Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Doğunun bilgisi batının bilimi

Doğunun bilgisi batının bilimi

Published by eminyukseloglukaihl, 2019-10-26 09:50:12

Description: Doğunun bilgisi batının bilimi

Search

Read the Text Version

DOGUNUN BtLGIst BATININ BiLtMi

Birinci BaSlm Agustos 1983

DOGUNUN BILGtsl BAlININ BILIMI J. NEEDHAM Derleyenler : Nejat ACAR AdnanAKCAY H.UnalNALBANTOGLU Mustafa YILMAZER MAB, TMMOB Elektrik, Kimya Miihendlslerl Odalan ve Mimarlar Odasl Ortak Ara~tInna Birimidir Konur Sok. 4 Yeni~ehlr - Ank. Tel.: 255\"283 - 18 91 5(1 Tl:i!:: 42321/55

$afak MatbaaSl 295784 - Ankara

ONSoZ Bu kitapla, bihm felscfesi ve tarihi He ilgHi, bilimin insan ya~aIm ve pratiklerindeki toplumsal anIaml ve numunu sorgulamaYl da amac1ayan bir diziyi ba~latml~ bu:unuyoruz. <;agumzm son donemlerine kadar bilimi dogrularl degi~sc bile mutlak sayan, tUm dU§lUnceleri, oJgularl, onu referans alarak dUzenle- yen bir anlaYl§m egemenliginde ya§adlk, ya$lyoruz. Bu, aym zamanda, bUtltn bilgi tiirlerini bastlrarak 1i~en bilimsel bilginln 6rgtitlenmi$ tarzmm da bir sonu- cuydu. Bilimsel bHginin {{staUisiinti» sorgusuzca kabu]- varolan teknolojinin siirekli olumlanmasml beraberinde getirmi~ ve «teknolojik refah» kuramsal bir giivencenin kO$ulu saYllmu;tl. Teknolojinin «masumiyeth> ko:'unmu/?, btiWn aksakhklar c6zilmler uygulanmasmda aranml$tI. Bu «bilimcilik» bir yandan da toplumdaki «mtihendisle~menim> me~ruiyetini saglaya- rak karar alma sureclerini uzmanlarca yurtitiilmesini peki~tirmi~, toplumsal kahllml dl$talaml$ ve farkll bir «rasyoneii» yadSlm]$tIr. Artlk bUgi tiretiminin ve uygu- lamasmm ()zgtille1;?tigi yaplda, toplumdaki «bilim-mii- hendislik» pratiklermin sorgulanmasmda, bu ozgtil alan- larda uzmanla$ml~ ki~i1erin roneri onem kaZanmli? ve farkll bir toplumsal sorumluluk ytiklenmi§tir. Bu alal1- larda bilgi tiretimi ve aktanml amaClyla kurulan mesle- ki ara~tjrma birim~ (mab)'nin ilk iiriinu olan «Batmm BlJimijDogunun Bilgisi», kammlzca olma slfatma tUmtiyle sahip. Tart1§ma zemini olu§turmada onemli kat- kl;arl olacagml umuyoruz. mab



1ei LER NEEDHAM VE BAT! BtLiMt tJZERiNE 1 H. Dnal NALBANTOGLU ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... DOGU'DA VE BATI'DA BtLtM VE TOPLUM .. .. ......... 14 JOSEPH NEEDHAM etN'DE BATI'DA MATEMATiK VE BiLiM JOSEPH NEEDHAM ......................................................... 46 TARtH VE tNSAN DEGERLERi: DUNYA BiLiM VE TEKNOLOJistNE eiN PERSPEKTiFiNDEN BtR BAKIS JOSEPH NEEDHAM ..................... ......... ........ 83



H. tmAL NALBANTOa.LU Needham we Batl Dilimi Uzerille Bu sunu~ yazlSI benden istenildiginde sevinerek ka- bul ettim. Qunkii okuyucunun u~ yazlSIDl <;evirilerinden ki1:;i, diinya biUm ve kiiltfir ~evrelerindeki yay- gm iiniine kar~allk, Tiirkiye'de samnm ~ok azlmlzea bi- linmektedir. Joseph Needham'l ~aglmlzm yalmzea en biiyiik bilim adamlarl arasmda degil, kendHerine farkettirmeden poze edilmi~ kii~iik bilmeeeleri ~5zmekle biiyiik i~ler ba- ~ardlklarlm sanan teknlsyenlerin kapladlgl cagd~ dun- yanm saYlsl cok az «bilge}) ki{lileri arasmda da gormekte bir an bile tereddiit etmiyorum. Belirli bir bilim anlaYl- §lmn daha fazla sorgulandlgl yurdumuzda da -diinyamn hali gibi halimiz- bu biiyiik «savant»m dii- i'junee yapIsiyla get;; de olsa tam{lIDamlzda yarar vardlf. Needham'm <;evrilmesi salt bireysel ilgiler sonueu de- gunumuz bilimsel du§)iincesinde bir boygos- teren bunahmm Tiirkiye'ye ozgii ko~ullar icinde du~tln 1

~evrelerinde ya~anmaSlyla da' yakmdan ilgili. Bir kere, dogrulug:u tartJ~llmakslzm benimsenegelmi~ belirli lim felsefe veanlaYl~larI arbk eski ayrlcallkl1 konumla- rIm koruyamaz durumdalar. Bizim de oteden beri pay- la~tIglmlz bir kiiltiir c;er<;evesi, daha ozgfil konu~ur~ak, «Batl» kiiltiirii, ashnda yalmzca bir kac; yiizyll oncesine uzanan salt Avrupa'ya klSltlanabilecek bir sentez degil, kokenleri c;ok daha gerilere uzanan Antik donem Yakm DogTI uygarl1klarmm, birbirleri uzerine katmanla0an tek tanrlCI din ve kiiltftrlerin (Judaizm, HrisUyanhk, islam) sanat, buyii, simya, astroloji ve artisanal iiretim ic;inde siirdurfilen toplum~al varlJga ilil?kin iiret- me pratiklerinin olu~urdugu bir tarih siirecidir Bau killtiirii.. Slradan batlh dii~iini1riin kabul etmeye yana~ayacagl bir ~ey sOyledigimin bilincindeyim, ama biUnen bir ozdeyi~i biraz degi~tirirsek, «gert;egin kend Plato'dan da daha iyi bir dosttur». Gene de Bah'da diger tarihsel - toplumsal formasyonla.rdan olduk~a farkh. benzersiz (unique) bir i.iretme kodlama yontemi ge1i~ti. tlk elde doga gerc;ekligini anlamak yoniinde fel- sefecilerce sistemle~tirilen ve Game'yo atfedi- len bu «bilim yontembmi hazlrlayan pratik toplumsal ge1i~meleri, ortac;alt zanaatkarlarmm, mimar, jist ve denizcilerin birbirine eklenen miitevazi bulu~larl­ nm yeni bir dii~iince boyutunu nasIl hazlrladlklarml bu- tartI~mayacaglz. «Tanrlsal yasalanm> naS11 olup- da doga yasalarma ve f{iderek giiniimiizde istatistik di.i- durumuna donii~tiiklerinin de bir ka yazmm konusu olabilir. Benim belirtmeye c;ah~aca­ ~lm nokta ~: Bilimsel yontem denilen f?ey c;ef?itli bilimlerin ince- ledigi gerceklik cephelerine, klsacaSl onlarm ger<;ek - nes- ait bir kavram degiI, salt bir fe]- sefe kategorisidir. Doga olaylarmm matematik diliyle 2

siireklilik kazandmian degi~kenier aracll1g1yla incelenme- ba~lanmasmm belirli toplumsal kesimlere ge- tirdigi kazammlar. ve XVI. yUzYlldan giinUmiize Avrupa toplumlarmdaki derin donii~iimde oynadlgl aktif ral Bacon ve Ncwton'dan bu yana felsefe yapmaya oturmu~ nice dii~linlirii fizik biliminin ba~ml c;ektigi bu yeni bilgi scientia'Yl evrenselle:?tirecek bir soylem haline getirmeye zorIaml~hr. Bugiin pozitivist bilim felsefesi, akllclhgl ve anglo-sakson deneyimciligini kla- sik ya da modern manttk yardlmlyla birlikte kullanarak biltiin disiplinlerdeki bilgi iireUcilerine «bHimsel yontem» adl altmda bir yontcm onerirken, aslmda <;lIolan or- nek t~melde fizik biliminden tiiretilen modelin biltOn evrensenc~tiri Imesidir. Aslmda bu c;abamn toplumsal gerc;eklige yonelen hemen biltiin disiplinier icin belirli slmrlar otesinde ba- ~arIh oldugu soylenemez. Toplumsal bilimler ba~mdan beri bu anlamda hemen hie; eh1i1e~tirilemediler de dene- bilir. Bu durumun farkmda olan' bilim felsefecileri, do- bilimlerine egemen alan kendi bilgi tearileri doga bi- limcileri tarafmdan sorgulanmadlgl stirece, toplumsal bilimlerin sergiledigi bu yabaniligi bu disiplinlerin he- nuz azgeli~miS' olmalarmda arlyorlar ve toplumsal lar matematiksel kesinlikler halinde ae;lklanabildigi 01- anlarm anlamda Cyani fizik gibi) «bilim» statOsline kavu~acagml umuyorlardl. Bu iyimserlik son yirmi Yllda bflyilk bir erozyona ugradl. Toplumsal aC;lklamalarma ileride giri~ilmesi gereken bazl ~arplcl geli~meler aldu son yirmi i~inde. Daha once smirh saYlda bilimci ve dii~lini1rlerin dikkati (!ek- meye <;ah~tIgl -ki Needham bunlarm arasmdadlr- bir gerc;eklik ~arplcl bi~irnde ortaya ClktI. Hem kendi disiplinlerinin pratiginde, sosyoloji gibi disiplinlerdeki 3

geli§melem etkisinde kalarak, tarih i~inde ve ele§tirel ba~layan bilimleri tarafmdan. Ger<;ekte tek bir bilimsel dogruluk 61!;ii.tii ger~ekten var mlydl aca- ba? Bilim/bi1im-dl~l ayrlml acaba yalmzca bilimcilerin ve felsefecilerin kafalarmda yatan kurgll olabilir miydi? <<Bilim» diye tapmdlglmz ~ey acaba «Hakikat»i (Truth, verite) bulmamn tek dogru yontemini mi su- nuyordu bize? oy1e ise bu y6ntemle ula~'i11dlgl lennen «hakikat»lerin pratik sonuc;larl neden ~ogu kez insanlar ic;in mutluluk yerine felaketlerle, ba/?arlslzlIk- sonw;lanmaktaydl? Bilim gerc;ekte samldlgl toplumsal degerlere, siyasete, erk iIi§kilerine kaYltslz 5zerk bir insan faaliyeti miydi? vb.. Bu gibi noktalarda nV~/au dfi:;:finsel flrtma degU, 6nemli tarihsel donil§ilmlerin ya§andlgl ve yenilerine gebe oldugunu sandlglmlz guntimiizde surekli felsefi boyutIara ~eki1en bu tarh:;:malar daha bir sUre silrdUriilecek gorfinU- YOI'. Yalmz bir ~yin bilincine varllmaya ba~landl gibi gorUniiyor: biitUn hegemonik yaplsma kar§lllk Bah top- lumlarmda benimsendigi c;erc;eveyle «BUim», toplum ve insana 11i§kin bir ~ok soru ve soruna yamt getirmekte yetersiz kalml§hr, Bununla bilime kar~l din ya da bir bi1i~sel (cognitive) c;erc;evenin benimsenmesi rektigini oneriyor degilim. Benim soylemek istedigim yalmzca, bilim tek bir felsefi - metafimk modelin, orne~in fizikalist Bah modelinin gec;erli olmadlgl, icinde ba§ka toplumsal-kiiltiirel ~erc;evelerde denenmi~ iiretme y01 ve yontemlerinin bir t;lrplda -bugune dck yapl1dlgl gibi- bir yana blrakliamayacagldlT. Gorill- dil~ti kadanyla, artan saYlda BablI doga bilimcisini Do- gn'nun du§rtlnsel gelenekleriyle Hgilenmeye sey de «Billmsel Yontem» deniIen bu kurguya duyulan ku~ku­ duro Bazan bu ~abalarm romantik gozlQklerle sOrdUrUl- dtlgllne, bunun bir Babb aydm modasma donus;me 4

tehlikesi i(:inde bulunduguna da bu arada dikkati (:ek- mek gerekir. Oysa bu yeni ve cogu kez anti-biUm rengi kazanan tutumu onceden haber veren bilgince (:allsmalar yapl1- makta idi uzun siiredir. tki diinya savaSl arasmda Bah toplumlarmm i(:ine diiStligu ckonomik ve toplumsal buh- ranlar, cogu aydml kabul edilege1mis bir(:ok degeri ve bu arada Bah turu bilimi sorgulamaya itmisti. Buradaki (:e- virilerin sergUedigi di'l§iince yaplsmm &'lhibi de bu sorgu- laYlcl kusagm ingiltere'deki en buyiik temsilcileri ara- smdadlT. Joseph Needham yiizyll1mlzm basmda doktor ba- bamn reisligi altmdaki, bilim, felsefe ve sanatla l(:l(;e yasayan dindar bir orta slmf ailesinin tek cocugu ola- rak dunyaya gelmi~, Erken ya~tan baslayarak zengin bir kitap kolleksiyonu, romantik sarkl1ar, kilise korola- rl iCinde bir orta slmf rahathglyla bfiyilmu~. Gene ya- ~mda yeni toplumsal ve siyasi dusiincelerle -hem de ba~larda baZI aydm p~pazlar araclhglyla- tamsml~. Zamamn hemen biitUn gen<;: orta slmf aydmlarl glbi call§an smlflann durumu ve lstemleriyle ilgilenmis. Bu arada babasl gibi tIp doktoru olmak amaclyla, tngilte- re'de hcle 0 zamanlar her kulun giremedigi Cambridge 'Oniversitesinde okuyabilme ayncah~ma da sahip olmu~. TIP adaml elma arzusu uzun surmekle birlikte, deyimiy1e oz «TaO}) su onu sonradan ~ok unlu kllacak bit\" biyokimyacl olmaya zorlaml~. KarlSl da cok unlu bir bi- yokimyacl olan Needham'm dindarlIgl daha az teo- lojik goriiniime kavu§urken, bilim anlaYl~Imn da giderek felsefi bir gorunilm kazandlgml yazlyor onun biyografl- sini kaleme alan bazllan. 19301ar kusagmdaki diger onemli meslekta~lafI gibi Needham da alIk(:a bir bilim- cilik anlaYl~mlD nasll gerek insanlar gerekse Do~a Os- 5

tunde mekanik ve ahlaki degerlere kaYltslz bir teknolo- jik basklYl dogrulamaktan otcye giderncyecegini farket- mi§tir. Onun goziinde biIim, bu tiir bir kaYltslZllkla ele almrnadlgl, ancak din ve siyaset dahll ahlak ogretileri iceren bni~sel sistemlerle ve faaUyeUerle aym diizeyde tutuldugu takdirde insan ic;in yararh olabilir. Needham'm du~unsel sisteminin geli9iminde esas bii- yuk donii~um 1936 Yllmda Cambridge iiniversitesine ge- len Cinli biyokimyacllarla tam~arak BatI'dakinden cok farkll bir kUltlir ve uygarlIkcerc;evesine ilgi duymaslY- la ba~;lar. Bu ilginin dogurdugu dey bir emek esen olan Cin'de Bilim Uygarhk'm 1954 'ten bugune degin 11 klslmdan olu~an 5 eilt C;lktIgml ve daha yeni eiltlerin C1kmasmm planlandlgml arada belirteUm. Bu projede 1936'da tam~tIgt <;inli meslekta~larmdan biri olan Lu Gwei-Djenkendi\"i He i~birligi yapml~tIr. Need- ham dunyaca iinlu bu kaynagm planlanan tum ciltleri- ni bitirmeye omruniin yetecegine pek ihtimal vermiyor. 1942'de <;in'e giden biIim komisyonunun ba~ma cilmesi onun kokleri cok geriye giden bu killiUru bir Ba- hlI ({Sarkiyat(;l}) psiko1ojisinden uzak hir bi(:imde kmdan incelemesine ve tammasma yol acml~tIr. Boyle- Needham'da evrensel bIlimin varolabilecegine olan inancm ve evrimci gorii~un, ba{ika BahlI bilim adamlarl ve ~arkiyatCllar da gibi yerini tam bir gorecelige blrakmak yerine daha da peki~tigini goriiyoruz. Bah'ya ozgu diye bilinen bilim anlaYl§l evrensel bilime akan lr- niaklardan yalmzca biridir ve gelecegin e~itlikc;i ve mu- reffehdilnya toplumu (Needham'm evrimci goru~uniin bir ba~ka sonucu) ancak hiitiin kiilturlerin bugun halen gozardl edilen tarihsel katkl1armm bir senteze ula§tml- maslyla mUmkun olabilecektir, 6

Needham'm <;in'de bilim ve doga felsefesinin bazl ana noktalanm vurgulamadan once son olarak onun ev.., rimci g()rii~u hakkmda bir kac soylemeyi yararll bu- luyorum: Dii~iiniir zaman i~inde madde/enerjinin geri- ye donii~tiirillemez seri donu~iim ge;irdigini ve bir sonraki her dUzeyin yeni ve oncekine gorece daha karma~lk bir biitiinle§me sergiledigini one siirmektedir. Bu evrim evrenin kozmik butiinIUglinden ~lkarak fizik- sel, biyolojik diizeylerden ge~er ve toplumsal diizeyde en karma~lk btitiinle§me diizeyine ula§lr. oncekilerde oldu- gu gibi bu duzeyin de alt-dUzeyleri vardlf. tcinde bulun- dugumuz diizey pazar -sistemine dayanan ulus- dev- letler a~amasldlr, ve yerini egilimleri bu glinden goriilen, daha karma§lk yeni bir bi1tUnle~me dUzeyine blrakacaktIr. Bu ontolojik a~lklamamn bir benzerini de yer yer Needham'a yapan Lukacs'lll son ese- ri «Toplumsal Varhgm Ontolojisbmde ve «Estetik»inde gozlemlemekteyiz. BaZllarmca bu tiir doga felsefesi ve toplum teorisi «natilralistik» bir aldanmaca olarak ele~­ tiri1mi~ ve Needham'm ger~ekte varolmayan bir deter- minizmle «ger~ekte varolam>dan (sein) «o1masl gere- kem>i (sollen) otomatik olarak tiirettigi one siiriilmu~­ tOr. Lukacs'da da buna paralel bir yakla§lmm varoldu- ~imdilik belirtmekle yetinerek, Needham'In <;in'- in tarihsel deneyiminden Bah biliminin degerlendiril- mesi yontinde <;lkardlgl bazl sonul:;lara geleUm : Needham'm modern Batl toplumunda egemen bilim anlaYl~lmn evrensel ger;erliligini sorgulamak i~in <;in uygarllgl ve kUltilrunden getirdigi en onemli ornek ku§- kusuz, Taocu du~iiniir ve zanaatkarlarm ortaya t;lkma- sInda birinci derecede rol oynadlklan bilim ve teknolo- jik d:U§iince iirfinleridir. Oysa Taocu felsefe gelenegini izleyenler, ozellikle Konfii~y1is<;u okulun (Ju Chia) tem- .i1 ettigi 'akllcl'hg-a ve onun me§rul~lrdlgl toplumsal 7

hiyerar§i ve yetke/erk bi<;imlerine Clklyorlar, anti- rasyonalist diyebileeegimiz bir dunya gorii§u etkisinde, gecmi~te varsaydlklan e~itlikci ve doganm diizenine uyumlu toplum yapIlarma ozlem duyuyorlardl. Bir dti- ~Unce sistemlnin onu savunanlarm OZIle olarak soyle- dikleri ve yazdlklarlyla degiI, bu snre~ ic;.inde ta~aYlel1a­ rmdan (trager) bagllnslzla§ml§ yapIlarla ve bu yaplla- rm somut toplumsal etldleri ile degerlendirilmesi gerek- tigini arbk biliyoruz sanmm. Taoeu fikir ve edimler icIn de aym ~yi soylemek yanl1~ olmaz. Evren'in ilkesi ve diizeni olduguna inandlklarl Tao'nun tammlanama- masma ve iizerinde konu~;ulamaz bir §ey oldugunu Tao- eu klasiklerin -6rnegin Tao Te Ching- beUrtmesine kar9m, Taoeu toplum kesimleri teknolojik geJi{lmeye ve ces.itli bilimsel du~iince tfirlerinin geli~es!ne somut ya~ !?am icinde pek cok katklda bulunmu~lardl.r (Bilimselli- gi kesin tammlamalar hassas 61giimlemeler olarak anlamakta lsrar eden bilinCli ya da bilincsiz pozitivistle- rin kulaklan cmlasm). Bu konuyu samut tarihsel ara/iibrma yollarml izleye- rek gozler online seren bir bilgindir Needham. Oml'Unun sonuna kadar biteee~ ~iipheli goriilen amtsal yaplb «Cin 'de BiUm ve Uygarhkmn tarih, felsefe okullan, matema- tik, fizlk vb. konulara ayrllan slradan bir okuyucunun gozl1nft korkutaeak kalmhkta cntleri bunu ispata yeter de artar bile. Bunun yanmda, zaman zaman kitap ha- linde derlenen yUzlerce makalesinde siirekli vurgula- nan hUSllS, Cagda~ bilimin aslmda yalmzca Avrupa de- hasmm (I) eseri oImaYlp, biitiinkiilUir dairelerinin kat- klSlyla olu~u~, notr anlamda «benzersiz» (unique) bir geU~e oldugudur. Needham, Ronesanstan bu yana kapi- talizmin ge1i~esiyle ko~t olarak yiikselen blUm anla- Yl~ma (giderek felsefesine) ba~ka Avrupall billm adam- larmm yapbgl gibi ozel bil' ayrlcaltk tammlyor. Evet, 8

Avrupa'da bilim dev adlmlar atml~, bulu§larlyla insanlarm doga (ve de gariptir ki ba~ka insanlar) ilze- rinde egemen OlmaSInl saglaml:;;hr. Ama kar/?lhgm- da? Doganm dengesini bozmamn yamnda, insan bilinci Uzerinde denetim ve egcmenHk kuran bir toplumsal gltm par(;asI durumunda i~lev gorerek. Bir yanda, Cin'- dunya gorUBuniin insanmerkezcilikten ve {!imcilikten uzak ogelerine kendi maddi pratiginde yak- la~tlgl ol(;iide ba~arIlar kazanan Bah bilimi, ote yanda monoteist din geleneklerinin mirasyedisi ideoloji ve fel- seff: sistemlerinin insanmerkezciligine (hukukta ozpe ka- tegorisinin felsen ijzne h:iline d6nii~mesi, felsefi antro- polojizmdeki «insan» kategorisi, laissez faire kapUalizmi- nin ba~tacl olan «birey» vb.) hizrnet etrnek goreviyle de kaY'~n kar~lya blrakllml~tIl'. Kendi gorU§iimUz olarak ~u­ nn eklcyelim ki, dogru bilgiyi mutlakla:;;hran ve Bab bili- mini tek ve evrensel olarak goren Avrupa - bencH tutu- mun temelinde de bilgi Uretme pratiginin gercek(;i ve kendiliginden maddeci i~leyi~ine kar~lt ve onun ontlnde en biiyilk dll:;;ilnsel engel olan insanmerkezcilik ve insan- bi(;imcilik yatmaktadlr. Oysa, Needham'm inandlrlcl orneklerle kamtlama- ya ~ah~bgl gibi, Cin'deki genel dUnya gorU~U {!ok erken zamandan ba:;;layarak, insans] ozel1ikler ta~lyan bir «Y3- rattcn) kavrammdan uzakl~ml~, evreni kar~lt ogelerin ve yang) dalgalar halinde birbirini dengeledigi, ~eyde somut1a~an bir kozmik birlik ve dtlzene (tao) sa- hip, kendine yeterli bir bUtiinlUk olarak algIlanmI~tlr. Dikkat edilmesi gereken husus, ornegin Laplace'den beri cagda~ fizigin giderek kavramaya b~ladIgI bu evren an- laYl§lmn Cin'de benimsenmesi i~in <<BahIn) anlamda hi!' «Bilim»e hie; de gerek duyulmaml~ olmaSldlr. Bu dtlnya gorU~iinde -ki bir~ok Cin felsefe okulu- nun (Chia) temelini olu~turmaktadlr- dagda bekleyen 9

Musa'ya On Emir'i indiren kimse yoktur. tnsanm top- lumdaki eylemleri bu eylcmleri slvayan degerler mi dogalcl bir yakla~lmla ele ahmr. tnsan onemli bir ya- ratlktIr, ama hi~ bir zaman ne evrenin (T'ien) efendisi- dir, ne de onun merkezinde yer Yal3amm bilinen en iistiin bi~imi olmasma kar~lhk, dogamn dii- zeniyle barl~lk ya~amal1, onu egemenligi aUma almasl gereken, sonsuza somtirebileccgi bir haslm gormemelidir. Tersine hareket ederse sonunda zararl1 ~lkacak olan gene kendisi olacaktlr, Bu gorii~ii bugiin BatI'da ~evre kirlcnmesi teknoloji despotizmine miieadele eden toplumsal aklmlarm, ornegin 'ye~i1lerin' ye:ni yeni kavramaya ba~ladlklarml eklemeye bilmem ge- rek var ml? Bunun bir ba~ka sonueu da Avrupa dii~iineesine <;aglar boyu egemen olmu~ madde-ruh, kafa emegi-kol kar:;athklarm, Aristocu mantIgm, Kar- tezyen rasyonalizmin, mutlak anlamda «Evet» ya da «Haym> larm Cin di4>iineesine tiimiiyle yabancl 01- masldlr. Uzun siirede, temelinde tarmlcl olan bu diizeninde tutunamaml~ istisnalar (or. her~eyi yasa maddeleri ve buyruklarla duzene koyacagml sanan yasa- el felsefe Chia) bir yana blraklhrsa, ki felsefe ekollerinin hemen hepsinde <;agda~ oIaslllk ve belirlenemezlik (non-detenninacy) teorilerini oncerJen veren kesin mutlak sozcfiklerle konu~maktan ka~mma. tartl~mada esneklik ve alternatif gorii~Iere kar- ~1 olumlu bir tutum sergilenir. Needham, Batl'mn kentli-tiiccar ve nomadik toplam- larmda ortaya Clkan dii~iinee yapllarIyle do~ayla i~i<;e ya~amaya al1~ml~ bu tarlmCl toplumun dii~iinee sistem- kart:n1as;tmrken, samnm, giincel olan er- kek dominasyonu ve kadmm boyunegmi!;1igi konusunda da tanma dayall Cin kiiltUrii ve dii~iincesinden bazl 10

vermektedir bize. Boylesi bir tarIm toplllmunda doga felsefesindeki temel erek uyum olduguna gore, insan (Ti) ()zellikle kendi arzulanm tatmin etmek i~in varolmayan dogaya kar~I sablrll bir tutum i~ine girmek, onun kay- naklarma daha az aClmaSlz, 0 kaynaklarl salt hUkme- dilecek ve siirekli somiiriilecek, kendi dl~mda ve kar§lsm- da bir varllk olarak :cormeyen «feminin)} bir anlaYl§la yakla~ahdlr. Bu 'kadmsI' yakla~lm, edHgin bir konum olmaktan ~ok -zaten bu da Bahh manhga uygun kar~ltlamadlr- insanm yarahcI erkini er- demini de yiiceJt.ici bir konumdur. Ben bu te~hise Bah'- din ve hukuk ile rasyonalist ampirist geleneginden kar§lt bir omekle kahlmak istiyorum. Dik- katli bir felsefe okurunun goziinden ka~mayacak bir ozellik, Bah'nm Kartezyen «Cogito)}su ile deneyimleri i<;inde, duyularl aracilIrpyla bilen «sujet»sinin aslmda tistu kapah olarak erkek figiirfinii i(:ermesidir. Aslmda felsefe soylemine biri din digeri ise ticaret ve miilkiyet hukuku olmak iizere iki giren «bilen Qzne)}, ozel hukukta ongoriildiigU gibi metalarl oldugu kadar, bilgiyi ozel miilkiyetinc ge<;ircn erkcktir. XVII. yiiz- ylldan bu yana felsefe soyleminin merkezine oturmu$ clan «insamnn Avrupa dillerinde erkek sozciigii ve tii- revleriyle (ing. 'man,; fro rhomme; aIm. der Mann vb) kar$lIanmaSI, sanmamki bir rastlanh olsun. Sozcfiklerle daha fazla oynamak yersiz. olan ~u: Bugiin en ba~ta Bah'h bilim adamlan ve d~iiniir­ ler biz-1m de sorgusuz sualsiz benimsedigimiz kendi bi- lim anlaY1~larma kar~l daha ele8tirel bir tutum i~ine girmi~ bulunuyorlar. Eskinin 6nyargllarlm anda st- lip atabilmek kolay degil kU$kusuz. Ama buradan Hi- mOyIe kar$lt (yani gene Batlll) bir konuma ge<;ip, or- negin bazl du~uniirlerin i(:ine du~tiigu nihi11zmi ya da Do~u romantizminl yar:;amak da aym 61cUde hatall. 11

Onemli olan bir yadslYlp digerini yiiceltmek degil, bir bilgi sentezine ula.{lmak. «Ne amac1a?» diye soracak ku~kuculara doyurucu bir yamt olurmu bu soy- lediklcrim, bilmem; ama t>imdilik ~unu diyebilirim: farkhl1k ve <;eki§melerimizin, zedelemek yerine peki~ti- ge1i~tirecegi uretken bir sentez i{!in. Bugiin~ll bi- limin zaferleri yamnda zavalhhklarma da baklldlgmda soziinu ettigim sentez llzerine ister isternez Need- ham:m 1jiu sQzleri akla geliyor: «Vadedilmi§ topraklar hiGbir zaman tek ba§ma bilimle kazamlamayacaktIr.» Ankara, Nisan 1983 SE~iLM:iS KAYNAKCA Needham Uzerine . Donald GOULD, «.Toseph Needham: Persistent Prober of (,L- enee» Smithsonian, (November 1976), -113, Gary WERSKEY, «Introduction : Understanding Needh>tm» J. Moulds of Unden;tanding (London: George Al- len and Unwin, 1976) i<;inde, 13 - 28. Henry HOLORENSHAW, «The Making of an Honorary Taoist}> M. Teich ve R. Young (eds.) Changing Perspectives in the History of Science: Essays in Honour Joseph Needham (London: Heinemann, 1973), 1 - 20. B. KOlluyla Ug'iH Materyel : Derk BODDE, «Harmony and Conflict in Chinese Philosophy» Arthur F. Wright Icd.) Studies in Chinese Thought (Chicago' Univ. of Chicago Press, 1967) icindc, 19 - 80. Wing - Tsit CHAN, «Chinese Philosophy and Religion» Ar:1/Jj.::\" Toynbee (cd.) Half the World (New York: Holt, Rinehart and Winston, 1973), 113 - 130. 12

s. NAKAYAMA, «Science and Technology in China» a.,;'.e., 141 - 150. Joseph NEEDHAM, «Human Laws and Laws of Nature in China and the West» The Journal of the History of Ideas. Part : XII/l (January 1951), 3· Part II : XII/2 (April 1951) ,194 230. - - , «Poverties and Triumphs of Chinese Scientific T!'ll· ditlom A.C. Crombie Scientific Change (New York: Basic Books, 1963), 117 - 153; Yorumlar: 154 - 16'1; Tarll:;;ma: 177. --, Time and Eastem Man . (London: Royal Anth. lnst. of G. Britain and Ireland, 193) - - , C~erks and Craftsman in China and the West (Cambridge: Cambridge Umv. Press, 1970) - - , Mou1ds of Understanding : A Pattern of Natural Phi· loso!lhyed. Gary Werskev. (London: George Allen and Unwin, 1976), ozellikle bkz. «An Eastern Perspective on Western Anti Science», 295·304. «The Guns of KhaiUmg - Times Literary Supplement, (January 11, 1980), 39 - 42. - - , «The Why of Needle The of Acupuncture and Moxa» Unesco Courier (December 1982), 46 - 49. Joseph S. WU, «The Paradoxical Situation of Western Phi. losophy and the Search for Chinese Wisdom» XIV 1, 1 - 18. ZHANG Kai, «Chinese Civilization and the West» The Unesco Courier, (December , 42 - Edgar ZILSEL, «The Genesis of the Concept of Physical Law» The PhHosophical Review, Llj3 (May 1942'), 245 - 279. 13

JOSEPH NEEDHAM Do;l'n'da we Oat.'da Bilim ve Top'om * (::ev. : Adnan AK(::AY - Turhan TANDOGMU$ 1930'larm sonlarmda, Cin kiiltiir alamnda bilim, bj- limsel du§iince ve teknoloji tarihi iizerine sistemli, nes~ nel ve kapsaml1 bir bilimsel inceleme yazmaYl ilk kez dti~iindilgiim slralarda (1), akllmdaki sorun, Galileo zamanmdan (17. yiizYlldan) beri anladlg1lllIZ bi~imiyle modern bilimin neden ya Hindistan'da de sadece Avrupa'da geli§tigiydi. Yillar ilerledikce ve niha- Cin bilimi ve toplumu hakkmda bir~eyler ogrenmeye ba~ladiktan sonra (2), aym derecede anemli ikinci bir sorun belirdi. Neden - 1. ve + 5. yiiZYlllar arasl Cin uy- garllg'l, dogaya i1i~kin bilgileri gilncel insan gereksinim- lerine uygulamakta Bah'ya gore daha fazla ba~;arillydl? (*) Cevirisi yapllan yazl Sal P. Restivo ve C.K. Vanderpool Id~r.l Comllarative Studies in Science and Society (Columbus, Ohl,): Charles E. Merrill Pub. Co., SS. 102 -122 de yaymlar;, ml~tIr. (C.N.) 14

:)imdi, bu sorularlll yamtlarllll, oncelikle, degi§ik uygarhklarlll toplumsal, du~Unscl ve ekonomik yapIIa- :hnda aramak gerektigine inamyorum. Cin Avrupa arasmdaki ili~ki ozellikle aydllllabcl nitelikte, adeta bir «deney cUnkii burada zorla~tlflcl faktor olan iklim ko~;ullan (Cin kUltUr alamnlll ikliminin Avrupa'- nmkine benzerligi dolaYlslyla) seruna dahil degil. Hin- distan orneginde ileri sUrtildUgU gibi, ~lrl slcak iklim- 'Ii cevrenin modern doga biIiminin ge1i~mesi uzerindeki slmrlaYlcl etkisi burada iddia edilemez (3). Hernekadar degi§ik uygarhklarlll dogal, cografi ortamlarl ve iklirn- lerinin, onlarm 6zgiiI karakterlcrinin geli~mesinde bU- yUk roUi. olmu~sa da, bu onermenin Hint kiilturU Icm geccrliligini kabul etmek egiliminde Cin lcin ise, bu durum, hie; bir ~eki1de sozkonusu edilemez. Pek cok insana yeterli doyurucu gelen «fiziki-ant- ropolejik» ya da <nrksal-ruhsal» aClklamalarlll gecerlili- gi konusunda en ba~mdan beri oldukca kw;;kuluydum. Cinli dost ve meslekta~larlmla ilk i1i~kiye girdigimden bu yana gecen 30 Yllda kar~11a§bglm her~ey bu ku~kula­ rlml dogruladL Onlar, Monte Carvino'lu John'un once dedigi gibi, «di nostra qualita»* olduklarml su go- tnrmez bit;imde kamUadllar. Kiiltllrler araSI tarihsel farkhlIklarm sosyolojik cah~malarla a~lklanabi­ lecegine ve bir gUn bunun gercekle~ecegine inamyorum. Diger tum etnik-kUlturel lrmaklar gibi, modern bi- Hmin dcnizine akmadan Dneeki bilim ve tckno]oji- sinin ba§arllarla dolu tarihi konusundaki ~alI~malarlm arttIkca daha da emin oldugum bir saptama var: Kapu- §un yalmzca gercckle~mi~ olmasl Ronesans slrasmda Bah'da hUkum siiren ozgiil toplumsal ve eko- (*) «Bizimle aym kalitede; e~ degerde» anlammda. (C.N.) 15

nomik ko~ullara yakinen b~lmhdlr, asIa, Cin'deki zihniyet ya da Gin dii§iinsel ve felsefi gelenegindeki her- bir yetersizIikle aC1k1anamaz. Bir <;ok yoniiyle <;::in'deki durum, Hristiyan alemi- nin dunya goru§:tine gore, modern bilimle daha uyum~ Bu gorii§, marksist olabilir veya yal- mzca benim ki§isel ara§tIrmaIarlma ve ya§am deneyim- dayanmaktadlr. Bilim tarih(:isinin ama~larl a~lsmdan, Ronesans ve Reformasyonla birlikte, once merkantil sonra endustri~ kapitalizmin dogdugu Avrupa'nm aristokrat askeri feodalizmiyle, ort~ag Asya'sma ozgii olan diger feoda- tipleri (ki ger<;ekten oyleyse) arasmdaki temel fark· Iarl gozetmek zorundaYlz. Bilim tarihi at,;lsmdan, soru- numuzu <;ozebilmek i~in, elimizde Avrupa'dakinden ye- terli oI~iide farkh bir~yler olmahdlr. Zaten, Marksist dil§ilnce l<;;:indeki, tUm toplumsal ge1i§me a§amalarl i<;in tUm toplumlarm {(ge~mek zorunda oldugu» tek ve kesin formiil arayan egiHmle bir zaman bagda~amamamm nedeni de bu. Bu a§amalarm ilki ilkcl komiinalizm; hayH tartl§maya yol a~ml§ bir kavram, Gordon ChUde gibi birka~ tamnml§ istisna dl§mda, BatIh antropolog ve ar- keolog1arm <;ogunca reddedilmcsine toplumsal slmnarm farkhla§masmdan onceki bir toplum bi<;imi- nin varhgma inanmak bana olduk<;a makul goriinmek- ve <;::in toplumuna <;a1i§malarlmda bu- nun, sislerin i<;inden tekrar tekrar kar§lma <;lktIgml far- kettim. oykiiniin diger tarafmda, feodalizmden kapita- ge~i§te, <;ok onemli gU~liikler sozkonusu Ta- bU, bu konunun ayrmtIlarmda olduk<;a karma§lk ve ha- Ia uzerinde ~all~llmasl gereken bir cok fjey var. ozellik~ 16

~agda§ ytikseli~i ve toplumsal, ekonomik degi- §imler arasmdaki baglantIlar; bir ba~ka. deyi~le, mate- matiksel varsaYlmlarm dog'al fenomenlerin de~ neysel incelenmesine ba~arlyla uygulanmasl, anla~llmaz kalmakta. Teorik egilim onyargllarm otesinde tUm tarih~i1er, modern bilimin yUkseli§inin Ronesans, Re- formasyon ve kapitaUzmin yukseli1?iyle e~it adlmlarda geli§tigini kabul etmek zorundadlrlar (4). Bir yanda top· 'lumsal ve ekonomik degi§imler, diger yanda «yeni ya da deneysel» bilimin ba{lanlan, saptanmasl en gii{: ili§kiler t~te bunlar. Bu konuda ~ok =iey soylenebilir, ornegin «yUksek artisanate (zanaatm)>> hayaU onemde rolU ve egitim gormu§ bUgiuler arasmda saYllmalarl gibi (5). Fakat bu yazlda buna yer yok, ~Unkii ba~ka bir §eyin pc- §indeyiz. Bizim i~in temel nokta, ~agda~ bilimin geli§- mesinin ba§ka bir yerde degil de Avrupa'da olmasldlr. Avrupa'nm konumu ile Cin'i kar~nla§tIrdlglmda en onemli ve al;;lk olmayan sorunlar ~unlardlr: (a) Orta- ~ag Qin feodalizmi (ger~ek terimi buysa) Avrupa :feodalizminden ne Ol<;iide ve ne yonde ayrldlr, ve C;in (hatta Hindistan), klasik Yunan ve ROl1la'dakine benzer bir toplurru} sUrecinden gecti mi? Sorunu, muz elbetteki kolelik kurumunun varolup olmamasl de~ gil, bu tamamen ayn bir konu, fakat, «toplum hie; bu kurum uzerine temenenmi~ miydi?» diye sorabiliriz. Gen~ligimde, haIa bir biyokimyacl olarak c;ah~arken, Karl A. Wittfogel'in, Hitler oncesi Almanya'da a~agl yu. karl ortodoks bir marksistken yazdlgl Wirtschaft unci Gesellschaft Chinas (Cin iktisat ve Toplutnu) adh kita~ pmda hayli etkUenmi~tim (6). 6zellikle ilgilendigi ko- bfirokrasi» veya daha soma kimi Qin tarih~ilerince «burokratik feodalizm» diye adlandlrllatl kavramm geli§tirilmesiydL Bu kavram bizzat Marx Engels'in yapltlarmdan dogmaktaydl. Onlar da, 17. yOz-

Yllda Hindistan 'da Mo~ol imparatoru olan Aurungzeb'in FranslZ doktoru Francois Bernier'nin gozlemlerine kismen dayanml~ ya da kavramm geli~tirilmesinde bu {:all~a­ larl esas alml~lardl (7). Marx ve Engels «Asya tipi ure- tim tarzl>mdan soz etmi~lerdi. Bunu de~i~ik zamanlar- da nasI! tammladlklarl ~imdi nasIl tammlanmaSl tekti~i, neredeyse her iiJkede, yeniden yogun tartI§mala.. tm konusu olmakta. Genel olarak, (ATOT), temelde bii.. rokratik nitelikte oIan Devlet aygltInm geli§:mesi ve bu aYgItIn kahtsal olmayan bir elit kesim tarafmdan kul- lamlmasma ve olarak kendi kendini yoneten, la kabile oze1liklerini koruyan, tarIm ve endiistri arasm- da az ya da hi~ i~ bollimiine yer vermeyen ~ok saYlda koylu tapluluklar iizerine temellenmi§ti. Buradaki somu- Hi. ~kli, asil olarak, merkezi Devlet, yani kral ya da im- parator maiyeti ve anun burokratik memurlarl i<:in ver- gi toplamlmasmdan ibarettL Devlet aygltImn hakh gas- terilmesi iki yonliiydii: bir taraftan tum yorenin savu- nulmasl (eski «feodal» ve daha sanra tfim tmparatorlugu), di~er taraftan da baymdlrhk i~leri ya- pIml ve baklmmm diizenlenmesi. <;eli~kiye dU~me kar- kusu olmadan Gin tarihinde ikinci i{>levin birincisin- aen da:ha onemli oldugu s6ylenebilir, ve bu Wittfogel'in de saptadl~l noktalardan biriydL ti'lkenin topografyasl ve tanmmm gereksinimleri, en once geni~ sulama proje- lerinin geli~tirilmesini gerekli kllmaktaydl. Bu da ~u U~ amaca y5nelikti: (a) sel ve benzeri tehlikelere kar~l biiyiik nehirlerin korunmasl; (b) suyun, ozellikIe sulu pirinc Uretimi jc;in sulamada kullamlmasl; (c) vergi olarak alman tahIlm UI:;lardan merkez depolarma ve ba§kente getirilebilmesini saglamak i<;in geni~ <;apta bir kanal sisteminin geli~tirnmesi. Gin'de tum zamanla.nn en bftyiik kOJtiirel kahramam bir hidrolik muhendisiydi (8). Tum bunlar, vergi somurusii haricinde angarya 18

nin diizenlenmesini de giindeme getirmekteydi, ve deni- lebilir ki kendi kendilerini yonetcn koylo. topluluklan- nm Devlct aygltl kar~lsmdaki yegane gorevleri vergileri· ni odemeleri ve istenildiginde kamusal ama\\!lar i~in 1~­ giicft saglamalarlydl . Devlet bUrokrasisi, bunun ya- nlslra, tarIm politikalarmm yonlendirilmesi gibi iireti- min gene! dilzenleyicisi gorevini de yilklenmekteydi ve bu de bu tip bir toplumUll devlet aygltI \"§imdi «ekonomik yiiksek kumanda» adml almaktadIr. Sadece Cin'de en eski yiiksek yetkililer arasmda Ssu* Khung, Ssu Thu ve Ssu Nung'lara (Muhendislik-in~aat t~leri ve Ta- rIm Yoneticileri) rastlamaktaYlz. AyrIca, her yerde ure- tilmedigi i(:in nakledilmesi gercken yegane metalar olan tuz ve demir iiretiminin ilk olarak -5. yiiZYllda onerilip, duzenli olarak -2. yiizYllda uygulanmaya ba~lanan «devletle~tiri1mesini» unutamaYlz. t.Tstelik, Han done- mindeki devlet tekel idaresini ve sonraki hanedanlarda da benzer biirokratik endo.stri brneklerinin varllgml goz- ardl etmcmeliyiz (10). Gozlemlerimizi derinle§tirdikce konunun diger yon- leri ortaya (!lkmakta. ornegin, koylii iiretimi Qzel mUl- kiyet ya da ()zel kontroldc olmaYIp genel kontrol altm- dadlr, ve teorik olarak imparatorluktaki tum topraklal' imparatora, ve sadece imparatora aittir. BazI ailelerin tasarrufunda bulunan topraklar olmakla birJikte, Cin toplumunda bo.yuk evlat hakkl sistemi tutunamadlgI icin, bu kurumlar Cin tarihinde zaman Bah'da oldugu gibi feodal fJef** imtiyazlyla kar1?lla~tIr1lacak bi- (*) ssu, Cince'de, hem «bakanllk» gibi pozisyona hern de onG ililgal edene verilen unvana i~aret ediyor. (C.N.) i**) Fief genellikle Umar olarak :;.evriliyor. Ancak yazal' burada Bah tipi ataerkil bir toprak duzenini ifade ettiginden oldu· gibi muhafaza etUk. (C.N.) 19

cimde geli§medi. Bu nedenle, aile ba§kamnm oliimiiyle tiim topraklar ~arseneniyordu. Yine bu toplumda devlet kavraml hicbir ~ekilde mevcut degildi. Sonralarl Slk slk kendiliginden ticaret merkezlerine donU§meIeri Soi'konusu olsa da, §ehirler yonetim agmlll bir merkezi olma amaclyla olu~turulmu§itu. Her kent, Prens veya lm- parator adllla onun sivil vali ve askeri gorevlisi tara- tmdan yonetilen bir kale ~ehirdL Cin toplumunda ekono.- mik i~ev, askeri i§levden cok daha onemli oldugu icin, valinin garnizon kumandanmdan daha sayglll bir pozis- yona sahip olu~una §3.§mamak gerek. Ve nihayet, en ge- nelinde ele aldlgumzda, k61eler tarImsal Ul'etim veya en- diistride kullamlmamaktaydl. Kolelik oncelikle «domes- Uk (ev-ici») nitelikte veya baZllarlllln deyimiyle «ataer- kil» karakterdeydi ve yiizylllar boyunca da boyle gitti. GeU§mi§ bicimiyle «Asya Tipi 'Oretim TarzI,» Thang ya da Sang donemleri Cin'inde gorU1ebilecegi gibi, ser- vetin tarImsal sOmiirfiye dayanmasl anlamlllda temelde «feodal» nitelige sahip bir toplumsal sisteme donu1?tii (11). Ote yandan, bu sistemin Qzii askeri - aristokratik bilrokratik bir yaplya sahipti. Cin tarihinde sivil degerlerin (ethos) derinIigini g6r- mezlikten gelmek olanakh degil. imparatorluk gilcii, fief imtiyazl1 baronIal' hiyerar§isiyle degil, Babhlarm «mandarin kurumu» olarak bildigi, her nesilde yeniden ikmal cdilen geli§kin sivil memurlar servisi tarafmdan yilriitillmekteydi. Cin killturii uzerine yakla~lk 30 Ylldlr yapbglm ~ah~malardan sonra soyleycbilecegim tek '§ey, bu kavramlarm Cin toplumunu degerlendirmede diger- lerinden daha anlamh oldugudur. Ayrmhh olarak 3.<;lk- layabilecegine inandlglm soru ~u: Asyagil «biirokratik feodalizm» ba~Iarda dogal bilginin ve teknolo- Jinin insan yararma kullammml kolayla§tmrken, nicin 20

sonralarl modern kapitalizm ve modern bilimindo~u-§u- engeIleyici bir konurna dii~mii~ur? Bab'daki tilrde feodalizmin ise, giderek zaYlflamas1 ve merkantilizme dayah yeni toplum diizenini _olq;turmaslyla, bOylesi bir geli~meY'i kolayla9t1rdlgml biUyoruz. Her~eyden. once, merkantil yaplda toplum dtizeni Cin uygarllgmda hie bir zaman geli~emezdi, ~iinkii mandarinlerin temel ilkeleri yalmzca kahtsal (hereditary) aristokratik feoda.-- lizmin ilkelerine ama aym 7:amanda zengin tUccar- larm deger sistemine de kar~aydl. Cin toplumunda ser- maye birikimi miimkiindU, ancak bunun kallcl olarak firetici endiistriyel i 91etmelere aktarllmasl, egitim gOF': mU9 bUrokratlar tarafmdan siirekli olarak engellenmek- teydi. Birikimin bu bic;imde degerlendirilmesini, listiin- liiklerini tehdit edebilecek diger toplumsal hareketler gorilyorlardl. merlmntH loncalar Avrupa uygarl1gmm ~ehir devletlerinde oldugu hi«; bir zaman ve statu sahibi olamadIlar. Ortacag Qin'indeki toplumsal ve ekonomik sistemin, ortac;ag Avrupa'smdan daha akI1cl oldugunu bircok aC1- dan soyleyebilirim. Koktinli -2. yiizYlldan alan biirok- rasiye giri~ ic;in merkezi smav sistemi V'e ytizylllarm {(Qlaganilstii ki§:ileri onerme)} gelenegiyle bera- ber, mandarinlik kurumu, iki bin Y11 boyunca ulusun (ki neredeyse tiim bir kltaydl) en beyinlerini biin- yesinde toplaml~b (12). Bu, Avrupa'da izlenendencok farkll bir yontemdL En iyi beyinlerin mutlaka feodal bey- lerin hatta daha klSltll olarak beylerin en biiyiik ogullan arasmdan Clkmasl pek goriilen bir §ey Bununla birlikte, orta<;ag Avrupa toplumunda «Lord-Lieutenant» pozisyonunun ortaya C;lkmaslm ()ag- laml~ olan «Kontlar» meclisi ile piskopos ve rahipler Sl~ mfmm kral adma yoneUme katIlma gelenegi gibi bazl bi.irokratik nitelikler ku~kusuz mevcuttu. Ancak, tiim 21

bunlar Qinli'lerin geli§tirdigiyonetici yetenegin sistem- Ii kullammmdan ~ok uzaktI. 'Ostelik, yeteneklilerin yalmzea en' uygun yere yone- tici olarak getirilmesiyle de kalmmlyordu. KOllfii~yUst;U (ethos) ideal1er kadar gii<;lUydU egitim gormU~ zUmre k6kenli olmayan yonetieiler olaylarm ge- li§iminde azalan rollerinin farkmdaydllar. Gecenlerde, bu konu iizerinde universitede bir konu1?ma yaparken cok bir kar§da§bm: «Nasll alup da askerler Qin tarihi boyunca sivil yonetieilerden daha a~gl bir konumda olmaYI kabul ettiler?» Ne de olsa, «klhem gU- eU» diger uygarhklarda daima UstiindiL Yamtlarken ilk akllma gelenler biirokrasinin ta~ndlgl karizma, ya- zlh geklin kutsalhgl (Qin'e ilk gittigimde tapmaklarda Uzeri yazlll kagltlar icin ozel yakllma oeaklarl hala m,ev- euttn) ve Qin1i1erin klhem kazanabilecegini ancak logos' un olan inanclarlydL ilk Han impara- toru hakkmda anlablan oykUde, rnaiyetindeki ri- lozoflaMn ozentili torenlerinden slkllan imparatora «irn- paratorlugu at ustiinde kazandmlz aneak onu at Ustun- de uyarlsmda bulullulmu1?tu. Bunun ve torenlerin ~a~aah bit,;imde sOrmesi- ne izin verildi (14). Eski zamanlarda Qin lideri aym za- manda anemli bir yonetiei ve generaldi, ama dikkate de- ger tamamen asker k6kenli olanlar ikinci dereee- deki konumlarmI kabul bir psikolojiye alma- larlydl. Cogu zaman, «ba~rlsIz kalml~ sivi1lerdh>. Tabii tum toplumlarda oldugu gibi, guC en sonunda aglr baSI- yordu. Ama ~uydu: hangi gOC, moral yoksa fiziksel mi? sadece ilkinin surekli ke- sinlikle inamyorlardl ve ikincinin kazandlgml yalmzea ilki saklayabiIirdi. Bundan Qin toplumunda ve yazmm Us- tiinlugOnde teknik etkenler de sozkonusu (15). za- 22 '

manlarda saldlrIya yonelik silahlarm ozelUkle de Mo- gol yaymm geli~imin-in, savunma tet;hizatmm geli~imi­ ni a~tIgl gert;egi saptanml§t1. Antikitede Mogol yaYl ile iyi.ce donanml~ avam ve koylfilerce oldiirfilen feodal beylerin bir t;ok ornegi var - Bat! ortacag toplunmnda aglr silahlarda donanml~ §Ovalyelerin avantajmdan dukc;a farkh bir durum bu. Belki de boylece, Konfiic;yiis'.. vurguladlgl gibi, ikna etmenin onemi t;lktI. <;inliler «Whig (Liberal» idi; «Ciinku Whig'ler, guC; de- miinaka§a kullamr.» imparatorlugul1 kUfulmasmdan once Cin koyH.i.sunii devletinin slmrlarlm korumaya va sava§maya caglrmak oldukt;a c;iinkii her once kendi Prensini vurabilecek bir duruma gelebilirdi; fakat Ister vatansever ister sofist olsun felsefeciler tara- fmdan once devleti sonra imparatorlugu iC;in sava§masl inandmldlgmda sav~lrdl sadece. ce, klasik ve tarihsel Cin metinlerinde «propaganda» (a~agllayl(~l anlamda degil) olarak adlandmlabilecck, ta- rihc;inin dikkate almasl gereken, bir tur «ki~isel deger- lendirme» C;lklyor, Josephus'tan Gibbon'a dek rUlen bu diinya c;apmdaki olguda sadece Cin'e ozgii olan bir ~ey yoktu, ancak sinolog her zaman buna dikkat et- mek zorundaydl. Uygar sivil niteligin bir yamlglSlydl bu da. Bu baglamda yine ilgint; olan diger bir tartI~a da, Cinli'lerin her zaman oncelikle tarlmCI koylu olu,~larl ve hayvan yeti~tirici1igi He denizci1ikle ugral?maml~ ol~ malarl olgusudur (16). Bu son iki ugra§ a§lrl hiyerar§i itaati te~vik eder: Koyboy ya da c;oban hayvanlarml ortahkta giider, gemi kaptam onemsenmediginde her- kesin ya§amml tehlikeye atacak emirler verir, fakat ta~ l'lmCl koylii, iiriinii it;in gerekeni yapbktan sonra, sade- yetiliimesini Cin felsefi yazmmda 1inlu bir meselde, Sung devletinde bitkilerinin biiyiime hlzmdan 23

ho~ut olmaYlp, onlarm biiyiimesine yard1m etmek iein onlarl eekmeye ba§layan koyluyle alay edilir QuC, i~leri yapmanm her zaman yanh~ yolu olmu§tur, askeri degil de sivil ikna ise dogru yoldur. DahaSl, aske- rin sivil yijnetici konumu hakkmda nebilecek her§ey, gerekH degi§iklikle, tiiccar iein de ge- eerlidir. Bu (!e§it zenginlik degerli degildi, ciinkii manevi gUcu yoktu. Bilgelik degH rahathk saglayabilirdi v~ <;in'de refah az saygmhga sahipti. Her tiiccar oglunun tek dii§ii ogrenci olmak, imparatorluk smavlarma girmek ve burokraside yiikselmektL sistem on bir ne- sil boyu kendini siirdiirdu. Hala da ya~ayor olabilir, ama daha yiiksek bir diizeyde. Parti memuru da, slmfsal ko- kenine hi!,; bagh olmayan bir yandan aris- tokrat degerlerden diger yandan da miilkiyet degerle- rinden nefret etmiyor mu? Bu anlamda, sosyalizm, bel- ki ortacag biirokrasisinin kabugu icinde hapsolmu~ mutIak adalet ruhuydu (18). Belki de, temel <;in gele- nekleri, bilimsel diinya i§birligine Avrupa'mn gelenekle- daha yatkm olabiHr. 1920 ve 1932 Yillarl arasmda, Sovyetler Birligi'nde Marx'm <<A.sya Tipi tJretim Tarzl» tammlyla ne kasdettigi konusunda yogun oldu. Ancak. Bah'II ilIke- lerde bu noktada cok az f}ey biliniyor, c;llnkii yazllar hie; bir zaman tngilizceye c;evrl1medi. bu konudaki bel- geler hala mevcutsa, Bah dmerinde yaymlanmaIarl c;ok yararh olurdu. Sonuclan hie bir zaman dogru diiriist de- gerlendirmeyi becerememi~ olmamlza karsan, standart slralamakabul edilen dizelenif} (ilkel komunalizm, kole~ ci toplum, feodalizm, kapitalizm, sosyalizm) konusunda her hangi bir kabul etmeyenlerin galip geldigi samlmaktadlr. Ki~i putlaf}tmlmasl sosyal bi- limlerde egemen olan dogmacl ortamm bu geli~imde 1\"0- Iii oldugu kmjlkusuz (19). ise, ingiliz Marksistleri- 24

nin «feodalizm»in artIk anlamslz bir terim olu§u konu- sunda duydugu biiyt1k slkmtIYl tfade eden gem; yazarlar var (20). <<Apa<;lktIr ki,» diyorlar, «hem giiniimiiz Ru- anda-Urundi'si 1788 Fransa hem 1909'daki Cin ve Norman ingilteresi'ni i<;eren bir sosyo-ekonomik a~a-' rna, !;oziimlemeyt ko1ayla~tlracak olan ozgiil karakterini yiUrme tehlikesindedir...» AItsmlflarnalara kesinlik1e gereksinim duyuluyor. ilgint; olan ise, bu yazarlarm ve Engels'in orijina1 gorii~leri hakkmda fazla bilgileri 01- Gecenlerde tanesi, «Asya tipinin uzun za- mandlr kullammmi yitirdigini» belirtti (21). Ancak aym yazar, bazl Asya ve Afrika toplurnlarmdaki geli~me kit- lenmesine deginerek Marx'm «Asya Tipi '\"OreUm Tarzl>ma hatta diger yere1 degi~irn1er araSI farkhla~- maYl a<;lklayabilecek terminoloii saglanabilmesi ic;in. itibar1armm kazandmlmasull oneriyor. «Proto- feodal» teriminin de (sanmm ilk ben kullandlm), once temel safha olup daha sonra fark11 geli~me gosteren bir durum i<;in kul1amlmasl oneriliyor. Gii.niimii.zde Wittfogel'in adl Marksist yazllarda ku~­ ku ile amhyor. Bunun nedeni, Hitler doneminde Ame- rika'ya go~ eden ve ha1a orada ya~yan Wittfoge1'in en- tellekti1e1 «soguk sava~» d6nerninde Amerikan savunu- culugu yapmasl oldu. Son kitabl Oriental Despotism (22) 'i Rusya ve Cin'e kar~n propaganda olarak degerlendiren yazarlar fazlaslyla hakll1ar. Bugiinkil Wittfogel, totaliter veya diger toplumlarda gucun tum suistimalini biirokra- tizm ilkesine baglIyor. Ancak, ben ve digerlerinin tercih ettigi dii~Uncelere ~imdi kar§l olmasl, onun zaman- lar bunlarl parlak bir ~ekilde saptaml~ olmaSl ger<;egini degi~tirmiyor ve ilk kitabml hayranhk1a kar~nlarken so~ nuncusunu ~iddet1e reddediyorum. Wittfogel'in, abart- ml§ olmasma kart;m, «hidrolik toplum» tiimiiyle hatah bulmuyorum, ~finkii Cin tarihinde kamu hizmet- 25

lerinin (nehir kontrolii, sulama, ta~nYICl kanal yaplml), zaman zaman baglmslz feodal ya da proto-feodal beyle- rin topraklarl arasmdaki smlfl a15t1gma inamyorum. Boylelikle gu~, merkezde yogunla~lyordu - yani, «kabile- seI» klan k6ylerin egemenligini kurmu§ olan biirokratik aygltta (23). Bunun Qin feodalizmini «burok- ratik» le~tjrmekte onemli roW olduguna inamyorum. Tabii bilim ve teknoloji tarih~isinin bal{1~ a~lsmdan feodalizminln Avrupa/dakinden nc olc;ude farklI oldugu onemli degil, ancak yeterince farkl1 olmah ki (ve ben olduguna inamyorum) Qin'de modern bi11min ka- pitalizmin mutlak engellenmesini, Avrupa'da ise her ikisinin de b3.§arlyla geli§mesini a~lklayabilsin. Burokrasiye gelince, tum toplumsal sorunlarl ona yiiklemek dogru olmaz. Aksine, c;aglar boyu insamn top- lumsal orgiHlenmesinin olaganustii bir araCl olmu§tur, ustelik, insanlIk siirdukc;e, gelecek yiiZYlllarda da yine bizimle olacaktIr. 6nlimuzdeki temel sorun, biirokrasi- nin insanileljtirilmesidir. Boylelikle sosyalizmde, hem or- gilt1eyici gucu slradan erkek ve kadmm yararl ic;in kul- lamlsm, hem de boylesi kul1amldlgl bilinsin, hissedilsin ve gorlilsiin. Qagda~ insan toplumu ~imdi ve gelecekte modern bilim ve teknolojiye dayall olacaktlr ve bu du- rum siirdiikc;e duzenli bir biirokrasi vazgec;i1mezligini koruyacaktIr. Burada hata, modern bilimln yukse1i~inin ardmdan boyle bir sistemi daha once varolan herhangi bir sistemle kar§lla~tJ.rmakta olur. Cunku modern bilim. telefondan bilgisayarlara kadar bize saYlslz arac sagla~ ml~hr ve §imdi, sadece ~imdi, bunlar biirokrasiyi insan- salla::;tIrma arzumuzda tamamlaYlcl olabilir. Bu da, Kon~ fUC;yiisC;i.iliik, Taoizm, devrimci Hlristiyanhk ve Marksizm temelde ne ise, ona dayanacaktIr. 26

«Oriental despotizm» terimi, 18. yiiZYII Fransa'smm Fizyokratlarmm spekUlasyonlarml hatIrlahyor. 0 do- nemde Cin ekonomik ve toplumsal yaplsl hakkmda bili~ nenlerden olduk<:a etkilenmi~lerdi (24). Onlar i~in bu, hayran kaldll;;:larl, aydm despotizm idi; Wittfogel'in daha sonraki hayalinin zalim ve tehlikeli sistemi degil. TUrn dUnyada sinologlar son kitablm kabul etmediler, c;iinkii tezi seC;ilerek almml~ verilere dayamyordu - 01'- negin ortaC;ag Cin'inde aydm kamuoyu olmadIgIm soy- lemek mumkun degildi. Aksine, bHgin zilmresi ve aydm biirokratlar yaygm ve c;ok gilC;lii bir kamuoyu olu~turu­ yorlardl ve kimi zaman imparator'un buyurdugu ama biirokrasinin itaat etmedigi durumlar olabiliyordu . Teorik olarak irnparator belki de mut:lak hakimdi, Fakat pratikte gerc;ekle>5en, her05eyin, tarihsel metinle- c;aglar boyu KonfUc;yiiscii anlaYl~la yorumlanmasm- dan olu~an geleneklere gore dUzenlenmesiydi. Cin her zaman bir «tek parti devlebi olmu~tu ve iki bin Yll bo- yunca yonetim Konfilc;yiis Partisi'ndeydi. Bu nedenle, benim gorii05Ume gore «Oriental despotizm» terimi ne Wittfogcl ne Fizyokratlarm eUnde anlamh ben hie bir zaman kullanmam. ate yandan, eski ve yeni bir Marksist terimi kabul de guC;liik c;ekiyorum, arnegin, bazl yazllarda «hayali Devlet yaplS1» bagIm- SIZ tarrmCl koylerin «gerc;ek alttabakasl) ile kar~lla~tIrld llyor - bunu hakll bulmuyorum ~iinki1 Devlet aygltI da tarlmCl koyliilerin i~i kadar gerc;ek nitelikteydi. Koylii topluluklara «(Qtonom» terimini uygulamaYI sevmiyo- rum, C;iinkii c;ok smIrh durumlarda dogru olabiliyor. Ger- ise ivedilikle teknik terimlere gereksinimimiz oldugu. Burada Batmm bildiginin otesinde toplumsal yapllarla kar~l kar§lyaYIz ve yeni terimlerde, eok farkll olan toplumlar iein Yunan ve Latin kokenli sozcilklerde lsrar etmek yerine, Cin kokenlilerden yararlamlmasmI 27

oneriyorum (26). Bilrokrasi ic;:in kuan liao* terimi yarar- 11 olabilir. Elimizde daha uygun bir ile belir- Ii ba~ka sorunlan da yeniden g6zden ge~irebiliriz. Bura- da, Japon toplumunun Bab Avrupa toplumlarma daha c;ok benzedigi ve bu yilzdcn de modern kapitalizmi ge- li~tirmede daha ba~arlh oldugu noktasma deginmeliyim. Uzun zamandlr tarihc;i1erce bilinen bu durum, Japon askeri - aristokrat feodalizminin bilrokratik munun kullanamadlgl hangi kesin yollarla kapitalizmi ge1i~tirdigi, ancak son zamanlardaki yazllarda saptana- bildL ~imdi de, fazla olmamakla beraber, «k6lesi toplum» ilzerine bazl s::eyler soylemck istiyorurn. <;in yazm ve ar- keolojisine m~kin kendi deneyimlerime dayanarak (de- ~erleri neyse), Shang ve erken Chou d6nemlerinde bile <;in toplumunun, batIda oldugu bic;imde, k61eler sa- yesinde Akdeniz'de dola~an kadlrgalarl ve genis tarIm alanlarl He ttalya topraklarma yaYllml~ bir k61eci oldu- guna inanrnlyorum, Burada, alc;ak gijnilllilkle, bazl Ii uzmanlardan ayrihyorum. Onlar Marksist dil§ilncede son 20-30 Ylldll egemen olan toplumlarm «tek yoldam> ge1i:;;me a~arnalarl oldukca etknenmi~ du- rumdalar. Bu konuda hala yogun tartI§malar var ve her- hangi bir y6niln kesinlik kazandlgml da s6yleyemeyiz. Bir Yl1 once Cambridge'de degi~:;ik uygarllklarda ko- lelik olgusunu konu alan sempozyuma kablanlarm til- mil, Cin toplumundaki k6lelik olgusunun ba~ka yerler- de biUnenlerden oIdukc;a farkh oldugu goriis::Hnde tiler. Klan ve aile yiikiimltUiiklerini egemenliginden do- laYl Cin uygarlIgmda bireylerin, Bab anlaYl~1 ic;inde. (*) Kuan, bizim anladlglmlzdan farkh tiirde bir «biirokrat»'l i:;:aret ediyor, (C,N,) 28

{(ozgiir» olarak nitelenebilecegi ku§)kulu, diger yOnden ise, gene! kanmm aksine, ticari ko!elik enderdi (28). Cin'- de degi§ik donemlerde saYlda ve degi§ik tiirde buIu- nan hizmetkar ve yarI hizmetkar guruplarmm (ki pek Gok <;e~itleri mevcuttu) statiisii hakkmda ne BatIh sino- loglar de bir fIkir sahibL Yapl1acak daha <;ok ara~tIrma var. Bununla birlikte, ekonomik ya da politik alanda kale ticaretinin, baZl donemlerde BatI'da oldugu gibi, Cin'de toplum temelini hi<; bir zaman olu~turma- yeterince aC;:lk dti~Uniiyorum (29). Toplumun kolecilik temelinde olup olmamasmm, Yunanh ve Romah'larda bilim ve teknolojinin konumuzu etkiledigi oranda, belirli bir onemi olmakla beraber, bu, benim esas ilgi alamm olan Ronesans sonUnda Bah'da modern bilimin geli§imesi konusumm biraz dl~mda kall- yor. Ancak erken donemde, -S. yiiZYll i1e + 14. yiiZYll araSI toplumunda bilimlerinin insan yararma uygulanmas.mda daha ba~arIh olu~unda bunun rolii ola- bilir. Akdeniz'deki kadlrgalarda kOlelerin kullamml bir olgunun Cin'de hi<; bir anlamda benzeri bulunma- maSI jJgin<; ve <;arpICI degil mi? Yelken ve onun geE!)- mi§ kullamml, eski <;aglardan beri Cin gemilerinin ha- reket araCI olmu§itur. Eski MIslr'm in~aat yontemlerin- oldugu insan gticiiniin kitlesel kullammma Qin'de hi(! rastlanmlyor. Ayrlca dikkate deger olan ise. neden olacagl korkusuyla Cin lumunda yeni bir bulu§iun reddedilmesiyle hiG kar!:al~­ mayl~lmlz. Eger Cin emck giicil kimilerinin dfu;;iindflgu kadar biiyukse, bu faktoriin nasII olup da zaman za- man rol oynamadlgmI anlamak kolay degildir. Emek tasarrufu saglayan ce~itIi araq;larm Cin toplumunda cr- ken <;aglarda ve de Avrupa'dan <;ok daha once kullamma girdiginin <;c§itli ornekJeri var - somut bir ornek olarak, Bab'da 13. yiizYlldan once bilinmeyen ama Qin'de +3. 29

yiiZYllda yaygm olup herhalde birkac yiiZYll oncesinden ortaya <;lkan tckerlekli el arabaSlnl gosterebiliriz, Cin kiiltiiriinde modern bilimin kendiliginden geli~imini en- gelleyen neden olarak biirokrasi ayglbmn varllgl nasll kabul goriiyorsa, kitlesel koleligin bUlunmaYI§1 da, erken donem Cin kiiltiiriiniin ve uygulamah bilimlerde gosterdigi ba§anYl aClklamakta onemli bir faktor olabi- lire ~u slralarda, Avrupa'h genc; sosyal bilimciler arasm- da Tipi Tarzl}) sorununun yeniden dirilmesiyle yeni fikirlr ortaya Clklyor men, azge1i~mi~Iik ko~ullarmdan ortaya C;lkan toplumlarmm yorumlanmasmda bu fikirlerin onem ka- zanmaslyla bir oiabmI' bu. Uyla~lmsal olarak kullamlan smlrh kategorilerin bu top]umlann degerlendirilmesinde yeterli olup olmayacagl aClk degil. Fakat bu konuda en biiyiik uyancl, Marx'm 1857' ve 1858'de yazdlgl Fonnen der kapitalistischen Produk- tion vorhergehen'in 1939'da Moskova'da yaymlanmasl oldu. Bu, Kapital oncesi bir deneme idi, ve 1952'de AI- manya'da yeniden yaymlanan ve temel makaleleri ic;e- ren derleme olan Gnmdrisse der der politisc- hen okonomie'de yer (31). 1920-30'larda Rus- ya'daki tartl~malara kahlanlarm bu belgeleri bilmeyi~­ leri talihsizsiz, c;iinkii Marx'm «Asya Tipi uretim Tarzl}) hakkmdaki gorii:;;lerinin bir a<;lmlamasl bu metinde var. anemli bir ise, Marx ve Engels'in, bu- nu, diinyada yer alan diger klasik toplum tiirlerinden ni- tel olarak ml yoksa nicel olarak ml farklI gordiikleri, Bu- nu, durumlarda caglar hoyu «ge<;icb> bir konum olarak gordiikleri, yoksa «burok- ratizm»i dordiincii bir temel toplum tipi olarak ml dii- $iindiikleri, hala aC;lklIga kaVU1?mU9 deg-il. «Asya Tipi tire- tim TarZl» basit<;e klasik veya klasik feodaUzm'- 30

in bir varyasyonu muydu? Cin'li onu ozel bir feodalizm tipi gordiiklerini biliyoruz. Ama bazen Marx ve Engels bunu koleci iiretim bic;imlerinden nitelik olarak farklI bir ~ekilde degerlen- diriyormu~ gibidirler. «Biirokratik feodalizm» kavraml- nm Kolomb-oncesi Amerika ve Ortac;ag Seylan'l gibi diger ne uygulanabilecegi sorusu da hep Yakm zamanlarda Wittfogel bOylesi bir sorunla ugra~tI ancak doyurucu varama- dl (Seylan indeksinde bile yer almlyor) ve gene; sosyo- loglar da konuyu giiniimiizde cok farklI bir gori1~le ye- niden ele allyoriar (32). DUljiUncelerinin, benim, bilim ve teknolojisinin erken ve sonradan kalml~ karakterini ay- dmlatma konusundaki sorunumda olacagm- dan km;kum yok. Bu konuda, ozellikle FranslZ dost ve meslekt3,§lanm Jean Chesneaux ve Andre Haudricourt yogun olarak calI§ilyorlar ve buradan sonraSl bana sun- duklarl fikirlere YiizYlllar Cin bi- lim ve teknoloj'isinin ilk «As- ya karakterini ta~lyan bir bilinC;li ve hassas mekanizmalarlyla ili~kili oldugu aC;lk. Bu temelde, «egitilmi~» bic;imde i~leyen bir toplumdu ve giiC; odaklarl, askeri kumandanlarca degil, bilginlerce doldurulmm;;tu. Merkezi koy topluluklarmm {(oto- matik» biiyiik baglIydl ya- anlamda mfldahale etmc egilimindey- di. Daha once, tarlmcl koy1Ulerle, ~oban ve denizciIer arasmdaki temeI farkIlhklardan soz ettim. Bu fark, ve- ciz olarak, wei ve wu wei terimlerinde gosteriIebilir. Wei, giiC ve uygulanmasma; §ieylerin, hatta bireylerin kendilerine ne yapma]armm garantiye i~arct Oysa wu wei bunun tam tersidir: i~leri kendi haline, DogaYl 31

dogal akl~ma blrakmak; olaylara kar~l koymadan, on- larla birlikte giderek yarar saglarnak ve miidahale et- memeyi bilmektir. Qaglar boyu, bu biiyiik Taoist dus- tur, ogretilmeyen doktrin, sozsiiz emir olmu~tur (33). Bertrand Russell'ill Qin'de gecirdigi giinlerde derledigi esl'arlI ozdeyi~te ozetleniyor .bunlar : «sahiplenmeden iiretmek, kendini empoze etmeden hareket etrnek, ege- men olmadan wu wei, yani mii- dahale etmemek, koylU topluluklarm «otomotiv» kapasitesi uygulanabilir. Eski «Asyatik» topluIn feodalizme» blrak- tlgmda bile bu biiyiik oranda korudu. Qin politik hiikUmet yonetimi, siirekU olarak, eskj ve «koyler/prens» kar$lthgmdan miras kalan miidahale etmeme ilkesine dayandmldl. Boylece, tUm Qin tarihi boyunca en iyi uz- la~tlrma hakimi, toplumsal olaylara en az karl~amydl ve caglar boyu klan ve ailelerin ba§ amacI, ici~lerini mah- kemelere ba~vurmadan cozUmleyebilmekti (35). Boyle bir toplurnun Doga Uzerine dii~iinmeye yatkm oImasl miimkiin goriiniiyor. insan, dogal diinyamn akl~ meka- nizmalarma miimkiin oldugu kadar c;ok niifus etmeli ve dogrudan miidahalede sahip oldugu giiC kay- naklarmi miimkiin olciide «belirli bir me- safeden, aksiyoll»dan k ve yararlanmahdlr. Oldukca dahiyanc kavramIar, istenilen so- nuclara ul~mada bic;imde kullanlmml getirdi ve - ozellikle - Doga'mn in- celenmesini dogal Sismograf, demir do- kiimii ve hidrolik giiC gibi ilk zaferler bOyle dog-duo (*) «Action at a distance» yerine kullamldl. Aslmda, hem Ingi- Hzcesi hem Turl{cesi, Taoizm'dekl felsefi temeIi yansltmak- tan oldukca uzak. (C.N.) 32

Boyleee, denilebilir insan faaliyetlerindeki mii- dahalesizlik ilkesi, ba§langl~ta, dogal bilimlerin ge- li~imi i~in uygundu. ornegin «belirli bir mesafe- den aksiyoll>mll yeglenmesi, ilk dalga-teorisi, gelgit ola- ymm niteliginin bulunmasl, madencilikte mineral ci- simler ve bitkiler aras! ili~kilerin bilinmesi ve yine man- yetizma bilimi ilzerinde etkili oldu. Galileo zamamnda- ki modern bilimin en bnemli hamlesinin temel bgelerin- den birinin manyetik kutuplar ve bunlarm sapmalarl VS. oldugu genellikle unutulur. eklid geometrisi ptolem astronomisinin aksine, manyetizma bilimi tamamen Av- rupa bir katklydl (36). Avrupa'da 12. yuzYl1 so- nuna kadar bu konuda hi~ bir ~ey bilinmiyordu ve bu zamandan sonra da C,inIUer'in daha oneeki Gah~mala­ rmdan aktar11dlg1 ku~ku gotiirmez. Babilonyablar dl§m- tum eskl toplumlarda C,inli1cr buyfik gozIemciy- seIer, bu, «su sembolii» ve «ebedi kadm (feminen)>> iize- rine Taoistler'in misHk kutsalla~an miidahale etmeme ilkesinin te1jvikinden degil miydi? (37) * Ancak, «k6yler - prens» i1i~kisinin miidahale etmeyi- karakteri, bilimin gelismesine elveri§1i alan bir diin- ya g6rii§iinii ortaya ~lkardlysa da, bunun bazl dogal Sl- mrlamalarl Yard!. Bir kere, ~oban ve denizcilerden olu~­ mu§ bir halka ~ok dogal gelen ve Bah'nm bir karakteris- tigi olan «miidahalecHik» He uyu§mazhki<;indeydi. Mer- kantil zihniyetin toplumda egemen hale gelmesi miimkiin olmadlgl bilim adamlarmm kul1andlgl matematik- sel ve mantIksal akll yiiriitme y6ntemleriyle yiiksek ar- (*) Taoizm'de kadm, daha «dominant» olmasa da. daha <mgg'- Illd}» bir konuma sahip. Yin Yang ciftinde erkegi temsil eden Yang ate~, kadllll temsil eden Yin .ise su ile ornekl£:- nil'. Needham bu Dzelligin altlm c;izmeye !;alJ$lyor olsa ge. rek. (C.N.)

tizanllgm kullandlgl tekniklerin kayna~tIrllmasl da miim- olmaml§tI. nedenle de, modern do~a biliminin geli~mesinde Vinci'den Galileo a~amasma bir tiirlii ge- ~ilememi~ti. Belki de bu milmkiin bile de~ildi. Orta~ag Cin'inde, YunanlIlarda ne orta<;ag Avrupa'smda yapl1abilenin c;ok otesinde sistematik deneyler yapllml~~ tI ama «biirokratik feodalizm» degi~medigi siirece tii- muyle yeni bir ortaya C;lkarmak Doga gozlem ve deneylerinin matamatikle biraraya gelmesi miimkiin degildi. Deney, fazlaslyla aktif miidahale gerektiriyor- du. Sanat ticarette, Avrllpa'da oldugundan c;ok daha fazla ve herzaman kabul gormii~ olmasma ragmen, Cin'de, bunu felsefi olarak saygmla~tIrmak belki cok da- ha giiC;tii. Ortac;ag Cin toplumunun, do~al bilimlerin Rone· sans - oncesi diizeyde geli~mesi i<;in oldukca uygun ko~l- sahip oldugunu gosterecek, ozelligi daba var. Geleneksel Cin toplumu son derece organik ve bii- ttlnle§tirici idi. Devlet tiim toplumun iyi h;;leyi~ni, hem de mumkiin oldu~unea az mudahalede bulunarak, la yiikiimliiydil. ideal Hiikiimdar'm eski tammmda, On- binlerce Sey'in otomatik olarak en iyi bicimde yonetilme- sini saglamak icin, onun, yuziinu basitce Giiney'e e;evirip oturmasl ve faziletini (te) tum yonlere sac;maSl gerekti- gi belirtiliyordu. Tekrar tekrar gosterdigimiz gibi, Dev- let, bilimsel ara§ltumalara gilCll1 bir yarrhm (38). Omegin, binlerce Ylldlr kaytt tutan rasathaneler si- vB orgiitiln bir parcaslydL Yalmzca edebi degU, tIP ve konusundaki biiyuk ansiklopediler de, masraflarl devletce kar~llanarak bastmlIrlardl. Boylece, zamamna gi)re olag-anustii olan bilimsel seferler ba~arlyla tamam- lanml~b yuzyIlda Clnhindi'nden uza- nan meridyen'in geodzik incelenmesi ve gog-fin giiney kutbunun 20° icinde kalan Guney yarlm kurenin taklm 34

yIldlzlarmm saptanmaSl da hemen akla geliyor) (39). Bu~ na kar~ahk, Avrupa'da bilim genellikle giri~imin elindeydi. Bu yUzden de yUzYlllar boyunca geride kaldl. Ne var ki, Cin Devlet bilimi ve tlbbl, zamam gelince, ba- h biliminde 16. ve 17. yuzYlllarda ger(!ekle~en nitelik~ sel hamleyi yapamadl. BaZl Asya'h ara~tIrmacllar «Asya Tipi \"Oretim Tarzl) ya da «biirokratik feodalizm» dii~iincelerine ku~kuyla ba- klyorlar, Ciinkti bunlarl kendi toplumlarmm tarihinde gordiiklerini sandlklarl bir tiir «durgunlukla» ozde~le~ti­ riyorlar, Asya ve Afrika halklarmm geli~me hakkl adma, bu duyguyuge<;mi§lerine yanslhp, atalarl i~in Batl'nm i~inden ge~tigi aym a~amalan uygun goriiyorlar - 0 Ba- h ki, uzttn zaman onlar ustiinde aClmaslz ege- menlik kurmu~tu. Bu yanh~ anlamanm diizeltilmesi ge- rektigini onemle savunuyorum. Ciinkfi, Cin ve diger es- ki uygarllklarm, Bat! Avrupa He aym toplumsal a§ama- lardan gec;mi~ olmasml kabullenmemiz i~in hi~ bir onsel (a priori) neden goremiyorum. «durgunluk» s()- zii Cin'e hi~ bir zaman uygulanamaz, bu tiimiiyle BalI'- ya 6zgii bir yanlI~ d11§iincedir. Ba~ka bir yerde de i~aret ettigim gibi (40), geleneksel Cin toplumunda siirekli ola- rak genel ve hilimsel bir ilerlemc vardL Fakat btl ilerle- me, Ronesans'tan sonra Avrupa'da modem bilimin ani ve hlZh geli§mesi tarafmdan keskin blr bi~imde a~lldl. Cin'de zaman denge gozeti1mi~ti, fakat bu bir zaman duraganllk anlamma gelmez. Temel ke§if ve ieat- larm, (!ok bUyilk olasllIkla, Cin'de yaplhp Avrupa'ya gec~ tigi saYISIZ orneklerle gosterilebilir. Ornegin, manyetiz- rna bilimi, ekvatorun goksel koordinatlarl ve gokbi1im~ sel gl>zlem ara{:larlnm yerle~Uri1mesi (41), haritaclllk, demir dokiim teknolojisi (42), C;ift hareket ilkesi ile dev- ri hareketin standart degl§me araSI piston hareketi gibi buhar makinesinin temel par~alarmm geli~tirilme- 35

si (43), mekanik saat (44), uzengi ve kullaml?h at egerle- ri, tabii barut ve bunu takip eden digerleri (45). Bu tilr c;e~itli ke~if ve ieatlarl11 Avrupa'da sarSlel bir etkisi oldu, ama Cin'de burokratik feodalizmin toplumsal dtizeni az sarslldl. Bu nedenle, Avrupa toplumunun ic;yaplsal dengesizligi ternelde daha akllcl bir uru~ nu oldug-una inandlglm Cin dengesi kar~nla§tlr11mah. Geriye kalan, Cin Avrupa'da toplumsal smlf ili§kHe- rinin analizidir. Avrupa 'daki c;ah§malar yeterince yazll- dl GizildL Fakat Cin sokonusll olunea. btirokrasinin silden nesile aktanlmama ozelligi ytiziinden, sorun iyice c;etrefi11e~iyor. Cozumii ise, gelecek ic;in bir gorev. Son Ylllarda, Avrupa-dl~l biiyiik uygarlIklarda, ozel- likIe de Cin Hindistan'da, bilim ve teknolo5i taribi iizerine yogun bir ilgi uyandl, dogal olarak bilim adam- larl, miihendisler, felsefcciler ve Do~u'lu bilimciler ara- smda olu{lan bir ilgi bu, genelde tarihc;i1er arasmda de~ gil. insan, Cin ve Hint biliminin Bah'da niGin popiiler- le~medigini me:rak Ana kaynaklara ula§mak gerekli dil ve kiiltiirel arac;larm yoklugu elbette ki engel- leyiciydi, ve tabii insan 18 19. ViiZYll bilimivle leniyorsa Avrupa'daki gelil?meler ilgisinin odagl olur. Fakat, bundan daha derin bir neden olduguna inamyo- rum. Modem bilim teknolojinin kendiliginden digi biiyiik uygarlIklarm incelenmesi, Eski Diinyamn Av- rupa ucunda modern bilimin nasIl ortaya <';lkhgl gibi densel bir sorunu gilndeme getiriyor; l1emde kaC;lmlmaz bir bic;imde. trstelik, eski ve orta<;:ag Asya uygarllklan- nm ba:?arl1armm ne kadar parlak oldugu anla~lldlkc;a so- run daha da rahatslz edici oluyor. Son 30 Ylldlr Bah Ul- kelerinin biHm tarihcileri, modern biHmin kokenine kin YUzyllm ba~mda etkili olaI?- sosyolojik teorileri arhk 36

reddetme egilimindeler. Bu varsaYlmlarm sunulu$ bi- c;imleri olarak kabaydl (46), fakat rafinele§tirilme- meleri ic;in de ortada hiC; bir neden yoktu. Belki de bu varsaYlmlarm kendileri, bUim tarihinin kendini gerc;ek: bir akademik disiplin olarak kabul ettirdigi donemde, 01- dukc;a yetersizdi. Tarihc;ilerin c;ogu, bilimin toplum iize- rine etkisi oldugu gorii~ilnii kabule hazlrlar ~ma toplu- mun bilim iizerindeki etkisini Bilimin geU~mesini, basitc;e, biiyiik adamlarm me~aleler gibi ku~aktan ku§aga aktardlgl pratik ke~ifler, zihinsel ya da metamatik tek- fikirlerin Qzerk ic;sel etkile~meleri a<;lsmdan gormek istediler. Temelde «internalist» ve «otonomist» oldular hep. Diger bir deyi§le, «Tanrmm yolladlg1 bir adam ad!. Kepler'di. (47) Diger uygarllklarm incelenmesi, bu nedenle, gelenek- sel tarih dn~iincesini onemli dii~i.insel zorluklarla kar§l kar§lya blraklyor. Ciinkii gerektirdigi en aC;lk ve zorunlu a<;lklama, Avrupa ve Asya uygarlIklarl arasmdaki temel toplumsal - ekonomik yapl ve degi§me yetenegi farkll- hklanm gosterebilecek cinsten olmall. Bu farkhhklar, yalmzca modern bilimin Avrupa'da geli~mesini aC;lkla- makla kalmaYlp, protestanhk, gibi hemen pe§islra akla gelenler ile birlikte kapitalizmin, diinyada hie; bir paraleli olmayan bir ~eki1de nic;in yalmzca Avru- geli§tigini aC;lklayabilmelidir. HiI' aClklama- la.rm daha c;ok rafinele~tirilebi1ecegine inamyorum. Fi- kirler aleminde onemi olan bire;ok etkeni hic;bir zaman etmemeliler dil manhk. din felsefe, teoloji, miizik, hiimanizm, zamana ve degi~iklige kar~n tavlrlar. Ama her~eyden once soz konusu toplumun analizinde, diirtilleri, arzu gereksinimleri iistilnde dur~ malarl gerekiyor. Bu tiir aClklamalar iC; dinamikc;i yak- lal?lm tarafmdan iyi kar~llanmlyor. Boylelikle bu goriilJ- 37

olanlar uygarhklarm incelenmesine adeta i~ giido.sel bir ho§nutsuzluk duyuyorlar. Ge<; Ronesans'm modern bilimi yaratan ({bilimsel devrim»inin sosyolojik olarak a<;lklanmasmm degerini hatta ge~erliligini reddeder, on]arl devrim fazla devrimci bularak kabul etmez, ve aym zamanda da Avru- bal?ardlglm Cin ve HintU'lerin neden ba§ara- madlgml a<;lklamak isterseniz i<;inden Clkllamaz bir iki- Ierne dii~mu9slino.z demektir. Bn ikHemin bir yonii saf ~ans, bir yonu de ort'iilii lrk<;lllktlr. Modern bilimin dogu- §unu tamamiyle §ansa bag-Iamak, tarihin, insan zihninin aydmJanmasmm bi<;:imi olarak iflas ettigini Han mektir. Cografya ve iklime rastlanbsal etkenler olarak durumu diizeltmeyecektir, <;unkii sizi dogrudan dogruya ozerkcilikle hic bir ilgisi olmayan ~ehir dev- letleri, deniz ticareti, ziraat ve gibi somut etken- lerle kar§l kar~aya getirecektir. «Yunan mucizesi», 0 za- man, bilim devrimi gibi mucizevl olarak kalmaya mah- kum olacakbr. Ama oyleyse rastlantmm alternatifi ne· dir? Yalmzcabelli bir insan lrkmm, bu durumda Av- rupa diger tUm insan topluluklarma kar~l belirli bir ickin iistllnliik ta~ldlgl doktrini kallyor ortada. insan lrklarmm biIimsel olarak cah~llmasma) fizikscl antropoloji,kar~lla§brmalI hematoloji ve benzerlerine bir itirazlm yok elbette ama Avrupa rini politik anlamda IrkClhktIr ve bilimle hic bir ilgisi yoktur. Korkanm, Avrupa'll ({ozerkc;iIik» yanllsl icin, {(in· sanlar biziz ve bilgelik bizimle dogmu~tur}). Bununla bir- likte, lrkClhk(en azmdan a~lga vurulan bic;imlerinde) ne bir saygmhga de uluslararasl bir kabule hip oldugundan, «ozerklikc;i1er» zaman gectikce daha da le$lecek bir :;;a~kmlIga durumda (48). Bu nedenlerledir kl, Avrupa'mn hassas donemlerinde b1lim - 38

toplum ili~ki1eri iistiine oldugu kadar, tiim uygarhklarm toplumsal yapllarl,ve hangi yonlerden birbirlerini geride blraktlklarl ya da gec;tikleri iistiine de, ~imdiye degin gorUlmemi§ oiciide bir ilginin yogunla§acagml guvenle ongorebiliyorum. NOTLAR: 1. Science a.nd Civilisation in China (7 eilt) adl altmda, Wang Ling, Lu Gwei - Djen, Ho Ping YU, Kenneth Robinson ve Tshao Thien Chhin h;;birlHtiyle 1953'tcn itibaren Cambridge Universitesi tarafmdan yaymianmakta. AyrmtIll belgelcr icin okurun bu esere bakmasl onerilir. Aym esere yapllan diger gonclermeler SCC olarak klsaltJldl. yazl, aslmda, Historica dergisinde yaymlanmak uzere SCC'nin ele~tirisini hazlrlamak icin bUgi isteyen Prag'h dostum Dr. Miknlas Teich'e verdigim yamttan kaynaklamyor. Cin kiUttirundc bilim ve teknolojinin toplumsal ve ekonomik kokeni SSC'nh 7. cildindc, umanm, ayrmtllanyla tarb~llacaktlr, Tartl~ma­ mn genel Cizgisini zaman zaman bazl yazllanmda sundum: «Thoughts on the Social Relations of Science and Techno- logy in China», 1953, 3, ve daha once «Science and Social Chango>, Science and Society, 1946, 10, 225. Ayr:, ca SCC, 3. cilt, s. 150'ye bakllllz. Bu yazlda cin kaynaklarma gonderme yapmamak- Ia birlikte, Yillar boyu, yazilarmtn ogreticiligi ve dostlukla- pmn ilhaml icin Cinli egitimci ve bilim adamlarma sou- suz olcude borclu oidugunu belirtmeliyim. Hou Wai· Lu, Hsti Shih - Lien, Kuo Mo - Jo, Kuo Pen - Tao, Li Shu - Hua, Shih Sheng - Han, Thao Meng· Hou, Thang Phei. Sung, Wu ~u- Hstian, Wen 1- Sozli:onusu dosilardan yalmzca birkaCL 3. E. Hundington'un yazllarma bakmlz. Ornegin, Mainsprings of Civilisation, Wiley, New York, 1945, 4. «1e dinamikci» bilim tarlhi okulunun (bu makalcnin 19·20. sayfalarma baklmZ) karljlsma Clkan aSll engel tarihsel n~ densellik sorunudur. Her formUlasyonun ardmda ckollomil\\ belirlem{\\ciligin kokusunu alarak, bilim devriminin. bilimsel gorul;ilerdeki bir devrim olarak reformasyon ya da kapitaliz- 39

min geli~mesi gibi bir ba~ka toplumsal hareketten koken almasmm mi.imkiln olmadlgml savunuyorlar. Belki $imdilH: «aynlmaz bir $ekilde bagmtlll» gibi bir deyi~te anla~abili­ riz. 1C dinamikciler bana Manichaean gibi geJiyor; biliIll adamlanDln bedenleri oldugunu, yediklcrini, i{:tiklerini, pra- tik sorunlann dl~mda olamayacaklanm ve diger insanlann arasmda bin toplumsaJ ya$amlan oldu~unu kabul etmek 15- temiyorlar. 5. fakWr mcrhum Edgar Zilsel tarafl!1dan aynntJyla inc;:!· !endi. Msrksist olmadl~mdan kimsenin kU$kulanamayaca[p ortacagCl AC. Crombie tarafmdan da onemi belirtildi.: «Thr, Relevance of the Middle Ages to the Scientific MoVemt;ntil, Pen;pectives in Medieval History, s. 35 (Univ. Chicago Press, 1963). Onun «Quantification in Medieval Physics» yazlSH11. da bakllmah. Quantificaticn icinde. Ed. H. Woolf, Bobbs- McrrilI, Indianapolis ve :Hew York. 191H, s. 13. 6. Biiytik sinolog Richard Wilhelm'in oglu H. Wilhelm'in ya'~­ dlgl cok degerli bir kitaptan da epey ?tey ogrendim: Ge- sellschaft cnd Staat iIn China, Vetch Peiping, 1944. Marksjs: olmayan bu ~alIlimanm ne yazlk ki Uzun zamandlr meVC'l- yok ve zaten !ngilizceye de ~cvri1mi~ 7. The History of ~he L~te Revolution of the Empire or the Great Mogul, Paris, 1671. 1905'da Calcuta'da Dass tarafllld::r,l oldugu gibi bircok kere yeniden baSlldl. Marx'm Engels'e 2 Haziran 1853 tarihll tinlU mektubuna bakllllz. 8. Ta Yii, Buyuk YO, --2000 jJllarmda Shang Kralhgl once',i.nde ya1;>adlgI soylenen efsanevi Cin imparatofll. 9. Bugiin bOylc bir yiikiimliiliikleri yok, il} gtiniine gore Ortd- lama komtin iicretini allyorlar ve sozkonusu ifiler klrsal lee· sim tarafmdan bo~ zamanlarmda yapll1yor. !nsan gticuaUn bu akllcl ve maksimum kullamml Cin tarihinde iki bin .Vli gecmilic sahip, ve «ekonomik ytiksek kumanda»nm i$lev. lerinden biride bunun zamanlanmaslydl. O. Bl<z. H.F. Sehurman, Economic structure of the Yu:m Dynasty, Harvard University Press, 1956, s. 146. 11. ortacagda endHstri ve tiearetin az oldugu a- mma gelmez. Aksine, Gtiney Sung'da 12. ve 13. yuzYlllarda yas;ayanlar denH iiretici zenginlerdi ki, tipik bUrOl~;-ic· Uk yapmm stirdtiriilmti,5 olmasllia~lrtIcldlr. 4C

12. Bu konuda aydmlatIcl bir degerlendirrne ~u cah~mada lunabilir: Lu Gwei Djen and J. Needham, «China and thJ Origin of (Qualifying) Examinations Medicine,» Pro~:. Roy. Soc. Med. 1963,56,63. 13. Mandarin i:irgutii uyelerine ;;a!i:Iar boyu btiylik toplum~li baskl unsuru olan KOIlfi.i~\"yanizm·in yiiksek ahlak sLand\",rt- lanm da burada anmak gerek. 14. Bkz. sec, 1, 103. 15. Sonraki tartll?ma ilk once H.C. Creel tarafmdan geli~tirild;. 16. Bu tezat samnm once Andre Haudricourt tarafmdan gorGl· du. 17. Bkz.SCC, 2,s. 13. Elbette ortacag mandarin orgtitti, Bail feodalizmi ve kapita· Iizmi. gibi sooiirti sisteminin bir parc;:aslydl, fakat nesildc n nesile aktarllamayan elit ozelligiyle aristokratik ve merkan- til ya~am bicimine de kar~ly[h. Bkz. C. Brandt. B. Schwartz, ve J.K. Fairbank'Ill c;:all$maSI : A Documentary History of Chines Communise, Harvard Univ. Press, 1952; ve J. Heed- ham «The Past in China's Present,» Centennial Reviev, 1930. 4, 14.5, 2131; Pacific Viewpoint, 1963, 4, 115; Franslzcasl ic;:ln, Comperendre, 21, ,23, 13. 19. Daha sonraki Yillarda Rus sinologlannca Asya kultilrleti Uzerinde degerJj sosyolojik incelemeler yapllml5sa «Asva Tipi Tjretim Tarzl» kavraml ihmal edilmi$tir. 20. J. Simon'un Marxism Today, 1962, 6, No. 6'daki yaZlsL 21. J. Simon, aym eser. 22. Yale Univ. Press, New Haven, 1957. Needham tarafmd:l'[ Science and Society'de (1959. 23, 58) ele~tirilmilitir. Wittfo- gel'in gori.i~lerinin bic l;ok arasmda Orlan Lee'nin ilginc bir cah~masl amlabilir. «Traditionelle Rechtsgebrl- fiche und der Begriff d, Orientalischen DespotismL:;». Zeitsclu. f. vergl. Rechtswiss, 1964, 66, 157, 23. Aym zamanda, kabilesel ya da askeri kalltsal aristokrasini!1 artlklanyla b!l,~anyla ya1'l~an (bir devletti bu). Koyliilerin «ruhu (ethos)>> Ostiine V. Dedijer'in The Time, (18 kaslm 1963) claki deginmelerine bakm ' «(:in Devrim Teo, risi. 24. Bunun icin, F. Quesnay'nin Despotisme dc China, (PD- ris 1767) adll eserinin cevirisini de icermekte olan ~u kHa- 41


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook