Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?

Published by uvdeveli, 2018-07-18 13:13:39

Description: Gazeteci Yazar Umut Veli Develi tarafından kaleme alınmış olan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun gerçekleştirdiği önemli konuşmalarından derlenmiştir.

Keywords: Kemal Kılıçdaroğlu,Umut Veli Develi,CHP

Search

Read the Text Version

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?her şeyi bilirim, her şey benden sorulur” darbecilerin ve dikta he-veslerinin işidir. Demokrasilerde herkesin görevi, herkesin işi var-dır. Yeni kalkınmanın tanımı yapılırken, küçük ayrıntılarda işbölümüne giden ülkeler kalkınmış ülkeler demektir, öyle tanımı ya-pılır. Dolayısıyla, “Her şeyi ben yaparım, her şeyi ben bilirim” dar-becilerin işidir. Demokratların işi, işi ehline teslim etmektir. Vedemokrasinin özünde uzlaşma kültürü vardır. Umarım 15 Temmuzdarbesi, uzlaşma kültürünü hayata geçirir. Darbecilerin zihin dün-yasında ise uzlaşma kültürü yok, dayatma kültürü vardır. Sevgilivatandaşlarım, Nazım Hikmet’in Kurtuluş Savaşı Destanı var. Odestandan bir bölümü okuyarak sözlerime son vermek istiyorum. Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın. yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim… Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine bu hasret bizim… Bu hasreti, yani bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kar-deşçe yaşamak istiyoruz bütün Türkiye’de, bütün coğrafyada. Benşimdi buradan Türkiye’ye çağrıda bulunacağım. Ben söyleyeceğimlütfen hep beraber tekrar edelim. İstanbul Taksim’den, Hakkari’ye, Edirne’ye, Muş’a, İzmir’e,Yozgat’a, Balıkesir’e, Antalya’ya, Karadeniz’e, Zonguldak’a, Trab-zon’a selam olsun. Demokrasi için selam olsun. Özgürlük içinselam olsun. Biz Taksim’de olanlar, bütün Türkiye’ye gönlümüzüaçıyoruz. Ne darbe, ne dikta, yaşasın özgürlükçü demokrasi! 199

Umut Veli DEVELİ DEMOKRASİ VE ŞEHİTLER MİTİNGİ YENİKAPI - 7 AĞUSTOS 2016Sayın Cumhurbaşkanım, saygıdeğer eşleri, önceki Cum- hurbaşkanımız, TBMM’nin Sayın Başkanı, Sayın Başba- kan ve saygıdeğer eşleri, Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyeti’nin Sayın Başbakanı, MHP’nin Sayın Genel Başkanıve sevgili yurttaşlarım, hepinizi selamlıyorum, hepinize selamla-rımı, saygılarımı ve muhabbetlerimi sunuyorum. TBMM, GAZİ MECLİSTİR Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. BugünTürk siyasal hayatı demokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attı.15 Temmuz akşamı TSK içinde yuvalanan bir çete grubu Türk de-mokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamentoya darbe yapmak is-tedi. Daha doğrusu size, bize, hepimize darbe yapmak istedi. Amaçok şükür, özellikle buradan TBMM’yi 15 Temmuz akşamı sabahakadar açık tutan ve yöneten TBMM Başkanına yürekten teşekkür-lerimi sunmak istiyorum. Parlamenter sistemimize karşı bir darbeyapmak istediler. Bizim cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe giri-şimidir bu. 240 şehidimiz var. 240 aslanımızı toprağa verdik. 240demokrasi şehidimize Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Onlarbizim demokrasi tarihimizdeki altın sayfalarda yerlerini aldılar.Onları unutmayacağız ve unutturmayacağız. Demokrasinin kahra-manlarıdır onlar. TBMM, Gazi Meclistir. TBMM Kurtuluş Savaşı’nı yönetmişbir meclistir. TBMM sabaha kadar çalışarak, darbecilere karşı dikdurarak, sadece kendi onurunu değil sizin seçip parlamentoya gön-derdiğiniz milletvekillerinin onurunu ve milletimizin onurunu ko-rumuştur. 15 TEMMUZ BİZE UZLAŞMA KAPISI ARALADI O nedenle parlamentoda grubu bulunan 4 siyasi partinin lider-leri ve 4 siyasi partinin milletvekilleri darbeye karşı açık, net birtavır koymuşlardır ve darbeye karşı demokrasi bildirgesini hep be-raber imzalamışlardır. Gönül ister ki, bu güzel toplantıya bu güzel 200

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?mitinge, bu güzel beraberliğe eşlik etmek için sadece parlamentodadeğil, parlamento dışındaki Genel Başkanlar da burada olsaydı, sonderece mutlu olurdum. Çünkü Gazi Mustafa Kemal şunu söylüyor;“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diyor. Bizim için söz ko-nusu vatandır, sonuna kadar vatana sahip çıkacağız. Artık 15 Tem-muz’un bir özelliği var. 15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize.15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer biz bu gücü, buuzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek çocuklarımızagüzel bir Türkiye’yi hep birlikte bırakmış olacağız. BİR MUSİBET, BİN NASİHATTEN EVLADIR Değerli arkadaşlarım, neden ve niçin bu noktaya geldik? Önceteşhisi doğru koyacağız ki tedaviyi güzel yapalım. Güzel bir atas-özümüz var. ‘Bir musibet bin nasihatten evladır’ diye. Dolayısıylaben dahil bütün siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lazım.Ben dahil bütün siyasi parti Genel Başkanlarının, yeni bir olayazemin hazırlamadan Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götürmemizlazım. Nedir bu dersler, bunları kısaca sizlerle paylaşmak istiyo-rum. Çünkü bu meydanı dolduranlar sadece sizler dinlemiyorsu-nuz, 81 ilde bizi vatandaşlarımız dinliyorlar ve onlar da bize kulakasıyorlar, kulak veriyorlar ne söylüyorlar diye. Ne dedik? Bir musi-bet bin nasihatten evladır. Demek ki, bir musibetle karşı karşıyakaldık. O zaman neler yapmalıyız, neleri söylemeliyiz? CAMİYE, KIŞLAYA, ADLİYEYE SİYASET GİRMESİN Sizin için 12 madde hazırladım, benim görüşüm, partimizin gö-rüşü. 12 maddeyi diğer liderler de kabul ederlerse sözüm söz, göre-ceksiniz Türkiye gerçekten de çağı yakalamış, gerçekten deuzlaşma kültürünü benimsemiş, gerçekten de sokaklarında, cadde-lerinde, parklarında, fabrikalarında güler yüzlü insanların olduğu,yaşadığı bir Türkiye haline gelecektir. 1) Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım. Camiye so-karsak toplumu böleriz. Adliyeye sokarsak adaleti bulamayız. As-keriyeye, kışlaya sokarsak darbeyi önleyemeyiz. O zamanyapacağımız ilk iş camide siyaset olmayacak, kışlada siyaset olma-yacak, adliyede siyaset olmayacak. Adalet arıyorsak onları başkayerde bağımsız bir şekilde aramamız lazım. 201

Umut Veli DEVELİ 2) Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Bizim kavgadeğil, bizim milleti kardeş kılma gibi bir görevimiz var. 3) Siyasette özeleştiri yapmak ve geçmişi iyi tahlil etmemiz ge-rekiyor. Eğer geçmişi iyi tahlil edebilirsek, gelecekte çok dahagüzel bir Türkiye’yi inşa edebiliriz. Tarihin tekerrürünü değil, mil-leti kardeş kılma yolunda kararlılığımızı sürdürmeliyiz. LİYAKAT SİSTEMİNDEN VAZGEÇMEMELİYİZ 4) Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. Yani liya-kat sisteminden vazgeçmemeliyiz. İnancımız da bunu böyle öngö-rüyor zaten. Liyakat sistemi önemlidir. İşi ehline ver diyor yüceyaradan. İşi ehline verdiğimiz zaman göreceksiniz ki Türkiye çokdaha güzel yönetilecektir. Bu bizim tarikattan, bu bizim cemaatten,bu bizim partimizden değil, kim o işi yapıyorsa işi ehline teslimetmek gibi bir geleneği artık Türkiye’de başlatmak zorundayız. Ga-ribanın oğlu, sizin çocuklarınız KPSS’de beklerken, sınav için alınteri dökerken birileri sınav sorularını çalıp eğer sınav yapıyor vedevletin önemli yerlerine geliyorsa buna hep beraber itiraz etmekdurumundayız. NE DARBE NE DİKTA, YAŞASIN DEMOKRASİ 5) Her şartta, her koşulda demokrasiye sahip çıkmalıyız. 15Temmuz darbe girişimi demokrasinin ne kadar önemli olduğunubize gösterdi. 15 Temmuz darbe girişiminde halk direnme gücünükullanarak, tankların önüne çıkarak, canını siper ederek demokra-siyi savunmuştur. Canını siper eden, tankın üstüne çıkan, mücade-leyi yapan herkese kadın-erkek, yaşlı-genç herkese şükranlarımısunuyorum. Siz bir tarih yazdınız. Türkiye’ye bir tarih kazandırdı-nız. Değerli arkadaşlarım, sadece darbe değil, demokrasi üzerindetüm vesayetleri reddetmeliyiz. Demokrasi milletin iradesidir. Mil-letin iradesi üzerindeki her türlü gölgeye son vermeliyiz. Bu azimve kararlılıkla yola çıkmalıyız. Onun için diyoruz, ‘Ne darbe nedikta, yaşasın tam demokrasi’ diyoruz. Birinci sınıf demokrasi di-yoruz. 21. yüzyılın insanı tam demokrasiye layıktır ve bunun mü-cadelesini vermeliyiz. HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR 6) Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız. Mustafa 202

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?Kemal ve arkadaşları Cumhuriyeti kurarken 1921 yılında bir ana-yasa yaptılar. Anayasanın birinci maddesi şudur; “Hakimiyet kayıt-sız şartsız milletindir” diyor. Evet, hakimiyet kayıtsız şartsızmilletindir. Bakın hakimiyet milletindir değil, hakimiyet kayıtsızşartsız milletindir diyor. Milleti yüceltiyor, vatandaşı yüceltiyor.Dolayısıyla hiç bir kimseye, hiç bir aileye, hiç bir gruba, hiç birzümreye imtiyaz tanınmıyor. Vatandaşlar eşittir, vatandaşlar birlik-tedir. Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzıne olursa olsun bütün vatandaşlar kanun önünde eşittir. Cumhuri-yetin eşitlik değerlerine, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir de-ğerlerine hepimizin sonuna kadar sahip çıkması gerekiyor. Değerli arkadaşlarım, Gazi Mustafa Kemal dedi ki; “Cumhuri-yet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir”. Eğer Cumhuriyet kimsesiz-lerin kimsesiyse cumhuriyet bizimdir, cumhuriyet bizim alınterimizdir. Cumhuriyeti korumak, yaşatmak hepimizin görevidir.Elbette ki, tek başına bunları Mustafa Kemal Atatürk yapmadı.Cephede milletin makûs talihini yenen İsmet İnönü’ler, Fevzi Çak-mak’lar, Rauf Orbay’lar, Kazım Karabekir’ler, Fahrettin Altay’larhepsi cumhuriyetin kuruluşunda büyük emekleri vardır. Cumhuri-yetin şu özelliği daha var. Ne dedik? Bilhassa kimsesizlerin kimse-sidir cumhuriyet. Eğer bugün cumhuriyet olmasaydı, Sayın RecepTayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olamazdı. Eğer bugün cumhuriyetolmasaydı, Sayın Karaman TBMM Başkanı olmazdı. Eğer BugünCumhuriyet olmasaydı, Sayın Binali Yıldırım Başbakan olamazdı.Eğer bugün Cumhuriyet olmasaydı, Anadolu’nun kuş uçmaz kö-yünde doğan Kemal Kılıçdaroğlu CHP’ye Genel Başkan olmazdı.Cumhuriyet bu kadar değerli, bu kadar önemlidir. O nedenle hepi-miz cumhuriyete ve demokrasiye birlikte sahip çıkacağız. PARLAMENTER SİSTEMİ GÜÇLENDİRMELİYİZ 7) Parlamenter sistemimizi güçlendirmek zorundayız. 150 yıllıkparlamenter sistemimiz var, 150 yıl. Ve 15 Temmuz akşamı Tür-kiye Büyük Millet Meclisi dik durarak, onurlu durarak bombalaryağarken, kurşunlar sıkılırken parlamentoyu terk etmedi. KurtuluşSavaşı’nı nasıl yönettiyse bir darbeyi de aynı anlayışla püskürttü.Bu nedenle açık ve net söylüyoruz; parlamenter sistemimizi dahada güçlendirmeliyiz. 203

Umut Veli DEVELİ 8) Medyanın özgürlüğü. Bakın değerli vatandaşlarım, 15 Tem-muz akşamı bağımsız medya olmasaydı belki hiç kimse sokaklaraçıkmayacaktı. O medya olayları verdi. Vatandaşlar sokağa davetedildi. Tankların üzerine çıkıldı. O medya bütün bu görüntüleriverdi. Dolayısıyla vatandaş en meşru hakkı olan direnme hakkınıkullanarak demokrasiyi korudu ve mücadelesini yaptı. Göğsünüsiper etti tanklara ve mücadelesini yaptı. O nedenle parlamentersisteme karşı yapılan bu darbe girişimine parlamento dik durarakgerekli cevabı vermiştir. Değerli arkadaşlarım, medya özgürlüğünün bir diğer önemi deşudur; biz siyasetçiyiz, eksiğimiz olabilir, hatamız olabilir, yanlışı-mız olabilir ama bunları dile getirecek olan medyadır. Medyanınbağımsızlığına bütün siyasilerin saygı duyması ve önem vermesilazım. YARGI BAĞIMSIZLIĞININ ÜZERİNE TİTREMELİYİZ 9) Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı. Bakın değerli arkadaşla-rım, FETÖ terör örgütü ordunun içinde yuvalandı. FETÖ terör ör-gütü yargının içinde yuvalandı, FETÖ terör örgütü devletin herkademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce F Tipi Örgütlenme di-yorduk, şimdi Fetullah Gülen Terör Örgütü olarak tanımlanıyor.Savcı da iddianamesini böyle yazıyor. Yargının bağımsızlığı nedenönemlidir? Adalet istiyoruz. Adaleti nerede tecelli ettireceğiz?Mahkemede tecelli ettireceğiz. Eğer bir hakim vicdanıyla değil, birhakim Pensilvanya’dan aldığı talimatla karar veriyorsa o hakimhakim değil, o mahkeme de mahkeme değildir. O nedenle yargı ba-ğımsızlığı çok önemlidir. Ve hepimiz bunun üzerinde durmalıyız vebu konu üzerinde titremeliyiz. Hemen şunu ifade edeyim, yargınınbağımsızlığı konusunda iktidar ve muhalefetin belli bir görüş bir-liği içinde hareket etmesi bizim açımızdan memnuniyet vericidir. 15 TEMMUZ BİZE LAİKLİĞİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU GÖSTERDİ 10) Değerli arkadaşlarım, laikliğin ne kadar önemli olduğunu15 Temmuz gösterdi. Dini kullanarak, inancımızı kullanarak hertürlü yasa dışı işin içinde olanlar, milleti nasıl kandırdılar hep bera-ber gördük. Laiklik din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik her-kesin istediği gibi inanması ve ibadet etmesi demektir. Laiklik, 204

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?inanca saygı demektir ve insana saygı demektir. O nedenle bütünsiyasi partilerin bu konuda daha dikkatli olması gerekir. Kula kul-luk yapmak değil, kula kulluk yapanların nasıl bir anlayışta olduk-larını hep beraber gördük. ÇOCUKLARIMIZ; FİKRİ HÜR, İRFANİ HÜR, VİCDANI HÜR YETİŞMELİ 11) Demokrasinin güçlenmesine sadece bugün için değil, gele-cekte de katkı vermek zorundayız ve demokrasinin güçlenmesi içinmutlaka ama mutlaka sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçir-memiz gerekir. Çocuklarımız irfanı hür yetişmeli, vicdanı hür ye-tişmeli, fikri hür yetişmeli çocuklarımız. Çocuklarımız birilerindentalimat alıp onun gereğini yapmamalı. Alınan talimatı, en azındankendi aklında bunu ölçmeli ve tartmalı. Ne diyor yüce yaradan?“Aklınızı kullanmıyor musunuz?” diyor. Aklımızı kullanmanınyolu eğitim sistemini de bu şekle getirmektir. Çocuklarımız akılla-rını kullanmalılar, dünyaları sorgulamalılar. Bakın, elin oğluMars’a uzay aracı gönderiyor, biz 21. yüzyılın Türkiye’sinde birdarbe girişiminin Türkiye’ye maliyetini görüyoruz. O nedenle hepberaber eğitim sistemini de güçlendirelim, gelecekteki demokrasi-mizi güçlendirmek ve derinleştirmek için bu çabayı hep birliktegösterelim. GEÇMİŞİN MAĞDURLARINA HAKLARINI, İTİBARLARINI İADE EDELİM 12) FETÖ terör örgütünü biliyorsunuz, artık bütün dünya bili-yor. Bu örgüt, geçmişte Balyoz davası dediler, Ergenekon davasıdediler, Casusluk davası dediler hiçbir günahı olmayan, devlete sa-dakatle bağlı olan pek çok subayımızın ki eski bir GenelkurmayBaşkanı da dahil tamamını hapse attılar. O dönem en çok itirazedenlerden birisi bizdik. ‘Yanlış yapıyorsunuz’ demiştik. Şimdi,onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. Tamamının FETÖterör örgütü tarafından yapıldığı ortaya çıktı. O zaman bir devletadalet üzerinde büyür. Bir devlet adalet üzerinde soyluluk kazanır.Bir devlet adalet üzerinde devlet olur. O zaman buradan çağrı yapı-yorum. Sadece size değil bütün Türkiye’ye. Sadece Türkiye’yedeğil bütün siyasi liderlere. Geçmişin mağdurlarına haklarını iadeedelim. İtibarlarını iade edelim. Böyle yaptığımız takdirde devlet 205

Umut Veli DEVELİsaygın konuma gelmiş olur. DEVLET ADALET ÜZERİNDE YÜKSELMELİDİR Aziz kardeşlerim, değerli dostlarım, devlet haksızlıklarla müca-dele ederken hukukun dışına çıkmamalıdır. Lütfen bu sözümü çokdikkatli dinleyin. İçimizden bir kişinin bir tek kişinin bile emeği,eseri, zamanı ziyan olduğunda bu tüm Türkiye’nin ortak kaybıdır.Tekrar ediyorum, bu ülkede bir kişi bile haksızlığa uğradığında, birkişi bile mağdur olduğunda bu tüm Türkiye’nin kaybıdır. Bu ne-denle ülkemizi yeniden inşa ederken yeni mağduriyetler yaratma-malıyız. Hukuk diyoruz, hukukun üstünlüğü diyoruz, adaletdiyoruz, devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır. Hani deni-yor ya adalet mülkün temelidir yani adalet devletin temelidir. Sev-gili dostlarım, 12 madde halinde yol haritamızı açıkladım. Eksiğiolabilir, fazlası olabilir ama Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak hepimi-zin ortak görevidir. Benim de görevim, iktidardakilerin de görevi,sivil toplum örgütlerinin görevi, vatandaşın görevi. Buradan sözveriyorum ve şunu söylüyorum, hep birlikte mücadele edelim. Hepbirlikte gereğini yerine getirelim. FARKLILIKLARIMIZA SAYGI GÖSTEREREK, BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ Sevgili dostlarım, görüyorum ki bu meydanda en ön safında ka-dınlarımız var, tıpkı darbe gecesi tankların önünde durdukları gibi.Bundan büyük bir gurur duyuyorum. Bir toplum için nezaketin,şefkatin, sevginin kaynağı olarak gördüğüm kadınlarımızın hayatınher alanında daha çok var olmalarını bize eşlik etmelerini gönüldendiliyorum. Kadınlarımızın desteği, katkısı, katılımı bizim için vaz-geçilmez değerdedir. Hiç kimse unutmasın bir ülkede kadının yüzügülüyorsa bilin ki o ülke mutlu bir ülkedir. Bu ülkenin yiğit kadın-larının evladı olmaktan, kardeşi olmaktan onur ve gurur duyuyo-rum. Çünkü hepimiz bu toprakların çocuklarıyız. Bu topraklarınçiçekleriyle, türküleriyle, annelerimizin duaları ve ninnileriyle bü-yüdük. Birlikte kardeşçe yaşadık. Birlikte kardeşçe yaşayacağız.Birlikte kardeşçe mücadele edeceğiz. Bu topraklar bereketli toprak-lardır. Bu topraklarda Yunuslar var, Mevlanalar var, Hacı Bektaş-ıVeliler var, Neşet Ertaşlar var, Erzurumlu Emrahlar var, Ferhatlarvar, Şirinler var. Bu topraklardan çıktı. Bu topraklarda huzur 206

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?içinde, barış içinde demokrasimizi güçlendirerek farklılıklarımızasaygı göstererek birlikte mücadele etmeliyiz. Sözlerimi Nazım Hikmet’in Milli Kurtuluş Destanı’ndan birbölüm okuyarak sonlandırmak istiyorum. \"Dörtnala gelip uzak As-ya’dan/Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan/Bu memleketbizim/Kapansın el kapıları/Bir daha açılmasın/Yok edin insanın in-sana kulluğunu/Bu davet bizim/Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ve bir orman gibi kardeşçesine/Bu davet,/Bu hasret bizim\". Evet, bu hasretle hepinizi, muhabbetle kucaklıyorum. Hepinizeen içten saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Allah bir daha Türki-ye’ye böyle acı olaylar yaşatmasın. Hep beraber, hep birlikte yürekyüreğe, omuz omuza, kol kola demokrasimize saygılı olalım ve de-mokrasimize sahip çıkalım. Hepinizi en içten selamlar, saygılar su-nuyorum. 207

Umut Veli DEVELİ MALTEPE ADALET MİTİNGİ MALTEPE - 9 TEMMUZ 2017Aziz vatandaşlarım, benimle birlikte 450 kilometreyi kat eden sevgili yol arkadaşlarım, sevgili adalet arayıcıları, bizleri televizyonları başında izleyen saygı değer yurt-taşlarım, Maltepe Meydanından bütün İstanbul’a, bütün Türkiye’yegönül dolusu selamlar, sevgiler ve muhabbetler gönderiyoruz. BU YÜRÜYÜŞ BİZİM İLK ADIMIMIZDIR 15 Haziran 2017’de sabah saatlerinde Ankara Güvenpark’tabaşlattığımız yürüyüşü Maltepe’de noktaladık. Ama kimse bu yü-rüyüşün bir son olduğunu düşünmesin bu yürüyüş bizim ilk adımı-mızdır. Herkes şunu çok iyi bilsin, 9 Temmuz yeni bir adımdır, 9Temmuz yeni bir iklimdir, 9 Temmuz yeni bir tarihtir, 9 Temmuzyeni bir doğuştur. Ankara’da yürüyüşe başladığımda bir grup yurttaşımızla bera-ber ilk gün 21 kilometreyi 10 dakika arayla bitirdik, 10 dakika biryerde mola verdik ve 21 kilometreyi tamamladık. Yol boyunca biziyüreklendiren, bize destek veren Ankara, Kahraman Kazan, Kızıl-cahamam, Bulak Köyü, Gerede, Bolu, Kaynaşlı, Düzce, Hendek,Selamlar Köyü, Adapazarı, Eşme, İzmit, Derince, Körfez, Tavşan-cıl, Gebze ve İstanbul’a yürekten teşekkürlerimi ve şükranlarımısunuyorum. Yol boyunca yürürken araç kullanıcıları bazen kor-nayla, bazen elleriyle bizi yüreklendirdiler, bize selam verdiler. On-lara da buradan Maltepe Meydanından şükranlarımı ve saygılarımıgönderiyorum. Bize sofrasını açan, ayranını ikram eden, çayınıikram eden, yemek gönderen, yiyecek gönderen, topladığı kır çi-çeklerini sevgiyle bize veren, “hayır dualarım seninledir” diyen an-nelere, babalara, dedelere her zaman, her yerde, her ortamdaşükran borçluyum. Yine buradan onlara teşekkürlerimi gönderiyo-rum. Yol boyunca birlikte yürüdüğümüz, büyük bir kısmında bera-ber yürüdüğümüz Harp Okulunda tutuklu olan oğlu için yürüyenVeysel Amcaya da hepinizin huzurunda selamlarımı saygılarımı,gönderiyorum, o da şu anda aramızda. Ve tabi yolda gelirken bizi 208

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?protesto eden sevgili vatandaşlarımızda vardı, hiç kimse unutmasınKemal Kılıçdaroğlu herkese saygılıdır. Protesto eden yurttaşlarımada onun bir hak olduğunu söylüyorum ve onlara da şükranlarımısaygılarımı gönderiyorum. Bu ülkeye demokrasiyi, birinci sınıf de-mokrasiyi mutlaka getireceğiz. Herkes özgürce düşüncesini ifadeedebilecek. Bir teşekkürüm de güvenlik güçlerimize, Ankara’dan İstanbul’akadar polisi jandarmasıyla bütün güvenlik güçleri, bizim sağlıklıbir şekilde bu meydanda toplanmamız için olağanüstü çaba harca-dılar. Halkın polisine, halkın jandarmasına buradan selamlarımısaygılarımı gönderiyorum, teşekkür ediyorum onlara da. DÜNYANIN EN BARIŞÇIL EYLEMİNİ YAPTIK Hiç kimse unutmasın biz yürürken taşkınlık yapacağımızı düşü-nüyorlardı, biz yürürken vurup kıracağımızı düşünüyorlardı, dün-yanın en barışçıl yürüyüşünü yaptık, dünyanın en barışçıl eyleminiyaptık. Hiçbir yurttaşımızın burnu dahi kanamadı. O nedenle gü-venliğimizi sağlayan, benimle beraber yürüyen ve bu meydandaolan, bizleri televizyonları başında dinleyen adalete susamış bütün80 milyona yine şükranlarımı, saygılarımı sunuyorum. Bir acı kay-bımız oldu Hasan Tatlı yürüyüşün başında geçirdiği bir kalp krizisonucu hayatını kaybetti. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz, ai-lesine yakınlarına başsağlığı diliyoruz. İki güzel kızı yürüyüş sıra-sında yine geldiler, yürüyüşün bir etabına katıldılar ve babalarınınvasiyetini yerine getirdiler. Tatlı ailesine de buradan hem başsağlığıhem saygılarımı sunuyorum, şükranlarımı sunuyorum. Sevgiliadalet arayışçıları; yürüyüşümüze destek veren pek çok kesimoldu, destek açıklaması yapan siyasi partiler ve milletvekillerine,bizzat katılan siyasal partilerin Genel Başkanı ve yöneticilerine,sendikalara, sanatçılara, muhtarlara, engellilere, gazi ve şehit aile-lerine, Ergenekon, Balyoz ve KHK mağdurlarına, emekli hakim vekomutanlara, taşeron işçilerine, emeklilikte yaşa takılanlara, kadın-lara, sivil toplum örgütlerine, meslek kuruluşlarına, barolara, çiftçi-lere, emeklilere ve mağdur ailelere yürekten teşekkürlerimisunuyorum verdikleri destek için. PEKİ BİZ NEDEN YÜRÜDÜK? Neden yürüdük? Bu sorunun cevabını da izin verirseniz vere- 209

Umut Veli DEVELİyim. Olmayan adalet için yürüdük, mazlumların hakkı için yürü-dük, hapisteki milletvekilleri için yürüdük, tutuklu gazeteciler içinyürüdük. Bugün Sözcü muhabiri Gökmen Ulu’nun doğum günü,kendisine buradan Maltepe Meydanından mutlu yıllar diliyoruz.İçerdesin kardeşim biliyorum, hapistesin kardeşim biliyorum. Ağa-beylerin, gazeteci ağabeylerinle beraber, üstatlarınla beraber hapis-tesin biliyorum. Ama unutma Maltepe Meydanı senin yanında,gazetecilerin yanındadır. Üniversitelerden atılan hocalar için yürü-dük, Kanun Hükmünde Kararnameyle üniversite hocalarının kapı-nın önüne konulması, görevlerine son verilmesi tam bir demokrasiayıbıdır. Geçmişte bunu 1402’likleri hatırlarsınız, sıkıyönetim dö-nemlerinde paşalar yapıyordu, Hitler Almanya’da yapıyordu. Al-manya’dan gelen hocalara Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve odönemin yöneticileri kapılarını açtılar. Şimdi Kaboğlu gibi dünyaçapında bilinen ünlü isimler KHK’larla kapının önüne kondu, amayurtdışına çıkışları da yasaklandı. Yasaklayanları Maltepe Meyda-nından kınıyorum. Haksız yere kamu görevinden atılan memurlariçin yürüdük. Çocuk işçiler için yürüdük, taşeron işçiler için yürü-dük, her türlü güvenceden yoksun tarım işçileri için yürüdük, Tür-kiye’nin en fakir kesimi olan orman köylüleri için yürüdük,hapisteki askeri öğrenciler için yürüdük, hapisteki er ve erbaşlariçin yürüdük ve linç edilen askerler için yürüdük. Tek adam reji-mine karşı çıktığımız için yürüdük, FETÖ’ya karşı olduğumuz içinyürüdük, 20 Temmuz darbesine karşı olduğumuz için yürüdük.IŞİD, PKK terör örgütü EL NUSRA ve diğer terör örgütlerine karşıolduğumuz için yürüdük, Gazi Meclise sahip çıktığımız için yürü-dük. Yargı siyasetin emrine verildiği için yürüdük, devlette liyakatsistemi kalmadığı için yürüdük, son 15 yılda 13 kez üniversite veKPSS sınav soruları çalındı bunun için yürüdük. Şiddet mağdurukadınlarımız ve çocuklarımız için yürüdük, Mavi Marmara şehit vegazileri için yürüdük. Onursuz bir anlaşmayla Mavi Marmara şe-hitlerinin hakları ellerinden alındığı için yürüdük. KHK ile görev-lerinden atılan, işlerine geri dönmek için hak arayan, hak aradığıiçin terörist ilan edilip hapse konulan, açlık grevindeki kardeşleri-miz Nuriye ve Semih için yürüdük. Can ve mal güvenliği olmadığıiçin, korku iklimi nedeniyle konuşamayan iş dünyası için yürüdük,FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıksın, gerçek darbeciler yargılansın 210

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?diye yürüdük. 249 şehidimiz ve 2301 gazimiz için yürüdük. Şehit-ler ve gaziler arasında ayrım yapılamaz, bir daha söylüyorum şehit-ler ve gaziler arasında ayrım yapılamaz. Şehitler ve gazilerarasında ayrım yapıldı, ikilik yaratıldı. Ayrım yapılmasın diye yü-rüdük. Özetle bu ülkede adalet için yürüdük, adaleti getirmek içinyürüdük. Takipçisi olacağız. O nedenle sözlerimin başlarında söy-ledim, 9 Temmuz yeniden doğuşun tarihidir. 9 Temmuz bir yürüyü-şün sonu değil, bir özgürlüğün, bir barışın, bir birlikte yaşamairadesinin ortaya konmasının başlangıcıdır. ADALET OLMAYAN DEVLET YAŞAYAMAZ, ÇÖKER Niçin adalet? Farklılıklarımızla birlikte yaşamak için adalet,huzur içinde yaşamak için adalet, geleceğe güvenle bakmak içinadalet, Türkiye’nin dünyada saygın bir konumu olsun bunun içinadalet. Adalet insanlığın ortak paydasıdır, adalet mülkün temelidir.Yunus’un dediği gibi zulüm ile abad olunmaz. Zulmediyorlar, mil-lete zulmediyorlar, fakir fukaraya zulmediyorlar, garibanlara zul-mediyorlar, esnafa zulmediyorlar, çiftçiye zulmediyorlar, herkesezulmediyorlar. Zulme karşı durmak bizim namus borcumuzdur.Konfüçyüs adaleti şöyle tanımlar, adalet bir kutup yıldızı gibidir,yerinde sabit durur ama bütün kainat onun etrafında döner. Dolayı-sıyla Konfüçyüs diyor ki, “Kainatında bir adaleti vardır”. İranlıSadi çok güzel bir tanımlama yapıyor adaletle ilgili olarak. “Dün-yanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gi-dermeye yetmez” diyor. Bu meydan ve bu meydanın dışında,meydanda yer olmadığı için gelemeyen adalete susamış sizlere tek-rar saygı, tekrar sevgi, tekrar muhabbetlerimi gönderiyorum. Hz.Ömer “Adalet mülkün temelidir” der. Sevgili peygamberimiz “ Birgün adaletle hükmetmek 70 yıl nafile ibadetten hayırlıdır” der.Adalet bütün inançların ortak temelidir, tıpkı ahlak gibi. Bütünpeygamberler adalet için mücadele etmişlerdir. Kuranı Kerim’deadaletle hükmediniz der, işi ehline veriniz der, peygamberimizinveda hutbesi de adalettir. Adalet düzeni olmayan bir toplum, birdevlet yaşayamaz, çöker. Tarih bunun onlarca, yüzlerce, binlerceörneğiyle doludur. Onun için diyoruz ki, “önce adalet.” “Hak,Hukuk, Adalet” diyoruz. Siyaset ahlak temelli, adalet temelli yapılmak zorundadır. Siya- 211

Umut Veli DEVELİset topluma adanmışlıktır, siyaset köşeyi dönme alanı değildir, si-yaset malı götürme alanı değildir, siyaset vatandaş için yapılır, ülkeiçin yapılır, ülkenin çıkarları için yapılır. Siyaset ülkeyi birleştir-mektir, kutuplaştırmak değil, bölmek değil, ayrıştırmak değil, ger-ginlik yaratmak değil. O nedenle her yerde söylüyorum, bir dahasöyleyeceğim, defalarca söyleyeceğim, sizler de söyleyin, hiç kim-senin etnik kimliğine göre, inancına göre, yaşam tarzına göre siya-set yapmayacağız. Yapanlar vatan hainleridir, yapanlar ülkeyisevmeyenlerdir. Herkesin kimliğine saygı duyuyorum, herkesininancına saygı duyuyorum, herkesin yaşam tarzına saygı duyuyo-rum. Başı örtülü kadınlarımız için diyorlar ki, efendim iktidar deği-şirse sizin yaşam tarzınızla uğraşacaklar, başörtülerinizi açacaklar.Bunu söyleyenlere itibar etmeyiniz, bunu söyleyenler doğru söyle-miyorlar. Biz herkesin yaşam tarzına, herkesin kimliğine, herkesininancına sonuna kadar saygılıyız. Beni kişinin kimliği değil, kişininyaşam tarzı değil, kişinin inancı değil beni o kişi bu ülkede karnıdoyarak, huzur içinde yaşıyor mu yaşamıyor mu beni ilgilendirenbudur. DARBEYİ DE ÖNLEYECEĞİZ, ADALETİ DE GETİRECEĞİZ; SOKAKSA, SONUNA KADAR! Yürüyüşe başladığımızda belli çevrelerden eleştiriler geldi.“Efendim adalet sokakta aranmaz” diyorlar. Eğer bir ülkede büyükhaksızlıklar varsa, adaletsizlikler, eşitsizlikler varsa o ülkenin mah-kemeleri bağımsız değil, siyasi otoritelerden talep alıyorlarsa, hu-kukun üstünlüğüne göre, vicdanlarına göre hakimler değil de,siyasi otoritenin beklentilerine göre karar veriyorlarsa, milli irade-nin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkileri gaspedilmişse, Türkiye Büyük Millet Meclisi dumura uğratılmışsa, hal-kın gözü, kulağı ve sesi olan basın susturulmuş veya iktidar tarafın-dan teslim alınmışsa o zaman adalet arayışımızın tek yeri o dasokaktır. Hiç kimse bundan endişe etmesin. “Adalet, Adalet, Adaletsonuna kadar Hak, Hukuk, Adalet” diyeceğiz. Bize diyorlar ki“adaleti niye sokakta arıyorsunuz?” Ama 15 Temmuz darbe girişi-mini savuşturan parlamentonun onurlu duruşu ve halkın sokağa in-mesiyle oldu. 249 şehidimiz var darbeyi önlemek için sokak güzel,adaleti getirmek için sokak kötü. Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti 212

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?de getireceğiz. Sokaksa evet, sonuna kadar sokak! ADALETİ BU ÜLKEYE GETİRECEĞİM! Sevgili vatandaşlarım iki tane 15 Temmuz var. Bir, Halkın 15Temmuzu, iki sarayın 15 Temmuzu. Halkın 15 Temmuz’u halk so-kaklara indi, 249 şehitle ve 1000’i aşkın gaziyle darbeyi önledi. Bizbuna Halkın, Sokağın 15 Temmuzu diyoruz. Bu 15 Temmuz bizimonurumuz, bizim gururumuzdur. Bir de Sarayın 15 Temmuzu var.Sokağın 15 Temmuz’undan yararlanıp, darbe girişiminden yararla-nıp, 20 Temmuz’da KHK yetkisi alarak TBMM’yi devre dışı bıra-karak, sivil darbenin yolunu açan 15 Temmuz’dur. Buna da Sarayın15 Temmuz’u diyoruz. Sarayın 15 Temmuzuna sonuna kadar karşı-yız, sonuna kadar direneceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Sa-rayın 15 Temmuzu, 5 gün sonra 20 Temmuz’da sivil darbe yapıldı,TBMM’nin yetkileri alındı. Adalet mekanizması tamamen siyasiotoriteye bağlandı. Saraydaki zat diyor ki, “Yıl sonuna kadar ciddimanada mahkumiyet kararları gelecektir diye düşünüyorum.” Yanidiyor ki kimin kaç yıl ceza alacağını ben belirliyorum. Ben hakimetalimat veriyorum şu kadar ceza verin diye. Yuh çekmeyin sadecebu gerçeği bilin. Bir kişinin suçlu olup olmadığına siyasetçi kararvermez, bakan karar vermez, muhalefet partisinin Genel Başkanıkarar vermez, milletvekili karar vermez, sanayici karar vermez,esnaf karar vermez. Bir kişinin suçlu olup olmadığına ancak hakimkarar verir. Beyefendi hatırlarsanız Ergenekon davalarının da savcı-sıydı. Şimdi yeni duruşmaların hakimi oldu. Kişiye ceza biçiyor. Nekadar ceza alacağını kamuoyuna açıklıyor. Buradan söylüyorum,senin adaletin bizi yıldıramaz, senin cezaların bizi yıldıramaz. Neolursan ol, kim olursan ol adaleti bu ülkeye getireceğim. YAŞADIĞIMIZ DÖNEM BİR DİKTA DÖNEMİDİR Hatırlarsanız 1971 ve 1980 darbelerinden sonra sıkıyönetimmahkemeleri, devlet güvenlik mahkemeleri kurulmuştu, yargılama-lar yapılıyordu, haksız pek çok uygulama vardı ve o uygulamalarınsonucunda da kararlar çıkıyordu. Ama savcı, hakim karar verirken;savcı delil topluyor, hakim de en azından o delillere bakarak birşeyler yapıyordu, karar veriyordu. Ergenekon, Balyoz davalarındaise sahte delillerle karar verilmeye başlandı. Yani sahte delil üretili-yor ve öyle karar veriliyordu. Şimdi yani 20 Temmuz sivil darbe- 213

Umut Veli DEVELİsinden sonra dosya da delil varmış yokmuş hiç önemli değil.Hakim gözünü dikmiş saraya, saray ne diyecek, ne kadar ceza ve-receğiz, saraydan gelen talimata göre karar veriyor. Hiçbir zamanşunu düşünmüyor, dosyada delil var mı, dosya da delil yok mubuna bakmıyor. Yani delilsiz ceza verme dönemi başlamıştır 20Temmuz sivil darbesinden sonra. Bunu her yerde, her ortamda her-kese anlatmak bu meydanın görevidir ve Türkiye’nin görevidir. Yaşadığımız dönem bir dikta dönemidir. Herkes bunu çok iyibilmeli, yaşadığımız dönem bir dikta dönemidir. Yaşadığımız dö-neme benzeyen 1940’ların Almanya’sından örnek vermek isterim.Hitlerin bir adalet müşaviri vardı Hans Frank. Şöyle söylüyor ha-kimlere, “Karar vermeden önce kendinize şunu sorun, benim ye-rimde Führer olsaydı nasıl karar verirdi”. Yani vicdanına göreverme, kanuna göre verme, hukukun üstünlüğüne göre verme, Füh-rer nasıl isterse öyle karar vereceksin diyor. Aynı şey, aynı oyunbugün Türkiye’de oynanıyor. Hakim saraya bakıyor, aldığı tali-matla karar veriyor. Oysa hakimlik kutsal bir görevdir. Hakimincübbesinde ilik yoktur, düğme yoktur. Hakim kimsenin önünde dizçökmez hakim kimsenin önünde cübbesini iliklemez, hakim kimse-nin önünde ayağa kalkmaz. Tam tersine duruşma salonuna hakimgirerken herkes ayağa kalkar. Şimdi ben buradan bütün yargıçlara,bütün savcılara sesleniyorum, bütün hakimlere ve bütün savcılara,adaletin hakkını korumak benim kadar sizin de görevinizdir. Adale-tin hakkını korumak Maltepe Meydanını dolduran vatandaşın hakkıve görevi kadar sizin de hakkınız ve görevinizdir. Dik durun,onurlu durun, vicdanınızın sesini dinleyin ve ona göre karar verin.Delilsiz insanları mahkum etmeyin. Saraydan talimat geliyorsa eli-nizin tersiyle itin. Onurlu durun. Çocuklarınıza, torunlarınıza güzelbir miras bırakın. Konuşmamın bir yerinde dedim ki, niçin yürüyoruz? FETÖdarbe girişimin siyasi ayağı ortaya çıksın diye yürüyoruz dedim.Gerçek darbeciler, kol kola gezenler, “aynı yolda yürüyoruz” di-yenler, “ne istediniz de vermedik” diyenler, gerçekler ortaya çıksındiye yürüyoruz dedim. Şimdi yargı ele geçirildikten sonra, yani 20Temmuz sivil darbeden sonra FETÖ olayının ayrıntılarını ortayaçıkarmak için görev yapan onurlu savcılardan dosyalar alındı. 214

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?Önce dosyaları ellerinden alındı, sonra aynı savcılar başka yerleresürüldüler. Bir darbe girişiminin üstünü örtmeye kalkanlar gerçekdarbecilerdir. Bir darbe girişiminin aydınlanmasını örtmeye çalı-şanlar darbe girişimcileridir. Sivil darbe gerçek darbe girişimininoluşmasını, olayını, ayrıntılarını öğrenmeyelim diye perdeleniyor.O açıdan bir şey daha yapıyorlar, FETÖ iddianameleri önce AdaletBakanlığına gidiyor Adalet Bakanlığı gözden geçirdikten sonrasavcı mahkemeye veriyor. Yani yargının her alanı siyasi otoritenin denetimi altında, de-ğerli vatandaşlarım hepiniz adalet saraylarına giderken görmüşsü-nüzdür, bir kadın gözleri bağlı elinde bir kılıç buna adalet heykelidiyoruz. Adalet heykelinin gözleri bağlıdır, kulakları kapalıdır, te-razisi ise adaletlidir. Hakim ve savcılara sesleniyorum, eğer sizadalete inanıyorsanız, adalete güveniyorsanız, adaletin ne kadar de-ğerli olduğuna, bizi birleştiren en temel unsur olduğuna inanıyorsa-nız - bu adalet heykelinde şu andaki tabloyu size söyleyeyim,adalet heykelinin gözleri bağlı değil açık, kulakları kapalı değilaçık, terazisi ise hilesiz değil hileli- bu heykelin hakkını vermek,adaleti yeniden tahsis etmek, siyasi otoritenin emrine girmek değil,vatandaşın can ve mal güvenliğini koruyacak gerçek adaleti sağla-yacak bir vatandaş olarak, bir hakim olarak görev yapmanızlaancak mümkündür. Eğer görevinizi yapmayıp siyasi otoriteden tali-mat alıyorsanız siz hakim de değilsiniz, savcı da değilsiniz. SizTürkiye Cumhuriyetinin temeline dinamit koyuyorsunuz. Bu aradaAnayasa Mahkemesinin değerli Başkanlarına ve üyelerine de ses-lenmek istiyorum, korkmayın. Korkunun ecele faydası yoktur.Onurlu durun, dik durun, namuslu durun, daha önce verdiğiniz ka-rarların arkasında durun. Daha önce karar verdiniz milletvekilleriyargılanabilir ama tutuklanamaz diye, şimdi milletvekilleri hapisteneden? Size başvurmuşlar. Neden karar vermiyorsunuz? Nedenkorkuyorsunuz? Neden sarayı ürkütürüz diye çekiniyorsunuz? Ana-yasa mahkemesi üyeleri sizin dik durmanız, sizin onurlu durmanız,sizin adaleti korumanız, sizin adaletten yana tavır almanız, sizin sa-rayın değil, ülkenin çıkarlarını savunmanız, sizin Türkiye’nin onu-runu verdiğiniz kararlarla korumanız size güç katar, Türkiye’yegüç katar. Birilerinin oyununa gelmeyin, korkmayın. Saray bize neyapabilir diye çekinmeyin. Ne yaparsa yapsın yarın çocuklarınızın 215

Umut Veli DEVELİyüzüne bakacaksınız, torunlarınızın yüzüne bakacaksınız, arkadaş-larınızın yüzüne bakacaksınız. Saraydan talimat geldi biz kararıöyle verdik diyorsanız ve o niyetteyseniz, lütfen o koltukları boşal-tın. Oraya onurlu, dik duran namuslu yargıçlar gelsin. 450 kilometreyi büyük bir keyifle yürüdüm, “450 kilometreyiyürürler mi” diye soru soranlar oldu. “Fazla yürüyemezler canım50- 60 kilometrede bırakırlar” dediler. Fakat bir baktılar ki yürüyorbu adam. Bu adam yürüyor. Evet, yürüdüm. İnançla yürüdüm, ka-rarlılıkla yürüdüm, ülkem için yürüdüm, Türkiye için yürüdüm, to-runlarımız için yürüdüm, 80 milyon için yürüdüm, 80 milyon için.Hiçbir ayrım yapmadım herkesi kucakladım. UMUDUMUZU YENİDEN YEŞERTTİK, Bu yürüyüşle ne kazandık? Bu da güzel bir soru, bu yürüyüşlene kazandık? Önce toplum olarak korku gömleğini çıkarıp çöp se-petine attık. Çekinmeyeceğiz, cesur olacağız, biz cesur insanlarız.Milli Kurtuluş Savaşını vermiş bir milletiz biz. Korkuya teslimolmak bizim kültürümüzde yoktur. O nedenle dedim zaten yargıç-lara, siz de korkuya teslim olmayın, onurlu durun, namuslu durundiye. Yalnız olmadığımızı gördük. Tüm Türkiye’ye ve dünyayayalnız olmadığımızı duyurduk. Adaletli bir Türkiye kuracağımızıgördük ve bunu bütün dünyaya seslendirdik. Umudumuzu yenidenyeşerttik, artık hepimiz umutluyuz. Hepimiz Türkiye’nin geleceğikonusunda umutluyuz. Biliyorsunuz umut bulaşıcıdır, ben umut-luysam yanımdaki arkadaşımda umutludur. Maltepe umutluysabilin ki Maltepe’nin tamamı umutludur. Maltepe umutluysa İstan-bul umutludur. İstanbul umutluysa Ankara umutludur. Ankaraumutluysa Hakkari umutludur. Herkes umut tohumlarını yenideneksin. Ve bu yürüyüşte aşımızı, ekmeğimizi paylaşmasını da öğren-dik. Tasada ve kıvançta bir olduk. Bir ağaç gibi tek ve hür ve birorman gibi kardeşçe yaşamayı özledik. Konu adalet olunca tümfarklılıklarımızı bir kenara bırakıp kenetlendik. Ve hep birlikte Tür-kiye Cumhuriyetinin tarihinin en önemli sayfalarından birini yaz-dık. Bir tarih ve bir destan yazdık. Bu tarihi, bu destanı yazanlarsizlersiniz. Bu tarihi, bu destanı Türkiye ve dünyanın gündeminegetirenler sizlersiniz. Size, hepinize 80 milyona şükranlarımı, say-gılarımı ve muhabbetlerimi yine gönderiyorum. 216

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi? Ne istiyoruz? Yürüyüş yaptık ne istiyoruz? 1. OHAL kalksın, Türkiye normalleşsin istiyoruz, 2. Adliyeye, kışlaya camiye siyaset girmesin, yargı siyasetin so-pası olarak kullanılmasın, yargı tarafsız ve bağımsız kılınsın, 3. Hapiste gazetecileri olmayan bir Türkiye istiyoruz, özgürmedya istiyoruz, kim olursa olsun, 4. Üniversiteleri susturulmuş değil, üniversiteleri konuşan birTürkiye istiyoruz. Düşünceyi açıklama özgürlüğü istiyoruz. Düşün-cesini açıkladı diye kişilerin, kurumların suçlanmasını ve hapseatılmasını istemiyoruz. 5. Milletin seçtiği vekillerin tutuklanmasını, hapse atılmasınıdeğil TBMM’de görev yapmalarını istiyoruz. 6. FETÖ ile mücadelenin göstermelik değil bir daha söylüyo-rum FETÖ ile mücadelenin göstermelik değil, gerçekten yapılma-sını ve bu darbe girişlimin siyasi ayağının kesinlikle ortayaçıkarılmasını istiyoruz. 7. Tek adam rejimi değil demokratik parlamenter sistem istiyo-ruz. TBMM’nin gasp edilen yetkilerinin iadesini istiyoruz. 8. Göstermelik değil gerçekten de kadın erkek eşitliği istiyoruz.Kadına yönelik şiddetin önlenmesini ve devletin bu konuda dahatutarlı politikalar üretmesini istiyoruz. 9. Gençlere saygı istiyoruz, gençleri önemsemeliyiz, gençler po-tansiyel suçlu olarak gösterilmesin istiyoruz. Fikri hür, irfanı hür,vicdanı hür gençlerin önündeki bütün engellerin kaldırılmasını isti-yoruz. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulama-ların eşit yurttaşlık temelinde sona erdirilmesini istiyoruz. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz, 450 kilometreyi yürürken or-manları fark ettim, yeşillikleri fark ettim, meraları fark ettim. Yağ-muru gördüm, sisi gördüm, gölleri gördü. Cıvıl cıvıl hayatıngördüm. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Ve dönüp kendime şunusordum, cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz bu cennet gibi ülkeyi ce-henneme çevirmeye kimin hakkı var? Bu cennet gibi ülkeyi cennetgibi yapmak, herkesin evinde huzurlu oturmasını sağlamak bizimgörevimiz değil mi? Niye bunu yapmıyoruz? 217

Umut Veli DEVELİ Değerli vatandaşlarım, sevgili dostlarım adalete susamış kardeş-lerim, buraya gelirken bir Maltepe Çağrısı, Adalet Çağrısı metnihazırladım, bu metni sizlere okuyacağım. Lütfen bu metni sessizama dikkatlice dinleyelim. Metin güzel bir metin oldu, ortak arzu-muzu yansıtıyor. Ama tarihe not düşmemiz lazım, “Ben de MaltepeMeydanına gittim” diye torunlarımıza, çocuklarımıza anlatacağız.“O tarih yazılırken ben de oradaydım” diyeceğiz, “Birlikteydikorada, milyonlardık orada, bir aradaydık orada, barış istiyorduk,huzur istiyorduk, kardeşlik istiyorduk, adalet istiyorduk, hak isti-yorduk, hukuk istiyorduk” diyeceğiz. Bunları düşünerek bir metinhazırladım. Şimdi o metni sizin bilginize sunuyorum. Biz, yani biz 15 Haziran’dan bu yana yürüyen on binler. Bugünİstanbul Maltepe’de bir araya gelen yüzbinler, milyonlar olarakTüm Türkiye ve dünyaya sesleniyoruz. Biz, sadece ve sadece adalet istiyoruz. Sadece burada bir arayagelenler için değil, sadece bizleri destekleyenler için değil, herkesiçin adalet istiyoruz. Biz, 25 gündür on binlerce ağızdan hep birlikte haykırdığımızhak, hukuk, adalet talebimizin çok geç olmadan karşılanmasını isti-yoruz. Biz, siyasete ve toplumsal yaşama, “Adalet” yürüyüşümüzüngösterdiği barışçıllığın hakim olmasını istiyoruz. Adalet bir haktır, adalet hakkımızdır. Biz hakkımızı istiyoruz. Adalet mülkün temelidir. Günümüz Türkiye’sinde mülkün te-meli ne yazık ki sallanmaktadır. Gün temelinde adalet olan yeni birtoplumsal sözleşme yapma günüdür. 10 MADDELİK ADALET ÇAĞRIMIZ İşte bu anlayışla bir araya gelen milyonlar olarak Türkiye’ninözellikle son bir yılda içine sokulduğu duruma dair tespitlerimiz veacil şekilde yerine getirilmesi gerekenlere ilişkin çağrımız şudur: 1. 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin birdille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi TBMM’nin kararlı, onurluduruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşıdirenmesi ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur.Biz buna sokağın/halkın 15 Temmuzu diyoruz. Ancak bu darbe gi- 218

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?rişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması iktidar tarafından bilin-çli olarak engellenmektedir. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301gazimiz için Fetullah Gülen Terör Örgütünün siyasi ayağı ortayaçıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır. 2. İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek,20 Temmuz darbesi yapılmıştır. 20 Temmuz’da OHAL ilan edilmişve TBMM’nin yetkileri gasp edilmiştir. Biz buna Sarayın 15 Tem-muzu diyoruz. Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları ya-sama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHALderhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun olarakyeniden tesis edilmelidir. 3. Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Dola-yısıyla demokrasinin, can ve mal güvenliğinin vazgeçilmez kuralıolan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır. Adil yargı-lanma hakkı eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır. “Kolektif suç”gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir. 4. Bugün, OHAL uygulamalarıyla mağdurların yargıya erişimve sosyal güvenlik hakları ellerinden alınmıştır. OHAL mağdurlarıadeta “sivil ölüme” terkedilmiştir. Mağdurların yargıya erişim vesosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara hukuk dev-letinin gereği olarak son verilmelidir. 5. 20 Temmuz sivil darbesinden sonra, 15 Temmuz darbe girişi-miyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan,ama sırf Hükümete muhalif görüldüğü için bütün haklarından yok-sun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri görevlerineiade edilmelidir. Anayasa Mahkemesinin içtihatları dikkate alına-rak, tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır. 6. 150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede de-mokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tu-tuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindekitüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğününönündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. 7. OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılamadığı bir or-tamda ve üstelik “devletin bütün imkânları seferber edilerek” ger-çekleştirilen Anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Toplumun 219

Umut Veli DEVELİihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan anayasa yerine, bir kişinin bek-lentilerine yanıt veren bir Anayasa değişikliği Yüksek Seçim Kuru-lu’nun yasadışı kararıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu bir “mühürsüzseçimdir.” Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetil-memelidir. 8. Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayetkaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insanhaklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendiril-meli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esasalınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmelive toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiş-tirilmelidir. 9. Sadece hukuk alanında değil, toplumsal yaşamın bütün alan-larında yaygın bir adaletsiz düzen devam etmektedir. İşsizlik, yok-sulluk, insanca yaşam ücretinden yoksunluk, örgütsüzlük,ayrımcılık, yaygın şiddet, terör gibi çok geniş bir yelpazede yaşa-nan toplumsal adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade gelişti-rilmelidir. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratikuygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir. Toplumsaladaletsizliğin en vahim görünümlerden biri olan kadınlara karşı ay-rımcılığın önüne geçilmeli, kadınların özgürlük alanları korunmalı,kadın hakları toplumsal hayatın her alanında uygulanmalıdır. 10. Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemiziniçindeki adaletsizlikleri de kökleştiren bir kısırdöngü yaratmıştır.Adalet sadece iç politikaya ve toplumsal yaşama değil uluslararasıilişkilere de hâkim olmalıdır. Türkiye coğrafyasındaki tüm halk-lara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslar-arası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır. Türkiyeyüzünü insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren mil-letler ailesine çevirmelidir. Hukuka ve Anayasaya saygı, adaleti sağlamanın ilk koşuludur.Hukuk güvenliğinin olmadığı ve adaletin gerçekleşmediği bir top-lumda, kamu düzeni ve toplumsal barış sağlanamaz. Adaletsiz top-lum ise, insan haysiyetinin zedelendiği bir toplumdur. Bu “Adalet Çağrısı”; adaletin, insan haysiyetine saygının vetoplumsal barışın temeli olduğu inancıyla hazırlanmıştır. 220

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi? Bu mücadele bizim mücadelemiz. Ve biz Türkiye’yiz. Adalet is-teyen, barış isteyen, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik iste-yen Türkiye’yiz. Biz dünyadan kopmak değil, dünya ile barışiçinde kardeşçe yaşamak isteyen Türkiye’yiz. Biz kavga değilhuzur isteyen Türkiye’yiz. Biz halkız. Bu yol bizim yolumuz, bumeydanlar bizim meydanımız. Bu memleket bizim memleketimiz. Bu mücadele adalet mücadelesi… Bu yürüyüş bizim yürüyüşü-müz. Bu çağrıdaki tüm taleplerimiz karşılanıncaya kadar durmaya-cağız. Bu yürüyüş artık başladı. Korku duvarlarını yıkacağız.Adalet yürüyüşümüzün bu son günü yeni bir başlangıçtır… Yenibir ilk adımdır. Bu bağlamda Yasama/yürütme ve yargı erklerinikullanan bütün yetkililere bu uyarılarımızı iletirken, siyasal parti-leri, toplumun farklı kesimlerini, sivil toplum örgütlerini ve bütünyurttaşları, bildirinin hedeflerini sahiplenmeye ve hayata geçirmekiçin mücadeleye çağırıyoruz. Şimdi bu çağrıyı Maltepe Meydanından milyonların oyuna su-nuyorum, kabul edenle lütfen ellerini kaldırsınlar. Görkemli birmanzara, tarih yazıyoruz. Yeniden doğuyoruz, ülke için doğuyoruz,çocuklarımız için doğuyoruz, torunlarımız için doğuyoruz, Türkiyeiçin doğuyoruz, bayrağımız, vatanımız, ülkümüz için doğuyoruz.Kimsenin kimliğine, kimsenin inancın, kimsenin yaşam tarzınamüdahale etmeden, karışmadan, onurluca yürüyeceğiz. Hepinize şükran borçluyu, hepinize teşekkür ediyorum. Şimdi kulakları sağır olan birilerine ve dünyaya sesleniyorum,hiç kimse unutmasın her Firavunun bir Musa’sı vardır. Her Nem-rut’un bir İbrahim’i vardır. Firavunu ve Nemrut’u biliyorsunuz.Musa buradadır, İbrahim de buradadır. Çünkü biz adalet istiyoruz.Adaletsizliğe, haksızlığa, zulme isyan edeceğiz, karşı çıkacağız.Çünkü inancımızda diyor ki, \"Zulmün karşısında susan dilsiz şey-tandır.\" Şeytan olmayacak, bu ülkede herkes ama herkes zulmekarşı çıkacak. Hepinizi saygıyla, sevgiyle, dostça kucaklıyorum. Hepiniz sağolun, var olun. Bütün Türkiye’yi bütün partilileri, bütün vatandaş-larımı kucaklıyorum. Huzur istiyorum, barış istiyorum, kardeşlikistiyorum. Birlikte yaşayalım diyorum, kavga etmeyelim, farklılık-lar zenginliklerimiz olsun. Sağ olun, var olun. 221

Umut Veli DEVELİ ÇANAKKALE ADALET KURULTAYI ÇANAKKALE - 26 AĞUSTOS 2017Hakkı, hukuku ve adaleti bu güzel ülkeye getirmek benim boynumun borcudur. Bütün mazlumların yanında olmak, zulmedenlere karşı olmak benim boynumunborcudur. Hepiniz hoş geldiniz. Değişik siyasal partilerden çok sayıda vatandaşımız da var.Bugün “Adalet Kurultayı”nı başlatıyoruz. Ama önce bu topraklar-dan söz etmek isterim. Bu toprakları sıkarsanız şüheda fışkırır. Ça-nakkale’deyiz, şehitlerle kucak kucağayız. Çanakkale’yi geçilmezyapanların Çanakkale destanını yazanların topraklarındayız. GaziMustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti tarihinin öns-özünü yazdığı topraklardayız. Ve onlar Çanakkale Savaşını veren-ler hep birlikte mücadele ettiler. Türkiye’nin bütün illerinden,bütün görüşlerinden, bütün inançlarından insanlarımız bu toprak-larda kucak kucağa yatıyor. Bu memleketin acıyla, kanla gözya-şıyla kurulduğunu Çanakkale bize hatırlatıyor. Bu kurultayımızın,“Adalet Kurultayı”mızın Çanakkale’de olmasının bir anlamı var.Biz biriz, biz bütünüz, biz vatanseveriz, biz bayrağımızı seviyoruz,biz insanımızı seviyoruz, biz insanlarımız arasında hiçbir ayrımyapmıyoruz. Biz görüşü ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsunbütün insanlarımızı kucaklıyoruz. Biz toplumda gerginlik istemiyo-ruz, biz kavga istemiyoruz, biz kendi ülkemizde huzur içinde, barışiçinde yaşamak istiyoruz. Biz adaletli bir Türkiye istiyoruz. BU GÜZEL ÜLKEYİ BİZE EMANET EDENLERE HER ZAMAN ŞÜKRAN BORÇLUYUZ Çanakkale destanı yazıldı, \"Çanakkale Geçilmez\" destanı ya-zıldı. Ama fazla sürmedi. 3 yıl sonra Çanakkale’den tek bir mermibile atmadan düşman gemileri İstanbul’a gitti. Dolmabahçe’ninönünde demirlediler bunlar ve başkenti ele geçirdiler. Gazi MustafaKemal Atatürk, Çanakkale’de kapattığı bir sayfayı 1919’da 3 yılsonra yeniden açtı ve yeni bir mücadelenin öncülüğünü yapmayabaşladı. Samsun’u, Havza’yı, Erzurum’u, Sivas’ı gezdi. Kuvayi 222

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?Milliyeyi örgütledi ve bugün 26 Ağustos 1922’de BaşkomutanlıkMeydan Savaşının başladığı gündür bugün. Bugün BaşkomutanlıkMeydan Savaşına katılan ve şehit olan, hayattaysa gazilerimiz ta-mamına şükran borçluyuz, tamamına Allah’tan rahmet diliyoruz.Tamamına diyoruz ki, siz bu güzel ülkeyi inşa ettiniz. Siz kanları-nızla, gözyaşlarınızla bu güzel ülkeyi bize emanet ettiniz. Onlaraher zaman, her zaman, her zaman şükran borçluyuz. Her zaman,her ortamda onlara saygı duyacağız, saygı duymaya devam edece-ğiz. Herkese, her insana saygı duyduğumuz gibi bu ülke için kanınıveren, gözyaşını veren, canını veren herkese şükran borçluyuz. Ve o savaşı en iyi Nazım Hikmet anlatır. Şiirinde şöyle derNazım Hikmet; “Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim.... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe-sine, / bu hasret bizim...” 20 TEMMUZ DARBESİNE DE KARŞIYIZ Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine nasıl ya-şayacağız? “Adalet Kurultayı”mızın ana teması bu. Biz farklılıkla-rımızla bir arada bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibikardeşçesine nasıl yaşayacağız, bunun temeli nedir, sihirli sözcüknedir? Bunun temeli, sihirli sözcüğü adalettir. Adalet içinde, hepbirlikte huzur içinde yaşayacağız ve bizim adalet mücadelemizintemel nedeni de budur. Biz adalet mücadelesini aslında yeni başlat-madık. Bu mücadele insanlık tarihi kadar eski bir mücadeledir. İn-sanlık tarihi adalet mücadelesiyle geçmiştir. Bundan sonra dageçecektir. Bütün adaletsizliklere karşı ortak mücadeleyi birliktegötüreceğiz. 223

Umut Veli DEVELİ Elbette ki, adaletsizliğin temellerinden birisi 15 Temmuz darbegirişimiydi. O darbe girişimine karşı duran, o darbe girişimini sa-vuşturan parlamentoda görev yapan milletvekillerine, hayatlarınıkaybeden 250 şehidimize ve gazilerimize de şükran borçluyuz. Hiçkimse unutmasın bu ülkede adaleti, hakkı, hukuku ve demokrasiyisahiplenen herkese ama herkese şükran borçluyuz. Ama şu gerçeğide hepimiz bilmeliyiz. Bu ülkenin insanları iki 15 Temmuz oldu-ğunu sakın unutmasınlar. Birinci 15 Temmuz halkın 15 Tem-muz’udur. Darbeye karşı direnen halktır, o halkı saygıyla anıyoruzbiz. 250 şehidimizi ve gazilerimizi anıyoruz. Bir de sarayın 15Temmuz’u var. Karşı çıktığımız sarayın 15 Temmuz’udur. 15 Tem-muz darbe girişimini fırsat bilip 20 Temmuz’da başka bir darbeyiyapanlara karşıyız. Bu ülkede 20 Temmuz darbesine ve o darbeci-lerin tümüne karşıyız biz. ENİS BERBEROĞLU’NUN TUTUKLANMASI BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLMUŞTUR Mücadeleyi nasıl başlattık? Sarayın 15 Temmuz’u ve 20 Tem-muz’dan sonra bir darbe gerçekleşti. İlk kez Cumhuriyet tarihindebir sivil darbe gerçekleşti. Masum insanlar, hiçbir günahı olmayaninsanlar mağdur edildiler. Üniversiteden binlerce akademisyeningörevine son verildi. Hapishaneler gazetecilerle dolduruldu. Bugerçekleri unutmadık, unutmayacağız ve her yerde, her ortamdabunları söylemeye devam edeceğiz. Milletvekilleri hapiste. EnisBerberoğlu’nun hiçbir suçu ve hiçbir günahı olmayan Enis Berbe-roğlu’nun tutuklanması bardağı taşıran son damla olmuştur. HAKKI, HUKUKU VE ADALETİ YENİDEN TESİS ETMEK İÇİN YÜRÜDÜK Ve yürüdük. Ankara’dan İstanbul’a yürüdük. \"Hak, hukuk veadalet\" diye yürüdük. \"Yürüyemez\" dediler yürüdük. \"Yürüyemez-siniz\" dediler yürüdük. \"Yolda kalırsınız\" dediler yürüdük. Hakkı,hukuku ve adaleti savunmak için yürüdük. Ama bize şunu asla söy-leyemediler: \"Kardeşim yürüyorsunuz da bu ülkede hukuk var, buülkede adalet var niye yürüyorsunuz\" diyemediler. Çünkü onlar dabiliyorlardı ki, bu ülkede hak da yok, hukuk da yok, adalet de yok.Biz hakkı, hukuku ve adaleti yeniden tesis etmek için yürüdük. Bir bilge şunu söylüyor, İranlı bir bilge şunu söylüyor; “Dünya- 224

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?nın bütün nehirleri bir kişinin adalete susamışlığını gidermeye yet-mez”. Bugün Türkiye’de bir kişi değil 80 milyonun adalete susa-mışlığı var. Sizler buraya adalet için geldiniz, sizler buraya adaletisavunmak için geldiniz, sizler buraya hakkı, hukuku, adaleti savun-mak için geldiniz. Dolayısıyla biz adalet yürüyüşümüze bundansonrada aynı kararlılıkla, aynı azimle devam edeceğiz. BU MUDUR ADALET? Değerli arkadaşlarım, yakın dönemde bir anket yapılıyor. Vatan-daşlara soruluyor, soru aynen şu: \"Herhangi bir nedenle yolunuzadliyeye düştüğünde hakkınızda adil karar verileceğine inanıyormusunuz?\" Bu soruya evet adliyeye yolum düşerse, bir sorunumolursa oradan adil bir karar çıkar diyenlerin oranı yüzde 19. Hayıradil bir karar çıkmaz bu ülkede adalet yoktur diyenlerin oranıyüzde 73. Kararsız, görüş bildirmeyenlerin oranı da yüzde 8. Yanibu toplumun en az yüzde 80’i bu ülkede adaletin olmadığını bizesöylüyor. Doğru mu söylüyor? Evet kesinlikle doğru söylüyor buülkede hak da yok, hukuk da yok, adalet de yok. Düşünün somutörnekler vereceğim. Bir yerde Büyükşehir Belediye Başkanısınız,hükümet size kızıyor, ofisiniz basılıyor, yerleriniz, memurlarınızgözaltına alınıyor 397 yıl hapisle yargılanıyorsunuz ve dava devamediyor, sizi yargılayanlar hapse giriyor ve siz beraat ediyorsunuz ve397 yıl hapisle yargılanacaksınız ve sonunda beraat edeceksiniz.Peki bu mudur adalet? Eğer bu adaletse, böyle adalet olmaz olsun!Düşünün bu ülkenin hapishanelerinde anneleriyle beraber kalançocuk sayısı 668. Bu çocukların oyuna ihtiyacı var, bu çocuklarınarkadaşlarıyla oyuna ihtiyacı var, bu çocukların babalarını görmeyehakları var. Ve bu çocuklar Türkiye Cumhuriyeti hapishanelerinde.Sormak gerekir bu mudur adalet? Düşünün üniversitelerde öğretimüyesisiniz, profesörsünüz, doçentsiniz, yardımcı doçentsiniz. Birsabah kalkıyorsunuz bir kanun hükmünde kararnameyle görevinizeson verilmiş, kapının önüne konulmuşsunuz. Hak aramak istiyorsu-nuz başvuracağınız hiçbir yer yok. Çünkü başvurmanızı, hak ara-manızı yasaklıyorlar. Sormak gerekir bu mudur hak, bu mudurhukuk, bu mudur adalet? Bunun için \"adalet, adalet, adalet\" diyo-ruz. Düşünün, sadece bu değil görevinize son verilmiyor. Görevi-nize son verildi diyelim diyorsunuz ki, ben bir üniversite 225

Umut Veli DEVELİhocasıyım, batıda dünya kadar üniversite var, doğuda dünya kadarüniversite var ve beni davet ediyorlar gel burada ders ver bizim öğ-rencilerimizi aydınlat diyorlar. Ve o kanun hükmünde kararna-meyle sizin yurtdışına çıkışınızda engelleniyor. Bu mudur adalet?Bu da yetmiyor, sadece sizin değil eşinizin de yurtdışına çıkmasıyasaklanıyor. Sormak gerekir bu mudur adalet? Buna adalet düzenidenmez. Biz buna ne dedik? Darbe düzeni. Hangi darbe? 20 Tem-muz darbesi. 20 Temmuz darbesini her yerde dillendireceğiz, heryerde söyleyeceğiz 20 Temmuz bir sivil darbedir. Bu da yetmiyor, kapının önüne konuyorsunuz, kanun hükmündekararnamelerle görevinize son veriliyor ve siz dünyanın en barışçıleylemini yapıyorsunuz. Elinizde bir kağıt diyorsunuz ki, işimi isti-yorum. Nerede? İnsan hakları anıtının önünde. Geliyorlar her sabahseni oradan alıyorlar doğru karakola götürüyorlar ceza yazıyorlarve serbest bırakıyorlar. Çünkü bu eylemin ceza kanununda birhükmü yok. Ertesi gün yine gidiyorsunuz ben işimi istiyorum di-yorsunuz yine sizi alıp götürüyorlar. Bakıyorlar başa çıkamadılarinsan hakları heykelinin etrafını kuşatıyorlar, heykelin önünde kim-senin olmasını istemiyorlar. Sonra geçiyor bunları terörist ilan edi-yorlar. Açlık grevi yapıyorlar siz açlık grevi de yapamazsınız deyipdoğrudan doğruya hapse atıyorlar. Şimdi Nuriye ve Semih’i nasılanmazsınız? Sormak gerekir bu mudur adalet? Böyle bir adalet an-layışı olabilir mi? Hep birlikte ama hep birlikte bunun mücadele-sini vermek zorundayız. -Düşünün bu da yetmiyor mahkemeyeçıkıyorsunuz, tutuklanmışsınız mahkemeye çıkıyorsunuz, aradanuzun süre geçmiş savcı tutuksuz yargılanmanızı istiyor. Hakim bukarara uyuyor evet tutuksuz yargılanabilirler diyor ve serbest bıra-kılıyor. Sen misin tutuksuz yargılama kararını veren. Hem savcıyı,hem hakimi görevden alıyorlar. Çünkü diyorlar ki, sen birisini bıra-kacaksan saraydan izin alacaksın kardeşim. Kendi özgür iradenlekarar vermeyeceksin diyorlar. Atilla Taş ve Murat Aksoy tutuksuzyargılanmaları istenmesine karşın yeniden bir dava, gözaltındaykenserbest bırakılmadan tekrar tutuklanıyorlar, tekrar hapse atılıyorlar. Şimdi sormak gerekiyor bu milletin vicdanına sormak gerekiyorbu mudur adalet? Düşünün dini inancı istismar ederek milyonlarcadolar, milyonlarca avro topladılar. Ve bunlar toplayanlar bugün ara- 226

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?mızda. Alın terini çaldılar milyonlarca alın terini çaldılar ve bun-lara hiçbir şey yapılmadı. Sormak gerekir adı alın terini çalanlardanhesap sormamak mıdır adalet? Bizim adalet anlayışımız bu değil.Alın terini çalanlar mutlaka adaletin önünde hesap vermeli ve hesa-bını hep birlikte sormalıyız. Düşünün yoksul bir ailenin eğitim har-camalarıyla varlıklı bir ailenin eğitim harcamaları arasındaki fark78 katına çıkmış. Sormak gerekir bu mudur adalet? Düşünün gari-ban bir aile boğazından kesiyor çocuklarına eğitim verdiriyor, sı-navlara hazırlıyor. Sonra birileri geliyor Öğrenci SeçmeYerleştirme Merkezinden sınav sorularını çalıyor. O sınav sorula-rını hiçbir alın teri dökmeden birilerine dağıtıyorlar. Onlar sınavıkazanıyor emek harcayanlar, bekleyenler, çocuğum sınava girdi sı-navı kazanacak diye umutla bekleyenlerin hiçbirisi ama hiçbirisidoğru dürüst bir yeri kazanamıyor. Sormak gerekiyor bu muduradalet? Ve o sınav sorularını çalanların sırtı sıvazlandı uzun sürebekletildi. Hiçbir soruşturma yapılmadı, eleştirenlere de ne yapı-yorsunuz siz böyle bir şey yoktur dendi. Sormak gerekir bu muduradalet? Anayasa Mahkemesi, dokunulmazlığı kalkan milletvekille-rinin tutuklanmalarının doğru olmadığı yönünde bir karar verdi.Dedi ki, milletvekilleri yargılanabilir ama bunlar tutuklanamazlar.Anayasa Mahkemesinin bu kararına rağmen hala bugün çok sayıdamilletvekili tutuklu. Çünkü sarayın iznine bağlı bunların serbest bı-rakılmalı. Ve Anayasa Mahkemesi, buradan Anayasa MahkemesiBaşkan ve üyelerine de sesleniyorum. Siz gerçekten hakimseniz,gerçekten yargıçsanız, gerçekten verdiğiniz kararların arkasındaonurluca durmak istiyorsanız biran önce ve biran önce kararlarınızıyeniden verin! ’CHP ÜZERİNDEN OPERASYONU NASIL GERÇEKLEŞTİREBİLİRİZ’ ARAYIŞINDALAR Düşünün, herkesin bildiği istisnasız bütün gazetelerin yazdığıMİT tırları meselesi. Havuz medyası da bunu yazdı MİT tırları me-selesi. Devlet sırrı sayılarak Enis Berberoğlu, milletvekilimiz göz-altına alındı. Kaçacak diye tutuklandı. Müebbete mahkum edildi iyihal nedeniyle 25 yıl ceza verildi. Sormak gerekir, bütün dünyanınbildiği, herkesin bildiği, 80 milyonun bildiği bir konu nasıl devletsırrı sayılır? Ve Enis Berberoğlu bugün cezaevinde. Enis Berberoğ- 227

Umut Veli DEVELİlu’na “Adalet Kurultayı”ndan adaletli selamlarımızı gönderiyoruz.Suçsuz yere yatıyor, Anayasa Mahkemesinin kararı var. MİT tırlarıolayı devlet sırrı değildir diye Anayasa Mahkemesi kararı var. Amabu karara rağmen Enis Berberoğlu orada yatıyor. Düşünün EnisBerberoğlu’nu casuslukla suçlayacaksın, devletin bütün sırlarınınsaklandığı kozmik odaya, evet devletin bütün sırlarının saklandığıkozmik odaya FETÖ örgütünün militanlarını sokacaksın ve devle-tin bütün sırlarını FETÖ örgütüne vereceksin. Şimdi sormak gere-kiyor devletin harim-i ismetine girenlere hiçbir şey yapmayacaksın,devletin bütün sırlarını bir terör örgütüne vereceksin, ama dönüpdolaşacaksın Enis Berberoğlu’nu suçlayacaksın. Niçin? CHP üze-rinden bir operasyonu nasıl gerçekleştirebiliriz arayışındalar. Bura-dan Çanakkale’den sesleniyorum, siz yalnız değil, 7 kişi, 77 kişi,77 bin kişi, kaç kişi gelirseniz gelin CHP olarak dik, kaya gibi du-racağız asla ve asla ödün vermeyeceğiz! Hakkımızı, hukukumuzusonuna kadar arayacağız. Zulme, zalime teslim olmayacağız.Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki, haksızlıklar karşısında susan dilsizşeytandır. Biz onların şeytanlıklarına asla boyun eğmeyeceğiz. TÜRKİYE’DE ADALET YOKTUR! Düşünün taşeron işçisisiniz, söz veriliyor size kadro vereceğizdiye. Oy alıyorlar iktidar oluyorlar, iktidar olduktan sonra taşeronişçisini unutuyorlar. Şimdi sayıları 2 milyona yaklaşan taşeron iş-çisi kardeşlerime sesleniyorum, senin hakkını da, senin hukukunuda ben koruyacağım, biz koruyacağız. Size kadroyu biz vereceğizkardeşim. Düşünün, çiftçiye dünyanın en pahalı mazotunu satacak-sın, gübresini satacaksın, suyunu satacaksın, ilacını satacaksın, tar-lasını ekecek, biçecek, ürününü hasat edecek. Sanki bu ülkede hiçenflasyon yokmuş gibi, hiç büyüme yokmuş gibi geçen yılın fiya-tını aynen vereceksin. Buradan çiftçi kardeşlerime de sesleniyo-rum. Karadeniz’deki fındık üreten kardeşlerime de sesleniyorum.Senin hakkını da, senin hukukunu da, senin adaletini de biz savu-nacağız yeter ki birlikte olalım. Düşünün, sanki hiç Türkiye’de arazi yok, bütün araziler ekili,sanki Türkiye’de hiç insan yok, sanki su yok, güneş yok, denizyok. Çiftçi kardeşlerim iyi dinlesinler, gidiyorlar Sudan’da 780 bindönüm arazi kiralıyorlar, hükümet kiralıyor. 780 bin dönüm arazi 228

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?kiralıyorlar. Ne ekecekler? Yağlı tohum ve pamuk ekecekler. SankiTürkiye’de pamuk ekilmiyor, sanki Türkiye’de yağlı tohumlar yok.Bir devlet düşünün Sudan’da arazi kiralayacak, orada ekecek,ürünleri Türkiye’ye getirecek, kendi çiftçisiyle rekabet edecek. Birdevlet kendi insanıyla rekabet eder mi? Çiftçi kardeşim senin hak-kını da, senin hukukunu da hep birlikte biz savunacağız. Ve bir garabet daha. Üniversitede hocasınız bir kanun hük-münde kararnameyle görevinize son veriliyor, maaşınız kesiliyor,yurtdışına çıkışınız engelleniyor, eşinizin de yurtdışına çıkışı en-gelleniyor. Diyorsunuz ki, ben daha gencim, giriyorsunuz üniver-site sınavlarına kazanıyorsunuz. Bir de başka bir fakültede başkabir ders göreyim diyorsunuz, oadan da mezun olayım diyorsunuz.Bir yönetmeliği değiştiriyorlar sen fakülteye devam edemezsin di-yorlar. Böyle bir ahlaksızlığı, böyle bir hukuksuzluğu emin olundünya görmemiştir. Dünya böyle bir haksızlığa tanık olmamıştır.Bu kardeşlerime de sesleniyorum, hep birlikte adaleti getirmek içinmücadele edeceğiz. Sizin hakkınızı, hukukunuzu hep birlikte savu-nacağız. Düşünün, diyorlar ya ByLock kullandığı için tutuklandılar. HiçByLock kullanmamış, hapse girmemiş, FETÖ’yle hiçbir ilgisi yok,ama ByLock kullanan birisi onu telefonla aramış ve siz kalkıyorsu-nuz bu gazetecileri hapse atıyorsunuz, bunları tutukluyorsunuz.Kadri Gürsel, Ahmet Şık, Altan kardeşler, Birgün Gazetesi MahirKanaat, Mediha Olgun Sözcü’den, Gökmen Ulu, Ali Bulaç, MuratAksoy, Atilla Taş, Akın Atalay, Murat Sabuncu. 150’nin üzerindegazeteci hapiste. 150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu birülkede haktan, hukuktan ve adaletten söz edemezsiniz. Artı zatendemokrasiden de söz edemezsiniz. Hapisteki bütün gazeteci arka-daşlarıma sesleniyorum. Sizin hakkınızı, sizin hukukunuzu sağla-mak da bu ülkenin namuslu insanlarının temel görevi olacaktır. Düşünün, ister ByLock kullan, ister FETÖ’cü ol, eğer adamınvarsa, birilerinin damadıysan, birileri kayınpederse, birilerinin pa-raları, pulu varsa, parayla, pulla istediğini satın alabiliyorsa rahat-lıkla dışarıda gezebiliyorsun, gözaltına alınmıyorsun vetutuklanmıyorsun. Gücün varsa, bir İtalyan hukukçunun dediği gibi\"Hukuk gücü olanların delip geçtiği, güçsüzlerinse takılıp kaldığı 229

Umut Veli DEVELİbir ağ olmamalıdır.\" Evet gücü olanların delip geçtiği ama güçsüz-lerinde takılıp kaldığı bir ağa dönüşmüştür. O nedenle Türkiye’deadalet yoktur. Parayı bastıran, gücünü kullanan, siyasal arkası olan-ların tamamı serbest bırakıldı. Ama bu örgütle yakından uzaktanhiçbir ilgisi olmayan, sadece ve sadece muhalif göründüğü için ha-pishanelere tıkılan çok sayıda vatandaşımız var. Onlara da buradanseslenmek istiyorum. Sizlerin hakkını ve hukukunu sağlamak,temin etmek, bunun mücadelesini vermek hepimizin ama hepimi-zin, bu ülkenin yiğit insanlarının ortak görevidir. Bir örnek vereyim size çok çarpıcı bir örnek. Az önce söyledimFETÖ’yle hiçbir ilgisi olmayan kişiler hapse atılıyor ama iktidarayakın birisi FETÖ mensubu birisine telefon ediyor, \"Operasyon ya-pıyorlar aman sakın durma kaç\" diye. Ve bu tespit ediliyor savcınıniddianamesinde yer alıyor. Bunu söyleyen adamın kılına dahi do-kunmuyorlar. Ama hayatı boyunca ByLock kullanmayan insanlarbugün Türkiye’nin hapishanelerinde. O nedenle adalet için toplan-dık, adalet için mücadele edeceğiz. ATLETİMLE UĞRAŞACAĞINA 142 MİLYAR DOLARI ÜLKENİN ÇİFTÇİSİNE, EMEKÇİSİNE VER! Düşünün, birileri \"Faize karşıyım\" diyor, \"Faiz çok yüksektir\"diyor; son 15 yılda, altını çiziyorum son 15 yılda bu ülkenin insan-larının cebinden alınıp bir avuç faiz lobisine ödenen miktar, tutar142 milyar dolar. Sabah, akşam benim atletimle uğraşacağına 142milyar doları bu ülkenin çiftçisine versene, bu ülkenin köylüsüneversene, bu ülkenin emekçisine versene! 20 MİLYON DOLARA TÜRKİYE’NİN İTİBARI, HAKKI, HUKUKU VE ADALETİ SATILDI Düşünün, Gazze’ye gitmek için vatandaşları teşvik edeceksin,binin gemiye Gazze’ye gidin diyeceksiniz, göndereceksiniz, açıksularda, açık denizlerde müdahale edilecek gemiye 9 Türk vatan-daşı hayatını kaybedecek. Kıyameti koparacaksın, asacaksın, kese-ceksin, her lafı edeceksin sonra gideceksin önlerinde dizçökeceksin, ben ettim sen etmeyin diyeceksin. 20 milyon dolaraTürkiye’nin itibarını satacaksın. Bu mudur adalet, bu mudur hak?20 milyon dolara Türkiye’nin hakkı, hukuku ve adaleti satılmıştır.O kadar ki, bu 9 vatandaşımız dava açmak istese bile dava açma 230

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?hakları ellerinden alınmıştır. Sormak gerekiyor bu mudur adalet? NAMUSLU, DEVLETİ SOYMAYAN İNSANLARIN ÜLKEYİ YÖNETMESİNİ İSTİYORUZ Düşünün devleti yöneten şunu söylüyor, FETÖ’ye dönüyor \"neistediniz de vermedik\" diyor. Her istediklerini verdiler, her istedik-lerini! Okul dediler okul verdiler, müsteşar dediler müsteşar verdi-ler, vali dediler vali verdiler, kaymakam dediler kaymakamverdiler, general dediler general verdiler. Bize üniversite lazım de-diler üniversiteler verdiler. Her şeyi verdiler. Peki kardeşimFETÖ’nün her istediğini verdin, ne istediniz de vermedik dedin,peki bu ülkenin çiftçisi istedi vermedin, emeklisi istedi vermedin,işsizi istedi vermedin, taşeron işçisi istedi vermedin, memuru istedivermedin, emeklisi istedi vermedin, ama FETÖ ne istediyse apartopar hepsini verdin. Sen vatansever değilsin kardeşim, bunu ya-panlara vatansever denmez! Son 15 yılda geldiğimiz noktaya bakın Allah aşkına. Hırsızlık,yolsuzluk yapanlar, kul hakkı yiyenler bu ülkede muteber kişi ol-maya başladılar. Eğer kul hakkı yemiyorsanız, hırsızlık ve yolsuz-luk yapmıyorsanız bunlardan iş olmaz, bunlar devletiyönetemezler. Devleti yönetmek için cin gibi olmak lazım, milletisoymak lazım, cebi doldurmak lazım. Bu anlayışı topluma yerleş-tirmeye başladılar, bu algıyı yerleştirmeye başladılar. O nedenle bizhak derken, hukuk derken, adalet derken onların bu algısını yık-maya çalışıyoruz. Namuslu insanların, kul hakkı yemeyen insanla-rın, yolsuzluk yapmayan insanların, devleti soymayan insanlarınülkeyi yönetmesini istiyoruz. ÖDLEK DEĞİLSEN, KORKAK DEĞİLSEN, CESURSAN ÇIK KARŞIMA! Biliyorsunuz bunlar yeri, zamanı geldiği zaman benim adımıgörünce kan beyinlerine çıkıyor, dayanamıyorlar. Ben buna \"Kılıç-daroğlu hastalığı nüksetti\" diyorum, herhalde öyle. Sağa dönüyo-rum \"Ey Kılıçdaroğlu\" diye bir ses geliyor, sola dönüyorum \"EyKılıçdaroğlu\" diye bir ses geliyor, arkaya bakıyorum \"Ey Kılıçda-roğlu\", öne bakıyorum \"Ey Kılıçdaroğlu.\" Ya kardeşim bu Kılıçda-roğlu ne yaptı? Kılıçdaroğlu diyor ki, ben bu ülkede hakkısavunuyorum, ben bu ülkede hukuku savunuyorum, ben bu ülkede 231

Umut Veli DEVELİadaleti savunuyorum, ben bu ülkede huzuru savunuyorum, ben buülkede birlikte yaşamayı savunuyorum. Benimle uğraşacağına,bakın sadece son bir haftada yaşadığımız iki dramı size aktarmakisterim. Kayseri’de 45 yaşındaki işsiz Haydar Çopur kendisiniyaktı. Benimle uğraşacağına bununla uğraşsana kardeşim. Yine İz-mir’de yaşayan 23 yaşında atama bekleyen öğretmen İsa Erdoğanintihar etti. Benimle uğraşacağına bunlarla uğraşsana kardeşim.Köylünün sorunu var, çiftçinin sorunu var, emeklinin sorunu var,atama bekleyen öğretmenin sorunu var, memuru açlığa mahkumettin onun sorunu var, üniversite mezunları işsiz onların sorunlarıvar. Onları bırakmış bir tarafa, onları bırakmış sadece ve sadece be-nimle ilgileniyor. Benimle ilgilenmesinden memnunum, ama ken-disine çok açık ve net çağrı yaptım, onun diliyle çağrı yaptım.Dedim ki, \"Kardeşim sen ödlek değilsen, korkak değilsen, cesursançık karşıma oturalım konuşalım.\" Çıkabilir mi, çıkabilir mi? Bende adım gibi biliyorum ki çıkamaz. Cesaret edemez. İLK HEDEFİMİZ HAK, HUKUK VE ADALETTİR Ama şu konuda görüş birliği içinde olacağız. Bütün bu eleştiri-leri hafızamızı yenilemek için aktardım. Biz hep birlikte kimliği-miz ne olursa olsun, inancımız ne olursa olsun, siyasi görüşümüzne olursa olsun, ülkenin hangi bölgesinde yaşıyorsak yaşayalım veyaşam tarzımız ne olursa olsun hep birlikte adaleti savunacağız,hep birlikte hukuku savunacağız, hep birlikte birlikte yaşamayı sa-vunacağız. Demokrasi paydasında hep birlikte buluşacağız. Görüş-lerimiz farklı olabilir ama demokrasiyi istiyoruz. Görüşlerimizfarklı olabilir hukuku ve adaleti istiyoruz. Görüşlerimiz farklı ola-bilir barış içinde, huzur içinde yaşamak istiyoruz. Görüşlerimizfarklı olabilir bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti getirmek içinortak mücadele edeceğiz. Dolayısıyla ilk hedefimiz; nasıl GaziMustafa Kemal Atatürk \"İlk hedefiniz Akdeniz’dir\" demişse, artıkbizim de bu ülkenin bütün insanlarına sesleniyorum, 80 milyonunasesleniyorum, ilk hedefimiz hak, hukuk ve adalettir. Bütün sorunlara hak, hukuk ve adalet penceresinden bakacağız.Bu pencereden baktığımız zaman sorunları çok daha rahat çözmüşoluruz ve sorunu çözdüğümüz zamanda toplumun vicdanında, hal-kın vicdanında kabul görmüş oluruz. Çünkü sorunu hakla, hukukla 232

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?ve adaletle çözmüş oluyoruz. Ve bunun için yargı bağımsızlığınıkesinlikle sağlayacağız. Yargı siyasi otoritenin de, bir başka vesa-yetinde egemenliğinde olmayacak. Yargı hakkı, hukuku ve adaletisavunacak ve adalet dağıtacak. Adaletli bir yargıyı her zaman herortamda savunacağız ve yeniden ama yeniden inşa edeceğiz.Medya özgürlüğünü birlikte sağlayacağız. Hep birlikte gazetecilerözgürce yazacak. Hiçbir gazeteci korkarak eline kalemi almayacak.Her gazeteci ben Türkiye Cumhuriyetinde hakkın, hukukun ege-men olduğu bir düzende yazımı yazıyorum diyecek ve ben siyasiotoriteyi ve ben hükümeti ve ben haksızlıkları rahatlıkla eleştirebi-liyorum diyecek. Ve yine hep birlikte din ve vicdan özgürlüğünüsağlayacağız. Hiç kimseyi inancından ötürü ötekileştirmeyeceğiz.Hangi inançtan olursa olsun her inanca saygı duyacağız, her inancıhiçbir zaman siyasete malzeme yapmayacağız. Kesinlikle hep bir-likte ama hep birlikte devlette liyakati sağlayacağız. Yani işi ehlinevereceğiz. Onun kimliğine bakmayacağız, onun inancına bakmaya-cağız, onun yaşam tarzına bakmayacağız ve ona diyeceğiz ki, bu işien iyi sen biliyorsan gel kardeşim bu işin başına geç sen bunuyönet diyeceğiz. Yine biz hep birlikte kışlaya siyaseti sokmayaca-ğız, camiye siyaseti sokmayacağız, adliyeye siyaseti sokmayaca-ğız. Hep birlikte camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayacağız.Kimlik üzerinden siyaset yapmayacağız, inanç üzerinden siyasetyapmayacağız, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmayacağız. Yanitoplumu ayrıştıran, toplumu bölen, toplumda gerginlik yaratanbütün unsurları siyasetin dışında tutacağız. YURDUMUZDA DA, DÜNYADA DA BARIŞI EGEMEN KILACAĞIZ Adaletin ölçülerinden birisi de barışçıl dış politikadır. Ortado-ğu’da kan akıyor, insanlar birbirini öldürüyor. Öldüren insanlarıniki tarafı da Allah Allah diye birbirlerini öldürüyorlar. Ve bunlarıneline silahlar Türkiye’den gidiyor. Bu tabloya da son vereceğiz. Or-tadoğu’da barışın olmasını sağlayacağız. Bize emanet edilen barış-çıl bir dış politikayı yeniden inşa edeceğiz. Çünkü bu ülkeninkurucusu savaş meydanlarından geldi ve bu ülkenin kurucusu şunusöyledi; “Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir”. Ve bu ülkeninkurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Yurtta barış, dünyada 233

Umut Veli DEVELİbarış” dedi. Yurdumuzda da, dünyada da barışı egemen kılacağız. DEMOKRASİ PAYDASINDA MÜCADELE EDECEĞİZ Bütün bunların tamamını birlikte yapacağız. Bütün bunların ta-mamını birlikte yaptığımız zaman birlikte kazanacağız. Ben kaza-nacağım, siz kazanacaksınız, Türkiye kazanacak, doğusukazanacak, batısı kazanacak, güneyi, kuzeyi kazanacak. Ortadoğukazanacak, AB kazanacak, Rusya kazanacak, Türk Cumhuriyetikazanacak, İngiltere kazanacak, herkes kazanacak. Çünkü Türkiyebölgesinde de, Türkiye dünyada da lider ülke olmayı hak ediyor.Türkiye bölgesinde de, dünyada da demokrasisine imrenilen birülke olacak. Bunun sözünü hep birlikte vereceğiz. Bunun için hepbirlikte çalışacağız. Demokrasi paydasında birlikte mücadele ede-ceğiz. Bu mücadele kutlu bir mücadeledir. Bu mücadele çocukları-mıza güzel bir Türkiye bırakma mücadelesidir. Bu mücadeleninruhunda Çanakkale vardır. Bu mücadelenin ruhunda 26 Ağustoslar,30 Ağustoslar vardır. Bu mücadelenin ruhunda Kuvvayi Milliyevardır. Kuvvayi Milliyenin ruhu vardır. Ve mücadeleyi en iyi anla-tan Nazım Hikmettir. Diyor ki, “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hürve bir orman gibi kardeşçesine”. Biz hep birlikte bir ağaç gibi tekve hür olacağız ama bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız. Bir orman gibi kardeşçe yaşama özlemiyle adalet mücadelemizehep birlikte katkı verme umuduyla, barışı egemen kılmak, huzuruegemen kılmak umuduyla, hakkı, hukuku ve adaleti egemen kıl-mak umuduyla hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı sunuyo-rum. Sağ olun, var olun diyorum. 234

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi? ÇANAKKALE SONUÇ BİLDİRGESİ TAKSİM - 24 TEMMUZ 2016Hakkı, hukuku ve adaleti demokrasiyi savunan herkesle, özgürlüğü savunan herkesle, yargı bağımsızlığını savu- nan herkesle, yaşı, boyu, doğduğu yer, kent, inancı,kimliği ne olursa olsun, umarım 80 milyonla birlikte hep birliktegerçekleştireceğiz. Adalete susadık adalete, adalet istiyoruz biz, insanız biz, in-sanca yaşamak istiyoruz. İnsanız biz huzur içinde yaşamak istiyo-ruz. İnsanız biz benim gibi düşünmeyen insanı dinlemek istiyorumbu fırsatın verilmesi lazım. İnsanız biz, medyanın özgürce bizieleştirmesi lazım. İnsanız biz, özgürce çocuklarımızı okula gönder-mek istiyoruz. İnsanız biz, hak, hukuk, adalet istiyoruz. SIRTIMIZI DÖNME GÜNÜ DEĞİLDİR Evet adalet için yürüdük, yürüdük adalet için. Bugün 4. günü“Adalet Kurultayı”mızın. Her görüşten insanımızı dinledik, hep-sine şükran borçluyum, hepsini saygıyla anıyorum. Panellerin tü-münü izledim. 4 gün karşıda oturarak, zaman zaman not alarakhepsini izledim. Benim bilgi dağarcığımı hepsi zenginleştirdi.Benim bilgi dağarcığımı zenginleştiren bütün akademisyenlere,sivil toplum kuruluşlarına, yöneticilere, siyasilere, hepsine şükranborçluyum. Farklı düşünebiliriz, ama karşılıklı uygarca oturup ko-nuşmasını öğrenmenin zamanı gelmiştir artık. Çünkü adalet gidi-yor, demokrasi gidiyor. Demokrasi benim için de, adalet benim içinde, herkes için de geçerlidir. Gün birlikte olma günüdür ayrışmadeğil. Gün kucaklaşma günüdür kavga etme günü değil. Gün ada-leti, hakkı ve hukuku savunma günüdür sırtımızı dönme günü de-ğildir. ARAKAN’DAKİ KATLİAMI LANETLİYORUM Bayram arifesindeyiz, Arakan’da katledilen Müslümanlar var.Emin olun içimiz sızlıyor. Bizden çok uzakta bir yerde eğer insan-lar inançları nedeniyle katlediliyorlarsa, hep birlikte o katliamı la-netlememiz gerekiyor. İnsan değerlidir ve insan inançlarıyla, 235

Umut Veli DEVELİkimliğiyle, yaşam tarzıyla ve değerleriyle bir insandır. O insanasaygı duymak gerekiyor, insanları inançları dolayısıyla katletme-mek gerekiyor. Bizden binlerce kilometre ötede yapılan bu katliamıda buradan, Gelibolu’dan şiddetle lanetliyorum. 8 panelimiz oldu.8 panel olurken toplam 77 çalıştayımız oldu, 679 konuşmacımızoldu, 240 saatten fazla sesler kayıt altına alındı. Önümüzdeki sü-reçte göreceksiniz çok güzel yayınlar çıkacak. Bunları halkımızınbilgisine sunacağız. Daha da önemlisi, farklı görüşlerdeki insanlarbir araya gelip, aynı masanın etrafında oturup konuşmaya başladı-lar. Bir güzelliği Türkiye Cumhuriyeti tarihine armağan ettiğimiziçin son derece memnunum. Zaman zaman tartışıldı elbette, elbettetartışılacak. Ama hiçbir zaman karşıdaki kişi kırılmadı. Kırmamayaözen gösterildi. Birbirimizi dinledik, birbirimizin düşüncelerindenşu veya bu şekilde bilgi almaya çalıştık, düşünce dünyamızı zen-ginleştirmeye çalıştık. 80 MİLYONUN ADALET HEYKELİNİ YAPACAĞIZ Ve bu arada bir adalet heykeli yapacaktık, talepler çok fazla,karşılayamadık, 11 bin tuğla imzalandı ve bununla güzel bir adaletheykeli yapacağız. Bu adalet heykeli bizim değil, benim değil, buadalet heykeli 80 milyonun adalet heykelidir. Her görüşten insanı-mızın gidip bir tuğla koyduğu adalet heykelidir. Değerlidir bizimiçin, son derece değerlidir. İnsanların bir araya gelip bir adalet hey-keline bir tuğla koymaları kadar değerli bir şey yoktur. Hele helebugün burada yaşadığımız bu dönemde, bu topraklarda, adaletin nekadar değerli olduğunu herhalde hepimiz çok daha iyi kavramışız-dır. Son medyada adalet tartışıldı. Onun öncesinde insan hikayelerisadece medyada adalette değil, her panelin başında üç aşağı beşyukarı insanlar geldiler yaşadıkları haksızlıkları anlattılar, kimisimedyada, kimisi hayatının bir başka evresinde karşılaştığı haksız-lıkları anlattı. O haksızlıkların bir kısmını da ben burada ilk kezdinledim. Türkiye bu tür haksızlıkları artık kaldırmıyor. Bir panelist arkadaşımız güzel bir söz söylemişti: \"Evinizdeyangın çıkarsa, bu yangını söndürürseniz bu adalet değildir\" di-yordu. \"Komşunuzda yangın çıkar, o yangını söndürmeye giderse-niz işte o zaman adaleti gerçekleştirmiş olursunuz.\" Evet komşudayangın çıktığı zaman o yangını söndürmeye gidersek bizim ruhu- 236

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?muzda adalet var demektir. Çünkü bizimle birlikte olmayan amakomşumuz aynı evde yaşamıyoruz, ama o bir sorunla karşılaşı-yorsa o sorunun çözümüne benim katkı vermem lazım ki ben vic-danımın sesini dinleyerek oraya gitmeliyim. Onun karşılaştığısıkıntıları atlatmalıyım, ona katkı vermeliyim. TEK ADAM REJİMİNİ KABUL ETMEYECEĞİZ Baştan söyleyeyim son yapılan referandum. Burada yine söy-lendi bir kez daha altını özenle çizerek söylemek isterim. Bu ana-yasa değişikliği meşru değildir. Türkiye toplumunun kazanımlarınahakarettir. Bir daha, Türkiye toplumunun kazanımlarına hakarettir.Tek adam rejimi dünyanın hiçbir ülkesinde uzun süreli olmamıştırtek adam rejimi, yoktur böyle bir şey. Bizim kültürümüzde de yok-tur, bizim geleneğimizde de yoktur, bizim tarihimizde de yoktur.Tek adam rejimi olmamıştır, tek adam rejimini asla ve asla kabuletmeyeceğiz. Demokratik bir devlette olması gereken hukukun üs-tünlüğüdür. Devleti yönetenler hukuka uymak zorundadırlar, huku-kun kurallarına uymak zorundadırlar. Sokaktaki vatandaştan dahafazla özen göstermek zorundadırlar. Çünkü onlar topluma örnekoluyorlar. Ama siz hukukun üstünlüğüne değil de, mafya yöntemle-riyle racon çekmeye kalkarsanız devlette hukukun üstünlüğü biter,mafyanın hukuku egemen olur. Bunu da şiddetle reddediyoruz. Maltepe’deki konuşmada bir Maltepe çağrısı yapmıştık. Toplu-mun her kesimine yapmıştık. \"Bir arada yaşayalım, dostça yaşaya-lım, kardeşçe yaşayalım, farklılıklarımızı zenginlik kabul edelim.Bir arada yaşamanın güzelliğini oturalım tadalım, evimizde huzuriçinde yaşayalım. Huzur içinde bu ülkenin sokaklarında gezelim,caddelerinde gezelim, tanımadığımız insana bile oturup rahatlıklaselam vermesini bilelim. Onun derdi varsa onun derdini çözmekiçin birlikte mücadele edelim. Tasada ve kıvançta beraber olalım.\"Evet Maltepe çağrımızın özü buydu. “ADALET KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ” Şimdi bu toplantı ve çalıştaylardan ortaya çıkan bir sonuç bildir-gesi hazırladık. “Adalet Kurultayı Sonuç Bildirgesi”. Bu bildirgeyisizlere sunmak isterim. Adaletin yok edildiği, korku, endişe ve ça-resizlik duygusunun toplumu teslim aldığı bir süreçte milyonlaradalet için yürüdü. Adaletin yürüyüşü korku zincirini kırdı, cesaret 237

Umut Veli DEVELİve umudu ateşledi. Adalet yürüyüşüyle başlayan süreç adalet arayı-şının en geniş biçimde konuşulması, tartışılması, sonuçlar çıkarıla-rak hedefler saptanması için bir kurultay talebini ortaya koydu. 4gün süren kurultayımız bize demokrasi, adalet ve hukuk eksenindebir siyasi hat çizmiştir. Bu hat Türkiye’nin karanlıktan çıkış hattı-dır. Bu hat; demokrasi, adalet ve huzur isteyen herkesin ortak hattı-dır. Adalet Kurultayı diyor ki; 1) Adalet Mücadelesi Meşrudur Devlet, yurttaşlarını huzur, güven ve refah içerisinde yaşat-makla yükümlüdür. Bunun yolu adaletten geçer. Adaletten sapaniktidarlara karşı halkın hak, hukuk, adalet ve özgürlük mücadelesimeşru bir mücadeledir. 2) “Adalet Hakkı” Temel Bir Haktır Herkes adil bir siyasal-toplumsal düzende yaşama hakkına sa-hiptir. Devlet kişinin ekonomik, toplumsal ve siyasal düzendenadaletli olarak pay almasını ve yönetime katılma olanaklarını sağ-lamakla yükümlüdür. 3) Bugün Türkiye’de Adalet HakkıSistematik Olarak İhlal Edilmektedir Örneğin; MAHKEMEDE ADALET YOKTUR Mahkemeler bağımsız ve tarafsız değildir. Millet mahkemeler-den umudu kesmiş, siyaset yargıya hâkim olmuştur. Hâkimler hu-kuka değil iktidarın beklentilerine göre karar vermektedir. Siyasiplanların parçası olarak milletvekilleri tutuklanmakta, bu yolla as-lında milli irade hapsedilmektedir. Çözüm: Derhal bağımsız ve tarafsız yargı inşa edilmeli, yargıyagüven tesis edilmeli, tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmalıdır. Örneğin; DEVLETTE ADALET YOKTUR Devlette liyakat sistemi çökmüştür. Liyakat yerine sadakat,layık olan yerine sadık olan tercih edilmektedir. Kayırmacılık veyolsuzluk yerleşik usul haline gelmiştir. Devlet kapıları ve imkân-ları yetenekli ve başarılı olanlara kapalı, arkası güçlü, sırtı kalınolanlara ise açıktır. Yükselmenin yolu başarıdan değil rüşvet ve tor- 238

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?pil düzeninden geçmektedir. Devlet parti devletine dönüşmüş, kuv-vetler ayrılığı yok edilmiş, fiilen tek adam rejimi tesis edilmiştir. 15Temmuz hain FETÖ darbe girişimi milletin inancı ve kararlılığı ileengellenmiştir. Ancak ardından iktidarın 20 Temmuz Darbesi ileyeni bir darbe hukuku oluşmuş, can ve mal güvenliği kalmamıştır. Çözüm: Kuvvetler ayrılığı esasına dayalı, denge ve denetlememekanizmaları olan demokratik devlet oluşturulmalı, hukuk düzenidarbe hukukundan temizlenmeli, liyakat sistemi kurularak halkındevlete güven duyması ve kaliteli kamu hizmeti alması sağlanmalı-dır. Örneğin; SEÇİMDE ADALET YOKTUR Seçimlere hile karışmıştır. Mühürsüz seçimle millet iradesinetecavüz edilerek, gayrimeşru bir anayasa oluşturulmuştur. Seçimbarajı ve siyasi parti düzeni milli iradenin tam olarak parlamentoyayansımasını engellemektedir. Adaletsiz seçim kampanyalarıylakamu kaynakları tamamen iktidar lehine kullanılmaktadır. Oysa de-mokrasinin yolu adaletli seçimden geçer. Seçim adaleti olmadanmilli irade olmaz. Çözüm: Demokrasi ve milli iradenin hâkim olması için adil vemeşru bir seçim düzeni oluşturulmalı, sivil toplumun etkin deneti-mine imkân tanınmalıdır. Örneğin; GEÇİMDE ADALET YOKTUR Gelir bölüşümü adaletsizdir. Zenginin daha zengin, yoksulundaha yoksul olduğu bir düzen hâkimdir. İşsizlik ve geçim sıkıntısıhalkın en büyük sorunudur. Ekonomi hukuki güvence altında değil-dir. Belirsizlik ve keyfilik girişim özgürlüğünü yok etmektedir. Çözüm: Sosyal devlet tesis edilerek gelir adaleti sağlanmalı,refah paylaştırılmalı, hukuk güvenliği altında ekonomi rahatlatıl-malıdır. Örneğin; İNANÇTA ADALET YOKTUR Ülkede totaliter tek adam rejimi kurulmuştur. Siyasal olaraktüm yetkileri tek elde toplayan rejim şimdi kültürel egemenliği deele geçirme peşindedir. Bu rejim bireyin nasıl düşüneceğini, nasılyaşayacağını, ne giyeceğini, ne konuşacağını, neye inanacağını tekmerkezden belirleme çabasındadır. Bu amaçla yaşam tarzına ve 239

Umut Veli DEVELİinançlara müdahaleci, tek tipçi uygulamalar yerleşmektedir. Çözüm: Yaşam tarzı ve inançlara müdahale edilmemeli, özgür-lükler korunmalı ve genişletilmeli, camiye, kışlaya, adliyeye veokula siyaset sokulmamalı, tarikat, cemaat ve inanç grupları iktidarodağı ve ortağına dönüştürülmemelidir. Örneğin; EĞİTİMDE ADALET YOKTUR Eğitimden bütün paydaşlar şikâyetçidir. Ne öğretmenler, ne öğ-renciler, ne de veliler memnundur. Müfredat bilimsel değil ideolo-jik esaslara göre hazırlanmaktadır. Atatürk ve Cumhuriyet gibiortak değerlerimiz unutturulmak istenmektedir. Herkes tek tipokula mahkûm ve mecbur edilmektedir. Çözüm: Aklı ve bilimi esas alan, ortak değerlerimizi çoğulculukekseninde koruyan, fırsat eşitliğini sağlayan bir eğitim reformu ya-pılmalı, eğitim hem bireysel hem de toplumsal olarak yoksulluktankurtulmanın en önemli aracı olmalıdır. Örneğin; YAŞAMDA ADALET YOKTUR Türkiye’de toplumsal yaşam eşitsizlik, kutuplaşma ve çatışmaekseninde devam etmekte. İktidar her geçen gün kamplaşma ve ku-tuplaşmayı derinleştirmekte, ötekileştirme ve çatışma üzerinden ik-tidar üretme siyaseti gütmektedir. Bu durum toplumsal yarılmayıartırmakta, uzlaşma alanlarını daraltmaktadır. Bir yandan terör, biryandan kutuplaşma siyaseti bir arada yaşama kültürünü tahrip et-mektedir. Kadın, genç, çocuk ve dezavantajlı gruplar eşitsiz yaşamkoşullarına terk edilmektedir. Toplumun huzuru kalmamıştır. Çözüm: Çatışma, kutuplaşma ve ötekileştirme siyaseti terk edil-meli, ayrılıklar uzlaşma dili ve yöntemleriyle ele alınmalı, huzur si-yaseti inşa edilmelidir. Örneğin; MEDYADA ADALET YOKTUR Medya ağır bir baskı altındadır. Fiili bir sansür söz konusudur.Gazeteciler tutuklanmakta, gazetecilik yargılanmaktadır. Dürüst veobjektif gazetecilik ateşten gömlek giymeye dönmüştür. Devletkaynaklarından beslenen havuz medyası eliyle operasyonel medyayaratılmıştır. Muhalefet operasonel medya eliyle hizaya sokulmakistenmektedir. Çözüm: Medya üzerindeki hukuki, fiili, mali ve manevi baskı 240

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?kaldırılmalı, tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medyakuvvetler ayrılığı sistemi içinde dördüncü kuvvet olarak görülüpanayasal güvence altına alınmalıdır. 4) Adalet Kurultayı Kolektif Demokratik Güç Yaratmıştır Adalet yürüyüşü ile korkunun yerini cesaret, çaresizliğin yeriniumut almıştır. Bu Kurultay ise buna bir kolektif demokratik güçmahiyeti kazandırmıştır. Katılımcılar tek adam rejimi karşısındaçaresiz ve yalnız olmadıklarını hissetmişlerdir. Bugün güçlünün hüküm sürdüğü, güçsüzün süründüğü birdüzen vardır. Bu düzen değişmelidir ve mutlaka değiştirilecektir.Bu düzeni adalet ve huzur talebi ekseninde oluşacak kolektif de-mokratik güç değiştirecektir. Yani bizler, yani hepimiz, yani de-mokrasiden yana olan tümümüz değiştireceğiz. 5) Demokrasi, Adalet ve Huzur Hareketi Doğmaktadır Adalet Yürüyüşü ve Adalet Kurultayı daha şimdiden bir büyükDemokrasi, Adalet ve Huzur Hareketine dönüşmüştür. Bu hareketçıkış hattının hareketidir. Bu hareket farklılıklar üzerinden değilortak noktalar üzerinden tarif edilen bir harekettir. Ortak noktalarise demokrasi, adalet ve huzur talebidir. Bu talebi olanların herke-sin gönlümüzde, yüreğimizde yeri vardır. \"Kayıtsız kalma. Seyirci olma. Bir tuğla da sen koy\" diyoruz. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. 241

Umut Veli DEVELİ CHP BU ÜLKE İÇİN NE YAPTI?Türk sağ siyasi hayatının en büyük yalanı “CHP bu ülke için bir çivi bile çakmadı” algısı ülkenin en önemli kuru- munun üstüne sakız gibi yapıştırmak olmuştur.. Ve male-sef 1950’den bugüne iktidara gelen, ülkeyi borç batağına, cuntaya,yokluğa, yoksulluğa, yolsuzluğa boğan sağ iktidarlar bu yalandanher zaman beslenmişlerdir. Adnan Menderes’ten Süleyman Demirel’e, Mesut Yılmaz’danTansu Çiller’e, Turgut Özal’dan Abdullah Gül’e, Ahmet Davutoğ-lu’ndan, Binali Yıldırıma, Alparslan Türkeş’ten Devlet Bahçeli’ye,Kenan Evren’den Recep Tayyip Erdoğan’a her dönem aynı cümle-ler CHP ve onun kurucu iradesi için sarf edilmiştir. Sağ siyasetin temsilcilerinin her fırsatta -yalan olduğunu bildik-leri halde- bağıra bağıra söyledikleri; - “CHP’nin tek parti diktatörlüğünde ne yapıldı Allah aşkına?” - “Yahu senin bu memlekette dikili bir ağacın mı var?” - “Bu cibilliyetsiz partinin bu ülkeye hiçbir katkısı olmamıştır” - “CHP iktidarında şu ülkede bir taş üstüne taş kondu mu?” - “Biz bu CHP’nin cemaziyelevvelini (tüm geçmişini) biliriz” - “Hiç bir eserleri, emekleri yoktur bu ülkede” gibi cümlelerdekastedilen ne Ecevit CHP’sidir, ne Deniz Baykal, ne de Kemal Kı-lıçdaroğlu. Onların kavgasının kökü tarihledir. Her konuşmasındaCHP’ye ağır hakaretler savuran sağ iktidar temsilcilerinin dilinedoladıkları dönem 1923 - 1950 yılları arası cumhuriyetin kurul-duğu ve ülkenin yeniden imar edildiği Atatürk ve İsmet İnönü dö-nemleridir. CHP’nin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek başına iktidarda bu-lunduğu dönem 1923-1950 arasıdır. CHP diğer zamanlarda çokkısa ve eli kolu bağlı koalisyon iktidarı olmuştur. Bunlarda toplam5 seneyi bile bulmaz. Ve vatan sevgisini her fırsatta kantara koyan, ABD - İNGİL-TERE - İSRAİL üçlüsünden siyasi genlerine emperyal hücreler ka- 242

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?rışmış olan bu sağ iktidarlar; yokluktan bir ulus, ülke yaratan “öz-gürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen kurucu önderi-nin “ya istiklal, ya ölüm” emriyle yedi düvele kan kusturmasınınhesabını gün gelir biz bu milletten böyle sorarız demektedirler. Oysa, bu kitabın son satırları olarak birazdan okuyacaklarınız1923 - 1950 yılları arasında CHP’nin tek parti iktidarı dönemindegerçekleştirilmiştir. Üstelik; - 1923 - 1950 arasında tüm bu eserler yaratılırken ve yatırımlargerçekleştirilirken tek kuruş bile borç alınmamıştır. - Borç alınmadığı gibi Osmanlı’nın bıraktığı Düyun-u Umu-miye borçları da ödenmiştir. - 1929 -1932 arası Dünya tarihinde şu ana kadar yaşanan enbüyük kriz olan “Dünya Ekonomik Bunalımı” dönemidir. - 1939 - 1945 arası tüm dünyanın yıkıma sürüklendiği II. DünyaSavaşı dönemidir. Bu dönemde tüm dünya kana bulanırken vekomşu ülkelerde milyonlarca insan ölürken, CHP lideri İnönü sa-yesinde tek bir Türk vatandaşının bile burnu kanamamıştır. Ve daha da önemlisi ülkenin baştan sona yeniden imar edildiğibu dönemde devleti yöneten hiç bir CHP’linin kendisi, çocukları,akrabaları veya yakınları milyarder olmamıştır. Yolsuzluğa, hırsızlığa, rüşvete bulaşmamıştır... Bu nedenle; Eğer ülkesine, geçmişine, tarihine karşı sorumlu bir bireysek,tarihimizi, nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi iyi bilmeliyiz.Zira bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamıyoruz. Atamızın da de-diği gibi; Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kandamevcut. Bilgi ise canımızla, kanımızla yazdığımız şanlı tarihimizdevar. Okuyalım yeter...1923 - Cumhuriyet Halk Partisi Kuruldu. (9 Eylül )1923 - Genel Başkanlığa Atatürk seçildi. (11 Eylül)1923 - Ankara Başkent ilan edildi. (13 Ekim)1923 - Cumhuriyet ilan edildi (29 Ekim)1923 - Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu kuruldu. 243

Umut Veli DEVELİ1924 - Hilafet kaldırıldı.1924 - Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) kabul edildi.1924 - İlköğretim zorunlu hale getirildi.1924 - Lozan Antlaşması yürürlüğe girdi.1924 - Gölcük’te ilk tersane ünitesi kuruldu.1924 - Devlet Demiryolları kuruldu.1924 - İstanbul - Ankara arasında ilk yolcu uçağı seferi yapıldı.1924 - Türkiye İş Bankası kuruldu.1924 - Türk Kadınlar Birliği kuruldu.1924 - Ankara ilk planlı şehir olarak tanzim edildi.1924 - Cumhurbaşkanlığı Orkestrası kuruldu.1924 - Türkiye Tütüncüler Bankası kuruldu.1924 - İlk milli sigorta Anadolu Sigorta faaliyete geçti.1924 - Bursa’da Karacabey Harası kuruldu.1924 - Ankara’da ilk tiyatro kuruldu. (Milli Sahne)1924 - Topkapı Sarayı müze olarak ziyarete açıldı.1924 - Türkiye Cumhuriyeti yazılı ilk madeni para tedavüle çıktı.1924 - Cumhuriyet Gazetesi yayına başladı.1925 - Danıştay kuruldu.1925 - Türk Hava Kurumu kuruldu. (Tayyare Cemiyeti)1925 - İstanbul’da Liman İşleri İnhisarı kuruldu.1925 - Osmanlı döneminde köylülerden alınan Aşar Vergisi kaldı-rıldı.1925 - Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü kuruldu.1925 - Sanayi ve Madenler Bankası kuruluş kanunu kabul edildi1925 - 1920’de Atatürk’ün kurduğu Anadolu Ajansı A.Ş. oldu1925 - Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu kabul edildi.1925 - Gazi Orman Çiftliği kurulmaya başlandı.1925 - Eskişehir Cer Atölyelerinde demiryolu malzemesi üretimi baş-ladı.1925 - Adana Mensucat Fabrikası üretime başladı.1925 - İlk betonarme köprü Menderes Nehri üzerine yapıldı.1925 - İlk Cumhuriyet altını basıldı.1925 - Adana ve Bergama Müzeleri açıldı.1925 - Tayyare Cemiyeti’nin katkılarıyla Türk yapımı ilk planöruçuruldu.1925 - Şeker Fabrikaları kurulmasına ilişkin kanun kabul edildi. 244

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?1926 - Demir Çelik Sanayiinin kurulmasına ilişkin kanun yayım-landı.1926 - Uluslararası saat ve takvim uygulanmasına başlandı.1926 - Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdi. Kadın erkek eşitliğisağlandı.1926 - Türk Telsiz Telefon Şirketi kuruldu.1926 - Eskişehir Uçak Bakım İşletmesi açıldı.1926 - Yabancı gemilere ayrıcalıkları kaldıran Kabotaj Kanunu yü-rürlüğe girdi.1926 - İlk şeker fabrikası Alpullu Şeker Fabrikası işletmeye açıldı.1926 - Ankara otomatik telefonu işletmeye açıldı.1926 - İstanbul’da inşaat demiri üreten ilk haddehane açıldı.1926 - Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri kuruldu.1926 - Amasya, Sinop ve Tokat Müzeleri açıldı.1926 - Kayseri Uçak ve Motor Fabrikası açıldı. (1950’li yıllardaAdnan Menderes hükümetince kapatılana kadar bu fabrikada top-lam 112 savaş uçağı üretildi.)1926 - Bakırköy Çimento Fabrikası kuruldu.1926 - Uşak Şeker Fabrikası işletmeye açıldı.1927 - Teşviki Sanayi Kanunu kabul edildi.1927 - Bünyan Dokuma Fabrikası hizmete girdi.1927 - Ankara - Kayseri demiryolu açıldı.1927 - Emlak ve Eytam Bankası kuruldu.1927 - İstanbul Radyosu yayınlarına başladı.1927 - Samsun - Havza - Amasya demiryolları açıldı.1927 - Bursa Dokumacılık Fabrikası açıldı.1927 - Eskişehir Bankası kuruldu.1927 - Ankara Arkeoloji Müzesi ve Sivas Müzesi kuruldu.1927 - Okullarda karma eğitime geçildi.1927 - İlk basketbol ligi düzenlendi.1927 - Köy Öğretmen Okullarından ilki Kayseri’de açıldı.1927 - Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kağıt parası tedavüle çıkarıldı.1927 - İzmir Müzesi açıldı.1927 - Ankara’da Çocuk Sarayı açıldı.1927 - İlk düzenli radyo yayını İstanbul’da gerçekleştirildi1928 - Laiklik Cumhuriyetin temel ilkesi olarak kabul edildi.1928 - Anadolu Demiryolu Şirketi yabancılardan satın alındı. 245

Umut Veli DEVELİ1928 - Haydarpaşa-Eskişehir-Konya ve Yenice-Mersin Demiryol-ları yabancılardan satın alındı.1928 - Ankara Çimento Fabrikası açıldı.1928 - Türk Halkına okuma-yazma öğretmek için Millet Mektep-leri açıldı. (1936’ya kadar 16-45 yaş arası yaklaşık 3 milyon kişiyetemel eğitim verildi.)1928 - Ankara Numune Hastanesi açıldı.1928 - Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü kuruldu.1928 - Türk Eğitim Derneği Atatürk’ün koruyuculuğunda Anka-ra’da kuruldu.1928 - Türk Vatandaşlığı Yasası kabul edildi.1928 - İstanbul Bomonti’de Türk Mensucat Fabrikası hizmetegirdi.1928 - Amasya - Zile demiryolu açıldı.1928 - Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki kanunu kabul edildi.1928 - Malatya Elektrik Santralı açıldı.1928 - İlk defa Kadınlar Mahkemelerde Avukat olarak görev aldı-lar.1928 - Kütahya - Tavşanlı demiryolu açıldı.1928 - İstanbul’da Üsküdar, Bağlarbaşı ve Kısıklı’da tramvay hat-ları açıldı.1928 - Ankara’nın ilk büyük oteli Ankara Palas açıldı.1928 - Gaziantep’te Mensucat Fabrikası işletmeye açıldı.1929 - Mersin- Adana demiryolu yabancılardan satın alındı.1929 - Ankara ile İstanbul arasında telefon konuşmaları başladı.1929 - Ayancık Kereste Fabrikası açıldı.1929 - Trabzon Vizera Hidroelektrik Santralı hizmete girdi.1929 - İstanbul’da Fatih-Edirnekapı tramvay hattı hizmete girdi.1929 - Anadolu-Bağdat Demiryolları yabancılardan satın alındı.1929 - Mersin- Tarsus Demiryolları yabancılardan satın alındı.1929 - Haydarpaşa Limanı yabancılardan satın alındı.1929 - Kütahya- Emirler, Fevzipaşa-Gölbaşı demiryolları açıldı.1929 - Deniz Ticaret Kanunu kabul edildi.1929 - Paşabahçe Rakı ve İspirto Fabrikası hizmete girdi.1929 - Yeni Türk harfleriyle ilk posta pulları basıldı.1930 - Ankara - Sivas Demiryolu Hattı ulaşıma açıldı.1930 - Kadınlar Belediyelerde seçme ve seçilme hakkı kazandı. 246

Kılıçdaroğlu Ne Söyledi?1930 - Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası açıldı.1930 - Ankara’da Ziraat Enstitüsü kuruldu.1930 - Kayseri - Şarkışla demiryolu açıldı.1930 - Türkiye Gazeteciler Birliği kuruldu.1930 - Galata Köprüsü’nden 70 yıldan beri alınan geçiş ücreti kal-dırıldı.1930 - Ankara Etnografya Müzesi halka açıldı.1931 - Bursa- Mudanya demiryolu yabancılardan satın alındı.1931 - Gölbaşı - Malatya demiryolu açıldı.1931 - 10 ilde Bölge Sanat Okulları açıldı.1931 - Çocuk Esirgeme Kurumu kuruldu.1931 - Tekel Genel Müdürlüğü kuruldu.1931 - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kuruldu.1931 - Uluslararası ölçü birimleri kabul edildi.1931 - Türk Tarih Kurumu kuruldu.1932 - Devlet Sanayi Ofisi (DSO) kuruldu.1932 - Samsun- Sivas demiryolu açıldı.1932 - Diyarbakır Tekel Rakı Fabrikası işletmeye açıldı.1932 - Sanayi Teşvik Kanunu ile 1473 işletme teşvikten yararlandı-rıldı.1932 - İzmir Rıhtım İşletmesi yabancılardan satın alındı.1932 - Türkiye Sanayi Kredi Bankası kuruldu.1932 - Kütahya - Balıkesir demiryolu açıldı.1932 - Ulukışla - Niğde demiryolu açıldı.1932 - Halkevleri açıldı. (1951’de Demokrat Parti-Adnan Mende-res hükümetince kapatıldıklarında 478 Halkevi, 4322 Halk Odasıvardı.)1932 - Türk Dil Kurumu kuruldu.1932 - Türkiye Milletler Cemiyetine üye oldu.1933 - Eskişehir Şeker Fabrikası açıldı.1933 - Sümerbank resmen faaliyete geçti.1933 - İstanbul - Ankara arasında düzenli uçak seferleri başladı.1933 - Adana-Fevzipaşa demiryolu açıldı.1933 - Ulukışla - Kayseri demiryolu açıldı.1933 - Yerel Yönetimlere finansal yardım için İller Bankası ku-ruldu.1933 - İstanbul Üniversitesi kuruldu. 247

Umut Veli DEVELİ1933 - Zonguldak Yatırım Bankası ve Kayseri Milli İktisat Bankasıkuruldu.1933 - Havayolları Devlet İşletmesi kuruldu.1933 - Samsun- Çarşamba demiryolu hattı yabancılardan satınalındı.1933 - Halk Bankası kuruldu.1933 - Ankara’da Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı.1934 - Bandırma- Menemen- Manisa demiryolu yabancılardansatın alındı.1934 - İlk Türk Operası sahnelendi.1934 - Kadınlar birçok Avrupa ülkesinden önce genel seçimlerdeseçme/seçilme hakkı kazandı.1934 - İzmir -Kasaba demiryolu yabancılardan alınarak devletleşti-rildi.1934 - Keçiborlu Kükürt Fabrikası üretime başladı.1934 - Soyadı Kanunu kabul edildi.1934 - Turhal Şeker Fabrikası açıldı.1934 - Isparta Gülyağı Fabrikası üretime başladı.1934 - Kayseri Uçak ve Motor Fabrikasında yapılan ilk uçağın de-neme uçuşu yapıldı.1934 - Basmane (İzmir) - Afyon demiryolu yabancılardan satınalındı.1934 - Sümerbank Bakırköy Bez Fabrikasının açılışı yapıldı.1934 - İlk Süttozu Fabrikası Bursa’da açıldı.1934 - Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası işletmeye açıldı.1934 - Demiryolu Elazığ’a ulaştı.1935 - Haftasonu tatili Cumartesi - Pazar olarak kabul edildi.1935 - Aydın Demiryolları yabancılardan satın alındı.1935 - Amortisman Sandığı kuruldu.1935 - MTA Enstitüsü kuruldu.1935 - ETİBANK kuruldu.1935 - Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. kuruldu.1935 - Türkkuşu kuruldu.1935 - İstanbul Rıhtım Şirketi yabancılardan satın alındı.1935 - Ankara’da troleybüs hattı işletmeye açıldı.1935 - Fevzipaşa - Ergani - Diyarbakır demiryolları açıldı.1935 - İlk Arkeolojik kazılar Alacahöyük’te başladı. 248


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook