Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore 3YHukukSoru Havuzu

3YHukukSoru Havuzu

Published by berent07koruklar, 2019-12-23 03:07:06

Description: 3YHukukSoru Havuzu

Search

Read the Text Version

Medeni Hukuk 519 MEDENİ HUKUK

520 3Y Hukuk Soru Havuzu

Medeni Hukuk 521 MEDENİ HUKUKA GİRİŞ ve TÜRK MEDENİ KANUNUNUN BAŞLANGIÇ HÜKÜMLERİ 1. Aşağıdakilerden hangisi hukuk kurallarının özelliklerinden biri değildir? A) Geneldir. B) Somuttur. C) Süreklidir. D) Maddi yaptırımlıdır. E) Üstün kamu gücüyle desteklenmiştir. Cevap: Hukuk; kişilerle kişiler, kişilerle devlet ve devletlerle devletler arası iliş- kileri düzenleyen ve üstün kamu gücüyle desteklenen yaptırımlara bağlanmış, uyulması gereken zorunlu sosyal kurallar bütünüdür. Hukuk kurallarının özellikleri şunlardır: • Genel niteliktedir. • Soyuttur. • Süreklilik özelliği taşır. • Eşittir • Maddi yaptırımlıdır. • Üstün kamu gücüyle desteklenmiştir. Görüldüğü üzere B seçeneğindeki somuttur ifadesi yanlıştır. Çünkü hukuk ku- ralları soyuttur. Cevap B seçeneğidir. TMK Madde 39: “Mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir kaydında düzeltme yapılamaz.” 2. Yukarıdaki TMK hükmü niteliğine göre hangi hukuk kuralı kapsa- mındadır? A) Emredici hukuk kuralı B) Tamamlayıcı hukuk kuralı C) Tanımlayıcı hukuk kuralı D) Yorumlayıcı hukuk kuralı E) İlga edici hukuk kuralı

522 3Y Hukuk Soru Havuzu Cevap: Emredici Hukuk Kuralları: Aksi taraflarca kararlaştırılamayan uyulma- sı zorunlu kurallardır. Bir hukuk kuralının yazılışına, ifade edilişine veya mad- denin amacına bakılarak emredici nitelikte olup olmadığı anlaşılır. Ancak genel olarak kamu yararına, genel ahlaka ve zayıfların kişiliğinin korunmasına hizmet eden ve şekle ilişkin getirilen hükümler emredici hukuk kuralı özelliği taşır. Em- redici nitelik taşıyan hukuk kuralları kişiler tarafından değiştirilemez veya yok sayılamazlar. Örneğin, “yapmakla yükümlüdür”, “mecburiyetindedir”, “zorunda- dır”, “yapılamaz” gibi ifadeler herhangi bir hukuk kuralında bulunmakta ise bu kuralların emredici olduklarına kuşku yoktur. Görüldüğü üzere TMK Madde 39: “Mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir kaydında düzeltme yapılamaz.” maddesinde “düzeltme yapılamaz” ifadesi bize bu hukuk kuralının emredici hukuk kuralı olduğunu gösterir. Cevap A seçeneğidir. TMK Madde 51: “Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir.” 3. Yukarıdaki TMK hükmü niteliğine göre hangi hukuk kuralı kapsa- mındadır? A) Emredici hukuk kuralı B) Tamamlayıcı hukuk kuralı C) Yorumlayıcı hukuk kuralı D) Tanımlayıcı hukuk kuralı E) İlga edici hukuk kuralı Cevap: Tamamlayıcı Hukuk Kuralları: Taraflarca aksi kararlaştırılabilen fakat kararlaştırılmadığı takdirde, uygulanması gereken hukuk kurallarıdır. Bu tür hukuk kuralları, tarafların serbest iradeleri ile değiştirilebilen ve ancak böylece değiştirilip bertaraf edilmedikleri takdirde uygulanmaları mümkün olan kurallar- dır. Şu hâlde ilk önce tarafların iradeleri dikkate alınacak ancak tarafların aksine hüküm koymadıkları konular hakkında yasanın tamamlayıcı kuralları uygulana- caktır. Görüldüğü üzere TMK Madde 51: “Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş bel- gesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir.” maddesinde hukuk kuralının tamamlayıcı işlevi devreye girmiştir. Cevap B seçeneğidir.

Medeni Hukuk 523 4. Sahibine mallar üzerinde en geniş yetkileri veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklara ne ad verilir? A) Mutlak haklar B) Nispi haklar C) Yenilik doğuran haklar D) Devredilemeyen haklar E) Alelade haklar Cevap: Özel hakların en önemli özelliği, her hakkın karşısında kural olarak bir hukuksal yükümlülüğün de yer almasıdır. Bu yükümlülükler genel nitelikte olabileceği gibi bir kimsenin bir şeyi yapması, yapmaması, vermesi veya bir şey- den kaçınması şeklinde de olabilir. Sahibine maddi ve maddi olmayan mallar ile şahıslar üzerinde en geniş yetkileri (kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulun- ma) veren ve hakkı ihlal etmesi söz konusu olan herkese karşı ileri sürülebilen haklara mutlak hak adı verilir. Mutlak hakların herkese karşı ileri sürülebilmesi, herkesin bunlara uyma zorunluluğunu ifade eder. Cevap A seçeneğidir. 5. Örf ve adet hukukuna ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Hukuk boşluğunu doldurmak amacıyla başvurulan hukuktur. B) Örf ve adet kuralının örf ve adet hukuk kuralı olabilmesi için ihlalinde yaptırım öngörülmüş olması gerekir. C) Örf ve adet kuralının, örf ve adet hukukunda kabul görmesi için uzun süreden beri tekrarlanıyor olması gerekir. D) Örf ve adet kuralının süreklilik niteliğinden kastedilen başlangıcının bilinmeyeceği kadar geriye gitmesidir. E) Örf ve adet kuralına ilişkin toplumda genel bir inanışın varlığı aranır. Cevap: Örf ve adet hukuku, pozitif hukukun yazılı olmayan kaynakları arasın- da yer alır. Toplum içerisinde uzun zamandan beri kök salmış olup uyulması zo- runlu olan davranışlara örf ve adet denir. Kanunların aksine örf ve adetler yetkili bir otoritenin bilinçli bir işlemi ile değil, uzun zaman içerisinde toplum tarafın- dan benimsenen aynı davranış tarzının sürekli tekrarlanması ile meydana gelir. Örf ve adet hukuku, ikinci dereceden bir hukuk kaynağıdır. Kanun boşluğunu doldurur. Buna örf ve adet hukukunun tamamlayıcı rolü denir. Bir örf ve adet kuralının, örf ve adet hukuk kuralı hâline gelebilmesi için aşağıdaki iki unsurun birlikte gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurlar şöyle açıklanabilir: • Maddi unsur (süreklilik): Bir adet ve geleneğin, uzun zamandan beri tekrar- lanmakta olması gerekir.

524 3Y Hukuk Soru Havuzu • Manevi unsur (zorunluluk konusunda genel inanış): Bir geleneğin bağlayıcı ve zorunlu olduğu, yani belli davranışın tekrarlanmasının başkalarından istene- bileceği hakkında topluluk bireyleri arasında yaşayan genel kanaati, inanışı ifade eder. Ayrıca bir örf ve adet kuralının, örf-adet hukuku kuralı haline gelebilmesi için bu örf ve adet kuralına uyulmaması durumunda, hukuksal bir yaptırımın öngö- rülmüş olması gerekir. Görüldüğü üzere örf ve adet hukuku hukuk boşluğunu doldurmak amacıyla başvurulan hukuktur ifadesi yanlıştır. Çünkü hukuk boş- luğu hem kanunda hem de örf ve adet hukukunda uygulanabilir bir hüküm bu- lunmaması durumudur. Örf ve adet hukuku kanun boşluğunda uygulanabilir. Kanun boşluğu, kanunda uygulanabilir bir hükmün bulunmaması hâlidir. Cevap A seçeneğidir. I. Önceki yasa özel, sonraki yasa genel ise genel yasa özel yasayı yürür- lükten kaldırır. II. Önceki yasa genel, sonraki yasa özel ise özel yasa kendi alanına giren konularda genel yasa hükümlerini yürürlükten kaldırır. III. Önceki ve sonraki yasa her ikisi de genel nitelikte ise sonraki yasa önceki yasayı yürürlükten kaldırır. 6. Hukukun zaman bakımından uygulanmasına ilişkin yukarıdaki ifade- lerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Kanunların üstü örtülü yürürlükten kaldırılması konusunda aşağıdaki ilkeler uygulanır: • Önceki ve sonraki yasaların her ikisi de genel nitelikte ise sonraki yasa kendi alanına giren konularda önceki yasayı yürürlükten kaldırır. • Önceki yasa genel, sonraki yasa özel nitelikte ise sonraki yasa kendi alanına giren konularda genel yasayı yürürlükten kaldırır. • Önceki yasa özel, sonraki yasal genel ise genel yasanın özel yasayı yürürlük- ten kaldırmak isteyip istemediğine bakmak gerekir. Dolayısıyla I. öncüldeki önceki yasa özel, sonraki yasa genel ise genel yasa özel yasayı yürürlükten kaldırır ifadesi yanlıştır. Nedeni ise önceki yasa özel, sonraki yasa genel olduğunda genel yasanın özel yasayı yürürlükten kaldırmak isteyip istemediğine bakmak gerekir. Cevap D seçeneğidir.

Medeni Hukuk 525 TMK Madde 170: “Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.” 7. Yukarıdaki hükümde söz konusu olan boşluk türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Kural içi boşluk B) Gerçek kanun boşluğu C) Gerçek olmayan kanun boşluğu D) Gerçek hukuk boşluğu E) Gerçek olmayan hukuk boşluğu Cevap: Kanunda uygulanabilir bir hüküm bulunamaması hâline kanun boş- luğu adı verilir. Hem kanunda hem de örf ve adet hukukunda uygulanabilir bir hüküm bulunamaması hâline ise hukuk boşluğu adı verilir. Kural içi (Hüküm İçi) boşluk kanun koyucunun bilerek ve isteyerek bıraktığı boşluktur. Bu gibi durumlarda soyut kurallar konur. Soyut kuralların somut ku- rallara uygulanmasında yani kural içi boşlukların doldurulmasında hâkim takdir yetkisini kullanır. (TMK madde 4) Buna göre hâkim takdir yetkisini kullanırken tarafların çıkarlarını gözetmeli ve hakkaniyetli olmalıdır. Haklı sebepler, takdir hakkı gibi kavramların kullanılmış olması, boşluğun bilerek bırakıldığına işaret eder. TMK madde 170: “Dava boşanmaya ilişkinse ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu taktirde ayrılığa karar verilebilir” ifadesiyle kanun koyucu ayrılığa karar verilmesini bilerek ve isteyerek hâkimin takdir yetkisine bıraktığı için kural içi boşluk vardır. Cevap A seçeneğidir. I. Sözleşmelerin kurulması II. Para ve hamiline yazılı senetlerin kazanılması III. Tapu siciline güvenerek ayni hakkın kazanılması IV. Sözleşme öncesi ilişkiler 8. Yukarıdakilerden hangileri dürüstlük kuralının uygulandığı alanlar arasında yer alır? A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I ve IV E) II ve IV Cevap: Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesi “Dürüstlük kuralı ve hakkın kö- tüye kullanılması yasağı”dır. Özellikle hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesinde uygulanan dürüstlük kuralının uygulandığı tüm alanlar şunlardır: • Sözleşmelerin kurulması • Sözleşmelerin ikincil (yan) hususlarının belirlenmesi

526 3Y Hukuk Soru Havuzu • Sözleşmelerin tamamlanması, yorumlanması, değişen koşullara uyarlanması • Sözleşme öncesi ilişkiler • Hakların kullanılması • Borçların yerine getirilmesi • Kanunun yorumlanması • Kanun boşluklarının doldurulması • Kanuna karşı hilenin önlenmesi • Hukuki işlemin tahvilinde Para ve hamiline yazılı senetlerin kazanılmasında ve tapu siciline güvenerek ayni hakkın kazanılmasında ise dürüstlük değil iyiniyet ilkesi uygulanır. Cevap D seçeneğidir. 9. Hakimin hukuk yaratması ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Hakim, somut olayın gereklerine göre soyut ve genel bir kural koyar. B) Üst yargı denetimine tabidir. C) Kuvvetler ayrılığı ilkesine ters düşmez. D) Kanun hükmü niteliği taşımaz. E) Hakim, hukuk yaratırken atıf yolundan yararlanır. Cevap: Hakim, açık boşluk veya hukuk boşluğu halinde hukuk yaratabilir. Hakimin yarattığı hukukun özellikleri şunlardır: • Genel ve soyut bir kural koyar. • Bağlayıcı değildir. • Kanun hükmü niteliği taşımaz. • Kuvvetler ayrılığına ters düşmez. • Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenmez. • Üst yargı denetimi vardır. • Kıyas yolundan yararlanılır. • Bireysel çıkar ile toplumsal çıkar dengelenmelidir. Cevap E seçeneğidir.

Medeni Hukuk 527 10. Aşağıdaki durumların hangisinde hakim, kanunkoyucunun kendisi- ne çizdiği sınır çerçevesinde takdir yetkisi kullanır? A) Gerçek boşluk B) Örtülü boşluk C) Kural içi boşluk D) Bilinçsiz boşluk E) Hukuk boşluğu Cevap: Kanunkoyucunun bilerek ve isteyerek bıraktığı boşluk, kural içi boş- luktur. Bu boşluk halinde hakim takdir yetkisi kullanarak boşluğu doldurur an- cak takdir yetkisini kullanırken kanunkoyucunun çizdiği sınırla bağlıdır. Cevap C seçeneğidir. A, B’den çaldığı çantanın içerisindeki hiç açılmamış parfümü arkadaşının kozmetik dükkanında C’ye satar. Çantadaki 1.800 TL ile 4 gün Antalya’da X Otelinde tatil yapar. Çantadaki yüzüğü ise sevgilisi D’ye hediye eder. 11. Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) C iyiniyetliyse parfümün mülkiyetini derhal kazanır ve kendisine dava açılırsa malikten bedeli talep edebilir. B) X Oteli, 5 yıl içinde dava açılmadığı takdirde paranın mülkiyetini ka- zanır. C) Malik B, tüm hak kazanma ümidi olanlara 5 yıl içinde taşınır davası açabilir. D) D iyiniyetli de olsa kendisine süresi içinde taşınır davası açılırsa yüzü- ğü iade etmek için bedel isteyemez. E) D kendisine dava açılmazsa her durumda 5 yılın dolmasıyla yüzüğün mülkiyetini kazanır. Cevap: A, B’den çantayı çaldığından sahibinin elinden rızası dışında çıkan bir taşınır söz konusudur. Dolayısıyla A haksız zilyettir. Haksız zilyetten eşyayı alan kişi iyiniyetli de olsa ancak dava açılmadığı takdirde 5 yıl sonra eşyanın mülki- yetini kazanabilir. Para ve hamiline yazılı senetlerde ise sahibinin elinden nasıl çıktığının önemi olmaksızın iyiniyetli üçüncü kişi mülkiyeti derhal kazanır. A seçeneği yanlıştır çünkü X Oteli paranın mülkiyetini derhal kazandığından dava açılamaz. Derhal kazanma gerekçesiyle B seçeneği de yanlıştır. B, X Oteline dava açamadığından C seçeneği de yanlıştır. D kendisine dava açılmazsa ancak iyini- yetliyse mülkiyeti 5 yıl sonra kazanır, E seçeneğinde her durumda dediği için bu seçenek de yanlıştır. D seçeneğindeki ifade ise doğrudur. Cevap D seçeneğidir.

528 3Y Hukuk Soru Havuzu I. Somut olayın gereklerine uygun olarak genel ve somut bir kural koymalıdır. II. Kuvvetler ayrılığı ile çelişir. III. Somut olay açısından bağlayıcıdır. IV. Kanun hükmü niteliği taşımaz. 12. Hakimin yarattığı hukukun özelliklerine ilişkin yukarıdakilerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) III ve IV E) II, III ve IV Cevap: Hakim, gerçek (açık) boşluk durumunda hukuk yaratabilirken, hukuk boşluğunda ise doğrudan hukuk yaratır. Hakimin yarattığı hukukun özellikleri şunlardır: • Kendisi kanunkoyucu olsaydı nasıl bir kural koyardı düşüncesiyle karar verir. • Genel ve soyut bir kural koyar. • Bağlayıcı değildir (sadece o somut olay içindir.). • Kanun hükmü niteliği taşımaz. • Kuvvetler ayrılığına ters düşmez. • Üst yargı denetimine tabidir. • Kıyas yolundan yararlanılır. • Bireysel çıkar ile toplumsal çıkar arasında denge kurarak karar verilir. Cevap D seçeneğidir. 13. Aşağıdakilerden hangisi adi bir karinedir? A) İcazet verilmişlik karinesi B) Tapu sicillerinin herkesçe bilindiği karinesi C) Birlikte ölüm karinesi D) Yeni bir yerleşim yeri belirtilmedikçe eskisinin korunduğu karinesi E) Analık karinesi Cevap: Kanuni karineler, kesin karine ve adi karine olarak ikiye ayrılır. Aksi iddia ve ispat edilebiliyorsa adi karine; aksi iddia ve ispat edilemiyorsa kesin ka- rinedir. Adi karineler şunlardır: • Babalık karinesi • Ölüm karinesi • Birlikte ölüm karinesi • Gaiplik karinesi • İyiniyet karinesi Seçeneklerde yer alan diğer karineler ise kesin karine niteliğindedir. Cevap C seçeneğidir.

Medeni Hukuk 529 14. Aşağıdaki alanlardan hangisinde dürüstlük kuralı uygulanmaz? A) Sözleşmenin asli unsurlarının belirlenmesinde B) Sözleşme öncesi ilişkilerde C) Kanuna karşı hilenin önlenmesinde D) Borçların ifasında E) Hakim tarafından hukuktaki boşlukların doldurulmasında Cevap: Dürüstlük kuralının uygulandığı alanlar şunlardır: • Hakların kullanılması • Borçların ifası • Sözleşme öncesi ilişkiler • Sözleşmelerin kurulması, yorumlanması, tamamlanması, değişen koşullara uyarlanması • Sözleşmedeki ikincil hususların belirlenmesi • Kanunun yorumlanması • Hukuktaki boşlukların doldurulması • Kanuna karşı hilenin önlenmesi Sözleşmedeki asli (birincil) unsurların belirlenmesinde ise dürüstlük kuralı uy- gulanmaz. Cevap A seçeneğidir. Kendisine yasal danışman atanmış kişilerin yasal danışmanın onayını al- ması gereken işlemler kanunda belirtilmiştir. 15. Bu bilgiden yola çıkarak onay gerektirmeyen işlemlerin tespiti aşağı- daki yöntemlerden hangisiyle yapılır? A) Zıt kanıt yöntemi B) Evleviyetle uygulanma yöntemi C) Hakimin takdir yetkisi D) Hakimin kuralı daraltarak uygulaması E) Hakimin hukuk yaratması Cevap: Kanunkoyucunun iradesini açıkladığı bilgiler sayesinde kasten sustu- ğu o konunun tersinin bilgisine ulaşma yöntemine zıt kanıt yöntemi adı verilir. Soruda belirtilen onay alınması gereken işlemlerden yola çıkarak onay gerektir- meyen işlemlerin tespit edilmesi için zıt kanıt yöntemi kullanılır. Cevap A seçeneğidir.

530 3Y Hukuk Soru Havuzu 16. Aşağıdaki durumların hangisinde iyiniyetin tam koruyucu etkisi söz konusudur? A) Haksız zilyetten eşyanın devralınmasında B) Pazar, açık artırma, benzer eşyalar satan yerden eşyanın devralınma- sında C) Ödünç sözleşmesinden doğan bir hakkın kullanılmasında D) Zamanaşımıyla taşınır mülkiyetinin kazanılmasında E) Para veya hamiline yazılı senetlerin kazanılmasında Cevap: Hakların kazanılmasın geçerli olan ilke iyiniyet ilkesidir. Kanunun iyini- yete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz. İyiniyet hakkın derhal kazanılmasını sağlıyorsa tam koru- yucu etki sağlar. Para veya hamiline yazılı senetleri iyiniyetle devralan kişi mülki- yeti derhal kazanır, bu nedenle iyiniyetin tam koruyucu etkisi söz konusudur. Cevap E seçeneğidir. A, annesinden kalan yüzüğü borçlu olduğu B’ye rehin vermiş, B de yüzüğü arkadaşının kuyumcusunda 7.800 TL’ye T’ye satmıştır. 17. Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) T iyiniyetliyse mülkiyeti teslim anında kazanır. B) A, 5 yıl içinde B’ye taşınır davası açıp bedeli ödeyerek yüzüğü geri ala- bilir. C) A, 5 yıl içinde iyiniyetli T’ye taşınır davası açıp bedeli ödeyerek yüzüğü geri alabilir. D) T kötüniyetliyse A, 5 yıl içinde dava açıp bedel ödemeksizin eşyayı geri alır. E) T kötüniyetliyse A her zaman dava açıp bedeli ödeyerek eşyayı geri alır. Cevap: Somut olayda A, annesinden kalan yüzüğü kendi rızası ile B’ye rehin verdiğinden B emin sıfatıyla zilyettir. Emin sıfatıyla zilyet taşınırı üçüncü kişiye devrettiğinde üçüncü kişi iyiniyetliyse mülkiyeti derhal yani teslim anında kaza- nır (iyiniyetin tam koruyucu etkisi). Cevap A seçeneğidir.

Medeni Hukuk 531 18. Aşağıdakilerden hangisi kesin karine niteliğindedir? A) Babalık karinesi B) İcazet verilmişlik karinesi C) Gaiplik karinesi D) Birlikte ölüm karinesi E) İyiniyet karinesi Cevap: Kesin karine, aksi iddia ve ispat edilemeyen kanuni karinedir. Kesin karineler şunlardır: • Analık karinesi • Kanunların herkesçe bilindiği karinesi • Tapu sicillerinin herkesçe bilindiği karinesi • İcazet verilmişlik karinesi • Yeni bir yerleşim yeri belirtilmedikçe eskisinin korunduğu karinesi Cevap B seçeneğidir. I. Kanunda açık bir boşluk halinin varlığında başvurulan yoldur. II. Hakim tarafından atıf yolundan yararlanılır. III. Örf ve adet hukuku araştırılmadan bu yola başvurulamaz. IV. Hakim tarafından verilen karar denetime açıktır. 19. Hakimin takdir yetkisi ile ilgili yukarıdakilerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV Cevap: Kanunkoyucunun kasten boşluk bıraktığı durumda hakim takdir yet- kisi kullanır. Takdir yetkisini kullanırken atıf yolundan yararlanır. Hakim tara- fından takdir yetkisi kullanılarak verilen karar üst yargı denetimine tabidir. Ger- çek boşluk halinde önce örf ve adet hukukuna ve çözüm yoksa hukuk yaratma yoluna gidilir, takdir yetkisi kullanılmaz. Takdir yetkisi bırakılan durumlarda da örf ve adet hukukuna bakılmaz. Cevap D seçeneğidir.

532 3Y Hukuk Soru Havuzu 20. Şahsi hakların şerhine ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Tapuya şerh verilen şahsi haklar kuvvetlendirilmiş şahsi hak olur ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. B) Şerh anlaşmasının geçerliliği esas sözleşmenin tabi olduğu şekle uy- gun yapılmasına bağlıdır. C) Şerh, şahsi hakkın veya şerh süresinin dolması durumunda sona erer. D) Süre bitiminde tapu memuru, şerhi resen terkin eder. E) Şahsi haklar, şerh verilmesiyle birlikte ayni hak niteliği kazanırlar. Cevap: Arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, ge- rialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerhedilebileceği kanunlarda açıkça ön- görülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir. Bunlar şerh verilmekle o ta- şınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Ancak hak kuvvetlense de ayni hakka dönüşmez; kanundaki ayni haklar sınırlı sayıdadır ve bunlardan başka ayni hak türetilemez. Hak ortadan kalkar ya da şerhin süresi sona ererse şerh ortadan kalkar. Süresi dolan şerhin kaldırılması için talebe gerek yoktur, tapu memuru şerhi resen kaldırır. Cevap E seçeneğidir. 21. Aşağıdakilerden hangisi hakimin yargısal yorum yaparken başvurdu- ğu yöntemler ile ilgili yanlıştır? A) Sözel yorum, kanun metninde yer verilen sözcüklerin anlamlarından, sözcüklerin cümle içerisindeki yerlerinden, cümlelerin kuruluşundan hareketle yapılan yorum yöntemidir. B) Amaçsal yorum, kanun hükmünün amacına ve korunması gereken menfaate göre yapılan yorumdur. C) Mantıksal yorum, kanun koyucunun iradesi mantık kurallarına göre açıklanmaya çalışılmasıdır. D) Türk Medeni Kanunu’nun 1. Maddesinde, “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.”, hükmüne yer verilmiştir. Do- layısıyla hâkim öncelikle kanunun amacına bakacaktır. E) Mantıksal yorum kendi içerisinde zıt kanıt metodu ve kanunun evlevi- yetle yorumu olmak üzere kendi içerisinde ikiye ayrılır. Cevap: Yargısal yorumda hakimin kullandığı yorum yöntemleri şunlardır: Sözel (Lafzi) Yorum: Kanun metninde yer verilen sözcüklerin anlamlarından, sözcüklerin cümle içerisindeki yerlerinden, cümlelerin kuruluşundan hareketle yapılan yorum yöntemidir. Türk Medeni Kanunu’nun 1. Maddesinde, “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.”, hükmüne yer veril-

Medeni Hukuk 533 miştir. Dolayısıyla hâkim öncelikle kanunun lafzi anlamına bakacaktır. Daha sonra ise özüne yani kanunun bütünü çerçevesinde taşıdığı anlama bakacaktır. Amaçsal (Gai) Yorum: Kanun hükmünün amacına ve korunması gereken menfaate göre yapılan yorumdur. Kanun metni birden çok amaç içerebilir. Bu yorum yöntemi ile kanuna en uygun amacın seçilmesi sağlanmaktadır. Mantıksal Yorum: Kanun koyucunun iradesi mantık kurallarına göre açıklan- maya çalışılmaktadır. Mantıksal yorum kendi içerisinde ikiye ayrılır: a) Zıt Kanıt Metodu: Kanunda belirli bir konuya ilişkin yapılan düzenleme- den, kanunda düzenlenmemiş bulunan bir konunun kanundaki düzenleniş biçiminin zıttı olan bir hükme tabi tutulmak istendiğini ortaya çıkarmaktır. Örneğin resmi kayıtlarda tescil edilmiş bir arabanın satışı kanunda düzen- lenmiştir. Kayıtlı olmayan bir arabanın satışı ise düzenlenmemiştir. Zıt kanıt metodundan hareketle kayıtlı olmayan bir aracın satışının herhangi bir şekle tabi olmayacağını söylemek mümkündür. b) Kanunun Evleviyetle Yorumu: Kanunda düzenlenmiş bir eylem veya dav- ranış hakkındaki kanun hükmünün, aynısı olan, ona çok benzeyen ama ka- nunda düzenlenmemiş bulunan bir eylem veya davranışa uygulanmasıdır. Bu yöntemin en bilinen örneği; Türk Medeni Kanunu’nda yer verilen evlilik ve ni- şanlanma durumlarıdır. Kanunda evlilik konusunda evlilik yasağının kimleri kapsadığı düzenlenmiştir. Fakat nişanlanma yasağına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu yorum yönteminden hareketle evlilik yasağına ilişkin hükümler haydi haydi nişanlanmaya da uygulanabilir. YORUM TÜRLERİ Yasama Yorumu Bilimsel Yorum Yargısal Yorum 1- Sözel (Lafzi) Yorum 2- Amaçsal (Gai) Yorum 3- Mantıksal Yorum: a) Zıt Kanıt Metodu b) Kanunun Evleviyetle Yorumu Cevap, D seçeneğidir. I. Tek taraflı irade açıklamasıyla kullanılırlar. II. Kayıt ve şarta bağlanamazlar. III. Birden fazla kez ileri sürülebilirler. IV. Dava yoluyla da kullanılabilirler. 22. Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri yenilik doğuran hakların özelliklerindendir? A) Yalnız I  B) I ve II  C) I ve III D) I, II ve III E) I, II ve IV

534 3Y Hukuk Soru Havuzu Cevap: Yenilik doğuran haklar bir kez kullanılmakla tükenirler. Örneğin fes- hettiğiniz sözleşmeyi tekrar tekrar feshedemezsiniz. Bu hak yalnızca bir kez kul- lanılabilir. Sahibine tek taraflı irade beyanı ile yeni bir hukuki durum ortaya çıkarmak veya var olan hukuki durumu değiştirme ya da sona erdirme yetkisi veren haklara yenilik doğuran hak denir. Kullanılmalarıyla yeni bir hukuki durum oluşturmayan haklara ise alelade haklar denir. Yenilik Doğuran Hakların Önemli Nitelikleri • Kullanılması kural olarak şarta bağlı tutulamaz. • Prensip olarak zamanaşımı söz konusu olmaz. • Usulüne uygun biçimde kullanılmakla sona ererler. • Yetki hakkıdır. Hakkın sahibine hukuki bir sonuç yaratmak yetkisi verir. • Sahibinin tek taraflı irade açıklamasıyla kullanılır. • Böyle bir hak kullanılıp, sonuç doğurduktan sonra bundan geri dönülemez. • Devredilmeleri mümkündür ancak istisnaen devredilemeyenler vardır. Cevap, E seçeneğidir. 23. Aşağıdaki olaylardan hangisinde iyiniyet kuralı geçerlidir? A) Sözleşmelerin yorumlanması B) Borcun yerine getirilmesi C) Mülkiyet hakkının kazanılması D) Para borcunun yerine getirilmesi E) Rehin hakkının kullanılması Cevap: Hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesinde dürüstlük ku- ralı, hakların kazanılmasında iyiniyet kuralı geçerlidir.

Medeni Hukuk 535 1. Dürüstlük kuralı, hukuki ilişkilerin kurulmasında aranır; hukuki işlemle- rin kuruluşu sırasındaki irade beyanlarının ne anlama geldiği, sözleşmenin kurulması açısından önemlidir. İcap, icaba davet veya kabul beyanlarının ayrılması sözleşmelerin kurulması anı, hükümlerini doğurduğu an gibi hu- kuksal sonuçları doğurur. 2. Dürüstlük kuralı, hukuki ilişkilerin yorumlanmasında aranır. Sözleşme kurulurken akit altına alınan hükümlerin dürüstlük kurallarına uygun yorumlanması gerekir. Örneğin; tarafların iradeleri bağış yapmak için miy- di, satış yamak için miydi, bunu ayırmak için hukuk anlamında dürüst davranmak gerekir 3. Dürüstlük kuralı, hukuki ilişkilerin tamamlanmasında aranır. Geçerli şe- kilde kurulmuş bir sözleşmenin tamamlanması gereken ikincil hükümlerini borçlu yerine getirmelidir. Örneğin; fırından aldığınız yufkanın kullanılmış kirli bir poşete konulmaması gerekir. 4. Dürüstlük kuralı, hukuki yükümlülüklerin çevrilmesinde aranır. Tarafların iradeleri ile oluşturdukları hukuki işlemler geçerlilik koşulunu taşıma- dığında hükümsüz hale gelir. Ancak taraflar dürüst davranıp iradelerini geçerli bir işleme yönlendirebilirler. 17 yaşındaki Ahmet’in miras sözleşmesi yapması geçersizdir, ancak Ahmet bunu bilmeden yaptıysa dürüstlük ku- rallarına göre bu irade kabul edilmelidir. 5. Dürüstlük kuralı, Sözleşme öncesi ilişkilerde aranır. Sözleşmeler kurulma- dan önce edimin sağlıklı şekilde varlığını koruması gerekir. Yine tarafla- rın üzerlerinde tasarruf edebilecekleri hak ve yükümlülükleri sözleşmelere konu etmeleri gerekir. Ali, elinde olmayan bir vazonun maliki gibi irade açık- laması yaparsa dürüstlük kuralına aykırı davranmış olur 6. Dürüstlük kuralı, borçların ifası yönünden aranır. Borçlu, edimi sözleş- me koşullarına uygun ifa etmelidir. Doğru yerde, doğru zamanda ve uygun edimle ifa etmesi gerekir. 7. Dürüstlük kuralı, sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasında aranır. Geçerli şekilde kurulan sözleşmenin koşullarında beklenmeyen bir değişik- lik olduğu takdirde dürüstlük kuralları çerçevesinde sözleşmenin geçerliliği korunur. Cevap, C seçeneğidir.

536 3Y Hukuk Soru Havuzu 24. Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Herkes haklarını kullanırken dürüstlük kuralına riayet etmek zorun- dadır. B) Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. C) Kural olan iyiniyetin varlığıdır. D) Kişi iyiniyetli olduğunu ispatla yükümlüdür. E) Kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz. Cevap: Kural olan iyiniyetin varlığıdır. Kişinin bir hukuki işlemi veya duru- mu gerçekleştirirken iyiniyetli olmadığı iddia ediliyorsa, bu iddia ispatlanmalıdır. Yani kişi iyiniyetli olduğunu ispatla yükümlü değildir. Cevap, D seçeneğidir. I. Taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. II. İddiasını bir karineye dayandıran kimse ispat yükünden kurtulur. III. Adi karineler aksi ispat edilemeyen karinelerdir. 25. İspat ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri yanlıştır? A) Yalnız II  B) Yalnız III  C) I ve II D) II ve III E) I,II ve III Cevap: I. ve II. doğrudur. Fakat adi karineler aksi ispat edilebilen karinelerdir. Aksi ispat edilemeyen karinelere kesin karineler denir. Türk Medeni Kanunu’nun altıncı maddesine göre; “Kanunda aksine bir hü- küm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İspat araçlarına “delil” denir. Tanık, keşif, bi- lirkişi delilin örneklerindendir. İddiasını bir karineye dayandıran kimse ispat yü- künden kurtulur. Cevap, B seçeneğidir.

Medeni Hukuk 537 KİŞİLER HUKUKU I. Ölüm karinesine hükmedilebilmesi için ölümüne kesin gözle bakıla- cak durumun üzerinden 1 yıl geçmesi gerekir. II. Ölüm karinesi evliliği kendiliğinden sona erdirir. III. Ölüm karinesinin aksi ispat edilemez. 26. Ölüm karinesine ilişkin yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I  B) Yalnız II  C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III Cevap: Ölüm karinesi ölümüne kesin gözle bakılacak bir hâlde kaybolan ve cesedi bulunamayan kişinin ölmüş sayılmasıdır. Bu kimsenin nüfus kütüğünün ilgili yerine mahallin en büyük mülki amirinin emriyle ölüm kaydı düşürülebi- lir. Bu durumda bir mahkeme kararına ihtiyaç yoktur fakat istenirse karar da alınabilir. Ölmüş olduğuna karar verilen kişinin evliliği kendiliğinden son bulur, kişilik hakları sona erer. Ölüm karinesinde herhangi bir sürenin geçmesine gerek yoktur. Görüldüğü üzere sadece II. öncüldeki ölüm karinesi evliliği kendiliğinden sonra erdirir ifadesi doğrudur. Cevap, B seçeneğidir. 27. Gaiplik kararının hüküm ve sonuçlarına ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Hükümlerini geçmişe etkili olarak doğurur. B) Ölüm tehlikesi içinde kaybolma halinde kaybolmadan itibaren 5 yıl teminat süresi vardır. C) Gaibin mirası teminat karşılığında mirasçılara geçer. D) Mirasçılar gaibin mirasını aldıktan sonra üstün hak iddiasına sahip bir kişi ortaya çıkarsa mirasçılara dava açabilir. E) Gaip geri gelirse herhangi bir süreye bağlı kalmaksızın mallarının ken- disine iadesini talep edebilir. Cevap: Bir kimsenin ölümüne olası gözle bakılabilecek bir tehlike içinde kay- bolma ve uzun zamandan beri haber alınamama durumunda gaipliğine karar verilebilir. Gaiplik kararının hüküm ve sonuçları şunlardır: • Gaiplik kararı, o kişinin ölmüş olduğuna ilişkin bir karine oluşturur. • Gaiplik kararı, verildiği andan itibaren değil geriye dönük olarak gaibin ölü- müne olası gözle bakılacak bir durumda kaybolduğu veya ondan en son haber alındığı tarihten itibaren hükümlerini doğurur. • Gaiplik kararı ile gaibin evliliği kendiliğinden sona ermez. Gaibin eşi ya gaiplik davasıyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile evliliğin feshini istemelidir.

538 3Y Hukuk Soru Havuzu • Gaibin mirası teminat karşılığında mirasçılara teslim edilir. Söz konusu temi- nat: Ölümüne olası gözle bakılacak hâlde kaybolma için 5 yıl (tereke malla- rının tesliminden itibaren hesaplanır.) Uzun süreden beri haber alınamama hâli için 15 yıl (son haber tarihinden başlayarak hesaplanır.) Her hâlde en geç gaibin 100 yaşına varmasına kadar teslim edilir. Bu süreler geçtikten sonra miras kesin olarak kazanılır. Ancak tereke mallarını teslim alan kişiler gai- bin ortaya çıkmasıyla veya üstün hak sahibi olduklarını ileri süren kişilerin sıfatlarını ispat etmeleriyle aldıkları malları zilyetlik kuralları gereğince iade etmelidirler (Üstün hak sahiplerinin talep hakları zaman aşımına (1 - 10 yıl) bağlıyken gaip, iade talebini hiçbir süreye bağlı kalmaksızın yapabilir.). Cevap, B seçeneğidir. 28. Hak ehliyetine ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Aktif bir ehliyettir. B) Çocuk sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü anda hak ehliye- tini kazanır. C) Tüzel kişiler kanuna uygun bir şekilde kuruldukları anda hak ehliye- tine sahip olurlar. D) Anne karnında cenin hâline gelmiş çocuk mirasçı olarak atanabilir. E) Ayrım gözetilmeksizin tüm insanlar hak ehliyetine sahiptir. Cevap: Hak ehliyeti, hak ve borç sahibi olabilme iktidarıdır. Hak ehliyeti pa- sif bir ehliyettir. Kişinin hak sahibi olabilmesi veya borç altına girebilmesi için herhangi bir eylemde bulunmasına, söz söylemesine gerek yoktur. Çocuk, hak ehliyetini sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren kazanır. Ana rahmine düşmüş olan çocuğa cenin denir. Sağ doğmak şartıyla cenin bile hak ehliyetine sahiptir. Tüzel kişiler ise hak ehliyetini kanunun aradığı şekilde kurulmuş oldukları andan itibaren kazanırlar. Cevap, A seçeneğidir. 29. Hâkim kararı ile kazanılan erginliğe ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Küçüğün on beş yaşını doldurmuş olması gerekir. B) Vesayet altında olan küçük için vesayet makamının izni yeterlidir. C) Küçüğün menfaatinin erginliği gerektirmesi gerekir. D) Mahkemenin kararı olması gerekir. E) Bu yolla kazanılan erginlik geri alınamaz.

Medeni Hukuk 539 Cevap: 15 yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızası ile mahke- mece ergin kılınabilir. Buna kaza-i rüşt adı verilir. Şayet küçük vesayet altında ise vesayet dairelerinin izni gerekir. Ayrıca küçüğün menfaatinin de bulunması gerekir. Bu şartları şu şekilde sıralamak mümkündür: • Küçüğün 15 yaşını tamamlamış olması • Küçüğün isteğinin olması • Küçüğün menfaatinin gerektirmesi • Velayet altında ise velisinin rızası, vesayet altında ise vesayet makamı ve de- netim makamının izninin olması • Mahkeme kararının olması gerekir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre gö- revli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Hakim kararı ile kazanılan erginlik kararı kesindir, geri alınamaz. Bir kimse ergin olmakla yaşça büyütülmüş olmaz. Cevap, B seçeneğidir. 30. Aşağıdakilerden hangisi gerçek kişinin mahkeme kararıyla kısıtlan- ma hâllerindendir? A) Alkol bağımlılığı B) Yaşlılık C) Deneyimsizlik D) Ağır hastalık E) Engellilik Cevap: Kısıtlılık bir kişinin kendi menfaatlerini koruyamadığı hâllerde ya da üçüncü kişilerin menfaatlerine zarar verme tehlikesinin olduğu durumlarda ki- şinin fiil ehliyetinin mahkeme kararı ile sınırlandırılması ya da kaldırılmasıdır. Kısıtlılık sebepleri şunlardır: • Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı • Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetim • Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza durumunda İstek üzerine kısıtlanma: Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemeyen bir kişinin istekte bulunması gerekir. Görüldüğü üzere alkol bağımlılığı gerçek kişinin mahkeme kararıyla kısıtlanma hâllerinden biridir. Cevap, A seçeneğidir.

540 3Y Hukuk Soru Havuzu 31. Tam ehliyetsizlerin hukuki işlem ehliyetine ilişkin aşağıdaki ifade- lerden hangisi yanlıştır? A) Kanuni temsilcilerinin rızası ile dahi hukuki işlem yapamazlar. B) Tam ehliyetsizlerin yaptıkları işlemlere uygulanacak yaptırım yokluktur. C) Kanuni temsilci tam ehliyetsizin mallarını bağışlayamaz, adına kefil olamaz. D) Tam ehliyetsizin yaptığı işlemin butlanını ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması anlamına geliyorsa işlem geçerliymiş gibi sonuç doğurur. E) Yaptığı işlem zamanına bakılmaksızın geçersizdir. Cevap: Ayırt etme gücünden yoksun olan kişilere tam ehliyetsizler adı verilir. Fiil ehliyetleri yoktur çünkü bunların iradeleri hukuken yok sayılır. Tam ehliyet- siz kimse ile işlem yapan kişinin iyi niyetli olması yapılan işlemi geçerli kılmaz. İşlem her hâlde geçersizdir. Buradaki geçersizlik, butlan yaptırımı şeklinde bir geçersizliktir. Bu geçersizlik fiil ehliyetinin tespit edilmesiyle değil hukuki işlemin yapıldığı andan itibaren mevcuttur. Geçersizlik yasal temsilcilerin onay vermesi veya tam ehliyetsizin daha sonra ayırt etme gücü kazanması ile geçerli hâle gel- mez. Tam ehliyetsizler şahsa sıkı sıkıya bağlı haklarını bizzat kullanamazlar. Ka- nuni temsilcileri de bu hakları onlar adına kullanamaz. Haksız fiillerinden kural olarak sorumlu değildirler ancak hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda sorumlu olurlar ve tazminat öderler. Tam ehliyetsizler adına işlemlerini kanuni temsilci yapar. Ayırt etme gücü bulunmayan bir kimsenin yaptığı hukuki işlemin butla- nını ileri sürmek, hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıyorsa söz konusu işlem, geçerliymiş gibi sonuç doğrurur. Görüldüğü üzere tam ehliyetsizlerin yaptıkları işlemlere uygulanacak yaptırım yokluktur ifadesi yanlıştır. Çünkü tam ehliyetsiz- lerin yaptıkları işlemlere uygulanacak butlan yaptırımı şeklinde bir geçersizliktir. Cevap, B seçeneğidir. 32. Aşağıdakilerden hangisi kişilik haklarının özellikleri arasında yer almaz? A) Miras yolu ile devredilir. B) Doğrudan ekonomik değer taşımaz. C) Herkese karşı ileri sürülebilir. D) İflas masasına girmez. E) Kişiye sıkı sıkıya bağlıdır. Cevap: Kişilik hakları, kişinin maddi, manevi ve iktisadi bütünlüğü üzerinde sahip olduğu mutlak haklardır. Bu haklar kişinin doğuştan sahip olduğu, devre- dilemeyen, haczedilemeyen, miras yolu ile intikal etmeyen para ile ölçülemeyen

Medeni Hukuk 541 haklardır. Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onların hukuka ya da ahlaka aykırı olarak sınırlayamaz. Kişilik haklarının özellikleri şunlardır: • Mameleki bir mahiyeti yoktur (Mal varlığı değeri taşımazlar). • Kişilik hakları manevi varlıklara ilişkindir, doğrudan doğruya ekonomik de- ğerleri yoktur. • Miras yolu ile devredilemez. • Mutlak haklardandır. Herkese karşı ileri sürülebilir, bu haklara herkes tara- fından riayet edilmesi gerekir. • Devredilemez, haczolunamaz ve iflas masasına girmez. • Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Görül düğü üzere kişilik hakları miras yolu ile devredilir ifadesi yanlıştır. Çün- kü kişilik hakları miras yolu ile devredilemez. Cevap, A seçeneğidir. Aslan Yelesi A.Ş. yazar Sefa Kanarya’nın “Ayak Sesleri” adlı piyasaya çıka- cak olan kitabında şirket sırlarının açıklanacağının bilgisini almıştır. 33. Yukarıdaki örnekte Aslan Yelesi A.Ş.’nin açacağı dava aşağıdakiler- den hangisidir? A) Men davası B) Vekaletsiz iş görme davası C) Önleme davası D) Tespit davası E) Tazminat davası Cevap: Kişiliği haricen korunmasında hukuka aykırı olarak kişilik hakları sal- dırıya uğrayan kimse hâkimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteye- bilir. Kişiliği haricen koruyan özel davalardan olan önleme davası hâlen mevcut olmamakla birlikte birtakım belirtilerden pek yakın bir zamanda gerçekleşmesi beklenen hukuka aykırı saldırı tehlikesine karşı açılan davadır. Görüldüğü üzere somut olayda Sefa Kanarya’nın “Ayak Sesleri” adlı piyasaya çıkacak olan kita- bında Aslan Yelesi A.Ş sırlarını açıklamasını engellemek için açılacak olan dava önleme davasıdır. Cevap, C seçeneğidir.

542 3Y Hukuk Soru Havuzu 34. Vesayet altındaki kişinin yerleşim yeri aşağıdakilerden hangisidir? A) Ana babasının yerleşim yeri B) Vasinin yerleşim yeri C) Vesayet makamının bulunduğu yer D) Denetim makamının bulunduğu yer E) Mahkemenin belirleyeceği yer Cevap: Bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yere yerleşim yeri yani ikametgah adı verilir. Burada oturma ve sürekli kalma niyeti ile yerleşim yerinin çeşitleri öne çıkmıştır. 3 tür yerleşim yeri vardır. Bunlar; iradi, itibari ve yasal yerleşim yeridir. Başka bir kişiye veya kuruma hukuki bağımlılığı olan kişilerin yerleşim yeri, kanun koyucu tarafından belirlenmiştir. Yasal yerleşim yeri olan kişiler; velayet altındaki küçüklerle, vesayet altındaki kişilerdir. Velayet altında bulunan küçüklerin yerleşim yeri ana – babasının yerleşim yeridir. Ana ve baba- nın ortak yerleşim yeri yoksa çocuğun bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeri, çocuğun yerleşim yeridir. Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı oldukları vesayet makamının (sulh mahkemesinin) bulunduğu yerdir. Cevap, C seçeneğidir. 35. Derneklere ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Kazanç paylaşma amacı güdemezler. B) Dernek kurabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak gerekir. C) Kamuya yararlı dernekler ticari işletme işletseler de tacir sayılmazlar. D) Kamuya yararlı derneklerin mallarına karşı suç işleyenler devlet malı- na karşı suç işlemiş sayılırlar. E) Dernek kurmak önceden izin alma şartına bağlı değildir. Cevap: Kazançlarını paylaşmak dışında belli ve ortak amaç doğrultusunda en az 7 gerçek veya tüzel kişinin bilgi ve çalışmalarını birleştirmesiyle meydana ge- len kişi topluluklarına dernek adı verilir. Dernekler; ticari işletme işleten ticari işletme işletmeyen dernekler, alelade dernekler - kamuya yararlı dernekler ve federasyon - konfederasyon olmak üzere ayrılmıştır. Dernek kurma hakkı, anaya- sada güvence altına alınmıştır. Buna göre herkes önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Dernek kurucusu olabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak zorunlu değildir. Herhangi bir şekilde ergin olan (evlenme veya ergin kılın- ma) 18 yaşından küçük kişiler de dernek kurucusu olabilirler. Cevap, B seçeneğidir.

Medeni Hukuk 543 36. Aşağıdaki durumlardan hangisi derneği kendiliğinden sona erdirmez? A) Amacının gerçekleşmesinin olanaksız hâle gelmesi B) Borç ödemeden acze düşmüş olması C) Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması D) Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının imkansız hale gelmesi E) Kuruluştaki eksikliğin giderilmemesi Cevap: Dernekler; genel kurul kararıyla, kendiliğinden veya mahkeme kararı olmak üzere üç şekilde sona erer. Sona erme sebepleri gerçekleştiğinde dernek kanun hükmünün gereği olarak kendiliğinden sona erer. Herhangi bir organ ya da makam tarafından karar alınmasına gerek yoktur. Bu sebepler şunlardır: • Amacın gerçekleşmesi ya da gerçekleşmesinin olanaksız hâle gelmesi • Sürenin sona ermesi • Borç ödemede acze düşmüş olması • Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hâle gelmesi • İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması • Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması Görüldüğü üzere kuruluştaki eksikliğin giderilmemesi derneğin kendiliğinden sona erme sebeplerinden biri değildir, mahkeme kararıyla sona erdiren bir se- beptir. Cevap, E seçeneğidir. 37. Derneklerde üyeliğe ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Her üye genel kurulda oy hakkına sahiptir ancak onursal üyeler oy kullanamazlar. B) Üyenin tüzel kişi olması hâlinde yönetim kurulu başkanı tüzel kişi adına dernekte oy kullanabilir. C) Onursal üyelerin ödenti verme yükümlülüğü yoktur. D) Üyenin fiil ehliyetini kaybetmesi halinde üyeliği kendiliğinden sona erer. E) Dernek üyeliğinden çıkarılan kişi tüzükte gösterilen çıkarma sebebi- nin haksızlığını ileri sürerek dava açabilir. Cevap: Dernek, bir amacın gerçekleştirilmesi için birleşen kişi topluluğudur. Derneği oluşturan kişilere üye adı verilir. Bir derneğin kurulabilmesi için en az

544 3Y Hukuk Soru Havuzu 7 üye gerekmektedir. Derneğe üye olma ve dernekte üye kalma konusunda kişi- ler zorlanamaz. Üyelik başvuruları denetim kurulunca karara bağlanır. Dernek üyeleri eşit haklara sahiptirler. Derneğin faaliyetlerine ve yönetime katılma hakkı her üyeye tanınmıştır. Dernek üyeliği sıfatı üç şekilde sona erer. Bunlar; kendili- ğinden sona erme, üyenin dernekten çıkması ve üyenin dernekten çıkarılmasıdır. Kendiliğinden sona erme hâlleri aşağıdaki gibidir: • Üyenin ölümü veya gaipliğine karar verilmesi • Derneğin sona ermesi • Üyenin fiil ehliyetini kaybetmesi • Kanun hizmeti görevlilerin kurdukları derneklere üye olanların emeklilik dı- şında ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkilerin kesilmesi • Öğrenci derneği üyesi iken öğrencilik sıfatının sona ermesi Dernek tüzüğünde üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilebilir. Üyenin dernekten çıkarılmasına ihraç adı verilir. Tüzükte belirtilen çıkarma sebepleri doğrultusun- da verilen çıkarma kararına sebeplerin haksız olduğu iddiasıyla itiraz edilemez. Ancak tüzükte çıkarma sebeplerinin düzenlenmediği durumlarda üye sadece haklı sebeplerle çıkarılabilir ve bu çıkarma kararına haklı sebep olmadığı öne sürülerek itiraz edilebilir. Dolayısıyla üyelikten çıkarılan üyenin itiraz edebilmesi için çıkarılma sebebini bilmesi gerekmektedir. Cevap, E seçeneğidir. 38. Seval’in teyzesi Eda’nın torunu Ali ile hısımlık ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir? A) Üçüncü derece, yan soy, kan hısımlığı B) İkinci derece, alt soy, kan hısımlığı C) Dördüncü derece, yan soy, kan hısımlığı D) Beşinci derece, alt soy, kan hısımlığı E) Beşinci derece, yan soy, kan hısımlığı Cevap: Hısımlık derecesi, doğum sayılarına göre hesaplanır. Buna göre Seval → Anne → Anneanne → Teyze (Eda) → Çocuğu → Torunu (Ali) Aradaki çizgiler, doğum sayısını gösterir. Dolayısıyla 5. Derece yan soy kan hısımlığı söz konusudur. Cevap, E seçeneğidir.

Medeni Hukuk 545 39. Sınırlı ehliyetsizler aşağıdaki işlemlerden hangisini yasal temsilcinin rızası olmadan yapamazlar? A) Başkasının temsilcisi olma B) Onbeş yaşını doldurmuş olmak kaydıyla vasiyetname yapma C) Karşılıksız kazandırmaları kabul etme D) Çocuğunu tanıma yönünde irade açıklama E) Vesayet makamı tarafından verilen izinle bir meslek veya sanat ile ilgili tüm olağan işleri yapma Cevap: Sınırlı ehliyetsizlerin hukuki işlemleri üçe ayrılır: tek başına yapabildik- leri, yasal temsilciyle yapabildikleri ve yasak işlemler. Tek başına yapabildikleri işlemler şunlardır: • Başkasının temsilcisi olma • İrade açıklamasında bulunma (Onbeş yaşını doldurmuş olmak kaydıyla vasi- yetname yapma) • Karşılıksız kazandırmaları kabul etme • Vesayet makamı tarafından verilen izinle bir meslek veya sanat ile ilgili tüm olağan işleri yapma • Serbest malları kullanma • Şahsa sıkı sıkıya bağlı hakları kullanma Nişanlanma ve çocuğunu tanımayı ise tek başlarına yapamazlar, yasal temsil- cinin rızasını almaları gerekir. Cevap, D seçeneğidir. 40. Derneğin organları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Olağan genel kurul toplantısının en geç 3 yılda bir yapılması zorunlu- dur. B) Genel kurulu yönetim kurulu toplantıya çağırır. C) Olağan kararlar için üye tam sayısının üçte ikisinin katılımıyla genel kurul toplantısı yapılır. D) Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir. E) Yönetim kurulu en az beş asil beş yedek üyeden oluşur. Cevap: Genel kurul derneğin en yetkili organıdır ve tüm üyelerden oluşur. En geç üç yılda bir olağan genel kurul toplantısının yapılması gerekir. Olağan genel kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz. Genel kurulu, yönetim kurulu toplantıya çağırır. Genel kurul tüzük değişikliği veya derneğin feshi amacıyla top-

546 3Y Hukuk Soru Havuzu lanacaksa toplantı yapılabilmesi için üye tamsayısının en az üçte ikisinin toplan- tıda olması gerekir, diğer kararlarda ise üye tamsayısının salt çoğunluğu toplantı için yeterlidir. Yönetim kurulu en az beş asil beş yedek üyeden; denetim kurulu ise en az üç asil üç yedek üyeden oluşur. Cevap, C seçeneğidir. I. Kişi, birden fazla kez adını değiştirebilir. II. Ad değiştirme nüfus müdürlüğünden istenir. III. Ad değiştirmeden zarar görenler, öğrenmeden itibaren 5 yıl içinde ka- rarın iptalini talep edebilirler. 41. Adın değiştirilmesi ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I  B) Yalnız II  C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden iste- nebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur. Ad değişmekle kişi- sel durum değişmez. Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebi- lir. Kişi birden fazla kez adını değiştirebilir. Cevap, A seçeneğidir. 42. Derneklerde genel kurul toplantıları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Olağan genel kurul toplantısının en geç üç yılda bir yapılması zorun- ludur. B) Olağan genel kurul toplantısı iki defadan fazla geriye bırakılamaz. C) Yönetim kurulu, denetim kurulu veya üye tamsayısının beşte birinin yazılı başvurusu üzerine genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılabilir. D) Bütün üyelerin yazılı katılımıyla toplantısız karar alınsa da bu karar olağan toplantı yerine geçmez. E) Tüzük değişikliği halinde üye tamsayısının üçte ikisinin katılımıyla genel kurul toplantısı yapılır. Cevap: Genel kurul, tüzükte belirtilen zamanda yönetim kurulunun çağrısı üze- rine toplanır. Olağan genel kurul toplantılarının en geç üç yılda bir yapılması zo- runludur. Genel kurul, yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hâllerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı başvurusu üzerine, yönetim kurulun- ca olağanüstü toplantıya çağrılır. Yönetim kurulu, genel kurulu toplantıya çağır- mazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hâkimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir. Bütün üyelerin bir araya gelmeksizin yazılı

Medeni Hukuk 547 katılımıyla alınan kararlar ile dernek üyelerinin tamamının kanunda yazılı çağrı usulüne uymaksızın bir araya gelerek aldığı kararlar geçerlidir. Bu şekilde karar alınması olağan toplantı yerine geçmez. Genel kurul, yönetim kurulunca, en az onbeş gün önceden toplantıya çağrılır. Bu amaçla toplantının günü, saati, yeri ve gündemi, üyelere bildirilir. Genel kurul toplantıları, tüzükte aksine hüküm olma- dıkça, dernek merkezinin bulunduğu yerde yapılır. Genel kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, tüzük değişikliği ve derneğin feshi hâllerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır; çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, yönetim ve denetim kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz. Genel kurul toplantısı, bir defadan fazla geri bırakılamaz. Cevap, B seçeneğidir. 43. Sınırlı ehliyetliler aşağıdaki işlemlerden hangisini yasal danışmanın onayına gerek olmadan yapabilirler? A) Kıymetli evrak alıp satma B) Taşınır rehin verme C) Bağışlama D) Ödünç verme E) Sulh olma Cevap: Sınırlı ehliyetliler, kendisine yasal danışman atanmış kişilerdir. Kısıt- lanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil eh- liyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin bir kişiye aşağıdaki işlerde görüşü alınmak üzere bir yasal danışman atanır: • Dava açma ve sulh olma, • Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması, • Kıymetli evrakın alımı, satımı ve rehnedilmesi, • Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri, • Ödünç verme ve alma, • Ana parayı alma, • Bağışlama, • Kambiyo taahhüdü altına girme, • Kefil olma. Taşınır rehin verme işlemini ise görüş almadan yapabilirler. Cevap, B seçeneğidir.

548 3Y Hukuk Soru Havuzu 44. Aşağıdaki işlemlerden hangisini sınırlı ehliyetsiz tek başına yapamaz? A) Alacaklı sıfatıyla kefalet sözleşmesi B) Başkasının temsilcisi olma C) Önemsiz bağışta bulunma D) Karşılıksız kazandırmayı kabul etme E) Mirası reddetme Cevap: Ayırt etme gücüne sahip küçük veya ayırt etme gücüne sahip kısıtlı sı- nırlı ehliyetsizdir. Sınırlı ehliyetsizler genel manada kendisini borç altına sokma- yan işlemleri tek başlarına yapabilirler. Tek başına yapabildiği işlemler şunlardır: • Alacaklı sıfatıyla kefalet sözleşmesi • Başkasının temsilcisi olma • Karşılıksız kazandırmayı kabul etme • Şahsa sıkı sıkıya bağlı hakları kullanma (dikkat bozucu niteliktekileri yapa- bilir) • İrade açıklamasında bulunma • Serbest malları kullanma • Vesayet makamının izin verdiği işle ilgili işlemleri yapma Önemsiz bağışta bulunma işlemini ise yasal temsilcinin rızası olmadan yapamaz. Cevap, C seçeneğidir. 45. Sınırlı ehliyetliler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Vesayet altına alınmış kişiler olduğundan vesayet dairelerinin izni ile işlemlerini yaparlar. B) Yasal danışman onayına gerek olmaksızın evlenebilirler. C) Evlenmekle kişi sınırlı ehliyetli olduğundan eşinin rızası olmadan borçlandırıcı işlem yapamaz. D) Yasal danışmanın onayı olsa da yapmaları yasak olan işlemler vardır. E) Yasal danışmanın onayını almaları gereken işlemlerde onay alınma- ması iptal edilebilirlik yaptırımına neden olur. Cevap: Sınırlı ehliyetliler kısıtlanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin bir kişi- ye aşağıdaki işlerde görüşü alınmak üzere bir yasal danışman atanmış kişilerdir: • Dava açma ve sulh olma, • Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması, • Kıymetli evrakın alımı, satımı ve rehnedilmesi, • Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri,

Medeni Hukuk 549 • Ödünç verme ve alma, • Ana parayı alma, • Bağışlama, • Kambiyo taahhüdü altına girme, • Kefil olma. Bu işlemler dışındaki işlemleri ise onay olmadan tek başına yapabilirler. Cevap, B seçeneğidir. 46. Yabancı derneklerin Türkiye’de şube açmasında aşağıdaki sistemler- den hangisi uygulanır? A) İzin sistemi B) Bildirim sistemi C) Serbest kuruluş sistemi D) Tescil sistemi E) Normatif sistem Cevap: Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere uluslararası faaliyette veya işbirliğinde bulunabilir, yurt dışında temsilcilik veya şube açabilir, yurt dışında dernek veya üst kuruluş kurabilir veya yurt dışın- da kurulmuş dernek veya kuruluşlara katılabilirler. Yabancı dernekler, Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığının izniyle Türkiye’de fa- aliyette veya işbirliğinde bulunabilir, temsilcilik veya şube açabilir, dernek veya üst kuruluş kurabilir veya kurulmuş dernek veya üst kuruluşlara katılabilirler. Dolayısıyla izin sistemi uygulanmaktadır. Cevap, A seçeneğidir. I. Olağan genel kurul toplantısının uygunluk bildiriminden itibaren 4 ay içinde yapılamaması II. Ahlaka aykırı faaliyetler içinde bulunması III. Borç ödemeden acze düşmesi IV. Yönetim kurulu oluşturmanın imkansızlaşması 47. Yukarıdakilerden hangileri dernekleri kendiliğinden sona erdirir? A) Yalnız I  B) I ve II  C) II ve III D) III ve IV E) I, II ve IV Cevap: Dernekler, aşağıdaki hâllerde kendiliğinden sona erer: • Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksız hâle gelmesi veya sürenin sona ermesi, • İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış (uygun- luk bildiriminden itibaren 6 ay) ve zorunlu organların oluşturulmamış olması,

550 3Y Hukuk Soru Havuzu • Borç ödemede acze düşmüş olması, • Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hâle gelmesi, • Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması. Her ilgili, sulh hâkiminden, derneğin kendiliğinden sonra erdiğinin tespitini isteyebilir. Ahlaka aykırı faaliyetler içinde bulunması ise mahkeme kararı ile sona erdiren sebepler arasındadır. Cevap, D seçeneğidir. I. Ödünç verme ve alma II. Vakıf kurma III. Kıymetli evrak alıp satma IV. Rekabet yasağı sözleşmesi yapma 48. Sınırlı ehliyetli kişi yukarıdaki işlemlerden hangilerini yasal danışma- nın onayını almadan yapabilir? A) I ve II  B) II ve III C) II ve IV D) III ve IV E) I, II ve IV Cevap: Kendisine yasal danışman atanmış kişiler sınırlı ehliyetlidir. Sınırlı ehliyetliler vakıf kurma ve rekabet yasağı sözleşmesi işlemlerini onay almadan yapabilir. Bu işlemler sınırlı ehliyetsiz için yasak işlem olmasına rağmen sınırlı ehliyetli kişilerin tek başına yapabileceği işlemlerdir. Cevap, C seçeneğidir. 49. Evlenme yoluyla erginlik ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Olağan evlenme için on yedi yaşın doldurulması gerekir. B) Vesayet altındaki kişi on yedi yaşında vasinin izniyle evlenebilir. C) On altı yaşında evlenebilmek için olağanüstü bir durum ve yasal tem- silcinin izni gerekir. D) Evlenmek yaşça büyütülmüş olmak anlamına gelmez. E) Evlilik sona erse de kazanılan erginlik devam eder. Cevap: Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak, hâ- kim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir. Dolayısıyla yasal temsilcinin olağanüstü ev- lenmede izni değil görüşü alınır. Evlenme kişiyi ergin kılar. Cevap, C seçeneğidir.

Medeni Hukuk 551 I. Birden fazla amacı olabilir. II. İzin sistemi ile kurulur. III. Yönetimi en az beş asil beş yedek üyeden oluşur. IV. Resmi senetle veya vasiyetname ile kurulabilir. 50. Vakıflar ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur? A) I ve II  B) I ve IV  C) II ve III D) II ve IV E) I, III ve IV Cevap: Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sü- rekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Birden fazla amaç güdebilirler. Tescil sistemi ile kurulurlar. Yönetimi bir kişi ya da kurul olabilir. Resmi senet veya vasiyetname ile kurulabilirler. Cevap, B seçeneğidir. 51. Kişilik haklarına saldırı yoluyla elde edilen kazancı geri almak için açılan dava aşağıdakilerden hangisidir? A) Zilyetliğin iadesi davası B) Taşınır davası C) Sebepsiz zenginleşme davası D) Vekaletsiz iş görme davası E) Tazminat davası Cevap: Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan sal- dırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya ka- rarın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir. Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayı- sıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır. Cevap, D seçeneğidir.

552 3Y Hukuk Soru Havuzu X, uyuşturucu madde bağımlılığı nedeniyle 21.01.2018’de kısıtlanmış, 22.01.2018’de bisikletini Y’ye satmıştır. Kısıtlanma kararı 23.01.2018’de ilan edilmiştir. 25.01.2018’de X’in yasal temsilcisi M bu işleme onay vermediğini belirtmiştir. 52. Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) İşlem ilandan önce yapıldığından her durumda geçerlidir. B) İşleme yasal temsilci onay vermediğinden geçersizdir. C) Yasal temsilci onayına gerek olmaksızın Y iyiniyetliyse işlem geçerlidir. D) Y iyiniyetliyse işlem geçerlidir ancak yasal temsilcinin onay vermeme- siyle bozulmuştur. E) İşlem kısıtlama kararından sonra yapıldığı için her durumda geçersiz- dir. Cevap: Alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı nedeniyle kısıtlanmış kişi sı- nırlı ehliyetsizdir. Sınırlı ehliyetsizlerin kısıtlanma kararının ilanından önce iyini- yetli üçüncü kişilerle yaptığı işlemler geçerlidir. Somut olayda X kısıtlanma kararı ilan edilmeden Y ile işlem yaptığı için Y iyiniyetliyse yasal temsilci onayına gerek olmaksızın işlem geçerlidir. Cevap, C seçeneğidir. 53. A’nın eşi T’nin kardeşi K’nin kızı H ile hısımlık ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir? A) Üçüncü derece yan soy kan hısımlığı B) Üçüncü derece yan soy kayın hısımlığı C) Üçüncü derece alt soy kayın hısımlığı D) Dördüncü derece yan soy kayın hısımlığı E) Dördüncü derece alt soy kayın hısımlığı Cevap: Kişi, eşinin ailesiyle, eşiyle aynı tür ve dereceden hısımdır. T’nin karde- şi K’nin kızı H üçüncü dereceden yan soy hısmıdır. Dolayısıyla A’nın da üçüncü derece, yan soy, kayın hısmı olacaktır. Cevap, B seçeneğidir.

Medeni Hukuk 553 54. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre soyadı ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi yanlıştır? A) Boşanma hâlinde kadın, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. B) Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulun- duğu ispatlanır ve kocasının da rızası alınırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. C) Ergin olan evlâtlık, evlât edinilme sırasında dilerse evlât edinenin so- yadını alabilir. D) Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. E) Baba ile soybağı kurulamayan çocuk ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa onun bekârlık soyadını taşır. Cevap: Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuru- na veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir. Evlâtlık küçük ise evlât edinenin so- yadını alır. Ergin olan evlâtlık, evlât edinilme sırasında dilerse evlât edinenin so- yadını alabilir. Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ve baba ile soybağı kurulmadıysa anasının soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır. Boşanma hâlinde kadın, ev- lenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kul- lanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanır- sa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Kocanın rızası aranmaz. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir. Cevap, B seçeneğidir.

554 3Y Hukuk Soru Havuzu Fatih ve arkadaşları yat ile okyanusa açılmışlar, hava şartlarının olumsuz- laşması sonucu okyanusun ortasında kaybolmuşlardır. 55. Buna göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Kaybolmanın üzerinden bir yıl geçtikten sonra gaiplik davası açılabilir. B) Gaiplik davası açıldıktan sonra usulüne uygun şekilde en az iki ilan verilir. C) Hakimlik gaiplik kararı için vereceği her iki ilandan sonra en az altı ay beklemelidir. D) İlanlardan sonra verilecek gaiplik kararı geçmişe etkili bir karar ola- caktır. E) Gaiplik kararı sonucunda miras beş yıllık teminat süresi olmak kay- dıyla mirasçılara geçecektir. Cevap: Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa ana- sının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir. Gaiplik kararının iste- nebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir. Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usu- lüne göre yapılan iki ilânla çağırır. Bu süre, ilk ilânın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır. İkinci ilandan sonra ise herhangi bir bekleme süresi yoktur. Cevap, C seçeneğidir.

Medeni Hukuk 555 On altı yaşındaki Oğuz’a doğum gününde abisi Kemal tarafından tuttuğu takımın forması hediye edilmiştir. Oğuz da bu formayı çok sevdiği arkadaşı Burcu’ya şampiyon oldukları gün bağışlamıştır. 56. Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Bağış işlemi ancak Oğuz’un yasal temsilcisinin izniyle geçerli olur. B) Oğuz’un yasal temsilcisi onaylasa da işlem geçersizdir. C) Oğuz için forma serbest mal niteliğinde olduğundan yaptığı bağış onay aranmaksızın geçerlidir. D) Bağışlama işlemi vesayet daireleri olan sulh hukuk mahkemesi ve as- liye hukuk mahkemesinin izni ile geçerli hale gelebilir. E) İrade açıklamasında bulunma işlemi olduğundan bu işlemi Oğuz tek başına yapabilir, bu nedenle işlem geçerlidir. Cevap: Sınırlı ehliyetsizlerin bazı işlemleri yapması kesin olarak yasaklanmıştır: • Kefil olma • Önemli bağış yapma • Vakıf kurma • Rekabet yasağı sözleşmesi yapma Bu çerçevede Oğuz’un kendisine hediye edilen formayı arkadaşına bağışlaması kesin hükümsüzdür. Kendisine tüketmesi için verilen (serbest mal) bir mal olsa idi bu durumda bağışlama fiili geçerli olurdu. Cevap, B seçeneğidir. 57. Dernek mahkeme kararıyla feshedildiği takdirde derneğin mal varlığı aşağıdakilerden hangisine devredilir? A) Amacına en yakın ve kapatıldığı tarihte en fazla üyeye sahip derneğe B) İçişleri Bakanlığına C) Yerleşim yerindeki valiliğe D) Hazine Müşteşarlığına E) Vakıflar Genel Müdürlüğüne Cevap: Tüzel kişinin malvarlığı, kanunda veya kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça ya da yetkili organı başka türlü karar vermedikçe, en ya- kın amacı güden kamu kurum veya kuruluşuna geçer. Bu malvarlığı olanak öl- çüsünde daha önce özgülendiği amaç için kullanılır. Hukuka veya ahlâka aykırı amaç güttüğü için kişiliği mahkeme kararıyla sona eren tüzel kişinin malvarlığı her hâlde ilgili kamu kuruluşuna geçer. Ancak Dernekler Kanunu’ndaki hüküm

556 3Y Hukuk Soru Havuzu nedeniyle mahkeme kararıyla feshedilen derneğin malları ilgili kamu kuruluşuna değil amacına en yakın ve kapatıldığı tarihte en fazla üyeye sahip derneğe geçer. Cevap, A seçeneğidir. I. Bir kişinin aynı zamanda birden fazla yerleşim yeri olamaz. II. Velayet altında bulunan küçüklerin yerleşim yeri ana babasının yerle- şim yeridir. III. Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı oldukları vesayet maka- mının bulunduğu yerdir. 58. Yerleşim yeri ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I  B) Yalnız II  C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. Bu kural ticarî ve sınaî kuruluşlar hakkında uygulanmaz. Bir yerleşim yerinin değiştirilmesi yenisinin edinilmesine bağlıdır. Önceki yerleşim yeri belli olmayan veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı hâlde Türkiye’de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olan kimsenin hâlen oturduğu yer, yerleşim yeri sayılır. Velâyet altında bulunan ço- cuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hâllerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. Vesayet altındaki kişilerin yerle- şim yeri, bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir. Cevap, E seçeneğidir. 59. Dernek genel kurulunun, derneğin feshi kararı alabilmesine ilişkin aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Toplantıya katılanların üçte birinin oyu yeterlidir. B) Toplantıya katılanların salt çoğunluğu yeterlidir. C) Toplantıya katılanların üçte iki çoğunluğu yeterlidir. D) Toplantıya katılanların oy birliği zorunludur. E) Genel kurulun derneği feshetme yetkisi yoktur. Cevap: Dernek genel kurul toplantıları, tüzükte aksine hüküm olmadıkça, der- nek merkezinin bulunduğu yerde yapılır. Genel kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, tüzük değişikliği ve derneğin feshi hâllerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır; çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantı- ya katılan üye sayısı, yönetim ve denetim kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz. Genel kurul toplantısı, bir defadan fazla geri bırakılamaz. Genel kurul

Medeni Hukuk 557 kararları, toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğuyla alınır. Şu kadar ki, tüzük değişikliği ve derneğin feshi kararları, ancak toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğuyla alınabilir. Cevap, C seçeneğidir. 60. Fiil ehliyetinin şartlarından biri olan erginliğe ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Ergin kılınmak yaşça büyütülmüş olmak anlamına gelmez. B) Normal erginlik yaşı, 18 yaşın doldurulmasıdır. C) Olağan şartlarda 17 yaşın doldurulması ile veli izniyle evlenilerek er- gin olunabilir. D) Olağanüstü şartlarda 16 yaşın doldurulması ile veli izni ve mahkeme kararıyla evlenerek erginlik kazanılır. E) Kazanılan erginlik geri alınamaz. Cevap: Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Vesayet al- tındaki kişinin mahkeme kararıyla ergin kılınabilmesi için vesayet makamı (sulh hukuk mahkemesi) ve denetim makamı (asliye hukuk mahkemesi) izni gerekir. Olağan evlenme yaşı olan 17 yaşını dolduran kişi yasal temsilcisinin rızasıyla evlenerek ergin olabilir. Olağanüstü evlenme için ise 16 yaşın doldurulması, ola- nak varsa yasal temsilcinin görüşü ve mahkeme kararı gerekir. Görüldüğü üzere olağanüstü evlenme yoluyla ergin olma durumunda velinin rızası aranmaz yal- nızca görüşü alınır. Ayrıca kazanılan erginlik geri alınamaz. Ergin olan kişi yaşça büyümüş olmaz. Cevap, D seçeneğidir. 61. Kişiliğin son bulmasıyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Ölüm hukuki bir olaydır ve ölümle birlikte kişilik sona erer. B) Bir kimse ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile ölmüş sayılır. C) Aynı veya başka bir olayda ölenlerin ölüm anları açıkça tespit edilemi- yorsa aynı anda öldükleri varsayılır. D) Bir kişinin gaipliği, ilgililerin talebi üzerine nüfus müdürlüğünün ga- iplik kararıyla kesinleşir. E) Gaiplik, kişiden uzun süredir haber alınamaması veya kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolması durumlarında söz konusu olabilir.

558 3Y Hukuk Soru Havuzu Cevap: Bir kişi hakkında gaiplik kararı ancak sulh hukuk mahkemesi tarafın- dan verilebilir. Nüfus müdürlüğünün bu konuda herhangi bir yetkisi bulunma- maktadır. Gerçek kişilerde kişiliği sona erdiren en doğal neden ölümdür. Ölüm olayı ile hak sujesi olma özelliği ortadan kalkar. Ölüm ile özellikle kişiye bağlı mameleki haklar ve yükümlülükler, eşya hukukundan doğan haklar, alacak ve borçlar, fikri haklar, kısaca intikale elverişli haklar hiçbir işleme gerek kalmaksızın mi- rasçılarına geçer. Bir kimse ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile ölmüş sayılır. Aynı veya başka bir olayda ölenlerin ölüm anları açıkça tespit edilemiyorsa aynı anda öldükleri varsayılır. Cevap, D seçeneğidir. 62. Aşağıdakilerden hangisi kısıtlama sebepleri arasında değildir? A) Savurganlık B) Alkol veya uyuşturucu madde bağımlığı C) Kötü yaşama tarzı ve kötü yönetim D) 6 ay veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olma E) Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı Cevap: Kısıtlı (Mahcur) Olmamak: Kanunda belirtilen sebeplerden birinin var- lığı durumunda, bir kişinin fiil ehliyetinin mahkeme kararı ile sınırlandırılması veya kaldırılmasıdır. Kısıtlama kararı ilgili kişi için yeni bir hukuki statü yara- tan bir işlemdir. Fiil ehliyetinin yetkili makam tarafından geri alınması olarak tanımlanabilir. Diğer bir yönüyle de ilgilinin üçüncü bir şahsın koruması altına alınması sonucu doğurur. Kısıtlama sebepleri: • Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı (başkalarının güvenliğini tehlikeye sokma, sü- rekli biçimde bakıma ihtiyacı olma veya işlerini görememe şartlarından biri- nin varlığı durumunda), • Savurganlık, • Alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, • Kötü yaşama tarzı ve kötü yönetim (kendisini veya ailesini darlık veya yok- sulluğa düşürme tehlikesine yol açma ve bu sebeple sürekli korunmaya ve bakıma muhtaç olma ya da başkalarının güvenliğini tehdit etme şartların- dan birinin gerçekleşmesi durumunda), • Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olma, • Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerek- tiğini gibi yönetememe.

Medeni Hukuk 559 Kısıtlanan kişiye (mahcur-kısıtlı) bir vasi tayin edilir. Küçükler kural olarak velayet altında bulundukları için yalnızca ergin kişiler kısıtlanabilir. Velisi bulun- mayan küçüğe kısıtlanmasına gerek olmaksızın sulh mahkemesince vasi atanır. Cevap, D seçeneğidir. 63. Sınırlı ehliyetlilerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Kısıtlanmaları için yeterli sebep olmamakla birlikte, korunmaları ba- kımından fiil ehliyetlerinin sınırlanması gerekli görülen kişilerdir. B) Kişiye bazı işlerde görüşü alınmak üzere bir yasal danışman atanır. C) Yasal danışman sınırlı ehliyetli kişi adına hukuki işlemleri tek başına yapabilir. D) Sınırlı ehliyetli kişi bazı hukuki işlemleri yasal danışmanının iznini almadan yapamaz. E) Sınırlı ehliyetli kişi bazı hukuki işlemleri yasal danışmanının iznini almadan yaparsa tek taraflı bağlamazlık söz konusu olur. Cevap: Yasal danışman kanuni temsilci olmadığı için sınırlı ehliyetli kişi adına hukuki işlemleri tek başına yapamaz. Sınırlı Ehliyetliler: Kendilerine yasal danışman atanmış kişilerdir. Sınırlı Ehliyetlilere İlişkin Önemli Hususlar Şunlardır 33 Kısıtlanmaları için yeterli sebep olmamakla birlikte, korunmaları bakımın- dan fiil ehliyetlerinin sınırlanması gerekli görülen ergin bir kişiye aşağıdaki işlerde görüşü alınmak üzere bir kanuni müşavir (yasal danışman) atanır. 33 Aşağıdaki işlemleri yasal danışmanın iznini almasıyla gerçekleştirir. • Dava açma ve sulh olma, • Gayrimenkul alım-satımı ve bunlar üzerinde bir ayni hak kurma, • Kıymetli evrak alım-satımı ve rehnedilmesi, • Ana parayı alma, • Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri, • Ödünç verme ve alma, • Bağışlama, • Kambiyo taahhüdü altına girme • Kefil olma 33 Yasal danışman kanuni temsilci olmadığı için bu işlemleri tek başına yapa- maz. 33 Sınırlı ehliyetli kişi bu işlemleri yasal danışmanın iznini almadan yapamaz, yaparsa tek taraflı bağlamazlık söz konusu olur. Cevap, C seçeneğidir.

560 3Y Hukuk Soru Havuzu 64. Aşağıdaki işlemlerden hangisi sınırlı ehliyetsizlerin bizzat yapabile- ceği işlemlerden değildir? A) Vakıf kurmak B) Soybağının reddi davası açma C) Kendi serbest mallarıyla ilgili işlemler D) Alacaklı sıfatıyla kefalet sözleşmesi E) Karşılıksız olarak kendisini yükümlülükten kurtaran sözleşmeler Cevap: Sınırlı ehliyetsizler kendilerini borç altına sokan işlemleri ancak yasal temsilcilerinin izni yada onayıyla yapabilirler. Sınırlı ehliyetsizlerin bizzat veya yasal temsilcileri ile dahi yapamayacağı işlemler şunlardır: vakıf kurmak, borç- lu sıfatıyla kefalet sözleşmesi yapmak, önemli miktarda bağışlama sözleşmesi yapmak, rekabet yasağı sözleşmesi yapmaktır. Bu işlemler yasak işlemler olarak adlandırılır. Sınırlı ehliyetsizler için kanun tarafından kanuni temsilciler öngörülmüştür. Küçükler için velayet müessesesi, kısıtlılar için de vesayet müessesesi kanunda düzenlenmiştir. İstisnaen kısıtlanmış bir kişi de velayet altına alınabildiği gibi velayet altında bulunmayan küçük de vesayet altına konulabilir. Hukuki İşlem Yapabilme Yetenekleri a) Kanuni temsilcinin rızasına bağlı işlemler: Türk Medeni Kanunu’nun 16. maddesinde sınırlı ehliyetsizlerin kanuni temsilcilerinin rızası olmadan kendi tasarrufları ile borç atına gire- meyeceklerini ifade eder. Bu açıdan bakılınca vesayet altındaki sınırlı ehli- yetsizler KANUNİ TEMSİLCİNİN RIZASINI ALARAK TAM EHLİYETLİLERİN YAPABİLECEKLERİ İŞLERİ YAPABİLİRLER. Türk Medeni Kanunu’nun 449. maddesinde sayılan kefil olmak, önemli bağışlar- da bulunmak, vakıf kurmak sınırlı ehliyetsizler için yasak işlemler arasındadır. Velayet altındaki ayırt etme gücüne sahip küçük ve vesayet altındaki ayırt etme gücüne sahip kısıtlıların yaptıkları işlemlerde kanuni temsilcinin rızası- nın alınması şartı, aynı esaslara tabi kılınmıştır. Sınırlı ehliyetsizlerin davaya taraf olabilmesi için de kanuni temsilcilerinin rızası şarttır. Velayet hakkına sahip ana ve baba rızayı birlikte vermelidir. Velayet hakkına ana ve babadan biri sahipse onun rızası yeterlidir. Kanuni temsilcinin rızası işlem yapılmadan verilirse izin, yapıldıktan sonra verilirse icazet, o sırada ve- rilirse işleme katılma adını alır. Kanuni temsilci rızasını şahsen vermelidir.

Medeni Hukuk 561 b) Sınırlı ehliyetsizlerin kanuni temsilcilerinin rızasını almadan yapabilece- ği işlemler: Türk Medeni Kanunu’nun 16. maddesinde belirtildiği üzere ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada kanuni temsilcinin rızası gerekli değildir ve bunlar karşılıksız kazanmada da buluna- bilirler. aa- Şahsen kullanılacak haklar: Bu hakların kullanılmasında karar verme yet- kisi kişidedir. Sınırlı ehliyetsiz şahsa sıkı sıkıya bağlı haklara ilişkin olarak dava yetkisine de sahiptir. Zina fiili sebebiyle sınırlı ehliyetsizin eşini affetme- si, manevi tazminat davası açması gibi. bb- Karşılıksız kazanmalar: Sınırlı ehliyetsizler tıpkı tam ehliyetliler gibi karşılık- sız kazanmada bulunabilirler. Sınırlı ehliyetsiz kendisi için yüküm doğurma- yan haklarını korumaya yönelik her türlü irade beyanında bulunabilir. cc- Ehliyetin genişlediği durumlar: Kendisine sulh mahkemesi tarafından bir meslek veya sanatla uğraşmasına açıkça ya da zımnen izin verilen vesayet altındaki kimse bu sanat ve mesleğin gerektirdiği her türlü fiili yapabilir ve borçlandırıcı fiilinden kendi malvarlığı ile sorumlu olur. Velisinin rızası ile aile haricinde yaşayan çocuk onlara karşı olan borçlarını ihlal etmemek üzere kazancını dilediği gibi sarf edebilir. Vesayet altındaki kimse kendi tasarrufuna bırakılan malları bizzat idare etmek hakkını haizdir. Hukuka Aykırı Fiil Sorumlulukları: Ayırt etme gücüne sahip olan küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden kaynaklı zarardan sorumludurlar. Kusurun bir kişiye isnat edebilmesi bakımından ayırt etme gücünün varlığı yeterli olduğu için sınırlı ehliyetsizler haksız fiillerinden ve borca aykırı davranışlarından dolayı doğan za- rarlardan sorumlu olurlar. Fiil Ehliyetine Göre Sınıflandırma Tam Ehliyetli Sınırlı Ehliyetli Sınırlı Ehliyetsiz Tam Ehliyetsiz • Ayırtetme gü- • Ayırtetme gü- • Ayırtetme gü- • Ayırtetme gü- cüne sahip cüne sahip cüne sahip er- cüne sahip ol- • Ergin • Ergin gin olmayan mayan kişiler • Kısıtlı olmayan • Kısıtlı olmayan • Ayırtetme gü- fakat tedbir cüne sahip kı- amacıyla ken- sıtlı olan disine yasal danışman ata- nan kişiler Cevap, A seçeneğidir.

562 3Y Hukuk Soru Havuzu I. 18 yaşını doldurmuş olmak II. Cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğuna dair ra- por III. Üreme yeteneğinden yoksun olduğuna dair rapor IV. Aile onayı 65. Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri mahkemenin cinsiyet değiş- tirmeye izin verebilmesi için gerekli şartlardandır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I,II ve III E) I, II, III ve IV Cevap: I, II ve III mahkemenin cinsiyet değişikliğine izin vermesi için gereklidir. Fakat kişi zaten ergin olduğu için ailenin onayı aranmaz. Kişisel hal sicilleri içerisinde cinsiyet değiştirme hususu önemlidir. Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet de- ğişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, kişinin on sekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksü- el yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğu- nu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu ra- poruyla belgelemesi şarttır. Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulanması halinde, mahkeme nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verir. Anayasa Mahkemesi kararı ile üreme yeteneğinden yok- sun olma şartı kaldırılmıştır. Cevap, C seçeneğidir. Önceki ikametgahı belli olmayan veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bı- raktığı halde Türkiye’de henüz bir ikametgah edinmemiş olan kimsenin halen oturduğu yer onun ikametgahı sayılır. 66. Bahsedilen ikametgah türü aşağıdakilerden hangisidir? A) İradi ikametgah B) Çifte ikametgah C) Kanuni ikametgah D) İtibari ikametgah E) Olağan ikametgah Cevap: İtibari İkametgah: Önceki ikametgahı belli olmayan veya yabancı ülke- deki yerleşim yerini bıraktığı halde Türkiye’de henüz bir ikametgah edinmemiş olan kimsenin halen oturduğu yer onun ikametgahı sayılır. Cevap, D seçeneğidir.

Medeni Hukuk 563 67. Sona ermesine rağmen etkisi devam eden saldırının hukuka aykırılı- ğının belirlenmesi için açılabilecek dava aşağıdakilerden hangisidir? A) Men davası B) Tespit davası C) Önleme davası D) Eda davası E) Tazminat davası Cevap: Bu olayda kişi mahkemeden, kişiliğine yapılan saldırının tespitini talep etmektedir. Tespit Davası: Sona ermesine rağmen etkisi devam eden saldırının hukuka ay- kırılığının tespiti için açılan davadır. Bu davada davacı yani şahsiyet hakları haksız saldırı sonucunda zedelenmiş olan kimse saldırının haksızlığının tespiti yanında gerekirse “kararın yayınlanmasını\" veya “kararın üçüncü kişilere de bildirilmesini” talep edebilir. Tespit davasının açılabilmesi için şahsiyet haklarına karşı yapılmış ve sona ermiş bulunan bir haksız saldırının “et- kilerini hala devam ettirmekte olması” gerekir. Henüz gerçekleşmemiş, fakat çok yakın bir zamanda gerçekleşme ihtimali bulunan bir haksız saldırıya kar- şı tespit davası açılamayacağı gibi, gerçekleşmiş fakat etkileri silinmiş bulunan haksız bir saldırıya karşı da tespit davasının açılması mümkün olmayacaktır. Ayrıca üzerinden uzunca bir zaman geçmiş olan ve unutulmuş, etkileri silinmiş olan saldırılara karşı da tespit davasının açılması mümkün değildir. Cevap, B seçeneğidir. 68. Derneklerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Fiil ehliyetine sahip kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. B) Fiil ehliyetine sahip kişiler, derneklere üye olma hakkına sahiptir. C) Dernekler yalnızca gerçek kişiler tarafından kurulabilir. D) Dernekler en az yedi kişinin ortak bir amaç doğrultusunda bir araya gelmesiyle oluşturulabilir. E) Dernekler kar elde etmek amacıyla kurulamaz. Cevap: Dernekler gerçek veya tüzel kişilerin bir araya gelmesiyle oluşturulabilir. Dernekler: Gerçek veya tüzel en az 7 kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere bilgi ve çalışmalarını birleştirmeleriyle oluşan kişi topluluklarıdır.

564 3Y Hukuk Soru Havuzu Derneklerin Kuruluşu: Fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş olan gerçek kişiler ile tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kur- ma hakkına sahiptir. Derneğin kurulmasında serbest kuruluş sistemi vardır. Dolayısıyla dernekler kuruluş bildirimini, tüzüğünü ve diğer belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar. Kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından altmış gün içinde dosya üzerinden incelenir. Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukuki durumlarında kanuna ay- kırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamam- lanması derhal kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık gide- rilmezse; en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde der- neğin feshi konusunda dava açması için durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir. Cevap, C seçeneğidir. 69. Aşağıdakilerden hangisi dernek üyelerinin hak ve borçlarından de- ğildir? A) Eşitlik B) Oy hakkı C) Ödenti verme borcu D) Derneğe sadakat borcu E) Görev alma borcu Cevap: Hiçbir dernek üyesinin dernekle ilgili işlerde görev alma gibi bir zorun- luluğu yoktur. Dernekler kişi topluluğu olduğu için üyelik söz konusudur. Fiil ehliyetine sa- hip bulunan her gerçek kişi ile tüzelkişiler derneklere üye olma hakkına sahiptir. Hiç kimse, bir derneğe üye olmaya ve hiçbir dernek de üye kabul et- meye zorlanamaz. Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye yazılı olarak bildirmek şartıyla dernekten çıkma hakkına sahiptir. Diğer kanunların derneklere üye olamayacaklarını belirttiği kişiler ile ilköğretim ve ortaöğ- retim öğrencileri dernek üyesi olamazlar. Cevap, E seçeneğidir.

Medeni Hukuk 565 70. Aşağıdakilerden hangisi derneklerin organlarına ilişkin yanlıştır? A) Derneklerin genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu olmak üzere üç zorunlu organı vardır. B) Genel kurul, derneğin en yetkili karar organıdır. C) Derneğin yönetim kurulu, yedi asıl ve yedi yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur. D) Derneğin denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur. E) Derneğin olağan genel kurul toplantılarının en geç üç yılda bir yapıl- ması zorunludur. Cevap: Derneklerin genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu olmak üzere üç zorunlu organı vardır. Genel Kurul: Genel kurul, derneğin en yetkili karar organıdır. Derneğe ka- yıtlı tüm üyelerden oluşur. Toplanması olağan veya olağanüstü olabilir. Olağan toplantı; Genel kurul, tüzükte belirtilen zamanda yönetim kurulunun çağrısı üzerine toplanır. Olağan genel kurul toplantılarının en geç üç yılda bir yapılması zorunludur. Olağanüstü toplantı; Genel kurul, yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hâllerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı başvurusu üzerine, yönetim kurulunca olağanüstü toplantıya çağrılır. Yönetim kurulu, genel kuru- lu toplantıya çağırmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hâkimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir. Toplantı yeri ve toplantı yeter sayısı; Genel kurul toplantıları, tüzükte aksi- ne hüküm olmadıkça, dernek merkezinin bulunduğu yerde yapılır. Genel kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, tüzük değişikliği ve derneğin feshi hâllerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır; çoğunluğun sağlanamaması se- bebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, yönetim ve denetim kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz. Genel kurul toplantısı, bir defadan fazla geri bırakılamaz. Genel kurulun görev ve yetkileri; Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verir; dernek organlarını seçer ve derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işleri görür. Genel kurul, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı sebeplerle her zaman görevden alabilir. Genel kurul kararları; Karar yeter sayısı, toplantıya katılan üyelerin salt ço- ğunluğuyla alınır. Şu kadar ki, tüzük değişikliği ve derneğin feshi kararları, an- cak toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğuyla alınabilir.

566 3Y Hukuk Soru Havuzu Oy hakkından yoksunluk; Hiçbir dernek üyesi, dernek ile kendisi, eşi, üstso- yu ve altsoyu arasındaki bir hukukî işlem veya uyuşmazlık konusunda alınması gereken kararlarda oy kullanamaz. Tüzel kişi adına oy kullanacak kişi hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır. Genel Kurul Kararın iptali; Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihin- den başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğren- mesinden başlayarak bir ay içinde ve her hâlde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir. Diğer or- ganların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz.Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır. Yönetim Kurulu (En Az 5 Asıl- 5 Yedek Üyeden Oluşur.): Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirti- len sayıda üyeden oluşur. Yönetim kurulu üye sayısı, boşalmalar sebebiyle üye tamsayısının yarısının altına düşerse; genel kurul, kalan yönetim kurulu üyeleri veya denetim kurulu tarafından bir ay içinde toplantıya çağrılır. Çağrı yapılmaz- sa, üyelerden birinin istemi üzerine, sulh hâkimi, üç üyeyi genel kurulu toplan- tıya çağırmakla görevlendirir. Görevleri; Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir. Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir. Denetim Kurulu (En Az 3 Asıl- 3 Yedek Üyeden Oluşur.): Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur. Denetim kurulu, denetleme görevini, dernek tüzüğünde belirtilen esas ve usullere göre yapar; denetleme sonuçlarını bir raporla yönetim kuruluna ve genel kurula sunar. Cevap, C seçeneğidir.

Medeni Hukuk 567 AİLE HUKUKU 71. Nişanlanma ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Nişanlanma şarta veya vadeye bağlanabilir. B) Nişanlılar evlenme hususunda serbesttir. C) Evlenmeden kaçınan taraf için belirlenmiş olan cayma tazminatı dava edilebilir. D) Gaiplik, nişanlılığı kendiliğinden sona erdirir. E) Nişanlılardan birinin cinsiyet değiştirmesi, nişanlılığı kendiliğinden sona erdirir. Cevap: Nişanlanma, birbirleriyle evlenmeleri konusunda kararlı, farklı cinsten iki kişinin bu amaçta fikir birliği etmeleri hâlidir. Nişanlanmada taraflar birbirle- rine evlenme vaadiyle bağlanırlar ve nişanlanacak kişilerin ayrı cinsten olmaları gerekmektedir. Nişanlanmanın kurulması için tarafların iradelerinin karşılıklı ve birbirine uygun olarak birleşmesi yeterlidir. Evlenme sözleşmesinden farklı ola- rak nişanlanma sözleşmesi geciktirici veya bozucu şarta bağlanabilir. Evlenme yükümlülüğün evlilik özgürlüğüne zarar vermemesi amacıyla nişanlılar evlenip evlenmemekte serbest bırakılmıştır. Evlenme yükümlülüğüne uymayan nişanlı için diğer nişanlı onu dava yoluyla evlenmeye zorlayamaz. Evlenmeden kaçınma hali için öngörülen cayma tazminatı veya ceza şartı dava edilemez ancak yapılan ödemeler de geri istenemez. Nişanlanmada cayma tazminatı ve ceza şartı eksik borç kapsamında değerlendirilmiştir. Nişanlılardan birinin ölmesi veya hakkında gaiplik kararı verilmesi kararı verilmesi durumunda nişanlılık ilişkisi kendiliğin- den sona erer. Görüldüğü üzere evlenmeden kaçınan taraf için belirlenmiş olan cayma tazminatı dava edilebilir ifadesi yanlıştır çünkü nişanlanmada cayma taz- minatı ve ceza şartı eksik borç kapsamında değerlendirildiği için dava edilemez ve yapılan ödemeler de geri istenemez. Cevap, C seçeneğidir.

568 3Y Hukuk Soru Havuzu 72. Nişanın bozulması sebebiyle açılabilecek tazminat davalarına ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Nişanın bozulmasından itibaren 1 yıl geçmesiyle zaman aşımına uğrar. B) Manevi tazminat davası açıldıktan sonra davacı nişanlı ölürse dava, hükmünü yitirir. C) Manevi tazminat talep edilebilmesi için davacı tarafın kişilik hakları ihlal edilmiş olmalıdır. D) Maddi tazminat davasını maddi zarara uğrayan nişanlının anne baba- sı da açabilir. E) Maddi tazminat davasında, davalı nişanlı ölmüşse mirasçıları davanın tarafı hâline gelir. Cevap: Nişanlılık ilişkisi, kendiliğinden sona erme sebeplerinden birinin varlığı veya taraflarca sona ermenin kararlaştırılması hâlinde biter. Nişanlılık ilişkisinin sona ermesinin hukuki sonuçları şunlardır: • Maddi tazminat • Manevi tazminat • Hediyelerin geri verilmesini isteme hakkı Nişanı haksız yere bozan veya kusuru ile nişanın bozulmasına yol açan nişan- lı, şartları varsa maddi tazminat ödeme yükümlülüğü altına girer. Buradaki za- rar, nişanlanma yapılmasaydı uğranılmayacak olan zararın tazmini olduğundan menfi zarardır. Maddi tazminat davasını aşağıdaki kişiler açabilir: • Maddi zarara uğrayan nişanlı • Nişanlının anne ve babası • Nişanlının anne ve babası gibi hareket eden diğer kişiler Nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat istenebilmesi için aşağıdaki şart- ların gerçekleşmesi gerekir: • Nişanlılık ilişkisi tek taraflı irade beyanı ile sona erdirilmiş olmalıdır. • Davacı nişanlının kişilik hakları ihlal edilmiş olmalıdır. • Davalı nişanlı, zararın doğmasında kusurlu olmalıdır. • Tazminat talep edenin kusuru diğer tarafın kusurundan az olmalıdır. Manevi tazminat talebi karşı tarafça kabul edilmedikçe başkasına devredile- mez, miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça da mirasçılara geçemez. Buna göre ancak manevi tazminat davası açtıktan sonra davacı nişanlının ölmesi hâlinde mirasçılar bu davayı devam ettirebilir. Nişanın bozulması sebebiyle açı- lacak maddi ve manevi tazminat davası, nişanın bozulması tarihinden itibaren 1 yılın geçmesi ile zaman aşımına uğrar. Cevap, B seçeneğidir.


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook