El Halısı Tamirciliği Kaynaklar Anmaç, Elvan (2000). “Tekstil Ürünleri Konservasyo- Sorunları”, Somut Olmayan Kültürel Mirasın nun Temel İlkeleri”, I. Ulusal Taşınabilir Kültür Korunması Çalışmaları, Ankara: TC. Kültür ve Varlıkları Konservasyonu ve Restorasyonu Kolokyu- Turizm Bakanlığı Yayınları, s.177-190. mu, s.75-80. Stone, F. Peter (2010) Oriental Rug Repair, London: Graaff, Judith-H. Hofenk (1968). “The Constitution Thames And Hudson, of Detergents in Connection with the Clea- ning of Ancient Textiles”, Studies in Conservati- Görgülü, Zekai (2013). Kentsel Mekanda Koruma on 13(3), s.122-141. ve Planlama, Uçkan Olcay, Yelda (Ed.), Res- torasyon ve Koruma İlkeleri, Eskişehir: T.C. Karatay, S. Kılıç (2018). “Aksaray İli Sultanhanı’nda Anadolu Üniversitesi Yayını, 2-33. Halıcılık ve Halı Restorasyonu”, Yayımlanmış Sanatta Yeterlik Tezi, Isparta: Süleyman Demi- Ünaldi, Vedat (2019). “Kilim Koruma ve Onarım İl- rel Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü. keleri, Meslek Analizi ve Uygulanabilirliği”. Yayımlanmış Sanatta Yeterlik Tezi, Ankara: Gazi Kuban, Doğan (1969). Modern Restorasyon İlkeleri Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü. Üzerine Yorumlar. Vakıflar Dergisi 8, s.341- 356. Yıldırım, Gül (2004). “Aksaray İli Sultanhanı Belde- sinde El Dokuması Halı Onarım İşlerinin Larochette, Yadin (2012). “Wolber’s World: A Review İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, of a Textile Wet Cleaning Workshop Held Ankara: Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri in Oaxaca, Mexico”, WAAC Newsletter 34(1), Enstitüsü. s.24-26. URL 1: Canadian Conservation Institute, CCI No- Salman, Fikri-Öztürk, Gülşen (2013). “Aksaray Sul- tes 13/16. “Mechanical Surface Cleaning of tanhanı Kasabası Halı Restorasyonunda Textiles” https://www.canada.ca/content/ Örnek Bir İşletme: Sultan Saray Halı”, Arış dam/cci-icc/documents/services/conser- dergisi 9, s. 74-81. vation-preservation-publications/canadi- an-conservation-institute-notes/13-16-eng. Soysaldı, Aysen- Ünaldi, Vedat (2018). “Otomatik pdf (Erişim tarihi: 22.05.2020). Kontrollü Yıkama Makinesi İle Tarihi Teks- til Eser Islak Temizleme Uygulama Örneği”. Kaynak Kişiler Uluslararası Sanatta Yüksek Teknoloji Kullanımı Kongresi, Nisan 19-20, s.13-23. KK 1: Kürkçü, İbrahim, 1976, Aksaray, Sulatansaray halı restorayon ve konservasyon merkezinde Soysaldı, Aysen (2017). “Tekstil Eserlerin Konservas- halı tamir ustası (2013, Aksaray). yonu ve Türkiye’de Etnografya Müzelerinin 399
EL İŞİ GÜMÜŞ EV EŞYASI YAPIMI Handmade Silverware Making Haldun Şekerci* Abstract Turks have turned their mining arts into their national and pressing methods. However, the press technique is art. Handcrafted silverware art is included in the not used in traditional handcrafted ones. The decoration classification within the goldsmithing, which is one of techniques found in traditional handcrafted silverware the sub-branches of the mining arts, and the silverware are niello, filigree, enamel, oxide, openwork (hole work), art, which is one of the sub-branches of jewelry. In the lapping, engraving, inlay, and stone decoration. Various context of household items, all designs that allow it to kinds of studies are carried out to keep the art alive be produced in any desired way can be produced from and spread through organizations such as the Ministry silver. When the similarities in the world around the Grand of Culture and Silverware Craftsmen Association. In the Bazaar are examined through the artisans brought from study, the definition of this workmanship, its historical various centers in the Ottoman lands within the scope of process, its latest status, types of production and the efforts to make Istanbul a center of education, culture, decoration, product samples were examined in detail and trade, and art during the Ottoman period, the silverware determined. embroidery, which has a unique quality, has emerged. Silver items are shaped by forging, casting, plastering Keywords: Jewelry, Silverware, Hand Made, Istanbul. * Doç.Dr., Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, El Sanatları, [email protected] 401
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 1. Gümüş Eşya Yapımcılığı Tanımı hurdanlar, çaydanlıklar ve fincan zarfları sayılabilir Günümüzde üretilen gümüş eşya Türkler maden zanaat/sanatlarındaki ma- ve takılar arasında geleneksel özelliklerini hirlikleri ile bu alanı milli bir zanaat/sa- koruyan örnekler bulunduğu gibi, çağdaş nat haline getirmişlerdir. Maden zanaat/ motiflere de yer verilmektedir (URL 1). sanatına bağlı alt alanlardan biriside ku- Türklerde gümüş işleme sanatı Türk tarihi yumculuktur. Kıymetli madenler ve kıy- kadar eskidir. Gümüş eşyaların toprak al- metli süs taşları kullanılarak yapılan takı ve tında kolay erimesi nedeniyle çok eski ta- eşya üretimine kuyumculuk denir (Şekerci, rihlerden kalma eserler yoktur. Ancak Ho- 2014:19). Bu bağlamda gümüş eşya yapım- rasan ve Buhara Kenti çevresinde yapılan cılığı kuyumculuğa bağlı alt alanlardan biri kazılarda, Gümüş Ayran Maşrapası, Kılıç olarak karşımıza çıkar. “Gümüş hammadde ve Kama kabzası at eğer ve koşum parça- kullanılarak ziynet eşyası dışında, hayatta larına rastlanmıştır. Osmanlı Devleti döne- gerekli olan, yapılmış/ortaya çıkartılmış her minde ise gümüş eşya üretimi 16. yüzyıldan türlü nesneye gümüş eşya denir” (Şekerci, itibaren gelişmeye başlamıştır. Bu devirde 2020:4). Gümüş eşya denince çok geniş bir Orta Asya, Kafkaslar ve Orta Doğu’dan ge- kavram anlatılmaya çalışılsa da bu konuda len gümüş ustalarının Kapalıçarşı çevresine uzman olmayanlar için ilk akla gelen ürün- yerleşmeleriyle bu bölgedeki gümüş işleme ler tabak, çatal-kaşık, bardak, sürahi gibi sanatı çok gelişmiştir. 18. yüzyılda gümüş türler olduğu varsayılsa bile gondol, miğ- ustaları Topkapı Sarayı’nın içine girmiş, fer, at koşumu, biblo, kupa, çerçeve, duvar sarayda üretim yapmışlardır. Bu dönemden freski, tabaka, ibrik, meyvelik, okka takımı, kalma, gümüş hat sanatı eserleri, Çeşmi sütlük, kahvelik, ayna takımı, şamdan, fin- Bülbül(leğen ibrik), hamamtası, şamdan ve can zarfı, vs. türleri gibi çok geniş bir ürün vazolar, gümüş kakmalı rahleler, müzelerin çeşitliliğine sahiptir. ve müzayede salonlarının nadide eserleri- dir. Osmanlı dönemi boyunca devam eden 2. Gümüş Eşya Yapımcılığı gümüş eşya üretimi 20. asrın başlarında sa- Tarihçesi vaşlar ve Osmanlı Devleti’nin yıkılması ne- deniyle gerileme dönemine girmiştir. Buna Anadolu Selçukluları döneminde büyük rağmen Kapalıçarşı çevresindeki varlığını gelişme gösteren metal işleme sanatı Os- sürdürmüştür. Üretilen gümüş eşyaların manlılara zengin bir miras bırakmıştır. çoğu İstanbul’da ve diğer illerdeki mağaza- Döneminin en büyük kültür ve sanat mer- larda pazarlanırken yine turizm aracılığı ile kezlerinden biri olan İstanbul 16. ve 17. yurt dışına gitmektedir (GESAD, 2005:1; yüzyıllarda gümüş işçiliğinin de merkezi GEİK, 2005:8). olmuş ve 19. yüzyılın sonuna kadar bu özel- Cumhuriyet sonrası sanat adına ilk akla ge- liğini korumuştur. Osmanlılar’ da kakma ve len ustalardan olan Ziya Ongun’dur. 1936 savatlama yavaş yavaş önemini yitirirken, yılında Atatürk’ün isteği ile zamanın başba- doğrudan gümüşten yapılan eşyalar büyük kanı Celal Bayar tarafından Geleneksel El gelişme gösterdi. Gümüş eşyalar arasında Sanatları yarışması düzenlenmiş bu yarış- sahanlar, kupalar, ibrikler, leğenler, güğüm- mada gümüş eşya ustası Ziya Ongun’a ma- ler, mangallar, şamdanlar, divitler, maşrapa- dalya verilmiştir. Gümüş eşya yapma işi ile lar, sürahiler, aşurelikler, tabakalar, hamam uğraşanlar atölyeler ve ustalar 2006 yılında tasları, nargile gövdeleri, gülabdanlar, bu- 402
El İşi Gümüş Ev Eşyası Yapımı Türkiye genelinde tek olan Gümüş Eşya olarak gümüş, bakır, demir, pirinç, alpaka, Sanatkârları derneğini kurarak sanatın bu zamak, kullanıldığı görülür. Geleneksel el işi günlere ulaşmasına büyük katkı sağlamış- gümüş eşya üretim teknikleri, şekillendirme lardır (Şekerci, 2013:840). ve süsleme olarak iki ana gurup temel tek- Günümüzde geleneksel yöntemler ile el iş nikten oluşur. gümüş eşya işlemeciliği Türkiye genelinde sadece İstanbul’da devam etmektedir. Dün- 3.1. Gümüş Eşya Şekillendirme ya genelinde İspanya, İtalya, Rusya gibi gümüş eşya üreten ülkeler bakıldığı zaman Teknikleri hem üretim teknikleri, hemde ürün çeşit- liliği açısında İstanbul gümüş eşya üretimi Geleneksel teknikler ile el işi gümüş eşya ayrışır nitelikte öznelliğe sahiptir. Şu an için yapımında “dövme”, “döküm”, “sıvama” Kapalıçarşı ve çevresindeki hanlarda gümüş olmak üzere üç ana şekillendirme tekniği eşya üretimi en çok Kalcılar Han ve Büyük uygulanmaktadır. Erginsoy(1978a:27) ta- Yeni Handa yapılmaktadır. Kalcılar Han rafından tornada çekme olarak nitelenen gümüşçüler hanı olarak da bilinmektedir. yapım tekniği alanda yapılan çalışma esna- Bu hanlarda yapılan çalışmada günümüzde sında sıvama tekniği olarak isimlendirildiği dövü ustaları; Aruş Taş, Garbis Gedikoğ- tespit edilmiştir. El işi dışında kalan gümüş lu, Samuel Biros, Zeki Topbaş, ajur(Delik eşya yapımında şekillendirme kullanılan İşi) ustaları; Özcan Şentürk, Erdal Öztürk, seri üretim tekniklerinden “pres” tekniği de Ertuğrul Teke, Miran Balık, kum döküm sayılabilir (KK 3). Pres tekniği çalışma kap- ustası; Fazlı Öztürk, yapım ustaları; Halit samına alınmamıştır. Döküm tekniği de seri Kandemir, Mehmet Dikenel, kakma ustala- üretim teknikleri içine girmesine rağmen rı Bedros Damar, Metin Şahin, Şahin Ka- çalışma kapsamın da el işi üretim içerisin- raman, Aydın Karaman, sıvama ustaları; de konumlanmasının sebebi şöyledir; el işi Murat Kır, Melik Durmuş, halen yaşayan ile yapılan geleneksel gümüş eşyalara bazı çıraklıktan gelen fakat çırak yetiştiremeyen durumlarda sap, tutamak, yüzey parçası vb. son kalan birkaç duayen usta olarak karşı- ara üretim parçalarına gerek duyulmak- mıza çıkmaktadır. Yapılan araştırma neti- tadır. Üretimin tamamlanabilmesi için bu cesinde elde edilen verilere göre geleneksel parçalara ihtiyaç vardır. Ayrıca bu parçalar tekniklerle üretim yapan gümüş eşya yapım- için yine gelenekselleşen bir metot olan kum cılığı negatif yönlü ilerlemesini sürdürdüğü dökümden faydalanılmaktadır. Belirtilen bu müddetçe ve bunu önleyecek gerekli çalış- ara parçalar istenirse vakumlu döküm ma- maların yapılmaması durumunda bu sana- kinesi, otomatik basınçlı vakumlu döküm tın gelecek kuşaklara gerektiği gibi Türkiye makinesi gibi yığın üretime dönük tama- ve İstanbul’a ait öznelliğinin korunarak ak- men sanayi üretimine dönük son teknoloji tarılmasının pekte olanaklı olmadığı söyle- ekipmanlarla da neredeyse hata ve fire payı nebilir. sıfıra yakın olarak da elde edilebilir. Fakat geleneksel el iş gümüş eşya yapımında; hata 3. Gümüş Eşya Üretim Teknikleri payı yüksek, belli bir bilgi birikimine sahip olunması gereken, üretimde ustasının sanat- Geleneksel metotlarla el işi ile üretilen ve kârlığının devreye girdiği günümüzde tama- gümüş eşya diye gruplanan ürünlerin ya- men terk edilmek üzere olan kum döküm pımında ve süreçlerinde temel hammadde yöntemi kullanılmaktadır (KK 4, KK 7). Tüm bu nedenlere bağlı olarak kum döküm 403
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi tekniğinin şekillendirme tekniklerine dahil tekniğinin alt tekniği olan kum döküm tek- edilmesinin uygun olduğu düşünülmüştür. niği ele alınmıştır. 3.1.1. Dövme Tekniği Demir, çelik veya demir dışı metallerin dö- kümünde en çok kullanılan bir tekniktir. Sığ ve ağzı geniş olan tas, tabak, sini, sahan Çok farklı büyüklükteki parçalara uygu- gibi kaplar gene dövme tekniği ile “çökert- lanma kolaylığı vardır. Kalıplama maliyeti me” denen, levhayı içten çekiçleme usulüyle düşüktür. Kalıp malzemesi olarak refraktör yüksek ve derin olan ibrik, maşrapa, vazo özelliğine sahip silis kumu kullanılmaktadır. gibi kaplar ise “yükseltme” denen levhayı Kum Kalıba Dökümün Aşamaları; Model dıştan çekiçleme usulüyle yapılır. Dövme Yapımı, Maça Yapımı, Kalıplama, Ergit- tekniğinin uygulandığı eserlerde emzik, me ve Dökümdür. Dökülecek parçanın kulp ayak gibi kısımlar isteniyorsa, bu par- benzeri olup, boyut olarak birazcık daha çalar ayrıca şekillendirilir gövdeye lehimle büyük olan, kuma gömülerek sıvı metalin birleştirilir. Ancak çok mahir bir usta tek döküleceği boşluğu temin eden parçala- parça levhadan da kulplu, ayaklı ve emzik ra, model denir. Her dökülecek parça için kaplar ortaya çıkarabilir. Dövme tekniğinde mutlaka bir model gerekir. Model döküle- usta her parça ile tek tek uğraştığından bu cek şeklin tahtadan, metalden veya uygun yöntemle çalışmak uzun zaman alır El işi bir malzemeden hazırlanmış kopyasıdır. ile yapılan gümüş eşyaların şekillendirilme- Ayrıca alçı, plastik ve balmumu da model sinde kullanılan bu teknikte gümüş eşyalar, malzemesi olarak kullanılmaktadır. Model değişik türde örs ve çekiçler kullanarak ta- malzemesi olarak kullanılacak tahtanın mamen ustanın maharetiyle ortaya çıkartıl- kuru sert ve kumun nemin, çekip deforme maktadır (Erginsoy, 1978b:345, KK 2, KK olmaması, için az gözenekli olması gerekir. 6, KK 15, KK 17). Kalıplamada düzgün bir yüzey elde edi- lebilmesi için tahtanın sert olması, istenir. 3.1.2. Döküm Tekniği (Kum Döküm) Tahta malzeme olarak genellikle gürgen ve çam kullanılır. Karışık şekilli, parçaların Çeşitli tekniklerle hazırlanmış kalıplara, modelleri, ayrı ayrı imal edilen parçanın madenin dökülerek kalıbın şeklini alarak birbirine vida veya geçme yoluyla tespit istenilen malzemeyi üretme işine “döküm edilmesiyle yapılır. Basit modeller ise, tek tekniği” denir. Bu çalışma kapsamında parçalı, olarak gerçekleştirilir. Mümkün ol- daha öncede belirtildiği üzere gümüş eşya duğu kadar çok parçalı model yapımından yapımında artık gelenekselleşen, döküm kaçınılmalıdır (KK 12). Fotoğraf 1. a. Dövme Tekniği Uygulaması. b. Kum Döküm Derecelerine Gümüş Dökümü. c. Kum Döküm Yapılmış Parçalar Döküm Ağacındayken. a b c 404
El İşi Gümüş Ev Eşyası Yapımı 3.1.3. Sıvama Tekniği buklarla kalıbın şeklini alıncaya kadar bastı- rılır, sıvanır. Erginsoy (1978a:37) tarafından kalıpla ka- Çömlekçilik sanatındaki çarkta şekillendiril- bartma tekniği olarak nitelenen teknik döv- me işlemini andırmaktadır. Yalnız burada me veya direk astar olarak çekilen gümüşün döner tezgâha takılı kalıp vardır. Kalıbın basit anlamdaki torna makinesinde şekil- üzerine çelik çubuklarla aşağı-yukarı hare- lendirilmesidir. Öncelikle yapılacak ürünün ketlerle şeklini alması sağlandığı için sıvama modeline uygun olarak ağaç veya çelikten diye isimlendirilmiştir. Özellikle kakma tek- kalıp hazırlanır. Hazırlanan kalıp torna ma- niği ile ürün süslenmeden önce başta kap kinesine takılır. Pul diye tabir edildiği şekil- kaçak türündeki malzemeler olmak üzere de astar halinde makineye takılır. Makineye sıvama yapıldıktan sonra kakma tekniği ile takılan astar gümüş malzeme elde çelik çu- desen üzerine işlenir (KK 5, KK 10). Fotoğraf 2. a. Sıvama Tekniğiyle Çay Tabağı Yapımı (URL 2). b. Sıvanmış Kakma Uygulanacak Gümüş Ürünler c. Savatlı Gümüş Kaşık (URL 3). a bc 405
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 3.2. Gümüş Eşya Süsleme Teknikleri lerin savatın yüzeye bulaşması sebebiyle geri dönüşümün ancak tekrar ramat yöntemiyle Geleneksel metotlarla el işi ile üretilen gü- gerçekleşe bildiğinden savat süsleme tekniği müş eşya yapımında uygulanan tekniklerin olarak günümüzde artık sipariş ürünler dı- savat, telkâri, mine, oksit, ajur, taşla süsleme, şında tercih edilmemektedir. rodaj, kalem, kakma olduğu görülmektedir. 3.2.2. Telkâri Tekniği 3.2.1. Savat Tekniği Altın, gümüş, bakır gibi yumuşak metallerin Niello, Latince “siyah” demek olan “nigel- tellerini, bir kompozisyon meydana getire- lus” kelimesinden gelmedir. İslam dünyasın- cek şekilde kıvırarak birbirine veya bir me- da bu teknik için kullanılan “savat” kelime- tal yüzeyine kaynak yapma sanatına telkâ- sinin de, Arapça’da “karartma” anlamına ri adı verilir. Bu tekniğin Latince adı olan gelen “sevad” ile bir ilgisi olduğu tahmin filigran, filum (iplik) ve granum (buğday) edilmektedir. sözcüklerinden oluşmuştur (Türe ve Savaş- Savat dolgu, İslam maden sanatında geniş çın, 2000:37). Telkâri işçiliğinin adı tel ve ölçüde kullanılmıştır; özellikle Türkistan, Farsça kar (kari) kelimesinin birleşmesin- İran, Kafkasya ve Doğu Anadolu’ya ait den meydana gelmiştir. Kafesli kuyumculuk gümüş eserlerin üzerinde savat tekniğine işi olarak nitelenen telkâride gümüş teller sık rastlanır (Erginsoy, 1978a:43). Savat örülerek çeşitli desenler meydana getirilir malzemesi değerleri ile ilgili olarak değişik ve bu desenlere istenilen biçimler verilir kaynaklar değişik alaşım değerleri olması- (Ergenekon, 1980:9). Telkâri zor bir teknik na rağmen deneyler neticesinde elde edilen olmasına rağmen, birçok parçanın uyumlu savat ara malzemesine ait birçok tutarlı de- bir kompozisyon yaratmak şekilde bükülüp ğerden en kaliteli karışıma ait değerler 21 kıvrılması ve çok ince bir kaynakla birleşti- gr gümüş, 9 gr bakır, 11 gr kurşun ve 130 rilmesi sabır ve ustalık isteyen bir çalışmadır. gr kükürt şeklindedir (Şekerci, 2009:1335). Her telkâri işi iki ana kısımdan oluşur. Bi- Ürünün yüzeyinde oluşturulan oluklara rincisi; işin ana iskeleti olan “muntaç”, di- savad maddesinin yerleştirilip, ısıtılıp, tutu- ğeri ise muntaç içine yerleştirilmiş vav, kake, num sağlandıktan sonra tesfiye ve cila iş- tırtıl, gül, dudey vb. adlarla anılan her biri lemleri ile fazlasının alınıp, yüzeyle aynı hi- farklı biçimde olan motiflerdir. Çalışmaya zada bütünleştirilmesi suretiyle uygulanan muntaç yapımıyla başlanır (ana iskelet), tekniktir. muntaçın tel kalınlığı motiflerin tel kalınlı- Gümüş eşya yapımında savatlı gümüş eşya- ğının iki katıdır. Daha sonra ara boşluklar lara pek rastlanmamaktadır. Eski dönemden sabır ile doldurulur. Tezgâh olarak ceviz kalan eserler olmasına rağmen günümüzde ağacından kesilmiş düz bir satıh kullanılır. savatlı eserler ancak sipariş üzeri özel çalı- Titizlik ve sabır isteyen bu çalışma esnasın- şılmaktadır. Bu duruma temel sebep savatın da motifler hazırlanır. Birleştirme işlemi en hammaddesinin gümüşün bozan bir yapıya zahmetli kısmıdır zira milimetrik tellerin sahip olmasındandır (KK 7, KK 4). Ayrıca kaynakla birleştirilmesi işlemi çok zordur. gümüşün değerli bir maden olması ve geri Bunun için önce, ayarı belli bir ölçüde dü- dönüşüm imkânının olması diğer teknikler- şürülen gümüş, eğelenerek küçük tanecikler de daha olanaklı iken savatla yapılan ürün- halinde bir güderi parçası içine toplanır. Eğelenmiş gümüş bir kaba/konur ve içeri- 406
El İşi Gümüş Ev Eşyası Yapımı sine toz boraks katılır. Suya daldırıldıktan tırıldığı bezeme tekniğidir (Ball, 2006:41). sonra amyant üzerine yerleştirile ana iske- Mineler genellikle metal nesnelerin parlak letin her parçası bu gümüş-boraks karışımı kırmızı bir sıcaklıkta, camsı yüzey olacak şe- ile kaynak yapılarak birleştirilir. Motif yer- kilde kaplanmasıdır. Yüksek ısılarda, çeşitli leştirme işlemi kaynakla yapılır (URL 4). maddelerin eritilerek birleştirilmesiyle ya- İstanbul gümüş eşya yapımcılığında telkâri pılır. Döküldüğünde erimiş kütle, kaba cam tekniği üretim tekniği olarak değil süsleme gibi parçalara dönüşür. Mine toz şeklinde tekniği olarak kullanılmaktadır. Fakat Mar- tatbik edilir. Isıtma sırasında mine tozu erir din veya Van bölgelerinde tamamı telkâri ve cam gibi olup sıkıca metal yüzeye yapı- tekniği ile üretilmiş mamullere rastlanabi- şır. Kuyumcu mineleri, levha ve rozetlerde lir. Fakat bu bölgelerde tam anlamıyla bir sanayide ve kuyumculukta kullanılır. Bir- gümüş eşya üretiminde bahsedilemez. Bu- çok ülkede metal üzerine figüratif resim ve ralardaki üretim daha çok takı üzerinedir manzara kompozisyonları yapımında beğe- ve eşya türüne yönelik ürünler azınlıktadır. nilen bir yöntem olmuştur. Telkari tekniği bu bölgelerde çoğunlukla Geleneksel el işi gümüş eşya yapımında üretim ile süsleme olarak ikisinin bir arada mine tekniği yaygın olarak tercih edilen kullanıldığı baskın bir tekniktir. tekniklerden değildir. Araştırma esnasında 3.2.3. Mine Tekniği mine tekniği ile yapılmış gümüş çiçekler, Yüzey süsleme tekniği olan mineleme metal sürahi gibi çok az sayıda ürüne rastlanmış- yüzeyler üzerine, yüksek ısı uygulayarak cam tır. Mineli gümüş eşyaların savat tekniğinde benzeri bir sır katmanının (mine) kaynaş- olduğu gibi sadece sipariş üzerine yapıldığı belirlenmiştir (KK 4). ab Fotoğraf 3. a. Telkari Tabak (URL 5). b. Mineli Gümüş Sürahi c. Telkari Fincan Kapağı Yapımı c 407
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 3.2.4. Oksit Tekniği (Wicks, 1985:21). Hem ziynet eşyalarında, Oksitleme tekniği madenin hazır oksit, klo- hemde tabak tepsi, vazo gibi ev süs eşyala- rak, tuz ruhu, çamaşır suyu, kükürt, siyah rının yapımında kullanılmaktadır (Şekerci, ayakkabı boyası, güçlü yapışkan siyah bo- 2017:414). Sonra kesilen kenarlar törpüle- yalar gibi kimyasallarla karartarak yapılan nerek pürüzleri giderilebilir. Geleneksel el tekniktir. Kimyasal türüne göre daldırma, işi gümüş eşya yapımında en çok kullanılan boyama şeklinde uygulanır. Karartma işle- tekniklerden birisidir (KK 1, KK 11, KK minden sonra üst kısımları cila yapılarak içe 14,). Dövme veya sıvama tekniği ile şekil- kalan kısımlar siyah kalması sağlanır. Bunun lendirilen gümüş eşyalar sanatkârın zevkine, yanında Fotoğraf 4(b)’de görüldüğü gibi yü- talep durumuna ve siparişe göre ajur tekniği zeyi işlemeli olmayan modellerde azda olsa ile desenler işlenmektedir. tamamı oksitleme işlemine tabii tutulmuş ürünlere rastlanmaktadır. 3.2.6. Taşla Süsleme Tekniği Taş ile süsleme deyince ilk aklama gelen mıh- 3.2.5. Ajur Tekniği layıcılık teknikleridir. Gümüş eşya sanatında Madeni eser, üzerine; kesici ve delici aletler takılarda olduğu gibi mıhlayıcılık teknikle- kullanılarak delikli süslemelerin yapıldığı ri tümünün kullanımından bahsedilemez. tekniğe delik işi veya ajur tekniği denir. Gü- Gümüş eşya yapımında nadir olarak en çok müş eşya yapımı ile ilgili alan araştırması kullanılan teknik sıvama mıhlamadır. Sıva- esnasında gümüş eşya ustalarının “delik işi” ma mıhlama kapşon taşların etrafına yapıldı- tabirini anlamadıkları veya bu tanımlamayı ğı için kapşonlama olarak da bilinen teknik, duymadıkları “ajur” tabirini duyunca tekni- Vitiello(1985: 424 )’da sıkıştırma olarak geç- ğin ne olduğunu anladıkları görülmüştür. Bu tiği görülür. Daha öncede belirtildiği üzere duruma bağlı olarak bu konuda tüm taraflar- günümüz gümüş eşya yapımında taşla süs- ca anlaşılabilen ortak bir dil olması amacıyla, lemeye çok az rastlanmaktadır. Gümüş eşya bu teknik anılırken “ajur(delik işi)” yada “de- yapımında kullanılan sıvama mıhlamada lik işi(ajur)” şeklinde yazılmalıdır demenin kapşon taşın ölçüsüne göre taşın oturabilece- yanlış olmayacağı düşünülmektedir. ği bir yuva hazırlanır. Hazırlanan yuva gü- Madeni eserlerin üzerine, kesici ve delici müş eşya üzerinde istenilen yere kaynatıldık- aletler kullanarak, delikli süslemelerin ya- tan sonra taş yuvaya yerleştirilir. Yerleştirilen pıldığı ajur tekniğinde, bazen maden ta- taşın üzerine maden sıvanarak taş sıkıştırılır. bakasının üzerine çizilen desenin zemin Sıkıştırma ile taşın kemerini en yüksek ko- kısımları kesilerek çıkartılır; bazen de ze- ruma sağlanmış olur. Yine gümüş eşyalarda min bırakılarak desenler kesilip çıkartılır boncuk, kristal tarzı değerli-değersiz taşlar telle veya yapıştırılarak gümüş eşyaların üzer- lerinin süslendiği de görülür. Fotoğraf 4. a. bc Kapşon Taşlı ve Mineli Gümüş Tas (Burry, 1997:188) b. Oksit Uygulanmış Gümüş Eşya c. Ajur(delik işi) Tekniği Uygulanırken a 408
El İşi Gümüş Ev Eşyası Yapımı 3.2.7. Rodaj Tekniği lem tekniği yüzey desenlerinde yüzeye daha Bakır Tunç ve gümüş eserler mekanik veya parlaklık vermek için kullanılır. Bununla kimyasal usuller uygulanarak altınla kapla- birlikte az rastlansa da kalemle desen çizilen nabilir. Altın kaplama eserin bazen bütün gümüş eşyalarda bulunmaktadır. yüzeyine bazen de yalnızca belirli kısımla- rına uygulanır. 3.2.9. Kakma Tekniği Gümüş eşya yapımında bitim işlemleri diye tabir edilen işlemler esnasında kullanılan Sözcük Latince “itmek”, İngilizce isim tekniklerdendir. Gümüş eşyaların tüm iş- olarak “tekrar itmek”, Fransızca fiil re- lemleri bittikten sonra üzerlerine gümüş ro- pousser’den türetilmiştir. “Geri itme” diye daj atılarak renkleri daha canlı hale getirilir. de isimlendirilmektedir (Şekerci 2016:388) Bununla birlikte gümüş eşyaların iç veya Kuyumculuk tarihi boyunca kullanılan en bazı bölgelerine sarı gibi değişik renkler uy- eski tekniklerden birisidir (Köroğlu, 2004: gulanmak istendiğinde de kullanılmaktadır. 10). Esnek bir zemin üzerine yerleştirilen Gümüş eşya yapımında tombaklama, va- metal levha, değişik uçlu kalemler ve çe- raklama teknikleri kullanılmamaktadır. Gü- kiçler ile dövülerek istenilen form verilir. müş eşya yapımı ile ilgili kuyumculuk ima- Başka bir deyişle, metal levhanın yüzeyi lat tekniklerini uygulayan atölyelerde rodaj kabartma desenlerle süslenir. Oldukça fazla tekniği olarak bilinen teknik yaygın olarak el emeği ve uzun çalışma süresi gerektiren uygulanmaktadır. Bu teknikte ürün ince bir bir tekniktir. Çarpma, çakma gibi değişik tabaka şeklinde kimyasal işlemlerle radyum isimler verilmektedir (Savaşçın ve Türe, eriği yardımıyla kaplanmasıdır. Rodaj işle- 1988:14,15). Madeni plakaların zift üzerine minde isteğe göre değişik ayar ve renklerde yapıştırılarak çelik kalem ve çekiçle çizilen radyum eriyikleri kullanılabilir (KK 4). Gü- motiflerin kabartılmasına ve dışta kalan ze- müş bir eşyada süsleme tekniğinin aslını teş- minin çökertilerek desenin tüm detaylarının kil etmez. Beraber uygulaması uygun olan işlenmesine kakma denir (Baykal, 1986:49). süsleme tekniğinin daha güzel görünmesini Kuşoğlu(1994:65)’na göre kakma yapılacak sağlayan yardımcı tekniktir. gümüş plakanın yapıştırıldığı zift; çam sa- kızı, horosan, yağ, asfalttan terkip edildiği 3.2.8. Kalem Tekniği belirtilse de kakma atölyelerinde yapılan Çelik bir kalemle metal yüzeyine derin izler araştırmada zift diye tabir edilen terkibin açarak deseni oluşturma tekniğine kalem işi içerisinde kesinlikle asfalt kullanılmadığı bu tekniği yapan ustalara da kalemkâr de- anlaşılmıştır. Ustaların terkipleri değişiklik nir. Kullanılan çelik kalemlerin türüne göre gösterse de temelde aynı maddeleri kullan- de bu teknik çalma ve kazıma olarak ikiye dığı ara malzemelerde muadillerinin değiş- ayrılır. Altın ve gümüş gibi yumuşak metal- tiği görülmüştür. Elde edilen veriler doğrul- lerin kalem işi süslemesinde tercihen bronz tusunda çam sakızı-reçine, tuğla tozu yada kalemler kullanılır. Kalem işi çalışmaları talaş, yağ temelde tüm ustaların kullandığı tunç çağı başlarından itibaren kuyumculuk ana terkiptir. Nadir olarak istenirse yapıla- da altın gümüş gibi yumuşak metallerin de- cak işe göre katran konur. Bazı ustalar öğ- korasyonunda kullanılmıştır (Türe ve Savaş- retilerine göre yine terkibe kaolin yada kum çın, 2000:41). Gümüş eşya yapımında ka- dökümünde kullanılan kumu da kullanabil- dikleri ama yaygın olmadığı tespit edilmiştir (KK 9, KK 13). 409
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Fotoğraf 5. a. Kakma, Kalem, Rodaj Teknikli Gümüş Eşya b. Kalem Tekniği Uygulaması (URL 6), c. Kakma Tekniği Uygulaması ab c Kabartma-çökertme veya repousse diye de dolayı gümüş eşya yapımcılığı ile özdeşleş- bilinmektedir. Kakma tekniği, pres tekniği miş ilk akla gelen teknik kakma tekniğidir. kullanılarak en çok taklit edilen tekniklerden Geleneksel yöntemler ile el işi Gümüş eşya birisidir. Gümüş eşya yapımında en çok ve yapımı yapımcılığı yaygınlığını kaybetmiş en yaygın kullanılan tekniklerdendir. Kak- olsa da İstanbul’da dar bir bölgede, sınırlı ma tekniği gümüş eşya yapımıyla özdeşleş- sayıda teknik ve artık çırak ile yeni sanatkâ- miştir (KK 8, KK 3). Gümüş eşya deyince, rın yetişmediği, ölenlerin yerinin doldurula- talebe bağlı olarak bu süsleme tekniğinden madığı, bu sanatın halen sürmesini sağlayan çok fazla ürün yapılarak yaygınlaşmasından az sayıda usta ile var olma mücadelesine de- vam etmektedir. 410
El İşi Gümüş Ev Eşyası Yapımı Kaynaklar Ball, Ruth., (2006). Enammelling. London: A.&C. Bla- Şekerci, Haldun (2014). “İstanbul İlindeki ck Publiser. Gümüş İşlemeciliği”. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. Baykal, Hüseyin. Azmi. (1986). “Gümüş Kakmacı- lık”, Antika Dergisi (11), s.49-53. Şekerci, Haldun (2016). “Kuyumculuk Sana- tında Kakma Tekniği”. Moldova: V. Uluslararası Burry, Shirley., (1997). The Ninteeth and Early Twentieth Türk Sanatı, Tarihi ve Folkloru Kongresi/Sanat Et- Centures.C. Blair (Ed.) The History of Silver kinlikleri 13-16 Nisan 2016. s.387-393. kitabı (s.157-196) içinde. United Kingdom:- Tiger Books İnternational. Şekerci, Haldun (2017). “Türk Kuyumculuğu Gümüş Eşya Üretiminde Ajur(Delik İşi) Tek- Ergenekon, Cavidan. (1980). Telkari Gümüş İşlemecili- niği İle Süsleme.” İsveç: Uluslararası Türk Dün- ğinde Kullanılan Araç Gereç ve Teknikler. Ankara: yası Sempozyumu 29 Eylül-3Ekim 2017, s.410- Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu Yayını. 421. Erginsoy, Ülker (1978a). İslam Maden Sanatının Gelişimi. Şekerci, Haldun (2020). Türkiyede Milli Kültür İstanbul: Kültür Bakanlığı Yayınları. Bağlamında Kuyumculukta Gümüş Eşya Yapımı. M. Kandemir(Ed.) Orta Asya’dan Anadolu’ya Erginsoy, Ülker. (1978b). Anadolu Selçuklu Maden Türk Sanatlarının Dünü Bugünü kitabı (s.1- Sanatı. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Ya- 9) içinde Kahramanmaraş:Kahramanmaraş yınları. Büyükşehir Belediyesi Yayınları. GEİK, (2005). Gümüş Eşya İmalatçıları Komisyonu Rapo- Türe, Altan. ve Savaşçın, Mehmet. Yılmaz. (2000). ru. İstanbul: GESAD yayınları. Kuyumculuğun Doğuşu. İstanbul: Goldaş Kültür Yayını. GESAD. (2013). Gümüş Eşya Sanatkarları Derneği Tanı- tım Broşürü. İstanbul: GESAD Yayınları. Vitiello, Luigi. (1995). Modern Teknik ve Pratik Kuyumcu- luk. Ankara: M.E.B Yayınevi. Köroğlu, Gülgün. (2004). Anadolu Uygarlıklarında Takı. İstanbul: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Ya- Wicks, Sylvia. (1985). Jewellery Making Manual. Bos- yınları. ton: Little, Brown Publiser. Kuşoğlu, Mehmet., Zeki., (1994). Dünkü Sanatımız Kül- URL 1: “Türkiyede Gümüş Eşya İşlemeciliği.” pek- türümüz. İstanbul: Ötüken Neşriyat Yayınları senali.blogspot: http://peksenali.blogspot. com/2010/04/tukiyede-gumus-isciligi-tarhi Savaşçın, Yılmaz. ve Türe, Altan. (1988). “Takı Mal- (Erişim Tarihi: 15.09.2010) zemeleri ve Teknikleri V”. Antika Dergisi (33), 14-15. URL 2: “Sıvama Tekniği İle Çay Tabağı Yapımı.” Arife Kılıç Kanalı. https://www.youtube. Şekerci, Haldun (2009). “Kuyumculuk Eğitiminde com/watch?v=URjnwo2n-RM&ab_chan- Uygulatılan Savat Tekniğinde Kullanılan nel=arifekılıç (Erişim Tarihi: 06.09.2020) Savat Malzemesinde Yeni değerler Üzerine Araştırma”. Konya: I.Uluslararası 5. Ulusal Mes- URL 3: “Savatlı Bir Çift Kaşık.” http://www. lek Yüksekokulları Sempozyumu 27-29 Mayıs 2009 antikada.net/urun/452. (Erişim Tarihi: s.1130-1336. 10.09.2020) Şekerci, Haldun (2013). “Geleneksel Türk El URL 4: “El Sanatları.” www.beypazari.bld.gov.tr Sanatlarından Gümüş Eşya Yapma Sanatı (Erişim Tarihi: 02.05.2003) ve Sanatın Duayenlerinden Baruyr Ortain- ceyan.” Ankara: Uluslararası Geleneksel El Sanatı URL 5: “Silver Filiree Plate.” http://www.craftsvilla. Ustaları Sempozyumu Bildirileri 13-15 Ekim 2011 com/silver-filigree-plate.html. (Erişim Tari- s.835-846. hi: 06.02.2013). 411
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi URL 6: “Yaşam Sırlarını Kime Emanet Edecekler.” Karaman, Aydın, 1974, İstanbul, Gümüş Eşya Kak- https://www.ntv.com.tr/yasam/sirlarini-ki- ma Tekniği Ustası (2020, İstanbul) me-emanet-edecekler,NccZJBr (Erişim Tari- hi: 08.07.2020) Karaman, Şahin, 1976, İstanbul, Gümüş Eşya Kak- ma Tekniği Ustası (2017-2020, İstanbul) Kaynak Kişiler Kır, Murat, 1972, Batman, Gümüş Eşya Sıvama Tek- niği Ustası (2013-2020, İstanbul) Balık, Miran, 1951, İstanbul, Gümüş Eşya Ajur-Delik İşi Tekniği Ustası (2016-2020, İstanbul) Öztürk, Erdal, 1986, Muş, Gümüş Eşya Ajur-Delik İşi Tekniği Ustası (2014-2020, İstanbul) Biros, Samuel, 1953, Sarıkaya, Gümüş Eşya Dövü Tekniği Ustası (2014-2020, İstanbul) Öztürk, Fazlı, 1948, Kastamonu, Gümüş Eşya Kum Döküm Tekniği Ustası (2012-2013-2020, İs- Damar, Bedros, 1958, Mutki, Gümüş Eşya Kak- tanbul) ma-Pres Tekniği Ustası(2013-2020, İstanbul) Şahin, Metin, 1964, İstanbul, Gümüş Eşya Kakma Dikenel, Mehmet, 1956, Eskişehir, Gümüş Eşya Tekniği Ustası (2013-2020, İstanbul) Yapım Ustası (2011-2013-2014-2016-2018- 2019-2020, İstanbul) Şentürk, Özcan, 1970, İstanbul, Gümüş Eşya Ajur-Delik İşi Tekniği Ustası (2014-2020, İs- Durmuş, Melik, 1968, Erzurum, Gümüş Eşya Sıva- tanbul) ma Tekniği Ustası (2018-2020, İstanbul) Taş, Aruş, 1956, Sason, Gümüş Eşya Dövü Tekniği Gedikoğlu, Garbis, 1964, İstanbul, Gümüş Eşya Ustası (2012-2014,2020, İstanbul) Dövü Tekniği Ustası (2012-2020, İstanbul) Teke, Ertuğrul, 1954, İstanbul, Gümüş Eşya Ajur-De- lik İşi Tekniği Ustası (2017-2020, İstanbul) Kandemir, Halit, 1952, İstanbul, Gümüş Eşya Yapım Topbaş, Zeki, 1960, Sivas, Gümüş Eşya Dövü Tekniği Ustası (2011-2014-2015-2019-2020, İstanbul) Ustası (2013-2020, İstanbul) 412
F
FOLKLORİK BEBEK YAPIMI Folkloric Doll Making Lale Özder* Abstract Folkloric Making doll has an important place in Anatolian spoon, or a simple object made with a few pieces of Culture. It is evidenced by grave find sand written colored fabric in his home, the elders of the future use sourcest hat are though tto have been used as religious the children as their most precious toys. While these dolls, figures in the historical process. Many finds BC. Proves which play an important role in reinforcing the hard-to- the existence of doll or human figures. Examples of describe warm bond between mother and child, serve artificial dolls that have survived until today are still such a beautiful purpose, they have an important power used for different purposes in Anatolia. Sometimes, while in domestic and foreign tourism of the country. In many witnessing a traditional ritual, doll or puppet samples regions of Anatolia, making and doll Works are carried that are sometimes used in rain prayers and sometimes out in home Workshops that will generate income as as scare crow sareen countered. They are important touristic products. It ends to increase in tourism by being objects that he creates by using simple materials that developed and supported by technology. Making Folkloric he can easily reach at home and around him. Although To evaluate the dollfield as a Professional specialty will simple materials are used, his function is quite big and respect the cultural accumulation and serve the society. important. Sometimes a fork tree, sometimes a wooden Keywords: Doll, folklore, traditional clothes, touristic doll. * Dr. Öğretim Üyesi Lale Özder. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, El Sanatları, [email protected] 415
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 1. Folklorik Yapma Bebek Tanımı meler olmuştur Bu durum insanın yaradılı- şında olan süslenme ihtiyacı ile çeşitli süslü Folklor: bir ülke veya yöre halkının gelenek, giyim ürünlerinin ortaya çıkmasına sebep görenek, inanç, efsane, masal, giyim-kuşam, olmuştur (Özder,1999,s.6). el sanatları gibi kültür varlıkları bütünü (Di- Kültür birikimi olarak günümüze ulaşmış ctionnaire la rouse, s.541). bulunan ve somut olan görsel giyim kuşam Folklor kavramı ile kültür kavramı zaman belgelerini doğru tasnif etmek doğru bel- zaman birlikte ve iç içe kullanılmaktadır. gelendirmek, somut olmayan kültürümüz Kültür: kültür yâda uygarlık bir toplumun için de kaynak oluştururken iç ve dış turizm üyesi olarak, insanoğlunun öğrendiği (ka- alanında da önemli roller taşıyabilir. Tasvir- zandığı) bilgi, sanat, gelenek, görenek ve lerin folklorik bebek olarak hazırlanması, benzeri yetenek, beceri ve alışkanlıkları içi- zengin Anadolu kültür birikimini çok yönlü ne alan karmaşık bir bütündür (Güvenç, hizmete sunma fırsatını yaratabilir. Folklo- 2002, s.101). rik Yapma Bebekçilik alanını profesyonel Folklor: (İngilizce folk, halk ve lore, bilimden) uzmanlık alanı olarak değerlendirmek, kül- Halk geleneklerini, adetlerini, inançlarını, tür birikimine saygı ve topluma hizmet ola- efsanelerini, türkülerini, edebiyatlarını ince- caktır. leyen bilim (Bilgin, 1990,s.191). Folklorik Yapma Bebek: hammadde ve artık 2. Folklorik Yapma Bebek Çeşitleri parçaların yörenin giyim şekline göre ana ve Önemi hatlarda ve genel görünüşünde sadık kalına- rak hazırlanması, sağlamlık, kalite ve güzel- Ülkemizde genellikle yapıldığı malzemeye liği ile koleksiyonculara hitaben teknikle ya- göre isimlendirilen yapma bebekler şu şekil- pılmış bebekler üzerine folkloru yansıtıcı bir de sıralanabilir. şekilde yerleştirilmesidir(Bilgin,1990.s.1). Korçak: Özellikle Doğu Anadolu’da Be- • Kitre bebek bek kukla anlamında kullanılır(Bil- • Bez bebek gin,1990,s.193) • Ahşap bebek • Plastik bebek Kitre: Bir tür diken bitkisi olan gevenden • Boncuk bebek elde edilen, açık sarı renkli bir süre soğuk • Mısır kapçığı bebek suda bekletilip pelte haline getirildikten son- • Kâğıt bebek ra yapıştırıcı olarak kullanılan madde (Mey- Bazı yörelerde ise yaptığı işleve göre isim- dan Larousse ansiklopedisi 1969). lendirilen örneklere rastlanmaktadır; Gelenek: Kuşaktan kuşağa geçerek gelen top- Örnek vermek gerekirse Kastamonu da ya- luluğun üyeleri arsında ortak ve özel bir ruh pılan şık şıklı bebek örnek olabilir. Bu be- ve dolayısıyla sağlam bir bağ kuran her tür- bek ipleri ile oynatılırken ahşaplar birbirine lü alışkanlık, anane (Alpaslan,2003,s.261). vurarak şık şık sesi duyulduğu için böyle Geleneksel-Folklorik giyim kuşam ve süslen- isimlendirilmektedir. Ülkemizde üretilmek- mede yüzyıllarca sürekli değişme ve geliş- 416
Folklorik Bebek Yapımı te olan el yapımı yapma bebekler; geleceğin ni anlaşılmaz bir şekilde birleştiren bir un- büyükleri, ülkelerin birçok yatırımlarını on- surdur (Bilgin, 1990, s.4). lar üzerine planladıkları çocukların, yaşan- tıları boyunca değerli bir yatırım olarak da- Bir toplumun davranış modellerini etno- ima hatırlayacakları, yaşantılarında anlamlı lojik ve kültürel sistemini bir bütün olarak bir anı olarak büyük bir yer eden faydası ve aksettiren gelenek ve adetlerimizi açıklayıcı anlamı oldukça derin ve güçlü olan kendi- verilerden biri olan Yapma Bebekçilik, sa- si basit görünümlü örneklerdir. Bu basitçe dece estetik yönüyle değil, bilimsel olarak yapılmakta olan örnekler çocukların yaşan- disiplinler arası açıdan da önemli anlamlar tılarında büyük faydalar sağlamasının yanı taşımaktadırlar. sıra iç ve dış turizmde de çok önemli etkili ve büyük faydalar sağlayabilecek güce sa- 3. Folklorik Yapma Bebekçiliğin hiptir. Anadolu kültürü olarak yaşamış, gü- nümüze ulaşmış yapma bebek örneklerinin Tarihçesi bir türü olan, kitre pamuk tekniği ile yapı- lan ve heykeltıraşlık becerisi de gerektiren Yapma bebek koleksiyonu dünyada pul ko- örnekler müzelerimizde yer almıştır. leksiyonundan hemen sonra gelen, yaygın ve vazgeçilmez bir sanat koludur. Aynı za- manda memleketlerin folklorik kültürünü tanıtan uluslararası kültür yakınlaşmalarını sağlayan konu olmakla önem kazanmakta- dır (Bilgin, 1990, s.1). Eski mısır, Yunan, Roma’dan günümüze ka- dar gelmiş çocuk mezarlarının içinde alçı, ahşap, kemik ve fildişinden yapılmış bebek figürlerine rastlanmaktadır. Bunların çocuk mezarlarının içerisinde bulunması, oyuncak olarak kullanıldıklarının kanıtı sayılmakta- dır ( Toygar,1987, s. 95). Fotoğraf 1. Trakyalı Ayşe gelin folklorik bebek örneği Ülkemizde yapma bebekler oyuncak, kukla ve ritüel fonksiyonlarıyla yaygın bir alan- Geleneksel bir el sanatı olan folklorik be- da yaşamaktadır. Şehir ve kasabalarımızda bek yapım tekniği, tarihsel geçmişinden genel olarak “bebek” adıyla biliniyor olsa günümüze büyük bir teknolojik tanıklık ile da pek yaygın değildir. Anadolu’nun birçok değişiklik göstermeden gelmiştir. Ancak ola- yerinde bebeğe “gelin” denir. Çanakkale, af- bildiğine farklı anlamlar taşıyan etnografik yon, Denizli, Konya, Akşehir, Niğde dolay- bir obje olmuştur. Bebek, yetişkinler için ta- larında “Güççe” Erzurum, Gümüşhane gibi şıdığı mistik ve sihirli manalarıyla geçmişi, yerlerde “Korçak” Manisa, Akşehir dolayla- şimdiki zaman ve dünyanın bilinmeyenleri- rında “Kurçak” denir ( Bilgin, 1990. S.41). Türklerin orta Asya da oyuncak bebek yap- tıkları ancak sonra İslamiyet’in etkisiyle bu geleneği bıraktıkları, Anadolu’ya geldikten sonra da Selçuklu ve Osmanlı imparator- 417
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi lukları döneminde küçük zanaat ustalarının Hangi çeşit ve teknik ile çalışılacağı kararı ve- oyuncak geleneğini sürdürdüğü bilinmekte- rildikten sonra ikinci yapılması gereken hangi dir ( Önder, 1986. s. 14). yörenin giyim kuşamının yapılacağına karar vermektir. Yöre belirlendikten sonra o yöre 4. Folklorik Bebek Yapımında ile ilgili araştırma yapmak gerekmektedir. Yapılan araştırmadan sonra bebek bedeni Kullanılan Araçlar ve Malzemeler hazırlanarak giysiyi giyecek duruma getirilir. Yörenin özelliğine uygun giysi parçalarının Folklorik Bebek yapımında kumaş çeşitleri, kalıpları hazırlanarak bebek üzerinde provası mısır koçanı kabukları, ağaç dalları, do- yapılır dikilmeye hazır hale getirilir. ğal yün, pamuk, yapay saç, elyaf, iplikler, Giysi parçalarının kalıpları yörenin özellik- tel çeşitleri, doğal taşlar, yumuşak taşlar, lerine uygun kumaşlara uygulanarak dikilir. süpürge, plastik, kitre, pamuk, seramik, Giysileri süsleyen takılar, baş süslemeleri, kâğıt, boncuk, lastik, meyve tohumları oyalı yazması, çorabı, terliği veya ayakkabısı boya çeşitleri, tutkal gibi malzemeler kul- hazırlanır. lanılmaktadır. Kullanılan malzemeye göre Hazırlanan bebek, giysileri giydirildikten de isimlendirilmektedir. Araç olarak dikiş sonra aksesuarları ile süslenerek yöresinin makinası, makas, iğne çeşitleri, pens, tel görsel zenginliği ve yaşam biçimi hakkında makası, mezura, ütü, oyma ve kazıma gibi birçok özelliğini yansıtacak biçimde iç ve dış aletler kullanılarak bebek üretimi yapılabi- turizm için önemli bir obje olarak hazır hale lir. gelecektir. 5. FolklorikYapma Bebekçilikte 6. Bir Folklorik Yapma Bebek Çeşidi Olan Kitre Bebek İşlem Hazırlık Aşamaları basamakları Folklorik bir bebek çalışabilmek için önce- Birçok malzeme ile yapılarak, hangi malze- likle hangi tekniğin kullanılacağına karar me kullanılırsa o malzeme ile isimlendirilen vermek gereklidir. Kitre bebek, bez bebek, bebek çeşitlerinden kitre bebek yapım aşa- doğal bitkilerden çalışılan bebekler gibi adını maları sırası ile açıklanmıştır. yapıldığı malzemeden alan her bir çeşit için çalışma teknikleri farklıdır. Fotoğraf 2 . Kitre Bebek beden ve baş hazırlama örneği 418
Folklorik Bebek Yapımı Fotoğraf 3. Kitre bebek yüz boyama, Fotoğraf 4. Folklorik kitre bebek örneği 30-35 cm boyunda bir bebek için; • Hangi yöre giysileri giydirilecek ise • Tel iskelet hazırlanır araştırması yapılır. • Beden kalıpları patiska veya poplin ku- maşa yerleştirilerek kesilir. • Giysi kalıpları hazırlanır. • Kesilen parçalar makinada dikilerek • Yöre özelliğine uygun kumaşlar hazır- ters çevrilir. • Beden kollar ve bacaklar tel iskelete lanır. geçirilir. • Kalıplar kumaşa uygulanır. • Beden parçalarının içi doldurulur. • İşleme yapılır ve dikilir. • Baş eller ve ayaklar kitre ile çalışı- • Bebeğe giydirilir. lır. Kitre ile çalışılan baş-yüz, eller ve • Aksesuarları hazırlanarak gerekli süs- ayaklar iyice düzgün hale getirilir. Ku- rumaya bırakılır. lemeler yapılır • Kuruduktan sonra yüz, eller ve ayaklar ten boyası ile boyanır. 7. Folklorik Yapma Bebekçiliğin • Makyajı yapılır. Turizmdeki Yeri • Saçları yerleştirilir. Turistik: Turistlerin gereksinimlerini kar- şılayıcı ya da onları çekici, ilgilendirici ni- teliği olan nesne (Demir, Barış 1997,s.178). Anadolu geleneksel kıyafet zenginliğinin en güzel örnekleri müzelerimizde yerlerini 419
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi almışlardır. Yazılı kaynaklar olarak ta araş- dış turizm için turizm gelir koluna büyük tırmalar ile belgelenmişlerdir. Birçok ülke katkı sağlamak olabilir. folklorik zenginlik açısından bizim kaynak- larımız kadar yoğun çeşitliliğe sahip olmasa 8. İcra Edildiği Bölgeler ve Bilinen bile bebekleri ile dünyaca tanınmıştır, turis- tik ürün olarak turizme önemli destek sağla- Ustalar maktadır. Bizim ülkemizde ki durum henüz istenilen düzeye ulaşamamıştır. Japonya, sa- Fidan Atmaca Kars-Damal bebekleri kendi nayi kolunda dünyada bir numaralı devlet giyim kuşam biçimini plastik bebekler üze- olmasına rağmen, folklorik yapma bebek rine giydirmektedir. Yaptığı yöresel bebek- sanat dalına, özünü bozmadan ve bilinçli ler ile Japonya da yapma bebek ödülünü uygulamalarla gerekli önemi göstermiş, el Türkiye’ye kazandırmıştır. yapması bebeklerle makinaya dönük bebek sanayine ağırlık vererek turizm gelirlerinin bir kısmını bu konu ile sağlamıştır ( Bilgin, 1990 s.55). Fotoğraf 5. Zonguldak yöresi folklorik kitre bebek örneği Fotoğraf 6. Ardahan yöresi folklorik Damal bebek örneği Folklorik yapma Bebekçiliğin ülke genelin- Soğanlı ve Derinkuyu Halk Eğitim Mer- de yaygınlaşmasının birinci amacı oldukça kezlerinde yapılan bebekler. Süsleme ve zengin olan Anadolu geleneksel giyim-ku- ilavelerde, sipariş veren kişilerin zevki de şam örneklerinin biblo olarak görsel şölene gözetilmekte, dolayısıyla bebekler, her sene dönüşmesi olabilir. İkinci amaç ise; gelenek- bir öncesinin bebeğine göre değişikliğe uğ- sel zengin kültür birikiminin ulusaldan ev- ramaktadır (Bilgin, 1990,s.51). rensele tanıtılmış olmasının yanı sıra iç ve 420
Folklorik Bebek Yapımı mektedir. Ayrıca Halk Eğitim Merkezleri, Olgunlaşma Enstitülerinde kitre bebek ya- pım teknikleri kursları bulunmaktadır. Ana- dolu’nun birkaç bölgesinde kendi imkânları ile çalışarak para kazanan ev atölyeleri de çoğalma eğilimindedir. Yörelere göre üretimi yapılan bebek çeşit- leri; • Kayseri Yeşilhisar- Soğanlı bebekleri • Adıyaman Besni bebeği • Muğla Çomakdağ bez bebeği • Ardahan Damal bebeği • Bursa Keles bebeği • Kars Kağızman bebeği • Kastamonu Azdavay bebeği Fotoğraf 7 . İç Anadolu yöresi, folklorik Soğanlı bebek örneği • Batman el yapımı ören bebekleri • Sivas Yenihan bebekleri Folklorik Yapma Bebek çeşidi olan Kitre bebek • Balıkesir bengi kitre bebek yapımı teknikleri eğitimi: Kız meslek liseleri • Gaziantep ezogelin bebeği ve birkaç sanat tasarım fakültesinin eğitim • Elazığ çayda çıra bebeği öğretim programında verilmeye devam et- 421
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Kaynaklar Alpaslan, S.A (2003). Tasarım Mesleki Resim. İstanbul: Önder, Nabey (1986).Türkiye’de Oyuncakçılık, Ankara: Ya-Pa yayınları. Folklor Halkbilim Dergisi, Cilt 4, Sayı 35. Bilgin Nuran (1990).Folklorik Yapma Bebekçilik, Ankara: Özdemir, Melda (2003).Yapma Bebek Teknikleri, İstan- Kültür Bakanlığı yay. Ankara Ü. Basımevi. bul: Ya-Pa Yayınları. Demir, Tuna. Dindar, Barış (1997).Oyuncak ve Turistik Güvenç, Bozkurt ( 2002).Kültürün ABC’si, İstanbul: Biblo, İstanbul: millî Eğitim Basımevi. Yapı Kredi. Dictıonnarie Larousse (1993). Ansiklopedik Sözlük. İs- Yıldırım, Dursun (2008). Kaşgarlı Mahmud Kitabı. An- tanbul: Milliyet. kara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Eronç Perihan, Y (1984).Giyim Süsleme Teknikleri, İstan- URL1 http://www.cihanblog.com/soganli-bebek-so- bul: M.E.B. Devlet Kitapları. ganli-doll.html Koçu, Reşat. Ekrem (2015) Türk Giyim Kuşam ve Süs- Kaynak kişiler leme Sözlüğü, İstanbul: Doğan kitap yayınevi. Toygar, Kamil (1987).Ülkemizde Folklorik Yapma KK 1:Fidan Atmaca ( Ardahan Yöresi, Kültür Ba- Bebekçilik, Folklorik Doll Making’in Turkey, kanlığı Folklorik Bebek Sanatçısı) Türk Folkloru Araştırmaları, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Da- KK 2:Şaziye İlgün ( Kütahya-Eskişehir Yöresi, Kül- iresi Yay. tür Bakanlığı Bebek Sanatçısı) Meydan Larousse (1969).Büyük Lügat ve Ansiklopedi, KK 3:Naciye Aksakaloğlu (İstanbul, Kültür Bakanlı- ğı Kitre Bebek Sanatçısı) Ankara: Meydan Yayınevi. Özder, Lale (1999). İç Anadolu Bölgesi Geleneksel KK 4:Perihan Uğurlu (Zonguldak, Kültür Bakanlığı Kadın Başlıkları, Ankara: Kültür Bakanlığı. Kitre Bebek Sanatçısı) 422
G
GELENEKSEL NAKIŞ (TÜRK İŞİ, HESAP İŞİ, TEL KIRMA) İŞLEMECİLİĞİ Traditional Embroidery Tuba Bahar* Abstract The art of embroidery, which develops with the idea made by counting the length and width of the weaving. of attaching two separate pieces to each other in a These techniques are mostly applied on two-dimensional decorative way, is the decoration made with threads on covers in a wide range of embroidery types such as the surface of weaving, leather, felt, with a needle or clothing, home decoration, and ceremonial items. These other means. Traditional Turkish embroideries bearing techniques, which are mostly applied on cloths such the traces of a deep-rooted past were influenced by the as napkins, knives, greases, circles, and makrama, are Central Asian culture, Islamic civilization and the ancient generally embroidered with silk thread or metal threads civilizations of Anatolia, and gained various dimensions on silk and cotton fabrics. Floral motifs were dominant in with the effects of East-West cultures. The most the decorations, which were processed in a monochrome brilliant period of traditional embroidery is the period and polychrome coloring system, and were sometimes of the Ottoman Empire. There is a master-apprentice interpreted together with other decoration types. The relationship in the production activities carried out motifs are stylized and separated from the essence through palace workshops and non-palace workshops. of reality. In the composition of the motifs, there are The production and training aspects of home embroidery arrangements covering the entire surface of the cover as were carried out by instructor women. Traditional hand well as some arrangements in certain parts of the cover. embroidery, Turkish work, hesap-işi and wire break processing techniques are the techniques that are Keywords: Traditional embroidery, Türk işi, Hesap işi, Tel kırma * Doç.Dr.,Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, El Sanatları, [email protected] 425
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 1. Geleneksel İşlemelerinin Tanımı süsleme ve diğer sanat kollarında ortaya çı- karılan eserlerden anlaşılmaktadır (Sürür, İki ayrı parçayı birbirine dekoratif bir şekil- 1976: 13). Göçebe yaşamdaki çadır süsleme de tutturma fikri ile gelişen nakış sanatı, iğne geleneği Selçuklular döneminde de devam ya da başka araçlarla, dokuma, deri, keçe etmiştir. Çadırlarda, dokuma ve süsleme sa- yüzeyi üzerine ipliklerle yapılan süslemeler- natları ile birlikte işlemeye de yer verildiği dir. İnsanoğlunun zaman içinde estetik gö- Selçuklu minyatürlerinde görülmektedir. Bu rünüm sağlama arzusu, süslemeyi ihtiyaçlar çadırlarda görülen yapıştırma keçe tekniği, zeminine taşımış, böylelikle süsleme olgu- Hunlardan Selçuklulara kadar devam eden sunun yaşama yerleştirilmesi çeşitli nakışlı bir teknik olarak bilinmektedir. İşlemelerde ürünlerin üretilmesine ve değişik uygulama kıvrık dal ile birlikte hayvan biçimleri kul- tekniklerinin gelişmesine imkân sağlamıştır. lanılmış, malzeme olarak en çok renkli ku- Nakış sanatı içinde oluştuğu her toplumun maş tercih edildiği tespit edilmiştir (Berker, yaşam kültürü ile şekillenmiştir. Köklü bir 1981:21). İslam dininin kabulünden sonra, geçmişin izlerini taşıyan Geleneksel Türk insan figürlerinin bezemelerde kullanılması işlemeleri, Orta Asya kültürü, İslam mede- ortadan kalkmış, hayvan figürleri ise soyut niyeti ve Anadolu’nun eski uygarlıklarından bir biçimde uygulanmıştır. etkilenmiş, Doğu-Batı kültürlerinin etkile- riyle çeşitli boyutlar kazanmıştır (Barışta, Beylikler döneminden günümüze ulaşan 1995:3). işleme parçaları bulunmamasına rağmen, Beylikler Dönemine ait mezar taşları üze- 2. Geleneksel İşlemelerin rinde, işleme yapan kadın figürlerinin olu- şu, o dönemde işlemenin yapıldığını gös- Tarihçesi termektedir (Barışta, 1995: 13). H.Örcün Barışta eserinde “Anadolu Beylikleri Dö- Türk işlemelerine tarihsel bir perspektif ile neminde Marco Polo’nun anılarında küçük baktığımızda; Türklerin Anadolu’ya göç Asya’da oturan Selçukluların çarşı kuruluş- öncesi yaşadığı çevrelerin, göç esnasında larından övgü ile söz etmiş ve Rum Erme- karşılaştığı kültürlerin ve Anadolu toprak- ni ile Türk ustalarının şehirlerde yan yana larına ulaştığında mevcut kültürlerin etkisi çalıştığını belirtmiştir”. İbni Batuta günlü- ile gelişen bir sentezden bahsetmek gerekir. ğünde “Konya çarşısında her sanatın erbabı Hun, Göktürk ve Uygurlarda, göçebe yaşa- bir yerde toplanmış bulunmaktadır”, ”zen- mın etkisiyle taşınılabilir kullanım eşyaları gin bir çarşı kuruluşu bulunan Erzincan’da hayvan figürleriyle bezenmiş, bitkisel beze- şehrin adıyla tanınan nefis kumaşlar bulun- meler giyim kuşamda kullanmışlardır. maktadır. Ladik’te altınla işlemeli pamuklu elbiseler yapılmaktadır” gibi cümlelerle çar- Önce Uygurlarda, daha sonra Selçuklular- şı kuruluşları ile kumaş ve işleme iğnelerine da yerleşik yaşama dair izlere rastlanmakla işaret etmektedir” (Barışta, 1995:13). İbni birlikte, bu yaşama biçiminin devlet düze- Batuta bir müderrisin üzerinde altın kak- nince korunan sistematiğe kavuşması Ana- malarla süslü bir lata bulunduğunu, Aya- dolu Selçukluları ve Osmanlılar döneminde saluğ (Selçuk) beyinin sırma işlemeli “nah” olmuştur. Yerleşik yaşamın, süreçte kendi denilen hilatı hediye ettiğini belirterek, kurumlarını getirdiği, bu arada sanat ala- metal plaka aplike ve sırma ile uygulanmış nında belli bir sanatkâr sınıfın da doğduğu, 426
Geleneksel Nakış (Türk İşi, Hesap İşi, Tel Kırma) İşlemeciliği iğne tekniklerinin varlığından söz etmekte- ları ve yetiştirdikleri öğrenciler ile 16.yüzyıl dir. Ayrıca Birgi beyinin işlemeli kumaşlarla işleme sanatının parlak devrini yaşamasına örtülü sedirde oturduğundan bahsederek, katkıda bulunmuşlardır. işlemelerin iç dekorasyonda da uygulandığı vurgulanmıştır (Barışta, 1995: 13). Bazı durumlarda saraya kaynaklık eden saray dışı işlemeleri, evlerde ve çarşılarda Türk işlemeleri, Osmanlı İmparatorluğu yapılmıştır. Saray atölyeleri, ihtiyaca cevap döneminde en parlak dönemini yaşamıştır. veremedikleri durumlarda bu kaynakları Bu dönemde işlemeler, saray ve saray dışı kullanmışlardır. Saray dışındaki işlemeler olmak üzere iki ana çevrede üretilmiştir. şehir ve halk işlemeleri olarak ayrı özellikler Uygulaması iğne iplik gibi basit araç ge- taşımıştır. İstanbul’a değişik çevrelerden ge- reçlerle yapılabilen, ekonomik getirisi olan, len esnaf ve sanatkârlar üretimlerini devle- boş zamanı değerlendirme amacına hizmet tin denetimi altında sürdürmüşlerdir. Şehir eden işleme sanatı, hemen her evde uygu- işlemeleri, saray işlemelerinin etkisiyle çarşı- lanabilecek hale gelmiştir. Osmanlı İmpa- da yapılmış ya da saray örneklerine özenile- ratorluğu döneminde işlemeler yaşamın üç rek oluşturulmuştur. ana dönemi olan doğum, evlenme ve ölüm olguları etrafında şekillenmiştir. Bu dönem- İşleme tekniklerini iyi bilen aşina kadınlar, de işlemeler, saray ve saray dışı olmak üze- evden eve giderek iğne tekniklerini diğer re iki ana eksende üretilmekteydi. Değişik insanlara öğretmekteydiler. Aşina kadın- çevrelerden gelen ve getirtilen yerli ve ya- ların yaptığı işin aynısını yapan ve kendi- bancı sanatçıların çalıştığı saray, kültürler lerine bulya denen kadınlar ise merkezde arasında karşılıklı bir geçişi sağlamakta, öğrendikleri teknikleri imparatorluğun uç aynı zamanda bir eğitim merkezi özelliği ta- bölgelerine aktararak uygulamaları zengin- şımaktaydı. Topkapı sarayı müzesi arşivinde leştirmekteydiler. Örneğin Macarlarda bul- bulunan Ehl-i Hiref defterinin 8. ve 9. say- yaların şatodan şatoya giderek işleme yaptık- falarında Osmanlı İmparatorluğunun farklı larından ve Macar asillerinin eşlerine bulya bölgelerinden gelen birçok ustanın saray armağan ettiklerinden Gertrude (1943) ta- atölyelerinde Türklerle beraber çalıştıkları rafından bahsedilmektedir. Zamanla başka belgelemektedir. Topkapı Sarayı birinci av- bir sürecin daha yaşandığı gözlenmektedir. lusunda yer alan saray atölyeleri hükümdar- Sarayda eğitim almış harem kızları, üst dü- ların ekonomik desteğiyle işletilmekteydi. zey memurlarla yaptıkları evlilikler sonucu Böylelikle işleme sanatı sarayda yükselme saray dışına çıkmışlar, bilgilerini yeni girdik- imkânı sağlayan prestij mesleklerden biri leri çevrelere taşımışlardır. Böylelikle saray haline geldi (Barışta, 1995:17). da ev işlemelerinin kaynağı durumuna gel- miştir (Barışta, 1995:19). Mithat Paşa’nın Bir çeşit meslek örgütü olan Ehl-i Hiref, Fa- 1864 yılında açtığı, Ahmet Vefik Paşa’nın tih Sultan Mehmet, II. Beyazid, Yavuz Sul- geliştirdiği kız sanat okulları ile işlemecilik tan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’ın örgün eğitim programına alınmıştır (Barış- saltanatları süresince işlevini sürdürmüştür. ta, 1995:67). Ehl-i Hiref ’deki Nakkaşlar bölüğü, sanat ta- rihi açısından önemlidir.Şah Kulu ve Kara Çarşı üretiminde esnaf ve sanatkârların Mermi gibi önemli nakkaşlar, özgün üslup- uygulamaları, devlet kontrolü altındaydı. Merkezi idare, ipek, keten, yün ve metal 427
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi gibi hammaddeleri derneklere dağıtmakta, 1. Dokumanın iplikleri kapatılarak yürü- bu hammaddeler loncalar vasıtasıyla iplik, tülen iğneler metal bükümlü iplik (sim), süsleyici gereç ve dokuma formalarına dönüştürülmekteydi. 2. Dokumanın iplikleri çekilerek yapılan Böylece birçok işyeri ve çeşitli atelyelerde iğneler üretim yapılıyordu. 3. Dokumanın iplikleri kesilerek yapılan 3. Geleneksel İşlemelerinin iğneler Sınıflandırılması 4. Dokumanın veya dokumaların iplikle- Geleneksel işlemelerde kullanılan teknikler, ri bağlanılarak yapılan iğneler işlemelerde gözlenen uygulama biçimleri, işlenecek dokumayı oluşturan iplikler üze- (Barışta, 1997: 1) . rinde yapılan temel işlemelerdeki sistem doğrultusunda beş ana grup altında toplan- 4. Geleneksel İşleme Teknikleri maktadır: (Türk İşi, Hesap İşi, Tel Kırma) 1. Dokumanın iplikleri üzerinde yürütü- len iğneler: Bu çalışmada ürün çeşitliliği olarak ev tez- yinatı, giyim kuşam türleri, toplumun gün- Dokumanın en ve boy iplikleri serbest lük ve tören ihtiyaçlarını bezemek amaçlı stilde ya da sayılarak yapılan iğneler- uygulanan geleneksel işleme tekniklerinden, le bezenir. Bu grupta yer alan iğneler, Türk işi, Hesap İşi ve Tel kırma teknikleri işlemecinin amacına göre iki grupta üzerinde çalışılacaktır. toplanır. 4.1. Geleneksel İşleme Terimleri ve a. Serbest stil iğneler; dokuma üzerin- de kabartma bir görünümde yer alır. Tanımları Gözeme, sarma, iğne boyası (Çin iğ- nesi), balıksırtı, Romanya iğnesi, Gi- Türk İşi: Geleneksel el işlemelerinin eşsiz bir rit iğnesi, Fransız düğümü (tohum),- türü olan, kumaşa desen çizilerek geçirilen, zincir ve Bulonya iğnesi bu grupta kasnak veya gergef üzerine gerilen kumaş- yer alır. Sarma ve gözeme çeşitleri lar üzerine, iplik ve sim kullanılarak iğne ile en yaygın kullanılan iğneleridir. işlenen, mürver tekniği dışında tersi ve yüzü aynı görünüşü olan işleme çeşidine” Türk b. İplik sayılarak yapılan iğneler gru- işi” tekniği denmektedir (Sain, 1995:17). bunda bezemeli, düzenli olarak “Türk işi” nitelemesinin, anonim olarak or- dokunmuş bir doku oluşturmak taya çıktığı süreç içerisinde, özellikle örgün amaçlanır. Dokumanın en ve boy ve yaygın eğitim kurumlarında işlemenin, iplikleri sayılarak yapılan bu grupta, öğretim programları vasıtasıyla, Türk işle- hesap iğnesi, kum iğnesi, yüzeysel me literatürüne geçtiği söylenebilinir. İsim- pesent (yüzleme), pesent, muşabak, lendirme esasında bu teknik, genel anlamda mürver, sayılı sarma iğneleri, tek bir işleme tekniği türünü ifade etse de, ciğerdeldi ve tel kırma iğneleri var- içerik bakımından birden fazla işleme tekni- dır. ğini barındırır. 428
Geleneksel Nakış (Türk İşi, Hesap İşi, Tel Kırma) İşlemeciliği Fotoğraf 1. Türk İşi (Ülker Okçuoğlu Muncuk Müzesi) pesent, kumaşın düz ipliği takip edilerek Fotoğraf 2. Pesent uygulanır. Verev pesentte, her sıra, bir önce- İşleme Tekniği Türk işi iğne teknikleri, dokumanın iplikleri ki sıraya göre birer iplik yukarı kaydırılarak üzerinde serbest stilde ya da dokumanın ip- yapılır. Gölgeli pesent, renk tonları kullanı- (Ülker Okçuoğlu likleri sayılarak yapılmaktadır. Türk işi iğne larak yapılır. Dönerek pesent, genellikle yu- teknikleri, sarma (susma), mürver, muşabak, varlak şekillerde uygulanır. Tahrilli pesent, Muncuk Müzesi) pesent, balıksırtı, hasır iğne, civankaşı ve farklı renkteki ipliklerin, açık koyu renk de- gözemedir. Motif üzerinde bu iğne teknik- ğerlerinin belirgin biçimde ayrıldığı, pesent leri birkaçı bir arada kullanılarak Türk işi batış çizgilerinin desenin şekline göre düz işlemesini oluşturur. Tarihsel süreç içerisin- çizilerek işlendiği bir çeşitlemedir (Özcan,, de Türk işlemelerinin en parlak olduğu dö- 1994: 79-84). nem olan, 15 ve 16. yüzyılda pesentin ana iğne olarak uygulandığı dikkat çekmektedir Muşabak: İşlemesinin iki yüzü aynı görüntü- (Barışta, 1995: 22). 17. yüzyılda balıksırtı, yü veren sayılı bir iğnedir. Bu iğne “üçgen sarma, hasıriğne, civankaşı ile iğne türü sa- Türk iğnesi” olarak bilinen iğne ile aynı yısında bir artış gözükmektedir. 18. yüzyılda işlemler uygulanarak verev iplikler üzerin- bu iğne tekniklerine muşabak eklenmiş ve de işlenir. Delik işi görünümünde olmasına bir örtüde üçten fazla iğne sayısı uygulan- rağmen dokumanın iplikleri çekilmeden mıştır (Barışta, 1995: 38, 52). yapıldığı için ajur olarak da isimlendirilen delik işinden farklı uygulanır. Türk işleme- Pesent: Türk işi işlemelerinde, yüzyıllar boyu lerinde 18. yüzyılın ikinci yarısı, 19. yüzyıl çok uygulanan geleneksel sayılı bir iğnedir. ve 20. yüzyıl başlarında oldukça yaygındır. Pesent gözeme sırasının dönüşünde aynı Genellikle bir motif bezemek için ya yal- işlem tekrar edilerek, boş bırakılan yerle- nız başına ya da hesap iğnesi, balık sırtı v.b. rin doldurulmasıyla oluşur. İki yüzü aynı gibi sayılı iğnelerle beraber çalışılır (Barışta, görüntüyü veren bu iğne dikey, yatay ya da 1997: 95). verev sıralar biçiminde dokumaya bağlı ola- Mürver: İsmini Mürver çiçeğinden alan mür- rak üç, beş, veya altı iplik sayılarak yapılır ver, sayılı iğneler arasında iki yüzü farklı gö- (Barışta, 1997: 105) Türk işinde pesentler, rünüm veren bir iğnedir (Barışta, 1997: 98). “can damarı” işlemlerdir. İplik kalınlığına bağlı olarak pesent boyları değişebilir. Ke- nar gözemesi yapıldıktan sonra uygulanır. Bazı yörelerde “Dilim İğne” denir. Düz, ve- rev, gölgeli, dönerek, tahrilli pesent, yüzey- sel pesent bu iğnenin çeşitlemeleridir. Düz 429
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Gözeme: Genellikle Türk işlemelerinde bu bildiği gibi diğer işleme teknikleri ile birlikte iğne, motiflerin dış veya iç çizgilerini vurgu- de kullanılmaktadır ( Çıttır ve Özcan, 2008: lamak için uygulanılır. Gözemenin en yay- 29). Serbest stilde uygulanan bu iğne ya yal- gın türü, teğel şeklinde gidilen sıranın, boş nız ya da başka iğnelerle birlikte işlenir. 16, yerlerinin aynı işlemlerle doldurulması ile 17 ve 18. yüzyılın başlarında Türk işlemele- elde edilir (Barışta, 1997: 68). rinde çiçeklerin dalları ya da küçük yaprak- lar v.b. küçük üniteler üzerinde uygulanan Hasıriğne: Teknik okullarımızda “hasır iğne” bu iğne 19 ve 20. yüzyılın başlarında büyük ismiyle bilinen bu iğne, birbiri üzerine kay- yüzeyleri doldurma iğnesi olarak da kulla- dırılarak yerleştirilmiş dikdörtgen ya da kare nılmıştır (Barışta, 1997: 120). biçiminde sarma gruplarından oluşmakta- Balıksırtı: Bir tür sarma çeşitlemesi olan ba- dır (Barışta, 1997: 70). lıksırtı, iki yüzü aynı olan, karşılıklı verev sarma iğnesinin kaydırılarak çalışılmasın- Civankaşı: Kumaş üzerine, dokuma ya da dan oluşur. brokar etkisi yaratmak için uygulanılan bu Hesap İşi: Geleneksel işleme tekniklerinden iğne, sarma ile yapılan üçgenlerden oluşur. bir diğeri; dokumanın en ve boy iplikleri Bizans İmparatorluğunda da uygulanan bu üzerinde sayılarak yapılan Hesap İşi tekni- iğne Osmanlı İmparatorluk Dönemi’nde ğidir. Türk işlemelerinde ya yalnız başına ya özellikle kalın bordürlerin bezenmesinde da başka iğne bileşimleriyle uygulanan bu kullanılmıştır (Barışta, 1997: 43). iğne 17.yüzyıldan bu yana izlenebilmekte- dir. Halk arasında “sıçratma”ismiyle bazı Sarma: Dokumanın özelliğine uygun iplik- bölgelerde yaygın kullanılan hesap iğnesi- lerle, en, boy, verev iplik düzeninde, desenin nin düz ve verev iplikler üzerinde uygula- şekline göre karşılıklı iğne batışlarının birbi- nan iki türü vardır (Barışta, 1997: 73). rine paralel ve eşit aralıklarla yapılmasıyla oluşur. Sarma iğnesi tek başına uygulana- Fotoğraf 3. Hesap İşi (Nursel Baykasoğlu Atölyesi) 430
Geleneksel Nakış (Türk İşi, Hesap İşi, Tel Kırma) İşlemeciliği Tel Kırma: 18. yüzyıldan sonra uygulanmaya Fotoğraf 5. Tel başlayan tel kırma, özel bir iğne ve tel yardı- Sarma (Ankara- mıyla dokumanın iplikleri sayılarak yapılan bir işleme tekniğidir. Tel kırma Türk işleme- Beypazarı özel lerinde motiflerin çevresini bezemek için ya da tek başına kullanılır (Barışta, 1997: 133). koleksiyon) İşleme teli makas kullanılmadan kıvrılarak koparıldığı için bu tekniğe tel kırma adı ve- rilmiştir. Bazı bölgelerde bu tekniğin tel kır- madan işlendiği görülmektedir. Bartın’da tel işi, Bolu ve Ankara-Beypazarı’nda şamaka, Yozgat’da işlengi, Bingöl’de çakma gibi ya- pıldığı yöreye özgü isimlendirilmeleriyle tel kırma tekniği günümüzde devam etmekte- dir. Tel kırma işlemede iki ayrı teknik vardır. Bunlar + artı puan ve X çarpı puan teknik- leridir. 5. Geleneksel İşlemelerde Kullanılan Araç ve Malzeme Özellikleri Gergef: İşlemede kullanılan dört ayaklı, dik- dörtgen çerçeve biçiminde işlenecek örtü- nün boyutlarına göre ayarlanılabilen bir tür kasnaktır. Fotoğraf 4. Tel Kırma (Ankara-Beypazarı özel koleksiyon) Kasnak: İç içe sıkıştırılmış iki daire biçiminde tahtadan oluşan, işlenilecek parçanın geril- Tel Sarma: Tel sarma olarak son yıllarda işle- mesine yarayan araçtır. me terminolojisine katılan bu teknik, esasın- da sarma tekniğinin özel iğne ve tel aracılı- İğne: İnce, ucu sivri, öteki ucunda iplik geçi- ğı ile karşılıklı paralel desen çizgisi üzerine rilecek deliği bulunan çelik araçtır. düz, verev olarak işlenmesiyle oluşur. Tel sarma dokuma iplikleri üzerinde serbest Kırmatel İğnesi: Tel kırma işinde kullanılan, stilde uygulanan bir teknik olduğu için mo- metal ipliğin geçebileceği büyük bir deliği tifler çoğunlukla kıvrımlı çizgilerden oluşur. olan, yassı metal iğnedir. Tel sarma bir işlemede tek başına kullanıl- dığı gibi özellikle geleneksel Türk işi tekni- Kasnak Bezi: İşleme yapılacak kumaşın kas- ğinde motif kenarlarında bordür niteliğinde nağa ya da gergefe gerilmesinde kullanılan görebiliriz. Tel kırma ile olan ortak özelliği pamuklu kumaştan yapılan bez parçalarına kullanılan araç gereç özelliğidir. denir. Makas: Kesme işleminde kullanılan, bir ucunda keskin bilenmiş keski, diğer ucun- 431
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi da parmağın girebileceği delk bulunan iki Bohça: Kare ya da kareye yakın dikdörtgen parçanın birbirine çivi ile tutturulmasından biçiminde olan keten, atlas, kadife, pamuk- oluşan araçtır. lu vb. kumaşlar üzerine yapılan işlemelerle bezenmiş, eşyayı temiz biçimde saklamak İplik: İpek, pamuk, yün, keten, maden, sen- ya da taşımak amacıyla yapılmış örtülerdir tetik dokuma maddelerinin uzun, ince lif- (Barışta, 1999: 200). lerinden her biri ve bu liflerin birlikte eği- rilmiş, bükülmüş, çekilmiş durumu olarak Çevre: Ya dört kenarı bordür biçiminde be- tanımlanabilir. Geleneksel işlemelerde, ince zenmiş ya da dört köşesi motiflerle belir- ve kalın bükümlü doğal boyalı ipek iplikler, lenmiş keten, pamuklu dokumalar üzerine çok ince çekilmiş altın, gümüş metal iplikler, işlemelerle bezenmiş 60X60 cm. civarın- metal bükümlü iplikler kullanılmıştır. da boyutları olan bir tür örtüdür (Barışta, 1999: 203). Kumaş: Geleneksel işlemelerde kullanılan kumaşlar uygulama yapılacak işleme tekni- Çarşaf: Yatağa güzel bir görünüm kazan- ğinin uygulanış biçimine göre değişmekte- dırmak ve kirlenmesini önlemek amacıyla dir. Türk işi, hesap işi, tel kırma iğne tek- yapılmış, yatağın üstüne, yorganın altına niklerinin ortak özelliği dokumanın en ve serilen genellikle iki geniş kenarı işleme- boy ipliklerinin belli bir ritimde sayılarak lerle süslenmiş büyük dikdörtgen örtüdür uygulanmasıdır. Bu sebep ile tercih edilecek (Barışta, 1999: 203). kumaşın en ve boy ipliklerinin sayılabilir nitelikte olmasıdır. Geleneksel işlemelerde Don: Dize ya da ayak bileğine kadar uza- ince keten, ipek, düz ince ipek, keten yaz- nan, değişik ağ kesimler olan, içe giyilen ma, ipek havlı keten, yollu keten, kalın ke- bir tür giysidir. Donların dize kadar olan- ten, yollu ipek, düz pamuklu, yünlü doku- larında paçadan başlayarak ağı ya kalça malar, yollu pamuklu dokuma, mermerşahi, hizasına kadar olan bölümü kalın bordür- tülbent gibi dokumalar kullanılmıştır. lerle işlenmiş ya da serpme motiflerle be- zenmiş örnekleri yanı sıra yalnız paçası ve 6. Geleneksel İşleme Türleri yanları işlemelerle süslenmiş tipleri vardır (Barışta, 1999: 207). Geleneksel işlemeler, giyim, kuşam, me- rasim törenleri, ev eşyası ve tamamlayı- Gelin Duvağı: Gelinin baş süsünü tamam- cı parçalar gibi kullanım amacına uygun lamak ve yüzünü örtmek için hazırlanmış yapılmıştır. Çalışma konusu olan Türk işi, ince, üzeri işlemelerle süslü örtüdür (Barış- hesap işi ve tel kırma teknikleri çoğunlukla ta, 1999: 211). iki boyutlu örtüler üzerinde uygulanmıştır. Bu eşyalar; Göynek: Yakasız, uzun kollu gömlek . Bir tür içe içe giyilen çamaşır. Gerek erkek gerek Ayna Örtüsü: Aynayı örtmek, süslemek ya da kadın için yapılmış ipek, pamuklu ve keten kapatmak için serilen 50X120 cm civarın- yanı sıra karışık ipliklerle dokunmuş türleri da keten, pamuk ve ipek kumaşlara, iki dar vardır (Barışta, 1999: 211). ucu veya çevresi bordür türünde bezenmiş örtüdür (Barışta, 1999:197). Hamaylı: Çapraz bir biçimde omuzdan bele doğru yerleştirilen üzeri işlemeli, 15 432
Geleneksel Nakış (Türk İşi, Hesap İşi, Tel Kırma) İşlemeciliği cm. boyutlarında eni dar olan uzun bant, lerle bezenmiş parçalara rastlanmaktadır şerit (Barışta, 1999: 212). (Barışta, 1999: 219). Kaşbastı: Ya baş örtüsünü sağlamca tut- Nihali: Genellikle daire biçiminde hazırla- turmak ya da saç tuvaletini tamamlamak nan yarı çapı 50 cm. civarında kahve tepsi- amacıyla hazırlanmış 3-5 cm. eninde, üzeri si ve fincanların bulunduğu tepsinin önüne işlemelerle bezenmiş uzun dikdörtgen bant koyarak süslemek amacıyla yapılmış işle- (Barışta, 1999: 215). meli örtüler (Barışta, 1999: 221). Kavuk Örtüsü: Ya dekoratif ya da koruyucu Paçalık: Bazı bölgelerde gelin elbisesi altına nitelikte kavukların üstüne örtülen, kareye giyilen çeşitli üniteleri işlemelerle bezenmiş yakın 100x100 cm. boyutlarında işlemeler- olan don, don parçası (Barışta, 1999: 221). le bezenmiş örtü (Barışta, 1999: 215). Peşkir: Elleri, yüzü yıkadıktan sonra kuru- Kemer: Elbiselerin beline takılan, fonksiyo- lamak için hazırlanmış iki dar ucu bordür- nel ya da dekoratif amaçla hazırlanmış iş- le bezenmiş, keten, pamuklu dokumadan lemeli uzun dikdörtgen bant, bağ (Barışta, yapılmış dikdörtgen örtü. Peşkirlerin aynı 1999: 216). zamanda peçete gibi dize örterek de kul- lanıldığı bilinmektedir. Peşkirler arasında Kese: Para, tütün, saat, mühür vb. gibi nes- “sumak peşkiri” adı verilen yer sofrasının neleri taşımak amacıyla hazırlanmış üzeri çevresini kuşatacak büyüklükte hazırlan- işlemelerle bezenmiş kare, dikdörtgen, da- mış ve işlemelerle süslenmiş olanları da ire, üçgen vb. gibi biçimlerde ağzı ya ka- vardır. Bu uzun peşkir yer sofrasının çevre- paklı ya da kapaksız, küçük boyutlu torba sine oturanların hepsinin dizlerine örtüle- (Barışta, 1999: 216). rek kullanılırdı (Barışta, 1999: 222). Kına Bezi: Kına gecesinde gelinin eline ya- Taht Saçağı: Tahtın yanlarından ileriye kılan en dışta süsleyerek sarmak amacıyla doğru uzatılan 20. Cm. civarında eni olan işlenmiş, üçgen biçiminde bir tür örtü (Ba- uzun dikdörtgen, üzeri işlemelerle süslen- rışta, 1999: 217). miş örtü. Özellikle, 19. Yüzyılda yaygınla- şan bu örtünün huzura çıkan kişilerin etek Makrama: 50x110 cm civarında boyutları öpmesinde kullanıldığı bilinmektedir (Ba- olan dikdörtgen örtüdür. Namaz bezine rışta99: 229). benzeyen makramaların iki dar kenarı işle- meli kalın bordürlerle bezenmiştir (Barışta, Traş Önlüğü: Saç ve sakal traşı için hazır- 1999: 219). lanmış, önü kapalı arkadan tutturulan, yu- varlak yakalı, büyük dikdörtgen biçiminde, Mendil: 50x50 cm. boyutlarında kare biçi- bazen işlemelerle bezenmiş önlük (Barış- minde ya elde ya da giysi belinde yer alan ta99: 231). kuşağa takılarak kullanılan bir tür işleme parçasıdır. Tütün, merasim mendili vb. Uçkur: Ya giyimi süslemek ya da elbiselerini gibi işlevine göre isimlendirilen mendil- şalvarların, belinin tutmak amacıyla hazır- lerin ya çevresi kalın bordür biçiminde lanmış, 25x125 cm. boyutları civarında, iki işlemelerle süslenmiştir ya da karşılıklı dar kenar işlemelerle bezenmiş, uzun dik- köşelerin işlenen motiflerle belirlenmiştir. dörtgen bağ (Barışta99: 231). Merasim mendillerinde göbeği de işleme- 433
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Fotoğraf 6. Uçkur geçmeli örgü, rozet, madalyon, gibi geo- (Ülker Okçuoğlu metrik bezemelerle kufi ve nesih yazı çeşit- Muncuk Müzesi) lemelerinden oluşan motif ve bordürlerdir. Somut konuların biçimlendirilmesinde an- Yağlık: İki dar kenarı işlemelerle bezenmiş tinaturalist bir yaklaşım ile bitkilerin gerçek küçük boyutlarda peşkir (Barışta99: 234). çizgileriyle değil, stilize edilerek bu nesnele- rin özü temel karakterleri verilmiştir. Sert, Yastık: Kare, dikdörtgen, daire silindir gibi geometrik çizgilerin yardımıyla yapılan formlarda hazırlanmış ya yaslanmak için ya biçimlendirmede nesnenin derinlik kazan- da dayanmak için kullanılan bazen işleme- masını sağlayan ışık, değer gibi öğelerden lerle bezenmiş, içi doldurulmuş, bir tür des- kaçınılmıştır. Soyut konuların biçimlendi- tek (Barışta99: 235). rilmesinde non- figüratif olarak nitelendi- rilebilecek biçimler sergilenmiştir. Soyut ve 7. Geleneksel İşlemelerin Desen, somut konuların bir arada olduğu karma Renk ve Süsleme Özelliği konular, zaman zaman gerçeküstü bir yo- rumla biçimlendirilmiştir (Barışta99:36.) Geleneksel işlemelerde desen ve süsleme de- taylarına bakıldığında gözlenen konuların İşlemelerde bezemelerin kompozisyon dü- somut, soyut ve karma konulardan oluştuğu zenlenmesi, eşyanın ya bütün yüzeyine ya bilinmektedir. Somut konular; küpe, bahar da yüzeyin belli yerini bezemek amacıyla dalı, narçiçeği, karanfil, lale, sümbül v.b. çi- yapılandırılmıştır. Yüzeyin bütününü be- çekler, çınar yapraği v.b. yapraklar, ağaçlar; zemek amacıyla hazırlanmış kompozisyon- nar, kozalak, elma, armut v.b. meyvelerde larda iki boyutlu zemin bir bütün olarak oluşan bitkisel bezemelerin yanı sıra kuş, ele alınmış ya da serbest bir yaklaşımla iş- kuzu, ejder v.b. gibi figürlü bezemeler ola- lenecek zemine motifler gelişigüzel serpme rak sıralanabilir (Barışta99: 31). İşlemelerde olarak yerleştirilmiştir. Belli bir yeri, üniteyi bezeme türleri bazen tek başına bazen de bezemek için tasarlanmış kompozisyonlar- birlikte kullanılarak karma bir üslup ile yo- dan ya tek motif, tek desen ya da bordür- rumlanmıştır. Bu karma konularda bitkisel lerle süslemeler yapılmıştır. Bazen kopuk, bezemeler ön planda olup, bitkiler yazı, ge- bazen su şeklinde düzenlenen bordürlerin ometrik biçimlerle, vazo, çanak, ibrik, gibi bir grubunda köşebentlerle geçişler sağlan- nesneli bezemelerle birarada yansıtılmıştır. mıştır. İki boyutlu örtü türleri üzerindeki Karma konularda çiçek dalları, nar dalları kompozisyonlar bir motiften oluşan kom- ile çiçeklerle vazoların içine oturtulmuş selvi pozisyonlar ve birden fazla motiften oluşan ağaçları, güllü ejderler, çintemaniler ve ru- kompozisyonlar olarak iki başlık altında milerle donatılmış çiçekleri görmek müm- toplanabilir. Birinci grupta tek bir motif bir kündür. Soyut konularda ise yıldız, altıgen, desenle yapılmış süsleme, ikinci grupta ise birden fazla motifin kullanılması söz konu- sudur. İkinci grupta ana ve yardımcı motif- lerin kullanıldığı kompozisyonlar, düzgün, atlamalı, bağlantılı sıralamalarla yapılmış ve bir merkeze doğru yönlendirilmiş sırala- malarla yapılmış düzenlemelerdir. Düzgün sıralamalarla yapılmış kompozisyonlarda 434
Geleneksel Nakış (Türk İşi, Hesap İşi, Tel Kırma) İşlemeciliği ana ve yardımcı motiflerin ya da tek motifin da ise örtünün merkezine bir motif otur- yatay ve dikey eksen üzerine muntazam sı- tulmuştur ve diğer motifler ortada bulunan ralarla yerleştiği görülür. Atlamalı sıralama- motife diğer bir ifadeyle merkezdeki motife larla yapılmış kompozisyonlarda kaydırılmış doğru yönlendirilmiştir. İki boyutlu tasar- eksen üzerine oturtulmuş birbiri üzerinden lanmış örtülerin genellikle çevresi bordür- atlayarak süslemeler yapılmıştır. Genellikle lerle süslüdür. Dar tutulmuş bu bordürler enine ya da boyuna yarım, çeyrek motifler- bazen motifin içindeki birimden alınarak le başlayan ve biten motifler bazen tek bir bazen de farklı bir motiften yola çıkarak motif bazen ana ve yardımcı motif sırasıyla tasarlanmıştır. Peşkir, uçkur, yağlık vb. gibi zemine dağıtılmıştır. Bağlantılı sıralamalar- türlerde örtünün iki dar ucu bordürlerle la yapılmış kompozisyonlarda diğerlerinden süslüdür (Barışta99: 40). 17.yy.’da bir grup farklı olarak sıralar arasında ikinci bir mo- uçkurda çok geniş tutulmuş bordürler ve tifle örneğin bir dal bir yaprak vb. bağlantı bazen de bu enli bordürlerin içinde kalan kurulmuştur. kuşağın tek bir büyük motif ile süslendiği görülmüştür (Barışta99: 67). Bordürlerle ya- pılmış süslemeler açısından oldukça zengin olan 19.yüzyıl işlemelerinde uçkur, traş ön- lükleri, peşkir, ayna örtülerinde çeşitlemeler gözlenmektedir. Uçkur, peşkir ve makrame- lerde kalın bordürlerin altına ikinci bir bor- dür yerleştirilmiştir (Barışta99: 90). Fotoğraf 7. Örtünün tüm yüzeyini kaplayan kompozisyon (Ülker Geleneksel işlemelerde seçilen konu ve bi- Okçuoğlu Muncuk Müzesi) çimlendirmeye bağlı olarak yapılan renk- lendirmede ya tek renkli ya da çok renkli Geleneksel işlemelerden Türk işi, hesap işi bir sistem vardır. Tek renkli (monokrom) ve tel kırma çeşitlemelerinde tek motiften renklendirmede gümüş ya da altın gibi tek oluşan kompozisyonların ve birden fazla bir renk kullanılmıştır. Çok renkli (polik- motifin tekrarlanması ile oluşturulan kom- rom) renklendirmede ise renk sayısı birden pozisyonlar arasında bordür biçiminde ya- fazladır. Ana renkler, domates kırmızısı, lal pılan düzenlemeler yaygındır. Tek motiften rengi, indigo mavi, mercan rengi, kahveren- oluşan kompozisyonlar uçkurlarda, birden gi, yeşil, bej, sütlü kahverengi, pembe, açık fazla motifin tekrarlanması ile oluşturulmuş mavi, sarı, yakut rengi, hardal rengi, mor, kompozisyonlar arasında bordür biçiminde yaprak yeşili, gül kurusu, cam göbeği, türbe hazırlanan düzenlemelere peşkir, makrama yeşili, fıstık yeşilidir. Yardımcı renkler, be- gibi türler üzerinde tercih edilmiştir. Men- yaz, sabun yeşili, sarı, bejdir. dil ve çevrelerde görülen içi boş bırakılmış İşlemelerde oluşturulmuş motif ve desenle- veya köşeleri ve ortası belirlenmiş çerçeve rin renklendirilmesinde kontursuz, lekeler bordürler ile düzenlemeler yapılmıştır. Bir- biçiminde bir seriliş dikkati çekmektedir. biri ile aynı eksende ya da kayık eksende Genellikle büyük lekeler şeklinde dağıtılmış sıralanmış bu kompozisyonlarda sonsuza renklerde sert kontrastlar bulunmaktadır doğru akıp giden bir şema bulunmaktadır. (Bir grupta birimlerin renklendirilmesinde, Bir merkeze doğru yönlendirilmiş sıralama- daha natüralist bir tavırla işlenmiş yeşil yap- larda dizilmiş motiflerden kompozisyonlar- raklar, kahverengi dallar ve iç konturlerin 435
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi birbirini tamamlamaya başladığı bir eğilim icra etmiş ve yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. vardır. Ancak bu parçalarda bile zaman za- Halen İstanbul İl Özel İdaresi bünyesinde man altın ve gümüş renginin de yardımıyla öğretici olarak çalışmaktadır. çizgiyi puslama, çizgiye renkle bazı üniteler- Bir başka işleme ustası Sönmez Tığ, 1965 de yaklaşılan gerçeği kaybetme eğilimi gö- yılında Çaycuma’da dünyaya gelmiştir. rülmektedir. Zaman zaman sert geçişlerin 15 yaşında babaannesinden öğrendiği tel yerini daha yumuşak geçişlere ve kontrastla- kırma işlemeciliğini, yaklaşık 40 yıldır sür- ra uygun renklerin seçildiği gözlenmektedir dürmektedir. Bartın’da işlemeciliğin ka- (Barışta99: 36,88). dınlar arasında gelir elde etmek amacıyla uygulandığını, eğitimin usta-çırak ilişkisi 8. Günümüzde Geleneksel ile gerçekleştiğini belirtmektedir. 2000 yılın- dan itibaren bu mesleği öğretmek amacıyla İşlemecilik Merkezleri ve Ustaları çeşitli kurs programlarında öğretici olarak çalışmaktadır. Tel kırma işlemeciliğini ta- Günümüz geleneksel işlemecilik, amatör ve nıtmak amacıyla yurt içi ve yurt dışı fuar profesyonel olarak ev, dernek, kooperatif ile organizasyonlarına katılmıştır. Sönmez Tığ, orta ve yüksek öğretim okullarının yanı sıra Kültür Bakanlığı Tel Kırma Sanatçısı unva- özel ve resmi kuruluşların düzenlediği kurs- nına sahiptir. lar tarafından yürütülmektedir. Bu kurs- Kahramanmaraş’ta yaşayan 1959 doğumlu lardan mezun olanlara belgeler verilmek- Sıdıka Gürkan, 2003 yılında bu meslek ile tedir. Anadolu’nun pek çok yerinde işleme tanışmıştır. Bir nakış firması açarak gele- ustalarının varlığı söz konusudur. Özellikle neksel işlemelerin üretimini ve pazarlama- Bartın, Kütahya, Bursa, Kahramanmaraş, sını yapmak istemiştir. Firma çatısı altında Bolu, Gaziantep illerinde işleme ustaları yaklaşık 70 işlemeci usta vardır. Bu ustalar bulunmaktadır. işleme eğitimini çevrelerinden öğrenmiştir. Firma ilkesinin “ kaliteli malzeme ve kaliteli İşleme ustası, 1960 doğumlu Nebahat Ma- işçilik” olduğunu ifade eden Sıdıka Gürkan, şalı bu mesleğin eğitimini 9 yaşında ailenin yurtiçi ve yurtdışı sergilerine katılarak Türk büyük ebeveynlerinden öğrenmiştir. Yakla- işleme sanatının kültürel bir değer olduğu- şık 40 yıldır üretimini yaptığı bu mesleği “ nu ve bu değerin tanıtılmasının gerekliliğini iğnedeki ekmeğim” nitelemesiyle, kendi ha- savunmuştur. yatındaki değerini belirtmiştir. Meslek ha- yatının son 20 yılını öğretici pozisyonunda 436
Geleneksel Nakış (Türk İşi, Hesap İşi, Tel Kırma) İşlemeciliği Kaynaklar Barışta, H.Örcün (1995). Türk İşleme Sanatı Tarihi, Özcan, Fatma (1994) Türk Nakışları Öğretim Yap- Ankara : Gazi Üniversitesi Yayın No:201. rakları, Ankara: Önder Matbaacılık. Barışta, H.Örcün (1997). Türk İşlemelerinden Tek- Sain, Bilge (1995). Türk İşi, Gazi Üniversitesi Mesleki nikler, Ankara: Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Yayınları, Ankara Yaygın Eğitim Fakültesi Yayın No:2. Sürür, Ayten (1976). Türk İşleme Sanatı, İstanbul: Ak Barışta, H. Örcün (1999). Osmanlı İmparatorluğu Yayınları. Dönemi Türk İşlemeleri, (1.Baskı). T.C. Kül- tür Bakanlığı Yayınları / 2342. Kaynak Kişiler Berker, Nurhayat (1981). İşlemeler, Yapı Kredi Ban- KK 1: Maşalı, Nebahat,1960, İstanbul işleme ustası. kası Yayınları. KK 2: Tığ, Sönmez, 1965, Bartın işleme ustası. Çıttır, T. ve Özcan F (2008). “Sarma İğnesi İle Bezen- miş Amasya Yöresi El İşlemeleri”, Mesleki KK 3: Gürkan, Sıdıka, 1959, Kahramanmaraş işleme Eğitim Fakültesi Dergisi, 4, s. 28–38. ustası. 437
“1582 Şenlikleri’nde Talimhaneci Loncası Geçisi: Seyyid Lokmân, Surnâme-i Hümayun, TSMK, Hazine, nr. 1344 vr. 320b - 321a”
GELENEKSEL OK, YAY, ZİHGİR YAPIMI Traditional Arrow, Bow, Zihgir Making Barış Can* Abstract The arrow and bow, which have existed since the earliest community, has made them obligatory to perfectionism times reached in line with the sources and scientific in this field. In the light of historical sources, we see researches, were created with the concern of defence that archery deals with the achievements brought by its and food, which are the basic rules of life, as in every success in the political field, that is, in the military field, in other object or tools. Although the arrow and bow, which the sources where we examine the Turkic people known are among the weapons that humanity has used for the as the “Archer Nation”. When we talk about the discipline longest time, were initially used by shaping simple tree of the Turkic military system, the skills and abilities of its branches or trunks and tying them with a cord called a soldiers, we make the mistake of ignoring to talk about string attached to both ends, it is known that there are the differences in the materials they use in other cultures differences between civilizations in terms of material and civilizations. However, one of the most important type and structure, according to development levels and rules that has not changed from past to present in military geographical features. With the historical journey of the history is the quality of the equipment used by an army. Turkic people that started in the Central Asian steppes, In this title, we will examine the historical development it had a direct impact on the economic and social life of archery equipment, which has made a difference for and socio-cultural life of the society, which showed the Turkic people for centuries, and will try to hint on continuous development until the 18th century. The fact the current usage extents and living masters of these that it is a product of the hunt-gather culture, which is equipment created by the nomadic culture, and that the warrior- nation understanding in Turkic culture creates a warrior Keywords: Traditional Turkish Archery, Bow, Arrow, Archer Ring-Zihkir, * Araştırma Görevlisi Barış CAN, Okçular Vakfı, Okçuluk Araştırmaları Enstitüsü. [email protected] 439
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 1. Zihgir, Tirger ve Kemangerin 2. Zihgirciler, Tirger ve Tanımı Kemangerlerin Tarihçesi Farsça kökenli bir kelime olan tirger ()ﺮﮔﺮﻴﺗ 2.1. Kemanger (Yay Ustası) tir (Ok) ve ger ekinin birleşmesiyle oluşarak ok yapan kişi, ok ustası manasına gelmek- Kaynaklarda Kanûnî Sultan Süleyman tedir. ( ﻥﺍﺮﮔﺮﻴﺗTirgeran) ise Sadece Saray devrinde Üsküdar’da yaycı dükkânlarının eşrafıyla birlikte padişaha ve saray dışına bulunduğu bilinmektedir (İstanbul Kadı çıkacak olan hediye edilecek olan yayları Sicilleri Üsküdar Mahkemesi 9 Numaralı yapan kişilerdir. Farsça kökenli bir kelime Sicil, 2010: 115). IV. Murad devrinde ise olan kemanger ( )ﺮﮕﺎﻧﻤﻛkeman (Yay) ve ger 200 dükkân ve 500 çalışandan oluşan bir ekinin birleşmesiyle yay yapan kişi, yay us- esnaf grubundan söz etmek mümkündür. tası manasına gelmektedir. Yine aynı şekil- Her lonca örgütlenmesinin kendilerine de sarayda ihtiyacı karşılamak için çalışan mânevî önder ve yol gösterici olarak be- ve dışarıda loncalara bağlı olarak çalışan lirledikleri bir pîri vardır. Yaycılar loncası- yay ustaları farklıdır. Saray eşrafından olan nın pîri de Hz. Ebûbekir’in oğlu Mehmed yay ustalarının başına da yaycılar arasın- Ekber’dir. İstanbul’da yaycı dükkânları dan bir baş atanır ve bu kişiye “yaycıbaşı” genellikle Beyazıt, Edirnekapı, Galata ve denir. Üsküdar’da bulunmaktadır (Evliya Çelebi, 2016: 372). Yaycılar loncası, diğer bütün Osmanlı devrinde oldukça yaygın bir sek- lonca örgütlenmeleri gibi usta çırak ilişki- tör olan okçuluk ile alakalı esnaf yapılan- si çerçevesinde yay yapma tekniklerini bir maları büyük merkezlerde daha sıkı bir ya- sonraki nesle aktarmaktadır. Ancak h. 992 pılanma içerisinde görülmektedir. Bunlar tarihli bir mühimme kaydına göre, yaycı- arasında kuruluş devri açısından Osman- ların kendi çırakları olmadığı zamanlarda lı’nın ilk büyük çarşılarından olan Bursa kürekçiler yaycılara çıraklık yapmaktadır “Okçular Çarşısı’yla birlikte Edirne ve İs- (BOA. A.DVNS.MHM.d, 53/546). Ateş- tanbul’un önemli bir merkezi oluşturduğu li silahların savaş alanlarında yayın yeri- bilinmektedir. Günümüzde ise sayıları ol- ni almaya başlamasından sonra Osmanlı dukça az olan bu meslek grupları yeniden Devleti’nde yaycı dükkânları giderek azal- canlandırılmaya çalışılarak bir kültürün maya başlamıştır. 1202/1787-88 tarihli yaşatılması adına bazıları gönüllülük esa- bir belgeden anlaşıldığı üzere, 18. yüzyı- sıyla sanat için bu mesleği icra ederken, bir lın sonuna doğru gelirken, artık Edirne’de kısım ustada mevcut uğraşısının dışında ek hiç yay ustası kalmamıştır (BOA. A.E. bir meslek olarak ok, tirgerliğe, kemanger- SABH.I, 100/6811). Ancak saraya bağlı liğe, zihgir (başparmak yüzüğü) ustalığını olarak çalışan yaycıların h. 1300 tarihine sürdürmektedir. kadar maaş aldıkları bilinmektedir (BOA, MAD.d. 17990; MAD.d. 19815; MAD.d. 23012). 440
Geleneksel Ok, Yay, Zihgir Yapımı Fotoğraf 1 (Yayın Bölümleri, Bir, Acar, Kaçar, 2006:58) 2.2. Tirgeran (Ok Ustası) Gez Osmanlı Devleti’nde okçu dükkanları bu- Dügül Çile / Kiriş Baş Kasan başı günkü Bayezid Cami yanında bulunan Boyun Kasan Okçular Başı adlı mahalde bulunmaktadır. Dügül Yayın iki ucunu birleştiren ve genellikle sinir XVI. yüzyılda İstanbul genelinde 200 dük- veya deve derisinden yapılan bağa kiriş de- Göğüs Sal kânda ok imal eden 300 kişi olduğu bilin- Çile üzerinde ok gezinin takılacağı yere sarı- nilir. Kirişte aranan özellik, sağlam olması ve mektedir. Ok Ustalarının kendilerine saha- lan renkli ibrişim sargı. sıcaklık etkisiyle uzayıp kısalmamasıdır. Os- Göbek DIŞ KISIM İÇ KISIM beden pir olarak seçtikleri kişi ise İmran el manlı yaylarında kullanılan kirişe çile denir; Kavvas oğlu Ebu Muhammed’dir (Evliya çünkü çok katlı ibrişimden yapılmıştır. Kabza Çelebi, 2016). Osmanlı devletinde XIX. yüzyıl ortasına kadar ok imalinin devam et- Baldır tiği bilinmektedir. Okçular başında bulunan son dükkân ise 1855 tarihinde kapanmıştır Kiriş yatağı (BOA, İ. DH,315/20268). Ayak Fotoğraf 2 (Okun 2.3. Zihgirciler Çile / Kiriş Bölümleri) Zihgir ustalarının XVI. yüzyılda toplam 50 dükkânda 105 kişi olarak örgütlendiği bilinmektedir. Manevi öder olarak kabul ettikleri kişi ise Vakkas oğlu Saad oğlu ebu Tahir Şaggal isimli sahabedir (Evliya Çele- bi, 2016). Soya 441
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi Fotoğraf 3 3. Türk Yay Yapımı Manda Boynuzu: Yayın üst kısmına çekilecek (Zihgirin Bölümleri, boynuzun işlem görmemiş ham olması el- 3.1. Yay Yapımıyla Alakalı zemdir. Saf olmayan boynuz veya kemik Okçular Tekkesi Hammaddeler zaman içerisinde sivrilip soyulmaya neden olacağından mütevellit tutkalla etkileşimini Müzesi Bronz Zihgir. Geleneksel Türk yayı dört ana malzemeden kaybedecek ve dökülecektir. Manda boynu- imal edilmektedir. Akçağaç, Aşil Tendonu zu yay ustalarının aradığı özgünlükte ve do- Görsel, Barış Can) ve Manda Boynuzu Morina Balığı Hava ğallıkta kullanmaya ve işlenmeye uygundur. Keseciği veya diğer doğal tutkallardan yapı- Aydın ve Menemen bölgesindeki genç man- lan yapıştırıcılar vasıtasıyla birleştirilir. Orta daların boynuzları dayanıklılık açısından kısımda kalan ağaç gövdesi, sinir ve boynuz iyi ve güçlü yayların yapılmasında yardımcı ile sıkıştırılarak katışık Türk Yayı imal edilir olur. Boynuz kesildikten sonra dış kısmına (Göksu, 2018:56.) kabak, iç kısmına ise karın denir. Yayın her Akçaağaç: En kullanışlı hali Bolu Gerede’de iki kolunda da aynı çeşit boynuz kullanılma- yetişir. Akçaağaç kesildikten sonra sürgünle- lıdır. Eğer bir kısmında kabak, diğer kısmın- rinden kısa bir süre içerisinde ikii bilek ka- da karın kullanılırsa güç ve denge açısından lınlığında yeniden gövde çıkartır. Ağacın üst tutarlılık sağlanamayacaktır (Kâni, 2016: kısmından yay boyu kadar kesilerek alınır. 111, Klopsteg, 2019: 162.) Gövdeden ikiye kesildiğinde iki yay yapacak Aşil Tendonu (Sinir) : Sığırların arka bacakla- kadar malzeme çıkmaktadır (Kâni, 2016: rından bilek kısmıyla diz kapağı arasında- 109, Anık, 2019: 3139. ki kısımda olan takribi bir karış kadar olan sinir alınır. Tendonlar güneşte kurutularak, dövülür ve el ile tiftiklenir. Sinir yayın dış kısmında ve okların gez ve ayak kısımların- da da kullanılmaktadır (Kâni, 2016: 112.) Morina Balığı Hava Keseciği: Balıkların hava kesecikleri çıkartılarak kurutulur. Daha son- ra sıcak su aracılığı ile kaynatılarak belirli işlemlerden geçirilir. Tutkal haline getirilen hava kesecikleri yayın ve okun bileşenleri- ni birleştirmek için kullanılır (Yücel, 1999: 246-247., Karpowicz, 2018: 85) Fotoğraf 4 (Yay Yapımında Kullanılan Hammaddeler ve Yapım Aletleri, Fotoğraf Tarık Kavraz) 442
Geleneksel Ok, Yay, Zihgir Yapımı 3.2. Türk Yayı Yapım Aşamaları Yay askıdan alındıktan sonra Asa Gezi yar- dımıyla libresi yani çekim kuvveti ölçülerek Geleneksel Türk Yayı dört ana malzemeden denenir. Tüm bu işlemlerin yapımı oldukça oluşmaktadır. Akçaağaç, manda boynuzu, zahmetli olduğu gibi bir Geleneksel Türk aşil tendonu ve tutkalın işlem görerek birleş- Yayı’nın yapım süreci yaklaşık bir buçuk ila tirilmesiyle yapılmaktadır. Akçağaç uygun iki yıl sürmektedir (Özveri, 2006: 75-78, Yü- formu alması için ustası tarafından yağmur cel, 1999:246-249, Klopsteg, 2019, s.69-70, suyunda bekletilir. Ağaç daha sonra ısıtılır bu Karpowicz, 2018: 120.) sayede hem nemini kaybeder hem de ağır- lığını kaybeder. Bu işlem oldukça önemlidir. Fotoğraf 5. a. - b. - Yayın pratik kurulumu sağlaması ve kulla- c. Amel-i Ercan Özek nışının rahat olması nedeniyle hafif olması Yapım Aşamasında şarttır. Ağaç esnekliğini ve dayanıklılığını Askıda Yay, Amel-i ustanın işlemleriyle kazandıktan sonra diğer Süleyman Cem materyaller kompozit yaya eklenmek için ha- Dönmez, Kompozit zırlanır. Bu işlemlerde en önemli unsur çega (Organik & Katışık) tutkalı veya balık tutkalının hazırlanmasıdır. Osmanlı – Türk Yayı, Genel itibariyle Mersin Balığı’nın hava kese- Ok ustası İbrahim ciklerinden elde edilen tutkal kullanılır. Hava Balaban, Adam kesecikleri ilk olarak sıcak suda kaynatılarak bir jel haline getirilir. Daha sonra düz bir ze- a Karpowicz, Süleyman min veya tepsi de serilerek kurutulur. Tekrar kullanılması gerektiği zaman usta tarafından Cem Dönmez’e eritilerek Akçağaç’ın üzerine sürülür. Akça- çalışmalarını izah ğaç’ın iç kısmında manda boynuzu kullanılır. ediyor.) Boynuz yayın ana maddesi ağaca göre şekil alması için törpülenerek ağaç ve kabza ile b uygun forma getirilir. Tutkal ve ağacın ya- pışması için boynuzda taşın oluğu adında c yol açılır. Daha sonra tutkalla yapıştırılan yay bağlanarak bekletilir ve yayın uygun formu 3.3. Türk Yaylarının Çeşitleri, Kullanım alıp boynuz ve ağaç uyum sağlayana kadar Alanları açılmaz. Açıldıktan sonra usta tarafından kontrol edilir. Uygun değilse tekrar bağlı ka- Türk yayları kullanım amacına göre farklılık larak devam eder. Ağacın dış kısmında aşil göstermektedir. Yaylar genel olarak 2 farklı tendonu kullanılır. Aşil tendonları sığırların yapıda tasniflenmektedir. Tımarlı ve Sağrılı arka bacaklarındaki sinirlerden elde edilir. yaylar ise kendi içerisinde farklı gruplandır- Bu sinirler kurutulmaya bırakılır kurutulduk- malara sahiptirler. tan sonra tiftiklenerek ıslatılır ve dövülür ara- larında hiç boşluk kalmayacak şekilde yaya serilir ve tutkal yardımıyla birleştirilir. Tüm işlemler bittikten sonra yay sargıya alınarak uzun süre bekletilir. Bu sargı işleminde usta her gün yayı yarım santim açarak genişletir. 443
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 3.3.1 Tımarlı Yaylar özgünlüğüne ulaşmayı başaran Karpowicz Menzil ve meşk yayları tımarlı yay sınıfında usta 2003 yılında yolunun kesiştiği ve günü- olan yaylardır. Daha çok uzun mesafe atış- müzde Anadolu coğrafyasının, fahri “yaycı- ları üzerine yapılan müsabakalarda kullanıl- başı” sayılan Süleyman Cem Dönmez usta maktadırlar. Kurulu haliyle “hilal kuram” ile yolunun kesişmesine vesile olmuştur. Sü- formunda olan yaylar, kabzadan itibaren leyman Cem Dönmez, İzmir’de uzun yıllar salın orta kısmından sonuna ve kasan ba- boyunca estetik ve sınıfında mühendislik şına doğru eğilmeye başlamaktadır. Menzil harikası olan yayların yeniden imalini sağ- yayları uzunluk olarak ortalama 300 gr. ile lamıştır. Süleyman ustanın yay ustalığına 350 gr. Ağırlığa sahipken, boyları da 110 – dair en önemli ifadesi bu zanaate başlayan 120 cm uzunluğu geçmemektedir (Yücel, herkesin büyük bir hevesle yola çıktığını la- 1999: 250-253). kin meşakkatli aşamalara ve imalde gereken sabrı gösteremeyip yılmaları üzerinedir. Sü- 3.3.2 Sağrılı Yaylar leyman usta sabrı ve azmi olmayan kişilerin Tirkeş (Savaş) yayları ve puta (hedef) yayla- yay ustalığı noktasında başarıya ulaşmaları- rıyla birlikte kepade (talim yayları) genellik- nın güç olacağını ifade eder. Yine yaşayan le sağrılı yaylar sınıfındadır. Tirkeş ve kepa- ustalardan Edirneli Ercan Özek, 2007 yılın- de yayları genellikle 500 – 600 gr. Ağırlığa, da yay ustalığı için atölyeye başladığını ifade 135 – 140 cm. uzunluğa sahiplerdir. Ayrıca etmektedir. Yıllarca müzelerde karşılaştığı bu yaylar, kurulu haliyle form olarak kabza- estetik harikası yayların imalini araştırarak dan itibaren düz giderek kasan başlarından bu işe ilgi duyduğunu ve uzun yıllar boyun- eğilmeye başlamaktadırlar. Bahsettiğimiz ca emek harcanması gereken bir zanaat ol- yapıya ustalar tarafından “tekne kuram” masına değinir. Organik yayların yanı sıra adı verilmiştir. Kepade yayları geleneksel lamine malzemeden yapılan modern gele- Türk okçuluğuna yeni başlayan adaylar için neksel yaylar bulunsa da geleneksel yayın kullanılırken, puta yayları ise gelenekte 300 hammaddelerini ve uygun yapım aşamala- gez (198 m.) günümüzde 70 metre uzaklı- rını karşılamazlar ğa yerleştirilen hedef atıcılığı koşularında (yarışma) kullanılır. Ayrıca atlı okçuluğun 4. Geleneksel Türk Okları ihtiva ettiği gelenekte tabla koşusu ve ka- bak koşularında da kullanılmaktadır (Yücel, 4.1. Ok Yapımıyla Alakalı Hammaddeler 1999:250-253). Okluk Ağaç ve Çıtalar: Kayın Ağacı, Çam 3.4 Kompozit Türk Yayı İmalinde Ağacı ve Gürgen ağacından elde edilen Bilinen Ustalar okluk çutalar arasında en çok kullanılan ve mukavemetli olanlar çam ağacından elde Organik Türk yayı imalatı 20. Yüzyılda edilen çıtalardır. Ok yapımında beklenen Anadolu’da yok olmuştu denilebilir. Po- şey ağacın 10 yaş ve üzeri olması, dinlen- lonya asıllı Kanadalı zanaatkar Adam me döneminde kesilmesidir (Klopsteg, Karpowicz’in 1990’lı yıllarda Türk yayları- 2019:120) Çıtalar genellikle 3 parmak ka- na dair başlayan merakı onu Türkiye’deki lınlığında ve 1 metre uzunluğunda kesilerek müzelere ziyarete ve incelemeleri yapmaya üç sene nemini alması için bekletilir. Çıta ne zorlamıştır. Osmanlı formundaki yayların kadar uzun süre beklerse ok yapımı açısın- dan kalitesi artmaktadır. Gelenekte elli yıl 444
Geleneksel Ok, Yay, Zihgir Yapımı kadar bekletilmiş okluk çıtalar olduğu da b bilinmektedir (Özden, 2011:30, Bir, Acar,- Kaçar, 2006:58).1 Yelek (Kuş Tüyü): Kerkenez, kuğu, karabatak, kartal, akbaba ve bazı balıkçıl kuşların tü- yünden okun baş kısmına 3 parça halinde tutkal yardımıyla yapıştırılan kısmıdır. Ye- lekler okun türüne göre farklı biçimde işle- nerek kesilir ve yapıştırılır (Klopsteg, 2019: 116.) Temren & Soya: Okun ayak kısmına yerleştiri- len demirden imal edilen uçlara temren, ke- mik veya fildişinden yapılan uçlara ise soya denmektedir. Gez: Okun yayın kirişine takılan kısmına verilen bölümü gez olarak adlandırılır. Gez kendi arasında 3 kısıma ayrılır; Adi Gez: Okun yapıldığı ağacın gövdesinden törpü ve testere yardımıyla açılan gez çeşididir. Başpare Gez: Boynuz, kemik ve fildişinden yapılarak okun gez kısmına tutkal yardımıy- la yapıştırılan gez çeşididir. Bakkam Gez: Dudakları Bakkam Ağacı’ndan yapılan gez türüdür (Yastı, 2016:40) Fotoğraf 6. a. - b. - c. Bakkam Gez, Adi Gez, Başpare Gez. Tirger Hüseyin Çalışkan, görsel Ömer Faruk Aydemir.) c 4.2. Ok Yapım Aşamaları Ok yapımına uygun olan ağaçların köküne yakın yolan yerlerinden ok çubukları çıkar- tılır. Hatta menzil atışının yapılacağı rüz- a gâra göre, ağacın o rüzgâra maruz kalan 1 Yay yapımında kullanılan sinir ve tutkal aynı şekilde ok üretiminin de ana malzemesini oluşturmaktadır. 445
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi kısımlarından ok çubukları imal edilir. Bu kısmında küçük bir iğne gibi çıkıntısı olan ağaçlardan elde edilen ok çubukları uzun temrenler yerleştirilir. Daha sonra okun baş süre bir depoda muhafaza altında tutulur. ve boğaz arasında kalan kısma, balıkçıl kuş- Daha sonra her bir çubuk 24 eşit parçaya lardan elde edilen 3 adet tüy simetrik olacak bölünerek isimlendirilirdi. Okun arka kıs- şekilde yapıştırılır ve buna “yelekleme” işle- mından başlayarak; ilk dört bölüme “baş”, mi denir. Bu yelekleme işlemi sırasında da 5-10 aralığına “boğaz”, 11. Bölüme “gö- balıkların hava keseleri ve damaklarından elde edilen bir çeşit tutkal kullanılır (Klops- teg, 2019:115) c a b d e Fotoğraf 7. bek” 12-17 aralığına baldır ve 18-24 aralığı- na ayak denir. 90 cm uzunluğunda ve dört a. - b. - c. köşeli olarak çıkartılan bu çubuklar bir tez- Tirger (Ok gâh üzerinde sabitlenir, bir eliyle oku sürekli Ustası), Hüseyin çeviren usta diğer eliyle oka şeklini verirdi. Oklar aldıkları şekle göre “şem endam” ve Çalışkan “tarz-has” olarak adlandırılırdı. Daha sonra tarafından okun baş kısmına, yayın kirişine takmak için geleneksel ok “gez”; ayak kısmına da “temren” takılırdı. yapımı. (Görsel Ayak kısmına açılan bir delik içerisine arka Barış Can) 446
Geleneksel Ok, Yay, Zihgir Yapımı 4.3. Geleneksel Türk Okların Çeşitleri, 4.3.2. Puta Okları Tarz-ı has endamda kamıştan veya çam Kullanım Alanları ağacından yapılan ayak kısmında zeytu- ni temren adında küçük pirinç veya demir Türk okları genellikle kullanım amacına temrenler takılarak imal edilen, puta (hedef) göre farklılık göstermektedir. Ateşli silahlar koşularında kullanılan ok çeşididir. Puta ok- öncesinde kullanılan tirkeş yani savaş yay ve larının adi gezli yapılması gerekmektedir. oklarından haberdar olsak dahi günümüzde dolayı yalnızca çok kısıtlı gösteri atışların- 4.3.3. Menzil Oku da kullanılmaktadır. Memlüklere ait yazma Pişrev Oku: Gez kısmında başpare, adi ve eserlerde 24 farklı ok çeşidinden bahsedil- bakkam gez kullanılan şem endam for- se de günümüzde sadece spor branşında mundaki temren kısmı soyadan, yelek kısmı kullanılan belirli ok çeşitleri üretilmektedir. umumiyetle beyaz kuğu kanadı kullanılan Oklarda kullanım amacına göre 5 farklı ka- ok çeşididir. Pişrev Farsça “önde giden” tegoride ve 3 farklı endamda değerlendiril- manası taşımaktadır. Bundan dolayı men- mektedir. zil (uzun mesafe atışları) müsabakalarında kullanılan oklar bu isimle anılmaktadır. Gü- 4.3.1. İdman Okları nümüzde yapımında yelek kısmında farklı materyaller kullanıldığı bilinmektedir. Hava Gezi Oku: Menzil müsabakalarından önceki antrenmanlarda kullanılan çam ağa- 4.3.4. Meşk Okları cından imal edilen başpâre gezli oklardır. Heki Oku: Gelenekte daha çok gündelik ya- Ayak kısmında temren veya soya yer almaz. rışmalar ve menzil koşularına hazırlık için kullanılan “şem endam” formundaki ok Torba Gezi Oku: Gürgen ağacından yapı- çeşididir. Pişrev okundan farklı olarak yelek lan torba gezi oklarının yelek kısımları tüy- kısmı ince ve uzundur. Pişrev oklarına naza- süzdür. Kışın kapalı alanlarda yapılan hedef ran yelek yani tüy kısmı uzunca olduğu için atışı idmanları için kullanılır. Tarz-ı has en- okun boğaz kısmı da uzun olarak imal edilir. dama sahiptir. Azmâyiş Oku: İki farklı azmayiş oku vardır. Gelenekte daha çok kullanılan çeşidi salâ İbriş Oku: Kullanılmış olan, azmayiş, puta, azmâyiş oku yani yaşlıların menzil yarış- heki oku gövdelerinden imal edilen meşk, malarında kullandığı ok türüdür. Adi gez ve idman okları arasındadır. Diğer ok çeşitle- bakkam gezli türleri vardır. rinden ayıran en önemli özellik yelek kısmı- nın üç yapraklı şekilde olmasından ziyade 4.4. Geleneksel Türk Oklarının helezonî olarak yapıştırılmasıdır. Yapısı iti- Endamları bariye yaydan çıkışından itibaren hız kay- bettiği için atıcı hatalarını detaylı bir şekilde 4.4.1. Kiriş Endam görebilir. Daha çok kamıştan imal edilen menzil ve idman oklarında tercih edilen endam türü- Çavuş Oku: Ötkün ok, vızıldayan ok gibi dür. Okun baş kısmından baldıra kadar ki farklı isimlerle anılır. Mucidi Mete Han’dır. Soya temrenli olan çavuş okları temrende açılan delik sayesinde ıslık sesi çıkartır. Ok havadayken takibi yapılabilir ve rüzgârın uygunluğu denenir. 447
Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi olan bölümünde aynı genişlik veya değer- başparmağına takılan zihgir ok atışlarında Fotoğraf 8. lerde ilerlerken, ayak kısmına doğru incelen parmak boğumlarındaki yaralanmaları ön- endam türüdür (Özdeni,2011:23). lemek için kullanılırdı. Zihir Türk okçusu- a. - b. - c. nun en önemli ekipmanıdır (Klopsteg, 106). bronz, kemik ve 4.4.2. Şem Endam Özellikle seri atışlarda kirişin sürekli kullanı- gümüş zihgirler. Okun boğaz kısmı inceden başlayarak gö- mı deformasyona yol açacağı gibi zihgirsiz Okçular Tekkesi bek kısmına doğru kalınlaşan bir ölçüdedir. atışlarda nişan alma ayarı da hassas bir şe- Müzesi. Görsel Baldır kısmından itibaren ise ayak kısmına kilde yapılamamaktadır. Osmanlı’da zihgire Tarık Kavraz) doğru oldukça ince bir form alan endam aynı zamanda “şast” denilirdi (Yastı, 2016: türüdür. Ağırlıklı olarak Menzil Koşuların- 58). Şast Farsça kökenli bir kelimedir ve 60 da (Uzun Mesafe Müsabakaları) kullanılan demektir. Atış usulünde kirişi çekerken işaret ok çeşitlerinde uygulanılmaktadır (Özden, parmağının ilk boğumu başparmağın üzeri- 2011:23). ne konulur. Bu şekil Arap parmak hesabına göre 60 sayısına denk gelmektedir. Farklı 4.4.3. Tarz-ı Has malzemelerden (bronz, pirinç, ağaç, akik, Boğaz kısmı orta ölçüde ve göbek kısmı ka- narçıl) zihgir yapmak mümkündür. İlk baş- lın olan, ayağa doğru şem endama nazaran larda halka şeklinde oyulmuş köseleden ya- incelmeyen endam çeşididir. Umumiyetle pılırken, bakır, gümüş, fildişi ve boynuzdan idman okları, tirkeş yani savaş okları, darp yapıldığı görülür (Özveri, 2006:82). Zihgir oklarında bu endam türüne rastlanılmakta- madeni veya taş bir malzemeden yapılmı- dır (Özveri, 2006:81). yorsa ilk olarak keser ve köprü yardımıyla şekillendirilir. Kalın uçlu matkap kullanıla- 4.5. Ok İmalatında Bilinen Ustalar rak delinir ve ince dişli eğer ile iç kısmı dü- zeltilir. Uzun kenarına damak veya kaş adı Ok yapımında ise Ankara’da yaşan Bekir verilir. Parmak ölçüleri ise mühür mumu Büyüksındıv, ok ustalığıyla geçimini sağla- sayesinde alınan kalıba göre ayarlanır. Zih- maktadır. Okçular Vakfı’na bağlı Geleneksel girin parmağa tam oturması önemlidir. Bu ok atölyesinde ise 2013 yılından itibaren baş işlem oldukça ustalık gerektiren bir zanaat hocalık vazifesi yapan Cüneyt Öztan tedri- gerektirir (Ölmez, Özdamar, 2017:1567). satında, Fatih Yıldız, Yakup Kaya, İbrahim Balaban, Hüseyin Çalışkan, Fatma Ayvacı ab ve Kevser Atasoy tarafından 5 farklı katego- rideki okların imalı yapılmaktadır. Gelenek- sel Türk okları birçok farklı kişi tarafından üretilse de endam ve form özellikleri açısın- dan uygunluğu herkes sağlayamamaktadır. 5. Zihgîr (Şast) 5.1. Zihgîr Yapım Malzemeleri ve c Aşamaları Okçu yüzüğü olarak bilinen Zihgir baş- parmak yüzüğü olarak da geçer. Sağ elin 448
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110
- 111
- 112
- 113
- 114
- 115
- 116
- 117
- 118
- 119
- 120
- 121
- 122
- 123
- 124
- 125
- 126
- 127
- 128
- 129
- 130
- 131
- 132
- 133
- 134
- 135
- 136
- 137
- 138
- 139
- 140
- 141
- 142
- 143
- 144
- 145
- 146
- 147
- 148
- 149
- 150
- 151
- 152
- 153
- 154
- 155
- 156
- 157
- 158
- 159
- 160
- 161
- 162
- 163
- 164
- 165
- 166
- 167
- 168
- 169
- 170
- 171
- 172
- 173
- 174
- 175
- 176
- 177
- 178
- 179
- 180
- 181
- 182
- 183
- 184
- 185
- 186
- 187
- 188
- 189
- 190
- 191
- 192
- 193
- 194
- 195
- 196
- 197
- 198
- 199
- 200
- 201
- 202
- 203
- 204
- 205
- 206
- 207
- 208
- 209
- 210
- 211
- 212
- 213
- 214
- 215
- 216
- 217
- 218
- 219
- 220
- 221
- 222
- 223
- 224
- 225
- 226
- 227
- 228
- 229
- 230
- 231
- 232
- 233
- 234
- 235
- 236
- 237
- 238
- 239
- 240
- 241
- 242
- 243
- 244
- 245
- 246
- 247
- 248
- 249
- 250
- 251
- 252
- 253
- 254
- 255
- 256
- 257
- 258
- 259
- 260
- 261
- 262
- 263
- 264
- 265
- 266
- 267
- 268
- 269
- 270
- 271
- 272
- 273
- 274
- 275
- 276
- 277
- 278
- 279
- 280
- 281
- 282
- 283
- 284
- 285
- 286
- 287
- 288
- 289
- 290
- 291
- 292
- 293
- 294
- 295
- 296
- 297
- 298
- 299
- 300
- 301
- 302
- 303
- 304
- 305
- 306
- 307
- 308
- 309
- 310
- 311
- 312
- 313
- 314
- 315
- 316
- 317
- 318
- 319
- 320
- 321
- 322
- 323
- 324
- 325
- 326
- 327
- 328
- 329
- 330
- 331
- 332
- 333
- 334
- 335
- 336
- 337
- 338
- 339
- 340
- 341
- 342
- 343
- 344
- 345
- 346
- 347
- 348
- 349
- 350
- 351
- 352
- 353
- 354
- 355
- 356
- 357
- 358
- 359
- 360
- 361
- 362
- 363
- 364
- 365
- 366
- 367
- 368
- 369
- 370
- 371
- 372
- 373
- 374
- 375
- 376
- 377
- 378
- 379
- 380
- 381
- 382
- 383
- 384
- 385
- 386
- 387
- 388
- 389
- 390
- 391
- 392
- 393
- 394
- 395
- 396
- 397
- 398
- 399
- 400
- 401
- 402
- 403
- 404
- 405
- 406
- 407
- 408
- 409
- 410
- 411
- 412
- 413
- 414
- 415
- 416
- 417
- 418
- 419
- 420
- 421
- 422
- 423
- 424
- 425
- 426
- 427
- 428
- 429
- 430
- 431
- 432
- 433
- 434
- 435
- 436
- 437
- 438
- 439
- 440
- 441
- 442
- 443
- 444
- 445
- 446
- 447
- 448
- 449
- 450
- 451
- 452
- 453
- 454
- 455
- 456
- 457
- 458
- 459
- 460
- 461
- 462
- 463
- 464
- 465
- 466
- 467
- 468
- 469
- 470
- 471
- 472
- 473
- 474
- 475
- 476
- 477
- 478
- 479
- 480
- 481
- 482
- 483
- 484
- 485
- 486
- 487
- 488
- 489
- 490
- 491
- 492
- 493
- 494
- 495
- 496
- 497
- 498
- 499
- 500
- 501
- 502
- 503
- 504
- 505
- 506
- 507
- 508
- 509
- 510
- 511
- 512
- 513
- 514
- 515
- 516
- 517
- 518
- 519
- 520
- 521
- 522
- 523
- 524
- 525
- 526
- 527
- 528
- 529
- 530
- 531
- 532
- 533
- 534
- 535
- 536
- 537
- 538
- 539
- 540
- 541
- 542
- 543
- 544
- 545
- 546
- 547
- 548
- 549
- 550
- 551
- 552
- 553
- 554
- 555
- 556
- 557
- 558
- 559
- 560
- 561
- 562
- 563
- 564
- 565
- 566
- 567
- 568
- 569
- 570
- 571
- 572
- 573
- 574
- 575
- 576
- 577
- 578
- 579
- 580
- 581
- 582
- 583
- 584
- 585
- 586
- 587
- 588
- 589
- 590
- 591
- 592
- 593
- 594
- 595
- 596
- 597
- 598
- 599
- 600
- 601
- 602
- 603
- 604
- 605
- 606
- 607
- 608
- 609
- 610
- 611
- 612
- 613
- 614
- 615
- 616
- 617
- 618
- 619
- 620
- 621
- 622
- 623
- 624
- 625
- 626
- 627
- 628
- 629
- 630
- 631
- 632
- 633
- 634
- 635
- 636
- 637
- 638
- 639
- 640
- 641
- 642
- 643
- 644
- 645
- 646
- 647
- 648
- 649
- 650
- 651
- 652
- 653
- 654
- 655
- 656
- 657
- 658
- 659
- 660
- 661
- 662
- 663
- 664
- 665
- 666
- 667
- 668
- 669
- 670
- 671
- 672
- 673
- 674
- 675
- 676
- 1 - 50
- 51 - 100
- 101 - 150
- 151 - 200
- 201 - 250
- 251 - 300
- 301 - 350
- 351 - 400
- 401 - 450
- 451 - 500
- 501 - 550
- 551 - 600
- 601 - 650
- 651 - 676
Pages: