Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Aldatılan Kızın İntikamı - Tracy Bloom -

Aldatılan Kızın İntikamı - Tracy Bloom -

Published by cg.caglayan, 2016-11-02 08:58:13

Description: Aldatılan Kızın İntikamı - Tracy Bloom -

Search

Read the Text Version

Tracy Bloom “Evet, hanımlar,” dedi. “Piç kurusu olmayan er­keklerin listesini çıkaracağız.” “Nedenmiş o?” dedi Suzie ve Jackie aynı anda. “Sevgili Suzieye bütün erkeklerin piç kurusu olma­dığını kanıtlamak için, tamam mı?” dedi Dave. Jackieve Suzie, Dave’in tahtanın üst kısmına “PİÇ KURUSUOLMAYAN ERKEKLER” yazmasını kuşkuyla izlediler. “Evet. Şimdi eminim aklınıza hemen biri gelmiştir,”dedi Dave onlara bakarak. İki kadın da ona boş gözlerle baktı. “Ben!” diye haykırdı Dave. “Elaydi ama aşkım, sanaorijinal Deep Purple albümünü almıştım ya...” Jackie, Suzieye bakınca Suzie omuz silkti. “Olur, kendi adını yazabilirsin,” dedi Jackie. Dave kendi adını yazmak için dönerken, “Gerçek­ten de çok naziksiniz,” dedi. “Haydi, şimdi başka birisim bulalım.” Jackie başını geriye attı ve odaklanmak için gözle­rini kapattı. Sessizliğin tam ortasında birden doğrulduve “Barry!” diye haykırdı. “O iyi biri.” “Barry,” diye tekrarladı Dave. “Barry de kimmiş?” “Barry Obama tabii ki,” dedi Jackie. “Şu içki dükkânını devralan adam mı?” diye sorduDave. “Her gittiğimizde gözlerini memelerinden ala­mayan adam. Onu geberteceğim.” 299

Aldatılan Kadının İntikamı “Hayır, ondan bahsetmiyorum. ABD Başkam’ndanbahsediyorum. O iyi birine benziyor.” “Onun adı Barrack, seni şapşal,” dedi Dave. “Bar-rack Obama.” “Biliyorum. Ama Barry ona daha çok yakışıyor.” Dave gözlerini Jackie’ye dikti ve derin bir iç ge­çirdikten sonra tahtaya Obama’nın adını yazmak içindöndü. Sonra diz çöküp Suziehin elini nazikçe tutarak,“Evet,” dedi. “Şu listeye yazabileceğimiz iyi bir adambulmanı istiyorum. Haydi, kendini iyi hissedeceksin.” Uzun bir sessizliğin ardından bir öneride bulundu:“İntikam almana yardım eden iş arkadaşına ne dersin?O iyi biri, değil mi? Adı neydi?” Gözlerinden süzülen yaşlara Suzie bile şaşırdı. Rezilolmamak için onları hemen sildi. Jackie üzülerek başını iki yana sallarken, “Düğünebirkaç hafta kala nişanlısından ayrılmış,” dedi Dave e.“Aşağılığın teki yani. Değil mi, Suzie?” “Kesinlikle,” diye mırıldandı Suzie. “Bu gece banane dese beğenirsiniz? Ben Pamuk Prenses değilmişim.Üstelik bunu Emily’ye yaptıklarından sonra söylüyor.İnanamadım.” “Vicdan azabı,” dedi Jackie. “Belli ki yaptığı şey yü­zünden kendini daha iyi hissetmek için sana saldırmış.” 300

Tracy Bloom “Tabii ki öyle,” dedi Suzie öfkeyle. “Ben yalnızcaintikam planımı uygulamaya çalışıyordum, bunu ya­pacağımı ona zaten söylemiştim. Başından beri debana destek olmuştu. Bu kadar kaba davranmasınainanamıyorum.” “Son intikamını ofis partisinde mi almaya çalıştın?”diye sordu Jackie. “Bana bundan bahsetmemiştin.” “Evet.” “Kimdi, peki?” “Sana Drew’un DJ arkadaşından bahsetmiştim ya.Hani sonradan nişanlı olduğunu öğrendiğim...” “Ah, evet,” dedi Jackie. “Seni sevdiğini ve nişanlı­sından ayrılacağını söyleyen.” Dave az sonra, “Bir dakika,” dedi. “Ağır olun, sizeyetişmekte zorlanıyorum. Sen Drew’un arkadaşıyla yat­tığını ve adamın nişanlı olduğunu mu söyledin?” “Evet ama başta bilmiyordum,” dedi Suzie. “Bilseydin yatmazdın, değil mi?” diye ekledi Jackie. “Olamaz,” dedi Dave parmağını sallayarak. “Bunaçifte standart denir, hanımlar.” Susup arkaya doğrusallanmaya başladı. “Şimdi sen bana Sevgili Suzie nin,yani son birkaç haftadır erkek nüfusuna cehennem azabıçektiren Sevgili Suzie’nin hemcinsine böyle bir kötülükyaptığını ve başka bir kadının erkeğiyle yattığını mısöylüyorsun?” Jackie ve Suzie hiçbir şey söylemeden Dave e baktılar. 301

Aldatılan Kadının İntikamı “Dave, lütfen araya girme. Suzie bize son intikamınıanlatıyor,” dedi Jackie bakışlarını Dave’den, Suzie’yeçevirerek. “Anlamadığım şu: Bu adam neden sizin ofispartinize gelmişti?” “DJ’lik yaptı. Drew onu uygun bir fiyata ayarladı.” “Tamam, şimdi devam et. İntikamının o korkunçdetaylarını anlat bakalım,” dedi Jackie heyecanla elle­rini ovuşturarak. “Evet. Drew ve ben hediye çekilişi için geceninsonunda dans pistinde duruyorduk.” “Ne çekilişi?” diye sordu Dave. “Hediye,” diye tekrarladı Suzie. Dave bir açıklama beklercesine bir Suzie ye birJackie’ye baktı. “Son dans için mi?” diye sordu Jackie. “Ucuz birşey mi?” “Hayır, hayır,” dedi Suzie başım iki yana sallayarak.Aslında Drew’un hediyesinin ne anlama geldiğini hâlâçözebilmiş değildi. “Doğrusu ben de pek anlamadımama umudumu yeniden kazanmamı sağlamak istedi­ğini söyledi.” “Anladım,” dedi Jackie. Onun da kafası karışmıştı. “Umut mu?” dedi Dave. “Bu da ne demek oluyor?Umut mu? Suzie’nin neden bahsettiğini biriniz banaaçıklayabilir misiniz?” 302

Tracy Bloom “Hiçbir fikrim yok,” dedi Jackie. “Sen neden bah­sediyorsun, Suzie?” Suzie uzanıp çantasından altın sarısı zarfı çıkardıve Jackie’nin okuması için kartı içinden aldı. “Ah, şimdi anladım,” dedi Jackie biraz düşündük­ten sonra. “Nişanlısını kaybetti, yalnız kaldı ve Noel...Senin gibi saf bir kızı kandırmaya çalışmış. Onunladans ettiğine bile inanamıyorum.” “Aslında dans etmedim ama o sırada Rick Astleyçalıyordu.” ‘“Never Ganna Give You Up’ mı?” diye sordu Jackie. “Evet.” “Patrick’le ilk kez öpüştüğün şarkı mı?” “Evet. Sanırım onu çalmasını Drew istemiş. Sonrabana Cinzano getirdi.” Jackie ve Dave şimdi ona hayretler içinde bakıyordu. “Lütfen bana eskiden Cinzano içmediğini söyle!”diye haykırdı Dave, Jackie’ye. “Boşanma sebebi. Senigörseydim...” “Sus artık, Dave!” diye bağırdı Jackie. “Düşünmeyeçalışıyorum. Başka ne yaptı?” “İşte, umutla ilgili bir şeyler geveledi. Aşka inan­makla ilgili falan. Tam hatırlamıyorum,” dedi Suziekoltuğa iyice gömülerek. Jackie ve Dave hiçbir şey söylemeden ona bakıyordu. 303

Aldatılan Kadının İntikamı “O sersem pislikle arasında birkaç jenerasyon farkolan insanlara Rick Astley mi dinletti?” dedi Jackieşaşkınlıkla. “Bara gidip Cinzano söylemiş,” dedi Dave dehşetiçinde. Suzie başını salladı. Jackie tekrar sessizliğe gömülerek, “Vay canına,”dedi. Dave tam bir kafa karışıklığı içinde bir Suzie’yebir Jackie’ye bakıyordu. Sonunda ikisinden de bir açıklama gelmeyince,“İyi de neden böyle bir şey yapsın ki?” dedi. “Sence neden olabilir?” dedi Jackie. “Ben nereden bileyim? Belki de onunla Rick Astleyşarkılarını çalacakları bir grup kurmak istiyorlardır.Cinzano da bira yerine mi geçiyor? Bu adam kaçığınteki.” “Hayır, seni şapşal. Suzie’ye âşık olmuş işte,” dediJackie. Suzie bakışlarını anında Jackie’ye çevirdi. Dave ise iç geçirerek, “Lanet olsun,” dedi. “Hayır,” diyerek ayağa fırladı Suzie. Sonra odanıniçinde volta atmaya başladı. “Öyle değil. O yalnızcabirine gerçekten anlamlı bir Noel hediyesi verilebile­ceğini kanıtlamaya çalışıyordu. O kadar.” 304

Tracy Bloom “Ah, Suzie,” dedi Jackie. “Dünya üzerindeki hiçbirerkek sadece düzgün bir hediye vermek için böyle birsıkıntıya girmez. O seni seviyor. Bu çok belli.” Suzie gerçeklerin kafasına dank etmesiyle birlikteolduğu yerde kaldı. “Başka biri olduğunu söylemişti,”dedi ağır ağır. “Emily’den bu yüzden ayrılmış. AmanTanrım!” diye çığlık attı ve yavaşça yere çöküp başınıellerinin arasına aldı. Odadaki tek ses, Suzie’nin derin derin nefes alıpverişlerinin sesiydi. Hiç kimse bir şey söylemedi. “Evet?” dedi Dave sonunda. “Ne?” dedi Jackie, Suzie konuşmadan önce. “Sonra ne oldu?” diye sordu Dave. “Ben anlamadım,” diye inledi Suzie ellerinin ar­kasından. “Ne demek istediğini anlamadım.” “Çok normal,” dedi Dave. “Bana sorarsan anlamako kadar da kolay değil.” Suzie delirmiş gibi bir ifadeyle başını kaldırdı.“Toby ye odaklanmıştım. Drew bunları söylerken sonintikamımı da alabilmek için onu susturdum. SonraToby geldi ve yattığımızı anlatınca Drew bana PamukPrenses falan olmadığımı söyledi.” Suzie’nin sesi aza­larak kaybolmuştu. “Çok da şaşırtıcı değil!” diye bağırdı Dave. “Bizimdürüst geçinen Suzie’miz, adamın nişanlı en yakın ar­kadaşıyla yatmış.” 305

Aldatılan Kadının İntikamı “Dave,” diye uyardı Jackie sertçe. “Bence önemlinoktayı kaçırıyorsun. Drew, Suzie’ye âşık. Şu an bundanbahsediyoruz.” “Hayır, yanılıyorsun,” dedi Dave. “Drew, Suzie’yeonun ikiyüzlü olduğunu anlayana kadar âşıktı. Suzie’yeçok âşıktı ama Rick Astley’den istek yapıp Cinzanohazırlatarak kendini utandırdığı gece, onun en yakınarkadaşıyla yattığını öğrendi.” Jackie ve Suzie, Dave’e baktılar. Dave kollarını savurarak, “Ama sorun yok, Suzie,”dedi. “Nasıl olsa bütün erkekler piç kurusu, değil mi?Hiç umurunda bile değil, ha? Şu listeye bir bak,” dedive dönüp arkasındaki kara tahtayı öyle sert bir şekildedürttü ki neredeyse düşürüyordu. “Yalnızca ben ve lanetolası Nobel Barış Ödülünü alan adam piç kurusu deği­liz. O halde diğer bütün erkeklerin piç kurusu olmasıgerek. Değil mi, Suzie?” “Evet,” diye fısıldadı Suzie. “Sen, Bay Obama ve belki de tarihin en saçmasapan buluşu olan Noel hediyesi çekilişini anlamlı birşeye dönüştürmeye çalışan adam...” dedi Jackie alçaksesle. “Ben onun aşağılık biri olduğunu düşünmüyorum.Hatta dâhi bile olabilir.” 306

Yirmi Beşinci Bölüm“Kocam a... Seninle tanıştıktan sonra işlerimin iyiye gitmesineşaşırmamak gerek. Çünkü birinin desteğini almanın nasıl bir duyguolduğunu bilmiyordum. Teşekkür ederim ... ” Alkışlar, alkışlar, alkışlar, alkışlar. Sevgi dolu kocanın fotoğrafı... HAYIR. Suzie, Sandra Bullock’un 2010 Altın Küre Ödülütörenindeki teşekkür konuşmasında kocası için söy­lediği övgü dolu sözleri o sabah Youtube’dan onuncukez izliyordu. Ardından da henüz bunun üzerindenbirkaç hafta bile geçmeden Jessie james’in tarihin enbüyük aldatan erkeği olduğunun ortaya çıkmasıyla ilgilihabere tıkladı. Kendinizi hiçbir evliliğin sonsuza dekmutlu mesut yürümediğine ikna etmek istiyorsanız,hayatını milyonlarca kadını gerçek aşkın var olduğunainandırmaya adamış Romantik Komedi KraliçesininYakışıklı Prensinin ellerinden nasıl kayıp gittiğini iz­lemeniz yeterliydi. Sandra Bullock bile sonsuza dek 307

Aldatılan Kadının İntikamımutlu olamadıysa, demek ki sonsuza dek mutlu olmakdiye bir şey yoktu... Suzie bilgisayarının başından fırlayıp televizyonunkarşısında diz çöktü ve bütün eski romantik komediDVD’lerinin bulunduğu çekmeceyi açtı. Bunları nedensaklıyordu ki? İçlerinde biraz olsun gerçeklik barındır­mayan, palavralarla dolu filmlerdi hepsi de. Kapaktaki resmi incelerken dişlerinin arasından,“M esajınız Var,” diye mırıldandı ve Tom Hanks’ingözlerine hayranlıkla bakan Meg Ryan’a, “Kariyerinimahvetti,” dedi. “O iyi biri değil, seni mankafa. Neyaptığını sanıyorsun?” Can sıkıcı kapağı, odanın birköşesinde duran çöp kutusuna fırlatıp çöp kutusunudevirdi. Julia Roberts’m Özel Bir Kadın filminin iyice es­kimiş kapağındaki yarı çıplak resmine bakıp, “Sanagelince, Julia Roberts,” dedi. “O, fahişelere para ödeyenbir adam, seni aptal. Sekse para harcayan bir erkektenne hayır gelir? Budalanın tekisin.” Sonraki filmi eline alır almaz, “Beni bir merhabaylatavladın!” diye haykırdı. “Şaka mı yapıyorsun, Renée?Bir erkeğin m erhabasıyla her şey affediliyor mu? TomCruise bile olsa yetmez,” dedi ve Yeni Bir Başlangıçıfırlatıp attı. En sevdiği filmin kapağını gördüğü anda durdu.Meg Ryan ile Billy Crystal’m bir sonbahar günü Central 308

Tracy BloomPark’ta yürüyüş yaptıkları Harry Sally’yle Tanışıncafilminin kapağına bakakalmıştı. “Geceleri uyum adan önce en son konuştuğum kişiolmam seviyorum,” diye mırıldandı kendi kendine. “Bunuyalnız olduğum için söylemiyorum. Yeni yıl olduğu içinde söylemiyorum. Bu gece buraya geldim çünkü insan,hayatının geri kalanını biriyle birlikte geçirmek istedi­ğini anladığında hayatının geri kalanının bir an öncebaşlamasını istiyor Tatsız düşünceler zihnine üşüştü. Mutluluk ve er­kekler arasında bir bağ olduğuna dair her türlü inanç­tan bütünüyle arındırdığını sandığı zihnine... Hayalkırıklığı içinde çığlığı bastı. İşte sonuç bu, dedi kendikendine öfkeyle. Birkaç saat öncesine kadar bugüne dekyaşamadığı bir mutlulukla içi içine sığmıyordu. Nihayetkariyerinde yükselmeye başlayıp erkeklerle yaşadıklarısorunlara çözüm getirerek kadınların hayranlığım ka­zanmışken bundan daha mutlu olamayacağım düşünü­yordu. Oysa şimdi bu soğuk, kasvetli pazar sabahındakendini sersefil hissediyordu ve ne şaşırtıcıydı ki bunasebep olan da bir erkekti. Ayağa kalkıp tekrar bilgisayarının başına oturdu.Birkaç tuşa tıklayıp mesajları dikkatle okuduktan sonrakendini daha iyi hissetti. Neden daha önce aklına gel­memişti ki bu? Manchester Herald’m internet sitesindekiSevgili Suzie bölümüne bir bakış atması, dün geceki 309

Aldatılan Kadının İntikamıitiraftan sonra ne yapması gerektiği konusunda yaşadığıtereddüdü tamamen aşmasına yetmişti. Akın akın gelen e-postalara göz gezdirip kadınlarınerkeklerle ilgili sorunlarını paylaşmaları için kurduğutartışma odasını incelerken, bir erkeğe âşık olmanınacıdan başka bir şey getirmeyeceğinin o kor gibi sıcaktatminini içinde hissetti. Okumaya devam ederken ardı arkası kesilmeyeno kederli hikâyeleri öğrendikçe göğüs kemiğinin arka­sında bir yerde hissettiği acının hafiflediğini fark etti.Özlem duyulan erkeğe dair art arda gelen hikâyelerinbüyük bir hayal kırıklığı yarattığı belliydi. Fareyle yaptığı her tıklama onu biraz daha sakin­leştiriyordu, ta ki Gerçek Jay Kay takma adlı birindengelen mesajı şaşkın bir halde tekrar tekrar okuyanakadar... Gerçek Jay Kay: A rkadaşım a nasıl yardım edebile­ceğimi sormak istiyorum. Kendisi erkek düşmanı olduğuiçin cinnet geçirip penis doğramaya kalkışm asındankorkarak evindeki tüm m utfak bıçaklarım saklam akzorunda kaldım. Bana göre çok cesur bir iş arkadaşı onaâşık olduğu için kısa süre önce düğünlerine birkaç haftakala nişanlısından ayrıldı. Ne yapmalıyım? Bıçakları onageri mi vereyim yoksa vajinasındaki örüm cek ağlarınıtemizlemesi için bir toz bezi mi alayım ? Suzie öfkeden kudurmuştu. Jackie’yi bulduğu yerdegırtlaklayacaktı. Özel hayatını internetteki bir tartışma 310

Tracy Bloomodasında paylaşarak ne yaptığını sanıyordu ki? Amaen azından takipçilerinden destek alabilirdi. D idsbury’den Kovulan: Bir kadın a evlenme teklifiettikten sonra tereddüde kapılan bütün erkekler acınasıderecede korkaktır. O adam a güvenme. Arkadaşına bı­çakları geri ver ve toz bezlerini sakla. “Teşekkürler,” dedi Suzie ekrana bakarak. Dünyayeniden biraz olsun mantıklı bir yere benziyordu. Oku­maya devam etti. Salford Çapkını: Bu adam yalnız kalmış. Düğününüiptal etm ekle hata yapm ış olm aktan endişe duyuyor vekafasını dağıtm ak istiyor. A rkadaşına bu adam ı seksiçin kullanıp aram ıza katılm asını söyle! Bizde toz bezivar, hem de kuş tüyünden! “Iyyy,” dedi Suzie ürpererek. Bildiğim Okuyan: Benim nişanlım da düğünü iptaletti. Ne kaçırdığını ona göstermek için gelinliğimle işyerinegittim. Nasıl küçük düştü, anlatamam. Kendimi bulutla­rın üstünde gibi hissettim. Sevgili Suzie’nin tavsiyelerinekulak verin. Onu dinleyin, asla pişm an olmayacaksınız. Suzie bir anda geriye doğru sıçrayıp ekrandanuzaklaştı. Emily? Emily’nin tartışma odasında ne işivardı? Kadınların boşanmasını sağlamak gibi çok dahaönemli işlerin peşinde koşması gerekmez miydi onun?Sayfayı aşağıya doğru kaydırdığında Jackie nin bir mesajdaha gönderdiğini gördü. Lanet olsun, diye düşündü,şimdi ne yumurtlayacak bakalım. 311

Aldatılan Kadının İntikamı Gerçek Jay Kay: Kendinizce haklı yorumlar yapmışolsanız da size daha fazla detay vermem gerektiğini dü­şünüyorum, hanımlar. Bu adam nişanlısını arkadaşım aaçılm adan önce terk etti. Dolayısıyla tarafsız bakıldığındapek de korkak davrandığını düşünmüyorum. Sonra dabugüne dek duyduğum en romantik şeyi yaptı. (Roman­tizm peşinde koşan biri olmadığımı belirtmeliyim. Eskikocam bir keresinde bana bir buket karanfil almıştı am aben karanfilden nefret ederim. Böylece golf çantasınıvazo niyetine kullandım.) Yani bu adam arkadaşım ınilk öpüştüğü anı yeniden canlandırdı. O iğrenç şarkıdaniğrenç içkiye varana dek. Bunu yapmasının tek sebebiyseo günün arkadaşım ın hayatının en güzel günü olması.Sonsuza dek mutlu bir hayat süreceğini ümit ettiği gün.Adam ona umudunu geri verm ek istediğini söylemiş. Suzie ekrana baktı. Jackie’nin son mesajının altındayanıt yoktu. Şu an tartışmayı takip ediyor olmalıydı. “Haydi ama hanımlar,” diye mırıldandı Suzie. “Çoksıradan, değil mi? Bunu sırf seks için yapıyor. Tam birezik! Haydi, Emily, göster ona gününü.” Kadınlarınfikrini beklerken saniyeler sonsuzluk gibi gelmişti.Sonunda yanıtlar ekranda belirmeye başladı. Didsbury’den Kovulan: A rkadaşın onu istemiyorsanumarasını ben alabilir miyim? Salford Çapkını: Onun gibi biriyle birlikte olsamçapkınlıktan vazgeçerim. 312

Tracy Bloom Bildiğini Okuyan: Nişanltm benim için asla böyle birşey yapm adı. Başka biriyle tanışırsam beni, o adam ınsenin arkadaşım sevdiği kadar sevmesini ümit ederim. Suzie ekrana hayret içinde bakakalmıştı. Bu kadınlar ne yaptıklarını sanıyorlardı böyle?Son birkaç haftadır köşesinde yazdıklarından hiçbirşey öğrenmemişler miydi? Aşkların hep böyle göz alıcıjestler ve sonsuz vaatlerle başladığını bilmiyorlar mıydı?Çok geçmeden hepsinin tükendiğinin ve büyük bir ha­yal kırıklığıyla baş başa kalındığının farkında değillermiydi? Suzie nin kısa süre öncesine kadar gerçekten degüvendiği tek erkek olan Drew gibi biri için bile bununkaçınılmaz son olduğunu göremiyorlar mıydı? Erkeklerekarşı hakkını savunmasını söyleyen tek erkek, önceAlexe, ardından da stadyumda Patrick’e karşı kendinisavunmasız hissettiği anlarda onu cesaretlendiren tekerkek olan Drew... Zafer kazanmasını garantilemekiçin sırtındaki gömleği bile çıkarıp ona verecek kadarileri giden Drew... Nedense Suzie nin de ona geri ver­meyip yıkamadan dolabına astığı, Drew un gözleriyleaynı tondaki açık mavi gömleği... Emily den ayrıldıktansonra elini iz bırakmak istercesine kızartacak kadar sıkıtutan Drew bile... Geçen hafta boyunca sandalyesiniboş bıraktığı için Suzie’nin ona bir şey söylemek içinher döndüğünde koskoca bir boşlukla karşılaşmasınaneden olan Drew bile... Drew bile... 313

Aldatılan Kadının İntikamı Yoksa Drew farklı olabilir miydi? Suzie sersemlemiş halde ayağa kalkıp üst kata çıktıve dolaptan Drew’un açık mavi gömleğini aldı. Onunlabirlikte alt kata inip çoktan çöp kutusunun dibini boy­layan hediye kartını bulmaya çalıştı. Sırılsıklam bir çaypoşetini kenara çekip Drew’un gömleğini ve hediyesinisıkıca kavrayarak bilgisayarın başına oturdu. Parmaklarını kelimelerin üstünde gezdirerek,“N oel B aban ın özel hediyesini alm ak için gece yarısıdans pistindeki disko topunun altında bekle,” yazısınıtekrar okudu. Suzie kartı bırakıp önceki gece gittikleri oteliGoogle’da araştırmaya koyuldu. İnternet sitelerini vebalo salonlarının gösterişli fotoğraflarını bulması hiçzor olmadı. Sanal ortamda salonu izlerken kalbi ani­den küt küt atmaya başladı. Disko topu falan yoktu.Balo salonunda disko topu yoktu. Bir irtibat numarasıbulmaya çalışırken beceriksizce telefonuna uzandı. Telefon birkaç defa çaldıktan sonra, “Majestik Hotel.Size nasıl yardımcı olabilirim?” dedi bir ses. “Balo salonunuzda disko topu var mı?” “Anlayamadım?” “Balo salonunuzda disko topu var mı?” diye tekrar­ladı Suzie. Bu kadın böyle bir bilginin ne kadar önemliolabileceğinin farkında değil miydi? 314

Tracy Bloom “Şey... hayır, hanımefendi. Genelde yoktur ama düngece bir beyefendi özel bir organizasyon için taktırdı.İsterseniz yerinde olup olmadığını kontrol edebiliriz.” Suzie kadının yanıtının son kısmını duymamıştıbile çünkü telefonu çoktan kapatmıştı. Yere düşürmüşde olabilirdi, emin değildi. Sonra başını Drew’un göm­leğine gömüp göz pınarları kuruyana kadar ağladı. 315

Yirmi Altıncı Bölüm22 Aralık, Pazartesi günü Suzie en sevdiği elbisesiniçorapsız, on santimlik topuklu ayakkabılarıyla giymişti.O sabah neredeyse bir saatini çorap konusunda kararvermeye çalışmakla geçirmişti. Elbisesini çoraplı veçorapsız olarak defalarca denemiş, sonunda çorapsızdaha iyi göründüğüne karar vermişti. M anchester He-rald binasının kapısını açtığında artık başparmaklarınıhissetmediğinin pek farkında değildi. O sabah farkındaolduğu tek şey büsbütün ve tamamen parçalara ayrılmışsaf duygularıydı. Öyle ki son on iki saattir kendinikahve âlemi yapmış gibi hissediyordu. Son on iki saattirciddi anlamda kahve âlemi yapmış olmanın etkisiylede ruhunun vücudundan ayrıldığını deneyimlemiş,merdivenlerden masasının bulunduğu birinci kataçıkışım izlemişti. Drew’un masasının yanı başındakimasasının bulunduğu birinci kata... Merdivenlerinbaşına geldiğinde tekrar durmuş, elbisesini düzeltipparlaklığın iyice yayılması için dudaklarını birbirinesürtmüş, yüzüne kocaman bir tebessüm yerleştirmişti. 316

Tracy Bîoom O sabahın zor geçeceğinin ilk işareti, kahve almakiçin mutfağa giderken Clare’in yanından geçtiğindegeldi. Suzie durup ona partiden sonra erkek arkada­şıyla neler olduğunu sormuş ama yanıt olarak Clare’inbuz gibi bakışlarıyla karşılaşmıştı. Ardından Clare göztemasından bütünüyle kaçınıp bakışlarını yere indirdi.Suzie ilk şoku atlattıktan sonra işine odaklanmaya ka­rarlı bir şekilde masasına gitti. Drew’un yanına giderken zihnini kurcalayacak her­hangi bir şeyle karşılaşmamak için başını kaldırmadanyürüdü. Sonunda Drew’un onu keyifle karşılayan çöpkutusunu gördü ve zihninde defalarca tekrarladığı sözleridile getirme vaktinin geldiğine karar verdi. “Drew ben gerçekten çok özür.. diye söze baş­ladığı anda Drew’un masasının boş olduğunu gördü. Kahve almaya gitmiş olmalıydı. Sonra rahat birnefes aldı. Hiç değilse o gelene kadar kendini toparlardı. Paltosunu çıkarıp oturdu ve endişe içinde parmakla­rıyla masada tempo tuttu. Şimdi ne olacak, diye düşündü.Kendini işe bile veremeyecek kadar gergindi. Herhangibir şeye odaklanmadan önce bu meseleyi çözmeliydi.Dikkatini dağıtır beklentisiyle masasına baktı amamasanın toparlanmayı bekleyen o karmakarışık haliDrew’u görmek için daha da sabırsızlanmasına sebepoldu. Suzie onun masasına baktığında o düzenli vetertipli görüntüye hayran kaldı. İçtenlikle gülümsedi.Son yirmi dört saattir Drew’a dair en ufak bir düşün­ 317

Aldatılan Kadının İntikamıcesinde bile tepkisi bu oluyordu. O anı gözünde can­landırdığında. .. Bütün romantik komedilerde çiftlerinbirbirlerine âşık olduğu o anı... Tom Hanks onunla birgelecek kurmak üzere geldiğinde Empire State Binasınıntepesindeki Meg Ryan’ın yerinde olmayı içtenlikle di­lerken kalbinin gerçek anlamda acıdığını hissetmişti.Kalbini kıran erkeklere sırtını dönerek kendi kendinine kadar mutlu edersin, kalplerini onarmaya çalıştığıkadınları ne kadar mutlu ederse etsin, milyonlarca yılda geçse hiçbir kadını bu kadar mutlu edemezdi. Ta kiaşk tanrısı okunu fırlatana kadar... Dahası, o filmleriyirmi dört saatten uzun bir süre boyunca izlerken hiç­bir kahramanın Drew gibi olmadığını da fark etmişti.Hiçbiri esprilere Drew gibi gülmemiş, hiçbiri Drewkadar inanmamış, hiçbiri onun kadar destek olmamış,hiçbiri onun kadar yardım etmemiş, hiçbiri onun kadartamamlayıcı olmamış ve hiçbiri aşka dair diğer klişelerionun gibi yapamamıştı. Âşık olana kadar sinirinizibozan, âşık olduktan sonraysa sizin klişeleriniz olanklişeleri... Tabii Drew’un ona ümidini geri verdiğini farkederken Suzie kendi mutlu sonunu mahvettiğini deanlamıştı. Üstelik onu olabilecek en korkunç şekildemahvetmiş, öldüresiye parçalamıştı. Uzun zamandırhayatının bittiğine inanarak yas tutuyordu. Oysa şimdibütünüyle yanıldığını görüyordu. Çaresizliğin derin­liklerine gömülmüşken kendini Sen Uyurken filminde 318

Tracy Bloomyanlış kardeşle evlenen Sandra Bullock’un görüntüleriniizlerken bulmuştu. Ne kadar aptal olduğunu fark edipyeniden umutlandığı an da o andı işte. Mutlu sonlarkolay kolay yaşanmıyordu. Başta hep bir sıkıntı oluyordu.Kaderini yaşaması için insanı daha fazla çabalamayazorlayan bir sıkıntıydı bu. Başlangıçta böyle bir çabaharcamadan mutlu sona nasıl ulaşılabilirdi ki? Romantikkomedileri izlerken Drew’un gerçek aşka dair itirafınıgörmezden gelmesinin aslında kendisinin de aynı şeyiistediğini görmesini sağlayacak bir engel olduğuna ka­rar vermişti. Teşekkürler, Sandra, diye mırıldanmıştı.Bunu bana hatırlattığın için teşekkürler. Sonra bütüngece uyumayıp ertesi sabah için hazırlanmaya, Drew’labarışmasını, sonsuza dek mutlu yaşamalarını sağlayacakkonuşmasını, kıyafetlerini hazırlamaya koyulmuştu. Ama Drew hâlâ ortada yoktu. Kahve yapmak bukadar uzun sürmezdi ki. Belki de dışarıda bir görüş­mesifala n vardır, diye düşündü Suzie perişan bir halde.Bu anı o kadar çok planlamıştı ki küçücük bir darbebile büyük bir üzüntüye sebep olabilirdi. Suzie onunajandasına göz atmak için bilgisayarının açık olup ol­madığına bakmak istedi. Fareyi kımıldattığında hiçbirdeğişiklik olmadı. İçinde Manchester City tükenmezve kurşun kalem setinin bulunduğu Manchester Cityarmalı kupasının her zamanki gibi hard diskin üstündeolmaması dışında hiçbir değişiklik yoktu. Bu çok gariptiçünkü o küçük tapmağa kimsenin dokunma izni yoktu. 319

Aldatılan Kadının intikamı Suzienin eli ağzına gitti. Yerinden öyle hızlı kalktıki sandalyesi az kalsın devrilecekti ama paltosununağırlığı sayesinde yeniden dengelendi. Drew’un üstçekmecesini açtı. Boştu. Askılı dosya dolabı da boştu.Drew, Suzie onun ayıcık şekerlemelerini zulasındançalar korkusuyla çekmecesini genelde kilitli tutardı.Ama o da boştu. Ayıcıklar da gitmişti. Bu da bir tekanlama geliyordu: Drew gitmişti. Hayır, böyle bir şey olamazdı. Böyle bir şey ola­mazdı. Hangi cehenneme gitmişti? Neler oluyordu? Suzie koştu. On santimlik topuklu ayakkabılarınınel verdiğince hızlı bir şekilde koşarak merdivenden çıkıpkoridoru geçti. Ta ki Gareth’in kapısına varana dek...Kapı kapalıydı ama Suzie kapıyı çalmaya bile gerekduymadı. Ardına kadar açıp nefes nefese ve yalpala­yarak odaya girdi. “Nerede o?” dedi nefeslerini kontrol altına almayaçalışarak. “Suzie!” diye bağırdı Gareth öfkeyle. “Bu odayaöyle paldır küldür dalamazsım” “O nerede?” diye tekrar etti Suzie. “Kimden bahsettiğine dair en ufak bir fikrim yokama buraya gelmişken seninle konuşmak istediğim birkonu var.” “O nerede?” dedi Suzie bu kez daha da çaresizlikle. “Kes sesini ve otur,” dedi Gareth, gerçekten çoköfkeliydi. 320

Tracy Bloom Suzie kendini bir sandalyeye bırakıp nefeslerinidüzenlemeye çalıştı. “Evet, bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun?”diye sordu Gareth tatsız bir yüz ifadesiyle. “Neyi?” “M irror m sana iş teklifinde bulunduğunu.” M irror mı? İş mi? Suzie şu anda bunu bile dü­şünecek durumda değildi. Akimda çok daha önemlikonular vardı onun. “Buna inanamıyorum, Suzie. Ben burada sana Sev­gi/i Suzie köşesi gibi harika bir fırsat veriyorum ve senrakibimizle çalışmaya gitmeyi düşünüyorsun.” Gareth’ın sözleri kafasına dank ederken, bir d a ­kika, diye düşündü Suzie. Sevgili Suzie kendi fikriydive M anchester H erald ulusal bir magazin gazetesiylenasıl boy ölçüşebilirdi ki? Kendini savunmak için ağzını açtı ama dudakla­rının arasından dökülen tek şey yine iş arkadaşınınnerede olduğu sorusuydu. Gareth sonunda Suzie nin çaresizliğine kulak ve­rerek, “Drew mu?” dedi. “Drew’un nerede olduğunumu merak ediyorsun?” Güldü. “O gitti, Sevgili Suzie.Cumartesi gecesi ona nasıl davrandığını gördüktensonra buna çok da şaşırdığımı söyleyemem.” 321

Aldatılan Kadının İntikamı “Nereye gitti?” diye sordu Suzie çaresizce. Gele­ceğinin parmaklarının arasından kayıp gittiğini his­sediyordu şimdi. “Bilmiyorum. Kaçıp gitmesi gerektiğini söyledi.Senden kaçıp gitmek istediğine şüphe yok.” Gareth ayağakalkıp kollarını göğsünde kavuştururken Suzie’nin acı­sının keyfine varır gibi bir hali vardı. O anda Suzie’nin gözlerinden yaşlar süzülmeyebaşladı. Yorgunluğun, gerçek hayal kırıklığının göz-yaşlarıydı bunlar. Gareth sonunda ona bir kâğıt mendil uzatacakkadar yumuşadı. Suzie burnunu çekerken güçlükle, “Geri dönecekmi?” diye sordu. “Belli değil,” dedi Gareth. “Yeni yılda arayacağınısöyledi. Sayende en iyi muhabirimi de kaybettiğimisöyleyebilirim.” Gareth’in gözlerine bakamayacak haldeki Suzie yü­zünü kâğıt mendile gömdü. Oda birkaç dakikalığınasessizliğe gömülürken aldığı haberin etkisiyle sersem­lemiş, kör bir bıçakla göğsünün tam ortasına bir darbeyemiş gibi hissetti. Sonra Gareth tekrar konuşmayabaşlamış, bıçağı daha da derine saplamıştı. “O hikâyeyi basacağım.” “Ne hikâyesi?” diye sordu Suzie puslu düşüncele­rinin arasından. 322

Tracy Bloom “Sevgili Suzie nin göründüğü gibi bir kadın savaşçıolmadığının hikâyesini. Başka bir kadının nişanlısınınasıl çaldığının hikâyesini. Dünyanın en nazik, en ro­mantik erkeğinin kalbini nasıl kırdığının hikâyesini.M irror a gidersen o hikâyeyi basarım. Böylece SevgiliSuzie de artık bitmiş olur çünkü bundan böyle hiçbirkadının sana inanmasını sağlayamazsın.” Suzie derin bir nefes aldı. Gareth ona nasıl böylebir şey yapardı? Ya Drew nasıl yapardı? “Sen şeytanın tekisin,” dedi dişlerinin arasından. “Sen de Pamuk Prenses olmadığının farkına vara­caksın,” diye karşılık verdi Gareth kibirli bir tebessümle. Suzie bir süre ona baktı. Oysaki güne nasıl da ümitlebaşlamıştı... Ama şimdi Drew gitmişti ve patronu daonu kariyerini mahvetmekle tehdit ediyordu. 323

Yirmi Yedinci BölümSuzie bir saat sonra Gareth’in odasına tekrar girdiğinde,“Peki ya kalırsam?” diye sordu. Gareth in tehdidi veDrew un ortadan kaybolmasıyla ilgili haberler Suzie ninpanik atak geçirmesine sebep olmuştu. Hızlı hızlı nefesalıp vermeye başlamıştı. Sonunda Gareth bir sağlıkgörevlisi çağırmıştı. Di de elinde bir kâğıt torbayla yar­dıma koşmuş, nefes almaya çalışırken gözleri yerindenfırlayacakmış gibi görünen Suzie’yi kafeteryaya götür­müştü. Torbayla yaptığı üç denemeden ve Dinin acildurumlar için sakladığı minyatür viskisinden sonraSuzie’nin nefesleri düzene girmeye başlamıştı. Oradasersemlemiş halde oturup Dinin geçen hafta katıldığıelli yaş üstü partisiyle ilgili detayları dinlerken karar­lılık duygusu yavaş yavaş paniği alt etmeye başlamıştı.Kendine romantik bir filmin kadın kahramanı rolünüvermişti ve başkahramamnın ortadan kaybolmasına,Şeytan Kral Editörün de tehditlerine izin veremeye­ceğini biliyordu. Sonunda ölüm bile olsa o mutlu sonaulaşacaktı. 324

Tracy Bloom Odaya ikinci defa paldır küldür girdiğinde Garethonun sorusunu gözünü bile kırpmadan yanıtladı: “Gaze­tenin ilk kısmında tam sayfa, adınla birlikte fotoğrafın.” “Tam editörlük yetkisi!” diye haykırdı Suzie. “Tamam, tamam işte her neyse,” dedi Gareth elinikayıtsızca sallayarak. “Her konuda. Yoksa giderim,” dedi Suzie gitmeyehazırlanarak. “Anlaştık,” dedi Gareth kendini beğenmiş bir ta­vırla. Sonra koridorda yürüyen Suzie nin arkasından,“Pişman olmayacaksın!” diye seslendi. Suzie köşesini bir an önce yazabilmek için alt katainerken, “Umarım,” diye mırıldandı kendi kendine.Kaybedecek vakti yoktu.

Yirmi Sekizinci BölümErtesi gün Gareth, Suzie’nin son köşe yazısının çık­tılarını masaya çarparak öfkeyle, “Ben bu saçmalığıbasmıyorum!” dedi. “Saçmalık falan değil,” dedi Suzie ona karşı gelerek. “Evet, haklısın. Umutsuz vaka,” diye karşılık verdiGareth. “Kin ve nefret nerede? İğneleyici sözler nerede?Lafını sakınmadan dürüstçe konuşmak nerede?” Garethher cümlesinin sonunda yumruğunu masaya vuruyordu. Suzie köşe yazısını işaret ederek soğukkanlılıkla,“Kadınların gerçekte istediği bu,” dedi. “Kadınların gerçekte ne istediği kimin umurundaki?” dedi Gareth öfkeden kıpkırmızı kesilerek. “BenSevgili Suzie’yi geri istiyorum. O yüzden artık yazmayabaşlasan iyi edersin.” “Bir kere kadınların gerçekte ne istediğini umur­sadığımız için bu köşe başarılı oldu, unutma. Şimdide sana kadınların gerçekten ama gerçekten istediğişey bu diyorum.” “Yani kadınların gerçekte ne istediğine dair fikrinindeğiştiğini mi söylüyorsun bana?” 326

Tracy Bloom “Aynen öyle.” Gareth başını ellerinin arasına alarak, “Lanet olasıkadınlar!” diye bağırdı. “Ayrıca yeni sözleşmeme göre tam editörlük yet­kimin olduğunu da hatırlatayım,” dedi Suzie ve aynıanda malum cümlenin pembe kalemle vurgulandığısözleşmesini Gareth’in burnunun ucuna dayadı. “Geçmişteki gibi saldırgan bir tavır takındığın sü­rece tam editörlük yetkin olabilir, böyle bir saçmalıksunarak değil,” dedi Gareth. “Gareth,” dedi Suzie soğukkanlılıkla. “Bu köşe bu­güne kadar gördüğü ilgiden daha fazla ilgi görecek,inan bana. İşe yarayacak.” “Umarım öyle olur, yoksa kariyerin tehlikeye girer,genç bayan,” dedi Gareth kibirli bir havayla oradanuzaklaşarak. Suzie arkasına yaslandı ve Gareth in onun masasınafırlattığı sayfaları alıp dudağını ısırarak kim bilir kaçmilyonuncu defa okumaya başladı. Bu gerçekten işeyaramalıydı, yoksa kariyeri tehlikeye girecekti. Sevgili okurlarım, Gönül işleri açısından çılgınca bir sezon geçirdiği­mizi göz önünde bulundurarak bu yılı ciddi bir Noelmesajıyla kapatm ak istiyorum. 327

Aldatılan Kadının İntikamı Aşkı aram ak da bir nevi N oel’dir. Sonunda bizikaçınılmaz olarak hüsrana uğratan, sonu gelmez bek­lentilerle dolu bir Noel... Buna rağmen her defasında bir şeylerin farklı olm a­sını bekliyoruz. Her defasında peri m asallarına yaraşırgüzellikte bir aşk yaşam ayı ümit ediyor, bunun hayalinikuruyoruz. İşte bu sebeple Sevgili Suzie köşesinin bundan böylefarklı bir yolda ilerlemesine karar verdim. Neden? Çünkü istediğim son şey, N oel’i dört gözlebeklemekten vazgeçnıenizdir. N oel’i dört gözle beklem ek­ten vazgeçtiğiniz an, hayatın size sunabileceği sevincedair ümidinizi de kaybedersiniz. Sizi bilmem am a benzamanımı böyle biriyle geçirmek istemem. Ayrıca aşkı aram aktan vazgeçmenizi istemiyorum.Sevgili Suzie aşk acısına ve bu mücadeleyi nasıl ka za ­nacağınıza fazlasıyla odaklanmış, o acı dolu mektuplarıyollamanızın en önemli sebebini tümüyle unutmuştu. Çünkü hepiniz biliyorsunuz ki hayatımız boyuncayaşayabileceğimiz en büyük sevinç aşktır ve aşk peşindekoşm ak da hayattaki en önemli roliimüzdür. Dolayısıyla önüm üzdeki süreçte bu köşe sizi sev­meyen birine karşı mücadelenizi nasıl kazanacağınızadeğil, gerçek aşkı bulmaya odaklanacaktır. Çünkü inti­kam alm ak sizi her ne kadar tatmin etse de seveceğinizve sizi seven birini bulm ak kadar mutluluk veremez. 328

Tracy BloomUnutmayın ki milyonlarca aşk şarkısı varken intikamadair neredeyse hiç şarkı yoktur. Ve nasıl m ücadele edeceğiniz, acı, keder ve hayalkırıklığı olmadan yaşayamayacağımız aşkı bulma arayı­şına girmeniz sizi paniğe sürüklese de size yardım etmekiçin tavsiyede bulunacağımı bilerek rahatlayacaksınız. Bu basit kuralı izleyin. Kendi yansımanızı arayın. Onun gözlerine bakın vegördüğü şeye odaklanın. Dürüstçe ve gerçekçi bir şekilde.Görünmeyi istediğiniz gibi, en iyi halinizle göründüğünüzeinanıyorsanız doğru yolda olduğunuzu bilin. Mutlu birilişkinin temellerini atmışsınız demektir. Gördüğünüz yansım a kötüyse, onun sizi görünmekistediğiniz gibi göstermediğini içten içefark ediyorsanızo zaman hemen kaçın. O sizi kedere boğmadan kaçınçünkü bunu yapacağına şüphe yok. Ondan intikam almadüzeyine erişmeden, bu ilişkiyi yürütmeye değmeyeceğinigörmesini sağlayın. Neden vaktinizi harcayasınız ki? Eniyi yansım anızı başka yerde arayın. Mutlu Noeller, Suzie Suzie okumaya devam etmeden önce yutkundu.Noel’e özel baskı için başka bir mektup daha yazmıştıve en önemlisi de buydu. Risk aldığını biliyordu amabaşka ne yapabileceğini bilmiyordu. 329

Aldatılan Kadının İntikamı İlgili kişiye, Ben kendi yansımamı gördüm. O dans pistinde,ışıltılı disko topunun altında bir anlığına da olsa kendiyansım am ı gördüm. Am a sonra gitti. Aptallığım, ben­cilliğim ve kibrim yüzünden her şeyi mahvettim. O yansımayı yeniden görebilm ek için her şeyi y a ­pardım. Beni asla hayal kırıklığına uğratmayacağını bi­liyorum. Hatta tam tersi olacak. Sen benim özgüvenimi,özsaygımı güçlendirirken ben senin için büyük bir hayalkırıklığı oldum. Bu dünyadaki bütün erkekleri yapm aklasuçladığım şeyi ben sana yaptım. Oysa şimdi hepimizin insan olduğunu ve hatalaryapabileceğini fark ediyorum. Belki bazı hatalar cezayıh ak ediyordur am a şimdi ilişkiyi düzeltm ek için her­kesin bir şansı daha hak ettiğine inanıyorum. Ben debir şeyleri düzeltmek istiyorum. Çünkü o yansımayı ye­niden görm eye ihtiyacım var. Sen de kendi yansım anıbenim gözlerimde görmelisin çünkü benim gördüğümşey muhteşem... Lütfen bana bir d ah a şans ver. Lütfen geri dön. Omutlu sonu istiyorum ve bunun seninle olmasını isti­yorum. Tıpkı Harry ve Sally gibi. Beni nerede bulacağını biliyorsun. Suzie 330

Yirmi Dokuzuncu BölümYeni Yıl Arifesi - 20.00Jackie kafasını, içine bir şişe uzo doldurduğu genişkâseden kaldırdı. “En son ne zaman Yunanistan’a gittin ki?” diyesordu Suzie. “Seninle gitmiştik ya, tatlım,” dedi Jackie. “Unuttunmu? Boşanmamı kutlamak için gitmiştik ve bu şeydeniçip durmuştuk.” “İyi ama nereden baksan on yıl önceydi o.” “Evet.” “Bozulmamış mıdır?” “Büyük ihtimalle bozulmuştur. Ama tatilden getir­diğin iğrenç şeylerden başka türlü nasıl kurtulabilirsinki? İçine biraz Limoncello koyarız. O zaman tadı birazdüzelir.” “Ben şarap içsem daha iyi olur,” dedi Suzie suratınıburuşturarak. 331

Aldatılan Kadının İntikamı “İçmek zorunda mısın? O geldiğinde seni sarhoşgörmesini istemezsin, değil mi?” Dave yanlarına gelip plastik bir bardağı Jackie ninölümcül kokteyline daldırırken, “Kim geldiğinde?” diyesordu. “Drew,” dedi Jackie zencefilli gazoza uzanarak. Dave içkisini yutacakken durdu ve şaşkın bir ifa­deyle, “Hani şu en yakın arkadaşıyla yattığın adam mı?”diye sordu. “Seninle konuştuğuna bile inanamıyorum.” “Henüz konuşmadı zaten,” dedi Suzie. “Ve onu bu gece buraya mı davet ettin?” dedi Daveısrarla. “Pek sayılmaz.” Suzie utanıp bakışlarını kaçırdı. Dave içkisini bir dikişte içip öksürdü, sonra dadengesini korumaya çalışırcasına tezgâhın kenarınatutundu. “Peki, söyler misin, Sevgili Suzie; sen onu davetetmediysen buraya gelmek nereden aklına gelsin?” “Ona bir mektup yazdım.” “Mektupla mı davet ettin?” Suzie bir bardak alıp kokteyl doldurdu ve içkiyibir dikişte içip o da dengesini korumaya çalışırcasınatezgâhın kenarına tutundu. “Hayır, yalnızca ima ettim.” Dave’e küstah birbakış attı. “İma mı ettin?” “Evet.” 332

Tracy Bloom “Lütfen bana birini yeni yıl partisine ima edereknasıl çağırdığını açıklar mısın?” Dave hayret içinde birSuzie’ye, bir Jackie’ye bakıyordu. “Ona tıpkı H arry Sally’yle Tanışınca filmindekigibi sonsuza dek mutlu yaşamak istediğimi söyledim.” “Peki, bu geceki partiye gelmesini ne şekilde sormuşoluyorsun?” diye sordu Dave kaşlarını çatarak. “Ah, Dave! Tanrı aşkına, romantizmden hiç mianlamıyorsun?” diye araya girdi Jackie öfkeyle. “Harryile Sally’nin yeni yıl gecesi kavuştuklarını herkes bilir.” Dave kaşlarını iyice çatmış halde bir süre Jackie yebaktı ve sonunda, “Bence anlamayacak,” dedi. “İstedi­ğinizi elde etmek için kurduğunuz garip bir hayaldenbaşka bir şey değil bu. İstediğiniz olmayınca da öfkedenkuduruyorsunuz. O bir erkek. Eminim anlamayacaktır.” “Haklısın,” dedi Suzie alçak sesle. “O bir erkek.Ergenlik yıllarımı yeniden kurgulayarak bana ümidimigeri verme zahmetine katlanan bir erkek. Disko toputaktırdı, Rick Astley’nin şarkısını dinletti ve Cinzanoiçti.” Sesi ağlamaklıydı. “Anlamak isterse anlayacaktır.”Sonra biraz sakinleşmek için kokteyl bardağını alıparka bahçeye açılan kapıya yöneldi.21.00Suzie kapı her açıldığında kafasını kaldırmamak içinçok çaba sarf etti. Ama bu mümkün değildi. Dave’in 333

Aldatılan Kadının İntikamıNoel zamanları kapı zili olarak ayarladığı “RudolphThe Red Nosed Reindeer”in neşeli melodisini her duy­duğunda yüreği ağzına geliyordu. Ama her defasındaiçeriye girenin Jackie ile Dave’in arkadaşlarından, ak­rabalarından ve iş arkadaşlarından bir grup olduğunugördükçe iyice çökmüştü. Gittikçe büyüyen kalabalığı incelerken geçen yılıfarklı bir boyutta geçirdiğini fark etti. Önceki yıl ka­tıldığı yeni yıl partisi yalnızca yetişkinlerin katıldığıbir organizasyondu. Smokin giyilmiş, müzik grubu ge­tirilmiş, etraf birbiriyle uyumlu siyah ve gümüş rengibalonlarla süslenmişti. Bu yılsa Wacky Warehouse OyunDünyasının yeni yıl eğlencesine fırlatılmıştı sanki. Kü­çük çocuklar salonda Bob the Builder baskılı balonlarınpeşinde koştururken ona çarpıyor, anne ve babalarsaiçki içen ergenlik çağındaki çocuklarını gördükçe deliyedönüyordu. Suzie üst kattaki banyodan dönerken gençbir erkek ile bir kızın, Jackie’nin yatağının üstündekipaltoların altında saklambaç oynadıklarını gördü. Ken­disinin de gittiği bir partide, yatakta sarhoş bir erkeğintacizine uğradığı günleri dün gibi hatırlıyordu. Peki,bu noktaya nasıl gelmiş, aile arasında yapılan yeni yılkutlamasındaki bekâr kadın olmayı nasıl başarmıştı?Evde kalmış kadın. Alt kata koşup bir içki daha aldıve Drew gelene kadar ön kapıda oturmaya karar verdi. 334

Tracy Bloom22.00“Gelmeyecek!” diye çığlık attı Suzie. “Ne?” dedi Jackie, müzikten sorumlu gençlerinkoyduğu o garip müziği bastırmaya çalışarak. “Gelmeyecek, dedim,” diye tekrarladı Suzie çaresizce. Jackie neredeyse çıldırmış gibi görünen Suzie’yedönüp onu iki omuzundan kavradı ve kendinden eminbir ifadeyle, “Gelecek,” dedi. “Prens Harry hâlâ gelmedi mi?” diye seslendi Dave,Jackie’nin omuzunun üzerinden. “Ona geleceğini söylüyordum,” dedi Jackie. “Sen desöyle, Dave. Gelecek, değil mi? İnsan biri için o kadarçabaladıktan sonra ona bir şans daha vermezlik etmez.” “Gelmeyecek,” dedi Dave. “Bu fikre alışsan iyiedersin.” “Ne yapacağım, peki?” diye sızlandı Suzie başınıJackie’nin omuzuna yaslayarak. “Her şeyi mahvettim.” Jackie gözlerini Dave’e dikerek, “Öncelikle onugörmezlikten gel,” dedi. “Ben ona gerçekleri söylüyorum, tatlım,” diye kar­şılık verdi Dave. “Suzie gerçekçi biri, değil mi?” Suzie yanıt olarak inledi. “O adam gerçek bir romantik, Dave Smith,” dediJackie. “Ve gelecek. Geldiğinde de not al ki ondan biriki şey öğrenebilesin.” 335

Aldatılan Kadının İntikamı “Gelirse zavallı piç kurusunun tekidir,” diye mı­rıldandı Dave. “Dave!” diye haykırdı Jackie. “Çocukların önündeküfür etmene göz yumamam. Saçmalamayı kes artık.” “Gelmeyecek!” diye bağırdı Dave. “Gelecek!” “Hayır!” “Evet!” “Hayır!” “Geri zekâlının tekisin sen!” dedi Jackie. “Sen de aptal bir ineksin,” diye karşılık verdi Dave. Karşılıklı bağrışmalar bitti ve sessizliğe gömüldüler. Bir grup çocuk, tartışan çifti izlerken Suzie bireriçki getirip dışarıdakileri sakinleştirmeye çalıştı.23.00“Geliyor!” diye çığlık attı Suzie, Jackie’nin omuzunaheyecanla dokunarak. Oturma odasındaki uyduruk dans pistinin ortasındakocasına verdiği tutkulu öpücüğe ara veren Jackie, “Ne?Nerede?” diye haykırdı. Suzie sarhoşluğun verdiği heyecanla Jackie ile Dave esarılarak, “Geliyor,” deyip sırıttı. “Ama gece yarısındanönce gelemez, değil mi? Tıpkı Harry gibi. Harry geceyarısı gelmişti. Çok aptalım. Gece boyunca kapıya bakıp 336

Tracy Bloomdurdum. Filmdeki gibi yapacak. Saatler tam on ikiyigösterirken gelecek.” “Elbette gelecek,” dedi Jackie gülümseyerek. “Elbettegelecek, değil mi Dave?” Dave sırıttı, sevdiği kadının kollarındaki sarhoş birerkeğin sırıtışıydı bu. Karısını kendine çekip dudakla­rına yapışmadan önce, “Elbette gelecek,”dedi.Gece Yarısından Hemen SonraSuzie gözleri artık göremez hale gelene kadar etrafıizledi. Görüşü bulanmış ve gözyaşlarıyla birlikte bu-ğulanmıştı. “Gelmedi,” diye mırıldanıp duruyordu kendikendine. Kutlama hazırlığı yaparak özenle dolduruppencere kenarına yerleştirdiği iki kadehe baktı ve nekadar aptal olduğunu düşündü. Drew asla gelmeyecekti.Suzie onu hayal kırıklığına uğratmıştı. Hem de ciddianlamda hayal kırıklığına uğratmış, ardından hiçbirşey olmamış gibi her şeyi unutmasını beklemişti. Birhata yaptığını ve onu affetmesi gerektiğini Drew’unkendiliğinden anlamasını beklemişti. Kendisi de haf­talarca okurlarına onları üzenleri affetmeyip cezalan­dırmalarını, üstelik çok ağır şekilde cezalandırmalarınıtembihlememiş miydi? Hem Drew’un onu affedeceğinihem de sonsuza dek mutlu yaşayabileceklerini nasıl 337

Aldatılan Kadının İntikamıdüşünebilmişti? Gerçekten de aptalın tekiydi ve yılınen çok acı çekilen gününde yalnız olmayı hak etmişti. Sonunda gözlerini bahçe yoluna dikmekten vaz­geçmesi gerektiğine karar verdi ama arkasında yaşanankargaşayla yüzleşecek hali de yoktu. Yeni yılı tutkuylave yeni ümitlerle karşılayıp Jackie’nin kokteyliyle sar­hoş olan çiftlerle muhatap olmak zorunda kalacağınıdüşünüyordu. Yavaş yavaş arkasına döndü ve salondaki insanlarıgörünce rahat bir nefes aldı. Çocuklar karanlıkta birbir­lerine sokulmuş, Cartoon Network kanalım izliyorlardı.Fazla aktif, fazla neşeli, rengârenk çizgi karakterlerinışığı bitkin yüzlerine yansıyordu. Suzie o anda kalbinin ürkütücü bir hızla çarptığınıhissetti. Belki de saati yanlıştı. Belki de henüz geceyarısı olmamıştı. Tabii ya. Henüz “Auld Lang Syne”şarkısından bile tekbir söz duymamıştı. Bu varsayımımonaylamak için etrafına bakınıp saatin kaç olduğunugörmeye çalıştı ama bir tane bile saat göremedi. Eğilipuyuklamakta olan çocuğun elinden uzaktan kuman­dayı aldı ve kanallar arasında gezinmeye başladı. JoolsHolland’ı gördüğü an rahatlayacaktı. O zaman saatinkaç olduğunu anlayacaktı. Işıkhüzmelerinin altında şampanyalarım yudumlayanünlüler ekranı doldurduğunda Suzie sol ayak bileğindeşiddetli bir acı hissetti ve çığlık attı. Yedi yaşlarındabir çocuk tam karşısında duruyordu. 338

Tracy Bloom “Kumandayı geri ver yoksa ona diğer bileğini deısırmasını söylerim,” dedi az önce kumandayı tutançocuk, ren geyiği kılığındaki sivri dişli, küçük, tatlıkızı işaret ederek. Suzie uzaktan kumandayı bırakıp taş kesilmiş haldeaksayarak mutfağa geçti. İşler planladığı gibi gitme­yecekti. Hatta insanın yeni yıldaki ilk fiziki temasıküçük bir çocuğun, bacağını ısırması olmuşsa işler iyiceçığırından çıkmış demekti. Suzie çaresizce etrafına bakınıp Jackie’yi aradı. Enazından onu seven birini görmeliydi. Ona kendini birdakikalığına da olsa iyi hissettirecek birini... Jackie’yimutfakta bulamayınca çocuklardan birini yatırmayagittiğini düşünerek üst kata çıktı. Çocukların odasıboştu ama sonunda Jackie’yi yatağında, Dave’le birliktepaltoların altında yarı çıplak vaziyette buldu. Jackie kapının açıldığını duyduğunda kocaman,koyun derisinden bir paltonun altından gözlerini dikipona baktı. “Geldi mi?” dedi çığlık atarak. “Geldi mi?” Kızarmış yanakları bir anda Jackie’nin yanı başındabeliren Dave, Suzie’ye kibirli bir bakış attı. “Tabii ki gelmedi, pislik adam. Şimdi gelecek olanbiri varsa o da benim. O yüzden mümkünse bu saçmalığabir son verip işimize bakabilir miyiz?” dedi Jackie’yeve onu kendine doğru çekti. 339

Aldatılan Kadının İntikamı Suzie alt dudağının titremeye başladığını hissetti.Kırmızı yün paltosunu kaptığı gibi arkasını döndü veJackie’nin geri dönmesi için ona seslendiğini duydu.Dışarı çıkıp ön kapıyı arkasından kapatana kadar nefe­sini tuttu. Sonra ağlamaya başladı. Ağladı ve saat geceyarısını on bir geçerken Jackie ile Dave’in ön kapısınınbasamağına çöktü. 340

Otuzuncu BölümSuzie eve doğru yürümeye başladığında saatten haberiyoktu. Saatine tekrar bakacak cesareti kalmamıştı. Za­ten artık istese de bakamazdı çünkü çaresiz bekleyişisırasında onu bir ara kolundan çıkarıp karanlığa doğrufırlatmıştı. Tek duyduğu, ayakkabılarının kaldırımdaki dü­zenli tıkırtıları ve rüzgârla birlikte suratına kırbaç gibiçarpan yağmurun sesiydi. Saçları yüzüne yapışmıştı veSuzie havanın soğuk olduğunu biliyordu ama soğuğuhissetmiyordu. Hiçbir şey hissetmiyordu. Ayaklarını da hissetmiyordu ve bu çok tuhaftı. Sankihavada süzülüyordu. Bu yürüyüş aslında her adımındayüzünü ekşitmesine sebep olan rahatsız ayakkabılarlabütün gece dans ettiği zamanlardaki yürüyüştü. Vü­cudunu hissetmiyordu. Gece yarısı ayık olabilmek içinsaat on birde içmeyi bıraktığına göre sarhoşluktan ser­semlemiş falan da değildi. Ama en garip, belki de enürkütücü olanı korku hissetmemesiydi. Normalde geceyarısından sonra Manchester sokaklarında tek başınayürüdüğünde birinin ona saldıracağı inancıyla her 341

Aldatılan Kadının İntikamıgördüğü gölge, yerinden sıçramasına sebep olurdu.Ama bu gece hiç dert etmiyordu. Eve sağ salim varıpvarmadığı kimsenin umurunda olmayacağı için nedendert edecekti ki? Bu düşünce, yüzünü sırılsıklam edenyağmura gözyaşlarının da karışmasına sebep oldu. Sokağının köşesinden döndüğünde adımlarını iyiceyavaşlattı. O soğuk, karanlık, bomboş evle ve oraya tekbaşına gitmesinin zaten bozuk olan moralini ne halegetireceği fikriyle yüzleşemeyecekti. Akşam saatlerindehissettiği ümidin kusursuz bir yansıması olduğunu bil­diği banyosunu görmeye dayanamayacaktı. Makyaj vesaç malzemeleri, parfümler, nemlendiriciler her yanasaçılmıştı. Yeni bir ilişkinin başladığını müjdeleyen enönemli gereçlerdi bunlar. Ama yüreğini en çok parçalayacak olan da yatakodasıydı. Odanın her santimetrekaresi temizlenmişti,yatağa temiz çarşaf serilmişti, içerisi loş bir ışıkla aydın­latılmıştı ve müzik hazır halde bekletilmişti. Önemli birşeyin gerçekleşmesini bekleyen bir odaydı. Ama şimdiSuzie’ye gerçekte ne kadar yalnız olduğunu gösterennahoş bir hatırlatıcıydı. Ön kapıya birkaç metre kala Suzie olduğu yerdekalakaldı. Bir bu eksikti, diye düşündü kaldırımdakibir çatlağa saplanan topuğunu kurtarmaya çalışırken.Topuk yerinden kıpırdamayınca ayakkabısını çıkarmakzorunda kaldı ve kaldırımdaki pis suyun buz kesmişparmak uçlarından bacaklarına doğru yükseldiğini 342

Tracy Bloomhissetti. Eğilip ayakkabıyı oradan çıkarmaya çalışır­ken kendisine doğru yaklaşan adımların sesini duyduve hayatta kalma içgüdüleri harekete geçti. îşte geldi,diye düşündü panik içinde. İşte geldi. Öleceğim angeldi. Ayakkabıyı var gücüyle çekerken sivri topuğusaldırganının önce hangi uzvuna vurması gerektiğinidüşünüyordu. Ayak sesleri kesildiğinde Suzie başında dikilenkişinin ağır nefes alıp verişlerini duydu. “Dur, ben alayım,” dedi sesin sahibi. O anda ayakkabının topuğu sıkıştığı yerden kur­tuldu ve Suzie dengesini kaybederek geriye doğru düştü. “Beni rahat bırak!” diye bağırdı ayakkabısını savu­rarak. “Beni rahat bırak yoksa şu topuğu kasıklarınayersin.” “Çok etkileyici...” Drew, Suzie’nin kalkmasınayardım etmek için elini uzattı. “Drew!” diye haykırdı Suzie. Ona bakarken kaldı­rımdan elbisesine bulaşan çamuru bile gözü görmü­yordu artık. “İyi misin?” diye sordu Drew onu kaldırarak. “Senikorkutmak istemezdim.” Suzie zihnine üşüşen duygu ve düşünceleri düzenesokmaya çalışırken gözlerini ondan ayıramıyordu. “Burada ne işin var?” diyebildi sonunda. 343

Aldatılan Kadının İntikamı “Pekâlâ.. dedi Drew. “Harry Sally’yle Tanışıncafilmini birkaç defa izleyip romantizm manyağı kadın­lara danıştıktan sonra o mektupta ne demek istediğiniçözdüm. Gece yarısı Jackie nin partisine gelip seni bul­mamı istemiştin, değil mi?” Suzie hiçbir şey söylemeden başını salladı. Konu­şabileceğini sanmıyordu. “İyi de ben Jackie’nin evinin nerede olduğunu bil­miyorum ki, seni şapşal!” Suzie dili tutulmuşçasına Drew’a baktı. Bunu nasıldüşünememişti? “O yüzden seni burada beklemeye karar verdim.” Suzie konuşmayı başarıncaya kadar tuhaf bir ses­sizlik oldu. Sonra utangaç bir ifadeyle sordu: “Neden?” “Çünkü sen öyle istedin.” “Biliyorum ama gerçek sebebi ne?” diye sordu Su­zie yeniden. H aydi artık, beni şu sefaletten kurtar, diyedüşündü. Bana bunun ilişkimizin başlangıcı olduğunusöyle. “Gerçek sebebi mi?” diye sordu Drew kafası ka­rışmış bir halde. “Evet, gerçek sebebi ne?” “Bu da yine şifresini çözmem gereken şu karmaşıkşeylerden biri mi? Eğer öyleyse bir tercümana ihtiya­cımız olduğunu söylemeliyim.” 344

Tracy Bloom “Baştan başlayalım mı?” diye sordu Suzie. “Evet, lütfen,” diye karşılık verdi Drew. Suzie gözyaşlarına hâkim olamayarak, “Çok özürdilerim,” dedi. “Yaptıklarım yüzünden. Şimdi çok utanı­yorum. Büyük bir hata yaptım. Beni affedebilir misin?”Yalvarırcasına Drew’a baktı. Drew bir an sessiz kaldıktan sonra onu kendinedoğru çekti. “Emin değilim,” dedi Suzie nin gözlerinin içinebakarak. “Önce bakmam gerekiyor. Sana gerçekten bak­malıyım. Yansımamın neye benzediğini görmeliyim...” Suzie onun gözlerine bakarken yutkundu. Drew’ungözleri... Onun Drew unun gözleri... Arkadaşı Drew’un...Ruh eşi olan Drew’un... Onu ilk kez net bir şekildegörüyordu. Hayatının geri kalanını birlikte geçirmekistediği kişinin gözleri... Bir daha asla hayal kırıklığınauğratmak istemediği kişinin gözleri... Sonunda daha fazla dayanamayarak, “Nasıl görü­nüyor?” diye sordu. “Beğendim,” dedi Drew ve gülümsedi. “Çok beğen­dim. Sanırım sayende beş kilo kadar vermiş oldum.” Suzie kahkaha attı. Başını geriye atıp kahkahalarlagüldü. Hayatının en büyük sevincini yaşayan bir kadınınkahkahasıydı bu. Sevmenin ve sevilmenin sevinciniyaşayan bir kadının... 345

Aldatılan Kadının İntikamı “Bir şey daha,” dedi Drew, Suzie kahkahasını kontrolaltına almayı başardığında. “Beni bir kere daha HarrySally’yle Tanışıncayı izlemek zorunda bırakırsan herşey biter.” “Artık onu izlemeye ihtiyacım yok,” dedi Suzie.“Sonsuza dek mutlu yaşayacağım adam tam karşımda.Sonsuza dek mutlu yaşayacağım.” Ardından kollarınıDrew’un boynuna dolayıp onu kendine doğru çektive gece yarısını tam elli yedi dakika geçerken ona ilköpücüğünü verdi. 346

TEŞEKKÜRÖncelikle şunu söylemeliyim ki bu kitabı hayatımagiren erkeklerden esinlenerek yazmadım. Tanıdığımerkeklerin çoğu harika insanlar. Ama istisnalar herzaman olmuştur! Kadehimi ince zekâsıyla kitaptaki esprili kısımlardabana yardımcı olan arkadaşım Helen ve çok değerlidesteği dolayısıyla Gemma için kaldırıyorum. Futbol konusundaki tavsiyeleri için Marc a ve Bruce a;anneme, babama, Helen a, Andrew’a, Gillian’a, Chris’eve David’e teşekkür ederim. Yeni Zelanda’dayken banakendi ailem gibi kapılarını açan Chris ile Gillian a ayrıcateşekkür ederim. Onlar olmasaydı bunu başaramazdım. LAW Agency’den Peta Nightingale’e ve AramintaWhitley’ye hem kesintisiz destekleri için hem de pastave prosecco için teşekkür ederim. Devamını bekliyorum. Önceki kitabım Salı Günleri Kimse Seks Yapmaz daherkese teşekkür etme şansım olmadığı için bunu şimdiyapıyorum. İlk okurum olduğun için çok teşekkür ede­rim, Kate; öngörülerin eşsizdi. Salı günleri kimseninseks yapmadığını kanıtladığı için Mustard Research 347

Manchester’dan Richard’a da teşekkür ederim. Çokönemli bir bilgiydi! Bu noktaya gelmemde bana yardımcıolan Freerange PR’a ve Diane e de yardımlarından ötürüteşekkürler. Her an desteğe hazır olan Prontaprint’tenColin, seni bir daha dışarıda uyutmayacağıma söz ve­riyorum! Son olarak Derbyshire merkezli muhteşem tasarımajansı The One Off’a teşekkür etmek istiyorum. Dahaönce hiç kitap kapağı tasarlamamış olsalar da her ikikitabımda da harika iş çıkardılar. Başarımda büyükkatkılarının olduğuna şüphe yok. 348


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook