Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Karartma Geceleri-Rıfat ILGAZ

Karartma Geceleri-Rıfat ILGAZ

Published by eminyukseloglukaihl, 2019-10-19 10:15:49

Description: Karartma Geceleri-Rıfat ILGAZ

Search

Read the Text Version

Kap daki üçgenin içinde be gündür geceli gündüzlü hemen her ışrenkte bir çift göz görmeye al m t . Göremedi i dakikalarda, ışı ışğkendini hücresinde daha yaln z, daha unutulmu say yordu. Buna ışıhücre demek biraz insafs zl k olurdu; koskocaman, yüksek tavanl ı ııbir odayd bu. Ne var ki, tek ba na kaldış ıı ığ bu koskocaman tamtak r oda, daha da bombo tu, kendi yaln zlışı ı ığndan bir eyler şeklendi i için... ğEmniyet Müdürlü ünde kaldğı ığ, tek ranzan n k tak t s abildi i ıııığğbas k hücreye hiç benzemiyordu ku kusuz. Bu dik duvarlar ışaras nda tek ba na, iki laf edemeden, süpürge de memi , paspas ış ığşyüzü görmemi aral kl dö eme tahtalar n n üstünde yat p şı ışı ııkalkman n insan daha da mutsuzlu a iten ürkünç bir yan vard . ıığııBir ad yazacak kadar olsun, temiz yer kalmam t duvarlarda. ı ışAlfabenin irili ufakl tüm harfleriyle yaz lan yaz lar, hep «Allah ıııkurtars n» anlam na gelen tümcelerdi. Allah't onlar buraya sokan ııııda, ç karacak olan da... Girenlerden hiçbiri kendi iste iyle ığgelmedi ineğgörekendilerindeenküçükbirsuçbilearamamal yd lar. Bo unayd sorgular, dayaklar, tutuklamalar, ıışıyarg lan p zindanlara at lmalar. ıııMustafa Ural, hemen üç dört saatte bir, rengi, biçimi, anlam ıde i ik gözlerin, kendi üzerindeki so uk etkisini sezinlemeye ğ şğal m t . Hem onlardan kaç yordu odas n n ölü aç lar na do ru, ışı ışıı ııığhem de onlars z yapam yordu. Ne de olsa s k nt s n da tan, insan ııı ıı ı ığ ıözlemini gideren yat t r c bir yanlar oldu unu da saklayamazd . ı ı ı ışığıHele, mavi mavi gülen bir çift göz vard ki, Anadolu'nun neresine ıgitse, bu bak lar anlam n yitirmezdi. Her otobüste, her garajda, ışı ıher köy kahvesinde, her han kap s nda rastlanabilirdi bu gözlere... ı ıSuçlar n en anlams z , en a r yla suçland r lm t , ama gene de ıı ığı ıı ıı ışbiliyordu, onlardan kendisine bir kötülük gelmeyece ini. Üçgenden ğbakan bu gözler, görmü geçirmi bir memleket çocu unun şşğbak lar yd . Bu gözlerin sahibinin Bayburtlu Necati oldu unu ışıığd arda geçen konu malardan ö renmi ti. yi ama, bu delikanl be ışşğşİışgündür kendisine iyilik olarak ne yapm t ? Bunlar öyle küçük ı ışinsanl klard ki, anlam n ancak bu cezaevlerinden gelip geçenler ııı ıbilirdi. Sözgelimi, kap s z bir helan n önünde bir nöbetçinin arkas n ı ııı ıdönüp dikilmesi bile bu tür insanl klardan biri, belki de en ıönemlisiydi. Dört duvar n dördünün de ayr bir özelli i vard . Kap ya yüzünü ıığııçevirdi inde sa nda kalan duvar n geni bir kö esi s r ls klamd . ğğ ıışşı ı ııKararatma GeceleriR fat ILGAZı2www.eskikitaplarim.com

Oday heladan ay ran, ay ran de il de helay odaya getiren bu slak ııığııduvard . Solundaki duvarsa, kendisi gibi hücreye kapat lm ba ka ııışşbir tutukluyla aralar na çekilmi ti. Yaln z, unu anl yordu ki, bu ışışıtutuklu,kendisindençokdahaho görüyleşkar lan yordu ş ıınöbetçilerce. Günün her saatinde, vakitli vakitsiz helaya ç kabiliyordu. Oysa kendisi uzun i lemlerden geçiyor, önce nöbetçi ışçavu tan izin isteniyor, o da kimbilir kimlere ba vurmak zorunda şşb rak l yordu. ıı ıSa l sollu bu iki duvar birbirine ba layan kar l kl duvarlar n ğ ıığşı ı ııikisi de çok daha önemliydi Mustafa için. Birinin ötesinde ya ama şvard , özgür bir ya ama... Bir kad n sesi, zaman zaman çocu unu ışığar yor, bir sat c küfesinde nesi varsa ba ra ba ra duyuruyor, bir ıı ığ ığ ıta arabas n n tekerle i Arnavut kald r mlar ndan yuvarlan p şı ığı ıııuzakla yordu, en güzel t k rt larla. Tavana yak n iki caml küçük bir ş ıı ı ıııpencere de vard bu duvarda. yi niyetli bir gardiyan, silmek, ıİparlatmak istese de yeti emezdi, merdivensiz. Bu yüzden, şparlaklı ı ığn çoktan yitirmi bu iki küçük cam, çerçevesinde kör kör şduruyordu. Bu pencerenin bir yarar varsa, ıı ışktan çok içeriye sesleri geçirmesiydi. Her ne geçirirse geçirsin, Mustafa'ya bu pencere yetiyordu. u ses, u genç kad n sesi, sanki kendisi için, Şşıgeni bir özgürlük havas n da getiriyordu içeriye: şı ı«Nermin, k z nerdesin? Gel çabuk!» : K z na seslenen annenin ıı ısaçlar n n rengini bile dü ünüp bulmu tu. Gözleri olsa olsa aç k ı ışşıye il, yanaklar pembe, sa l kl ve canl bir kad nd . Duvarlardan şığı ııııçok, u kirli cam delip içeriye dolacak güçte olan bu ses c l z, şıı ıçelimsiz birinden ç kamazd . ııEgemen ve güvenliydi bu sesleni . Çocu u sokakta oynadşğı ığs ralarda, on on be dakikada bir yoklamas n yap yor, k z n ışı ııı ı ıizliyordu. «Gel çabuk!» demesi, çocu u ça rmaktan çok, onu yoklamak ğğ ıiçindi, bunu Mustafa Ural da biliyordu art k. Verilen kar l k, anan n ışı ııça r s kadar güçlüydü: ğı ı«Burday m Anne, bir yere gitmiyorum!» ıE er bu yavrucak bir yerlere gidip dönmezse, kap n n önünde ğı ıoynamaz da uzak mahallelere aç l rsa, duvarlar n ötesinde buna ı ııannesinden daha çok üzülecek birinin bulunabilece ini, bu kad n ğınerden bilecekti? Kararatma GeceleriR fat ILGAZı3www.eskikitaplarim.com

Duvarlar n en cana yak n kap l olan yd , üzerinde, kendisinin ıı ıı ıııgözlenmesi için bir delik, bir üçgen aç lsa bile... Üçgeni açt ranlar, ııbu i in kendi ç karlar na uyduruldu unu san yorlarsa, aldan rlard . şıığıııD ardan bakan de il, daha çok içerdeki yararlan rd bu delikten. ışğııE er Mustafa be günde en azdan be ki i tan d ysa, bu üçgenin ğşşşı ıarac lı ı ığyla tan m t . Bir zincir ak rt s yla, dar koridordan kopup ı ı ışşı ı ıgelen, ya Sotiri'dir, ya da Ömer. Topuklar bas k kauçuk ııayakkaplar n sürüyerek geçense mutlaka Halil'dir. ı ıYedinci günüydü, Mustafa'n n bu pis odaya kapat lıı ı ı ışn n. Her gün biraz daha kirlenen, pire pisli inden çamurla an çama rlar n n ğşş ıı ıa rlğı ı ı ığn s rt nda duyuyor, buna yava yava alı ışşı ışyordu.Sanki bütün ko u lar n pireleri burda toplanm t , ona i kence etmek ğ şıı ışşiçin. ilk günlerin tedirginli inden kurtulmaya çalğı ışrken bu pis yarat klar n ka nt lar na al mas gerekliydi. Mahpuslu un ilk belirli ıış ıııışığs k nt s , derisindeki ka nt larla ba lam t . Derisinden ba layan ı ıı ış ıışı ışştutsakl k ac s , gerçek anlam n ta kafas n n içinde buluyordu. Her ıı ıı ıı ışeye dayanmaktan ba ka ç kar yol yoktu. Ça belliydi, kendisi gibi şığdü ünenleri, bat s n r n n ötesinde rahatça kur una dizebiliyorlard . şı ı ı ı ışıBu pirelerle, özgürlü ünün içine tükürülmek, bir bak ma cezalar n ğııen hafifi say lmal yd . ıııS n rlar n ötesinde kalan uygar bir dünya, imdi, ayd nlar n ı ıışııbo azlandğı ığ bir tutsaklar ülkesiydi. Bu topraklar üstünde kelepçe vard , pranga vard , türlü i kenceler de vard ama, henüz ölüm ıışıkamplar , f r nlar, kur una dizilmeler yoktu. ıı ışÜçgenli kap n n kilidinde bir anahtar döndü. Hep ayn c l z ı ııı ıanahtar sesi. Kap aç lm , ta gibi bir ey f rlat lm t . Yumruk ııışşşııı ışkadar bir ekmek... Üçgenden kolayca s ard bu ekmek oysa. ığıKap n n aç lma yetkisini üzerinde ta yan n, bu kadar olsun güç ı ıış ııgösterisi bağ ş ılanamaz m yd ? ııMustafa'n n odan n tam ortas na serdi i paltosunun üstüne ııığat lmak istenmi ti ama, sakar el hedefi tutturamam , dö emedeki ışışştozlara bulanm t ekmek. Temizli i için onu bir iki üflemesi ı ışğyetmi ti. Tay n yoklad , s kt , ok ad . Karayd , her günkünden daha şı ııı ışııbayat olsa da kutsal bir eydi. Bir iki lokmada rahatça yenilip şbitirilebilirdi. Onu s k ca kavrad , iki elinin aras nda, öylece kald . ı ııııAz önce uyanm t . Vaktin geç mi erken mi oldu unu bilmiyordu, ı ışğsaati yoktu. Kararatma GeceleriR fat ILGAZı4www.eskikitaplarim.com

Tepesinde hiç sönmeden yanan, yirmi be mumluk ampul, şgeceyi gündüzden ay rm yordu. Ampulün cam n n, pencere ııı ıcam ndan fark yoktu, tozdan, pislikten. ki üç mumluk bir ııİı ışk yirmi dört saatlik günün hemen her dakikas nda, ayn s k nt y , ayn ıı ı ıı ııtekdüzelikte da t yordu. Yar ya kadar kat ks z yedi i ekme i ğı ıııığğözenle paltosunun üstüne b rakt . çinde bulundu u zaman , hela ııİğıgidi geli lerinden anlamak için usulca aya a kalkt , odan n bir şşğııkö esinde dikildi. şGözü üzerine çekmeyen kö elerden biriydi durdu u duvar dibi. şğHep böyle yapard . ıÖnce burdan nöbetçinin gözlerini izlerdi. Gözlerdeki öfkeyi, dü manlşı ığ ya da belirsiz, anlams z ho görüyü... iç düzeni, biraz da ışbu gözlerin getirdi ine ba l yd . ğğ ııBa n ürküyle kap dan yana çevirdi. Üçgen bombo tu. Kap n n şı ıışı ıönüne sokuldu. Biti ik odadaki ya l tutuklu, d ar ç kar l yordu. Nöbetçi, olsa şş ıışııı ıolsa, onun pe inde, onun i inde olacakt . şşıMustafa Ural, bu adam n suçunun kendi suçuyla hiçbir benzerli i ığolmadı ı ığn seziyordu. Onun dü üncelerinin, bu adam n ülküsünün şıtam kar s nda oldu unu aç k aç k yazdşı ığııı ığ için at lm t buraya. ıı ışBa takilerin her iki dü ünceye de sa l sollu, sava açar şşğ ışgöründükleri bir ça ya yorlard . 1944 y l n n 7 Haziran' ... Bugün, ğ ış ııı ı ıı6 Haziran 1944 de olabilirdi. Tepesindeki lamba, günün kesinli i ğüstünde aç kça bir ey belirtmiyordu. Acaba 8 Haziran da olabilir ışmiydi? Hay r, bu pis odada, günler o kadar çabuk geçemezdi. ıVerdikleri ekmek say s ndan ç karmak da kolay de ildi günün ı ıığtarihini, ilk gün, hiçbir ey verilmemi ti, su bile... Helaya uzun şşi lemlerden sonra ç kar ldşıı ı ığ için, ertesi gün helan n muslu undan ığiçebilmi ti suyunu. Daha ertesi gün, ekmek yerine k l fs z bir matra şı ı ıuzat lm t kap dan. Ekme in kaç nc gün verilmeye ba landıı ışığıışı ı ığn kesin olarak hat rlam yordu. ııÖbür uçtan bir zincir ak rt s koptu. Gelen Sotiri de ilse, idaml k şı ı ığıÖmer'dir. Do ruydu, tam kap n n önünden geçerken gözgöze geldiler ğı ıÖmer'le.Yüklendi iğcezan nıdokunulmazlı ığndangelenkorkusuzlukla: Kararatma GeceleriR fat ILGAZı5www.eskikitaplarim.com

«Merhaba!» dedi Ömer. «Allah kurtars n!» ı«Merhaba! Sa ol!» ğ«Suçun?» «Daha belli de il!» ğ«Benimkinden de a r m ?» ğ ıı«Öyleolacak.»dediMustafagülümseyerek.«Burayakapat ldı ı ığma bak l rsa...» ı ı«Sanmam! Bir le var bende.» şKuca ndağ ıta dşı ı ığdemirgülleyleövünürcesinesustu.Mustafa'n n da sustu unu görünce sesini tatl la t rd : ığış ıı«Göreceksin, benden önce ç kars n sen!» dedi. «Gelenler ııgidiyor, hep ben kal yorum. ıAld rma!» ı«Ald rdıı ığm yok!» dedi Mustafa, «Yat yoruz i te!» ış«Paran pulun, sigaran?» «içmem. çiyordum ya, b rakt m.» İııÖnündeki ya l tutukluyla heladan dönüyordu, nöbetçi, ikisinin ş ıkonu tuklar n anlam t . Çok geçmeden kilidin içinde anahtar şı ıı ışdöndü. Aralanan kap da ya z bir yüz göründü. Çocuksulu una bir ığ ığöfke anlam katmak için ka lar çat lm t . ışııı ış«Yakar m can n !» dedi. «Konu uyordun de il mi?» ıı ışğBuralarda ö renmi ti Mustafa, bütün evetlere hay r demenin ğşıgerekti ini. Her evet, e er varsa insan n suçuna kolayca yenilerini ğğıekleyebilirdi. «Konu muyordum!» dedi, k l k p rdamadan. şı ı ı ı«Konu uyordun, gördüm.» ş«Ben konu muyordum.» diye üsteleyebilirdi. Ama, bunun tek şanlam , «Ben de il, idaml k Ömer'di konu an» olurdu. En iyisi, ığışsusmakt . Nöbetçi hiç beklemedi i bir yumu akl kla: ığşıKararatma GeceleriR fat ILGAZı6www.eskikitaplarim.com

«Sen ona bakma!» dedi. «O idaml k! Yüklenebilece i kadar ığyüklenmi cezay . Ama, senin daha ne olaca n belli de il. Gidersin şığ ığokkan n alt na. Ta odaya at l rs n. ıışı ı ıTayinsiz kal rs n.» ı ıTayinsiz kalmak... Demek cezalar n en a r buydu, en sonra ığı ısöylemi ti bu yüzden. şMustafa'n n umursamadıı ı ığn görünce, verdi i korkuyu az gördü: ğ«Sen falaka nedir, bilir misin, falaka? Ha? Kar mam sonra!» ışFalakay da biliyordu, daha ço unu da. Ürkmü gibi, ba n öne ığşşı ıe meyi daha uygun buldu. Verdi i s k y yeterli gören nöbetçi, bir ğğı ı ısüre yüzüne ac ac bakt ktan sonra çekti kap y üstüne, anahtar ıııı ıkilidin içinde daha sert döndü. Kilit yayl bile de ildi. Bu tür kilitler, ığancak köylerde tavuk kümeslerinin kap s na vurulurdu, çocuklar ı ıgirip de yumurta çalmas nlar diye. Tutsaklıı ığnda bir tavuk çaresizli inin gizli olu unu dü ündü, kendine ac d . ğşşı ıUfak ufak da olsa, günlük olaylar yerine oturtmas n ö renmi ti. ıı ığşGeceyi, gündüzden rahatça ay rabildi i gibi, sabah n erken ığısaatleriyle ak am n geç saatlerini biliyordu art k. Soka a bakan kör şıığpencere, d arda yanan belediye lambas n n ışı ıı ı ış ğyla, ak ama do ru şğhafiften k zar yordu. Iıış ğı ı içerdeki ampulden daha bask n ıoldu undan kirli ama, koyu bir sar l k yans yabiliyordu. ğı ııŞimdi saatin yedisi, sekizidir. Koyu sar l k bitip de duvar n rengini ald m ı ııııpencere cam , sabah n be idir, ya da alt s . Güne do sun, bats n ıışı ışğıı ışklar oday ayd nlatm yordu. Uyku da, uyan kl k da bir zaman ıııı ıölçüsü de ildi burada. Öbür ko u lar gibi, günlijk bir ya ama ğğ şşs ralamas da yoktu saatlere göre... D arda böyle bir düzenin ııışsürüp gitti i helaya gidi geli lerden ç kar yordu. Bir de kantin ğşşııolmal yd d arda, ama nerde? Cezaevinin dııışı ı şnda, bahçede mi, bulundu u katta m ? Bununla birlikte cebinde tek kuru u olmadğışı ığiçin, kantin varm , yokmu , onu pek ilgilendirmiyordu, ilerde kar s ışşı ıŞükran'la bir ilinti kurdu mu bu kantin i ine yarard şıAma bu ne zaman olacakt ? ıOdas n n tam alt nda büyük bir insan kalabalı ııı ı ığn n kaynadı ı ığn daha yeni ö renmi ti. ğşKararatma GeceleriR fat ILGAZı7www.eskikitaplarim.com

Ba n n, alt na serdi i paltodan kaydşı ıığı ığ bu gece, kula na belirsiz ğ ısesler gelmi ti. Bir ma ara u ultusunu duymu tu beyninin içinde. şğğşOysa, cezaevine ilk girdi i gün kendisini yer kat na kapatt klar n ğııı ısanm t . Demek ki kapat ldı ışı ı ığ odan n alt nda büyük bir ko u ıığ şvard . Kendisini yapayaln z buldu u zamanlar kulaklar n topra n ıığı ığ ıderinliklerinden gelen bu u ultuya verirdi. Bu, sözsüz konu malar ğşhalinde sürüp giden mutsuz u ultuya... ğGecenin hangi saatinde oldu unu bilmeden uyanm , bu ğışu ultuyu dinliyordu. Yar uyur yar uyan k uzunca bir süre geçmi ti. ğııışBirbirine vurulan iki demir parças n n ç kardı ııı ığ korkunç gürültüyü duyunca paltosunun üstünde do ruldu. Bir alarmd bu. ğıKo arak gelen nöbetçi, kap s n n kilidini açm , girmi ti içeri. şı ı ıışş«Kalk!» diye ba r yordu, «Daha ne duruyorsun? Alarm i te!..» ğı ışKap y gösteriyordu ona: ı ı«Ç k d ar ! Ko u lar bo alacak. Hadi, çabuk!» ıışığ şşPaltosunu alarak kalkt . ı«At onu elinden!» dedi nöbetçi. «Palto yasak!» Koridora ç k nca kalabal a kar m t , itile kak la bahçeye ı ıığışı ışıç kar ld lar. On be gündür ayaklar topra a basmam t . Birden ıı ışığı ışcanland .ıGeridengelenler,dikilenleriönlerinekat p ısürüklüyorlard . Ezilmemek için bahçe parmaklıı ığna tutundu. Kaba sesli biri, kalabal a do ru konu uyordu: ığğş«Gürültü yok! Konu mak yasak! Kim konu ursa, karga al k şşşıç kar rsa, vur emri var!» ııMustafa ba n o yana çevirdi. Bu adam, cezaevi komutan şı ııolacak, diye dü ündü. şBuraya girdi i gün onun kar s na ç karm lard gardiyanlar. ğşı ııışıAdam vuracak birine benzemiyordu ama, hiç de belli olmazd bu ıi ler...şPalaskas naıtak lı ıhantalbirtabancageceninalacakaranlı ı ğnda seçiliyordu. K l f n a z aç kt . ı ı ığ ıı ı«Dikkat!» diye ba rd komutan yeniden. «Cezaevi bo alt l cak! ğ ıışı ıAkl n zdan kaçmay ç kar n. Le inizi sererim!» Sonra muhaf zlara ı ıııışıbir komut: «Doldur ve kapa!» Kararatma GeceleriR fat ILGAZı8www.eskikitaplarim.com

So uk so uk mekanizma ak rt lar duyuldu. ki yüze yak n ğğşı ııİıtutukluydular bahçede. Ç t ç km yordu. Bu sessizlik, korkudan çok a k nl ktand . Niçin ııış şı ııbo alt l yordu cezaevi, nereye götürülüyorlard böyle gece yar s ? şı ııı ıMustafa Ural, dünyan n gidi inden on be gündür habersizdi. ışşSava n son durumuyla ilgili olabilirdi bu bo altma. Öbür katlarda ş ışbir ayaklanma falan da olabilirdi ama, görünürde hiçbir karga a şsezilmiyordu. Mustafa, parmaklı ığn üstünden, uzaklara bakt , Tophane ıüstünden Üsküdar k y lar n tarad bak lar yla. Ya ama belirtisi tek ı ıı ııışışbir ı ışk yok. Karacaahmet, geceye gömülmü . şBu karartmalar, bu alarmlar nedir? Kimden korkuluyor, kime kar ? Ah, bir gazete, dünyan n gidi ini kör uçu a ç km uçaklar ş ıışşıışgibi de olsa, odas n n alacakaranlı ıı ığnda izleyebilmeye yarayacak bir gazetecik! Komutan n sesi yeniden bir tabanca gibi patlad : ıı«S raya! ki er olun.» ıİ şBir gidi ba lang c , bir yola ç k haz rlşşı ıı ışı ı ığ... Askerlik yaptı ığ için biliyordu. Saf olu , durup bekleyi demekti, oysa iki er olma bir şşşgidi e haz rlan t . Komutlar arka arkaya s ralan yor: «Getirin şıı ışıızinciri!» Muhaf zlar, uzun bir zinciri sürükleyerek getirirlerken çavu lar, ışonba lar s ralar n aras n aç yorlard . Mustafa'n n yan nda, bir ş ıııı ıııııtutuklu belirdi: Boyunu bo unu incelemeye vakit kalmadan onu şarkadan biri çekti, yerine kendisi geçti. Hemen hemen kendi boyunda biriydi yeni gelen. Mustafa onu tan m t . Her seferinde, ı ı ışka yla gözüyle, üçgeninde onu selamlayan kauçuk pabuçlu Halil'di ş ıbu. Duyulur duyulmaz bir sesle: «Nas ls n?» diye sordu. ı ı«Sa ol, iyiyim.» ğ«Gidiyoruz ama, nereye?» Aralar ndan bir zincir uzat l yordu. Zincirin ucu parmakl a ıı ıığvar nca, gerilerden bir komut daha duyuldu: ı«Geçirin unlar n bileklerine kelepçeleri!» şıKararatma GeceleriR fat ILGAZı9www.eskikitaplarim.com

Hangi kelepçeler? Mustafa'n n sol yan ndan uzan p giden ııızincirde çifter çifter kelepçeler ba l yd . Demirden bilezikler gibi... ğ ıı«Sokun bileklerinizi kelepçelere! Soldakiler sa bileklerini! ğSa dakiler de sol bileklerini!» ğBir komut daha, çok geçmeden: «Kilitleyin, onba lar!» ş ıGecenin sessizli inde anahtarlar ğşı ık r şı ık r kilitlerde döndü. Mustafa'n n sa koluyla Halil'in sol kolu ayn kelepçenin bilezikleri ığıiçindekald .ıBöylece,bütüntutuklular,iki erşiki er şkelepçelenmi lerdi uzay p giden bu zincire. şı«Aç n kap lar !» ıııSüngülü muhaf zlar, iki yanlar n çevirdiler. ıı ıYetmi lik, seksenlik iki prangal bölük yola düzüldü. Geridekiler şıçak l p kalsalar bile öndekiler onlar sürükleyip götürüyorlard . ı ıııKendilerini bu zincirlerin sürükleyi ine b rakt lar. Cezaevi komutan şııısorumlulu un tedirginli iyle buyru unu tekrarlad : ğğğı«Bozgunculuk yok! Yakar m!» ıTabancas n eline alm t . Gözleri, yakacak tutuklu ar yordu. ı ıı ışıBozgunculuktan anladı ı ğ ne olabilirdi komutan n? Gitmemek için ıdirenmek mi, birbirleriyle konu mak m , kelepçeleri k r p kaçmak şıı ım yoksa? ıBahçe kap s ndan ç kt lar. Bir yoku a t rmanmaya ba lad lar, ı ıı ışışıa r a r. Yata yata hamla an vücutlar yorulmu tu, soluk ğ ığ ışışsolu ayd lar ğışimdiden. Zincirin a rlğı ı ığ yolun dikli i kadar ğyorucuydu. Mustafa'n n vücudu gece yürüyü üne hiç haz r de ildi. ışığSerinlikte bile so uk so uk terliyordu. ğğYürüyü ün, birden h z k r lm t . Neredeyse duracakt . Komutan şı ıı ıı ışıöfkelendi: «Geberdiniz mi be? Yürüyün!» İtalyan Hastanesi'ne do ru t rman yorlard . Yoku un ba nda ğııışş ısa a sapt lar. Bir süre yürüdükten sonra, yeniden sa a... Mustafa ğığayaklar n n kald r mdan kurtuldu unu anlad , toprak üstüne ı ıı ığıyürüyorlard . ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı10www.eskikitaplarim.com

«Dur!» diye ba rd komutan gerilerden. «Haydi sğ ııı ığnaklara!» Sı ığnaklar nerede? Bir uçtan bir uca kaz lm yap temelini ıışıand ran ışu çukurlar m , sıı ığnaklar dedi i? En ba takiier bu ğşçukurlar n içine atlay nca ister istemez Mustafa'yla Halil de onlara ııuydu. Geride kalanlar da öyle yapt lar. Ortada yaln z, süngülüler ııkalm t . ı ışMustafa çukura atlarken yan dönmü , arkas ndaki iki tutukluyla şıyüz yüze gelivermi ti, idaml k Ömer'di bunlardan biri. Demir şıgüllesini iri bir karpuz gibi kuca nda tutuyordu. Mutlu ğ ıgörünüyordu. Belki, son defa, zincire vurulmu da olsa, kentin şözgür havas n ci erine çekiyordu. Mustafa'n n kula na e ildi: ı ığığ ığ«Hiç dönmesek...» dedi. «Hep bu çukurda kalsak. Ha, ne dersin?» Komutan tam tepelerindeydi. Mustafa, sustu. Ömer komutan n ıdikili ini umursamadan: ş«Ç kt n m mahkemeye?» diye sordu. ı ıı«Daha ç kmad m.» dedi yava ça. ıış«Sorgun da m yap lmad ?» ııı«Sorgum da yap lmad .» ıı«Kaçtan isteyecekler dersin?» «Bilmiyorum.» İkisinin aras na bir süngü uzand : ıı«Konu ma!» şSüngü, birden yönünü de i tirip Mustafa'n n tam çenesine ğ şıdayand . Geriden çavu un sesi: ış«Konu mak yasak, demedi mi komutan, ne konu uyorsun?» şşHemen orac kta cezaevi komutan belirivermi ti, tabancas da ıışıelindeydi. Mustafa, bu tabancay , bütün karartma kurallar n altüst ıı ıeden ay ı ı ış ğnda görmü tü. Manevra kemeri takmam ba ka bir şışşsubay, komutan n kula na e ilip bir eyler söyledi. ığ ığşÇavu un kar s na geçen komutan: şşı ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı11www.eskikitaplarim.com

«Çavu !» dedi. «Aç u adam n kelepçelerini!» şşıBütün ba lar Mustafa'dan yana çevrilmi ti. şş«Ben sana konu may gösteririm imdi!» dedi. «Götür, Hasan şışOnba , at bu adam ta odaya!» ş ıış«Ba üstüne Komutan m!» şıSes biraz daha dikle ti: ş«Helaya bile izin yok! Biz dönene kadar kap s nda nöbetçisin ı ısen!» Birden Halil'e döndü: Gergin zincirden, kurtulabildi i kadar do rulan Halil: ğğ«Bir ey söylemiyordu Komutan m!» dedi sesini de i tirerek. şığ ş«Konu tu unu inkâr m ediyorsun?» şğı«Konu an...» şBo bulunmu tu Halil. Böyle ba lanmazd söze. Ömer'in ad n şşşıı ınas l söylerdi? ı«Kimdi konu an? Söyle çabuk!» şKonu an yoktu da diyemezdi. ş«Benim Komutan m!» dedi suçlu suçlu. ı«Senmisin?Güzeeel!Delilergibikendikendinemikonu uyordun? kiniz konu uyordunuz de il mi? Al bunu da götür şİşğHasan Onba . Kâz m' da al yan na haydi mar !» ş ıııışManevra kemeri takmam olan subay, kendisi gibi kemersiz bir ışsubay nıyan ndaıdikiliyordu.GözleriMustafa'dakonu up şgülü üyorlard . ki kilidin içinde, çavu un anahtar şıİşışak r ışak r ıdöndü, kelepçeler aç ld , Mustafa'yla, Halil'in bilekleri demir ı ıbileziklerden kurtuldu: «Ç k n sı ıı ığnaktan!» Çukur oldukça derindi. Zorlanarak ç kt lar. ı ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı12www.eskikitaplarim.com

«Haydi Onba ! Do ru ta odaya!» dedi komutan. «Kaç rd n z m ş ığşıı ııyand n z demektir.» ı ıKaçabileceklerini dü ünmü olacak ki: şş«Vurun kelepçeyi ikisine birden!» dedi. Çavu , bir uçtan bir uca gidip geldi. Muhaf zlara bir eyler sordu, şışaradı ı ığn bulamam t . ı ış«Yok Komutan m» dedi, «Kelepçe almamıı ışz gelirken!» Komutan n sesi birden dikle ti: ış«Seni de mi göndereyim ta odaya? Peki, sonra görü ürüz! şşHadi, al götür bunlar .» ıArkalar ndan seslendi: ı«K p rdad lar m ilk i iniz süngülemek olsun!» ı ııışBir süre toprak yolda yürüdüler. Sonra apartmanlar n önünden ıgeçip yoku a a vurdular. Pencereler kara perdelerle örtülü ve şş ğısessizdiler. Yoku u daha da h zl indiler. Süngüden, kur undan şı ışkurtulup bir an önce ta odaya kapat lmak istiyorlard . şııMuhaf zlar n bir sakarl k yapacaklar ndan çekiniyor gibiydiler. ııııBelki de onlar için gerçek sı ığnak, içinden kurtulduklar çukur de il, ığgirecekleri ta odayd . Bahçe kap s ard na kadar aç kt . Tek tutuklu şıı ııı ıbile yoktu içerde, kap n n birer yan nda nöbetçiler vard . Kar dan ı ııış ıgelenlerigörünceyerleriniald lar.ıKu kuylaşbak yorlard ııgetirilenlere. Nöbetçileri selamlayan onba , önemli bir görevi ş ıüzerine aldı ı ığn belirtmek için iki tutukluyu göstererek: «Ta odal k bunlar.» dedi. şıZincirden sökülüp ta odaya kapat lmay gerektirecek ne şııyapm lard ? Çok a r suçlar olmal yd . Kap dakiler ku kuyla ışığ ııııışbakt lar. Belki de yar n sabah, kim bilir... ııBelli olmaz, belki de bir gözda d r. ğı ıBahçenin ucundaki genel kap dan girdiler. Bir kat a a indiler. ış ğıTa merdivenlerden, bir el fenerinin mavi şı ı ış ğnda yürüdüler. Bir kap , g c rt yla aralan nca, nemli, karanl k duvarlar n aras na ıı ı ıııııKararatma GeceleriR fat ILGAZı13www.eskikitaplarim.com

itiliverdiler. Kap üstlerinden kapand . Bir anahtar kilidin içinde ııdöndü. Bir süre sessiz durdular. Konu ma iste ini önce Halil duymu tu: şğş«Bizi...» dedi, «O subaylar var ya, o palaskas z subaylar... ıİşte onlar att rd buraya...» ıı«Kim onlar?» diye sordu Mustafa: «Onlar... Bilirsin, Turanc diyorlar onlara, ne demekse... Zaten ısenin için iyi eyler konu muyorlarm . Askerlerden duydum.» şşış«Yasak de il mi onlar n herkesle konu malar ?» ğışı«Yasak olmas na yasak... Ama konu uyorlar i te... Onlar senin ışşgibi sivil de il ki...» ğKula n n dibinde f s ld yordu bunlar . Kap da üçgen bile olmasa, ğı ıı ı ıııd ardan kimse, bu konu may duyamazd . Çok rahatt lar bu ta ışşııışodada bir bak ma. ı« yi ama...» dedi, Mustafa, «Onlarda bizim gibi suçlu de iller İğmi? Biz de tutukluyuz, onlar da.» «Benim de akl m ermiyor bu i e.» ışYava yava gözleri odan n karanlşşıı ı ğna al t . Mustafa eliyle bir ı ışduvar yoklad . ııV c k v c kt . Tavan n yüksekli ini anlamak için elini kald rd ı ıı ı ıığııparmak uçlar bir yere de di. ığ«So uk buras , ü üyece iz.» dedi, Mustafa. «Duvalar da slak.» ğışğı«Romatizmam bir tuttu mu, ayaklar m kütük gibi i er.» dedi ış şHalil, «Çok kalmasak bari.» «Neden yat yorsun sen?» ıHalil ahbapça güldü: «Dur, önce kendimi tan tay m. Ad m...» ııı«Onu biliyoruz can m, Halil de il mi?» ığ«Demek ad m ö rendin?» ı ığKararatma GeceleriR fat ILGAZı14www.eskikitaplarim.com

«Hela aralı ı ğnda ö rendim, gidip gelenlerden... Seni çok ğtan yanlar var...» ı«Eskiyim de ondan, iki y ld r buraday m!» ı ıı«Neden yat yorsun?» ı«Bir kauçuk i i. Tabur ambar ndan...» şı«Cezan kesinle ti mi?» ş«Temyizde.» «Ne kadar verdiler?» «Bana be y l.» şıDurdu birden. Burnundan soluyordu:« ki de suç orta m var. İğ ıHep onlar n yüzünden.» ıBir süre durup kap y kollad lar. Konu malar duyulur muydu ı ıışd ardan? ış«Kap daki nöbetçiler...» diyecek oldu Mustafa. ı«Ald rma!» dedi, Halil. «Hasan Onba bizden.» ış ı«Yani?» «Bizim oral ... Karadenizli... Gazete okumak istersen d ardan ıışgetirir.» «Çok iyi olur.» dedi Mustafa. «Çok minnete geçer do rusu. ğS k nt dan patl yorum. ı ıııBo oturmak deli ediyor beni. Bir kur unkalemim vard , onu bile şşıald lar. Duvara bir eyler yazard m hiç olmazsa.» ışı«Kolay,» dedi Halil. «Kalem de bulurum, kâ t da.» ğ ı«Demek sandı ığm gibi zor de il.» ğGüldü Halil: «Ne san yorsun sen cezaevini? Sen bu ta odaya at ldışı ı ı ığm za bakma.» «Helaya bile istedi im zaman ç kamadğıı ığma göre...» Kararatma GeceleriR fat ILGAZı15www.eskikitaplarim.com

« lk günlerde s karlar biraz. Bu odalara kapat lanlara hep böyle İııyaparlar. lk günlerde asacaklar san rs n. Verirler cay rt y . ikâyet İı ıı ı ıŞettin mi de, kimse kulak asmaz. Hele senin gibi olursa biraz s karlar.» ı«Evet!» dedi Mustafa. «Bütün kapal lar bir de il. Herifler bizim ığgibi tutuklulara emir bile veriyorlar, kendileri tutuklu olduklar ıhalde.» «Ald rmaaa! Geçenlerde bir sivil getirdiler. Senin odaya ıkapatt lar. ki ay sonra ordan ç kard lar, aram za verdiler. Eh bizim ıİıııgibi olmasayd aram za verirler miydi? Herkesin dilekçesini paras z ıııyazd . Benim temyiz dilekçemi de o yazm t , a t kald millet. ıı ışş şııAma, ben kimseye onun yazdı ı ığn söylemedim, avukata yazd rd m, ııdedim. Bozdular temyizden cezam , mahkeme yeniden ba lad . ışıAk ll adamd . Sonra, tuttular, Ankara'ya gönderdiler onu.» ı ıı«Herhalde, milletvekili olarak...» dedi gülerek. Ta odaya at ld klar n unutmu lard . Mustafa'n n içine birden bir şı ıı ışııtasa dü tü. ş«Bize ne yapacak komutan dersin?» «Hiçbir ey yapaca yok. Att i te buraya, korkutmak için. şğ ıışBa ka ne yapabilir? ki üç gün aç b rak r, iki de tokat att m ...» şİıııı«Tokat m dedin?» ı«Tokat. Falaka da vard r ya burda... Bizi falakaya çekeceklerini ısanm yorum.» ı»Ya tokat atarsa?» «Geçenlerde bir sivil daha geldî, s k yönetim sürgünü. Sürdükleri ı ıyerden kaç p gelmi ... Trenden iner inmez, Haydarpa a'da ışşyakalam lar... Çok dövdüler fakiri. ışYani sivil mivil pek iplemezler...» «Demek ufak i burda tokat yemek ha?» ş«Alı ı ışrs n. Sana bir ey diyeyim mi, geçen gün ben o Turanc şısubaylardan iki tokat yedim. Muzaffer'e bir kitap vermi ler, hani u şşkibar h rs z, dediklerine... Gazeteler yazd yd , okumu sundur. ı ııışBüyük bir adam n o luymu , Cevat Abbas m ne, babas . ığşııKararatma GeceleriR fat ILGAZı16www.eskikitaplarim.com

Mektup yazacakt m, altl k istedim Muzaffer'den. Bu kitab verdi ıııbana. Bir göz gezdirecek oldum ko u ta, içine bakt m bir iir... ğ şış«Sen öl ki o ya as n.» diyordu iirde. K zd m hep bizden ölüm şışııisterler. Hiç ya amaktan söz eden yoktur. Ben ölece im de o şğya ayacak ha? Ba lad m elimdeki kalemle karalamaya. Çizdim, şşıçizdim, verdim Muzaffer'e, i im bitince. O da götürmü sahibine şşvermi . B r de bakm lar ki Ziya Pa a m d r, Ziye Bey midir, öyle şİışşı ıbirisininmi bu şşiir... Şiirden hay r kalmam . Kitab n bana ıışıverildi ini anlay nca, çakm lar i i. Ça rd lar beni. ğıışşğ ııGit, ceketini giy de gel dedi o tutuklu subay. Gittim ceketimi giydim. Tozluklar n da tak dediler, takt m. ı ııPostallar m da sordular ama, eskidi dedim. Bir haz r ol çektiler, ı ııi te o palaskas z subay... iki tokat att ki, sorma karde im...» şıış«Sen ne yapt n tokad yiyince?» ıı«K p rdamad m hiç. El kald rmam ki, subay o! Tutuklu da ı ıııolsa...» «El kald rman art de il, verseydin mahkemeye. Bir tutuklu ışğsubay, bir tutuklu eri nas l dövermi ?» Sustular bir süre. Neden ışsonra: «Peki,» dedi Mustafa, «O senin postal na kadar sordu. Sen de ısorsayd n manevera kemerin nerde diye.» ı«Güzel, çok güzel ama, soramazd m ki. kimizi de bu ta odaya ıİşgönderen ayn adam. ıBakal m, sen ne yapacaks n bu cezaevinde?» ıı« imdi ne desem bo . Ben onlarla teker teker de il, onlar n Şşğıtümüyle u ra yorum. ğş ıElim kalem tuttu u sürece, hep kar lar nda olaca m onlar gibi ğş ıığ ıdü ünenlerin!» şHalil'in yüzü birden, odan n koyu karanlıı ığnda ayd nland . ııCebine davrand . Keyfinin yerinde oldu u zaman bir sigara yakmak ığal kanlışı ığyd : ı«Sigara içer misin?» diye sordu. « çerdim ya, içmiyorum imdi.» İşKararatma GeceleriR fat ILGAZı17www.eskikitaplarim.com

«Ben de içmesem iyi olur. Buran n havas n bozmaktansa... Peki ıı ıkarde lik, sen neden geldin buraya? Biraz da sen anlat!» ş«Neden mi geldim? Söylesem inan r m s n?» ıı ı«Neden inanmayay m. Herhalde adam öldürüp de gelmedin. K z ııda kaç rmad n. ııHele bizim gibi ambar da soymad n. Suçun olsa olsa...» ı«Bana sorarsan suçum yok benim...» Halil gülüyordu: «Camiden mi tutup getirdiler?» «Onun gibi bir ey! Camiden de il ama okuldan.» şğ«Ö retmensin demek?..» ğ«Ö retmenim.» ğ«Derste bir laf m kaç rd m a z ndan?» ııığ ı«Derste de il!» ğ«Anlat can m!» ! ı«Tam yeri!» dedi, «Anlatman n!» ıGülüyordu. Niçin gelmi ti buraya? Birden kap aç ld . Mavi şıı ıı ı ışkl bir gemici fenerinin ayd nlattıı ığ basamaklarda bir süngü belirdi. «Konu mak yasak! Konu tular m dayayacaks n süngüyü şşııg rtlaklar na!» ıı«Ba üstüne Çavu um!» şşNöbetçiler de i mi ti. Dönmü olacaklard d ardaki sğ şşşıışı ığnaktan. Çavu , elindeki feneri merdivene b rakt . Koyu mavi şııı ı ış ğnda tutuklular izliyordu, dik bak larla. Bir eyler söylemek istiyor, ıışşsöyleyecek söz bulam yordu: ı«Su, sigara içmeleri de yasak!» Ona kimse böyle bir emir vermemi ti ya. Can öyle istemi ti şışi te. Bugüne bugün nöbetçi çavu uydu. Süngülü hemen topland : şşıKararatma GeceleriR fat ILGAZı18www.eskikitaplarim.com

«Evet Çavu um!» ş«Kap böyle aç k kalacak, anlad n m ? Gözlerin üzerlerinde ııııolacak hep!» «Ba üstüne Çavu um!» şşSert dönü yap p h zla ç kt merdivenleri. Merdivenin ba na şııı ış ıdikti i nöbetçiye de emirler verdi bir süre. ğMustafa dü ünüyordu, niçin geldi ini anlatamam t Halil'e. şğı ışNerden gelmi ti buraya? şEvet, neydi suçu? Dü ünüyordu. şMart güne ini önüne alm Atatürk Bulvar ndan Aksaray'a do ru şışığyürüyordu. Yolun sa ndaki Pertevniyal Lisesi, ö rencilerini ğ ığbo alt yordu kap s n n önüne. Çocuklar küme küme duruyorlar, şıı ı ısanki hangi yöne yollanacaklar n tartı ıı ışyorlar, sonra ileri geri iti iyorlard . şıOrtaokuldan Mustafa Ural' tan yan bir iki ö renci yar m ba ıığışselâm verdiler. Yirmi be gündür raporlu oldu u için s yr lm t şğııı ışö retmenlik havas ndan. Gülümseyerek ald selâmlar n . Tam ğııı ıyanlar ndan geçerken gözlüklü bir ö renci, çantas n n kapa n ığı ığı ıkopar rcas na açt . E ildi içine, kar t rmaya ba lad . Aradııığı ışşıı ı ığn bulmu tu çok geçmeden. K rm z ya çalan renginden anlam t , şıı ıı ışkendi kitab yd çantas ndan ç kardııııı ığ. Yirmi gün önce yay nlanan, ıkitapç lar n vitrinlerinde hemen hiç görülmeden toplanan ıışiir kitab yd . ıı«Bir dakika efendim!» diye ko tu ona do ru çocuk. şğTan m t , iki y l önce s n f ndaki ö rencilerinden biriydi. Durdu. ı ı ışıı ı ığ« mzalar m s n z? Sizin kitab n z...» İı ı ıı ıÖ retmenlik hat r için de ildi bu ilgi, belliydi. ğı ığ«Peki!» dedi, « mzalayay m. Ama...» İı«Beni çok sevindirmi olacaks n z.» şı ıAld kitab , sayfalar n öyle bir açt . Okunup okunmadııı ışıı ı ığn anlamak istiyordu. Çok kar t r lm bir hali vard kitab n. lk ı ı ışışııİsayfalar n n uçlar bile k vr lm t . Yetinmedi. ı ııııı ışKararatma GeceleriR fat ILGAZı19www.eskikitaplarim.com

«Okudun mu?» diye sordu. «Bir tanesini ezberledim bile. Çocuklar m adl iiri. Kendimi bulur ıışgibi oldum bu iirde. Bilirsiniz, ben de iirde sözünü etti iniz şşğö rencilerinizdenim, yaz ldğı ı ı ığ y llarda...» «Hat rl yorum. 3 A'dan Remzi... Gazete satard n ak amlar .» ı ıışıKalemini ç kard . 9 Mart 1944 diye önce bir tarih kondurdu ilk ıısayfaya. «Ad n yazm yorum.» dedi, « mzalayaca m, o kadar... Bir gün ı ııİğ ısende görürlerse...» «Çok te ekkür... Yazmasan z da olur.» şı«Yaln z u var ki... Bu kitab m toplat ld ... Okula getirmesen iyi ışıı ıedersin.» «Biliyorum!» dedi, «A abeyim söyledi. Belki sizi de ça racaklar ğğ ımahkemeye, iyi oldu size rastladı ığm. Çok te ekkür ederim, şö retmenim!» ğTarihleimzas n nı ıaras naıbirşeylerkaralay pıverdi.Ö retmenli ini unutmu genç bir airin duygusallğğşşı ığna bürünmü tü. ş«Haydi genç arkada m!» dedi. «Yolun aç k olsun!» ş ııMerkez kahvesinde, ayn okulda ö retmenlik etti i bir arkada ığğş ıbekleyecekti. Tarih ö retmeni Hüsnü... Pencerenin önündeki ğmasada oturuyordu. Can bir eye s k lm gibiydi. ışı ıışŞöyle bir do rulup yer gösterdi. Otururken: ğ« yisin biraz daha, de il mi?» dedi, «Hadi kefeni y rtt n gene!» İğıı«Dün ak am biraz ate im ç kt ama, geceyi rahat geçirdim. şşı ıSabahleyin de yürüdüm Fatih'e do ru. Park n banklar nda oturdum ğııbiraz.» «Hava ne kadar da güzel. Bulunmaz bu aylarda böyle güne li şhavalar.» Sonra ku kuyla gözlerinin içine bakt arkada n n: şışı ı«Savc l ktan bir haber yok ya?» ı ı«Henüz yok!» Kararatma GeceleriR fat ILGAZı20www.eskikitaplarim.com

«Hiç de iyi etmedin bu kitab ç kardııı ığna. lk kitab n üstünden İıdaha bir y l bile geçmeden...» «Bir buçuk y l.» ıı«Gördün mü ya! Çok mu gerekliydi bu kitab n ç kmas ? imdi ne ıııŞolacak!» «Herhalde sorgu ba layacak! Sorgu ba lad m , tutuklama kâ d şşıığı ıda kesilecek demektir.» «Do ru! S k yönetim bölgesindeyiz!» «S k yönetim bölgesi ğı ıı ıolmasa da gene böyle.» «Hiç iyi yapmad n, hiç!» ı« yi, ya da kötü, yapt m i te... Bir air üzerine dü en i i İışşşşyapmal .» ı«Bir air ha! Yaln z bir air misin sen? Bir ö retmen... Sonra bir şışğbaba... Bir koca... Bir... En önemli yan bir hasta...» «En önemli yan bir air!» ıış«Çok mu önemli görüyorsun airli i?» «Bu kitaptaki iirlerden şğşço unu geçen y l yazm t m. ğıı ışMemleketin yoksulluk içinde k vrandıı ığ günlerde. Aylı ı ığm z kaç lira bugün? Seksen üç lira seksen be kuru ! Surda, tramvay şşdeposunun kar s nda karnesiz ekmek sat yorlar, torbalar içinde. şı ııTanesi...» «Bir lira! Ald m geçen gün!» ı«Demekseksendörtekme eğö retmenlikğyap yoruz.» ı«Bu day m z Almanlar'a veriyoruz, sava a kat lmamak için...» ğı ı ışı«Sava a girmemek için haraç! Ama Hitler'i bize sava açmaktan şşbu bu day al koymaz. Ko ullar gerektirmesin yoksa!» ğış«S n rlar m z a mas n bekleyenler de var. Hem de dört gözle!» ı ıı ı ışı ı«Irkç lar... Sunard lar son günlerde. Ama beklemeleri bo una. ıışAlmanordularıgittikleriyerlerdearad klar nıı ıbulmu a şbenzemiyorlar.» «Bize sald racaklar n hiç sanm yorum.» Garson masan n üstüne ıı ıııiki hlamur b rakm t . «Ne içersiniz?» diye sormadan. Ne çay ııı ışvard , ne kahve. Hepsi vard da her isteyen yüzlerini göremiyordu. ııKararatma GeceleriR fat ILGAZı21www.eskikitaplarim.com

Hüsnü:« öyle de olabilir, çaresizlikten...» dedi, «S k t r lm bir Şı ı ı ışışkedi gibi sald rabilirler üzerimize.» ı «Hangi güçle?» ; «Do ru, hangi güçle! Berlin'de bombalanmam sa lam bir ğışğcadde kalmam .» ış«Bizim kenar mahallelerde de sa lam bir ci er...» ğğArkada n n rapor süresinin doldu unu an msam olacakt şı ığıışıHüsnü: «Ne zaman ba layacaks n okula?» diye sordu. şı« ki üç gün önce ba lamam gerekiyordu. Doktor durumumu İşbe enmedi. Yirmi be günlük bir dinlenme daha verdi.» ğş«Yani nisan n haftas na kadar.» ıı«Sanatoryuma yat rsayd daha iyi ederdi. Bak m güç evde. Odun ıııyok, kömür yok. İşin en kötü yan , bak m da yok. Ne et, ne süt, ne yumurta...» ıı«Bir de u toplanan kitap...» ş« te hep bu anlatt klar m yaz l yd kitapta... Benim derdim, İşııı ııkom umun derdi, kom umun derdi, okuldaki çocuklar n derdi...» şşı«Biliyorsun, bunlar yazanlardan ho lanmad klar n ... Gene de ışıı ıhabire yaz yorsun!» ı« stiyorum ki halk, kendi çektiklerinin ayr m na vars n. Bir kez İı ııhalk yoksullu unun ayr m na var rsa... Daha do rusu halk, halk ğı ıığolarak kendi gücünün ayr m na var rsa... ı ııKaderine öylesine raz olmu görünüyor ki.» ışHüsnü, hlamurun son yudumunu da içti. ı«Hadi çay yok, kahve yok.» dedi, «Ihlamur bol ama, kaç para eder, onu da s cak s cak içemiyoruz ki.» ıı«Kömür de yok! Ya mur alt nda bütün gün bekledim geçen ğıhafta Kumkap 'da... ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı22www.eskikitaplarim.com

KömürmotorlarıgelecekdiyeBulgaristan'dan.Ancakmotorlardan alabilen aç kgöz kömürcülerden sat n alabildim, kilo ııba na on kuru aç ktan vererek... Islandş ışıı ığma m yanars n, ııbeceriksizli ime mi k zars n, ertesi gün ate imin yükseldi ine mi?» ğıışğBirden suspus olmu tu ortal k. Yaln z Mustafa konu uyordu, şıışherkes susmu onu dinliyor gibiydi: ş«Ne oluyor?» dedi, «Ne var?» Hüsnü, kap dan girenlere bakt : ıı«Aramatarama...»dedi,«Songünlerdes kla t rd lar. ış ııKarartmalar da öyle...» Kap y bekçiler tutmu tu, iki resmî polisle bir komiser masalar ı ışıdola yordu. ş ıPolislerden biri oturduklar masaya yana t . Hüsnü'ye ku kulu ış ışku kulu bakt : şı«Ç kar kimli ini!» dedi. ığHüsnü ceplerini kar t r rken polis, Mustafa'ya döndü: ı ı ış«Kalk aya a!» ğCeplerini d ardan el al kanlışışı ığyla öyle bir yoklad , bir elini şıgezdirdi, tabanca b çak ar yordu. Bulamay nca baya öfkelenmi ti: ııığ ış«Ver sen de kimli ini!» dedi. ğS k yönetim bölgesiydi, kimliksiz gezmek yasakt . Belgeleri uzun ı ııuzun inceledi. Foto raflar , yüzüne baka baka gözden geçirdi. ğıBu arama tarama keyiflerini kaç rm t . Yitirmi lerdi, konu ma ıı ışşşgüçlerini. kisi birden duvardaki saate bakt lar: İı«Yemek zaman !» dedi, Mustafa, «Evde de kimse yok!» ı«O lan nerde?» ğ«Annesiyle gitti Derleme'ye!» «Evde kalm yor mu?» ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı23www.eskikitaplarim.com

«Hasta de il miyiz... Hakk da yok de il annesinin hani.» ğığBirden ka lar çat l verdi Hüsnü'nün. So uk so uk bakt şıı ığğıarkada n n yüzüne. Bilirdi bu bakşı ıı ışn anlam n . Aya a kalkm ı ığışmasan n ba nda bekliyordu. ış ı«Ç kal m!» dedi, Hüsnü. ııElini cebine dald rd . Mustafa ondan daha atik davranm t : ııı ış«Müsaade et!» İrili ufakl bir avuç paran n içinden iki hlamur paras n masan n ıııı ııüstüne b rakt , geriye elli altm kuru u kalm t . Ay ba lar nda ııışşı ışşıbakkala, kasaba uraya buraya borçlar da t l nca i te böyle bir şğı ı ışavuç ufak paradan ba ka bir ey kalm yordu. şşıKö eba nda arkada ndan ayr l rken: şş ış ıı ı«Yar n da dersten ç k nca u rar m s n kahveye?» diye sordu ıı ığı ıMustafa. «U ramasam nas l olur?» dedi, Hüsnü. ğıBirden bak lar donukla vermi ti. ışış ış«Sen bilirsin. Bitirmek üzere oldu um bir iir var. Sana okumak ğşisterdim.» «Hâlâ m iir! Bak Mustafa!.. Biraz beni dinler misin?» ışAnlam t neler söyleyece ini... Tutumu, yüzünden okunuyordu. ı ışğSon günlerde güvendi i arkada lar ndan s k s k ö ütler dinlemeye ğşııığal m t : ışı ış«Anlad m,» dedi. «Neler söyleyece ini... Ba kalar için zararl ığşııolmaya hakk m olmadıı ı ğndan söz açacaks n. Hattâ biraz daha ileri ıgideceksin, kar m n uzaktan akrabas olarak... Çolu un çocu un ı ıığğgelece ini tehlikeye atman n yersizli ini belirtecek, paylayacaks n ğığıbeni. E er aldanm yorsam...» ğıHiç beklemedi i bir terslikle sözünü kesmi ti Hüsnü: ğş«Uzatma!» dedi, «Ne söyleyece imi kestirecek kadar zekisin! ğBütün söylediklerin do ru. Hiç hakk n yok, yak nlar n için zararl ğııııolmaya. Sen solcu olabilirsin, bundan gelecek zararlar da ki i ışKararatma GeceleriR fat ILGAZı24www.eskikitaplarim.com

olarak göze alabilirsin ama... Senin gibi dü ünmeyenlerin tehlikeyi şgöze almalar n istemezsin gül hat r n için!» ı ıı ı«Evet, i te bu yüzden yar n kahveye gelmek istemiyorsun, de il şığmi? Tutuklanmak üzere oldu um u günlerde, sununla bununla ğşili ki kurmu görünmem do ru olmayaca ndan...» şşğğ ı«Evet, i te bu yüzden yar n kahveye gelmek istemiyorum.» şı«Senin bilece in i ! Yaln z unu da bilmeni yararl gördüm. ğşışıKorktu um için kendimi savundu umu sanma? Ben henüz solcu ğğolup olmadı ı ığm bilmiyorum kesin olarak. Bildi im bir ey varsa ezilen halktan yana olu um. Halk n çekti i ğşşığs k nt lar n benim çektiklerime t pat p uygun olu u. Kurtulu umu da ı ııııışşhalk n kurtulu unda görü üm... Bu birkaç dü ünce k r nt s solcu ışşşı ıı ıolmam için yeterse kendimi hiç de temize ç karmaya çal acak ıışde ilim.» ğ«Ama herkes senin gibi dü ünmek zorunlulu unu duymazsa... şğEn ba ta kar n ükran...» şıŞBirden Mustafa Ural, kendini bir öfkenin f rt nas içinde ı ııbulmu tu. Hastalşı ığndan gelen bir sinirlilik de olabilirdi: «Uzatma!» dedi, «Ben yar n gazeteleri gözden geçirmek için ımutlaka u rayaca m kahveye. Gelirsen konu uruz, gelmezsen o ğğ ışda senin bilece in i . Hadi eyvallah!» ğşBüsbütün i tah kaçm t . Yemek saati geçti i halde bir ey şıı ışğşyemek istemiyordu. Ak amdan kalma biraz pilâv vard dolapta, iki de yumurta şık rard yan na e er can isteseydi. ııığıGüne çoktan bulutlar n aras na girmi , nerdeyse ya mur şıışğba layacakt . Kuzeyden esen rüzgâr gö üslememek için sapt ara şıığısokaklara. Kö eba ndaki evine yan sokaktan iniyordu ki, üst kat n şş ııpenceresi aç ld , da n k bir kad n ba uzand . Ev sahibinin k z ı ığı ıış ııı ıAyten'di. Eliyle, koluyla bir eyler anlatmak istiyordu kendisine, şgeriye dönüp gitmesi için. Anladı ığna göre, kap da... Kap n n ıı ıönünde... Onu bekleyen... İki ki i... şİki polis vard ... Al p ııgötüreceklerdi, e er kap ya yakla rsa. ğış ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı25www.eskikitaplarim.com

Ne olur al p götürürlerse diye dü ündü Mustafa Ural. Nas l olsa ışıbas n savc s na götürüp sorguya çekilecek de il miydi? Ölüm yoktu ıı ığya bunda! Ayaklar çak l p kalm t bastıı ıı ışı ığ yere. iyi ama, onu hemen savc ya götürmezlerdi ki bu adamlar. ıGeleneklere uyarak Birinci Şube'de bir hücreye kapat rlard . ııOndan, bilmedi i çok önemli ğşeyleri ö renmek için aç susuz ğbekletirlerdi, günlerce. Oysa onlara verebilece i hiçbir bilgi yoktu. ğHer ey kitab nda yaz lm t aç k aç k. Ancak ona kondurulacak bir şııı ışıısuç vard , giydirilmek üzere kendisini bekliyordu. yi ama, günlerce ıİbu hasta ci erle sorgulara dayanabilecek miydi? ğBu dü ünceler içinde birden geriye dönüp yolunu de i tirmi , şğ şşYe iltulumba Soka ' şğ ına sapm t . Kaç yordu, neden kaç yordu? Korkudan m yd bu ı ışııııkaç ? Hücreye at lmaktan, günlerce sürecek sorgulardan korkuyor ışıolmal yd .ııAzardan,küfürden,havas zl ktan,ı ıbesinsizliktenkaç yordu. Cebindeki birkaç kuru la nas l sa layacakt bütün ışığıbunlar ? Ne yiyip ne içecekti günlerce? Nereye, kime sıı ığnacakt ? ıNeye karar verdi ini de bilmiyordu. u anda kesin olarak sonuca ğŞba ladğı ığ tek dü ünce, eve gitmemekti. Peki ama nereye gidiyordu şşimdi? Ye iltulumbaşSoka 'ndan ğ ıŞehzadeba 'naş ıç kt ,ı ıoradanSüleymaniye'ye geçti. Bak rc lar,ı ıÇad rc ları ıderkenKapal çar ...ış ıNuruosmaniyekap s ndan ç kt Ca alo lu'na. Anlam t , ayaklar onu Derleme ı ıı ığğı ışıMüdürlü ü'ne götürüyordu. Demek ilk önce ğŞükran' görmek ıistiyordu. Belki o lu Ali 'i... Belki de son kez. ğşHiç dü ünmüyordu ki Ca alo lu, onu tan yanlar n bulundu u bir şğğıığkesimdi. Bas mevlerinde, kitabevlerinde çal anlar bu saatlerde sokaklara ıışdökülürlerdi, köfteciler, i kembeciler, muhallebiciler dolar ta ard . şşıKitab n basan Devrim Kitabevi de az ilerde yoku un dibindeydi. ı ışBirkaç polisin kitabevi sahibine de gelmi olmalar gerekirdi. O da şıbir bak ma suçlu say l rd , kitab n bastıı ııı ıı ığ için. Onun için de tutuklama buyrultusunun ç kar lmas i ten bile say lmamal yd . ııışıııKararatma GeceleriR fat ILGAZı26www.eskikitaplarim.com

Yolun üst ba ndan Derleme Müdürlü ü'ne girdi. Mescitten ş ığbozma yap , havan n kapal lııı ı ığ yüzünden daha da karanl k bir hal ıalm t . Merdivenleri tabanlar yla yoklaya yoklaya ç kt . Ali ı ışıı ışmerdivenba ndakiş ıyang nıkovalar ndaıkâ tğ ıkay klar ıyüzdürüyordu: «Annen içerde mi?» diye sordu. Ku kulu gözlerle bakt yüzüne o lu. şığ« çerde!» dedi. İ«Hadi ça r, gelsin!» ğ ıMustafa onun gidip annesinin kula na söyleyece ini san rken, o ğ ığıseslendi uzaktan: «Anneee!» Hemen kapatt a z n eliyle: ığı ı«Sus!» Annesinden önce Fatma Han m ko mu tu. Kar s nda Mustafa'y ışşşı ııgörünce yat m t : ışı ış«Siz misiniz Mustafa Bey?» dedi, «Buyurun, Şükran Han m ıiçerde!» Çaresiz girmi ti içeri. ükran kadar içerdekiler de onu böyle şŞvakitsiz görünce a rm lard . Yemeklerini henüz yemi ler, her ş şıışışzamanki gibi Fatma Han m'in pi irdi i nohut kahvesini içiyorlard . ışğı«Sen misin?» dedi ükran, «Bir ey mi var?» Ola anüstü bir Şşğolay n geçti ini sezinlemi olacakt . Sesini masalar n ba nda ığşıış ıoturanlara duyurmak istemeyen Mustafa yava tan: ş«Ne olsun!» dedi, «Anahtar sana b rakmak için geldim. Hüsnü ııile bulu aca m da... şğ ıAk am üzeri gecikirsem e er...» «Ben alm t m anahtar m şğı ışı ıyan ma.» «Belki almam s nd r diye gelmi tim.» Yüzüne ku kulu ıışıışşku kulu bak yordu: «Sen de bizim kahveden içer misin?» dedi. şı« çmem! Henüz yemek yemedim.» «Neden?» İ«Can m istemiyor da...» ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı27www.eskikitaplarim.com

«Olmaz!» dedi, «Olur mu hiç... Evde bir eyler vard r. şıDolapta...» « tah m yok. Belki köfteciye giderim, can m isterse.» «Hangi İşııparayla?» diyemedi, arkada lar ndan çekindi i için. Ama ku kusu şığşda büsbütün artm t . Kom u masadaki Hacer, bütün konu ulanlar ı ışşşıdinlemi , bir sonuç ç karmaya çalşıı ışyordu. «Biraz erken bulu aca z Hüsnü'yle.» dedi, «Mürefte'den arap şğ ışgöndermi ler sizinkiler.» şYak n masadakiler için söylemi ti bunlar . ışıŞükran da bunu anlam olacakt ki: ışı«Peki!» dedi, «Geç kalmamaya çal ! Nas l bizim Hüsnü?» «Bir ışıs k nt s varm , anlatacak bu ak am.» Fatma Han m, pi irdi i ı ıı ıışşışğkahveyi koymu tu önüne. Elindeki kalemle bir derginin kenar na: şı«Beni polis ar yor. Bir kaç gün eve u ramayaca m.» diye yazd , iri ığğ ııiri. Yava tan sordu kar s : «Nerde kalacaks n? Hüsnü'de mi?» şı ıı«Hüsnü'de.» dedi, rahatlamas için. ı«Paran da yoktur senin. Alay m m Müdür'den?» ıı«B rak!» dedi. «istemez.» ıOnu dinlemedi kar s , kalkt , girdi Müdür'ün odas na. Çok ı ıııgeçmeden be lirayla döndü: ş«Al!» dedi, «Yat r elektrik paras n . Var m ba ka bir diyece in?» ıı ıışğ«Hepsi bu kadar!» dedi, «Haydi, ho ça kal!» şOrtalı ığ telâ a vermemek için yerinden kalkmadan: ş«Güle güle!» dedi ükran «Geç kalmamaya çal !» Şışİçerde konu malar ndan yararlanan Ali , kollar n kovan n içine şışı ıısokmu , bat rdşıı ığ kay klar n ç kar yordu. E ildi, saçlar ndan öptü. ıı ı ıığıValili in önündeki yoldan Sultanahmet'e ç kt . Oradan vurdu ğı ıAh rkap 'ya. ııCezaevinin önünde her yan kapal toprak k z l bir araba ııı ı ıduruyordu. Duru malardan geç dönen tutuklular içeri sokmak için şıgereken önlemleri al yorlard jandarmalar. ııKararatma GeceleriR fat ILGAZı28www.eskikitaplarim.com

Mustafa'ya, sanki ellerinden kaç rm lar gibi bak yorlard . ıışııYanlar ndan, ellerini kollar n sallayarak geçen her ki i, onlar için ıı ıştutulup araban n içine t k lmas gereken bir suçluydu. Bak lar n ıı ııışı ıense kökünde duya duya Ah rkap 'ya oradan da, ara sokaklardan ııKumkap 'ya kadar yürüdü. Uzaktan bekçi, polis üniformal kimi ııgörürse yolunu de i tiriyordu. Henüz bir sak nca olmamas ğ şııgerekirdi ama, ne olur ne olmaz bir terslik yüzünden u yar şıözgürlü ünü yitirmenin de bir anlam yoktu. ğıDüdü ünü çala çala geçen lokomotif, uzak istasyonlara ça r yor ğğı ıgibiydi onu. Bir bak ma en hay rl s da böyle bir yolculuk olmal yd . ıı ı ıııAma, nereye, kimin yan na gidebilirdi? Ye ilköy'de Oto Bölü ü'nde ışğyedek subaylı ı ığn yapan lhan geldi akl na. İıE itim Enstitüsü'nden arkada yd . Son s n fta iki y l tak lm , ğş ııı ıııışdiplomas nı ıalamadanaskereça r lm t .ğ ıı ışBoşgünlerindeMustafa'n n Aksaray'daki evine u rar, askerlikten konu ur, daha ığşçok Ali 'le oynard . Evlenmek, çoluk çocuk sahibi olmak isteyip de şıbu i i ba aramayaca n anlayanlar n ezikli i vard davran lar nda. şşğı ıığıışıİlk günlerde eve vakitli vakitsiz geli ine k zm t , kendisiyle dostluk şıı ışkurma çabas içindeydi. Her geli inde bir asker tay n getirir, evin ışı ıkarne açı ı ığn bir haftalı ığna olsun kapatmaya çalı ışrd . Birden: ı«Oldu!» dedi, « lhan'a giderim! Asker oldu u bir bak ma daha İğıiyi!» Polisin en az ku kulanaca bir ki iydi. Biletini al p girdi perona. şğ ışıGözleri üzerine çekmemek için kalabal k bir s raya oturdu. ııİstasyondaki polisin gözüne çarpmak istemedi inden ters yana ğgeçmi ti. Yenikap istasyonundan sonra yaptşıı ığ i in yersiz bir ştedbir, hattâ bir korkakl k oldu unu dü ünerek kalkt en gözle ığşıgörünür bir yere oturdu. Herkesçe tan nm biri de ildi ki her gören ıışğbir bak ta tan y versindi. Onu arayan polis, kap s n çaldışı ıı ı ıı ığ zaman, ancak tan r, «Buyur savc l a!» diyebilirdi. u halde neydi bu h rs z ıı ığŞı ıpolis oyunu? Ye ilköy'de tren durunca herkesle birlikte indi. Çar içinden şş ıgeçti. Oto Bölü ü herhalde istasyondan çok uzakta olmal yd . ğııBuras n bilse bilse, oförler bilirdi. ı ışYeniden istasyona döndü. At arabalar n n aras nda eski bir ı ııFord'un kaputunu kald r p motorunu kurcalayan oföre yakla t : ı ışş ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı29www.eskikitaplarim.com

«Kolay gelsin!» diye sokuldu. Ba n kald rmadan verdi kar lşı ıış ğı ı ı ın oför: ş«Ho geldin!» ş«Oto Bölü ü'ne gidecektim de...» ğ«Görüyorsunuz!» dedi, «Bizim arabada i yok!» ş«Yürüyece im oraya kadar. Siz nerden gidece imi söyleyin ğğyeter.» Bir soru ile t kad lâf a z na: ııığ ı«Kimi ar yorsun Oto Bölü ü'nde?» ığ«ilhan Beyi!» «Tan r m» dedi, « imdi bir ciple geçti burdan. Havaalan na.» ı ıŞı«Ne zaman döner acaba?» «Onlar bu saatlerde Taksim'e do ru uzan rlar. Benzine para ğıverecek de iller ya. ğBizim gibi...» «Kaçta döner dersin?» « i bilir. Ama lhan Bey be i geçirmez. Ak amc lİşİşşı ı ığ yoktur.» Mustafa da bilirdi ak amc lşı ı ığ olmadı ı ığn . Ankara'da bardak hesab arap içtikleri olurdu ara s ra. Mustafa be içerse, o ikide ışışüçte kal rd . ıı«Hadi eyvallah!» dedi, «Havaalan na do ru yürüyorum. ığDönerken kar lar m.» ş ıı«Yok, e er Oto Bölü ü'ne gidip beklemek istersen surdan denize ğğdo ru yürürsün. ğSonra sa a gidersin, Florya'dan yana. Görünür Cemseler ğuzaktan.» «Sa ol!» ğKararatma GeceleriR fat ILGAZı30www.eskikitaplarim.com

Burnuna gelen s cak ekmek kokusundan bir f r n n önünden ıı ı ıgeçti ini anlam t . ğı ışSa na soluna bak nd , gördü tezgâh . Karnesinin evde oldu unu ğ ıııığbir anda an msam t , içi s zlayarak. Ne yapacakt bu kaçakl k ıı ışııısüresince. Karaborsadan karnesiz ekmek alacak durumda da de ildi. ğ«Ah lhan olsayd , bir parça asker tay n uydururdu.» diye İıı ıdü ündü. Kuru ekme e de raz yd . Bir lokantaya girse... Hangi şğııparayla girecekti. Hadi diyelim ki bir güzel karn n doyurdu. Cebindeki parayla... ı ıSonra ne yapacakt , yar n, öbür gün? Her lokantan n karnesiz ıııekmek verip vermeyece i de belli de ildi üstelik. Bir muhallebiciye ğğgirebilirdi. Bir tavukgö sü... Ya da bir kazandibi... Ama, bunlarla ğda doyabilecek gibi de ildi, bu bir iki lokmal k e lenceliklerle... ğığEkmek istiyordu can , dilim dilim... Bir yeme in suyuna kopar p ığıkopar p banacak, parça parça ekmek... ıYürüyordu havaalan na do ru. Asker ta tlar bir geriden, bir ığş ııileriden deli fi ekler gibi geçip gidiyorlard . Her geçi inde subay şışüniformal lar n içinden aradııı ığ ki iyi seçmeye çalşı ışyordu. Ama h zl ı ıgeçtikleri için pek tan yabilece ine de yatm yordu akl . ığııHava yava tan kararmaya ba lam t . Arabalar lambalar n şşı ışı ıyak yorlard art k. Farlar maskelendi i için mavi bir ııığı ışk, ancak araban n bulundu u yeri gösterebiliyordu. ığYe ilköy kendine verilen ad hak etmekten çoktan ç km , koyu şııışbir gölgenin içine dü mü tü erkenden. şşCiplerin içinde ilhan' seçip tan ma olana da kalmam t art k. ıığ ıı ışıEn iyisi gidip Oto Bölü ü'nde beklemekti, oförün dedi i gibi. ğşğHavaalan ndan döndü. Demiryolunun alt ndaki tünelden geçip ııcaddeye ç kt . Denize yakla t kça havan n so udu unu, daha da ı ış ıığğanl yordu kemiklerinde. Sokak içlerinden düdük sesleri geliyor, ıkarartmaya uymayan evleri, dükkânlar kesik kesik i aretlerle ışuyar yorlard . Her dakika bu devriyeler taraf ndan çevirilip kimli i ııığsorulabilirdi. Bu olas l k, bugün için bir tehlike olmaktan uzakt ama ı ııyar n, öbürgün karakollara ad bildirilece inden hangi nedenle ıığolursa olsun polisle bekçiyle kar la mamas gerekecekti. ş ışıKararatma GeceleriR fat ILGAZı31www.eskikitaplarim.com

K y dan yava yava yürüyor, Cemselerin park etti i alan ı ışşğıar yordu. Karanlıı ığn içinden bir düdük sesi ona durmas n bildirdi. ı ıDurup bekledi. Ayak seslen yakla t , yakla t , az ilerisinde durdu. ş ış ıSo uktan bozulmu , çatal çatal olmu bir ses: ğşş«Kimsin?» diye sordu. Dü ünmeden: ş«Bir ö retmen!» dedi. ğ«Ne i in var buralarda?» ş«Arkada m görmeye geldim.» şı ı«Kim arkada n senin?» ş ı«Aste men lhan Bey!» ğİ« lhan Paytak m ?» İı«Evet, o.» iki erin sesi, birbiriyle perçinle ip yeniden koptu: ş«Aste men lhan Paytak yeni geldi stanbul'dan, içerde!» ğİİİki uzun, iki k sa düdük sesi ç nlad : ııı«Posta gelir imdi! Haber yollar z.» dedi erlerden biri. şıİkinci er biraz daha sokuldu, e ilip bakt Mustafa'n n yüzüne. ğıı«Nerden arkada n olur lhan Paytak?» «Okuldan, Ö retmen ş ıİğOkulu'ndan.» «Demek o da ö retmen ha, sivillikte?» Fazla ğkar t rmamak için: «Evet öyle!» dedi. ı ışPosta gelmi ti, geldi ini düdükle haber veriyordu kap n n şğı ıarkas ndan. O yana do ru yürüdüler. ığ«Ahmet sen misin?» dedi erlerden biri, alacakaranl kta. ı«Benim!» « u efendi, Aste men ilhan Paytak' görmek istiyor. Al götür Şğıiçeri!» Posta eri: Kararatma GeceleriR fat ILGAZı32www.eskikitaplarim.com

«Bakal m» dedi, «Aste men bu adam görmek istiyor mu? ığıGeçen gün bir kad n aram t onu... Sormadan içeri ald m diye ıı ışıetmedi ini b rakmad bana!» ğıı«Peki.» dedi Mustafa, «Soruver kendisine! Ö retmen Ural ğgelmi dersin!» ş«Olur.» Dönüp gitti. İki er, bir ere söz geçiremedikleri için öfkelenmi lerdi. Uzun şboylusu: «Biz postac l k yaparken kim gelirse gelsin al p götürürüz ı ııiçeri.» dedi, «içerde ne halleri varsa görsünler!» Öbürü getirdi gerisini: «Öyle ya!» dedi, «Bizim ne üstümüze vazife. Alt yan postas n ıısen!» Parmaklı ığn ötesinden bir karalt sesleniyordu: ı«Mustafa sen misin be?» İlhan'd seslenen. ı«Benim! Mustafa Ural!» «Yan nda kim var?» ı«Yaln z m.» ı ıBir duraksamadan sonra: «Peki!» dedi, « imdi geliyorum.» ŞAskerler Mustafa'y yaln z b rak p yanyana yürüyü lerine ıııışkoyulmu lard . Posta eri, tel kafesli kap n n ötesinde kaputunun şıı ıyakas n kald rm dikiliyordu. Kap nöbetçisi ü üyen ayaklar n ı ııışışı ık z t rmak için postallar n yere vura vura gidip geliyordu. ı ı ışı ıNeden sonra kap aç ld , ilhan, Çörçil dedikleri subay postallar n ıı ıı ısürte sürte sokuldu yan na: ı«Hayrola!» dedi, anlaml anlaml . «Bir geceli ine sana konuk ıığgeldim!» « ükran'la kavga m ettin yoksa?» «De ki kavga ettim.» ŞıKararatma GeceleriR fat ILGAZı33www.eskikitaplarim.com

«Olmaz!» dedi, «Bilmeliyim.» «Çok mu gerekli bilmen!» «iyi olmaz m ö renirsem?» Gülerek yan tlad Mustafa: ığıı«Bar t rman için ricada bulunacak de ilim.» ilhan koluna girdi, ı ışğdostça bir sokulu de ildi bu. Ye ilköy'e do ru çeki tiriyordu onu. şğşğşBir süre yürüdüler. «Kitab n n toplandı ıı ı ığn biliyorum» dedi, «Belki de bugün tutuklanman için savc l k bir tutuklama tezkeresi de kesmi tir.» Hiç ı ışsesini ç karm yordu. «Öyle de il mi?» ıığdiye üsteledi. «Evet, öyle!» «Hiç iyi etmedin bana geldi ine. Biliyorsun ki ben her eyden ğşönce bir askerim.» «Ben her eyden önce bir arkada z diye dü ünmü tüm.» «E er şş ışşğpara isteyeceksen hemen söyleyeyim ki ayl k alamad k, bir bordro ııkarı ı ı ışklğ yüzünden.» «Param var. Para istemiyorum.» «Hattâ bu ak am sen gelmeseydin, karavana yiyecektim şerlerle.» «Korkma, ikimize yetecek kadar param var, bu ak am için. E er şğcan n çekerse biraz da içeriz!» ıBir süre konu madan yürüdüler. Kestirmeden çar içine şş ıç k vermi lerdi. ı ış«Tan dı ı ığm bir köfteci var.» diye çekti kolundan Mustafa'y . ı«Veresiye de yiyebiliriz gerekirse.» Yolun sa ndaki bir tütüncüye girdi. Küçük bir i e ile ç kt d ar . ğ ış şı ı ışı« arap!» dedi, «Köfte ile iyi gider.» ŞKeyfi kaç vermi ti. De il içmek, can yemek bile istemiyordu ışğıMustafa'n n. ı«Karnen var m ?» diye sordu ilhan masaya oturunca. ı «Alamad m yan ma, aceleden.» dedi. : ıı«Neydi acelen?» Kararatma GeceleriR fat ILGAZı34www.eskikitaplarim.com

«Daha do rusu eve u ramad m.» ğğı« ükran merak etmez mi?» Ş«Etmez. Gördüm kendisini.» «Bana gelece ini de mi söyledin?» ğ«Hay r!» dedi, «Sana gelece imi söylemedim.» ığ«Hele ki onu dü ünebilmi sin!» şşÖnce kendi barda n doldurdu. Bu davranğı ıı ı ışn do ru bulmam ğışolacakt ki, dolu barda Mustafa'n n önüne sürdü. Onun önünden ığ ııaldı ı ığn da doldurdu. «Haydi içelim!» diye kald rd . ıı« çelim!» İBo mideye yar m bardak arab dikti lhan'a uyarak. Köfteci şışıİızgaradaki haz r köftelerden bir iki tanesini hemen yeti tirivermi ti. ışşVitrinde bir kay k taba içinde fasulye vard . ığ ıı«iki de piyaz!» dedi Mustafa... «Sen bir piyaz getir, yeti tir, Hamdi Usta!» şCebinden ç kardıı ığ koçandan günün karnesini kopar p verdi, ıköfteciye. İster istemez iki yüz elli gram ekmekle iki ki i şyetineceklerdi. Bir cömertlik etseydi, yar n n karnesini de verir, bir ı ıbu kadar ekmek daha getirtebilirdi. Hiç oral olmam t . ıı ışYeme in k sa kesilmesini isteyen bir tutumu vard . ğııHamdi Usta birer iki er, köfteleri ta yordu masaya s cak s cak... şş ıııYandaki masada tuttuklar balıı ığ pi irten bal kç lar oturuyordu. şııBurcu burcu bir bal k kokusu kalk yordu masalar ndan, so an ııığkokusuyla karı ışk. Günlük i lerinden ho nut görünüyorlar, şşköftecinin pi irip getirdi i istavritleri elleriyle at t r yorlard . şğı ı ışıSon köftelerini barda n dibindeki araba denk getirtmi ti iki ğ ışşeski arkada . ş«Bir dakika!» dedi Mustafa, « imdi geliyorum!» ŞKararatma GeceleriR fat ILGAZı35www.eskikitaplarim.com

Ç kt dükkândan, az önce ilhan' n girdi i tütüncüye girdi, arab n ı ıığşımarkas n söyledikten sonra: ı ı«Bir i e!» dedi. Sard rmadan ald eline. ş şııİlhan sigaras n çeki tirerek onu bekliyordu: ı ış«Ne o!» dedi, « arap m ad n?» Şıı«Köfte ile güzel gidiyor da...» «Ben içmem art k!» dedi, «Bu gece bölü e dönece im.» ığğ«O da neden?» diye sordu Mustafa. «Bir nöbetçi arkada n nöbetini alaca m da.» ş ığ ıAl nm t ama, önemsemez görünüyordu. ıı ış«Nas l olsa bula t rd n a z n !» dedi. «Ha bir bardak fazla, ha bir ış ıığı ıbardak eksik!» Barda na koydu u arab direnmeden içti. Mustafa: ğ ığ şı«Hamdi Usta!» diye seslendi, «Sen bize s cak s cak iki er köfte ıışdaha getir!» Gelen köftelerle birlikte, yap t lar bardaklar na: ı ışı«Haydi» dedi, Mustafa, «iyi günlere!» Ku kuyla gözlerinin içine bakt ilhan: şı«Sa l a!» dedi. «Sahi nas l sa l k durumun? Raporun süresi ğ ğ ıığ ıdolmu olacak bugünlerde?» ş«Evet!» dedi. «Yenisini ald m. Nisan n haftas na kadar ıııraporluyum.» «Evinde dinlenecek yerde... Ordan oraya ko , bundan sonra...» ş«Ben yatalak de ilim ki... Durumum elverse de u köftelerle her ğşak am iki bardak arap içebilsem...» şş«Her ak am arap içmeni tavsiye etmem ama, rahatça evinde şşkalabilirdin!» Kararatma GeceleriR fat ILGAZı36www.eskikitaplarim.com

«Biliyorsun, bu y l kurduk evi. Kar m Silvan'dayd , ben ıııGedikpa a pansiyonlar nda... iki y ld r onu stanbul'a ald rabilmek şıı ıİıiçin ne kadar u ra t m.» ğş ı«Sen onun yan na gitseydin daha kolay olmaz m yd !» Güldü ıııMustafa: «Millî E itim Bakan gibi konu uyorsun.» dedi. ğış«Oras da yurdun bir parças de il mi?» ıığ«Bakan da böyle söyledi bana. Seni Silvan'a vereyirn dediydi. Peki dedim istanbul'a kimleri vereceksiniz? Daha itibarl lar de il ıığmi? Hasta oldu um için beni istanbul'a gönderen siz de il misiniz? ğğBununla birlikte ilhancı ığm herkes üzerine dü en görevi yapmay şıgöze alsa ben de kalkar giderim Silvan'a. Kendi iste imle oraya bir ğatand m m , en k sa zamanda giderim doktorsuzluktan. stanbul'a ıııİbir raporla geldi ime göre, neden hakk m olan bir eyi ba kalar na ğışşıpe ke çekeyim. Sanatoryum var m Silvan'da. Gerekti i zaman şşığgidip bir röntgenden geçebilir miyim?» «Sanatta toplumcu... Ö retmenlikte günün adam ... Nas l ğııuzla t r yorsun ikisini?» şı ıMustafa dü ünüyordu. Do ru muydu söyledikleri? şğGerçekten ö retmenlikte bir ç karc m yd ? Sanatta, dedi i gibi ğıııığbir toplumcu sayabilirler miydi kendini? Bu görü ünü daha yerli şyerine oturtmam t ki. Daha do rusu hiçbir eye karar verip ı ışğşuygulamayageçmemi ti.şEdebiyatö retmeniğç ktı ı ığgünhastalanm , sanatoryuma girmi ti. Nas l kendili inden hasta ışşığolmu sa, solcu airli i de kendili inden ba lam t . Böyle olmay şşğğşı ışıdü ünmemi ti hiç. Kendi bunal mlar n , toplumun s k nt lar n şşıı ıı ııı ıyaz yordu. Bu yüzden yazd klar na toplumcu iirler diyorlar, daha ııışda ileri giderek onu solculukla suçluyorlard . Bir tutuklama kâ d ığı ıbile ç km t bu ıı ışşiirler yüzünden. Hesap vermesini istiyorlard ıkendisinden. Dü ünüp kaldşı ı ığn görünce: «Ben senin yerinde olsayd m...» diye ba lad lhan, «Kalkar t p ışıİı ışt p savc l a giderim.» ı ışı ığ«Daha önce Birinci ube'ye...» ŞKararatma GeceleriR fat ILGAZı37www.eskikitaplarim.com

«Ayn kap ya ç kar.» ııı«Ayn kap ya ç kmaz, ayr ayr kap lara ç kar. Özgürlük içinde ıııııııya ayan bir ülkenin airi olarak yazd klar mdan ku kuland lar m , şşıışııkendimi savunmak için ayd nca bir hesapla ma olurdu mahkemeye ışç kı ı ışm. Toplum kar s nda aç k aç k hesap verme olurdu. şı ıııGördü üm tepki, bana ö retirdi yazd klar m n anlam n , sanatç ğğıı ıı ııolarak görürdüm iirimin ba ar s n , ya da yerine oturmadşşı ı ıı ı ığn . Bugün beni ça ranlar bana bu olanaklar vermek için ça r da ğ ıığ ıbulunmuyorlar ki. Ba m ezmeye karar vermi ler. bret olsun diye. şı ışİİşkencelere ne kadar geç kat l rsam onlar n utkular n o kadar ı ııı ıgeciktirmi olaca m. u halimle bile kendime güvenim artacak.» şğ ıŞ«Ya bu gecikme onlar n h nc n körüklerse?» «Evet!» dedi, ııı ı«Onlar n h nc ortada. ıııBir k zg nl k... Bu öfke adalet örgütünün k zg nlıı ııı ı ığ m ? Yok, hiç ısanm yorum. Bu h nç kar oldu um bask c ki ilerin, bir s n f n ıış ığı ışı ı ıh nc ! Demek ki ben bir bak ma onlar k zd racak kadar ba ar l ıııııışı ıolmu um sanat mda. Onlar, ya ama olanaklar n kimden, kimin şışı ıs rt ndan sa lar? Ben böyle dü ünmesem bile, onlar öyle ı ığşdü ünüyorlar demektir, beni tutuklamak istediklerine bak l rsa...» şı ı«Kaçmakla onlar n h nc ndan kurtulamazs n ki, bir an önce ııııgidip...» «Bir an önce gidip kendi sa lğ ğı ıma k ymalar n dilemeliyim, öyle ıı ımi? Doktor daha iki üç gün önce beni muayene etti, yeni filmimi gözden geçirdi. Okula gitmemi bile do ru bulmad . Sen tutup ğızindana gönderiyorsun!» «Benim bildi im, gitmenin do ru olaca ... Bu belki kendi ğğğ ızarar na olacak ama... ıBa kalar na yararl olaca n da yads yamazs n! Bir iirinde öyle şıığı ııışşdememi miydin: Bilsem ki kimsenin parma yok Bu sürüp giden şğ ıi kencede, K l m bile k p rdamadan bir sabah Çekerdim dara ac na şı ıı ığıkendimi Bilsem ki suç bende! Öyle dersin de, kendi k l na bile dokunamazs n!» ı ıı«Bilsem suçun bende oldu unu...» ğ«Bil, biraz da sende!» Kararatma GeceleriR fat ILGAZı38www.eskikitaplarim.com

«Suçlamas kolay, sen bir ayd n olarak...» ıı«B rak beni! Konu sensin ışimdi. Hem bir s n f tümüyle ı ı ısuçladı ığn yetmiyor mu? Bu suçlama ile bir de sanat yap ldı ı ı ığn ileri sürüyorsun! Suçlama, hiçbir zaman iir olmaz!» ş«Bir gün gelecek suçlamalardan ba ka konularda da şşiir aranacak. Ama, henüz böyle toplumlar yok. Sorunlar n , bütün ı ısorunlar n çözümlemi toplumlar henüz yok. ı ışSanatç hangi toplumda olursa olsun bu sorunlar bulup ııç karmakla görevli ki idir. ışBen de her görevli gibi topluma hesap vermek zorunday m. ıGerekirse suçlayarak.» « ster hesap ver, ister verme! Bence önemli yan ba kalar na İışızararl olmaman diyorum. Savc l k tutuklanman için emir verdi ıı ıvereli seninle konu mak, surda oturup içmek bile suç. B rak yararl şııolmay , art k en yak nlar na bile zararl bir ki isin sen!» ııııış«Kalkal m istersen! Seni daha da suçlu durumda tutmak ıistemem. E er benim, bu memlekette birine hesap vermem ğgerekirse s ra sana çook sonra gelecektir.» ı«Dilimin döndü ü kadar anlatmak istedi im, suçunun kar lğğş ğı ı ıne ise yasalara göre, bu cezay tek ba na çekmen gerekti i... ış ığBuna ne çocu unu, ne kar n , hattâ ne arkada lar n ortak etmeye ğı ışı ıhakk n yok!» ı«Ne de seni!» «Do ru, ne de beni! imdi burdan ç k nca seni istasyona kadar ğŞı ıgötürece im, biner gidersin, do ru nöbetçi savc ya!» ğğıTers ters bakt yüzüne: ı«Elinle götürüp teslim etsen daha iyi olmaz m ?» ı«Ba kalar n n iyili i için onu da yapar m gerekirse...» şı ığı«Bu kadar insanc l oldu unu bilmezdim! Seni fazla zahmete ığsokmak istemem. Bak, Hamdi Usta!» Kararatma GeceleriR fat ILGAZı39www.eskikitaplarim.com

Yanlar ndaki masada bal kç lar bir kay k taba na yat rd klar ıııığ ıııılüferididikleyipduruyorlard , iti eışkak a.ışGürültülerindenduyuramam t sesleni ini. Elini kald r p bir daha seslendi Mustafa: ı ışşı ı«Hamdi Usta! Bakar m s n?» ı ı«Buyur Beyim!» «Hesap!» « imdi Beyim!» ŞOcaklı ığn içindeki kör lâmban n alt nda bir eyler yaz p çizmeye ıışıba lad . Bu kör lâmbadan ç kan şııı ışklar n sanki soka a s zma ığıtehlikesi varm gibi, dükkân n tek penceresi, boyama bir Amerikan ışıbeziyle s k s k perdelenmi ti. ı ı ı ışHamdi Usta, yaz l olarak hesab n içinden ç kamayaca n ı ııığı ıanlay nca, ortalama bir kuru land rma yapt , gelip kula na söyledi ışıığ ıçekine çekine. Oysa Mustafa'n n sandıı ığndan da dü ük bir hesapt şıbu. Be liray geçmiyordu çünkü. şıİlhan, bu hesapla madan uzak kalmak için sigara paketini, şme in tabakas na istif ediyordu. Hesap i inin bitti ini görünce: şışğ«Kalkal m!» dedi. ıSaatine şöyle uydurmadan bir göz att ktan sonra: «Seni ıistasyona da götüremeyece im!» dedi, «Çok geç kald m.» ğıD ar ç kar ç kmaz uzatt elini: «Haydi iyi geceler!» ışı ıııGösterdi i ilgisizlik kendisini de rahats z etmi olacakt : ğışı«Bununla beraber...» dedi, «Ben hafta sonunda sizin eve bir u rar m. Bir tay n ğııartt rabilirsem b rak r m.» ııı ı«Hiç zahmet etme!» dedi, Mustafa, «Evde bulunmayaca ma ğ ıgöre hiç gere i kalmayacak. Üstelik karnemi de onlara b rakt m.» ğıı«Güle güle! Seni istasyona kadar götürmek isterdim! Hem geç kalaca m, hem de... ğ ıİstasyonda çe itli ki ilerle kar la mak hiç ho uma gitmez.» şşş ışşKararatma GeceleriR fat ILGAZı40www.eskikitaplarim.com

«Haydi ho ça kal! Seni bundan sonra hiç rahats z etmeyece im. şığHapisten ç kt ktan sonra bile.» ı ıİstasyona do ru yürüdü ama, bilet gi esinin önünden döndü. ğşOnu korkutan trenin kalabalı ığ de il, tam tersine adams zlğı ı ığolmu tu. Paltosunun yakas n kald rd vurdu havaalan yolundan şı ııııLondra asfalt na. ıTa odan n slaklşııı ığnda bir saattir susuyorlard . Nöbetçi gözlerini ıüzerlerinedikmi ,şverilenbuyru ağayk rı ıbirdavran ışgöstermemeleri için k p rdamadan duruyordu kar lar nda. ı ış ııHalil, aya na dolanan yumu ak bir yaratğ ışı ığn verdi i a k nl kla: ğ ş şı ı«Vay anas n !» diye ba rd , «Nedir bu be!» ı ığ ııGemici fenerinin koyu mavi ı ı ış ğnda ikisinin aras na bir süngü ıuzanm t hemen: ı ış«Yakar m can n z ! Yasak demedik mi konu mak!» ıı ı ışBüyüklükte kediden hiç de a a kalmayan bir fare, postallar na ş ğııçarparak iki aya n n aras ndan geçmi ti, nöbetçinin. Süngüyü ğı ıışfareye saplayabilmek için ucunu h zla çevirdi ayaklar n n dibine. ıı ıTüfe in dipçi i duvara çarpmasayd saplayabilirdi de… ğğıFare çoktan bir deli e girmi ti, ama hangi deli e?.. ğşğMerdivenin üst basamaklar ndan postal pat rd lar duyuluyordu. ııııDemek bu arada merdivenlerin üst ba n boylam olacakt . şı ıışıMustafa, ta odan n en azdan dört nöbetçiyle sar lm oldu unu şııışğanlam t postal pat rd lar ndan. Bu nöbetçiler, hava almalar ndan ı ışııııba ka ne yapmalar gerekirse tümünü yasaklamak için sar lm lard şııışısüngülerine. Geçmi ini an msamaktan ba ka, Mustafa'n n yapaca şışığ ıhiçbir ey kalmam t , u ta odada. şı ışşş«Sonra?» diye dü ündü. Sonra ne olmu tu. Surlar n önüne şşıkadar yürümü tü. Topkap 'dan da Silivrikap 'dan da içeri girebilirdi. şııAma boyuna yürüyordu i te. Çok az bilirdi şİstanbul'un bu kesimlerini. Durmadan yürüyordu gecenin slaklıı ığnda. Edirnekap 'dan girdi surlardan içeri. E er ya mur bo anmam ığğşışolsayd , geldi i yolu tersine yürüyecek, böylece gide gele sabah ığıedecekti. Kararatma GeceleriR fat ILGAZı41www.eskikitaplarim.com

Ni anta Ortaokulu'na verilmeden önce bu semtte ö retmenlik şş ığyaptı ığ için sabahç kahvelerine kadar bilirdi bu yöreyi. Daha ıolmazsa s cak bir hlamur kar lıış ğı ı ı birkaç saat dinlenebilirim, diye dü ünebilirdi. Yar maskelenmi bir lâmban n şışı ı ı ış ğnda saatine bakt , ıikiyi geçiyordu. Bu saatlerde buralardaki tüm kahvelerin kapal ıolmas gerekirdi. ıÇaresiz bir yerden bir yere i için bir yolcu temposuyla yürümesi şgerekiyordu. Sa ndan, solundan devriye düdükleri duyuluyor, ortalarda ğ ıkimsecikler görünmüyordu. Saçak alt nda, belki de pencere ıarkalar nda geçi tirip sürdürüyorlard nöbetlerini. E er kar s na bir ışığşı ıdevriye ç karsa, duruma en uygun cevaplar düzenliyor, hemen be ışon dakikada yeni durumlara göre bulduklar n de i tiriyordu. ı ığ şSaraçhaneba 'ndan Atatürk Bulvar 'na sapt . Ayaklar onu Selim ş ııııPa a Soka 'na do ru sürüklüyordu. Buraya kadar hiçbir devriyeye şğ ığrastlamam t . Bu durum ona yüreklilik kazand rm t . Oturduklar ı ışıı ışıüç katl ev, görünüyordu kar dan. Üst katta ev sahibi subay ış ıemeklisi Halit Bey oturuyordu. Orta katta lkö retim Müfetti i İğşKemal Bey... Hemen oseyle bir hizada olan katta da kendileri... şTers yoldan girdi, Selim Pa a Soka 'na. E er kap n n önünde şğ ığı ıyolunu bekleyenleri görürse, kendisini göstermeden hemen dönebilecekti. Eve yakla t kça ya mur da h zlan yor, ayak seslerini, ş ığııe er varsa, yolunu beklemesi gerekenlerden gizlemi oluyordu. ğşBiraz da ya murdan kaçarcas na h zla geçti kap n n önünden. ğııı ıKimsecikler yoktu. Geldi i yoldan hemen dönmemek için, ana caddeye sapmadan ğYe iltulumba soka na do ru yürüdü. Ters yönden girdi şğ ığ Selim Pa a'ya bu kez. Kulaklar devriyelerin düdüklerindeydi. şıGelen yakalamaktan çok, görev ba nda bulunduklar n mahalleye ş ıı ıduyurmak isteyen bir davran t bu. Hiç de tehlikeli; olmuyorlard ı ışıkendisi için. Düdük seslerinin geldi i yöne do ru gitmiyor, sesler ğğuzakla t ktan sonra yolunu sürdürüyordu. Yönünü yöresini kollaya ş ıkollaya ükran'in yattŞı ığ odan n alt na yana t . Kulaklar n n alıış ıı ıı ışk oldu u vuru larla dokundu pencereye. Bilirdi, çok hafifti uykusu. ğşBir iki ad m gerileyerek pencerenin ekran nda bir ba n ıış ıgörünmesini bekledi. Aradı ığ yüz, da n k saçlarla görünmü tü i te! ğı ışşKararatma GeceleriR fat ILGAZı42www.eskikitaplarim.com

Çok geçmeden de sokak kap s n n aç ldı ı ıı ı ı ığn , g c rt s ndan ı ı ı ıanlay nca, yava ça kayd içeri. Karanl kta elleriyle buldu u ükran: ışıığ Ş«Gir içeri, çabuk!» dedi, «Islanm s n.» ışıOnu oturduklar dairenin kap s na do ru çekip götürüyordu, içeri ıı ığgirdiklerinde: «De i tir çama rlar n !» dedi, «Çabuk!» ğ şş ıı ıHasta m yd , hastalanacak m yd , bilmiyordu. Bildi i tek ey ıııığşayakta duramayacak kadar yorgun olu uydu, daha ço u şğuykusuzdu. «Biraz uyumak istiyorum!» dedi, «Dört be saattir ayaktay m.» şı«Anlatacaklar m var sana!» ı«Biliyorum...» dedi, «Geldiler, evi arad lar. Nerde oldu umu ığsordular. Kap da dikildiler bütün gün...» ıBirilerinden çekiniyormu gibi: ş«Bu kadar de il.» dedi, «Ne kadar kitap varsa paketleyip ğgötürdüler. E er kocan gelmezse, seni de al r z içeri, dediler.» ğı ı«Yani rehine olarak, öyle mi?» «Kim bilir!» «Ne yapmam istiyorsun?» ıSusuyordu Şükran. Soyunup giyinmesine yard m ederek ısorusunu savsakl yordu. ıMustafa, biraz da onu s namak için: ı«Gideyim mi dersin, sabahleyin?» diye sordu. Sorusunu duymazl ktan gelerek konu maya ba lad : ışşı«Hani Uzun Nevzat dedi in bir arkada n vard ya... ğş ııÜniversiteli...» «Evet, Nevzat Ar k.» ı«Ö leden sonra kap ya gelmi seni ar yordu, içerde polisler ğışıvard . Ben yok evde diye uzakla t rmak istedim. Yüzüm ona dönük ış ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı43www.eskikitaplarim.com

oldu u için içerde yabanc lar n bulundu unu, ka mla gözümle ğıığş ıanlatmayaçal t mı ış.Gitti.Benkap yı ıkaparkapamaz,memurlardan biri ç kt , tak ld pe ine. Pencereden görüyordum, ı ıı ışbiraz h zl gitse yeti ebilirdi polis. Ama h zlanmadan izliyordu onu. ı ışıEvden gidenin yerine, çok geçmeden iki tane polis daha geldi.» «Oh! Demek hiç yaln z b rakmad lar seni!» ııı«Ali , her zaman soka a ç kmak isterken, ayr lmad yan mdan. şğııııHep oturdu kö esinde. Seni, hastanede kaldşı ı ğn günler bile aray p ısormazd . Bugün boyuna, babam nereye gitti, diye sordu durdu. ıBen ileriyi de dü ünerek, Ankara'ya gitti, dedim, dedeni görmeye. şBiraz yatı ışr gibi oldu.» Mustafa slak çoraplar n da de i tirdi... Bekledi i cevab ıı ığ şğıalamam t . ı ış« öyle bir saat kadar uyusam...» dedi. Ş«Sonra?» «Sonra... Ç kar giderim.» ı«Nereye?» «Bilmiyorum.» Bir süre sustuktan sonra biraz da öfkeyle: «Aman!» dedi. «Bilsen bile nereye gidece ini, söyleme sak n. ğıBo bulunur da kaç r r m a z mdan.» şı ı ığ ı«Gerçekten bilmiyorum. u var ki kendi aya mla da gidemem Şğ ıEmniyet Müdürlü ü'ne, hele evde oturup beklemek hiç i ime ğşgelmez, al p götürmeleri için... ıYakalay p götürürlerse o ba ka...» ış«Ortalarda dola p dururken mutlaka yakalanacaks n bir gün... ş ııİyisi mi...» «Aptalca yakalanmak da ho uma gitmez. Hat rl yor musun, bir şı ıHamdi Y lmaz vard , verem ilac yap p, sat yordu, bir zaman lar. ıııııGazetelerde yaz lar ç km t bu haplar n harikalar yarattııı ışıı ığkonusunda...» Kararatma GeceleriR fat ILGAZı44www.eskikitaplarim.com

«Evet, hat rl yorum. A r hasta oldu u y llar...» ı ığ ığı«Sen de, ne yap, yap, al bu ilaçlar demi tin!» ış«Öyle demi tim. Sonra bu adam n bir doland r c oldu u şıı ı ığanla lm t .» ş ıı ış«Ya ben, bu haplar al p da içmi olsayd m... Bir ayd n olarak ıışıınas l bakard m insanlar n yüzüne?» ııı«Anlayamad m ne demek istedi ini?» ığ«Olumlu bir ayd n olarak... Bir air, bir sanatç ... B rakal m ışıııbunlar da kendi sa lığ ğı ımdan sorumlu bir ayd n olarak... nsan ıİilerde utanmamal , yapt klar ndan... ıııKuzu kuzu kendi aya mla gitmek istemiyorum! Hele aptalca ğ ıyakalanmak! O da dokunur ki ili ime! Yok, e er sana bir zarar m ş ğğıdokunacaksa... O ba ka.» ş«Benim git, dememi bekliyorsan aldan rs n. Sorumlulu u var, ı ığsana git de teslim ol demenin. Henüz hastas n, Her eyden önce ıştemiz havaya ihtiyac n var. Bu bile gitmemen için akla uygun bir ıneden. Üstelik orda yaln z havas z de il, besinsiz, bak ms z da ıığııkalacaks n. E er yat p kalkacak güvenilir bir yer bulursan ilerde, ığısa lğ ğı ı ın yoluna koymak için elimizden geleni yapabiliriz. Hergün birini gönderirsin bizim kasaba, pirzolal k et ald r rs n! Hani senin ıı ı ıbir deyimin vard r, haftan n tek günleri çift günleri diye... Tek ııgünlerinde ben al r m, çift günlerinde de sen adam n gönderip ı ıı ıald r rs n. Her seferinde benim ad m söyler, kasab n anlamamas ı ı ıı ıııiçin...» Biraz rahatlam t Mustafa: ı ış«Demek benim Emniyet'e gitmemi istemiyorsun, öyle mi?» «Dedim ya, i ine kar mak istemiyorum! Sen yaln z s radan bir şışııö retmen de ilsin! ğğŞiirleri üzerinde durulan bir airsin! Sorumlulu un var.» şğ«Senin gibi bir kad n n kocas olmak sorumlulu u da ekleniyor, ı ıığbu sorumluluklar üzerine! u halde kendimi toplay ncaya kadar Şıbeni arayanlar n eline dü memeliyim. ışBiraz hlamur kaynat r m s n, s cak s cak içeyim!» ııı ıııKararatma GeceleriR fat ILGAZı45www.eskikitaplarim.com

Şükran mutfa a girince, arkas na aldğıı ığ battaniyeye s k s k ı ıı ısar nd . Ayaklar n alt na alarak k vr ld oldu u yerde. Yar uyur yar ııı ıııı ığııuyan k ne kadar bekledi bilmiyordu. ıElinde hlamur barda ile geldi ükran: ığ ıŞ«Kap y nas l açtı ııı ığma dikkat ettin mi?» diye sordu. «Hangi kap y ?» ı ı«Sokak kap s n .» ı ı ı«Dikkat etmedim. Nas l açt n?» ıı«Arkas ndaki sürgüyü çekerek...» ı«Sürgü mü vard kap n n arkas nda?» ıı ıı«Yoktu ama, oldu imdi. Polisler. Halit Bey'i s k t rm lar. Sen şı ı ışışanahtarla aç p geceleri giremeyesin diye, bir sürgü yapt rmas n ııı ısöylemi ler. O da ç kamam sözlerinden.» şıış«Kimden ö rendin?» ğ«Ayten'den.» «Ne iyi k z u Ayten!» ış«Öyle!» «Bugün o i aret etti bana polisleri.» ş«Anlatt , indi de a a .» ış ğı« u ba ladŞşı ığm şiirin müsveddelerini bulabilir misin? Hani O luma, adl uzun bir iire ba lam t m?» ğışşı ışGülüyordu ükran: Ş«Birinci ube'ye gitti in zaman istersin onlardan!» Şğ«Demek müsveddeler de gitti.» «Foto raflar... Dergilerden kestiklerin, yaz lar... Senin için ğıyaz lm ele tiriler...» ıışşBirden day s n n k z Zehra gelmi ti akl na. Onda yeni yazdı ı ıı ışıı ığ bir iki iirin kopyas oldu unu an msad . şığııKararatma GeceleriR fat ILGAZı46www.eskikitaplarim.com

«Zehra'da var.» dedi. «Güvenme hiç. Henüz görmedim kendisini amma... Dün oraya da gittiler, belki u rars n diye.» ğı«Yani oras da gözalt nda desene.» ııKalkt , Ali 'in odas n n kap s n aralay p bakt . Sofadan s zan ışı ıı ı ııııcans z ı ı ışkla sar saçlar görünüyordu örtülerinin aras ndan. Yaz k ıııışbu odada yatard . Bu al kanlıışı ığ, hasta babas n n mikroplar ndan ı ııkorunmas ndan çok, böyle günler için vermi lerdi demek. O lundan ışğkorkan bir baba oluvermi ti bir iki gün içinde. Yava ça çekti kap y . şşı ıŞükran: «D kap n n anahtar i ine yaramayacak art k. Pencereye ışı ıışıvurursun, çekerim sürgüyü. Sen ç karken de pe inden kapar m gene. Halit Bey ertesi gün ışısürgüyü yerli yerinde görünce, polislere verir raporunu, sa lamca. ğBir bak ma daha iyi de olmad de il!» ıığ«Geceleri bekliyorum diye sak n uykusuz kalma! Gündüzleri ıhaber gönderirim sana gelece imi!» ğPaltosunu kurutmak için henüz s caklıı ı ığn yitirmeyen sönmü şsoban n üzerine atm t kar s . Eliyle öyle bir yoklad : ıı ışı ışı«Eh!» dedi, «Kurumu !» şKa kolünü dolad boynuna s k s k . Paltosunu giydi. Pencereye şıı ıı ıdayad kula n , ya mur dinmi ti: ığı ığş«Eee kar cı ı ığm!» dedi, «Tam bir hafta u ramayaca m eve. E er ğğ ığd arda kal rsam. ışıDedi in gibi, kasaptan çift günlerde pirzola da ald raca m senin ğığ ıad n söyleterek. ı ıHadi kal n sa l cakla!» ığ ıSokak kap s n aralamadan önce düdük seslerini dinledi bir ı ı ısüre... seslerin uzakla tş ğı ı s rada birden kay verdi d ar . Gözleri ııışıkaranl a alığı ı şncaya kadar kap n n karalt s nda büzülerek bekledi. ı ıı ıKarlakarı ı şkbirya murğvard .ıPaltosununyakas n ı ıkald rmas yla saçaklar n alt nda Ye il Tulumba Soka 'na k vr lmas ıııışğ ııııKararatma GeceleriR fat ILGAZı47www.eskikitaplarim.com

bir oldu. içti i hlamurun s caklğııı ığ etkisini yitirmemi ti. Oysa şhavan n sertli i eve girdi inden daha da ac mas z bir hal alm t . ığğııı ışBu s caklıı ığ sürdürebilmek için ona bir sabahç kahvesi ıgerekiyordu. Tatl bir dü bulutu gibi Kumkap 'daki Agop'un kahvesi ışıgeçti gözünün önünden. Saat kaçt , bilmiyordu ama bu saatlerde ıaçar m yd acaba Agop? Belli olmazd . Erken açmas için odunu ııııkömürü, çay ekeri bol olmal yd . Yakacak odunu demleyecek çay ışıııolmadan bir kahve nas l sabahç kahvesi olurdu bu dönemde? Ama ııKumkap k y lar , Bulgaristan'dan gelen kömür motorlar n n ıı ııı ıyana tş ğı ı bir liman say l rd . Karadenizli kaptanlar kömürsüz ı ııb rakmazlard Agop Efendi'yi. ııLaleli'yi geçmi , arka sokaklara do ru k vr lm t . Ayaklar şğııı ışıal kanl klar ndan gelen bir beceriyle, karart lm sokaklarda, ışıııışkahveye do ru sürüklüyordu kendisini. Arada bir ayakkaplar n n ğı ıburnu Arnavut kald r mlar na çak lsa da gene de yolunu buluyordu. ı ıııDüdük sesleri ak amki kadar tehlikeli de ildi. Sanki yolun üstünden şğuzakla m lard , ona kolayl k gösterir gibi. Yol k y lar nda k vr l p şışııı ıııı ıyatan köpekler onun aceleci ad mlar ndan ürkerek ba lar n ıışı ıkald r yorlar, bir tehlike sezinlemedikleri için yeniden uyuklamaya ı ıçalı ışyorlard ... Kalk p havlamakla s tt klar kuru bir kald r m ııı ı ııı ıbölümünü yitirmi olacaklard en azdan. O kadar da ak ll yd lar. şıı ııKoska'dan vurup So ana a'dan k vr labilirdi ama, yolunu ğğıık saltmakla ne kazanacakt ki? Tam tersine Yenikap 'ya saparak ıııyolunu uzatmal yd , zamandan kazanabilmesi için. Henüz sabah ııezan bile okunmam t . Yenikap 'ya do ru uzan rken ta uzaklardan ıı ışığıhangi camiden geldi i belli olmayan bir ezan sesi duyar gibi oldu. ğAcemice çal nan bekçi düdükleri onu birden kendine getirmi ti. ışDemiryolu boyundan Ermeni evlerinin aras na sapt . Ku kulu bir ıışpolisin kimlik sormaya kalk mas bütün i leri altüst edebilirdi. ışışYeniden Laleli'nin arka sokaklar na t rmand . Beyaz t Meydan na ııııısapmadan Azak Caddesi'ne girdi. Beyaz t Camii minarelerinden de ısabah ezan okunuyordu art k. Kahveler, sabahç kahveleri ıııs k yönetim y llar nda ancak bu saatlerde aç labiliyordu. ı ııııOrtal k a armaya dönü mü tü. Sokaklarda tek tük i lerine ığşşşgidenler görünmeye ba lam t . Ya murla karşı ışğı ışk serpeleyen kar durmu , tak r tak r bir ayaz, bastşııı ı ğ kald r mlardan ses getiriyordu. ı ıBelki bu ayaz, evden ç ktı ı ığ zaman da vard ama Mustafa yeni ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı48www.eskikitaplarim.com

duymaya ba lam olabilirdi. Azak Sinemas 'n n dik yoku unda, şışı ışbiraz da k z mak için h zlanm t . Bekçiler, devriye polisleri korkulu ı ışıı ışolmaktan ç km lard bir bak ma. Ters yöne do ru yürüse bile, i ine ıışıığşgiden bir motorcu, bir gemici, ya da bir bal kç say labilirdi art k. ııııArka sokaklara dalmadan gö sünü gere gere Kumkap 'n n ğı ıbal kpazar na indi. Denize do ru k vr lan A mal Soka a saparak ıığıışığAgop'un kahvesine ç kt . ı ıAgop Efendi, karartma perdelerini erkenden s y rdı ıı ı ğ için tavandaki lâmba, ta kö e ba ndan görünüyordu. Hiç kimsecikler şş ıyoktu mü teri ad na. şıAgop Efendi e ilmi , sobayla u ra yordu. Selâm verip içeri ğşğş ıgirdi. Selâm alan Agop Efendi çöktü ü yerden ba n çevirdi: ığşı ı«Oooo!.. Sen misin M stabey?» dedi. «Sabah sabah hangi ırüzgar att seni?» ı«Böyle havalar severim, bilirsin... Uykum kaçt da...» dedi. ııAgop hâlâ ku kulu ku kulu bak yordu yüzüne. şşı« yi bir hava seçmemi sin!» dedi. «Odunlar v c k v c k! İşı ıı ıSabahtan beri tutu turamad m. şıİşte sonunda ald lar fitili. Ne ıolduysa bir fincan gaza oldu.» Kapatt soban n kapa n , do ruldu: ıığı ığ«Eee, görünmüyorsun son günlerde.» dedi, «Okulu de i tireli ğ şbizleri bo lad n.» şı«Kahvede oturacak vaktim yollarda geçiyor art k. Her gün ıAksaray'dan Ni anta 'na git gel... Sen nas ls n? Karartmayla şş ıı ıso uklarla aran nas l? ğı«Çays z, ekersiz, kahvesiz, kahvecilik yap yoruz i te. Bizimki ışışhiç i de il ama dükkân kapanmas n diye.» şğı« negöllü Hüseyin geliyor mu? Felsefe'deki Nevzat falan?» İ«Gelmez olurlar m ? Demirba onlar. Bizim kahvecilik hep onlar ışiçin. Onlar kaç rmayal m diye.» ıııTezgâh n üstündeki katlanm yeni gazeteleri ald , önüne b rakt ıışıııMustafa'n n. ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı49www.eskikitaplarim.com

«Hele bir göz gezdir unlara... Ben de çay demleyeyim. Ne şızamand r bir demlik çay sakl yordum. Sana k smetmi .» ııışMustafa, Tan gazetesinin ba l klar na bir göz att . Birinci ş ııısayfan n alt ndaki küçük haberlerin aras nda tek sütun bir ba l k ııış ıgördü. Yeni «tevkif»lere i aret ediliyordu. şAlt n okumaya ba lad , iki yüz ki i tutuklanm t . Emniyet ı ışışı ışMüdürlü ü'nde sorgular na ba lanm t . Haberin sonu sekizinci ğışı ışsayfadayd .ıÇevirdi.Üçbeştaneisimgeçiyordubututuklananlardan. Kendisi de bunlar n aras nda m yd ? Yok, hay r! Onun suçu ıııııyaln z «propaganda mahiyetinde» kitap yay nlamakt . Yaz y ba tan ıııı ışbütünüyle bir daha okudu. Aç k seçik bir olay yoktu ortada ama, ıbirçoklar n n tutuklandı ıı ığ seziliyordu. Ek bir haberdi onun kitap sorunu da... Amma ne olursa olsun, aç a vurulan tek dava da ığonunkiydi. Bu, bir bak ma kötü de de ildi. Suç orta olmadığğ ıı ığ için ad n n aç klanmas nda hiçbir sak nca görülmüyordu demek. ı ııııKitapç n n ad n n geçmedi ine de ayr ca sevinmi ti. Öyle ya, ne ı ıı ığışsuçu vard kitapç Kemal Bey'in bu i te. iirleri yazan, bast rmak ıışŞıiçin ona ba vuran kendisi de il miydi? şğ«Ne o?» dedi, «Yaramaz bir haber mi gördün gazetede?» «Bütün haberler birbirinden berbat Agop Efendi! Sava bütün şkepazeli iyleğsürüpgidiyor.Ekmeksizlik,odunsuzluk,kömürsüzlük...» «Do ru!» dedi. «Bereket kömür s k nt s çekmiyorum art k. Nah ğı ıı ıışuraya yana yor, Bulgarya'dan gelen motorlar. Recep Reis burda ş ıiçer çay n . Ben motorlar bo al nca gider iki çuval kömürümü ı ışıal r m, ondan. Yetmi be erden yüz elli kilo kömür... ı ışşBalkan kömürü de kaya gibidir haa! Kolay kolay erimez.» «Hat rl yor musun?» dedi Mustafa, «Bir k günüydü. Çocu un ı ıışğsütünü s tmak için senden kömür alm t m, kesekâ d na koyup ı ıı ışğı ıgötürmü tüm eve.» ş«Semaveri söndürmemek için evde ate yakmaz olmu tuk. şşMü terilerimiz için hep... şKesekâ d nda mangal kömürü! Unutur muyum hiç!» ğı ıKararatma GeceleriR fat ILGAZı50www.eskikitaplarim.com


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook