Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Kurandan Öğütler 1.Cilt-Diyanet Yayınları

Kurandan Öğütler 1.Cilt-Diyanet Yayınları

Published by eminyukseloglukaihl, 2019-10-18 01:38:44

Description: Kurandan Öğütler 1.Cilt-Diyanet Yayınları

Search

Read the Text Version

51ALLAH, HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER*ِ ۪ َ ا ٰ ْ َ ا ِ ِّّٰ ا ْ ِ َِّ ۪ ِد ّ ا َ َ ا ُ ُ َو َ ّ ا ا ُ ّ ا ا ُ َ ا َ ۪ ا َ ّ ا َ َََُّٰٰ َ ٓ“Ey iman edenler! Allah’a kar gelmekten sak n n ve do rularla beraber ş ıı ığolun.” (Tevbe, 9/119)Do ruluk, insan n söz, il ve niyetleriyle dürüst ve iyilikten yana olmas an-ğıfiılam nda kullan lan bir ahlakî kavramd r. Yüce Mevlam z, kullu umuzun bilincin-ıııığde olmam z ve do ruluktan ayr lmamam z istemektedir. Buna göre Rabbimizin ı ığıı ıemirlerine uyup sad klarla, do rularla beraber olmak dinimizin gere idir. Do ru ığğğkonu up, do ru ya amak ve do ru ya ayanlarla beraber olmak Müslümanlar n özel-şğşğşıliklerindendir.Do ruluk hayat m z n bütün yönlerini ku atmal ve her an nda bulunmal d r. ğı ı ışııı ıÖyle ki; 1. Niyetlerimizde do ru olmal y z. Her eyin ba niyet oldu u için, niyetimi-ğı ışş ığzin do ru ve sadece Allah r zas na göre ekillenmesine dikkat etmeliyiz. badetleri-ğıışİmizde, sadakalar m zda, insanlarla ili kilerimizde niyetimizin sadece Allah r zas n ı ışıı ıta mas gerekir.ş ıı2. Konu malar m za dikkat etmeli, bütün sözlerimizin do ru olmas na özen gös-şı ığıtermeliyiz. nsanlar memnun etmek, hak etmedi imiz bir kazanc elde etmek vb. İığınedenlerle hiçbir surette yalan konu mamal y z.şı ı3. Davran lar m zda do ru olmal y z. yi oldu una inand m z eyleri yapmak ı şı ığı ıİğı ı ığşve kötü oldu una inand m z eylerden uzak durmak da davran lar m z n do ru-ğı ı ığşı şı ı ığlu udur.ğ* Dr. Abdurrahman CANDAN

524. Verdi imiz kararlara ba l kalmada do ru olmal y z. Allah’ n r zas n kazan-ğğ ığı ıııı ımak için bir karar verdi imizde onu uygulamak, bu karar m za ba l kalmak, ondan ğı ığ ıvazgeçmemek, farkl bir tav r sergilememek de do ruluktur. Mesela, namaz k lma-ıığıyan bir kimsenin, namaza ba lama karar ald ktan sonra, namazlar terk etmemesi şıııve bu karar nda sebat etmesi bu anlamda bir kararl l k ve do ruluktur.ıı ığBuna göre do ruluk, niyetlerimizi, konu malar m z , davran lar m z ve verdi-ğşı ı ıı şı ı ığimiz kararlara ba l l m z kapsamaktad r. Bu ekilde gerçekle en bir do ruluk, ğ ğı ı ı ı ıışşğerdem ve güzellik Allah’a kul olman n da gere idir. Ayr ca, dünya hayat nda bize ığııfayda sa layacak en güzel ey do ruluktur. Çünkü do ruluk, bütün artlarda güzel ğşğğşmeyveler verir, bize ve insanl a fayda sa layacak sonuçlar do urur.ığğğDo rulu umuzu sorgulamal ve bu yönde kendimizi geli tirmeliyiz. Peygam-ğğışber Efendimiz, “Sana üphe veren eyi terk et, emin oldu un eye ula ncaya kadar git. şşğşş ıZira do ruluk kalbin mutmain olmas d r, yalan ise insan n kalbinde ku ku uyanmas d r.”ğı ıışı ı(Tirmizî, “K yâme”, 61; Nesaî, “E ribe”, 50)ış buyurmu tur. Bu hadis-i erif, günah al -şşı ışkanl k hâline getirmemi Müslüman n kalbinin, dinin ho görmedi i eylerin ya-ışışğ şp lmas hâlinde rahats z olaca n beyan etmektedir. Böyle bir kalp Müslüman için ııığı ıyol gösterici olabilir. Çünkü Müslüman yalan konu tu unda ve do ru olmayan bir ş ğğdavran sergiledi inde kalbinde bir tereddüt, bir rahats zl k hissi olu ur. Do ru ı şğı ışğoldu unda ise içinde bir güven ve ho nutluk ortaya ç kar.ğşı Kur’an- Kerim’de do rulu un iman ile birlikte zikredildi ini ve birçok ayette ığğğdo rulu a vurgu yap ld n görüyoruz. Ayet-i kerimede bu anlamda ğğı ı ı ığ“Öyle ise em-rolundu un gibi dosdo ru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdo ru olsunlar. Hak ve ğğğadalet ölçülerini a may n. üphesiz O yapt klar n z hakk yla görür.”şıŞıı ı ıı(Hûd, 11/112) bu-yurulmu tur.şDo ruluk hayat m zda bir ilke olmal , bütün davran lar m za ekil veren en be-ğı ııı şı ışlirgin özellik olmal d r. Milli airimiz M. Akif Ersoy u beyitlerinde do ru sözlü ı ışşğolmam z gerekti ini ne güzel vurgulam t r:ığı ış“ udur benim hayatta en be endi im meslek; ŞğğSözün odun gibi olsun/hakikat olsun tek...”Do ru olanlar, Allah’ n korumas alt ndad rlar. ğııııAllahu Teala, son ilahi kitab n insanlar n huzurunu sa lamak ve do ru yolda ı ıığğgitmelerini temin için göndermi tir. Aksi durum, eytana ve onun isteklerine uyma şşolarak kabul edilir. Ne mutlu, do ruluktan ayr lmayanlara… Allah do rularla beraberdir.ğığ

53ALLAH, İBADETLERDE SAMİMİYET İSTER*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ َِّ ٰ ِ ا َ ا َ ۪ اِ ّ ا ْ َ َ اِ ْ ا ِ َ ب َ ِ َ ّ َ ْ ُ ِ ا ّ َ ُ ْ ِ ً َُِْٰ ٓ َ ْ ٓ َ َ ِْْ۪ َِْ ْ ا ِ َ ب ِ َ ا ّ ُِ ْ۪ا ۪ َّ“Kitab’ n indirilmesi mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah ıtaraf ndand r. (Ey Muhammed!) üphesiz biz o Kitab’ sana hak olarak indirdik. ııŞıÖyle ise sen de dini Allah’a has k larak O’na kulluk et.” (Zümer, 39/1-2)ıAllah, hiçbir eye muhtaç olmadan diledi i her eyi, en do ru ve en iyi bir ekilde şğşğşyapabilecek güç, bilgi ve hikmet sahibidir; geçmi teki kutsal kitaplar indirdi i gibi şığKur’an’ da O indirmi tir. Yüce Allah d nda hiç kimse böyle bir kitab indirmeye ışı ı şımuktedir de ildir. Kur’an’ n insanlar n durumuna göre, onlar n ihtiyaçlar n kar la-ğıııı ış ıyacak ekilde peyderpey indirilmi olmas , Rabbimizin bizlere de er verdi inin bir şşığğgöstergesidir. Elimizde olan bu yüce kitab indiren, Allah’t r ve O, Azizdir, Hakîmdir.ııKur’an- Kerim, nazil oldu u dönemde onun Allah kat ndan gönderilen hak ki-ığıtap oldu undan üphe edenlere benzerini getirmeleri için birçok ayetle meydan ğşokumu tur. Çe itli üsluplarla inen bu âyetlerde, Kur’an’ n hepsi henüz inmedi i hal-şşığde insanlardan bazen Kur’an’ n bir benzerini, bazen on surenin benzerini, bazen de ıbir surenin benzerini getirmeleri istenir. Bu meydan okuman n, Arapçay en güzel ıışekilde okuyanlara yöneltilmesi dikkat çekicidir. Ancak onlar Kur’an gibisini mey-dana getirmekten aciz kalm lard r. Kur’an, bu ekilde mucizeli ini kabul ettirmi , ı şışğşböyle bir kitab n be er mahsulü ve Hz. Muhammed’in kendi sözleri olamayaca n ışğı ıkan tlam t r. Evet, okumu oldu umuz bu kitap, hak olarak indirilmi tir. Kitab n ıı ışşğşıkendisi de hak, indirili i de hakt r. Onda bulunan her ey gerçektir ve do rudur. şışğZira o, Allah’ n indirdi i, kendisinde ek ve üphe duyulamayacak bir kitapt r.ığşşı* Dr. Sabri TÜRKMEN

54Ayr ca Kur’an- Kerim bizler için büyük bir nimettir. Bu nimete kar l k ne kadar ıışı ışükretsek yine azd r. ükrümüzün bir gere i olarak Rabbimize ibadet etmeli ve iba-ıŞğdetlerimizde samimi olmal y z. Zira ihlas/samimiyet olmadan, Rabbimizin r zas na ı ıııula mak mümkün de ildir. hlâs, Allah’ bir kabul etmek, kalbi tüm samimiyetiyle şğİıO’na yöneltmek, dini, O’na has k lmak, gerek ibadetleri, gerekse di er dinî ve ahlakî ığtüm davran lar riyâ ve gösteri ten, ç kar kayg lar ndan uzak tutarak yaln zca Allah ı şışıı ıır zas için yapmak demektir. çerisinde üphe bar nd ran bir iman, insana yarar sa -ııİşı ığlamad gibi zarar verir. Yüce Allah’a inan p O’nu birleyen bir kalp, O’na son derece ı ı ğısayg l olur, O’nun emirlerini yerine getirmekten zevk al r. Böyle bir kalbe sahip olan ı ııMüslüman, tüm davran lar nda Rabbini raz etmeyi hede er. Rabbimizin r zas na ı şııflıınail olmak istiyorsak, amellerimizi, hayat n her döneminde, Rabbimizin buyruklar -ıına göre yönlendirmek, ona göre kendimize çeki düzen vermek durumunday z. Al-ılah kat nda makbul bir imana sahip olman n yolu, bu istikamette davranabilmektir. ııNitekim bir hadislerinde Peygamberimiz öyle buyurmu lard r:şşı“Kim Allah için sever, Allah için bu z eder, Allah için verir, Allah için men ederse iman ğıolgunlu a ermi tir.” ğş(Ebû Dâvûd; Sünen, 1)Hülasa, bizi yarat p dünyaya gönderen Rabbimiz, biz kullar n n ihtiyaçlar n ıı ıı ıkar lay p do ru yolu gösteren, do rulu unda üphe edilmeyen Kur’an’ gönder-ş ıığğğşımi ve gönderdi i kitaba tabi olup, onu kendimize rehber edinmemizi istemi tir. O şğşhalde gönül huzuru ile Rabbimize yönelerek O’na ibadet etmeli ve ondan yard m ıdilemeliyiz.

55ALLAH, İÇİMİZDEN GEÇENİ BİLİR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّٰۜ ِ ٰ ِ َ ِ ا ّ ٰ َات ِ وَ َ ِ ا رْض وَاِن ُ ْ ُوا َ ۪ ا ْ ُ ُ ْ اوْ ُ ْ ُ هُ ُ َ ـْ ُ ْ ِ ِ ا ّ ََُِِِْْٓۜ َََّ َ ْ ِ ُ ِ َ ْ َ َ ءُ وَ ُ َ ِب ُ َ ْ َ َ ءُ وَا ّ ُ َ ُ َ ْ ءٍ َ ۪ ٌ ِّّٰٰۜٓٓ “Göklerdeki her ey, yerdeki her ey Allah’ nd r. çinizdekini aç a vursan z şşııİığıda, gizleseniz de Allah sizi, onunla sorguya çeker de diledi ini bağğ ş ılar, diledi ine azap eder. Allah’ n gücü her eye hakk yla yeter.” (Bakara, 2/284)ğışıYüce Allah bilgisi ve ilmi s n rs z oland r. Bizler onun kullar olarak ancak baz ı ı ıııışeyleri bilebiliriz. Do al olarak bizim bilgilerimiz s n rl d r. Ancak yüce Rabbimi-ğı ı ı ızin bilgisi her eyi ku atm t r. O görünen görünmeyen her eyi bilir. Hatta bizim şşı ışşzihnimizden geçirdiklerimizi, içimizden geçenleri de bilir. O bize bizden de yak n ıoland r. Göklerde ve yerde bulunan her ey yüce Rabbimize aittir. Varl k O’nundur, ışıO’nun mülküdür. Bütün kâinatta Allah’ n ilminden, bilgisinden gizli hiçbir ey dü-ışşünülemez. Yüce Yaratan hepsini bilir. Bizler de bu varl a dâhil oldu umuz için ığğbizlerin de içimizde ve d m zda olan ve yapt klar m z bilir.ı ı ışııı ı ıBizler içimizde bulunan aç klasak da, gizli tutsak da, hepsini bilmektedir. ııAllah’ n bilgisinden hiçbir ey, hatta içimizden, kalbimizden geçen eyler dahi gizli ışşkalmad na göre duygu ve dü üncelerimizi daima kontrol etmeli, kötü, çirkin ve ı ı ğşgünah olan eyleri içimizden geçirmemeye çal mal y z. Bizler Allah’ n kullar olarak şı şı ıııdü üncelerimizi, içimizi, d m z Rabbimizin ho nut olaca ekilde saf ve temiz şı ı ı ışşğ şıtutman n gayretinde olmal y z.ıı ıBiz insanlar yapt m z davran lardaki niyet ve kararl l a göre iradeli olarak ı ı ığı şı ığyapt m z i lerimizden hesaba çekiliriz. Rabbimiz istemeden akl m za gelen ve ger-ı ı ığşı ıçekle tirmedi imiz dü üncelerden dolay bizi hesaba çekmiyor. Bu elbette Rabbimi-şğşızin yüceli indendir. E er iyi bir eye hay rl bir davran a niyet eder içimizden bunu ğğşı ıı ş* Dr. Bahattin AKBAŞ

56yapmay geçirirsek Rabbimiz bunu yapamasak dahi bize sevap veriyor. Bu konuda ıAllah Resulü öyle buyurmu tur:şş “Allah, ümmetimin içinden geçirdiklerini -söylemedikçe ve yapmad kça- ba lam -ığ ş ıı şt r.”ı(Müslim, “Îmân”, 201-202) “Kulum iyi bir eyi yapmaya niyetlendi i zaman ona bir sevap yazar m, onu yapt şğıı ı ğzaman ise ondan 700’e kadar katlayarak sevap yazar m. Kötü bir ey yapmaya niyetlenip ışde onu yapmad zaman günah yazmam, yapt takdirde ise bir günah yazar m.”ı ığı ığı(Müslim,“Îmân”,204-207)Sahâbe Resûlullah’a gelerek zihinlerinden, inançla ilgili olup aç klamalar müm-ııkün olmayan baz kötü dü üncelerin gelip geçti ini söylediklerinde Allah’ n elçisi ışğıkendilerine u cevab vermi tir: “O iman n ta kendisidir” şışı(Müslim, “Îmân”, 209). Biz kullar olarak her birimiz Allah’ n ma ret ve aff na muhtac z. O’nun ilahi aff ığ fiıııve bağ şı ı olmadan gerçek kurtulu a ermemiz mümkün de ildir.şğİnsanlar n hiçbir hâli Allah’tan gizli kalmaz. Kendi hür irademizle yapt m z ıı ı ığtercih ve seçimlerin hepsi hesap kapsam n n içine girer. Allah bunlar n hesab n sorar ı ııı ıve bizleri sorumlu tutar. Ancak O rahmeti her eyi ku atan Rabbimiz, sorumluluk şşkesinle tikten sonra diledi ini ba lar, ma ret eder. te Rabbimiz bu ayette şğğ ş ığ fiİşba lamay azab n önüne alm t r. O’nun elbette ba lamas umulur. Ancak bunlar ğ ş ıııı ışğ ş ııO’nun istemesine ait i lemler ve hükümler oldu undan ma retin kime, adaletin şğğ fikime nasip olaca n yine Allah’tan ba ka kimse bilmez. Bu gerçek kar s nda ğı ışşı ıinsanlar haklar na dü en eyin azap olmamas için, aç k veya gizli her türlü fenal ktan ışşııısak n p kâmil imanla hay r ve hasenata sar lmal , iyilikleri ve faziletleri al kanl k ı ııııı şıhâline getirip güzel huylarla donanmal d r. Kendilerinde çirkin eyler huy, meleke ı ışve ahlak olarak de il, hâl olarak dahi bulunmamal , insanlar kendi içlerindeki her ğıfenal söküp atmaya çal mal d r. Haset, k skançl k, çekemezlik gibi kötü duygu ı ı ğı şı ıııve dü üncelerden kendilerini ar nd rmal , karde lik, cömertlik, ihsan, hay r ve iyilik şı ıışıhususunda yard mla ma gibi güzelliklerin pe inde olmal d r.ışşı ıBurada önemli olan nokta; dü ünce plan nda olan ama eyleme dönü türmeyip şışvazgeçti imiz kötülüklerden sorumlu olmad m z gibi, bu dü üncemizden vazgeç-ğı ı ığşti imizde sevap kazanaca m z olgusudur. Dü ündü ümüz ve yapt m z her eyin ğğı ışğı ı ığşRabbimiz taraf ndan bilindi inin idrakinde olan biz Müslümanlar nerede olursak ığolal m kötülük yapmam za imkân var m d r? Çünkü bizler ne yaparsak yapal m ııı ııRabbimiz taraf ndan bilinmektedir:ı“Andolsun, insan biz yaratt k ve nefsinin ona verdi i vesveseyi de biz biliriz. Çünkü ıığbiz ona ah damar ndan daha yak n z. Üstelik biri insan n sa taraf nda, biri sol taraf nda şıı ıığııoturmu iki al c melek de (onun yapt klar n ) al p kaydetmektedir.”şı ııı ıı(Kâf, 50/16-17) bu-yuran Rabbimiz, bizim her yapt m z hakk yla bilmekte ve meleklerine kaydettir-ı ı ı ığı

57mektedir. Böyle s k bir kontrol alt nda oldu umuzu dü ünerek her hâlimizle do ru ı ıığşğve dürüst davranmal y z. ı ı“ nsan hiçbir söz söylemez ki onun yan nda (yapt klar n ) gözetleyen (ve kaydeden) İııı ıhaz r bir melek bulunmas n.”ıı(Kaf, 50/18) ayetine kulak verip, her konu tu umuz ve ş ğyapt m z n kayda geçti ini dü ünerek bütün hayat m z boyunca Rabbimizin emir-ı ı ı ığğşı ılerine uygun hareket etmeliyiz. öyle bir dü ünelim; ticaret yaparken yan m zda Şşı ıolmayan birine bir ey vermemiz gerekti inde, kimsenin bulunmad bir ortamda şğı ı ğonun hakk n tam olarak veriyor muyuz? Kimsenin bilemeyece i, göremeyece i bir ı ığğyerde bir haram i lemeyi veya birine bir kötülük yapmay planlad m z zaman ışıı ı ığinsanlar görmüyor ama ilmi her eyi ku atan Rabbim beni görüyor diye ürpererek şşhemen bu kötülükten vazgeçebiliyor muyuz? Yoksa nas l olsa kimse görmüyor, öy-ıleyse rahatl kla bu haram i leyebilirim mi diyoruz. E er kimse görmese de Rabbim ıışğbeni görüyor ve yapt klar m biliyor diye o kötülükten uzakla abiliyorsak i te mese-ıı ışşle hallolmu demektir. Yüce Rabbimizin her eyi bildi ine ve ahirette bu yapt m z şşğı ı ığkötülüklerden hesaba çekilece imize inand m za göre nas l yanl l k yapabiliriz?ğı ı ığıı ışE er tek ba m za kald m zda nas l olsa kimse görmüyor diye haramlar ve ğşı ıı ı ığııkötülükleri i leyebiliyorsak hemen bu yanl l ktan vazgeçmeli ve yüce Rabbimizin şı ışşu uyar s na kulak vermeliyiz:ı ı“(Ey Muhammed!) Sen hangi i te bulunursan bulun, ona dair Kur’an’dan ne okursan şoku ve (ey insanlar, sizler de) hangi eyi yaparsan z yap n, siz ona dald n zda biz sizi şııı ı ığmutlaka görürüz. Ne yerde, ne de gökte, zerre a rl nca, (hatta) bu zerreden daha küçük ğ ğı ı ıveya daha büyük olsun, hiçbir ey Rabbinden uzak (ve gizli) olmaz; hepsi muhakkak apa-şç k bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yaz l )d r.”ıı ı ı(Yunus, 10/61)

58ALLAH, İMAN EDENLERİN DOSTUDUR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّۙا ّ ُ وَ ِ ّ ا ۪ َ ا َ ُ ا ُ ْ ُ ُ ْ ِ َ ا َ ت ِ اِ ا ّ رِ وَا ۪ َ َ َ ُوا اوْ ِ َ ؤُ۬ ُ ُ ا ُ ت َُّٓٓ َََُّّۜ َُُُِٰۙ َّ َٰ ُ ْ ُ َ ُ ْ ِ َ ا ّ رِ اِ ا َ ت ِ او۬ ئِ ا ْ َ ب ُ ا ّ رِ ُ ْ ۪ َ َ ِ ُونَُ۟ۚ ٰ َ َّٓۜ َُُُِ“Allah, iman edenlerin dostudur. Onlar karanl klardan ayd nl a ç kar r. ııı ığııKâfirlerin velileri ise tâ uttur. (O da) onlar ayd nl ktan karanl klara ğıı ıı(sürükleyip) ç kar r. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kal rlar.” (Bakara, ııı2/257)Yüce Allah’ n insana en büyük nimet olarak bah etti i ak l ve iradeyi düzgün ışğıkullanarak sahte tanr lar yerine Allah’a iman tercih edenler O’nun manevî yak nlar ııııve dostlar olurlar. Tüm evrenin tek hâkimi olan Allah’a teslim olan, O’nu kendisine ıtek vekil ve tek dost edinen, O’na gönülden sevgi, itaat ve sayg dolu bir korku ile ıboyun e en her insan, Allah’ n velayeti alt nda demektir. Allah, ne güzel veli ve ne ğııde güzel dosttur.Veli, velâyeti alt ndaki insan korur, menfaatini gözetir ve onun yard mc s olur. ıııı ıYüce Allah bizler için hakiki dost oldu u gibi en güzel yard mc d r. Bizim hâlimizi ğıı ıen iyi bilen O’dur. Ancak O’na ibadet eder, isteklerimizi O’ndan ister, O’na s n r z. ı ı ı ığO’da bizim dualar m za icabet eder. O’nun yüceli i ve kudreti her eyi ku atm t r. ı ığşşı ışRabbimiz bize bizden daha yak nd r. çimizi, d m z bilir. Bu bak mdan biz mü-ı ıİı ı ı ışıminler, gerçek dostun ancak yüce Allah oldu unu bilerek her hâlimizi gönül diliyle ğancak O’na açar z. Bu gönülden yakar m za O icabet eder. Böylece mümin kulla-ıı ı ı şr n , karanl klardan ayd nl a ç karan, i lerinde ba ar , gönüllerine huzur bah eden ı ııı ığışşışO’dur. Bizi devaml koruyup gözeten, iki cihanda saadete erebilmemiz için bütün ıimkânlar önümüze seren de O’dur.ıMüminlerin gerçek dostu Allah’t r. Rabbimiz müminleri sever, amellerinin kar l -ışı ığı ın tam olarak verir. O, müminleri, kötülüklerden korur ve yard m eder. Rabbimizin ı* Dr. Bahattin AKBA Ş

59sevgisi ve dostlu u, iman edip salih ameller i lemek, Allah ve Peygamberin emir ve ğşyasaklar na uymak, Allah ve yaratt varl klar n haklar na sayg duymak suretiyle ıı ı ğııııkazan l r. Bir mümin Allah’ n Kitab na ve Hz. Peygamberin sünnetine ne kadar uyar, ı ıııgünah ve haramlardan ne kadar sak n rsa o nispette Allah’ n dostlu una eri ir.ı ıığşAllah’ n müminlerin dostu olmas bizler için büyük bir eref, güven kayna ve ıışğ ıheyecan vesilesidir. Velisi Allah olan bir müminin elbette yolu ayd nl k olur, yüce ı ıAllah, onu karanl klardan ç kar r; nura ve ayd nl a kavu turur. Bu itibarla Allah’ n ıııı ığşıonlar n velisi olmas sebebiyle müminlerin kalbi huzurlu ve mutmain, zihni berrak ııve akl kar kl ktan uzak olur. Sahte tanr lar velî edinenlerin durumu ise mümin-ıı ı ışı ılerinkinin aksine; nur yerine zulmet, ayd nl k yerine karanl k, huzur yerine huzur-ı ıısuzluk ve ak l kar kl ndan ibaret olur.ıı ı ı ışğAncak Allah Teâlâ’n n dostlu unu kazanmak için O’na iman etmi olmakla bir-ığşlikte, Hz. Peygamberimizle buyurduklar na tabi olmak, bunlar yerine getirmek ııiçin çal p çabalamak, gözümüzü ve gönlümüzü perdeleyen örtülerden s yr lmak ı ı şı ıgerekir. Bu örtüler, hakikati görmemize engel olan vefâs zlar gürûhudur. Bunlar ıise hiçbir hak hukuk gözetmeden bireysel ç karlar m z her eyin üstünde tutarak ıı ı ışdünya mal na dü künlüktür, and r, öhrettir, ehvettir. Bizi tehlikeye dü üren bü-ışşışşştün nefsanî istek ve arzulard r, tamaht r. Bu gibi tutkulara esir olmaktan kurtulal m ıııve yalanc perdelerden s yr lal m; Hakikî Dost’a do ru yol alal m. Yüce Rabbimize ıı ı ığıgere i gibi iman edip kulluk görevlerimizi yerine getirerek O’na dost olabilmenin ğmutlulu unu ya ayal m.ğşı

60ALLAH, KALPLERDE GİZLENENİ HAKKIYLA BİLENDİR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّ ا اِ ّ ُ ْ َ ْ ُ ن ُ ُورَ ُ ْ ِ َ ْ َ ْ ُ ا ِ ْ ُا ۪ َ َ ْ َ ْ ُ ن ِ َ َ ُ ْ َ ْ ُ َ ُ ُون وَ ََِ َََّۙ َََۜ ٓ َُ ْ ِ ُ نۚ اِ ّ ُ َ ۪ ٌ ِ ات ِ ا ّ ُورِ ََُ َ“ yi bilin ki onlar, O’ndan gizlenmek için, kalplerindeki dü manlİşı ı ğgizliyorlar. Yine iyi bilin ki, elbiselerine büründükleri zaman bile, Allah onlar n gizlediklerini de, aç a vurduklar n da bilir. Çünkü O, gö üslerin ıığı ığözünü (kalplerde olan ) hakk yla bilendir.” (Hûd, 11/5)ııMealini verdi imiz ayet-i kerimede mü riklerin Peygamber Efendimizden giz-ğşlenmeleri; O’nun Rabbinden getirdiklerine inanmad klar ve kalplerindeki dü man-ıışl gizledikleri anlamlar n ihtiva etmektedir. Ancak ne kadar gizlerlerse gizlesinler, ı ı ğı ıistedikleri elbiselerine bürünsünler bunun Rabbimiz taraf ndan bilinece i ayetin ığdevam nda çok vurgulu bir ekilde ortaya konularak öyle buyurulmaktad r: ışşı“O, gö üslerin özünü (kalplerde olan ) hakk yla bilendir.” ğııZira yüce Rabbimizin gü-zel isimlerinden biri de devaml , eksiksiz ve her eyin özünü bilen anlam na gelen ışı“Alîm”dir. Bu güzel ismi gere inceğ “O, gayb da, görünen âlemi de bilendir, mutlak güç ısahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”(Te abûn, 64/18)ğ Hüküm ve hikmet sahibi olan Rabbimizden her nerede olursa olsun hiçbir ey gizli de ildir. şğ“Göklerdeki ve yerdeki her eyi bilir. Gizlediklerinizi de aç a vurduklar n z da bilir. şığı ı ıAllah, gö üslerin özünü (kalplerde olan ) hakk yla bilendir.”ğıı(Te abûn, 64/4)ğŞu halde aç ktan veya gizlice yapt klar m z hatta kalbimizden geçirdiklerimiz ııı ıdahi Rabbimiz taraf ndan bilinmektedir. Öyleyse bizim hem dü üncelerimizin hem ışde davran m z n do ru, güzel ve hay r istikametinde olmas gerekir. Çünkü bunla-ı ı ı ışğıır hiç kimse görmüyor ve bilmiyor olsa da Rabbimiz bilmekte ve görmektedir. Elbet-ıte dü ünce safhas nda olup henüz iliyata geçmemi dü üncelerimizden sorumlu şıfişşolmay z. Ancak davran lar m z n ortaya ç kmas n n öncesinde dü üncelerimizin ıı şı ı ııı ış* Medet CO KUN Ş

61etkisinin oldu unu da inkâr edemeyiz. K saca iyi dü ünen insan iyi i ler yapar. E er ğışşğiyilik yapmaya niyet eder de yapmazsak bu niyetimizden dolay Allah kat nda tam ııbir iyilik sevab kazanaca m z, e er iyili e niyetlenir de yaparsak on kat ndan yedi ığı ığğıyüz kat na kadar hatta daha fazla sevap kazanaca m z unutulmamal d r ığı ıı ı(Buharî, “Ri-kak”, 31; Müslim, “ man”, 59)İ.Burada önemli olan nokta; dü ünce plan nda olan ama eyleme dönü türmeyip şışvazgeçti imiz kötülüklerden sorumlu olmad m z gibi, bu dü üncemizden vazgeç-ğı ı ığşti imizde sevap kazanaca m z olgusudur. Dü ündü ümüz ve yapt m z her eyin ğğı ışğı ı ığşRabbimiz taraf ndan bilindi inin idrakinde olan biz Müslümanlar nerede olursak ığolal m kötülük yapmam za imkân var m d r? Çünkü bizler ne yaparsak yapal m ııı ııRabbimiz taraf ndan bilinmektedir:ı“Andolsun, insan biz yaratt k ve nefsinin ona verdi i vesveseyi de biz biliriz. Çünkü ıığbiz ona ah damar ndan daha yak n z. Üstelik biri insan n sa taraf nda, biri sol taraf nda şıı ıığııoturmu iki al c melek de (onun yapt klar n ) al p kaydetmektedir.”şı ııı ıı(Kâf, 50/16-17) bu-yuran Rabbimiz, bizim her yapt m z hakk yla bilmekte ve meleklerine kaydettir-ı ı ı ığımektedir. Böyle s k bir kontrol alt nda oldu umuzu dü ünerek her hâlimizle do ru ı ıığşğve dürüst davranmal y z. ı ı“ nsan hiçbir söz söylemez ki onun yan nda (yapt klar n ) gözetleyen (ve kaydeden) İııı ıhaz r bir melek bulunmas n.”ıı(Kaf, 50/18) ayetine kulak verip, her konu tu umuz ve ş ğyapt m z n kayda geçti ini dü ünerek bütün hayat m z boyunca Rabbimizin emir-ı ı ı ığğşı ılerine uygun hareket etmeliyiz. öyle bir dü ünelim; ticaret yaparken yan m zda Şşı ıolmayan birine bir ey vermemiz gerekti inde, kimsenin bulunmad bir ortamda şğı ı ğonun hakk n tam olarak veriyor muyuz? Kimsenin bilemeyece i, göremeyece i bir ı ığğyerde bir haram i lemeyi veya birine bir kötülük yapmay planlad m z zaman ışıı ı ığinsanlar görmüyor ama ilmi her eyi ku atan Rabbim beni görüyor diye ürpererek şşhemen bu kötülükten vazgeçebiliyor muyuz? Yoksa nas l olsa kimse görmüyor, öy-ıleyse rahatl kla bu haram i leyebilirim mi diyoruz. E er kimse görmese de Rabbim ıışğbeni görüyor ve yapt klar m biliyor diye o kötülükten uzakla abiliyorsak i te mese-ıı ışşle hallolmu demektir. Yüce Rabbimizin her eyi bildi ine ve ahirette bu yapt m z şşğı ı ı ğkötülüklerden hesaba çekilece imize inand m za göre nas l yanl l k yapabiliriz?ğı ı ığıı ışE er tek ba m za kald m zda nas l olsa kimse görmüyor diye haramlar ve ğşı ıı ı ığııkötülükleri i leyebiliyorsak hemen bu yanl l ktan vazgeçmeli ve yüce Rabbimizin şı ışşu uyar s na kulak vermeliyiz:ı ı“(Ey Muhammed!) Sen hangi i te bulunursan bulun, ona dair Kur’an’dan ne okursan şoku ve (ey insanlar, sizler de) hangi eyi yaparsan z yap n, siz ona dald n zda biz sizi şııı ı ığmutlaka görürüz. Ne yerde, ne de gökte, zerre a rl nca, (hatta) bu zerreden daha küçük ğ ğı ı ıveya daha büyük olsun, hiçbir ey Rabbinden uzak (ve gizli) olmaz; hepsi muhakkak apa-şç k bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yaz l )d r.”ıı ı ı(Yunus, 10/61)

62ALLAH KATINDA DİN İSLAM’DIR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّاِن ا ۪ َ ِ ْ َ ٰ ِ ْ ِ ْ َ مُ وَ َ ا ْ َ َ ا ۪ َ او۫ ُ ا ا ِ َ ب َ اِ ِ ْ َ ْ ِ َ َ ءَ ُ ُ ا ِ ُْ َََُّّْْٓ۠ ا ّ اّ َِّ َ ِٰ ِ َ ِن ا ّ َ َ ُ ا بّْ۪ ََٰ ْ ً َ ْ َ ُ ْ وَ َ ْ ـَ ْ ُ ْ ِ َ ت ِ ا ّ ٰۜ“ üphesiz Allah kat nda din slam’d r. Kitap verilmi olanlar, kendilerine Şıİışilim geldikten sonra s rf, aralar ndaki ihtiras ve a r l k yüzünden ayr l a ıışı ı ıı ığdü tüler. Kim Allah’ n ayetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesab çok şııçabuk görendir.” (Âl-i mran, 3/19)İDin ak l sahipleri insanlar kendi tercihleriyle bizzat hay r olan eylere götüren ııışilâhî bir kanundur. Dini vahiy yoluyla bildiren Allah’t r; peygamberlerin görevleri ıtebli etmektir. Bütün gerçek dinler Allah’tan gelmi ve sa yetlerini koruduklar ğşfiısürece yürürlükte kalm t r. lk insan olan Hz. Âdem (a.s) ayn zamanda ilk pey-ı ışİıgamberdir. nsanl n ilk dini de Hak dindir. Peygamberlerin getirdikleri dinler te-İı ı ğmel nitelikleri itibariyle ayn d r. Sadece ya an lan bölge ve döneme göre de i en ı ışığ şbaz kurallar d nda temel inanç esaslar nda ve genel prensiplerde de i me yoktur. ıı ı şığ şAncak slam ad son peygamber sevgili Peygamberimizin tebli etti i dine ad olarak İığğverilmi tir: ş“Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamlad m ve sizin için ıdin olarak slam’ seçtim.” İı(Mâide, 5/3)Yüce Allah taraf ndan indirilen kutsal kitaplar asl nda ayn esaslar ihtiva etmek-ııııtedir. Sonralar insanlar bu esaslar kendi ç karlar istikametinde yorumlam ya da ııııı şç karlar na uymayan baz bölümleri ilahî kitaplardan ç karm lard r. Hatta insanlar, ııııı şıhaddi a mak, haks z kazanç elde etmek, birtak m imtiyaz ve haklar elde etmek için şııde yeni dinler icat edebilmi lerdir.şSevgili Peygamberimiz peygamberlerin, onun getirdi i din de dinlerin sonun-ğcusudur. Bu sebeple slam en mükemmel dindir. Yahudilik dünya hayat na, H ris-İıı* Dr. Bahattin AKBA Ş

63tiyanl k da dünyadan uzakla p manevî hayata daha çok a rl k verirken slam her ış ığı ıİikisi aras ndaki dengeyi kurmu ve korumu tur.ışşİslam’ di er dinlerden farkl k lan en önemli özellik, O’nun belirli bir topluma ığı ıde il, bütün insanl a gönderilmi olmas ve en son ilahi mesaj olu udur. Kur’an- ğığşışıKerim, di er kitaplar n da ihtiva etti i temel esaslar yeniden ortaya koymu ; daha ğığışönceki kitaplarda yer alan gerçekleri tasdik etmi , tahrif edilen hususlar da düzelt-şımi tir. slam’da, hak dinin temel prensipleri kesin bir ekilde ortaya konmu , zama-şİşşna ve mekâna göre de i ebilecek hükümler din bilginlerinin içtihatlar na b rak l-ğ şııım t r. Onun k yamete kadar hak din olarak geçerlili ini sa layan da bu niteli idir.ı ışığğğİslam, madde-mana, dünya-ahiret dengeleri aç s ndan en ölçülü ve kolayca ya-ı ışanabilen bir dindir. Çe itli emir ve hükümlerde kolayl öngörmesi aç s ndan da şı ı ğı ıen kolay olan bir dindir. Allah kat nda din slam oldu una göre, slam’dan ba ka bir ıİğİşdin aranamaz. Bu gerçek yüce Allah taraf ndan öyle beyan edilmi tir: ışş“Allah kat nda din, üphesiz slam’d r.”ışİı(Âl-i mrân, 3/19)İ“Kim slam’dan ba ka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o İşahirette hüsrana u rayanlardan olacakt r.”ğı(Âl-i mrân, 3/85)İAllah taraf ndan indi i ekliyle varl n muhafaza eden tek din, dinimiz slam’d r. ığ şı ı ığİıBunda üphe yoktur. Bununla birlikte, imtihan dünyas nda, insanlar n farkl din ve şıııanlay lara mensup olmalar da mümkündür. Bu onlar n kendi tercihleridir. Kimse-ı şııyi din tercihi konusunda zorlayamay z. Ancak, herkes tercih ve uygulamalar ndan ııdolay hesaba çekilecektir.ıFarkl dine mensup insanlar n din ve inanç hürriyetlerini özgürce ya ayabilmele-ıışri önemlidir. nsanlar n farkl dinden de olsa kavga ve iddetten uzak, kar l kl hak İıışşı ı ıve hukuka riayet edecek bir ortamda ya ama imkânlar n sürdürmesi önem ta r. şı ış ıDinde zorlama yoktur. nsanlar din hürriyetine sahiptir. Dinler, iddet, kavga ve ge-İşrilim nedeni olmamal d r. Allah kat nda hak din olan slam’ n özü bar t r, huzurdur ı ııİıı ışve mutluluktur. slam Dini bizim için gerçek huzur ve bar kayna d r.İı şğı ı

64ALLAH, KİMSEYE ZULMETMEZ*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ َِّوَ ـُ َ ِ ُ َ ْ ً اِ وُ ْ َ َ وَ َ ْ َ ِ َ ب ٌ َ ْ ِ ُ ِ َ ّ وَ ُ ْ ُ ُ نْ َََََِّّْ“Biz hiçbir kimseye gücünün yetti inden fazla yük yüklemeyiz. Kat m zda ğı ıhakk söyleyen bir kitap vard r. Onlar zulme, haks zl a u rat lmazlar.” ııı ığğı(Mü’minûn, 23/62)Yüce Allah bu dünyay insanlar s namak için yaratm t r. ıı ıı ış“Allah, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak, herkese kazand n n kar l verilsin diye yaratm t r.”ı ı ığş ğı ı ıı ış(Câsiye, 45/22) nsanlar kendi kazand klar na göre, ahirette farkl ekillerde muamele göre-İııışceklerdir (Hac, 22/10) Güzel mükâfatlara muhatap olabilmek için, insan n kendine ızulmetmemesi gerekir. Ki inin kendine zulmetmesi demek, Allah’ n çizdi i s n rlar şığı ııa mak demektir ş(Talâk, 65/1). Bu s n rlar kimileri çok fazla a arak ‘s rat- müstakim’ ı ıışııdiye ifade edilen Allah’ n yap lmas n istedi i ibadet ve güzel davran lar terk eder ııı ığı şıve kendilerine daha farkl yol ve ideolojiler edinirler. Bu ekilde s n r a an insanlar, ışı ı ışsadece ahirette de il, dünya hayat nda da felaketlerle kar la abilirler. Yüce Allah, ğış şıKur’an’da baz kavimlerin maruz kald ak betlerden bahseder ıı ı ğı(Ankebût, 29/40).Kur’an’da Muhammed ümmetinin üç grupta oldu u, bunlardan kendilerine zul-ğmedenlerin bir grup, iyiliklerde öncü olanlar n bir grup, ikisi aras ndaki insanlar n ıııise vasat bir grup oldu u vurgulanmaktad r ğı(Fat r, 35/32)ı. Burada kendimize sorma-m z gereken soru Kur’an’da ifade edilen bu üç gruptan bizim hangisine dâhil oldu-ığumuz sorusudur.Allah’ n s n rlar n a mak Türkçe’nin çarp c deyi iyle ‘haddi a mak’, f trat olarak ıı ıı ışı ışşıinsan n dü ebilece i bir durumdur. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde ‘ nsanlar ışğİhiç günah i lemeyecek olsa, Allah’ n, onlar n yerine günah i leyecek ba ka insanlar şıışşıgetirece ini’ söylemektedir ğ(Tirmizî, “Da’avât”, 3539). Demek ki, hatalar insandan insana de i se de, her insan n mutlaka bir hata pay vard r. Hatta zaman zaman baz peygam-ğ şııııberler bile bu s n ra yakla t klar n dü ünmü ler, Allah’tan af dilemi lerdir. Zünnûn ve ı ış ıı ışşşMusa peygamberlerin bu do rultuda Allah’a yakar lar vard r. Sebe melikesi Belk s’ n ğı şııı ıKur’an’daki yakar da buna dâhil edilebilir ı ı ş(Enbiyâ, 21/87; Kasas, 28/16; Neml, 27/44). Allah sözünden dönmez (Rûm, 30/6). Allah söz verdi i gibi kendisine inanan ve ğr zas için yararl i ler yapanlar cennetine sokacak, inanmayan insanlar ise zulüm ııışıı* Doç. Dr. Soner GÜNDÜZÖZ

65ve haks zl klar n n sonucu olarak, cehennem azab na çarpt racakt r. Fakat ölmeden ı ıı ııııönce tövbe etme ans herkes için vard r.şııKi inin kendine zulmetmesi, ço u zaman ba kalar na da zulmetmesi sonucunu şğşıdo urur. Allah, mazlum insanlara, ilkinde olmasa bile, ikinci defa haklar n n ihlâli ğı ıdurumunda yard m elini uzataca n beyan etmektedir ığı ı(Hac, 22/60). Zulmedenler, bu hâldeyken azap onlara geldi inde yapt klar zulüm ve haks zl inkâr etmeye çal a-ğııı ı ığı şcaklard r ı(Nahl, 16/28). Fakat hesap günü sorguda her ey aç a ç kaca için onlar n şığığ ııyapt klar haks zl gizleme ihtimalleri yoktur.ııı ı ığYüce Allah, insanlara asla zulmedilmeyece ini Kur’an’da çok çarp c tan mlama-ğı ıılarla ifade etmi tir. Bu ayetlerde Allah’ n, insanlara ‘zerre kadar’ şı(Nisâ, 4/40), ‘hardal tanesi kadar’ (Enbiyâ, 21/47), ‘k l kadar bile’ ı(Nisâ, 4/49) zulmetmeyece i ifade edilmek-ğtedir. Hatta hesap s ras nda insanlar n yap p etti i her eyi apaç k bir kitap say p ıııığşııdökecek ve insanlar n itiraz hakk kalmayacakt r ııı(Kehf, 18/49). Kur’an’ n ifade etti ine göre, bazen insano lunun zulmü o dereceye var r ki, bu ığğızulümler nedeniyle karada ve denizde bozulmalar meydana gelir (Rûm, 30/41). Bu ayet ekosistemde bozulmalar n oldu u, küresel s nman n artt , zararl gazlar n atmos-ığı ııı ı ğııferde tehlike olu turdu u ve kutuplardaki buzullar n eridi i bir zamanda hayat n tam şğığıda orta yerine dü mektedir. Bu olaylar kar s nda insanl n kendisine zulmedi inin şşı ıı ı ğşne demek oldu unu ac bir tecrübe olarak ya ama f rsat yakalamaktay z.ğışıııBu do al felaketlere, dünyam zda 1946’dan bu yana bölgesel ve iç sava larda 25 ğışmilyonun üzerinde insan n öldürüldü ünü, 45 milyon insan n ya ad ortam terk ığışı ı ğıetmek zorunda kald n ve sava ma duru milyonlarca insan n açl k, yoksulluk ve ı ı ığşğıısalg n hastal klarla kar kar ya kald n da eklersek, insan n kendisine zulmetme-ıış ış ıı ı ığısinin ne demek oldu unu daha iyi anlar z.ğıElbette bütün bu yanl lar n dökümü Kur’an’da ifadesini bulan apaç k kitaba da ı şııyans yacakt r. Yap lanlar n dünyevî anlamdaki kâr ve zarar hesaplar n a an, ilâhî ııııı ışödül ve ceza türünden kar l klar da olacakt r. San lmas n ki, hiçbir günah yokken şı ııııııölüme terk edilen k z çocuklar n n ya ad klar ac bo a gidecek, kötülüklerin kar -ıı ışıı ışş ıl olmayacakt r. Allah adildir. ‘Allah âlemlere zulmetmez’ ı ı ğı(Âl-i mrân, 3/108)İ. Fakat cezay hak edenlere de cezalar n verir ıı ı(Zümer, 39/37).Allah’ n vaat etti i nimetler ile vaat etti i cezalar aras nda tercih yapma özgür-ığğılü ü ise insan n kendi elindedir. Allah vaadinden dönmeyece ine göre, haz r f rsat ğığı ıvarken bizim, günahlar m zdan dönerek Allah’tan af ve ma ret dilememiz gerek-ı ığ fimektedir.Konumuzu sevgili Peygamberimizin a z ndan bir duayla bitirelim: ğ ı“Allah’ m! Fakirlikten, azl ktan, peri anl ktan sana s n r m. Zulmetmekten ve zulme ıışıı ı ı ığu ramaktan sana s n r m.”ğı ı ı ığ(Ebû Dâvûd, “Vitir”, 1544) Âmin!

66ALLAH, KOMŞULARLA YARDIMLAŞMAYI EMREDER*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِِّ وَا ْ ُ ُوا ا ّ َ وَ ُ ْ ُ ا ِ ۪ َ ْـًٔ وَ ِ َا ِ َ ْ اِ ْ َ ً وَ ِ ِي ا ُ ْ ٰ وَا َ َ ٰ وَا َ َ ِِْْْْٰ۪ َۜوَا َ رِ ذِي ا ُ ْ ٰ وَا َ رِ ا ُ ُ وَا ّ ِ ِ َ ْ وَا ْ ا ّ ۪ وَ َ َ َ ْ ا ْ َ ـُ ُ ََََِِِِِْْْْْْۙۙاِن ا ّ َ ُ ِ ّ َ ْ َ ن ُ ْ َ َ ُ رًاًَُّ ٰ ََ“Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir eyi ortak ko may n. Ana-babaya, şşıakrabaya, yetimlere, yoksullara, yak n kom uya, uzak kom uya, yan n zdaki ışşı ıarkada a, yolcuya, elinizin alt ndakilere iyilik edin. üphesiz Allah, şıŞkibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa, 4/36)İnsan, yarat l ve ihtiyaçlar gere i, toplum hâlinde ya amaya mecburdur. Bir ı ı ışığşba ka ifadeyle insan toplumsal bir varl kt r. Hiçbir eye ihtiyac olmayan tek varl k şı ışııise sadece Allah’t r. O nedenle herkes birbirine muhtaç olacak ekilde yarat lm t r. ışı ı ışŞüphesiz bir toplumda herkesin ayn düzeyde olmas dü ünülemez. nsanlar pek ıışİçok aç dan farkl statüde bulunurlar. Maddî aç dan imkân olanlara zekât, tre, sa-ııııfidaka vb. ibadetlerin emredilmesinden, asl nda toplumda fakir-zengin aras sevginin ııtemini amaçlanmaktad r. Çünkü imtihan alan olarak nitelendirilen bu dünya ha-ııyat nda, hemen her an s k nt ve problemlerle kar kar ya kal nabilmekte, kimse ıı ı ış ış ııbunun üstesinden tek ba na kalkamamaktad r.ş ııİşte bu noktada, farkl imkân ve yetenekleri bir arada bar nd ranlar n, birbirle-ıı ııriyle dayan ma ve yard mla mas ortaya ç kmaktad r. Ailemiz ve akrabalar m zdan ı şışıııı ısonra problemlerimizin çözümünde yard m na ba vuraca m z en yak n kimseler ı ışğı ııkom ular m zd r. O sebeple yukar da verilen âyette, yak n ve uzak kom uya iyilik şı ı ııışyap lmas emredilmektedir.ıı* Doç. Dr. Ömer YILMAZ

67Dinimiz slam, böylece hayat m z n vazgeçilmez bir parças olan kom ulu un İı ı ıışğönemi üzerinde özenle durmu ve kom uluk ili kilerine dair hayatî prensipler getir-şşşmi tir. Kur’an- Kerim, yüce Yaratan’a kullukla beraber ba ta ana-baba olmak üzere şıştoplumun di er kesimleriyle birlikte kom ular m zla da iyi ili kiler kurulmas n bir ğşı ışı ıgörev olarak vurgulamaktad r. Bu bak mdan kom uya iyilik etmek, sevinç ve üzün-ııştüsünü payla mak, ondan gelebilecek baz s k nt lara sabredebilmek, onlar olgun-şı ı ı ıılukla kar lamak dinimizin bir emridir.ş ıİşin bir boyutu böyleyken, di er taraftan kom uluk ili kilerinde daha dikkat-ğşşli davranmak, birbirimizin hak ve hukukuna sayg göstermek oldukça önem arz ıetmektedir. Özellikle büyük ehirlerde bu daha da önemli olsa gerektir. Öyle ki şapartmanlarda ki ilerin birbirini tan mad , selamla malar n eskiye oranla azald , şıı ı ğşıı ı ğhüzün ve mutluluk günlerindeki duygular n payla lmad görülmektedir. Hâlbuki ış ıı ı ğüst kattaki bir kom unun cenazesinden, alt katta oturan n haberi olmuyorsa, bu şıbizi oturup dü ünmeye sevk etmelidir. O nedenle yard mla may sadece madde ve şışıparayla s n rlamak mümkün de ildir. Yard mla ma bazen de manevî olabilir. Aile ı ığışgörü meleri, tebrikle me ve ziyaretle meler bu cümleden görülmelidir. Toplumsal şşşya am n gereklerine riayet etme, ortak alanlar n temiz kullan lmas gibi hususlar da şııııkom uluk ili kilerinde dikkatle üzerinde durulmas gereken konular aras ndad r.şşıııSözleri ve örnek ya ant s yla bizlere hayat veren, insanl k ve kulluk bilincimizi şı ııgüçlendiren sevgili Peygamberimizin kom ulukla ilgili hadisleri büyük mesajlar ta-şş ımaktad r.ıNetice itibariyle, son zamanlarda bizi biz yapan de erlerden uzakla mam z n ğşı ısonucu birbirimizle olan ili kilerimiz zay amakta, hatta kaybolma noktas na gel-şıflımektedir. Adeta insanlar kalabal klar aras nda yaln zla maktad r. Nitekim Avrupa ııışıbunun s k nt s n çekmekte ve yeniden kom uluk ili kilerini tesis etmek için baz ı ı ı ı ışşıfaaliyetlerde bulunmaktad r. Orada baba, evlad ndan; evlat, ailesinden; kom u ıışkom usundan kaçmaya ba lam t r. Bireycilik ve ki isel menfaatler hâkim olmu tur. şşı ışşşBizim dinimizde, kültürümüzde, örf-âdetimizde böyle bir ey yoktur, olmamal d r. şı ıİş ve dünyevîle menin getirdi i s k nt lar biliyoruz. Ancak yine de ebeveyne, dost-şğı ı ı ılara, kom ulara zaman ay rmak gerekti i bilincinde olal m. Birbirimizin derdini dert şığıedinelim. Yard mla al m, unutmayal m ki âhiret hayat nda bizi yediklerimiz de il, ışııığyedirdiklerimiz kurtaracak, terazi kefesine bunlar konacakt r.ı

68ALLAH, KULUNU PİŞMANLIK DUYMASIN DİYE UYARIYOR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّٓ وَا ۪ ُ ا اِ رَ ِّ ُ ْ وَا ْ ِ ُ ا ُ ِ ْ َ ْ ان َ ْ ِ ـَ ُ ُ ا َ اب ُ ُ ّ ُ ْ َ ُون وَا ّ ِ ُ ا ا ْ َ َ ََ ٓ َََ َْ ََ ََِْٓ َٰ ا ْ ل اِ ـْ ُ ْ ِ ْ رَ ِّ ُ ْ ِ ْ َ ْ ان َ ْ ِ ـَ ُ ُ ا َ اب ُ َ ْ َ ً وَا ْ ُ ْ َ ْ ُ ُونۙ ان َ ُ ل َ ْ ٌ َََ َ ََْْ ََ ُِْ َ َِ ٰ ِ وَاِن ُ ْ ُ ِ َ ا ّ ِ َ اوْ َ ُ ل ْ انا ّ َ َ ٰ َ۪ َ َ ّ ََٰ۪ َََْۙ ْ َ ٰ َ َ َ َ ُ ۪ َ ْ ا ّ ُِّْٰ ْ ُ ِ َ ا ُ ّ ۪ َ اوْ َ ُ ل ۪ َ َ َى ا َ اب َ ْ ان ۪ َ َةً َ ُ ن ِ َ ا ُ ْ ۪ َ َ َ ْ َِْٰ َََّ َ ّْ َََْۙ َََ ءَ ْ ا َ ۪ ـَ َ ْ َ ِ َ وَا ْ ـَ ْ َ ْت َ وَ ُ ْ َ ِ َ ا َ ِ َ ََّْ۪ ٰٓ“Azap size gelmeden önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yard m edilmez. Fark nda olmadan azap size ans z n gelmeden önce, ııı ıRabbinizden size indirilenin en güzeline uyun ki, ki i, ‘Allah’ n yan nda, şııi ledi im kusurlardan dolay vay hâlime! Gerçekten ben alay edenlerden şğıidim’ demesin. Yahut, ‘Allah beni do ru yola iletseydi, elbette O’na kar ğş ıgelmekten sak nanlardan olurdum’ demesin. Yahut azab gördü ünde, ıığ‘Ke ke benim için dünyaya bir dönü daha olsa da iyilik yapanlardan şşolsam’ demesin. (Allah, öyle diyecek:) ‘Hay r, öyle de il! Âyetlerim sana şığgeldi de sen onlar yalanlad n, büyüklük taslad n ve inkârc lardan oldun.’ ” ıııı(Zümer, 39/54-59)Zaman, rakamlarla ifade edildi inde sonsuz ve geni san l yor. Ancak; ömür ğşı ıve fânilik aç s ndan geriye dönüp hissiyat m z ile bakt m zda oldukça k sa ı ıı ıı ı ığıgörülmektedir. Muhtelif haz ve duygularla insana sevdirilmi olan dünya hayat n n şı ıbaz tehlikeleri de vard r. Hayat devam edip dururken insan n sorumluluk ıııduygusunu, yarat l gayesini, yaratan ve onun buyruklar n unutup, zevk-ü sefa ı ışıı ı* Rüstem BE LER Ş

69pe ine dü erek nefsinin esiri olmas ; daha kötüsü nefsini putla t rmas insano lunun şşış ıığdü ebilece i en büyük tehlikedir.şğBu durum; sabah erkenden çoluk çocu unun r zk n temin için evden ç kan, ğı ı ııyollara dü en birinin, kahvehaneye, oyun ve e lenceye tak l p kalmas gibidir. Öyle şğı ııki, gün geçer, ak am olur. Bu ki i i siz ve a s z olarak evine döner. Kendisi ve çoluk şş şşıçocu u açt r, se ldir. Gününü amac d nda oyunla geçirdi inden çoluk çocu unun ğıfiı ı ışğğyüzüne bakacak yüzü yoktur. O saatten sonra tekrar soka a ç ksa ekmek paras ğııkazanma ans yok. O günü tekrar geri getirmesi mümkün de il. Yapabilece i tek şığğbir ey var. O da pi manl k, üzüntü, mahcubiyet, dövünmek, aile fertleri kar s nda şşışı ıboynu bükük ve ezik olarak kalmak. Kendisini u urlayan ve yolunu gözleyenlerin ğkar s nda küçük dü mek, sevgi, sayg ve itibar n yitirmek, ne kötü durum de il mi? şı ışıı ığBütün bunlar oyun ve e lenceye dalman n bir günlük bilançosu. imdi koskoca bir ğıŞömrü heva ve hevesleri pe inde geçirmi , yaratan n ve yarat l gayesini unutmu , şşı ıı ışşitaat yerine isyan , iman yerine küfrü öne ç karm bir insan n Rabbi kar s ndaki ııı şışı ıhâlini dü ünelim. Bir ömür boyu dünya tarlas ndan ahiret az üretmesi gerekirken, şıı ı ğbütün f rsatlar kaç rarak iyilik yerine kötülük, iman, teslimiyet ve ibadet yerine ıııküfür, isyan ve günah üreten bir insan n hâli nice olur. Ebedî bir hayat nas l olur da ııgeçici bir hayat kar l kaybedilir. Geri dönü ü olmayan son yolculu un gerçekli i, ş ğı ı ışğğgözümüzün önünde cereyan eden milyarlarca “ayet” varken yüce Yarat c n n varl ı ı ıı ı ğnas l unutulur. Elbette bu hâl çok büyük ga et, ihmal ve pi manl k demektir.ıflşıEn güzel huzur ve mutluluk reçetesi, Allah’ n gösterdi i yoldur. Bu reçeteye ığuymay p düzensiz, tertipsiz hayat süren, ahireti unutan ve sadece nefsine uyan ıki i, doktorunun tüm uyar lar na kar n; içki, sigara, uyu turucu kullan p, kumar şı ış ışıoynay p ruhsal ve bedensel sa l n kaybettikten ve kendini mahvettikten sonra ığ ğı ı ıçaresizlik ve ac lar içinde feryat eden kimseye benzer. Ya da her türlü nasihate ve ıuyar lara ra men hukuk ve kural tan mayan, toplum içinde haddini a arak çevresine ığışve kendine zarar veren ve sonunda özgürlükleri elinden al n p hücreye girdi i zaman ı ığçaresizlik içinde “ke ke yapmasayd m!” diye diye dizlerini döven kimse gibidir.şıGünlük hayat m zda çokça ahit oldu umuz bu tür pi manl klardan daha ı ışğşıbüyük ve korkunç olan uhrevi pi manl ya amamak için; Allah’ n ça r s na iyi şı ı ğşığı ıkulak vermek, insan- kamil olmaya çal mak, iyi i ler yaparak iman m z korumak, ıı şşı ı ınefsimizi putla t rmamak, yarat lanlara kar Yaratan’a hürmeten efkat, sevgi ve ş ıış ışmerhametle muamele etmek, nefsimizin de Allah taraf ndan yarat lan milyarlarca ııyarat ktan biri oldu unu dü ünerek inanan, seven, sevilen, sayg l ve sayg n bir ığşı ııinsan olmam z gerekir.ıYüce Allah, yaratt kulunu, i te bu ayetleri ile bariz bir ekilde uyar rken; yine ı ı ğşşırahmetiyle tecelli etmi , dönü ü ve tela si olmayan son yolculu unu yapmadan şşfiğönce kulun gelece i görerek kendine çeki düzen vermesine dikkat çekmi tir.ğş

70ALLAH, MÜ’MİNLERİN VELÎSİDİR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّاِن وَ ِ ِّ َ ا ّ ُ ا ۪ ي َ َل ا ِ َ ب َ وَ ُ َ َ َ َ ا ّ ِ ۪ ََََّۘ َّْٰ َّّ“Çünkü benim velim, Kitab’ (Kur’an’ ) indiren Allah’t r. O, bütün salihlere ıııvelilik eder.” (A’râf, 7/196)Dost, arkada , seven, yard m eden, koruyup gözeten, birinin i ini üzerine alan, şışidare eden gibi anlamlara gelen “velî” kavram , Kur’an- Kerim’de hem Allah için ııhem de di er varl klar için kullan lm t r: ğıı ı ış“... Allah dost olarak yeter. Allah yard mc olarak da yeter.” ı ı(Nisâ, 4/45), “Yoksa onlar Allah’tan ba ka dostlar m edindiler? Hâlbuki gerçek dost Allah’t r…” şıı( ûra, 42/9)Ş, “O, insanlar umutlar n kestikten sonra ya muru indiren, rahmetini her tarafa yayan-ı ığd r. O, dost oland r, övülmeye lây k oland r.” ıııı( ûrâ, 42/28)ŞAllah (c.c)’ n en güzel isimlerinden (Esmâ-i Hüsnâ) biri de “el-Veliy”dir Bu kav-ı. ram, insan n s fat olarak kullan ld nda ise, Allah’ n dostu ve sevgili kulu demektir.ıı ıı ı ığıKonumuzla ilgili ayette; hem Allah’ n biz kullar na dost oldu u, bizleri sevdi i ıığğve her türlü kötülüklerden esirgedi i hem de kullar n Allah’a dost olmalar gerek-ğııti i ifade edilerek, Hz. Peygamberin ahs nda bütün müminlerden, Allah’a inanç ğşıve ba l l klar n ğı ıı ı“Benim velîm...Allah’t r”ı sözleriyle ortaya koymalar istenmektedir. ıAyr ca, müminlerin yüce Allah’a olan sevgi ve ba l l klar yla O’nun kendisine inan p ığı ıııba lanan iyi kullar na olan sevgisi, koruyuculu u ve lütufkârl dile getirilmekte-ğığı ı ğdir. Buna göre Allah ile müminler aras nda s cak bir ba vard r; müminler Allah’a ıığıgönülden inan p ba lanmakta, O’nu dost bilmekte; Allah da onlar sevmekte, yolla-ığır n ayd nlatan kitab göndermek suretiyle do ru yolu bulup o yolda yürümelerini ı ııığsa lamaktad r ğı(Kur’an Yolu, 2/506-507).İlgili ayette “O, bütün salihlere velilik eder.” cümlesindeki “salihler” ifadesiyle mü-fessirler, Allah’a ortak ko mayan ve O’na isyan etmeyen; emir ve yasaklar na riayet şıeden kimselerin kastedildi ini söylemi tir. “O’nun bütün salihlere velilik etmesi”nin ğş* dris BOZKURTİ

71anlam , onlar görüp gözetmesidir. Onlara yard m eder, isteklerini yerine getirir, ça -ııığr lar n duyar ve ihtiyaçlar n giderir. yi insanlara kar kötülerin kurdu u tuzaklar ı ı ıı ıİş ığıortadan kald r p onlar korur, demektir.ı ııAllah (c.c), müminlerin velisidir. Bu sebeple Allah (c.c), velâyetini kullar na ula -ışt rma ad na, onlar n dünya-ahiret saadetini temin etmek için koydu u kurallar ve ııığıkulluk program n kendilerine duyurmak üzere kitaplar göndermi tir. Nas l ki biz-ı ışıler velayetimiz alt ndaki ki ilere, bir veli olarak arzu ve istediklerimizi bildiriyorsak, ışvelimiz olan Allah da gönderdi i peygamberleri arac l ile bizlere, emir ve yasakla-ğı ı ığr n bildirerek istedi i mükemmelli e ula mam z istemektedir. yileri dost edinen, ı ığğşı ıİonlar n velayetini üzerine alan Rabbimiz gönderdi i kitaplarla kullar n n elinden ığı ıtutar, onlar do ruya, hakka, hidâyete sevk ederek tüm kötülüklerden, zulüm, zor-ığbal k ve dü manl klardan korur. Bunun kar l nda müminler de Allah’ severler. ışış ğı ı ııAllah sevgisi ise, O’nun yüceli ini ve nimetlerini dü ünme neticesinde ki inin kal-ğşşbinde meydana gelen çok özel bir duygunun tezahürüdür. Bu duyguya sahip olanlar Allah’a kar sayg l d rlar, O’nun emirlerini yerine getirip yasaklar ndan sak n rlar. ş ıı ı ııı ıAllah yolunda ve din u runda gayret göstermekten, mallar n ve canlar n feda et-ğı ıı ımekten kaç nmazlar. Kur’an- Kerim’in insanl ula t rmak istedi i hede erin ba-ııı ı ğş ığflş ında Allah’ n birli i inanc na ve Allah’ her eyden daha çok sevme duygusuna ığıışula t rmakt r. Nitekim Bakara suresinin 165. âyetinde ş ıı“ man edenler ise en çok Allah’ İıseverler” buyrularak bu hedefe i aret edilmektedir.şİslam’da hakiki sevgi Allah sevgisidir. Çünkü mahlûkat n as l varl n n sebebi, ııı ı ığkendilerine lütfedilen iyilik ve ikramlar n, maddî ve mânevî nimetlerin sahibi de ıO’dur. En iyi, en güzel olan O’dur. Bütün iyilikler, güzellikler O’ndan gelir, bu se-beple sevilmeye en çok lây k olan O’dur.ıO halde, biz kullar n yarat c m z olan Rabbimizin velayetine lay k olma ad na ıı ı ıııO’nu her eyden çok sevmeli, bütün ili kilerimizin bu sevgiye, dolay s yla Allah’ n şşı ııho nutlu una göre düzenlenmesi gerekti inden, bu ili kilerimiz bilinçli ve iradeli şğğşolmal d r. Bu sebepledir ki Rabbimize kar üzerimize dü en kulluk görevlerimizi ı ış ışeksiksiz yapmaya gayret sarf etmeli, kulluk bilincimizi daima zinde tutmal y z.ı ı

72ALLAH RIZASI*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ َِّ ْ ۪ ي ِ ِ ا ّ ُ َ ا ّ َ َ رِ ْ َا َ ُ ُ ُ ا ّ َ م وَ ُ ْ ُ ُ ْ ِ َ ا َ ت ِ اِ ا ّ رِ ِ ِذْ ِ ۪ َُّ ٍَََُُِِِٰ وَ َ ْ ۪ ْ اِ َاط ٍ ُ ْ َ ِِٰ۪“Allah, onunla r zas pe inde olanlar selamet yollar na iletir ve onlar ıışıııizniyle, karanl klardan ayd nl a ç kar p kendilerini dosdo ru bir yola iletir.” ıı ığıığ(Maide, 5/16)Dinimiz slam’ n gayesi yeryüzünde ya ayan bütün insanlar n dünya ve ahiret İışımutlulu unu sa lamakt r. Dareyn saadeti diyebilece imiz bu mutlulu un yolu bire-ğğığğyin yarat c s ve yarat lanlar ile ileti iminde ortaya koydu u tutum ve davran lara ve ı ı ıışğı şbunlar n özünde bulunan niyetine ba l d r. Yüce kitab m z Kur’an’ örnek ahlak yla ığı ıı ıııhayata ta yan Peygamberimiz ortaya koydu u mükemmel insan pro li ile bizleri ş ığfiAllah kat nda de erli k lacak olan tutum ve davran lar konusunda ayd nlatm -ığıı şıı şt r. Ayr ca Allah kat nda makbul say lan amellerde bulunmas gereken öz (niyet) ıııııkonusunda da dikkatimizi çekmi tir. Buna göre ortaya koydu umuz bütün tutum şğve davran lar m z ancak Allah r zas na yönelik olursa Allah kat nda de er bulur. ı şı ıııığÖzünde Allah r zas bulunmayan hiçbir ibadetimiz veya davran m z Allah kat nda ııı ı ışıde er bulmaz.ğŞuras bir gerçektir ki, dünya hayat nda bizler için en büyük kazanç Allah r zas -ıııın elde edebilmektir. O’nun r zas n kazanabilmek demek iyi ve güzel olan her eyi ııı ışkazanmak demektir. Bu sebeple Allah r zas na nail olmak hepimizin gayesi olma-ııl d r. Çünkü Allah’ n kulundan raz olmas , o kul için dünya ve âhirette en büyük ı ııııbahtiyarl k ve en büyük nimettir. Bu nedenledir ki, bizler birbirimizin iyili ine kar-ığşı ıl k te ekkür mahiyetinde “Allah raz olsun” deriz. Bu cümle belki de birbirimize şıyapt m z en güzel duad r.ı ı ığı* Yunus AKKAYA

73Allah’ n ho nutlu unu kazanabilmek öncelikle O’nun gönderdi i son peygam-ışğğber Hz. Muhammed (s.a.s)’e teslim olmakla olur. Yine Rabbimizin gönderdi i son ğilahi kitap olan Kur’an’a tabi olmak, onu okumak, anlamak ve içerdi i insanlara ğhayat veren ilahi hakikatlere gönül vermekle olur. Okudu umuz ayet-i kerimede ğde yüce Rabbimiz göndermi oldu u Kur’an- Kerim ile r zas n arayanlar mutluluk şğııı ııyollar na ula t raca n ve karanl klardan ayd nl a ç kararak do ru yola sevk ede-ış ığı ııı ığığce ini haber vermektedir. Buradan anla lmaktad r ki, Allah’ n r zas na ula mak çok ğş ııı ıışönemlidir. Ancak ona ula abilmek de Kur’an’a ve Hz. Peygambere tabi olmaktan şgeçmektedir.Davran lar m z ve ibadetlerimizde gerçek anlamda Allah r zas n yakalayabil-ı şı ııı ımek kulluk sürecimizde eri ebilece imiz en önemli merhalelerden birisidir. Çün-şğkü Allah r zas için yapt m z davran lar Allah’ n bizden ho nut olmas sonucunu ııı ı ı ğı şışıdo urur. Allah’ n bizden ho nut olmas ise onun bizi sevmesi anlam na gelir ki bu ğışııdurum hadis-i erifte te bihle ifade edildi i üzere Allah’ n bizim gören gözümüz, şşğıtutan elimiz ve yürüyen aya m z olmas yani her zaman ve her yerde bizi korumas ğı ıııkollamas ve bize yar ve yard mc olmas demektir. Bu ise bizim hem bu dünyada ııııhem de ahirette huzuru ve mutlulu u yakalamam z anlam na gelmektedir.ğııYüce Rabbimizin bizden yapmam z veya yapmamam z istedi i hususlar zaten ı ıı ığbizim kendimiz için iyi, güzel ve hay rl olan eylerdir. Allah r zas n kazanmak ama-ı ışıı ıc yla yapt m z her eyde mutlaka bireysel ve toplumsal hayat m za katk sa laya-ıı ı ığşı ıığcak pek çok güzellik bulunmaktad r. Bir yoksulu doyurmak, bir yetimin ba n ok-ışı ışamak, bir hastay ziyaret etmek vb. güzel tutum ve davran lar sergilemek bireysel ıı şıaç dan bizim ruhen çok farkl bir tatmin duygusu ya amam z sa larken, toplumsal ıışı ığaç dan ise dinimizin önemle üzerinde durdu u sevgi, bar ve karde lik lizlerinin ığı şşfiinsanlar aras nda ye ermesine vesile olur. Ayr ca dinimiz taraf ndan yap lmas ya-ışıııısaklanan eylerden uzak durmak da bize Allah’ n r zas n kazand r r ve bütün bu şııı ıı ıyasaklar da bizim iyili imiz, huzur ve mutlulu umuz içindir.ğğYüce Rabbimiz bizim herhangi bir davran m z niçin yapt m z ve kalbimizin ı ı ı ışı ı ı ığderinliklerinde hangi niyeti ta d m z bilir. unu unutmayal m ki, içinde Allah’ n ş ğı ı ı ı ıŞıır zas bulunmayan hiçbir davran ve ibadet Rabbimizin kat nda de er bulmaz. Sev-ııı şığgili Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde bu durumu öyle izah etmi lerdir:şş“K yamet gününde ilk defa bir ehit hakk nda hüküm verilecek ve Allah ona ne yapt -ışıığı ın sordu unda;ğ- Senin u runda çarp t m, ehit oldum diyecek.ğı ışşFakat Cenab- Hak ona;ı- Yalan söyledin. Sana cesur adam desinler diye çarp t n,ı ışbuyuracak ve o adam yüzüstü sürüklenerek cehenneme at lacak.ı

74Daha sonra ilim ö renip ö reten ve Kur’an okuyan birisi getirilecek. Ona da ne yapt ğğı ı ğsorulacak.- lim ö rendim ve ö rettim. Senin r zan için Kur’an okudum, diyecek. Allah Teala ona;İğğı- Yalan söyledin. lmi sana âlim desinler diye ö rendin ve Kur’an’ da güzel okuyor İğıdesinler, diye okudun. Nitekim öyle de denildi, buyuracak. O da yüzüstü sürüklenerek cehenneme at lacak.ıSonra da zengin bir adam getirilecek. O da mal n Allah r zas için harcad n söyle-ı ıııı ı ığyecek. Allah ona da;- Yalan söyledin. Mal n cömert adam desinler diye sarf ettin diyecek ve o da di erleri ı ığgibi cehenneme at lacak.” ı(Müslim, “ mâre”, 152; Nesâî, “Cihâd”, 22; Müsned, 2/322)İRabbimiz bizleri bu duruma dü mekten korusun. Bizlere r zas na uygun dü en şııştutum ve davran lar yapmay ve r zas n kazanmay nasip eylesin. unu unutma-ı şıııı ııŞyal m ki, Allah r zas olmadan ba ar olmaz, mutluluk olmaz ve Müslüman n en ııışııuzun yolculu u olan cennete ula lmaz. Öyleyse her i imizde, her davran m zda, ğş ışı ı ışkonu mam zda, oturmam zda, kalkmam zda, dostlu umuzda, arkada l m zda, şııığş ğı ı ıkom ulu umuzda sözün özü hayat m z n her an nda Allah r zas n gözetmeliyiz.şğı ı ıııı ı

75ALLAH, SUÇLULARA MÜHLET VERİR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّوَا ۪ َ َ ُ ا ِ َ ِ َ َ َ ْ َ ْرِ ُ ُ ْ ِ ْ َ ْ ُ َ ْ ُ نۚ وَا ْ ۪ ُ ْ اِن َ ْ ۪ ي َ ۪ ٌَََّۜ ََََُّّٰ“Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, biz onlar bilemeyecekleri bir yerden ıyava yava felakete götürece iz. Ben onlara mühlet veririm. üphesiz şşğŞbenim tuza m çetindir.” (A’râf, 7/182-183)ğ ı“Ayetleri yalanlayanlar”dan maksat ba ta Ebû Cehil ve arkada lar olmak üzere şşıMekkeli mü rikler ve evrensel anlamda k yamete kadar gelecek tüm inkârc lard r. şıııBurada yalanlamay , imanî anlamda inkâr etmenin yan nda, âyetlerin getirdi i de-ıığğerlere ald r etmeyip onlar etkisiz k lmaya çal mas ve insan n kendi istek ve ar-ı ışııı şıızular do rultusunda hareket etmesi eklinde de dü ünebiliriz. “Ben onlara mühlet ığşşveririm. üphesiz benim tuza m çetindir.” buyru unun manas ise, “Ben, küfürle-Şğ ığırinde devam etmelerine ra men, onlar dünyada b rak r m. Günahlar n sürdürüp ğııı ıı ıgitsinler diye ömürlerini uzat r m. Tövbe edip hakka dönsünler ve günahtan s yr l-ı ıı ıs nlar diye de isyanlar n n cezas n hemen vermem. Çünkü onlar, benim elimden ıı ıı ıkurtulamaz ve beni aciz de b rakamazlar” eklindedir.ışBuna göre, Allah (c.c) âyetlerini yalanlayan inkârc lar bu kötü niyetleri ve dav-ı ıran lar sebebiyle hemen cezaland rmay p belki bu davran lardan pi manl k du-ı şıııı şşıyarak tövbe etmelerine imkân tan mak için mühlet vermektedir. Bu ki ilere verilen ışmühletin ve tan nan imkânlar n, e er ak llar n ba lar na almazlarsa, azg nl kta daha ıığıı ışıı ıda ileri giderek marmalar na, günahlar n daha da artt rmalar na devam ederlerse ş ııı ııızamanla bu tutumun helaklerine sebep olaca ifade edilmektedir. Ayr ca, slam dini ğ ııİve Müslümanlar için akla hayale gelmedik hile ve desiselere ba vurarak birtak m tu-şızaklar kurmaya ve onlar çökertmeye çal an inkârc lar n bu planlar n bo a ç karan ıı şı ıı ışıAllah’ n kusursuz, adaletli ve hikmetli plan n n oldu u da bildirilmektedir ıı ığ(Kur’an Yolu, 2/499).* dris BOZKURT İ

76Yüce Allah burada bir toplumun çökü ünün hem sebebini hem de biçimini gün-şdeme getirmektedir. “Allah’ n âyetlerini yalanlamak ve onlar yok saymak”, helakin ıısebebi say l rken. “Bilmedikleri noktalardan peyderpey helâke sürüklenmeleri” de ı ıçökü ün biçimini aç klamaktad r. Ayr ca, bu ayette; helakin manevî bir sebebi olan şıııinançs zl k ve ahlaks zl n sosyal çökü ün temeli oldu u vurgulanmaktad r. Ancak ı ıı ı ığşğıbaz insanlar, kendi zevk ve sefalar na dalmalar ndan ötürü bu gerçe in fark nda ııığıde illerdir. nsan, bazen kendisine u soruyu sorar: nançs z, ahlaks z ve zalim ki-ğİşİıışiler, ihti am ve keyif içerisinde bir hayat sürerlerken buna kar l k inançl , ahlakl , şşı ıııdürüst ve erdemli ki iler niçin s k nt içinde ya amaktad rlar? Bu soruyu u ekilde şı ı ışış şcevaplamam z mümkündür: nsan mutlak surette çal mas n n kar l n almakta-ıİı şı ış ğı ı ı ıd r. Ayr ca yüce Allah, sevdi i kullar n n hata ve kusurlar n n cezalar n bu dünyada ıığı ıı ıı ıvererek onlar günahs z olarak kat na kabul etmek isteyebilir, inkârc lar n cezalar n ıııı ıı ıise ahirete erteleyebilir. Di er taraftan inkârc lar n cezalar n n ertelenip kendileri-ğı ıı ıne süre tan nmas , onlar n ceza görmeyece i anlam na gelmez. Çünkü bir müddet ııığısonra Allah (c.c) a maz plan gere i onlar cezaland racakt r. Konu ile ilgili olarak ş şığıııba ka bir ayette öyle buyrulmaktad r: şşı“Biz bir memleketi helâk etmek istedi imizde, onun refah içinde ya ayan mar k ele-ğşş ııba lar na (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük i lerler. Böylece o memleket hakk nda-şışıki hükmümüz gerçekle ir de oran n alt n üstüne getiririz.şıı ı” ( srâ, 17/16)İO halde ilgili âyette, Allah (c.c) kâinata koydu u kurallara kar gelen kullar na ğş ııbu kuru inatlar ndan dönmeleri için nas l mühlet tan yorsa, bizler de sorumlulu-ııığumuz alt ndaki ki ilerin hata ve kusurlar n tela edecek kadar kendilerine f rsat ışı ıfiıtan mal ; hemen onlar cezaland rma yolunu seçmemeliyiz. Yanl yolda olanlara ııııı şpi man olup bu hatadan dönmelerini temin edecek kadar mühlet vermeliyiz.ş

77ALLAH, TÖVBELERİ KABUL EDER*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِِّ ُ َ ِب َ ا ّ ُ ا ُ َ ِ ۪ َ وَا ُ َ ِ َ ت ِ وَا ُ ْ ۪ َ وَا ُ ْ َ ت ِ وَ َ ُ ب َ ا ّ ُ َ ا ُ ْ ِ ۪ َ َِِْْْْٰٰ ّْ وَا ُ ْ ِ َ ت ِ وَ َ ن ا ّ ُ َ ُ رًا رَ ۪ ًَ ْٰۜ“Allah, münaf k erkeklere ve münaf k kad nlara, Allah’a ortak ko an ııışerkeklere ve Allah’a ortak ko an kad nlara azap etmek; mümin erkeklerin şıve mümin kad nlar n da tövbelerini kabul etmek için insana emaneti ııyüklemi tir. Allah çok başğ ş ılayand r, çok merhamet edendir.” (Ahzâb, ı33/73)Cenab- Hak, insan yarat lm lar n en ere isi ve en mükemmeli olarak yarat-ııı ışışflm t r. nsana ak l gibi çok büyük bir nimet ve güç vererek, onu bütün di er canl la-ı ışİığıra üstün ve hâkim k lm t r. Akl sayesinde insan; kendisinden çok daha güçlü olan ı ı ışıtabiat varl klar na hükmedebilmektedir. Örne in çok büyük gemiler in a ederek ıığşdenizlere hükmedebilmekte, çok büyük uçaklar ve uzay araçlar yaparak göklere ıhâkim olabilmektedir. Barajlar yaparak azg n nehirlere gem vurmakta, onlar içme-ııde, sulamada ve enerji üretiminde kullanmakta, rüzgârdan bile enerji elde ederek, onu kendisine faydal hâle getirebilmektedir. Bu kadar büyük nimete sahip olan ıinsan n sorumluluklar da büyük olacakt r. te bundan dolay Allah, en büyük so-ıııİşırumlulu u da insana vermi tir. Göklerin, yerin ve da lar n kald ramad emaneti ğşğııı ı ğinsan yüklenmi tir ş(Ahzâb, 33/72).İnsana yüklenen emanetin ne oldu u konusunda, slam bilginleri tefsir kitapla-ğİr nda çok geni aç klamalar yapm lard r. ışıı şı(Elmal l Hamdi YAZIR, Hak Dini Kur’an Dili, VI, ı ı3934, stanbul, 1971; Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, IV, 406, Ankara, 2006)İ Biz bu büyük emaneti, özet olarak öyle ifade etmek istiyoruz: Tevhidi, yani yarat c m z n birli i-şı ı ı ığni kabul etmek ve ba ka insanlara da anlatmak, Allah’ n bize gönderdi i Kur’an- şığı* Mustafa KILIÇ

78Kerim’de tebli edilen esaslar ya ayarak, insanî ili kilerimizde adaleti uygulamak ve ğışşyarat lm lar n en üstünü olarak bize verilen kulluk görevlerimizi ifa etmek.ı ışıMetnini ve mealini okudu umuz ayet-i kerimede Rabbimiz; emanetin inanan-ğinanmayan bütün insanlara yüklendi ini haber vermi tir. nanan ve kulluk görev-ğşİlerini yerine getiren insanlar n, kul olarak i leyecekleri kusurlar n arkas ndan yapa-ışııcaklar tövbelerini kabul edece ini, bunlar n Allah’ n baığıığ şı ından ve merhametinden de bol bol faydalanacaklar n ancak kendisine irk ko anlar n ve münaf kl k yapan-ı ışşıı ılar n ise hak ettikleri cezaya çarpt r lacaklar n bildirmi tir.ıı ıı ışAyetin müminlerle ilgili olan tövbe bölümü üzerinde biraz daha durmak istiyo-ruz. Bilindi i gibi insan hem günah hem de sevap i leyebilecek ekilde yarat lm t r. ğşşı ı ışİdeal olan , bir Müslüman n bütün hayat nda hiç günaha bula madan ya amas d r. ııışşı ıAma ne yaz k ki bunu hepimiz ba aram yoruz. Hayat m zda hay rl i leri çokça i le-ışıı ıı ışşdi imiz gibi, ara s ra da günaha bula t m z oluyor. te günah olan bir davran ta ğış ğı ı ıİşı şbulununca yapaca m z ilk i , yine Allah’a yönelmek, yapt m z kötülükten dolay ğı ışı ı ığıaf dilemek olmal d r.ı ıBiz af dileme yoluna yönelir, yapt m z günahtan pi man olur, tövbe eder ve bir ı ı ığşdaha ayn günah i lememeye kesin karar verirsek, Rabbimiz de in allah tövbemizi ıışşkabul eder ve bizim günah m z affeder. Çünkü Rabbimiz tövbe edip durumlar n ı ı ıı ıdüzeltenlerin kurtulaca n , kendisinin bizim tövbelerimizi kabul edece ini, tövbe-ğı ığleri çok kabul eden ve çok merhamet eden oldu unu bize Kur’an- Kerim’de müjde-ğılemi tir ş(Bakara, 2/160; Mâide, 5/39; A’râf, 7/153). Ancak tövbe ettik diye gev emeyece iz, şğeski kötülüklere ve zulümlere de dönmeyece iz. Çünkü Allah tövbeleri kabul edip ğaffedebildi i gibi, kabul etmeyebilir ve cezay hak edenleri, zalim olduklar ndan ğııdolay cezaland rabilir ıı(Âl-i mrân, 3/128)İ.Allah kat nda kabule ayan olan tövbenin ölüm gelmezden önce gerçekle mesi ışşgerekir. Yoksa kendisine ölüm gelip çat nca “ te ben imdi tövbe ettim” diyen kim-ıİşşseler ile kâ r olarak ölenlerin tövbesi kabul olacak tövbelerden de ildir. Bunlar için fiğahirette elem dolu bir azap haz rlanm t r ıı ış(Nisa, 4/17–18). Allah bizi inkârdan koru-sun ve tövbeleri kabul edilmi olan, sâlih Müslüman kullar ndan eylesin.şı

79ALLAH’A İMAN ETMEK PEYGAMBERLER ARASINDA AYRIM YAPMAMAYI GEREKTİRİR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ٍِّ ٰ ِ وَرُ ُ ِ ۪ وَ َ ُ ن ُ ْ ِ ُ ِ َ ُْ َِّ ُ ا َ ْ َ ا ّ َ ٰ ِ وَرُ ُ ِ ۪ وَ ُ ُون ان ُ ََ َ ْ۪اِن ا ۪ َ ـَ ْ ُ ُون ِ َّ َّ ّ وَ ـَ ْ ُ ُ ِ َ ْ وَ ُ ُون ان َ ّ ِ وا َ ْ َ ذٰ ِ َ ۪ ً او۬ ئِ ُ ُ ا َ ِ ُون َ ّ وَا ْ َ ْ ًَ ََُْۚ ٰ َََٓۙ َ ْ َ ٍُ۪ۙ ِ َ ِ َ َ ا ً ُ ً َْ۪۪“ üphesiz, Allah’ ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inan p Şııpeygamberlerine inanmayarak ayr m yapmak isteyenler, ‘(Peygamberlerin) ıkimine inan r z, kimini inkâr ederiz’ diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla ı ıküfrün) aras nda bir yol tutmak isteyenler var ya; i te onlar gerçekten ışkâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçalt c bir azap haz rlam zd r.” (Nisa, 4/150-151)ı ııı ı şıYüce Allah, insanl k tarihi boyunca fert ve toplumlar dinî ve ahlaki de erler ıığkonusunda ayd nlatmak, emirlerini ve yasaklar n kullar na bildirmek üzere ilahî ıı ııvahiy yoluyla peygamberler görevlendirmi tir. Bu nedenledir ki biz Müslümanlar, şHz. Âdem’den Resûl-i Ekrem’e kadar gelmi geçmi bütün peygamberlere ve on-şşlar n getirdikleri kitaplara inan r z. H ristiyanlar ve Yahudilerin de -vahye dayal , ıı ıııilâhî dinlerin mensuplar olduklar için- böyle davranmalar gerekirken Yahudiler ıııHz. Îsâ’y ve Hz. Muhammed’i, H ristiyanlar da Hz. Muhammed’i inkâr etmi ler, ıışbunlar n peygamber olduklar na ve getirdikleri kitaplar n da Allah’tan geldi ine ııığinanmam lard r. Böylece peygamberlerin bir k sm na inan rken di er k sm n inkâr ı şıııığıı ıederek, iman bak m ndan Allah’ n peygamberlerinin aras n ay rm lard r. Yukar da ı ııı ııı şııokudu umuz ayet-i kerimede bu duruma i aret edilerek peygamberler aras nda ay -ğşıı* Yunus AKKAYA

80r m yapman n bireyin inanc n zedeleyece i ve küfre dü mesine sebebiyet verece i ııı ığşğhakikati üzerinde durulmu tur.şBakara suresinin 285. âyetinde biz müminlere Allah’ n elçilerine hiçbir ayr m ııgözetmeden inan lmas gerekti i vurgulanm t r:ıığı ış“Allah’ n elçisi ve müminler, Rabbin-ıden ona indirilene iman ettiler. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplar na, peygamberlerine ıinand lar. ‘O’nun elçileri aras nda ay r m yapmay z’ ve ‘ ittik, itaat ettik, ba laman dile-ııı ııİşğ ş ııriz Rabbimiz, gidi sanad r’ dediler.”şıBu âyet-i kerimede ifade edildi i gibi Allah’a inan-ğm olmak; Allah’ “tevhîd” etmek, gerçekte, iman esaslar na bir bütünlük dâhilinde ı şııinan lmas n gerektirir; yani Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve peygam-ıı ıberlerin haber verdiklerine bir ayr m yapmadan kabul etmeyi ve itaati gerektirir.ıAllah’a iman, Allah’ n seçti i peygamberlere de hiçbir ayr m gözetmeden inanma-ığıy gerektirir. Peygamberler de bizim gibi insan olmakla beraber, onlar Allah’ n seçkin ııkullar d r. nsan çal p çabalamakla, istemekle peygamber olamaz. Peygamberlik, ı ıİı ı şAllah vergisidir. Bu itibarla peygamberlerin ça r s na kulak vermemiz ayn zamanda ğı ııAllah’ n ça r s na kulak vermektir. Onlar insanl , küfrün karanl ndan tevhidin ığı ıı ı ğı ığayd nl na ça rm lard r. nsanlar kin, intikam, dü manl k, cehalet, tne, zulüm ve ı ı ığğ ıı şıİışıfihaks zl ktan uzak durmaya, sevgi, bar , bilgi, adalet ve hakka ça rm lard r.ı ıı şğ ıı şıPeygamberlere iman, peygamberler aras nda hiçbir ayr m yapmadan Hz. Âdem ııile ba lay p Hz. Muhammed (s.a.s) ile sona eren peygamberleri ve peygamberlik şıkurumunu kabul etmeyi gerektirir. Zira ilahi vahye dayanan ilahi dinlerin hepsin-de peygamberlik hakt r; Allah’ n ilahî vahiyle seçmi oldu u bütün peygamberler ıışğAllah’ n elçileridir, bunlar n getirdi i ve tebli etti i iman ve inanç esaslar ayn d r. ıığğğıı ıBu itibarla hak dinin ad slam’d r; son peygamber Hz. Muhammed’le birlikte slam ıİıİbinas tamamlanm t r. Sevgili Peygamberimiz, ıı ış“Biz peygamberler ana-baba bir kar-de ler gibiyiz”ş(Buharî, “Enbiya”, 48) buyurmu ve güzel bir te bih yaparak peygamber-şşlere nispetle kendi durumunu Hz. Âdem ile ba layan peygamberler binas n n eksik şı ıkalan son tu las olarak nitelendirmi tir ğış(Buharî, “Menak b”, 18)ı.Bu itibarla art k yeni bir peygamber, yeni bir ilahî kitap gelmeyecektir. man ıİesaslar ve ibadetin kime niçin ve nas l yap laca Hz. Muhammed ahs nda insan-ııığ ışıl a bildirilmi tir. Ona indirilen son ilahî kelâm Kur’an- Kerim’in ığşıı ı ış ğ ve ayd nl -ı ığ ında insan akl n n yeni ihtiyaçlara cevap bulmakta yetkin ve yeterli oldu u kabul ı ığedilmi tir. Yeter ki insan Allah’a imanla birlikte Allah’ n elçileri aras nda hiçbir ayr m şıııgözetmeden onlar n ça r s n anlay p, ihtilaf, çeki me ve menfaat kavgas na dü me-ığı ı ıışışden dünya ve ahiret saadetinin nas l temin edilebilece i konusunda akl n kullana-ığı ıbilsin (Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsiri, Diyanet leri Ba kanl , c. I, s. 73).İşşı ı ğ

81ALLAH’A O’NUN EN GÜZEL İSİMLERİ İLE YAKARIŞTA BULUNALIM*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ُِّ َوَ ِ ٰ ِا ْ َ ءُ ا ُ ْ ٰ َ دْ ُ هُ ِ َ وَذَرُواا ۪ َ ُ ِ ُون ۪ ا ْ َ ئِ ۪ َ ُ ْ َوْن َ َ ُ ا َ ْ َ نََََّْۜٓٓۖٓ ْْ َّ“En güzel isimler Allah’ nd r. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun ııisimleri hakk nda gerçe i çarp tanlar b rak n. Onlar yapt klar n n cezas na ığıı ıııı ııçarpt r lacaklard r.” (A’râf, 7/180)ı ııEsmâ-i Hüsnâ; yüce Rabbimizin en güzel ve en mükemmel olan nitelikleri-ne, özelliklerine delâlet eden isimleri anlam na gelir. Bu anlamda gerek Kur’an- ııKerim’de ve gerekse hadis-i eri erde Allah’a nispet edilen yüzlerce isim yer almak-şfltad r. Esmâ-i Hüsnâ deyimi geni anlam yla bütün bu isimleri ve s fatlar içine al-ışııımakla birlikte terim olarak daha ziyade Hz. Peygamber (s.a.s)’in “Allah’ n doksan ıdokuz isminin bulundu unu, bunlar ezberleyip benimseyen kimselerin cennete girece ini ğığmüjdeledi i”ğ(Buhârî, “Da’avât”, 68, “Tevhîd”, 12; Müslim, “Zikir”, 5,6) hadisinde zikredilen; doksan dokuz ismi kapsad kabul edilmektedir. Ancak, Allah’a nispet edilen 99 ı ı ğismin bir bir say ld rivayetlerde ise birbirinden farkl isimler yer almaktad r. Ör-ı ı ığııne in; Tirmizî ğ(Da’avât, 83) ve bn Mâce’nin İ(Duâ, 10) rivayetlerinde doksan dokuz ismin verildi i listede birbirinden farkl isimler bulunmaktad r. Bu sebeple, baz ğıııhadis bilginleri, zikredilen iki ayr rivayetteki listenin hadisin asl ndan olmad n , ııı ı ığrâvinin ki isel tespiti sonucu bu listeyi olu turdu unu ileri sürmü lerdir. Ayr ca, bu şşğşırivayetlerde geçen isimlerin baz lar Kur’an- Kerim’de bulunmas ndan hareketle bn ı ıııİHacer el-Askalânî, Kur’an- Kerim’deki isimlerden yeni bir doksan dokuz esmâ-i ıhüsnâ listesi olu turmu tur. şş(Bu listelerin tamam için bk. Bekir Topalo lu, “Esmâ-i hüsnâ” ığmad., D A, XI/404-418.)İ* dris BOZKURT İ

82Mealini vermi oldu umuz âyet-i kerimede; şğ“En güzel isimler Allah’ nd r.”ı ı u hâlde Şin san, bu isimlerle Allah’a yakar ta bulunmal , yaln z Allah’a verilebilecek olan bu ı şııgüzel isimleri O’ndan ba kas na vermemeli, yani ba ka hiçbir eyi O’na denk tut-şışşmamal d r. Fakat insanlar aras nda bu isimler hakk nda inkâra sapanlar da maalesef ı ııımevcuttur. Âyette; bu ekilde tav r sergileyen ki iler k nanarak onlar n bu kötü niyetli şışııtutumlar n n cezas n görecekleri uyar s nda bulunulmaktad r ı ıı ıı ıı(Kur’an Yolu, 2/497).Cenab- Hakk’ n bu en güzel isimleri aras nda “rahîm, kerîm, latîf, raûf, azîz, ıııcelil, melik” gibi baz isimler vard r ki bunlar n günümüzde insanlara da s fat olarak ııııverildi i görülmektedir. Bu itibarla bu isimlerin, insanlara iyi niyetli olarak veril-ğmesi, ayetin uyar lar ndan istisna tutulur. Ancak Zat- ilahiye has “Allah, Rahman, ı ııHâlik, Kuddüs, Rezzak, Muhyî, Mümit, Malikü’l-Mülk, Zü’l-Celal-i ve’l- kram gibi İisimler Allah’tan ba kas na ad olarak konulamaz. Bu sebeple, bu gibi isimlerin bir şıvarl a kullan lmas ba na “abd” kelimesiyle birlikte mümkün olabilir.ığıış ıO halde biz insanlar, Allah’ n bu güzel isimleriyle Rabbimize yalvarmal , O’na ııyakar ta bulunmal y z. O’na dua ederken, bir derdimizi, bir s k nt m z arz edip ı şı ıı ı ı ı ıO’ndan yard m talep ederken bu isimlerle ça rmal , bu güzel isimlerle O’na iltica ığ ııetmeliyiz. Yâni O’na hangi konuda dua edeceksek o konuyla alâkal ismini dile ge-ıtirerek dua etmeliyiz. E er Rabbimizden isteyece imiz ey, kusurlar m z n aff ise o ğğşı ı ıızaman “ya Rahmân! ya Rahîm! Bizi affet, bizi ba la” diye; e er konu ay plar m z n ğ ş ığıı ı ıve kusurlar m z n örtülmesi ise, “ya affar! ya Settar!” diye, e er konu r z k ise “ya ı ı ıĞğı ıRezzak!” diye, e er ifa konusu ise “ya a !” diye, e er bir tehlikeden korunma ko-ğ şŞfiğnusu ise “ya Haf z!” gibi isimlerle O’na dua etmeli ve O’nu imdad m za ça rmal y z. ıı ığ ıı ıBu konuda etkin ve yetkin olan n sadece O oldu una iman edip isimleri konusun-ığda, göklerde ve yeryüzünde asla kendisine benzerlerin olmad na iman etmeliyiz. ı ı ğYaln z Allah’a has olan bu güzel isimleri O’ndan ba kas na asla vermemeli, ba ka ışışhiçbir eyi O’na denk tutmamal y z.şı ıEsma-i Hüsnâ’da bulunan bütün güzel isimler aras nda “ALLAH” lafz- celalinin ııise çok özel ve di er isimleri de bünyesinde bar nd ran en kapsaml olmas nedeniy-ğı ıııle ALLAH isminin di er isimler aras nda müstesna bir yeri bulunmaktad r. te bu ğııİşnedenle yüce Allah’ n isimlerinden bizim talebimiz olan ifade edeni hat rlayamad -ıııığı ım z zaman da ALLAH ismiyle dua edebiliriz.

83ALLAH’A ŞÜKRETMEK GEREKİR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّاِن ـَ ْ ُ ُوا َ ِنا ّ َ َ ِ ّ َ ـْ ُ ْ وَ َ ْ ٰ ِ ِ َ دِهِ ا ُ ْ َ وَاِن َ ْ ُ ُوا َ ْ َ ُ۬ ُ ْ وَ َ رُ وَازِرَةٌٌَََِّْْۜۚ َْٰوِزْرَ ا ْ ٰى ُ ّ اِ رَ ِّ ُ ْ َ ْ ِ ُ ُ ْ َ ُ َ ِّئـُ ُ ْ ِ َ ُ ْ ُ ْ َ ْ َ نۜ اِ ّ ُ َ ۪ ٌ ِ ات ِ ا ّ ُورَُُِ َ ََ ُٰۜ“E er inkâr ederseniz üphesiz ki Allah sizin iman etmenize muhtaç ğşde ildir. Ama kullar n n inkâr etmesine raz olmaz. E er ükrederseniz ğı ıığşsizin için buna raz olur. Hiçbir günahkâr ba ka bir günahkâr n yükünü ışıyüklenmez. Sonra dönü ünüz ancak Rabbinizedir. O da size yapt klar n z şıı ı ıhaber verir. Çünkü O gö üslerin gözünü (kalplerde olan ) hakk yla bilir.” ğıı(Zümer, 39/7)Allah’a ükretmek deyince anlamam z gereken ey; Allah’ n bize verdi i nimet-şışığlere kar O’nu dilimizle övmek, kalbimize O’nun sevgisini yerle tirmek ve O’na ş ışboyun e erek emirlerini yerine getirmektir.ğAllah’a ükretmenin öneminin Kur’an- Kerim’de birçok âyette vurgulanmas n n şıı ısebebi, onun, iman ve tevhidin en önemli göstergesi olmas ndan dolay d r. Yani ıı ıAllah’a ükretmek O’na inand m z , güvendi imizi ve emirlerine itaat etti imizi şı ı ı ığğğgöstermektedir. Bu nedenle eytan; azd r p-sapt raca kullar n, Allah’a ükürden şı ıığ ıışuzak kalacaklar n söylemi tir ı ış(A’râf, 7/16-17).Her hususta oldu u gibi Allah’a ükretme konusunda da Peygamberimiz Hz. ğşMuhammed (s.a.s), biz müminler için en güzel örnek olmu tur. Hz. Ai e (r.anha), şşkendisine; “Ey Allah’ n Peygamberi! Allah, i lenmi ve i lenmesi muhtemel günah-ışşşlar n ba lam t r. badet için neden bu kadar yoruluyorsun?” deyince, Peygam-ı ığ ş ıı ışİberimiz; -Ey Ai e! ş“Ben ükreden bir kul olmayay m m ?” şııdiye cevap vermi tir. ş(Buhârî, “Teheccüd”, 16; “Tefsir”, “Fetih”, 1; “Rikak”, 20)İnsan, Allah Teâlâ’n n yaratt varl klar n içinde en seçkin olan d r. Mevlam z ıı ı ğııı ııinsan en güzel sûrette yaratm ıı ş(Tin, 95/4), ak l gibi üstün yeteneklerle donatm t r. ıı ış* Dr. Zafer KOÇ

84Yer ve gökleri ve bunlarda olan her eyi bize hizmet için var etmi ve say lamayacak şşıkadar nimetler bah etmi tir şş( brahim, 14/34)İ. Allah, bizi ba ka hiçbir varl a bah et-şığşmedi i halifelik görevi vererek yüceltmi tir ğş(Fat r, 35/39)ı. Allah’ n verdi i tüm bu ni-ığmetler, insan n di er varl klardan üstün oldu unu göstermektedir.ığığAllah’a ükretmemize sebep olan bu nimetler nelerdir diye dü ünürsek, unlar şşşıgörmemiz mümkündür:-Allah insana göz, kulak, kalp ve duyu organlar vermi tir ış(Nahl, 16/78).-Peygamberler ve kitaplar göndererek bizlere mutluluk yolunu göstermi tir ş(Ba-kara, 2/151).-Say s z denecek kadar çe itli g dalar, beslenme ve bar nma imkânlar n insan n ı ışııı ııhizmetine sunmu turş(Yasin, 36/34-35, 71-73).-Yüce Allah, dinî emirlerde kolayl k prensibini koymu , güç yetiremeyece imiz ışğemirlerle bizi sorumlu tutmam t r ı ış(Bakara, 2/185, 286).-Tövbe etme, ba lanma kap lar n bizim için ard na kadar açm t r.ğ ş ıı ı ııı ışBu kadar s n rs z nimetlere kar elbette Allah’a ükretmemiz gerekir. unu unut-ı ı ış ışŞmayal m ki, ükrün faydas dünya ve ahirette Allah’a de il; yine kendimize döne-ışığcektir. Zira ükrettikçe nimetler artacakt r. Allah’ n ükredilmeye ihtiyac yoktur. şıışıNitekim Rabbimiz; “Kim ükrederse ancak kendisi için ükretmi olur. Kim de nankörlük şşşederse (bilsin ki) Rabbim her bak mdan s n rs z zengindir, cömerttir”ıı ı ı(Neml, 27/40) buyur-maktad r.ıİnsan, her zaman nimetlere kavu amayabilir. Kimi zaman da bela ve s k nt lara şı ı ımaruz kalabilir. Her iki durumda da insan ükrederek ve sabrederek Allah’ n r zas -şı ıın kazanabilir. Hz. Peygamber; ı“Müminin i i tuhaft r, her i i hay rd r. Bu, yaln z mümine şışı ııözgü bir eydir. Sevindirici bir i le kar la sa ükreder, o i kendisi hakk nda hay rl olur. şşş ş şışıı ıÜzücü bir i le kar la sa sabreder, kendisi için hay rl olur.”şş şıı ı(Müslim, “Zühd”, 64) buyura-rak Müslümanlara sabr ve ükrü tavsiye etmi tir.ışşŞükür, sadece Allah’a m yap l r diye bir soru akl m za gelebilir. Allah’tan ba ka ıı ıı ışelbette ükretmemiz gerekenlerin ba nda, bizim dünyaya gelmemize vesile olan şş ıanne-babalar m z gelmektedir. Rabbimiz, anne-babalar m za te ekkür etmemizi, ı ıı ışkendisine ükrettikten hemen sonra emretmi tir ki, bu durum anne-babaya ükret-şşşmenin ne kadar önemli oldu unu gösterir ğ(Lokman, 31/14). Sevgili Peygamberimizin, anne-babalar m za kar son derece sayg l ve hürmetli davranmam z istedi i tavsi-ı ış ıı ıı ığyelerini bilmeyenimiz var m ?ıHatta tüm insanlara kar bu te ekkürü esirgemememiz gerekti ini Peygamberi-ş ışğmiz bizlerden istemi tir: ş“ nsanlara te ekkürde bulunmayan Allah’a da ükretmez.”İşş(Tirmizî, “Birr”, 35)

85ALLAH’A VERDİĞİMİZ AHDİ BOZMAYALIM*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّا َ َ ْ َ ْ ُ ا ّ َ ا ْ ل اِ ْ ِ ْ رَ ِّ ا َ ّ َ َ ْ ُ َ ا ْ ٰ اِ ّ َ َ َ ّ ُ او۬ ا ا َ ب ا ۪ َََ َِّۙ َ ُ ُ ْ ََََْۜ ْ َُ َ َ ٓ ُ َ َ ََِٰۙ ِ وَ َ ْ ُ ُ ن ا ۪ َ قََ َُْ ُ ن ِ َ ْ ِ ا ّ َ“Rabbinden sana indirilenin gerçek oldu unu bilen kimse, (inkâr eden) kör ğkimse gibi olur mu? (Fakat bunu) ancak ak l sahipleri anlar. Onlar, Allah’ n ııahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlard r.” (Ra’d, 13/19-20)ıBu ayetlerde iki farkl insan tipi ile kar la yoruz. Bunlardan birincisi, Allah’ n ış şı ııindirdi i hakikatlerin fark nda olan ve O’nun indirdi i her eyin “Gerçek” oldu unu ğığşğbilen, di eri de bu gerçekleri görmemek için gözünü ve gönlünü kapatan ve böylece ğHakk’a kar duyars z kalan ki idir. Rabbimizden bizlere Rahmet olarak indirilen ş ıışKur’an’ n “Hakk” oldu unu anlamamak, bilmemek “kör” olmakla e de er tutul-ığş ğmu tur. Fakat bu, gözün de il; idrakin, kavray n veya anlaman n kayna olan şğı ı şığ ıkalbin körlü üdür. Fiziksel olarak a’mâ olan birisi nas l ki yolda yürürken her an bir ğıçukura dü ebilme, bir engele tak labilme tehlikesiyle kar kar ya ise, Kur’an’a kar şış ış ış ıduyars z ya ayanlar da hem bu dünyada hem de ahirette büyük tehlikelerle kar ışş ıkar yad r. Bizler Kur’an’ n Hak kitap oldu unu benimsedi imize göre bu gruba gir-ş ııığğmiyoruz. Ancak 20. ayet, Kur’an’ n Allah’tan indirilen Hak bir kitap oldu u inanc n ığı ıta yanlar tan mlarken bizlere çok önemli olan dinî-ahlakî bir sorumlulu umuzu ş ııığhat rlatmaktad r. Bu da Allah’a verdi imiz sözün gere ini yap p, O’nunla yapm ıığğıı şoldu umuz ba l l k sözle mesini bozmamakt r. Rabbimizin, Âdemo ullar na ğğı ışığı“Ben sizin Rabbiniz de il miyim?”ğ sorusuna kar l k onlar n şı ıı“evet, biz buna ahit olduk (kâlû-şbelâ)” eklinde cevap verdi i bu sözle me (mîsak) şğş(A’râf, 7/172), asl nda Allah’ n var-ııl ve O’nun ilâhl krinin yarat l tan vicdanlar m za yerle tirildi ini sembolik ı ı ğfiı ı ğı ışı ışğolarak anlatmaktad r. Yani bizler do du umuzda Allah’ n varl krini kabul et-ığ ğıfiı ı ğ* Mahmut DEM R İ

86meye son derece müsait bir ruh yap s na sahip olmu oluyoruz. Sahip oldu umuz ı ışğak l nedeniyle de içimizdeki bu inanç sorumlulu a dönü üyor. te Ahid do am zda ığşİşğımevcut olan bu inanc m zdan kaynaklanan birtak m görev ve sorumluluklar m z ı ııı ı ıifade etmektedir. Bunlar k saca Allah’ n tavsiyeleri, emirleri ve yasaklar olarak izah ı ıııedebiliriz. Esasen var olu umuzun temelinde şmîsak ve ahid kavramlar yatmaktad r. ııZira her peygamber asl nda Allah’ n insano luyla kâlû-belâ’da yapt sözle meyi ve ıığı ı ğşAllah’ n ahdini yani emir ve yasaklar n yeniden hat rlatmaktad r.ıı ıııŞu halde Kur’an’ n Allah’ n bir rahmeti olarak indirildi inin bilincinde olan biz-ıığler son derece önemli bir yükümlülükle kar kar yay z. O da Allah’ n ahdinin ge-ş ış ıııre i ne ise onu yapmakt r. Di er bir ifade ile emirlerini, tavsiyelerini yerine getirmek ğığve yasaklar ndan kaç nmak. Bu bizzat kendimizin verdi i bir sözdür. Aksi halde ıığvar olu umuzun gerekçesine ihanet etmi oluruz. Ahde vefa dendi i zaman önce-şşğlikle Allah’a verdi imiz söz akla gelmelidir. Çünkü Allah’ n ahdine vefa olmad kça ğııinsanlara verdi imiz sözlere vefadan bahsedemeyiz. Kald ki insanlarla yapt m z ğıı ı ığsözle melerin gere ini yapmam z emreden yine Allah’t r şğı ıı(Mâide, 5/1). Daha aç k bir ıifadeyle söyleyecek olursak toplumumuza ve çevremize kar olan sorumluluklar -ş ıım z Allah’a kar sorumluluklar m zdan ba ms z de ildir.ış ıı ığ ıığYüce Rabbimiz, ahdini yerine getirdi imiz takdirde O da bize verdi i (cennet) ğğahdini yerine getirece ini söylemektedir ğ(Bakara, 2/40). Aksi halde bozgunculardan say laca m z ığı ı ı(Bakara 2/27) ve ahirette de hiçbir nasibimizin olmayaca n bildirmek-ğı ıtedir (Âl-i mrân, 3/77)İ. Bu duruma dü mememiz için Rabbimizle yapt m z bir söz-şı ı ığle menin taraf oldu umuzu unutmamal , bu bilinçle üstlendi imiz dinî-ahlakî yü-şığığkümlülüklerimizin fark nda olmal y z. Netice olarak Allah’ n ahdinin, O’na kulluk ıı ııdâhil, hayat m z n her taraf n ku atan çok geni bir sorumluluk alan do urdu unu ı ı ıı ışşığğbir an bile akl m zdan ç karmamal y z.ı ııı ı

87ALLAH’I ÇOKÇA ZİKRETMELİYİZ*ِ ۪ َ ا ٰ ْ َ ا ِ ِّّٰ ا ْ ِ ِّْ ُ ْـ َ ۪ َ ُ ي ۪ ا َ ُ ً اَو ًةَ ْ ُـ ُه ُ ِّ َ َو اً ۪ َ اً ْ ِذ َ ّ ا اوُ ُ ْذا ا ُ َ ا َ ۪ ا َ ّ ا َ ََََُّّّٰٰ۪ۙ َ ٓ ً ۪ َر َ ۪ ِ ْ ُ ِ ن َ َو ِر ّ ا ِا ِ ت َ ا َ ِ ْ ُ َ ْ ُ ِ ُ ُ َ ِئ َ َوْ ََُُۜ ُِّٰٓ“Ey iman edenler! Allah’ çokça zikredin. Onu sabah ak am tespih edin. O, ışsizi karanl ktan ayd nl a ç karmak için size merhamet eden; melekleri de ıı ığısizin için bağ ş ılanma dileyendir. Allah müminlere çok merhamet edendir.” (Ahzâb, 33/41-43)Metnini ve mealini okudu umuz bu âyet-i kerîmede Rabbimiz, biz iman eden-ğlere kendisini çokça anmam z , sabah ak am onu tespih etmemizi emretmektedir. ı ışBizler Rabbimizin bu emrini severek ve isteyerek yerine getirmeliyiz. Çünkü sa-hip oldu umuz bütün nimetler Allah’tan gelmektedir. Ayr ca Allah, gönderdi i ilahi ğığemirler vas tas yla bizi karanl ktan ayd nl a ç karm , bize do ru yolu göstermi tir. ı ııı ığıı şğşBütün bunlara ra men yine de bizler zaman zaman kabahat i leyerek kulluk vazife-ğşmizi tam olarak yerine getiremeyiz. Bu durumda bile O bize merhamet eder ve bizi ba lar. Çünkü O, müminlere kar çok merhametlidir. Ayr ca sürekli olarak O’nun ğ ş ış ııemrine itaat eden melekleri de, O’nun emrine uyarak bizim ba lanmam z O’ndan ğ ş ıı ıniyaz ederler.Sabah ak am tespih etmeyi üç ekilde anlayabiliriz. Birincisi; namaz vakti ola-şşrak sabah ve ak am namazlar n n vakitleridir. Yani bu iki namaz vaktinin önemine şı ıvurgu yap lm t r. Bu namazlara dikkat etmemiz gerekti i aç klanm t r. kincisi; ı ı ışğıı ışİzaman olarak sabah ve ak am vakitleridir. Bu vakitler genellikle insanlar n uykuda şıolabilecekleri saatlerdir. Bu saatlerde uyan k olmaya ve bu zamanlar n bir k sm n ıııı ıAllah’ zikir ile geçirmeye i aret edilmi tir. Üçüncüsü ise günün bütün vakitleridir. ışşTürkçemizde “gece-gündüz”, “sabah-ak am”, “olur-olmaz” zamanda gibi tabirler, şbütün günü anlatmak için kullan l r. Buna benzer tabirler Arapçada da bulunmak-ı ı* Mustafa KILIÇ

88tad r ı(Elmal l Hamdi Yaz r, ı ııHak Dini Kur’an Dili, stanbul, 1971, 6/3910)İ. Bu duruma göre; yata m za yatmadan önce, yata m zdan kalk nca, bir i imize ba larken, o i imizi ğı ığı ıışşşyapmaya devam ederken, i imizi bitirince, günün belirli zamanlar nda Allah’ anaca-şıığ ız, Bismillah, elhamdülillah, Lâ ilâhe illallâh, Allahu ekber, yâ Allah, sübhânallah…vb. zikirlerle; u çiçe i Allah ne güzel yaratm , bu kâinat n düzeni ne kadar mü-şğı şıkemmel, bu ya muru Allah nas l ya d r yor, bu i i yapaca m ama Allah’ n r zas na ğığı ışğ ııııayk r bir ekilde yapmamaya dikkat edeyim gibi duygu ve dü üncelerle hareket ı ışşetmek de, bütün gün Allah’ zikretmek anlam na gelir.ııRabbimiz yüce kitab m z n ba ka baz ayetlerinde de; biz onu anarsak onun da ı ı ışıbizi anaca n haber vermekte ğı ı(Bakara, 2/152) ve içimizden yalvararak, O’ndan kor-karak yüksek olmayan bir sesle sabah ak am zikretmemizi ş(A’râf, 7/205), bütün ben-li imizle ona yönelerek ad n anmam z ğı ıı ı(Müzzemmil, 73/8-9) emretmektedir. Ayr ca ıgöklerin ve yerin yarat l nda, gece ile gündüzün birbiri ard nca gelip gidi inde, ı ı ışışbizim gibi ak l sahipleri için ibretler oldu unu, ayaktayken, otururken ve yan yatar-ığken bile Allah’ dü ünüp anmam z , göklerin ve yerin yarat l üzerinde dü ünme-ışı ıı ı ışşmizi ve “Rabbimiz! Bunu bo yere yaratmad n, seni eksikliklerden uzak tutar z. Bizi ate şıışazab ndan koru”ı(Âl-i mrân, 3/190-191)İ dememiz gerekti ini bize haber vermektedir.ğSevgili Peygamberimiz (s.a.s) de bir hadis-i eri erinde öyle buyurmu lard r:şflşşı “Azîz ve celîl olan Allah öyle buyuruyor: Kulum kendi hakk nda benim nas l hü-şııküm verece imi zannederse, ben öyle hüküm veririm. Kulum beni anarken ben muhakkak ğonun yan nda olurum. E er o beni gönlünde gizlice zikrederse, ben de onu nefsimde gizlice ığzikrederim. E er o beni bir cemaat içinde zikrederse, ben de onu daha hay rl bir cemaat ğı ıiçinde zikrederim. Kulum bana bir kar yakla rsa, ben ona bir ar n yakla r m. Kulum ı şş ış ışı ıbana bir ar n yakla rsa, ben ona bir kulaç yakla r m. O bana yürüyerek gelirse, ben ona ş ış ışı ıko arak var r m”şı ı(Müslim, “Zikir Dua Tevbe ve sti far”, 48/1, III/2061)İ ğ.Bu hadis-i erifte bir benzetme yap ld n elbette fark ediyoruz. Allah’ n bizim şı ı ı ığıyan m zda olmas , bizi zikretmesi, bize yakla mas , bize ko arak gelmesi, O’nun kul-ı ıışışlar na çok yak n oldu u, yapt klar n bildi i ve dualar na icabet etti i anlam na gelir.ıığıı ığığıBiz Rabbimize kalpten inanaca z, O’nu dilimizle ve kalbimizle zikredece iz, ğ ığher i imizi yaparken O’nun bu konuda bize neleri emretti ini, neleri yasaklad n şğı ı ığdü ünece iz ve ona göre davranaca z. O’nun rahmetine ve merhametine güvenece-şğğ ığiz, O bizi affedecek, cennetleriyle ve nimetleriyle ödüllendirecek diye güzel zanda bulunaca z. Yüce Rabbimiz de bizim bu güzel zann m z de erlendirecek ve bizi ğ ıı ı ığcennetleriyle ve nimetleriyle ödüllendirecektir. Bizi ba lamaya muktedir olan Rab-ğ ş ıbimizin cezaland rmaya da gücünün yetti ini hesaba katarak korku ile ümit aras n-ığıda olaca z. Zaten bize yak an da, korku ile ümit aras nda olmakt r.ğ ıı şıı

89ALLAH’I GÖRÜYORMUŞÇASINA KULLUK ETMENİN MÜKÂFATI*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ َِّ َ َ ْ ا ْ َ وَ ْ َ ُ ِ ٰ ِ وَ ُ َ ُ ْ ٌ َ ُا ْ ُهُ ِ ْ َ رَ ِّ ۪ وَ َ ْف ٌ َ ْ ْ وَ ُ ْ َ ْ َ ُ نََََِ۟ۖ ٓ ََِّ َٰ“Hay r, öyle de il! Kim ‘ihsan’ derecesine yükselerek özünü Allah’a teslim ığederse, onun mükâfat Rabbinin kat ndad r. Art k onlara korku yoktur, onlar ııııüzülmeyeceklerdir.” (Bakara, 2/112)İhsan, Allah’ görür gibi, kulluk etmektir. Zaten i in özü de kullu u bu duygu ışğile yerine getirebilmektir. hsan kelime anlam nda oldu u gibi, hem iyilik yapmak, İığhem de yapt i i Allah’ n kendini gördü ünün bilinciyle en iyi ekilde yapmakt r. ı ığ şığşıCebrail (a.s) Peygamberimiz (s.a.s)’e ihsan bu ekilde tarif etmi tir. En genel an-ışşlam yla ihsan, “iyi niyet ve ihlâsla, bütün i lerin en hay rl s n ve en güzelini en iyi ışı ı ı ışekilde yapma” anlam nda kullan l r.ıı ıRabbini görüyormu ças na samimi ve içten kulluk eden bir kimse, kullu un zir-şığvesindedir. Böyle bir kimse bütün gönlüyle Rabbine yönelmi , özünü Rabbine tes-şlim etmi ve dinin özünü kavram t r. Öyleyse bu k vam ndan dolay ona dünyada şı ışıııda, öldükten sonra da korku yoktur. Onun mükâfat Rabbinin kat ndad r.ııı“Nerede olsan z, O sizinle beraberdir”ı(Hadîd, 57/4) âyeti gere i mümin, yapt her ğı ı ği in Allah taraf ndan görüldü ü dü üncesi ve bilinciyle hareket etmelidir. Rabbi-şığşmizin bizi her an gördü ü dü üncesini içselle tirerek ruhumuza nak edersek, iba-ğşşşdetlerimizde ve yapt m z i lerde Rabbimiz bizi, her vesile ile en iyi ekilde yapma ı ı ığşşbilincine yönlendirir.Pek çok ayet yapt m z i in çok küçük bir ey dahi olsa kar l n n olaca n ı ı ığşşş ğı ı ı ığı ıbizlere haber vermektedir. Hatta öldükten sonraki hesapta hiçbir eyin eksik b ra-şık lmadan en ince ayr nt s na kadar ortaya kondu u ayetlerde ifade edilmi tir. Öy-ıı ı ığşleyse insan yapt her eyin hesab n verece i için vaktini Rabbinin ho nutlu unu ı ı ğşı ığşğ* Dr. Fatih YÜCEL

90kazand racak, kendine, ailesine ve toplumuna faydal amellerle ve ibadetlerle geçir-ıımelidir. Bunlar yaparken de en iyi ekilde yapmal d r. Çünkü Allah’ görüyor gibi ışı ııAllah’a kulluk etmek, bu güzel tablonun olu mas n gerektirir. Aksi takdirde hayat, şı ık ymeti bilinmeden geçirilmi dakikalara, saatlere ve y llara dönü ür.ışışAnlam n verdi imiz ayette “Allah’ görüyormu gibi ibadet” etmenin, “ibadeti ı ığışen iyi ve en güzel ekilde yapma mânas na geldi i anla lmaktad r. badetin özü ş”ığş ııİsadece Allah için yapmakt r. Bu konuda ba ka bir unsurun devreye girmesi sami-ışmiyetsizli i ifade eder. Öyleyse ihsan makam nda kulluk eden kimse, ibadetlerini ğısadece Allah’ ho nut etmek için ve en iyi ekilde yapan kimsedir. Bir i i Allah için ışşşyapmak, samimiyet ve ihlâs da beraberinde getirir. Rabbimiz “ıAllah ancak kendisine kar gelmekten sak nanlardan (muttakilerden) kabul eder ş ıı(Mâide, 5/27)” ve “Sizin ancak takvan z O’na ula r ış ı(Hac, 22/37)” derken takvan n özünü yine ı“samimiyet ve içtenlikle Allah’a kulluk” olu turur. Öyleyse her eyin ba samimiyettir. Hem ihsân n, hem şşş ııtakvân n ba da ihlast r.ış ııİbadetlerimizi ihlas ve samimiyetle yerine getirdi imizde Allah’ görüyormu gibi ğışkulluk etme seviyesine gelmi oluruz. Bu da bir mümin olarak hepimizin ula may şşıarzu etti i seviye olmal d r. Hayat m z de erlendirebilmek için ihsan seviyesinde ğı ıı ı ığkulluk etmemiz artt r. hsan için de ihlas ve samimiyet olmazsa olmaz iki duygu-şıİdur. Mü’minûn suresinin ilk ayetleri “ihsan n” görüntüye yans yan eklini haber ıışveriyor: “Müminler gerçekten kurtulu a ermi lerdir. Onlar ki, namazlar nda derin sayg (hu u) şşıışiçindedirler”(Mü’minûn, 23/1-2). Âyet-i kerimedeki hu u kelimesi genellikle “derin şsayg ” olarak anla lm t r. Derin sayg ise ancak samimi bir gönülle ve Allah’ n ken-ışı ı ışııdini her an gördü ü bilinci ile hareket edebilmekle mümkün olabilir.ğ

91ALLAH’I ZİKİRDEN ALIKOYAN ŞEYLER*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّٰ ِۚ وَ َ ْ َ ْ َ ذٰ ِ َ و۬ ئِ ُ ُٓ َ ُ ٰ ََْ ا ّ َ ا ۪ َ ا َ ُ ا ُ ُ ْ ا ْ َا ُ ْ وَ اوْ دُ ُ ْ َ ْ ذِ ْ ا ّ َِ ٓ َ َََُِ َّْٰٓ َ َُا َ ُونِْ“Ey iman edenler! Mallar n z ve evlatlar n z sizi, Allah’ zikretmekten ı ıı ııal koymas n. Her kim bunu yaparsa, i te onlar ziyana u rayanlar n ta ıışğıkendileridir.” (Münafikun, 63/9)Yüce Allah, mallar m z n ve çocuklar m z n, Allah’ zikretmekten bizi al koyma-ı ı ıı ı ııımas gerekti ini emretmektedir. Ancak bu ayetin daha kolay anla lmas için önce-ığş ıılikle “zikirden maksat nedir?” sorusunun cevab n bulmam z gerekir.ı ııAllah’ zikretmek demek yüce Allah’ tekbir, tehlil, tesbîh, tahmîd cümleleriyle ııanmakt r. Allah’ zikretmek, O’nun yüceli ini dile getirmek ve manevi olgunlu a ıığğula mak amac yla yap l r.şıı ıZikir kelimesi türevleriyle birlikte, Kur’an’da üç yüze yak n yerde geçmektedir. ıAyetlerde “Allah’ zikir” emredilmi ış(Bakara, 2/152), Allah’ zikreden müminlerden öv-ıgüyle söz edilmi ve kendilerine ma ret ve büyük mükâfatlar verilece i müjdelen-şfiğ ğmi tir. ş(Ahzâb, 33/35).Hz. Peygamber de zikrin en faziletlisinin ‘Lâ ilâhe illallâh’ oldu unu ğ( bn Mâce, “Edeb”, İ25) söyleyerek tevhid kelimesi ile zikirde bulunman n önemine dikkat çekmi tir.ışZikir genellikle dil, kalp ve beden ile yap l r. Dil ile zikir, Allah’ güzel isimleriy-ı ııle anmak, O’na hamdetmek, tesbihte bulunmak, dua etmek ve Kur’an okumakt r. ıBeden ile zikir, bütün organlar n Allah’ n emirlerine uymas ve yasaklar ndan ka-ııııç nmas ile olur. Kalp ile zikre gelince dilimiz ve bedenimizle yap lan söz, il ve ıııfidavran lar m zda can gönülden O’na teslim olmakt r ı şı ııı(Dini Kavramlar Sözlü ü, s.715)ğ. İslam’ n dünya ve ahiret dengesine verdi i önemden dolay bilimden sanata, yöne-ığıtimden e itime k sacas hayat m z n her sahas nda yapt m z icraatlarda “Masiva”y ğııı ı ııı ı ığı* Dr. Hamdi TEKEL İ

92(Allah’tan gayr her eyi) zihnimizden atarak Allah’a yakla ma ve O’na yönelmi ışşşolma hâlimizdir.Kur’an’da yüce Allah müminlerin vas ar ndan bahsederken, “Onlar ayaktayken, ıfl ıotururken ve yanlar üzerine yatarken Allah’ anarlar. Göklerin ve yerin yarat l ııı ı ışüzerinde dü ünürler. Rabbimiz, bütün bunlar bo yere yaratmad n, seni eksiklik-şışılerden uzak tutar z. Bizi ate azab ndan koru” ışı(Âl-i mran, 3/191)İ diyerek Allah’ her ıhâlimizde zikredebilece imizi haber vermektedir.ğYüce Yarat c n n bizlere bah etti i ak l, irade ve dü ünme gibi nimetler sayesinde ı ı ışğışAllah’ ve O’nun muazzam eserini tan yan bir insan O’nu nas l zikretmek istemez? ıııİnsan n, kendini ve bu muazzam kâinat yaratan bilip, ona delalet eden nizam ve ııııtablolar görüp ‘bunun kar s nda onu unutmas , zikretmemesi dü ünülemez. Öy-ışı ıışleyse insan Allah Teala’y zikretmekten ve O’na ibadet etmekten al koyan ba l ca se-ııış ıbepler aras nda dünya ve dünya mal na, e ve çocuklar m za kar a r dü künlü ü ıışı ış şı ı ışğsayabiliriz. Zira dünya mal ile e ve çocuklar insanlar için bir imtihan vesilesidir. Bu ışimtihanda mal ve evlad ihmal etmemiz do ru de ildir. Ancak, onlara gereken önem ığğve de eri verdikten sonra mal ve evlad n bizi Allah’ zikir ve ibadetten al koymamas ğııııgerekir. Çünkü yüce Allah dünya hayat nda baz eylerin insanlara süslü gösterildi-ıışğini(Âl-i mran, 3/14)İ bildirirken; dünyadan da nasibimizi unutmamam z gerekti ini ığ(Kasas, 28/77) emretmi tir. Bu emir sadece insanlar için de il yerde ve gökte olan şğbütün varl klar için geçerlidir. Zira yerde ve gökte olan bütün varl klar kendi lisan-ıılar yla Allah’ tespih eder ıı(Ha r, 59/24; Cuma, 62/1; Te abûn, 64/1)şğ. Ancak, bizler onlar n ıtespihlerini anlayamay z ı( srâ, 17/44)İ.Müna kun suresi 63/9.ayetin devam nda mal ve evlat sevgisinde a r giderek fiışı ıAllah’ zikretmekten kendilerini al koyanlar hakk nda, “ıııBunu yapanlar mutlaka hüs-rana u ram lard r. Her birinize ölüm gelip: Rabbim! Ne olur bana biraz daha süre tan -ğı şıısan da gönüllü yard mlarda bulunsam ve iyi ki ilerden olsam’ diye yalvarmadan önce size ışverdi imiz r zklardan ba kalar için de harcay n z. Allah eceli gelince hiç kimsenin ölü-ğışıı ımünü ertelemez. Allah yap p ettiklerinizden tamamen haberdard r.”ıı buyurulmaktad r.ıKur’an’da, dünyaya a r dü künlük göstermemizin tehlikelerine ve dünya haya-şı ışt m z n varl k sebebi olan s nav n gere i olarak da insana baz eylerin câzip göste-ı ı ıııığışrildi ine s k s k de inilir. Bu durumdan anlamam z gereken mesaj, ailemizle ilgilen-ğı ığımememiz, kazanç getiren i lerde çal mamam z de il; insan n do as n n bir gere i şı şığığı ığolarak zaten gösterilmekte olan bu ilgi ve me guliyetin, hayat n gerçek anlam n şıı ıunutturacak ve Allah’a kul olma bilincini yitirmeye yol açacak bir sapmaya yol aç-mamas d r ı ı(Kur’an Yolu, V/291).İşte bu nedenle dünya ve ahiret dengesini göz önünde bulundural m, mal ve ıevlat konusunda Allah’ zikirden al koyacak eyler konusunda duyarl olal m. Zira ıışııO’na ibadet ve hakk yla kulluk yapmam z ba lam nda Peygamber Efendimizin de ıığıpek çok tavsiyeleri vard r.ı

93ALLAH’I ZİKREDELİM Kİ HUZUR BULALIM*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّٰۜ ِ َ َئِ ّ ا ُ ب ُُ ْ ُْٰ ِۜ ا ِ ِ ْ ا َِّ َا ۪ َ ا َ ُ ا وَ َ َئِ ّ ُ ُ ُ ْ ِ ِ ْ ا ُِّ ََُْٰ ّ“Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ anmakla huzura kavu anlard r. Biliniz ışıki, kalpler ancak Allah’ anmakla huzur bulur.” (Ra’d, 13/28)ıİnsan olarak bizleri derinden etkileyen en ac duygulardan biri yaln zl kt r. Yal-ıı ı ın zl k biyolojik olarak tek ba na kalm l k de ildir. Ço u zaman kalabal klar ara-ı ış ıı ışğğıs nda da kendimizi yaln z hissetti imiz anlar olmu tur. Bunun d nda r z k tela ıığşı ı şı ış ıgibi ruhsal bunal ma girmemize yol açan veya bizi huzursuz eden ba ka sebepler de ışvard r. Kayna ne olursa olsun maddî s k nt lar, kalbinde manevî bir bo luk olanlar ığ ıı ı ışiçin tela si mümkün olmayan felaketlere yol açar. Bu s k nt lara gö üs gerebilmenin fiı ı ığtek bir yolu vard r. O da kalbimizi manen doyuma ula t rmakt r. Ele ald m z âyet, ış ııı ı ığbu doyuma nas l ula abilece imizi ö retiyor bizlere: Allah’ zikrederek. ışğğıİnananlar olarak zor zamanlar m zda Hakk’ hat r m za getirip O’nun gücünü ı ııı ı ıhissetmek bize bir güven verir. Bu durumda yaln zl k duygusunu yendi imiz gibi, ı ığkrizden kurtulan ruhumuz ferahlar ve bir sükûnet kaplar yüre imizi. Çünkü O di-ğlemedikçe, ba m za kötü bir ey gelmeyece ini biliriz. u halde, O’nun varl n şı ışğŞı ı ığhissetmemizin yolu zikirdir. Zikir, k saca Allah’ anmak, hat rlamakt r. Ancak Allah’ sadece darda kald m z ıııııı ı ığzaman hat rlamam z do ru de ildir. Maddî ve manevî hiçbir tasam z n olmad ıığğı ıı ığdurumlarda da Rabbimizin nimetlerini anarak (zikrederek) O’na kar ükran vazi-ş şıfemizi yerine getiririz. imdi bu noktada cevaplamam z gereken soru udur: Nas l Şışızikredece iz? Zikrin, Allah’ hat rlaman n yolu nedir?ğııı Zikir faaliyetimizi hem bedenle hem de dille yapar z. Bu bak mdan her gün ııbe vakit k ld m z namaz da bir zikirdir. “şı ı ı ığBeni anmak için namaz k lı” (Tâhâ, 20/14)* Mahmut DEM Rİ

94buyuran Allah, namaz n temel gayesinin “zikir” yani Allah’ hat rlamak oldu unu ııığaç kça bildirmi tir. nsanl a Allah’ n varl n ve gönderdi i hakikatleri hat rlatt ışİığıı ı ığğıı ı ğiçin “Zikir” ad n da alan Kutsal Kitab m z ı ıı ı ı(Enbiya, 21/50; Hicr 15/9; Tekvîr, 81/27) her okudu umuzda da bu vazifeyi yerine getirmi oluruz. Bunun d nda istedi imiz ğşı ı şğzaman, sabah ak am ş( nsan, 76/25)İ ayakta iken, otururken, yan yatarken (Âl-i mran, İ3/191) Allah’ anabiliriz. Bu gibi durumlarda da “zikrin en faziletlisi ıLâ ilâhe illallahcümlesidir” ( bn Mâce, “Edeb”, 55)İ hadisinin ifade etti i gibi içimizden tevhid keli-ğmesini okumam z güzel bir zikir olacakt r. Bunlar n d nda ıııı ı şSübhanallah (Tesbîh), Elhamdülillah (Tahmid), Allahu ekber (Tekbir) gibi Rabbimizin varl n , gücünü ve ı ı ığbüyüklü ünü hat rlatan cümleleri de f rsat buldukça tekrarlay p üzerinde tefekkür ğıııetti imizde bu vazifeyi dilimizle de yerine getirmi oluruz. Bunlar ihmal etmedi i-ğşığmiz zaman gündelik ya am n yol açt s k nt lardan, streslerden uzakla r, huzur şıı ı ı ı ığş ıbuluruz. Zira Allah’ zikretmenin nihaî hede de huzurdur. Bu öyle bir huzurdur ıfiki, onun etkisi, kul ile çevresi aras ndaki ili kilere de sirayet eder. öyle ki; Yarat -ışŞıc y and kça O’na daha fazla yakla m oluruz. Bu yak nl k artt kça O’nunla adeta ı ıış ş ıı ııdost oluruz. Bu dostluk neticesinde çevremizdeki canl cans z tüm varl klara hatta ıııkâinata kar sevgi dolu bir kalple bakmaya ba lar z. Kâinat n sahibi yüce Mevlâm z ş ışııı(dostumuz) oldu una göre, O’nun eseri olan her ey de bize sevimli gelir. te kalbin ğşİşdoyuma, huzura ula t nokta buras d r. Sevginin olmad yerde huzurdan, huzu-ş ğı ıı ıı ı ğrun olmad yerde de sevgiden bahsedilebilir mi?ı ı ğSon olarak u hususa da de inmekte yarar var: Yüce Rabbimizi hakk yla anma-şğım z için, her eyden önce O’nu anmaktan al koyan engelleri ortadan kald rmal y z. ışııı ıAllah, evlatlar m z n ve mallar m z n O’nu anmaktan al koymamas konusunda biz ı ı ıı ı ıııinananlar uyarmaktad r ıı(Münâ kûn, 63/9)fi. Ayn ekilde içki ve kumar gibi toplumsal ışzararlar say lamayacak kadar çok olan al kanl klar n da esasen inananlar Allah’ ııı şııııanmaktan al koydu una da i aret etmektedir ığş(Mâide, 5/91).Şu halde can ve r z k endi esinin, Allah’ zikretmemize engel olacak boyutlara ı ışıula mas na izin vermemeli, bunun yan nda bizlere Rahmân’ n nimetlerini unuttu-şıııran her türlü kötü al kanl klardan ve ortamlardan da uzak durmal y z.ı şıı ı

95ALLAH’IN BAĞIŞ VE MÜKÂFATINI KAZANACAK OLANLAR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّاِن ا ُ ْ ِ ۪ َ وَا ُ ْ ِ َ ت ِ وَا ُ ْ ِ ۪ َ وَا ُ ْ ِ َ ت ِ وَا َ ِ ۪ َ وَا َ ِ َ ت ِ وَا ّ دِ ۪ ََّْْْْْ َْوَا ّ دِ َ ت ِ وَا ّ ِ َ وَا ّ ِ َات ِ وَا َ ۪ َ وَا َ َ ت ِ وَا ُ َ َ ّ ۪ ََََِِِْْْٰ۪ وَا ُ َ َ ّ َ ت ِ وَا ّ ئِ ۪ َ وَا ّ ئِ َ ت ِ وَا َ ِ ۪ َ ُ ُو َ ُ ْ وَا َ ِ ت ِ وَا ا ِ َ ا ّ ََََّْْ۪ َٓ ِْٓ َ ۪ ًا وَا ا ِ َات ِ ا َ ّ ا ّ ُ ُ ْ َ ْ ِ َةً وَا ْ ًا َ ۪ ً ََ َ ٰ ََّ“ üphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kad nlar, mümin erkeklerle Şımümin kad nlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kad nlar, do ru erkeklerle do ru ıığğkad nlar, sabreden erkeklerle sabreden kad nlar, Allah’a derinden sayg ıııduyan erkeklerle, Allah’a derinden sayg duyan kad nlar, sadaka veren ııerkeklerle sadaka veren kad nlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kad nlar, ıınamuslar n koruyan erkeklerle namuslar n koruyan kad nlar, Allah’ çokça ı ıı ıııanan erkeklerle çokça anan kad nlar var ya, i te onlar için Allah baışğ ş ılanma ve büyük bir mükâfat haz rlam t r.” (Ahzâb, 33/35)ıı ışİslam dinini kabul eden, kendisini yaln z Allah’a teslim eden, yaln z O’na kul olan ve ııyaln z O’na ibadet eden insana Müslüman deriz. Hz. Peygamber’in Allah’tan vahiy yoluyla ıal p insanlara tebli etti i eylere inanan ki iye ise mümin deriz. Daha geni ifadeyle, mü-ığğ şşşmin; ‘Allah’ n varl na ve birli ine, meleklerine, kitaplar na, peygamberlerine, âhiret gü-ıı ı ğğınüne, kaza ve kadere, yani hay r ve errin Allah taraf ndan yarat ld na ve ölümden sonra ışıı ı ığdirilmenin gerçek oldu una inanan insand r.’ğıBazen bu iki kelime e anlaml olarak da kullan lmakta, mümin ve Müslüman ayn an-şııılama gelmektedir. Bazen de Müslüman kelimesi; dinini çok iyi bir ekilde ya ayan, Allah’a şşcandan teslim olan, ona samimiyetle ba lanan insan için kullan lmaktad r. ğııYukar da mealini verdi imiz ayette; Müslümanlar ve müminler zikredildikten sonra, on-ığ* Mustafa KILIÇ

96lardan itaatkâr olanlar an lm t r. Bizim; Allah’ n ve Peygamberin emirlerine kar isyankar ıı ı ışış ıolmay p, itaatkâr olmam z gerekti ine vurgu yap lm t r. Birlikte ya ayan insanlar n aras n-ıığı ı ışşııda nizam ve intizam olmazsa anar i ve karga a olur. Bozuk düzenin ise sonuçta herkese şşzarar dokunur. Bundan dolay biz, dinimizin emirlerine ve yasaklar na özenle itaat ederek ıııhuzur ve mutluluk içinde ya ar z.şıSözleriyle do ru olduklar n ikrar ettikleri halde; i lerinde, davran lar nda, al -veri -ğı ışı şıı şşlerinde, kom uluk ili kilerinde do rulu u ya ayamayan toplumlar, rahat yüzü görmezler. şşğğşBundan dolay Rabbimiz bize, her alanda do rulu u da emretmi tir. çinde ya ad m z ığğşİşı ı ığdünyada, i lerimiz her zaman bizim istedi imiz gibi gitmez. Bazen maddi bazen de manevi şğs k nt larla kar kar ya kal r z. S k nt lar a mak için elbette gücümüz yetti ince gayret ı ı ış ış ıı ıı ı ı ışğedece iz. Ama a amad m z zorluklar da olacakt r. te böylesi zor durumlarda hemen ğşı ı ığıİşbu ayeti hat rlayaca z, çal maya devam edip sabredece iz ve Allah’ n sabreden kullar na ığ ıı şğııverece i kar l dü ünerek, Allah’a s naca z.ğş ğı ı ışı ı ğğ ıBüyükler her zaman sayg ya lay kt r. Annemize-babam za, dede ve ninemize, ya l lara ıı ıış ısayg göstermeliyiz. Biz ba kalar na sayg gösterirsek, bize de sayg gösterenler bulunacak-ışıııt r. nsanlar konusunda böyle sayg kurallar varsa, bizi ve bütün âlemleri yarat p ya atan, ıİııışbizi say s z nimetleriyle r z kland ran, bizi Müslüman ve mümin olmakla ere endiren ı ıı ıışflAllah’a daha derinden sayg duymam z gerekmez mi? Elbette gerekir!ııAllah insanlar n görünü lerini ve kabiliyetlerini farkl yaratt gibi r z klar n da farkl ışıı ı ğı ıı ııdüzenlemi tir. Kimisi zengin kimisi fakir, kimisi varl kl kimisi yoksul. Ama bugün zengin şı ıolan n yar n fakir olmayaca n kim bilebilir? Ne oldum demeyelim, ne olaca z diyelim. ıığı ığ ıElimizdeki imkânlar , Allah’ n bize verdi i emanetler olarak görelim. Kendimizi bekçi sa-ıığyal m. Elimizdeki nimetlerden muhtaç olanlara ikram edelim. Sadaka verenlerin elde ede-ıce i kar l dü ünelim.ğş ğı ı ışOruç ibadetimiz; bizim isyankâr nefsimizi en iyi e iten, onu susturan, itaat ettiren ve ğolgunla t ran bir ibadettir. Ramazan ay nda sa l m z elveri li ise ve artlar m z uygunsa şıığ ğı ı ışşı ıorucumuzu tutal m. Zaman zaman na le oruçlar da tutmaya gayret edelim. ıfiİnsanlar ba ka canl lardan ay ran en önemli kavramlardan birisi de namus kavram d r. ışııı ıCinsellik insanla birlikte var olan bir gerçek olup bu konudaki do al arzular n tatmini de ğıinsan n tabiat gere idir. Ancak bunu Allah’ n helal k ld ekilde yani hem kendi onur ıığıı ı ığ şve iffetimizi hem de ba kalar n n onur ve iffetini koruyarak yerine getirmeli böylece ayette şı ıvurgu yap lan namuslu olmak konusunda kendimizi kontrol etmeliyiz.ıBütün bu sayd klar m z yaparken, bize apaç k bir Kitap gönderen, bizi hidayete ula -ıı ı ıışt ran, bizi karanl klardan ayd nl a ç karan ve bize yürüyece imiz yolu gösteren Allah’ ııı ığığıçokça hat rlayaca z, çokça zikredece iz. Böyle yaparsak Allah’ n ba lamas na ve ahirette ığ ığığ ş ııe i benzeri görülmemi nimetlere kavu aca z (Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Ankara, şşşğ ı2006, IV, 384) Bu ayette erkek ve kad nlar ayr ayr zikredilerek bize çok özel bir i aret ııışverilmi tir: Müslümanl kta kad n ile erkek e ittir. nançta, amelde, erdemli davran larda, şıışİı şAllah’ n emirlerini uygulamada ve nimetlerini hak etmede e it...ış

97ALLAH’IN DOĞRU YOLA İLETTİKLERİ HİDAYET ÜZEREDİR*ِ ٰ ِ ا َ ْ ٰ ا َ ِِّ۪ ْ ا ّ ِّ...ۜوَ َ ْ َ ْ ِ ا ّ ُ َ ُ َ ا ُ ْ َ ِ وَ َ ْ ُ ْ ِ َ ْ َ ِ َ ُ ْ اوْ ِ َ ءَ ِ ْ دُو ِ ََْ۪ٓ َْٰۚ“Allah, kimi do ru yola iletirse i te o, do ru yolu bulmu tur. Kimi de ğşğşsapt r rsa böyleleri için O’nun d nda dostlar bulamazs n...” ( srâ, 17/97)ı ıı ı şıİHidayet ki inin Allah’a inanma, emir ve yasaklar n tam olarak yapabilme şı ıimkân na kavu mas d r. Böyle bir konumda bulunan ki i Kur’an’da belirtilen do ru ışı ışğyola ula m demektir. Nitekim konumuzu belirleyen ayette de bu hususa vurgu ş ş ıyap lmaktad r. Allah’ n hidayet verdi i kimsenin do ru yolda oldu u, hidayetten ııığğğuzakla t rd kimsenin ise yard m edecek, kendisine arka ç kacak kimsesinin bu-şı ı ığıılunmad anlat lmaktad r.ı ı ğııBu âyetle Cenab- Hak, Peygamberimiz (s.a.s)’i teselli ederek, hidayeti de il de ığdalaleti ve küfrü tercih edenleri bildi ini ve onlar hakk nda üzülmemesi gerekti i-ğığni de hat rlatmaktad r. Zira onlar kendi iradeleriyle kötü tercihte bulunup sap kl k ııı ıve dalalet üzere srar etmi lerdir. Bu bak mdan kendi irade ve istekleriyle hidayeti ışıtercih edenleri Allah hidayete, küfrü ve dalaleti tercih edenleri ise küfre ve dalalete sürükler. Bu durum yüce Allah’ n ı“Allah kime hidayet ederse i te o, do ru yolu bulan-şğd r. Kimi de a rt rsa, art k ona do ru yolu gösterecek bir dost bulamazs n.”ış şı ıığı(Kehf, 18/17)âyetinde buyurdu u gibi mutlak yaratmas yla ilgilidir. Yani Cenab- Hak hiç kimseyi ğııiman ve küfre zorlamamaktad r. Bu konuda ki i kendi tercihini yaparken tamamen ışba ms zd r. Esasen ki i, bu tercih hakk n hangi yönde kullan rsa onun hakk nda ğ ıı ışı ıııAllah’ n takdiri o ekilde tecelli etmi olacakt r. Bu da insan n herhangi bir hususta ışşııilahi iradenin takdirinden ba ms z olmad anlam na gelir. nsan n seçmesine ve ğ ııı ı ğıİıözgür iradesine göre Allah onun hakk nda ya hidayeti ya da küfrü yarat r.ıı* Dr. Ercan ESER

98Bizler Allah’ n külli iradesinin ku att alanda kendi özgür irademizle yani bize ışı ı ğtayin edilen özgürlük alan nda irademizle hidayeti veya sap kl seçme konusunda ıı ı ığmuhayyer b rak lm z. Ancak Allah’ n küfrü ve sap kl de il, hidayeti ve do ru ıı ı ışıı ı ığğğyolu seçmemize raz olur. Bu husus ayette öylece aç klanmaktad r: ışıı“ üphesiz biz onu (ömür boyu yürüyece i) yola koyduk. O bu yolu ya ükrederek ya da Şğşnankörlük ederek kat eder.”( nsan, 76/3)İ; “Ve iki apaç k yolu (hay r ve er yollar n ) göstermedik mi?”ıışı ı(Beled, 90/10)Ancak konumuzun ba nda zikretti imiz âyetin devam nda sap kl tercih eden-ş ığıı ı ığlerin k yamet günü körler, dilsizler ve sa rlar olarak yüzüstü ha redilecekleri ve ce-ığ ışhenneme at lacaklar haber verilmektedir. Onlar dünya hayat nda Cenab- Hakk’ n ıııııayetlerini göremeyecek kadar kör, i itemeyecek kadar sa r, konu amayacak kadar şğ ışda dilsiz idiler. Bu bak mdan ahirette de hidayet ve kurtulu yolunu gösterecek ışsözler söyleme imkânlar n n kalmad ayette haber verilmektedir ı ıı ı ğ(bk. srâ, 17/72)İ. Ayr ca, Cenab- Hakk’ n do ru yola iletti i ki inin do ru yol üzere oldu u, a rtt ııığğşğğ ş şı ı ığkimsenin ise ondan ba ka dostlar n n bulunmad ayette ifade edilmektedir şı ıı ı ğ(bk. A’râf, 7/178).Sonuç olarak diyebiliriz ki insan, ilahî mesaja kulak verip akl n kullanarak vahyi ı ıanlarsa bu onu do ru yola götürür. O halde insan n iradesini kullanmas önemli bir ğııdurumdur. Ki i iradesini kullanarak do ru veya sap k yolu seçmi olur. Bu iradesini şğışgösterince Cenab- Hak da onu ya hidayete ula t r r veya sap t r. Kur’an’da insana ışı ıı ıanlama kabiliyetinin verildi i, hakk seçti i takdirde faydas n n kendisine ait olaca-ğığı ığ ı, do ruyu seçmemesi hâlinde de zarar n yine kendisinin çekece i, bu konuda bir ğı ığzorlaman n söz konusu olmad beyan edilmektedir. ıı ı ğ(bk. En’âm 6/104). Yine Allah’ n, ıinsan iman etmeye zorlamad ıı ı ğ(Kehf, 18/29) Kur’an’ n, sadece do runun veya ger-ığçe in ne oldu unu aç klayan bir ö üt oldu u, dileyen ki inin bu ö üte inanaca ğğığğşğğ ıbildirmektedir ( nsân, 76/29)İ. K saca, kim Allah’a imana, Peygamberi tasdik etmeye ıona gönderilenleri kabul etmeye yönelirse buna o kimseyi muvaffak k lar ve do ru ığyola eri ir. Kim de bu hakikatlerden ve onlara imandan yüz çevirirse dalalete dü er. şşArt k onun için Allah’tan ba ka bir dost ve yard mc yoktur. O, K yamet gününde ışıııde azaba duçar olacakt r.ı

99ALLAH’IN HELAL DEDİĞİNE HARAM DEMEMELİYİZ*ِ ۪ َ ا ٰ ْ َ ا ِ ِّّٰ ا ْ ِ َِّ ۪ َ ْ ُ ا ّ ِ ُ َ ّ ا نِا اوُ َ ْ َ َو ْ ُ ُ ّ ا َ ا َ ِ ت َ ِّ ا ُ ِّْ َُ ٰ َََّۜ ٰ ّ َ ََٓ َ ُ ا ُ َ ا َ ۪ ا َ ّ ا َ ََُّٰ َ َٓن ُ ِ ْ ُ ۪ ِ ْ ُ ْ ا ٓي ۪ ا َ ّ ا ا ُ ّ اَو ً ِّ َ َ ُ ّ ا ُ ُ َـ َزَر ّ ِ ا ُ َوََّ ََٰۖ ًَُٰ“Ey iman edenler! Allah’ n size helal k ldıı ı ığ iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ n koydu u) s n rlar a may n. Çünkü ığı ıışıAllah haddi a anlar sevmez. Allah’ n size r z k olarak verdiklerinden helal, şııı ıiyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta oldu unuz Allah’a kar ğş ıgelmekten sak n n.” (Maide, 5/87-88)ı ıYüce Allah’ n kesin ve ba lay c bir ifade ve üslupla yasaklad illere haram ığı ıı ı fiğdenmektedir. Haram belirleme yetkisi yaln z Allah’a aittir. O’nun d nda hiç kim-ııı ı şsenin haram belirleme yetkisi yoktur. Peygamberimizin bu konudaki hadisleri ise, ıAllah’ n iradesi ve hükmünü aç klamaktan ibarettir.ııKur’an ve Sünnet haram belirlerken ayr nt dan ziyade ana ilkeler ve genel kural-ıı ılar ortaya koymu , bu kurallar n her devirde anla l p uygulanabilir tarzda takdim şışı ıedilmesini ise, o devrin yetkin ve ehil slam âlimlerine b rakm t r.İıı ışDinen haram k l nan bir eye kas tl olarak helal demek, ki iyi slam dairesinin ı ışı ışİd na ç kar r. Ayr ca bu durum, Allah ad na yalan uydurmakt r. Yüce kitab m zda ı ı şıııııı ıkonuyla ilgili öyle buyurulmaktad r: şı“Dilleriniz yalana al ageldi inden dolay , Allah’a kar yalan uydurmak için: ‘ u he-ı şğış ıŞlaldir!’ ‘ u haramd r!’ demeyin. üphesiz, Allah’a kar yalan uyduranlar, kurtulu a ere-ŞıŞş ışmezler.”(Nahl, 16/116) Ayr ca, Allah’ n helal k ld bir eyi, bir kimsenin, iyi niyetle de olsa haram ııı ı ığşk lma yetkisi olmad gibi, böyle bir davran ve anlay da dinen uygun görül-ıı ı ğı şı ş* Sabri AKPOLAT

100memi tir. Peygamberimizin ya ad dönemde baz Müslümanlar dünyadan el etek şşı ı ğıçekmek istemi ler, özellikle yeme-içme, dinlenme, giyim-ku am, evlenme ve evlilik şşhayat n n gereklerini yerine getirme konular nda mahrumiyeti ya ama biçimi hâline ı ıışgetirmeye yönelmi lerdir. Onlar n bu tutumlar hem kendilerine hem de aile fertle-şıırine zarar verdi i için, Peygamberimiz onlar uyarm t r.ğıı ışBu itibarla slam’da kesin bir delil ile yasaklanmayan ve insan n yarar na olan her İıışey helâldir. Bu ilke, hiçbir s n r tan maks z n her türlü davran me ru sayma anla-ı ııı ıı ı şşy na dü ülebilir, endi esiyle bazen ihtiyatla kar lanm t r. Ancak ihtiyatta ölçüyü ı ı şşşş ıı ışkaç rma, ki ilerin gereksiz yere dinin ölçülerini s n rland rmalar na neden olmu tur. ışı ııışAyette sözü edilen geni lik ve özgürlük, s n r n a lmamas ve Allah’ n yasaklar ndan şı ı ış ıııısak nma art na ba lanm t r. Bununla birlikte, helâllerin s n r n zorlay p baz ha-ışığı ışı ı ı ıııramlar helâl hâline getirmemeye özen göstermeliyiz.ıHelal olmak kayd yla kazanca herhangi bir s n rlama getirilmemi tir. Kazanc m z ıı ışı ıne kadar olursa olsun her insan n harcayaca miktar bellidir. O halde, r z k kayg -ığ ıı ııs yla harama meyletmemeliyiz. Bize dü en görev, kazanmak için çal mak ve yüce ışı şAllah’ n bu konudaki takdirine raz olmakt r.ıııŞeyh Sadi ‘Gülistan’ adl eserinde konuyla ilgili öyle söylemektedir:ış“E er Âdemo lunun gönlü r zka oldu u kadar, r zk verene de ba l olsayd , ğğığı ığ ıımakam itibariyle melekleri geçerdi.”“Allah, sen gizli ve kendini bilmez bir nutfe hâlindeyken dahi seni unutmad . ıSana ruh, ak l, idrak, güzellik, söz, tedbir, kir ve zekâ verdi. Omuzlar na iki pazu ıfiıyerle tirdi, eline on tane parmak dizdi. A himmetsiz! imdi mi r zk n unutacak şŞı ı ısan yorsun” ı( eyh Sadî, Gülistan, s. 248-249)Ş. Yüce Allah, yapt m z her eyden haberdard r ve bizi yapt klar m zdan dolay ı ı ığşııı ııhesaba çekecektir. Müslümanlar olarak buna gönülden inan r z. O halde, r zk m z ı ıı ı ı ıharam de il de, helal yollardan kazanmaya çal mal y z. Haram olan bir kazanç onu ğı şı ıkazanan kul için r z k say lmas na ra men haram olan r zk , kulun kazanmas na ve ı ııığı ııyemesine yüce Allah’ n r zas yoktur.ı ıı


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook