Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Bu Ülke-Cemil MERİÇ

Bu Ülke-Cemil MERİÇ

Published by eminyukseloglukaihl, 2019-10-20 02:51:05

Description: Bu Ülke-Cemil MERİÇ

Search

Read the Text Version

K NC BÖLÜMGerçek EntelektüelTefekkür Vuzuhla Ba lar, Kurtuluuurla‘“68’lere kadar insanlı ın dü ünce tarihinitavaf eden bir akirttim.Dü ünmüyordum, ba kalarının nelerdü ündü ünü ö renme e çalı ıyordum.Uzun süren bir çıraklık...” (Jurnal,9.8.1975)“Konya yolculuklarımda (1966-67)ilk defa ba kası ile temas ettim. Ba kası,yani kendi insanım. Kaderin kar ımaçıkardı ı genç üniversiteli ‘sen bizdende ilsin’ dedi. Sen bizden de ilsin. Evet,ben onlardan de ilim. Ama onlar kimdi?Uçurumun kenarında uyanıyordum.Demek bo una çile çekmi , bo unayorulmu tum. Bu hüküm hakikatin takendisiydi.Tanzimat’tan bu yana Türk

aydınının alınyazısı iki kelimededü ümleniyordu: aldanmak ve aldatmak.Senaryoyu ba kaları hazırlamı tı, bizsadece birer oyuncuyduk. Nesiller birütopyanın kurbanı olmu lardı... Avrupa’yıtanımamak gaflet; Avrupa’yı tanıyanülkesinden kopuyor. Bu lanetçemberinden nasıl kurtulaca ız?”(Ma aradakiler, s. 323)“... Dü ünenin görevi: insanındankopan, tarihini unutan ve yolunu a ıranaydınları ir ada çalı mak, kızmadan,usanmadan ir at. Gerçek sanat ayırmaz,birle tirir.” (Ma aradakiler, s. 325)“Aydın olmak için önce insanolmak lâzım. nsan mukaddesi olandır,insan hırla maz, konu ur, maruz kalmaz,seçer. Aydın, kendi kafasıyla dü ünen,kendi gönlüyle hisseden ki i. Aydınıyapan: ‘uyanık bir uur, tetikte bir dikkatve hakikatin bütününü kucaklamayaçalı an bir tecessüs.” (Kırk Ambar, s. 453)“Kaderimizi çizen Avrupa’nın siyasî

ihtirasları; kullandı ımız kelimeler onunemellerini dile getiriyor. Kula ımızafısıldanan lâfızları hudut veümullerinden habersiz fısıldayıpduruyoruz... Tefekkür vuzuhla ba lar,kurtulu uurla.” (Kırk Ambar, s. 287-288)“Elbette ki Avrupa’nın reçeteleriniuygulamaya kalkmak büyük birhamakat; ama hocaların söylediklerindenhabersiz olmak daha büyük hamakat.”(Bir Facianın Hikâyesi, Ümran Yayınları,Ankara 1981, s. 23)“Aydının görevi, karanlıklarıaydınlatmak. Yazık ki o da kavganıniçinde. Sokaklarda karde leri, çocuklarıbo azla ırken, so ukkanlılı ını nasılkoruyabilir? Evet ama görev görevdir.Önce kafalardaki ke meke i da ıtma a,metafizik birer orospu olup çıkan kaypak,hain mefhumlara ı ık tutmaya çalı alım.”(a.g.e., s. 2)“Kelimeleri tarif etmeden giri ilecek

her tartı ma kısır kalma a mahkûm.”(a.g.e., s. 36)“Din problemi, er problemi,Avrupalıla ma problemi... bizim degeveledi imiz mefhumlar. Ama kimseninbu problemler üzerinde kafa yordu uyok. Sa , kovu una çekilmi , münzevi,mazlum, mustarip. Sol, elinetutu turulan reçeteyi kekeliyor, mânâsınıanlamadı ı reçeteyi. Tek ortak duygu:dü manlık. Diyalog yok. Tanzimat’tanberi hazır elbiseye meraklıyız, hazırelbiseye ve hazır medeniyete... Tefekkürkılıçla fethedilmez, bir parça kendikafamızla dü ünmek ne kadar güç.”(Ma aradakiler, s. 314)“Dü ünce dünyasında hiçbir fetihnihaî de ildir. Hepimiz birer Sizifos’uz.Hele diyalogun olmadı ı bir ülkede...Türk aydınının kaderi, mahpesindearkılar söylemek. Bu lanetlerberzahından nasıl ve ne zamankurtulaca ız? Tefekkür bir arayı tır,

içtimaî bir arayı .” ( Jurnal, 18.6.1974)“Münaka ada zafer, ma lupolanındır, yenilmek zenginle mektir....Münaka a hakikati birlikte aramaktır...Hakikat bin bir cepheli, bin birgörünü lü. Kar ınızdaki, göremedi inizigösterecek size. Sizden farklı dü ündü üölçüde yaratıcı ve ö reticidir...Cemiyetle beraber hakikatler degeli ir. Tek tehlike bunu kavramamak,kızıl al görmü spanyol bo ası gibi, herdü ünceye ve her dü ünene saldırmak:bu canım memleket bu yüzden bircüzzamlılar ülkesidir.” (Jurnal,19.11.1964)“Dü ünce üpheyle ba lar.Dü ünce, tezatlarıyla bütündür. Zıtfikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizihataya mahkûm etmek de il midir?”(Jurnal, 24.7.1964)“... Ben, herhangi bir tarikatınsözcüsü de ilim. Yani, ilân edilecek hazırbir formülüm yok. Derslerimde de,

konu malarımda da tekrarladı ım vedara acına kadar tekrarlayaca ım tekhakikat: her dü ünceye saygı.” (Jurnal,19.11.1964)“Dü ünmek, insan üzerindedü ünmek, mutlaka yasak bölgelerdenbirkaçına dalıp çıkmakla olur. Zatendemokrasi ve liberalizm yasak bölgelerikaldırmak mânâsına gelir.” (Jurnal,29.4.1964)Fildi i Kule 3: Dü ünce Adamı Tarihe,Kuca ında Ya adı ı Topluma Angajedir“... Evet, dü ünce adamı bir zümreninemir kulu de ildir. Hiçbir merkezdentalimat almaz. Bir partiye ba lıolmayabilir. Ama tarihe angajedir;kuca ında ya adı ı topluma angajedir.Yani vatanda olarak vazifeleri vardır:belli sava ları kabul etmesi, bellitehlikeleri göze alması lâzımdır. Birdevrin uuru olmak zorundadır o. Ba kavazifesi: bütün hakikatleri yoklamak,

bütün yalanların maskesini yırtmak,kalabalı a do ruyu göstermek. Bazenyangın kulesindeki nöbetçi olacaktır,bazen engine açılan geminin kılavuzu.Sokakta insanlar bo azlanırken,dü üncenin asaletine sı ınarak, elinikolunu ba lamak, dü ünceye ihanettir.”(Ma ara)Sa Sol ve Münzevi Aydın“Hint meçhule açılan kapıydı, meçhule,yani insana. Dört yıl Ganj kıyılarındavecitle dola tım, sa dediler... Saint-Simon’la u ra tım iki yıl, ça ımız onunlaba lıyordu, sol dediler. Hint’i yazarkentek amacım vardı. Asya’nın büyüklü ünühaykırmak, yani bir vehmi devirmek, biriftirayı yok etmek. Saint-Simon’u putlarıyıkmak için kaleme almı tım. Her ikikitap da pe in hükümlerin rahatınıkaçırdı, ne sol’un ho una gittiler, nesa ’ın. Anladım ki, bu iki kelime, aynıanlayı sızlı ın, aynı kinlerin, aynı

cehaletin ifadesidir...” (Bu Ülke, s. 265)“Sa , sol... bu anla masına imkânolmayan iki dü man arasında münzeviaydın hareketini nasıl ayarlayacak? tebütün mesele.” (Jurnal, 28.7.1974)“Sa cı dergi ve yayınevlerindeçalı mak... Bu yolu ben seçmedim. Sol’unkadir na inas davranı ı beni ister istemezgericilerin, kuca ına de il, yanına itti. Buyakınlı ın fikrî iffetim için bir tehlikete kil etmedi ini kitaplarımı okuyuncaanlamak mümkün.” (Jurnal, 19.7.1974)“Hisar, Türk Edebiyatı, Hareket.Yazılarıma sayfalarını açmak nezaketinigösteren üç dergi. Her üçünde de ‘Fildi iKule’mdeyim. Aramızdaki ortak ba :tahammül ve tesamuh.” (Jurnal,18.6.1974)“Yeni Devir’de yazı yazmakhaysiyet kırıcı, amenna. Fakat u veyabu sebepten beni tanıyan, bana saygıgösteren ve ısrarla makale talebindebulunan bir yazı i leri müdürü var.”

(Jurnal, 4.1.1981)“... Sa okumuyor. Bo unaba ırıyorum. Sol diyalogtan kaçıyor,küskün: ‘Ötüken Yayınevi’nin bastı ıkitap okunmazmı . Peki siz basın. Cevapyok. Bu çemberi kırmak mümkün de il.Son tahlilde, hudutlu imkânlarımızıisteyene bezletmekten ba ka çare yok.Sol, sa ın gösterdi i dostlu ugöstermiyor. hanet etmi iz. Neye vekime?” (Jurnal, 28.7.1974)“Benim trajedim u birkaç satırda:sevebileceklerim dilsiz, dilimikonu anlarla konu acak lakırdım yok.Y ani , dilimle, zevklerimle,heyecanlarım l a , yanımla Büyük Do ukadrosundanım. Dü üncelerimle,inançlarımla Yön’e yakınım. Bu bir kopu ,bir parçalanı .Ba ka bir trajedi de u: yabancı dilbilenler Türkçe okumuyor, ben yabancıdil bilmeyenlere hitap edemiyorum, dahado rusu yabancı dil bilmeyenler, kendi

dillerini de bilmiyorlar... (Jurnal,19.11.1964)“Pamuk ipli inden biraz dahasa lam tek ba : dü ünce birli i. O darüzgârın her an tehdit etti i bir kandil.Dü ünce birli i, dü ünen insanlararasında olur. nsanların kaçta kaçıdü ünür? Dü ünenlerin kaçta kaçıkar ıla ır ve açılır birbirine?” (Jurnal,12.8.1963)Çiçekle en Tomurcuk Dü ünceler“Bu Ülke, yanın asırlık bir telebbuun, birsanatçı mizacından süzülen usaresi. Birmesaj, daha do rusu bir çı lık... kesif,dertli, derbeder...” (Kırk Ambar, s. 452)“Bu sayfalarda, hayatımın bütünü,yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim,bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyorki, hayat denen mülakata bu kitabıyazmak için gelelim: etimin eti, kemi iminkemi i.” (Jurnal, 15.4.1974)“Ümrandan Uygarlı a, Bu Ülke’nin

devamı, zamanla çiçekle en tomurcukdü ünceler...” (Kırk Ambar, s. 452)“Zirvelerle uçurumlar arasında birdiyalog. Büyük acıların ve büyükümitlerin kitabı. Bir devrin, dahado rusu bir medeniyetin muhakemesi,Asya’nın Avrupa ile hesapla ması... Gözkarartan bir dü ü ün grafi i.” (Jurnal,20.12.1978)“Ya Ma aradakiler? Bu Ülketohum, Ma aradakiler a aç. Bu Ülke’dekitohumların henüz hepsi a açla madı...”(Kırk Ambar, s. 452)“Ma aranın içi, ma aranın dı ı,insanlık, aynı sefil putlara tapan bira kınlar kafilesi. Hakikatte ma aranıniçi de dı ı da bir. Yüz elli yıldır ‘gölgelerâlemi’nde ya ıyoruz. Kitap, kendiinsanından kopan aydının trajedisi,amacı, bu yeraltı ma arasına bir parçaaydınlık getirmek...” (Ma aradakiler, arkakapak)“Ma aradakiler, çarpık, güdük ve

yerine oturmamı dü üncemizinkur unkalemle çizilmi bir tasla ı... belkisevimli de il, ama dürüst bir kitap.”(Jurnal, 20.12.1978)“Ma aradakilerdema aradakilerden pek azı var. Latinler‘birini tanımak, hepsini tanımaktır’dememi ler mi. Önce ki iler, sonramefhumlar, sonra foto rafların asılları...Ya adı ımız bir dramın hikâyesi.” (Jurnal,20.12.1978)“Kırk Ambarbir mefhumlarkamusu, derbeder ve da ınık biransiklopedi. Ba ka deyi le, kurmakistedi im büyük âbidenin birkaçsütunuyla birkaç odası...” (Kırk Ambar,arka kapak)“Kırk Ambar bataklı a fırlatılan birkaya parçası, kurba aların bilebarınmadı ı bu ölü sulardan en küçükbir ses çıkmadı...” (Jurnal, 4.1.1981)“Bir Facianın Hikâyesizifirikaranlıkta çakılan kibrit, kuledeki

nöbetçinin feryadı.” (Bir FacianınHikâyesi, s. 2)“I ık Do u’dan Gelir, büyük âbideyebirkaç sütun, birkaç oda daha ekliyor...”“ stanbul’da çıkan ilk yazılanıntercüme bürosunun kepazeliklerini te hireder. Ben edebiyata sürünerek girmedim,prens olarak girdim, övalye olarakgirdim ve Palas Atena gibi zırhlarımlado dum. lk yazımla son yazım arasındabüyük bir fark olaca ını sanmıyorum.A aç dal budak salmı , büyümü , okadar.” (Mektuplar, 25.12.1966)“Üslupta ilk ceddim Sinan Pa a.Sonra Nazif, Cenap ve Ha im. Amacım,yazarı okuyucudan ayıran bütünengelleri yıkmak, sesimi bütün hiziplereduyurmak, uurun, tarihin, ilmin sesini.Öyle bir ifade yaratmak istiyorum ki,Türk insanının uyu an uuruna bir alevmızrak gibi saplansın.” (Ma aradakiler, s.325)

Gerçek Entelektüel“Yıllardan beri kar ıma çıkan meselelerüzerinde dü ünmeye çalı ıyorum.Dü üncelerimi imkân buldukçaaktarıyorum ça da larıma. Cevaplarımızsuallerle hudutlu... Sorulan sualler hepaynı olunca, cevaplarda da büyük birtazelik aramak bo . Sorulmayan suallerecevap vermek insan takati dı ında.Benim bütün kuvvetim mümkün oldu ukadar tarafsız olu umdan geliyor. Yani,hükümlerimi tayin eden ihtiraslarımde il... Belki tek kurtulu imkânım:vuzuhu fethetmek.” (Jurnal, 29.10.1974)“Bugün bütün nass’ların peçesinisıyırmı , bütün hakikatleri tenkitsüzgecinden geçirmi , hakikatten ba kaya ayı sebebi kalmamı bir insanım...Gerçek entelektüel, önce ülkesininhaklarını, dü man bir dünyayahaykırmakla görevlidir. Yani rü eymi birmahiyet ta ıyan, u veya bu sınıfınideolog veya demagogu olmamak,

ülkesinin bütününü, bütün ülkelere kar ımüdafaa etmek. üphesiz ki böyle birtasavvur airane bir ütopyadır. nsankuca ında ya adı ı toplumdan sıyrılamaz,sıyrılırsa okunmaz ve anla ılmaz.Hayatının sonuna yakla mı birinsan olarak, zaten çoktan berikaybetti im ya ama sevincini, bu sınıflarüstü hakikatlerin taharrisindebuluyorum. Bu itibarla, mezarlarınötesinden seslenir gibi seslenebilirimça ıma, daha do rusu ülkeme. Amaokunur muyum, sesim duyulur mu?Me hur bir adam da de ilim, kalabalı ınbenimsedi i edebî bir nevi de temsiletmiyorum. Ne romancıyım, ne air, netarihçi. Sadece dürüstüm, çok okudum,çok dü ündüm. Be erî ihtiraslardanuzakla mı ım: bütün bu vasıflar birdü ünce adamının hamurunu yapar...... Biliyorum ki, kabiliyetlerimdençok, hâdiselerin sırtıma yükledi i buentelektüellik misyonunu, yani her eyi

kendi gözümle görmek, hakikatleripervasızca ça ımızın suratına haykırmakmisyonunu ba aracak güçte de ilim.”(Jurnal, 9.8.1975)mzamı Ta ıyan Her Yazıda BenYa ıyorum“Karanlıkları devirmek ve aydınlık birça ın kapılarını açmak için enmükemmel silâh: kalem. Sözle, yazıylakazanılmayacak sava yok... Kalemsahiplerine dü en ilk vazife: telaetmemek, öfkelenmemek, kin kı kırtıcısıolmamak. Halkı okumaya, dü ünmeye,sevmeye alı tırmak. Bir kılıcın kazandı ızaferi, ba ka bir kılıç yok edebilir.Kalemle yapılan fetihler, tarihe mal olur,tarihe, yani ebediyete.” (Kırk Ambar, s.454)“Üzerinde rahatça kalemoynatabilece im tek saha: deneme.Denemenin belli bir muhtevası yok, heredebî nevi kucaklayacak kadar geni ,

rahat ve seyyal, kalıpla mamı oldu uiçin çekici...... Monografi, tenkit, edebiyattarihi, imzamı ta ıyan her yazıda benya ıyorum. Bütün bu neviler kendimianlatmak için bir vesile. Bir Balzac’ın, birbn Haldun’un, bir Machiavelli’ninarkasına gizleniyorum, kendimiya ıyorum onlarda, kendi öfkelerimi,kendi ümitlerimi, kendiümitsizliklerimi...” (Ma aradakiler, s. 324)“Hakikatte kendilerinikonu turdu um dü ünce adamları, birtarafıyla benim tercümanlarımdır.Tanıdı ım binlerce insan arasındanonları seçi im, bazen kendimi sahneyeçıkarmak istemeyi imden, yani biröhretin arkasına gizlenmekihtiyatkârlı ından, bazen de onlarla boyölçü ebilece imi ispata kalkmak gibi birbencillikten kaynaklanabilir.” (Millet,“Babil’de Bir Aydın Konu uyor”,30.7.1982)

“Bakı larını iç dünyasına çevireninsan, uurun ma arasında kendigölgesiyle kar ıla ır. Bütün‘introspection’lar, bize fraklı, gözlüklü vepapyon kravatlı bir psikoloji hocası imajısunar. Metodun zaafı bu. Ancakkendimizi gözleyebiliriz. Kim gözleyebilirkendini? Entelektüel. Psikoloji, bubakımdan, bize çe itli fikir adamları imajısunan bir kaleydeskop.Entelektüelin macerasıentelektüeldir. Bu bakımdan, meselâMontaigne’in b ü t ü n Denemeler’i,Montaigne’in hayalini aksettiren birayna, yani entelektüel bir otobiyografi.Her sayfada Montaigne var, elinde birkitapla Montaigne. Yani Montaigne,kitaplarıyla resim çektiren bir adam:imdi Seneka ile konu ur, imdiEpiktetos’la, ama konu an hep o.Ötekiler konu turan. Yani, çe itlimuhatapları kar ısında fildi i kuledekifikir adamının davranı ları...” (Jurnal,

19.11.1964)Ö renmek ve Ö retmek“Ben hayatımın delikanlılık ça ından buyana kadar dü üncelerimde hiçbir temelde i iklik yapmadım. Yani soldan hareketetti im de, sa da karar kıldı ım da yanlıbir de erlendirmedir. Hiçbir zaman sol daolmadım, sa da. Böyle bir sınıflamasokaktaki adanı için geçerli olabilir.Ömrünü dü ünceye adayan, EflatundanMarx’a kadar her dü ünce adamını sevgive saygıyla selâmlayan, bütün dinlere,bütün mezheplere saygılı bir kimseninherhangi bir kilisede barınabilece i nasıldü ünülebilir?..” (Somut, 2.12.1983)“Ba ladı ım noktadan çok fazladerleyemedim. Az çok bildi im birkaçyabancı dil yardımıyla, dünyanın irfanbahçelerinde elli yıldır dola ıyorum.Gördüklerimi ça da larımla görü mek vetattı ım zevki onlara da tattırmak ba lıcaemelimdir. Hayatımı iki kelime hülâsa

eder: ö renmek ve ö retmek...”(Tercümaniçin röportaj, ‘84 yazı,yayımlanmamı bir bölüm)“... Sa cı ve solcu gibisınıflandırmaları hiçbir zamanbenimsemedim. Bunlar hakikatikapamaya yarayan uydurmacamefhumlardır. Bilhassa sosyal sınıflaraayrılmamı bir ülkede sa cı solcu nedemek?” (Tercüman, 20.9.1984)“... Bugüne kadar Türk aydınlarıarasında diyalog kurulamamı tır, amagelece e yönelen birtakım te ebbüslervardır. Meselâ Cumhuriyet Ansiklopedisi,çe itli ufuklardan gelen aydınlar arasındabir diyalog kurmak arzusundando mu tur. Tarih v e Toplum dergisi içinde aynı eyleri söyleyebiliriz. Yani, e ilim,aydınlanır fildi i kuleden çıkıp,dü üncelerini birbirlerine aktarmalarıdır.Gerçekle mesini cân-ı gönülden istedi imbir rüya bu.” (Tercüman için röportaj, ‘84yazı, yayımlanmamı bir ba ka bölüm)



CEMIL MERIÇ KRONOLOJISI11877 Babası Mahmut Niyazi Bey’inyakla ık do um tarihi.1912 Balkan Harbi sırasında ailesiYunanistan/Dimetoka’danHatay’a göç eder.1916 12 Aralık günü Hatay’ınReyhanlı kazasında HüseyinCemil dünyaya gelir. ki de ablasıvardır: Zehra ve Nadide. Bir-yediya çocuklu u Antakya’da geçer.Babası aynı ehirde ZiraatBankası müdürü, sonra damahkeme reisidir.1920 Birinci Dünya Sava ını izleyenyıllarla 1936 arası, SuriyeFransa’nın mandası altındadır.Misak-ı Milli dı ında bırakılanHatay’da da muhtar bir idarekurmu tur Fransa: Ba ımsızskenderun Sanca ı.1923 Babasının memuriyetten

ayrılması üzerine Reyhanlı’yadönerler. Aynı yıl ReyhanlıRü tiyesinde okula ba lar. Builkokulda, üçüncü sınıftanitibaren Fransızca dersleri deokutulmaktadır.1928 lkokulu bitirir, elindekidiplomanın adı: “certificat d’etu-des primaires”dir. Aynı yıl Antakya’ya gider veAntakya Sultanîsinde ortaokulaba lar. E itim Fransız kültürüa ırlıklıdır.1933 Çalı kan bir ö renci olmasınara men cebirden ikmale kalır,gözleri zayıftır ve sınıftaki tahtayıiyi görememektedir, altı numaramiyobu oldu u anla ılır. Aynı yıl, yerel Yenigüngazetesinde ilk yazısı yayımlanır,“Geç kalmı bir muhasebe”(23.9.1933).1934-35 On birinci sınıfı, birinci bolüm

bakaloryayı alarak bitirir; amaliseden mezun olamaz, çünküaynı yıl, lise on iki sınıf olur veikinci bakalorya konur. Yani biryıl önce on birinci sınıfı bitirenlerüniversiteye girebilirken, onun onikinci sınıfı da bitirmesi gerekir.1935-36 On ikinci sınıf felsefe sınıfıdır,bu sınıftayken, milliyetçi tutumu,yayımlanan bir yazısı ve buyazıda bazı hocalarına, onlarıyeteri kadar milliyetçi bulmadı ıiçin sert çıkması (‘Türk Genci”,Yıldız, 5.7.1935), parlak bir talebeolmasına ra men ve mezuniyetinepek az bir zaman kala, ikincibölüm bakaloryayı alamadanokulu terk zorunda kalmasıylasonuçlanır. Okulu bitirdi indetahsiline Mülkiye’de devamedebilecekken, bu imkân daböylece ortadan kalkar.1936-37 stanbul’a gelir. Üniversiteye

giremez. Bir süre PertevniyalLisesi on ikinci sınıfına devameder. Hocaları, felsefede hsanKongar, tarihte Re at EkremKoçu, edebiyatta Keyise Idalı,Fransızcada Nurullah Ataç’tır.Kumkapı ve Kadırga talebeyurtlarında kalır. Nâzım Hikmetve Kerim Sadi ile tanı ır. Onlariçin kendi imzasını kullanmadaniki kitap çevirir Türkçeye: GastonJeze’nin maliye ile ilgili 400sayfalık bir kitabı ile Stalin’inPratik v e Teori adlı kitabı. Vaatedilen tercüme paralarını alamaz.1937 stanbul’da geçinebilmesizordur, mayıs ayında vapurlaskenderun’a dönmekmecburiyetinde kalır.Aynı yıl skenderun’un Haymesekiadlı köyünde dokuz ay kadarilkokul ö retmenli i yapar, hemenhiç ö rencisi yoktur.

Aynı yıl skenderun TercümeBürosuna sınavla reis muaviniolur, Türkçe basını Fransızcayaçeviren bir ekibin ba ındadır. Bealtı ay kadar bu i te kalır.1938 Hatay ba ımsız bir cumhuriyetolmaktadır. Türkiye’nin,sancaktaki idare amirlerinin Türkolması için Fransızlar nezdindekigiri imi sonucu, Fransızlartarafından Aktepe’ye nahiyemüdürü tayin edilir. Sadece yirmiiki gün süren bir memuriyet.ine Hatay Valili i’nden gelen birtelefonla son verilir.Reyhanlı’ya dönüp, Batı Ayranaköyünde ilkokul ö retmenli ineba lar. Türk Hava Kurumu’ndasekreterlik, Belediyede kâtiplikgibi geçici görevlerde de bulunur.1939 Nisan ayında tevkif edilir, üç yüzkadar kitabına ve dergikoleksiyonlarına el konur.

Antakya’ya götürülür, Hatayhükümetini devirmek suçundanidam talebiyle yargılanır, iki aysonra beraat eder.Aynı yıl 29 Haziran’da HatayTürkiye’ye katılır.1940 Tekrar stanbul’dadır. Birarkada ından stanbul’da YabanaDiller Okuluna burslu talebealındı ını, oraya girebilece iniö renmi tir. Okula müracaateder, giri sınavını kazanıp iki yılokur, iki yıl da Fransa’ya stajagönderilecektir. Tarlaba ı’nda birpansiyonda kalmaktadır. Elit,Nisvaz gibi zamanın sanatçı veaydınlarının bir araya geldi ikahvelere devam eder bir süre.1941 stanbul’daki ilk yazısı insandergisinde yayımlanır: “Honore deBalzac”.1942 kinci Dünya Sava ı yüzündenYabana Diller Okulu ö rencileri

Avrupa’ya gönderilemez, mecburihizmeti vardır, kurada ansınaElazı çıkar.Aynı yıl Elazı ’a gitmeden az öncetarih ve co rafya ö retmeni olanFevziye Mente o lu ile tanı ır ve19 Mart günü evlenir, e istanbulludur. Aynı yıl, haziranayında babası ölür.Aynı yıl, 29 Ekim’de ElazıLisesinde Fransızcaö retmenli ine ba lar.1942-43 Ayın Bibliyografyası adlı dergidetercüme tenkitleri yayımlanır.1943 Elazı Askeri Hastanesi’ncedüzenlenen bir kurul raporunagöre, her iki gözündeki yüksek ve“müterakki” miyop askerlikyapmasına engeldir, askerliktenmuaf tutulur.Aynı yıl, ilk kitabı yayımlanır,Balzac’tan bir çeviridir bu: AltınGözlü Kız (Üniversite Kitabevi),

189 sayfalık kitabın 74 sayfasıBalzac’la ilgili bir incelemenin yeraldı ı önsözdür.1944-47 arası, dönemin çe itlidergilerinde (Yurt ve Dünya, Yücel,Gün, Amaç)özellikle Fransızedebiyatı ve dü üncesi üzerineincelemeler, daha da çok tercümetenkitleri yazar.1945 ubat, Elazı ’daki stajyerö retmenlik görevinden, iki senedört ay sonra ayrılır. E ininElazı ’a tayini çıkmadı ı gibi, e iburada iki de çocuk kaybetmi tir,ancak stanbul’da do umyapabilece inin anla ılmasıüzerine stanbul’dadır ve yediaylık hamiledir. TıpFakültesi’nden gözlerinin yorgunolması nedeniyle aldı ı raporara men Bakanlıkça izinli desayılmayınca istifa eder.Aynı yıl, 1 Nisan’da bir o lu

dünyaya gelir, ismini Mahmut Alikoyar.Aynı yıl, Balzac’tan iki çevirisiçıkar: Otuzundaki Kadın (A. BolatYayınevi, 168 sayfa) v e OnüçlerinRomanı (Ferragus) (YükselYayınevi), 157 sayfanın 28 sayfasıönsöz.1946 16 Aralık, bir kızı gelir dünyaya:Ümit.Aynı yıl bir çevirisi daha basılır,hep Balzac’tan: Kibar Fahi elerinhti am veSefaleti(inkılâpKitabevi) 471 sayfa, 17 sayfalıkbir önsöz.Aynı yıl, aralık ayının songünlerinde sınavla stanbulÜniversitesi Edebiyat FakültesineFransızca okutmanı olur.1947 Bir yıl kadar Yirminci Asırdergisinde yazar. 1947-53 yıllarıarasında makale yazmaya aravermi gibidir. 1953’te, aynı

dergide birkaç makalesi dahayayımlanacaktır.1948 Victor Hugo’n u n Hernani adlıpiyesinin manzum olaraktercümesi Milli E itim Bakanlı ıtarafından kendisine verilir.1949-50-51 tarihlerini ta ıyan ve çe itliokuma notlarından olu an birdefter doldurur. Aynı zamandayo un bir dosyalama ve fi lemeçalı ması içindedir. lgisini çekenher konuda malzemebiriktirmektedir.1951 Muafiyet imtihanına girecekHukuk Fakültesi ö rencileri için,EH. Saymen ve Mösyö Louat ile,43 sayfalık bir FransızcaYardımcı Metinler kitapçı ıhazırlar (Yabancı Diller Okulu,Fakülteler Matbaası).Aynı yıl Edebiyat FakültesiFelsefe Bölümüne doktoraö rencisi olarak kaydolur.

1952-53 stanbul I ık Lisesi’ne Fransızcaö retmeni olur.1952-54 arası aldı ı okuma notlarıyla ikidefter daha doldurur.1953-54 Yabancı dil okutmanlı ınaparalel olarak lise ö retmenli inisürdürür.1954 lkbahar aylarında gözlerinikaybeder.Aynı yıl, yaz ayları boyuncastanbul Cerrahpa aHastanesinde yatar, birkaçba arısız göz ameliyatı geçirir, birgözünde retina tabakasıçatlamı tır, di erine kataraktsonucu perde inmi tir.Ameliyatlara yurtdı ında devamedilmesinin uygun olaca ısonucuna varılır.1955 21 Ocak, DenizyollarınınTarsus vapuruyla, tek ba ınastanbul’dan Marsilya’ya, oradanda trenle Paris’e gider. Fakülte

tarafından ‘tetkikatta bulunmaküzere” Avrupa’ya seyahategönderiliyor kabul edilerek, yolaçıkabilmi se de, amaç Paris’teü n l ü “Quinze-Vingts” (Kenzven)Hastanesi’nde ameliyatolabilmektir. Ocak sonuylatemmuz arasında birçok ameliyatgeçirir, fakat gözdeki yüksektansiyon ve kanama yüzündenson ameliyatlar yapılamaz, yurdadönmek mecburiyetinde kalır. Birdaha ameliyat olmayacak ve artıkhayatının sonuna kadargöremeyecektir. 7 Temmuz günü,uçakla Ye ilköy Havaalanı’nainer.Aynı yıl, Hatay’ta oturan annesiZeynep Hanım vefat eder.Aynı yıl jurnal tutmaya ve Quinze-Vingts Geceleri isimli bir romanyazmaya ba lar, her ikisine dedevam etmez.

1956 V. Hugo’nun Sefiller adlı eserini,sonra da H. Taine’i n SanatınFelsefesi adlı kitabını Türkçeyeçevirmek talebi MaarifVekâlet’ince geri çevrilir. Üç aykadar sonra, Vekâletten gelen biryazıyla, JJ. Rousseau’nun E miladlı eserini çevirmesi uygungörülür, çeviriye ba lar. Yaptı ıçalı ma yarım kalmı titiz birçeviri örne idir.Aynı yılın aralık ayında Hernaniçevirisi, Maarif Vekâlet’inin“Klasikler” dizisi arasındayayımlanır.1957 O yılın tiyatro sezonu içinstanbul ehir TiyatrolarındaHernani’nin temsili uygungörülmü ve sahne çalı malarıtamamlanmı gibiyken “mühimbir sebepten dolayı daha sonrasahneye konacaktır” gerekçesiyleeser, son anda programdan

kaldırılır ve bir daha da temsilisözkonusu olmaz.1959 Fransızca ö renecekler için birFransızca dili grameri hazırlar.Yakla ık 100 daktilo sayfası tutanbu çalı ması basılmaz. Aynı yıl,Hugo’n u n Sefiller adlı eseriniTürkçeye çevirmesi Bakanlıkçabu kez uygun görülür. Ne var kiHint dü üncesi ve edebiyatıylailgili geni kapsamlı bir çalı mabütün zamanını almaktadır,çeviriye ba lar ama devametmekten vazgeçer.1961 E i a ır bir rahatsızlık geçirirsede hemen tamamen iyile ir.1963 Hint Edebiyatı’nın yazılmasıbiter, eser baskıya hazırdır. Aynıyıl, yılba ından itibaren düzenliolarak jurnal tutmaya ba lar,Jurnal ine ‘64 ve ‘65 yıllarında dadevam eder, bu dönemdeMektuplarlada zenginle en

Jurnal, aralıklarla da olsa 1983yılı ortalarına kadar sürecektir.Aynı yıl, Antakya’da ngilizceö retmeni Lamia Çatalo lu iletanı ır. Bu tanı ma hayatınınsonuna kadar sürecek birdostlu a dönü ür.Aynı yıl. Edebiyat Fakültesisosyoloji bölümünde, hemsosyoloji ö rencilerine hem deçe itli fakültelerden dersleriniizlemeye gelen ö rencileresosyoloji ve kültür tarihi dersleriverir, bu dersler çok düzenliolmasa da emeklili ine kadarsürecektir.1964 Bu yıl kadar bastırılamayan HintEdebiyatı, sonunda yayımlanır(Dönem Yayınları, 266 s.).1965 ‘53 yılından sonra ilk kez Dönemve Ça rı dergilerinde makaleleriçıkar.1966 Victor Hugo’dan, Mahmut Sait

Kılıççı ile beraber manzum olarakçevirdi i Marion de Lorme basılır(MEB Yayınları, 192 s.).Aynı yıl, Hugo’dan yapmı oldu uHernani çevirisi ikinci kez basılır(MEB Yayınları, 184 s.).1967 Makale yazmayı Yeni nsan veHisar dergilerinde sürdürür.Hisar’daki yazıları, aralıklarla daolsa, on yılı a kın bir süre devamedecektir.Saint-S i m o n lkSosyolog, lkSosyalist, bu yıl basılır (ÇanYayınları, 143 s.).Aynı yıl, A. Meillet ile M.Lejeune’ün EncyclopedieFrancaise’deki bir yazısını DillerinYapısı ve Geli mesi ba lı ı altında,talebesi Berke Vardar ileTürkçeye çevirirler (DönemYayınları, 86 s.).1969 Sosyalizm ve Sosyoloji TarihindePierre Joseph Proudhon adlı bir

çalı ması Fakülteler Matbaasındabasılır (Türkiye Harsi ve çtimaiAra tırmalar Derne i, sayı 101,23 s.).1970 1968’de ÎÜEF Sosyolojidergisinde çıkan deoloji ile ilgilibir ba ka çalı ması (sayı 21-22),bir kitapçık halinde yayımlanır(Fakülteler Matbaası, 23 s.).1973 Balzac’tan çevirmi oldu u KibarFahi elerin hti am ve Sefaleti adlıeser, ikinci defa, hti am ve Sefalet(Vautrin) adıyla gözden geçirilipbasılır (Ötüken Yayınevi, 543 s.).1974 stanbul Üniversitesi EdebiyatFakültesi Fransızcaokutmanlı ından emekli olur.Görmemesine ve oldukça zorçalı ma ko ullarına ra menhocalık görevini sonuna kadarsürdürmü tür.Aynı yılın nisan ayında bir erkektorunu dünyaya gelir, 58 ya ında

dede olmu tur.Aynı yıl, Bu Ülke yayımlanır(Ötüken Yayınevi, 170 s.).Ümrandan Uygarlı a adlı eseri debu yıl basılır (Ûtüken Yayınevi,3 7 1 s.) ve Türkiye Milli KültürVakfı’n d a n “fikir dalında” ödülalır.Aynı yıldan i t i b a r e n TürkEdebiyatı, Kubbealtı Akademidergilerinde ve Orta Do ugazetesinde yazıları çıkma aba lar.1975 Bu Ülke ikinci baskıyı yapar(Ötüken Yayınevi, 200 s.).Aynı yılın haziran ayında birerkek torun sahibi daha olur.1976 Bu Ülke ilavelerle üçüncü defabasılır (Ötüken Yayınevi, 244 s.).Aynı yıl, Hint Edebiyatı adlı eseri,“Hint ve Batı” ba lıklı bir bölümünde eklenmesiyle Bir DünyanınE i inde adıyla ikinci kez basılır

(Ötüken Yayınevi, 344 s.).1977 Pınar, Köprü, Gerçek dergilerindemakaleleri çıkar, en çok daPınar’da yazar.Ummandan Uygarlı a’nın ikincibaskısı yapılır (Ötüken Yayınevi,366 s.).1978 Ma aradakileradlı eseriyayımlanır (Ötüken Yayınevi, 352s.).Aynı yıl mart ayında televizyonunbirinci kanalında roman üzerinebir söyle isi yayımlanır.1978-84 yılları arasında, ço u KubbealtıCemiyeti’nde olmak üzere, yıldaüç dört kere konferans verir.1979 Bir Dünyanın E i inde üçüncübaskısını yapar (Ötüken Yayınevi,352 s.).Bu Ülke, yeni ilavelerle dördüncükez basılır (Ötüken Yayınevi, 275s.).Aynı yıl Hareket dergisinde de

yazmaya ba lar.1980 Kırk Ambar’ı çıkarır Cemil Meriç(Ötüken Yayınevi, 487 s.).Aynı yıl eser, Türkiye Milli KültürVakfı Ödülü’ne layık görülür.Aynı yıl Ma aradakiler ikincibaskısını yapar (Ötüken Yayınevi,326 s.).Uriel Heyd’den Ziya Gökalp, TürkMilliyetçili inin Temelleri isimlikitabı çevirir (Sebil Yayınevi, 134s.). Milli E itim ve Kültürdergisinde ve Yeni Devirgazetesinde makaleleriyayımlanmaktadır.1981 Bir Facianın HikâyesiAnkara’daki bir yayınevitarafından basılır (ÜmranYayınları, 167 s.).Thornton Wilder’in KöprüdenDü enler adlı kitabını LamiaÇatalo lu ile birlikte ngilizcedenTürkçeye çevirirler (Tur Yayınları,

112 s.).Aynı yıl, Ankara Yazarlar Birli iDerne i tarafından “yılın yazarı”seçilir.1982 Kayseri SanatçılarDerne i’nden, inceleme dalındabir ödül alır.Aynı yıl, 15 Ocak’ta Ni anta ıAkademi Kitabevi’nde bir imzagünü düzenlenir. lk kezokuyucusuyla kar ıla ır. Aynı yıl,30 Ocak’ta, “Cemil Meriç’le Türkkültüründeki de i melerhakkında bir söyle i” ba lı ınıta ıyan bir televizyon programınakatılır.1983 Maxime Rodinson’un BatıyıBüyüleyen islâm adlı eserinidilimize kazandırır (PınarYayınları, 175 s.).Aynı yıl, leti im Yayınlarınınç ık a r d ı ı C umhur i y e t DönemiTürkiye Ansiklopedisine makaleler

yazar. 7 Mart günü 41 yıllıkberaberlikten sonra e inikaybeder. Aynı yıl TÜYAP KitapFuarında eserlerini imzalar.1984 I ık Do udan Gelir adlı kitabıyayımlanır (Pınar Yayınları, 233s.).Aynı yılın a ustos ayında birbeyin kanaması geçirir, solhemipleji sonucu sol tarafına felçiner. Cerrahpa a Hastanesindeüç ay süren bir tedaviden sonrataburcu olur.1985 Bu Ülke, Entelektüel BirOtobiyografi ve Cemil MeriçKronolojisini de içeren 63 sayfalıkbir giri bölümüyle be inci kezbasılır ( leti im Yayınları, 285 s.).Kültürden rfana adlı eseri nsanYayınları arasında çıkar (405 s.).Aynı yayıneviyle bütün eserlerininbasılması konusunda imzalanansözle meye ra men di er eserleri

basılmaz.1986 leti im Yayınlarının bu kez deTanzimat’tan Cumhuriyet’e TürkiyeAnsiklopedisinde makaleleriyeralır.1987 13 Haziran günü, kendisiniyata a mahkûm eden uzunca birhastalıktan sonra, 71 ya ındahayata gözlerini yumar.Karacaahmet Mezarlı ı’na e ininyanına defnedilir (Ada 8, no. 890).Aynı yıl, ölümünden bir ay kadarönce, televizyonun birincikanalında, TRT tarafındanh a z ı r l a t ı l a n : “SanatımızdanPortreler: Cemil Meriç” adlı birbelgesel yayımlanır. Ölümüüzerine aynı belgesel bir keredaha ekrana gelecektir. Aynı yıl,Dönemli Yayıncılıkla CemilMeric’in vârisleri arasında, bütüneserlerinin basılması konusundabir sözle me imzalanır, iki

eserinin yayına hazırlanıpbaskıya verilmesi a amasında,yayınevinin kapanması üzerinebu giri im sonuçsuz kalır.1989 Cemil Meriç için, 13 Hazirangünü Ca alo lu Basın Müzesindedüzenlenen ikinci ölümyıldönümü anma toplantısındayapılan çe itli konu malar,Hürriyet Gösterinin eylül sayısıylabirlikte çıkan Cemil Meriç ekindeyayımlanır.1991 Dördüncü ölüm yıldönümüdolayısıyla, Hatay KültürMüdürlü ü ile LESAM tarafındanAntakya’da, “Türk FikirHayatında Cemil Meriç’in Yeri”konulu bir panel düzenlenir.Paneldeki konu malar, MehmetTekin tarafından Cemil Meriç air,filozof, yazar adını ta ıyan birkitapçıkta toplanır (Antakya, 94s.).

1992 Ocak ayında, Cemil Meriç’inbütün eserlerinin bir külliyathalinde basılması konusunda,leti im Yayınları ile CemilMeriç’in vârisleri olan çocuklarıarasında bir ne ir sözle mesidüzenlenir. Bu sözle meye göre,Cemil Meriç’in bütün basılmı telifeserleri, basılmamı “Jurnal” ve“Mektuplar”ı, çeviri eserleri veyine basılmamı ders notları,konferanstan, di er yazılarıyayınevince yayımlanacaktır.C e m i l Meriç’in be inci ölümyıldönümünde, stanbulÜniversitesi Rektörlü ü Ö renciKültür Merkezi Edebiyat Kulübütarafından bir anma günüdüzenlenir.***Cemil Meriç’in iki çocu undan

Mahmut Ali Meriç, Saint-Joseph Lisesi’nibitirdikten sonra stanbul ÜniversitesiHukuk Fakültesinden mezun olmu ,Fransız hükümetinden burs alarak gitti iParis’te, Paris Üniversitesi Hukuk vektisat Bilimleri Fakültesinde, siyasîdü ünceler tarihi konusunda doktoraçalı malarını sürdürmü ve bir master(DES) yapmı tır. stanbul Barosuavukatlarından olup, bugün bir Fransızirketinin üst düzey yöneticili iniyapmaktadır. Evli ve iki erkek çocukbabasıdır.Cemil Meriç’in kızı Ümit Meriç,Çamlıca Kız Lisesi’nden sonra bir yılstanbul Üniversitesi Edebiyat FakültesiFransız ve Roman Dilleri Filolojisine, üçyıl da aynı fakültenin Sosyoloji Bölümünedevam ederek bu bölümden mezunolmu , aynı fakülteye asistan olarakgirmi , “C e v de t Pa a’nın Cemiyet veDevlet Görü ü” adlı çalı ması ile sosyolojidoktoru unvanını almı tır. Doktora tezi

Ötüken Yayınevi tarafından aynı yılbasılmı (1975, 160 s.), eser 1977’deTürkiye Milli Kültür Vakfı’nca mansiyonalayık görülmü tür. 1985 yılında doçent,1992’de profesör olan Ümit Meriç,stanbul Üniversitesi Edebiyat FakültesiSosyoloji Bölümü’nde KurumlarSosyolojisi Anabilim Dalı Ba kanı veBölüm Ba kanı olarak çalı mı ve 1999Eylülünde kendi iste i ile emekliolmu tur. 1999-2004 yılları arasındastanbul Büyük ehir Belediyesininyürüttü ü “Sosyal Doku Projeleri’ne ve“Kentim stanbul Projesi’ne danı manlıkyapmı tır. Halen “Seyahatnamelerde veSefarethanelerde stanbul” ba lıklı bireser üzerinde çalı maktadır. FevziyeHazal Yazan adlı bir kız çocu uannesidir.C e m i l Meriç’in iki ablasındanZehra Meriç hiç evlenmemi , devletmemuriyetinden emekli olduktan sonra1982 yılı sonunda Reyhanlı’da vefat

etmi tir. Di er ablası Nadide Köklü ise ikidefa evlenmi , üç erkek, dört kız toplamyedi çocu u olmu tur. Cemil Meriç’inablası ve ye enleri Hatay’daya amaktadır.Hazırlayan: MAHMUT ALMER ÇDalyan, Ekim 1992

BU ÜLKE


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook