' TEMEL SAVUNMA M 1 . Battırma (Unutma): Bireyi rahatsız eden anı ve deneyimlerin 6 . Yüceltme: Toplumca onaylanm bilinçdışma itilmesi ve orada tutulmasıdır. Bunlar üst benlikçe eğilim ve isteklerin sportif, san (süper ego) yargılanarak yasaklanan ve benliğe ao, bunaltı da mesleki alanlarda ifade edil veren öğelerdir. 8u nedenle bastırılırlar. beğenilen etkinliklere dönüştü örr>*$in. istemeden eşinden boşanan birinin boşanma tarihini ha örneğin, patlayıcılardan çok hoşlan tırlamaması. patlayıcı madde ya da silah uzman 2 . Yadsıma (In k ir): Benlik için tehlikeli olarak algılanan ya da 7. Yer-Yon Değiştirme: Bir kimse bireyi rahatsız eden ona sıkıntı ve a<ı veren bir gerçeği yok doğuran gerçek kaynağa değil saymak yani görmemektir. başka bir kimseye ya da nesne On*vn, telefonda bir yakınının Olum haberini alan birinin 'Kayır, örneğin, okulda mudurc kızan ö bu doğru değil.' demesi. Öğrencilerini azarlaması ya da yen 3. Mantığa Bürünme (Bahane Bulma): İki temel mekanizması kıskanan çocuğun oyuncak bebeğ çalaması. vardır: 8 . Karşıt Tepki Oluşturma: Birey (a) Ulaşılamayanı değersizleştirerek b«reyin yaşadığı hayal olduğu duygu, düşünce ya da kınklığının derecesini düşürmek. Örneğin, işten atılan aksini ifade etmesidir. birinin bu iş zaten benim statüme çok uygun değildi, istifa edecektim demesi. örneğin, içindeki kin, nefret ve ka (b) Yapılan hatalı bir davranışı çeşitli mazeretler öne sürerek karşı kişi, aşın derecede kibar ve olduğundan daha az yanlış ya da tuhaf göstermeye lilik eğilimlerine karşı anormal de çalışmak. Örneğin, sezonda aldığı kazağın sezon sonunda mizlik düşkünü olabilir. %70 indirime girdiğini gören birinin 'Ama benimki daha 9. Pollyannacılık (Tatlı Limon): kaliteli.' demesi. Bu tur mant>ğa bürünme ve makul gösterme çabalan, bireyin nklığı yaratan en kötü durumd kaygısını geçici olarak azaltarak, zor ve utanç verici bir durumu görmeye çalışmasıdır. kolaylıkla atlatmasını sağlar. 4. Yansıtma (Projeksiyon): Bazı duygu, durtu. gereksinim ya örneğin, İşten çıkarılan birinin ha da yaşam olaylarının dışarıya aktarıtıp. yansıtılıp, dışarıdaymış ten iyi bir tatile ihtiyacım da vardı ya da dışarıdan kendisine yöneltiliyormuş gibi algılanmasıdır. 10. özdeşim Kurma: Bireyin sah Yansıtma mekanizmasında kişi, kendi içinde yadsıdığı bir dür* tüyü (ki bu toplumca onaylanmayan bir dürtüdür) başkaların* Özelliklere sahip olan birine b da görür. rak istediği özelliklere sahip b kendmi algılamaya ve davran On*$;n, içinde öfke ve kin duyguları olan bir kişinin, 'Bana kızıyor dır. lar. benden nefret ediyorlar.’ drye düşünmesi. örn*$iı», çirkin bir genç kızın, ken film artistiyle özdeşleştirerek, o süslenerek çirkinliğini unutması. 5. ödünlcm e (Telafi Etme): Bireyin eksik ve zayıf yönlerim daha 11. Gerileme: Kişinin ilgi çekmek güçlü özelliklerini one çıkararak telafi etmeye çalışmasıdır. lunduğu gelişim aşamasından gelişim aşamasına dönmesidi öro*$in, geçirdiği çocuk feki yüzünden sakat kalan bir kişinin yo ğun çalışmaları sonucu olimpiyat yüzme şampiyonu olarak hare önvf^in,kardeş kıskançlığı yaşayan ket yetersizliğini telafi etmesi. cuğun altmı ıslatması, çocuksu ko »»
KPSS Eğitim Bilimleri MEKANİZMALARI mayan durtu, 12. Duygu'.al Soyutlanma: Duygusal soyutlanma mekanizması çeşitli biçimler natsal, kültürel ya de işleyebilir. Bunlardan biri, kişinin diğer insanlardan kendini soyutlayarak lerek toplumca duygusal ihtiyaçlarının onlar tarafından etkilenmesine izin vermemesidir. ürülmesidir. 8öyle bir insan, ilişkilerinde duygusallığa yer vermeyerek düş kınklığına ve nan birisinin iyi bir zedelenmeye karşı korunmaya çalışır. Bu insanlar duygusal ihtiyaçlarının nı olması. üzerini adeta bir kapakla örterler. Bu insanlar duygusal olmamayı güçlülük enin öfkesini bunu olarak yorumlama eğilimindedirler. l, daha zararsız eye yöneltmesidir. öme; n, bir kimsenin dünya İşlerinden elini eteğini çekerek kendmi ibadete ada öğretmenin sınıfta ması. ni doğan kardeşini 13. Yapma-Bozma (Undoing): Kişinin kendisi ve çevresi tarafından onaylan ğini kırması ve par mayacak düşünce ya da davranıştan vazgeçmesi ve eğer böyle bir söz ya da yin gerçekte sahip eylem dışa vurulmuşsa, ortaya çıkan durumu onarmaya çalışmasıdır. dürtülerin tam örneğin, kusurlu davranışlarımız için dilediğimiz özürler, günahlarımıza karşılık abalık eğilimlerine verdiğimiz sadakalar ve arada btr duyduğumuz pişmanlık duyguları bu mekaniz nazik; pislik ve kir manın ürünüdür. erecede titiz ve te 14. Dönüştürme (Konvcrsiyon/Bedenselleştirme): Çok yoğun bir sıkıntı Bireyin hayal kı- yaşayan, ağır bir strese uğramış kişi o yoğun sıkıntısını yatıştırmaya yönelik da bile iyi bir taraf bir çözüm bulamayınca bedenin herhangi bir işlevini iptal eden bir davranış sergilemesidir. ayırlısı buymuş, za ı.'demesi ûrTK^in. kolu-bacağı tutmaz, yürümez olabilir. Komada gibi yatalak bir duruma hip olmak istediği geçebilir. Kısmen bilinç kaybı olabilir, körlük, sağırlık vb. olabilir. benzemeye çalışa 1S. Asetizm (Çilecilik-Zahitlik): 8u. özellikle ergenlerde görülen bir savunma başka biriymiş gibi nmaya başlaması dır. 8u evrede, kişisel veya sosyal baskı ve yasaklardan gerçekten etkilenen bir bireyin, cinsel dürtüler dayanılmaz bir safhaya gelince, cinsiyet başta ndini beğendiği bir olmak üzere tüm haz verici faaliyetlerden bir el çekmesidir. Bu gibi kimseler artist gibi giyinip, kolaylıkla tarikat ve mezhep avalanmn kurbanı olurlar. 16. Hayal Kurma (Fantezi): Kişinin gerçek hayatta doyum sağlayamadığı istek ve düşüncelerini düşler kurarak doyurmaya çalışmasıdır. örneğin, tayini çıkmayan bir öğretmen adayının kendisini öğretmen olarak hayal etmesi. Ya da fakir bir kimsenin bir piyango bileti alıp, buyuk ikramiye çıkarsa ne ler yapacağını düşünmesi. 17. Çarpıtma: Bireyin kendi gereksinimleri doğrultusunda, kendi dışındaki durumları gerçekçi olmayan bir şekilde değişikliğe uğratmasıdır. k için içinde bu öm*$in, iletişim becerisindeki eksiklik nedeniyle karşı cins ile yakın arkadaşlık ku an daha önceki bir ramayan birinin, fazla kilolarım nedeniyle arkadaşım yok. zayıflayınca benim de ir. sevgilim olacak demesi. n 9 yaşındaki bir ço 18. İlkel İdealleştirme (Prim itif Idealizasyon): Birey çevresindekileri ya tamamen iyi ya da tamamen kotu olarak algılar. İyiler abartılarak yüceltilir, onuşması gibi. kötüler ise aşağılanır. ıS
Gelişim Psikolojisi ERİKSON’UN PSİKOSOS Erik Erikson (1902-1994), ego psikolojisinin en onde ge d gelişim olarşk tanımladığı ve cinsel gelişmeyi temel incelemiştir. Erikson ve Freud'un kişilik gelişimine ilişkin 1. Güven ya d* Güvensizlik (0-1 Yaş) 2. özerklik (Otonomi) ya da Utanç ve Kararsızlık (2-3 Yaş) • Bu dOncm. Freud'un oral döneminin karşılığıdır. • 8u dönem. Freud'un anal döneminin karşılığıdır. • 8ebcklefin çevredeki dünyaya güve nebilecekleri ya da güvenemeyecekle- • Çocuğun oz bakım becerilerini kazana rine ilişkin temel duyguyu edindikleri rak hızla anne babadan bağımsızlaşma dönemdir. ya çalıştığı dönemdir. • Çocuğun bu donemde ilişki kurduğu • Anne bobalanmn yardımını reddederek cn önemli kişi anne veya anne yerine *8en yaparım* 'Kendim yapacağım* geçen kişidir. gibi ifadelerle özerk olmak istediklerini belirtirler. Çocukların neyi yapıp neyi ya • Anne-çocuk ilişkisinde süreklilik, pamayacaklarım test ettikleri dönemdir. tutarlılık ve aynılık sağlanabilirse; çocuk, annesinin kendisini hep seveceğinden, • Amaç yönelimli davranışlar sergilerler, isteyeceğinden ve terk etmeyeceğinden sözel iletişim kurmaya başlarlar. Yetiş emin olma duygusu geliştirebilirse, kinlerin, yaptıklan işlere kanşmasım, çocukta temel güven duygusunun müdahale etmesini istemezler. çekirdeği oluşur. • Aşırı koruyucu, kısıtlaydı ailelerin • Bebekteki sosyal güvenin ilk belirtisi, tutumu çocukun özerkliğini engelleye bebeğin beslenmesinin rahat ve tabii rek utanç ve kuşkuculuk duygularının hale gelmesi, uykusunun derinleşmesi, gelişmesine neden olabilir. Bu nedenle bağırsaklannm rahatlamasıdır. anne babaların tehlikelerin olmadığı or tamlarda çocuklarını serbest brrakmalan • Eğer kriz başarı ile atlatılamazsa, yetiş ve onlara bir şeyleri başarabilme fırsatını kinlikte sosyal ilişkilerde güvensizlikten vermeleri gerekir. kaynaklı sorun yaşanabilir. • Kendisine fırsat verilmeyen, bir işi Oro<sjin, çocuğu ile zaman geçirmeye çalı başarmanın heyecanını yaşayamayan şan. onu kucaklayan ve hem fiziksel hem çocuklarda. ıleriki yaşlarda, çekingen, duygusal yakınlık göstermeye çalışan bir kendi başına karar veremeyen özellikler anne çocuğunda temel güven duygusu görülür. geliştirmeye çalışmaktadır. ûrr*$*n, üzerine dokse bık? çocuğunun tek * .— »-% (ocumun fiM sH rfıt/yaçUnran ü rjia rv başına yemek yemesine izin veren, onun m*ynrı yan»sjm«-nimek. firAsd tffrvn tek başına giyinmesini teşvik eden bir anne çocuğunda Özerklik duygusunun gelişme veyabniAgfci duygusal ıhtiyaçUmn dadurtt* sine yardımcı olmaya çalışmaktadır. derece ooernbdc.
SYAL KİŞİLİK GELİŞİM KURAMI elen kişileri arasında yer almaktadır. Erikson, Freud'un psıkoseksü- alarak hazırladığı gelişimi, psıkososyal kuram adı altında yeniden n görüşleri aşağıdaki şekilde karşılaştırılabilir; 3. Girişimciliğe Karsı Suçluluk 4. Beceri ya da Aşağılık Duygusu (6-11 Yaş) (3*5 Yaş) • Bu dönem, Freud'un gizil (latent) döneminin karşılısıdır. • Bu dönem, Freud'un fallık döneminin karşılığıdır. • Çocuğun akademik öğrenmelere başladığı dönemdir. • 8u dönemde, çevreyi keşfetme ve ona egemen olma amacıyla girişim duygu • Çocuk, artık ortaya çıkardığı şeylerle başkalan sunun temelleri atılmaktadır. tarafından tanınmak, onların takdir ve onayını almak ister. • Cinsellik de dahil dünyayı ve kendini an lamaya yönelik sürekli sorular sorduğu ■ Okul öğrenmeleri sırasında sürekli olarak kendini dönemdir. diğer yaşıtlan ile karşılaştırır ve kendisinin başa- nlı olup olmadığına karar verir. • Eğer çocuk sorduğu sorular yüzünden azarlanır, ayıplanır ya da çocuğun soru • Çocukun aşağılık duygusu geliştirmesini önle sorması yasaklanırsa, girişkenlik duy mek için, öğretmenler her çocuğa ufak da olsa gusu engellenerek suçluluk duyguları başarı duygusunu yaşayabileceği yaşantılara geliştirmesine neden olunabilir. olanak vermelidir. • Çocuğun araştırma girişimlerini destek • Başarı duygusunun gelişebilmesi için her çocu leyerek. sorduğu sorulara anlayabileceği ğa kendi gücü ölçüsünde sorumluluklar vermek, biçimde uygun cevaplar veren, sevecen onlara geri bildirim verirken başansızlıklanndan ve ilgili yetişkin ebeveynler, çocuğun bu daha çok başannın altını çizmek, onlan yaşıtlan donemi başarıyla atlatmasına yardımcı ile kıyaslamamak son derece önemlidir. olurlar. • Bu donemde çocuk akademik öğrenmelere ek • Girişim duygusu özerk ve özgür düşün olarak başkaları ile iş birliği kurmaktan ve birlikte mek. geleceğe yönelik amaçlar besle çalışmaktan haz almaya başlamıştır. Bu yaş mek ve eyleme geçmek için rahatlık ve grubunun dünyasına artık araç gereçler girmeye güç sağlar. 8u donemin tehlikesi aşın başlar (çekiçle çivi çakmak, oyuncak ya da be suçluluk duygusunun gelişmesidir. bekleri kırıp yeniden yapmak vsOve yetişkin araç gereçlerini kullanmaya ilgi artar. ört*$in, çocuğunun cinsellik ile ilgili so- rulanna basit ve anlayabileceği düzeyde • 8u donemde çocuğun karşılaşabileceği tehlike, cevaplar veren, ona kızmayan, onu azar yetersizlik ve aşağılık duygusudur. Eğer araç- lamayan bir anne çocuğunda girişimcilik gereç ve öğrenim dünyasına uyum yapmaz ve duygusunun gelişmesine yardımcı olmaya umudunu yitirirse, onlan benimsemeyebilir ve çalışmaktadır. bunları yapamadığı için aşağılık duygusu gelişti rebilir. sınıfta önce her bir öğrenciyi gözlemleyen ve onlara yetenekleri doğrultusunda küçük sorum luluklar veren bir sınıf öğretmeni çocuklarda başan ve yeterlilik duygusunun gelişmesine yardımcı ol maya çalışmaktadır.
r ERİKSON'UN PSİKOSOSYAL KİŞİL S. Ego Kim liği ya da Rol Karmaması (11 -20 Ya}) Başarılı Kim lik statüsüne sahip olan kişile bir karara varıp kararlanna bağlanmış kişile Bu donem, çocukluk ve yetişkinlik arasında çozmuş okiuklan söylenebilir. bir geçiş dönemidir. Ome^in, üniversitede hangi bolümü seçme çevresindeki farklı bölümlerde okuyan ki Kişinin toplumsal yerini, mesleksel konumu gerektirdiği özellikleri araştıran, farklı üniv nu ve cinsel kim!*gini tanımaya, yerine oturt ren. kendi yetenek ve ilgilerini anlamak için maya çalıştığı bir dönemdir. Kısaca, efgenin ve sonunda endüstri mühendisliğini seçen ben kimim sorusunu sorduğu dönemdir. sündedir. Kimlik bulma sürecinde ergen iki uçta gidip İpotekli Kim lik statüsüne sahip kişiler bun gelen kararsızlıklar yaşayab lir. Ergenin bu bir karara varmış gibi görünmektedirler. Ta gelgitlerine anlayışlı davrandması. fazla anne-babalarının karandır. müdahaleci olmaktan kaçınılması ancak ö m ^ ı, anne-babası istediği için l,P fakült rehberliğin de elden bırakılmaması, özdeşim kimlik statüsündedir. kurabileceği farklı yetişkin modelleri ile tanış- tmlması bu donemin başan ile atlatılmasına Moratoryum Kim lik statüsü bunalım yaşa yardımcı olabilir mayan kişilerin durumudur. öm^<n,bir türlü hangi bolümü seçeceğine Kendi ilgi ve yetenekleriyle uyumlu b«r bu konu üzerinde duşunmemcye karar ver kimlik duygusu geliştirebilmiş olan bir birey, ratoryum yaşamaktadır. gelecek yaşamıyla ılg»lı ka/artarını vermeye başlamış, kendine özgü değerler sistemi Dağınık Kimlik statüsü henüz bunalımın y oluşturarak kişisel ve mesleki planlar oluş- da bulunmadığı durumu ifade eder. turabdmiş demektir. Kimlik krizi ise gencin OmrÇ'n. nasıl bir meslek seçmesi gerektiğ bu tür kararlar alamamış olmasını, gelecekle için bir sorgulamaya girmeyen, tesadüfen ilgili herhangi bir plan yapmamış olmasını dağınık kimlik statüsündedir. betimler. Kimlik kazanma çabalan içindeki kişin.n durumu. Marc»a‘ya gore bağlılık (karann kesinliği) ve bunalım geçirme (kararsızlık yaşama) açısından iki boyutta değerlendirile bilir. Km lık Statüleri | 8vnalun I E Z Başar* KmMk Ip o ttttfcrt* Var Var D a^ nt& rtt Yok Vır Moratoryvn Yok Yok Vh Yok
KPSS Eğitim Bilimleri LİK GELİŞİM KURAMI (Devamı) Marcia'nın Kimlik Statüleri Başarılı İpotekli Moratoryum Dağınık Kimlik Kimlik Kimlik Kimlik er bunalım geçirmiş ve Kjrnfak bunalm fe kim li karm aşas« birbirinden a>vt «rr*fc gerekir, erdir. Bunların sorunlannı lûm tt bunahmıSer çfoön kim i IcimîA duygusunu kazanaMmesiiçin esi gerektiğine karar verirken b i*^ ya d* A jı otarak Vtf4> bir urraş«nd* re do<^aJbir süreçtir.Kım ü işilerle gOruşen, mesleklerin versitelere gidip buralan gö karmaşasırse, bu burv»irwıa^riaynası,gtÇKJdeoha uyumunoWuİtça*Q*b*ç»möe n rehberlik servisi ile görüşen en Ersin, başarılı kimlik statü boahiuodK. E^en kam!*bunakmmaşamazsa.zamanzamantm lüm&befcrtlerigosterebAr nalım yaşamamışlardır ama yani ana-baban*. hattakendisin«betieotfcrfnetersdüşendAraaşlan deneytbtt abii ki bu karar daha çok tesine giden Birsen, ipotekli - , • Erikson Marcia’nın kimlik statülerine ek olarak j ) ters kimlik statüsünü tanımlamıştır. ayan ama çozum yolu bula e karar veremeyen ve bir sure Ters Kimlik: Kimlik krizi bazen bunalıma donuşur ve ergen ren Asuman, psıkososyal m o kendisinden beklenenin tam aksi bir kimlik geliştirebilir, örneğin. muhafazakar bir çevrede yetişen bir ergenin küpe takması, yaşanmadığı, bağlanmanın piercing yaptırması, saçlarını kazıtması. ğini hiç düşünmeyen, bunun ■ Bazı araştırmacılar bu kimlik statülerine erken bağlanmanın da ek n bir bolüme yerleşen Aysun. lenebileceğini Önermektedir. Erken bağlanmada ergen herhangi bir araştırma yapmadan kendi özelliklerini araştırmadan çocukluktan itibaren söylediği bir mesleğe bağlanabilir. Onw$ın, bir ergenin çocukluktan itibaren doktor olmayı istemesinde olduğu gibi.
Gelişim Psikolojisi ERİKSON'UN PSİKOSOSYAL KİŞİLİK GELİŞİM KURAMI ( 6. Yakın İlişkiler ya da Yalıtılmış Yalnızlık (18-30 Yaş) • 8u evre yakın ilişkiler kurma evresidir. • 8*r önceki donemde kimlik duygusunu yerleştiren genç, bu donemde kendi kimliğini bir başkas ile birieştirebilmeyc hazırdır. • Kişinin diğer insanlar tarafından sevilip sevilmediğini sorguladığı dönemdir. Eğer diğer insanlar önemli olduğuna inanırsa onlara yakınlaşabilir, sevgiyi almaya ve vermeye dayalı yakın ilişkiler k atlatılır. • 8u donemde kişi erinde eşiyle, işyerinde ise mesai arkadaşları ve meslektaşlarıyla yakınlık kurar. • Yakınlık kuramadığı zaman toplumdan yalıtılmışJık ve terk edilmişlik duygulan ağır basar. • Sağlanma korkusu bu donemde en sık yaşanan duygudur. O rr*$in, insanlarla yakın ve sıcak dostluklar kurabilen, uzun süreli. tutarlı duygusal .tışk ıle r yaşayan O maktadır. c«otc3atoY\\Vc~ ------------^ H e * \\ \\ \\ \\ W a 7. üretkenlik ya da Kısırlık (30-60) • Bireyin topluma ve diğer insanlara yararlı olma, onlar İçin bir şeyler üretme ihtiyacı duyduğu e lik deyince yeni bir kuşağı oluşturmak ve ona rehberlik etmek de anlaşılmalıdır, • Verimlilik sadece çocuk yetiştirmek değildir, öğretmenlik, yazarlık, keşifler, sanatlar, bilim, sosy nesillere bir şekilde aktarılacağı düşünülen her şey verimlilik, üretkenlik İçin kullanılabilir. • Kişi ufak da olsa diğer insanlar için toplum İçin yararlı bir şeyler yaptığını düşünürse donem ba tehlikesi, kısırlık, verimsizlik, durağanlık ve benliğin yoksullaşmasıdır. önx^in. boş zamanlarında bir yetiştirme yurdunda gönüllü annelik yapan Esin Hamm'ın bu krizi ba 8. Ego Bütünleşiml ya da Umutsuzluk (60-sonrası) • 8<reyin bütün yaşamın muhasebesini yaptığı dönemdir. Eğer birey aşağı yukarı istediği gibi bir h sa yani çok az keşkesi varsa benlik bütünlüğü yaşar. • Benlik bütünlüğü yaşayan kişi hayatı olumlu olumsuz, acı tatlı yönleri ile olduğu gibi kabullenir, g karşılamaz, ölümden korkmaz. • Eğer yaşamını boşa geçirdiğini düşünürse, çok fazla pişmanlığı varsa her şey İçin çok geç olduğu suzluk yaşar, ölümden korkar. bütün yaşamını gözden geçirdiğinde ufak tefek pişmanlıklarına rağmen tam istediği g«bi b Ahmet Bey bu krizi başarıyla atlatmıştır.
Devamı) £/iku>n'un P sikososyalG tliflm Kuramına g ö rt krizlerin tam lıklı a tla tı labilm esi İçin b irty t çevre tarafından sı ya da başkalannm kimliği tarafından sevildiğine, sunulm an g tr tk tn ö ttttk }u sekildt ö ıttltn e b ilir: kurabti.r ve donem bajarıyia . Temel güvene karşı Fiziksel ve sevgi, onay ihtiyacının karşılan ] Omer. yakınlık duygusu yaşa güvensizlik ması as Özerkliğe karşı kuşku \" 1* evredir. Bu donemde üretici ve utanç Kendinin neler yapabileceğini anlamaya yal etkinlikler gibi gelecek yönelik eylemlerinin sınırtandmlmaması aşarı ile atlatılır. Bu donemin başan ile atlattığı söylenebilir. Girişimciliğe karşı Davranışlarına, sorunlarına uygun tepkilerin suçluluk verilmesi Başarıya karşı aşağılık Entellektüel (akademik) becerilerinin ve duygusu başarılarının desteklenmesi Kimlik kazanmaya karşı Farklı davranışları denemesine izin verme, rol karmaşası edindiği davranış repertuarlan ile bireyin kendisi Kin uygun bir kimlik oluşturmaya çalışması Yakınlığa karşı uzaklık, Derin sevgi ve dostluk ilişkilerinin kurulması yalnızlık Üretkenliğe karşı du r 8ılgi ve tecrübelerini yeni nesillere aktarması; gunluk yapıcı, yaratıcı eylemlere dönüştürmesi Ego bütünlüğüne karşı Kendi kişiliğine uygun bir hayat yaşadığı umutsuzluk takdirde pişmanlık duymaması, bireyin huzurlu olması hayat yaşadığını düşünüyor geleceği korku ve endişe ile unu bilir ve derin bir umut bir hayat geçirdiğini düşünen
u /, r BAĞLANMA STİLLERİ (Bart w/ Güvenli Bağlanma Saplantılı Bağlanma Bu kişiler kendilerini sevilmeye değer bireyler Saplantılı yetişkinler, yanlış anlaşıkJık- B olarak algılar ve başkalannm da genellikle destek- lanna gerçekte onlara göre kendilik v leyki olduğuna inanırlar. değerlerinin daha düşük algılandığına y inanırlar ve başka kişileri güvenilmez Güvenli bağlanan yetişkinler olumlu benlik imge bulurlar. 8 lerini korumak için bankalarının onayına daha az Bu kişilerde en belirgin özellik, kendine- b gereksinim duyarlar. güven e k s ik lid ir ve o nedenle hem y reddedilmekten hem de yakın bir Bireyler, eklerine kolaylıkla yaklaşabilirler ve onla ilişkide karşı tarafın terk etmesinden B ra bağlı olmaktan da mutludurlar. korkarlar. r k Uzun süreli ilişkiler kurarlar, özellikle uzun sureli d eşlerle yaşanan cinsellikten hoşlanırlar. l Hem kendilerine hem de diğer insanlara duyduk ları saygı ve güven yüksektir. Stres altındayken sosyal destek ararlar, kendilerini açmaktan (self-disclosure) ve dıger insanlann da kendilerini onlara açmalarından hoşlanırlar. öm tkSotv Küçük bir kasabada doğan Fatma, çocuklusunda babasından sık sık dayak yer ve ev işlerinin alırlığından bunalan annesinin ilgisinden de yoksun buyur, lisede sınıf arkadaşları hangi bölümde okuyacaklarını uzun uzun araştırırken Fatma'nın tek düşüncesi evden uzaklaşmak dur. Açıkta kalmayacağı bölümleri tercih listesine yazar. 8unlardan birini kazanır ve üniversite eğitimi için İstanbul'a gider. Bu eğitimi sırasında, bazıları birbirine zıt olan çeşitli dinsel ve politik gruplara katılır fakat içlerinde barınamaz. Bir ara sınıf arkadaşı Emine ile eve çıkarlar ancak ona da yakınlık gösteremez, adeta kendisinden uzaklaştırır. Emine eşyalarını toplayıp evi terk ederken Fatma bunu umursamıyormuş gibi davranır çunku o kimsenin yardımına gereksinim duymuyor ve her konuda kendine yetiyormuş gibi görünmek ister. Gerçekte kendine güvenmeyen, duygusal ama gösterme yi sevmeyen, sıkılgan, isteksiz ve duyarsız biri olarak Fatma'nın böyle görünmesi çok da zor olmaz. Yukarıda anlatılanlara göre, Fatma hangi bağlanma biçim ini geliştirm iş olabilir? A) İkircikli B) Saplantılı C) Korkulu E) Rol karmaşası 0) Kayıtsız Çözüm : 8u soruda, yetişkin bağlanma biçimleri sorulmaktadır. Fatma, güçlü gibi görünmeye çalışmakla birlikte kendine güvenmeyen, diğer kişiler ile de yakınlık kuramayan hatta onlan kendinden uzaklaştıran biridir. Fatma'nın, kendini değersiz gördüğü gibi diğer insanları da olumsuz olarak değerlendiren bağlanma biçimine yani korkulu bağlanmaya sahip olduğu söylenebilir. Bu bağlanma b çırrvr.e « h :p kişiler yakın şki kuramaz, diğer insanlarla ilişkilerinde sorun yaşarlar. Cevap C'&.r.
tholomew ve Horowitz'e göre Korkulu-Kaçınmacı Bağlanma Kayıtsız-Kaçınmao Bağlanma Bireysel değersizlik duyguları ile başkalannm gü Kendine değer verme (yüksek oz saygı) ve baş venilmez ve reddedici olduğuna ilişkin beklentileri kalarına karşı olumsuz tutuma sahip olmanın yansıtır. karışımı ile tanımlanır. 8u yetişkinler, sosyal temas ve yakınlık isterler fakat başka kişilere itimatsızlık ve reddedilme korkusu Bu stil, bağlanma gereksinimlerinin goz ardı yaşarlar. edildiği veya BowlbyYtin deyişiyle, bağlanma Bu tür kişiler reddedilme olasılığını engellemek için sisteminin durdurulduğu (deactivated) çok riskli bulduktan sosyal ortam ve yakın ilişkilerden daha karmaşık bir stratejiyi yansıtmaktadır. kaçarak incinmekten kaçınırlar. Bu eğilim, olası doyumlu ilişkileri daha kurulmadan goz ardı etme Bağlanma figürünün reddedişi karşısında olum lerine neden olur. lu bir benlik imgesini sürdürmenin tek yolu, kendini bu figürden uzak tutmak ve olumsuz duyguları onemsizleştirecek bir benlik modeli geliştirmektir. Yakın ilişkilerden edilgin bir şekilde kaçar; bağımsızlığa aşırı değer verir ve ilişkilerin çok da önemli olmadığına inanmaya başlarlar. (Kendine Güvenmek) (Başkalarına Güvenmek) Olumlu Benlik Olumlu 8aşkaları Güvenli Bağlanma Saplantılı Bağlanma Korkulu Bağlanma Kayıtsız Bağlanma O m tiSonı Gelişim psikolojisinde kullanıldığı anlam ıyla 'bağlanma*kavramı aşağıdakilerden hangisine İşaret eder? A) Belirli bir gelişim döneminin sağlıklı bir şekilde tamamlanamaması sonucu o donemde takılı kalmaya 8) Çocuk ve bakım veren kişi arasında karşılıklı duygulanımı içeren fiziksel yakınlığı sürdürme isteğine C) Ergenlik döneminde karşı cinsten özel biriyle tanışma isteğine 0) Çocuğun kendisi açısından önem taşıyan bir yetişkine yaşının gerektirdiğinden daha fazla bağımlı olmasına E) Bir yetişkinin, birlikte olduğu kişiyle başkalarının ilgilenmesini istememesine Çözüm : Verilen seçenekler içinde, çocuk ile bakıcısı arasındaki karşılıklı ilişki ve bu ilişkinin niteliğine bağlı ola rak fiziksel yakınlığı sürdürme isteği bağlanma kavramına ilişkin en doğru açıklamadır. Cevap B'dır. V _______________________ __________________________________________________ ^
Gelişim Psikolojisi < T e jd _ tb o o < c y v w AHLAK G >) VA^o-'V % J^öv^V’O Ö » ' Ahlak; b irc in doğru ile yanlışı ayırt edebilmesini sa 3) A ö U -=> i Û ^ v * * - şimi ise bireyin doğru ve yanlışa karar verirken kullan demişim sürecidir. Ahlak gelişimi konusunda ilk mod Kohlberg ise Pıagetin kuramını revize ederek yeni b Piagct'nin Ahlak Gelişimi Kuramı Piaget. çocukların ahlaki gelişimlerini anlamada, kurallan nasıl yorumladıklarım öğrenmenin önem li olduğunu düşünmüştür. Pıaget'ye göre çocukların ahlaki gelişim özelliklerini anlamada onların oyunlarını gözlemlemek oldukça önemlidir. Çünkü oyun kurallar bütünü demektir ve çocuklann oyun oynarken kuralları nasıl yorumladıklarım anlamak ahlak gelişimi açısından önemli ipuçları verebilir. Piaget gözlemleri sonucunda: ■ 0-2 Yaş: Çocukun dünyasında kesinlikle kural yoktur. Çocuklar kural olmaksızın sadece oyna maktadırlar. • 2-6 Yaj: 6u y*ş grubunda çocuklar kuralların farkındadırlar. Ancak, kurallann ne amaçla kondu ğunu yajl»onları neden izlemek gerektiğini anlayamazlar. Bu nedenle tutarlı olarak kurallara uyma gözlenmez. Pıaget'e göre 6 yaşından önce çocuklarda ahlak gelişiminden söz edilemez. Piaget 6 yaşından sonraki ahlak gelişimini 2 evre halinde incelemiştir: T 1. Dışsal Kurallara Bağlılık Dönemi (Ahlaki Gerçeklik) 2. Ahlaki Özerlik Dönemi • Bu dönemde çocuklar ahlaki yargılan açısından başkalarına • Sosyal dünyası giderek genişle bağımlıdırtar. diğer çocuklarla etkileşimde bu yapması, kurallar hakkındaki fi . Yetişkinler tarafından konulan kuralları sorgulamadan kabul zemm oluşturur ve ahlak ilkele ederler. • Kuralların insanlar tarafından o • Kuralların otorite tarafından konulduğunu bu yüzden kayıtsız tiğinde değiştirilebileceği bilin şartsız itaat gösterilmesi gerektiğine inanırlar. • Ceza, artık kuralların ihlal edilm • Kurallann değişmez olduğunu, kurallara uymayanların otoma uygulanması gereken bir durum tik olarak cezalandırılması gerektiğini düşünürler. ihlal edilme nedenleri de önem altında yatan niyetleri ve içinde • Kimin daha fazla suçlu olduğuna karar verilirken davranışın koşullan dikkate alırlar. altında yatan niyeti dikkate almazlar. Sadece fiziksel hasarın büyüklüğünü dikkate alırlar. öm<$ın, yanda verilen örnekteki s daha suçludur çunku yaramazlık örneğin, kazara 3 bardak kıran çocuk mu daha suçludur yoksa salon mıştır.'cevabım verir. da top oynarken bir bardak kıran mı. diye sorulduğunda *3 bardak kıran daha fazla suçludur. Çünkü daha çok bardak kırmıştır* ceva bım verirler.
GELİŞ!.*.*.! • i) ^r-Vv^TN^V^V ı . \\o \\ («*^6 1 aklayan ilkeler ve değerler bütünüdür. Ahlak geli \\c c r\\C M x iif1 * ndığı delerler sistemindeki düzenli ve sistematik ^c *j« v \\'Ş dellerden birini Piaget geliştirmiştir. Daha sonra bir kuram geliştirmiştir. V Kohlbergln Ahlak Gelişimi Kuramı Gelenek Öncesi Düzey I t: A Geleneksel Düzey I Gelenek Sonrası Düzey Ceza ve İtaat Eğ^ml E Kişiler Ara« Uyum Eğilimi Sosyal Sözleşme Eğıl-ml ■ Saf Çıkarcı Eğilimi Kanun Düzen Eğilimi Evrensel Ahlak İlkeleri ) / l 2'den sonra) Kohlberg de tıpkı Piaget gibi ahlaki değerlendirmeler yapılması gereken öykülerden yararlanarak bireylerin ahlak gelişim düzeylerini belirlemeye eyen çocuğun sürekli çalışmıştır. ulunması ve iş birliği ikirlerin değişmesine Değişik yaş gruplan ve sosyoekonomik düzeylerdeki bireylere sonu eri değişmeye başlar. dilemma ile biten öyküler okunmuş ve öyküde anlatılan duruma ilişkin bir oluşturulduğu ve gerek karar vermeleri istenmiştir. Kararın doğru ya da yanlış olması söz konusu ncine ulaşılır. değildir. Önemli olan, bireyin öyküde anlatılan duruma ilişkin karar verirken mesiyle otomatik olarak nasıl bir mantık silsilesi izlediği, neleri dayanak noktası olarak kullandığıdır. Bu m değildir. Kuralların çalışmalar sonucunda Kohlbergln ahlak gelişimine ilişkin görüşleri şu şekilde mlidir yani davranışın özetlenebilir: e bulunulan durumları, 1. Ahlak gelişimi birbiri ardına dizilmiş hiyerarşik bir sıra izler. 2. Ahlak gelişimi bilişsel gelişime paralel bir gelişim izler. Ost düzey ahlaki de ğerlendirmeler üst düzey bilişsel beceri gerektirir. Ancak ust düzey bilişsel becerilere ulaşmak her zaman üst düzey ahlaki değerlendirme yapılacağı anlamına gelmez. Bir kişi bir duruma ilişkin bir aşamaya özgü tepkide bulu nurken. başka bir duruma ilişkin başka bir aşamaya ozgu tepkiler verebilir. 3. Ahlak gelişimi üç düzey ve her düzeyde yer alan iki evre olmak üzere altı evre halinde gerçekleşir. Her bir düzey kendinden öncekine dayanmakta, kendisinden sonrakine temel oluşturmaktadır. soruya 'Bir bardak kıran 1 * ı fohîfcfrtj aNab dm **}! otyr*/, bir diyrçk bireykı hrvtrt* yapcpyapowuy k yaparken bardağı kır önemli de$ttr. Kohfcergahlab aU y\\jnrtrı#yi yani fcrtymr*dm heryjMt yapabfectği ya <Jayapmayacağı fe ü jitr* . Davrandı değ* aU yürütmeyi
AHLAK GELİŞİM DÜ f II. DÜZEY: GELE I. DÜZEY: GELENEK ÖNCESİ DÜZEY Ben merkezci ahlak anlayışından t anlayışına geçiş yapılmıştır. Kurallar başkalan tarafından düzenlenir. Etkinimin fiziksel Birey için aile, grup ve ulusun bek sonuçlarına gore kotu ya da iyi belirlenir. Bireyin kendi ge Sosyal düzeni destekleme ve sada reksinimleri on plandadır. Yani benmerkezci bir ahlak anlayış» Kend» ihtiyaçtan bazen grubunkin bakimdir. nın ve toplum kurallarının onaylad 1. Evre: Ceza ve İtaat Eğilimi 3. Evre: Kişiler Arası Uyum Eğilim • Kural ve otoriteye korü korüne ballılık 'doğru' olarak kabul • Akran gruplarıyla iş birliği gözle • İyi davranış, başkalarına yardım edilir. • 8aşkaLan tarafından onay görm • Cezadan ve maddi zarardan kaçınmak için kurallara uyulur. • Yakalanma ve cezalandırılma ihtimaline önem verilir. Ceza lara başkalarının bakış açısıyla b nın hissettikleri de dikkate alını landırılmışlarsa yapılan davranış doğru değil cezalandınl- • Ait olunan grubun beklentilerin mamışlarsa doğrudur. Grubun hoşuna gitme isteği on • Bir davranışın doğru ya da yanlış okluğuna ilişkin bir yargı da bulunurken, o davranışın ortaya çıkardığı fiziksel hasann yanındaki arkadaşının ke sonuçlan dikkate alınır, niyet dikkate alınmaz. için trafik kurallarına dikkat eden mamak iç>n hiç istemediği halde <Wç trafik polisini gördüğünde h«z kurallanna dikkat eden bu evrededir. ancak trafik polisi olmadığı durumlarda sık sık hız ihlali yapan Omer bu evrededir. 4. Evre: Kanun ve Düzen Eğilimi • Kurallara uymanın altında yata 2. Evre: Saf Çıkarcı Eğilim (Araçsal İlişkiler) • Bireyin gereksinmelerini gideren, onu amacına ulaştıran her toplumsal düzenin korunmasıd • Varolan toplumsal düzenin kor şey doğrudur. • Kendi çıkarlarını korumak her şeyden önemlidir. Bazen d i sorulmaksam izlenir, kanunlara hoşgorulmez. ğerlerinin ihtiyaçlarını da dikkate alır. Ancak ne kadar alırsa, • Bireyin en temel korkusu *Ya he o kadar verir. düzen bozulur* korkusudur. • Al gülüm ver gülüm bir ahlak anlayışı hakimdir. Yani her şey karşılıklıdır. yol boş olmasına rağmen zı ışıkta bekleyen Burak bu evreni Onttç-.r gelecek haftaki fizik sınavından kendisine yardım et mesi kin tarih dersinde arkadaşına kopya veren Şerife bu ev Kruca Özetlemek gerekirse: rededir. 1. (.tu WlUJtiifbneüt.it li iirvı kMv 2. Ar*çv»ltkşJofter bş*^ »tjraiu 9«JunıdyşUKOi hibmdr 3. Krjifr Kıtv Uyvm rpçttrtm 4. Kjftun w Ou.Tfl \" ti ya tatefe 5. SosyalSOiVyr* ’lljt ı itrfta ör* bjraijr dcftlinttbfi*. esnt 6. Evıvr^ Attatt İM rr 'drno 9& enuoeak*. tadan korumakatat taMa*.
ÜZEYİ ve EVRELERİ ENEKSEL DÜZEY III. DÜZEY: GELENEK SONRASI DÜZEY toplum ve diğerleri merkezli ahlak 8ireyin, toplum ve yasa ustu ahlak ilkelerini seçtiği ve kendine Ozgu değerler sistemim örgütlediği düzeydir. İlk düzeyde oto klentileri her şeyden önemlidir. rite kişinin tamamen dışındadır. İkinci düzeyde kışı otoriteyi iç* akat önemlidir. selleştirmiştir ancak sorgulamaz. 8u uçüncu düzeyde ise kişisel ne gore ikinci planda kalır. Başkalan- otorite oluşur. Ahlak gelişiminin beşinci ve altıncı aşaması bu dığı davranışlar doğru kabul edilir. düzeyin kapsamındadır. mi (İyi Çocuk Olma Eğilimi) 5. Evre: Sosyal Sözleşme Eğilimi enir. • Yasalar, Örfler, adetler toplumsal yaşamı düzenleyen sosyal m etmek ya da onları mutlu etmektir. mek, iyi çocuk olmak önemlidir. Olay sözleşmelerdir. Ancak işlevini yitirmiş olan, toplum yararına bakılır. Ahlaki yargılarda başkaları hizmet etmeyen yasalar değiştirilmelidir, goruşu hakimdir. ır. ne uygun davranma eğilimi vardır. • Yasalann amacı toplumun büyük kesimine hizmet edebil n plandadır. mek olduğuna gore, sırası geldiğinde bu amacı gerçekleş endisini ayıplayacağını düşündüğü tiren diğer seçeneklerin düşünülmesinde de bir sakınca n ya da arkadaşları tarafından dışlan olmamalıdır. dersi asıp onlarla kafeye g»den Ekin ömeç r». trafik yasalarının caydırıcılıktan uzak okluğunu yeniden i eklen geçirilerek değiştirilmesi gerektiğini düşünen, bunun an en temel motivasyon varolan için yasal çerçevede mücadele eden Emre sosyal sözleşme ev dır. resindedır. runması K 'n kanunlar soru a uygun olmayan hiçbir davranış 6 . Evre: Evrensel Ahlaki İlkeler Eğilimi • Bu aşamada bireyin düşünüşünü adalet eşitlik, ozgürtük. erkes yaparsa ne olur, toplumsal yaşama hakkı gibi evrensel ahlak ilkeleri belirler. trafik kuralları gerektirdiği için kırmı • Evrensel değerleri korumak adına yapılan hiçbir davranışın in özelliklerini taşımaktadır. suç sayılamayacağı goruşü hakimdir. vw tvfliavir. »tr unçnmnin çfcartindütfc âm .AJ • Ahlak ilkeleri ile yasalar arasında çoğu kez bir çelişki olma dığı için ahlak ilkelerine uyan birey kendiliğinden yasaya m Lcrtyvj uygun davranmış olur. Ne var ki. yasa ve ahlak ilkeleri ara yapana r* ok*,loçhnuidorifl bûiukr berivyj sında bir çelişki okluğunda, bireyin ahlak ilkelenne uyması beklenir. a kjfşiirv>cc4 toçâjmfctralan.yav>l*r.M rt ttfctofe*gOrirçu . Halihazırdaki yasalar bu prensiplerle çeliştiği zaman birey kendi vkdanına uygun davranışta bulunur. Dolayısıyla okm . eyö*. fttv* ctu* Na&>. man Nayaü' kendi ilkelerine aykırı durumlarda yasalara karşı çıkmaktan yapdanhâçbârdnranrşsuçsjyAarar. Çtfuşu kaçınmaz. örnej n. insan hayatının her şeyden Önemli olduğunu bu ne denle gerekirse birisinin hayatını kurtarmak için bütün kurallan ihlal edebileceğini söyleyen Pelin bu evrededir.
ö ğ ren m e Psikoloj İnsancıl Y aklaşım ........................ 63 Bilgiyi İşlem e K uram ı.................61 G estalt Y aklaşım ı......................... 59 ÖĞRE Bilişsel Y ak laşım ........................... 58 PSİKO Bilişsel D avranışçı Yaklaşım ............. 55 Edim sel K o şu lla n m a ....................... 47 Bağlaşım cılık K uram ı...................46 Bitişiklik Kura
jisi Giriş 33 ö ğ re n m e İle İlgili Temel K avram lar...........34 ö ğ re n m e y i Etkileyen F a k tö rle r.............. 37 öğrenm e Sürecinde 38 ö ğ ren en in Özellikleri ENME Ö ğrenm e Sürecinde Öğrenm e OLOJİSİ M alzem esinin ve ö ğ ren m e Y öntem inin Ö z e llik le ri..................39 Davranışçı Yaklaşım: 40 G enel Ö z e llik le r......... Tepkisel K o şu lla n m a .......................... 41 / Bitişiklik Kuramı: G u th rie ....................44 am ı: W a ts o n ............. 45
öğrenme Psikolojis EĞİTİM r Bireyin kendi yaşantısı yoluyla ¡itendik davranı* GELİŞİM PSİKOL d e lik liğ i oluşturma surecidir. Bireyin kronolojik yaşıyla onun d Formal Eğitim turu arasındaki ilişkiyi inceler. Du yaşın ilerlemesine paralel olarak Okullarda verilen kasıtlı ve planlı konuşma gibi oldukça karmaşık eğitimdir. ranışın hangi yaş aşamalarında n basamakları gösterdiği, gelişim Informal Eğitim üzerinde çalıştığı sorunlarla onu davranış türleri arasındaki ilişkiy Gelişigüzel ve kasıtsız olarak yapı tedir. Günümüzde gelişim psiko lan eğitimdir. gelişimi ile ilgilendiği kadar, yaşl da ilgilenir. PSİKOLOJİ Organizmanın davranışları ve bu davranış» orta ya çıkaran suretleri inceleyen bdım dalıdır.
si EĞİTİM PSİKOLOJİSİ 1 LOJİSİ ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ davranışının Öğrenme psikolojisi, genel Öğrenme ve Öğretme ilkelerinin uyu organlarının yanı sıra, farklı özellikler taşıyan bilişsel psıkomotor ve k nasıl geliştiği, duyuşsal öğrenme K 'n gerekli öğrenme koşullan, kuram ve k önemli bir dav ilkeler ile öğrenme ürünlerinin öğretimine yönelik yöntem ne gibi gelişim ve ilkeleri inceler. psikologlarının un geliştirdiği Öğrenme, organizmanın içinde yaşadığı çevreyle kurduğu yi incelemek etkileşimler sonucu, yaşantı kazanma yoluyla davranışla olojisi çocuğun rında meydana gelen bir değişikliktir. Öğrenme en genel lılık konusuyla anlamıyla, bir davranış değişikliği olarak ele alınır ancak her davranış değişikliği bir öğrenme olarak kabul edilemez. Bir davranış değişikliğinin öğrenme olması ıç,n taşıması gereken bazı koşullar vardır. Bunlar 1. Davranış değişikliği gözkntbtUr, (s'iulcbtLr vc<te<)*r!cndırı- Ittx ltf olmalıdır. 2. Davranış değişikliği yo^orttılcr sonucunda oluşmalıdır. 3. Davranış değişikliği nispeten k a kı izli olmalıdır. 4. Davranış değişikliği aIkofolmo. hauolık, yorgunluk g>b« durumların etkisiyle ortaya çıkmamalıdır. 5. Oavranış değişikliği sadece büyüme sonucunda değil, ol- gunloyno ve ho/ırbulunufktÇun etkisiyle ortaya çıkmalıdır.
ÖĞRENME İLE İLGİLİ 1. DAV Organizmanın gözk?nctx!cn ya da gö etkinliğidir. Kazanılmasına Göre Davranışlar 0AYRANİŞ TAMIM ORNJKUR R e fkk s:Doluştan gelirden, • EJınsrvri btfcisim battığın belit bir uyanoya gösterilen, da hemen geri (eMmesi b e lli, baıit ve ani tepUerdıf. • Ani bir güruhude irkilm e • 8«ber kokusu alan kişinin hapşırması Doluştan İçgüdü: Doluştan getinien. • İpek böceğinin k«a yapması O ien türe «gu olan, bir turun . örümceğin görm esi DavTanrjlar butun üyelerinde bulunan . Somon balıUanmn goç karmaşık davranışlardır. etmesi İmanlarda Kgudu yoktur, annede.cinsellik. saldırgan lık gibi Kguduseldavranışlar varda Gemici AJkoi, ila ç uyuşturucu • Beterin yüksek ateş Davrareşlar nedeniyle huysurfanması madde, hastalık 9«b»etki . A<olan kişinin tansiyonu lerle ortaya çıkan v? bu etki nun dujmesi ortadan kalktıktan sonra yok • Çokheyecanlanan kişinin olan davranışlardır. konuşurken kekelemesi Ödenme ürünü olan • Çocukun yapbow tamam r darram şiardır. lam ası Refleks ve içgü So n ra n Karandan . Kan şekeri düşen kişinin Refleks Davrantşlar tatlı yemesi • T'jreû.*9u6t$i6*(M.«¡c*arM . 8abasmm arabasının sesini iyın)eU<îe9iınİe6*f). duyan çocukun sevinmesi • Ojnrjmştavtti. • {rtefcntöfa
KPSS E ğ itim B ilim le ri İ TEMEL KAVRAMLAR VRANIŞ özlcnemcycn. a^ık ya da örtük hor türlü Türüne Göre Davranışlar DAVRANIŞ TANIM ORNIKUA 6«y(nrfnindi vjreUnbigAff • ö^rrodnin<jrp*nüWownu it brrfn¿çLktu.imimi. CXrrr*ne> âûjine*. âiXtl etme9b eAerVmtv n■DJ -B-IHBJx■nH- 1 itÇ- .n-Vt-. • fatMnciKfcrt tümlerini Vktti • Bşjeinduyju^gşartlımhıngi smıtçijrı ** cttuÇgngb*nesi krçuşvıl &«yinLortu.tedrçntt. he- • ÇocukunürmMunbrtmav O/lTiftŞ jfiWmma. muduefrru9*1 . ÖQrtncirttmicemjtAdenjnde c&xrto/ckrnuü<krftJjrrjU. *9».tutum.degtf,inırç9** htyKtritrtw tetUkıUK*«. • lûşininfutteimaçUnruigi duymw fSijxwcor btrftı h«tuVifLrJtsH • Kişininbaskete*oynamışı OilTiftfJ (O-j -jn«:Cİl.<f—n1İ>Ç--o*’-. • &riywÂişd*mesi • ÇocujunAjJeflnifcrçalımHi dü Arasındaki Farklar ! > k*»* i • Turearçodut • 8<*r9inbiuyarın yoktur. • Owınşkirmıştor • Erteîtnerae/.
ö ğ ren m e Psikolojisi ÖĞRENME İLE İLGİLİ T 2. UYARICI 3. T Uyancı, organizmanın duyu organlânnı hare Tepki, organizmanın u kete geçiren ve organizmada btr tepkiye yol olduğu davranıştır. açan iç ve dış durum d e n k liğ id ir. < r İçsel Uyarıcı Dışsal Uyarıcı Acıkma, susama, uyku, kalbın hızla atması, mide agnsı vb. Derseödeviniyapmadangelen Öğrencininsınıfında saMırg sergilemesi öğrenciyi emretmenin kumaşı (ocumun kardeşini dövmesi Çocukunçok«vd^i oyuncağı kardeşinin kırması (¡ocumunyaşlı kişiye karşıdan geçmesineyardımetmesi (ocumunyaşlı birkişinin karşıdan karşıyageçmekistediğini farketmesi
TEMEL KAVRAMLAR TEPKİ 4. KARŞILIK uyarıcıya karşı göstermiş Organizmanın herhangi bir uyarıcıya yönelik olarak gösterdiği tepki sonucunda çevreden _ almış olduğu uyarıcı ya da davranıştır. Organizmanın almış olduğu üç tur karşılık vardır. P « kijtirm « f ■■ --------------- 1-------------------------------- Cou Görmezden Gelme gandarraruşIar öğretmeninöğrenciyledersboyuncaıkjılen- memesi (Görmezdengelme) i Annenin iki çocukunuodalanna göndererek an karşıya dışançıkmalannıyasaklaması (Ceza) Yaşlı kişinin çocuka çikolata vererek teşekkür etmesi(Pekiştirme)
ÖĞRENME İLE İLGİ 5. PERFORMANS (EDİM) 6. ALIŞMA V B»r kişinin butun yaptıkları onun performan b^V *r- - Alışma etologlann sını oluşturur. Bir başka ifadeyle performans, o e v 'c k i kavramdır. Organiz kişinin yaptığı davranışın düzeyini belirtir, c* > kalırsa o uyarıcıya v örneğin, KPSS'ye giren bir öğretmen adayı ' gelir, örneğin, txr nm performansının düşük ya da yüksek oldu sa ses »lk baştaki gi ğundan soz edilebilir. Eğer aday 120 sorunun yaratmamaya başla 118 tanesini doğru yanıtlayabıtdiysc yüksek İçin geçerli değildir bir performans sergilediği; 120 sorunun 30 konusudur, örneği tanesini doğru yanıtladıysa duşuk performans aç»ga çıkarırken sü sergilediği anlaştlır. eskisi kadar yoğun Dolayısıyla öğrenilm UnutulnumifcAr laduşukyadayubek bir uyarıcıya maruz ka performansK¡nbireyin WVRAX^ierjíemesi v __ şarttır.
İLİ TEMEL KAVRAMLAR 7. DUYARLILAŞMA t Belli bir tepkiye neden olan bir uyarıcının tek rar tekrar sunulmasından soma o uyarıcı gös VE DUYARSIZLAŞMA terilen tepkideki artıştır. örneğin, ülkemizde yajanan depremlerden sonra insanların çok çalışmalarıyla ortaya çıkan bir duşuk Şiddetteki depremler» b*le hissetmeye zma bir uyarıcıya sürekli maruz başlaması gibi. verdiği tepkide azalma meydana sese sürekli maruz kalmıyor ¡V d y v o ,» H ibi organizmada rahatsızlık ar. Bu yalnızca genel davranışlar r. Refklesler ve içgüdüde de soz in, yüksek ses irkilme tepkisi ürekli yüksek sese maruz kalınırsa n İrkilme tepkisi açığa çıkarmaz. miş bir davranışta da sürekli alınırsa tepki verme gucu azalır, s
Öğrenmenin Özellikleri öğrenme Psikolojisi Türe özgü Kazır olu}. ÖĞRENMEYİ ETK Oîguntajma. Eski yaşantılar (Transfer/Aktarma), Öğrenme Ma Genel uyanlmi}lık hali, • Telaffuz edilebil Güdü/Güdülenme. • Algısal ayırt cdil Okkat. • Anlamsal çağrış Sağlık durumu. • Kavramsal grupl GÖREREK
KİLEYEN FAKTÖRLER öğrenme Yönteminin Özellikleri alzemesinin özellikleri • Konuya ayrılan zaman. lirlik. • Konunun yapısı. letxlirlik. • Aktif katılım, şım, • Geri bildirim (Donüt/Feedback). lama.
1. Türe özgü Hazır Oluş ÖĞRENENİN Ö Organizmanın bir davranışı öğrene 2. Olgunlanm bilmesi için gerekli olan biyolo g do namma (organlara) sahip oJmasidir. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi iç Örneğin, sirkte bir fok balığına bur gereken yaşa gelmiş olması hem d nunun üstünde top çevirme davra zeyine sahip olması gerekir. Yaş ve nışı Öğretilebilirken; bir tavşanın aynı olgunlaşmayı sağlar. davranışı oğrenmosi beklenmez. Örneğin, üç yaşındaki bir çocuk k şekilleri makası kullanarak keseme bir çocuk bu davranışı öğrenebilir. 4. Genel Uyarılmışlık Hali 5. Güdü / Güdül Genel uyarılmışlık halı, organizmanın uyancılaadlma düzeyini ifade Öğrenmeyi etkileyen bireyse eder. Kişi uyku, hastalık, yorgunluk gibi durumların etiusıyie dışarı harekete geçiren guç olarak dan çok az uyana alıyorsa duşuk uyarılmışlık düzeyindedir; panik bireyin ihtiyaçlanndan doğa olma, aşırı kaygılanma, heyecanlanma gibi durumların etkisiyle çok gidermek için harekete geçe fazla uyarıcı alıyorsa yüksek uyarılmıştık düzeyindedir. Düşük ve sonra tekrar ortaya çıkarlar v yüksek uyarılmışlık halı öğrenmeyi olumsuz yOnde etkiler. Bu nedenle öğrenmenin meydana gelebilmesi IÇ‘n uyarılmış!»ğm Güdülenme ise. bir amaca u \"orta düzeyde\"olması gerekir. Genel uyanlmışlık haliyle ilgili bir etmek için eylemde bulunm kavram olan kaygı da öğrenmeyi etkilemektedir. Kaygının duşuk yo güdülenme vardır: da yüksek olması öğrenmeyi olumsuz etkilerken, orta düzeyde bir kaygı etkili bir öğrenme İçin gereklidir. Oft» IİIİMY U iip MAXIMUM BAŞARI I güdülenm e öğrenme tureende < id etarak rtM eytn to ttrV n rfade eder öm e^n, )W h V w fl bir bayann, e ş r* a}4 ddu$u ocu g û irt yem yjçm ıyı cğm vnryt ç * y ru ıı dure- m ur>dl<selfc*9udulerimevafd*. n*i V-ıygfjv *. A}*n U y*. <1 N»>jn JujoV tvijjn JûjOl
KPSS Eğitim Bilimleri 3. Eski Yaşantılar (Transfer-Aktarma) ÖZELLİKLERİ Bireyin önceki bilgi ve becerileri yeni öğrenmelerini bazen olumlu bazen de olumsuz yönde etkileyebilmektedir. ma çin hem bireyin Olumlu Transfer Otomuz Tramftr de belli bir zeka dü e zekanın etkileşimi üreyin cexebb*> vebecenkrWn C* ■dOi«C•KAtiJKJIj-Jv. f ©«rW>yti1nn kağıt üzerindeki yer»6$rene<eiJerini fcotayta}tr- jw ^ rfw d lw i ezken, yedi yaşındaki Ome«; arab) MUnmtyn bık« . maydr b<rUptefenehJtamtdJ rorkıkyaşar, örneğin, <tı\\ı C«t fcvj£«e fc»3en (u -j uarabadı sa$t ptmek için drtivyonun va$ıçemfcnesıgerek*, btf bş-nny tt^ i AVruixj bjwndl, oysateknede%»$»çimek rKroW- UtntftuytmtfytçdxTtY(but ^nie d/r*rwı «i» btrfrmv gerekir. AJmtrxake4r#ten d$ft lurv/tritre çieedthi çabukiğrenmev enme (Motivasyon) 6. Oikkat 7. Sağlık Durumu el özelliklerden biri de bireyi Dikkat, zihnin belli bir 8ıreyin sağlığının iyi k tanımlanan güdülerdir. Güdüler, noktaya yoğunlaştırılması olmaması ya da süreğen ar ve birey bu ihtiyaçlarını olarak tanımlanabilir. Bir bir hastalığının bulunması, er. Ancak güdüler doyurulduktan bilgiyi Öğrenmek için yapacağı öğrenmeleri de ve bu nedenle dongüsekJırler. dikkat etmek gerekir. olumsuz yönde etkileyebil ulaşmak, bir varlığı. b<r hazzı elde Öğrenme surecinde bireyin mektedir. ma eğilimi ya da isteğidir. İki tur dikkati; ilgi, ihtiyaç, kişilik özellikleri gibi içsel süreç Dışsal güdülenm e 1 lerden ve uyarıcının şiddeti, büyüklüğü, hareketliliği k Öğrenme kıreonde b « ^ 6}sal otırak gibi çevresel faktörlerden tdtı etkılenebilmektedir. ûm e^n, yer* n V w fl bir btftftn mek e ş ri çok v e « ** Kin değJ de. ejnden U M ıjrtm H tifl korituÇy »çifi yemek yapm ıp C & tcta tyt çafcynası ö ş u l -J
ÖĞRENME MALZEM 1. Telaffuz Edilebilirlik 2. Algısal Ayırt Edilebilirlik öğrenme malzemesinin öğrenenin Öğrenme malzemesinin, çevredeki diğer anlayacağı bir dilde, ¿çık ve net bif uyarıcılardan ayırt edilebilmesi gerekir. 8u şekilde sunulmasıdır. anlamda öğrenilecek konu ile ilgili olarak'bu konu çok önemli* ya da ‘ sınavda bu konudan soru çıkabilir' denmesi ya da konu ile ılgdi Önemli noktaların metin içinde koyu ve buyuk puntolarla yazılması öğrenenin öğrenme malzemesini algılamasına yardımcı olur. ÖĞRENME YÖNTE 1. Konuya Ayrılan Zaman 2. Konunun Yapı Öğrenciler çalınma zamanlarını ayarlama yönünden farklılık Öğrenilecek her konunun yap gösterirler. Bazı öğrenciler, konuyu çalınmak üzere günde bir ozgudur. Buna göre farklı yön saat veya haftada uç gün. ikişef saat vb. program yaparak lanılabilir. Örneğin, öğrenme m düzenli aralıklarla çalınmayı tercih etmektedirler. Bu yöntem parçalara bölünerek çalışılabil aralıklı çalınmadır. Bazıları ise konuya sınavlardan hemen önce butun halinde de öğrenilebilir çalınmayı tercih ederler. Bu yöntem ise toplu çalışmadır. konunun yapısal düzenlenme bir ilke, önce bütün halrnde çah f r t * v t t»ba 6 $ rtn r*{< f için j u Lü ç iirç m i iu flW posalara bökrek çotıyna ve de m tsı ç iif t t ^ ı tfMtufanamabdc. tek/ar botun halinde çahynadır J
ESİNİN ÖZELLİKLERİ 3. Anlamsal Çağrışım 4. Kavramsal Gruplama Öğrenme malzemesinin, öğrenenin Ofjceki Birçok bilgiyi ve kavramı öğrenme bilgileriyle ilişkili şekiide sunulmasıdır. Başka bir ifadeyle, öğrenme malzemesinin, durumu ile karşı karşıya kalındığında, bireyin zihninde diğer bilgileri çağrıştırma sı öğrenmenin daha kolay gerçekleşmesi öğrenme malzemesinin birtakım ne yardımcı olur. Q 2rjç f j h - gruplar halinde butünleştiritmesidir. Kavram haritaları bu duruma Örnek oluşturur. V V. C yr •. o Y m) deAsJıp/seC o ^ ^ r n e f ' Or çÇK <M eo,U\\Vop ,4 ıX » f J * b ı C^o't fo lo ı/ı*' — EMİNİN ÖZELLİKLERİ ısı t 4. A ktif Katılım pısı kendine 3. Geribildirim En etkili öğrenme, öğrenenin bütün ntemler kul (Dönüt-Feedback) duyu organlarını kullanarak yaptığı malzemesi öğrenmelerdir. Bu bağlamda etkili leceği gibi Geribildirim, öğrenenin öğrenmesinin bir öğrenme, yaparak ve yaşayarak r. Ancak doğru ve yeterli olup olmadığının bil gerçekleşir. esinde genel dirilmesidir. Kendisinin ne kadar yeterli hyna. ıonro ya da eksik olduğu hakkında hemen eha ionto geribildirim alan ogreno, genellikle ça r. buk öğrenir. Ne kadar öğrendiğiyle ilgili herhangi bir donüt alamayan öğrenci ise genellikle yavaş ogrenlr, hatta çoğu kez öğrenmeyebilir.
ÖĞRENME KURAMLARI Tepkisel (Klasik) Koşullanma öğrenme kuramları, öğrenmenin hangi kofullar altında olunacağını ya da oluşmayacağım anıklamaktadır. l. Pavlov Günümüzde Öğrenmeyi anıklayan birçok farklı kuram geliştirilmiştir. 6u kuramlar genellikle dört ana başlıkta • Nötr uyarıcı. toplanmaktadır: • Koşulsuz uyarıcı, 1 . 'Öğrenmeyi doğrudan gözlenebilen davranışlarla • Koşulsuz tepki. • Koşullu uyarıcı. ve uyano-tepkl arasında kurulan bağla açıklamaya • Koşullu tepki. çalışan dovron/şç/ kuramlar, • Genelleme. 2 . Öğrenmeyi doğrudan gozlenemeyen algı, hatırlama, • Ayırt etme. bellek, akıl yürütme gibi zihinsel süreçlerle açıklama • ftttyklık. ya çalışan bilfadkutam ku. • Sönme, 3. Öğrenmeyi hem bilişsel hem de davranışsal süreç • Kendiliğinden geri lerle açıklamaya çalışan b ilı}i*l oÇırlıkJı davranırı yaklaşımlar, gelme, 4. Öğrenmenin nasıl bir ortamda olması gerektiği • Ost düzeyde koşullanm üzerinde duran im ancıl kuram. • Garcia etkisi. • Karşıt koşullanma. Bir güvercin, devamlı yuva değiştiriyormuş. Yuvada za • Öğrenilmiş çaresizlik. manla oluşan koku, ona dayanılmaz geliyormuş. Akıllı, • Habercilik. yaşlı ve deneyimli bir güvercinle konuşurken üzgün bir • Gölgeleme. şekilde bu durumdan şikayet etmiş. Şikayeti dinleyen güvercin başım birkaç defa sallamış ve şöyle demiş: 'Her yuva değiştirdiğinde aslında hiçbir şey değiştirmiş olmuyorsun. Seni rahatsız eden koku, yuvadan değil, senden geliyor. KENOİNİ DEĞİŞTİRMELİSİN.'
KPSS E ğ itim B ilim le ri A. DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM r __ T ^ Bitişiklik Kuramı Bağlaşım Kuramı Operant (Edimsel) G uthrie Thorndike Koşullanma Skinner • Bitişiklik, ■ Bağlaşım, • Pekiştircç. • Pekiştirme. • Sonunculuk ilkesi. • Denemeyamlma. • Pekiştirme tarifleri. • Ceza, • Tek deneme ilkesi. • Küçük adımlar ilkesi. • Genelleme. • Ayırt edici uyarıcı. • Alışkanlıkları yok etme ■ Öğrenme kanunlan: • Sönme, yöntemleri: 1. Hazır bulunuştuk. • Kendiliğinden geri 1. Eşik yöntemi. 2. Tekrar. gelme. • Biçimlendirme. 2. Bıktırma yöntemi. 3. Sonuçetki. • Zincirleme. • Premack ilkesi. 3. Zıt tepki yöntemi. • Etkinin yayılması. • Simgesel ödüllendirme. • Batıl davranış. rV / • Tepki analojisi. • Kaçma / kaçınma şart Watson * lanması. • Tepki çeşitliliği. • Mola verme. • Davranışta kontrast. . En son ilkesi. • Ait olma. _ ----j ma. • En sık ilkesi. l. • Sistematik duyarsızlaştır ma. Davranışçı yaklaşım da \"Ö ğrenm e nasıl gerçekleşir?\" 1 t sorusuna cevap aranır. J .. .... Davranışçı Yaklaşımın Genel Özellikleri 1. Öğrenme, uyarıcı • tepki (U-T) bağı ile açıklanır. 2. Duyuşsal/psıkomotor davranışların öğrenilmesi söz konusu dur. 3. Öğrenmede dışsal pekiştirme önemlidir. 4. Öğrenme basit ve mekanik bir süreç olarak ele alınır. 5. Pekiştircç tepkiyi güçlendirmek için kullanılır.
öğrenme Psikolojisi |. TEPKİSEL (KLASİK) KOŞULLANMA Elektronik posta adresinize sürekli ola sizi kızdıran mesajlar geldiğinde. bir s Tep kisel koşullanma yoluyla öğrenme. Rus bilim adamı kısmında bu adresi gördüğünüz anda P jv io v 'u n çalışmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Fizyolog olan Pavlov, kopeklerde mide ve tükruk salgıları çalışması sırasında, köpeğin henüz eti gömmeden deneyi yapan kikinin ayak seslerini duyduğunda salya salgılama sını fark etmiştir. Daha sonra bu olguyu sistematik olarak tiboratuvar ortamına aktarmıştır. Bu durumu tepkisel koşullanma sürec Adres— ------------------------------------- PMrUpno) Adres------------------ — Mesaj____ (NMiUpno) CfejsİMUUiMno) Adres----- OSojdbUyma) Tepkisel Koşullanma Deneyi ______________________________________| Sirino Aşaıiv»; KoşulUnnvı wx«i U---------------------- (NOOUyjno) ikinci Aşama; Koşullanma *nı M___________ Ö__________ Oeeüjtno) (KtptauUpnOf (Ur/*-*: üçüncüAşama; Koşullanma tonucu U ________________________ S* f i Ctîyj»j ü jjno) îitTfJUi irçk. Pavlov deneylerinde once kopeke zil sesi (nötr uyarı cı) vermiş ve kopek zil sesine karşı herhangi bir tepki vermemiştir. Daha sonra zjI sesinin hemen ardından et (şartsız / koşulsuz uyana) vermiş ve kopek salya (şartsız / koşulsuz tepki) salgılamıştır. Bu işlem uzun bir sure tekrar edildiğinde kopekin zil sesini (şartlı / koşullu uyano) duyar duymaz salya (şartlı / koşullu tepki) salgılamaya başladığı görülmüştür.
Tepkisel koşullanmanın 3 temel özelliği; arak belli bir adresten 1. Organizma pasiftir. Yani organizma kendi isteği ile deg>l. b<r durumun sure sonra gelen posta etkisi ile harekete geçer. a öfkelenirsiniz. cine uyarlarsak: 2. Pekiştireç davranıştan once verilir. Yani ünce et verili/, sonra salya ---------------- .Tepki yok salgılanır. .kızgınlık i. Klasik koşullanma sureci ile ilgi, tutum, korku, heyecan, mutluluk gibi duyuşsal davranışlar kazanılır. Juzgmlık M«tr Koşuhtu Koşvfuu Koşoito Koşullu • Uyana Uyano Tepki Uyano Tepki Organizmada 1c 1 Koşulsuz Başlangıçta Koşullu <5 1 nötr uyancı uyarıcının herhangi bir i^in doğal uyananın tepkiye yol olan ve organizma iken koşulsuz meydana akmayan tepkiyi oto- uyarıcıdır. da meydana uyancı ile getirdiği, ya (Z.I) meydana getirdiği birlikte verile şantıya bagiı doğal ve rek, koşulsuz olan yanı getiren otomatik uyananın öğrenilmiş uyarıcıdır. tepkidir. oluşturduğu Olan tepkidir. (Et) (Salya) tepkiyi payla- (Salya) şan uyanadır. (ZıD
TEPKİSEL KOŞULLANMANIN TEMEL KA TANIM B itiş ik lik Koşullanma sürecinde nötr uyancı (zil) ite koşulsuz uyarıcının Bitişiklik, Kabm .I.k (et) verilme unvanının birbirine çok yakın olmasıdır 06 sn.). Koşullanmanın meydana gelmesi İçin koşullu uyarıcının, koşul- Pavlov”un suz uyarıcının geleceğini haber vermesidir. Soon* Koşulsuz uyancı (et) olmadan koşullu uyancı (zil) tek başına Geçirdiği verildiğinde, bir sûre sonra organizmanın koşullu tepkiyi (salya) kalan ve göstermekten vazgeçmesidir. çıktıktan artık kork K tn d ıb ^ iıtö tfl G *ri G tta tt Sönme gerçekleştikten bir sure sonra, koşullu uyarıcı (zil) ile Kontrolle karşılaşan organizmanın tekrar koşullu tepkiyi (salya) göster ğun, bir g mesidir. tekrar ko Organizmanın birbirine benzeyen uyarıcılara aynı tepkiyi Gittiği ha vermesidir. şındaki b korkması A yırt Etme Genellemenin tersidir. Yani organizmanın, birbirine benzeyen Sokak kö uyarıcıların farklı olduğunu Öğrenmesidir. bir süre s U ıt Ü veyde KoşulU nrru Organizmanın aynı anda birden fazla uyarıcıya koşullandırılma- Gittiği sin (Oere<e!i Koşottannvı) sidir. süre sonr Gmcu EtkKJ «MunrHU T«t KoşutUmaru) ya başlam t_ - - *- Organizmanın, bazen nötr uyarıcı ile koşulsuz uyano arasındaki lokantad zamanın Vi sn olmasa bile koşullanmasıdır. bulanan Organizmanın yaşadığı bir ya da birkaç başarısızlıktan sonra Yeni mez ne kadar çaba harcarsa harcasın durumu değiştiremeyeceğini betmesi öğrenerek pasif kalması ve bu pasifliği istenmeyen durumlara doktor o genellemesidir Ûst düzeyde koşullanma bazı durumlarda gerçekleşmeyebilir. Bunun iki nedeni vardı o) Engelleme: Ost düzey koşullanma sağlanmaya çalışırken önce koşullu uyarıcının s mesi durumudur. Bu durumda koşullu uyarıcı ortama verildiği an organizma harekete nötr uyanerya tepki verilmesini engeller. b) Gölgeleme: Ost düzey koşullanma sağlanmaya çalışılırken, iki nötr uyarıcı aynı and lardan baskın olana koşullanır, diğerini gölgelemiş olur.
AVRAMLARI ÖRNEK , tepkisel koşullanmanın temelini oluşturan ilkedir. n deneyindeki zil sesi, yiyeceğin geleceğinin habercidir, i t»r hastalık nedeniyle uzun sure hastanede yatmak zorunda bu nedenle hastaneden korkan bir çocuğun, hastaneden uzun bir sûre sonra kontrol için tekrar hastaneye gittiğinde kmaması. er için hastaneye giden ve artık hastaneden korkmayan çocu gün başka bir nedenle hastaneye gitmek zorunda kaldığında orku hissetmesi. ayvanat bahçesinde köpeklerin havlamasından korkan uç ya bir çocuğun, bu olaydan sonra gördüğü her tüyîu hayvandan ı. öpeğinin ısırması sonucu bütün köpeklerden korkan çocuğun sonra sadece sokak köpeklerinden korkmaya başlaması. nemada çıkan yangın sonucu heyecanlanan bir kişinin bir ra sinemanın bulunduğu sokağa girdiği anda heyecanlanma ması. da bozuk etten yapılmış pideyi yedikten üç saat sonra midesi ve kusan bir kişinin, uzun sûre pide yememesi. zun olan bir doktorun, girdiği ilk ameliyatında hastasını kay üzerine 'Artık ben ne kadar çalışırsam çalışayım başanlı bir olamayacağım \"diyerek olumsuz duygular geliştirmesi. ır. sonra nötr uyarıcı ortama eklen e geçer ve böylece koşullu uyancı da verilir ve organizma bu uyarıcı
TEPKİSEL KOŞULLANMA YOLUYLA OLUŞAN DA Karşıt Koşullanma Sistematik Duyarsızlaştırma Organizmanın istenen/istenmeyen Sistematik duyarsızlaştırmada koşullu tepki yerine ona zıt olan organizmanın korku duydu başka bir tepkiye koşullajvdırılrrö ğu. istemediği uyarıcı zaman jkJir. Bir başka deyişle, organizma içinde yavaş yavaş organizmaya mn yaşadığı bir duygunun, ortama yaklaştırılır. gelen bir uyarıcı ile tam tersi duyguya dönüşmesidir, örneğin. örneğin, Uçağa binmekten korkan bir kişiye, once uçakla ilgili filmlerin Galatasaray takımına ilgi duyma izletilmesi, sonra havaalanında yan btr kişinin, yurt dışında çok be uçakların gösterilmesi, daha ğendiği futbolcunun Galatasaray sonra uçağın içini gezmesi sağla takımına transfer olması nedeniyle narak yavaş yavaş uçak korkusu Galatasaray takımına karşı olumlu ortadan kaldırılabilir. tutum geliştirmesi. Tepkisel Koşullanmanın Etkili r Olduğu öğrenme Alanları 8asit fizyolojik tepkilerin kazanılması ■ilgi, tutum değerlerin kazanılması ■
AVRANIŞLARI YOK ETME YÖNTEMLERİ it k i Uyarıcıya Koşullanma Karşı Karşıya Getirme Organizmanın koşullandığı Organizmanın korku duyduğu uyarıcının çekkılığmi azaltmak bir uyarıcıyla bir süre aynı ortam için, bu uyarıcı itk i (istenmeyen) da kalması sağlanarak korkuyla bir uyarıcıyla eşleştirilir, yüzleşmesi sağlanır, örneğin. örneğin. Örümcekten korkan kişi. Örüm Alkolü bırakmak isteyen kişiye ceklerin olduğu odaya götürülür once mide bulandırıcı etki yapan ve bir süre burada örümceklerle bir ilaç içirilir. ardından alkol kalması sağlanır. içmesi İstenir. Bu sayede bir süre sonra kişi alkol içmek istediğinde midesi bulanmaya başlar. Korku ve fobilerin oluşması
II. BİTİŞİKL Öğrenmenin nasıl gerçekle tordan biri olan Guthrie'ye sonucu gerçekleşmektedir. Guthrie'nin öğren Bitişiklik İlkesi Tek Deneme İlkesi Sonunculuk İlkesi Bitişiklik, öğrenmenin Öğrenme tek deneme ile Öğrenmede sonunculuk tek yasasıdır. Bir uyarKıya gerçekleşir. Guthrie'ye gore ilkesi Önemlidir. Organizma, karşı yapılan tepkinin, daha Öğrenme, uyancı-tepki biti belli bir durumda son olarak sonra, aynı uyarıcı ile kar şikliği bir kez sağlandığında hangi davranışı göster şılaşıldığında da gösterilme gerçekleşir, yani yapılan mişse, aynı durumla tekrar eğilimidir. tekrarlar uyarıcı ve tepki karşılaştığında aynı davranışı Örneğin; yeni başladı arasındaki bağın gucunu gösterme eğilimindedir. ğı İşyerinde ilk gün oda artırmaz. arkadaşından hoşlanmayan kişinin, bundan sonra oda arkadaşını her gördüğünde aynı duygulan hissetmesidir. İstenmeyen Alışkanlıkları Yok E fttjş â ftttç tfK flt- Kî<crrxyfo uftncnn <5o.u, Babasrao meUrram ün «¡otyk bnştm fm ıktad*.(*< *{• bireyin te p b e ş ^ *y r\\*d irw a m in içindeym iş artadtşı i letnede bartirme berutytn y tır, * t r * r vt rAtfrrtytn crtxf* 9^ kmn. in du i tfr» tepbnm çfcmtsı ençeBet*. yrraş y*r* »tnlm eşıstt konusudur. Oysa, brtrşiüctf bir uyanoya Bıktırma Irpbrm birey ycoAxxaya kadı* ö $rftrr*r« hepayn tepfrun verilmesi ayı» andı SOJTkonusudur. Yöntemi yaptrimavd« Annen« p bttflmtym tepkiyido$*an uyancıie istenen içine peysw tepfcrytdoyuran uyanar*» aymandıbreye un&nH id* v«.
LİK KURAMI eştiğini açıklayan kuramcı- göre öğrenme, U-T bitişikliği . nmeye ilişkin Görüşleri Pekiştirmeye ilU kin GrSrüşO ■ Cezaya İlişkin GOrûşü I Alışkanlığın Kazanılması Öğrenmede Odule ya da Ceza, bitişiklikle doğrudan Bitişiklik sonucu organizmada pekiştirmeye gerek yoktur. ilişkilidir. Yani cezalandırılan alışkanlıklar meydana gelir. Guthrie'ye gore pekiştirme davranışla onu meydana Organizmanın b«r uyarıcıya olmadan uyarıcı durumda tepki getiren uyarıcı koşullar verdiği tepkiyi, bundan sonra yapılmış ve bitmiştir. Pekiştir arasındaki birlikteliği yok o uyarıcıyla her karşılaştığın me, uyarKi ve tepki arasındaki edip, aynı uyarıcıyla, ceza- da vermesi alışkanlıkları oluş bağın gucunu artırmaz. Orga landınlan davranışa zıt bir turur. Organizmada bitişiklik nizmanın yaptığı bir davranışı davranışın birlikte olması sonucu oluşan alışkanlıklar yinelemesi pekiştirme ile değil, sağlanmalıdır. her zaman istenen türde sonunculuk ilkesi ile açıklanır. olmayabilir. Eger organizma da istenmeyen alışkanlıklar Etme Yöntemleri oluşmuşsa bu alışkanlıktan yok etmek İçin üç farklı yol kullanılabilir. _Z f oknwuitepfc«tfeflÇ<tinA>içne<tek i jA ycrtem ı ve sistem «* deyarsulaş- Um» teinM eri birt*1ne b*wem ektedr t eıV nm rt is te d ir» h ıb a v u i$jfcyemeyen Ancak unuttim im ası çetelen n o tu ; . b>jd v ^ e s r * ıtrrjn ı 'jtjv u . b a k iv rj eşA yfintemı istenmeyen bir jkşkanfc^n *ş sOj^emev. yok edUmesinde h âm A rteo; sutematâ d uy*su i*şa m ı to rtu re feWerin yok «n nrrfu uku <frxym ıfytncnint. beş salın ed<mesindefctâWmakxadr. denemesine ortam sı^bması. peyrw yemeytn (ocu>sw, en se-*d^ı bfreğ« sw koyarak peyniri yedrmes».
öğrenme Psikolojisi BİTİŞİKLİK Davranışçılığın kurucu rın bilimsel olabilmesi gözlenebilen davranış savunur. 1. Pavky/un klasik koşul 2. Bir köpeği koşullandırmada kullanı 3. Watson'a gö lanma deneyini kabul lan süreç bir insanın da koşullan- nilmişse kor etmekle birlikte, klasik dmlmasmda kullanılabilmektedir. Öğrenilebilir koşullanmanın vadece (Korku koşullanması) duyarsızlaş basit davranırlarda değil, janizmada Bu fikrini Albert isimli on bir aylık bir na gelir, karmaşık P<* Ç<>k inMn bebeğe koşullanma yoluyla korku yancıya davramşlannda da geçerli tepkisi kazandırarak test etmiştir. dan sonra olabileceğini savunmuştur. Bu deneyde Albert fare ile oynarken .ıljjtığın- başının arkasında çekiç ve örs ile çok kları oluş- yüksek bir ses meydana getirilmiştir. ı bitişiktik Albert korkmuş ve ağlamaya başla anlıklar mıştır. Birkaç gun bu işleme devam ürde edilmiştir. Sonuç olarak Albert bir ganizma- sure sonra yüksek sesi duymadığı anlıklar halde fareyi gorur görmez ağlamaya mlıkları başlamıştır. ırlclı yol rx*U. krinjet
KURAMI (Devamı) usu olan Watson, araştırmala- i Kin psikolojinin oîçulebılen. şlar üzerinde çalışması gerektiğini öre eğer korku öğre 4. Watson( öğrenmede pekiş S. Watson davranışın kalıtsal rkunun giderilmesi de tirmeden söz etmemiştir. olmayıp, insanın ço r. 8unun İçin sistematik VVatson'a göre bir uyarıcıya cukluğundan itibaren çev ştırma tekniği kullanılır. verilecek tepki, o uyarıcıya resindeki belli uyarıcılarla karşı en son yapılmış ve en belli tepkilerin birleşmesi sık tekrarlanmış tepkidir. sonucu U-T bağlarının Buna ~en son ve en sık birbiri üzerine koşullan ilk e s i'denilir. ma yoluyla inşa edilmesi sonucunda geliştiği görüşünü savunur. En Son İlkesi Arkadaşıyla tartışarak sınıftan çıkan öğrenci, ertesi gün sınıfa geldiğinde kendini kotu hisse decektir. En Sık ilkesi Dedesi evlerine her geldiğin de parka götürülen çocuk dedesiyle bir sonraki karşıLaş- malannda da parka gitmek isteyecektir.
III. BAĞLAŞIM KURAMI (AR Thorndıke. öğrenmeyi, duyusal uyarıcıla kurulan bir bağ ile açıklamaktadır. Bağla 'sel bağın kurulmas»dır. Bu bağlamda ne öğrenme o kadar çok etkili gerçekleşme Dcneme-Yamlma Yoluyla Küçük Adımlar İlkesi Öğrenmeyi etkileyen Tepki Öğrenm* (Seçme ve uç temel kanun vardır: Bağlama) Thorndıke'a göre öğ Organi renme deneme yanılma çözmek Thorndıke'a gOre öğren yoluyla gerçekleştiği için yanılma menin en temel formu, kuçuk adımlar ilkesi soz kadar f denemeyanılma öğrenme konusudur. Yani öğrenme gösterir sidir. Thorndıke daha sonra ansızın değil, adım adım kadar h bunu seçme ve bağlama bir süreç sonunda ger olarak adlandırmıştır. Orga çekleşmektedir. Sonu nizma bir problem durumla karşılaşanda amaana f Uyancı-tepki Organiz ulaşmak için pek çok davra arasındaki bağ, davranış nış yapar. Ancak bunlardan Hazır Bulunuştuk Kanunu tekrarla güçlenir. etkilenir bazıları amaana ulaşmasına Tekrar edilmeyen şın sonu yardım ederken, bazıları 8ireyin olgunlaşmasını, önceki uyana-tepkı bağı bir uyarı onu amacına götürmez. Öğrenmelerini, ilgilerini, tutum zayıflar. olumsuz Organizma daha sonra aynı larını, güdülenmiştik düzeyini, ranış tek uyarıcı koşullarla kendisini yeteneklerini kapsayan hazır örneğin, bir davranış amaca ulaştıran tepkileri se bulunuştuk, öğrenme sürecinde çocuğa bisiklete hoşa git çer, amacına götürmeyenleri etkilidir. binme davranışı (ceza) al eler. Haz ile sonuçlanan, ba Öğretilirken, tekrar e şarıya götüren tepkiler kalıcı örneğin, bir çocuk makası kul bisiklete binme örneğin hale gelir. Başka bir ifadeyle, lanarak kağıt üzerindeki şekillen davranışı ne ka anda ço uyarıcı tepki arasındaki kesmeye hazırsa ve bu etkinliği dar çok yinelenir liği yapm sinirsel bağ, arrvKa ulaştıran, yapmasına izin verilirse kendini se çocuk bisiklete bir çocu haz veren tepkilerle kurulur, mutlu hissedecektir. Ancak ço binmeyi o kadar re tekra amaca götürmeyen tepkiler cuk makası tutacak olgunluğa etkili öğrenir. eğilimi g elenir. erişmemişse ya da kağıt üzerin deki şekilleri kesmeye ilgi duy D«W*yan*ni muyorsa bu davranışı yapması yciuyfc,yemekyapma, için zorlamak çocukta kızgınlık tuvUCf binme,matyaj duygusu oluşturacaktır. Ya da ço yapma.eiefctronA aittim cuk makası kullanarak kağtt üze fcuianma <jbtpsAcmotor rindeki şekilleri kesmeye hazır dmanrjlarm t& tnâty ama bu etkinliği yapmasına izin ununimamafcd*. verilmiyorsa yine kendini kızgın hissedecektir. ta
KPSS Eğitim Bilimleri RAÇSAL KOŞULLANMA) ar ile harekete geçiriciler arasında aşım, uyancı ve tepki arasında sinir* e kadar çok uyancı-tepki bağı varsa, ektedir. i Çeşitliliği İlkesi Transferde Benzer Öğrenilecek kapsam Doğru bir davranışın Öğeler İlkesi içerisinde, konular ya pekiştirilmesi sırasında izma sorununu da materyaller arasın pekiştirilen davranışın k için deneme (Tepki Analojisi) da birtakım bağlantılar yanında bulunan yan a sürecinde ne olması aralarında lış davranışın da tekrar fazla çeşitli tepki Organizma öğrenme bağlantı kurulmasını edilmesidir. rse, öğrenme o lerini bir başka duruma kolaylaştırmaktadır. hızlı olacaktır. uyarlarken benzerlikler den hareket etmektedir, uç-Etki Kanunu örneğin, masa üstü zma yaptığı bir bilgisayarım deneme şın sonucundan yanılma yoluyla nasıl r. Yapılan davranı kullanacağını öğrenen ucunda hoşa giden bir kişi, daha sonra al ıcı alınırsa (olumlu- dığı diz ustu bilgisayarı z pekiştirme) dav kullanırken bir önceki krarlanır; yapılan öğrenmesinden elde şın sonucunda ettiği bilgilerden fayda tmeyen bir uyancı lanacaktır. alınırsa o davranış edilmemeye çalışılır. n, odasını topladığı ok sevdiği bir etkin masına izin verilen uk bir dahaki sefe ar odasını toplama gösterecektir. u Sonuçftfj Ununu.operam («4mstQ toşuflaftm araı ttm rin Jotuşturan
IV. EDİMSEL (O Skirmer, günümüzde özellikle eğitim t ------------------------------ sisteminde en çok ilkelerinden OAYRAHIJ yararlanılan edimsel koşullanma Öğrenme kuramını, Thorndıke'ın tytn o sn ftjb ayjlu fem - 'Sonuç-Etki Kanunu' nu uyarlayarak oluşturmuştur. k ıta i a ıta d *K |ti Skinner'« gör« 2 tü r davranış vardır: topkafenfcnnipıytaşK B rttt ptaÿeda agümaya başlar vranışın (ocukNarçfa$r*ncmv< à şuasında cafcdtharcar. Javranışm unan yan- r t KÂı>«ı davranış £<j*mı«i davranış t\\ da tekrar 8u tür davranışlar bir uya Bilinen bir uyancı tarafın rıcı tarafından oluşturulur.*- dan oluşturulmaz, organiz (drfmd kûşıüiiYrv»drrxy/tf Tepkisel koşullanmadaki ma tarafından ortaya konur. 1. OrçiAtCTUittifrir Yani org koşulsuz tepki, koşulsuz Ed im sel d a vra n ış kendi uyarıcı tarafından meydana liğinden ortaya çıkar ve da. getirildiğinde bu. tepkisel sonuçLan tarafından kontrol 2. d ır r ^ t in soorı davranışa bir örnektir. edilir, örneğin, yemek Tepkisel davranışlar tüm yapma, bisiklete binme, POnfyryebfccHrtjr. refleksleri kapsar. konuşma, saz çalma gibi. i OperanttopA w ni swni Skmner, operant koşullanmayı k^L*VTY». tiH l * m j g * i p gerçekleştirmek için özel b«r ^ _____________________ kutu hazırlamış ve aç bir fareyi içme bir kol (manivela) yerleş E O '^ e ] ^ 5 tirdiği bu kutuya koymuştur. Buna göre kola basıldığında s» ¿ ■ ^ 4 dışarıdan kutunun içine peynir düşmektedir. Kutunun içine konulan aç fare, başlangıçta amaçsız davranışlarda (sağa sola dönme, zıplama, duvara tırmanmaya çalışma gibi) bulunmuştur, fare yaptığı bu hareketlerden birisinde kola basmış ve bu davranışı sonucunda kutuya peynir düşmüştür. Bundan sonra fare kutunun dışına çıkarılmış ve ertesi gün ye niden kutuya konulduğunda, peynire ulaşmak için ilk günden daha kısa surede kola basma davranışını gerçekleştirmiştir.
OPERANT) KOŞULLANMA ---------------------------------------------------- 1 KARŞILIK SONUÇ vqrrirYrg oçrmCfp &)rtndba]*aa<tadaş- TEPKİSEL KOŞULLANMA VE EOİMSEL bu¿m an y ıgn takt* üm adayardnttm q* KOŞULLANMANIN KARŞILAŞTIRILMASI (d rr b tJİK l A/*wsı W rtf< n*> rtisttd< . Ttpkistl KoşotUnnu Opérant Koşullanma zaman ağlamaya başlar 6abni(oo)$un (o c ıi «-¿envi uUyt Organtona pasA* OrganumaaktA*. harçta)« Ira r İtStU<)>6tt fH iştitç dmanışian on« W *r P'füştriç, dmanrçtan sonraw in YAM Ojyvrşsal dnrarcjlar lutnU. fW n tf« <JrırifvşUr kazan** öntt uyancıgrfar* dojgar fci i<yf djnriftrj. vxtı vjano (U-T). g«4r(T-U). Organirrnann tepkisel darnanglans« Orgjewminn tfsaöifi dmanglan fm ^duri»n u<;enen* «mm; rvâ* Umusudur. '/a konutudur. gınirrniltfndıiştr^fedOTJftışu bulunmalı Entf»ndû<sıfc<qAJykt<. Crtttfnd Ifctti venuç-etfc ı w * ir (arf Co<c kola basacak, sonra Ortak Kavram lar byıuym. yönârr*. yur** M tki Gcncöemc Aywt « m c pvbynotoc k u a n ri*. Sönme Kendfcgirvkn g<f19«Vrx __________________________________J 5 ? lW * > 'r v M .» n c | - t a r * yJy^O 2_ , A <=dc*/>\\ o l ^ ^ 0 / \" j / ‘
EDİMSEL (OPERAND KOŞULLAN 1. PEKİŞT Organizmaya, yapmış olduğu davranışın gös ma konulan ya da ortamdan çıkarılan uyarıcı Olumlu Pekiştireç Organizmanın hoşuna giden uyarıcıdır. ^ ---^ Birincil Olumlu Pekiştireç r- i İkincil Olumlu Pekiştireç Organizmanın hoşuna giden ve doğal olan uyarıcılardır. Organizmanın hoşuna giden ve öğrenme yoluyla kazanı lan pekiştireçlerdir. f 1 Gülümseme 8aş okşama Oyuncak Etkinlik Pekiştireçler Teşekkür etme Bilgisayar Aferin Kryafet Şarkı söyleme Parfüm Şiir okuma Piknik yapma Parka gitme
NMANIN TEMEL KAVRAMLARI TİREÇ sterilme sıklığını artırmak amacıyla orta ıdır. Pekiştireç türleri a c ıd a k i gibidir: Olumsuz Pekiştireç Organizmanın hoşuna gitmeyen uyarıcıdır. Birincil Olumsuz Pekiştireç İkincil Olumsuz Pekiştireç Organizmanın hoşuna gitmeyen ve Organizmanın hoşuna gitmeyen doğrudan zarar veren uyarıcılardır. ve öğrenme yoluyla kazanılan • Elektrik şoku pekiştireçlerdir. • Ağrı • Hakaret • Dayak • Küfür • Soğuksu • Tehdit • Haksız eleştiri UNUTMAYINIZ: jJ Tepkisel Koşullanma Edimsel Koşullanma . Koşulsuz Uyarı ■ Birincil Pekiştireç Koşullu Uyarıcı ■ İkincil Pekiştireç V
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110
- 111
- 112
- 113
- 114
- 115
- 116
- 117
- 118
- 119
- 120
- 121
- 122
- 123
- 124
- 125
- 126
- 127
- 128
- 129
- 130
- 131
- 132
- 133
- 134
- 135
- 136
- 137
- 138
- 139
- 140
- 141
- 142
- 143
- 144
- 145
- 146
- 147
- 148
- 149
- 150
- 151
- 152
- 153
- 154
- 155
- 156
- 157
- 158
- 159
- 160
- 161
- 162
- 163
- 164
- 165
- 166
- 167
- 168
- 169
- 170
- 171
- 172
- 173
- 174
- 175
- 176
- 177
- 178
- 179
- 180
- 181
- 182
- 183
- 184
- 185
- 186
- 187
- 188
- 189
- 190
- 191
- 192
- 193
- 194
- 195
- 196
- 197
- 198
- 199
- 200
- 201
- 202
- 203
- 204
- 205
- 206
- 207
- 208
- 209
- 210
- 211
- 212
- 213
- 214
- 215
- 216
- 217
- 218
- 219
- 220
- 221
- 222
- 223
- 224
- 225
- 226
- 227
- 228
- 229
- 230
- 231
- 232
- 233
- 234
- 235
- 236
- 237
- 238
- 239
- 240
- 241
- 242
- 243
- 244
- 245
- 246
- 247
- 248
- 249
- 250
- 251
- 252
- 253
- 254
- 255
- 256
- 257
- 258
- 259
- 260
- 261
- 262
- 263
- 264
- 265
- 266
- 267
- 268
- 269
- 270
- 271
- 272
- 273
- 274
- 275
- 276
- 277
- 278
- 279
- 280
- 281
- 282
- 283
- 284
- 285
- 286
- 287
- 288
- 289
- 290
- 291
- 292
- 293
- 294
- 295
- 296
- 297
- 298
- 299
- 300
- 301
- 302
- 303
- 304
- 305
- 306
- 307
- 308
- 309
- 310
- 311
- 312
- 313
- 314
- 315
- 316
- 317
- 318
- 319
- 320
- 321
- 322
- 323
- 324
- 325
- 326
- 327
- 328
- 329
- 330
- 331
- 332
- 333
- 334
- 335
- 336
- 337
- 338
- 339
- 340
- 341
- 342
- 343
- 344
- 345
- 346
- 347
- 348
- 349
- 350
- 351
- 352
- 353
- 354
- 355
- 356
- 357
- 358
- 359
- 360
- 361
- 362
- 363
- 364
- 365
- 366
- 367
- 368
- 369
- 370
- 371
- 372
- 373
- 374
- 375
- 376
- 377
- 378
- 379
- 380
- 381
- 382
- 383
- 384
- 385
- 386
- 387
- 388
- 389
- 390
- 391
- 392
- 393
- 394
- 395
- 396
- 397
- 398
- 399
- 400
- 401
- 402
- 403
- 404
- 405
- 406
- 407
- 408
- 409
- 410
- 411
- 412
- 413
- 414
- 415
- 416
- 417
- 418
- 419
- 420
- 421
- 422
- 423
- 424
- 425
- 426
- 427
- 428
- 429
- 430
- 431
- 432
- 433
- 434
- 435
- 436
- 437
- 438
- 439
- 440
- 441
- 442
- 443
- 444
- 445
- 446
- 447
- 448
- 449
- 450
- 451
- 452
- 453
- 454
- 455
- 456
- 457
- 458
- 459
- 460
- 461
- 462
- 463
- 464
- 465
- 466
- 467
- 468
- 469
- 470
- 471
- 472
- 473
- 474
- 475
- 476
- 477
- 478
- 479
- 480
- 481
- 482
- 483
- 484
- 485
- 486
- 487
- 488
- 489
- 490
- 491
- 492
- 493
- 494
- 495
- 496
- 497
- 498
- 499
- 500
- 501
- 502
- 503
- 504
- 505
- 506
- 507
- 508
- 509
- 510
- 511
- 512
- 513
- 514
- 515
- 516
- 517
- 518
- 519
- 520
- 521
- 522
- 523
- 524
- 525
- 526
- 527
- 528
- 529
- 530
- 531
- 532
- 1 - 50
- 51 - 100
- 101 - 150
- 151 - 200
- 201 - 250
- 251 - 300
- 301 - 350
- 351 - 400
- 401 - 450
- 451 - 500
- 501 - 532
Pages: