Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Kurandan Öğütler 1.Cilt-Diyanet Yayınları

Kurandan Öğütler 1.Cilt-Diyanet Yayınları

Published by eminyukseloglukaihl, 2019-10-18 01:38:44

Description: Kurandan Öğütler 1.Cilt-Diyanet Yayınları

Search

Read the Text Version

401İMAN ETMEK İNSANIN HAYRINADIR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّ َ ا ّ َ ا ّ س ُ َ ْ َ ءَ ُ ُ ا َ ُ ل ِ َ ّ ِ ْ رَ ِّ ُ ْ َ ِ ُ ا َ ْ ًا ُ ْ وَاِن ـَ ْ ُ ُوا َ ِن ِ ٰ ِ َ ََُِّّْٰۜ َّْٓٓ َ ُ ِ ا ّ ٰ َات ِ وَا رْضوَ َ ن ا ّ ُ َ ۪ ً َ ۪ ً َ ِْٰۜ ََ“Ey insanlar! Peygamber size Rabbinizden hakk (gerçe i) getirdi. O hâlde ığkendi iyili iniz için iman edin. E er inkâr ederseniz bilin ki, göklerdeki her ğğşey, yerdeki her ey Allah’ nd r. Allah hakk yla bilendir, hüküm ve hikmet şııısahibidir.” (Nisa, 4/170)İnanma ve ibadet ihtiyac , insan n havaya ve suya olan ihtiyac kadar ıııönem arz etmektedir. nsan n tabiat gere i iman ve ibadet konusunda İıığyönlendirilmeye ihtiyaç duymas nedeniyle bütün dinler, onlar Allah’tan ııba ka ilah olmadşı ı ığn kabul etmeye ve sadece Allah’a ibadet etmeye ça rm t r. Bu ça r , tarih boyunca peyderpey peygamberler gönderilerek ğ ıı ışğ ıgerçekle tirilmi tir. Son olarak da, Hz. Muhammed (s.a.s) gönderilmi ve şşşAllah’ n insanl a olan din nimeti tamamlanm t r.ıığı ışYukar da zikri geçen ayet-i kerimede yüce Rabbimiz bizleri Resûlullah’ n getir-ııdi i gerçe e (Kur’an’a) inanmaya ça rmakta ve bunun bizim hayr m za oldu u-ğğğ ıı ığnu vurgulamaktad r. Allah’ n bizleri imana ve iyi davran larda bulunmaya (amel-i ııı şsâlih) ça rmas , kendisinin buna ihtiyac oldu u için de ildir. Çünkü biz insanlar ğ ııığğda dâhil olmak üzere bütün yarat lm lar O’na aittir, O’nun mülküne dâhildir. man ı ışİve sâlih ameller biz insanlara laz md r, buna muhtaç olan bizleriz, dünya ve âhiret ıımutlulu umuz imana ve güzel davran lar sergilememize ba l d r. Bu sebeple bizler ğı şğı ıiçin hay rl olan davran , dini inkâr ve ilâhî emirlere isyan etmek veya bunlara kar ı ıı şş ıilgisizlik de il, iman ve salih amellerdir.ğİslam dininin ortaya koymu oldu u inanç sistemini kabul eden, Allah’a inanan şğve güvenen her insan manevi aç dan büyük bir güç elde etmi olur. Çünkü bizler ışbaz özelliklerimiz sebebiyle çok güçlü gibi gözüksek de, her zaman Allah’ n yard -ııı* Yunus AKKAYA

402m na muhtac z. Muhtaç oldu umuz o yüce varl a inan p ba lanmak bizlere hu-ıığığığzur verir ve hayat m z güven içinde sürdürmemize vesile olur. Allah’a iman, bizleri ı ı ıyaln zl ktan, bo lukta kalmaktan kurtar r. Hepimiz günlük hayat m zda hastal k, ı ışıı ııfakirlik ve bir yak n m z n vefat gibi çe itli sorunlarla kar la abiliriz. Böyle durum-ı ı ı ıışş şılarda kalplerimizde bulunan Allah inanc ümitsizli e kap lmam za engel olur. Yüce ığııRabbimize s n r, O’na güvenir ve O’nun yard m yla bütün s k nt lar m z n üstesin-ı ı ığı ıı ı ı ı ı ıden gelebiliriz. Buna kar l k sa lam bir inanç ve sâlih amellerden mahrum olanlar şı ığise, huzursuzluk içinde k vran rlar. Belki de s k nt lardan kurtulmak dü üncesi ile ııı ı ışhuzuru içkide, uyu turucu madde kullanmakta ararlar ve daha büyük felaketlere şsürüklenirler. Böylece hem dünya hem de ahiret mutlulu unu kaybetmi olurlar.ğşAyr ca iman ve ibadetler bizi birbirimize ba lar, toplumsal bar a ve karde li e ığı şş ğkatk da bulunur. Nitekim kâinat n efendisi Hz. Muhammed (s.a.s); ıı“ man etmedik-İçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmi olamazs -şın z.”ı(Müslim, “Îmân”, 93; Tirmizî, “S fâtu’l-K yâme”, 56)ıı buyurarak iman toplumsal bar -ıış ın temel ta yapm t r. badetler ise dikey boyutuyla bizim Allah ile ili kilerimizi ş ıı ışİşdüzenlerken yatay boyutuyla da insanlarla ili kilerimizi en güzel k vama getirmeyi şıhede emektedir. nsanî de erlerin alt-üst edildi i, ili kilerin menfaate, maddeye ve flİğğşbeklentilere dayal olarak yürütüldü ü bir zaman diliminde ya am payla yoruz. ığşış ıBize dü en inanc m z n ve ibadetlerimizin sevgi, karde lik ve yard mla ma boyu-şı ı ışıştunu hayata yans tmak ve ya ad m z toplumda bar n ve huzurun hâkim olmas ışı ı ığı ı şıiçin gayret sarf etmektir. Bununla birlikte insanlarla olan ili kilerimizden do an gö-şğrev ve sorumluluklar m z ilahî ölçüleri gözeterek yerine getirmektir. Bu ba lamda ı ı ığherkese adaletle davranmak, kimseyi aldatmamak, kom usu açken tok olarak yat-şmamak, yalanc l k ve doland r c l k yapmamak, kimseye iftira etmemek gibi dini-ı ıı ı ı ımizin Allah’a imanla irtibatland rd ahlaki davran lar m za çok dikkat etmeliyiz. ı ı ığı şı ıBu anlay la hareket etmemiz hâlinde dinin rahmet ikliminde hep birlikte huzuru ı şyakalamam z daha kolay olacakt r.ııSonuç olarak unu söyleyebiliriz: Hakiki mutluluk ve huzur, yaln z sa lam bir şığimana sahip olmak ve sâlih ameller yapmakla elde edilebilir. Hayatlar n Allah’ n ı ııemirleri do rultusunda geçirenler, hem ailelerine hem de içinde ya ad klar topluma ğşııfaydal birer ki i olurlar ve böylece dünya ve ahiret mutlulu una ula abilirler.ışğş

403İMAN GÖNÜL FERAHLIĞI, İMANSIZLIK İSE STRES VE SIKINTIDIR*ِ ۪ َ ا ٰ ْ َ ا ِ ِّّٰ ا ْ ِ ِّ ً َ َ ً ِّ َ ُهَرْ َ َ ْ َ ُ ُ نا ْد ُ ْ َ َوم َ ْ ِ ْ ِ ُهَرْ َ ْحَ ْ َ ُ َ ِ ْ َ نا ُ ّ ا ِد ُ ْ َ َ َِّْْ َِِْۚ َ َِٰن ُ ِ ْ ُ َ ۪ ا َ َ ْ َََِّّ ا ُ ّ ا َ ْ َ ِ َ ِء َ ّ ا ِ ُ ّ ّ َ َ ّ َ ٰ َُ ٰۜٓ ََ ََ َ “Allah, her kimi do ruya erdirmek isterse onun gö sünü slam’a açar. Kimi ğğİde sapt rmak isterse, onun da gö sünü gö e ç k yormu ças na daralt r, s kar. ığğı ışıııAllah, inanmayanlara azap (ve s k nt y ) i te böyle verir.” (En’âm, 6/125)ı ı ı ışİman, insan n Allah ile kendisi ve kâinat aras ndaki ili kiyi görebilmek ve Allah ıışile irtibat kurabilmektir. Mümin bir insan, etraf na bakt nda gördü ü her eyin ıı ı ğğşona Allah’ hat rlatmas gibi meydana gelen her olay n da Allah’ n bilgisi ve yaratma-ıııııs d nda olamayaca n bilir. Dolay s yla mümin ba na gelen s k c veya sevindirici ı ı ışğı ıı ış ıı ı ıbir olay bu bak aç s yla de erlendirir. Her iki durumda da Allah’ n kendisini im-ıı şı ığıtihan etti ini bilir. Bunun için kötü olaylar kar s nda karamsarl a ve endi eye dü -ğşı ıığşşmeden, iyi olaylar kar s nda da mararak az p sapmadan mümine yak an olgun şı ış ııı ştav r ve davran lar sergiler. Gerçekte bu durum her halükârda mümin için gönül ıı şıferahl , inanmayan için ise karamsarl k, tela , endi e, mar kl k veya azg nl n ı ı ğışş şıı ıı ı ığsebebi oluverir.Yarat l m z itibariyle zay f ve aciz oldu umuzdan hayat m z n her an nda bir-ı ı ı ışığı ı ııtak m problemlerle kar la mam z kaç n lmazd r. nanan insanlar olarak bu prob-ış şııı ııİlemler kar s nda Allah’tan yard m diler, O’na s n r ve O’na güveniriz. Her eyin şı ııı ı ığşancak kendi izin ve iradesiyle meydana geldi ine inan r z. üphesiz, kudret sahibi ğı ıŞyüce bir varl a dayanmam z bizi güçlü ve huzurlu k lar. Bu gerçe e i aret eden ığıığ şyüce rabbimiz kendisinin bize yard m etmesi durumunda hiçbir gücün bize ga-ılip gelemeyece ini, bizi yard ms z b rakmas durumunda ise kimsenin bize yard m ğıııııedemeyece ini ifade ettikten sonra inanan insanlar n kendisine tevekkül etmesinin ğı* Y.Seracettin BAYTAR

404gerekti ini bildirmektedir ğ(Âl-i mrân, 3/160)İ. Bu itibarla her türlü darl k ya da geni -ışlik her an Rabbimizi hat r m zda tutmam z, her eyin O’nun bilgisi ve yaratmas yla ı ı ıışımeydana geldi ini bilmemiz ğ(Ra’d, 13/28; Hadîd, 57/22-23) mutlulu umuz ve gönül ğhuzurumuzun temel kayna d r.ğı ıBu itibarla gündelik hayat nda yüce Allah ile irtibat n kopar p, O’nu hat r na ıı ııı ıgetirmeyenler, nefs ü hevâ ve arzular n n pe inden sürüklenip gidenler, gönül fe-ı ışrahl de il, s k nt , darl k ve stresli bir ruh hâline mahkûm olurlar. Bu insanlar n ı ı ğğı ı ıııher türlü çabas na ra men mutluluk ve gönül huzuru sanki onlardan kaçmaktad r. ığıİnsan bazen bu huzur aray n n pe ine dü erek onu eytan i i i lerde bulabilece i ı ı ışşşşş şğga etine dü er, böylece, ne s ve eytan n esiri olabilir. Oysa ne s ve eytan n pe in-flşfişıfişışden gitmek, huzuru içki, uyu turucu, yapay e lencelerde aramak vicdanlar ndaki şğıderin st rab dindirmeye çare olmaz; bu st rab daha da art r r. Mümin bir kimsenin ı ııı ııı ısahip oldu u iman kaynakl basiretten yoksun insanlar, kâinattaki her türlü var-ğıl k ve olay ile Allah aras ndaki münasebeti kavrayamad klar ndan Allah’ n rahmet ıııııve yard m ndan mahrum olurlar. Kendilerini yaln zl a ve huzursuzlu a mahkûm ı ıı ığğederek strese dü erler. Yüce Rabbimiz kendisini tan mak ve hat rlamaktan yüz çe-şııvirenleri s k nt l bir ya am n bekledi ini bildirmektedir ı ı ı ışığ(Tâ hâ, 20/124). Ayr ca, yüce ıkitab m zda, inançs zl tercih ederek eytan n pe ine tak lan ve hevas na uyan bir ı ıı ı ığşışııki inin iç dünyas nda ya ad karars zl klar, gelgitler ve tatminsizlikler, dilini ç ka-şışı ı ğı ıırarak devaml ekilde heyecanla soluyan bir köpe in manzaras yla tasvir edilmek-ışğıtedir (A’râf, 7/175-176).Sonuç olarak diyebiliriz ki iman etmi olmak insan için kararl l k ve gönül huzu-şı ıruna, inançs zl k ise gönül darl , stres ve s k nt ya giden yoldur.ı ıı ı ğı ı ı

405İMAN KABİLİYETİMİZ FITRİDİR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّوَاِذْ ا َ رَ ّ ِ ْ َ ۪ ادَمَ ِ ْ ُ رِ ِ ْ ذُرِّ ّ َ ُ ْ وَا ْ َ َ ُ ْ َ ا ْ ُ ْ ا ْ ُ ِ َ ِّ ُ ْ َ اَُۜ َِ ِ ٰۚ ََََُٰٓٓ َ ُ َُ َ ۛ َ ْ َ ان َ ُ ا َ ْمَ ا ِ ٰ َ ِ اِ ّ ُ ّ َ ْ ٰ ا َ ِ ۪ َ اوْ َ ُ ا اِ ّ َ ا ْ َك ا َ ؤُ۬ َ ِ ْ َ ْ َ ٰ ُٓ ٓ َ ٓ ََََۙ َُْۛ َ ِْ َٰۚۚوَ ُ ّ ذُرِّ ّ ً ِ ْ َ ْ ِ ِ ْ ا َ ُ ْ ِ ُ َ ِ َ َ َ ا ُ ْ ِ ن وَ َ ِ ُ َ ّ ا َ ت ِ وَ َ ُ ْ َ ْ ِ ُ نََ ُّ ْ ِٰٰ َُ ََ َََْۚ“Hani Rabbin (ezelde) Âdemo ullar n n sulplerinden zürriyetlerini alm , ğı ıı şonlar kendilerine kar ahit tutarak, ‘Ben sizin Rabbiniz de il miyim?’ ış şığdemi ti. Onlar da, ‘Evet, ahit olduk (ki Rabbimizsin)’ demi lerdi. Böyle şşşyapmam z k yamet günü, ‘Biz bundan habersizdik’ dememeniz içindir. ııYahut ‘Bizden önce babalar m z Allah’a ortak ko mu lar. Biz onlardan ı ışşsonra gelen bir nesiliz. imdi bat lc lar n i ledi i yüzünden bizi helak mi Şı ıışğedeceksin?’ dememeniz içindir. Hakka dönsünler diye i te âyetleri böylece şayr ayr aç kl yoruz.” (A’râf, 7/172-174)ııı ıMealini verdi imiz bu ayetlerde; yarat l ta insano lunun sorumluluklar hak-ğı ışğık nda bilgi sahibi oldu u veya bu bilgiye ula ma konusunda gerekli donan ma sahip ığşıolarak yarat ld ifade edilmektedir. Bu nedenle biz insanlar n mükelle yetlerimizi ı ı ığıfiyerine getirmekte herhangi bir mazeret veya bahane ileri sürmeye hakk m z n olma-ı ı ıd aç k ekilde görülmektedir.ı ı ığşMüfessirler bu ayetleri iki farkl anlam vererek aç klam lard r:ııı şıBirincisinde; Allah Teâlâ dünyay yaratmadan önce dünyaya gelecek olan bütün ıinsanlar n ruhlar n kendi varl na tan k k lm ; kendisinin onlar n rabbi oldu unu ıı ıı ığıı ışığyine onlara onaylatm ; bu gerçe i tasdik ettikleri yönünde onlardan söz alm ve ı şğı şböylece kendisi ile dünyaya gelecek bütün kullar aras nda bir tür sözle me akdet-ıışmi tir. Ayr ca bu sözle meye onlar n bizzat kendilerini veya bir k sm n di erleri şışııı ığhakk nda ahit tutmu ya da bizzat kendisinin ve meleklerin bu sözle meye ahit ol-ışşşşduklar n onlara bildirmi tir. Böylece insanlar n, “Bizim böyle bir sorumlulu umuz ı ışığ* dris BOZKURT İ

406oldu unu bilmiyorduk” diyerek yahut inkârc l k veya putperestli i kendilerinin icat ğı ığetmedi ini, bunu atalar ndan miras ald klar n , ba ka türlü bir bilgiye sahip olma-ğııı ışd klar için kendilerinin de bu inanc sürdürdüklerini, dolay s yla bu hususta ken-ıııı ıdilerinin bir günah ve sorumlulu u olmamas gerekti ini belirterek sorumluluktan ığığkurtulmalar da önlenmi tir.ışİkincisinde ise; bu ayetlerde belirtilen sözle menin mecazi anlamda oldu u ve şğbu olay, dünya yarat lmadan önce de il, her insan n kendi bedeninin yarat lmas ığıııs ras nda gerçekle ti i; zürriyetlerin anne rahmine yerle ip organik olu umunu ta-ıış ğşşmamlamas sürecinde Allah Teâlâ’n n insano lunun do as na ya da f trat na kendi-ıığğııısinin varl k ve birli ini tan ma, kavrama ve dolay s yla kendisine inanma yetene ini ığıı ığyerle tirdi i ifade edilmi tir. Buna göre Allah (c.c) her insan , iman etmesi için yeterli şğşızihnî ve psikolojik donan ma sahip k lmakta; iç ve d âlemde kendi varl na ve bir-ııı şı ı ğli ine k lavuzluk edecek birçok kan tlar yaratmaktad r. Nitekim Hz. Peygamber’in, ğııı“Her do an çocuk f trat üzere do ar”ğığ anlam ndaki hadisi de ı(Buhârî, “Cenâiz”, 93; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 18) bu gerçe i anlatmaktad r. Böylece Allah (c.c) sanki insanlara, ğı“Ben sizin rabbiniz de il miyim?” diye sormakta, onlar da “evet” diyerek bunu tas-ğdik etmektedirler. nsan n do as ndaki iman kabiliyeti bu âyetlerde temsilî bir dille İığıanlat lm bulunmaktad r. Nitekim ba ka âyetlerde de buna benzer anlat mlar söz ı ışışıkonusudur (Kur’an Yolu, 2/489-490).Farkl iki ekilde aç klanan bu ayetlerin konusu insano lunun bilgi alan n a t ışığı ış ğı ıve gayb alan na girdi i için âyetlerde bildirileni ayniyle tasdik ederek insanlardan bir ığşekilde iman sözü al nd na inanmam z gerekmektedir. Bizler bunun mahiyetinin ı ı ığıne oldu u hususunda kesin bir bilgiye sahip olamayabiliriz. Ancak, konumuz olan ğson ayette i aret buyuruldu u üzere biz insanlara dü en görev, Allah’ n rab oldu u şğşığgerçe ini kavrayabilecek güçte yarat ld m za ve bu hususta bizlerden söz al nd -ğı ı ı ığı ı ığna iman edip, verdi imiz bu söze sad k kalmakt r.ğıı

407İMAN VE SALİH AMEL*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّ اِن ا ۪ َ ا َ ُ ا وَ َ ِ ا ا ّ ِ َ ت ِ وَا ْ َ ُ ا اِ رَ ِّ ْ او۬ ئِ ا ْ َ ب ُ ا َ ّ ِ ُ ْ ۪ َْۚ َُ ٰ َ َِٓ ۙٓ َََُٰٰ َّ َّ ِ ُون َ َ ا َ َ ْ َ ْ ٰ وَا َ ّ وَا َ وَا ّ ۪ َ َ ْ َ َ نِ َ َ ً ا َ َ ََِِْ۪ۜۜ ِِْْ َْ َُِ۪ ََْ َ ّ ُونَ۟ َ“ man edip, salih ameller i leyen ve Rablerine gönülden ba lananlara İşğgelince, i te onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklard r. Bu iki şızümrenin durumu, kör ve sa r ile gören ve i iten kimseler gibidir. Bunlar n ğ ışıdurumlar hiç birbirlerine denk olur mu? Hâlâ dü ünmez misiniz?” (Hûd, ış11/23-24)Mealini verdi imiz ayeti kerimenin ilk bölümünde yüce Rabbimiz, iman edip ğsalih amel i leyen ve gönülden Rablerine ba lananlar n cennetlik olduklar na dik-şğııkatlerimizi çekmekte ve onlar n ahiretteki konumlar na i aret etmektedir. Dinimiz-ıışde öncelikli olan imand r. Bundan sonra ise iman n gerekleri olan namaz, oruç, hac, ıızekât ve insanl k için faydal olan di er güzel i ler gelmektedir. man, kavram olarak ıığşİinan lmas gerekli esaslar n tümünün kalp ile tasdik ve dil ile ikrar ndan ibarettir. ııııKüfrün z dd olan iman, âlemlerin Rabbi olan Allah’ tan mak ve O’na yönelmektir.ı ıııBizler, inand ktan sonra “nas l olsa iman ettim öyleyse bundan sonra hiçbir ey ıışyapmama gerek yok, bütün mesele hallolmu tur mu?” diyece iz; yoksa iman ve şğİslam dairesine girdik deyip yüce Rabbimizin emirlerini yerine getirmeye mi çal -ışaca z? Elbette iman etmek her eyin ba d r. nanmakla çok büyük bir mesafe kat ğ ışşı ıİetmi oluruz. Ancak bunu yeterli görüp ayetin devam ndaki salih amel i leyenler şışve O’na gönülden ba l olanlar k sm n dikkate almamak, ayeti bir bütün olarak ele ğ ııı ıalmay p yanl anlamak olur. Çünkü iman sadece kuru bir sözden ibaret olmay p ıı şıamel yapmay gerektirir. man a ac n n meyvesidir amellerimiz. Öyleyse iman m z ıİğı ıı ı ı* Medet CO KUN Ş

408salih amellerle meyveli hâle getirmeliyiz. man, zihinlerde hapsolan soyut bir dü-İşünce de ildir. Bilakis iman, inand m z eylerin hayata geçirilmesi, salih amele dö-ğı ı ığşnü mesi ve gerekti inde bu u urda birtak m s k nt lara katlan lmas d r. Bu konuya şğğıı ı ııı ıi aretle Rabbimiz öyle buyurmaktad r: şşı“ nsanlar, ‘ nand k’ demekle imtihan edilmeden b rak lacaklar n m zannederler. An-İİıııı ı ıdolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmi tik. Allah do ru söyleyenleri de mutlaka şğbilir, yalanc lar da mutlaka bilir.”ı ı(Ankebût, 29/2-3)Kutsal kitab m z Kur’an’ n, imandan bahseden ayetlerine dikkat edecek olur-ı ıısak, hemen tamam nda imanla amelin yan yana zikredildi ini görürüz. Özellikle ığde iman ve salih amelin birlikte kullan ld na ahit oluruz. Yüce Kitab m z, amelin ı ı ığşı ıimandan ba ms z olmad n n delilleriyle doludur. Ço umuzun da ezberinde olan ğ ııı ı ığğAsr suresi ba ta olmak üzere birçok ayette iman ile amel bir arada zikredilerek öyle şşbuyurulmaktad r: ı“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih amel-ler i leyenler, birbirlerine hakk tavsiye edenler, birbirlerine sabr tavsiye edenler ba ka şıış(Onlar ziyanda de illerdir).”ğ(Asr, 103/1-3)“ nanan ve salih amel i leyenler için, mutluluk ve güzel bir dönü yeri vard r.”İşşı(Ra’d, 13/29)“ nanan ve salih ameller i leyenler, Rablerinin izniyle, ebedî kalacaklar ve içlerinden İşıırmaklar akan cennetlere sokulacaklard r. Oradaki esenlik dilekleri ‘selam’d r.”ıı( brahim, İ14/23) “ İman edip salih ameller i leyenlere gelince; onlara içinden rmaklar akan, cennetler şıvard r. te bu büyük ba ar d r.” ıİşşı ı(Bürûc, 85/11)Bu ayet-i kerimelerde hep iman ile salih amelin pe pe e zikredildi ini görü-şşğyoruz. Bu da iman ile amel aras nda ayr lmaz bir ba n varl na i aret etmektedir. ıığ ıı ığşİman ile amel aras ndaki bu münasebetin Peygamberimizin hadislerinde de s kça ııvurguland na ahit olmaktay z. K sa bir örnek vermek gerekirse günlük hayat -ı ı ğşııım zda ço umuzun, kar la t bir hayâs zl k kar s nda söyledi i ığş ş ğıı ıı ışı ığ(Buhârî, “ man”, 24)İhadisinde hayâ kavram n n imanla birlikte ifade edildi ini aç kça görmekteyiz.ı ığıSalih amel sadece ibadetlerle s n rl olmay p hayat n her alan n kaplayan bütün ı ı ıııı ıgüzel davran lar içine almaktad r. ı şıı“ man yetmi küsur ubedir. En üst derecesi la ila-İşşhe illallah, en alt derecesi, çevreyi rahats z edici bir engeli yoldan kald rmakt r.”ııı(Buhârî, “Îmân”, 3; Müslim, “Îmân”, 58) hadisinde görüldü ü gibi iman ile inanc n gere i olan ğığsalih amel “halka eziyet veren eyi ortadan kald rmak” eklinde sosyal hayata yöne-şışlik bir ilke olarak birlikte zikredilmektedir.O hâlde; Müslümanlar olarak, salih amellerle hayat m z donatmal ve böylece ı ı ııRabbimize gerçek anlamda bir kul olmal y z.ı ı

409İNANANLARIN AHİRETTEKİ MÜKÂFATI*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّ وَ َ ا ۪ َ ا ّ َ ْا رَ ّ ُ ْ اِ ا َ ّ ِ زُ َ ًا َ ّ اِذَا َ ؤُ۫ َ وَ ُ ِ َ ْ ا ْ َا ُ َ وَ َ ل ُ ْ َ َ َ ُ ََ ََْٰٓٓۜ ََََََّ۪ َ مٌ َ ـْ ُ ْ ِ ْ ُ ْ َ دْ ُ َ َ ِ ۪ َ وَ َ ا ا َ ْ ُ ِ ٰ ِ ا ۪ ي َ َ َ َ وَ ْ َهُ وَاوْرَ َ َ ا رْض َ ْ َََُّّ َُْْ ِ۪ َ ِ ْ َ ْل ِ ا َ شْٓ َ َ َ ّا ِ َ ا َ ّ ِ َ ْ ُ َ َ ءُ َ ِ ْ َ ا ْ ُ ا َ ِ ۪ َ وَ َ َى ا َ ئِ َ َ َ ّْٓ َْْٰۚٓ ََ ُُ َ ِّ ُ ن ِ َ ْ ِ رَ ِّ ْ وَ ُ َ َ ْ َ ُ ْ ِ َ ّ وَ ۪ ا َ ْ ُ ِ ٰ ِ رَب ّ ا َ ۪ َ ْ ََِّ ِِِْْ َۚ“Rablerine kar gelmekten sak nanlar da grup grup cennete sevk edilirler. ş ııCennete vard klar nda oran n kap lar aç l r ve cennet bekçileri onlara ıııııı ışöyle der: ‘Size selâm olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi, ebedî kalmak üzere buraya girin.’ Onlar öyle derler: ‘Hamd, bize olan vaadini gerçekle tiren şşve bizi cennetten diledi imiz yere konmak üzere bu yurda varis k lan ğıAllah’a mahsustur. Salih amel i leyenlerin mükâfat ne güzelmi !’ Melekleri şışde, Rablerini hamd ile tesbih edip yücelterek Ar ’ n etraf n ku atm ş ıı ışı şhâlde görürsün. Art k kullar n aras nda adaletle hüküm verilmi ve ‘Hamd ııışâlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur’ denilmi tir.” (Zümer, 39/73-75)şDünya hayat n n bin bir çe it zorlu unu a arak, nefsine ve eytana kar verdi i ı ışğşşş ığmücadelenin mükâfat mümin için cennet olarak belirlenmi tir. Allah (c.c)’a kar ışş ıverilen hesap yüz ak yla tamamland ktan sonra, cenneti hak edenler grup grup ııcennete sevk edilecekler, cennet ve görevlileri onlar kar layacak. Kendilerine “ho ış ışgeldiniz” denerek iltifat edilecek.Art k bundan sonra imtihan yok. Bela, musibet yok. Hastal k, ölüm yok. ııHorlanma, d lanma yok. Açl k, sefalet, zulüm yok. Geçim derdi yok. Dü manl k, ı şışıyok. Bar ve güven var, huzur ve mutluluk var. Bolluk var. “Öte git” diyen yok. Haset, ı şkin, intikam, kan davas , yalan, iftira, dedikodu, laf ta ma, hakaret, doland r c l k, ış ıı ı ı ıadam kay rma, onun bunun hakk n yeme gibi insan huzurunun ba dü man eyler ıı ışşış* Rüstem BE LERŞ

410yok art k. Her türlü kötülükten soyutlanm , huzur, güven ve mutluluktan ibaret ıı şyeni bir hayat ba l yor art k.ş ııHazinesi sonsuz olan yüce Allah’ n takdiri ile nimetleri sergilenen cennet, ıkitab m z Kur’an’da geni ekilde tan t lm t r. Bu nimete nail olan insanlar, ı ış şı ı ı ışdünyada özlemini çektikleri eylere burada ula acaklard r. nanc n ve insanl n şşıİı ıı ı ığyitirerek heva ve heveslerinin pe ine tak l p, eytan n te viklerine aldananlar bu şı ışışnimetlerden yoksun kalacaklard r. Dünyada iken hayatlar nda, bar , sayg , itaat, ııı şısevgi ve türlü güzellikler olanlar, inanman n ve güzel i ler yapman n tatl sonuna ışııermi olacaklard r. Bu, Allah’ n vaadidir ve art k bu söz yerini bulmu tur. Rabbimiz, şııışşöyle buyurmaktad r:ı“Cennet Allah’a kar gelmekten sak nanlara uzak olmayacak ekilde yakla t r la-ş ıışşı ıcak. Onlara öyle denir:) ‘ te bu, size (dünyada) vaat edilmekte olan eydir. O, her tövbe şİşşeden, onun emrini gözeten için, görmedi i halde s rf sayg dan dolay Rahmân’dan korkan ğıııve O’na yönelmi bir kalp ile gelen kimseler içindir.”ş(Kâf, 50/31-33)“Ancak tövbe edip inanan ve salih amel i leyenler ba ka. Onlar cennete, Rahman’ n, şşıkullar na g yaben vaat etti i ‘Adn’ cennetlerine girecekler ve hiçbir haks zl a u rat lma-ıığı ığğıyacaklard r. üphesiz onun vaadi kesinlikle gerçekle ir. Orada bo söz i itmezler. Yaln zca ıŞşşşı(meleklerin) ‘selam!’ (deyi ini) i itirler. Orada sabah ak am r z klar da vard r. te bu, şşşı ıııİşkullar m zdan Allah’a kar gelmekten sak nanlara miras k laca m z cennettir.”ı ış ııığı ı(Meryem, 19/60-63)“Her kim de O’na salih ameller i lemi bir mümin olarak var rsa, i te onlar için en şşışyüksek dereceler, içinden rmaklar akan, içinde ebediyen kalacaklar Adn cennetleri vard r. ıııİşte bu günahlardan temizlenenlerin mükâfat d r.ı ı” (Tâ-Hâ, 20/75-76)“Onlar için alt n tepsiler ve kadehler dola t r l r. Canlar n n istedi i ve gözlerinin ho -ışı ı ıı ığşland her ey oradad r. Siz orada ebedî olarak kalacaks n z. te, bu yapmakta oldukla-ı ı ğşıı ıİşr n za kar l k size miras verilen cennettir.”ı ışı ı(Zuhruf, 43/71-73)

411İNANÇSIZIN SONU*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ََِّ ا ءَاِذَا ِ ْ َ وَ ُ ّ ُ َا ً وَ ِ ً ءَاِ ّ َ ْ ُ ُ ن َ َََُ ٓ “Dediler ki: ‘Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yı ı ığn hâline geldikten sonra m tekrar diriltilece iz?” (Mü’minûn, 23/82)ığ‘ nanm yorum’ demek kolayd r, ama bir o kadar zor. Kolayd r, çünkü ‘inanm -İııııyorum’ kelimesi a zdan bir ç rp da ç kar nihayetinde. T pk di er söylenmesi kolay ğ ıı ııı ığkelimeler gibi: ‘Uykum geldi’, ‘karn m ac kt ’, ‘ü üdüm’, ‘inanm yorum’. Asl nda di-ıı ışıığerleri gibi de ildir, o kelime. Do al de ildir, çünkü. nsan so uk olunca ü ür, s -ğğğİğşıcaktan terler, ama do a, topra n derinliklerinden gö ün yükseklerine kadar hayat ğğ ığıc v l c v l hayk r rken, inanmamak hiç de do al ve kolay de ildir. nanmayan insan, ı ı ı ıı ığğİdü ünmemi tir yeterince, göz gezdirmemi tir do adaki olaylara. Zihinleri kar kt r, şşşğı ı ışinanmayanlar n, bazen her eyin sahibinin Allah oldu unu dü ünseler de, ‘Yedi Gö-ışğşğün Rabbi, Ar n Rabbi; Allah’t r’ deseler de, öldükten sonra çürümü bedenlerinin ş ııştekrar hayat bulaca n bir türlü ak llar almaz ğı ııı(Mü’minûn, 23/85-86).Bazen inançs zlara, uyar lar yapanlar s radan insanlar da de ildir. Bir Peygamber ıı ıığç kar kar lar na, anlat r onlara, b kmadan, usanmadan. Kar l nda dü ünür ya da ışı ııış ğı ı ışdü ünür gibi yapar inanmamakta direnen insan; “Bunlar, peygamberlik iddias n-şıda bulunan adam n uydurdu u sözler”, der, ya da “ba kalar ndan alm olmas n?” ığşıı şıdiyerek kendini avutur (Mü’minûn, 23/4-5). Oysa bilse “O kitab , göklerin ve yerin ıs rr n bilen indirmi tir.” ı ı ış(Mü’minûn, 23/6) Bu ö ütleri veren Allah’t r. Akl almaz, bir ğııtürlü direnen insan n, “Bu ne biçim peygamber ki, yemek yiyor, çar da, pazarda ış ıdola yor. Ona bir melek indirilseydi de, bu onunla beraber bir uyar c olsayd ya!” ş ıı ııdiye m r ldan r ı ıı(Mü’minûn, 23/8). “O’nun benden ne üstünlü ü var ki?” der. “Hadi, ğhazinesi olsa, ürününden beslenece i bir bahçesi olsa” tak lay m pe ine ama… Yok, ğıışi te, yok! ş(Mü’minûn, 23/8)* Doç. Dr. Soner GÜNDÜZÖZ

412Asl nda bilse ki, “bütün peygamberler yemek yerler, çar da pazarda gezerlerdi.” ış ı(Mü’minûn, 23/20) Allah, inanmamak için direnen insan “bir zamana kadar, ga et ve ıflş şa k nl yla ba ba a b rak r” ı ı ığşşıı(Mü’minûn, 23/54), onu paraya bo ar, inançs z n ço-ğı ıcuklar olur, boy boy… Bu dünyadan hiç ayr lmayaca n san r ıığı ıı(Mü’minûn, 23/55-56). Din duygusundan yoksun, zamanla kendi nefsinin arzusunu tanr la t r r ışı ı(Mü’minûn, 23/43). Asl nda böyle yapmakla fark nda olmadan insanl ktan ç kar, hatta hayvan-ııııdan daha a a duruma dü er ş ğış(Furkân, 25/44). Ac nacak haldedir art k, dünyada ya-ııp p ettikleri, “ ss z bir çöldeki serap gibidir. Susam kimse serab su san r, yan na ıı ıı şıııgeldi inde hiçbir ey bulamaz ya! te öyle. Veya inançs z n dünyada yapt i ler ğşİşı ıı ığ şderin bir denizdeki karanl klar gibidir. H rç n dalgalar her yan n sarm t r, üstüne ıı ıı ıı ışkaranl k bulutlar çökmü tür, karanl k içinde yeni bir karanl n ba lad , göz gözü ışıı ı ğşı ı ğgörmez bir deniz üzerine gelmektedir.” (Nûr, 24/39-40) “Allah onun amelini da lm ğı ışzerreciklere çevirmi tir” ş(Furkân, 25/23).Derken hayat biter, o zaman anlar her eyin bo oldu unu. “Rabbim! Beni dün-şşğyaya geri gönder, ne olur geri gönder, güzel eyler yapay m” diye yalvar r. Hay r! Bu şıııarzu, bo hayaldir. Onun arkaya, dünyaya, sevdiklerine, çocuklar na, paras na ve şııitibar na dönmesine engel bir perde çoktan çekilmi tir ış(Mü’minûn, 23/99). Beklemek-ten ba ka çaresi yoktur art k.şıHesap günü, a k nl ve pi manl daha da artar, “(çaresizlik içinde) ellerini ş şı ı ığşı ığı ı ıs r p, homurdan r: ‘Ne olurdu, ben de peygamberin yolundan gitseydim. Yaz klar ııolsun bana, ke ke beni yoldan ç karanlar dost edinmeseydim! Kur’an da haz r bana şıııkadar gelmi ti! Beni, dost bildiklerim sapt rd .” şı ı(Furkân, 25/27-29)Mizan, sorgu derken, tutarlar onu, yüz üstü, yaka paça cehenneme sürüklerler (Furkân, 25/34). Art k kimden yard m istesin? Çok güvendi i çocuklar ndan, akra-ıığıbalar ndan, adamlar ndan da yard m isteyemez ki! “Sûr’a üfürüldü ü zaman, ne ııığaralar nda soy-sop yak nl kalm t r, ne de birbirlerini aray p soracak durumda-ıı ı ığı ışıd rlar” ı(Mü’minûn, 23/101). Tart s da pek ha f gelmi tir hani, ı ıfiş(Mü’minûn, 23/102) bir savunma yapabilsin.Ate yüzünü yalamaya ba lam t r bile. Cehennem çok yak nlarda bir yerlerde şşı ışıolmal d r. Yüzü kavruluverir, s r t yormu gibi, di leri öne ç k vermi tir ı ıı ı ışşı ış(Mü’minûn, 23/104). Çekti i ac ya m yanmal , çirkin surat n n hâline mi?! Derken Allah seslenir, ğıııı ıbir umut do mu tur, içine. Acaba affedilecek midir? “Ayetlerim sana okunuyordu ve ğşsen onlar yalanl yordun, de il mi?” der Rabbi. Titrek bir sesle cevaplar, Rabbini: “Ey ıığRabbim! Ben azg nl ma yenik dü tüm, sap tt m. Ey Rabbim! Beni buradan ç kar. ı ı ığşı ııE er (tekrar günaha) dönersem yine at,” ama imdi ç kar, ne olursun!”ğşıAllah seslenir, son kez: “A a l k içinde kal orada, art k benimle konu ma” diye ş ğı ıış(Mü’minûn, 23/105-108). ‘Aman Allah’ m ses kesildi, Allah bana bir ans daha vermi-ış

413yor. Mahvoldum, ben!...’ diye hay an r. Çok geçmez, “görevliler ellerini boynuna ıfl ıba larlar, tepesi üstü cehennemin darac k bir yerine at verirler, onu. Ümitleri tama-ğıımen tükenmi tir, art k. Yok olmak ister, unutulmak, hiç olmam olmak. Bir ses ku-şıı şlaklar nda yank lan r, uzaklardan, o an: “Bugün bir kere yok olmay isteme, birçok ııııkere yok olmay iste!” diye ı(Furkân, 25/13-14) …Orada onu yeni bir hayat beklemektedir, hiç kolay olmayan bir hayat. Öyleyse öte dünyada benzer durumlara dü memek için, haz r elimizde f rsat varken, inanc -şııım z n gere ini yapal m, dinimizi ya ayal m.ı ığışı

414İNANDIĞIMIZ GİBİ YAŞAYALIM*ِ ۪ َ ا ٰ ْ َ ا ِ ِّّٰ ا ْ ِ ِّا ُ َ نا ِ ٰ َ ْ ِ ً ْ َ َ ُ َ ن َ ْ َ َ ن ُ َ َ ِ ا ُ َ ا َ ۪ ا َ ّ ا َ ُْ َّ اَ ََُ َُُّٰ َ َٓ ُ ْ َن َ َ َ “Ey iman edenler! Yapmayaca n z eyleri niçin söylüyorsunuz? ğı ışYapmayaca n z eyleri söylemeniz, Allah kat nda büyük gazap gerektiren ğı ışıbir i tir.” (Saff, 61/2–3)şSurenin ilk ayetinde kâinattaki bütün varl klar n, kendi lisan ve hâlleriyle yüce ııAllah’ n her türlü noksanl ktan münezzeh olu unun tesbihi ile O’nun mutlak güç, ıışhüküm ve hikmet sahibi oldu u anlat lmaktad r.ğııBilindi i üzere insanlar inanç bak m ndan inanan, inanmayan ve inanm gibi ğı ıı şgörünenler olmak üzere üç gruptur. Okudu umuz ayetlerde ise genelden özele gi-ğdilerek uurlu varl klar aras nda müstesna bir yere sahip olan insanlara yüce Allah, şıı“Ey iman edenler” nidas yla seslenmektedir. Bu hitapta inananlar aras nda kad n ıııerkek cinsiyet ayr m olmad gibi dil, rk, renk, s n f, ruhbanl k v.b. faktörler de ı ıı ığıı ııbulunmamaktad r.ıBu âyet hakk nda slam âlimlerinin yorumlar na bakt m z zaman “Ey iman ıİıı ı ığedenler” cümlesindeki hitab n muhatab n n kim oldu una ili kin tercihe göre iki ıı ığşgruba ayr ld klar görülmektedir. Bunlardan bir gruba göre Kur’an’ n geneli do rul-ı ııığtusunda ayette müminlere hitap edilmi olmakla beraber söz ve eylemleri aras nda şıuyumsuzluk olan Müslümanlara bu konuda uyar yap lmakta yahut Müslümanlar n ııısözünde ve amelinde tutarl olmas istenilmektedir. Di er gruba göre ise, “Ey iman ıığetmi görünenler” tarz nda bir anlam ta makta ve söyledi i ile yapt bir olmayan şış ığı ı ğikiyüzlü kimseler k nanmaktad r.ııBu yorumlarda çeli kili söz ve davran lardan kaç nman n önemine ili kin kal c şı şıışı ıbir mesaj verilmesi amaçlanmaktad r ı(Kur’an Yolu, V/258).* Dr. Hamdi TEKEL İ

415Di er bir ifadeyle yüce dinimizin evrensel olu unun bir tezahürü olarak iman -ğşım zdan sonra inand m z gibi ya amam z bizlere hat rlat lmakta, Allah’ unuttuk-ıı ı ığşıııılar için kötü ak bete dü enlerin durumuna dü mememiz için uyar lmaktay z. Bu ıışşııuyar y hayat m za yans tmam z ancak samimiyet ve içtenlikle dinimizin emir ve ı ıı ıııyasaklar na riayet etmemizle mümkün olur. Bu nedenle tutum ve davran lar m zda ıı şı ısadece Allah’ n r zas n gözetmeli, özümüz sözümüze, sözümüz özümüze uygun ııı ıolmal , riyakâr ve iki yüzlülükten kaç nmal , yapt m z i ve eylemlerimizde hulûs-i ıııı ı ığşkalple ve iyi niyetle davranmal , içten pazarl kl olmamal y z.ıı ıı ıTüm ya ant m zda yapabileceklerimizi söylemeli, yapamayaca m z söyleme-şı ığı ı ımeliyiz. te bu ba lamda yüce Allah, Kur’an’da; İşğ“Ey iman edenler niçin yapmayaca-ğı ın z eyleri söylüyorsunuz. Yapmayaca n z eyleri söylemeniz Allah kat nda iddetli bir şğı ışışbu za sebep olur.”ğ(Saff, 61/3-4) buyurmaktad r. Zira slam’da itikadî konular n ruhu ıİıtevhid, ibadetlerimizin ruhu ihlas, dünyevi i lerimizin ruhu da adalet ilkesine uy-şgun olmal d r ı ı(Süleyman Uluda , ğTasavvuf Terimleri Sözlü üğ, st. 1991, s.240)İ.Nitekim Hz. Peygamberin bütün ya ant s na bakt m zda onun hiçbir zaman şı ıı ı ığyapamayaca hiçbir eyi söylemedi ini, ancak yapaca eyleri söyledi ini görüyo-ğ ışğğ şığruz. Çünkü o bizim için yegâne örnektir. Onun her yönüyle örnek hayat ve tevhit ımücadelesindeki ba ar s , Mekke’nin fethine muvaffak olmas ve tebli etti i mesa-şı ıığğj n k yamete kadar baki kalmas da bunun bir göstergesidir.ıııBu hususta Kur’an’da yüce Allah, Hz. Peygamber hakk nda inananlara seslene-ırek; “Andolsun, Allah’ n Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavu may uman, ışıAllah’ çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vard r.”ıı(Ahzâb, 33/21) diye belirtilmek-tedir.İşte bu nedenlerden dolay bizler, Cenab- Mevlâ’y tan ma ve sevme mutlulu u-ıııığna, yaln z O’na yönelme, yaln z O’na ibadet etme özgürlü üne ula amazsak hayat -ıığşım zdan lezzet alamay z. Dünyevi ve uhrevi haz ve lezzetler ise kâl (söz) ile de il, hâl ıığ(öz) ile idrak edilir. Bal n tad n cam kavanozun d ndan tatmak mümkün olmad ıı ıı ı şı ı ğgibi dinimizin güzelliklerini de ya amadan idrak edebilmemiz mümkün de ildir. şğİçimizin ve d m z n birbirini tutmamas da dinen nifak alameti say ld için böy-ı ı ı ışıı ı ığle hâllere dü mekten de sak nmam z gerekir. Bunun için dünya hayat önemli bir şıııf rsatt r. Çünkü dünya hayat nda marifete ula mam z için yüce Rabbimizi tan may , ııışıııbilmeyi ve sevmeyi bütün hücrelerimize nak etmeliyiz. Rabbimize verdi imiz sözü şğhat rlama, bu tan maya ve söze uygun davranma taahhüdümüzdür.ııCenâb- Hak cümlemize yapabilece imiz eyleri söylemeyi nasip eylesin, yapa-ığşmayaca m z eyleri söylemekten de bizleri muhafaza eylesin.ğı ış

416İNANMAYANLARIN AHİRETTEKİ DURUMU*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِِّ ۪ ۟وَ َ ۫ َ ا َ ّ ُ َ ُ ا۪ي وَرَ ّ۪ اِ ّ ُ َ ّ وَ َ ا ْ ُ ْ ِ ُ ْ َٓ ََ َ ٌَْٓۜ َ ٌْ َ ْ ِ ُۚوَ ْ ان ِ ُ َ ْ َ ْ َ ِ ا رْض ْ َ َت ْ ِ ۪ وَا َ ُوا ا ّ َا َ َ ّ رَاوُا ا َ اب َْ ََ َ ََََِّْۜ ََ ٍَََِّ َ َّوَ ُ َ َ ْ َ ُ ْ ِ ِ ْ ِ وَ ُ ْ ُ ُ نْ ََِْ“O (azap) gerçek midir? diye senden haber soruyorlar. De ki: Evet, Rabbime andolsun ki o elbette gerçektir. Siz (bu konuda Allah’ ) âciz k lacak ııde ilsiniz.(O gün) zulmetmi olan herkes, e er yeryüzündeki her eye sahip ğşğşolsa, kendini kurtarmak için onu fidye verir. Azab gördüklerinde, için için ıderin bir pi manl k duyarlar. Onlara zulmedilmeksizin aralar nda adaletle şııhükmedilir.” (Yûnus, 10/53-54)Peygamber Efendimize risalet görevi verildikten sonra, ona inanmak istemeyen-ler srarla, ölüm sonras hayat n, dirili in, azab n gerçekle ip gerçekle meyece ini ııışışşğsoruyorlard . Kutlu Resul de bu konular n hak oldu unu ve mutlaka gerçekle ece i-ıığşğni anlat yordu. Fakat onlar inkârlar nda srar ediyor, hatta bazen ahiret inanc n ken-ıııı ıdi aralar nda alay konusu da yap yorlard . Okudu umuz ayetler, bu ekilde inkâr ııığşeden insanlar konu edinmekte ve onlar n ahiret gününde kar la acaklar durumu ıış şııtasvir etmektedir.Ahiret gününde bütün insanlar yeniden dirilecek ve Allah’a hesap verecekler. Allah’a iman edenler güzel ve rahat bir hayat ile kar la acak ve kendilerine veri-ş şılen nimetlerden istifade edeceklerdir. nkâr edenler ise, kar la mak istemedikleri İş şıgerçeklerle yüz yüze gelecekler. Ahiret hayat nda görecekleri manzara kar s nda ışı ış şa racak, dünya hayat nda sergiledikleri isyan ve inkârlar ndan dolay pi manl k ıııışıduyacak, derin bir üzüntü ve st rap hâline bürünecekler. Kur’an- Kerim onlar n ı ıııbulunacaklar manzaray öyle tasvir etmektedir: ıış* Dr. Abdurrahman CANDAN

417“Onlar öyle derler: Evet, bize bir uyar c gelmi ti. Fakat biz onu yalanlam ve ‘Al-şı ışı şlah hiçbir ey indirmemi tir. Siz ancak büyük bir sap kl k içindesiniz’ demi tik. Yine öyle şşı ışşderler: E er kulak vermi veya akl m z kullanm olsayd k, u alevli ate tekilerden olmaz-ğşı ı ıı şışşd k.”ı(Mülk, 67/9-10)Dünya hayat nda ilahî vahye uymay p isyan eden ve kendilerine do ru yolu ıığgösteren peygamberlere hakaret edenler, büyük hesap gününde, a k nl k içinde ş şı ıç rp n p bir eyler yapmaya çal acak, iyi niyet gösterisinde bulunmaya çal acak, ı ı ışı şı şdünyada çok sevdi i mal n feda etmeyi deneyecektir. Okudu umuz ayetlerde Al-ğı ığlah Teâlâ, inanmayan insanlar n bütün mallar yanlar nda olsa ve hepsini vermek ıııistediklerini söyleseler de, onlardan kabul edilmeyece ini ve azapla yüzle eceklerini ğşanlatmaktad r. Allah’ n azab onlar yakalayaca vakit, pi manl ktan ve üzüntüden ıııığ ışıdolay donakalacaklard r. Ne yapacaklar n , ne söyleyeceklerini bilemeyecekler. ııı ıÇünkü bunu yapmalar gereken yer dünya hayat idi. Ahiret ise hesap, kar la ma ıış şıve sonuç günü olacakt r.ıAllah’ ve Resûlünü inkâr edenler, dünyada iken, makam ve mallar n kaybetme ıı ıendi esi ile bu yola ba vurmu lard . Dünya hayat m z, rahat m z iyi olsun, mal m z, şşşıı ıı ıı ımülkümüz çok olsun da ondan sonra ne olursa olsun diyerek inkâr yolunu seçmi -şlerdi. Fakat Allah’ n Resûlü arac l yla bildirdi i gerçeklerle yüz yüze kal nca, dün-ıı ı ığğıya miktar nca mal feda etmeye haz r olduklar n ifade edecekler. Fakat bu ayetten ıııı ıanl yoruz ki dünyada ilahî risaleti kabul etmeyenlerin ahiretteki yersiz gerekçeleri ıbir ey ifade etmeyecek, onlar azaptan kurtarmayacakt r.şııSa l kl iken u runa birçok fedakârl kta bulunulan dünya mal n n Allah kat nda ğı ığıı ııbir de eri olmayacak. Fakat O’nun u runda harcan lan mallar bunun d ndad r. ğğıı ı şıBu dünyada iken Allah yolunda harcanan mal de erlidir. O zor günde sahibinin ğyan nda hay r ve hasenat olarak yer alacakt r. Bundan dolay u hakikat zihnimiz-ıııışden ç kmamal d r. Akl m z , krimizi, gecemizi, gündüzümüzü me gul eden dün-ıı ıı ı ı fişya nimetleri dünyada kalacakt r. Yan m zda götüreceklerimiz ise sadece Allah’a ve ıı ıResûlüne iman ve bu yolda sergiledi imiz güzel davran lard r. Dünya nimetlerini ğı şıelbette elde edece iz, kullanaca z, fakat bunlar bizi Allah’tan uzakla t rmaya götür-ğğ ış ımemeli. Bilakis Allah’ n r zas n kazanmaya götürecek araçlar olmal .ı ıı ııAyetin sonu bize ilahî bir hakikati bildirmektedir. Bu insanlar günahlar n ha-ı ıt rlamalar ve vaat edilen azab duymalar ndan ötürü suçluluk psikolojisi alt nda ıııııezilecek ve kendilerini sahipsiz, kimsesiz, yard ms z hissedeceklerdir. Onlar bütün ıımal n mülkünü kaybeden bir mü is tüccar n durumunda olacaklard r. Ancak bu ı ıflııdurumdan ötürü hiçbir kimseyi suçlayamazlar. Kendileri yapt lar ve sadece yapt k-ıılar n n kar l n göreceklerdir. Allah onlara sadece adaletle karar verecek ve hiçbir ı ış ğı ı ı ıhaks zl k etmeyecektir.ı ı

418İNKÂRCILAR AHİRETTE YALNIZ VE ÇARESİZDİR*ِ ۪ َ ا ٰ ْ َ ا ِ ِّّٰ ا ْ ِ ِّىٰ َ َ َو ْ ُ ِر ُ َءاَرَو ْ ُ َ ّ َ َ ْ ُ ْ َ َ َو ٍةَ َ لّوا ْ ُ َ ْ َ َ َ ىٰداَ ُ َ ُ ُ ْئِ ْ َ َوُْۚٓ ََّ َ َََْ ُ ْ ُ َ ْ ُ ْـ َ َ َو ْ ُ َـ ْ َ َ َ َ ْ َ اُ۬ ٰ َ ُ ْ ُ ـ ۪ ْ ُ ّ ا ْ ُ ْ َ َز َ ۪ ا ُ ُ َء َ َ ُ ْ ُ َ َ ََََّّۜٓ ََّٓ۟ن ُ ُ ْ َ َ“Andolsun, sizi ilk defa yarattı ı ığm z gibi teker teker bize geldiniz. Size verdi imiz dünyal k nimetleri de arkan zda b rakt n z. Hani hakk n zda ğıııı ıı ıAllah’ n ortaklar oldu unu zannetti iniz efaatçilerinizi de yan n zda ıığğşı ıgörmüyoruz? Art k aran zdaki ba lar tamamen kopmu ve (Allah’ n orta ıığşığ ıolduklar n ) iddia ettikleriniz, sizi yüzüstü b rak p kaybolmu lard r.” ı ııışı(En’âm, 6/94)Yarat klar aras nda en sayg n varl k insand r. Her ey onun emrine verilmi tir. ııııışşHiçbir varl a nasip olmayan akl sayesinde varl klar üzerinde tasarruf yapabilmek-ığııtedir. radesini do ru istikamette kullanabilmesi için de yüce Allah, kitaplar ve pey-İğgamberler göndermi tir. Peygamberler onlara yarat l gayelerini ve Allah’ n emirle-şı ışırini tebli etmi tir. Baz insanlar peygamberlere kulak vermi , Allah’a kul olman n ğşışıgereklerini yerine getirmeye çal m ise de, baz lar sahip olduklar makam ve mala ış ş ıı ııaldanm ve bunlar n kal c oldu unu zannederek Allah’a ve peygamberlere kar ı şıı ığş ıç km t r. ıı ışYüce Kitab m z bu konuda baz ki ileri örnek vermi tir. Mesela Kârûn bunlardan ı ıışşbiridir. Kârûn’a hazineler verilmi , o, bunlar hay r yolda kullanmad gibi, böbür-şııı ı ğlenmi , nasihat dinlememi ve sahip oldu u mal n gerçek sahibinin kendisi oldu u-şşğığnu zannetmi ve ş“Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolay verilmi tir”ış(Kasas, 28/78)demi , bu anlay ve davran lar sebebiyle helak olmu tur. Firavun ise s hhat ve şı ışı şışı* Sabri AKPOLAT

419saltanat na aldanm ve helakine sebep olan u sözleri söylemi tir: ıı şşş“Ey kavmim! M s r hükümdarl benim de il mi? u nehirler de benim alt mdan ak -ı ıı ı ğğŞııyor (de il mi?) Hâlâ görmüyor musunuz?”ğ(Zuhruf, 43/51) Kur’an- Kerim’de ders almam z için hayatlar anlat lan bu insanlar sahip olduk-ıııılar mal ve makamlar n n devaml olaca n ve bunlar n kendilerini kurtaraca n ıı ıığı ıığı ızannetmi lerdir. Fakat durum hiç de böyle olmam t r. Kendileri ölüp gitmi , sahip şı ışşolduklar her ey geride kalm t r. Üstelik mal ve makam n vebalini de s rtlar nda ışı ışıııgötürmü lerdir. Yüce Kitab m zda, ki inin kendisine en yak n ve en yararl olan kim-şı ışııseler olan karde inden, anas ndan, babas ndan, e inden bile kaçaca belirtilmi tir: şıışğ ış“Ki inin karde inden, annesinden, babas ndan, e inden ve çocuklar ndan kaçaca gün şşışığ ıkulaklar sa r edercesine iddetli ses geldi i vakit, i te o gün onlardan herkesin kendini ığ ışğşme gul edecek bir i i vard r.” şşı(Abese, 80/33-37) Peygamberimiz; “ nsanlar k yamet günü yal n ayak, ç r lç plak ve sünnetsiz ola-İııı ı ırak ha r olunacaklar” buyurmu tu. Bunun üzerine Hz. Ai e;şşş- Yâ Resûlallah! Kad n ve erkekler bir arada olup birbirlerine bakacaklar m ? ııdedi. Sevgili Peygamberimiz;- Yâ Âi e! Durum birbirlerine bakamayacaklar kadar kötüdür” buyurdular şı(Müs-lim, “Cennet” 56).Hz. brahim’in u duas bizim için ibret vericidir: İşı“(Kullar n) diriltilecekleri gün beni utand rma! O gün ki ne mal fayda verir ne o ullar! ıığAllah’a ar nm bir kalp ile gelen ba ka.”ıı şş( uara, 26/87-89)ŞDostlar ve dostluklar sadece dünyada de il ahirette de insan n mutlulu una veya ğığmutsuzlu una sebep olacakt r. Peygamberlerin mesajlar na uymay p mal ve maka-ğııım na güvenip eytana ve din dü manlar na dost olanlar k yamet gününde pi man-ışşıışl klar n dile getirecekler ancak; i i ten geçmi olacakt r:ıı ış şşı“O gün zalim kimse, (çaresizlik içinde) ellerini s r p öyle diyecektir: Ne olurdu ben de ı ı ışpeygamberle beraber ayn yolu tutsayd m! Yaz klar olsun bana, ke ke falan dost edinme-ııışıseydim! Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o sapt rd . Zaten eytan insan ı ışıyard mc s z b rak verir.”ı ı ı ıı(Furkan, 25/27-29) Ayet-i kerimede verilen mesaj öylece özetleyebiliriz: nkârc lar âhirette, mutlak ışİıgüç ve hâkimiyet sahibi olan Allah kar s nda yaln z ve çaresiz kalacaklar ve onla-şı ıır n dünyadaki akraba ve dostlar , kendilerini mart p azg nla t ran mal ve mülkler, ıış ııış ımakam ve mevkiler, Allah’tan ba ka tapm olduklar eyler Allah kar s nda onlara şı şışşı ızerre kadar fayda sa lamayacak, yard m n umduklar eyler kaybolup gidecektir.ğı ı ıış

420İNKÂRCILARIN ÂHİRETTEKİ PERİŞANLIĞI*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّوَ َ ا ۪ َ َ َ ُوا اِ َ َ ّ َ زُ َ ًا َ ّ اِذَا َ ؤُ۫ َ ُ ِ َ ْ ا ْ َا ُ َ وَ َ ل ُ َْ َََٰٓٓۜٓ ََّٰ۪ َ َ ُ َ ا ْ َ ْ ِ ُ ْ رُ ُ ِ ـْ ُ ْ َ ْ ن َ ـْ ُ ْ ا َ ت ِ رَ ِّ ُ ْ وَ ُ ْ ِرُو ـَ ُ ْ ِ َ ءَ َ ْ ِ ُ ْ ٰ ا َ ا َُُٰۜٓ َ ٌَٓ َ َۚ َ وَ ِ ْ َ ّ ْ َ ِ َ ُ ا َ اب َ ا َ ِ َ ۪ ادْ ُ اا ْ َاب َ َ َ ّ َ َ ِ ۪ َ ۪ َ َُ ٓ َََِْْ۪ َََٰٰ ِئْ َ َ ْ َى ا ُ ـَ َ ِّ َ ْ۪“ nkar edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme İvard klar nda oran n kap lar aç l r ve cehennem bekçileri onlara öyle ıııııı ışderler: ‘Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini size okuyan ve bu gününüze kavu aca n za dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?’ Onlar da, ‘Evet şğı ıgeldi’ derler. Fakat inkârc lar hakk nda azap sözü gerçekle mi tir. Onlara ıışşşöyle denir: ‘ çinde ebedî kalmak üzere cehennemin kap lar ndan girin. İııBüyüklük taslayanlar n kalaca yer ne kötüdür!’” (Zümer, 39/71-72)ığ ıİnsano lunun “iman” ile “küfür” aras ndaki tercihi, ahiretteki durumu aç s ndan ğıı ıkendini iki farkl sonuca götürmektedir. Cenab- Allah dünya hayat nda her eyi ııışçift yaratt gibi ahirette de Cennet-Cehennem, ceza ve mükâfat gibi çift unsurlar ı ı ğyaratm t r. Dünyada f trat üzere hareket ederek, Yaratan’ ve r z k vereni tan yan ve ı ışıııı ııitaat edenle; küfrü, isyan ve her türlü kötülü ü hüner sayan, nefsini putla t ran, ki-ığş ıbirlenip Hakk’ terk eden ve Allah’ n gönderdi i emir ve yasaklara uymayan , elbette ıığıki yüce Allah e it görmeyecektir.şBilenle bilmeyen, çal anla çal mayan, iyilikle kötülük, do ru ile yalan, adaletle ı şı şğzulüm, açl kla tokluk, ayd nl kla karanl k, sava la bar , nas l farkl ysa imanla küfür ıı ıışı şıı* Rüstem BE LERŞ

421de öyle farkl d r. Sonucu da farkl olacakt r. nananlar ve inkâr edenler illerinin ı ıııİfikar l n görmeseydi, imtihan n anlam kal r m yd ? Çevremizdeki her varl k ve ş ğı ı ı ııııı ııolay, bize ilahî güç ve kuvveti, ilim, irade ve kudreti, k sacas bir yarat c n n varl n ııı ı ıı ı ığhayk r rken; s rf inad ve kibri yüzünden inkâr tercih ederek nankörlük yapan bir ı ııııkimse için cehennem; iman edip teslim olan, nefsini ve eytan yenmeyi ba aran, şışiyilikler yapan, kötülüklerden kaç nan, haddini bilen bir kul için de cennetin veril-ımesinden daha güzel ve daha tabii ne olabilir?Din gününün sahibi Allah Teâlâ insanl k tarihi boyunca peygamberler gönde-ırerek kullar n uyarm ve ayd nlatm t r. Bütün bu uyar lara ra men küfürde srar ı ıı şıı ışığıedenlere de cehennemin haz rland , adeta cehennemin onlar tan y p kar larca-ıı ı ğıı ış ıs na kap lar n n aç ld ve cehennem bekçilerinin bu kimselere, hangi nedenle bu ıı ı ıı ı ığkötü duruma geldiklerini bildirdi i zikretti imiz âyetlerinde anlat lmaktad r. O gün ğğııart k ehli küfrün tutacak dal kalmam t r. Vard klar yerin geri dönü ü de yoktur. ııı ışıışRablerine yakaracak yüzleri de kalmam t r. Gerçe i anlam lard r. i ten geçmi tir. ı ışğı şıİş şşMuhataplar cehennem bekçilerinden ibarettir. Onlara yakarma ihtiyac duyarlar. Ve ıışöyle derler:“Ate te olanlar cehennem bekçilerine, ‘Rabbinize yalvar n da (hiç de ilse) bir gün biz-şığden azab ha etsin’ derler.”ıfifl(Mümin, 40/49)“(Cehennem bekçileri) derler ki: ‘Size peygamberleriniz aç k mucizeler getirmemi ışmiydi?’ Onlar, ‘Evet, getirmi ti’ derler. (Bekçiler), ‘Öyleyse kendiniz yalvar n’ derler. üp-şıŞhesiz kâ rlerin duas bo unad r.”fiışı(Mümin, 40/50)Çünkü yalvar p yakarmaya, af ve ma ret dilemeye ne haklar ne de yüzleri var-ığ fiıd r. Müminlere gelince;ı“ Şüphesiz ki, peygamberlerimize ve iman edenlere dünya hayat nda ve ahitlerin a-ışşhitlik edecekleri günde yard m ederiz.”ı(Mümin 40/51)O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlarad r, kötü yurt da on-ılarad r ı(Mümin 40/52).

422

423


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook