanın etkisini hemen göstermesidir. Oysa uzun dönemde ceza etkisizdir. 11-Ceza; istenmedik davranıĢların bastırılmasında etkili olur. Ancak davranıĢı değiĢtirmede etkisizdir. Ayrıca cezalandırılan kiĢide, korku, nefret gibi duygusal tepkiler meydana getirir ve bu tepkiler ortamda bulunan öğretmen, okul, sınıf vb. diğer uyarıcılara da genellenir. Ayrıca ceza saldırgan davranıĢlara neden olabilmektedir. 2-Cezanın Uygulanması ile Ġlgili Genel Ġlkeler ● Ceza geciktirilmeden verilmelidir. ● Hatalı davranıĢların ne tür cezayı gerektirdiği önceden belirlenmelidir. ● Ġstenmeyen davranıĢ gösterilmeden ceza verilmemelidir. ● Ceza, korkutma amacıyla kullanılmamalıdır. ● Bireyin kiĢiliğine olumsuz etkide bulunacak türde olmamalıdır. ● Ceza yanlıĢ olan davranıĢa verilmeli, kiĢiliği hedeflememelidir. ● Ders çalıĢma gibi istenilen özellikler ceza olarak verilmemelidir. Cezada tutarlılık,objektiflik önemlidir.Cezalar net ifade edilmelidir.Ayrıca hangi davranıĢın karĢılığında hangi cezanın verileceği önceden bildirilmelidir. 3- CEZAYA ALTERNATĠF DURUMLAR Cezaya alternatif olarak gösterilen en etkili yöntem sönmesini beklemektir. - Ġstenmeyen davranıĢ görmezden gelinerek gerçekleĢtirilir. Görmezden gelmede, olumsuz davranıĢ bir süre için sıklaĢır ve tekrarlanır fakat daha sonra ortadan kalkma eğilimi gösterir. Görmezden ÖRNEK: Gelme Yaramazlık yapan çocuğu görmezden gelme. Yaptığı olumsuz davranıĢları ön plana çıkarmak Ġlgilenmeme KarĢılık yerine olumlu davranıĢlara odaklanmak için bu teknikten yararlanılır. Görmezden gelme özellikle vermeme dikkat çekmeye yönelik davranıĢlarda çok etkili olabilir. Çocuk olumsuz davranıĢın tepkiye neden Umursamama olmadığını gördükçe bu davranıĢı yapmaktan vazgeçebilir. Çocukla fiziksel olarak ilgilenmek zorunda kalınsa bile göz kontağı kurmamaya, konuĢmamaya dikkat edilmelidir. Bazı durumlarda görmezden gelmek olanaksız olabilir. -Öğretmen sınıfta söz almadan sorulan soruların yanıtını veren öğrenciyi umursamayarak öğrenciyi bu davranıĢtan vazgeçirebilir SAYFA 39
Ara Verme -Mola uygulamasında çocuk, istenmeyen davranıĢı yaptıktan hemen sonra yaklaĢık 5 Time Out) dakika gibi kısa bir süreliğine, bulunduğu ortamdan çıkartılarak yalnız bırakılır. Çocuğa neden dıĢarı çıkarıldığı söylenir ama baĢka bir açıklama yapılmaz. Bıktırma -Burada amaç çocuğun bir süreliğine yalnız kalarak yaptığı Yorma davranıĢı sorgulamasını sağlamaktır. Usandırma -KPSS-Ġstenmeyen davranıĢ karĢısında cezanın kullanılması yerine öğretmene önerilen Ortamı teknik aĢağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2005) CEVAP: ARA VERME (TĠME OUT) DeğiĢtirme Bu sorunun seçeneklerinde karĢıt koĢullama ve olumsuz pekiĢtirme de vardır. Bazı kaynaklarda cezaya alternatif yöntem olarak verilmiĢlerdir. Sabırla Bekleme -KPSS- Tüm uyarılara rağmen sofrada sürekli olarak konuĢmaya, herkesin sözünü kesmeye ve küçük kardeĢine sataĢmaya devam eder. Bunun üzerine annesi Ali'yi, ilgisini çekebilecek hiçbir nesnenin bulunmadığı bir odaya göndererek 10 dakika süreyle orada kalmasını söyler. Ali'nin annesi aĢağıdaki davranıĢ kontrol ve değiĢtirme tekniklerinden hangisini kullanmaktadır? (KPSS 2006)-CEVAP: ARA VERME - Ġstenmeyen davranıĢın bıkıncaya kadar yaptırılması (Guthrie‘nin bıktırma yöntemi) ÖRNEK: Çocuğunun kilo sorunu nedeni ile hamburger yemesini engellemeye çalıĢan bir babanın çocuğuna bıkıncaya kadar hamburger yedirmesi. -Kibrit yaktırma örneği -Ġstenmeyen davranıĢa neden olan ortamı değiĢtirmektir. ÖRNEKLER: -Çocuk sıkıldığı için sınıfta disiplin sorunu çıkarıyorsa, sıkılmasını önleyecek bir öğretim hizmeti sunulmalıdır. – Salonda kırılmasını istemediğiniz bir vazo varsa, vazoyu kaldırırız. – Kopyayı engellemek için öğrencileri aralıklı oturtmak. -Özellikle ergenlik dönemlerinde çocuklar asi ve huysuz olurlar bu dönemlerin özellikleri olarak bu davranıĢları değiĢtirmek yerine sabırla bu dönemlerin geçmesini beklemek gereklidir. -Eğer istenmeyen davranıĢ çocuğun geliĢim döneminin bir özelliği ise, çocuğun bu dönemi atlatmasını sabırla bekleyiniz.-SKĠNNER SONUÇ OLARAK Cezaya alternatif uygulamalar: 1. Ġstenmeyen davranıĢa neden olan ortamı değiĢtirmek, 2. Ġstenmeyen davranıĢı bıktırıncaya kadar yaptırmak, 3. Eğer istenmeyen davranıĢ çocuğun geliĢim döneminin bir özelliği ise, bu dönemi atlatmasını sabırla beklemek, 4. Ġstenmeyen davranıĢı görmezlikten gelip, istenen davranıĢ görüldüğünde hemen pekiĢtirmek, 5. Sönme meydana getirmek. DĠKKAT: AĢağıdakilerden hangisi cezaya alternatif olarak kullanılması önerilen davranıĢ kontrol tekniğidir? 2005 KPSS A - KarĢıt koĢullanma B - DavranıĢı Ģekillendirme C - Olumsuz pekiĢtirme D - Olumsuz aktarma E - Ara verme ( Time Out ) SAYFA 40
GENEL TEKRAR SORULARI A-DOĞRU-YANLIġ 1-PekiĢtirme tarifelerinin kullanılmasındaki temel amaç, ilgili davranıĢlar için pekiĢtireçlerin etkisini azaltarak davranıĢları pekiĢtireçlerden bağımsız hale getirmektir_________________ 2-Operant Ģartlanmada davranıĢın devamlılığı davranıĢtan elde edilen doyuma bağlıdır.____________ 3-Cezada ortamdaki istendik uyarıcıdan mahrumiyet olabilirken olumsuz pekiĢtirmede ortama istenen bir uyarıcı eklenebilir.________________ 4-Olumsuz pekiĢtirmede ortama istenen uyarıcı eklenebilirken II. tip cezada ortamdan istenilmeyen bir uyarıcı çıkarılır.________________ 5-Transfer olumlu olduğunda öğrenmeye katkıda bulunurken, olumsuz olduğunda öğrenmeyi güçleĢtirir. Buna karĢılık ket vurma ise, ister ileriye olsun ister geriye olsun iki durumda da hatırlama üzerinde yapıcı etkiye sahiptir.______________________ 6-Kavram haritaları: Öğrencilerin bir konuya yönelik tutum ve becerilerini ortaya çıkarmada, öğrencilere öğretilecek yeni bir ünitenin kapsamını tanıtmada, öğrencilerin konuya hazır bulunuĢluk düzeylerini tespit etmede, öğrencilerin kavram yanılgılarını belirlemede,öğrencilerin bilgiyi nasıl yapılandırdıklarını ortaya çıkarmada ,tüm bunların hepsinde etkin bir Ģekilde kullanılabilir.____________________ 7-AraĢtırma sonuçlarına göre, genel uyarılmıĢlık düzeyi ile öğrenme hızı arasında çan eğrisi biçiminde bir iliĢki bulunmaktadır. Bu iliĢkinin anlamı Genel uyarılmıĢlık düzeyinin artması, öğrenme hızını bir noktaya kadar olumsuz, bir noktadan sonra sürekli olumlu etkilemektedir. 8-Sigara içen birinin, içmeyen birine göre kibriti daha kolay yakması, bir yabancı dili öğrenmede güçlük çeken birinin bir baĢka yabancı dili öğrenirken de aynı ölçüde güçlük çekmesi örneklerinin en az birinde öğrenmenin aktarılması söz konusudur__________________ B-BOġLUK DOLDURMA 1-________________ortama eklendiğinde istenen davranıĢın yapılma sıklığını artırabilir, bu duruma ______________________denir.________________________________ortamdan çekildiğinde ise istenmeyen davranıĢın yapılma sıklığında artıĢ görülebilir, bu duruma ise _______________________denir 2-Burak öğretmen, öğrencilerine her doğru yanıtları için birer boncuk vermekte ve topladıkları her 10 boncuk için üzerinde gülen adam resmi olan kartlardan dağıtmaktadır. Öğrencilerin yılsonunda düzenlenecek olan geziye katılabilmeleri için bu kartlardan en az 2 tane biriktirmeleri gerekmektedir. Burak öğretmen _____________________gerçekleĢtirmiĢtir. VermiĢ olduğu boncuklar ____________gülen adam resmi______________,gezi ____________________________pekiĢtireçtir. 3-Önce nötr uyarıcı verilerek sonlandırılır, birkaç saniye sonra koĢulsuz uyarıcı verilir, bu duruma_______________________denir. Önce nötr uyarıcı verilir ve nötr uyarıcı kesilmeden koĢulsuz uyarıcı verilir. Organizma tepkiyi gösterince nötr uyarıcı bitirilir, bu duruma ______________________denir. Nötr ve koĢulsuz uyarıcı birlikte verilir, tepki gösterilence nötr uyarıcı kesilir, bu duruma ise _________denir. 4-Okulda zorba öğrenciden korkan bir çocuğun, zorba öğrencinin yanındaki arkadaĢlarından da korkması gibi ______________________koĢullanmadır. 5-Son öğrenilen madde ya da yaĢantılar en iyi hatırlanır. Eğer uzun bir kelime listesi ile karĢılaĢırsanız, listenin orta sıralarında bulunanlardan çok, listenin sonunda bulunan kelimeleri en iyi hatırlarsınız. Buna ___________denir. Listenin baĢında yer alan kelimeleri de listenin ortasında bulunanlara göre daha kolay hatırlamanız mümkündür. Buna da _______________ denir. 6-ÇalıĢma ortamınızı düzenlerken ıĢık ve ısının uygun olmasına, bir masa ve sandalyede çalıĢılmasına özen gösteriniz. Lise öğrencilerine yönelik böyle bir önerinin temel dayanağı Öğrenme için öncelikle genel bir __________________________ durumunun gerekli olması SAYFA 41
7-Bankadaki parasını alıĢtığından farklı bir tipteki ATM makinesinden çekmek zorunda kalan bir birey, bu makineyi kullanırken yanlıĢ tuĢlara basmıĢ ve kartını makineye kaptırmıĢtır. Bu durum _______________________bir örnektir. 8-Bir öğrencinin sürekli olarak bir yıl önceki müsamerede okuduğu Ģiiri hatırlaması nedeniyle bu yıl ki müsamerede okuyacağı Ģiiri öğrenmekte güçlük çekmesi_________________________________dir 9-Bir papağana bazı kelimeleri söylemeyi öğretebilirsiniz; ancak ne kadar çabalarsanız çabalayın bir serçeye bir kelime bile öğretmeniz mümkün değildir. Öğrenme açısından papağanla serçe arasında görülen bu fark,__________________________________________açıklanabilir 10-Bir köpeğin eve ilk kez gelen bir misafiri görünce huysuzlanması______________________bir davranıĢtır, limon görünce ağzın sulanması da _____________________________________davranıĢtır. 11-PekiĢtireçler a-Yiyecek içecek maddeleri, uyku cinsellik_____________________________ b- Gülümseme övme kucaklama baĢını okĢama aferin tebrik______________________ c-Sokağa çıkma bilgisayarda oyun oynama, tatile sinemaya götürme, gitar çalma______________ d-Para marka jeton kart yıldız______________________ e-Oyuncak araba kalem _________________________ f-Tokat azarlamak sıfır puan elektrik Ģoku__________________________ g-Tokat saç ve kulak çekme ateĢ elektrik Ģoku radyasyon yüksek tonda ses_________________ h-Azar hakaret düĢük puan kötü söz küfür________________________ 12-Bu yaklaĢımın dayandığı anlayıĢ; \"objektif olmayan, kanıtlanamayan, somut olarak ölçülüp değerlendirilemeyen hiçbir yaklaĢımın değeri yoktur.\" Zihin, gözlenen davranıĢlarla kanıtlanamayacağına göre ________________________________________temelde insan davranıĢlarını açıklayan ilkelere odaklanmıĢlardır. Bu sebeple içsel yaĢantıları tümden reddederler 13-Klasik koĢullanmada ilginç bir Ģartlanma tipidir. Örneğin; köpeğin ayağı bir sinyal sesinden sonra deneyci tarafından bükülmektedir ve hemen bunun ardından da köpeğin karnı doyurulmaktadır. Bu Ģekilde devam eden tekrarlardan sonra, sinyal sesinin ardından köpeğin kendiliğinden ayağını büktüğü görülmektedir. Buna sinyal öğrenme de denir.____________________________________ 14-Gürültüde ders çalıĢan bir çocuk giderek gürültüye alıĢır ve etkilenmeden dersine çalıĢmaya devam eder_______________. Çok sevdiği bisiklete kavuĢan bir çocuk bisiklet sürekli yanında olduğu için artık ona karĢı bir heyecan davranıĢı göstermez _____________________./_______________ daha çok fiziksel,____________ ise duygusaldır. 15-Nötr olan ve genelleĢtirilme özelliği bulunmayan iki uyarıcının önce birlikte uygulanması, sonra da birisinin koĢulsuz uyarıcı ile birleĢtirilmesi sonucu her iki nötr uyarıcının da tepki yaratma gücü kazanmasıdır___________________________ 16-Ali bir kafeteryada Ahmet ile tanıĢır. Bir gün Ahmet‘le yolda yürürken bir arabanın çarpması sonucu Ali yaralanır ve bu olaydan sonra büyük bir korku yaĢar. Daha sonra Ali, Ahmet‘le tanıĢtığı kafeteryaya gittiğinde yanında Ahmet olmadığı halde aynı korkuyu yaĢadığını hisseder. Bu durum bir _______________________________dır. 17-Bir koĢulsuz uyarıcının güvenilir bir yordayıcısı olarak bir koĢullu uyarıcı öğrenilirse, örneğin güvercin ıĢık yandıktan sonra elektrik Ģoku geldiğini öğrenirse, Ģokun hemen baĢında verilen ve Ģokun geldiğini gösteren baĢka bir koĢullu uyarıcıyı öğrenmeyecektir. Buna _______________________denir 18-Çocuğa iğne yaparak onun canını acıtan hemĢire çocuktan özür diler ve ona bir çikolata verirse bu da bir __________________________./ Hastanede yatan bir hastaya gönderilecek olan çiçek _______________________ etkisi yaratabilir. Hastane bireyde olumsuz duyguya yol açacaktır. Çiçek ise, bu olumsuzluğu giderebilecek hoĢ bir etkiye sahiptir SAYFA 42
YANAġMA OPERANT ġARTLANMA KAVRAMLARI YAKLAġMA **Organizmanın istediği bir etkinliğe yönelmesidir. KAÇMA **AYIRT ETME VE OLUMLU PEKĠġTĠRME ÖNEMLĠDĠR. Ve ÖRNEK: KAÇINMA **Derse katıldığı için öğretmeni tarafından ödüllendirilen öğrencinin o öğretmenin dersinde sürekli derse katılmak istemesi **Farenin iki maniveladan birine bastığında elektrik şokuyla, diğerine bastığında yiyecek alacağını bilerek yiyecek düğmesine basıp yiyecek alması yaklaşmadır. **Kaçma ve kaçınma birbirleriyle iliĢkili ancak farklı kavramlardır. ** Kaçma, bireyin bir nesneyi ya da herhangi bir fiziki, psikolojik, sosyal durumu tehdit olarak algılayarak o durumdan korunmak amacıyla yaptığı davranıĢtır. Organizmanın istemediği uyarıcıya maruz kaldığında ondan kurtulmak için giriĢimlerde bulunmasıdır. Kaçma durumunda bir itici uyarıcı ortama girdiğinde yapılan davranım o uyarıcının sona ermesini sağlar. **Kaçınmada ise daha önce kaçma davranıĢıyla ilgili bir yaĢantı söz konusudur. Tehdit olarak algılanan uyaran yoktur ancak ortaya çıkma ihtimali vardır. Organizmanın istemediği bir uyarıcıya maruz kalmamak için uyarıcının ortaya çıkmasını engelleyecek davranıĢlarda bulunmasıdır. ---BaĢka bir deyiĢle kaçma durum ortaya çıktıktan sonra, kaçınma ise durum ortaya çıkmadan önce uzaklaĢmadır. Yani kaçınma ise; Ġtici uyarıcının baĢlamasını engeller ya da geciktirir. Uyarıcının kötü olduğu öğrenilmiĢtir. Artık organizma o kötü uyarıcıya maruz kalmamak için o uyarıcı ile karĢılaĢmak istemez ve o uyarıcıya karĢı tedbir alır. ÖRNEKLER: **Çok sıcak bir havada gezen bir kiĢinin geziyi bırakıp eve gitmesi bir kaçmadır. Bu durum olumsuzluğu ortadan kaldırmıĢtır. ** Havanın sıcak olduğunu bilip, dıĢarıya çıkmamak bir kaçınma durumudur. **Bir çocuğun sobaya dokunur dokunmaz elini çekmesi kaçma, bir daha sobaya yaklaĢmaması da kaçınma davranıĢı olarak adlandırılır KPSS-2007 Anaokulu öğrencisi Çiçek bir sabah uyandığında okula gitmek istemediğini söylemiĢ ve ağlamaya baĢlamıĢtır. Böyle bir durumla ilk kez karĢılaĢan anne ve baba okula giderek Çiçek‘in öğretmeniyle görüĢtüklerinde, bir gün önce öğretmeninin Çiçek‘i azarladığını öğrenmiĢlerdir. Çiçek‘in okula gitmek istememesi, aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? CEVAP: Kaçınma DavranıĢı Burada Çiçek öğretmeni tarafından azarlandığı için I.tip cezaya maruz kalmaktadır. Ve Çiçek Okulu öğretmenle eĢleĢtirek bu durumun doğal sonucu olarak okula gitmek istememektedir. KPSS-2006 Kaçınma davranıĢının kazanılmasında edimsel koĢullanmayla ilgili, Kademeli yaklaĢma-Ayırt etme-Olumsuz pekiĢtirme-Sönme CEVAP: Ayırt etme-Olumsuz pekiĢtirme ÖRNEK: Yağmur yağarken daha az ıslanmak için eve koşarak ya da eve gitmek KAÇMA iken bulutlara bakıp yağmur yağacağını anladığı için eve koşarak giden kişinin davranışı ise KAÇINMADIR. ** Batıl davranıĢların birçoğu edimsel koĢullama ilkelerine göre meydana gelir. BATIL Organizma, tesadüfen bir davranıĢı yaptığı sırada, o davranıĢla iliĢkili olmamasına DAVRANIġ rağmen, olumlu bir pekiĢtireç alırsa, zaman içersinde aldığı bu pekiĢtireci davranıĢla BATIL ĠNANÇ iliĢkilendirir ve o davranıĢı yapma eğilimi gösterir. **Edimsel koĢullanmada pekiĢtirme gösterilen tepkiye bağlı olarak yapılır. **Batıl davranıĢlar, davranıĢ ve çevresel olay arasında izlerlik iliĢkisinin bir sonucudur ve davranıĢın tesadüfen pekiĢtirilmesi sonucu ortaya çıkar. ÖRNEKLER: ** Hayvan pekiĢtirilen davranıĢı yapma eğiliminde olur. Fare tesadüfen baĢını kaĢıdığında yiyecek verilirse ve bu durum tekrar edilirse, arasında hiçbir iliĢki olmamasına rağmen yiyecek elde etmek için baĢını kaĢıma davranıĢı tekrar eder. SAYFA 43
BATIL Tesadüfen yan yana gelen iki olay gerçekle iliĢkisi olmayan batıl davranıĢların meydana DAVRANIġ gelmesine sebep olur. BATIL ĠNANÇ ** Sol ayakla gider ve iĢi ters giderse gelecek sefer sağ ayakla gider. – uğurlu gün – uğurlu sayı – solundan kalkma – merdiven altından geçmeme GĠBĠ BATIL ĠNANÇLAR PREMARCK BU DAVRANIġLARA SEBEP OLUR. ĠLKESĠ KPSS 2003-ArkadaĢından aldığı kalemle girdiği bir sınavda çok baĢarılı olan bir öğrenci, daha BÜYÜK ANNE sonra girdiği sınavlarda aynı kalemi kullanmıĢtır. Öğrencinin daha sonraki sınavlarda aynı kalemi KURALI kullanması aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? CEVAP: Batıl davranıĢ KPSS 2006-Bir iĢ adamı, iĢ görüĢmesi yapacağı kiĢileri etkilemek için görüĢmeye yeni aldığı Ģık bir takım elbiseyi giyerek gitmiĢ, ancak görüĢme baĢarısızlıkla sonuçlanmıĢtır. Bu olaydan sonra bu iĢ adamı iĢ görüĢmelerine giderken yeni bir Ģey giymemeye özellikle dikkat etmeye baĢlamıĢtır. Edimsel koĢullama yaklaĢımında bu tür davranıĢ ne olarak nitelendirilir? CEVAP: Batıl KPSS 2007-Ebru otobüsle okula giderken yaĢlı bir hanıma yer verir ve o gün okuldaki zor bir sınavı çok iyi geçer. O günden sonra Ebru ne zaman önemli bir sınavı olsa otobüste büyüklerine yer vermeye özen gösterir. Ebru‘nun bu davranıĢı aĢağıdakilerden hangisine örnektir? CEVAP: Batıl davranıĢ KPSS 2008-Bir futbolcunun gol attığı bir maçta taktığı kolyeyi, daha sonraki maçlarda da mutlaka takması ve kolyeyi takmadan maça çıkmak istememesi aĢağıdaki kavramlardan hangisiyle en iyi açıklanabilir? CEVAP: Batıl davranıĢ ** Büyük Annenin Kuralları-DavranıĢçı psikolog David Premack tarafından geliĢtirilen bir ilkedir. Ancak bu ilke aileler tarafından çok eski zamanlardan beri kullanıldığı için 'büyükannenin kuralı' olarak da bilinmektedir. **Bu ilkeye göre çok sık görülen (tercih edilen-ĠSTENĠLEN) davranıĢ pekiĢtireç olarak kullanılarak, az gösterilen (tercih edilmeyen-ĠSTENĠLMEYEN) davranıĢ tipĠ ortaya çıkarılmaya çalıĢılır. ** Bu ilke kullanılırken az gösterilen davranıĢtan baĢlanılır. ÖRNEKLER: ** Sebze yemeğini sevmeyen, ancak tatlıyı çok seven bir çocuğa, sebze yedirmek için \"Sebze yemeğini bitirdikten sonra, tatlı yiyebilirsin\" denebilir. **Okulda öğretmen, yazı yazmada isteksiz olan, ancak oyun oynamaktan zevk alan çocuklara 'Yazı yazarsanız, teneffüse çıkabilirsiniz\" diyerek onların yazı azı yazmalarını sağlayabilir ** Oyuncaklarını toplarsan top oynayabilirsin. – Yemeğini yersen bilgisayarda oynayabilirsin. ** Annenin, çocuğuna; matematik dersini yaptıktan da sonra çikolata yiyebileceğini söylemesi ** Eğer yemeğini bitirirsen çikolata yiyebilirsin UYARI: Premack ilkesini kullanırken öğrencinin hangi davranıĢları çok sık, hangilerini daha az gösterdiğinin belirlenmesi ve daima az görülen davranıĢın ilk önce yaptırılması gerekir. Örneğin öğrenciye \"Teneffüsten döndükten sonra ödevini tamamla\" dediğimiz zaman, öğrenci ödülünü önceden aldığı için davranıĢı göstermeyebilir. KPSS 2004-Bir anne, bisiklete binmek isteyen çocuğuna odasını düzeltirse bisiklete binebileceğini söyler. Annenin kullandığı davranıĢ kontrol tekniği aĢağıdakilerden hangisidir? CEVAP: Premack ilkesi KPSS 2004-Öğrencilerinin fizik güçlerini artırıcı idman yapmayı sevmediklerini, buna karĢılık antrenmanı kendi aralarında maç yaparak geçirmekten çok hoĢlandıklarını fark eden bir beden eğitimi dersi öğretmeni, onlara fizik gücü artırıcı idmanı gereken biçimde yaptıkları günlerde kendi aralarında maç yapmalarına izin vereceğini, bunu yapmadıkları günlerde ise izin vermeyeceğini açıklar. Öğretme ilkeleri çerçevesinden bakıldığında, öğretmenin temel amacı aĢağıdakilerden hangisi olabilir? CEVAP: Yapılma olasılığı yüksek olan davranıĢları, yapılma olasılığı düĢük olan davranıĢları kazandırmak için kullanmak. BURADA DA PREMARCK KULLANILMIġTIR. SAYFA 44
KOġULLU KPSS 2006-Ders dinlemek yerine oyun oynamak isteyen öğrencilerine sessiz bir biçimde ders ANLAġMA dinleme alıĢkanlığı kazandırmayı amaçlayan bir ilköğretim 1. sınıf öğretmeninin Premack ilkesinden yararlanarak izleyeceği yol aĢağıdakilerden hangisidir? CEVAP: Öğrencilerine sessizce dersi dinledikleri takdirde oyun oynamalarına izin vereceğini söylemek. KPSS 2007-AĢağıdakilerden hangisi Premack ilkesinin uygulanmasına örnektir? CEVAP: Çocuğun pek hoĢlanmadığı sebze yemeğini bitirdikten sonra dondurma yemesine izin verme. KPSS 2008-Matematik ödevini yapmamak için bahaneler öne süren kızına; ―Ödevini bitir de birlikte gezmeye çıkalım.‖ diyen bir annenin bu yaklaĢımı aĢağıdakilerden hangisine örnek olabilir? CEVAP: Premack ilkesi KPSS 2009-AĢağıdakilerden hangisi Premack ilkesinin kullanılmasına bir örnek olabilir? CEVAP: Fazla mesai yapmak istemeyen bir çalıĢana, fazla mesai yaptığı takdirde ertesi gün tuttuğu takımın maçına gidebilmesi için iĢten erken çıkmasına müsaade edileceği sözünün verilmesi. KPSS 2010 Bir annenin ödevlerini yapmak yerine arkadaĢlarıyla oyun oynamak isteyen oğluna, ödevini bitirdiği takdirde arkadaĢlarıyla oyun oynayabileceğini söylemesi. AĢağıdakilerden hangisi ile açıklanır. CEVAP: Premack ilkesi KPSS-2010-Bir fen ve teknoloji öğretmeni laboratuar dersi bitiminde öğrencilerin laboratuvarı temiz bırakmalarını istemiĢ ancak öğrenciler temizlik yapmaktan hoĢlanmadıkları için temizlikten kaçmıĢlardır. Bunun üzerine öğretmen de temizliği yaptırmak için masasını temizleyen öğrencilerin bir sonraki teneffüse çıkabileceğini söylemiĢtir. Bu öğretmen öğrencilerin masaları temizlemelerini sağlamak için aĢağıdakilerden hangisini kullanmaktadır? CEVAP: Premack ilkesi **Bireyin belli bir davranıĢı göstermesi için yapılan sözleĢmedir. Birey belli bir Ģekilde davrandığı takdirde pekiĢtirilir. Diğer durumda ise pekiĢtirilmez. Yani istediği Ģeyi elde edemez. Çocuğun istediklerini elde etmesi için belli davranıĢları ve etkinlikleri yapması gerekir. ** KoĢullu anlaĢma bireyin kendi kendisiyle de olur. ÖRNEK: Dersimi bitirirsem sinemaya gideceğim. / bu gün hiç sigara içmezsem akĢam____________Yapacağım vs. demesi ÖRNEK SORU -I. Uyku vakti gelmesine rağmen uyumak istemeyip oyun oynamak isteyen bir çocuğa babasının―Eğer Ģimdi yatağına gidip uyursan yarın bütün gün birlikte oynayabiliriz‖ demesi, II. Ġstediklerini bağırarak yaptırmak isteyen bir çocuğa annesinin ―Bağırmadan istediklerini söylersen bunları yapabilirim.‖ Demesi. Sırasıyla aĢağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiĢtir? I ve II numaralar sırasıyla hangi seçenektedir? CEVAP: Premack ilkesi/KoĢullu anlaĢma Premack ilkesi Ispanağını yersen dondurma yiyebilirsin örneğinde Ispanağı yemek=bireyin istemediği durum Dondurma yemek=bireyin istediği durum yani; ödülün öncesinde bireyin istemediği durum var(asıl fark bu iĢte.) KoĢulla anlaĢma Ġsteklerini ağlamadan söylersen onları alırım örneğinde Ġsteklerini ağlamadan söylersen=rahatsız olan anne Onları alırım=Alınmasını isteyen çocuk yani; iki kiĢi arasında olacak *Ama birey kendisiyle de anlaĢma yapabilir (bu ay sonuna kadar bir Ģey almazsam ay sonunda istediğimi alabilirim) PREMARCK: Eğer Ģimdi yatağına gidip uyursan yarın bütün gün birlikte oynayabiliriz‖ KOġULLU ANLAġMA: Bağırmadan istediklerini söylersen bunları yapabilirim.‖ SAYFA 45
KOġULLU **Kpss sınavında yeterli puan alırsan atanabilirsin, Neslihan kpss sınavından ANLAġMA 90 alırsan öğretmen olarak göreve baĢlayabilirsin. **Bir babanın oğluna \"Sınıfını geçersen seni tatile götürürüm\" demesi. Bu cümle koĢullu anlaĢmaya örnek. Bu cümleyi Premack ilkesi için düĢünemeyiz. Çünkü Premack ilkesinde öğrencinin yapmayı istemediği ya da sevmediği bir davranıĢ var. Öğrenci sınıfını geçmeyi elbette ister. **Bu hafta üç kilo verirsen istediğin elbiseyi alacağım. ** Sigara içmezse saygı göreceği, zayıflarsa beğenileceğini söylemek ** 5 yıldır kpss ye hazırlanan Selma'ya babası \"Bu yıl sınavı kazanıp ta atanırsan sana araba alacağım ** Koşullu anlaşmada ''Yaparsan Yaparım'' Premack ilkesinde ''Yaparsan Yaparsın' ** Premack’ta pekiĢtirme hiyerarĢisi var. Yani bireyin daha çok sevdiği Ģeyler daha az sevdiği Ģeyleri yapması açısından bir pekiĢtireç olarak kullanılır. Ancak koĢullu anlaĢmada böyle bir hiyerarĢi yoktur. Örn: KPSS den yeterli puan alırsan atanırsın KENDĠLĠĞĠNDEN **Edimsel koĢullanmada pekiĢtirilmediği için sönen bir davranıĢ (tepki) bir süre sonra pekiĢtirme ya da herhangi bir sebep yokken geri gelebilir. GERĠ ÖRNEK **Pavlov‘un deneyinde ödüllenmeyen (et verilmeyen) köpeğin salya akıtmamakla GELME birlikte bir süre sonra tekrar zil+et verilmesi halinde salya akıtması kendiliğinden geri gelmeye örnek oluĢturur. KPSS-Okulda arkadaĢlarıyla top oynarken, ―top benim alır giderim‖ diyerek onlara her istediğini kabul ettirebileceğini öğrenen bir çocuk, arkadaĢlarının durmadan sıkılıp birkaç kez üst üste ―istiyorsan al topunu git‖ demeleri üzerine bu davranıĢı bir daha tekrar etmemiĢtir. Ancak, yarıyıl tatili dönüĢünde çocuk arkadaĢlarıyla oynarken istediklerini yaptırmak için tekrar ―top benim alır giderim‖ demeye baĢlamıĢtır. Çocuğun tatil dönüĢünde ―top benim, alır giderim‖ demesi KPSS-2010-Kırmızı ıĢık yandığında kafesinin duvarında bulunan renkli bir daireyi gagaladığı takdirde yiyeceği elde edeceğini öğrenen bir güvercinin bu davranıĢı kırmızı ıĢığın yanmasının ardından daireyi gagalamasına rağmen yiyecek verilemeyerek söndürülmüĢ ve güvercin artık daireyi gagalamaz olmuĢtur. Ancak aradan birkaç gün geçtikten sonra, güvercin kafese konduktan sonra kırmızı ıĢık yanar yanmaz, daireye doğru yönelmiĢ ve gagalamaya baĢlamıĢtır. Güvercinin kafese konduktan sonra kırmızı ıĢık yanar yanmaz renkli daireyi tekrar gagalamaya baĢlaması neyin sonucudur? CEVAP: Kendiliğinden geri gelme ** Edimsel koĢullamada organizma baĢlangıçta rastgele bir takım davranıĢlarda bulunur. Bu davranıĢlardan bazıları pekiĢtirilir. Ancak burada istediğimiz davranıĢın ortaya çıkmama ihtimali de vardır. BĠÇĠMLENDĠRME **DavranıĢın en küçük biriminden baĢlanarak kademe kademe ara davranıĢların ġEKĠLLENDĠRME pekiĢtirilmesiyle organizmaya yeni bir davranıĢın kazandırılması tekniğine ―kademeli yaklaĢma‖ adı verilir. KADEMELĠ ** Kademeli yaklaĢtırma, beklenen tepkiye yakın olarak görülen bir tepkinin YAKLAġTIRMA pekiĢtirilmesiyle baĢlayan ve kademeli bir Ģekilde daha yakın tepkilerin pekiĢtirilmesiyle sağlanan bir süreçtir. BASAMAK ANALĠZĠ: Ġstenilen davranıĢa ulaĢmak için davranıĢın hangi basamaklara bölüneceğinin belirlenmesidir. ** Biçimlendirme, tepkiyi farklılaĢtırmadır. Önce, gösterilen davranıĢlardan istenilen davranıĢa en yakın olan davranıĢ pekiĢtirilir, bir müddet sonra daha yakını ve giderek daha yakını pekiĢtirilerek, en sonunda beklenen davranıĢın gösterilmesi sağlanır. SAYFA 46
ÖRNEK SORU: Yapılması zor bir psiko-motor davranıĢı öğretmek için öğretmen, hedef davranıĢı küçük birimlere ayırmıĢ ve her birim doğru yapıldıkça pekiĢtirerek diğer birime geçilmesini sağlamıĢtır. Böylece öğrencinin küçük birimlere bölünmüĢ bu iĢi tamamlaması sağlanmıĢtır. Öğretmenin bu uygulaması aĢağıdakilerden hangisine bir örnektir? CEVAP: Kademeli yaklaĢma DĠKKAT UYARI: Kademeli yaklaĢtırma ile sistematik duyarsızlaștırma arasında Ģu farklılık vardır: **Kademeli yaklaĢtırmada Amaç bir iĢi yapabilecek düzeye ulaĢmaktır. ĠSTENĠLEN DAVRANIġIN KAZANDIRILMASI VE HER KADEMENĠN PEKĠġTĠRLMESĠ **Sistematik duyarsızlaștırma Amaç bir iĢi yapmak değil, korku, kaygı gibi olumsuzluklardan uzaklaĢmaktır. ĠSTENMEYEN BĠR DAVRANIġIN GĠDERĠLMESĠ VE PEKĠġTĠRME YOK ÖRNEKLER: ** Skinner'in deneyinde fare peyniri düĢüren kola ilk defa 72. dakikada, ikinci kez ise 80. dakikada basmıĢtır. Fare eğer kola hiç basmasaydı davranıĢ öğrenilemeyecekti. Bunun için aĢama aĢama pekiĢtireç verilip farenin kola basmasının sağlanması gerekecektir. ** 19 Mayıs'ta topluluk önünde bir kompozisyon okuyacak olan ancak daha önce böyle bir konuĢma yapmamıĢ olan bir lise öğrencisine rahat konuĢma alıĢkanlığı kazandırmak isteyen bir öğretmen, öğrencisinin önce sınıf arkadaĢlarına sunusunu yaptırması sonra giderek daha kalabalık gruplarda sunusunu yapması böylelikle günü geldiğinde de topluluk karĢısında konuĢmasını yapması mümkün olacaktır BĠÇĠMLENDĠRME KALABALIK KARġISINDA KONUġMA ALIġKANLIĞI KAZANDIRMA-KADEMELĠ YAKLAġTIRMA KALABALIK KARġISINDA KONUġMA KORKUSUNU YENME-SĠSTEMATĠK DUYARSIZLAġTIRMA ġEKĠLLENDĠRME KPSS SORULARI KADEMELĠ KPSS-2002 Öğrencilere büyük grup önünde rahat olma davranıĢı kazandırılmak isteyen bir YAKLAġTIRMA öğretmen, önce bir iki kiĢi, sonra giderek büyüyen gruplar önünde öğrencileri bulundurarak uygun davranıĢları pekiĢtirir ve böylelikle öğrencileri büyük gruplar önünde rahat olabilecek hale getirir. Yukarıdaki durum aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? CEVAP: Kademeli yaklaĢma KPSS-2003-Bir sınıf öğretmeni, okula yeni baĢlayan öğrencilerine sınıfta gürültü yapmadan kendilerinden istenen çalıĢmaları yapma alıĢkanlığı kazandırmak amacıyla ilk gün, 10 dakika süreyle gürültü yapmadan çalıĢtıkları takdirde bir ödül vereceğini söylemiĢ ve bu süre sonunda onları ödüllendirmiĢtir. Öğretmen, ödül alabilmek için gerekli olan, sorun çıkarmadan istenen çalıĢmaları yapma süresini her gün artırmıĢ ve sonuçta öğrencilerin bir ders saati boyunca sınıf düzenini bozmadan kendilerinden beklenen çalıĢmaları yapar hale gelmelerini sağlamıĢtır. Öğretmenin, öğrencilerine sınıf düzenini bozmadan çalıĢmalarını yapma alıĢkanlığı kazandırmak amacıyla kullandığı teknik aĢağıdakilerden hangisidir? CEVAP: Kademeli yaklaĢma KPSS-2004 Bir futbol okulu öğretmeni okula yeni baĢlayan bir öğrencisine gol vuruĢu yapmayı öğretmek amacıyla, ilk baĢlarda, topa yaptığı her düzgün vuruĢtan sonra onu ödüllendirmiĢtir. Daha sonra sadece kalenin yakınından geçen vuruĢlarını, en sonunda da sadece kaleye isabet eden vuruĢlarını ödüllendirmiĢtir. Öğretmenin kullandığı teknik aĢağıdakilerden hangisidir? CEVAP: Kademeli yaklaĢma KPSS-2006 Bir futbol takımının teknik direktörü genç bir oyuncusunun kalabalık seyirci kitlesi önünde rahat oynamasını sağlamak için, onu önce küçük bir seyirci grubunun izlediği bir hazırlık maçında, sonra önemsiz bir lig maçında, daha sonra da giderek daha fazla seyircinin izlediği önemli maçlarda oynatıp her seferinde gösterdiği performansı sözel olarak pekiĢtirmiĢtir. Teknik direktörün bu uygulaması aĢağıdakilerden hangisine bir örnektir? CEVAP: Kademeli yaklaĢma KPSS-2007 BeĢ yaĢındaki çocuğuna gömleğini kendi baĢına giymeyi öğretmeye çalıĢan bir anne, ona sırasıyla önce gömleğin bir kolunu daha sonra da iki kolunu birden giymeyi baĢardığında bir ödül verir. Çocuk gömleği üzerine geçirmeyi öğrendikten sonra anne onu iliklemeyi baĢardığı her düğme için ödüllendirmeye devam eder. Örnekteki anne, çocuğuna gömleğini giymeyi öğretmek için aĢağıdakilerden hangisini kullanmaktadır? CEVAP: Kademeli yaklaĢma KPSS-2009 Bir davranıĢın edimsel koĢullanma yoluyla öğrenilebilmesi için bu davranıĢın pekiĢtirilmesi, davranıĢın pekiĢtirilebilmesi için de en az bir kez yapılması gerekir. Buna göre, çocuğuna pekiĢtirme yoluyla paltosunu sağa sola fırlatmak yerine vestiyere asma alıĢkanlığı kazandırmak isteyen, ancak çocuğu paltosunu hiçbir zaman vestiyere asmadığı için pekiĢtiremeyen bir annenin aĢağıdaki tekniklerden hangisini kullanması gerekir? CEVAP: Kademeli yaklaĢma SAYFA 47
SÖNME **Organizmanın yaptığı davranıĢın ardından pekiĢtireç verilmez ise bir süre sonra davranıĢın ortadan kalktığı görülecektir. Sönme öncesinde davranıĢta mutlaka bir miktar SÖNME artıĢ gözlenecektir. ÖRNEKLER: DAVRANIġTA Her alıĢveriĢte kendisinden çikolata isteyen Damla‘nın bu davranıĢını söndürmek isteyen KONTRAST annesi Damla‘nın çikolata isteğini pekiĢtirmemesi gerekir. Eğer anne çikolata almama konusunda kararlı davranırsa bu sefer Damla‘nın çikolata isteme davranıĢında artıĢ gözlenecek, sönmenin baĢladığını gösteren bu artıĢın (SÖNME PATLAMASI). sonucunda çikolata isteme davranıĢı giderek azalacak ve ortadan kalkacaktır(SÖNME). Fakat Damla‘nın annesi değiĢken aralıklı bir tarife kullanıyorsa, (ara sıra çikolata isteme davranıĢını pekiĢtiriyorsa) davranıĢın ortadan kalkması daha zor olacaktır ÖNEMLĠ NOT: Edimsel ve tepkisel koĢullanmada sönme süreçleri arasındaki temel fark sönme patlamasıdır. Edimsel koĢullanma ile ĢekillendirilmiĢ bir organizma davranıĢlarıyla istediği uyarıcıya kavuĢamazsa her seferinde sönme patlaması ortaya çıkarken tepkisel koĢullamada böyle bir durum yoktur. Sönme patlamasının baĢlangıcı sönmenin baĢlangıcı kabul edilir. KPSS 2002:Tuttuğu futbol takımının her maçına giden bir taraftar, takımının sürekli kaybetmesi üzerine, yavaĢ yavaĢ maçlara gitmekten vazgeçmiĢtir. Taraftardaki bu davranıĢ değiĢikliği edimsel (operant) koĢullanma ilkelerine göre aĢağıdakilerden hangisine bir örnektir? CEVAP: SÖNME KPSS 2009:Gülce Hanım, bebeğinin ayakta sallanarak uyumak istediğini ve ayakta sallanmadığı takdirde ağladığını bir psikoloğa anlatır. Psikolog ona bebeğini yatağına koymasını ve ağlamasına aldırmadan kendi kendine uyumasını beklemeyi tavsiye eder. Psikologun önerilerine Gülce Hanım‘ın uyması durumunda, aĢağıdakilerden hangisinin ortaya çıkma olasılığı en yüksektir? CEVAP: Ağlama davranıĢı ilk günlerde artma gösterecek, ancak giderek azalıp ortadan kalkacaktır. KPSS 2009-Antrenmanlarda son derece gayretli çalıĢtığı halde maçlarda oynatılmayan bir futbolcu antrenmanlarda giderek daha az çalıĢır hale gelmiĢ ancak bir maçta oynatılmasının ardından, antrenmanlarda tekrar aynı gayretle çalıĢmaya baĢlamıĢtır. Buna göre aĢağıdaki sonuçlardan hangisine ulaĢılabilir? CEVAP: Sönmeye yüz tutan bir davranıĢın yeniden gösterilmesi için birkaç kez pekiĢtirilmesi yeterli olabilir. **Bir ayırt edici uyarıcı durumunda davranıĢın pekiĢtirilmesiyle davranıĢta artma, pekiĢtirilmeme durumunda azalma görülmesidir. ÖRNEKLER:**1000 TL maaĢ alan birinin; maaĢı 800 TL ye düĢürülürse performansında azalma (Negatif DavranıĢta Kontrast), 1200 TL ye çıkarılırsa performansında artma(Pozitif DavranıĢta Kontrast) gözlenecektir. KPSS-2010 Evde istediklerini ağlayarak yaptırabilen bir çocuk, okula baĢladıktan sonra kısa bir süre içinde aynı davranıĢın iĢe yaramadığını öğrenir ve okulda istediklerini ağlayarak yaptırmaktan vazgeçer. Buna karĢın evde ağlayarak istediklerini yaptırmaya çalıĢma sıklığında bir artma görülür.Çocuğun evde isteklerini ağlayarak yaptırmaya çalıĢmasının sıklığındaki artıĢ aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? CEVAP: DavranıĢta kontrast AÇIKLAMA: Çocuk, evde istediklerini ağlayarak yaptırabilme davranıĢını genelleyerek okulda da sürdürmek istemiĢtir. Ancak okulda, ağlayarak istediklerini yaptıramamıĢtır. Ancak evde istediklerini ağlayarak yaptırma davranıĢı artarak devam etmiĢtir. Buna göre ayırt edici uyarıcı tarafından kontrol edilen istediklerini ağlayarak yaptırma davranıĢı, evde pekiĢtirilmiĢ daha sık sergilenmeye baĢlamıĢtır. Ayırt edici uyaran tarafından kontrol edilen bir davranıĢın pekiĢtirilmesi durumunda davranıĢta artma, pekiĢtirilmemesi durumunda davranıĢın yapılma sıklığında azalma görülmesine, davranıĢta kontrast denir. 2010-EKĠM-Evde oldukça saldırgan olan okulda ise cezalandırıldığı için aynı davranıĢları yapmayan bir çocuğun evde bu davranıĢları yapma sıklık ve süresinin artması aĢağıdakilerden hangisi ile açıklanır? CEVAP: DavranıĢta kontrast SAYFA 48
GENELLEME **Klasik koĢullamada olduğu gibi edimsel koĢullamada da organizma bir uyarıcıya GENELLEME karĢı gösterdiği tepkiyi baĢka bir uyarıcıya da gösterebilir. ** Veya farklı uyarıcılar karĢısında yanı tepki gösterilebilir. ÖRNEK: **Yaptığı bir espriye herkesin güldüğünü gören bir kiĢi her ortamda espri yapması ** 6 yaĢındaki Bilge sürekli bağırıp çağıran uzun sakala sahip dedesinden çok korkmaktadır. Annesi ile ne zaman dıĢarı çıksa, uzun sakala sahip adamları görünce ağlamaya baĢlaması. **Evde annesiyle konuĢarak ihtiyacını karĢılayan ve bundan keyif alan bir çocuğun, dıĢarıda da okulda da insanlarla konuĢması **Tarih öğretmeni tarafından ödevlerini zamanında yaptıkları için ödüllendirilen öğrencilerin, diğer derslerin ödevlerini de zamanında yapmaya baĢlamaları. **Kendisine aĢı yapan beyaz önlüklü hemĢireden korkan çocuğun daha sonra tüm beyaz önlüklülere karĢı korku tepkisi geliĢtirmesi **KPSS-2009 Bir futbolcu, rakibinin sert bir hareketiyle yere düĢmüĢ ve hakem rakip oyuncuyu oyundan atmıĢtır. Bu olaydan sonra, bu futbolcu canı yanmıĢ gibi davranarak rakibini oyundan attırabileceğini öğrenmiĢtir (I). Aynı oyuncu farklı hakemlerin yönettiği diğer maçlarda da kendini yere atarak rakibini oyundan attırmayı denemiĢtir (II). Bu denemelerde baĢarısız olan futbolcu sadece rakibini oyundan atan ilk hakemin yönettiği maçlarda bu numarayı denemeye devam etmiĢtir (III). Yukarıdaki parçada I, II ve III rakamlarıyla ifade edilen durumlar, sırasıyla aĢağıdaki kavramlardan hangileriyle açıklanabilir? CEVAP: Edimsel koĢullanma – Genelleme – Ayırt etme DĠKKAT: Genelleme deyince aĢağıdaki kavramlarla karĢılaĢmaktayız DĠKKATLĠ OKUYUNUZ Duyduğu siren sesinin itfaiye aracına ait olduğunu öğrenen bir çocuk bu sese benzer sesler duyduğunda (polis aracının ya da ambulans gibi) hemen cama doğru koĢup itfaiye arabası geçiyor demesi UYARICI GENELLEMESĠ iken. Dedesini görüp tanıyan bir çocuğun daha sonraları dedesini gördüğünde bazen gülümsemesi bazen koĢup onun kucağına oturması, bazen onunla oyun oynamak için saklanması TEPKĠ GENELLEMESĠ OLUR. UYARICI GENELLEMESĠ **Tepkisel KoĢullanma da **ÇeĢitli uyarıcılara benzer tepkilerin gösterilmesi-Y **Farklı uyarıcılara aynı ya da benzer tepkiler verilmesidir-Ġ **Organizmanın benzer uyarıcılara aynı tepkiyi vermesidir-YE ÖRNEKLER: ** Küçük bir çocuğun annesine verdiği tepkiyi ve annesinin eĢarbını takmıĢ olan baĢka bir bayana verdiği tepkinin aynı olması ** Bir köpek ısırması sonucu o köpekten korkarken daha sonra tüm köpeklere karĢı korku tepki vermesi... **Zil sesine salya tepkisi veren köpeğin, metronom sesine de aynı tepkiyi vermesi **Fareden korkan bir çocuğun, bütün tüylü hayvanlardan korkması **Denizde boğulmanın eĢiğinden dönmüĢ bir kiĢinin havuzdan da korkması 2010 KPSS-Oğuz öğretmenin okuttuğu bir derste zorlanan öğrencilerin, onun verdiği diğer derslerden de ürkmeye baĢlaması AĢağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir? CEVAP: Derslere uyarıcı genellemesi oluĢması KPSS-2004-AĢağıdaki özdeyiĢlerden hangisi koĢullanma yoluyla öğrenmede gerçekleĢen UYARICI GENELLEMESĠ olgusunu çağrıĢtırmaktadır? CEVAP: Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer SAYFA 49
GENELLEME TEPKĠNĠN GENELLENMESĠ GENELLEME **-Edimsel KoĢullanma da ** Benzer uyarıcılara farklı tepkilerin gösterilmesi-Y **Organizmanın bir uyarıcı karĢısında farklı tepkiler sergilemesi-Ġ **GerçekleĢtirdiği davranıĢın ardından pekiĢtirilen organizma, zaman içinde pekiĢtirilmesine neden olan davranıĢa benzer nitelikte yeni davranıĢlar yapması-YE ÖRNEKLER: **Ellerini yıkadığı için babası tarafından bisiklet ile ödüllendirilen Betül‘ün diğer günlerde ayaklarını da yıkamaya baĢlaması **Kendi baĢına ayakkabılarını bağlayan çocuğun annesi tarafından ödüllendirilmesinden sonra birçok iĢini kendi baĢına yapmaya baĢlaması **Çocuğun annesini öpmesi sevmesi ısırması **Kırmızı ıĢığı her gördüğünüzde farklı tepkiler vermemiz KPSS-2010 Notaları sırasıyla eksiksiz olarak okuyabildiği için müzik öğretmeninden övgü alan bir ilköğretim okulu öğrencisinin daha sonra girdiği derste öğretmenine alfabedeki harfleri sırasıyla söyleyebileceğini göstermeye çalıĢması aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? CEVAP: Tepki genellemesi Fakat seçeneklerde Uyarıcı genellemesinin de olduğu unutulmamalı ÖĞRENMENĠN GENELLENMESĠ **Edimsel koĢullanma da **Organizmanın bir durumda öğrendiği davranıĢı benzer diğer durumlarda da kullanmasıdır. ÖRNEKLER: **Tarih dersine geç kaldığında öğretmenine-dedem rahatsızlandı o yüzden geç kaldım diyerek azarlanmaktan kurtulan bir öğrencinin baĢka bir gün matematik dersine geç kaldığında aynı yalanı kullanması KPSS-2003 Okula geç kalan bir öğrenci, hasta olduğu için uyanamadığını söyleyerek azar iĢitmekten kurtulmuĢtur. Aynı öğrenci birkaç gün sonra sözlü sınavda sorulan cevaplayamayınca, düĢük puan almaktan kurtulmak için, öğretmenine hasta olduğundan sınava iyi çalıĢamadığını söylemiĢtir. Bu durum aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? CEVAP: Öğrenmenin genellemesi ÖRNEK SORU ĠĢe geç kalan Ahmet, patronuna arabasının lastiğinin patladığını söyler ve patronu ona tepki göstermez. Bir gün evine de geç kalan Ahmet aynı yalanı eĢine de söyleyerek durumdan sıyrılmaya çalıĢır. Ahmet‘in eĢine de patronuna söylediği yalanın aynısını söyleyerek durumdan sıyrılmaya çalıĢması aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? CEVAP: Öğrenmenin genellemesi KPSS- Ders zili çaldığı hâlde sınıfa girmeyip bahçede oynamaya devam ettiği için öğretmeninden azar iĢiten AyĢe, izleyen hafta sonunda gittiği sinema da filmin baĢlayacağını belirten zilin sesini duyar duymaz annesinin elini tutarak salona doğru koĢmaya baĢlamıĢtır. AyĢe‘nin sinemada zil sesini duyunca salona doğru koĢması aĢağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? CEVAP: Öğrenmenin genellemesi ÖRNEK SORU Öğretmen ilköğretime yeni baĢlayan esma‘nın yapmıĢ olduğu ödevinde yanlıĢların üstünü bu hatalı diyerek kırmızı kalemle çizmiĢtir. Ġlerleyen zamanlarda annesiyle alıĢveriĢe giden esma annesinin onun için beğendiği kırmızı elbiseyi bu hatalı diyerek istememiĢtir. Esma‘nın elbiseyi reddetmesi nasıl açıklanır. CEVAP: Öğrenmenin genellemesi SONUÇ: SAYFA 50 Tepki genellemesinde tepkiyi genelliyorsun Öğrenme genellemesinde öğrenmeyi genelliyorsun Uyarıcı genellemesinde uyarıcı genelliyorsun.
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110