Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

1

Published by dreamtasarim, 2022-02-07 20:19:28

Description: 1

Search

Read the Text Version

Beledi Dokumacılığı Fotoğraf 5. Örgü analizi yapılan kumaş (Gök, 2019) Armür raporundaki tek numaralı rakamlar Tablo 1. Numaralı Kumaş pedal basış raporu (Gök, kumaşın ön yüzünü oluşturan üst çözgü ile 2012) üst atkıyı temsil ederken, çift numaralı ra- kamlar kumaşın arka yüzünü oluşturan alt Tezgahın mevcut kuruluş düzeni sabit oldu- çözgü ile alt atkıyı temsil etmektedir. Fotoğ- ğu için Beledi dokumalarında desenler aynı raf 5’deki armür planın birinci atkı sırası- tahar planı ve armür sistemine bağlı olarak na bakıldığında dokuyucu tarafından aynı üretilmektedir. Bu nedenle de desenlerde anda basılan 1 numaralı pedalın komuta benzerliklerin görülmesi kaçınılmazdır. An- ettiği; 1 – 5 – 9 – 13 – 17 – 21 numaralı cak tezgahın iskeletinin bağlı olduğu armür çerçeveler ile, 13 numaralı pedalın komuta sistemine bağlı kalınarak geliştirilen yeni ettiği; 2 – 4 – 6 – 8 – 10 – 12 – 14 – 16 tahar planları ile farklı desenler oluşturmak numaralı çerçeveler aşağı inmiş ve otomatik mümkündür. olarak çerçevelerin tümü yukarı kalmıştır. Böylelikle 1 numaralı kumaşın ilk atkı sı- rası oluşumu tamamlanmıştır. Aynı şekilde boş olarak ifade edilen atkıların, ikinci atkı sırasında 2 numaralı pedalın komuta ettiği; 2 – 6 – 10 – 14 – 18 – 22 numaralı çerçe- veler ile 12 numaralı pedalın komuta ettiği; 17 – 19 – 21 – 23 numaralı çerçeveler aşağı inerek ağızlığı oluşturmuş ve böylelikle iki numaralı atkı sırası tamamlanmıştır. Desen raporu 16 atkıdan oluşan kumaşın (Fotoğraf 5) armür raporuna ilişkin olarak pedal basış raporu Tablo 1’de sunulmuştur. 99

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 6. Beledi Dokumalarının Teknik 7. Beledi Dokumaların Desen Özellikleri Özellikleri ve Kullanım Alanları Merhum Ethem Tıpırdık tarafından do- Beledi dokumaları diğer Türk kumaş ve kunmuş 21 adet kumaşın teknik analizleri dokumaları gibi “âlâ” ve “ednâ” olmak yapılmıştır (Fotoğraf 6). Bu kumaş örnekleri üzere iki sınıfa ayrılmıştır. Bu iki sınıftan çözgüsü ve atkısı hareketli değişen yüzlü çift âlâlar malzeme ve dokuma bakımından katlı kumaş tekniği ile dokunmuştur. Doku- güzel ve daha pahalıları teşkil ederken, ed- nan kumaşların enleri 60 – 62 cm arasın- nâlar daha kaba kaliteli kumaşları temsil dadır. Boyları ise talebe göre değişmektedir. etmektedir (Özbel, 1949:3). Fakat bugün Örgü analizi de yapılan bu kumaşların çöz- bu tip sınıflamalar yapılmamaktadır. gü renk raporları tahar planından dolayı sa- bittir, atkı raporu ise dokunacak desene göre Beledi dokuma örneklerinin yeni (Fotoğ- değişmektedir. 21 kumaş örneğinde de aynı raf 6) ve eski (Fotoğraf 7-8) örneklerine iplikler kullanıldığı için (Çatalkaya, 2012: bakıldığında genellikle geometrik motifler 27-80) teknik bilgileri Tablo 2’deki gibi özet- görülmektedir. Bununla birlikte eski örnek- lenmiştir. lerinde yazılı bezemeler de bulunmaktadır. Bunlar daha çok esnaf bayrağı olarak kulla- Tablo 2. Beledi dokumalarının teknik analizi nılmıştır. Fotoğraf 8’de yer alan ilk kumaşta kûfi harflerle “Lâ ilahe illallah”, ikinci ku- İplik Cinsi: Çözgü Pamuk maşta ise “Ya allah ya allah ya muhammed Atkı Akrilik ve Pamuk ya muhammed” yazılıdır (Gök, 2019:7-8). Günümüzde Süleymaniye tipi tezgahta ise İplik Büküm Çözgü S (sol yönlü) ve 2 katlı en çok kullanılan motif “yıldız”’dır. Bunun Yönü ve Adedi Atkı dışında Ertekin’e (2006:23) göre Beledi Akrilikler; S ve 2 katlı esnafı arasında “düzbastı, altıparmak, ev- Pamuk; S ve 2 katlı sat, sepet, halüp” isimli desenler ile isim- Pamuk: 8 katlı lendirilmiş kumaşlar bulunmaktadır. Yazılı kaynaklarda ayrıca eski örneklerin “rozet, Çözgü Ne 30 gülbezek, Tire iş, celebis, kutulu, aynalı, İplik Numarası: bademli, naâşlı” olarak isimlendirildiği (Ne) Atkı Akrilik; Nm 6 - Nm 10 görülmektedir (Özen, 1982: 304, Öztürk, Pamuk; Ne 10 - Ne 20 2007:90, Salman, 2011:201). Beledi doku- malarında bir motifin yan yana ve üst üste İplik Sıklığı: Çözgü Sıklığı 22Tel tekrarlanmasıyla oluşturulan yüzey düzen- (adet/cm) Atkı Sıklığı 16 Tel lemeleri ile sınırlı yüzey içinde özel biçim- lerle bir ya da birkaç motifin birlikte kulla- İplik Kısalması: Çözgü çekmesi %5 nıldığı görülmektedir. Dokuma tekniğinin (%) Atkı çekmesi genel yapısı olarak motif rapor boyunca Akrilik; %8 -%11 tezgâh enince 10 tekrar yapmaktadır. Be- Pamuk; % 5 ledi dokumalarında genel olarak kullanılan renkler; mavi, beyaz, kırmızı, sarı, yeşil ve Faydalı Tarak 60 cm siyahtır. Eni: (cm) TÇTS 1320 Tarak 55 (TGTA = 4) Numarası: 100

Beledi Dokumacılığı Fotoğraf 6. Ethem Tıpırdık tarafından dokunmuş Beledi Kumaş örneklerinin ön ve arka yüz görüntüleri (Çatalkaya, 2012:28-82) Fotoğraf 7. Kenan Özbel koleksiyonu AHBV Ülker Muncuk Müzesi (Gök,2018). Fotoğraf 8. Kenan Özbel koleksiyonu (Bakırcı, 2012: 102-103) 101

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Beledi dokumalarının 1640 Narh defterle- Beledi tezgahının günümüze ulaşmasını rinde “İstanbul beledisinin döşekliği, Bele- sağlayan çekirdekten yetişen son usta Saim diden yastık, Belediden yorgan, Tire Bele- Bayrı’dır. Bayrı 2004 yılına kadar dokuma- disinden yastık, Urla beledisinden döşeklik, ya faaliyetine devam etmiştir. Ancak kendi- yastık, yorgan” şeklinde ikiyüzlü döşemelik sinden sonra bu dokumayı devam ettirmesi kumaş olarak kullanıldığı görülmektedir amacıyla belediye ile birlikte işbirliğinde (Kütükoğlu, 1983:172-177). O dönemlerde bulunmuştur. Tire Ticaret odası yetkilileri Ahilik bayraklarının da Beledi dokumadan Beledi tezgahını satın alarak Mesleki Eğitim üretildiği, bunun dışında yastık, yorgan, se- Merkezi’ne bağışlamışlardır. Ancak üre- dir yüzü, peştamal, tabut örtüsü ve perde- tilmesi zaman, güç ve sabır isteyen Beledi lik kumaş olarak üretildiği kaynaklarda yer dokumaları öğrenciler tarafından zor bu- alan bilgiler arasındadır. Ancak turizm ile lunmuştur. Tire Belediyesi’nin gazetedeki birlikte Beledi kumaşlarının kullanış tarzla- ilanı ile Ethem Tıpırdık, 2004 yılının Eylül rında yenilikler yapılmış; atkı heybe, çanta ayında Saim ustanın yanına çırak olarak işe gibi turistik amaçlı yeni ürünler üretilme- başlamıştır. Tıpırdık, 2009 ve 2010 döne- ye başlanmıştır. Merhum Tıpırdık, kravat, minden itibaren ilk defa resmi olarak Tire terlik, cüzdan, ayakkabı, masa örtüsü gibi Mesleki Eğitim Merkezinde ders vermeye ürünler için de dokuma yapmaya devam et- başlamış ve tasarladığı yeni hediyelik ürün- miştir (KK1). Günümüzde Yaykal ve öğren- ler ile birlikte, Kültür Bakanlığının düzenle- cileri tarafından ise bebek yelekleri, şallar, miş olduğu geleneksel el sanatları fuarlarına salon takımları, kırlentler ve sehpa örtüleri katılarak Beledi dokumalarını tanıtmaya ve yapılmaktadır. yaşatmaya devam etmiştir (Yılmaz ve Çatal- kaya, 2012:264-265). 8. Beledi Dokumacılığının İcra Beledi dokumalarını yaşatması için yetiş- tirilen son usta Tıpırdık 2019’da hayatını Edildiği Bölgeler ve Bilinen kaybetmiştir (URL 1). Bunun üzerine Saim Bayrı dokuma sanatını kızı ve torununa öğ- Ustaları retmiştir. Günümüzde Bayrı’nın kızı Gül- nur Yaykal tarafından Tire Kadın Danışma Daha önce belirtildiği gibi Beledi dokuma- Merkezi’ndeki atölyede Tireli kadınlara Be- nın geçmişte Bursa, Konya, Manisa, Mer- ledi dokuması öğretilmektedir. Yaykal basılı zifon gibi çeşitli şehirlerde dokunduğu bi- yayında “şimdiye kadar 13 çırak yetiştirdiği- linmektedir. Ancak günümüzde ise sadece ni” (URL 2) söylemiştir. İzmir’in Tire ilçesinde dokunmaktadır. 102

Beledi Dokumacılığı Kaynaklar Aytaç, Ahmet (2002). ”Beledi Dokumaları”, İlgi Der- Özbel, Kenan., (1945), Eski Türk Kumaşları, Kılavuz gisi 103, s. 11. Kitaplar XI, El Sanatları III, Ankara: Ulus Ba- sımevi. Ayverdi, İlhan (2011). Misalli Büyük Türkçe Sözlük, İstanbul: Kubbealtı Lugatı. Öztürk, İsmail (2007). Dokumaya Giriş Halı, Düz Do- kumalar ve Dokuma Kumaşların Üretim Teknikleri, Altay, Fikret (1974), “Türk Kumaşları”, Sanat Dünya- Ankara: Mor Fil Yayınları. mız 1, Yapı ve Kredi Bankası Yayını. s. 12-19. Öztürk, İsmail ve Kavcı, Esra (2000). “Beledi ve Eh- Çatalkaya, Ebru (2012). “Beledi Dokumalarının Tek- ram Dokumalarının Özellikleri ve günümüz- nik Analizi ve Yeni Öneriler”. Yayınlanmamış de Kazandığı Yeni İşlevler”, Motif Dergisi 23, Yüksek Lisans Tezi, İzmir: Dokuz Eylül Üniver- s.38. sitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü. Salman, Fikri (2011). Türk Kumaş Sanatı. Erzurum: Ergür, Atila (2002). Tekstil Terimleri Sözlüğü, Boğaziçi Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Üniversitesi Yayınevi. Araştırma Projeleri Birim Amirliği Bap:2010- 312 Nolu Proje Desteği. Ertekin, A.Levent (2006). Beledi Dokuması, İzmir: Tü- lov Yayınları. Toparlı, Recep (2000). Ahmet Vefik Paşa Lehce-i Osmânî, Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Esiner, Özer, Mine (1982). “Türkçede Kumaş Adla- Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları:743, rı”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkiye Türkçesi Sözlükleri Projesi: 1, Eski Tarih Dergisi 33, s. 291 – 340. Sözlükler Dizisi: 3. Gök, Çatalkaya Ebru (2019). “Özbel Koleksiyonunda Yılmaz, Nuray ve Çatalkaya, Ebru (2012). “Beledi Bulunan Yazılı Kumaşlar” Tokat: I. Uluslara- rası Türk-İslam Sanatlarında Epigrafik Çalışmalar Dokumalarının Son Temsilcisi Ethem Tıpır- Sempozyumu 10.10.2019 -12.10.2019, s.1-13. dık”. İstanbul: I. Uluslararası Yöresel Bez Kongresi 26-29 Eylül 2012, s.263-269. Gürçay, Hikmet (1969). “Beledi Dokumaları”, Türk URL 1: “Ethem Usta Hayatını Kaybetti” http:// Etnografya Dergisi XII, s.53-68. www.habertire.com/kultur-sanat/ethem-us- ta-hayatini-kaybetti-h41590.html (Erişim Hekimoğlu, Levent (1980). “Beledi Tezgahlarında Tarihi: 20.02.2020) Yapılan Kumaşlarla Günümüz Armürlü Tez- gahlarında Yapılan Kumaşların Karşılaştır- URL 2: “Tire Belediyesi, 500 Yıllık Geleneksel Do- malı Bir İncelemesi”, Yayınlanmış Yüksek Lisans kuma Sanatına Sahip Çıkıyor” https://tire. Tezi, İzmir: Ege Üniversitesi. bel.tr/haberDetay.php?id=117 (Erişim Tari- hi:12.03.2020) İnalcık, Halil (2008). Türkiye Tekstil Tarihi Üzerine Araş- tırmalar, İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayın- URL 3: “Ethem Tıpırdık ve Saim Bayrı” http://wow- ları. turkey.com/t.php?p=/tr80/oderman_Bele- diTezgah1.jpg (Erişim Tarihi: 05.05.2020) Kütükoğlu, Mübahat (1983). Osmanlılarda Narh Mües- sesesi ve 1640 Tarihli Narh Defteri, İstanbul: En- Kaynak Kişiler derun Kitabevi. KK 1: Tıpırdık, Ethem, 1974 – 2019, Tire, 2004 Özbel, Kenan (1949). Beledi Dokumaları, Kılavuz Kitap- yılından beri Belediyenin desteği ile Beledi lar XXV, El Sanatları XIV Ankara: Ulus Bası- dokumaları devam ettirmiş usta (2011-2012, mevi. Tire). 103



BIÇAKÇILIK Knife Making Abdullah Doğtekin* Abstract Traditional handicrafts, which carry the past into the places. Knifemakers, descendants of Blacksmith future, constitute one of the important areas of folk craftsmen who used to produce weapons, continue this culture and are one of the most important material cultural art and culture by making knives, even though they do assets that need to be preserved. In this production not make weapons today. However, due to the difficult system, where the use of machinery is minimal or not at conditions of competition with modern production, the all, using simple hand tools, knowledge and experience number of masters doing this work is gradually decreasing are transferred from generation to generation in a and the limited number of masters are trying to survive in master-apprentice relationship. In this context, one of the various parts of our country. However, while some of the most important material cultural assets of our country is knife masters continue their existence by turning to the the traditional knife production, which has managed to production of gifts and ornaments, some of them try to come from the past to the present. The tradition of knife survive by competing with modern industrial products. making in our country is the continuation of a deep- This study has been prepared in the light of research rooted culture dating back centuries. works and academic publications on traditional knife art in our country, and includes the analysis of knifing as a In the historical process, there are a few traditional profession with its cultural and traditional dimensions. knife production centers in Anatolia. Among these, major In this study, the history and development of traditional settlements such as Bursa, Yatağan, Sivas, Sürmene, Afyon, knife manufacturing in our country, whose origins date Ankara, Antalya and Tosya can be counted. Depending on back to the Seljuks and the Ottomans, and the places the developments in technology, fabrication production where it is performed today and the way of production started to replace traditional knife manufacturing in time. are tried to be revealed. However, in our country, knife production is also carried out by traditional methods within the relationship of Keywords: Turkey, Knife, Knife Production, Knife Master, master apprentice in home and workshop type production Traditional Handicraft. * Dr. Öğretim Görevlisi, Celal Bayar Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü, [email protected] 105

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 1. Bıçak ve Bıçakçılığın Tanımı yapılmakta ve bıçak imalatında pas tutan ve pas tutmayan olmak üzere iki çeşit çelik kul- Türkler arasında en çok kullanılan kesici lanılmaktaydı. Özellikle ev bıçaklarında pas aletlerden biri olan bıçak, genel anlamıyla tutmayan çelikler tercih edilirken örste döv- “Bir sap ve çelik bölümünden oluşan kesici me şeklinde yapılan bıçaklar, daha iyi kestiği araç ya da çeşitli kesme işlerinde kullanılan için pas tuttuğu halde daha çok tercih edil- keskin ağızlı araç” olarak tanımlanmaktadır mekteydi (Ögel, 2000: 79-105) (Göksu, 2008: 248-255, TDK, 1998:284). Bıçak sözcüğü, Divanü Lügati’t-Türk ve Günümüzde bıçağın her bir parçası hazır Kutadgu Bilig gibi Selçuklu dönemi kay- halde tedarik edilmektedir. Çelik eskiden naklarında “biçek” şeklinde geçmekte ve bu geleneksel üretim sistemlerinde olduğu gibi dönem kültüründe önemli bir yer tutmak- yoğun bir şekilde dövmek suretiyle inceltil- tadır (Karpuz, 1992: 117). Bunun yanı sıra meye ihtiyaç duyulmadan hazır bir şekilde biçeklemek “bıçaklamak, bıçakla vurmak” gelmekte, çark elle değil motor gücüyle çev- ve biçeklenmek “bıçak sahibi olmak” gibi rilmekte, tahta saplar bıçağa takılmak üzere kullanımlar da söz konusu eserde yer al- biçilmiş hazır hale getirilmiş bir şekilde elde maktadır (Kaya ve Mesci, 2002: 12) edilmektedir. Tüm bunlara rağmen bıçak ustaları, ürettikleri bıçaklara ustalıklarını ve Eski taş çağında kesme ve delme amaçlı sanatlarının tüm inceliklerini nakşederek ol- olarak aletler kullanılmış olmasına rağmen dukça değerli ürünler meydana getirmekte- sapları olmadığı için bunlar bıçak olarak dirler (Kaya ve Mesci, 2003: 18-19). değerlendirilmemektedir. “İ.Ö. 4 binli yıl- larda yeni aletler bulunmuştur: Balta, keser, Bıçakları, savunma bıçakları ve mesleki daha sonra da taştan orak ve çapa” (Tanil- bıçaklar olmak üzere başlıca iki bölümde li,1994:22). “Kesici ve delici silah ve alet ele alabiliriz (Fotoğraf 1). Savunma bıçak- grubuna giren bıçak, bir sap ve bir namlu- ları içerisinde kılıç, hançer, yatağan, kama, dan oluşmaktadır. Namlu çok değişik form- oluklu kama ve koltuk altı gibi bazı çeşitler larda olabilmektedir. En ayırt edici özellik yer almaktadır. İkinci grupta yer alan mes- tek ağızlı namlunun kalın sırtlı ve keskin leki bıçaklar arasında ise daha çok hayvan- ağızlı olmasıdır” (Biber, 2005:12-13). cılık ve hayvancılığa dayalı meslek dalları- nın gelişmesine paralel olarak ortaya çıkmış Geleneksel bir meslek ve zanaat olan bıçak- olan mutfak bıçakları, aşçı bıçakları, kasap çılık, hammaddesi maden olan el sanatla- bıçakları ve çakılar bulunmaktadır. rı içerisinde yer almakta olup, demir veya çeliği yüksek ateşte ısıtarak basit el aletleri Fotoğraf 1. Soldan sağa: Oluklu hançer, mutfak bıçağı, bel bıçağı, yardımıyla işleme ve şekil vermeye dayan- oluklu kama, mutfak bıçağı, mutfak bıçağı, kama, kasap bıçağı maktadır. Her ne kadar ayrı bir meslek dalı (Küçükkurt, 2019: 335) olarak görülse de demircilikle iç içe geçmiş bir özelliğe sahiptir. Bıçakçıları, bıçak yapı- mı konusunda uzmanlaşmış demirci ustala- rı olarak nitelemek doğru olacaktır. Bunun en önemli nedeni her iki mesleğin de aynı teknik bilgi ve gelenek üzerinden yürütül- mesidir (Davulcu, 2015: 34). Bıçak, çelikten 106

Bıçakçılık 2. Türklerde Bıçağın ve Bıçakçılık seri, Konya, Sivas ve Erzurum gibi şehirler Mesleğinin Tarihçesi bıçakçılık sanatının önde gelen merkezleri arasında yer almaktaydılar (Karpuz, 1992: Hem yazılı kaynaklar hem de arkeolojik 117). Osmanlı döneminde de bıçak, erkek- bulgular demircilik mesleği ile bıçak ve kılıç lerin gündelik kıyafetlerinin bir parçası ola- gibi kesici alet ve silahların imalatının Türk- rak kullanılmaktaydı. Anadolu coğrafyasını lerde kadim bir sanat olduğunu ortaya koy- gezen seyyahlar bu duruma işaret etmekte maktadır. Zira yapılan arkeolojik kazılarda ve geleneksel kıyafetleri içerisindeki Türk- Hun çağından kalma çeşitli demir silahla- lerin bellerinde taşıdıkları süslü bıçakları rın yanı sıra saban demirleri ve oraklar da ayrıntılarıyla tasvir etmektedirler (Karpuz, gün yüzüne çıkarılmıştır (Ögel, 1991:89. 1992: 117). Evliya Çelebi, Seyahatname Demir, demirci ve demirci aletleri insanlık isimli eserinde demirci, nalcı, kılıççı, zırh- tarihindeki çeşitli mitolojilerde kutsallaştırıl- çı, kalkancı, bıçakçı, mızrakçı, tüfekçi, ta- dığı gibi, Türk mitolojisi ve kültüründe de bancacı, demir kaynakçı gibi hammaddesi kutsallaştırılmış (Eliade, 2003:29-30) ve her demir olan birçok meslek erbabının pirinin aletin koruyucu bir ruhu olduğuna inanıl- Davud Aleyhisselam olduğunu kaydetmekte mıştır (İnan, 1995: 84). Ordos’ta Hunlara ve “demir, kömür, örs ve çekiç tutan sanat ehlinin ait ince, hafif eğik kabzası çoğunlukla ince hepsi Hz. Davud’dan yakarlar çerâgı.” Şeklin- işlenmiş geyik kafası ile biten Minusinsk ve de bir beyanatta bulunmaktadır (Davulcu, Tagar bıçakları bulunmuştur (Göksu, 2008: 2015: 24-25). Osmanlılar döneminde Ana- 248-255). Bu bölgede rastlanan bronz satır- dolu’da birçok bıçak yapım merkezinin lar, Türk kılıcının prototipini oluşturmakta- ortaya çıktığını görmekteyiz. Günümüze dır (Ögel, 1948 ss. 431-460). kadar en azından bazılarının önemlerini Geleneksel el sanatlarımızdan birisi olan korumayı başardığı bu merkezleri arasında demircilik ve kendisine kutsiyet atfedilen Bursa, Balıkesir, Yatağan, Afyon, Ankara, demircinin önemi hakkında Ergenekon des- Kastamonu ve Sürmene gibi şehirler yer al- tanında da oldukça kıymetli bilgiler bulun- maktadır (Karpuz, 1992: 117). maktadır. Demir bir dağı eritmek suretiyle kendilerine geçecek kadar yol açan ve geniş 3. Bıçak Üretiminde Kullanılan topraklara yayılma imkânı bulan Türkler, o günü kutsal saymışlardır. Göktürk dönemi Malzemeler ve Üretim Aşamaları Balballarında beyler, belindeki bıçak ve kı- lıçları ile tasvir edilmişlerdir. Bu tasvirlerden Eskiden geleneksel yöntemlerle bıçak üre- bıçak ve kılıcın Göktürklerde kahramanlık timinin yapıldığı atölyelerde bulunan alet ve hakimiyet sembolü olarak görüldüğünü ve malzemelerin belli başlıları Şunlardır: anlamaktayız (Karpuz, 1992: 117, Taşağıl, Tezgâh, ocak, örs, körük, mengene, makas, 2003: 17). çekiç, keser, balyoz, maşa, kösüre taşı/kör- Tarihi kaynaklardan Anadolu Selçuklu hü- se-zımpara taşı-keçe, bileği taşı, çark, iv, aşkı kümdarı Alaeddîn Keykubâd’ın bıçakçılık takımı, delgi, keski, törpü, tel, pense, kıskaç, sanatında oldukça maharetli olduğunu öğ- matkap, testere, eğe, mühür, zımba, yan kes- renmekteyiz. Onun zamanında şehirlerin ki, tığ, tornavida, kemane, kalıp aletleri vb. güvenliğini sağlayan ahilerin bellerinde bı- çaklar bulunmaktaydı. Bu dönemde Kay- Demirin yüksek ateşte ısıtılarak şekil vermek için yumuşatıldığı yere demirci ocağı denil- mektedir. Genellikle tuğladan yapılan ocak- 107

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi ların üzerinde bir davlumbaz yer almaktadır. masında kullanılmaktadır. Bıçak yapımında Ocağın hemen yakınında örs bulunmaktadır. kullanılan küçük el aletlerini de şöyle sırala- yabiliriz: çekiç, keskiler, kıskaç, maşa, iv (oluk Örs, yaklaşık elli kilogram ağırlığında olan açma aleti), dalduz (kının içini boşaltan alet), büyük madeni bir obje olup, ocakta ısıtılarak dipçik, pervaz, kalıp aletleri, yazı aleti, kapla- kıvamına gelen demiri dövmek ve ona şekil ma takma kerpeteni, zımba demirleri ve alt- vermek için kullanılmaktadır. İki kenarında lıkları, havya, eğe, testere ve değişik bıçaklar boynuz adı verilen fonksiyonel çıkıntıların (Karpuz, 1992: 121). yer aldığı örs üzerinde dövme, şekil verme ve doğrultma gibi işlemler gerçekleştirilir. Bun- Bıçak, sap ve namlu olmak üzere iki bölüm- ların yanı sıra perçinleme işi de örs aracılığıy- den oluşmaktadır ve bıçak yapımında en la yapılmaktadır. önemli hammadde çeliktir. Bıçağın kesen kısmı olan namlunun yapımında paslanır ve Körük, ocağın ateşini kuvvetlendirmek için paslanmaz çelik olmak üzere iki tür çelik kul- ocağa hava üfleyen, ahşap ve ham deriden lanılmaktadır. Sap olarak adlandırılan bölüm yapılmış olan bir objedir (Davulcu, 2015: 26). bıçağın elle tutulduğu kısımdır. Bıçak ustala- rı, boynuz, madeni ve ahşap olarak üç grupta Makas, Bıçak yapılacak çeliği ebadına göre ele alabileceğimiz sapları bizzat kendileri ha- kesmeye yarayan alettir. zırlamaktadırlar. Sap imalatında, geleneksel yöntemlerle yapılan üretimde eskiden daha Mengene, bıçağı sabit halde tutup üzerinde çok kemik ve boynuz kullanılırken (Fotoğraf işleme yapılmasını sağlayan alettir (Karpuz, 2), günümüzde genellikle plastik, tahta ve fi- 1992: 121). Bıçakçılık mesleğinde genellikle ber gibi malzemeler tercih edilmektedir (Fo- ayaklı demirci mengeneleri kullanılmaktadır. toğraf 3). Önceleri manda, sığır ve keçi gibi Görevi, bıçağı üzerine bağlayarak eğelemek, hayvanların boynuzları hem ucuz hem de saplarını törpü ile törpülemek ve perçinleri çok daha kolay bulunabildiği için üretimde kesmek gibi işlemlerdir (Bıçakçı, 1963: 105). kullanılırken, şimdilerde hem işlemesi daha zahmetli bulunduğundan hem de artık temin Kösüre taşı/körse- bileği taşı-zımpara taşı-keçe: edilmesi çok daha zor olduğundan kullanım Eski Türklerde “bileği demiri” olarak da ad- alanları turistik eşya ve süs eşyaları gibi ma- landırılan bu alet, kırk elli santimetre çapın- mullerin imalatıyla sınırlı kalmıştır (Birinci ve Fotoğraf 2. Hayvan da özel bir bileme taşıdır (Ögel, 2000: 106). Camcı, 2016: 499-501, Karpuz, 1992: 120- boynuzlarından imal Bir kol aracılığıyla çevrilen silindir kesitli özel 121). edilen kemik sap bir taş olup, bıçakların yüzeylerinin parlatıl- üretim aşamaları (Birinci ve Camcı, 2016: 501) 108

Bıçakçılık Fotoğraf 3. Ahşap ve fiber bıçak sapı örnekleri (Doğanay ve Çavuş, 2013: 62) Bıçağın yapım safhasına gelindiğinde ise çıkmaktadır (Bıçakçı, 1963: 102). Bununla şu aşamalar takip edilir: Öncelikli olarak birlikte kestane ve çam gibi çok is çıkar- ham şekilde temin edilen çelik, ustalar ta- mayan kömürlerin yanı sıra kok kömürü rafından odun kömüründe yakılan ocakta de kullanılmaktadır (Küçükkurt, 2019: elle çalışan körükle, yüksek ateşte ısıtılıp 338). Daha sonra bıçak tam şeklini alın- çekiçlerle dövülmek suretiyle inceltilir. caya kadar taşta veya eğe yardımıyla şe- Buna ilk taslak denilmektedir. İstenilen in- killendirilir (Fotoğraf 4). İkinci işlem elde celik elde edildikten sonra makasla yarılan edilen objenin su vermek için ocağa soku- çelik, ocakta bir kez daha ısıtılarak dövü- larak ısıtılmasıdır. Çeliğin sertlik ve çekme lür. Tavlama adı verilen bu işlemin amacı dayanımını, biçim değiştirmemesi için ya- çeliği sertleştirerek sağlamlığını artırmak- pılan ısı işlemine “Su verme” işlemi denil- tır (Davulcu, 2015: 28, Doğanay ve Çavuş, mektedir. Su vermek suretiyle sertleştirme 2013: 56). Geleneksel üretimde kestane de soğutma maddesi olarak daha çok su kömürü makbul olan ve çoğunlukla tercih ve don yağı kullanılır (Fotoğraf 4) (Bıçakçı, edilen bir enerji kaynağı olarak karşımıza 1963: 106). Fotoğraf 4. Geleneksel bıçak üretim aşamaları (Doğanay ve Çavuş, 2013: 58), Bıçağa su verilmesi (Davulcu, 2015: 54) 109

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Pratikte bıçağın tavlanma derecesi daha zi- yade göz ile takip edilir. Bıçak ocağa sürü- lüp et rengine geldiğinde su verilir. Bu işlem bittikten sonra sıra taşlamaya gelmektedir. Taşta bıçağın üzeri tesviye edilir. Taşın bı- çak gövdesi üzerinde bırakmış olduğu izleri kaybetmek için kaba, orta, ince keçelerden geçirilmek suretiyle bıçağın yüzeyi parlatı- lır (Bıçakçı, 1963: 106-107). Bıçağın ağzı ve ucu kösre taşında inceltilir. Böylece par- latma işlemi tamamlanır (Karpuz, 1992: 122). Bıçağın namlu adı verilen keskin kısmı böylece tamamlandıktan sonra sap takılmak suretiyle bıçağın üretimi tamamlanır. 4. Türkiye’de Geleneksel Yöntemlerle Bıçak Üretiminin Yapıldığı Belli Başlı Merkezler Fotoğraf 5. 4.1. Yatağan Bıçakçılığı Fotoğraf 5. Serinhisar-Yatağan Bıçakçılığı (Okca, 2016: 213) Serinhisar-Yatağan Denizli’nin Serinhisar İlçesine bağlı ve be- Yatağan kasabasında, bıçakçılık sanatının Bıçakçılığı (Okca, lediye örgütüne sahip Yatağan Kasabası’n- ortaya çıkmasında ve gelişiminde daha çok daki, kökenleri yerleşmenin kuruluş tarihine beşerî ve tarihi faktörlerin etkili olduğu gö- 2016: 213) kadar dayanan ve bugün ev tipi imalat sana- rülmektedir. Belde, 11. ve 13. yüzyıllar ara- yi olarak önem kazanmış olan bıçakçılık ve sında Türkler tarafından bir yerleşim bölge- el aletleri imalatı, beldedeki en önemli eko- si olarak seçildiğinde yöreye yerleşen Türk nomik faaliyet olarak yer almaktadır (Fotoğ- boylarının bıçakçılık sanatıyla iştigal ediyor raf 5), (Koca ve Çetin, 2005: 181). olmaları, Yatağan’da ev tipi bıçak sanayinin başlamasında başat rolü oynamıştır. Bu- nunla birlikte söz konusu dönemde yapılan üretim, daha çok savunmaya ve gündelik ih- tiyaçları karşılamaya yönelik kesici silahlar ve tarım aletlerinden müteşekkil olup, köy iktisadiyatı içerisinde değerlendirilmektey- di. Bir başka ifadeyle elde edilen ürünler ya Yatağan içerisinde ya da kasabaya komşu yakın çevredeki yerleşim birimlerinde satışa çıkarılmaktaydılar (Baykara, 1984: 114). Bugün Denizli’nin Serinhisar ilçesine bağlı Yatağan kasabasında Yatağan Baba isminde bir Türbe bulunmaktadır. Bu türbe Deniz- li yöresindeki fetihlerde, Anadolu Selçuklu 110

Bıçakçılık Sultanı Giyaseddin Keyhüsrev tarafından (Geka, 2009: 11). Günümüzde ise Yatağan yöreye gönderilmiş olan Osman Bey’e ait- Bıçakçılığı hem günlük ihtiyaçların karşılan- tir (Denizli Kültür Envanteri, 2014: 92-93). ması hem de turistik amaçla faaliyet göste- Tarihi kaynak ve belgelerde kılıçların yata- ren, hatta bazı dönem filmlerine savaş silahı ğan kasabasında yapıldığına dair yazılı bil- üretimi yapan bir meslek olarak varlığını giler bulunmaktadır (Eralp,1993: 71). Yata- sürdürmektedir (Denizli Kültür Envanteri, ğan adı ile anılan palalar, Yatağan bıçakçılık 2014: 157). Günümüzde ise geleneksel yön- geleneğinin adını dünyaya duyurmasını temlerle üretim yapmaya devam eden Ali sağlamıştır (Okca, 2016: 212). Bu durum, Ulukuş, 86 yaşında olmasına rağmen baba bıçakçılık sanatının Yatağan’da 16.yüzyıl ile mesleği olan bıçakçılık sanatını 78 yıldır de- 19. yüzyıllar arasında gelişme gösterdiğine vam ettiren iki ustadan birisidir (URL 1). de işaret etmektedir. Fakat 19. yüzyılın son- larından itibaren kesici silahların önemini 4.2. Bursa’da Bıçakçılık yitirmesiyle birlikte Yatağan kılıçları yerini daha çok özel bir el becerisi ve ustalık iste- Şehrin 1326 yılında fethiyle birlikte Bursa, yen Yatağan bıçak, makas ve tarım aletleri- siyasi bir başkent olmasının yanı sıra, de- ne bırakacaktır. mircilik sanatının da önemli bir merkezi ha- line gelmiştir. Osmanlı ordusunun Bursa’da Ustalığın babadan oğula devrettiği, hane büyük bir pazar oluşturması kılıç ve kama halkından başka işgücünün çalıştırılmadığı gibi silahlara olan talebi ve üretim mikta- ve imalathanelerin genellikle evlerin içeri- rını artırmıştır (Erdal, 2016: 28). Bıçakçılık sinde veya bitişiğinde yer aldığı bu üretim sanatıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan Yusuf tarzı ev tipi imalat olarak adlandırılmış olup, Ziya Bıçakçı’nın tespitlerine göre Bursa’ya günümüzde de aynı şekilde devam etmek- bu sanat 93 Harbinden sonra muhacirler tedir (Koca ve Çetin, 2005: 183). Öncelikli aracılığıyla Vidin’den gelmiştir (Bıçakçı, olarak kesilen bıçak kalıpları 970 derecelik 1963: 110). Balkanlardan Bursa’ya gelen fırına çelikleme işlemi için verilmektedir. göçmenler arasında çok sayıda bıçak usta- Çelikleşmiş bıçaklar, sonrasında soğumaları sı da yer almaktadır. Gelen ustalar, kılıç ile için yağa atılmaktadırlar. Yağdan çıkartılan kama arasında bir silah görünümünde olan ve biraz soğumaya bırakılan bıçaklar, çeli- Bursa bıçağının ergonomik yapısında bazı ğin sertleşmesini sağlamak amacıyla sulama yenilikler yaparak yeni bir tipoloji kazan- işlemine tabi tutulurlar. Sertleşen bıçak çeli- masına neden olmuşlardır. Bununla birlikte ğinin bir tarafı inceltilerek yüzeyi parlatılır Türk kılıcına ait bazı tipolojik özelliklerin ve böylece bıçağa son hali verilir. Bundan günümüzde bile hala kullanılmaya devam sonra sap yapımı aşamasına geçilir. Bu aşa- edildiğini görülmektedir. “Söğüt dili, yılan mada önceleri çoğunlukla kemik ve boynuz dili, bel bıçakları ve kulaklı olarak adlandı- kullanılmaktayken, şimdilerde ise daha çok rılan bıçak türleri bu duruma örnek olarak tahta ve plastik saplar tercih edilmektedir. gösterilebilir” (Kavaklı, 2007:65). Ahşap sap yapımında daha çok ceviz ve gül Bugünün Bursa’sında tarihi ticaret merke- ağacı kullanılmaktadır. Sap yapımının son- zinde var olan çarşılar içerisinde ise Ok- rasında bıçaklar önce perçinlenir, ardından çular Çarşısı bulunmaktadır. Zaman içe- sulu bantla pürüzü alınarak düzeltilir. En risinde işlevsel yapısı çok fazla değişen bu son safhada ise bıçağın ağzı açılarak sap- çarşıda; ok, bıçak ve kılıç imalatının yanı ları takılmak suretiyle üretim tamamlanır sıra çıkrıkçılık ta yapılmaktadır. Günümüz- 111

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi de ise durum oldukça farklıdır. Okçular ğu kömürüyle uygulanan sertlik ayarında Çarşısı’ndaki bıçakçılar, 1970’Ii yıllardan tamamen ustalık ön plana çıkmaktadır. Bu sonra çarşıyı terk etmeye başlamışlardır. Bu- zamana kadar bir “v” li veya iki “v”li olarak gün çarşıda sadece iki bıçakçı mesleklerini yapıla gelen ağıza, göçmen ustalar tarafın- devam ettirmektedirler (Eriçok, 2014: 179). dan üçüncü bir “v” eklenmek suretiyle hem Günümüz Bursa’sında bıçakçı dükkanları- bıçağın keskinliği arttırılmış hem de Bursa nın büyük bir kısmı bıçakçılar çarşısı olarak bıçağına kendine özgü bir karakter kazan- bilinen Tuz Pazarı caddesinde faaliyet gös- dırılmıştır (Erdal, 2016: 29). termektedirler (Bıçakçı, 1963: 110, Eriçok, 2014: 176). Cumhuriyet döneminde ise Fotoğraf 6. Bursa Bıçağı örnekleri (Erdal, 2016: 30) demircilikle ilgili diğer mesleklerle beraber bıçakçılar da Dağıstan Çarşısı’nda toplu Bursa bıçakçılığı denilince akla gelen önem- olarak mesleklerini icra etmişlerdir (Kavak- li hususlardan birisi de Arnavut çakılarıdır. lı, 2007: 32). Ancak Cumhuriyet’in ilanıyla Göçmen ustalar tarafından bıçakçılık sa- birlikte silahın kullanım alanı da azalmaya natına kazandırılmış olan bu çakıların en başlayınca bıçak yapım tekniğinde birtakım önemli özelliği paslanmamaları ve sapları- yeniliklere gidilmiş ve ekmek bıçağı, sofra nın hafif olmasıdır. Bu çakının üretimine bıçağı, meyve bıçağı gibi bıçak türleri ilk devam eden ustaların ifadelerine göre “Ar- defa Bursa’da Okçular Çarşısı’nın altında navut çakısının aslı dövme çelikle yapılan kulplu bulunan Dağıstan Çarşısı’nda üretilmeye çakıdır. Namlunun sonunda delikli bir minik kulp başlanmıştır (Prusa, 2016: 21). bulunur. Bu çakının orijinal olduğunun alamettir. Bursa bıçağının tipolojisini temelden etki- Bu kulpu çobanlar daha çok koyun güderken çan leyen gelişmelerin ilki 93 Harbi sonrasında telini bükmek için kullanırlar” (Taş, 2014: 24). gerçekleşirken, ikincisi ise 1953 yılında ya- Sap kısmı genellikle koç boynuzundan yapı- pılan yasa değişikliğiyle meydana gelmiş- lan bu çakıların bıçak kısmında ise Karabük tir. Bu tarihte 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve çeliği kullanılmaktadır (Prusa, 2016: 23). Bıçaklar Yasasında birtakım değişiklikler Bursalı bıçak ustalarının üretmiş oldukları gerçekleştirilerek oluklu (kama), yivli bıçak bıçaklar arasında ise bel bıçağı, kasap bı- ve benzeri aletlerin yapılması ve satılma- çağı, ekmek bıçağı, av bıçağı, börekçi bı- sı yasaklanmıştır. Bu durum doğal olarak çağı, döner bıçağı, muşamba bıçağı, satır, 1953 yılından sonra, özgün Bursa bıçağı koltuk bıçağı, teke bıçağı, meyve bıçağı, üretiminin tamamen sona ermesine neden sebze bıçağı, sofra bıçağı, kulaklı bel bıça- olmuştur (Taş, 2014: 23, Erdal, 2016: 29). ğı, saldırmalar, kamalar ve yüzme bıçakları Bu gelişme Bursa bıçağının namlusunu da gibi daha birçok çeşidin yer aldığı bıçaklar etkilemiş ve silah olma özelliğinden kaynak- bulunmaktadır (Fotoğraf 7) (Bıçakçı, 1963: lanan sert namlu yerini çok daha esnek ve 110). Fakat günümüzde fabrikasyon üretim- keskin bir namluya bırakmıştır (Fotoğraf 6) (Erdal, 2018: 303). Çeliğe sertlik kazandırma aşaması ve su ver- me aşaması çok önemli olup, Bursa bıçağı keskinliğini, çeliğinin kendine has bir yön- temle işlenmesi sonucunda kazanmaktadır. Geleneksel bıçak üretiminde, kestane kabu- 112

Bıçakçılık le karşılaştırdığımızda Bursa’da geleneksel genellikle boynuz ve kemikten yapılmaktay- yöntemlerle üretim yapan bıçakçıların gi- sa da son zamanlarda işlemesi daha kolay derek azalmakta olduğu da bir gerçektir. olduğu için plastik malzemeler de tercih Günümüzde ise, 1958 yılında ailesiyle bir- edilmektedir (Acun, 1988: 192). Yörenin likte 5 yaşında Makedonya’nın Kumanova özellikle kara saplı bıçakları ünlüdür. Fakat kentinden Bursa’ya göç etmiş olan Mülazım bununla birlikte çakı ve bıçak imalatı günü- Gülşen isimli usta, 50 yılı aşkın bir süredir müzde eski önem ve yaygınlığını yitirmiştir. bu mesleği icra etmeye devam etmektedir Şimdilerde Sivas’ta faaliyet gösteren bıçak (URL 2). atölyelerinde genellikle kılıç tipi bıçaklar, bağ bıçakları, büyük ekmek bıçakları, bir, 4.3. Sivas’ta Bıçakçılık iki, üç ağızlı ya da ustura tipi bıçakların üre- timi yapılmaktadır (Fotoğraf 7) (Üzümcü, Tarihi geçmişi Selçuklular zamanına kadar 1999: 175). giden bu sanat dalı günümüze kadar gelerek varlığını sürdürmeyi başarmıştır. Eskiden Fotoğraf 7. Sivas’ta kılıç ve kama gibi kesici aletleriyle ünlü olan imal edilen bıçak Sivas ili, bugün de bıçakçılığı ile ünlüdür çeşitlerinin bir (Acun, 1988: 192). Osmanlılar döneminde bölümü a-Kesim ise şehirde “Bıçakçılar” isminde bir mahalle Bıçağı (Kurban), yer almaktadır (Yüksel ve Karademir, 2018: b-Kasap Bıçağı, 44). Bu durum aslında Bıçakçılık sanatının c-Kıyma Bıçağı, Sivas’ta ne kadar önemli bir yer edindiğinin d-Ekmek Bıçağı, de kanıtıdır. e- Yüzme Bıçağı, Tahmini olarak 1890’lı yılların başlarında f- Salata Bıçağı, Sivas’a uğramış olan Fransız gezgin Vital g- Meyve Bıçağı, Cuinet, yazdığı seyahatnamesinde Sivas’tan h-av bıçağı ve ı-cep ihraç edilen ürünler arasında bıçakların da bıçakları (Birinci ve bulunduğunu ifade etmektedir. Bu durum Camcı, 2016: 505) söz konusu tarihlerde bıçak üretiminin Si- vas ekonomisi için oldukça önemli bir uğra- Sivas bıçakçılık sanatının en temel ve en şı alanı olduğunu göstermektedir (Birinci ve önemli malzemesi ise boynuzdur. Daha çok Camcı, 2016: 498). 1950’li yıllarda altmış civarında demirci dükkanının faaliyet gös- terdiği anlaşılmaktadır. İmal edilen aletler arasında; bıçak, çakı, satır, makas gibi kesici aletlerden tutunda kazma, balta, bel, orak, tırpan örsü, nal ve çift demiri gibi tarım aletlerine kadar birçok çeşidin üretildiği gö- rülmektedir (Çerikan, 2014: 617). Bıçakçılık mesleği Sivas’ta bugün dahi önemini koru- makta olup, şehir merkezinde bu sanatla ilgili faaliyet gösteren 25’i aşkın esnaf bu- lunmaktadır. Farklı türlerde bıçak ve kesici aletlerin imal edildiği bu işletmelerde saplar 113

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi geleneksel imalatta kullanılan bir malzeme Fakat sivri Sürmene bıçakları, üzerinde kan olup, sığır, manda ve keçi gibi hayvanla- olukları bulunduğu için, öldürücü olduğu rın boynuzları kullanılarak yapılmaktadır gerekçesiyle 1933 ve 1953 yıllarında çıka- (Kaya ve Mesci, 2002: 24-25). Şimdilerde rılan 6136 sayılı ateşli silahlar kanunuyla kullanım alanı daha sınırlı kalmış olup, sa- yasaklanmıştır. Kanunun yayınlandığı ta- dece özel olarak istek üzerine üretilen han- rihten itibaren bu sanatla iştigal eden usta çer ve kılıçlarla cep bıçaklarının imalatında sayısı gittikçe azalmıştır. Üretim faaliyeti za- tercih edilmektedir. Kentte bıçak imalatın- yıflamış ve neredeyse durma noktasına gel- da kullanılan bir diğer malzeme ise tahtadır. miştir. Nitekim, bu tarihten önce yaklaşık 50 Tahta sap üretiminde ise genellikle gül ağa- ev tipi atölyede imalat yapılırken yasaktan cı, venge ağacı ve ceviz ağacı tercih edilen sonra bu mesleği icra eden ustaların çoğu ağaçlar arasında bulunmaktadır (Birinci ve İstanbul, Bursa ve Kocaeli gibi şehirlere göç Camcı, 2016: 499-501). Günümüzde ise ge- etmek zorunda kalmışlardır (Karpuz, 1992: leneksel üretimi devam ettiren ustalar ara- 120, Doğanay ve Çavuş, 2013: 55). Bu ima- sında bu sanatın kılıç ustalığına dayandığını lat tarzının en önemli özelliği, üretimin tüm ifade eden Mustafa Argut usta yer almakta- aşamalarında el işçiliği ve ustalığın başat dır (URL 3). rolü oynamasıdır. Fakat, babadan oğula aktarılan bu sanat, ne yazık ki günümüzde 4.4. Sürmene Bıçakçılığı aynı şekilde devam ettirilememektedir. Za- manla tek kişinin sürdürdüğü bir uğraş hali- Sürmene’de bıçakçılık sanatının varlığının ne gelmiştir (Doğanay ve Çavuş, 2013: 55). 18. Yüzyılın sonlarına doğru geliştiğini ve bütün bölgede adını duyurmaya başladığı- Sürmene bıçağı kullanım amaçlarına göre nı söyleyebiliriz. Yöreye ait 19. Yüzyıl Türk 15 ile 25 cm. arasında değişen uzunluklarda kıyafetleri incelendiğinde bu durum daha olup, sivri uçlu, tek ağızlı, namlusu oluklu, açık bir şekilde görülebilmektedir. Nitekim sap ile kesici bölüm arası süslü olarak imal bu kıyafetlerde Trabzon ve Sürmene’de- edilmiş olan bir bıçaktır. Tekli, çiftli veya ki erkeklerin bellerinde silahlık içerisinde üçlü olarak da üretilen bu bıçak, aynı za- çifte bıçak, kama, saldırma ve kara kulak manda kınında muhafaza edilen bir el sa- gibi kesici silahlar taşıdıkları görülmektedir natı ürünüdür. Tekli sivri bıçak, çiftli bıçak, (Karpuz, 1992: 119). 20. Yüzyılın başlarına üçlü bıçak, kama, saldırma ve karakulak gelindiğinde Sürmene merkeze bağlı So- (hançer), Sürmene bıçaklarından bazılarına ğuksu (Gölonsa) mahallesindeki birçok evde verilen isimlerdir (Fotoğraf 8) (Sümerkan, küçük atölyelerde bıçak imalatı yapılmakta- 1998: 134-135, Karpuz, 1992: 120). dır. Bu sayı 1950’li yıllarda 200 civarında- dır (Karpuz, 1992: 119). Soğuksu Mahal- Fotoğraf 8. lesi, beldedeki bıçakçılık sanatının merkezi El yapımı bazı durumunda olup, Kayalı ve Orta Mahalle Sürmene bıçağı ise imalatın yapıldığı diğer yerler arasında türleri (Doğanay bulunmaktadır (Doğanay-Çavuş, 2013: 55). ve Çavuş, 2013: Yusuf Ziya Bıçakçı’nın yöre bıçakçılarından 59) olan Ergün Baki’den aktardığına göre de bu sayı 1960’lı yıllarda yaklaşık olarak 250 ci- varındadır (Bıçakçı, 1963: 114). 114

Bıçakçılık Fotoğraf 8. El yapımı bazı Sürmene bıçağı türleri (Doğanay ve Çavuş, 2013: 59) Günümüz Sürmene’sinde imalat için gerek- rek yüzeyi parlatılır ve böylece bıçağa son li olan odun kömürü yakın çevreden tedarik hali verilir. Bu aşamadan sonra bıçağa sap edilmektedir. Bıçak sapı yapımında ise hay- takma işlemine başlanılmaktadır (Fotoğraf van boynuzu, manda ve ineklerin ayak ke- 8) (Doğanay ve Çavuş, 2013: 56, Bıçakçı, mikleri ile plastik ve ahşap malzemeler kul- 1963: 114). Günümüzde bu mesleği gele- lanılmaktadır. Bu malzemelerin büyük bir neksel şekilde devam ettiren çok az sayıdaki bölümü bölgeden tedarik edilmektedir (Do- ustalardan biri de Serdar Morçoloğlu’dur ğanay ve Çavuş, 2013: 56, Karpuz, 1992: (URL 4). Bu çalışmada birer alt başlık ola- 120-121). Kullanım amacına göre kesilen rak ele aldığımız Yatağan, Bursa, Sivas ve şerit çelikler, körükle ısıtıldıktan sonra, çe- Sürmene’nin haricinde ülkemizde bıçakçı- kiçlerle dövülmek suretiyle sertleştirilmek- lık faaliyetlerinin yapıldığı başka merkezler tedir. Sertleştirme işleminde sadece Sürme- de bulunmakta olup, bunlar arasında Balı- ne’deki bıçak imalatına mahsus bir yöntem kesir, Afyon, Ankara, Tosya ve Antalya gibi uygulanmaktadır. Çeliğe su verme işlemi yu- yerleşim merkezleri yer almaktadır. Ancak nus balığı yağı içerisine batırılmak suretiyle çalışmamızın kapsamını çok aşacağından gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemle bıçağın dolayı bunlar hakkında ayrıntıya girilmemiş keskinliğinin artırılması amaçlanmaktadır. olup, sadece isimleri zikredilmiştir. Sertleşen bıçak çeliğinin bir tarafı inceltile- 115

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Kaynaklar Acun, Hakkı (1988). “Sivas ve Çevresi Tarihi Eser- Erdal, Gültekin (2018). “Bursa Bıçağının Tipolojisi”, lerinin Listesi ve Turistik Değerleri”, Vakıflar TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Dergisi 20, s. 183-220. Araştırmaları Dergisi, 6(12), s. 300-314. Baykara, Tuncer (1984). “Yatağan Her Şeyi ile Ta- Eriçok, Keleş Ayşegül (2014). “Bursa Tarihi Ticaret rihi Yaşatma Denemesi”. Studia Culturae Isla- Merkezinde 16. Yüzyıldan Günümüze Tica- miace No: 21, Institute for the Study of Languages ri Fonksiyonların Değişimi”, TMMOB Şehir and Cultures of Asia and Africa, Tokyo University of Plancıları Odası Planlama 24 (3), s. 173-181. Foreign Studies. Tokyo-Japan. Geka (2009). Yatağan Bıçakları, Denizli. Biber, Hanifi (2005). “Urartu Silahları: Kılıç, Hançer ve Bıçaklar”. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Van: Göksu, Erhan (2008). Türk Kültüründe Silah, İstanbul: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens- Ötüken Yayınları. titüsü. İnan, Abdülkadir (1995). Şamanizm, Ankara: Türk Birinci, Salih ve Camcı, Aykut (2016). “Korunması Tarih Kurumu Yayınları. Gereken Geleneksel El Sanatlarına Bir Ör- nek: Sivas Bıçağı Üretimi” Marmara Coğrafya Karpuz, Haşim (1992). “Sürmene Bıçakçılığı ve Bu- Dergisi, 33(1), s. 493-509. günü”. Ankara: IV. Milletlerarası Türk Halk Kül- türü Kongresi Bildirileri Ayrı Basım, s.117-132. Çerikan, Uğur Fidan (2014). “Türk Kültüründe Kavaklı, Murat (2007). Bursa Bıçakçılık Tarihi, Bursa: Demir”. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Denizli: Osmangazi Belediye Başkanlığı Yay. Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens- titüsü. Kaya, Doğan ve Mesci, Uğur (2002). Sivasta Bıçakçılık, Sivas: Siskav Yayınları. Davulcu, Mahmut (2015). “Antalya’da Demircilik ve Bıçakçılık Mesleklerine Dair Tespit ve Değer- Koca, Halil ve Çetin, Bayram (2005). “Yatağan Ka- lendirmeler”, Sanat ve Dil Araştırmaları Enstitüsü sabasında (Denizli-Serinhisar) Ev Tipi İmalat Kalemişi Dergisi, 3(6), s. 17-57. Sanayinin Coğrafi Özellikleri”, Erzurum Ata- türk Üniversitesi Doğu Coğrafya Dergisi 10(14), s. Denizli Kültür Envanteri (2014). Denizli: Denizli Bü- 179-207. yük Şehir Belediyesi yayınları. Küçükkurt, Ülkü (2019). “Afyonkarahisar’da Gele- Doğanay, Hayati ve Çavuş, Ahmet (2013). “Gelenek- neksel Bıçak Üretimi”, Uluslararası Sosyal Araş- sel El Sanatlarına Bir Örnek: Sürmene Bıçağı tırmalar Dergisi 12(64), s. 329-340. Üretimi”, Erzurum Atatürk Üniversitesi Doğu Coğ- rafya Dergisi 18(29), s. 51-64. Okca, Koyuncu Ayşegül (2016). “Denizli’de Kaybol- maya Yüz Tutmuş Kimi Geleneksel Meslek- Eliade, Mircea (2003). Demirciler ve Simyacılar, İstan- ler”, Akademik Bakış Dergisi 12(58), s. 201-223. bul: Kabalcı Yayınevi. Ögel, Bahaeddin (1948). “Türk Kılıcının Menşei ve Eralp, Nejat (1993). Tarih Boyunca Türk Toplumunda Tekâmülü”, DTCF, C.6, 4 (5), s. 431-460. Silah Kavramı ve Osmanlı İmparatorluğunda Kulla- nılan Silahlar, Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Ögel, Bahaeddin (1991). İslamiyet’ten Önce Türk Kültür Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Mer- Tarihi, Orta Asya Kaynak ve Buluntularına Göre, kezi Yayını. Ankara: TTK Yayınları. Erdal, Gültekin (2016). “Bıçak ve Bıçakta Bursa Mar- Ögel, Bahaeddin (2000). Türk Kültür Tarihine Giriş kası”, İnternational Journal of Humanıtıes And Art C.IV, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. Researches 6, s. 27-34. Prusa, (2016). 2 (7), Cihan Matbaası, Bursa 116

Bıçakçılık Sümerkan, Mustafa Reşat (1998). Trabzon Yöresi Gele- URL1:“Üç çeyrek asırdır ürettiği bıçak ve çakılar- neksel El Sanatları, Trabzon: Trabzon Valiliği İl la Türkiye’deki her eve girdi” http://www. Kültür Müdürlüğü Yayınları. denizlibulten.com/yasayan-denizli/uc-cey- rek-asirdir-urettigi-bicak-ve-cakilarla-turkiye- Tanilli, Server (1994). Yüzyılların Gerçeği ve Mirası, İn- deki-h26662.html (Erişim Tarihi: 23.12.2020) sanlık Tarihine Giriş, İstanbul: Cem Yayınevi. URL2:“700 yıllık mirası yaşatan ustalar” https:// Taş, Hülya (2014). “Bursa’da Bıçakçılık”, Prusa, 1(1), www.bursahakimiyet.com.tr/yazarlar/na- s.23-25. mik-goz-76/700-yillik-mirasi-yasatan-usta- lar-11802.html (Erişim Tarihi: 23.12.2020) Taşağıl, Ahmet (2003). Göktürkler I, Ankara: Türk Ta- rih Kurumu Yayınları. URL3:“Bıçak ustasından acı itiraf: 10 seneye bıçak imalatı sona erer” http://www.bizimsivas. TDK (1998). Türkçe Sözlük, Ankara: Türk Tarih com.tr/haber/bicak_ustasindan_aci_iti- Kurumu Basımevi. raf__10_seneye_bicak_imalati_sona_erer- 2082.html (Erişim Tarihi: 23.12.2020) Üzümcü, Âdem (1999). “Sivas El Sanatları ve Eko- nomik Katkıları”, Sivas Ekonomisi, Doğan Ga- URL4:“Sürmene bıçağını keskin yapan alın teri- zetecilik ve Matbaacılık. s. 175. dir, emektir’” https://www.aa.com.tr/tr/ yasam/surmene-bicagini-keskin-yapan-a- Yüksel, Ahmet ve Karademir, Zafer (2018). Osmanlı lin-teridir-emektir/1459497 (Erişim Tarihi: Döneminde Sivas’ta Ahilik ve Esnaf Teşkilatı, Si- 23.12.2020) vas: Sivas Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birli- ği Kültür Yayını. 117



BOYNUZ, KEMİK İŞLEMECİLİĞİ (TARAK YAPIMI) Horn, Bone Processing (Comb Making) Emine Tonus* Abstract Horn comb production is among the major handcrafts are also applied. The combs are marketed as cosmetic because that process supports recycling of animal products for females and males and they also have remainings. In Turkey, some of the traditional comb are ornamental values. produced from the horns of such animal as goat, cow, bull and ram. These combs are produced particularly The number of comb craftsman have dramatically from the broad side of the horns. As a preliminary decreased in Turkey in recent decades. Refa Gökbulak phase, internal fillings of horns are removed and living in Bitlis-Ahlat, Hüseyin Merttürk living in horns are left to dry in natural conditions. The horns Denizli- Serinhisar-Yatağan, Derya Yarımtepe living in which are ready for processing are subjected to Afyonkarahisar and Zeki Kutluca (Kutluca Family) living some successive steps; blunting, incision, softening, in Sivas are amongs the last represantators of comb pressing, leveling, threading, polishing, respectively. craftmanship. Following, scratching, rasping and sandpapering steps Keywords: Horn, Bone, Comb, Comb Production * Öğretim Görevlisi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Sivas Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, El Sanatları Bölümü, Halıcılık ve Kilimcilik Programı, [email protected] 119

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 1.Tarağın Tanımı ve Tarihçesi da kökü olan “tarımak, taramak”tır. Ab- dülmecid kız kardeşi Atiye Sultan’ı 1840’da Türkiye, büyük ve küçükbaş hayvan yetişti- evlendirirken, damat Ahmet Fethi Paşa’ya riciliği bakımından dünyadaki önemli ülke- altın üzerine elmaslı, süslü mine tuğralı ve lerden biridir. Geçmişte, toprağın işlenebil- “müzika çalar” sakal tarağı hediye etmiştir mesi için manda, öküz, sığır gibi büyükbaş (URL 1). hayvanların gücünden yararlanılmıştır. Bu hayvanlar, tarımsal verimliliklerini kaybet- Türkiye’de Sanatlar ve Zanaatlar adlı ese- tiklerinde etinden, boynuzundan, deri, ke- rin sahibi Pretextat - Lecomte, 19. yüzyılda mik ve tırnaklarından yararlanılmak üzere yapılmış olan Türk tarakları için şöyle de- kesimhanelere gönderilmiştir. Tarak usta- miştir: “Tarak imalcileri İstanbul’da Mah- ları, hayvan boynuzlarının ağız kısımlarını mutpaşa ile Kapalıçarşı arasındaki cadde- değerlendirirken, arta kalan orta ve sivri de toplanmışlardır. Bu imalat Avrupa’da uç kısımları ise bıçak-kılıç kabzası, kerata, geliştirilmiştir. Bununla beraber Türk za- bıçak sapı ve baston yapımı gibi el sanat- naatkârlarının tatbik ettikleri basit metotlar larının diğer alanlarında kullanılmıştır. Bu incelenmeye değer”. Türk zanaatkârının esnada ortaya çıkan talaşlar, tarım alanla- meydana getirdiği mal Avrupa’daki kadar rında gübre olarak değerlendirilmiştir. mükemmel ve düzgündür. Türk işçisinin bölücüsü başparmağıdır. Ne mezura kulla- “Tarağın tarihlendirilmesi için verilebilecek nır, ne yükseklik, ne en ölçer; buna rağmen tarih, Friglerin yıkılışından sonra Perslerin dişler kusursuz derecede muntazamdır bölgeye hakim olduğu ve diğer sanat gele- (Özen, 2008: 223). neklerinin de devam ettiği M.Ö. 6. yüzyılın son çeyreği olarak düşünülmelidir” (Arslan İnsan derisine en uygun yapıda olan boynuz vd., 2010:219). hammaddenin kullanılması ise savaş yılla- rında olmuştur. Bedensel temizliğini yapa- Türkçede tarak demek olan “targak‟ sözü mayan insanların saçlarında oluşan bitler, “saç taradı” sözünden gelmiştir. Taraklar sık dişli boynuz tarakların kullanılmasıyla “targakçı‟ denilen ustalar tarafından boy- temizlenebilmiştir “(KK 1)”. nuz, ağaç veya metalden yapılmıştır. Tarak kelimesinin kökeni olan “tarı-‟ sözü “dağıt- El sanatları ürünlerinin yapımında lif, mak, yaymak, ayırmak‟ anlamına gelmek- ağaç, maden, toprak ve hayvansal atık tedir. Ayna ve tarak Türklerin en azından gibi pek çok hammaddeden yararlanıl- milâttan önce II. binli yıllardan beri kullan- maktadır. Türkiye’nin farklı bölgelerinde dıkları araçlardandır. Orta Asya’da milât- bu hammaddeler kullanılarak yapılmış tan önce II. binli yıllara ait kurganlarda sanat değeri olan ürünlerle karşılaşmak aynalara, Hun kültürünü temsil eden Pazı- mümkündür. Özellikle boynuzlardan ya- rık kurganlarında ise taraklara ve aynalara pılan taraklar, gerek çeyizlerde gerekse rastlanması o devrin hayat tarzı ve ölüm günlük kullanım ve hediyelik eşya olarak sonrası anlayışı hakkında fikir vermektedir özelliğini hiçbir dönem kaybetmemiştir. (Aydemir, 2012: 332-334). Başlangıçta tamamen camız ve öküz boy- nuzu ile yapılan taraklar, son zamanlarda Eski Mısır’dan başlayarak bütün kültürler- yabani dağ keçisi, öküz, inek ve koçboy- den çok güzel taraklar kalmıştır. Hint Avru- nuzları ile devam ettirilmektedir. Ancak pa dillerinde tarağın kökü diş anlamındaki sayıları gün geçtikçe azalan tarak ustaları “gombhos” sözcüğüne bağlanır. Türkçe ile Anadolu’nun bazı yörelerinde bu sanat tarakkargak’ın kökü ise tarım ve darının devam ettirilmeye çalışılmaktadır (Tonus ve Kayabaşı, 2012: 333). 120

Boynuz, Kemik İşlemeciliği (Tarak Yapımı) Araştırmanın materyalini Anadolu’nun dir “(KK 2)”. Denizli ili Yatağan Beldesi’nde bazı il, ilçe ve köylerinde devam etmekte hayvan boynuzları Adana, Gaziantep, Iğdır olan boynuz tarak yapımcılığı, tarak yapı- ve Bitlis illerinden temin edilmekte olup, mında kullanılan hammadde, araç - gereç- boynuzlar Batı Anadolu’dan temin edilen- ler, üretim aşamaları, tarak çeşitleri ve mes- lere göre daha kaliteli ve büyüktür “(KK lekte yaşanılan zorluklar oluşturmaktadır. 1)”. Afyonkarahisar’da boynuz bulunama- dığı için Denizli ve Diyarbakır’dan getirti- Bu araştırmada, Türkiye’deki boynuz tarak len koçboynuzları, narin olan manda boy- yapımcılığı ile ilgili kaynak taraması yapıla- nuzlarına göre daha çok tercih edilmektedir rak, tarak yapım merkezleri belirlenmiştir. “(KK 3)”. Sivas boynuz tarak yapımcılığın- Bunlardan, Bitlis ili Ahlat İlçesi’nde yaşayan da ise uzun yıllar boyunca öncelikli olarak tarak ustası Refa Gökbulak, Denizli ili Se- camız ve öküz boynuzları tercih edilmiştir. rinhisar ilçesine bağlı Yatağan Beldesi’nden Ancak günümüzde camız ve öküz boynuzu Hüseyin Merttürk ve Afyonkarahisar’dan bulmakta yaşanılan zorluk nedeniyle ustalar Derya Yarımtepe ile iletişim kurularak, dağ keçisi, koç, inek ve tosun boynuzları ile röportaj yapılmış ve gerekli bilgiler toplan- mesleklerini yaşatmaya çalışmaktadır “(KK mıştır. Ayrıca, boynuz tarak yapımcılığında 4)”. kullanılan araç-gereçler, hammaddenin ma- mul maddeye dönüşme süreci ve meydana Geçmişte tarım ve hayvancılık faaliyetle- gelen tarak çeşitleri ile ilgili bilgiler Sivas’lı rinin yoğun olarak sürdürüldüğü Anado- tarak ustası Zeki Kutluca’dan alınmış, fo- lu’da, günümüz teknolojik imkânlarının toğraflar çekilerek belgelenmiş ve kayıt al- çeşit ve kalitelerinin artması, üretim çıktı- tına alınmıştır. larının kolay ve ucuza temin edilebilmeleri nedeniyle büyükbaş hayvan yetiştiriciliği 2. Boynuz Tarak Yapımında birçok merkezde terk edilmiş durumdadır. Bu nedenle boynuz tarak yapımcılığını Kullanılan Hammaddeler sürdüren merkezlerde ortak sorunlardan biri hammadde temini konusunda yaşan- İnsan derisine uygun yapı gösteren boynuz maktadır (Tonus ve Kayabaşı, 2012: 334). ve hayvan kemikleri, tarak yapımcılığının Kurban bayramında yapılan stoklar da ana hammaddesidir. Tarak yapımında er- ihtiyacı karşılama konusunda yetersiz kal- kek manda boynuzları küçük olduğu için, maktadır. 70 cm. ile 1 metre arasında uzama kabili- yeti olan dişi manda boynuzları tercih edil- 3. Boynuz Tarak Yapımında mektedir. Tarak yapımı için en az 40-50 cm. uzunluğunda olması arzu edilen boynuzlar, Kullanılan Araç ve Gereçler günümüzde manda ve sığırların doğaya çıkartılmaması nedeniyle yeterince gelişe- Mezbahalardan işlenmek üzere alınan man- memektedir. Bu durum, kaliteli hammadde da, sığır, camız ve koçboynuzlarından (Fo- konusunda sıkıntı yaratmaktadır. Bitlis ili toğraf 1), büyük ve küçük çarklı hızar (Fo- Ahlat ilçesinde koçların doğaya çıkartılması toğraf 1), kok kömürü ocağı, kömür, kıskaç, nedeniyle bu sorun, koçboynuzlarında ya- mengene (Fotoğraf 2), cilâlama – zımpara şanmamaktadır. Manda ve sığır boynuzları makinesi (Fotoğraf 3), diş açma makinesi ise bu yöre ustalarına Erzurum, Balıkesir ve (Fotoğraf 3), metal kazıyıcılar (Fotoğraf 3), İstanbul’daki mezbahalardan getirtilmekte- zımpara kâğıtları ve eye ile kullanıma hazır taraklar yapılmaktadır. 121

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Fotoğraf 1. Boynuzlar, Büyük ve Küçük Çarklı Hızar (Emine Tonus,2008) Fotoğraf 2. Kok Kömürü Ocağı, Kıskaç ve Mengene (Emine Tonus,2008) 122

Boynuz, Kemik İşlemeciliği (Tarak Yapımı) Fotoğraf 3. Cilâlama – Zımpara, Diş Açma Makinesi ve Metal Kazıyıcı (Emine Tonus,2008) 4. Tarak Yapımı Boynuz iç dolguları, yaz aylarında 10–15 gün içerisinde çatı, tavan arası gibi kuru Boynuz tarak yapımcılığı ön, ara ve son iş- ve havadar yerlerde kurtlandırılırken, kış lemler olmak üzere üç kısımda ele alınmak- aylarında suda kaynatılmak suretiyle te- tadır. Mezbahalardan alınan boynuzlar ön mizlenmektedir. Boynuzlar, Sivas iklim ko- işlem olarak kireçlenip, kurutulmak suretiy- şullarında yaklaşık 2 yıl, Yatağan’da en az le içleri temizlenmektedir. Ara işlemlerde 1 yıl süreyle kireçlenmiş olarak kurumaya sırasıyla kütleştirme, yarma, yumuşatma, bırakılmaktadır. Afyonkarahisar’da ise top- presleme, tesviyeleme, diş açma ve cilâla- rak altında 8 ay ile 1,5 yıl arasında kurtlan- ması yapılan boynuzlar, kazıma, eyeleme ve dırma ve iç dolgunun temizlenmesi işlemi zımparalamanın yapıldığı son işlemler ile de gerçekleştirilip, bu süre sonunda, ala gölgeli kullanıma hazır taraklar haline gelmektedir. bir yerde kuruması sağlanmaktadır. Tarak yapımında kullanılacak olan boynuzların 4.1. Ön İşlemler gölgeli bir yerde kurumaya bırakılması ge- rekmektedir. Aksi hale Güneş, boynuzun 4.1.1. Kurutma- Temizleme boydan çekmesine neden olmaktadır “(KK Tarak yapımcılığında öncelikle boynuz için- 4, KK 1 ve KK 3)”. deki yumuşak dokunun, kurutularak temiz- lenmesi gerekmektedir. Boynuz kurutma ve Yeterince kurumamış boynuzlar, işlenmeye iç dolgularının boşaltılma işlemleri tarak hazır olmadığından yapılacak olan taraklar- yapım merkezlerinin iklim koşullarına bağlı da büyük oranda şekil bozuklukları meyda- olarak farklılık gösterir. na gelmektedir. 123

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 4.2. Ara İşlemler kaybedilmeden sıkıştırılması gerekmekte- dir. Presleme işlemi, yumuşayan boynuzun 4.2.1. Kütleştirme yaklaşık 5–10 dk. boyunca mengenede bek- Boyut ve şekillerine göre farklılık gösteren letilmesi işlemidir (Fotoğraf 5). Preslenen boynuzların ağız, orta ve uç kısımları de- boynuzlar, küçük çarklı hızarda kenar düz- ğişik alanlarda değerlendirilmektedir. Ağız, günlüğü verilerek, bir sonraki tesviyeleme hayvan başına yakın olan geniş kısım olup, işlemine hazır hale getirilmektedir (Tonus tarak bu bölümden yapılmaktadır. Boynu- ve Kayabaşı, 2012: 337). zun orta kısmı bıçak ve kılıç kabzası yapı- mında kullanılırken sivri olan uç kısmı da 4.2.5. Tesviyeleme bıçak sapı yapımı için uygundur “(KK 1)”. “Mengenede preslenerek plaka haline getiri- Boynuzların sivri uçları, doğal görünümü len, küçük çarklı hızar ile de kenarları düzel- muhafaza edecek şekilde, uygun yerlerin- tilen boynuzlar, bu işlemler esnasında yüzeyi den kesilmektedir. Kütleştirme adı verilen pürüzlü bir görünüm almaktadır. Bu pürüz- bu işlem, büyük çarklı hızarda gerçekleşti- ler ile kenar çapaklarının temizlenmesi için rilir. Kötü kokularından arındırılmak üzere, zımpara taşı kullanılarak boynuzlar tesviye- çeşitli şekillerde dezenfekte edilen boynuz- lenir ve diş açma işlemine hazır hale getirilir” lar, yarma işlemine uygun hale getirilmiş (Fotoğraf 5) (Tonus ve Kayabaşı, 2012: 337) olur (Fotoğraf 4). 4.2.6. Diş Açma 4.2.2. Yarma Düzgün hale getirilen plaka üzerine, açıla- Ucu kütleştirilen boynuza, kömür ateşinde cak olan dişin derinliği belirlenerek, kurşun plaka formunu alabilmesi için, boyuna ke- kalem ile çizilmektedir. Bu derinlik, plaka- sikler atılmaktadır. Yarma adı verilen bu iş- nın büyüklüğüne bağlı olarak, ustanın göz lem için küçük çarklı hızar kullanılmaktadır kararı ile ayarlanmakta olup ortalama 12– (Fotoğraf 4). 20 mm arasında değişmektedir (Fotoğraf 5). “Makine üzerindeki kolun ucuna dikkatli 4.2.3. Yumuşatma bir şekilde yerleştirilen plaka için, seyrek diş Geçmiş yıllarda boynuzların yumuşatılma açılacak ise 3 manivela, sık diş açılacak ise işlemi, dumanı ve kokusu az, yanma ısısı 1–2 manivela yapılarak istenilen sıklıkta ta- yüksek olan kok kömürü ile yapılırken, gü- raklar elde edilmektedir. Her bir manivela nümüzde kok kömürünün bulunamaması hareketi ise dişler arasında 1–1,5 mm. boş- nedeniyle meşe ağacının kömürü kullanıl- luk bırakmaktadır” (Fotoğraf 6) (Tonus ve maktadır. Ocak üstüne alınan boynuz, kıs- Kayabaşı, 2012: 338). kaç yardımıyla sürekli kendi etrafında dön- dürülerek hamur kıvamına gelinceye kadar 4.2.7. Cilâlama ısıtılmaktadır (Fotoğraf 4). Bu esnada, yar- “Diş açma esnasında oluşan çapaklar, tes- dımcı bir kıskaç ile de yarık uçtan tutularak, viyelemede kullanılandan daha ince olan plaka haline getirilmektedir (Tonus ve Ka- başka bir zımpara taşı ile muamele görerek yabaşı, 2012: 337). temizlenmekte ve bu işleme cilâlama denil- mektedir” (Tonus ve Kayabaşı, 2012: 338). 4.2.4. Presleme Cilâlama işlemi ile yapımı tamamlanan ta- Kömür ocağında ısıtılarak yumuşatılan rak son işlemlere hazır hale gelir (Fotoğraf boynuzlar, hemen sertleşecekleri için vakit 6). 124

Boynuz, Kemik İşlemeciliği (Tarak Yapımı) Fotoğraf 4. Kütleştirme, Yarma ve Yumuşatma İşlemi (Emine Tonus,2008) Fotoğraf 5. Presleme, Tesviyeleme ve Diş Açma İşlemi (Emine Tonus,2008) 125

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Fotoğraf 6. Cilâlama İşlemi ve Yapımı Tamamlanmış Tarak (Emine Tonus,2008). 4.3. Son İşlemler 4.3.3. Zımparalama 4.3.1. Kazıma Zımparalama, kazıma ve eyeleme işlemleri Kazıma işlemi, cilâlama sırasında yeterin- sırasında meydana gelen pürüzlerin sıfır (0) ce giderilmemiş olan pürüzlerin metal ka- zımpara kâğıdı ile temizlenmesi işlemidir. zıyıcılarla temizlenerek, tarağa parlak bir Kendi öz rengi ortaya çıkıp, doğal parlak- görünüm kazandırılması için yapılmaktadır lığa ulaşıncaya kadar bu işlem devam eder. (Fotoğraf 7). Son bir kez makine ile de zımparalanan boynuz tarak, kullanıma hazır hale gelmiş 4.3.2. Eyeleme olur (Fotoğraf 7). Boynuz taraklarda, ke- Yüzeyi kazınan tarakların diş uçlarının eye sinlikle kimyasal parlatma işlemi uygulan- ile sivrileştirilmesi işlemidir (Fotoğraf 7). maz. Fotoğraf 7. Kazıma, Eyeleme ve Zımparalama İşlemi (Emine Tonus, 2008) 126

Boynuz, Kemik İşlemeciliği (Tarak Yapımı) 5. Boynuz Tarak Çeşitleri Kesimhanelerden alınan boynuzlar, ön iş- lemlerden sonra ortalama 45 dakika süren ara ve son işlemler ile kullanıma hazır hale gelmektedir. Boyut ve geometrik özellikler bakımından farklılıklar gösteren bu tarak- lar, başlangıçta bit tarağı olarak tasarlansa da günümüzde kadın tarağı, erkek tarağı ve süs tarakları olarak kullanıma sunul- maktadır. 5.1. Kadın Tarağı Arzuya göre her boyut ve sıklıklarda hazır- 6. Türkiye’de Tarak Yapımı Fotoğraf 8. lanabilen bu taraklar, çanta tipi ve ev tipi Kadın, Erkek klasik tarak olarak, saplı ve sapsız şekilde Sürdürülen Bazı Merkezler ve tasarlanmaktadır. Saplı taraklar, tek yönlü ve Süs Tarakları olup tamamı sık veya tamamı seyrek dişlidir. Bilinen Ustaları Sapsız taraklar ise tek veya çift yönlü olup, (Emine Tonus, tek yönlü olanlar tamamı sık veya tamamı Manda, sığır ve koçboynuzları kullanılarak seyrek olabileceği gibi yarısı sık, yarısı sey- yapılan, bir kültür mirası olarak da günü- 2019) rek dişli de olabilmektedir. Çift yönlü olan müze kadar gelen boynuz taraklar, kaliteli taraklar ise bir tarafı sık, bir tarafı seyrek hammadde temini, çırak bulma - usta ye- dişlidir (Fotoğraf 8). tiştirme ve ürün pazarlama konularında yaşanılan sorunlar nedeniyle yok olma süre- 5.2. Erkek Tarağı cine girmiştir. Tarak yapım sürecinin zor ve zahmetli olmasına karşılık gelir getiren bir İsteğe bağlı her boyut ve sıklıkta olabilen er- meslek olmaması ve özellikle ortama yayı- kek tarakları saç, sakal ve bıyık tarağı olarak lan kötü koku genç kuşağın bu sanat dalına tasarlanmaktadır. Saç tarağı, tek yönlü olup olan ilgisini azaltmıştır. Ayrıca üretilen ta- yarısı sık, yarısı seyrek dişli olurken, sakal ve rakların pazarlanamaması, boynuz tarakla- bıyık tarakları da tek yönlü ve tamamı sık rın insan sağlığına olumlu katkılarının halka dişlidir (Fotoğraf 8). yeterince anlatılamamış olması da meslekte yaşanılan diğer sorunlardır. 5.3. Süs Tarağı “Doğal boynuz görünümüne müdahale edilmeden, orijinal form üzerine diş açıla- rak elde edilen taraklardır. Bunlar tarama amaçlı kullanılabileceği gibi, vitrin içi, du- var veya çeşitli yüzeylere dekor olarak da kullanılabilmektedir” (Fotoğraf 8) (Tonus ve Kayabaşı, 2012: 338-339). 127

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Geçmişte yoğun olarak yapılan, ancak za- yıldır mesleği icra eden Hüseyin Merttürk, manın teknolojik olanakları karşısında ya- dedeleri zamanında 100’ün üzerinde tarak şam mücadelesi içinde olan boynuz tarak ustasının olduğunu ancak 15 yıl öncesine yapımcılığı, Anadolu’nun bazı merkezlerin- kadar tarak yapımının bittiğini ifade etmiş- de sürdürülmektedir. Bu merkezler; İstan- tir. Tarak satmakta zorlanan ustalar yörede bul (URL 2), Ordu ili Aybastı ilçesine bağlı yılda bir iki ay tarak, geri kalan aylarda da Toygar Köyü (URL 3), Antalya ili Döşe- bıçak yapımı ile uğraşmaktadır. Bu meslek mealtı ilçesi (URL 4), Yalova merkeze bağlı Hüseyin Merttürk’ten sonra, kardeşi Aziz Güneyköy (URL 5), Bolu ili Gerede ilçesi Merttürk tarafından yaşatılacaktır (KK 1). Çayören Köyü (URL 6), Şanlıurfa (URL 7), Afyonkarahisar’da yaşayan Türkiye’nin tek Afyonkarahisar, Bitlis ili Ahlat ilçesi, Denizli kadın tarak ustası Derya Yarımtepe, 2014 ili Serinhisar ilçesine bağlı Yatağan Beldesi yılında, belediye bünyesinde açılan kursta, ve Sivas’tır. Mesleği yaşatmaya çalışan bu kursiyer olarak mesleğe başlamıştır. 2015 ustalardan Bitlis ili Ahlat İlçesi’nde yaşayan yılında aynı kursun eğitmeni olarak devam Refa Gökbulak, Denizli ili Yatağan Belde- eden Derya Yarımtepe, 6 yıldır bu mesleğin si’nden Hüseyin Merttürk, Afyonkarahi- içindedir. Kendisinden sonra ise yetiştirilen sar’dan Derya Yarımtepe ve Sivas’tan Zeki kursiyerlerin devam etmesi umulmaktadır Kutluca ile iletişim kurulmuştur. (KK 3). Bitlis ili Ahlat İlçesi’nde yaşayan tarak ustası Kutluca ailesi boynuz tarak yapımcılığında Refa Gökbulak, mesleği baston ustası olan Sivas’ta söylenebilecek tek ailedir. Baba Ka- babasından öğrenmiştir. 20-25 yıldır Refa dir Kutluca’dan sonra oğulları Mehmet ve Gökbulak tarafından icra edilen bu meslek, Mustafa Kutluca tarafından yürütülen bu kendisinden sonra 1976 doğumlu kardeşi meslek, günümüzde Mustafa Kutluca’nın İbrahim Gökbulak tarafından yaşatılacaktır oğlu Zeki Kutluca tarafından yaşatılmakta- (KK 2). dır. 50 yıldır bu mesleği icra eden Zeki Kut- Denizli ili Serinhisar ilçesine bağlı Yatağan luca, kamu kurumlarınca açılan kurslarda Beldesi’nden tarak ustası Hüseyin Merttürk, pek çok çırak yetiştirmiştir. Günümüzde mesleğe çok küçük yaşlarda bıçak ustası olan Kutluca ailesi dışında mesleği devam ettiren dede ve babasının yanında başlamıştır. 25 başka kimse bulunmamaktadır. 128

Boynuz, Kemik İşlemeciliği (Tarak Yapımı) Kaynaklar Arslan, Melih - Akalın, Mehmet - Talaakar, Aynur https://www.milliyet.com.tr/yerel-haberler/an- (2010). “Roma Hamamı Sütunlu Cadde talya/yarim-asirdir-yonttugu-boynuz- 2010 Yılı Kazı Çalışmaları” Ankara: 20. Müze dan-tarak-yapiyor-11777739 (Erişim tarihi: Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu 30.08.2019) 25.04.2011 - 29.04.2011, s.215-230. URL 5: “Sığır ve Manda Boynuzundan Takı Yapıp, Aydemir, Adem (2012). “Kutadgu Bilig ve Divanü New York’a Gönderiyor” Lugati’t Türk’e Göre ‘Saç-Sakal’ Kültürü Üzerine”, Turkish Studies - International Periodical https://www.haberler.com/sigir-ve-manda-boynu- For The Languages, Literature and History of Tur- zundan-taki-yapip-new-york-a-4416428-ha- kish or Turkic Volume 7/3, s. 329-350. beri/ (Erişim tarihi: 30.08.2019) Özen, Kutlu (2008). Sivas Yöresi Geleneksel El Sanatları, URL 6: “Ellerin Türküsü” İstanbul: Kitabevi 347. https://www.facebook.com/watch/?v=101067 Tonus, Emine - Kayabaşı, Nuran (2012). “Türki- 113241012 (Erişim tarihi: 30.08.2019) ye’de Boynuzdan Tarak Yapımı” İtalya: VI. Uluslararası Türk Kültürü, Sanatı ve Kültürel Mi- URL 7: “Boynuzlar usta ellerde kemik tarağına dö- rası Sempozyumu/Sanat Etkinlikleri 17.09.2012 - nüşüyor” 21.09.2012, s.333-339. https://www.hurriyet.com.tr/yerel-haberler/san- URL 1: “Tarağı Kim Buldu” liurfa/boynuzlar-usta-ellerde-kemik-tara- gina-donusuyor-41248650 (Erişim tarihi: https://www.ilkkimbuldu.com/taragi-kim-buldu 30.08.2019) (Erişim tarihi: 30.08.2019) URL 2: “53 Yıldır Kemik Tarak Yapıyor” Kaynak Kişiler https://www.aa.com.tr/tr/yasam/53-yildir-ke- KK 1: Merttürk, Hüseyin, 1981, Yatağan/Serinhi- mik-tarak-yapiyor/853720 (Erişim tarihi: sar/Denizli, Boynuz Tarak Ustası ( 2019, 30.08.2019) Telefon Görüşmesi). URL 3: “Kıbrıs Gazisi Yarım Asırdır Kemik Tarak KK 2: Gökbulak, Refa, 1969, Ahlat/Bitlis, Boynuz Yapıyor” Tarak Ustası ( 2019, Telefon Görüşmesi). https://www.aa.com.tr/tr/yasam/kibris-gazisi-ya- KK 3: Yarımtepe, Derya, 1991, Afyonkarahisar, Boy- rim-asirdir-kemik-tarak-yapiyor-/1274861 nuz Tarak Ustası ( 2019, Telefon Görüşmesi). (Erişim tarihi: 30.08.2019) URL 4: “Yarım Asırdır Yonttuğu Boynuzdan Tarak KK 4: Kutluca, Zeki, 1959, Sivas, Boynuz Tarak Us- Yapıyor” tası (2008, Sivas). 129



C



CAM BONCUK VE NAZAR BONCUĞU YAPIMI Glass Bead And Eye Bead Making Emel Erkaplan* Abstract Glass, which is as old as the civilization, is a very stones at least vary in terms of their range and technical functional material with a very broad range of use. It specifications according to their respective culture and has a transparent, colored and fragile structure. As time civilizations. Produced in different shapes and colors, has passed throughout history, it has been a significant carrying the era in which they were produced, these material for humanity and has become more prominent beads are known to have been produced as a result of and, even it has become an indispensable tool in our lives high craftsmanship and skill. today. The eye bead is one of the most important symbols In the archeological diggings in almost everywhere in symbolizing bead culture in Anatolia. This bead which has Anatolia, it is possible to come across glass materials been admiringly and faithfully worn by Turkish society for belonging to each civilization taken place in that district years is believed to protect from bad looks and negative during the historical period of that area. Today, glass feelings. Eye beads, which take an important place in the beads dating different periods among glass materials are thousand-age Anatolian glass bead culture, are available exhibited in a plethora of museums. In the early times, thanks to the craftsmen who continue this job with great glass beads are thought to have been produced as an sacrifice and effort to produce beads. alternative to precious stones. It can be seen that glass beads which have been as important as half-precious Keywords: Glass bead, eye bead, glass craftsmen, eye bead craftsmen. * Dr. Öğr.Üyesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, El Sanatları Bölümü, [email protected], [email protected]. 133

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 1. Cam Boncuk ve Nazar erken tarihli cam boncuk olma özelliğini Boncuğunun Tanımı taşımaktadır. Ankara Anadolu Medeniyet- leri Müzesi’ nde yeralan bu boncuk, cam Cam: Soda veya potas katılmış silisli kumun tarihi içinde M.Ö.II. binde çok bilinen bu ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve tür cam boncukların Anadolu’ da da tanın- çabuk kırılabilen bir maddedir (URL 1). dığını göstermektedir. Boğazköy kazılarında Boncuk: Değişik malzemelerle çok farklı bulunan en erken tarihli cam boncukların renk ve biçimlerde üretilen her kültürde var benzerlerine Alişar’ da da rastlanmıştır olan bazen dinsel anlamlar taşıyan, süslen- (Atik,2007:10,11). meyi, zenginliği, gücü dolayısıyla sosyal sta- tüyü yada belli bir gruba aidiyeti gösteren Anadolu’nun camla, boncuklar aracılığıyla objelerdir (Yağcı,2007:276). tanıştığı söylenebilir. Afyon, Kusura, Alişar Cam Boncuk: Soda veya potas katılmış silisli ile Gordion kazılarında M.Ö. II. bin yılla- kumun ateşte eritilerek basit metal el aletleri rına tarihlenen cam boncukların yanı sıra, yardımı ile farklı renk, boy ve biçimlerde üre- son yıllarda bu listeye Gaziantep, Şaraga tilmesi sonucu ortaya çıkan bir mamüldür. Höyük’de yapılan kurtarma kazılarında sap- Nazar Boncuğu: Nazar değmesin diye ta- tanan M.Ö. II. bin yıllarına ait cam bon- kılan mavi boncuk veya bunun yerini tutan cuklar da eklenmiştir. Dikdörtgen biçimli ve başka şey, göz boncuğu olarak da adlandı- uzunlamasına paralel yivli cam boncuk tipi rılmaktadır (URL 1). Nazarla ve boncuğun özellikle ilgi çekici olup M.Ö. 16. yüzyıl ile üretim süreciyle ilgili geleneklerle örülmüş 13. yüzyıl arasında sıkça üretilmekte ve geniş somut olmayan bir kültürel miras unsuru- coğrafi yayılım (Ön Asya, Anadolu, Yuna- dur (Ekici ve Fedakar,2014:41). nistan) göstermektedir. Bu bakımdan, çağın Camdan çeşitli boy, biçim ve renkte yapılan cam yapıtlarının dağılımı konusunda önemli bir süs gereci olarak tanımlanan cam bon- bilgiler sağlanmaktadır. Ancak, Ankara Ana- cuk işi ile ilgili meslek “boncukçuluk” olarak dolu Medeniyetleri Müzesi envanterinde bu- adlandırılmakta (Barışta,2005: 148), bu işle lunan aynı dikdörtgen boncuk tipinin bir ör- uğraşanlara da “cam boncuk ustası- nazar neğinin de (ve hatta bu tip boncuk üretmekte boncuğu ustası” denilmektedir. kullanılmış bir taş kalıbın da) Boğazköy’de ele geçmiş olması; Mitanni camcılığından 2. Cam Boncuk ve Nazar kaynaklanan bir tipin, geleneğin Anadolu Boncuğunun Tarihçesi içlerine kadar ulaştığının açık bir gösterge- sidir (Erten,2010:61). Urartu dönemine ait Antik dönemde pahalı bir malzeme olan çeşitli biçimlerde değişik renk camlardan ya- cam, altın kadar pahalıydı. Camın M.Ö.III. pılmış boncuklardan oluşan gerdanlıklar ve bin sonlarında madde olarak üretildikten cam boncukların buluntu yerleri tam olarak sonra, uzun süre boncuk ve benzeri küçük bilinmemektedir (Muslubaş,1983:2). Tunç şeylerin yapımında kullanıldığı bilinmekte- çağı ile birlikte gelişen ticaret ve artan takas dir. Asur ticaret kolonileri çağının sonlarına mallar ile yapılan alışveriş sonucu Akdeniz’ M.Ö.1700 yıllara tarihlenen dikdörtgen bi- de gelişen ticarette önemli rol oynayan Feni- çimli bir boncuk Anadolu’ da bulunan en keliler değerli bir çok mal arasında boncuk- ların da ticaretini üstlenmişler ve ticaretin yaygınlaşmasıyla kültürler arası etkileşimi de artırmışlardır (Atik,2007:12). 134

Cam Boncuk Ve Nazar Boncuğu Yapımı Her çağda çeşitli malzemelerden ve çeşitli doğuda bulunan benzerleriyle karşılaştırıl- tiplerde yapılan boncuklar özellikle Hele- dığında M.Ö.VIII-VII yıllara tarihlenme- nistik ve Roma dönemlerinde altın tellerle sinin uygun olduğunu ortaya koymuşlardır bağlanarak takılarda sıklıkla kullanılmıştır. (Atik,2007:200-201). Altın,gümüş, tunç, fayans ve cam boncuklar Boncuklar tarihsel süreçte toplumlar tara- üçgen, silindirik, konik, küre vb. çok çeşitli fında süslenmek, statü sembolü, zenginlik ve biçimlerde yaygın olarak kullanılmıştır (Bin- güç göstergesi, dinsel ve hatta kötülüklerden göl,1999:33). Helenistik Dönemde takılarda korunma gibi bir çok amaç için kullanılmış- renkli cam kullanımı önemli bir aşamadır tır. (Meriçboyu,1983:7). Erken Bizans Döne- mi’ nde gösterişli takılarla karşılaşılmakta, 3. Cam Boncuk ve Nazar Boncuğu değerli-yarı değerli taşların yanı sıra inci Yapımında Kullanılan Araç ve ve cam boncuk eklenerek takılar daha da Gereçler gösterişli hale getirilmiştir. Bu dönemde de- ğerli-yarı değerli taşlar ve değişik biçimlerde Geleneksel cam boncuk ve nazar boncuğu şekillendirilmiş cam boncuklardan oluşan yapımında kullanılan aletler uzaktan tutma kolyelerin pek çok sıra halinde Bizans ha- denilen türdeki aletlerdir. nımlarının boyunlarını süslediği bilinmekte- dir (Köroğlu,2010:370,371). Fotograf 1. a. Cam boncuk ve Günümüzde hala koruyucu olduklarına nazar boncuğu inanılan “göz boncukları” Batı Asya’ da yapımında M.Ö.III. yıldan itibaren kem gözleri uzak kulanılan araçlar tutmak zararlı etkilerini azaltmak için ku- (Küçükerman, lanılmaktaydı. Kem gözle ilgili belgeler 1987:70,71), b. M.Ö. III. yılda ortaya çıkmış Sümer tablet- Nazar Köy’ de leridir (Yağcı,2007:276). Bilinen anlamda ocak adı verilen göz boncuklarının kullanımı basit benekli bir boncuk fırını, göz boncuklarıyla başlamış, “Sarı, beyaz ve ustalar çalışırken mavi renklerde, kırmızı gözlü cam boncuk- (URL 2) lar” olarak tanımlanmıştır. Mısır’ da M.Ö. 2494-1786 yıllarında “Udjat” olarak isim- a lendirilen, Horos’ un gözü olarak da bilinen boncuk nazarlıklar-tılsım/muska sıklıkla b kullanılmaktaydı. Bu nazarlıklarla Mısır me- zarlarında da çok sık karşılaşılması ne denli önemli olduklarını ortaya koymaktadır. Bu tipdeki göz boncukları Roma döneminde de ortaya çıkmıştır. Anadolu’da bulunan en erken göz boncuklarından birisi Sardes ka- zısında M.Ö. IX-VIII. Yüzyıl tabakasında bulunmuştur. Üç köşeli göz boncuklarının en erken örneklerinden olan bu boncuklar- la ilgili konunun uzmanları Mısır ve yakın 135

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 3.1. Araçlar zar boncuğu oluşturulmuştur (Küçüker- man,2008:211). Cam boncuk ve nazar boncuğu yapımında aynı araçlar kullanılmaktadır. Bunlar; Geleneksel cam boncuk ve nazar boncuğu Asabe, kazaki, merdan, gecek, dibek, med- yapımının, diğer cam işleme ve biçimlendir- leke (merteke), le‟e, sıdır, keler taşı, su da- me yöntemlerinden en önemli farkı biçim- harı, ray demiri, boncuk kalıpları, boncuk lendirmede herhangi bir kalıbın kullanılma- tasları, çıkrık, kanca, karıştırma çubuğu, masıdır (Küçükerman,1987:61). merten, pencere, soğutma kapları, şekillen- dirici, toplama demiri, cam fırınları. Cam boncuk ve nazar boncuğu üretiminde en çok kullanılan ezme ve serbest cam şekil- 3.2. Gereçler lendirme tekniğidir. Cam boncuk ve nazar boncuğu yapımın- 1- Çelikten yapılmış asabenin ucunu fı- da kullanılan gereçler araçlar gibi aynıdır. rında erimiş camın içine daldırıp bi- Bunlar; cam (silis, soda ve kalker), renklen- çimlendireceği kadar bir miktar cam diriciler (Bakır, demir, kobalt, magnezyum alınarak çubuğun ucuna sarılır (Fotoğ- vb.)(bkz Tablo 1), çam odunu. raf 2a). Günümüz modern cam boncuk üretiminde kullanılan araç ve gereçler; 2- Ucuna sıcak cam sarılan asabe iki Temel Araçlar: Şalümo, propan tüpü, oksijen paralel destek üzerinde ileri geri dön- tüpü, ateş (Didyma) gözlüğü. dürülerek ve üstünden de uygun bir Yardımcı Araçlar: Mandrel, pensler, Poker madeni kalıpla ya da medleke ile bi- tungsten, grafit plakalar, grafit boncuk ka- çimlendirilir (Fotoğraf 2b,2c). Böyle- lıpları, cam makası, cam çubuk ve mandrel likle cam boncuk elde edilmiş olur. dayama plakası. Gereçler: Cam çubuklar, soğutma kumu Fotoğraf 2. a. (mantar tozu), boncuk soğutma elyafı, Erimiş camın mandrel sıvısı. fırından alınması, b. Erimiş camın şekillendirilmesi, c. Medleke ile cam boncuğun düzeltilmesi (Demir, 2009:71- 72). 4. Cam Boncuk ve Nazar a Boncuğunun İşlem Basamakları b Bir cam boncuğu yapabilmek için sadece basit el aletlerine, cam fırınına ve bilgiye sahip olmak yeterlidir, nazar boncukları ise, cam boncuğun tarihi gelişimi içersindeki bir çok işlemin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Önce sadece bir boncuk yapılmış daha sonra bunun üzerine diğer renklerin sıcak işlemle tek tek yerleştirilmesiyle na- 136

Cam Boncuk Ve Nazar Boncuğu Yapımı Fotoğraf 3. a. Cam boncuğa renk eklenmesi (göz takma) (Demir,2009:73) b. Cam boncuğun son aşamada kontrol edilmesi, c. Cam boncuğun asabeden çıkartılması için beklenilmesi (Demir,2009:75). ca 3- Eğer nazar boncuğu üretilmek iste- b nirse biçimlendirilen cam üzerine, merdan adı verilen çubuğun ucuyla c potadan erimiş cam alınıp diğer camın üzerine eklenir. Cam boncuk ustaları 6- Boncuklar fırının yanındaki kavara bu işleme göz takma (Göz koyma) adı- ismi verilen soğutma bölümüne konur nı vermişlerdir (Fotoğraf 3a). (Fotoğraf 4a). Ertesi güne kadar kava- ra içinde bekletilir. Burada yavaş yavaş Bu iş yapılırken cam soğursa, yeniden soğuyan boncukların çatlaması önle- çubukla birlikte fırının içine uzatılıp nir. ısıtılabilir ve yeniden yumuşatılıp bi- çimlendirilebilir. Boncuk ustaları kendi 7- Soğuyan cam boncuklar kavara içeri- yeteneğine ve yaratıcılığına bağlı olarak sinden mestebe adı verilen alet yardı- bir takım araçlar yardımı ile çok değişik mı ile çıkartılır (Fotoğraf 4b). biçimler ortaya çıkartmaktadırlar. 4- Biçimlendirme işi bir anlamda camı soğutmadır. Bu soğutma ve yeniden ısıt- ma işlemleri sonunda biçimlenen cam, fırında bütünüyle ısıtılarak iç gerilimi dengelenir. Yapımı bitirilen cam bon- cuk son bir kez kontrol edilir (Fotoğraf 3b). 5- Sıcak camın üzerine sarılan çubuğa yapışmasını önlemek için, diğer elde ki çubukla sık sık vurularak, asabenin konikliği nedeniyle boncuğun uç ta- rafa doğru kayması sağlanır (Fotoğraf 3c). Biçimlendirme işlemi bitince de boncuk kuvvetli bir vuruşla asabeden çıkartılıp soğutma bölgesine düşürülür (Fotoğraf 4a). 137

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Fotoğraf 4. a.Kavarada soğumayı bekleyen cam boncuklar, b.Mestebe ile cam boncukların kavaradan çıkartılması (Demir,2009:76) ab 5. Cam Boncuk ve Nazar cak çubuk araya konup ikisi birleştiri- Boncuğunun Teknik Özellikleri lir. 4-Birleştirilen cam çeşitli yollarla biçimlendirilir, çubuk çıkarılır) (Küçü- Cam boncuk ve nazar boncuğu üretiminde kerman,1987:27-28). kullanılan teknikler; 5.2. Sıcak Camı Ezerek Delme Tekniği 5.1. Ezme Tekniği Sıcak ve akıcı durumdaki camı, uygun bir yere yerleştirerek yumuşakken sivri bir alet Camı sıcakken ezip biçimlendirmek camcı- yardımı ile ezerek delik açmak camcılık tari- lıkda çok genel ve yaygın bir tekniktir. Bu hinin neredeyse her döneminde kullanılmış teknikde iki yöntem kullanılmıştır. bir tekniktir. Şekil 2. Sıcak camı ezerek delme tekniği Şekil 1. Ezme tekniği 1-Sıcak cam kesilir. 2-Uygun bir yere yer- leştirilir. 3-Sivri bir araçla ezilerek delinir. A- Bir cam parçasını kendi üzerine kat- 4-Soğutulup deliğin çapakları temizlenir ve layıp ezme yöntemi (1-Uzun bir sıcak düzeltilir (Küçükerman,1987:30). cam parça kesilir. 2-Cam ezilip yassı- laştırılır. 3-Deliği oluşturacak olan çu- 5.3. Cam Malzemesini Kalıp İçinde buk araya konup katlanır. 4- Katlanan Eritip Biçimlendirme Tekniği cam bütünüyle ezilir biçimlendirilir, çubuk çekilerek çıkartılır.) B- İki ayrı parçayı üst üste koyup ezerek Şekil 3. Cam malzemesini kalıp içinde eritip biçimlendirme yöntemi (1-İki küçük biçimlendirme tekniği sıcak cam parka kesilir. 2-İkisi birden ezilip yassılaştırılır. 3- Deliği oluştura- 138

Cam Boncuk Ve Nazar Boncuğu Yapımı 1-Özel kalıplara malzeme doldurulur. 2-İs- 4-Uzun cam boru istenilen boylarda ke- tenirse çeşitli renkteki malzeme tabakalı silir ve düzeltilip parlatılır (Küçüker- olarak doldurulur. 3-Isıtılıp camlaştırılır. man,1987:33). 4-Soğutulup kalıptan çıkarılır (Küçüker- man,1987:30-32). 5.6. Sıcak ve Akıcı Camı Bir “İç Kalıp” 5.4. Döküm Tekniği Üzerine Sarma Yöntemi Erimiş camın istenen kalıp içine döküle- Teknik açıdan pek çok zorluklar taşıyan bir rek biçimlendirilmesi camcılık sürecinin ilk uygulamadır. Buna karşılık yinede en yay- günlerinden bu yana uygulanan tekniklerin- gın yöntemdir. Bu nedenlerden birincisi; den birisidir. bütün koşullar düzgün olarak sağlandığın- da en hızlı şekilde üretim yapmaya uygun olması, ikincisi ise tek işlemde kesin sonuç elde edilmesidir. Şekil 4. Döküm tekniği 1-Döküme uygun kalıp hazırlanır. 2-Eri- Şekil 6. Sıcak ve akıcı camı “iç kalıp”üzerine sarma miş sıcak ve akıcı cam kalıba doldurulur. yöntemi 3-Soğutulup kalıptan çıkarılır. 4-Üzerin- deki kalıp izleri ve delikteki çapak izleri gi- derilir ve parlak olması sağlanır (Küçüker- man,1987:32). 5.5. Sıcak Camı Şişirip Çekerek Boru Fotoğraf 5. Sarma Yapma Tekniği teknikli cam boncuk Bu yöntem çok eski bir yöntem olmamakla (Küçükerman,1987: birlikte günümüzde de uygulanmaktadır. 88) Şekil 5. Sıcak camı şişirip çekerek boru yapma A- Sıcak cam çubuğun çevresine sarılıp tekniği yeniden ısıtarak biçimlendirilir (cam çubuğa sarılır, ikinci renk bunun üzeri- 1-Sıcak cam üflenerek şişirilir. 2-Diğer ne sarılır, ısıtılıp yeniden biçimlendiri- ucundan tutulur. 3-Çekilerek uzatılır ve so- lir, bitmiş olan biçim çubuktan çıkarı- ğutulur. lıp soğutulur.) 139

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi B- Sıcak camı bir çubuğun ya da özel bir ve nazar boncuğu yapımında mavinin yay- kalıbın çevresine sarma yöntemi (Sıcak gın kullanımının temel sebeplerinden birisi cam kalıbın çevresine sarılır, öylece so- olabileceğini düşündürmektedir. Geleneksel ğutulup kalıptan çıkartılır.) yöntemleri kullanan nazar boncuğu ustaları ise mavi renk kullanımı başta olmak üzere Antik dönem cam boncukların süsleme özel- belirli ana renklerle çalışmaktadırlar. Mavi, liklerine bakıldığında; noktalama, çizgileme beyaz ve sarı renkli nazar boncukların (Fo- ve çekme yöntemleriyle süslemelerin yapıl- toğraf 6b) yanı sıra çok çeşitli renklerde dığı görülmektedir (Küçükerman,1987: 35). üretilmiş olanlarına da rastlamak müm- kündür (Fotoğraf 6c). Günümüz çağdaş 6. Cam Boncuk ve Nazar cam endüstrisinde kullanılan saf malzeme Boncuğunun Özellikleri ve ve tam doğruluktaki karışımların geleneksel Kullanım Alanları camcılık için uygun olmaması ve kolay ula- şılamaması sebebiyle cam boncuk ustaları 6.1. Malzeme ve Renk Özelliği tarafından tercih edilmemektedir. Bunun yerine tercih ettikleri en ekonomik ve ulaşı- Antik cam silis, kalsiyum karbonat ve sod- labilir malzeme olan büyük cam fabrikaları- yum ya da potasyumlu alkali karışımından nın yeniden eritip değerlendiremediği cam meydan gelmekteydi (Meriçboyu,2001:21). kırıklarıdır. Ayrıca saydam, beyaz ya da her Günümüz endüstrisinde ise silis, soda ve türlü hurda cam ikinci ve önemli kaynaktır kalker kullanılmaktadır. Kristal cam da ise (Küçükerman,1987:75,78,81). karışım silis, potas- soda ve kurşun oksittir. Bu karışımda cam renksiz ve saydamdır, Tablo: 1. Cam renklendirme de yaygın olan katkılar değişik katkılarla istenilen renk elde edile- (Küçükerman,1987:75) bilmektedir. Cam renklendirmede yaygın olan karışımlara (Tablo 1) de yer verilmiş- Renklendirme Cam Rengi tir. Anadolu’ daki geleneksel yöntemlerle Malzemeleri boncuk üreten ustalar renksiz camı çok az kullanmış ama neredeyse her renk ile bon- Bakır Yeşil, turkuvaz, mavi, kırmızı cuk üretmişlerdir. Teknik özellikleri sebe- Demir Yeşil-mavi, sarı biyle kolay ulaşılabilen bir renk olan mavi Kobalt Koyu mavi, açık mavi en yaygın kullanılan renktir. Çünkü, kobalt Magnezyum Mor, eflatun, kahverengi oksit cama mavi rengi verir, kobalt çok de- Gümüş Kirli sarı gişik yapılarda bulunur fakat bu değişik Altın Pembe, kırmızı yapılar sonuçtaki rengi değiştirmez yani Çinko, Fosfat, Kalay Beyaz opal içersinde kobalt bulunan herhangi bir katkı boncuğu mavi yapar. Boncuk fırınının yan- Kalay, Gümüş Pembe, mor ma özelliklerinin değişkenlik göstermesi, az yada çok oksijenle yanması, soğumanın hızı Demir-Bakir Mavi- yeşil gibi her türlü durumda ortaya çıkan camın rengi genellikle aynı tonda mavidir. Bu ne- Demir- Kobalt, Mangan, Siyah denle en kolay renk mavidir. Üretici için Krom kolay renk kolay renk olması cam boncuk 140

Cam Boncuk Ve Nazar Boncuğu Yapımı Fotoğraf 6. a. Mavi, sarı beyaz nazar boncukları, b. Farklı renk ve tipte cam boncuklar, c. Farklı renk ve tipte nazar boncukları b ac 6.2. Biçim Özelliği oval (fıçı tipli) (Fotoğraf 8c) boncuklar ola- rak 5 temel biçimde üretilmektedir. Temel Cam boncuklar ve nazar boncukları biçim- tekniklerden birisi ile biçimlendirilen zemin sel olarak yuvarlak (küre) (Fotoğraf 7a), si- üzerine göz yerleştirme işlemiyle nazar bon- lindir (Fotoğraf 7b-c), yassı (Fotoğraf 8a), cuğu elde edilmektedir. küp- dikdörtgen (prizmatik) (Fotoğraf 8b), ab c Fotoğraf 7. a. Küre boncuklar, b. Silindir boncuklar c. Silindir boncuklar 141

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Fotoğraf 8. a. Yassı boncuklari b. Dikdörtgen prizma boncuklar, c. Oval boncuk a bc Ancak günümüz geleneksel cam ve nazar dolu insanı binlerce yıldır bu geleneği, ken- boncuklarında stilize insan ve hayvan biçim- dilerini ve sevdiklerini kötülüklerden koru- li, el, kalp, nal,çiçek ve çok farklı biçimlerde mak amacıyla hala yaşatmaktadırlar. üretimlerin de yapıldığı görülmektedir. 7. Cam Boncuk ve Nazar Anadolu insanı binlerce yıldır mavi bon- Boncuğunun İcra Edildiği Bölgeler cukları, kendilerini ve sevdiklerini kötülük- ve Bilinen Ustaları lerden, nazardan korumak amacıyla kullan- maktadır. Bu boncukları boyunda, omuzda, Boncuk ustalığı usta-çırak ilişkisi içerisin- çocuk beşiğinde, sünnet yatağında, hayvan- de kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze larda, koşum ve yük hayvanlarının takım- ulaşmış geleneksel bir meslektir. larında evlerde ve arabalarda kullanılması Anadoluda halk sanatı olarak devam eden geleneği Anadolu’nun hemen hemen yer boncukçuluğun iki önemli merkezi İzmir bölgesinde çok yaygındır. Günümüz de bu Cumaovası Görece köyü diğeri ise Bodrum kullanımların devam ettiği bilinmektedir. Boncukköy’ dur. Fakat boncuk endüstrisinin Nazar boncuklarını anahtarlık, cüzdan, ke- en önemlisi Cumaovası Görece köyünde- mer, çanta veya kıyafetlerde asılı olarak gör- dir. Bu köydeki camcılar, yüzyılın başında mek mümkündür. Daha büyük boyutlu olan buraya göç ederek gelmiş Doğu Akdeniz nazar boncukları ise nazardan koruduğuna camcılarının genç kuşağıdır. Ve Batı Ana- inanıldığı için odalara, apartman, dükkân dolu’nun bir çok yerindeki cam ustaları kapılarına ve arabalara asılmaktadır. Ana- 142

Cam Boncuk Ve Nazar Boncuğu Yapımı buradan yayılmıştır (Küçükerman,1987: nışmanlığında yürütülmiş, proje süresince 42), (Küçükerman,1991:79-80). Kemalpaşa Kültür ve Turizm Bakanlığı, illerdeki kay- ilçesinin Kurudere köyü(Nazarköy), İzmir bolan ve kaybolma riski olan meslekleri merkez Karabağlar, Kadifekale, Karşıyaka, önererek o illerde projenin başarılı bir şekil- Örenköy de cam boncuk üretiminin yapıl- de yürütülmesine destek olacak sivil toplum dığı bilinmektedir. Nazar boncukçuluğu kuruluşlarını belirleyip İl Kültür ve Turizm günümüzde Görece’ de bir kaç usta tara- Müdürlüklerini yönlendirmiştir. Belirlenen fından sürülmektedir. Burada cam boncuk illerde 3 ila 6 ay süren mesleki kurslar dü- ve nazar boncuğu üretimi yapan Rasim zenlenmiştir. Kurs süreleri, mesleğin öğre- Altmışkara, Abdurrahman Özboncuk, Mu- tim süresine göre farklılık göstermekteydi. rat Kayan (Barışta,2005:148-149), Osman Bu mesleklere nazar boncuğu üretimi de Sağlam,Cemil Özbeyazıt, Zekai Erdal, Gü- dahil edilmiş ve 2018 yılında bu kapsamda ven Sevdi, Ahmet Kostak, Tevfik Kostak, geleneksel cam boncuk ustası Mahmut Sür Selahattin İşper’dir. Nazarköy’ de Necati tarafından kursiyerlere eğitimler verilmiştir Özşahin, Erhan Özşahin, Erol Sür, Nihat (URL 3). Sür, Mustafa Şahin, Mahmut Sür, Musta- fa Şahin, Özgür Duman, Mehmet Şahin, ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ programı Cüneyt Şahin, Mehmet Duman, Musta- UNESCO’nun ‘Somut Olmayan Kültür fa Şahin, Ömür Yıldırım, Musa Yıldırım, Varlıklarını Koruma Programı’ çerçevesin- Hasan Duman, Enis Sür, Ali Yiğit, Arda de yürütülen bir ‘ulusal envanter’ çalışması Duman, Hasan Yıldırım, Uğur Karataş, olup Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yü- Muğla-Bodrum’ da Halit Arabacı ve ayrıca rütülen Yaşayan İnsan Hazineleri, Türkiye İbrahim Yıldırım isimli cam boncuk usta- Ulusal Envanteri çalışmaları ile geleneksel sı Cam Ocağı Vakfı aracılığı ile geleneksel sanatların icrası ve kültürel mirasın akta- cam boncuk sanatı ile ilgili çalışmalarını İs- rılması konularında yüksek bilgi ve bece- tanbul Beykoz’da sürdürmektedir. riye sahip kişiler belirlenerek, ‘Yaşayan İn- “Kaybetmek yok” vizyonu ile hizmet ve- san Hazinesi’ olarak kaydedilmektedir. Bu ren Anadolu Sigorta, 85. Kuruluş yılı olan kapsamda 2012 yılında Mahmut Sür’ de 2010’ da, kamuoyunun ilgisini kaybolma- (Envanter Numarası : 02.0020) ile nazar ya yüz tutan mesleklere ve yerel değerlere boncuğu ustası olarak listeye kaydedilmiştir çekerek, bu meslekleri yeniden canlandır- (URL 4, URL 5). mak ve meslek ustalarının deneyimlerinin geleceğe taşınmasını sağlamak amacıy- Değişen teknolojik koşullar sayesinde daha la, bir sosyal sorumluluk projesi olan “Bir modern tekniklerle cam boncuklar üreti- Usta Bin Usta”yı hayata geçirmiştir. Proje, lebilmektedir; Pınar Hakim, Arzu Karcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Ömür Duruerk, Sertaç Bayraktar, Ahmet Eğitim Genel Müdürlüğü’nün teknik da- Özdeniz günümüz önemli cam boncuk sa- natçılarından bir kaçıdır. 143

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Kaynaklar Atik, Şeniz (2007a) “Çağlar Boyu Boncuk”, Boncuk Köroğlu, Gülgün (2010). “Soli/Pompeiopolis (Viran- İnanç, Güç ve Güzellik. İstanbul: Seçil Matbaa- şehir) Kazıları Işığında Erken Bizans Dönemi cılık, s.14-17. Takıları”. Kütahya: 2.Uluslararası Katılımlı Mü- cevher-Takı Tasarımı ve Eğitimi Sempozyumu, 4-6 Atik, Şeniz (2007b). “Boncuk: İnanç ve Güç”, Boncuk Haziran, s.368-373. İnanç, Güç ve Güzellik. İstanbul: Seçil Matbaa- cılık, s.200-2001. Küçükerman, Önder (1987). Göz Boncuğu-300 Yıllık Akdeniz Camcılığının Anadolu’ daki Son İzleri, Ya- Barışta, Örcün (2005). Türkiye Cumhuriyeti Dönemi Halk yına Hazırlayan ve Düzenleyen: Önder Kü- Plastik Sanatları. Ankara. çükerman, İstanbul: Apa Ofset. Bingöl, Işık (1999). Antik Takılar.Ankara: Dönmez Of- Küçükerman, Önder (1991). “Boncuklar”, Tasarım fset Basımevi. Mimarlık İç Mimarlık Ve Görsel Sanatlar Dergisi, sayı:11, İstanbul: Tasarım Yayıncılık, Demir, İsa (2009). “Türkiye’ de Cam Boncuk Sanatı” s.78-83 Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya: Sel- çuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Küçükerman, Önder (2008). “Türkiye’ nin Kültür Mirası 100 Cam”, Editör: Mustafa Alp Dağıstanlı Is- Ekici, Metin ve Fedakar, Pınar. (2014). “Gelenek, Ak- tanbul: Ofset Filmcilik ve Matbaacılık. tarma, Dönüşüm ve Kültür Endüstrisi Bağ- lamında Nazar ve Nazar Boncuğu”, Milli Yağcı, Gülcay (2007). “Mezopotamya Boncukları”, Folklor, yıl:26, sayı:101, s.40-50 (Erişimtari- Çağlar Boyu Anadolu Takıları, İstanbul: Hi- hi:1Ağustos, http://www.millifolklor.com/ lal Matbacılık, s.3-8. PdfViewer.aspx?Sayi=101&Sayfa=37). URL1: TDK, https://sozluk.gov.tr/ (Erişim Tarihi: Erten, Emel (2010) “Camın Erken Tarihi: Anadolu’da 09.06.2020) Tunç Çaği’nda Cam Konusunda Düşünce- ler”. Eskişehir: CAMGERAN 2010 Uluslararası URL2: Kemalpaşa Kaymakamliği, http://www. Katılımlı Uygulamalı Cam Sempozyumu, Anadolu kemalpasa.gov.tr/nazarkoy-boncuk-ocaklari Üniversitesi Yayınları No: 2108, Güzel Sanat- (Erişim Tarihi: 06.07.2020) lar Fakültesi Yayınları No: 68, 11–21 Ekim, s.59-64. URL3: Bir Usta Bin Usta, https://www.birustabinus- ta.com.tr/tr/proje-bilgileri/bir-usta-bin-us- Muslubaş, Işıl (1983). “Anadoluda Çağlar Boyu Takı- ta-hakkinda (Erişim Tarihi: 09.07.2020) lar”, Çağlar Boyu Anadolu Takıları, İstanbul: Hilal Matbacılık, s.1-2. URL4: Kültür Ve Turizm Bakanliği, https://are- gem.ktb.gov.tr/TR-46916/mahmut-sur-na- Meriçboyu, Yıldız (1983). “Yunan, Roma, Bizans Ta- zar-boncugu-ustasi.html (Erişim Tarihi: kıları”, Çağlar Boyu Anadolu Takıları, İstan- 09.07.2020) bul: Hilal Matbacılık, s.3-8. URL5: UNESCO, https://www.unesco.org.tr/Pa- Meriçboyu, Yıldız Akyay (2001). Antik Çağda Anadolu ges/184/19 (Erişim Tarihi: 09.07.2020) Takıları, Akbank Kültür ve Sanat Kitapları: 69, Istanbul: Ana Basım A.Ş. 144

CAMALTI RESİM SANAATKÂRLIĞI Under Glass Painting Craftsmanship Sebahat Kılıç Bülbül* Abstract Folk arts shaped within a technical framework show Under-glass paintings are of particular importance similarities in all countries. These similarities stem from because they are historical pictures that convey the the naturalness and naivety of uneducated artists. Naive life, beliefs and the culture of the period like miniatures. artists, who discovered the brightness and the protection In addition to being a folk art, under glass painting has of glass, painted their legends, stories, beliefs, and wishes examples made by palace artists.Therefore, besides the into glass and became the crown of their homes and anonymous patterned craftsmanship works, exeamplesat shops. Because of their beliefs, many of them believed the level of signed art are given in under glass paintings. that it protected them from the evil eye, the illnesses and Unfortunately, because of the lack of signature ant some bad events. history, and collectors, it has begun to be collected and brought back to life. In- glass painting decorate the walls as plates in mosques and tekkes. The contents of these plates include religious Keywords: Folk arts,Ttraditional glass arts, Under-glass stories and calligraphy writings, verses or names of Allah, paintings, Bridal mirrors. Muhammed (SAV) and Ehli Beyt. * Öğr. Gör., Karabük Üniversitesi, Safranbolu Meslek Yüksekokulu, Geleneksel El Sanatları, [email protected] 145

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 1. Camaltı Resim Sanatının Tanımı 2. Camaltı Resim Sanatının Camaltı resim, bir camın arka yüzeyine Tarihçesi toz boya, guvaş, yağlı boya, hatta günü- müzde akrilik boyalarla yapılmış resimlere M.Ö. 3500-2500 yılları arasında, kullanıl- verilen genel addır. Kâğıt ve tuvallere ya- dığı bilinen camın üzerine ne zaman resim pılan resimlere benzeyen camaltı resimler, yapıldığı kesin değildir. Antik Roma kentle- çalışma yöntemi bakımından tamamen ri mezarlıklarında boyalı cam objeler, dinsel terstir. Bildiğimiz resimlerde imza ve tarih konulu primitif resimler ve cam madalyon- gibi detaylar en son konulurken, camaltı lar bulunmuştur. Roma’nın düşüşünden resimlerde resme başlamadan yerleştirilir. sonra, Bizans’ta camın resimle buluşma Daha sonra resmin veya yazının ana çizgi- tekniği gelişim göstermiştir. Almanya’da leri, kontörleri, ara yüzey boyamaları ve en Schwerin Müzesi’ndeki 1320-1330 yılları- son arka fonu boyanır. Her boya katmanı na tarihlenen Hz. İsa’yı çarmıhta gösteren alttaki boyayı kapattığından alttaki hatayı resim en eski camaltı resmi olarak kabul düzeltmek ve rötuş yapmak imkânsızdır ve edilir (Aksoy, 2005: 13). 16. Yüzyıl tarihli camın arkasından bakıldığında sadece bü- Corning Müzesinde bulunan Hz. İsa’nın yük renk lekeleri görünmektedir.. çarmıha gerilmesi konulu önemli bir sunak bulunmaktadır (Bretz, S. Baurmer, U. 2008: Camaltı resimlerde genellikle dinsel konu- 209-224). lar, bereket ve bolluk getirdiğine inanılan kompozisyonlar, tarihi konulu resimler ve Konstantinopolis’in Türklerin eline geçme- yazılar kullanılmakta, Osmanlı dönemin- siyle, Bizanslı cam ustaları Venedik’e kaç- de tekke-zaviye, camii ve mescitlerin, gü- mış, böylece camalatı resimleri 18. yüzyıla nümüzde ise ev, berber, kasap ve benzeri kadar Avrupa’da yeniden yaygınlaşmıştır. dükkânların duvarlarına asılmaktadır. Sa- Camaltı resim sanatı cama ve endüstrisine dece tablo olarak kullanılmakla kalmayan bağlı olarak gelişmiştir.18. yüzyılın sonunda camaltılar, kutu, sandık, tepsi, şişe ve gelin Bohemya’da 70 cam üretim merkezi bulun- aynası gibi objelerde de yer alırlar. maktadır. Zaman içerisinde cam atölyele- rinde çalışan köylüler tarafından çoğalan Minyatür sanatında olduğu gibi renkler yü- camaltı resimler, gezgin satıcılar sayesinde zeysel kullanılmış, figürlerde ışık-gölge ile çeşitli kentlere ve başka ülkelere dağılmıştır. hacim vermeye çalışılmamıştır. Batı ülke- Sanat eğitimi görmemiş cam işçileri tara- leriyle ilişkiler sonucu Türk camaltı resim fından yapılan bu ‘naif ’ resimler, toplumun sanatında da barok ve rokoko sanatının et- seçkin sınıfları tarafından ‘halk sanatı’ işleri kileri görülmüştür. Camaltı resim, bir halk gibi görülüp ciddiye alınmamıştır. 1838’de sanatı olmasının yanısıra saray nakkaşları yine bir başka halk sanatı olan taş baskıların tarafından da yapılan orjinal örnekleride gelişimiyle camaltı resmi gözden düşmüş- görülmektedir. Dolayısıyla camaltı resimle- tür. Endüstri devrimi geleneksel camaltı re- rinde anonim desenli zanaatkârlık işlerinin simlerinin yok olmasına sebep olurken 20. yanında imzalı sanat düzeyinde örnekler yüzyılın başında Alman eksperyonist grubu de verilmiştir. sanatçıları bu halk sanatı resimlerine ilgi göstermiş, daha sonra Pablo Picasso, Josep Stella gibi tanınmış sanatçılar da bu alanda 146

Camaltı Resim Sanaatkârlığı çalışmalar yapmış, sergiler ve koleksiyonlar ve tarih olmayışı da camaltı resimlerinin in- düzenlemişlerdir (Aksoy, 2005:14). celenmesinde zorluklar yaratmaktadır. Yirminci yüzyılın ortalarına kadar yaygın 3. Camaltı Resim Sanatında olan bu resimler, Anadolu’da sadece evler- de değil mescit, türbe, kasap, bakkal, ber- Kullanılan Araçlar ve Malzemeler ber dükkânı, şekerci dükkânı ve kahvelerde de görülmektedir. Günümüzde ise bazı eski Bugüne kadar camaltı resimlerde kullanılan köy evlerinde, dinsel mekânlarda rastlan- boyalar bir laboratuvarda incelenmediğin- maktadır. den kaynağı bilinmemektedir ancak Gele- neksel sanatlarda kullanılan boya ve yön- Genellikle dini konular ve yazılı kompozis- temlerle aynı olduğu büyük ihtimaldir. yonlarıyla nazar, hastalık ve bazı sıkıntılar- dan korunacağı, bulundukları yere bolluk Desenin çizildiği mürekkep, saçtan bir kapta bereket getireceğine inanıldığından, zama- bezir yağının yakılmasıyla elde edilen isten nında hemen hemen bütün evlerin, mekân- elde edilir, renkler ise maden oksitlerle renk- ların baş köşesinde yer almışlardır. Canlı ve lendirilmiş toprak boyalar ve lapis, lazuli parlak renkleriyle göze hoş gelen, toplumun gibi taşlardan elde edilmiş toz boyalar olup kültürü ve gelenekleri doğrultusunda inanç balık tutkalı ile karıştırılarak çalışılmıştır. ve duygulara hitap eden bu resimler, genel- Altın varak türü malzemenin pahalı oluşun- likle eğitim görmemiş naif sanatçılar tara- dan dolayı altın ve gümüş renkte kâğıtlar, fından yapılmışlardır ve bu nedenle kendi son dönemde gofret kâğıdı gibi malzeme- kompozisyonlarını oluşturmak yerine ünlü ler bazen de kumaş parçaları kullanılmıştır sanatçıların yazılarını ve baskı resim ve de- (Aksoy, 2006: 27). Resimleri çoğaltmak ve senleri kopya etmişlerdir. seri üretim için de plastik ve çinko kalıpların kullanımına da yer verilmiştir. Bilinen en eski camaltı örneklerinden ba- zıları Topkapı Müzesi’ndeki 1232 (1817) Tamamen el işçiliği ile yapılan eserler, cam tarihli, Sultan II. Mahmut’a övgü, Mevle- ve ayna üzerine çalışılır. Camın üzerine bo- vi sikkesi formunda yazı-resim ile Mehmet yayı sabitlemek için pudra, arap zamkı ve Sadık’ın 1247 (1831) ve Mehmet Emin’in tutkal kullanılır. Günümüz çalışmalarında 1255 (1839) tarihli, çevresi çiçek motifli ise kontur çekmek için mürekkep, trilin, çe- bordürle süslü Kur’an ayetlerini içeren hat şitli boya kalemleri ve fırçalar da kullanıl- camaltılarıdır bu saray nakkaşlarının tasar- maktadır. Halk sanatçıları, yağlı boya, guaj, layarak yaptığı camaltı resimler sanatkârlık toz ve akrilik gibi bulabildikleri her türlü bo- işleridir (Aksoy, 2006: 25). yayı kullanmışlardır. Arkadaki fon denilen boşlukları ise özellikle parlak çikolata ka- Camaltı halk resimlerinde imza ve tarih çok bukları, altın ve gümüş varak, kumaş kilim nadir görülmektedir. Bütün halk sanatların- ve dantel parçalarını kullanarak tamam- da olduğu gibi şahmaran, Hz. Ali’nin devesi lamışlardır. Çerçeveler ise özellikle ahşap vs. belirli kalıpları kopya ederek anonim de- malzemeden basit düzenekte yapılmıştır. sen uyguladıkları için imza ve tarihi yazma- Son zamanlardaki çalışmalarda kompresör mış olabilirler. Çünkü bazı daha ileri sanat gibi boyayı püskürtme özelliği olan araçlar toplumlarında imza bulunmaktadır. İmza ve airbrashlar da kullanılmaktadır. 147

Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 4. Camaltı Resim Sanatının Yapılış boya katmanları birbirini örtecek şekilde sü- rülür ve altta kalan hataların telafisi müm- Aşamaları kün değildir. Çok basit gibi görünen bir de- sen bile aslında ters mantık işlediği için zor Yapılacak olan resim tasarlanarak veya kop- bir çalışmadır. Her renk sürüldükten sonra ya edilerek camın arkasına ters gelecek şekil- alttaki boyayla karışmaması için kuruma de yerleştirilir. Boyamadan önce yüzey iyice süresinin beklenmesi gerekmektedir. Bütün temizlenir, cam yüzeyi kaygan olduğundan desen boyandıktan sonra arka fonu tamam- dolayı, boyanın cama daha iyi sabitlenmesi lama işlemi yapılır. Boş zemine önce tutkal için zemine sulandırılmış arap zamkı veya veya arap zamkı sürülür ve üzerine kullanı- tutkal sürülür. lacak olan altın veya gümüş varak yapıştırı- lır. Boyalar ve varak hava almayacak şekilde Renklerin ve desenlerin tersten çalışıldığı arka bölüm kâğıt veya kartonla tamamen bu teknikte önce tarih ve imza yerleştirilir. kapatılır. Renkler ve desenler tersten çalı- Daha sonra en önde görülmesi gereken de- şıldığı için, camın ardında kalan desenler taylar ve desenler kontur şeklinde trilin veya her türlü dış etkenden korunmuş olur, aynı fırça ile çizilerek kuruması beklenir. Kuru- zamanda cam sayesinde de parlak bir görü- yan motiflerin içleri belirlenen renklerle bo- nüme de kavuşturulmuş olurlar. yanır. Boyama işlemi arkadan yapıldığı için Fotoğraf 1. a. Kontur çekilmesi, b. Kurutma işlemi, c. Renklendirme a bc d e Fotoğraf 2. d. Yaldızlama, e. Aynayla birleştirme 148


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook