Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Derin Tarih_02_Mayıs_2012

Derin Tarih_02_Mayıs_2012

Published by sedatfurkanileri, 2019-10-24 15:06:28

Description: Derin Tarih_02_Mayıs_2012

Search

Read the Text Version

bozan tek unsur, şehrin ortasından akan Beyaz mızda bizi karşılayan ilk şey, köy mezarlığının Drin nehriydi. Buranın bir Osmanlı şehri oldu- içinde kalan tarihî cami oluyor. Sonradan öğ- ğunu anımsatan en önemli yapılardan Bayraklı rendiğimize göre Şuşitsa Camii bu köyde doğup Camii’ni ziyaret ettik, geleneksel havayı hâlâ büyüyen Akif’in babasından kalan iki hatıra- yansıtan çarşıda yürüdük bir süre. Rehberimiz, dan biriymiş. Tâhir Efendi’nin burada bir süre Akif’in gençken İpek’e geldiğinde büyük bir ih- imamlık yaptığını öğreniyoruz. Ne var ki, şimdi timalle bu çarşıya da uğradığını, burasının yüz- mezarlığın içinde virane bir halde kalmış olan yıllar boyu şehrin sembolü olduğunu ve İpek’e cami çok bakımsız; yetkililerden ilgi bekliyor. gelen herkesin yolunun mutlaka çarşıya düştü- Diğer hatıra ise Akif’in baba evi. Ev yok, yalnız ğünü anlattı. yeri belli. Bulunduğu yerde gerçekten de yeller esiyor. Demek Akif de gençliğinde bu çarşıda yürü- müş, öyle mi? Bu bilgi, coşkumuzu tetiklemeye Rehberimizle beraber köyün içine doğru iler- yetiyor. Ne de olsa Akif’in ayak izlerinden birini liyoruz. Karşımıza “Mehmed Akif Ersoy” yazılı yakalamıştık. Öyleyse doğru yol üzerindeydik. bir ilkokulun tabelası çıkıyor. Okul’un TİKA’nın teknik yardımları ile yapıldığını öğreniyoruz. Kısa bir gezintinin ardından İpek’ten, Akif’in akrabalarının bulunduğu Şuşitsa köyüne git- Yolumuza devam ediyoruz. Bir kapıyı çalıyo- mek üzere yola çıkıyoruz. Yolda Şuşitsa’nın tipik ruz, açıyorlar. Bana “İşte Akif’in akrabaları” diye bir Arnavut köyü olduğunu belirten Nureddin ev sahiplerini tanıtıyor rehberimiz. Yolculuğu- Bey, halkının misafirperver, dürüst ve güneyde muzun başından beri bizi çepeçevre saran sis yer alması sebebiyle geleneklerine bağlı olduğu- işte o anda dağılıyor. Uzun zamandır gidilmemiş nu fısıldıyor kulağıma. bir dostun evine girer gibi gayet rahatız. Etrafı- mızı saran çehrelerde İstiklal Marşı şairinin hat- Orda Ak f’ n köyü var uzakta ları bir görünüp bir kayboluyor. Rehberimiz Nureddin Bey, “Şuralarda olması Biz ikram edilen “Türk kahvesi”ni yudumlar- gerekiyor” diye parmağıyla göstermeye çalışıyor ken, hafızamız da Safahat’ın sarı sayfalarında sisler içindeki Şuşitsa’yı. Maalesef sisten hiçbir babasının izlerini taramaya başlıyor. şey görünmüyor. Ona bu kadar yaklaşmışken kendini bizden bu denli gizlemesi merakımızı ‘Dalar der n b r uykuya’ iyice kamçılıyor. Bence Akif’in dünyasında babasının oynadığı Nihayet o ‘görünmeyen’ köydeyiz. Vardığı- rolü en iyi yansıtan metin, Sezai Karakoç’a » Akif’in kuzeni, tarihin tanığı Mehmed Akif’in ikinci kuşak kuzeni Adem Bey, Mulay ailesinin en yaşlı üyesi. Şu an 83 yaşında olan Adem Mulay, kuzeni Mehmed Akif’in vefat ettiği gün köydeki hüzne ortak olan tek şahit. 2012 MAYIS / DERİN TARİH 99

Aş na Yüzler » Safahat aittir. Şu tespitler onun Mehmet Akif kitabından: lam getirmiş gibi muamele görüyor. Akif’in ismi Arnavutçada “Baba soyu Rumelili, ana soyu Buharalı, do- her zikredildiğinde hayattaki yeğenlerinden 83 Mehmet Akif yaşındaki Adem Mulay’ın mavi gözleri geçmişin Ersoy’un Safahat ğuş yeri Fatih. Yani tam bir Doğu İslamlığının, alacakaranlığına dalıyor. Hayal meyal hatırla- isimli kitabı Batı İslamlığının ve Merkez İslamlığının sentezi maktadır: Akif’in vefat haberi köye ulaştığında 2006 yılında bir çocuk… Çağ, bir batış çağı. Anne çizgisi du- Adem Mulay 7 yaşındadır ve köy halkı hüzne Arnavutçaya yarlılığı, sağduyuyu, kendini bir ülkeye adayışı boğulmuştur. tercüme edildi. şairliği getirecek; baba çizgisi ataklığı, savaşkan- Bu tercüme lığı, yılmaz ve her vuruşunda daha çelikleşen Aile büyüklerinin Akif ile babası hakkındaki kitabı ile Mehmet bir savaş adamını, gözüpekliği, korkmazlığı, konuşmalarına şahit olan Adem Mulay, tatlı Ar- Akif Ersoy, baba ürkmezliği, dönmezliği gerektirecektir.” navutçasıyla şu bilgileri aktarıyor: memleketi olan coğrafyada Daha Baytar Mektebi’nde okurken babasının “Babam ve dedemden duyduklarıma göre (Kosova, ani vefatı Akif’i derinden sarsar ve ömrü boyun- Tâhir Efendi İstanbul’da talebeyken İpek ve Makedonya ve ca “baba” figürü ruhunda bir heykel gibi canlı Şuşitsa’yı arada sırada ziyarete gelirmiş. Ancak Arnavutluk’ta) kalır. Akif’in ona duyduğu muhabbeti dile ge- müderris olduktan sonra bir daha köye adım at- da tanınmaya tiren mısraları, tam da babasının doğup büyü- mamış. Evlenip aile kurması da köye gelmesini başladı. Bu düğü köyde hatırlamak hakikaten etkileyici bir imkânsızlaştırmış. Ama babamın amcası olan tercüme deneyim oluyor: Tâhir Efendi ve amcazadem Mehmed Akif’in sayesinde daha hatırası köyde sürekli diri tutulmuş. Hatta Tâhir önce bu bölgede Beyaz sarıklı, temiz, yaşça elli beş ancak; Efendi vefat ettiği zaman köyde taziye evi bile pek bilinmeyen Vücûdu zinde; fakat saç, sakal ziyâdece ak; açılmış.” Mehmet Akif’in Mehîb yüzlü bir âdem: Kılar edeble namaz; şiirleri artık Yanında bir küçücek kızcağızla pek yaramaz ‘Tah r’ n Mehmed ölmüş!’ Arnavut gençler Namaz biter. O zaman kalkarak o pîr-i güzîn, tarafından da Alır çocukları, oğlan fener çeker önde. Adem Mulay’ın hafızası maşaallah su gibi ber- okunmaya Gelir düşer eve yorgun, dalar pek âsûde rak. Bir anda bizi 76 yıl öncesine, Akif’in vefat başlandı. Derin bir uykuya… ettiği günlere götürebiliyor: Ak f’ n babası İstanbul’a neden g tt ? “Mehmed Akif, Hakk’ın rahmetine kavuş- tuğunda 7 yaşındaydım. Çok az da olsa bazı Akif’in akrabalarının anlattığı hikâyelerden şeyler hatırlıyorum. ‘İstanbul’dan haber var, biri çok ilgimizi çekti. Buna göre, 19. asrın ilk ya- Tâhir’in Mehmed ölmüş’ demişti ailenin ih- rısında Şuşitsalı köylüler, bugün harap halde bu- tiyarlarından biri. Akif ’in milletvekili, şair, lunan camiyi yaptırırlar. Lâkin imam bulamazlar. Bunun üzerine Akif’in dedesi Nureddin Ağa’ya » Şuşitsa Camii kitabesi “Sende çok çocuk var” deyip oğullarından birini Kitabede şu dua yer alıyor: Yâ imam olması için medreseye göndermesini rica müfettiha’l ebvâb. İftahlenâ ederler. O da bunu kutsal bir vazife kabul eder ve hayrü’l-bâb! Hicri 1278 (Ey 7 çocuğundan en küçüğü olan Tâhir’i önce İpek’e, kapıları açan, hayırlısıyla bu ardından da İstanbul’a okumaya gönderir. kapıyı aç! 1861/1862). Arkadaşları arasında “Temiz Tâhir” diye anı- lan Tâhir Efendi İstanbul’da medreseyi başarıyla bitirir. Ancak köyüne dönüp imamlık yapmak yerine payitahtta kalıp kendini ilme adamayı tercih eder. Zamanla Fatih Medresesi müder- risliğine ve Dersiamlığına kadar yükselir ki, bu noktalara yükselmek, her babayiğidin harcı de- ğildir. Sonra Emine Şerife Hanım’la evlenir, Akif ve Nuriye adlarında 2 evladı olur. Ak f’ n akrabaları onu hatırlıyor Bu köye Türkiye’den gelen herkes, adeta Akif ile babasından se- 100 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

» Akif’in ruhu bir harabe camide tütüyor İpekli Mehmed Tâhir Efendi’nin çok kısa süreliğine imamlık yaptığı iddia edilen ve bugün harabe halindeki Şuşitsa Camii’nin görüntüsü hüzün verici. Şuşitsa’nın girişinde bulunan köy mezarlığının içinde kalan cami, metruk haliyle bir mıknatıs gibi dikkatimizi üzerine çekiyor. Umarız yetkililerin de çeker. Türkiye’nin Milli Marşı’nı yazmış, velhasıl düşerse belki okumuş yazmış insanlarla karşı- » Akif’in Türkiye’de, hatta İslam dünyasında tanınmış laşmayacaksınız. Lakin asırlık bir samimiyetle soyağacı bir şahsiyet olması bizleri çok gururlandırıyor. sizi karşılayan bu insanlar, her zaman İstanbul’a İpek’in Şuşitsa Türkçe bilmiyoruz ama Akif ’in eseri artık Ar- yeni Akif’ler gönderecekmiş gibi diri bir izlenim köyündeki navutçaya tercüme edildi. Şiirlerini okuyabili- bırakacaklardır üzerinizde. Emin olun! akrabalarının yoruz. Bundan sonra Arnavut halkı bu önem- verdiği li hemşehrisini daha yakından tanıyacak. Bu HÜSEYİN AĞA bilgilere arada Türk halkının Akif ’e olan teveccühü bizi dayanarak çok duygulandırıyor. Biz Tâhir Efendi ve Meh- çıkardığımız med Akif ’in mensubu olduğu Mulay ailesi ola- Mehmed rak Türkiye’ye iki güzel insan verdiğimiz için Akif’in baba çok mutluyuz. Zira Türkiye hepimizin vatanı. soyunun Buradan sizin vasıtanızla Türk halkına selam şeceresi. göndermek istiyorum.” MULA İpek ve İstanbul bir asırdır birbirinden kop- muş iki kalp sanki. Tıpkı Akif’in, akrabalarından NUREDDİN AĞA koptuğu gibi. Ancak yapay sınırların gücü, zi- hinlerdeki “büyük vatan” algısını değiştirmeye SADIK yetmemiş. Akif’in sesi öyle gür çıkmış ki, bırak- tığı soluk, Osmanlı’nın bu iki halkını birbirine SALİH TAHİR EFENDİ bağlı tutmuş. DEMİR DELİYA Bu arada Akif’in henüz çok gençken, köyüne giderek sıla-i rahim yaptığını, ecdadının yaşadığı HALİT BAYRAM topraklarda zihnindeki sorulara cevap aradığını biliyor muydunuz? Rehberimiz Nureddin’in ne- ŞABAN RECAİ den Akif’i İpek çarşısında gezerken düşünmemi- BEKİR zi istediğini şimdi anlıyoruz. Sisler iyice dağılı- NURİYE yor. Görüntü netleşiyor: MEHMED AKİF Evet, Akif de bizim gibi gelmiş Şuşitsa’ya. Babasının doğup büyüdüğü toprakları, akraba- ADEM MULAY larını ziyaret ederek vefatının derin acısını din- dirmeye çalışmış. Muhtemelen, diyorum kendi kendime, babasına bükülmez ahlakını ve tüken- mek bilmeyen ilim merakını kazandıran aile çevresini daha derinden tanımak için yollara düşmüş olmalıydı Akif. Bir gün sizin de bu ara ücra köye yolunuz 2012 MAYIS / DERİN TARİH 101

d ğer 1 Tablodak Sırlar / Jean M elot 1455 2 10 9 8 3 4 6 57 GEMİLER KARADAN YÜRÜTÜLDÜ MÜ? Osmanlı ordusunun İstanbul’u kuşatmasına dair minyatür. F ransız gezgin Bertrandon de la lanan Le Voyage d’Outremer de Bertrandon de la Broquière’nin seyahatnamesinde yer verdi- Broquiére isimli eserde, İstanbul kuşatması Jean ği, Mielot’ya ait Türklerin Konstantinopolis’i Kuşatması isimli minyatür, İstanbul kuşatma- Mielot’ya ait bu minyatür eşliğinde aktarılır. Aslı sıyla ilgili ilginç detaylar içeriyor. Fetihten son- Paris’teki Bibliothèque Nationale’dedir. Baka- ra Haçlı seferleri projelerinin gündeme geldiği lım gemilerin karadan yürütülmesi gibi bizde dönemde Burgonya Dükü, 1432-1433 yıllarında bile pek çok kişinin kabul etmekte zorlandığı Ortadoğu’yu gezen Bertrandon’dan bir seyahat- kuşatmanın ayrıntıları, fetihle çağdaş bir Batılı name kaleme almasını ister. Yıllar sonra yayın- sanatçının gözüyle yapılan bu minyatürün hangi köşelerine saklanmış? 102 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

1 ÇAMLICA Küçük ve Büyük Çamlıca tepeleri 6 FATİH’İN ÇADIRI Fatih, maiyetin- tabloda yer bulmuştu. Ressamın İstanbul’u ziyaret dekilerle birlikte Bizans surlarının ta- edip etmediği kesin olarak bilinmese arruza en uygun bölgesine karargâhını de, kendisine aktarılan bilgilerin ara- kurmuştu. Bugün Bayrampaşa olarak sında her iki tepenin de yer almış ol- adlandırılan Lykos vadisinin sol kıyısına ması ve ressamın bunu doğru bir şe- kurulan otak, stratejik olarak şehre ha- kilde nakletmesi önemli bir detaydır. kim bir noktada yer alıyordu. 2 ANADOLU HİSARI Boğaz’ın 7 YAKALANAN BİZANSLILAR Ya- Anadolu yakasında Yıldırım Ba- kalanan Bizans ajanları, imparator- yezid tarafından inşa ettirilen luğun zaaflarının tespiti amacıyla hisar, Bizans ile işbirliği içeri- sorguya çekiliyor. Tablo yardımıyla sinde olan Cenevizlilerin geçiş- Bizanslıların giyim şekli konusunda lerini kontrol etmeyi amaçlıyor- da fikir sahibi olabiliyoruz. du. 8 TÜRK TOPLARI Fatih, deneyimli top ustası Urban’dan 3 GEMİLERİN KARADAN YÜRÜTÜLMESİ surları parçalayacak güçte toplar yapması- Gemilerin karadan çekilerek Haliç’e indiril- nı istedi. 3 ay içerisinde tamamlanan mesi Fatih’in büyük projesi olsa da, ben- topun uzunluğu 8 metreyi bulmak- zer bir girişim daha önce Aydınoğlu Gazi taydı. Toplar ve onun için gerekli Umur Bey tarafından uygulanmıştı. An- malzemeler kuşatmanın başlama- cak Fatih’in projesinin farkı, gemilerin sından yaklaşık 1 ay önce Edirne’den dik bir yamaca tırmandırılıp sonra yokuş yola çıkarılmıştı. Gerçi ‘Şahi’ denilen aşağı indirilmesidir. Halatlarla bağlanan top birkaç atıştan sonra infilak etmişti gemilerin Kasımpaşa limanına indirilişini ama diğer toplar fethe kadar görevlerine devam edecektir. tablodan açıkça görmek mümkündür. 9 AYASOFYA Mielot, şehrin içerisindeki en önemli 4 KÖPRÜ Taarruz için Bizans surlarına ulaş- bina olarak resmettiği Ayasofya’yı, Fransız Gotik Katedral- malarını sağlayacak olan dubalı lerine benzetmiş. Açılışı 15 Şubat 360 yılına denk gelen ahşap köprü Osmanlı askerleri Ayasofya, ilkin I. Konstantin tarafından yaptırılmıştı. O za- tarafından yapılmıştı. Amaç, Ok- mana kadar hiçbir mimarın cesaret edemediği boyutta bir meydanı civarındaki Osmanlı bina olması ve iskeletin 4 büyük kemere otur- kuvvetlerinin Topkapı civarında- tulması ile Geç Roma dönemi mimarisin- ki ana kuvvetlere daha rahat yar- den farklılık göstermiştir. Doğu Roma dımda bulunabilmesiydi. tarihindeki tek tanrılı inanca geçi- 5 MUTFAK Uzun sürecek kuşat- şe adanan kilise, putperest ma- betlerin yerine inşa edilmiştir. mada askerin yiyecek ve içecek Ayasofya, İstanbul’un fethinin ihtiyacı önemliydi. Bu nedenle hemen arkasından fetih yoluyla daha Edirne’deyken yeterli gıda alınan yerlerde uygulanan usûl stoklarının yapılması istenmiş- gereği camiye çevrildi. ti. Resimde Sultan’ın çadırının yanında bir mutfak ve mutfakta balık pişiren bir ahçı görülüyor. 10 HALİÇ’TEKİ ZİNCİR Bizans Haliç’in güvenliğini liman girişine bir zincir çekerek sağlamaya çalıştı. Ayrıca 10 gemi bu zinciri korumakla görevlendirilmişti. Bu filo, zinciri geren Cenovalı Bartolomeo Soligo’nun emrin- deydi. Yaklaşık 800 metre mesafe arasına çekilen zincirin Sirkeci tarafındaki yeri belli olmasına rağmen, diğer ucu hakkındaki bilgiler muhteliftir. Görüldüğü üzere zincirin etrafında ahşap dubalar bulunmakta, bunlar geçişi daha da zorlaştırmak- taydı. Yıllar sonra Osmanlılar bu zinciri Zaporog Kazaklarının baskınını önlemek için Boğaz’ın Karadeniz girişini kapatmakta kullanacaklardı. 2012 MAYIS / DERİN TARİH 103

Londra’dvaerCiluemnhkuornbsaeşrki yaönnı AetbednuDllar.hEGmürel hAurzaucıruynazddaı » Avrupa’daki ilk padişah: Sultan Abdülaziz Avrupa’ya resmi ziyarette bulunan ilk Osmanlı padişahıdır. Gravür Abdülaziz’i İngiltere’deki Dover limanına çıkarken gösteriyor. SULTAN ABDÜLAZİZ VE ABDULLAH GÜL LONDRA’DA AYNI KASİDE’Yİ DİNLEDİ » 144 yıl sonra yeniden: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünisa Gül’ün 2011’in Kasım ayındaki Londra gezisi tarihî spekülasyonların da canlanmasına sebep oldu. 104 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

Hoş Sedâ Inno Turco gerçekten de klişeleşmiş bütün önyargıları temelden sarsan son derece eklektik, özgün ve pozitif anlamda insanları hoşgörüye davet eden bir eserdi. EMRE ARACI [email protected] S ultan Abdülaziz 1867 yazında Kra- tal temalara da gönderme yaparak ama esasta liçe Victoria’nın davetlisi olarak kendi ülkesinin operatik stiline sadık kalarak Londra’yı teşrif ettiği zaman zi- bestelemişti. Sözlerini bir Rum, Türkçe olarak yareti şerefine pek çok görkemli kaleme almış, tamamen İngilizlerden oluşan bir etkinlik düzenlenmişti. Devrin koro okumuş ve eser ilk defa bu haliyle bir padi- gazeteleri ve tarih şahın huzurunda, Londra’da icra kitaplarında saklı kalan bu etkin- edilmişti. Zira Arditi bu bestesini liklerden belki de en enteresanı, Sultan Abdülaziz’den önce taht- 16 Temmuz 1867 akşamı tarihî ta bulunan Sultan Abdülmecid’e Crystal Palace’ta 1.600 kişilik dev ithafen İstanbul’un İtalyan Ope- bir İngiliz korosunun, Sultan’ın rası, Naum Tiyatrosu’nun direk- huzurunda Türkçe okuduğu kasi- törlüğünü yaptığı sırada bestele- deydi. İtalyan kompozitör ve or- miş ve ilk olarak 1857 baharında kestra şefi Luigi Arditi’nin bestele- Dolmabahçe Sarayı’nda seslen- diği, sözlerini Zafiraki Efendi’nin dirmişti. Eserin Londra versiyonu kaleme aldığı Inno Turco (Türk » Sultan için bestelenen için ise 10 sene sonra ayrı bir re- “kaside’yi dinleme fırsatı: sitatif eklenmişti: “Teşrifi, teşrifi, Kasidesi) Londra’da 30 bin kişinin Abdülaziz Han, Abdülaziz Han, katıldığı muhteşem bir konserle Sultan Abdülaziz’in kendi bestesi şadumânedir sebep!” seslendirmişti. O gece davetliler arasında bulunan İstanbul şehre- La Gondole Barcarolle’ün ve Londra versiyonunun Osman- mini Ömer Faiz Efendi anılarında; Luigi Arditi’nin Türk Kasidesi’nin lıca metni -ne yazık ki- kısmen “2.000 şantöz, Zat-ı Şahane’nin kayıp olan “Türk Kasidesi”nin nam-ı hümayunlarına tertip edil- dünya prömiyer kayıtlarını, insanlığın kardeşlik değerlerini Emre Aracı’nın Kalan Müzik’ten çıkan Osmanlı Sarayı’ndan Avrupa Müziği ve İstanbul’dan Londra’ya adlı albümlerinden dinleyebilirsiniz. miş manzumeyi bir ağızdan söy- öven içeriği, The Times gazetesi- lüyorlardı. Bu ahenk harikulade bir coşkunlukla nin konserden hemen sonra yayımladığı İngiliz- saatlerce devam etti. Bu nezaket tezahürü belki ce tercümesinden anlaşılmakta: dünyada görülmemiş bir şeydi” şeklinde bahse- decekti bu konserden. “Bütün Batı ışık içinde parlıyor, bütün Doğu Zıt kültürler n ortak estet ğ ışık ile yanıyor, Doğu’nun gecesi Batı’nın karanlığı, Doğu gü- Inno Turco(Türk Kasidesi) gerçekten de klişe- neşleri Batı gündüzleri, leşmiş bütün önyargıları temelden sarsan, ev- Doğu ile Batı kardeş olmalı, yan yana sesleri- rensel değerleri zıt kültürlerin ortak estetiğinde ni yükseltmeli, birleştirme gayretini benimseyen, aynı zaman- Mutluluk günlerinde söylemeli, dostluk, hoş- da eşi benzeri görülmemiş, son derece eklektik, görü şarkılarını. özgün ve insanları hoşgörüye davet eden bir eserdi. Farklılıklardan bir bütünlük çıkartma Aynı ziyarette Sultan Abdülaziz şerefine Lond- gayreti, eserin yaratıcı kadrosunda dahi ilk anda ra Belediye Sarayı Guildhall’da da büyük bir zi- göze çarpıyordu. Müziğini bir İtalyan, oryan- yafet verilmiş, Kraliçe Victoria’nın oğlu Galler 2012 MAYIS / DERİN TARİH 105

Hoş Sedâ » Namık Kemal’i hayran bırakmıştı. Crystal Palace (Kristal Saray) 1934 yılında çıkan bir yangınla kül olmadan önceki ihtişamlı günlerinde. » Notalar Sultan’ın Prensi’nin davetinde İngiliz bandosu, Padişahın vazı bir sanatçı kadrosuyla şahsım tarafından kalbine ulaştı mı? kendi bestesi olan La Gondole Barcarolle’ü çalmış- takdim edilen bu tarihi kasidenin 144 sene son- 1867’de Türk tır. Avrupa basını da Batı tekniğinde kaleme alı- ra böylesine bir vesileyle Lord Mayor, Cumhur- Kasidesi’nin İngiliz nan bu besteyi hayretle yorumlarken bir Osmanlı başkanı ve Kraliçe’yi temsilen Prens ve Prenses bandosu tarafından Padişahının İngiliz başkentinde Avrupa müziği Michael of Kent’in huzurlarında, Peter Foggitt seslendirilmesi bestekârı olarak debut yaptığına (sahne aldığına) idaresindeki 15 kişilik “Guildhall School of Mu- olayına geniş yer dikkat çekmiştir. Sultan Abdülaziz, aynı zamanda sic and Drama” öğrenci korosunun katılımıyla veren İngiliz basını, Alman besteci Richard Wagner’in Almanya’nın Guildhall’da seslendiriliyor oluşu gerçekten de ilk defa Londra’da Bayreuth kentinde inşa ettirdiği opera binasına son derece heyecan vericiydi. Böyle anlar şüphe- gerçekleştirilen maddi bağışta bulunmuş, Alman prenslerinin ilgi- siz yaratıcı bir sanatçıya, tarihin yapıcı sayfala- böylesi bir konserin sizliğinden yakınan meşhur Macar piyanist Franz rında keşfettiği olumlu değerlere yeni sayfalar iki ülke arasındaki Liszt ise bir mektubunda Padişahın bu örnek dav- eklediği hissini veriyor. diplomatik ilişkiler ranışını övmüştür. açısından önemine dikkat çekiyordu. Zaman değişse de protokol ve seremoni gele- Hatta The Musical neği değişmeyen İngiltere’ye geçtiğimiz yılın Ka- Times şu yorumda sım ayında resmi bir ziyarette bulunan Cumhur- bulunmuştu: başkanı Abdullah Gül’ün Londra’da ağırlanması “Sultan’a kaside sırasında, tarih ve bağlara gönderme yapılarak Türkçe söylendi; bazı etkinliklerin yeniden canlandırılması gün- daha doğrusu deme geldiği ve Sultan Abdulaziz’in yaklaşık 1.5 koristlerin asır önceki teşrifinde dinlediği Türk Kasidesi’nin çıkarabildikleri en de Guildhall’da verilen akşam yemeği öncesinde yakın telaffuzla… seslendirilmesine karar verildi. Çok daha müte- Çünkü eseri ancak İngiliz (Latin) DR. EMRE ARACI yaşında, Rana Erksan’ın üzer ne yoğunlaştırdığı sı, İstanbul Devlet Sen- alfabesi yardımı KİMDİR? p yano öğrenc s olarak çalışmalarını 1999-2001 fon Orkestrası, İstanbul ile okuyabildiler. başlayan Aracı, 1994 yı- yıllarında Cambr dge Oda Orkestrası, Borusan Acaba Sultan’ın 1968 yılında Ankara’da lında Ed nburgh Ün vers - Ün vers tes ’ne bağlı Sk l- ve Aşkın Ensemble g b kulaklarına ulaşan doğan Emre Aracı mü- tes Müz k Fakültes ’nden l ter Osmanlı Araştırmala- müz k topluluklarını kelimeler kendisine z kolog, orkestra şef ve mezun oldu. Osmanlı rı Merkez ’nde sürdürdü. yöneten Dr. Emre Aracı, gerçekten Türkçe bestec k ml ğ le tanınır. İmparatorluğu’ndak Türk ye’de Cumhurbaş- İng ltere’n n Kent bölge- olarak mı geldi? İlk müz k dersler ne 7 alafranga müz k geleneğ kanlığı Senfon Orkestra- s nde yaşıyor. Bunu bilemiyoruz; ancak müziğin evrensel dilinden yola çıkarsak, şüphesiz hiç olmazsa işittiği notalar kalbine ulaşmış ve bu ülkenin kendisine gösterdiği misafirperverliğin hiç de sıradan olmadığını anlamıştır.” 106 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

Kayıtlar DARBENİN MARŞI DA OLUR MU DEMEYİN! “Selam selam orduya Selam bütün millete Selam selam gençliğe Selam bütün halkıma” İŞTE “Yıldız Parkı’nın ABDÜLHAMİD’İN demirbaşlarından ERMENİ biri de BAHÇIVANI... Abdülhamid zamanından beri bahçıvanlık yapan Zare Keçiyan’dır.” (Cephe, Haziran 1946) İKİ ÜSTAD İSPANYA HAPİSHANEYE KRAL VE ADIM KRALİÇESİNİN ATIYOR YAHUDİLERİ KOVMA FERMANI Necip Fazıl ve Osman Yüksel Serdengeçti Kral Ferdinand ve Kraliçe Malatya faciasını müteakip Ankara İzabella 31 Mart 1492 tarihli Hapishanesi’ne giriyorlar. (Serdengeçti, Mart bu fermanla ülkelerindeki 1956.) Osman Yüksel fotoğrafın altın şu notu Yahudileri kovmuşlardı. düşmüş: “Burasını evim kadar tanıyorum. Bu, benim hapishaneye 7 nci girişim! Dağınık 2012 MAYIS / DERİN TARİH 107 saçlarımla etrafıma bakıyor, bizi seyretmeye gelenleri seyrediyorum.”

İz Düşüm NORMAN STONE İSKOÇYA NEREYE GİDİYOR? » Prof. Dr., Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyesi ve Center of Russian Studies’in kurucusudur. Türk taksicilerle hep aynı muhabbeti yaparım. dikleri için kaybettiler. (Esas adamın adı Balliol’du, Nor- —Nerelisiniz? manlar ona Bailleul derdi. Oxford College adını buradan —İngiliz’im, aslına bakarsan İskoç. almıştır.) Bağımsızlık savaşı Bannockburn denilen yerde Aynı soruyu ben sorduğumda ise genellikle benzer yapılmıştı ve 2014’te yapılacak referandumun bağımsız- cevaplar alırım: Rize, Hopa, Trabzon, Giresun… Sonra lık savaşının anısına bu meydanda yapılması planlanıyor. muhabbet dönüp dolaşır, İskoç eteğine, viskiye, koyun- Filmde İrlandalılar İskoçların dostu olarak gösteriliyor. Fa- lara, tuluma, İskoçya’nın vazgeçilmezi olan yağmura ve kat İskoçya’nın bağımsızlığını kazandıktan sonra yaptığı Karadeniz’e benzeyen İskoç dağlarına gelir. Konu biraz cid- ilk iş İrlanda’ya saldırmak olmuştu. Hemen belirteyim, dileşince taksici bu sefer de şu meşhur filmi hatırlatır. Hani Cesur Yürek kadar meşhur ancak bir o kadar kötü bir film büyük bir savaş sahnesinin olduğu, Mel Gibson’ın Cesur Yü- de Gece Yarısı Ekspresi’dir. rek’ini. Kendimi tutamam ve hayli milliyetçi olan bu filmin diğer birçok tarihî film gibi çok kötü olduğunu söylerim. Bu tür filmler insanları derinden etkiliyor. Örneğin İskoçya 1300’lerde ücra, fakir ve parçalara bölünmüş başta gençler olmak üzere birçok insan Mel Gibson’ı tak- bir ülkeydi. Ülkenin yaklaşık 4’te 1’inin yaşadığı Kuzey lit etmeye başladı. Sözünü ettiğimiz bu Mel Gibson hay- İskoçya’da bugünlerde neredeyse hiç kimsenin kullan- ranları yüzlerini kendi bayraklarının rengine boyuyor, en madığı Kelt dili konuşulurdu. Hebridean adalarında ise yakın komşularından nefret ediyor ve kaba bir dil kulla- hâlâ İskandinavlar yaşardı. (Yeri gelmişken söyleyeyim, nıyorlar. Zaten Cesur Yürek de son derece kaba bir filmdi. bu adalar görülmesi gereken, son derece romantik ta- Bu tür bir milliyetçiliği destekleyen hatırı sayılır orandaki til yerleridir.) Öte yandan doğuda İrlanda’dan göçmüş İskoç seçmeni bağımsızlık istiyor. 2014’te bir referandum İskoçlar yaşardı. Ülkenin geri kalanı da Kuzey İngiltere yapılacak. Tam bağımsızlık için yeterli oy çıkar mı bilmi- demografisine benzer bir kimlik taşırdı. Yerliler eski İn- yorum. Ama bildiğim tek şey, bağımsızlık yolunda bazı gilizcenin farklı bir versiyonunu konuşurdu. Bugün hâlâ gelişmeler yaşandıktan sonra, olayların akışını durdur- kullanılan bazı meşhur İskoç isimlerinin o zamanlardan manın oldukça zor olduğudur. geliyor olmasının sebebi, Norman istilasıyla gelen soy- lulardır. Örneğin Cesur Yürek filminde savaşı kazanmış İskoçya 2020’ye kadar tamamen bağımsız olabilir. Bruce soylularının isminin Norman Fransızcasından gel- Eğer böyle bir şey gerçekleşirse vakit kaybetmeden Türk diği oldukça açıktır. Diğer soylu isimleri de aynı kökten vatandaşlığına başvuracağım. Adımı da çoktan buldum: geliyor; Fraser Fraisier’den, Maxwell de Mesnières’den... Numan Mutlutürk. Türkiye’de bir şeyler olumlu anlamda Cesur Yürek tüm bunları bir karikatür gibi yansıttı. Fil- değişiyor. Bazı ülkeler Türkiye’nin konumunda olmayı, ta- me sahne olan iç savaşta İngilizler yanlış tarafı destekle- bir yerinde ise delice istiyor. Ama şunu da kabul etmek gerekir ki, Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu’ndan geriye kalan tek devlet. Öte yandan İskoçya’da ise bölgeler ara- 108 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

sı uyumsuzluk ve bencillikten başka herhangi önemli bir Seçimler yapıldı ve Çeklerin yaklaşık %40’ı Komünist gelişme yaşanmadı. Parti’ye oy verdi. İşin kötü yanı ise Çeklerin çoğunluğu Çekoslovakya 20 yıl önce dağılarak Slovakya ve Çek sadece öç almak için Komünist Parti’yi seçmişti. Böylece Cumhuriyeti olarak ikiye ayrıldı. Bu ayrılıktan çıkarılacak tarihte bir ilk gerçekleşti ve Komünist Parti demokratik birçok ders var: Çekler ve Slovaklar anlaşarak iki bağımsız bir seçimle iktidara geldi. Benzer örnekler Güney Kıbrıs devlet kurdular. Her iki ülkenin kanaat önderleri, birlikte Rum kesiminde ve Şili’de de gerçekleşti. yaşamanın her iki tarafın da kalkınmasına zarar verdiğini İngiltere ve İskoçya’nın durumu ise tamamen farklı. düşünüyordu. “Kuzey çalışır, güney hükümeti idare eder” Tabii ki iki ülke arasında farklılıklar var. Ama bu farklılıklar görüşü hâkimdi. Bu tür bir düşüncenin Türkiye’nin de Doğu İskoçya ve Batı İskoçya arasındaki ya da Yorkshire ve içinde bulunduğu birçok ülkede var olduğunu öğren- Londra arasındaki farklılıklardan daha büyük değil. Üstelik mek oldukça şaşırtıcı. İskoçlar çok büyük sıkıntılar da çekmedi. Bunu söylerken Slovakya Komünizm ile yönetilirken akıllı parti liderle- İrlandalıların yaşadığı o büyük patates kıtlığı ile karşılaş- ri sayesinde birçok yatırım fırsatı yakaladı. Ama bu fırsat- tırarak ifade ediyorum. Zira o kıtlıkta İrlanda, nüfusunun ların birçoğunu cömertçe harcadı. Prag nispeten daha yarısını kaybetmiş ve 18. yüzyıl boyunca Katolik zulmüne başarılıydı. Zira yönetim Komünistlerin elinden çıktıktan maruz kalmıştı. 1707’de birleşen İskoçya ve İngiltere bir- sonra, Batılılaşma yolunda bir dizi yeniliğe adım attı. Hat- likte büyük başarılara imza attılar. (Büyük Britanya’yı tem- ta akıllarının bir köşesinde Almanya’yla ortaklık bile vardı. sil eden Jack Union bayrağında İskoçları Aziz Andrew’in, Slovak politikacılar bunu engellemek için araya girdiler. İngilizleri de Aziz George’un haçı sembolize eder.) Bu Ayrıca Çekoslovakya sadece 70 yıl önce kurulmuştu ve iki millet birbi- Bağımsız bir İskoçya utanç kaynağından rinden çok ayrı halklardı. Slovaklar başka hiçbir şey olmayacaktır. Böyle bir genellikle içe kapanık, köylerde ya- şayan Katolik bir milletti. Köylülerin durumda Türkiye’nin İskoçya’yı tanımaması yanı sıra okumuş, elit bir Protestan için elimden gelen her şeyi yapacağım. sınıf ve orta direk diyebileceğimiz Yahudi bir azınlık grup da mevcut- tu. Bu iki azınlık da yüzyıllarca Macaristan’ın egemenliği birleşmeden önce İskoçya denilince akla iç savaş ve açlık altında yaşadı. gelirdi. İskoçya, Büyük Britanya’yla birlikte gelişti. Bu bağ- Aslına bakarsanız Çeklerin Katolikliği sözdeydi. Fakat lamda İskoçya’nın gerek Hindistan İmparatorluğu’nun Çekler her zaman gelişen bir ekonomiye sahip oldu- yönetilmesinde, gerek Endüstri Devrimi’nde önemli roller lar. Haddi zatında o konuma gelmek için Almanlardan oynadığını anlatan birçok kitap okudum. (Gerçi bir İskoç’a çok yardım aldılar. Çekoslovakya’nın kurulması için Al- sorsanız Sanskritçeyi ortaya çıkarmak dahil Britanya’daki manların I. Dünya Savaşı’nda yenilmesi kâfi geldi. Zira her şeyi İskoçların yaptığını söyler.) Hatta 18. yüzyılın son- Çekoslovakya’nın kurulmasına Fransa çok büyük des- larında Türklere topçuluk eğitimi veren İskoçyalı bir göç- tek vermişti. Fakat Fransa sonrasında Çekoslovakya’yı men, Mustafa Paşa ismini almıştı. koruma konusunda Liste bu şekilde isteksiz davranın- » Hoyrat milliyetçilik: Cesur Yürek gibi son derece kaba bir uzar gider. Özetle, ca ülke 1939’da bağımsız bir İskoçya dağıldı. Slovakya filmdeki hoyrat milliyetçiliği destekleyen hatırı sayılır sayıda İskoç utanç kaynağından seçmeni bağımsızlık istiyor. Almanya’dan icazet başka hiçbir şey ol- alarak bağımsızlı- mayacaktır. Böyle bir ğını ilan ederken, durumda Türkiye’nin Çekler Almanya’nın İskoçya’yı tanımama- himayesi altına girdi. sı için elimden gelen En kötüsü de savaş her şeyi yapacağım. bitince ortaya çıktı: ÇEVİREN: HÜSEYİN AKSU 2012 MAYIS / DERİN TARİH 109

Doğudan Batıya EMEVÎLERİN KARAMANOĞLU MEHMED BEY’İ ABDÜLMELİK BİN MERVÂN İlk bastırdığı paralarda kendi resmine de yer verdiği görülen Abdülmelik’in para reformu ile üzerinde Kur’ân-ı Kerîm’den ayetlerin yer aldığı ilk müstakil İslâm dinarları bastırılır. Bu da Bizans’a açık bir meydan okumadır. FATİH ERKOÇOĞLU [email protected] E mevî hilafetinde adından en çok söz ettiren, aynı zamanda en çok da merak uyandıran kişiden söz edeceğiz bu yazıda, yani Ab- dülmelik b. Mervân’dan. Emevî devletinin kurucusunun Muâviye olduğu ifade edilse de, tesis ettiği kurumlar ve icraatıyla Emevîlerin asıl kurucusunun Abdülme- lik b. Mervân olduğunu söylemek mümkün. Abdülmelik 685 yılında hilafet makamına geç- » Abdülmelik’in başkaldıran dinarları Abdülmelik, bastırdığı bu ilk İslam dinarlarında kendi resmini tiğinde İslâm dünyasında iki halife bulunuyordu. (en üstte) ve Kur’an-ı Kerim’den ayetleri (altta) kullanmıştır. Bu, hem bir reform, hem de Bizans’a ciddi bir başkaldırıdır. Kendisi Suriye ve Mısır’a hakimken, Mekke’de halifeliğini ilan eden Abdullah b. Zübeyr Medine, Irak, Horasan ve Yemen’de hüküm sürüyordu. Her ne kadar Irak, Zübeyrî kontrolünde ise de, buradaki hakimiyeti bıçak sırtında kalır ve kısa süre sonra Abdülmelik’in olabildiğince az kan dökerek ele geçirmesiyle Hicâz halifesine yolun sonu gözükür. Emân verilmesine rağmen Kâbe ve Harem’de savunma savaşı gerçekleştiren Ab- dullah b. Zübeyr’in, Emevî komutanı Haccâc b. Yûsuf tarafından öldürülmesiyle çifte halife dev- ri sona erer. Böylece Müslümanlar yeniden tek bayrak altında birleşirler. 110 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

İSLAM DİNARI BİZANS’A NASIL MEYDAN OKUDU? Hal fe Abdülmel k’ n İslâm devlet n n B zans’a s yasî ve ekono- m k bağımlılıktan kurtulması uğrundak gayret Emevî tar h nde çarpıcı b r sayfa oluşturur. B zans’tan thal ed len paranın yer ne kademel olarak bağımsız İslâm d narlarını bastırarak p yasaya sürer. İlk bastırdığı paralarda kend resm ne de yer verd ğ görülen Abdülmel k’ n tedr cî olarak yaptırdığı para reformu le B zans İmparatorluğu’na meydan okurcasına üzer nde Kur’ân-ı Kerîm’den ayetler n yer aldığı lk bağımsız İslâm d narları basılır. İç savaşları ve isyanları başarıyla sona erdiren mışlardır harekelendirmeyi. Böylece Kur’an » Mescid-i Abdülmelik, dış cephede fetihlerde bulunur ve metni standart hale getirilir, farklı yorumların Aksâ’da kanat İfrîkiyye denilen bugünkü Tunus ve Cezayir ile en aza indirilmesi sağlanarak İslam toplumunda çırpan bir Anadolu’nun (Ermenistan) önemli bir kısmını birliktelik ön planda tutulur, ayrılığa neden ola- güvercin İslâm topraklarına katar. bilecek hususlar mümkün olduğunca giderilme- Çocukluğu ye çalışılır. Medine’de İslam devlet nde b rl k Hz. Osman’ın Ayrıca Halife Abdülmelik, İslamî ilimler sa- yanında geçen 21 yıl halifelik yapan Abdülmelik’in adının ha- hasında devrin önemli simalarından Sa’îd b. Abdülmelik’e, fızalardan silinmemesini sağlayan tarafı, tesis Cübeyr’den bir tefsir yazmasını ister. Ne var ki, burada ibadete ettiği kurumlar ve hayata geçirdiği icraatlarıdır. yazılmış olan bu ilk tefsir günümüze ulaşmamış- ve ilme Döneminde devlet kurumları yeniden organi- tır. Bu arada Mısır valisi olan kardeşi Abdülaziz’in düşkünlüğünden ze edilir. O zamana kadar Rumca ve Farsça gibi oğlu ünlü Halife Ömer b. Abdülaziz’den önce- ha- dolayı “mescid dillerde tutulan resmî divan kayıtları Arapçaya dislerin toplanması faaliyetini hatırlatmak fay- güvercini” çevrilir; böylece Arapça devletin resmî dili hali- dalı olacaktır. denilecek ve ne gelir. Bunun dışında ilk nüfus sayımı yapılır, adı Medineli vergiler yeniden düzenlenir. Kubbetü’s-Sahra’nın söyled ğ şey fakihler arasında anılacaktır. Halife Abdülmelik kültür ve sanat faaliyet- Abdülmelik’in hilafeti sanat ve mimarîde de par- Müslümanlar lerinde de kendisini gösterir; etkileri günümü- lak bir dönem olmuştur. Mısır valisi Abdülaziz’in için müstesna bir ze dek süren birçok önemli esere imza atar. yaptırdığı Hulvân ve Irak genel valisi Haccâc’ın değere sahip olan Kur’ân’ın okunuşundan kaynaklanan zorlukları Irak’ta stratejik bir mevkide kurduğu ordugâh Mescid-i Aksâ’yı ortadan kaldırmak üzere ayetlere ilk defa nok- olan Vâsıt şehirleri bu dönemin tanıklarıdır. Ay- genişleten kişi, taların yardımıyla harekelerin konulması işlemi rıca iç savaş esnasında zarar gören Kâbe, Abdul- işte bu “mescid onun zamanında yapılır. Kendisi de bir Kur’ân lah b. Zübeyr’in sonradan eklettiği kısımlar yıkı- güvercini”dir. öğreticisi olan Irak valisi Haccâc b. Yûsuf tarafın- larak Hz. Peygamber’in (sas) yolundan gidildiğini dan Nasr b. Âsım el-Leysî ile Yahyâ b. Ya’mer el- göstermek adına aynen onun dönemindeki gibi Advânî yap- yeniden yapılır. Artan ihtiyaca cevap vere- meyen Mescid-i Harâm ise genişle- tilir. 2012 MAYIS / DERİN TARİH 111

Doğudan Batıya » Mesafe taşında Halife sal Süleyman mabedinin üzerinde inşa edilmiş Abdülmelik’in izleri olmasının, bugün Müslümanlar ile Yahudiler Abdülmelik dönemine arasında ciddi bir ihtilafa neden olduğu bilinir. ait hac ve ticaret yolları Abdülmelik’in ise kendince haklı bir sebebi üzerine iki merkez vardır. Müslümanların henüz hâkim oldukları arasındaki uzaklığı Kudüs’te, Yahudi ve Hıristiyan peygamberlerini belirlemek için dikilen kendi ataları arasında sayan İslamiyete “boyun mesafe taşlarından bu eğmeye” yönelik bir çağrı ile Bizans’ın eski top- örnek, kareye yakın raklarında İslâm dininin geçici olmadığını vur- miltaşı üzerine oyma gulamak ister. Bu yüzden İslamiyetin üstünlük tekniğiyle ve kûfi hatla ve gücünün bir beyanı olarak Kubbetü’s-Sahra’yı yazılmıştır. “Allah’ın buraya inşa ettirir. kulu, müminlerin emiri Abdülmelik, Allah’ın Emevî mescidinin bu bilge güvercini, 705 yı- rahmeti üzerine olsun, lında vefat ettiğinde kendisinden sonra hilafete bu taşı diktirdi. Şam ile gelecek olan 4 oğlu (Velid, Süleyman, Yezîd ve burasının arası 109 mildir” Hişâm’dır ki, bundan dolayı kendisine “krallar cümleleri okunmaktadır. babası” anlamında “Ebû’l-mülûk” denilmiştir) ile damadı ve yeğeni Ömer b. Abdülaziz’e, temelleri Abdülmelik’in mimarî açıdan en önemli ic- sağlam atılmış ve geniş bir coğrafyaya yayılmış raatı ise Kudüs’te birçok peygamberin makamı- büyük bir imparatorluk bırakır. nın bulunduğu Merve tepesinde, Hz. İbrahim’in Hz. İsmail’i kurban etmek üzere seçtiği ve Hz. Bugün İslam topraklarında onun kanat çırpış- Muhammed’in mirâca yükselirken ayağını son larını duymak mümkün. Azıcık kulak verelim, defa bastığı yer olarak kabul edilen Hacer-i yeter! Mu’allak’ta inşa ettirdiği Kubbetü’s-Sahra ile hemen onun karşısında yer alan Aksâ Fatih Erkoçoğlu Camii’dir. Kubbetü’s-Sahra ibadet Yard. Doç. Dr., Yıldırım Beyazıt maksadıyla yapılmamış olup Üniversitesi Tarih Bölümü yapısı itibariyle ilk anıt öğretim üyesi. eser olma özelliğini ta- şır. Bu iki yapının, Yahudilerin kut- » Tevazu ve ihtişam aynı kubbede yükseliyor Kudüs’te. Peki imza kimin? İslam mimarîsinin ilk kubbeli eserlerinden Kubbetü’s-Sahra, Abdülmelik b. Mervan’ın İslam sanatına görkemli bir katkısı olarak tevazu ve ihtişamı bir arada taşıyan bir anıt. 112 DERİN TARİH / 2012 MAYIS



Kitap Kritik SULTAN HAMİD DİPLOMASİSİNDEN ALINACAK DAHA ÇOK DERS VAR! Kendi topraklarında çevrilen komplolara, devrin padişahı II. Abdülhamid nasıl bir karşılık verdi? İşte Kızıltoprak’ın araştırması 1882-1887 arasındaki Osmanlı-İngiliz düellosunu anlatıyor. MİM KEMÂL ÖKE E ser, son zamanlarda komplolara, devrin padişahı II. Ab- rastladığım en do- dülhamid nasıl bir karşılık vermiş- yurucu tarih çalış- tir? İşte Kızıltoprak’ın araştırması malarından biri di- 1882-1887 arasındaki Osmanlı-İngi- yebilirim. Bu açıdan liz düellosunu anlatıyor. Kızıltoprak’ı kutlu- Bu öyküyü anlatabilmek için he- yorum. Çıkış noktası bir doktora men vurgulayalım, Kızıltoprak çok tezi olduğu için danışmanlarını da iyi teçhiz olmuş. Bu konuda yazıl- tebrik etmek lazım. Akademik kari- mış Türkçe, İngilizce, Fransızca ve yerinin ilk aşamasında Kızıltoprak’ı » Mısır’da İngiliz İşgali: Arapça eserleri taramış. Ama asıl disipline ederek, doktora vesilesiyle önemlisi, Türkiye (Başbakanlık-Os- altyapısını oluşturmuşlar. Bakınız, Osmanlı’nın Diplomasi Savaşı manlı), Mısır ve İngiliz arşivinde bu nokta çok ama çok önemli! Do- (1882-1887), Süleyman geniş araştırma yapmış. Türk arşiv- çentlik jürilerine katıldıkça, çoğu Kızıltoprak, İstanbul: lerine bugüne değin giren olmadı- 2010, Tarih Vakfı Yurt Yay,, 351 sayfa. kez yüreğim yanıyor. Sosyal bilim- ğı için Mısır Meselesi hep karşı cep- lerde göz doldurucu tezler ortaya heden işlenmiş, böylece yorumlar koyan adaylar, doçentlik aşamasında maalesef tek yanlı kalmıştı. Kızıltoprak’ın çalışması ise bu kendi çıtalarını geçemiyorlar. Doçentlik “yayın- açıdan son derece özgün. Belgeler mahir bir elle ları” doktoralarından kaliteli olamıyor. Çünkü değerlendirilmiş, öykü ayrıntılandırılarak sürük- doçentlik sürecinde “danışman” yok. İkincisi, leyici bir üslupla kaleme alınmış. doçentlik artık teze değil, kısa makalelerle top- Eserin birinci bölümü, Mısır’daki mali kriz ile ladığınız puanlara bağlı. Akademik unvan (daha onun bölgesel ve uluslararası sistemde oluşturdu- doğrusu bilimsel olgunlaşma), sözüm ona “citati- ğu komplikasyonlara odaklanıyor. İkinci bölüm- on index” (atıf indeksi) uğruna “sayısal” kriterle de Osmanlı Devleti’nin, Mısır’ın İngiltere tarafın- ölçülüyor. Bu kıstaslarla Türkiye’nin ilmî inkişa- dan işgaline karşı çözüm arayışlarına, bir bakıma fından endişe duymaktayım. çırpınışlarına yer verilmiş. Üçüncü bölümde ise Neyse, geçelim eserimize. Kızıltoprak’ın “diploması savaşları” diye adlandır- Konu: Mısır. Emperyalizmin coştuğu, dığı misyonlar ve yüksek komiserlik etkinlikleri Ortadoğu’nun ise Şark Meselesi olarak bu aktarılıyor. Kızıltoprak, bu çerçevede Mısır’da pat- akıntıya kapıldığı bir dönemde Mısır devletle- lak veren Urabi hareketinin gerçek yüzünün ne rarası rekabetin, özellikle de Büyük Britanya olduğunu ilk kez böylesine açıklıkla ortaya koy- İmparatorluğu’nun ilgi alanına giriyor. Ama muş. Tarih yazımında çok tartışılan bu polemikli mülk Osmanlı’nın. Kendi topraklarında çevrilen ayaklanmanın arka planını kitapta bulabilirsiniz. 114 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

Arap Baharı’nın kara kışı CD KITAP KITAP Son yıllarda bilimsel çalışmalar yerine “fast- KARA KITADAN DERİ SİYAH EKSTRA food” tarzı komplo teorileri/romanları revaçta. O ILIK EZGİLER OLABİLİR AMA TAVSİYE nedenle sosyal bilimlerde yazılan tezler kitapçı DUYGULAR raflarına pek çıkamıyor. Ama bu iklimde bile alın Önümdeki CD, ASLA! Sultan Kenesarı, bu eseri ve okuyun derim. “Arap Baharı” vesile- Nonesuch Explorer Rus Emperyaliz- siyle gündeme gelen bir Mısır hangi badirelerden serisinden çıkmış Filmi de geldi. Hoş, mine Karşı Stepte geçmiş, hangi uluslararası komplolar karşısında (2002). Explorer pek rağbet görmedi Büyük Başkaldırı, kalmış, Türkiye -günümüzün model ülkesi ola- Series Africa: Music ama başrol oyuncu- Fatih Ünal, İstan- rak- geçmişinde bu yayılmacılıkla nasıl mücadele From The Nonesuch larından Viola Davis, bul: İlgi, 2010. etmiş; ilginizi çekmez mi? Çekmelidir! O açıdan Explorer Series ismi- Yardımcı Kadın araştırmacının sonuçlarını özetlemiyorum. Sade- ni taşıyor. Afrika’nın Oscarı’nı alıverdi. “Kazak hanlarının ce şu kadarını dipnot kabilinden vurgulayayım: yerel / geleneksel Kathryn Stockett’in sonuncusu olan “Günümüzde bile Sultan Hamid diplomasisinden etnik müziklerini Duyguların Rengi Kenesarı Kası- alınacak dersler vardır.” ihtiva ediyor. Bu şar- kitabı,1960’ların moğlu önderli- kıları dinlemeden, Amerika’sındaki ğindeki bu istiklal Sonuç olarak, eser nefis! Söylenecek bir söz bahtı karartılmış bu siyahi (kadın) davası, Kazakların yok. Ama tenkit değil, tavsiye kabilinden arz ede- kıtadaki sömürgeci- hizmetkârların Rus emperyaliz- yim: liği -kölelik tarihini- hayatını aktarıyor. mi karşısındaki “duyumsamanız” Irkçılığın o dönemde son büyük ve Diplomasi tarihiyle uğraşanlar, mutlaka siyasî mümkün değil bile baskın oldu- görkemli başkal- tarih disiplininden dışarı çıkarak, komşu disip- bence. Albümdeki ğunu göreceksiniz. dırısı oldu. İşte bu lin olan uluslararası ilişkilere de uğramakla iyi 3. parçanın adı, Romanın ilginç eserde Rusların ederler. O zaman çözümleme çerçeveleri de, kul- “Elhamdülillah”. tarafı, tarihe mal stepleri itaat altı- landıkları kavramlar da (terminoloji) yerli yerine Burkina Faso gibi olduğu düşünülen na alma yönünde oturur. O nedenle disiplinler arası yaklaşımı öne- Afrika’nın en küçük köleliğin sosyal ha- karşılaştığı uzun riyorum. Belki o zaman Kızıltoprak, dördüncü ve en fakir ülkesinde yatın akışına hâlâ bir soluklu Kazak bölümü girişte değerlendirebilir ve sonuçta daha Fulani adlı göçebe damar olarak sızışı direnişinin son toparlayıcı olabilirdi. İkinci husus, çalışmanın âşıklar, bu parçayı diyebiliriz. Siyahi ka- halkası ortaya 1887’de kesilmesi… Kızıltoprak bunu izah etse Ramazan Bayramı dınların sivil direnişi konulmaktadır.” de, durumdan rahatsızlığını da yansıtıyor. vesilesiyle söyler ve neredeyse mizahî ayin yaparlarmış. bir üslûpla işleniyor. İnsan, tarihî perspektifte, kıyaslamalı biçimde İslam’ın farklı coğ- “Yaşayan” tarihe ilgi Mısır Sorunu’nu resmetmek istiyor. Kızıltoprak’ın rafyalardaki teza- duyanlara hararetle bu çalışması da, “Osmanlı Mısırı” konusunda refe- hürlerini çalışanların tavsiye ederiz. rans kaynak olma özelliğini daha uzun yıllar ko- ya da konuya ilgi ruyacaktır. duyanların dikkati- ne sunarız. Mim Kemâl Öke Prof. Dr., İstanbul Ticaret Üniversitesi, İ.İ.B.F. Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi. BIR CD, IKI DE KITAP ayn’el-yakin de yazmamıza duyarsız kalabilir. Bana öyle Ya da tam aksine, çalış- katkıda bulunacak edebî geliyor ki, beşeri bilimlerin malarını bu kaynaklara da Akademik adettendir, eserleri (şiir, roman vb.), tarafsızlığını sorgulayan değinerek gerçekleştiren tarih “bilimi” birinci elden hatta müziği (ya da sanat postmodern epistemoloji yazarların nihai bulgu- kaynaklara, başka bir ürünlerini) göz ardı etme- haklı. Üstelik yazarın / ları çok daha “reel” veya deyişle arşiv belgelerine meliyiz. Bazen bilimsel araştırmacının yukarıda gerçeği yansıtır bir şekle dayanılarak yazılmalıdır. anlatımlar —metodolojik zikrettiğimiz alternatif / dönüşebilir. Bu inancımız- Ancak sosyal bilimlerin çatıları ne kadar sağlam tamamlayıcı kaynakları dan hareketle şimdi size kapsama alanına giren her olursa olsun— kuru, ihmali, konusunu yeterince bir müzik albümü, bir de konuyu ilm’el-yakin kadar dahası incelenen sorunsala “görmesine” de engel olur. roman tavsiye edeceğim. 2012 MAYIS / DERİN TARİH 115

V tr ndek ler TÜRKLERİN GELECEĞİ ANADOLU’DADIR KUTSAL DÖNEMİN MUHALİF SESLERİ NASIL SUSTURULDU? Balkan Savaşı’nı b r katkı sunuyor. Türk ye’n n çıkarının Yazarının fades yle merak edenler, cephe İng ltere’n n de çıkarına olacağını öne akadem k b r çalış- ger s nde neler sürerek, savaşa devam etmen n ülkem z ma ç n “kutsal” sa- olup b tt ğ ne şah t daha büyük kayıplara sokacağını dd a yılagelm ş b r döne- olmak steyen tar h ed yor. Türkler ‘Avrupa’nın lk beyefend - m n, Cumhur yet’ n sevdalıları! İng l z ler ’ olarak tanımlarken, yer yer oryantal st b ç mlend ğ yılların savaş muhab r Ell s tutumunu da göstererek, Gaz Muhtar eleşt rel b r okuma- Ashmead-Bartlett’ n Paşa’yı z yaret esnasında 2 saat beklet l- sını gerçekleşt r yor bu değerl hatıratını mes n tam da Türklere has b r davranış eser. Emekleme dö- kaçırmayın der z. olarak n telend r yor. Son noktayı koyarken nem ndek kt darın Daha sonra Anzak efsanes n n oluşmasın- “Türkler n geleceğ Anadolu’dadır” d yor kırılgan kem kler n n röntgen n çek yor, da büyük pay sah b olacak olan Bartlett’ n ve Avrupa devletler ne seslen yor: “Avrupa muhal erle mücadele planına yürekl b r Da ly Telegraph muhab r olarak yazdık- meden yet ne hürmet eden yen b r büyüteç tutuyor. Ama bunları yaparken larının b r derlemes bu. Bartlett b r savaş Türk ye devlet n n kurulmasına müsaade amatör ve tara ı tar h yazıcılığının dar muhab r . 1902’de Rus-Japon Savaşı’nda, ed lmel d r.” Avrupalılar bu cümley nasıl elb ses n üzer nden çıkarma konusunda 1907’de Fas’ta, 1922’de Trablusgarp’ta ve anladılar b lm yoruz ama epeyce lg nç b r oldukça t t z davrandığını bel rtmel y z. 1912’de Balkan Savaşı’nın Türk ye cep- çağrı g b gözüktü b ze. Türk ye, Hal fel k merkez nden la k b r hes nde çalışmış. Gözlemler n n yanı sıra Batılı ülkeye geç ş sürec nde nasıl b r Türk ye’n n geleceğ ne yönel k f k rler n de TÜRKLERİN RUMELİ’YE VEDASI rad kal dönüşüm geç rd ? Elbette muha- paylaşan yazar, hem o günler anlamamıza Ellis Ashmead-Bartlett l er olacaktı; pek bunları susturmanın yardımcı oluyor, hem de l teratüre k ş sel ve s nd rmen n yolları neyd ? Ankara İz Yayıncılık - 2012, 336 sayfa / 16,50 TL Hükümet ’ne karşı çıkan 150 k ş n n sür- gününün (150’l kler Vakası) arka bahçe- TIP TARİHİMİZDE BİR ÖNCÜNÜN BİTMEYEN NÖBETİ s nde neler yaşandı? Kürt/İslamcı muhal f hareket d ye sunulan Şeyh Sa d İsyanı, Türk ye’de f z kote- Enst tüsü’nü kurar. O, tam 53 yılını büyük tüm muhal f cephen n susturulmasına rap n n kurucusu b r aşkla mesleğ ne adarken, Türk ye’de tıp, nasıl bahane ed ld ? TBMM’n n mutlak Ord. Prof. Osman gerek 1933 Ün vers te Reformu, gerekse otor tes n gerçekleşt rmek ç n çıkarılan Cevdet Çubukçu’nun s yasal çalkantılar eşl ğ nde kabuk değ ş- Takr r- Sükûn Yasası b r meydan okuma yaşamını ele alırken, t rmekted r. Özelde lkler n öncüsü b r olarak ne fade ed yordu? İlk muhalefet fona modern tıbbın doktoru tanımak, geneldeyse tıp tar h m - part s Terakk perver Cumhur yet Fırkası ülkem zdek kuruluş z n kılcal damarlarını keşfetmek ve kısıtlı üyeler vatan ha nl ğ yle suçlanmıştı; sürec n ve görkeml mkânlarla büyük şler başaran az ml b r gerçekten öyle m yd ler? Tek adam kt darı dönemeçler n yer- kuşakla tanışmak ç n hazır olun! K tabı, b r görünen n aks ne neler get rd , neler leşt ren k tap, b l m Çubukçu’nun torunu olan k tıp profe- götürdü? İzm r Su kast üzer ne tedb r tar h meraklılarına sörünün yazdığını düşünürsek, başucu sürec nde hang manevralar yapıldı? Bu doyumsuz b r kaynak sunuyor. Osmanlı’nın rehber olacak b r kaynakla karşı karşıyayız soruların cevapları belgeler, hatıralar ve son dönem nde b r tıp öğrenc s olan demekt r. Beyaz önlüğün tar h ne beyaz b r dönem n aktörler n n tanıklıkları eşl ğ nde Osman Cevdet Çubukçu, Cumhur yet’ n lk ışık tutmak ç n key okumalar! s zler bekl yor. Belk de ‘kutsal dönem’ o yıllarında heyecanlı ve deal st b r doktor kadar da kutsal değ ld . Ne ders n z? olarak Türk tıbbına sm n yazdıracaktır. İMPARATORLUKTAN CUMHURİYET’E Par s’te f z koterap eğ t m alır, kaplıca te- TIBBİYE’NİN VE BİR TIBBİYELİNİN CUMHURİYETİN KURULUŞUNDA dav s üzer ne çalışmalar yapar. Türk ye’ye ÖYKÜSÜ İKTİDAR KAVGASI lk f z k tedav doktoru olarak döner ve Nadire Berker, Selim Yalçın Hakan Özoğlu y ne b r lke mza atarak lk F z koterap Türkiye İş Bankası - 2012, 306 sayfa / 16 TL Kitap Yayınevi / 2011, 244 sayfa / 20 TL çsaotaknlar 1 YAKIN TARİHİN 2 3ÖTEKİ TARİH 1 KIZIL PENÇE 4 ATATÜRK’ÜN 5 FETİH VE Tarih GERÇEKLERİ ABDÜLMECİD’DEN Mustafa Armağan İHTİLAL KIYAMET İlber Ortaylı İTTİHAT VE Timaş Yayınları HUKUKU Feridun Emecen Timaş , 2012 TERAKKİ’YE 304 sayfa / 13,5 TL Taha Akyol Timaş, 2012 256 sayfa / 16 TL Ayşe Hür, Pro l, 2012 Doğan Kitapçılık,2012 400 sayfa / 16.5 TL 326 sayfa / 17.5 TL 632 sayfa / 32 TL 116 DERİN TARİH / 2012 MAYIS



V tr ndek ler MAHİR BİR ELDEN İRAN’IN İSLAM EZOTERİZMİ HERMETİK HER ŞEY 1948’İ YENİDEN EVVELİ VE GÜNCELİ DÜŞÜNCEYİ DİRİLTEBİLİR Mİ? ANLAMAK İÇİN… Yazarın fades yle Hemen tüm kültür F l st n uğruna İran meden yet ve d nlerde yer ne yapab l rs n z? her kategor de, alan evrensel b r Yardım toplamak, b lhassa pol t ka, mot ft r Hermes. savaşmak, dua toplum, sanat ve Mısır’da Thoth, etmek ya da s ya- m marlık alanla- İbran kültüründe seten barışa aracı- rında “ötek ”yd . Enoh, Esk Yunan’da lık etmek, vesa re Tar h , düşmanları Hermes Tr smeg s- vesa re… Edward değ lse b le rak ple- tos, İran’da Huşeng, Sa d’ n F l st n r tarafından yazılmıştı. 20. yüzyılda dah İslam kültürün- Savaşı’nın tar h n çer den bakab len, önyargı tozu yutma- de se İdr s Neb ’yle b r tutulur. Ant k yen den yazmak mış, yalın b r bakış açısı gel şt r lemed dünyanın dört b r köşes nde seçk n b r ç n Arap ve İsra ll aydınları b r araya İran meden yet ne. İşte bu nedenle, b lge, üstün mertebelere er şm ş b r get rmek gerekt ğ f kr n ben mseyen İran g b köklü b r meden yet ne yazık kul olmaktan tanrılığa kadar uzanan b r grup b l m adamının F l st n uğruna k k m zaman MÖ 3. yüzyıldak despo- farklı varyasyonlarda bel r r. Suretler yaptıkları se, anlamak! Onlar k mse- t zmle, k m zaman da uzak, egzot k ve başkadır ama öz hep Hermes’t r. B r akım y suçlamıyor, ayıplamıyor; kurmaya romant k b r ülke olarak tepeden bakan olarak Hermet zm se b rçok d s pl n n çalıştıkları empat le d yalog kapılarını b r yaklaşımla değerlend r ld . İran tar h dayanak noktası, ezoter k l mler n hayat sonuna kadar aralayıp F l st n savaşını uzmanı Profesör Gene R. Garthwa te kaynağıdır. Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’ın anlamaya çalışıyorlar. Son 20 sene çe- se b r İran hayranı olduğunu bel rterek yüksek l sans tez olan bu eser, Hermet k r s nde g zl l ğ kaldırılmış arş v belge- başlıyor söze ve dört başı mamur b r düşüncen n dünya l m ve düşünce tar h ler maalesef oluşan as metr y de gün tar h yazımından nas b n alamamış bu boyunca seyr ne tanık ed yor okuru. ışığına çıkardı. Şöyle k , İsra l tarafının muhteşem toprakların tar h ne ustaca Önce Hermes’ n farklı coğrafyalar ve arş vler konusunda gösterd ğ cömert- dokunuyor. Tırmalamıyor, üstünü ört- d nlerdek konum ve değer n açıklıyor. l ğ Arap tarafı gösteremed ve yeters z müyor; sadece hak kat hatırına usul usul Ortak b r b lg n n yeryüzüne dağılışına, kaldı. Bu as metr ye rağmen kend ler n deş yor bu toprakları. MÖ 550’de hüküm aynı özden farklı b ç mlerde türey ş ne “yen tar hç ” olarak adlandıran b r grup sürmeye başlayan ve çoğumuzun sm n şah t oluyoruz. Ardından Hermet k l tera- Arap ve İsra ll b l m adamı, yazdıklarının b le b lmed ğ Ahamen şlerden 224-651 türe yönel k yoğun b r okuma karşılıyor son olmadığından hareketle F l st n yıllarında boy gösteren ht şamlı Sasan - b z . Ve bu okuma ışığında Hermet zm ç n b r dönüm noktası olan 1948’ n lere uzanıyor. Sonra Safev ler le muaz- kaynaklı b l m ve felsefe zem n ne doğru tar h n yen den yazmaya n yetlend ler. zam b r eksen kaymasının m ladı Kaçar- yol alıyoruz. Ancak tez n temel eksen n Tab Edward Sa d har ç! O son sözler n lara uğruyor. N hayet 1979 devr m yle Hermet k düşüncen n İslam ve İslam 25 Eylül 2003 tar h nden önce söyled . kurulan İslam Cumhur yet ’ne düşürüyor al mler yle rt batı oluşturuyor. İbn- “Sonsöz: 1948’ n Sonuçları” başlıklı yolunu. Böylece b z 2500 yıllık b r tar h n S na’dan Farab ’ye, K ndî’den İbnu’l- makales k tabın sonunda okuyucuyla kucağına yerleşen, İran topraklarına can Arab ’ye al mler n Hermet zmle ortak buluşuyor. Zeng n b r b bl yografya, veren halklarla buluşturuyor. Belk b r lk nüveler bel rlenerek İslamî nancın kronoloj ve har talarla kuvvetlend r lm ş buluşma değ l. Fakat İran’a da r spekü- ezoter k tefs r ne yönel k b r çözümleme bu çalışma Türk okuyucusu ç n F l st n lat f ve karalamacı yüzey tar hç l ğ nden yapılıyor. Hermet zm n tar h n yen den sorgulatacak, sorular uzak, sam m b r der n okuma adına özgün ruhunun yen den kadar cevapları da çeren kapsamlı b r öncü b r eser olduğunu söyleyeb l r z. nşası ve y t k cevher n n eser hüv yet nde. Hem de gönül rahatlığıyla… keşf ç n çözümün İslam ezoter zm olduğunu öne FİLİSTİN UĞRUNA İRAN TARİHİ süren çalışma n tel kl b r Eugene L. Rogan & Avi Shlaim Gene R. Garthwaite d kkat hak ed yor. İnkılâp Yayınevi - 2011, 278 sayfa / 20 TL Küre Yayınları - 2012, 365 sayfa / 26 TL HERMESLER HERMESİ Mahmud Erol Kılıç Arkeoloji ve Sanat Yayınları - 2010, 200 sayfa / 22,50 TL çsaotaknlar 1 2SULTANI ÇILGIN 3 4AÇLIK OYUNLARI UYUMSUZ DEFNE 5 AŞK’A YOLCULUK ÖLDÜRMEK TÜRKLER Suzanne Collins KAMAN’IN VEYSEL KARANİ Ahmet Ümit KIBRIS Pegasus, 2012, MACERALARI SU Sinan Yağmur Everest, 2012 Turgut Özakman 384 sayfa 20 TL Buket Uzuner Destek Yayınları, 2012 Edebiyat 528 sayfa, 20 TL Bilgi, 2012 Everest, 2012 272 sayfa / 15 TL 464 sayfa / 20 TL 344 sayfa / 18 TL 118 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

Osmanl’nn Çöküşünden Küllerinden Doğan Cumhuriyet’e \"Trablusgarp Savaşı'nda Türk komutanlar etrafı şaşırtacak derecede etkin örgütçü, eğitimci ve her şart altında savaşçı olduklarını gösterdiler.\" \"I. Dünya Savaşı'ndan sonra Türk toplumu kaosu ve yeni bir dünya savaşını değil, Milli Mücadele'yi tercih etmiştir.\" \"İttihatçılar milliyetperver ve büyük ideallere sahiplerdi ama kendilerini değerlendiremeyen bir ekip olmaları onları başarısızlığa sürükledi.\" \"1918 yılında, mütarekenin en hazin vaktinde, millet her yerde direniyordu. Ama bu direnişlerin arasında koordinasyon yoktu. O eşgüdümü hangi politik deha sağlayacaktı? Ancak arkasında askerî bir başarı ve müspet intibaları olan bir komutan… Mustafa Kemal Atatürk... YAKIN TARİHİN GERÇEKLERİ, 19 ve 20. yüzyıla dair tartışılan, gündemden düşmeyen konuların bilinmeyen yönlerini merak edenlerin kaçırmaması gereken bir kitap...

V tr ndek ler İSTANBUL ELMASIN KALBİNE SAKLANINCA… KAYZER’İN ÇILGIN PROJESİ İstanbul’un hayranlıkla zled ğ m z takıların lg nç Haydarpaşa güzell ğ sadece h kâyeler yle görünüştek ht şamın altın- Garı’na b r şa rlere, ressamlara da g zlenen anlamların sırrına er yor okur. bakın! Adeta b r mı lham ver r? Geleneksel olandan es nlen lerek hazırla- Alman sarayı g b Yalnızca onlar mıdır nan İstanbul’un ser üret m özel tasarım Topkapı’yı selam- bu şehr n ses n mücevherler nden örnekler de sunan lamakta, değ l ve dokusunu ç ne k tap, böylel kle farklı zamanların güzell k m ? B r yakada çek p sonra da arayış ve anlayışlarını b r arada görme Osmanlı egemen- sayfalara ü eyen- şansını ver yor. Hang zamanda tasarlan- l ğ , d ğer yakada ler? H ç de değ l. mış olursa olsun, hang amaca h zmet Alman hak m yet ! Osmanlı’dan günümüze mücevher sanat- ederse ets n heps kucağında aynı özün II. Abdülham d’ n s yasî ve askerî b r çıları da İstanbul’u m l m m l m şlem şler başka yüzler n saklıyor: İstanbul’un… zorunluluk olarak gördüğü Haydarpaşa b r taşa, b r madene ya da zar f b r nc ye. Garı, Alman İmparatoru II. W lhelm’ n Hem öyle b r şlem şler k , ışıltılı b r el- İSTANBUL’UN 100 MÜCEVHERİ hayl romant k nabzıyla nşa ed ld masa İstanbul’un görkem vurur. Kızıl b r VE SANATÇISI dersek, hatta Oryantal zm n nsanlığa mercanda İstanbul güneş ısıtır eller . İşte Aylin Gözen faydası dokunan ender projeler n- bu k tap, bu şeh rden lham alan ve tar he den olduğunu dd a edersek, sadece mal olmuş takı ve mücevherler , sanatçı- Kültür A.Ş, - 2011, 160 sayfa / 20 TL ekonom k nedenlerle nşa ed lmed - larıyla b rl kte konuk ed yor sayfalarına. ğ n öne sürersek, ne düşünürdünüz? Kültür A.Ş.’n n, İstanbul’un 2010 Avrupa » Topkapı En y s b r k tap alıp okumak, değ l Kültür Başkent seç lmes vas les yle hançeri m ? O halde bu k tap tam s ze göre. hazırlattığı İstanbul’un Yüzleri ser s n n bu Altın üzerine Yazar Sean McMeek n der k : “Alman 39. k tabı, İstanbul’u bu kez de mücev- mıhlanmış mühend sl ğ n n şaheserler nden olan herler n ışıklı geç d nde sunuyor okura. elmaslar ve iri gar, Kayzer’ n dış pol t kasının lk somut Sultan IV. Mehmed’ n zümrüt kabzalı zümrütlerden örneğ olarak yükselerek, Doğu le hançer nden pad şahların özel şlemel oluşan hançerin Batıyı, Asya le Avrupa’yı b rleşt rmekle yazı kutusuna, Ayasofya yüzüğünden kabzasının kalmıyor, Almanya’yı da Doğu’ya bağ- şehzadeler ç n yapılan elmas, yakut ve tepesinde lıyor.” Bugüne kadar Osmanlı’yı kutsal zümrütle bezel altın beş ğe İstanbul’un G. Clarke topraklara bağlayan b r proje olarak 100 mücevher tam b r sey r şölen . markalı İngiliz gördüğümüz Haydarpaşa’nın, aslında Son zamanlarda tar hî d z ve f lmlerde yapımı bir saat Berl n’ Bağdat’a bağlayan b r Alman bulunmaktadır. projes olduğunu dd a ed yor yazar. Kayzer’ n çılgın projes Sultan’ın evhamı » Askılı saat » Ayasofya le b rleş nce, Alman mühend s ek b le Sayıları 350’yi bulan yüzüğü Osmanlı şç ler , 1906 Mayıs’ında bu saatler hazineye Sanatkârımız Haydarpaşa ç n temel at- genelde diplomatik Ayasofya’nın tılar. Ve Almanya, Doğu hediyeler olarak bire bir Ekspres le süper veya satın alınarak küçültülmüş güç olma yolunda- katılmış. örneğine, 18 k yarışı kazandı. ayar pembe V zyonu, serüven altın ile hayat ve başarısı le vermiş. Haydarpaşa’nın stratej k emellerle dolu maz s ne kapı açmak ç n ayrıntılı b r çalışma. BERLİN-BAĞDAT DEMİRYOLU Sean McMeekin Picus Yayınları - 2012 , 534 sayfa / 30 TL 120 DERİN TARİH / 2012 MAYIS



Ajanda / Mayıs SOHBET 1980’lerin sonunda restore edilip bugün lüks bir otel ÇIRAĞAN SARAYI İÇ MEKANLARININ SANAT TARİHİ olarak hizmet veren Çırağan IŞIĞINDA YENİDEN DÜZENLENMESİ Sarayı’nın 2007 yılında başlatılan yenilenme çalışmalarının Konuşmacı: Hande Tözün tasarımını yapan mimar Hande Yer: TCF İstanbul Ofisi, Cumhuriyet Cad. No: 17/1 Taksim Tözün ile proje hakkında bir Tar h: 3 Mayıs 2012 sohbete ne dersiniz? Saat: 16:30 B lg : www.turkishculturalfoundation.org SERGİ İspanyol ressam Francisco de Goya (1746-1828), 29 Temmuz’a kadar GOYA, ZAMANININ TANIĞI Pera Müzesi’nde misafirimiz. Hem GRAVÜRLER VE de ilk kez. Goya, Zamanının Tanığı RESİMLER Gravürler ve Resimler isimli sergi, İspanya ve İtalya’nın önde gelen Tar h: 20 Nisan - 29 Temmuz müze ve özel koleksiyonlarından Yer: Pera Müzesi, Meşrutiyet Caddesi No: 65 derlenen eserlerden oluşuyor. Beyoğlu - İstanbul B lg : www.peramuzesi.org.tr 7. ile 19. yüzyıl arasında hüküm sürmüş İslam devletlerinin sınırlarında yaşayan ÇALIŞTAY Hıristiyan tebanın ve sanatçıların gerek resimlerinde, gerek kilise ve katedrallerinde İSLAM YÖNETİMİNDE yansıttıkları görsel verilerin seyrini HIRİSTİYAN SANATI inceleyen kapsamlı bir çalıştay alanında uzman akademisyenler ile masaya Açılış Konuşmacısı: Machiel Kiel yatırılacak. Yer: Hollanda Araştırma Enstitüsü Tar h: 11-12 Mayıs 2012 Saat: 09:30 – 15:00 B lg : www.nit-istanbul.org/Nitactivities.Htm#Christianart FOTOĞRAF SERGİSİ Bizans döneminden kalan pek çok batığa ulaşılması konusunda gösterdiği başarı ile YENİKAPI’NIN ESKİ ünlenen Yenikapı kazılarında gün ışığına GEMİLERİ çıkarılan Bizans gemilerinin fotoğraflarının sergilendiği bu etkinlik 19 Nisan tarihinde Yer: Rahmi M. Koç Müzesi – Lengerhane Sergi Salonu meraklıları ile buluştu. Sergi, 16 Eylül 2012 Tar h: 19 Nisan – 16 Eylül 2012 tarihine kadar gezilebilir. Saat: 16:30 B lg : www.rmk-museum.org.tr KONFERANS Şehir Üniversitesi’nin düzenlediği Saray 19. YÜZYIL ORTALARINDA OSMANLI Konferansları kapsamında EKONOMİSİ VE SARAY HAYATI gerçekleştirilen konferansların üçüncüsü Konuşmacı: Mehmet Genç ünlü Osmanlı ekonomi Yer: Dolmabahçe Sarayı tarihi uzmanı Mehmet Genç Tar h: 28 Mayıs 2012 tarafından verilecek. Saat: 16:00 B lg : www.sehir.edu.tr KONSER Kubbealtı Korosu SEMİNER tarafından İSTANBUL VE RUMELİ İstanbul ve OSMANLI’DA RÜYA TABİRİ VE TÜRKÜLERİ Rumeli’ye ait en 17. YY ULEMASI sevilen tınılarla İcra: Kubbealtı Korosu bezenmiş türküler Konuşmacı: Aslı Niyazioğlu Yer: Köprülü Mehmet Paşa Medresesi, Çemberlitaş ile bir müzik Yer: Sabancı Üniversitesi – SSBF G052 Tar h: 26 Mayıs 2012 ziyafeti... Tar h: 8 Mayıs 2012 Saat: 16:00 Saat: 15:40 -17:00 B lg : www.kubbealti.org.tr B lg : www.fass.sabanciuniv.edu/tr 122 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

* Hıristiyan Avrupalıların, Müslümanlara karşı tertip ettikleri, ardında dinî başta olmak üzere, siyasi, sosyal ve iktisadî pek çok sebep barındıran seferler… * Asırlarca devam edip milyonlarca insanın can kaybına, devletlerin yıkılıp ülkelerin tahrip olmasına sebep olan bu seferlerin hedefinde ise Kılıç Arslan, İmadeddin Zengi, Selahaddin Eyyubî, Yıldırım Bayezid, Sultan II. Murad Han gibi Müslüman komutanlar… * Kudüs, Hıttin, Akka, Konstantinopol, El Ukab, Mansure, Varna ve diğerlerinden müteşekkil 20 Haçlı seferine dair görseli bol, bilgi dolu bir rehber… Selçuklular, Eyyubîler ve Osmanlılara karşı yapılan Haçlı Savaşları, Anadolu ve Kudüs gibi müslüman bölgelerde verilen mücadelelere tanıklık ederek, özel ve özenli baskısıyla yine pek çok detaya aydınlık getirecek…

S nema Tar h yERLİ DİZİLERİN AtASI MISIR fİLMLERİ T ürkiye’de 1930’lu ve 40’lı yıllar- MURAT ÖZYILDIRIM da köşe bucağa sinen değişim fikrinden eğlence anlayışı da [email protected] nasibine düşeni almıştı. Halkın nur topu gibi 2 gözde eğlencesi oluşturmuştu. İlk sessiz kısa filmin İskenderiye’de 5 Kasım 1896’da gösterilmesinin ardından Mısır- vardı; radyo ve sinema. Özellikle lılar, bu yeni icada büyük ilgi duymuşlardı. İstan- bul’daysa sadece erkeklerin izleyebileceği ilk ses- radyo, evlerde, kahvehanelerde haber ve eğlen- siz kısa filmler, bir yıl sonra, 1897’de Beyoğlu’nda Sponeck Birahanesi’nde birer dakikalık gösteriler cenin vazgeçilmez adresiydi. Türk musikîsinin şeklinde sunulmuştu. Gelişen teknolojiyle birlikte çekilen filmlerin süresi uzamıştı ancak sinemanın radyolarda yasaklandığı 1934-1936 yıllarında halk üzerindeki asıl etkisi, sesli filmlerle olmuştu. ise halk, radyosunu kendisine en yakın bulduğu Ortadoğu’da filmlerin halkı büyülü bir atmosfe- re sokup etkisi altına almasının asıl ortaya çıkışı, musikînin yayınlandığı istasyona ayarlamıştı: Ka- Mısır’da ilki 1932 yılında Nadire’nin başrol oyna- hire Radyosu’na. Yasağın kalkmasından sonraki dığı Unşudet el-fuad (Kalbimin Şarkısı) isimli sesli yıllarda da zor günlerin bu vefalı dostuna bağlılık -ve elbette şarkılı- filmiyle oldu. Filme gösterilen ilginin ardından, Mısır’da kısa süre içinde tümü devam etti. şarkılarla dolu çok sayıda film çekilmeye başlan- dı. Bu filmler, senaryonun içine serpiştirilmiş şar- Peki, halkımızın Kahire Radyosu’yla gönül bağı kılardan oluşan yapımlardı. Genellikle tanınmış bir ses sanatkârı olan başrol oyuncusunun solo nereye dayanıyor? ya da koro eşliğinde seslendirdiği eserler şeklinde izleyiciye sunulurdu. Bazı filmlerde dansçılar da Öncelikle belirtmek gerekir ki o dönemde şarkıcıya eşlik ederlerdi. Arap musikîsi hakikaten altın çağını yaşıyor- Mısır filmlerinin Türkiye’ye ithal edilmesiy- se, 1936’da çekilen udi-bestekâr Muhammed du. Ümmügülsüm, Muhammed Abdülvahab ve Abdülvahhab’ın şarkılar okuduğu Damua’l-hub Leyla Murad gibi şöhretlerin radyolarda, gramo- (Aşkın Gözyaşları) filmiyle başladı. İstanbul sine- fonlarda şakıdıkları bir dönemdi bu. Mısır ma- malarında halkın olağanüstü bir ilgi ve heyecanla karşıladığı film, gazetelere konu oluyordu. Bilet kamlı musikîsiyle pek çok benzer özellik taşıyan musikîmiz sebebiyle Arap şarkıcıların Türkler ta- rafından beğenilmesi şaşırtıcı değildi. Şarkılı Mısır f lmler n n altın yılları Radyo ve plaklarla tanınan Arap musikîsinin Türkiye’ye bir başka giriş yolunu Mısır filmleri 124 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

kuyrukları uzuyor, izdiham caddelere taşıyordu. Türkler için heyecan vericiydi şüp- » Aşk afişe Öyle ki, filmi izlemek isteyip de içeri giremeyen- hesiz. Üstelik Türkiye’de devrim- sığar mı? ler sinemaların camının, çerçevesinin kırılmasına lerle değiştirilmiş olan hemen her Başrollerinde yol açıyordu. Türkiye’de etkisi tahminlerden de şey bu filmlerde önceki halleriyle Leyla mevcuttu; Arap harfleri, camilerden Murad ve büyük olan Aşkın Gözyaşları’ndan ilhamla, 1966’da Arapça ezanların okunması, yollar- Muhammed da gezinen fesli beyzadeler, paşalar, Abdülvahhab’ın aynı isimle bir Türk filmi çekildiği gibi bir de kitap sarıklı cüppeli hocalar ya da çarşafa, yayınlandı. Ancak bunlardan daha da unutulmazı, peçeye bürünmüş Mısırlı hanımlar… yer aldığı Yahya el hub (Yaşasın Hafız Burhan’ın, Muhammed Abdülvahhab’ın Sa- Mısır filmleri, 50’li yılların ortala- Aşk) filminin hirtu adlı ünlü tangosunu Aşkın Gözyaşları adıyla rında Türkiye’deki etkilerini yitirdiler. Bunun asıl nedeni, Türk rejisörlerin Mısır filmleriyle aynı içe- renkli ve Türkçe sözlerle okuduğu ve satış rekorları kıran riğe sahip ve tamamen yerli yapımlar ortaya koy- dokunaklı afişi. plağı oldu. Böylece Türkiye’de şarkılı Mısır film- ma başarısı (!) göstermeleri oldu. Zengin kız-fakir lerinin altın yılları başladı ve kısa sürede ülkenin delikanlı, İslam tarihi gibi konuların bol gözyaşlı sinema salonlarını Mısır filmleri kapladı. ve acıklı şarkılarla işlenişi, Mısır sinemasının Türk sinemasına yıllarca kullanacağı muazzam arma- Mısır filmlerinin içeriği -sonradan Türk film ya- ğanı oldu. Böylece Yeşilçam melodramlarının pımcılarının da örnek alacağı gibi- halkın kolayca başarısının, halkın Mısır filmlerince hazırlanmış algılayabileceği basit hikâyeler üzerine kuruluy- psikolojik beklentilerine “yerli” bir cevap olma- du. En çok işlenen konu, Şark melodram anlayı- sından kaynaklandığını söyleyebiliriz. şına gayet uygun olarak zengin-fakir arasındaki imkânsız aşktı. Şurası unutulmamalıdır ki, halkın en beğen- diği dönemde Mısır filmleri, Şark’ın gündelik ya- Mısır f lmler n neden çok sevd k? şantısını yansıtan mütevazı kareleri seyirciye su- nuyor, bu yönüyle Batılılaşma çabalarına rağmen İslam-Arap tarihinden alınan konular, Mısır 40’lı, hatta 50’li yıllarda Şark medeniyetine ait bin filmlerinde beğenilen bir başka temayı oluşturu- yıllık kimliklerini muhafaza eden Türk zevkiyle yordu. Aralarında Ümmügülsüm’ün başrol oyna- bütünleşiyordu. dığı Denanir ve Salama adlı yapımların da yer aldı- Murat Özyıldırım Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi ğı tarihî filmlerde, İslamî vurgunun gerek konu, Arkeoloji Bölümü’nde okutman. gerekse konunun geçtiği mekânlarla ön plana çık- masının Türk izleyiciler için son derece ilgi çekici olduğuna kuşku yoktur. Mısır filmleri, çok değil 20 yıl önceki Türkiye’yi andıran sokak görüntüleriyle halkta büyük me- rak uyandırıyor, güzel sesli Mısırlı sanatkarlar beğeniyle izleniyordu. Mısır Radyosu’nda severek dinledikleri şarkıcıları beyaz perdede görmek, CHP, MISIR FİLMLERİN başladı. Böylece Mers n ve beklend ğ g b oldu ve nün kısa sürede başarılı b r DEKİ ARAPÇAYI NEDEN Adana g b bazı kentlerde Matbuat Umum Müdürlü- gel şme göstermes yle çö- YASAKLADI? Arapça konuşan vatandaş- ğü, Arapça şarkılı f lmler n zümled . Asıl şaşılacak buluş larımızı bahane eden CHP, özgün d ller nde göster m - se Arapça şarkılara Türkçe Türk ye’n n Şark kültürün- 10 Şubat 1942 tar h nde n yasakladı. Bu uygulamay- besteler yapılmasıyla ortaya den her yönüyle koparıl- İç şler Bakanlığı’na “… la radyoda 1934 yılında Türk çıktı. Dönem n Müzeyyen maya çalışıldığı yıllardı ve Arap kültürü etk s altındak Sanat Mus kîs ’n n başına Senar, Mün r Nuredd n Arap f lmler , unutturulma- şeh rlerde ahal n n, Arap gelen yasak, b rkaç yıl sonra Selçuk g b ünlü sesler , ya çalışılan geçm ş Türk f lmler nden etk lenerek Arapça şarkılı f lmler n başta Selahadd n Pınar g b zley c ler n hafızasında Türkçeye alakasının azaldığı başına da gelm ş oldu. bestekârların, f lmlerdek canlandırmak g b tehl kel ve bu nedenle f lmler n Lak n tuhaf b r durum söz şarkıların yer ne besteled k- b r stratej zl yordu. Bu Arapça yayınına yasak get - konusuydu. Arapça göste- ler Türkçe eserler seslen- nedenle f lmler n Türk ye’de r lmes gerekt ğ …” şekl nde r m yasağından f lmlerdek d rmeye başladılar. Ne yazık s nema salonlarında hafta- özetleneb lecek b r d lekçe şarkılar da nas b n almıştı. k yen den düzenlenm ş bu larca göster lmes nden CHP gönderd . Gel şmeler, tam Ama Türk prat k zekâsı, saç- f lmlerden b r tek örnek b le yönet m rahatsız olmaya da Tek Part yönet m nden ma yasağı dublaj sektörü- günümüze ulaşamadı. 2012 MAYIS / DERİN TARİH 125

Ç zg sel Tar h » Hasan Aycın 126 DERİN TARİH / 2012 MAYIS



Ödüllü Tar h Bulmacası e-mail:[email protected] SOLDAN SAĞA: verme - Büyük, yetişkin - siyasal taşlama türü oyun. - Ye- nimsenen Tunç Çağı kültür 1- 1410-1488 yılla- Helyumun simgesi - 1672’de mek. 5- Hayvanlara ait, hayva- çevrelerinden biri - Ödünç rı arasında yaşamış fethedilen Osmanlı’nın en ni - Bulgaristan’da Tuna nehri alınan şey. 16- Lisan - Yasak- resimdeki İslam ali- kuzeydeki burcu. 14- 224-651 kıyısında II. Dünya Savaşı lama. 17- M.Ö. 550-M.Ö. 330 mi, dördüncü Os- yılları arasında İran ve çevre- sonrasında rejim muhalifleri yılları arasında Antik İran’da manlı Şeyhülislamı sinde hüküm sürmüş impara- için kurulan, 1980’li yıllarda kurulan ilk Pers devleti - Yüz, - M.Ö. 4000’de Arap torluk - Uzaklık belirtir - Bir ise Türk kökenli vatandaş- çehre. 18- Arka, geri - Galyu- Yarımadası’ndan seslenme sözü - Rütbesiz as- ları asimile edilmesi amaçlı mun simgesi - Çabuk ilerle- Mezopotamya’ya ilk ker, nefer - Afrika’nın yedinci kullanılan kamp. 6- Amaç yen, iveğen - İğne yapraklı gelen ve yerleşen büyük ülkesi. 15- İran’ın in- - Karagöz oyununda teni bir ağaç. 19- Radonun simge- Sami asıllı kavim 2- ternet ülke kodu - Resimdeki beyaz olan Arap tipi - Leke. si - 751 yılında Abbasiler ve O yer - Namibya’nın âlimin bir eseri. 7- İyice, adamakıllı. 8- Bir müttefiki Karluklar ile Çin- internet ülke kodu YUKARIDAN AŞAĞIYA: nota - Hindistan’ın internet liler arasında yapılan muha- - Ağırlık ve uzunluk 1- Osmanlı İmparatorluğu ülke kodu - Titanın simgesi. rebe - İstanbul’da bir semt. ölçüleri için kabul ve Macaristan Krallığı or- 9- Mercan adası - İslam’ın beş 20- Alanya’nın 37 kilometre edilmiş yasal ölçü duları arasında 29 Ağustos şartından biri. 10- Sodyumun batısında, İpekyolu üzerinde modeli - Bilinmeyen 1526’da, meydana gelen ve simgesi - Hane, konut - Delici Selçuklu Sultanı I. Alaeddin eski bir tarihi anla- Macaristan’ın büyük bölümü- kılıç. 11- Önde bulunan - İlaç, Keykubad tarafından 1232 yı- tır - Ribonükleik asit. nün Osmanlı hâkimiyetine merhem. 12- Bir sayı - Gök- lında yaptırılan tarihi yapı. 3- Sözleri Cevdet Şa- girmesiyle sonuçlanan savaş. türklerden önce yaşadıkları kir Çetiner’e ait Kara 2- Nispet, rasyo - Paylama için Ön Türkler olarak da ad- Bulmacanın çözümünü kimlik, Harp Okulu marşı - - 630-1030 yılları arasında landırılan toplulukların en adres ve telefon bilgileriyle der- Genişlik - İstanbul’da Doğu Avrupa’da düzenli bir tanınanlarından biri - 13- Tar- gimize ulaştıranlar arasında çeki- tarihi bir semt. 4- En devlet kuran Türk devleti. la sınırı - Çin kuraklık tanrısı lecek kura ile 5 okurumuza Mus- kısa zaman süresi 3- Romalılarda ocakbaşı tan- - Yazı. 14- Erkek adlarından tafa Armağan imzalı Kızıl Pençe - 661-750 yılları ara- rısı - Osmanlı Devleti’nde en sonra kullanılan saygı sözü adlı kitabı hediye ediyoruz. sında hüküm sürmüş büyük sivil veya askerî yöne- - Yunanistan’ın güneyinde Adres: Derin Tarih Dergisi – Yeni Müslüman Arap Dev- tim bölgesi - En kalın erkek bir yarımada - Uluslararası Doğan Mah. Kızılay Sok. No:39 leti hanedanı - Ulusla- sesi. 4- Osmanlı Devleti’nde İletişim Ölçme ve Değerlen- Bayrampaşa-İstanbul rarası Yazarlar Birliği şan, nişan veya ayrıcalık ve- dirme Birliği (İngilizce kısalt- e-mail: [email protected] (İngilizce kısaltma). rilen kimseler için çıkarılan ma). 15- M.Ö. 3000-M.Ö. 1700 5- Tarihsel çağ - Kü- padişah buyruğu - XV. ve XVI. yılları arasına tarihlenen ve çük mağara - 1336- yüzyıllarda Fransa’da yazılan Orta Asya medeniyetlerinin 1646 yılları arasında temelini oluşturduğu be- Hint Yarımadası’nda hüküm sürmüş impa- ratorluk. 6- Kolomb öncesi Amerika kıtasında yer alan medeniyetlerden biri - Sıva- ma aracı. 7- İslamiyet’ten önce Kabe’de bulunan üç puttan biri - Kenya’nın inter- net ülke kodu - Kelt halkının atası - Beyaz. 8- Tahttan indir- me - İktidar sembolü değerli taşlarla süslü başlık - Rey - ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (İngilizce kısaltma). 9- Yunan mitolojisinde savaş tanrısı - Renyumun simge- si - Arkadaş, dost. 10- Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Ça- lışanları Yardımlaşma Vakfı (kısaltma) - Yabani hayvanları vurma işi, şikâr - Alev, yalım. 11- Yarı memnunluk anlatır - Bir işi yapmak için duyulan ve bireyin engelleyemeyece- ği kadar güçlü istek, itki - Bir soru sözü - Tonga’nın internet ülke adı - Kemiklerin toparlak ucu - İçine sulu şeyler konu- lan kap. 12- Mezopotamya’da asma bahçeleriyle ünlü kent - Eski Mısır’da güneş tanrısı - Geminin ön tarafı, baş bölü- mü - Notada duraklama işare- ti - Liechtenstein’ın internet ülke kodu. 13- Üzme, sıkıntı 128 DERİN TARİH / 2012 MAYIS

Bazı Şeylerin Değeri Zor Günlerde Belli Olur! yenisafak.com.tr Yeni Şafak Gazetesi 18 yaşında.Yayın hayatına başladığımız ilk günden itibaren ülkemizde demokrasinin tüm kurumları ile yerleşmesi, milli irade ve değerlerimizin hakim olması için tüm gücümüzle çalıştık. Bu ülkenin geleceğinin derin sularda boğulup gitmemesi için çaba sarf ettik. Fırtınalı günlerde sığınılacak bir liman olduk. Bugüne kadar ülkemize yapmış olduğumuz katkıyı bundan sonra da okurlarımızın desteği ile sürdürmeye devam edeceğiz. Her gün Yeni Şafak’la yeni bir umut olacak.


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook