Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Bilim ve Teknik Dergisi 532. Sayı - Mart

Bilim ve Teknik Dergisi 532. Sayı - Mart

Published by sedatileri, 2019-10-27 10:20:56

Description: Bilim ve Teknik Dergisi 532. Sayı - Mart

Search

Read the Text Version

“Su Kuşları”Posteri Derginizle Birlikte... Aylık Popüler Bilim Dergisi Mart 2012 Yıl 45 Sayı 532 TBeilkivmenik 5 TL Bilim ve Teknik Mart 2012 Yıl 45 Sayı 532 SMırulatlruı luğun Mutluluğun Sırları Buzdaki Kol Dövüş Sporları “Halk Sağlığı”Sorunu mu? Otomobillerin Gecikmiş Metamorfozu Elektrikli Otomobiller 32 9 771300 338001

İçindekiler 16 Hepimiz mutlu bir yaşam sürmek istiyoruz. Ancak yaşam lunaparklardaki trenler gibi inişler ve çıkışlarla dolu. Kimi zaman mutluluktan uçuyor, kimi zaman üzüntünün, acının ve kederin derinliklerinde kaybolup gidiyoruz. Fakat ne aşırı mutluluklar ne de aşırı mutsuzluklar sonsuza kadar bizimle kalıyor. Mutluluğu parada, aşkta, mal mülkte veya başarıda arayanlarımız var. Modern psikoloji bilimi ise mutluluğu çoğunlukla yanlış yerlerde aradığımızı, aslında mutlu olmanın elimizde olduğunu gösteriyor. 28 Çevreye zarar verdiği ve petrole olan bağımlılığı artırdığı için taşıtlarda fosil yakıt kullanımı 1960’lardan beri sorgulanıyor. Yakıt tüketimini azaltmak için içten yanmalı motorlar geliştirilirken etanol, methanol, hidrojen, biyokütle gibi alternatif yakıtlar üzerine yapılan araştırmalar da devam ediyor.Taşıtlarda enerji kaynağı olarak elektriğin kullanımı ise çok daha eski. İlki 1837’de yapılan elektrikli otomobil benzinli otomobille yarışamamış ve yolları terk etmek zorunda kalmış. Seneler sonra bazı otomotiv şirketlerinin yatırım ve Ar-Ge çalışmaları, hükümetlerin teşvikiyle tekrar gündeme gelen elektrikli otomobiller yavaş yavaşTürkiye pazarına da giriyor. Ancak çevresel sorunların çözümüne katkı sağlayacağı ümit edilen elektrikli otomobillerin tercih edilir duruma gelmesi için bazı teknolojik ve ekonomik dar boğazlardan geçilmesi şart. 36 1948 yılının Mart ayı. Kuzey Kutbu’na yakın Alaska’nın buzullarla kaplı Wrangell Dağları. Özel bir havayoluna ait DC-4 tipi bir uçak. Yolcular, Şangay’daki SS Sunset adlı petrol tankerindeki işlerini bitirip New York’taki evlerine dönen ticaret filosunda çalışan denizciler. Yakıt ikmal molası Anchorage’da verilir. Kalkıştan 300 km sonra uçak 5000 metre yüksekliğindeki Sanford Dağı’na çarptığında, 24 denizci ve 6 mürettebat hayatını kaybeder... Adli tıp bilimlerindeki yeni DNA kimliklendirme teknikleri, 60 yıldır çözülemeyen uçak kazasındaki sır perdesini nasıl ortadan kaldırdı? Adli tıpta çalışan tıp, biyoloji, genetik uzmanları ve diğer uzmanlar bu süreçte nasıl çalıştı?

Haberler ..................................................................................................................................................... 4 + 12. Yüzyıldan 21. Yüzyıla Ulaşan Bir Bilmece: Kuazikristal Mozaikler / Zeynep Ünalan.......... 12 74 Ctrl+Alt+Del / Levent Daşkıran........................................................................................................... 14 Türkiye Doğası Modern Bilimin Işığında Mutluluğun Sırları / Bahri Karaçay........................................................ 16 Bülent Gözcelioğlu Sosyal Bilişim Farkında Olmak ya da Olmamak / Duygu Biricik.................................................. 26 82 Otomobillerin Gecikmiş Metamorfozu Elektrikli Otomobiller / Zeynep Ünalan...................... 28 Sağlık Buzdaki Kol / Kadir Demircan - Gökhan Nas................................................................................... 36 Ferda Şenel Koruma Biyolojisi-Türkiye’nin Kuzey Doğası Korunuyor / Bülent Gözcelioğlu.......................... 42 87 Dövüş Sporları “Halk Sağlığı” Sorunu mu? / Özlem Ak İkinci........................................................ 48 Yayın Dünyası Bitkiler de Hastalanır, Strese Girer ama Direnir: Bitki Patolojisi ve Bağışıklık Sistemi / İlay Çelik Özlem Kılıç Ekici....................................................................................................................................... 54 88 Efsane Programlama Dili: C / Börteçin Ege ....................................................................................... 62 Gökyüzü Hey! Orada Kaç Kişisiniz? / Alp Akoğlu ............................................................................................ 66 Alp Akoğlu Fergânî / Hüseyin Gazi Topdemir......................................................................................................... 70 90 Bilim Tarihinden H. Gazi Topdemir 94 Zekâ Oyunları Emrehan Halıcı

Haberler Hava Kirliliği den kaynaklı minik parçacıklara, karbon Araştırmacılar tüm dünyadan 100’ün Kalp Sağlığımızı monoksit ve kükürt dioksit gazlarına ve üzerinde araştırmayı inceledi ve belirli Tehdit Ediyor başka kirleticilere solunum yoluyla maruz standartları karşılayan 34 araştırmayı ele kalıyor. Bu da risk altındaki popülasyonun aldı. Bu araştırmaların sonuçlarını birleşti- İlay Çelik azımsanamayacak kadar büyük olduğu an- rerek havadaki küçük ve büyük parçacık- lamına geliyor. lar, ozon, azot dioksit, karbon monoksit ve Hava kirliliği varlığını en çok hissetti- kükürt dioksitle bağlantılı kalp krizi riskini ğimiz fakat aynı zamanda belki de en Çalışmanın sonuçları hava kirlili- hesapladılar. Bu tür çalışmalar tek bir araş- çok kanıksadığımız çevre sorunlarından ği söz konusu olduğunda vücudun bel- tırmayla elde edilmesi zor olan, çok mik- biri. Bu tür sürekli kirliliklerin etkilerinin ki de en zayıf yerinin kalp olduğunu da tarda verinin bir arada değerlendirilmesini daha çok uzun vadede ortaya çıkacağı gö- düşündürüyor. Los Angeles Kaliforniya sağlıyor. Los Angeles havzasının havasını rüşü yaygın. Bu da insanları acil önlem Üniversitesi’nden (UCLA) çevresel kardi- temizlemekle sorumlu şirketin sağlık so- almak konusunda duyarsızlığa itebiliyor. yoloji alanında yardımcı doçent Dr. Jesus rumlusu Jean Ospital, hava kirliliği ile kalp Oysa son yıllarda yapılan araştırmalar Araujo insanlar, hayvanlar ve hücreler krizi arasındaki bağlantı çeşitli araştırma- hava kirliliğine kısa süreliğine bile maruz üzerindeki çalışmaların, hava kirliliğinin larla yıllar önce ortaya konmuş olsa da, kalmanın çok ciddi sağlık riskleri oluştura- öldürücü olabildiğine dair yeterince kanıt yeni araştırmanın daha küresel olduğunu, bildiğini gösteriyor. ortaya koyduğunu belirtiyor. daha geniş bir örneklem kullanılmış ol- duğu için de daha güçlü istatistiksel analiz Yeni yapılan bir çalışmada araştırma- Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından imkânı sağladığını belirtiyor. cılar hava kirliliği ve kalp krizi arasındaki biri kirli havaya kısa süre maruz kalmanın ilişkiyi doğrulamak ve sayısal olarak ortaya bile kalp krizlerinde artışa sebep olabildi- koymak amacıyla beş farklı kıtadan çeşitli ğinin anlaşılması oldu. Yani sağlığı olum- araştırmaların sonuçlarını inceledi. Çalış- suz yönde etkilemesi için hava kirliliğine ma, ozon hariç başlıca kirleticilerin hepsi- aylarca ya da yıllarca maruz kalınması ge- ne kısa süreli (yedi günden daha az) maruz rekmiyor. kalınmasının kalp krizi sayısındaki artışla ilişkili olduğunu gösterdi. Hava kirliliği bazı gazlardan ve çok çe- şitli kimyasal maddeler barındıran mikros- Çalışmanın Journal of American Medi- kobik parçacıklardan kaynaklanıyor. Son cal Association’da yayımlanan sonuçlarına yıllarda hava kirliliği konusunda yapılan göre söz konusu risk sigara içme, yüksek araştırmalar daha çok bu parçacıklar üze- tansiyon ve şeker hastalığı gibi etmenle- rinde yoğunlaşmış. Pek çok şehirde yapı- rin yarattığı riske göre düşük. Ancak tüm lan araştırmalar, parçacık düzeyi ne zaman dünyada çok sayıda insan hava kirliliğin- yükselse kalp-damar ve solunum rahatsız- lıkları nedeniyle hastanelere başvuranların 4 sayısının da arttığını ve ölümlerde artış ya- şandığını gösteriyor.

Bilim ve Teknik Mart 2012 Araştırmada her bir kirleticinin oluş- Araştırma önemli bulgular ortaya koysa işlevlerin desteklendiği kısım. İşte o kafa turduğu risk hesaplandı. Küçük parçacıklar da araştırmacıları bekleyen önemli sorular yoran bulmacaları çözerken beynimizin bu için havadaki her 1 birimlik konsantrasyon var. Örneğin insanlar birden fazla kirleti- kısmını kullanıyoruz. artışında kalp krizi riskinin % 2,5 oranında ciye maruz kaldığında ne olduğu, kirletici arttığı anlaşıldı. Yani yan yana iki şehirden parçacıkların ve gazların birbiriyle nasıl et- Psychological Science dergisinde yayım- birinde küçük parçacık konsantrasyonu kileştiği, her bir kirleticinin kalbe nasıl bir lanan yeni bir çalışma ise tam tersini iddia metreküpte 10 mikrogramken diğerinde etki yaptığı, hangi kaynakların en fazla risk ediyor. Bu çalışmaya göre, plasebolar ve 20 mikrogramsa ikinci şehirde kalp krizi oluşturduğu, parçacıkların büyüklüğünün bilişsel işlevler beynimizde farklı mekaniz- riski birinci şehre göre % 2,5 daha fazla mü yoksa içeriğinin mi daha önemli olduğu malar kullanıyor. Çalışma ekibi hastalardaki oluyor. Bir şehirdeki hava kirliliği düze- ve en önemlisi de söz konusu riskin orta- ağrıyı azaltmak için iki farklı yol denemiş. yinde bir günden diğerine dalgalanmalar dan kalkması için havanın ne kadar temiz İlki plasebo verilmesi, diğeri ise zorlayıcı görülmesi hayli yaygın bir durum. Dola- olması gerektiği gibi sorular cevap bekliyor. bir hafıza görevi. 33 katılımcı üç farklı se- yısıyla bir şehirdeki insanların kalp krizi Araştırmanın sonuçları sadece halk sağlığı ansta çalışmaya katılmış. İlk seansta tüm geçirme risklerinin bir günde önemli dü- stratejileri açısından değil kamuoyuna hava katılımcıların ellerinin üzerine, derileriyle zeyde artması mümkün. kirliliğinin neden daha fazla ciddiye alınması temas edecek şekilde sıcak bir metal levha gerektiğini göstermek açısından da önemli. yerleştirilerek ağrı uygulanmış ve her biri- Araujo riskin sadece daha önceden kalp nin ağrı eşikleri saptanmış. İkinci seansta rahatsızlığı olanlar için geçerli olmadığı- hKtatpy:n//awkwlawr .scientificamerican.com/article.cfm?id= katılımcıların bazılarının ellerine normal nı söylüyor ve obezite ve yüksek tansiyon five-deadly-air-pollutants-five-continents bir el kremi uygulanmış, ama bu kremin gibi sağlık sorunları olanlar başkalarına Mustafić, H. ve ark. et al, “Main Air Pollutants and Myocardial ağrı kesici özelliği olduğu, diğerlerine ise göre daha fazla risk taşıyor olsa da, bunun CIniflatr3c0t7io,nS”a,yJoıu7r,ns.a7l1o3f-t7h2e1A, m20e1r2ic.an Medical Association, uygulanan kremin normal bir el kremi ol- o tür sorunlar yaşamayanlarda hava kirli- duğu söylenmiş. Bazı kişilerden ise sade- liğinden kaynaklı kalp-damar hastalıkları İlaç Almadan ce boş bir duvara bakmaları istenmiş. Bu görülme riskinin olmadığı anlamına gel- Ağrılarımızı sırada herkes kendisine uygulanan ağrıyı meyeceğini belirtiyor. Araujo insanların Azaltabilir miyiz? derecelendirmiş. Farklı bir uygulamada ise özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde katılımcılarda plasebo ve belleği zorlayıcı kalabalık yolların yakınında bulunmaktan Özlem Kılıç Ekici bulmaca çözme işlemleri eş zamanlı olarak kaçınması gerektiğini hatırlatıyor. gerçekleştirilmiş. Üçüncü uygulamada ise Tıp dünyasında plasebo olarak bilinen değişimli olarak uygulanan işlemlerin hepsi Hava kirliliğinin kalp krizlerini nasıl ve farmakolojik olarak etkisiz, fakat bütün katılımcılar için tekrar edilmiş. Yani tetiklediği konusunda fikir birliği yok. ağrıyı dindireceği umut edilerek, telkine herkes her türlü uygulama tecrübesini de- Başlıca varsayımlardan biri hava kirliliği- dayalı, tedaviye yardımcı bir nevi ilaç olarak nemiş. Sonuçlar ise şu şekilde açıklanıyor: nin yangıya yol açıyor olması. Başka bir verilen tesirsiz maddelerin ağrıyı azalttığı Katılımcılara plasebo ve zorlayıcı bellek varsayımsa hava kirliliğinin, tıpkı stresli uzun süredir konuşuluyor. Bununla birlikte, görevi ister ayrı ayrı isterse eş zamanlı uy- durumlarda olduğu gibi, nabızda dalgalan- bulmaca çözme gibi birtakım oyalanma ve gulansın, sadece duvara bakanlara oranla malar yaratması. Hava kirliliğinin kanın dikkati başka tarafa çekme amacıyla yapılan ellerine krem sürülen gruplardaki katılım- akışkanlığını azaltarak daha fazla pıhtıya faaliyetlerin de insanların beynini meşgul cıların ağrı seviyelerinin bir hayli azaldığı ve damar sertliğine neden olmasıysa yine ederek ağrıları dindirebileceği söyleniyor. not edilmiş. Yani her iki uygulama birlikte varsayımlar arasında. Beyin fonksiyonlarını görüntüleme çalış- uygulandığında birbirlerini etkilememiş. maları, ilaç almadan ağrıyı azaltmak İçin Ağrı seviyelerinin azalma oranı aynı kalmış. Araştırmacılar kalp krizleriyle ozon ara- başvurulan plaseboların ve dikkat dağıtma Bu durumda uzmanlar plasebo etkisinin, sında bağlantı bulunamayışına bir açıklama faaliyetlerinin aynı beyin işlemlerini kullan- yüksek kapasiteli bilişsel fonksiyonlara ge- getiremiyor. Bağlantı bulunamamasının, dığını gösteriyor. Hastaya plasebo verildiği reksinim duymadığını savunuyor. Önceden sıcak yaz günlerinde ozon düzeyinin en zaman, beynin alın (frontal) lobunun önün- iddia edildiği gibi bunların beynin aynı iş- yüksek, kalp krizi oranlarınınsa en düşük de olan beyin zarının arka yan kısmının levlerini kullanmadığını söylüyorlar. Peki değerlerde olmasından kaynaklanabileceği hareketlendiği görüntülenmiş. Beynin tam ya “neuroimaging” yani beyin fonksiyon- düşünülüyor. Daha önce bu konuda yapılan da bu bölgesi bellek ve dikkat gibi bilişsel larının görüntülenmesi uygulamaları nasıl araştırmalardan bazılarında kalp kriziyle değerlendirilmeli? Uzmanlar bu tekniğin ozon arasında bağlantı bulunurken bazıla- gerçekten iyi bir teknik olduğunu kabul edi- rında böyle bir bağlantı bulunmamış. Ozon yor. Ama her bir beyin bölgesinin çok çeşitli düzeylerindeki artışın astımdan ve başka işlevlerden sorumlu olduğunu, o bölgede solunum rahatsızlıklarından kaynaklı ölüm bir hareketlenme gözlendiğinde bu hareket- oranlarını artırdığı ise iyi biliniyor. lenmenin hangi bilişsel durum için olduğu- nun kesin olarak belirlenmesinin şu an için Yakın zamana kadar hava kirliliğinin mümkün olmadığının altını çiziyorlar. Öyle sağlık üzerindeki etkileri konusundaki ya da böyle bu yöntemlerin ve alınan sonuç- araştırmalar akciğerlere odaklanmış, ancak ların özellikle yanık tedavisi gören hastalar özellikle son 7-8 yıldır yapılan araştırma- için umut verici olduğu belirtiliyor. larla hava kirliliğinin tetiklediği ölümlerin daha çok kalp-damar kaynaklı olduğu an- 5 laşılmış.

Haberler Büyüklük ve anatomik olarak insan kalbine ce uzunlukta ve sadece kâğıt kalınlığında daha benzer olan domuz kalbiyle yapılan bu levhalar yapmayı başarmış. Nanotüpler bir Kalp Dokusunu denemenin verdiği olumlu sonuç, araştır- metrenin milyarda biri genişliğinde, bilinen Onaran Jel macıları tedaviyi insanlarda uygulamaya bir en güçlü ve en iletken malzemeler olarak adım daha yaklaştırmış. Farelere iğne ya da tanımlanıyor. Araştırmacılar yıllardır bu Özlem Ak İkinci şırınga kullanılarak uygulanan jelin vücut malzemeyi kullanarak çok verimli elektrik tarafından reddedilmesi ve ritim bozuklu- iletim hatları, birkaç kilometre esneyebilme Kalp krizi nedeniyle zarar gören kalp ğunu tetiklememesi de insanlarda kullanıl- özelliğine sahip asma köprüler ve hatta uza- dokusu Kaliforniya Üniversitesi araş- masının güvenli olabileceğine dair diğer bir ya uydu gönderilebilecek asansörler yapabil- tırmacılarının geliştirdiği, enjekte edilebi- umut olarak değerlendiriliyor. menin hayalini kuruyor. Bu konuda çalışan len hidrojel ile etkin ve güvenli bir şekilde bazı şirketler nanotüplerle bazı malzemeleri tedavi edilebilecek. Üniversitenin biyomü- Nanoteknolojiyle karıştırarak kompozit elde etmeyi başarmış hendislik bölümü profesörlerinden Karen Gelen Başarı olsa da sonunda ortaya çıkan ürünün her Christman ve meslektaşları tarafından yü- bir nanotüpün tüm özelliklerini taşımasını rütülen çalışmanın sonuçları Journal of the Özlem Ak İkinci sağlamak oldukça zor. Sadece nanotüpler- American College of Cardiology dergisinde den oluşan büyük levhalar yapmayı başaran yayımlandı. Araştırma sonucunda geliştiri- Karbon nanotüplerden yapılan büyük şirket bu alanda büyük bir adım atmış oldu. len jelin klinik denemelerine gelecek yıl baş- levhalar daha hafif ve esnek hava araç- Levhalar henüz kendilerini oluşturan na- lanacak. Dünyada kalp krizi geçiren kişi sa- larının yapılmasına imkân verecek. New notüpler kadar güçlü ve iletken değil. Fakat yısının her geçen gün arttığına dikkat çeken Hampshire, Concord’daki özel bir şirketin bazı uygulamalarda kullanılan bakıra ya da bilim insanları, kriz sonucunda hasar gören çalışanları nanoteknolojik yöntemler kul- diğer geleneksel malzemelere daha hafif bir kalp dokusunu onarabilecek bir tedavinin lanarak karbon nanotüplerden metreler- malzeme olarak alternatif olabilecek. Şirke- olmadığı için hidrojel gibi yeni tedavi şe- tin ilk müşterileri ise NASA ve Amerikan killerini sevindirici gelişmeler olarak değer- Ordusu. lendiriyor. Hidrojel kalp kaslarını birbirine bağlayan kalp bağ dokusundan elde ediliyor. Belirli işlemlerden geçirildikten sonra kalp bağ dokusu toz haline getiriliyor. Ardından kalbe kolayca enjekte edilebilmesi için bir sıvı ile karıştırılıyor. Sıvı vücut sıcaklığına ulaştığında yarı katı, gözenekli bir jele dö- nüşüyor ve hasar gören kalp dokusu hücre- lerinin ve kalbin işlevini sürdürmesini sağlı- yor. Aslında jel dokunun onarılması için bir matriks görevi görüyor ve çevre dokuların bozunumunu önlemek için gerekli biyo- kimyasal sinyallerin üretilebilmesine zemin hazırlıyor. Jel aynı zamanda genel anestezi ya da ameliyat gerektirmeden kateter yo- luyla da enjekte edilebiliyor. Kalbinde hasar oluşturulmuş domuzlarda denendiğinde jelin kalp işlevini geliştirdiği gözlenmiş. 6

Bilim ve Teknik Mart 2012 Terapistiniz Bu akıllı telefon projesi ya da benzer Gençlere Sanal Yaşam Koçu Artık Cebinizde! projeler, geleneksel haftalık terapi seans- larına yeni bir yaklaşım getiriyor. Bu yeni Programlanabilir sanal bir “insan” sanal Özlem Ak İkinci yaklaşımla daha çok kişiye anında destek ortamda “terapist” rolünü üstlenerek, dep- sağlanabilecek. Depresyonu önlemek için resyonu önlemek ve tedavi etmek için sosyal Yeni akıllı telefonunuz depresyonda gençlerle konuşan bir sanal terapist, anti- yeteneklerin, girişkenliğin ve kendine güven olup olmadığınızı hissedecek deseler, depresan ilacınızı almanızı hatırlatan ve duygusunun gelişmesi amacıyla ergenlik ça- tepkiniz ne olurdu? Hatta arkadaşlarını- doz ayarlanması gerekiyorsa doktorunuzu ğındakilere ve gençlere yardımcı olacak. Gü- zı aramanız, onlarla vakit geçirmeniz ve uyaran bir ilaç şişesi, kanser hastalarının ney Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırma- daha sosyal olmanız gerektiği konusunda stres ve üzüntüden kurtulmalarına yardım cılar bu konuda yaptıkları çalışma sonucun- bir uyarı da bulunsa ne yapardınız? Bu tür edecek web tabanlı bir sosyal ağ, Feinberg da bir prototip geliştirmiş. Bunun özellikle geleceğin terapi yöntemlerinin hayatımız- Tıp Fakültesi’ndeki araştırma merkezinin de terapiste gitmeyi istemeyen çocuklar için da yerini alması için bilim insanları büyük yürüttüğü çalışmalardan birkaçı. çok yararlı olacağını düşünüyorlar. Böylece uğraş içinde. Northwestern Üniversitesi bu program sayesinde bu çocukların davra- Feinberg Tıp Fakültesi’ndeki araştırma Telefonunuz Çok Duyarlıysa nışları sanal ortamda değerlendirilebilecek. merkezinin çalışanları, depresyon ve diğer Kendine güvenen ve çevreleriyle sosyal ilişki duygudurum bozukluklarını tedavi etmek Akıllı telefon kişinin yeri, etkinlik düzeyi, kurmak konusunda zorluk yaşamayan kişi- için web tabanlı, mobil ve sanal teknolo- sosyal durumu ve ruh hali ile ilgili bütün ve- lerde özellikle de gençlerde depresyon so- jileri kullanmayı amaçlıyor. Northwestern rileri kullanarak depresyon belirtilerini de- rununa daha az rastlandığını belirten Prof. Üniversitesi’nde koruyucu hekimlik pro- yim yerindeyse hissediyor. Diyelim ki saat- Mohr aksi durumdaki kişilerin depresyona fesörü, psikolog David Mohr ruh sağlığı lerce evinizde oturup düşünüyorsunuz, ken- daha yatkın olduğunu vurguluyor. Önceki problemleri yaşayan kişilere yardım ede- dinizi bir süredir sosyal ortamlardan uzak çalışmaların sonuçlarının gösterdiği gibi, bilecek yeni teknolojiler araştırdıklarını, tutup içinize kapanıyorsunuz, işte o zaman bu tür zorluklar yaşayan gençlere yapılacak bu teknolojilerin depresyonu azaltmak ya telefonunuzdan “arkadaşlarınızı arayın” gibi erken müdahaleyle depresyonun başlangıç da önlemek için büyük potansiyele sahip bir öneri gelirse şaşırmayın. Akıllı telefon aşamasında önlenebildiği biliniyor. olacağını ve bu yeni yaklaşımların terapist- kişinin günlük etkinliklerine dair veriler içe- le görüşme imkânı olmayan ya da standart riyor olacağından “telefona göre” olağandışı Kanser Hastalarına psikoterapi yöntemlerinden rahatsız olan bir durumda sizi uyarabilir. Mobilyze olarak Stresle Baş Etme Çözümü kişilere yeni tedavi seçenekleri sunacağını adlandırılan bu yeni teknoloji tüm detayla- belirtiyor. rıyla bir pilot çalışma ile sınanıyor ve depres- Kanser hastalarının stresle ve depresyon- yon belirtilerinin azalmasına yardım edeceği la baş etmelerine yardımcı olmak amacıyla düşünülüyor. düşünülmüş web tabanlı sistemin, hastaların bu konuda kaydettiği ilerlemenin kontrol Bu Şişe Başka Şişe edilmesinde çok yararlı olduğu görülmüş. Geliştirilen bir ilaç şişesi ise antidepresa- İnsanlar kendileriyle aynı ya da benzer nınızın günlük dozunu alıp almadığınızı ta- durumda olan başka insanların da olduğu- kip edecek, unuttuğunuz takdirde size hatır- nu, onların ne yaptığını gördüğünde bu çev- latacak. Bu “takipçi” şişe özellikle doktorları rimiçi programa daha fazla önem veriyor ve tarafından verilen antidepresan ilaçları kısa bu programa devam etmeyi daha çok isti- bir süre içinde kullanmayı bırakan kişilere yor. Prof. Mohr’un grubu, kapalı bir sosyal hizmet edecek. ağ ve grup üyeleri iş birliğiyle oluşturdukları öğrenme ortamında bir anlamda birbirle- Özellikle depresyonu ilaç tedavisi gerek- rine hizmet ediyor. Ayrıca gruptan kendi- tiren kişilerin ilaçlarının takibinde ve ilaçla- leri hakkında geri bildirim alabiliyor, grup rın dozunun optimize edilmesinde bu yeni üyeleriyle hedeflerini paylaşıyorlar, eğer bir teknolojinin yararlı olacağı düşünülüyor. üye uzun süre çevrimdışı olursa diğere grup Kişinin depresif belirtilerini ve ilaçların yan üyeleri tarafında kontrol edilebiliyor. etkilerini izleyen mobil bir uygulama içe- ren ve MedLink denilen sistemin bir parçası 7 olan bu teknolojik şişe, sorunların yönetimi için özel tavsiyelerde bulunacak, gerekirse daha sonra doktora ilaç dozunun ya da ila- cın değiştirilmesiyle ilgili bilgi gönderecek. MedLink sisteminin ayrıca şizofreni ve AIDS olan hastalarda kullanılan ilaçların uygunlu- ğunun kontrolünün iyileştirilmesine de yar- dımcı olacağı düşünülüyor.

Haberler Sisoft Geleceğin barındırıyor. Dünyanın birçok ülkesinden Projesiyle çok sayıda hastane ve üniversitenin ve sağlık TÜRKÖK’ün Uluslararası bilişimi alanında faaliyet gösteren çok sayıda İlk Uluslarası Yarışmada Ödül firmanın projeleriyle başvurduğu yarışmanın Kök Hücre Aldı ön elemeleri sonucunda yalnızca 25 firma- Sempozyumu nın aranan niteliklere sahip olduğu saptandı. İlay Çelik Daha sonra 25 proje arasından Sisoft’un Sa- Özlem Ak İkinci nal Gerçekliğe Dayalı 3D PACS projesinin de Dünyada sağlık bilişimi alanındaki en bü- aralarında yer aldığı toplam 17 proje sahibi, Ankara, Hacettepe, İstanbul, Ege, Gazi, yük temsilci organ olan Avrupa Sağlık projelerini jüri önünde sunmak üzere yarış- Kayseri-Erciyes, GATA, Yeditepe, Bilişimi Yöneticileri Derneği (European As- manın düzenleneceği Brüksel’e davet edildi. Celal Bayar üniversitelerinin öncülüğün- sociation of Healthcare IT Managers-HITM) İlk günkü oylama sonucunda 8 proje finalist de “Hücresel Tedavi ve Rejeneratif Tıp ve Avrupa Hastane Yöneticileri Derneği olmaya hak kazandı. İkinci gün yapılan son Derneği’nin (http://www.hucreseltedavi. (European Association of Hospital Managers- oylama sonucunda ise Sisoft’un projesi % org/)” desteğiyle Mayıs 2011’de kurulan EAHM) tarafından düzenlenen uluslararası 83 oy oranıyla geleceğin teknolojisi ödülünü Türkiye Ulusal Kök Hücre Öğrenci Kon- “Bilişim ve Ağ Teknolojileri Ödülleri” (IT aldı. Yarışmada birinciliği Güney Afrika’da- seyi (TÜRKKÖK) ilk uluslararası kök and Networking Awards) yarışmasında, ül- ki bir yerel yönetimin girişimiyle geliştirilen hücre sempozyumunu İstanbul Üniversi- kemizden Sisoft Sağlık Bilgi Sistemleri ge- “Birinci Basamak Sağlık Bilgi Sisteminin Ge- tesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin ev sahip- leceğin projelerinden biri olarak gösterilen liştirilmesi ve Uygulanması” adlı proje aldı. liğinde, 13 Mayıs 2012’de düzenleyecek. “Sanal Gerçekliğe Dayalı 3D PACS” projesi Sempozyumda tüm dünyada sağlık harca- ile ödül aldı. Hacettepe malarının büyük kısmını kapsayan kanser Üniversitesi’nde tedavileri, bu tedavilerin yerine kullanıla- Etkinlik 18-19 Ocak 2012 tarihlerinde ya- Nanoteknoloji bilecek ve tam iyileşme sağlaması yönün- pılan sunumların ardından, Avrupa Hastane Konusunda de bir umut ışığı olduğu düşünülen kök Yöneticileri Derneği Genel Sekreterliği’ndeki “Çifte Kongre” hücre, hücresel ve hedefe yönelik tedaviler resepsiyonla son buldu. Organizasyonu dü- gibi önemli konuların tartışılması ve bu zenleyen kurumlar arasında yer alan HITM, İlay Çelik konuda öğrenciler ve araştırmacılar düze- bünyesinde 7500’den fazla üye var. 1970 yılın- yinde farkındalık yaratılması amaçlanıyor. da kurulan ve bir diğer sponsor kurum olan Ülkemizdeki nanobilim ve nanoteknoloji Sempozyumla ilgilenen okurlarımız daha EAHM ise bünyesinde 25 Avrupa ülkesinde- konusundaki önemli bilimsel etkinlik- detaylı bilgi almak için http://www.istan- ki 27 farklı dernekten, toplam 16 bin aktif üye lerden biri olan NanoTR kongrelerinin seki- bulstemcell.com/ sitesini ziyaret edebilir. zincisi bu yıl Hacettepe Üniversitesi’nin ev sa- hipliğinde Ankara’da düzenlenecek. Kongre gerek katılımcı sayısı gerekse davetli konuş- macıların niteliği bakımından her geçen yıl daha büyük ilgi görüyor. Bu yıl ayrıca Inter- national Academy of Nanomedicine (IANM) tarafından düzenlenen 3. Dünya Nanotıp Kongresi de NanoTR8 Kongresi ile eş zaman- lı olarak Ankara’da gerçekleştirilecek. Böylece katılımcılar bütün dünyada nanoteknolojinin farklı alt disiplinlerinde çalışan, çok nitelikli bilim insanlarıyla tanışma fırsatı bulacak ve nanoteknoloji-nanotıp konularındaki son gelişmeleri yakından takip edebilecek. Na- noteknolojinin sektörel uygulamalarda çok geniş bir kullanım alanı olması, ekonomik olarak çok büyük bir kitleye hitap etmesini sağlıyor. Bu alanda yapılan çalışmaların ve ortaya çıkarılan ürünlerin bilimsel, sosyal ve ekonomik potansiyeli dikkate alındığında, 2014 yılına gelindiğinde nanoteknolojiyle 8

Bilim ve Teknik Mart 2012 ilgili küresel pazar büyüklüğünün yaklaşık Uluslararası Bugüne kadar bu yarışmaya ülkemizden 2,6 trilyon ABD dolarını bulacağı tahmin Genetiği çeşitli üniversitelerden sadece mühendislik ediliyor. Gelişmiş ülkelerde yeni bir sanayi Değiştirilmiş fakültesi takımları katılmış. 2011 yılındaki devrimine yol açacağı öngörülen nanotek- Makine (IGEM) yarışmaya Türkiye’den ilk defa katılan Fatih noloji konusunda, Türkiye’de bilim politika- Yarışmasında Üniversitesi Tıp Fakültesi takımı (Fatih Tur- larını belirleyen kuruluşlar tarafından çok iyi Fatih Üniversitesi key), genetiği değiştirilen bakterileri kullana- bir zamanlama ile yatırımlar yapıldı ve çok Tıp Fakültesi Ekibi rak zararlı bakterilerin üremesini durdurup önemli araştırma merkezleri kuruldu. Kamu Altın Madalya hastalıkları önleyen bir model geliştirdi. Ar-Ge yatırımlarının ve nanoteknoloji konu- Kazandı TÜBİTAK’tan da destek alan bu projede, sundaki akademik çalışmaların doğru biçim- gram pozitif bakterilerin hücre duvarına de yönlendirilebilmesi ve yüksek teknolojiye Özlem Kılıç Ekici yapışarak üremelerini durduran bir tür pro- dayalı, katma değeri yüksek ürünler ortaya teinin gram negatif bakteriler tarafından çıkarılabilmesi için kamu-üniversite-özel Massachutes Teknoloji Enstitüsü (MIT) üretilmesi sağlanarak enfeksiyonların önlen- sektör temsilcilerinin birbirlerini tanıması- tarafından 2003 yılından beri dü- mesi amaçlanmış. Fatih Turkey, bu projesiyle nın ve işbirliği yapmasının gerekli olduğu zenlenen uluslararası IGEM yarışması, üni- yarışmada altın madalya kazanırken, “New düşünülüyor. 8. Türkiye Nanobilim-Nano- versite lisans öğrencilerini sentetik biyoloji Best Biobrick: Natural” dalında da Avrupa teknoloji Kongresi ile IANM 3. Dünya Nano- alanında bir araya getirerek yepyeni projeler birincisi olarak ABD’de gerçekleşecek final tıp Kongresi’ne ulusal ve uluslararası düzeyde ortaya koyulmasını hedefliyor. Sentetik bi- yarışmasına gitmeye hak kazandı. katılacak olan davetli konuşmacıların yanı yoloji, organizmaların genetik maddelerine sıra akademisyenlerin, girişimcilerin, özel sentetik sistemlerin eklenmesini ve onlara Fatih Turkey takımı Alperen Güver, Betül sektör ve kamu temsilcilerinin, araştırma gö- yeni yeni özellikler kazandırılmasını hedefli- Günbey, Fazilet Güler, Halenur Güngördü, revlilerinin ve öğrencilerin de dâhil olduğu yor. Benzin yiyen, ışık üreten, fotoğraf çeken Hasan Yasin Soylu, Mustafa Elitok, Ozan 1000’den fazla kişinin katılması bekleniyor. ve oksijen taşıyabilen bakteriler, şekerden Sami Bayrak, Seçil Taşhan, Tülin Serap Yıl- Kongreler 25-29 Haziran 2012 tarihleri ara- biyodizel üretilmesi ve kanserli hücreleri he- maz ve Yasin Çakar’dan oluşuyor. Fatih Üni- sında Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampü- defleyen taşıyıcı organizmalar öne çıkan sen- versitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Baş- sü Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. tetik biyoloji çalışmalarından sadece birkaçı. kanı Doç. Dr. Esra Gündüz başkanlığında yarışmaya katılan takıma ve projeye danış- manlar Prof. Dr. Mehmet Gündüz, Doç. Dr. Kadir Demircan, Yrd. Doç. Dr. Hüsamettin Erdamar ve Tıbbi Genetik asistanı Muradiye Acar da destek vermiş. Fatih Üniversitesi yö- netim kurulu, rektörü ve mütevelli heyeti de ekibi maddi ve manevi olarak desteklemiş. IGEM’e her sene başvurular artarak de- vam ediyor. Aralarında Cambridge, Har- vard, Johns Hopkins, MIT, Stanford, Yale gibi dünyaca ünlü üniversitelerin de bulun- duğu 160’dan fazla takım, 2012’de de yepye- ni ve birbirinden ilginç projelerle yarışmaya katılmaya hazırlanıyor. Türkiye’nin de bu yarışmaya başarıyla yoluna devam edecek yeni takımlarla katılması herkesin dileği. Ekim 2012’de beş ayrı noktada (Asya, Avru- pa, ABD-Doğu, ABD-Batı ve Latin Ameri- ka) yarı finalleri yapılacak olan IGEM, 2-5 Kasım’da Boston’da bulunan MIT’deki final- ler sonucunda sona erecek. İlerideki yarış- malara katılacak olan tüm Türk takımlarına şimdiden başarılar diliyoruz. 9

Haberler lınlaşan bir buz tabakası ile örtülüyor. Sin- Hubble’dan capların yuvalarına taşıdığı meyveler de bu Sudünyası 30.000 Yıl Sonra doğal buzlukta tıpkı komşuları mamutlar Yeniden gibi toprak altında hiç çözülmeden ve bo- Alp Akoğlu Hayata Dönen zulmadan yüzyılllarca korunuyor. Uzman- Çiçek lar tarafından bulunduklarında bu meyve- 2009’da keşfedilen GJ 1214b ad- ler tam 38 metre derinlikteydi ve yaklaşık lı gezegeni Hubble Uzay Özlem Kılıç Ekici 31.800 yıldır donmuş vaziyetteydi. Bugüne Teleskobu’yla gözleyen araştırmacılar geze- kadar bulunan en eski bitki tohumu 2000 genin ilginç özellikleri karşısında şaşırmış Buz devri olarak bilinen dönemde dün- yıl öncesinden bir palmiye ağacı türüne durumdalar. Çünkü sonuçları 21 Şubat’ta yamızın özellikle kuzey bölgelerindeki (Phoenix palm) aitti. Bu yeni çalışma ile bu açıklanan gözlemlere göre 2,7 dünya çapın- soğuk ve çorak topraklarda mamutlar, tüylü rekor kat be kat kırılmış oldu. Sibirya’nın daki gezegen büyük oranda sudan oluşma- gergedanlar ve uzun boynuzlu yabani öküz- kuzey doğusunda bulunan Kolyma Nehri sına karşın 230 derece gibi yüksek bir yü- ler hüküm sürüyordu. Mamut bozkırı ola- kıyılarındaki kazı alanında yaklaşık 70 ka- zey sıcaklığına sahip. Daha önce bu özel- rak bilinen bu ekosistem, yaklaşık 13.000 yıl dar fosilleşmiş sincap yuvası keşfedildi. Bazı liklerde bir gezegen bulunmamıştı. önce yok olup gitti ve günümüzde bu eko- yuvalarda soğuk ve kuru ortamda bozulma- sisteme eşdeğer özellikte bir başka ekosis- dan korunan yüzlerce hatta binlerce meyve GJ 1214b bir kırmızı cücenin çevresin- tem yok. Ancak bilim insanları günümüz- ve tohum vardı. Uzmanlar bu fosil yuvalar- de dolanıyor. Yıldızına o kadar yakın ki yö- den yaklaşık 30.000 yıl önce yer sincapları dan buldukları kamış, karabuğday benzeri rüngedeki bir turunu 38 saatte tamamlıyor. tarafından toprak altına gömülen ve sürekli ot, ayı üzümü bitkisi ve bir otsu bitki olan Yıldız soğuk bir yıldız olsa da ona sadece donuk halde olan toprakta meyveleri ve to- Silena stenophylla tohumlarını yeşertmeye 2 milyon km uzaklıktaki (Dünya Güneş’e humları korunan, o döneme ait bir bitkiyi çalıştı. Tohumları çimlendirmeyi başardı- 150 milyon km uzaktadır) gezegenin yüze- tekrar hayata döndürmeyi başardı. Düşü- lar, ama bitkiler fideye dönüşemeden öldü. yi 230 dereceye kadar ısınıyor. nün bir kere. Bin yılı aşan bir süreçte bir yer Daha sonra Rusya Bilim Akademisi’nden sincabının yuvası fosilleşiyor ve gittikçe ka- bir grup uzman farklı bir yol denedi. Sile- 2010 yılında yapılan gözlemler na stenophylla tohumlarının plasentaları GJ  1214b’nin yoğun atmosferinin büyük (bitki tohumunu etrafındaki zarfa bağlayan oranda su buharı içerdiğini göstermiş- kısım) ayıklanıp şeker, vitamin ve çeşitli ti. Bu gözlem sonucunda gezegenin yüze- büyüme elementleri içeren besi ortamında yinde bolca su olabileceği öne sürülmüştü. çimlendirildi ve kökler ve sürgünler elde Hubble’la yapılan gözlemlerdeyse gezegen edildi. Saksılara dikilen fideler yaklaşık 2 yıldızının önünden geçerken atmosferi in- yıl sonra çiçek verdi. Eski çağlardan kalan celendi. Atmosferden geçen yıldız ışığı at- bu yabani çiçeklerin polenleri birbirleri ile mosferin bileşimi hakkında önemli bilgi- döllendirildiğinde birkaç ay içinde kendi ler sağladı. sağlıklı, canlı tohumlarını ve meyveleri- ni verdiler. Donmuş bitkiler aradan geçen Yine son araştırma gezegenin yoğunlu- onca zamandan sonra tekrar çiçek verdi. ğunun santimetre küp başına 2 gram oldu- Bu bitkinin günümüzde yaşayan türleri ile ğunu gösterdi. Çoğunlukla kayadan olu- tarih öncesi kardeşleri karşılaştırıldığında şan Dünya’nın yoğunluğunun santimetre- birbirlerinden biraz farklı oldukları görü- küp başına 5,5 gram olduğu düşünüldü- lüyor. Mesela aynı coğrafi bölgeden olma- ğünde, gezegenin kayadan çok yoğunluğu larına rağmen eski zamanlardan kalanların santimetreküp başına 1 gram olan su içer- kökleri günümüzde yaşayanlarınkinden diği varsayıldı. daha yavaş gelişiyor, daha dallı budaklı olu- yorlar ve çiçek taç yaprakları da daha geniş Peki, bu kadar sıcak bir ortamda su na- oluyor. Bu bitkilerin 31.800 yıl aradan sonra sıl sıvı halde bulunabilir? Suyun sıvı hal- keşfedilmesi ve yeniden hayata döndürül- de kalabilmesi için yüksek basınç altında mesi, uzmanları bir hayli heyecanlandır- olması gerek, tıpkı bir düdüklü tencere- mış. Sibirya, Alaska ve Yukon bölgelerinde de olduğu gibi. Gezegenin yüksek atmos- toprak altında keşfedilmeyi bekleyen daha fer basıncının suyun sıvı halde kalması- nice hazinelerin olduğunu vurgulayan uz- nı sağladığı düşünülüyor. Bu durum yine manlar, çalışmalarına devam edeceklerini de araştırmacıları şaşırtıyor, çünkü ken- söylüyor. Kimbilir belki de önümüzdeki di sistemimize baktığımızda bu kadar bol yıllarda komşularımıza göstereceğimiz ta- suyun ancak Güneş’ten çok uzakta, ör- rih öncesinden kalma çiçekler süsleyecek neğin Jüpiter’in uydularında ve ötesin- bahçelerimizi. de bulunabildiğini görüyoruz. Bu nedenle GJ 1214b’nin bir şekilde daha uzak bir yö- rüngeden buraya göç etmiş olabileceği sa- nılıyor. 10

Bilim ve Teknik Mart 2012 Fotoğraf: NASA, ESA, and D. Aguilar (Harvard-Smithsonian Center for Astrophysics) Astronomi Seminerin amacı ilk ve orta öğretimde gö- ğin Teleskopları, Yere Eğitimi ve Güncel revli sınıf, fen, teknoloji ve fizik öğretmenle- Yakın Cisimler. Etkin- Gökbilim rini bir araya getirerek astronomi eğitiminin liğe katılım koşulları- önemine dikkat çekmek. Seminere TÜBİ- na ve ayrıntılı bilgiye Alp Akoğlu TAK Ulusal Gözlemevi ile Ankara, Ege, İs- aşağıdaki bağlantıdan tanbul, Sabancı gibi Türkiye’nin köklü üni- ulaşılabilir: Astronomi Eğitiminin Önemi ve Güncel versitelerinden gökbilimci akademisyenler Gökbilim Semineri 10 Mart 2012’de konuşmacı olarak katılacak. http://www.dogakoleji. İstanbul’da Doğa Koleji’nde düzenlenecek. com/astronomisemineri/ Etkinlikte yer alacak bazı konuşmala- rın başlıkları şöyle: Gökyüzünü Tanıyalım, Bilim Eğitiminde Astronomi, Dünya Dışı Yaşam Araştırmaları, Teleskoplar ve Gelece- 11

Zeynep Ünalan 12. Yüzyıldan 21. Yüzyıla metriye sahip bir yapıyı 90 (360/4) derece, al- Ulaşan Bir Bilmece: tılı dönel simetriye sahip bir yapıyı 60 (360/6) derece döndürürüz. Kuazikristal yapılarda MKuoazzaiikkrliesrtal ise durum biraz farklı. Bu yapılar genelde bir dönme simetrisine sahip olsa da öteleme si- Osmanlı ve Selçuklu saraylarını, camile- metrisine sahip değil. Yani desenin kopyasını rini ziyaret eden herkes duvarları, kapı- kendi üzerinde nasıl ötelerseniz öteleyin de- ları, tavanları süsleyen o geometrik desenle- senin eşini bulamıyor, düzenli ama periyodik re, mozaiklere takılmıştır. Bu desenlere şöyle olmayan bir yapıyla karşılaşıyorsunuz. bir bakıp sadece estetik bir tat alıp geçmiş olabilirsiniz. Ancak günümüz mimarları, Penrose Karoları matematikçileri, fizikçileri ve kimyacıları bu desenleri uzun uzun seyrediyor, Türkiye’den Kuazikristaller fizikçiler ve kimyacılar ta- Afganistan’a kadar uzanan coğrafyada yüz- rafından doğada bulunmadan 10 yıl kadar lercesini inceleyip nasıl yapıldıklarını anla- önce, matematikçi Roger Penrose tarafından maya çalışıyor. öngörülmüştü. Penrose beşli dönel simetriye sahip (pentapleks) karolarla bir düzlemi kap- Bu süslemelerin 21. yüzyıl bilimsel araştır- layan, ama kendini tekrarlamayan kaplamalar malarına konu olmasının nedeni, motiflerin yapmayı başarmıştı. O günden beri de “kris- bazılarının nerdeyse kuazikristal bazılarının taller düzenli ve kendini tekrarlayan bir yapı ise mükemmel kuazikristal yapı sergileyecek sergilediğine göre, beşli dönel simetriye sahip şekilde döşenmiş olması. Bunu yapabilmek olamazlar” düşüncesi hâkimdi. Shechtman’a için bir sanatçıdan çok bir matematikçi gibi Nobel Ödülü’nü getiren, doğada beşli dönme düşünmek, bazı karmaşık modern matema- simetrisine sahip kuazikristal yapılar bularak tik kurallarına vakıf olmak gerektiği belirtili- bu görüşün aksini kanıtlamasıydı. yor. Bilim insanlarının kuazikristal yapıların yüzyıllar önceki başarılı uygulamasına ışık tutar ümidiyle kullandığı kaynaklardan biri de bu desenlerin 114’ünün çiziminin de yer aldığı Topkapı parşömenidir. Penrose’un ok ve uçurtma karolarını kullanarak oluşturulan bazı motifler Kuazikristallerin kristallerden farkı Penrose’un ikili karo kümelerinden birini oluşturan ok ve uçurtma Topkapı Sarayı’ndaki koleksiyondanTimur şablon kataloğu parşömeni Doğada da kuazikristal yapıların olduğu Açıklama Bulamayınca... ilk defa 1980’lerde Dan Shechtman tarafın- 12 dan fark edildi. Bazı metal alaşımların atom Ancak Shechtman’dan ve Penrose’dan çok dizilişinin kuazikristal yapı gösterdiğini bu- daha önce mimaride kullanılan kuazikristal- lan Shechtman, bu çalışmasıyla 2011 Kimya ler sarayları, camileri, medrese ve türbeleri Nobel Ödülü’ne layık görüldü. Metal atom- süslüyordu. Bu geometrik süslemelerle kua- larının dizilişi genelde bir kristalde olduğu zikristaller arasındaki benzerliği ilk fark eden gibi kendini tekrar eden yapıdadır: Şeklin bir 1992 yılında Danimarkalı kristalograf Emil kısmını atomların dizildiği düzlem üzerinde Makovicky oldu. Ancak Müslüman mate- sağa sola ya da yukarı aşağı doğru kaydırır- matikçilerin ve mimarların o dönem bu de- sak (ötelersek) şeklin tamamen aynı eşiyle senleri nasıl ortaya çıkardığına dair bilimsel çakıştığını görürüz. Diğer bir deyişle, kris- ve tatmin edici bir açıklama bulunamadığı taller öteleme simetrisine sahiptir. Şekli belli için, tesadüf eseri kuazikristallere benzedik- bir nokta etrafında, belli bir açıyla döndürün- leri yaklaşımı kabul gördü. Bu durum 2000’li ce de döndürülen şekil başlangıçtaki şeklin yıllarda yavaş yavaş değişmeye başladı. Bu üstüne oturur. Yani kristaller aynı zamanda değişimin gerçekleşmesinde en etkili çalış- dönel simetriye de sahiptir. Bu simetri ikili, malardan biri Harvard Üniversitesi’nden fi- üçlü, dörtlü veya altılı olabilir. Yapı üçlü dönel zikçi Peter Lu ve Princeton Üniversitesi’nden simetriye sahipse 120 (360/3) derece dön- meslektaşı Paul Steinhardt’ın 2007 ylında Sci- dürdüğümüzde aynı şekli elde ederiz. Şeklin ence dergisinde yayımladığı çalışmaydı. simetrik eşini elde etmek için dörtlü dönel si-

>< Bilim ve Teknik Mart 2012 Darb-ı İmam Türbesi Rima Ajlouni’nin çalışması Ayrıca Penrose karolarıyla da haritalanamı- yor. Okumalarımdan anladığım kadarıyla Darb-ı İmam Türbesi Teksas Teknik Üniversitesi’nden mimar bilim insanları hangi motiflerin kuazikristal Rima Ajlouni, İslam mimarisinde üç mü- olduğu konusunda fikir birliğine varmış de- Lu ve Steinhardt’ın Özbekistan’da başla- kemmel kuazikristale rastladığını ve Acta ğil. Ayrıca bu motiflerin nasıl ortaya çıktığı yan kuazikristal mozaikler arama macerası Crystallographica adındaki uluslararası kris- konusu da aydınlığa kavuşmuş değil. Şekil- İran’da son bulmuştu. Karakoyunlular tara- talografi dergisinde yayımlanması beklenen lere bakınca benim bir süre sonra başım fından İsfahan’da 1453’te inşa edilen Darb-ı makalesinde bu kuazikristallerin nasıl sade- dönmeye başlıyor. Ama başı dönmeyen ve İmam isimli türbede onlu dönel simetri- ce cetvel ve pusula yardımıyla çizilebileceğini konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak ye sahip, Penrose karolarının özelliklerini açıklayacağını belirtiyor. Makalenin konusu- isteyenleriniz için bir kitap tavsiyesinde bu- gösteren, neredeyse kuazikristal motiflere nu üç motif oluşturuyormuş. Bunlardan biri lunalım. Fizik profesörü Metin Arık ve in- rastlamışlardı. Sadece bir iki karonun yer Selçuklu mimarisinde çokça kullanılan dai- şaat mühendisi Mustafa Sancak tarafından değiştirmesiyle mükemmel bir kuazikristal resel bir desenmiş. İkincisi Fas’taki Attarin yazılmış Pentapleks Kaplamalar isimli kitap. yapı elde edilebiliyordu. İkili, türbedeki ku- Medresesi’nde, diğeri ise İran Maragha’daki TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları arasında azikristal motifi iki farklı altıgen, bir eşkenar Gunbad-ı Kabud Türbesindeymiş. Kısa bir yayımlanan kitabın ilk kısımlarında Penrose dörtgen, bir ongen, bir de papyona benzeyen araştırma sonucu tam olarak hangi Selçuklu karoları anlatılıyor. Kitap yazarların üzerinde şekil kullanarak üretmeyi başarabilmişti Gi- deseninden bahsedildiğini ben anlayama- çalıştığı Osmanlı ve Selçuklu süsleme sanatı rih karoları denen bu beş şekil ile düzenli ve dım. Bunun için Ajlouni’nin makalesinin örnekleriyle devam ediyor. kendini tekrarlamayan kaplamalar yapılabi- yayımlanmasını bekliyorum. Ancak diğer iki liyordu. Lu ve Steinhardt’ın yüzyıllar önce- desenin geometrisini açıkça gösteren video- sini aydınlatmak için kullandığı açıklama, ları sizlerle paylaşayım. zamanın mimarlarının ve matematikçileri- nin de benzer bir yöntemle çalıştığı ve belli http://discovermagazine.com/video/science-videos/gunbad-i-kabud geometriye sahip şekilleri değişik şekillerde http://discovermagazine.com/video/science-videos/darb-i-imam bir araya getirdiği yönünde. Gunbad-ı Kabud Türbesi Bu arada aklıma takılan bir husus oldu. Attarin Medresesi Peter Lu ve Paul Steinhardt, Ajlouni’nin mükemmel kuazikristal tanımlamasına Kaynaklar karşı çıkacaklar gibi görünüyor. Çünkü Lu http://physicsworld.com/cws/article/news/48493 ve Steinhardt’ın girih karolarını tanıttığı ilk Lhutt,pP:.//Jm., Sattehin.uhcarr.eddt,uP/.hJ.o,m“Dee/bcaageozn/waleaenk2d8Q1.uhatsmi-lcrystalline makaleden bir süre sonra yayımladıkları Tilings in Medieval Islamic Architecture” Science, başka bir makaleye göre Gunbad-ı Kabud Cilt 315, s. 1106-1110, 2007. kuazikristal değil. Gerekçe ise şöyle: Bu de- TAÜrıkB,İMTA.,KSaPnocpaükl,eMr B.,iPliemntKapitlaepkslaKrıa, pElyalmüla2la0r0,7. sen kendini her iki panoda bir tekrarlıyor. Beş girih karosu. Papyona benzeyen şekil Penrosu’un ok ve uçurtmasından oluşuyor. 13

Ctrl+Alt+Del Levent Daşkıran Unutulmaya Yüz Tutmuş Dillerin Yardımına İnternet Yetişiyor Kültürel değişim, yönetim baskısı, inter- National Geographic EnduringVoices projesi, daki dilleri kayıt altına almayı amaçlıyor. Yapı- netin yaygınlaşması ve daha birçok nedenle dünya üzerinde kaybolmaya yüz tutmuş dilleri internet üzerinden lan açıklamaya göre böyle bir çalışma, çalış- yaklaşık olarak her on dört günde bir, 1 bir di- yaymayı ve yaşatmayı amaçlıyor ma kapsamındaki çoğu dil için ilk kez yapılı- lin dünya üzerinden silindiğini biliyor muydu- yor. Bazı dilleri konuşan kişi sayısının da 600’e nuz? İş bu hızla giderse, önümüzdeki 100 yıl kadar düştüğü söyleniyor. içinde dünya üzerinde var olduğu düşünülen 7 bin civarındaki dilden yaklaşık yarısını konu- Proje kapsamında koruma altına alınan bir şan kimse kalmayacağı için o dillerin kaybo- dilin kullandığı kelimeler ve kelimelerin o di- lacağı öngörülüyor. Üzerinde yaşayan insan- li konuşan kişiler tarafından kaydedilmiş oku- ların neredeyse yüzde 80’inin var olan dille- nuşları, internet üzerinden erişilebilen sesli rin sadece yüzde 1’ini konuştuğu bir dünya- sözlükler aracılığıyla paylaşılıyor. Şimdilik pro- da, beklenen bir sonuç. je kapsamında Tuvan, Matukar Panau, Siletz, Chamacoco, Ho, Remo, Kelt, Sora ve Munic- Bununla birlikte küçük topluluklar tarafın- he dillerine ait olmak olmak üzere 9 sözlüğe dan konuşularak yaşatılmaya çalışılan bu kay- erişmek mümkün. Sözlüklerde toplam 32 bi- bolmaya yüz tutmuş dilleri korumak için ça- nin üzerinde kelime ve 24 binin üzerinde te- lışanlar da var. Örneğin National Geograp- laffuz kaydı var. hic, Tehlike Altındaki Diller İçin Yaşayan Dil- ler Enstitüsü’nü ve başka bazı kurumları da ar- Konuya dair basın açıklamasını bit.ly/ kasına alarak “Enduring Voices” adlı bir proje- ngenduringvoices adresinde bulabilirsiniz. nin sonuçlarını paylaşmaya başladı. Bu proje, Sözlüklere ulaşmak için talkingdictionary. dünya üzerindeki, yok olmaya yüz tutmuş dil- swarthmore.edu adresini kullanabilirsiniz. lerin yer aldığı 15 bölgeyi tanımlayarak oralar- Dişinizi Fırçalamazsanız Akıllı Telefonunuza Ayıp Edersiniz Biraz önce mobil aygıtların bizi sürekli takip etmeye eğilim- ne ve sağlığına dair bilgiler, fırça ucunun değişim vakti geldi- li olduğundan bahsediyorduk, ama bu her zaman kötü ğinde kullanıcının uyarılması, daha önce planlanmış he- bir şey değil. Bunun en güzel örneklerinden biri, Be- deflere ulaşıldığında sizi ödüllendiren bir sistem ve ai- am adlı şirketin akıllı telefondaki kendine özgü uy- lenin birden fazla ferdini takip edip kıyaslama özel- gulamasıyla Bluetooth bağlantısı üzerinden ha- liği uygulamanın diğer yetenekleri arasında. İler- berleşen ve bu sayede diş fırçalama alışkanlıkla- de daha gelişmiş modellerin el hareketlerini ta- rınızı takibe alan diş fırçası. Böylece siz dişlerini- kip ederek dişinizi doğru fırçalayıp fırçalama- zi fırçalarken uygulama fırçalama sıklığınızın ka- dığınızı denetleyebileceği veya ağzınızın han- yıtlarını tutuyor, size dişinizi fırçalamanız gerekti- gi bölümünü ne kadar süreyle fırçaladığınızı ta- ğini hatırlatıyor, en az 2 dakika olması önerilen diş kip edebileceği de söyleniyor. Beam Brush diş fır- fırçalama süresini takip ediyor ve dilerseniz bu sü- çası ABD’de Mart ayından itibaren 50 dolardan satı- re zarfında sizi eğlendirmek için müzik çalıyor. Uygula- şa sunulacak ve değiştirilebilir fırça başlıkları da olacak. manın güzellikleri bu kadarla da sınırlı değil. Diş temizliği- Detayları beamtoothbrush.com adresinde bulabilirsiniz. 14

Bilim ve Teknik Mart 2012 [email protected] Sırdaş Bildiğiniz Cep Telefonlarının Ağzında Bakla Islanmıyor Hepimizin gün boyu elinden düşüreme- dir aynı şeyi yaptığı ortaya çıktı. Sosyal pay- Ardından başka bir skandal yaşandı. diği cep telefonları, içinde tamamen size özel laşım uygulamaları Facebook ve Twitter, fo- Google’ın Mac sistemleri üzerinde kullanı- ve başkalarıyla paylaşmak istemeyeceğiniz toğraf paylaşım uygulaması Instagram, ko- lan Safari internet tarayıcısının hem mobil türden birçok bilgi barındırıyor. Telefon reh- num bazlı sosyal uygulama Foursquare ve hem de masaüstü sürümlerine, kullanıcının beri, son arayanlara dair kayıtlar, fotoğraflar, yemek fotoğrafları paylaşmak üzere kurgu- izni olmasa bile reklamlar üzerinden hiley- kısa mesajlar… Hele bir de akıllı telefon kulla- lanmış Foodspotting, telefon rehberinize da- le soktuğu çerezler yardımıyla internetteki nıyorsanız buna sosyal medya paylaşımlarını, danan tanıdık uygulamalardan sadece birka- davranışlarını gözlemlediği ortaya çıktı. Da- e-posta mesajlarını ve onlarca uygulamanın çı. Veri hırsızlığı yaparken suçüstü yakalanan hası Microsoft, Google’ın aynı yöntemi IE9 sizin hakkınızda kaydettiği bilgileri ekleyin. uygulamaların çoğu, yaptıkları ortaya çıktık- için de kullandığını açıkladı. Google da bu- tan sonra sessiz sedasız yayımladıkları gün- nun üzerine “IE9’un kullanıcı gizliliği politi- Ancak görünen o ki, bu kadar bilgi ema- cellemelerle adres defterilerinin kullanımı kası zaten uygulanmasını imkânsız kılacak net ettiğimiz cep telefonları, o kadar da gü- için kullanıcılarından onay istemeye başla- kurallar içeriyor” gibi ilginç bir savunmaya venilmeyi hak etmiyor. Geçtiğimiz ay üst üste dı. Ancak bu konu o kadar büyük tepkiye ne- gitti (vrge.co/safariscandal). yaşanan bir dizi fiyasko bunun habercisi. Ön- den oldu ki, Apple bu konularda kullanıcı iz- ce Path adlı bir uygulamanın adres defterin- ni alma sürecini bundan böyle tüm uygula- Telefon rehberinizi kaptırdınız, tarayı- de yer alan bilgileri kullanıcıdan izin almadan malar için zorunlu hale getireceğini açıkladı cı kullanım bilgilerini kaptırdınız. Geriye ne kendi sunucularına gönderdiği anlaşıldı, son- (bit.ly/zephot). kaldı? Konum bilgisi. Onu da uygulama- ra birçok tanıdık uygulamanın da uzun süre- lar değil, iletişim kurduğunuz GSM altyapı- larının gevşek güvenlik politikaları ele veri- yor. Normalde cep telefonlarının konumu- nu sinyal aldıkları baz istasyonlarına baka- rak, yaklaşık olarak tahmin etmek müm- kün. Minnesota Üniversitesi araştırmacıla- rı, bu bilginin GSM iletişim altyapıları üze- rinde yeterince korunmadığını ve herhangi bir cep telefonu üzerine yönlendirilen çağ- rıyı analiz ederek bu bilgiye ulaşabilecekle- rini keşfetmiş. Üstelik yazılanlara bakılırsa, yöntemin çalışabilmesi için karşı tarafın te- lefonunu çaldırmanıza bile gerek yok, tele- fonun çalmasına fırsat bile vermeyecek an- lık bir bağlantı bu bilgiyi almak için yeterli (bit.ly/vlevs). Kısacası birlikte yaşadığımız aygıtlardan vazgeçmediğimiz sürece mahremiyet de- nilen kavramın hızla kaybolduğu bir çağa adım attık. Şimdi işin asıl düşündürücü kıs- mına gelelim: Sosyal medyada bilgi ve fo- toğraf paylaşırken, konum bazlı uygulama- ları kullanırken, aynı sosyal uygulamala- rı kullanan arkadaşlarımızı bulmak için uy- gulamalara adres defterimizi kontrol etme yetkisi verirken, bu bilgilerin birçoğunu za- ten biz kendimiz altın tepsi içinde sunuyo- ruz. Belki de bir nesil sonra işe diğer taraf- tan bakıp kişisel mahremiyetin varlığını sor- gular hale geleceğiz. Tüm bunların ışığında içine sürüklendiğimiz şeffaflık çağı nasıl bir dünyayı beraberinde getirecek, açıkçası ben de merak etmiyor değilim. Milyarlarca kullanıcının yanından bir an olsun ayırmadığı cep telefonlarının kullanıcısı hakkında anlatacak o kadar çok hikayesi var ki… 15

Bahri Karaçay MutluluğunModern Bilimin Işığında Sırları Whitney Houston (1963-2012) Hepimiz mutlu bir yaşam sürmek istiyoruz. Ancak yaşam 16 lunaparklardaki trenler gibi inişler ve çıkışlarla dolu. Kimi zaman mutluluktan uçuyor, kimi zaman üzüntünün, acının ve kederin derinliklerinde kaybolup gidiyoruz. Fakat ne aşırı mutluluklar ne de aşırı mutsuzluklar sonsuza kadar bizimle kalıyor. Mutluluğu parada, aşkta, mal mülkte veya başarıda arayanlarımız var. Modern psikoloji bilimi ise mutluluğu çoğunlukla yanlış yerlerde aradığımızı, aslında mutlu olmanın elimizde olduğunu gösteriyor. Whitney Houston Guinness Rekorlar Kita-bı’na şimdiye kadar en çok ödül almış kadın sanatçı olarak geçmişti (aralarında iki Emmy, altı Grammy ödülünün de olduğu toplam 415 ödül). Albümleri dünya gene- linde 170 milyondan fazla satmıştı. O bir ses sanat- çısıydı, bir sinema oyuncusu, bir model ve bir ya- pımcıydı. Muhteşem sesi ve yorumuyla milyonla- rın gönlünde taht kurmuştu.

>>> Bilim ve Teknik Mart 2012 Ertesi gün Grammy ödül töreni ger- ile bulunacağını belirtiyordu. Fakat onu nacak. Geçtiğimiz yaz henüz 27 yaşında çekleşecekti ve Whitney Houston da o tanıyanlar Houston’ın uzun süren içki ve olan ve şöhret basamaklarını hızla tır- akşam Arista Records’un sahibi Clive uyuşturucu bağımlılığının ölümüyle iliş- manan beş Grammy ödüllü İngiliz şar- Davis’in verdiği Grammy öncesi parti- kisi olduğunu düşündü. kıcı Amy Winehouse evinde ölü bulun- ye katılacaktı. Fakat 48 yaşındaki pop ve muştu. Otopsi raporu Winehouse’un ka- R&B sanatçısının, süperstarın cansız be- Herhangi birine sorulsa Whitney nındaki alkolün yasal düzeyin beş katı deni, o gece katılacağı partinin verileceği Houston mutluluktan uçuyor olmalıy- olduğunu gösteriyordu. Rock’n Roll’un Beverly Hilton Oteli’ndeki suitinin ban- dı, bunun için gereken her şeye sahipti. en büyük efsanesi olarak kabul edilen yo küvetinde bulundu. Parti için otelde Mal, mülk, para, dünya çapında bir ün, Amerikalı sanatçı Elvis Presley de 42 ya- hazır bulunan ilk yardım ekibinin yirmi onu görebilmek ve ona bir kerecik do- şındayken aşırı uyuşturucu kullanımı- dakika süren çabaları boşa çıkınca sa- kunabilmek için çok şey feda etmeye ha- nın neden olduğu bir kalp krizi nede- natçının yaşama veda ettiği kesinleşmiş zır on binlerce belki yüz binlerce hay- niyle yaşamını yitirmişti. Jimi Hendrix, oldu. Whitney Houston’ın ölüm haberi, ran, olağanüstü güzellikte bir ses, ca- Kurt Cobain, Jim Morrison gibi efsane yayın akışlarını kesen televizyon kanal- nından çok sevdiği bir kız çocuğu. Fakat isimler de aynı acı sonu paylaştı. Mutlu larınca bir anda bütün dünyaya duyurul- bunların hiçbiri onu içki ve uyuşturucu olmak için gereken her şeye sahip olan du. Beverly Hills polisi yaptığı açıklama- bağımlısı olmaktan koruyamamış, mut- bu insanların mutsuz olması ve kendi- da ortada bir cinayet olduğuna dair her- luluğu onlarda aramasına engel olama- lerini iyi hissedebilmek için alkole ve hangi bir iz bulamadıklarını, sanatçının mıştı. Houston’ınkine benzer hikâyeler uyuşturucuya yönelmesi hiç anlaşılmaz ölümünün kesin nedeninin ancak otopsi daha önce de defalarca yaşandı ve ma- bir durum değil mi? alesef büyük ihtimalle gelecekte de yaşa- 17

Modern Bilimin Işığında Mutluluğun Sırların Bayram da ekran başında heyecanla çe- nuçlar elde edilmiş. Sadece ABD’de de- kilişi bekliyor. Talih kuşu o gece Ahmet ğil Japonya, Almanya ve İngiltere gibi ge- Paranın, şan ve şöhretin mutluluk ge- Bayram’a gülüyor ve biletine ikinci bü- lişmiş ülkelerde yapılan benzer çalışma- tirmediği hep söylenir, ama çoğumuz yük ikramiye olan 5 milyon TL çıkıyor. lar da kişi başına gelir artarken insanla- meşhur insanların yaşamlarını, nereler- 1 milyon 250 bin TL alan Ahmet Bayram rın mutluluk düzeyinde sadece hafif bir de zaman geçirip neler yaptıklarını, kim- ilk iş olarak ailesi ile birlikte İstanbul’a ta- artış görüldüğünü ortaya koymuş. Günü- lerle birlikte olduklarını, ne giydiklerini şınıyor. Bu arada kendisi için de bir şey müzde araştırmacılar paranın mutluluk hatta ne yiyip ne içtiklerini anlatan de- yapmayı ihmal etmiyor ve bir peruk sa- üzerinde az bir etkisinin olduğunu, fakat dikodu dergilerini ve gazetelerini oku- tın alıyor! Ancak İstanbul’da işler hiç de düşük gelirli insanların bu kurala istisna maktan kendimizi alamayız. Yine çoğu- planladığı gibi gitmiyor. Kendini gece teşkil ettiğini kabul ediyor. Çünkü Bang- muz o sayfalarda ve programlarda sergi- hayatına kaptıran Bayram bir süre son- ladeş ve Hindistan gibi halkın büyük ke- lenen, görkemli kıyafetler içinde zevkle ra eşinden ayrılıyor. Gittiği gece kulüple- siminin yoksul olduğu ülkelerde, zengin- geçen yaşamlar süren ünlülerin yüzlerin- rinden birinde tanıştığı bir kadınla evle- likle mutluluk arasındaki ilişki gelişmiş deki gülümsemeyi mutluluğun yansıma- nen Bayram’ın serveti kumara başlama- batı ülkelerinde olduğundan çok daha sı olarak algılarız. sıyla erimeye başlıyor. Dört yıl içinde ik- güçlü. Bununla beraber yiyecek, giyecek ramiye ile aldığı gayrimenkulleri bir bir ve ev giderleri karşılandıktan sonra faz- Paranın mutluluğun kaynağı olduğu- elden çıkaran Bayram, borçlarını ödeye- ladan kazanılan paranın getirdiği mutlu- na inananlarımızın sayısı da hiç az de- mez hale gelince yardım istemek için ilk luğun çok az olduğu pek çok bilimsel ça- ğildir. “Bana milli piyangodan ikramiye eşine gidiyor. Borcunu ödemesi için on- lışma ile ispatlanmış. çıksa” diye başlayan cümlelerimizle, pa- dan üzerine kayıtlı olan gayrimenkulle- ranın problemlerimizin pek çoğunu or- ri satmasını istiyor. Eski eşin cevabı “ha- Hedonik Uyum ve tadan kaldıracağını ve o zaman mutlu yır” oluyor. O gece eski eşi ve çocukları Sosyal Karşılaştırma olacağımızı söyler dururuz. Gerçekten Bayram’ı en son banyoya doğru yürür- öyle mi? ken görüyor. Gecenin geç saatlerinde ba- Bilim insanları paranın mutluluk üze- basının uzun bir süredir banyodan çık- rindeki etkisinin beklenenin aksine az Milli Piyango Talihlisi mi madığını fark eden büyük kızı seslenme- olmasını iki nedene bağlıyor: İnsanla- yoksa Talihsizi mi? lerine karşılık alamayınca banyonun ka- rın değişen şartlara olağanüstü düzey- pısını zorlayarak açıyor ve babasının ka- de uyum gösterme yeteneği ve mutlulu- Dokuz çocuk babası, işsiz Ahmet Bay- lorifer borusuna asılı cesediyle karşıla- ğun göreceli olması. 1978 yılında Phil- ram cebindeki son birkaç lira ile bir çey- şıyor. Mutluluk getirmek bir yana, para lip Brickman, Dan Coates ve Ronnie Ja- rek bilet alıyor. 2005 yılı, yılbaşı gece- Bayram ailesinin elinde olan mutluluğu noff-Bulman üç grup insana bir dizi so- si, ellerindeki bilete mutluluğun anahta- da alıyor. Geride biri dokuz çocuklu, di- ru sorarak bu insanların günlük, sıradan rı gözüyle bakan milyonlar gibi Ahmet ğeri beş aylık hamile iki dul kadın ve gö- etkinliklerden ne kadar mutluluk duy- zü yaşlı dokuz çocuk kalıyor. duğunu belirlemeye çalışıyor. Denekler geçmişteki, o andaki ve gelecek için tah- Paranın mutluluk satın alıp alama- min ettikleri mutluluk seviyelerini göste- yacağı sorusuna bilimsel olarak yakla- ren değerlendirmeler yapıyor. İlk grubu şan ve işi rakamlara döken ilk bilim in- piyango talihlisi 22 kişi, ikinci grubu ka- sanlarından biri Güney Kaliforniya zalar sonucu sakat kalmış 18 kişi, üçün- Üniversitesi’nden ekonomist Richard cü grubu yani kontrol grubunu ise sıra- Easterling olmuş. Easterling II. Dünya dan 22 kişi oluşturuyor. Araştırmadan Savaşı’nın sonlarından 1970’lere kadar çok ilginç sonuçlar elde ediliyor. Piyan- geçen sürede Amerikalıların mutluluk go talihlilerinin günlük, sıradan etkinlik- düzeyleri ile ekonomik veriler arasında- lerden kontrol grubuna göre önemli de- ki ilişkiyi değerlendirmiş. Bu süre içeri- recede daha az zevk aldığı ortaya çıkıyor. sinde kişi başına düşen gelir dört kat ar- Piyango talihlilerinin, ikramiyenin çıkı- tarken mutlu veya çok mutlu olduğunu şından bir süre sonra, piyango kazanma- söyleyen Amerikalıların sayısında çok az yanlardan daha mutlu olmadığı anlaşılı- bir artış gözlenmiş. Easterling’in yorumu yor. Bu bulgular paranın kazanılmasıyla tüketim toplumunun insanları mutlu et- yaşanan mutluluğun bir süre sonra kay- mede başarısız kaldığı şeklinde. Bu ko- bolduğunu gösteriyordu. Kazazedeler nuda daha sonra yapılan çalışmalardan kontrol grubuna göre geçmişi daha mut- da Easterling’in bulgularına benzer so- 18

>>> Bilim ve Teknik Mart 2012 lu düşünüyordu. Bu da aslında beklenen bir durumdu. İlginç bir şekilde kazaze- deler “şimdi”de beklenildiği gibi mutsuz değillerdi, aksine mutluluk seviyeleri or- talamanın hayli üzerindeydi. Benzer bir başka çalışmada hapishanede yatan tu- tuklularla, dışarıdaki kişiler arasında, mutluluk düzeyleri bakımından önemli bir farklılık bulunmamıştı. Hapse giren- ler ilk birkaç ay mutsuz olmuşlar, ama ye- ni şartlara uyum gösterince mutluluk se- viyeleri yeniden normal düzeye çıkmış- tı. Peki neden yaşantımızdaki önemli de- ğişikliklerin etkisi böylesine az oluyor? Psikologlar bunun gerisinde “hedonik uyum” denilen büyük bir güç olduğunu belirtiyor. Türümüz yeni şartlara çok kolay uyum gösteriyor. Örneğin karanlık bir odadan gün ışığına çıktığımızda aşırı ışık ilk anda gözlerimizi kamaştırsa da, göz- lerimiz birkaç saniyede dışarının aydın- lığına uyum gösteriyor. Bulunduğumuz odada güçlü bir koku varsa ilk anda o ko- kuyu hissetmemize rağmen belli bir sü- re sonra alışıyoruz ve odada bir koku ol- duğunu ancak odadan ayrılıp tekrar ge- ri döndüğümüzde fark ediyoruz. Psiko- loglar örneklerini verdiğim bu “fizyolojik uyum”un bir benzerinin psikolojik dün- yamızda da geçerli olduğunu bildiriyor. Yeni bir iş, yeni bir ev, şehir değişikliği, evlilik bir süre için mutluluğumuzu artı- rıyor, fakat bu artışı sürekli hissetmiyo- ruz. Bir süre sonra yeni şartlara psikolo- jik olarak uyum sağlıyor ve eski halimi- ze geri dönüyoruz. Bu uyum sadece zevk alınan şeylerle de sınırlı kalmıyor. Aynı uyum süreci sayesinde acı deneyimlerin etkisinden de bir süre sonra kurtuluyo- ruz. Bu gözlemler insanların genetik ola- rak belirlenen bir mutluluk eşiği olduğu- nu, yaşadığımız bazı olayların bizleri da- ha mutlu (ya da daha mutsuz) ettiğini, fakat bir süre sonra mutluluk düzeyimi- zin genetik olarak belirlenmiş düzeye ge- ri geleceğini gösteriyor. Mutluluk Eşiği Hepimiz genetik yapımızın belirlediği bir“mutluluk eşiği”ne sahibiz. Bununla birlikte mutluluk düzeyimizi genetik yapımızın belirlediğinin üzerine çıkarmak kendi elimizde. Gerçekten de bir “mutluluk eşiği” ol- 19

duğu Minnesota Üniversitesi’nden Da- cekti. Bu çalışma, çok farklı fiziki ortam Alan ve James Allen. Her ikisi de köpek- vid Lykkens, Auke Telegren ve arkadaş- ve şartlarda büyümüş olsalar da tek yu- lerine Toy adını vermişti. Her ikisinin larının yaptığı ve “ikizlerin mutluluk ça- murta ikizlerinin çok benzer bir mutlu- de otomobili açık mavi Chevrolet idi). lışması” olarak bilinen çok önemli bir luk eşiğine sahip olduğunu gösterdi. Öte Lykkens ve Telegren’in elde ettiği bu bul- araştırma ile ispatlanmıştı. Minnesota yandan DNA’ları açısından ikiz olma- gular mutluğun yaklaşık % 50’sinin gen- Üniversitesi’nde başlatılan ve psikolo- yan kardeşler kadar birbirlerinden fark- ler tarafından belirlendiğini gösteriyor- jik özelliklerin genetik ve çevresel yön- lı olan çift yumurta ikizlerinin mutluluk du. Bununla birlikte Lykken, mutlulukta lerini belirlemeyi hedefleyen çalışmada seviyelerinin çok farklı olduğu bulundu. genlerin payının önemli olmasının yanı 1936-1955 ve 1961-1964 yılları arasın- (İkizler çalışmasının en meşhur ikizle- sıra insanın üzerinde çalışıp doğru şey- da Minnesota eyaletinde doğan ikizle- ri doğduktan sonra birbirlerinden ayrı- leri yapması durumunda mutluluk dü- rin kayıtları toplanıyordu. İkizler ve ai- lan ve ilk defa ancak 39 yaşında karşıla- zeyini artırabileceğini de vurguluyordu. leleri uzun yıllar takip ediliyor ve hak- şan, her ikisi de James isimli kardeşlerdi. larındaki çeşitli bilgiler kaydediliyordu. Her ikisi de 1,83 boyunda ve 82 kg ağır- Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Lykkens ve Telegren tek yumurta ikiz- lığındaydı. Her ikisi de aynı marka siga- (MIT) psikolog Steven Pinker sosyal kar- leri ile çift yumurta ikizlerini mutluluk ra ve bira içiyor, arada bir tırnaklarını yi- şılaştırmanın mutluluğu belirlemede bel- açısından karşılaştırdı. Ancak elde edi- yordu. Yaşam hikâyelerini karşılaştırdık- ki de en önemli ölçüt olduğunu belirti- len sonuçları daha da güçlendirmek için larında olağanüstü benzerlikler olduğu- yor. How the Mind Works adlı kitabında doğumdan hemen sonra birbirinden ay- nu keşfettiler. Her ikisinin de eşlerinin Pinker bu konunun aslında uzun süre- rılmış tek yumurta ikizlerini de çalışma- adı Linda idi. Fakat her ikisi de ilk eşle- dir bilindiğini örneklerle sergiliyor. Ör- ya dahil ettiler. Böylece aynı genetik ya- rinden ayrılmıştı ve her ikisinin de ikinci neğin Shakespeare’in “başka birinin gö- pıya sahip, fakat değişik çevrelerde ye- eşlerinin adı Betty idi. Her ikisi de arada zünden mutluluğa bakmak ne acıdır” de- tişmiş ikizler arasında bir karşılaştır- bir evlerinin değişik yerlerine eşleri için diğini, Ambrose Bierce’in mutluluğu “di- ma yapılabilecek ve mutluluk düzeyleri- sevgi sözcükleri içeren notlar bırakıyor- ğerlerinin ızdırabı düşünüldüğünde his- nin ne kadarının çevreden, ne kadarının du. Her ikisinin de ilk çocukları erkek- sedilen heyecan” olarak tanımladığını ve da genlerden kaynaklandığı gösterile- ti ve onların da isimleri James idi: James “kamburlu ancak kendisinden daha bü- yük kamburluyu görünce keyiflenip se- 20

>>> Bilim ve Teknik Mart 2012 Modern Bilimin Işığında Mutluluğun Sırların Mutluluğun Genleri vinir” diyen bir atasözünü hatırlatıyor. minde erkeğin kazancını hâlâ en önemli Los Angeles’taki Kaliforniya Üniversi- Günlük yaşantımız da bu psikolojinin ölçüt olarak gösteriyor. Modern toplum- tesi’nden Shelley Taylor’un liderliğindeki örnekleriyle dolu aslında. Örneğin ma- larda görecelik toplumun hemen hemen bir araştırma grubu 2011 yılı Eylül ayın- aşımızda % 5’lik bir artış olduğunu bil- her kesimine yayılmış durumda. Kendi- da Proceedings of National Academy of Sci- diren bir mesaj aldığımızda hissettiğimiz mizi komşularımız ve meslektaşlarımız- ences dergisinde yayımladıkları bir maka- mutluluk, bizimle aşağı yukarı aynı şart- la karşılaştırmanın yanı sıra yaşamımı- le ile oksitosin reseptör geninin (OXTR) larda olan, aynı yerde çalışan bir meslek- zı da televizyon programlarında gördü- stres ve depresyonla baş etmede en önem- taşımızın maaşına % 10 artış yapıldığını ğümüz yaşam şekilleri ile karşılaştırıyo- li psikolojik özelliklerle -hayata pozitif ba- öğreninceye kadar sürüyor. Diğer yan- ruz. Çoğu insanın maddi gücü yetmese kış, kendine güven, kişinin kendi haya- dan aynı yerde çalıştığımız meslektaşla- de marka elbise, ayakkabı giydiğini, iP- tı üzerindeki kontrolün elinde olması gi- rımız yerli otomobil kullanırken BMW hone kullanıp iPad ile dolaştığını, yeni bi- ilişkili olduğunu bildirdi. Bir hormon otomobil kullanmak bizi mutlu ediyor. moda kocaman saatler taktığını görüyo- olan oksitosin özellikle üremedeki işlevi Göreceli durumumuzun neden bu kadar ruz. Bu davranışların arkasında da şüp- ile bilinir. Fakat son yıllarda yapılan bilim- önemli olduğu konusunda ortaya atılan hesiz yine sosyal karşılaştırma psikoloji- sel çalışmalar oksitosinin orgazm, sosyal düşüncelerden biri evrimsel psikolojinin si var. Dış görünüşümüzle de olsa etrafı- tanımlama, sadakat, kaygı ve annelik gibi “eş yarışı” kavramı. Bu düşünceye göre mızdakilerden daha iyi konumda oldu- değişik durumlar üzerinde de etkisi oldu- yiyeceğin kısıtlı ve dünyanın tehlikeli bir ğumuzu hissetmeyi, kredi kartı ekstresi ğunu gösterdi. Diğer yandan oksitosin ek- yer olduğu devirlerde, kadınlar çocukla- elimize ulaştığında hissettiğimiz olum- sikliğinin empati eksikliğine neden oldu- rına baba olarak cesur ve güçlü erkekleri suz duygulara tercih ediyoruz. Böyle bir ğu ve sosyopati, psikopati ve narsizim gi- seçiyordu. Bunun en iyi göstergesi de bir yaklaşım da harcamaların toplum düze- bi kişilik bozukluklarıyla da ilişkili olduğu erkeğin benzerlerine göre ne kadar mal yinde giderek artmasına neden oluyor. bulundu. OXTR, hücre zarında bulunan ve mülk sahibi olduğuydu. O devirler- Çünkü herkesin yabancı otomobili olun- ve oksitosine bağlanan, bağlanması ile le karşılaştırıldığında günümüzde yiye- ca sonu olmayan bu yarışta yeni hedef ya de hücre içerisinde bir dizi tepkime baş- cek veya güvenlik problemi büyük oran- en son model BMW ya da en son model latan bir moleküldür. 326 kişinin katıldı- da halledilmiş olsa da kadınlar eş seçi- Range Rover oluyor. ğı araştırmada deneklere kendine güven, iyimserlik ve kendi hayatları üzerindeki kontrolle ilgili konularda sorular yöneltil- di. Deneklerden elde edilen tükürük nu- munelerinden izole edilen DNA’da OXTR geninin yapısına bakıldı. OXTR’nin bel- li bir nükleotidinde kişiler arasında fark- lılık bulundu: A varyantı ve G varyantı. DNA analizleri “AA” veya “AG” varyantı- na sahip deneklerin “GG” varyantına sa- hip olanlara göre strese, sosyal yetenekler- de zayıflığa ve mental sağlıkta bozukluğa Modern bilim verilerine gore mutluluğun sırlarından biri hayatta küçük şeylerden zevk almak ve“şimdi”de yaşamayı başarabilmek. 21

Modern Bilimin Işığında Mutluluğun Sırların İnsanlık olarak gayri safi milli hasılanın değil gayri safi mutluğun daha önemli olduğunu daha yeni kavrıyor ve yaşantımıza uyarlamaya çalışıyoruz. olmadığı, % 26’sının ise memnun ol- madığı ortaya çıktı. Uzun-uzun varyan- daha yatkın olduğunu ortaya çıkardı. Bu İngiltere’de yürütülen ve 2500 kişiyi ta sahip olanların sadece % 20’si hayat- konuda daha önce yapılan bir çalışmada kapsayan benzer bir çalışmada ise araş- larından memnun değildi. 5-HTT ge- da oksitosin hormonunun miktarındaki tırmacılar 5-HTT adı verilen gen üze- nine ait bulgular da yukarıda bahsetti- artışın özellikle stres altındaki kadınlarda rinde yoğunlaştı. 5-HTT beyin hücreleri ğim mutluluk eşiğinin gerçekten genler daha fazla sosyal ilişkiye neden olduğunu arasında iletişim sağlayan ve “nörotrans- tarafından belirlendiğini, bir diğer de- bulunmuş. OXTR geninin yapısı ile yuka- miter” adını verdiğimiz moleküllerden ğişle mutluluğun biyolojik temellerinin rıda bahsedilen psikolojik özelikler ara- biri olan serotoninin taşınmasında gö- olduğunu gösteriyor. Çalışmanın lideri sında güçlü bir bağlantı olduğu bulunmuş rev alır. Araştırmacılar 5-HTT geninin Jan-Emmanuel De Neve, bir önceki ça- olsa da çalışmanın lideri Taylor, genlerin biri uzun diğeri kısa iki varyantı olduğu- lışmanın lideri Taylor gibi bu sonuçların kader olarak algılanmasının yanlış olaca- nu, uzun varyantın sinir hücresi zarına kader gibi algılanmaması gerektiğini ve ğını, “AA” varyantına sahip insanların da daha fazla seratonin transferi sağladığı- mutluluğun tek bir genin değil çok sayı- depresyonu yenebileceğini, stresle baş et- nı buldu. Deneklere “hayatından ne öl- da genin bileşik etkilerinin kontrolü al- meyi öğrenebileceğini belirtiyor. Çünkü çüde memnunsun?” sorusunu sordular. tında olduğunu bildiriyor. insanın yaşamı boyunca maruz kaldığı Cevap seçenekleri “çok memnun, mem- çevresel faktörlerin genlerin yapısında de- nun, memnun değil, hiç memnun değil, Beyinde bir mutluluk merkezi olup ğil ama çalışmasında önemli rol oynadığı- hiçbiri ” şeklindeydi. Deneklerin DNA olmadığı bilim insanlarının üzerin- nın bilindiğini, örneğin sevgi ve anne şef- yapısıyla verdikleri cevaplar karşılaştırıl- de durduğu sorulardan biri. Winscon- kati ile büyüyen bir çocuğun gen yapısın- dığında uzun-uzun varyanta sahip olan- sin Üniversitesi’nden Richard Davidson dan dolayı taşıdığı riskin tamamen elimi- ların % 35’inin çok memnun, % 34’unun elektroensefalograf (EEG) yöntemiyle ne edilmesinin bile söz konusu olabilece- memnun olduğu, kısa-kısa varyanta sa- deneklerin beyin etkinliklerini ölçüyor. ğini belirtiyor. hip olanların % 19’unun hiç memnun Devamlı neşeli ve güler yüzlü, kendile- rini mutlu ve hayata bağlı gören kişile- rin beyinlerinin sol ön tarafında yer alan prefrontal kortekslerinde sağ tarafla kı- yaslanınca daha fazla etkinlik olduğunu keşfediyor. Yenidoğanlara emmeleri için tadı güzel bir şeyler verildiğinde de be- yinlerinin sol tarafında daha fazla etkin- lik gözleniyor. Bu veriler beynin sol pref- rontal korteksinin mutluluk merkezi ol- masa da olumlu duygularla ilişkili oldu- ğunu gösteriyor, çünkü sağ prefrontal korteks ancak hoş olmayan ve olumsuz duygular hissedildiğinde etkinleşiyor. 22

>>> Bilim ve Teknik Mart 2012 Piyangodan para çıkması, yeni bir iş veya yeni bir araba sahibi olmak gibi dışsal etkenler mutluluk düzeyimizi sadece belli bir süre için artırıyor. Uzun süreli mutluluğun sırrı iç dünyamızda saklı. Mutluluğun Sırları The How of Happiness: A Scientific Approach to Getting the Life You Want adlı kitabın yazarı ve mutluluk konusun- da en tanınmış bilim insanla- rından olan Kaliforniya Üni- versitesi psikoloji profesör- lerinden Sonya Lyubomirski mutluluk konusunda yapılan bilimsel çalışmaların, mutlu- luğun % 50’sinin genetik yapı- mızca belirlendiğini, beklene- nin aksine sadece % 10’unun yaşam şartları (zengin veya fakir olmak, hasta veya sağ- lıklı olmak, güzel veya sıra- dan olmak, evli veya bekar ol- mak vb) tarafından kontrol edildiğini gösterdiğini belir- tiyor. Geriye kalan % 40’ı ise “kendi davranışlarımızın” be- lirlediğini öne sürüyor. Bir di- ğer değişle mutluluğumuzun % 40’ı elimizde ve günlük ya- şantımızdaki davranışlarımız tarafından belirleniyor. Lyu- bomirski bu gerçeğin davra- nışlarımızı kontrol ederek, doğru şeyler yaparak, mutlu- luk eşiğimizi yükselterek da- ha mutlu olabileceğimizin ka- nıtı olduğunu belirtiyor. Lyubomirski’ye göre % 40 gibi önemli bir oran üzerin- de bizim kontrolümüz varsa, o zaman mutluluk eşiği do- ğuştan yüksek olan, yani ya- şamları boyunca mutlu olan insanların davranışlarına ba- kıp onları kendi yaşantımıza uygulayarak daha mutlu ola- biliriz. Bu düşünceyle yolan çıkan bilim insanları mutlu insanları incelediklerinde or- tak bazı özelliklerin olduğunu belirlemişler: 23

Modern Bilimin Işığında Mutluluğun Sırların Modern psikoloji bilimi, belli düşünce ve davranışları yaşantımızın bir parçası kılarak mutluluk düzeyimizi %40 oranında artırabileceğimizi gösteriyor. • Mutlu insanlar aile ve arkadaşlarına dele etmek, ahşap mobilya yapmak, ço- ğını sağlayabilmek olmuş. Lyubomirski önemli miktarda zaman ayırıyor ve bu iliş- cuklarına kendi inançlarını öğretmek) bu tür çalışmalardan elde edilen sonuç- kilerini taze tutup onlardan zevk alıyorlar. lara dayanarak şu önerilerde bulunuyor: • Onlar da diğer insanlar gibi yaşam- • Sahip oldukları şeyler için minnet- larında stres yaşıyor, ama stresle baş et- Minnettar olma ve olumlu düşünme tarlık duyuyorlar. mede soğukkanlı ve güçlü olmak gibi bir • Minnettarlığı ifade etmek silahları var. • Devamlı olumlu olmaya çalışmak • Birlikte çalıştıkları insanlara veya • Sosyal karşılaştırmadan ve olaylar yoldan geçenlere ilk yardım eli uzatanlar Lyubomirski ve onun gibi kariyerini üzerinde genellikle onlar oluyor. mutluluk konusuna adamış bilim insan- fazla derinlemesine düşünmekten ları insan düşüncesinin ve hareketleri- kaçınmak • Geleceğe olumlu bakıyorlar. nin mutluluk üzerindeki etkilerini araş- Sosyal ilişkiler için yatırım yapmak • Hayattan zevk alıyorlar ve “şimdi”de tırmış ve elde ettikleri verilerle insanla- • İnsanlara iyi ve nazik davranmak, yaşıyorlar. rın mutluluğunu artırıcı programlar ge- empati göstermek • Düzenli bir günlük veya haftalık eg- liştirmişler. Bu programların önemli bir • Kişisel ilişkileri geliştirmek zersiz programı uyguluyorlar. amacı uzun süreli mutluluk sağlamak, • Belirledikleri hedeflere, yapmak is- kişinin mutluluk seviyesini mutluluk eşi- tediklerine kesinlikle bağlı kalıyorlar (ör- ğinin üzerine çıkarabilmek ve devamlılı- neğin çevre için, insan hakları için müca- 24

Stres, zorluk ve felaketlerle baş edebilmek <<< Bilim ve Teknik Mart 2012 • Stres, zorluk ve felaketlerle Kişi başına düşen yıllık gelir veya ülkelerin gay- baş edebilmek için stratejiler geliştirmek ri safi milli hasılaları (GSMH) genelde refah düzeyi Bahri Karaçay, Iowa • Affetmeyi öğrenmek ve dolayısıyla insanların mutluluğu konusunda bir Üniversitesi Tıp Fakültesi ölçüt olarak kullanılır. Yukarıdaki bilimsel veriler- Pediatri Bölümü, “Şimdi” de yaşamak den, toplumların mutluluğu için GSMH’nın doğru Çocuk Nörolojisi Kürsüsü • Bir şey yaparken kendini tamamen işe vermek bir gösterge olmadığı sonucu ortaya çıkıyor. Mutlu- öğretim üyesidir. • Yaşamdan zevk almak luk konusundaki çalışmaları ile tanınımış Ed Die- Ayrıca aynı üniversitenin ner ve Martin Seligman organizasyonların, şirket- Gen Tedavi Merkezi ve Uzun vadeli hedefler belirleyip lerin ve hatta hükümetlerin karar alırken ve politi- Holden Kanser Merkezi onları gerçekleştirmeye kilitlenmek kalar oluştururken insanların yaşamlarından mem- üyesidir. Nörolojik doğum nuniyetlerini göz önünde bulundurması gerektiğini kusurları üzerinde genler Vücut ve ruh sağlığını korumak vurguluyor. Diener ve Seligman kişi başına düşen düzeyinde araştırmalar • Spiritüelliği veya inancını yaşamak gelirin yıllar içinde artmasına karşın yaşam mem- yürütüyor. Beş yaşın • Meditasyon yapmak nuniyetinde pek fazla bir değişim olmamasını, ak- altındaki çocuklarda • Vücut sağlığını korumak için egzersiz yapmak sine aynı dönemde stres, depresyon, anksiyete ve görülen sinir sistemi • Mutlu insan rolü oynamak intihar vakalarının sayısının artmasını, eknomik tümörü nöroblastoma göstergelerin yetersiz kaldığının kanıtı olarak gös- ve yine sinir sistemini teriyor. İlginçtir, hükümet politikalarının oluşturul- etkileyen Alexander masında insanların mutluluklarını en önemli ölçüt- hastalığına gen tedavisi lerden biri olarak kabul eden ilk ülke, Batı’nın ge- geliştiriyor. Ayrıca lişmiş ülkelerinden biri değil Himalayalar’ın küçük alkolün ve LCM virüsünün krallığı Butan olmuş. 1972 yılında, o günün kralı fetüs beyni üzerindeki Jigme Singye Wangchuck halkın yaşam memnuni- etkilerini araştırıyor. yeti ve genel mutluluk seviyesi için GSMH’nin değil GSMM’nin yani gayri safi milli mutluluğun kulla- www.bahrikaracay.com/blog nılması önerisinde bulunmuş. Bugün Butan’da yasa tasarıları hazırlanırken ve yeni politikalar oluşturu- lurken bunların GSMM üzerinde olumsuz etkileri- nin olmamasına özen gösteriliyor. Ülkenin kalkın- ma planlarının hazırlanmasında da GSMM önemli bir ölçüt olarak kullanılıyor. Temel ihtiyaçların he- nüz tamamen karşılanamadığı gelişmemiş ülkeler ve gelişmekte olan bazı ülkeler için ekonomik gös- tergelerin çok önemli olduğu yadsınamaz. Ancak toplumlar geliştikçe insanların yaşam memnuni- yetlerinde ve mutluluklarında sosyal etkenlerin öne çıktığını görüyoruz. Bu gerçek de ekonomik açıdan hızla gelişen ülkemizde gayri safi milli mutluluğu- nun artırılmasını çok daha önemli kılıyor. Mutluluk konusunda çalışan bilim insanları, KLyauybnoamkliarrsky, S., The How of Happiness. Want, Saphire-Bernstein, S., Way, B. M., Kim, H. S., Sherman, mutluluğun Freud’un “insan ne kadar az mutsuz- TAhSeciPeenntigfiucinApPprreosas,c2h0t0o7G. etting the Life You D. K., Taylor, S. E., “Oxytocin receptor gene (OXTR) is sa o kadar mutludur “ şeklindeki tanımlamasın- related tAo,pSsayycıh1o0l8o,gsi.c1a5l 1re1s8o-u1r5c1e2s”2,,P2r0o1c1N. atl Acad da olduğunun aksine, özgün bir duygu olduğunu Gilbert, DBo.,oSktus,m2b0l0in7g. on Happiness, Sci U S ve bir sonuç olmaktan ziyade bir süreç olarak ele Vintage alınması gerektiğini vurguluyor. Dolayısıyla insa- De Neve, J. E., “Functional polymorphism (5-HTTLPR) nın vücut sağlığını korumak için egzersiz program- in the serotonin transporter gene is associated with ları yapıp uygulamasına benzer bir şekilde, mut- subjective well-being: evidence from a US nationally luluk eşiğini yükseltip onu sürekli kılabilmek için rSeapyrıe5s6e,nst.a4ti5v6e-s4a5m9,p2le0”1, 1Jo.urnal of Human Genetics, Lyubomirski’nin yukarıda özetlediğim önerilerini, en azından bir kısmını, yaşamına uygulaması ve ya- şamı boyunca sürdürmesi gerekiyor. 25

Duygu Biricik Koç Üniversitesi, Psikoloji Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi FaSroskyaılnBidlişiam Olmak ya da Olmamak Duygularımız mı yoksa mantığımız mıdır sosyal yaşantımızda rotamızı belirleyen? Bazı insanları neden severiz, bazılarından sebepsiz yere kaçarken? İçgüdülerimiz midir bizi kontrol eden? Peki ya anneler, onların her dediği başımıza gelir mi? Neden farklı ortamlarda farklı yönlerimiz ön plana çıkar kendiliğinden? İşte sosyal bilişim bütün bu soruları cevaplamamıza yardımcı olur.

>< Bilim ve Teknik Mart 2012 Kabaca zihinsel aktivitelerimi- temel yükleme hatası sebebini bilmeksi- Ben bütün bunları biliyorum, bilim bu- zin her türüne bilişim diyebiliriz. zin, karşıdaki kişinin davranışlarını kişilik nun neresinde? Dikkat, bellek, tanıma, algılama, özelliklerine bağlamak iken, aynı davranı- düşünme, sınıflandırma bunlardan yalnız- şı çoğulcu kültürlerdeki kişiler çevresel et- Psikologlara yapılan “bilimden uzak ol- ca bir kaçı. Sosyal bilişim ise sosyal psiko- kenlerle açıklar. ma” yakıştırması başka çok az bilim dalı- lojinin, kendimiz ve geri kalan sosyal dün- nın mensubuna yapılıyor olsa gerek. Bu ya hakkında ne ve nasıl düşündüğümüzle Farz edelim ki ortak bir arkadaşımız noktada bilimin tanımına dönmek gerek ilgilenen alt alanıdır. Diğer bir deyişle, sos- beni sizinle tanıştırdı. Ben de çok suratsız- belki de. Sistematik bir yol izleyerek anla- yal bilişimle ilgilenen psikologlar dış dün- dım elinizi sıkarken. Zaten çok da konuş- şılmaya çalışılan her türlü verinin sınan- yada var olan sosyal bir bilgiyi nasıl seçti- madım. Beş dakika sonra da eve gitmem ması, tahmini ve analizi bilimi oluşturur. ğimizi, yorumladığımızı, o bilgi hakkın- gerektiğini söyleyerek yanınızdan ayrıl- Psikoloji de insanların duygularındaki, da nasıl yargıya vardığımızı ve hatta na- dım. Ne düşündünüz hakkımda? Elbet- düşüncelerindeki ve davranışlarındaki gir- sıl davranış planladığımızı çözmeye çalı- te soğuk ve sevimsiz biri olduğumu. Oy- dileri ve çıktıları sistemli bir şekilde ince- şır. Kimi psikologlar ise bilişimi bir disip- sa ben o gün yalnızca uykusuzdum ve gü- lediği için günümüz dünyasında bilim ka- lin olmaktan ziyade bir yaklaşım olarak ta- lümseyecek halim yoktu. bul ediliyor. nımlar. 2- Kendini Doğrulayan Kehanet: Bu- Psikoloji insan duygularını, düşüncele- Farkındayız ya da değiliz, ama beş du- nun kendimize yaptığımız bir kötülük ol- rini ve davranışlarını incelediği için verile- yu organımızın bize ilettiği ve bir de bi- duğunu düşünebiliriz. Örneğin sınıfta, ri diğer alanlara nazaran gözlem ve anali- zim ürettiğimiz bilgilerle oyalanarak geçi- herkesin önünde bir şey söylemeye çeki- ze her zaman daha uygundur. Her ne ka- yor ömrümüz. Örneğin üstü yaldız işleme- niriz, yanlış bir şey söyleyeceğimizi ve bu dar gündelik yaşamımızda bilimsel yön- lerle dolu bir bardak. Üstündeki desenlere yüzden bize gülüneceğini düşünürüz. Sırf temlerle sınama fırsatımız olmasa da in- bakarız. O desenler bize bir şeyler hatırlatır. bu kaygı yüzünden de konuşurken hata san duygularına, düşüncelerine ve davra- O şeyler de başkalarını. Sonra bize o bar- yapabiliriz ve belki de bize gülerler. Biz de nışlarına dair hipotezlerimiz olur. Bu da dağı hediye eden arkadaşımızın kişiliği “ne zaman ağzımı açsam, bana gülüyorlar” tıpkı yukarıda bir kaçından bahsettiğim hakkında bir yargıya varmış halde bulu- diye düşünürüz. İşte bu hatanın adı psiko- akıl oyunları gibi zihnimizin bize oynadı- veririz kendimizi. Ne de kötü zevkleri var- loji dilinde kendini doğrulayan kehanettir. ğı bir oyundur aslında . Bir insana dair var- dır kendisinin. Önümüzdeki hafta verece- dığımız sonuçlar her zaman doğru, geçerli ğimiz bir davete onu çağırmaktan vazge- 3- Örtülü Kişilik Kuramı: Merkezi ki- ve en önemlisi de bilimsel olmayabilir. Bir çeriz, sırf bu sebepten. Farkında olmasak şilik özeliklerinden bir tanesini bildiğimiz başka yanılgı da bilimin her zaman “şaşır- da o bardağın üstündeki işlemeler çok et- bir insana başka özellikler yakıştırma eği- tan” sonuçlar üretmesidir. Tam aksine bi- kili olmuştur bu kararımızda. limimiz. Bu hatayı daha çok alanında uz- limin amacı insanları şaşırtmak değil, var man kişiler için yaptığımızı düşünebiliriz. olan durumu anlamaktır. Bazı yargılara düşünerek varırız, bazı- Örneğin bir elektrik-elektronik mühendi- larınaysa farkında olmadan. Örneğin oto- sinin çok sosyal olmadığına kanaat getir- HKauynnt,aEk.,la“Cr OGNITIVE SCIENCE: Definition, büste yanınıza oturan ve gazetede fotoğra- memiz, bir bilgisayar mühendisi tanıdığı- Status, aSnaydıQ1,use.s6t0io3n. 1s”9, 8A9n.nual Review of Psychology, fını gördüğünüz katile benzettiğiniz adam. mızın bilgisayarımızın arızasını giderme- Cit 40, Yanınızda oturan adam ne yapsa size ya- sini beklememiz veya sosyal bir insanın Krull, D. S., Loy, M. H. M., Lin, J., Wang, C.F., Chen, S. ve ranamaz. Siz ise kendisini tanımaya lüzum akıllı da olduğunu varsaymamız. Kişilerin Zhao, X., “The Fundamental Fundamental Attribution Error: duymadan kalkar başka bir koltuğa otu- kişilik özelliklerini anlamaktan öte varsay- Correspondence Bias in Individualist and Collectivist Cultures”, rursunuz. İşte bunlar beynimizin bize oy- maya hazır olmamız otomatik bir bilişsel SPaeyrsıo1n0a,lsit.y12a0n8d-S1o2c1i9a,l1P9s9yc9h. ology Bulletin, Cilt 25, nadığı küçük oyunlardır. süreçtir. Ross, L. D., Amabile, T. M. ve Steinmetz, J. L., “Social roles, social control, and biases in social-perception Bu akıl oyunlarından bir kaçını tanıt- Cprioltc3e5ss,eSsa”,yJıo7u,rsn. a4l8o5f-4P9er4s,o1n9a7l7it.y and Social Psychology, mak istiyorum size. SSacnhndeeridsoern,,DC..JA., “.,ISmopcilaicliPt psyecrhsoolnoaglyi,tyWthileeoyrCy:oAmrpeavniey,w2”0, 10 Psychological Bulletin, Cilt 79, Sayı 5, s. 294-309, 1973. Temel Yükleme Hatası: Bir kişinin davranışını anlamlandırmaya çalışırken çevresel etkenleri göz ardı ederek, davra- nışın sebebini kişilik özelliklerine bağlama eğilimi. Bu eğilimin bütün insanlarda var olan bir düşünme şekli olduğu öne sürül- müştür. Daha sonra yapılan kültürlerara- sı çalışmalardaysa, temel yükleme hatası- nın her kültürde aynı şekilde olmadığı gö- rülmüştür. Örneğin bireyci kültürler için 27

Zeynep Ünalan Dr, Bilimsel Programlar Uzmanı, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi Otomobillerin Gecikmiş Metamorfozu Elektrikli Otomobiller Çevreye zarar verdiği ve petrole olan bağımlılığı artırdığı için taşıtlarda fosil yakıt kullanımı 1960’lardan beri sorgulanıyor. Yakıt tüketimini azaltmak için içten yanmalı motorlar geliştirilirken etanol, methanol, hidrojen, biyokütle gibi alternatif yakıtlar üzerine yapılan araştırmalar da devam ediyor.Taşıtlarda enerji kaynağı olarak elektriğin kullanımı ise çok daha eski. İlki 1837’de yapılan elektrikli otomobil benzinli otomobille yarışamamış ve yolları terk etmek zorunda kalmış. Seneler sonra bazı otomotiv şirketlerinin yatırım ve Ar-Ge çalışmaları, hükümetlerin teşvikiyle tekrar gündeme gelen elektrikli otomobiller yavaş yavaşTürkiye pazarına da giriyor. Ancak çevresel sorunların çözümüne katkı sağlayacağı ümit edilen elektrikli otomobillerin tercih edilir duruma gelmesi için bazı teknolojik ve ekonomik dar boğazlardan geçilmesi şart. İlk elektrikli otomobilin posta pulu kadar es- dinamik kuramının geliştirildiği yıllar olmuş. İçten ki olduğunu öğrenmek beni şaşırttı. İşin ba- yanmalı benzin motorlarının çalışma prensibi olan, şından beri yolların hâkimiyetinin içten yan- bir piston ile sıkıştırılan gaz karışımının genleşme- malı motorlara ait olduğunu sanırdım. Ancak öy- si yoluyla hareket enerjisi elde etme çalışmaları ise le değilmiş. İlk elektrikli otomobil İskoçyalı mu- 1700’lü yıllara kadar uzanıyor. Elektrikli otomobil- cit Robert Davidson tarafından 1837 yılında yapıl- ler otomotiv yarışında öndeyken 1920’ler gelmiş ve mış. 1890’larda Avrupa’da ve ABD’de elektrikli oto- devran dönmüş. Hızla ilerleyen içten yanmalı mo- mobiller üretilip satılıyormuş. Hatta 1905’e gelindi- tor teknolojisi sayesinde maliyetleri düşünce ben- ğinde ABD sokaklarında benzinli otomobilden çok zinli otomobillere talep artmış. 1935’e gelindiğinde elektrikli otomobil varmış. Elektrikli otomobillerin yollar tamamen benzinli motorlara teslim olmuş. bu başarısı 1920’lere kadar devam etmiş. Bir yan- Bu süreçte benzinli motorlardan yana iki büyük ge- dan da 1800’ler hem içten yanmalı motor teknoloji- lişme yaşanmış: Marş motorunun icadı ve benzinli sinin iyileştirildiği hem de ısı makinalarının termo- otomobillerin seri üretimi. 28

Bilim ve Teknik Mart 2012 İlk otomobillerde benzin motorunun pistonu- beygir gücüyle çalışan kısa mesafe araçları olarak Baker otomobil şirketinin na ilk hareketi veren ateşlemeyi gerçekleştirmek kalmış. Tartışmasız benzinli otomobillerin liderli- 1912 model elektrikli otomobili. için otomobilin dışındaki krankı el ile döndür- ğinde geçen bir 30 yılın ardından, 1960’lar geliş- Batarya teknolojisi ilkel, mek hayli zahmetli olacak ki, 1912 yılında Charles miş ülkelerin bir yandan ham petrol bağımlılığı- menzili çok düşük olsa da Kettring’in otomatik marşı icat etmesi büyük bir nı azaltmak bir yandan da egzos emisyonlarından bir elektrikli otomobilde olması heyecanla karşılanmış. Buna ilaveten, Avrupa’da kaynaklı çevre sorunlarının önüne geçmek için al- gereken tüm özelliklere sahip. ve ABD’de birkaç otomotiv şirketinin seri üreti- ternatif yakıt kaynaklarını tartışmaya başladığı yıl- me geçmesiyle benzinli otomobillerin maliyeti- lar olmuş. Ne gariptir ki somut adımların atılma- nin düşmesi, elektrikli otomobillerle aradaki fi- sı için bir 30 yıl daha geçmesi gerekmiş. Böylece yat uçurumunu gittikçe artırmış. Her yere kuru- bir zamanlar bayrak yarışında önde olan elektrik- lan benzin istasyonları ile benzinin bulunabilirli- li otomobiller yeniden ön saflara çıkma fırsatı ya- ği artınca benzinli otomobillerle uzun yolculuk- kalamış. lara da çıkılabilirken, elektrikli otomobiller düşük 29

Otomobillerin Gecikmiş Metamorfozu Elektrikli Otomobiller Otomotiv tedarikçilerini elektrikli ve Her ne kadar insanoğlunun sadece elekt- şirkette elektrikli araç üretimi yavaşlar. hibrit (hem elektrikle hem fosil yakıt- rikle çalışan otomobil üretme tecrübe- Hatta bazı şirketler projelerini sonlan- la çalışan) araçlar üretmeye teşvik eden si olsa da Japonlar benzinden elektriğe dırır. Örneğin EV projesine 1993’e kadar en büyük gelişme 1990 yılında ABD’nin geçişi kademeli gerçekleştirmeyi tercih devam eden General Motors, otomotiv- Kaliforniya eyaletinden çıkan sıfır emis- eder ve hibrit teknolojisi üzerinde çalı- de elektrikli otomobile geçişin çok radi- yonlu araç talimatı olur. Kaliforniya’da- şılır. Daha küçük içten yanmalı bir mo- kal bir değişim olacağı gerekçesiyle ve di- ki hava kalitesini yükseltmek için eyale- tor, elektrik motoru ve elektrik motoru- ğer şirketlerin de aynı şeyi yapacağı ümi- tin Hava Kaynakları Kurulu tarafından nu besleyen bataryalar içeren hibrit oto- diyle programa son verir ve projede çalı- hazırlanan talimata göre, otomotiv teda- mobillerin ilki, Toyota’nın ürettiği Prius, şan tüm mühendislerini işten çıkarır. As- rikçilerine benzinli otomobil satışına de- 1995’te tanıtılır. Seri üretimi iki yıl son- lında General Motors bu kararıyla oto- vam edebilmeleri için elektrikli otomo- ra başlayan Prius’tan o sene içinde 18.000 motiv şirketleri arasındaki bir yarıştan bil geliştirme zorunluluğu getirilir. An- tane satılır. Gelecek 5 yıl içerisinde çeşit- çekilmiş değil. Otomotiv şirketleri ken- cak egzoz gazı emisyonlarını üç yıla ka- li şirketler sadece elektrikle çalışan oto- dilerini büyük bir yarış içinde hissetmi- dar % 2, 2003 yılına kadar ise % 10 dü- mobillerini piyasaya sürer: Honda’dan yor, çünkü imza attıkları ortak anlaşma- şürmeyi hedefleyen bu yasa her yıl de- EV (Electrical Vehicle) Plus, Toyota’dan lar nedeniyle bu şirketlere rakipten ziya- ğişikliğe tabi tutula tutula yumuşatı- RAV4 EV, Ford’dan Ranger ve General de ortak gözüyle bakılıyor. Yenilikçi pro- lır. Alternatif yakıtları ele aldığı kitabıy- Motor’dan EV1. Ancak sonradan birçok jeler üretmek çok pahalı olduğu için oto- la ve The Economist dergisindeki yazı- larıyla bilinen iktisatçı Vijay Vaithees- waran 1990’lardaki durumu şöyle özet- liyor: “Amerika’daki otomotiv endüstri- si iki şart koştu. Biri Japon şirketleriyle işbirliği yapılmaması, ikincisi ise Ar-Ge için gerekli paranın kendileri değil dev- let tarafından karşılanmasıydı. Halktan toplanan 1,5 milyar dolarlık vergi bu işe yatırıldı, ama somut bir ürün çıkmadı.” Bu işten kazançlı çıkan Kaliforni- ya’daki gelişmeleri uzaktan takip eden Japon şirketleri olur. Toyota ve Honda en iyi mühendislerini toplar ve onlar- dan egzoz emisyonu düşük, yakıt verim- liliği yüksek otomobil üretmelerini ister. En iyi yakıt hangisi? Bir yakıtın verimliliği birçok etmene bağlı. (Ancak dizelin yanması için benzine kıyas- mut karşılaştırması gibi olsa da fikir vermesi açı- Belli bir yakıttan o yakıta göre tasarlanmış bir la daha çok sıkıştırılması gerektiğinden dizel sından bir kıyaslama yapalım. Yaklaşık 4 litrelik teknolojiyle büyük verim alınabilir. Ancak ge- motorunun daha farklı ve pahalı bir yakıt en- bir benzinin sahip olduğu enerjiyi örneğin kur- nel bir kural olarak enerji yoğunluğu en fazla jeksiyon sistemine sahip olması gerekiyor.) şun-asit pilde depolamak için 454 kg’lık pil gere- olan yakıt en iyi yakıttır dersek, benzinin litre kiyor. Bu benzinli otomobillerin çok daha verim- başına 32 MegaJoule’lük (MJ) hacimsel ener- Hidrojenin hacimsel enerji yoğunluğu ben- li olduğunu göstermese de elektrikli otomobil- ji yoğunluğu ile iyi bir yakıt olduğunu hemen zininkinin yaklaşık dörtte biri olsa da kütlesel lerdeki en büyük sorunlardan birinin bataryanın söyleyebiliriz. Enerji yoğunluğu 25 MJ/lt olan enerji yoğunluğu (aynı kütledeki hidrojen ve kütlesi olduğunu ortaya koyuyor. Elektrikli oto- doğal gazı etanol ve metanol takip ediyor. Su benzin karşılaştırıldığında) benzininkinin üç ka- mobillerin geleceğini batarya teknolojisi belirle- ise düşük enerji yoğunluğu nedeniyle yakıt tı. Bu yüzden hidrojene geleceğin yakıtı gözüy- yecek. Malzemesi hafif, enerji yoğunluğu yüksek olarak kullanılamıyor. Dizelin hacimsel ener- le bakanlar var. ve maliyeti düşük bataryalar üretilebilirse elekt- ji yoğunluğu benzinden biraz daha yüksek. rikli otomobiller tercih edilir hale gelebilir. Elektrik motorunun bataryası ile içten yan- malı motorun benzinini karşılaştırmak, elma ar- 30

>>> Bilim ve Teknik Mart 2012 Elektrik İletim Hattı Batarya Doldurma Cihazı Bataryanın Verimi Güç Aktarım Organları % 92 verim % 89 verim Kurşun-Asit % 85 % 80-89 verim Lityum-İyon %94 Tekerlekler Elektrik Üretim % Tam elektrikli otomobil Verimliliği Hidroelektrik 90 Elektrolizle Hidrojen Hidrojen Gazı Boru Hattı Hidrojen Depolama Güç Aktarım Organları Kömür 50 Üretimi (sıkıştırma, iletim ve + Yakıt Hücresi % 80-89 verim Nükleer 40 ~%50 verim Rüzgar ~ 35 % 50-70 verim depolama sırasındaki tüm Biyokütle ~ 35 kayıplar) Güneş ~ 20 Jeotermal ~ 20 % 85-90 verim Elektriğin üretildiği santralden otomobilin Avrupa Birliği Komisyonu yıllardır Hidrojen yakıt pilli otomobil tekerleklerine ulaşana kadar geçirdiği yakıt verimliliği yüksek, karbon emisyo- Tekerlekler aşamalarda veriminin ne kadar düştüğünü nu düşük araçlar üretilmesi için kanun gösteren şema çıkarmaya çalışıyor. Almanya’nın girişi- nı görüyorsunuz. Bazı ülkeler ise kendi miyle 1994 yılında yapılan düzenlemeyle önlemlerini alıyor. Örneğin İngiltere’de mobillerde ufak değişiklikler yaparak kâr yeni otomobillerin yakıt verimliliği için yakıt verimliliği düşük bir otomobiliniz elde etme yolunu tercih eden otomotiv 100 km’de 5 litre yakıt sarfiyatı sınırı ko- var ise daha fazla vergi ödüyorsunuz. sektöründe köklü değişikliklerin meyda- yuluyor ki bu da yaklaşık kilometre ba- na gelmesi için ya şirketler arası bir ya- şına 120 gram CO2 salımına denk geli- Her ne kadar 76 milyonluk nüfu- rış ortamı ya da yaptırım olması gerekti- yor. 2012 yılında olmamıza rağmen fo- su göz önüne alındığında Türkiye Av- ği söyleniyor. Ne yazık ki yakıt verimliliği sil yakıtlarla çalışan otomobillerin birço- rupa’daki taşıt yoğunluğu en düşük ül- yüksek ya da elektrikle çalışan otomobil ğu bu hedefe ulaşabilmiş ve düzenleme ke olsa da, gelişen ekonomisine para- üretme konusundaki yaptırımlar çabuk kanunlaşmış değil. Ancak Avrupa Birli- lel olarak taşıt sayısının gittikçe artaca- sonuç vermiyor. Bunda tabii ki otomobil ğinin İklim Aksiyonu sayfasına bakınca ğı kesin. 2009 yılında katıldığımız Kyo- endüstrisi ile sıkı bağları olan petrol şir- otomotiv şirketlerine getirilen yaptırım- to Protokolü’ne taraf olan tüm ülkeler, ketlerinin rolü var. Bu birlikteliğe en bü- ların yeni yeni uygulanmaya başladığı- çevre sorunlarıyla birlikte mücadele et- yük desteği veren ise petrolün kendisi. me yolunda adımlar atıyor. Türkiye’nin Enerji yoğunluğu hayli fazla olan petrol de 2012-2023 enerji verimliliği strateji- ile rekabet edebilecek kadar verimli ya- lerinden biri motorlu taşıtların birim fo- kıt bulmak ve bu yakıt için ucuz teknolo- sil yakıt tüketimini azaltmak. ji geliştirmek kolay bir iş değil. Eğer elektrikli otomobillere talep olursa otomotiv tarihinde büyük bir devrim yaşanmış, caddelerdeki gürültü kirliliği, küresel ısınma problemi, petrol ve içten yanmalı motora olan bağımlılığımız büyük ölçüde azalmış olacak. Karbon salımları İnsan kaynaklı küresel ısınmanın % 63’ünü öngörüsü, hibrit ve elektrikli araçları -daha ge- eğer güneş, rüzgâr, su gibi yenilenebilir enerji karbon dioksit gazı oluşturuyor. Karbon monok- nel olarak alternatif yakıt teknolojilerini- göz ar- kaynaklarından sağlanırsa, elektrikli araçlar sıfır sit ve hidrokarbonlar Güneş’ten yerküremize ge- dı edemeyeceğimizi gösteriyor. Bu araçlar çev- emisyonlu araç tanımlamasını hak edecek. len ve uzaya geri yansıyacak olan ısının atmos- re problemini kısa dönemde çözemese de uzun ferden uzaya kaçışını engelleyerek sera etkisi ya- vadede çözümün bir parçası olabilir. pan diğer karbon bileşikleri; nitekim günümüz- de toplam karbon salımının % 25’inin taşıtlar- Elektrikli bir aracın bataryasının, fosil yakıt dan geldiği belirtiliyor. Fosil yakıtlar bir sera ga- kullanan bir elektrik santralinden gelen elekt- zı olan nitrojen oksidin de kaynaklarından biri. rikle doldurulması durumunda bile karbon sa- lımının % 30 oranında düşeceği belirtiliyor. Günümüzde taşıtların % 96’sının yakıt ola- Kanada’nın Elektrikli Araçlar Derneği’nin bunun rak petrol ürünlerini kullanıyor olması ve 2050 için verdiği oran ise çok daha iyimser ve % 50 ci- yılında dünyadaki taşıt sayısının 2 milyar olacağı varında. Bataryanın şarjı için kullanılan elektrik 31

Otomobillerin Gecikmiş Metamorfozu Elektrikli Otomobiller İlk elektrikli aracını 2006 yılında tamamlayan Tesla Motors sadece elektrikli otomobil üreten ve hedefi herkesin alabileceği ve verimi yüksek bir otomobil üretmek olan bir ABD şirketi. Hedefe üç aşamada ulaşmayı planlayan Tesla Motors yöneticileri, ilk aşamanın ürünü olan elektrikli spor otomobilden memnun olduklarını belirtiyor. İkinci aşamada bu tecrübeyi üretim hacmi büyük, maliyeti düşük dört kapılı binek otomobil üretmek için kullandıklarını, bir sonraki aşamanın ise bataryaları daha çabuk şarj olan, daha çabuk hızlanan ve maliyeti düşük bir elektrikli otomobil üretmek olduğunu belirtiyorlar. 2012 yılı itibariyle Roadster’in menzili 390 km, maksimum hızı ise bir elektrikli otomobil için oldukça yüksek, saatte 200 km. Tam Elektrikli Otomobiller raf çıkarsa da bataryanın ömrü bitin- ğu daha yüksek bataryalar yapılabilirse ce haliyle yenisiyle değiştirmek gereki- maliyet doğal olarak düşecek. Nanoya- İntel, Apple gibi bilgisayar şirketleri yor ki kurşun-asit bataryanın ABD’deki pılı silikon elektrotların kullanıldığı ba- geleceğin elektrikli otomobil üreticile- maliyeti 2000 dolar. Bir elektrikli oto- tarya prototipinde depolanan enerji, lit- ri olmaya aday. Çünkü bir elektrikli oto- mobilde kurşun-asit batarya yerine Ni- yum-iyon bataryalarda depolanan ener- mobilde mekanik aksamdan çok yazılım MH (Nikel Metal Hibrit) batarya kulla- jinin iki katı. Üzerinde çalışılan elektro- var. Bataryanın ne kadarlık sürede ne nılırsa batarya ömrü 10 yıla çıkıyor, an- kimya araştırmalarından bir diğeri ise kadar akım sağlayacağı, şarjının ne ka- cak bu sefer de bataryaya ödeyeceği- sıvı elektrot yerine daha küçük hacim- dar azaldığı gibi bilgiler yazılım algorit- niz miktar 20.000 dolar gibi yüksek bir li ve daha az yanıcı olan katı elektrotla- malarıyla hesaplanıyor ve batarya yazı- meblağa ulaşıyor. Dizüstü bilgisayarlar rın kullanıldığı bataryalar yapmak. Bu lım teknolojisi şimdilik pahalı bir tekno- ve cep telefonlarında kullanılan lityum- tür Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra batar- loji. Bunun yanında bataryalar hem ağır iyon bataryalarla çalışan elektrikli oto- yaların seri üretimi de maliyeti önem- hem de çok yer kaplıyor. Üstelik bu oto- mobiller de var. Bu piller aynı büyük- li oranda düşürebilir. Şimdilik otomobil mobillerde hız sınırının düşük olması lükteki Ni-MH pillerden hem daha ha- şirketleri her bir otomobilin bataryasını yine bataryanın yeterli gücü sağlayama- fif hem de dört kat daha güçlü, ancak ne özel olarak imal ediyor. masından kaynaklanıyor. yazık ki daha da pahalı. Haliyle elektrik- li otomobillerin kaderi batarya maliyeti- Potansiyel alıcı sayısını düşüren so- Doldurulabilir kurşun-asit pillerden nin aşağıya çekilip çekilmemesine bağ- runlardan biri şarj istasyonlarını yaygın- oluşan batarya 500 kg civarında. Yakla- lı. Tabii ki batarya teknolojisindeki yeni- laştırmak için gerekli alt yapının henüz şık 200 defa şarj edilebilen bu piller 3-4 liklerle maliyetin düşeceği ümit ediliyor. dünyanın hiçbir yerinde kurulmamış ol- yılda ömürlerini tamamlıyor. Elektrikli Daha ucuz malzeme ile enerji yoğunlu- ması. Dünya üzerinde elektrikli otomo- bir araç kullanım sırasında daha az mas- bilinizi şarj edebileceğiniz çok az şarj is- 32

>>> Bilim ve Teknik Mart 2012 Elektrikli otomobilde benzin deposu göstergesi, bataryanın Benzin deposu uçları arasındaki gerilim farkını gösteren basit bir voltmetre olabileceği gibi bataryaya giden ya da bataryadan gelen akımın miktarını hesaplayan bir bilgisayar da olabilir. Elektronik Benzin motoru Elektrik motoru Batarya Regülatör Elektrik motoru Batarya Çizim: Rabia Alabay Motorun sağladığı tork akım ile doğru orantılı, yani batarya Bataryanın uçları arasındaki gerilim farkının istenilen akımı Elektrikli otomobillerdeki biraz sofistike olan elektrik motoru, motora ne kadar çok akım sağlıyorsa motorun dakikadaki sağlayacak seviyede olması gerekir. Örneğin 12 Voltluk elektrik enerjisini mekanik enerjiye çevirirken, yeri geldiğinde bir dönüş sayısı o kadar fazla olur. Elektrik motoruna bataryadan kurşun-asit pillerin 12 tanesini seri bağlarsak 144 Volt’luk bir jeneratör gibi çalışıyor. Frene basıldığında sürtünmeden ne kadar akım gönderileceğini sürücü ayağıyla ayarlar. bataryamız olur. Bu gerilim farkıyla elde edilebilecek maksimum dolayı mekanik enerji azalır ve bu enerji farkı ısı olarak etrafa Sürücü regülatöre bağlı olan gaz pedalına basınca regülatör akım bellidir. Akımın çok yüksek olması bataryanın çabuk dağılır. Birçok elektrikli ve hibrit otomobilde ise frene basıldığında motordaki gerilim farkını (voltajı) artırır ve akım geçmeye başlar. boşalmasına yani ömrünün kısalmasına neden olduğundan bu enerji farkı motor tarafından elektrik enerjisine dönüştürülüp Bu voltaj, bataryanın voltajına ulaşıp aradaki gerilim farkı akım için bir üst sınır koyulur. Bu sınır, kullanılan elektrik daha sonra kullanılmak üzere bataryada depolanır. sıfır olduğunda akım durur. motorunun AC (alternatif akım) motoru ya da DC (doğru akım) Yukarıdaki çizimdeki oklar, frene basıldığında ziyan olacak motoru olup olmadığına, kullanılan batarya tipine göre değişir. enerjinin elektrik motoru üzerinden elektrik enerjisine çevrilerek Örneğin kurşun-asit bataryalarda akımın bir bataryayı bataryaya iletimini gösteriyor. 20 dakika içerisinde % 80 boşaltacak kadar kuvvetli olması istenmez, bataryanın uzun ömürlü olması için maksimum akım bu sınırın altında olmalıdır. tasyonu var. Diyelim ki elektrikli otomo- Hibrit Otomobiller ler özellikle büyük şehirlerdeki hava ve bil alacak kadar zenginsiniz. Otomobili- gürültü kirliliğinin çözümü olarak sunu- nizin şarjı azaldı. Otomobilinizde güneş, Tüm güzelliklerine rağmen henüz luyor. Türkiye’nin ilk hibrit aracı ELİT-1, rüzgâr, jeotermal, biyokütle gibi alterna- halledilmemiş sorunlarını göz önüne al- TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi tif bir enerji kaynağı varsa ne âlâ. Batar- dığımızda elektrikli otomobillerin şe- (MAM) Enerji Enstitüsü’nde yapılmıştı. yanızı doldurabilirsiniz. Diyelim ki yok. hirler arasından ziyade şehir içi kullanı- Geçtiğimiz aylarda ise Sakarya Üniver- Ama merak etmeyin, zengin olduğunuz ma uygun olduğu açık. Bu noktada şehir sitesi ve Temsa Ar-Ge işbirliği ile gelişti- kadar da şanslısınız. Navigasyon aleti- içinde elektrikle giden, şehirler arası ula- rilen TEMSA Aveneu Hibrit Otobüs’ün nize bir baktınız, birkaç kilometre öte- şımda ise deposundaki benzini kullanan prototipi tamamlandı. de bir şarj istasyonu var. Bataryayı şarj hibrit otomobiller iyi bir alternatif gibi edip yola hemen koyulurum, diye ha- görünüyor. Aracın itme gücünü iki fark- İçten yanmalı motorları ve yakıt de- yal kurmayın. Çünkü bataryanın dol- lı güç kaynağı kullanarak sağlayan araç- poları daha küçük olduğundan, hibritler ması fosil yakıtlı araçlara benzin doldur- lara hibrit araç deniyor. Bunlardan en havayı daha az kirletiyor. Ancak beygir mak gibi birkaç dakika değil saatler sü- yaygın olanlar benzinli-elektrikli araç- gücü düşük olan motor düz yolda iler- rüyor. Kısacası mevcut koşullar ve tek- lar. Dünyanın birçok yerinde üzerlerin- lemek için yeterli itişi sağlarken yokuş nolojiyle, elektrikli otomobillerin yakın deki elektrik tellerinden aldıkları güç ile çıkma, ivmelenme gibi daha fazla güç vadede tercih edilen araç haline gelmesi çalışan, tellerden uzak oldukları nokta- gerektiren durumlarda ek güç elektrik mümkün görünmüyor. Lakin elektrikli larda ise fosil yakıtla yoluna devam eden motorundan sağlanıyor. Otomobilin it- otomobilinizin fişini takıp gece boyun- otobüsler, trenler var. Denizaltılar nük- me gücünü benzin ve elektrik motoru- ca şarj edip gündüz şehir içinde kullana- leer-elektrikli ya da dizel-elektrikli ola- nun birlikte sağladığı, diğer bir deyiş- bilirsiniz. biliyor. Hibrit ve tam elektrikli otobüs- le iki motorun birbirine paralel çalıştığı bu tür birinci nesil hibrit araçlara paralel 33

Otomobillerin Gecikmiş Metamorfozu Elektrikli Otomobiller hibrit deniyor. İkinci nesil hibrit araçlar- tı ise hidrojen. Hidrojen aslında bir yakıt ruyor. Kömür, petrol, organizmalardan da ise iki motor paralel değil seri çalışı- olarak değil, yakıt depolama sistemi ola- elde edilen biyokütle de yine hidrojenin yor. Bataryalar boşaldığında ve frene ba- rak tanımlanıyor. Hidrojen yakıt hücresi- karbon ile yaptığı bileşiklerden meyda- sıldığında ise benzin motoru bir jenera- ne geleceğin yakıt sistemi gözüyle bakan- na geliyor. tör gibi çalışarak ürettiği elektriği batar- lar için geleceğin otomobilleri de elektri- yada depolayabiliyor ve otomobil elekt- ği bu sistemle üreten elektrikli otomobil- Hidrojen atomunu elde etmek için rik gücüyle yol almaya devam ediyor. ler olacak. buhar iyileştirme, elektroliz, fotosüreç- çokGhazafhifaloinldduekğui hniddarnojeynermçeokliemküinlüin(Het2-) ler, radyoliz gibi birçok hidrojen üre- Hidrojen Yakıt Hücreli kisinden kurtulup uzay boşluğuna kaçı- tim teknolojisi var. Bunlardan en yaygın Otomobiller yor ve bu yüzden yeryüzünde hidrojen olanlar ilk ikisi. Buhar iyileştirmede me- gaz olarak bulunmuyor. Ancak hidro- tandaki hidrojen atomları karbon atom- Batarya teknolojisi ile ilgili problem- jen atomunun iki tanesi bir oksijen ato- larından ayrılıyor. Ucuz bir yöntem ol- ler bazı sanayicileri ve araştırmacıları ya- muyla birleşerek suyu (H2O), dört tane- sa da yan ürün olarak sera gazları çıktı- kıt hücresi teknolojisine yönlendiriyor. si ise karbon atomuyla birleşerek doğal ğı için yakıt teknolojisi olarak tercih edil- Bataryalara kıyasla daha küçük ve ha- gaz olarak bilinen metanı (CH4) oluştu- miyor. Elektrolizde ise hidrojen sudan el- fif olan yakıt hücresinin en gözde yakı- de ediliyor. Elektroliz sonucu elde edilen hidrojen atomlarından kopan elektron- 34

<<< Bilim ve Teknik Mart 2012 lar aracın elektrik devresindeki akımı meydana ge- jen ne sudan ne de metandan elde ediliyor, bunla- tirirken oluşan hidrojen iyonlarından her biri hava- rın yerine sodyum bor hidrür (NaBH4) kullanılı- daki oksijen ile birleşiyor ve yan ürün olarak su bu- yor. Bu bileşikte B sembolüyle gösterilen bor ele- harı çıkıyor. Elektroliz sonucunda karbon bileşik- mentinin Dünya’daki rezervinin % 70’i ülkemizde leri oluşmadığı için tercih edilebilir olsa da ironik bulunuyor. Sodyum bor hidrür bileşiğinin ağırlığı- bir biçimde yan ürün olarak çıkan su buharı da sera nın % 10,6’sı ise hidrojen. Bu yakıt pili projesinde etkisi yapan gazlar arasında yer alıyor. Elektrolizle NaBH4 sodyum bor hidrür, hidrojen depolama or- çalışan yakıt hücresi kullanımının önündeki en bü- tamı olarak kullanılıyor. Hidrojeni elde etmek için yük engel bu yöntemin pahalı olması. Araştırmacı- NaBH4 çözeltisi, geliştirilen bir hidrojen üretim bi- lar çıkan hidrojenin nasıl depolanacağı konusunda riminden geçiriliyor. ayrıca bir yöntem geliştirmek durumunda. Yoğun- Elektriği hidrojen kullanarak elde eden taşıtla- luğu çok düşük olan hidrojeni gaz olarak depola- rın bazı sorunları şarjlı elektrikli taşıtlarda da olan mak için yüksek basınç uygulamak, sıvı olarak de- sorunlar. Örneğin bataryaların şarjı için kullanılan polamak için ise -253 °C gibi çok düşük sıcaklık- elektriğin elde edilmesinde fosil yakıtlar kullanıla- lara ulaşabilen kriyojenik teknikler gerekiyor. Gaz bildiği gibi,yakıt hücrelerinde kullanılan hidrojen olarak depolamak hem büyük depo hacmi hem de de fosil yakıtlardan elde edilirse bu araçların “çev- 35.000 ile 70.000 N/m2 (Newton/metrekare) arasın- re dostu” tanımına gölge düşebilir. Bataryalı elekt- da değişen yüksek basınç gerektiriyor. rikli otomobil değil de hidrojen yakıtlı otomobili- niz varsa bataryayı şarj etme derdinden kurtulabi- lirsiniz. Ancak bu sefer de aracınıza belli aralıklarla Anot Elektrolit Katot hidrojen doldurmanız gerekir ki yine altyapı soru- - + nu yani hidrojen istasyonları kurma gerekliliği or- H+ H+ O2 taya çıkıyor. H+ O-2 H2O H2 e- Katalizör e- Elektrik Devresi e- e- KÜanylün,aNk.lavre ark., “Elektrikli Araçlar”, Enerji Enstitüsü, bWelhgoeskeill,le2d0t0h6e. electric car, Sony Pictures Classics, MAM (Marmara Araştırma Merkezi), TÜBİTAK, 2003. Ththtopm://aesc,.eCu.rEo.pSa.,.e“uF/ucellimCeal/lnaenwdsB/iantdteerxy_Eenle.chttrmic Hem depo hacmi hem güvenli depolama soru- Fhattiprl:e/y/w, Pw.,w“W.osildl.eolregct.trric/evleekhtircilkeslifairnaacl.lpydsuf cceed?”, VEneherigclye,sCCilotm34p,asr.e6d0”0, I5n-t6e0r2n0a,ti2o0n0a9l.Journal of Hydrogen nunu aşan, hem Türkiye’nin zengin bor kaynağını TOTehrceghaRnnaoilczoeagsfyoyroRntehuveie(FVwuP,tuMRrOeITC-,VaCrri,iljHtz1ion1ln4la,ingOdPcaraoKkt-aeŞmsutaubnaYttsa2ey0ın11cı.lığı http://auto.howstuffworks.com/electric-car2.htm değerlendiren yakıt pili projesi, TÜBİTAK ve Ulu- Radio Omroep), belgesel, 2008. http://auto.howstuffworks.com/hybrid-car2.htm sal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) tarafından yürütülüyor. TÜBİTAK MAM’daki yakıt pili labo- ratuvarında üretilen hibrit araç için gerekli hidro- 35

Kadir Demircan Gökhan Nas Buzdaki Kol Adli tıp bilimlerindeki yeni DNA kimliklendirme teknikleri, 60 yıldır çözülemeyen uçak kazasındaki sır perdesini nasıl ortadan kaldırdı? Adli tıpta çalışan tıp, biyoloji, genetik uzmanları ve diğer uzmanlar bu süreçte nasıl çalıştı? Buzullarda Düşen Uçak Ne yazık ki uçak, düştükten kısa süre sonra Alaska’nın şiddetli kışında karla kaplanır ve bu- 1948 yılının Mart ayı. Kuzey Kutbu’na yakın za gömülür. Kazanın ertesi günü havadan yer Alaska’nın buzullarla kaplı Wrangell Dağları. Özel tespiti yapılsa da şiddetli kış koşulları ve buzul- bir havayoluna ait DC-4 tipi bir uçak. Yolcular, lar sebebiyle arama ve kurtarma çalışması yapıla- Şangay’daki SS Sunset adlı petrol tankerindeki iş- maz. Kazadan 51 yıl sonra, 1999 yılında ABD Ha- lerini bitirip New York’taki evlerine dönen tica- va Kuvvetleri’nden iki pilot, unutulmuş bu kazayı ret filosunda çalışan denizciler. Yakıt ikmal molası araştırmaya başlar. Aslında 1994, 1995 ve 1996 yıl- Anchorage’da verilir. Kalkıştan 300 km sonra uçak larında 3 kez enkaza ulaşmaya çalışılmış ama bu 5000 metre yüksekliğindeki Sanford Dağı’na çarp- girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. tığında, 24 denizci ve 6 mürettebat hayatını kay- beder. 36

Bilim ve Teknik Mart 2012 1997’de kar ve buzul tabakasında zorlu bir tır- manış sonucunda araştırmacılar enkaza ulaşır. Uçak motoru ve bazı enkaz parçaları bulunur. An- cak 2 yıl sonra tekrar enkaza gidince gördükleri bir şey, araştırmanın seyrinin bir anda değişmesine se- bep olacaktır. Çünkü ortada buza yapışmış halde, kopmuş bir kol vardır ve bu kolun kime ait oldu- ğu çözülmesi gereken bir sırdır. Üç gün sonra da- ha büyük bir ekiple bölgeye tekrar gidilir. Bu sefer de, üzerinde “Iran 1946” yazılı bir yüzük bulunur. 37

Buzdaki Kol Adli Tıp Uzmanları Devrede Olayın adli yönü sebebiyle Alaska kolluk kuv- Bu durum adli genetikçiler için bir dezavantaj- vetleri araştırmaya müdahil olur. Enkazda bulunan dır. Çevre koşulları -yüksek sıcaklık, ışık, kimya- sahipsiz kolun kime ait olduğunun tespit edilmesi sal maddeler- sebebiyle DNA’da hasar oluşur. Par- için özel bir ekip kurulur. Ekipte adli genetik, par- çalanmış DNA ise kimliklendirme yapılmasına mak izi ve adli soy izleme uzmanları yer alır. imkân vermez. Bilim insanları bu problemi çöz- mek için büyük gayret gösteriyor. 2008 yılında Ja- Kopuk kol, parmak izleri alındıktan sonra for- pon Wakayama ve arkadaşları, 16 yıl önce ölmüş ve maldehid içinde saklanır. Fakat sahipsiz kolun, -20 ⁰C’de saklanmış bir fareden DNA elde etmeyi parmak izi noktaları neredeyse kaybolmuştur. başardı. Bu çalışma, buzullarla kaplı bölgelerde öl- Ölen 24 denizciden 22’sinin parmak izi kayıtlarına müş ve buzullar arasında yıllarca saklı kalmış can- ulaşılmasına rağmen, kopmuş koldaki hasar nede- lılardaki adli çalışmalar için de umut kaynağı oldu. niyle tam bir karşılaştırma yapılamaz. 6 kişilik mü- rettebatın parmak izi kayıtlarına ise ulaşılamamış- Alaska vakasını araştıran uzmanlar, 3 yıl boyun- tır. Ayrıca kolun aşırı deformasyona uğramış ol- ca standart DNA analiz teknikleri kullanarak ola- ması, koldan elde edilecek DNA’nın da araştırmaya yı aydınlatmaya çalışsalar da hiçbir sonuç alama- imkân vermeyecek derecede bozulmasına yol aç- dılar. Parmak izinden ve DNA analizinden kolun mıştır. Benzer şekilde, kazı bölgelerinden elde edi- kime ait olduğu saptanamadı. 2002 yılında örnek- len eski kemikler ve yangınlar sonrasında bulunan ler ticari bir DNA laboratuvarına gönderilir. Yine yanık et parçaları gibi numunelerden de karşılaş- olumsuz cevap alınır. Raporda “degradasyon sebe- tırmaya uygun DNA elde etmek zor bir süreçtir. biyle incelemeye müsait DNA elde edilememiştir” yazmaktadır. Ölümden sonra, DNA molekülü hüc- Adli genetikçiler olay yerinde buldukları kıl, kemik, et, tırnak, saç, diş, sperm, relerdeki enzimler tarafından parçalanır. Mikroor- tükürük, kan ve deri gibi çok sayıda materyalden DNA elde ederek şüpheli- ganizmalar, yüksek sıcaklık, ışık gibi iç ve dış fak- lerin saptanmasına ve suçluların yakalanmasına hizmet eden adli bilim uz- törlerin DNA’da hasar oluşturmasına degradasyon manlardır. Parmak izi uzmanları daha anne karnındayken şekillenen parmak (bozulma) denir. izleri konusunda eğitilmiştir; cesetlerden ve şüphelilerden aldıkları parmak izlerini olay yerinde bulunan parmak izleri ile karşılaştırırlar. Köken bilimci de Peki, araştırmacılar bu durumda ne yapacak? denilen adli soy izleme uzmanları ise ailelerin soy ağacını ve kökenini araş- Yeni stratejilerini ne şekilde belirleyecekler? Buz- tırır. Kazalar, savaşlar ve felaketlerde bu uzmanlara büyük iş düşer. Örneğin daki kolun sahibi tespit edilebilecek mi? Sır perde- Tayland Ulusal Polis verilerine göre, 2004 yılında Sumatra’da yaşanan tsuna- si aralanabilecek mi? mi felaketinde 5395 ölü, 8457 yaralı, 2991 kayıp ve 1895 kimliği tespit edil- meyi bekleyen ceset rapor edilmiştir. 1895 cesedin kimliği, adli genetikçilerin Mitokondri DNA’sı ve ve köken bilimcilerin koordineli çalışması ile belirlenmiştir. Y kromozomu olayı aydınlatıyor Buzdaki kolun kime ait olduğunun tespit edil- mesi amacıyla 2006’da araştırmaya iki yeni isim katılır. Bu kişilerin özelliği mitokondrial DNA (mtDNA) konusunda uzman olmalarıdır. Loreille, aşırı derecede bozulmuş DNA analizi konusunda uzmandır ve çalışmalarında çekirdek DNA’sından ziyade mitokondrial DNA’yı kullanmaktadır. Loreille’nin ekibe katılmasına neden olan diğer bir sebep, burada geliştirilmesi olası yeni teknik- lerle, Kore Savaşı’nda hayatını kaybeden, kimlikle- ri tespit edilememiş, ancak formaldehid kullanıla- rak “mumyalanmış” 800 ABD askerinin kimliğini saptama isteğidir. Formaldehid, bir koruma sıvısı olarak kullanılır. Formaldehid iyi koruma özelliği- ne rağmen DNA da hasar oluşturarak kaliteli DNA eldesini engeller. Bu yüzden formaldehid içinde “mumyalanarak” saklanan dokulardan DNA elde etmek için özel yöntemler kullanmak gerekir. 38

>>> Bilim ve Teknik Mart 2012 mik dokusundan değerlendirmeye uygun mtDNA Çekirdek DNA’sından sonuç alamayan uz- elde etmek. Loreille ve ekibi formaldehidi uzaklaştı- manlar için mitokondri DNA’sı yeni bir çıkış yo- racak bir yöntem geliştirir, fakat bu yöntem izole edi- ludur. Klasik DNA analizlerinde, her hücrede bir len DNA miktarını % 50 azaltır. Bunun üzerine, ke- tane olan çekirdekteki DNA kullanılır. Çekirdek mik dokusunu tamamıyla çözen bir demineralizas- DNA’sında hasar oluşursa kimliklendirme yapıla- yon yöntemi (mineral dokuyu çözme yöntemi) geliş- maz, ama mitokondri DNA’sı buna istisna oluştu- tirilir. Böylece araştırmaya elverişli mtDNA elde edil- rabilir. Mitokondri DNA’sı, çekirdek DNA’sından miş olur. mtDNA’nın eldesi sevindirici bir haberdir, farklı olarak mitokondri adlı organelde yer alır. Çe- ama bu yeni ve çetin bir sorunun da başlangıcı olur. kirdek DNA’sı her hücrede bir tane iken mitokond- Çünkü mtDNA bilindiği gibi çocuklara sadece anne- rial DNA onlarca hatta yüzlerce olabilmektedir. den geçer. Loreille bunlarla meşgulken Washington Üniversitesi’nde adli bilimler uzmanı olan Ted Ro- binson özel formüllü bir dehidrasyon yöntemi kulla- nır. Bu yöntemde, parmak izleri hasarlı parmaklar 50 derecedeki sıvıda bekletilir. Silikon lastiklere fotoğraf- ları alınır. Sonuçlar olağanüstüdür. “Parmak izi genç- leştirmesi” denen bu yöntem sayesinde, buzlar ara- sında bulunan kolun parmak izleri net bir şekilde or- taya çıkarılır. Bu yöntem, 2005 yılında Katrina Kasır- gası mağdurlarının tespitinde de kullanılmıştır. Adli Soy Takibi Örneğin kıl kökünde bir çekirdek ve dolayısıyla bir Parmak izleri sorunu çözülmüş, mtDNA örnek- çekirdek DNA’sı varken, kılın kök dışındaki kısım- leri elde edilmişti. Fakat bu her şey demek değildi. larında düzinelerce mitokondri dolayısıyla bir o Mağdurların anneye ait soy ağaçlarının incelenme- kadar da mitokondri DNA’sı vardır. Bu ne demek- si ve bu soy ağaçlarına göre hâlâ hayatta olan kadın tir? Çekirdek DNA’sından sonuç alınamayan ör- aile bireylerinin bulunup karşılaştırmaların yapıl- neklerde, mitokondri DNA’sı kullanılarak kimlik- ması işi, “adli soy izleme” uzmanı Fitzpatrick tara- lendirme yapılabilir. Mitokondri DNA’sının başka fından yapıldı. Fitzpatrick, buzdaki kol ile karşılaş- bir özelliği de çocuktaki mtDNA’nın babadan değil tırmak amacıyla kazazedelerin akrabalarını araş- anneden çocuğa aktarılmasıdır. Başka bir ifade ile, tırdı. Akrabalardan elde edeceği mtDNA’yı elinde- çocuktaki mtDNA annedeki mtDNA ile aynıdır. ki sonuçlarla karşılaştırarak eşleşme olup olmadığı Çünkü sperm mtDNA’sı spermin kuyruk bölgesin- bulmaya çalıştı. de yer alır ve döllenme sırasında kuyruk kısmı yu- murtaya giremez. Haliyle çocuktaki mtDNA’nın En heyecanlı kısma gelinmişti. Buzdaki kol ki- kaynağı annenin yumurtasındaki mtDNA’dır. me aitti? 2007 Eylül’ü itibariyle 13 kişinin yalnız mtDNA analiziyle, 9 kişinin yalnız parmak izi ana- Uzmanlar, vakit geçirmeden buzdaki kol üzerin- liziyle, 5 kişinin de hem mtDNA hem de parmak de çalışmaya başlar. Çözülmesi gereken iki problem izi analizi ile kimliklendirmesi yapıldı. Toplam 27 vardır. Birincisi, bulunmasının ardından formalde- kişinin buzdaki kol ile eşleşmediği görüldü. Geriye hid içinde saklanan kolun DNA’sına zarar verebile- üç kişi kalıyordu: Robert Haslett, John V. Elkins ve cek bu kimyasal maddeyi uzaklaştırmak; ikincisi ke- Frank Joseph van Zandt. 39

Buzdaki Kol Robert Haslett’in anne soyundan, mtDNA ana- Fritzpatrick geriye kalan kişilerden Frank Jo- lizi için referans olabilecek hiçbir kadın aile bire- seph van Zandt’ın anne soyunu araştırmaya ka- yinin hayatta olmaması ve parmak izi kayıtlarının rar verir. Yaklaşık 40 yıl geriye giderek İrlanda do- kalitesiz olması tespiti güçleştirir. Ama Haslett’in ğum ve evlilik kayıtlarını inceler. 1911 doğumlu oğlu Randall hâlâ hayattadır. Bu noktada, başka bir Frank’ın anne tarafı İskoçtur, kız kardeşi ABD’de teknik kullanılır. mtDNA’nın aksine sadece baba- yaşamaktadır. Ama 1910’dan sonra bu kız kardeş- dan oğula aktarılan Y kromozomu üzerinde çalı- le ilgili hiçbir kayıta ulaşılamaz. İskoçya’da olma- şılır. Erkek cinsiyetine özgü Y kromozomu sade- sı muhtemel teyzeler araştırılır. Bundan da bir so- ce babadan oğula geçtiği için, nesiller boyunca bir nuç elde edilemez. Anne Margaret’in 1871 doğum- sülaledeki tüm erkeklerin Y kromozomları hep ay- lu olduğu ve 3 kız, 1 erkek kardeşini İrlanda’da bı- nıdır. Sonuçta Randall’ın buzdaki kolun sahibi ol- rakarak ABD’ye göç ettiği tespit edilir. Uzun araş- madığı anlaşılır. Böylece geriye iki kişi kalır: John tırmalar sonucunda Frank’ın büyük teyzesinin so- V.Elkins ve Frank Joseph van Zandt. yundan Mourice Conway adında bir akraba bu- lunur. Bu kişiden mtDNA örneği alınarak buzda- ki koldan elde edilen örnekle karşılaştırılır. Böyle- ce mtDNA ve Y DNA analizleri yardımıyla buzda- ki kolun Frank van Zandt’a ait olduğu tespit edilir. 40

<<< Bilim ve Teknik Mart 2012 İşin enteresan tarafı ise bütün bu gelişmelerden Doç. Dr. Kadir Demircan 1972’de sonra Uluslararası Denizcilik Merkezi’ndeki res- Kütahya’da doğdu. 1994’te mi olmayan kaynaklardan Frank van Zandt’ın par- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi mak izine ulaşılması ve koldan elde edilen parmak Biyolojik Bilimler Bölümü’nden izi ile eşleştiğinin görülmesidir. Aslında Uluslarara- mezun oldu. 1999’da yüksek sı Denizcilik Merkezi, denizciler yeni bir gemiyle an- lisans çalışmasını tamamladı. laştıklarında kayıtlarını ve parmak izlerini ekstradan 2001-2005 yıllarında Japonya’nın arşivlemektedir. Yani o 22 denizcinin de parmak iz- Okayama Üniversitesi lerinin kaydı varken, araştırmacılar en başından be- Tıp Fakültesi Moleküler Biyoloji ri sadece “resmi” parmak izlerini arattığı, “tüm” par- ve Biyokimya Anabilim Dalı’nda mak izlerini aratmadığı için Frank’ın parmak izine doktora, 2005-2009 yıllarında de hemen ulaşamamışlardır. Tabii bu durumun ye- da doktora sonrası eğitimini ni yöntemlerin keşfine kapı araladığını da unutma- tamamladı. 2009’da yardımcı mak gerekiyor. doçent, 2011’de doçent oldu. Halen Fatih Üniversitesi Alaska örneğinde görüldüğü gibi adli bilimler Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik uzmanları, felaketlerden sonra kimlik tespiti çalış- Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi malarında çok önemli görevler üstleniyor. Örneğin olarak çalışıyor. Aynı zamanda, 1998’de bir Swissair uçağının Atlas Okyanusu’na Adli Tıp Kurumunda Biyoloji düşmesiyle 229 kişinin öldüğü kaza, 2001’de İhtisas Dairesi Başkanı olarak 2749 kişinin öldüğü İkiz Kuleler saldırısı, 2003’te görev yapıyor. Afganistan’dan aldığı İspanyol askerlerini taşıyan Gökhan Nas 1987 yılında Yakolev 42 tipi uçağın Trabzon’da düşmesiyle 74 Kastamonu’da doğdu. Bilkent kişinin öldüğü kaza ve 2004’te Madrid’deki 191 ki- Üniversitesi Moleküler Biyoloji şinin ölümüne yol açan bombalı saldırı; bu liste- ve Genetik Bölümü’nden yi uzatmak mümkün. Her ülkede felaket kurban- 2011 yılında mezun oldu. larını kimliklendirme ekipleri kurulmalı, var olan Tokyo Teknoloji Enstitüsü’nde ekipler de yeni teknik altyapı ile desteklenmelidir. moleküler klonlama teknikleri üzerine çalıştı. Halen Fatih 60 yıla yayılan bu çalışma, gerçeği öğrenme az- Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi minin ve farklı alanlarda çalışan bilim insanlarının Genetik Anabilim Dalı’nda bir araya gelerek bir olayı aydınlatmaya çalışması- tümör baskılayıcı genler üzerine nın, yeni yöntemlerin de gelişmesine olanak sağla- TÜBİTAK bursiyeri olarak yüksek dığını gösteriyor. Zaman artık disiplinlerarası çalış- lisans yapıyor. ma zamanı. Bilim tarihi de “olmadı” deyip yarı yolda vazgeçenlerin değil, tıpkı Alaska’nın buzullarla kaplı Wrangell Dağları’nda başlayan çalışmaya katılan ad- li bilim uzmanları gibi, sabırla sonuna kadar azme- denlerin hedefe ve başarıya ulaşabildiğini gösteriyor. Fotoğrafları ve makalelerini göndererek bu yazının oluşmasına katkıda bulunan ve kaza yerine ilk ulaşan iki pilottan biri olan Kevin McGregor’a, çalışmada sözü edilen DNA analizlerini yapan adli DNA analiz uzmanı Dr. Odile Loreille’e, parmak izi resimlerini çeken Ted Robinson’a ve kol resimlerini çeken Ryan Parr’a teşekkür ederiz. FKiatzypnaatkrilcakr, C., “Forensics, arm in the ice”, http://www.usmm.org/felknoralaska.html LScoireenitlilfei,cOA.m, “eInritceagnr,aAterdaDlıkN2A01a1n.d fingerprint analyses http://www.uscg.mil/nmc/Whats_new_to_NMC/ in the identification of the 60 year old mummified FwaacvteS0h9e-e0t8: -N0o8r.pthdwf est Airlines Flight 4422 human remains discovered in an Alaskan Glacier”, Identification of the remains recovered from Mount Journal of Forensic Science, Cilt 55, Sayı 3, s. 813, 2010. Sanford, Alaska Eyaleti Sağlık ve Sosyal Servis Dairesi www.dtic.mil/dpmol/korea http://www.intelligence.tuc.gr/potrain/ RMBwBuuaweittt,llwheeB.orri.,,d,dJJ“o..e,,RlnFAootgudilyefnvi,dano2nafd0mcf1eoer1edrs.ne.tnctoaosplimicocsfsoFindoroFenonrtsoeinclosDgicyNDiAnNTAypTiynpgi,n2g0:10. scinehsdainenxdn.epenlhs&pgö?cmrhüaonndtünuleülle==k9avziEeawnyke&racizlsaausunsl=uaşmnaenuw,psAi_luodtuionSkleidnedi STAcsliuoennnascome,, IiASd.S,isN“aC:s1the5ar4lsl0”e,-nT2g6he2es2Ion, f2teD0r0nN7eA.t Jopurornfialilnogf Forensic Show: Pilots Scale Alaska Glacier to Find Wreckage of in Northwest Airlines Flight 4422 mass disaster investigation”, Croatian Medical Journal, Cilt 46, Sayı 4, s. 540, 2005. 41

Bülent Gözcelioğlu DKTüuorzğkeaiyyseı K’noinrunuyor Koruma Biyolojisi Kuyucuk Gölü çevresinde 223 farklı kuş türü yaşıyor. Gölde aynı anda 30.000’den fazla kuş sayılmış. 42

Bilim ve Teknik Mart 2012 İnsanoğlunun günümüzdeki yaşam biçimi avcı-toplayıcı, mağara duvarlarına, kayalara yaban hayat resimleri çizen ilkel insandan çok farklı. Çoğu insan yabani bir ortamda yaşayamaz.Yaban hayatın olduğu yerleri ziyaret etmez bile. Bununla beraber bazı insan davranışları ilkel insan davranışlarının kimi etkilerinin sürdüğünün göstergesi. Örneğin bazı insanlar hâlâ yabani hayvan avına çıkıyor, yasak da olmasına karşın yabani türleri avlıyor. İnsanın yabani türlere baskısı sadece avla değil, başka etkinlikler sonucu da gerçekleşiyor.Yabani türlerin yaşam alanlarının bozulması, ortama yabancı türlerin sokulması, aşırı kullanma (aşırı avcılık, aşırı tarım) ve besin zincirinin bozulması bunların başlıcaları. Bu davranışların etkilerini azaltmak hatta önüne geçmek, yabani türlere üzerinde insan etkisi olmayan bir yaşam alanı bırakmak ve doğayı korumak hepimizin görevi. Doğa koruma doğaseverler, gönüllüler, öğrenciler, bilim insanları tarafından bazen devletin, bazen de özel kuruluşların desteğiyle yapılıyor. Dünya üzerinde birçok doğa koruma kuruluşu var ve bunlar dünyanın çeşitli bölgelerini insan etkilerinden uzak tutmaya, yabani türlere güvenli bir yaşama ortamı sağlamaya çalışıyor. Ülkemizde de çok sayıda olmasa da doğa koruma dernekleri ve kuruluşları var. Bunlardan KuzeyDoğa Derneği yaptığı çalışmalarla sadece ülkemizin değil, dünyanın da dikkatinin Anadolu’nun kuzeyinin doğasına çevrilmesini sağlıyor... 43

Koruma Biyolojisi Türkiye’nin Kuzey Doğası Korunuyor Doğa korumada amaçlardan biri koruma altına alınmış bölgedeki biyoçeşitlilik kaybını yavaşlatıp bu alanların yeniden doğal dengesine kavuşmasını sağlamak. Biyoçeşitlilik Krizi cılar), aşırı kullanma (aşırı avcılık, tarım) ve besin zincirinin bo- zulmasıdır. En büyük etkiyi doğal yaşam alanlarının bozulması Tarih öncesi zamanlardan bu yana çeşitli doğa olayları sonu- yapar. Yeni yerleşim yerleri, tarımsal etkinlikler, ormancılık, ma- cunda birçok canlı türünün soyu tükendi. Bu açıdan bakıldığında dencilik doğal yaşam alanlarının bozulmasına neden olur. Dün- bir canlının soyunun tükenmesi doğal karşılanabilir. Günümüzde- ya Doğa Koruma Birliği (IUCN) soyu tükenen veya tehlike altın- ki sorun, bu tükenişin hızının çok artmasıyla ilgili. Bilim insanla- da olan, az rastlanan türlerin yaklaşık % 75’inin bu durumda ol- rı türlerin yok olma hızının, son 10.000 yıllık periyottaki herhan- masının nedeninin doğal yaşam alanlarının bozulması olduğunu gi bir zaman diliminden 100-1000 kat daha hızlı olduğunu düşü- belirtiyor. Doğal yaşam alanlarının bozulması, karasal ekosistem- nüyor. Bu kadar hızlı bir süreçte canlıların kendilerini koruyacak, lerin yanı sıra sucul ekosistemlerde de gerçekleşir. Günümüzde en soylarının devamını sağlayacak uyumu göstermesi kolay değil. Bir zengin canlı çeşitliliğine sahip mercan resiflerinin % 90’dan fazla başka sorun da yok oluşun hangi türleri ne kadar etkilediğinin tam bir kısmı insan etkinlikleri sonucu zarar görüyor. Bu hızla gider- olarak bilinememesi. Bilim insanları günümüzde canlı türlerinin se mercan resiflerinin yarısının 30-40 yıl içinde yok olacağı öngö- sayısını tam olarak ortaya koyabilmiş değil. 1,5 milyon canlı türü rülüyor. Doğal yaşam alanlarının bozulmasının yanı sıra parça- bilimsel olarak tanımlanmış. Ancak yaşayan tür sayısının bundan lara ayrılarak küçülmesi de biyoçeşitliliği azaltan diğer bir etken. çok daha fazla olduğu düşünülüyor. Tanımlanmayan daha doğru- su yaşamları hakkında hiçbir şey bilinmeyen türler, bozulan eko- Doğa korumacılar ve biyologlar biyoçeşitlilik üzerinde devam- sistemlerle birlikte yok olup gidiyor. Bu durum, yok oluş sürecinin lı olarak çalışıyor. Doğa koruma ve türlerin yok olma hızını yavaş- gerçek hızının ne olduğunu anlamamızı engelleyen nedenlerden latma ile ilgili yeni kaynaklar arıyor, stratejiler geliştiriyorlar. Do- biri. Tüm bunlar biyoçeşitlilik krizi olarak tanımlanıyor. ğa korumanın, yalnızca tehlike altındaki bir türü koruyarak değil tüm bir bölgedeki tüm canlıları (komüniteler) ve ekosistem grup- Biyoçeşitlilik genel olarak tür çeşitliliği, genetik çeşitlilik ve larını (ormanlar, açık alanlar, sulak alanlar vb) koruyarak yapılma- ekosistem çeşitliliği olarak üç düzeyde ele alınıyor. Bu üç düzeyde sı gerekiyor. Çünkü birçok tür yaşamsal gereksinimleri karşılamak meydana gelen kayıplar ve kayıpların azaltılmasının gerekli oldu- için 1000’den fazla ekosistem tipi kullanıyor. Bir koruma alanı be- ğu, özellikle ilgi gösterilmesi gereken konular. Tür çeşitliliği kay- lirlenirken biyoçeşitliliğin en fazla olduğu alanlar önemlidir. Bu bı, canlıların bölgesel ya da küresel olarak soylarının tükenmesi alanlar belirlenirken de endemik türlerin, tehlike altındaki ya da anlamına gelir. Tür çeşitliliği kaybı, aynı zamanda genetik çeşitli- tehlike altına girebilecek türlerin yaşadığı yerler seçilmeye çalışılır. lik kaybı demektir. Her tür kendine özgü genlere sahiptir. Bir tü- rün daha gen yapısı ortaya konmadan ortadan kalkması, genetik Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, KuzeyDoğa Derneği’ni 2007 yılında kurdu. Derneğin Aras ve Kuyucuk Kuş Araştırma ve potansiyelinin geri dönüşümü olmayacak biçimde kaybedilmesi- Eğitim Merkezleri’inde Üniversite öğrencilerine, doğaseverlere, kuş gözlemcilere gönüllülük olanağı sağlanıyor. dir. Ekosistem çeşitliliği kaybıysa bölgesel ya da geniş çaplı olabilir. En çarpıcı örnek yağmur ormanlarının giderek azalmasıdır. Biyo- çeşitlilik krizinin genellikle tür kayıplarıyla eşdeğer olduğu kabul edilir. Ancak tür kayıpları beraberinde genetik çeşitlilik kaybını ve ekosistem çeşitliliği kaybını da getirir. Dolayısıyla bir türün soyu- nun tükenmesi bunların tümünün kaybı anlamına gelir. Biyoçeşitliliğin bu kadar hızlı azalmasının ana nedeni insan kaynaklı etkenler dedik. Bunlar yabani türlerin yaşam alanlarının kaybı ya da bozulması, ortama yabancı türlerin sokulması (istila- 44

>>> Bilim ve Teknik Mart 2012 Kuyucuk Gölü’nün ortasında oluşturulan yapay adada kuşlar güvenli bir biçimde üreme, barınma işlerini yapabiliyor. Kuyucuk GölüTürkiye’nin 13. ve Samsun-Adana hattının doğusundaki ilk Ramsar alanıdır. Ülkemizde diğer Ramsar alanları 12 tanedir. Bunlar Akyatan Gölü,Yumurtalık Lagünü, Manyas Gölü, Uluabat Gölü, Burdur Gölü, Gediz Deltası, Sultan Sazlığı, Seyfe Gölü, Kızören Obruğu, Meke Maarı, Göksu Deltası ve Kızılırmak Deltası’dır. Biyoçeşitliliğin yoğun olduğu yerler “biyoçeşitlilik sıcak noktası” Seçkin Turizm Cenneti (EDEN) olarak ilan edilmesinin sağlan- olarak da adlandırılır. Dünyada 34 alan biyoçeşitlilik sıcak noktası ması, İngiltere’nin çevre nobeli olarak da bilinen  Whitley Altın olarak belirlenmiştir. Elbette sadece bu alanları korumak gezege- Çevre Ödülü’nün kazanılması gibi. nimizdeki biyoçeşitliliği korumak anlamına gelmez. Korumanın daha geniş alanlara yayılması daha iyi sonuçlar alınmasını sağlar. Kuyucuk Gölü KuzeyDoğa Derneği Kuyucuk Gölü Kars’ın en önemli sulak alanlarından biri. Kars- Akyaka platosunda yer alan gölün kıyı kesimlerinde sazlıklar var KuzeyDoğa Derneği’nin yaptığı çalışmalarının ülkemizle bir- ve gölün bitki örtüsü zengin değil. Gölün çevresinde tarım ve hay- likte dünyada da ilgi çektiğini söyledik. Bu bağlamda biz de koru- vancılık yapılıyor. Göl suyunda yapılan kimyasal analizlerde su- ma programlarını yakından incelemek, Kuzeydoğu Anadolu’da- yun görece temiz ve ekolojik iyileştirme için ideal olduğu belirlen- ki çalışmaları yerinde görmek, koruma ve araştırmaların sahada miş. Angıt (Tadorna ferruginea), dikkuyruk (Oxyura leucocepha- nasıl yapıldığını incelemek için KuzeyDoğa Derneği’ni ziyaret et- la) ve Sibirya kazı (Branta ruficollis) gibi türler başta olmak üze- tik. Dernek başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu (Utah Üniversi- re, 223 kuş türü gölü yaşam alanı olarak kullanıyor. 2004 yılının tesi) ve ekibiyle birlikte çalışma bölgelerini dolaştık ve araştırma- Eylül ayında (göç zamanı) göl üzerinde 1 günde 20.000’den fazla ları hakkında bilgi aldık. angıt gözlenmiş. Bu sayı dünya angıt nüfusunun % 12’si anlamı- na geliyor. Kuyucuk Gölü’nün ülkemizdeki 13. Ramsar alanı ola- KuzeyDoğa Derneği, Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu tarafından rak ilan edilmesi gölün korunmasının daha da önem kazanma- kurulmuş. Dernek adını kuzey doğunun doğasını korumak için sına neden olmuş. Bilindiği üzere Ramsar sözleşmesi 1971 yılın- yaptığı çalışmalardan alıyor. Dernek, etkinliklerini Kars, Iğdır, Ar- da İran’ın Ramsar kentinde imzalanan, dünyanın en önemli sulak dahan ve Ağrı illerini kapsayan bölgede gerçekleştiriyor. Bu böl- alanlarının tescillenmesi ve korunmasıyla ilgili uluslararası bir an- ge biyoçeşitlilik açısından ülkemizin en zengin bölgelerinden biri. laşma. Bir yerin Ramsar alanı olabilmesi için dokuz kriterden bi- Bununla beraber bölgedeki ekosistemler hızla bozuluyor ve çev- rini karşılaması gerekiyor. Kuyucuk Gölü bu kriterlerin beşini kar- re sorunları giderek artıyor. Bu yüzden KuzeyDoğa Derneği de et- şılamış. Bu çalışmalar kapsamında da bir su kuşu halkalama istas- kinliklerini bu bölgede gerçekleştiriyor. Dernek, etkinlikleri için yonu kurulmuş. Kuyucuk Gölü’nde yapılan bir diğer çalışma da Kafkas Üniversitesi, Kars ve Iğdır Valiliği, Kars ve Iğdır Orman gölü ikiye bölen eski yolun, kuşların güvenli biçimde üreyebileceği ve Su İşleri Müdürlükleri ile etkileşim halinde çalışıyor ve bu ku- bir ada haline dönüştürülmesiyle ilgili. Su kuşları 200 metre uzun- rumlardan ciddi destek alıyor. Özellikle Kafkas Üniversitesi Biyo- luğundaki yapay adayı insanların, evcil hayvanların, tilki gibi yır- loji Bölümü akademisyenleri ve öğrencileri projede aktif olarak tıcıların etkisinde kalmadan üreme ve yaşama alanı olarak kulla- çalışıyor. Derneğin bugüne kadar yaptığı doğa koruma çalışma- nabiliyor. Kuşlar için bir sığınak görevi yapan bu ada, bilimsel kuş larından bazıları şöyle: Kuyucuk Gölü Yaban Hayatı Geliştirme üreme adası yapım yöntemleri uygulanarak oluşturulmuş. İlk ola- Sahası’nın Türkiye’nin 13., Doğu Anadolu’nun ilk ve tek Ramsar rak gölün ortasından geçen yolun her iki tarafındaki 50 metrelik alanı (Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Listesi’ndeki alan- toprak kısım iş makineleriyle alınmış. Sonra ortada kalan kısım lar) olarak ilan edilmesi, Kuyucuk Gölü’nde ülkemizin doğa koru- genişletilmiş ve adaya bölgeye uygun ağaçlar dikilmiş. Ayrıca ada- ma amaçlı ilk yapay adasının oluşturulması, ülkemizdeki ilk akba- nın güney kısmı kademeli olarak alçaltılarak farklı kuş türlerinin ba lokantasının açılması, ülkemizde ilk yaban hayatı koridorunun de barınmasına olanak sağlanmış. oluşturulmasına ön ayak olması, Kuyucuk Gölü’nün Avrupa’nın 45

Koruma Biyolojisi Türkiye’nin Kuzey Doğası Korunuyor Çevre Nobeli Akbaba Lokantası KuzeyDoğa Derneği 2008 yılında Kars-Kuyucuk Gölü’nün korun- ması, sazlık bitki örtüsünün ekolojik yenilenmesi ve bölgede doğa KuzeyDoğa Derneği’nin bir başka çalışması da bölgede- turizminin geliştirilmesi alanında yaptığı çalışmayla, İngiltere’de ki soyu tehlike altında olan akbabalarla ilgili. Iğdır İl Çevre çevre nobeli olarak da bilinen Whitley Altın Çevre Ödülü’nü ka- ve Orman Müdürlüğü ile Doğa Koruma Milli Parklar Genel zanmış. Ödül olarak iki yıl boyunca KuzeyDoğa Derneği’nin proje- Müdürlüğü’nün desteğiyle Iğdır’da, Aras ve Arpaçay kanyonla- lerinde kullanılmak üzere 60.000 sterlin verilmiş. rına yakın bir yerde bir “akbaba lokantası” kurulmuş. Lokan- ta derken akbabalar için bir beslenme alanından bahsediyoruz. Burası yerleşim yerlerine uzak, koruma alanı içinde bir yer. Uy- gun yerlere mezbaha atıkları ve hayvan leşleri bırakılıyor. Böl- gede yaşadıkları bilinen küçük, sakallı, kızıl ve kara akbaba tür- leri akbaba lokantası sayesinde beslenebiliyor. Bu lokantanın benzerleri de var: Bulgaristan, Meksika, Güney Afrika, Nepal, İspanya gibi ülkeler buna benzer alanlar oluşturarak kuş göz- lemcileri, doğa fotoğrafçılarını ve doğaseverleri doğa turizmi yoluyla bölgeye çekip bölge ekonomisine katkı sağlamış. Ben- zer bir durumun Iğdır’da da olmaması için hiçbir neden yok. Yaban Hayatı Koridoru KuzeyDoğa Derneği’nin diğer bir çalışması da yaban ha- yatı koridoru oluşturulması. Yaban hayatı koridorları bölün- müş, aralarında bağlantı kalmamış yaşam alanları arasın- da yeniden bağlantı sağlayan yapılardır. Kars, Erzurum, Ar- dahan ve Artvin’i kapsayacak olan koridor Orman ve Su İşle- ri Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleştirilecek. Yaban hayatı ko- ridoruyla, Sarıkamış Ormanları-Allahuekber Dağları Milli Par- kı ve bölgedeki diğer ormanlar ve milli parklar birbirine bağla- nacak, yani bölgedeki yaşam alanları arasında bağlantı sağlana- cak. 81 km uzunlukta, 23.533 hektarlık bir alanda (Allahuekber Dağları Milli Parkı’ndan daha büyük bir alan) oluşturulacak bu koridor, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından ağaçlandırı- lacak. Özellikle kurt, ayı, vaşak, karaca, geyik gibi büyük me- 46

<<< Bilim ve Teknik Mart 2012 oluşturulması temelinde, geçtiğimiz yıl gerçekleş- Doğa korumacı ya da kuş gözlemcisi olmak için herşeyden önce canlıları sevmek ve tirilen kurt takip projesinin verileri var. KuzeyDo- içinde bulunulan andan keyif almak gerekiyor. ğa Derneği’nin araştırmacıları bölgedeki kurtların ne büyüklükte bir alan kullandığını belirlemek için 2011 yılının Ekim ayında iki kurdu zarar vermeden yakalayarak boyunlarına koordinatları SMS olarak yollayan birer verici takmışlar. Kurtlardan bir tane- si üç ayda 3000 km²’lik, diğeri 600 km²’lik bir alanı kullanmış. Bu alan Sarıkamış Allahuekber Dağları  melilere bir bakıma nefes aldıracak olan koridor sa- Milli Parkı’ndan 13 kat büyük. Bu da hâlihazırda yesinde yaban türler Karadeniz, Kaçkarlar ve Aşağı koruma altındaki alanın yaban hayatı için ne kadar Kafkasların geniş ormanlarına kadar ulaşabilecek. yetersiz olduğunun göstergesi. Bu kadar geniş bir alanın bölgedeki insan-yırtıcı ça- tışmasını da azaltması bekleniyor. Ayrıca Allahuek- KuzeyDoğa Derneği’nin araştırmacıları yerel ber ve Yalnızçam dağlarının yeni ağaçlandırılacak destekle, devletin ilgili kurumlarıyla, akademisyen- sırtlarının Kura Nehri havzasındaki erozyonu azalt- lerle, üniversite öğrencileriyle, ülkemizden ve yurt- ması da umuluyor. Yaban hayatı koridorunun hızla dışından gelen gönüllülerle, Anadolu’nun kuzeyini korumaya çalışıyor. Benzer çalışmaları ülkemizin diğer bölgelerinde görmek hepimizin arzusu. Fotoğraflar: Dr. Bülent Gözcelioğlu Kaynaklar http://www.kuzeydoga.org http://www.kuyucuk.org/ ECWdaiumlscopanbti,eoOlnl,,,NE20..,0AD6.o,. Rğaeneıcne,GJ.izBli.,BBaiohlçoegsyi.,, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 1996 Benjamin Cummings-Pearson KuzeyDoğa Derneği’nin araştırma ekibi Prof. Dr.Josip Kusak, uzman biyologlar Ayşe Mergenci ve Emrah Çoban, veteriner hekim Ayşe Karaahmetoğlu kurtların, zarar verilmeden yakalanmasında ve boyunlarına koordinatları SMS olarak yollayan vericiler takılması sırasında. Fotoğraflar KuzeyDoğa Derneği arşivi. 47

Özlem Ak İkinci Dr, Bilimsel Programlar Uzmanı, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi “HalDökvüşSSporlaarı ğlığı” Sorunu mu? 48

>>> Bilim ve Teknik Mart 2012 Travmatik beyin hasarı Dünya şampiyonluğunu üç ipuçları olarak biliniyor. Boks haya- son yıllarda bir halk sağlığı kez elde eden ilk boksör tı boyunca bu belirtilerden herhangi sorunu olarak bilimsel unvanına sahip Muham- birine sahip olmayan emekli profes- araştırmalara konu oluyor. med Ali’nin 30 yılı ringlerde geçti. yonel boksörlerin % 15-40’ı emekli- Kafatasına alınan darbe Bu uzun boks kariyerini sonlandır- lik günlerinde bu kötü sürprizle kar- sonucunda beyin dokusunda dıktan kısa bir süre sonra ise titre- şılaşabiliyor. Yaşlanmaya bağlı ola- meydana gelebilecek me, hareketlerde yavaşlama, neden- rak sinir hücrelerinin önemli oran- bozulmalar olarak siz yorgunluk, konuşma bozukluğu da zarar görmesi bokstan kaynak- tanımlanan travmatik beyin gibi sorunlar yaşamaya başladı. Ken- lanan beyin hasarıyla birleştiğin- hasarı, akla hemen, başta disi için “bütün zamanların en iyisi” de ise ortaya öğrenme zorluğu, bel- boks olmak üzere, dövüş diyen şampiyon artık Parkinson has- lek kaybı, konuşma ve davranış bo- sporlarını getiriyor. Spor ve tasıydı. Karşılaşmalarda rakibin vü- zukluğu gibi belirtilerle kendini gös- tıp dünyasında tartışmaların cuduna ve kafasına indirilen yum- teren, geri dönüşsüz ve ilerleyici bir odak noktası olmaya devam ruklar ve tekmelerle puan alma te- beyin hastalığı olan demans gibi so- eden bu sporlarda, kafaya meline dayanan dövüş sporları, tarih nuçlar çıkıyor. Boks hayatına devam isabet eden her yumruk boyunca spor ve tıp çevrelerince en eden profesyonel boksörlerin yak- beyinde mikroskobik çok tartışılan ve üzerinde fikir birli- laşık % 20’si travmatik beyin hasarı hasarlara, beyin dokusunda ğine varılamayan konulardan biri ol- yaşıyor. Bu istatistiksel veriler çalış- küçük kanamalara ve du. Kimilerine göre kafaya inen her maya dahil edilen emekli boksörle- beyindeki sinir hücrelerinin yumruk travmatik beyin hasarı ris- rin % 60-85’inde, boks hayatına de- fizyolojisinin bozulmasına ki oluştururken, kimilerine göre bu vam eden boksörlerin de % 80’inde, neden olabiliyor. Bu çeşit bir sporlardaki risk diğer spor dalların- en azından bu çalışmalarda kullanı- yaralanma beyin hücrelerinin daki riskten daha fazla değil. lan yöntemlerle, beyin hasarı tespit yıkımını, ardından edilmediğini gösteriyor. Bu da trav- Alzheimer, Parkinson ve Boksör Demansı matik beyin hasarının gelişmesin- ALS (Amyotrofik lateral de ya da gelişme derecesinde, kişiye skleroz) gibi hastalıklara Kafaya alınan darbe sonrasında bağlı genetik özelliklerden kaynak- yol açma ihtimallerini gelişen travmatik beyin hasarı için lanan farklılıkların önemli olduğu- güçlendirdiği gibi, yürüme ve boksör demansı (dementia pugilis- nu düşündürüyor. konuşma bozukluğu, duyma tica) ya da yumruk sarhoşluğu gibi kaybı, titreme, şüphecilik, terimler de kullanılıyor. Yürüme ve Amatör boksu profesyonel boks- paranoya, depresyon, konuşma bozukluğu, duyma kaybı, tan ayıran daha az maç ve devre sa- uyumsuzluk, sinirlilik, bilişsel titreme, şüphecilik, paranoya, dep- yısı, koruyucu başlık kullanımı gibi gerileme gibi problemlere de resyon, uyumsuzluk, sinirlilik, biliş- kurallar nedeniyle olsa gerek, beyin neden olabiliyor. sel gerileme bu durumla ilgili yaygın travmasına amatör boksörlerde daha az rastlanıyor. 49

Dövüş Sporları “Halk Sağlığı” Sorunu mu? Motor Nöron Hastalıklara Yakalanma Riski Dövüş sporlarının yanı sıra profesyonel futbol oyuncuların- Artıyor mu? da aynı riskle karşı karşıya olduğu düşünülüyor. 2011’de yapı- lan ilginç bir çalışmada, 2008 ve 2010 yılları arasında hayatını Uzun süren boks hayatı boyunca özellikle güçlü, tekrarlanan kaybetmiş 321 Amerikan futbolu oyuncusundan 12’sinin bey- yumruklara ve darbelere maruz kalma travmatik beyin hasarı ni araştırılmış ve 12’sinde de travmatik beyin hasarı tespit edil- için ana risklerden biri olarak düşünülüyor. Çünkü her yumruk miş. Bu nedenle futbol oyuncularında görülen ALS’nin de tek- beyinde mikroskobik hasarlara, beyin dokusunda küçük kana- rarlanmış beyin sarsıntıları sonucunda geliştiği düşünülüyor. malara ve beyindeki sinir hücrelerinin fizyolojisinin bozulma- Ülkemizde de birkaç futbolcunun ALS hastalığına yakalandı- sına neden olabiliyor. Bu çeşit bir yaralanma beyin hücreleri- ğı biliniyor. Özellikle Amerikan futbolu oyuncularının emek- nin yıkımını, ardından Alzheimer, Parkinson ve ALS gibi mo- lilik günlerinde yaşadığı, başta kol ve bacaklarda olmak üzere tor nöron hastalıklarına yol açma ihtimalini gündeme getiriyor. kas güçsüzlüğü, konuşma, çiğneme, yutma ve nefes alma zorlu- Hasarın beynin hangi bölgesinde oluştuğu da önemli diğer bir ğu gibi ALS hastalığına özgü belirtiler ve bu nedenle hayat kali- unsur. Örneğin davranış değişikliklerine dair belirtiler beynin telerinin çok düşmesi, pek çok emekli Amerikan futbolu oyun- ön lobundaki bir hasarın habercisi olabiliyor. Hasar beynin or- cusunun da ruhsal durumunu bozuyor. Bu sorunu yaşayan ba- ta bölümündeki, kas kontrolünden sorumlu siyah cisim (subs- zı emekli oyuncuların ölümlerinden sonra araştırmalarda kul- tantia nigra) denilen bölümde oluştuysa Parkinson hastalığında lanılmak üzere beyinlerini bağışlaması da yaşadıkları bu zor görülen belirtilere benzer belirtiler gözlenebiliyor. Yapılan bir durumdan ne kadar muzdarip olduklarını kanıtlıyor. çalışmaya göre ise kafasına darbe alan bir kişide Parkinson has- talığının gelişme riskinin kafasına hiç darbe almamış bir kişiye göre 4 kat fazla olduğu belirtiliyor. Beynin temporal denen yan bölümünde oluşan hasarlar ise Alzheimer hastalığının belirtile- rine benzer belirtiler sergiliyor. 50


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook